Tuğçe, ilkokul 4. sınıfın son haftasında, dersten biraz sıkılmış bir halde sırasında otururken, aklına birden bire takılan soruyu dayanamadan Hatice öğretmenine sordu:

— Hatice Öğretmenim, küçük dilimiz niye var? Ne işe yarıyor? Olmasa ne olurdu?!

Sınıfta bir anlık sessizlik oldu. Bazı öğrenciler bu soruyu ilk kez duydukları için şaşkın gözlerle bakarken, bazıları da merakla başlarını salladı.

Hatice öğretmen gülümseyerek cebinden eski, ahşap görünümlü bir kalem çıkardı. “Sihirli kalemim… Bu soru için harika bir yolculuk yapmamız gerekiyor,” dedi ve sırasının üstüne hafifçe dokundu. Ardından mırıldandı:

— “Bilinmeyen için, gerçeğe geçiş… Aklımıza düşeni, bilimle buluşturalım.”

Bir anda sınıfın ön tarafında, tahtanın tam önünde gökyüzü gibi parlayan bir boyut kapısı açıldı. Ardından şapkasi yamuk duran, yuvarlak gözlüklü, bembeyaz sakallı biri göründü. Ceketi rengarenk düğmelerle süslüydü.

— İyi günler sevgili öğrenciler! Ben Profesör Bilmiş. Hatice öğretmeninizden sinyali aldım, küçük dil yolculuğumuza başlayabiliriz!

Sınıf alkışlarla karşıladı. Tuğçe ise heyecanla sordu:

— Gerçekten görecek miyiz küçük dilin ne işe yaradığını?

— Elbette! Hazırsanız sizi “Bilim Evrenine Yolculuk” tüneline alalım.

Profesör Bilmiş, kalem şeklinde bir kumanda çıkardı ve tüneli içeriye uzattı. Tüm sınıf birer birer tünelden geçerek dev bir bilim laboratuvarının içine girdi. Ama bu laboratuvar bildikleri gibi değildi. Tavanından dev bir insan kafası sarkıyordu ve ağzı tam ortasından açılmıştı. Sanki içine girmeleri için davetiye çıkarıyordu.

— Tuğçe ve Arkadaşları! İşte karşınızda bir ağız modeli! Hadi gelin, önce içine girelim ve dili yakından inceleyelim!

İçeri girerken etraflarında küçük diller uçuşuyor, minik tabelalarda yazılar görünüyordu:

Hoşgeldiniz! Bu organ tat duyusunun bekçisidir!

Tuğçe küçük dili işaret etti:

— İşte orada! İlk kez bu kadar yakından görüyorum.

Profesör Bilmiş anlatmaya başladı:

— Küçük dilin asıl adı “uvula”dır. Boğazın arka kısmında sarkan, yumuşak, minik et parçasıdır. Çok önemli görevleri vardır. Önce sizlere merkezi küçük diliniz olan yapının çevresindeki üç önemli bölümü göstermek istiyorum.

🚀 🚀 🚀
Yutma Kontrol Merkezi

Tuğçe, Profesör Bilmiş’in peşinden heyecanla yürürken birden etraflarındaki ortam değişti. Duvarlar ekrana dönüştü, yerdeki döşemeler tuşlara benzedi. Tavanda hafifçe dönen ışıklı bir tabela belirdi:

Yutma Kontrol Merkezi – Beyin Sapı Terminaline Hoş Geldiniz!

Profesör Bilmiş, elindeki sihirli pointer’la havaya bir daire çizdi. O anda Tuğçe’nin karşısında, devasa bir sinir ağı belirdi. Bu ağ, bilgisayar kablolarını andıran ışıklı yollarla birbirine bağlıydı. Ortasında küçük ama çok önemli bir yer vardı: Beyin Sapı!

🧠 Profesör Bilmiş:
“İşte çocuklar! Şu gördüğünüz yer, yutkunma işlemini yöneten komuta merkezi. İsmi biraz teknik: yutma refleks merkezi. Ama biz ona kısaca ‘Yutma Kontrol Merkezi’ diyoruz!”

İpek:
“Yani her yutkunduğumuzda burası mı çalışıyor?”

