Hemen aklınıza ilk gelen kolesterol ve LDL oldu değil mi?

Ne zaman konu damar tıkanıklığına gelse ”Adı çıkmış dokuza inmez sekize” ata sözümüz gelir aklıma

Aslında,

  • Şeker
  • Früktoz
  • Bitkisel yağlar
  • Toksinlerin (sigara vs.) damar duvarında yaptığı iltihap sonucunuda oluşur.

Yani tıkanmanın ana sebebi neymiş? İltihap (inflamasyon)!!!

Modern tıbbın (her ne demekse?) LDL’yi şeytanlaştırmak için kullandığı kötü kolesterol kelimesi hiç bir şeyi ifade etmiyor.

Kolesterolün iyisi ya da kötüsü olmaz.

Bu kadar korku yaratan kolesterolün formülünü de şuraya not edelim. C27H46O

Kolesterol olan her yerde C27H46O bu geçerlidir. Yani beyninizde, kanınızda, hatta yediğiniz koyun etinde hep aynı formülle kolesterol var.

Beslenme ile aldığınız kolesterol kanınıza 10% olarak etki eder. 90% vücut kendi yapar.

Korku kuyruğunda kolesterolden sonra gelen LDL de ağız alışkanlığı olarak kolesterol olarak bilinir ki külliyen hatalıdır. Çünkü LDL bir proteindir.

Haydi LDL’nin ingilizce açık yazılımına bakalım. Low-Density Lipoprotein – LDL gördüğünüz ve okuduğunuz gibi bir protein.

Damar tıkanıklığı dendiğinde kolesterol ve LDL ile birlikte akla gelen kelimelerden biri de Ateroskleroz değil mi?

Nedir bu Ateroskleroz ?

Ateroskleroz

Yaygın olarak “damar sertleşmesi” olarak da adlandırılan atardamarları tutar ve arteriosklerozun bir türüdür. Orta boy ve büyük arterlerde görülen “aterom” veya “plak” olarak adlandırılan yapısal bozukluklardan oluşur.

Ateroskleroz, atardamarların kronik inflamatuar bir hastalığıdır ve batılı toplumdaki tüm ölümlerin yaklaşık %50’sinin altında yatan nedendir. 

Yani…Döndük dolaştık en başta yazdığıma tekrar geldik…İnflamasyon

Damar tıkanıklığı sebebine aradığımızda iltihaba (İnflamasyona) odaklanmamız gerekir.

O zaman soralım

Nedir bu İnflamasyon ? Nasıl damar tıkanıklığı yapar?

İnflamasyon

İnflamasyon; bağışıklık sisteminin zararlı uyaranlara verdiği yanıttır,

Bağışıklık sistemini harekete geçiren ve inflamasyon oluşumuna neden olan zararlı uyaranlar neler?

  • Patojenler (hastalık yapıcılar)
  • Hasarlı hücreler
  • Toksik bileşikler
  • Işınlama

Bağışıklık sistemi yanıt vermeye başladığı andan itibaren zararlı uyaranlara karşı iyileşme sürecini başlatır.

Bağışıklık yanıtının süresine göre;

Akut İnflamasyon Başlangıçtan itbaren 2 haftaya kadar

Subakut İnflamasyon 2 – 6 hafta arası

Kronik İnflamasyon 6 haftadan yıllara uzanan süreci ifade eder.

Vücut içindeki tüm sistemlerde zararlı iç ve dış etkenlere karşı oluşan İnflamasyon, sağlık için hayati önem taşıyan bir savunma mekanizmasıdır.

Genellikle, akut İnflamasyonlu yanıtlar sırasında hücresel ve moleküler olaylar ve etkileşimler, yaklaşan yaralanmayı veya enfeksiyonu etkili bir şekilde en aza indirir. Bu hafifletme süreci, doku homeostazının yeniden sağlanmasına ve akut İnflamasyonun çözülmesine katkıda bulunur.

Ancak, kontrolsüz akut İnflamasyon kronikleşebilir ve çeşitli kronik İnflamasyonlu hastalıklara katkıda bulunabilir.