🧠 Profesör Bilmiş:
“Aynen öyle İpek! Siz her gün ortalama 500-700 kez yutkunuyorsunuz. Bazen farkında bile değilsiniz. Su içerken, yemek yerken, hatta uyurken bile!”

Tuğçe şaşkınlıkla sordu:
“Peki, bir şeyin doğru boruya gitmesini nasıl sağlıyor? Hani yemek soluk borusuna kaçarsa çok kötü olur ya…”

🧠 Profesör Bilmiş gülümsedi:
“Harika soru Tuğçe! Şimdi iyi izleyin…”

Sihirli ekran aniden bir üç boyutlu animasyona dönüştü. Ağız, boğaz, soluk borusu ve yemek borusu görülebiliyordu. Her bir parça renkliydi. Bir lokma, ağızda çiğnendi, ardından boğaza doğru ilerledi.

📍O anda küçük dil, yumuşak damakla birlikte yukarı kalktı.
📍Gırtlak, yukarı doğru çıktı ve epiglot (gırtlak kapağı) soluk borusunu kapattı.
📍Lokma, güvenli bir şekilde yemek borusuna geçti.

🧠 Profesör Bilmiş:
“İşte bu hareketlerin hepsi otomatik olarak, saniyenin yarısı kadar kısa sürede gerçekleşiyor. Neden mi? Çünkü yutkunmak bir refleks, yani düşünmeden yapılan bir hareket.”

Ateş:
“Yani beyin ‘ŞİMDİ YUT!’ diye komut veriyor gibi mi?”

🧠 Profesör Bilmiş:
“Evet, ama daha da ilginci şu: Aslında yutkunma 3 aşamada gerçekleşiyor ve her aşama farklı birim tarafından yönetiliyor. İşte burası adeta bir havaalanı kontrol kulesi gibi!

🔍 🔍 🔍
Yutkunmanın 3 Aşaması

📌 1. Ağız Aşaması (İstemli)
Yemek çiğnenir, dil lokmayı boğaza doğru iter. Bu kısmı biz kontrol ederiz.

📌 2. Boğaz Aşaması (Refleks)
Yutma merkezi devreye girer. Gırtlak yukarı kalkar, soluk borusu kapanır. Bu tamamen otomatik olur.

📌 3. Yemek Borusu Aşaması
Yemek borusunun kasları sırayla kasılarak lokmayı mideye gönderir. Buna peristaltik hareket denir. Tıpkı dişli çarklar gibi!

🤖 🤖 🤖
Minik Görevliler – Yutma Komandoları

Tuğçe birden ekranda animasyon şeklinde zırhlı minik karakterler gördü: “Yutma Komandoları”.

Her biri sinirlerden gelen sinyalleri taşıyan “iletişim askerleri”ydi. Beyin sapından emir alıyorlar, lokmanın geldiğini anlıyorlar ve hemen organlara “harekete geç!” emri veriyorlardı.

🎖️ Komando 1 – “Dil, lokmayı öne it!”
🎖️ Komando 2 – “Yumuşak damak yukarı!”
🎖️ Komando 3 – “Epiglot kapağı kapansın!”
🎖️ Komando 4 – “Boğaz kasları sırayla kasılsın!”

😮 😮 😮
“Peki Ya Küçük Dilimiz?”

Tuğçe hemen atladı:
“Peki küçük dil ne yapıyor bu sırada? Boş boş sallanıyor mu?”

🧠 Profesör Bilmiş:
“Ha ha ha! Hayır Tuğçe. Küçük dil aslında çok önemli. Yutma sırasında yukarı kalkarak yemeklerin burnuna kaçmasını engeller. Adeta arka kapıyı kilitler.”

Nehir (burnunu tutarak):
“Yani küçük dil olmazsa, yemek burnumuzdan çıkar mı?”

🧠 Profesör Bilmiş:
“Teorik olarak evet. Hatta bazı insanlarda küçük dil doğuştan çok küçük veya eksik olabiliyor, bu da konuşma ve yutma sorunlarına yol açabiliyor.”

🧪 🧪 🧪
Mini Deney – “Yutkunma Testi”

Profesör Bilmiş, çocuklara bir bardak su verdi. “Şimdi gözlerinizi kapatın ve bir kez yutkunun” dedi.

“Yut!”

Tuğçe birden irkildi. “Aaaa, gerçekten de hiçbir şey yapmadan yutmuş oldum!”

🧠 Profesör Bilmiş:
“Çünkü beynin içindeki bu merkezin görevi, sizin yerinize her şeyi saniyeler içinde çözmek!” Ardından tüm sınıfa seslendi haydi küçük gençler!! Gelin ikinci durak olan “Ses Tiyatrosu”na gidelim.

🎭 🎭 🎭
Ses Tiyatrosu – Sahne Işıkları Açılıyor!

Sihirli yolculuk devam ederken, Tuğçe ve arkadaşları bir anda devasa kırmızı perdelerin önünde buldular kendilerini. Renkli sahne ışıkları yanıp sönüyordu. Üstte dev bir tabela asılıydı:

SES TİYATROSU – Bugünkü Gösteri: Bir Sesin Doğuşu”

Profesör Bilmiş, cübbesini bir tiyatro yönetmeni gibi havaya savurdu.

🧠 Profesör Bilmiş:
“Hoş geldiniz sevgili seyirciler! Şimdi sizleri bir sesin nasıl oluştuğuna tanıklık edeceğiniz eşsiz bir gösteriye davet ediyorum!”

Müzik başladı. Sahneye sırayla minik karakterler çıktı. Her biri bir organı temsil ediyordu. Giydikleri kostümler tıpkı görevlerini anlatıyordu. Ve perde açıldı…

🎼 🎼 🎼
Akciğer Korosu

1. Sahne:

🎭 Karakter: “Akciğer Amca”
🗣️ Rolü: Hava üretimi
👕 Kostümü: Balon desenli gri-siyah bir kostüm

Akciğer Amca sahneye çıktı ve kocaman içini şişirip “Puuuuf!” diye üfledi.

🫁 Akciğer Amca:
“Benim işim havayı yukarı göndermek! Hava olmazsa ses de olmaz!”

🎶 Fon müziği: “Fııııısssşşşş!”

🎤 🎤 🎤
Gırtlak Tiyatrosu

2. Sahne:

🎭 Karakterler: “Ses Teli İkizleri” (Doğaç ve Kalın)
🗣️ Rol: Sesi titreştirmek
👕 Kostüm: Lastik ip desenli, parıltılı beyaz kostüm

Ses Teli İkizleri sahneye doğru koşarak geldi. Tam ortada zıplamaya başladılar.

🎙️ Doğaç (ince sesli olan):
“Havayı titreştirirsek ince ses çıkar!”

🎙️ Kalın (tok sesli olan):
“Gerginliğimizi azaltırsak, kalın bir ses olur!”

🧠 Profesör Bilmiş açıklıyor:
“İşte çocuklar! Hava yukarı çıkarken ses tellerinden geçer. Bu teller titreştiğinde ses oluşur. Gitar telleri gibi düşünün!”

Tuğçe heyecanla bağırdı:
“Yani ben sesimi böyle ayarlıyorum!”

🎤 🎤 🎤
Yankı Vadisi

3. Sahne:

🎭 Karakter: “Boğaz Borusu”
🗣️ Rol: Sesin yankılanması
👕 Kostüm: Tünel şeklinde, içi boş dev bir kostüm

Boğaz Borusu, mikrofona konuştuğunda sesi yankı yaptı:
“Yaaaaaaaankıııııııııı!”

🎙️ Boğaz Borusu:
“Ben sesin yoluyum! Ne kadar genişsem, ses o kadar güçlü yankılanır.”

🎵 Ses: Mikrofon yankısı efekti

🧠 Profesör Bilmiş:
“Doğru! Boğaz, sesin ilk yankılandığı yerdir. Eğer grip olursanız ya da boğazınız şişerse sesiniz boğuk çıkabilir.”