İnflamasyon Sebepleri

  • Bulaşıcı olmayan faktörler
    • Fiziksel: Yanık, donma, fiziksel yaralanma, yabancı cisimler, travma, yüceltici radyasyon
    • Kimyasal: Glikoz, yağ asitleri, toksinler, alkol, kimyasal tahriş ediciler (florür, nikel ve diğer eser elementler dahil)
    • Biyolojik: Hasarlı hücreler
    • Psikolojik: Heyecan

  • Bulaşıcı faktörler
    • Bakteriler virüsler diğer mikroorganizmalar

Kalp Damarlarını Tıkayan Kronik İnflamasyon Risk Faktörleri

  • Yaş:  Yaşın arttıkça, inflamasayona sebep olan inflamatuar moleküller daha fazla üretilir.
  • Obezite: İnflamatuar moleküller yağ dokudan da salındığı için doku arttıkça inflamatuar moleküller daha fazla üretilir.
  • Beslenme:  Doymuş yağ, trans yağ ve rafine şeker açısından zengin beslenme, özellikle diyabetl inflamatuar moleküller daha fazla üretilir.
  • Sigara İçmek: Sigara, iltihap giderici moleküllerin üretimini azaltarak iltihaplanmaya neden olur.
  • Düşük Cinsiyet Hormonları: Testosteron ve östrojen gibi cinsiyet hormonları inflamatuar moleküllerin üretimini ve salgılanmasını baskılar ve cinsiyet hormonu seviyelerinin korunmasının çeşitli inflamatuar hastalık riskini azaltır.
  • Stres ve Uyku Bozuklukları: Hem fiziksel hem de duygusal stres, inflamatuar molekül (sitokin) salınımını arttırır. Stres ayrıca uyku bozukluklarına sebep olur. Düzensiz uyuma da düzenli uyuyanlara göre kronik inflamasyon daha yüksektir. Uyku bozuklukları da kronik iltihaplanma için risk faktörüdür.
  • Mycobacterium tuberculosis, protozoa, mantar ve diğer parazitler; Yaptıkları inflamasyonların uzaması ile inflamatuar moleküllern daha fazla üretimesine yo açar.
  • Kronik Maruziyet: Vücutta enzimatik parçalanma veya fagositoz yoluyla ortadan kaldırılamayan belirli bir tahriş edici veya yabancı maddeye düşük düzeyde maruz kalması (örneğin silika tozu gibi uzun süre solunabilen maddeler veya endüstriyel kimyasallar dahil).
  • Otoimmün Bozukluklar: Bağışıklık sisteminin vücudun kendi hücrelerini yabancı (antijen) olarak algılayıp, bu sağlıklı hücre ve dokulara saldırması ile inflamatuar moleküller daha fazla üretilir. Örneğin, Romatoid artrit (RA), sistemik lupus eritematozus (SLE)
  • İnflamasyon Defektleri: İnflamasyona aracılık eden hücrelerdeki bir defekt, otoinflamatuar bozukluklar (Ailesel Akdeniz Ateşi) gibi kalıcı veya tekrarlayan inflamasyona yol açar.
  • Tekrarlayan akut inflamasyon atakları:
  • Bağımsız Kronik İnflamasyon yanıt: Örneğin Tüberküloz ve Romatoid Artrit gibi hastalıklar.
  • İnflamatuar ve biyokimyasal indükleyiciler: Serbest radikal moleküllerin üretiminin artması, ileri glikasyon son ürünleri (AGE’ler), ürik asit (urat) kristalleri, oksitlenmiş lipoproteinler, homosistein ve diğerleri gibi oksidatif strese ve mitokondriyal disfonksiyona neden olmaktadır.

Sonuç olarak,

Kalp Damarlarını Gerçekte Tıkayan İnflamasyondur

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ İltihaplanma ve Mikrodolaşım Bölüm 1 https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK53376/

⭐️⭐️ İltihaplanma ve Mikrodolaşım Bölüm 2 Tarihsel Perspektifler https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK53379/

⭐️⭐️ İltihaplanma ve Mikrodolaşım Bölüm 3 Anatomik Hususlar https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK53381/

⭐️⭐️ İltihaplanma ve Mikrodolaşım Bölüm 4 Bozulmuş Vazomotor Tepkiler https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK53372/

⭐️⭐️ İltihaplanma ve Mikrodolaşım Bölüm 5 Kılcal Perfüzyon https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK53375/

⭐️⭐️ İltihaplanma ve Mikrodolaşım Bölüm 6 Anjiyogenez https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK53377/

⭐️⭐️ İltihaplanma ve Mikrodolaşım Bölüm 7 Lökosit-Endotel Hücre Adezyonu https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK53380/

⭐️⭐️ İltihaplanma ve Mikrodolaşım Bölüm 10 Endotel Bariyer Disfonksiyonu https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK53374/

⭐️⭐️ Kronik inflamasyon https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK493173/

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.