🎤 🎤 🎤
Ağız – Dil – Dudak Ekibi

4. Sahne:

🎭 Karakterler: “Dil Hanım”, “Dudak Kardeşler”, “Dişçi Dede”
🗣️ Rol: Sesleri harflere dönüştürmek
👕 Kostüm: Renkli kıvrımlı diller, parlak dudaklar ve inci diş şapkaları

Dil Hanım döne döne sahnede dans etti.

💃 Dil Hanım:
“Ben harfleri şekillendiririm! B, D, L, T… hepsi benden sorulur!”

🧠 Profesör Bilmiş:
“Ses tellerinde titreşimle oluşan sesler, ağız, dil ve dudaklarla harflere dönüşür. Konuşma işte bu sihirli ekibin eseridir.”

Dudak Kardeşler, P ve M seslerini çıkararak:

🗣️ “Puh-puh, Muh-muh!”

Dişçi Dede ise fısıltıyla:
“Fffff… Ssss… Şşş!”

👂 👂 👂
Final Sahnesi – Kulaklar ve Anlama Merkezi

🎭 Karakterler: “Kulakçıklar” ve “Beyin Tercümanları”
🗣️ Rol: Duyulan sesi anlamak
👕 Kostüm: Kulağa benzeyen dev kostümler, çevirmen kulaklıkları

Tuğçe’nin konuşması hoparlörden geldi:
“Merhaba!”

Kulakçıklar sesi aldı, beyin tercümanları onu anlayıp yazıya döktü:

“Birisi sana ‘Merhaba’ dedi!”

🧠 Profesör Bilmiş:
“İşte son perde! Kulaklar sesi alır, beyin onu çözümler. Ve siz karşıdakinin ne dediğini böylece anlarsınız!”

🎉 🎉 🎉
Alkış ve Kapanış

Tuğçe ve sınıf arkadaşları coşkuyla alkışladılar.
“Bravo! Harikaydı!”

🎭 Sahnenin ortasına Profesör Bilmiş çıktı:
“Unutmayın çocuklar! Her konuştuğunuzda vücudunuzun içinde bu dev tiyatro perde açıyor. Siz ne kadar iyi kullanırsanız, sesiniz o kadar etkili olur.”

Profesör güldü: — Dahası var! Haydi son durağımıza, “Boğaz Koruma Merkezi“ne.

🛡️ 🛡️ 🛡️
“Boğaz Koruma Merkezi” – Savunmanın İlk Hattı

Sihirli yolculuk hız kesmeden devam ederken, Profesör Bilmiş bir düğmeye bastı ve bir asansör gibi aşağı inen parlak bir platformda tüm çocuklar, Tuğçe’nin peşine takılarak inişe geçti. Aşağıda dev bir kale vardı: yüksek surları, bayrakları ve minik muhafızlarıyla tam bir savunma karargâhı!

Üzerinde altın harflerle yazılı bir tabela asılıydı:
“BOĞAZ KORUMA MERKEZİ – Davetsiz Misafirlere Karşı Sihirli Savunma”

Kapılar gıcırdayarak açıldı ve çocuklar, rengârenk odacıklardan, koridorlardan ve dev görevli hücrelerden geçerek merkeze girdiler.

👮 👮 👮
1. Nöbet Noktası – Bademcik Tugayı

Profesör Bilmiş elini kaldırarak tanıttı:

🧠 Profesör Bilmiş:
“İşte karşınızda: Bademcik Tugayı! Vücudumuzun boğazdaki ilk savunma birliği!”

🛡️ Bademcik Tugay Komutanı:
“Buradan geçen her yiyecek, içecek ya da hava molekülünü kontrol ederiz! Mikropları hemen tanır, alarma geçeriz!”

🎭 Tuğçe şaşkınlıkla sordu:
“Yani, mikroplar önce sizi mi geçmek zorunda?”

🧠 Profesör Bilmiş:
“Aynen öyle! Bademcikler, bağışıklık sisteminizin gözcüleridir. Virüsleri, bakterileri fark ederler ve savaş başlatırlar. Ama çok çalıştıklarında şişip ağrıyabilirler, unutma!”

🛡️ 🛡️ 🛡️
2. Gizli Savunma Ekibi – Lenf Hücreleri

Bir başka odada minik ama ışık saçan askerler vardı. Üzerlerinde “Lenf Hücresi” yazılıydı.

🔬 Lenf Hücresi Beta:
“Biz, düşman tanımlamada uzmanız! Mikrobu tanır, hafızamıza kaydeder, bir daha gelirse hemen tanırız!”

🎯 Lenf Hücresi Teta:
“Ve alarmı basarız! Diğer askerler yardıma gelir. Hep birlikte mikropları yeneriz.”

🧠 Profesör Bilmiş:
“İşte bu yüzden vücudumuz bazı hastalıkları bir kere geçirince tekrar kolay kolay hasta olmaz!”

🌬️ 🌬️ 🌬️
3. Hava Filtreleri – Burun ve Yumuşak Damak Ekibi

Bir başka odada büyük pervaneler ve tüy gibi yumuşak kanatlar vardı.

👃 Burun Filtre Şefi:
“Havayı ilk biz karşılarız! Tozları, mikrobu tutarız. Ve sonra sıcak, temiz havayı boğaza yollarız.”

👅 Yumuşak Damak Kaptanı:
“Ayrıca konuşurken sesin boğaza düzgün dağılmasını sağlar, yutkunma sırasında ise burna kaçmasın diye yolu kapatırız!”

🧠 Profesör Bilmiş:
“Yani çocuklar, burnumuz sadece koku almakla kalmaz; aynı zamanda boğazı korur!”

🧴 🧴 🧴
4. Koruyucu Sıvılar – Tükürük Laboratuvarı

Bir başka salonda köpüren şişeler, minik kimya tüpleri ve gürültülü makineler vardı.

💧 Tükürük Mühendisi:
“Biz tükürük üretiriz! İçinde savunma proteinleri, sindirime yardımcı enzimler ve ağız hijyeni için özel maddeler var!”

🧠 Profesör Bilmiş:
“Tükürük sadece ağzınızı ıslatmaz. Boğazınızda tahrişi önler, mikroplarla savaşır ve yiyeceklerin yumuşak geçmesini sağlar.”

🎭 Tuğçe şaşkınlıkla bağırdı:
“Yani ağzımda su birikiyorsa sadece yutmak için değilmiş!”

🔥 🔥 🔥
5. Alarm Merkezi – Öksürük Butonu

Duvarın ortasında kocaman kırmızı bir düğme vardı. Üzerinde “ACİL ÖKSÜRÜK” yazıyordu.

🧠 Profesör Bilmiş:
“Boğaz bir tehdit algıladığında hemen öksürük refleksini devreye sokar. Toz, duman, yiyecek kırıntısı, su kaçması… hemen dışarı atılır!”

🎭 Can merakla sordu:
“Peki hapşırık?”

🧠 Profesör Bilmiş gülümsedi:
“O, burnun alarm sistemi. Ama çoğu zaman boğazla birlikte çalışır. Vücudumuzun bu refleksleri, mikropları uzak tutar.”

🛌 🛌 🛌
Bonus Oda – Dinlenme ve Yenilenme Birimi

En son odada yumuşak yastıklar, sıcak çorbalar ve bitki çayları servis ediliyordu.

🧉 Zencefil Hemşiresi:
“Boğaz ağrınız varsa sıcak içecekler, dinlenme ve sağlıklı beslenme ile bu savunma sistemi hızlıca iyileşir.”

🧠 Profesör Bilmiş:
“Boğazını fazla zorlamak, çok bağırmak, çok soğuk içmek gibi davranışlar bu merkezi yorar. Ona iyi bakmalısın!”

🧠 Profesör Bilmiş:

”Eveettt küçük gençler, küçük dilimiz çevreleyen üç bölümü de ayrı ayrı gezdik gördük”

🎓 Profesör Bilmiş, elindeki sihirli bastonunu üç ayrı yöne çevirdi. Her dönüşte bir görüntü belirdi:

  1. 🛡️ Bir yanda Boğaz Koruma Merkezi, bademcik askerleriyle dev bir kaledeydi.
  2. 🎭 Öteki yanda Ses Tiyatrosu, rengârenk perde ve titreşen ses telleriyle cıvıldıyordu.
  3. 🍽️ Son görüntüde ise Yutma Kontrol Merkezi, yiyecekleri doğru yönlere gönderen akıllı yollarla doluydu.

Tam bu sırada profesör büyük bir işaretle ortaya Küçük Dil’in holografik bir görüntüsünü çıkardı. Küçük dil yukarıdan sarkıyor, tatlı tatlı sallanıyordu.

🧙‍♂️ Profesör Bilmiş (gülümseyerek):
“Bakın çocuklar… Bu üç büyük merkez, işte bu minicik ama MUCİZE gibi bir yapıyla ortak bir komutana bağlı! Tekrar tanıştırayım: Küçük dil! Tıbbi adıyla uvula!

👧 Tuğçe (şaşkın):
“Ama bu küçücük şey mi yönetiyor hepsini?!”

🧙‍♂️ Profesör Bilmiş:
“Evet Tuğçe! Çünkü küçük dil, hem ses yolunu hem yiyecek yolunu hem de mikrop savunmasını yöneten merkezi bir kapak, bir trafik polisi, bir perde ustası gibidir! Gel tüm hepsini kısaca sizlere özetleyeyim…”

🔁 🔁 🔁
1. Boğaz Koruma Merkezi ile Bağlantısı

🧙‍♂️ “Küçük dil, boğaza kaçan yiyecekleri engelleyerek savunmanın ilk hattını destekler. Yani bir nevi ‘sınır kapısı görevlisi’ gibi davranır. Tehlike sezdiğinde öksürük refleksine destek verir. Ayrıca tükürüğün doğru yayılmasına yardım eder. Bu da bademcik tugayına destek demektir!”

🎭 🎭 🎭
2. Ses Tiyatrosu ile Bağlantısı

🧙‍♂️ “Küçük dil konuşurken sesi yönlendirir. ‘K’ ve ‘G’ gibi arka damaktan çıkan sesleri düzgün çıkarabilmemizi sağlar. Eğer küçük dil olmasaydı konuşmalarımız bulanık olurdu, sanki ağzımızda sıcak patates varmış gibi!”

🎤 “Sesin netliği ve havanın burunla ağız arasında düzgün dağıtılması için küçük dil perde gibi inip kalkar.”

🍽️ 🍽️ 🍽️
3. Yutma Kontrol Merkezi ile Bağlantısı

🧙‍♂️ “Yutkunurken küçük dil, burna giden yolu kapatır. Böylece süt burnundan fışkırmaz! Eğer küçük dil yukarı kalkmazsa yiyecekler yanlışlıkla burna kaçar, bu da bizi çok rahatsız eder.”

🥄 “Ayrıca yiyeceklerin yutağa düzgün yönlendirilmesini sağlar. Yani trafik lambası gibi çalışır: Şimdi yutabilirsin ya da Dur, hava geçiyor diyebilir.”

Profesör Bilmiş:

🧙‍♂️ “İşte bu yüzden çocuklar, küçük dil küçük olabilir… ama yaptığı işler dev gibi! O, sesimizin perdecisi, boğazımızın nöbetçisi, yutkunmamızın yol rehberidir. Üç büyük merkez bu minik ustaya danışmadan iş yapmaz!”

👧 Tuğçe (gözleri kocaman):
“Yani küçük dil olmasaydı… konuşamaz, düzgün yutamaz ve kendimizi savunamaz mıydık?”

🧙‍♂️ “Aynen öyle! O yüzden ona iyi bak, onu hor kullanma. Bağırarak, çok sıcak-çok soğuk içerek onu yorma. Çünkü küçük dil, senin görünmez kahramanındır!”

Sonra laboratuvar yavaşça dağılmaya başladı. Boyut kapısı tekrar belirdi. Öğrenciler bu kez küçük dile minnetle bakarak dönüş yoluna geçti.

Zil çaldığında Hatice öğretmenin tahtaya şöyle yazdığını gördüler:

“En küçük parça bile büyük işler yapabilir.”

Dr. Mustafa KEBAT

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan çocuklarımızı bilgilendirmek, okumaya, çalışmaya, doğal hayata heveslendirmek ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️