A Vitamini

A Vitamini Nedir?

A vitamini tek bir besin maddesi değildir. β-karoten ve diğer karotenoidlerden sentezlenen, retinol, retinal ve retinil esterleri (retinil palmitat vb gibi) gibi yağda çözünen çeşitli molekülleri kapsayan genel bir terimdir.

A vitamini, yiyeceklerde iki farklı türde bulunur.

Önceden oluşturulmuş A vitamini – Retinol ve Retinil Esterler – (Süt ürünleri, Karaciğer, Et, Balık, Tavuk, yumurta ve Balık gibi hayvansal ürünlerde bulunur)

Provitamin A – Karotenoidler – (Renki meyve, sebze ve yağlar gibi bitkisel gıdalarda bol miktarda bulunur.) 

Vücudumuz her iki formu da direk kullanamaz.

Aktif formları olan Retinal ve Retinoik Aside dönüştürmesi gerekir.

Retinol ciltte ilk adımda Retinal‘ dönüşür. Retinal sonra Retinoik Aside dönüşür.

Bu sebeple Retinal, Retinol‘den daha hızlı etkilidir.

Vücut, Retinolün %75 ila %100’ünü ve çoğu durumda β-karotenin %10 ila %30’unu gıdalardan emebilir. Pişirme ve ısıl işlem, gıdalardanβ-karoten‘in biyoyararlanımını artırabilir.

1 İU A vitamini = 0.3 mikrogram Retinol » ~ 0.344 mikrogram Vitamin A asetattır.

1 IU A vitamini = 0.3 mikrogram Retinol » = 0.6 mikrogram beta karoten » = 1.2 mikrogram diğer karotenoidler’e eşittir. 

A Vitamini Ne İşe Yarar?

  • Antioksidandır. Yaşlanmaya ve kanserli hücrelere karşı savaşır.
  • A vitamini olmadan proteinler kullanılamaz.
  • Metabolizmamızın sorunsuz çalışmasında
  • Embriyo gelişiminde
  • Büyümede, üremede
  • Çocuklarda boy uzamasında çok önemlidir.
  • Koku duyusu reseptörlerinde çok fazla miktarda vardır.
  • Kan yapımında
  • Bağışıklık sisteminde
  • Doku hücre büyümesinde
  • Dokuların ve hücrelerin yenilenmesinde görev alır, kemik ve diş yapısına katılır.
  • Bağırsak ve deri epitel doku yapımı, gelişimi ve korunmasında
  • Görmede gerekli olup, göz sinir yapısında yüksek miktarda bulunur.
  • Eksikliğinde ilk belirti göz kuruluğu, göz yaşı eksikliğidir. Korneada bozulmaya sebep olur.
  • Eksikliği Sperm ve Kalitesiz yumurtaya neden olur. Doğurganlık düşer, düşüklere sebep olur.
  • Demirin emilimine ve salınımında dolayısıyla hem vücudun oksijen (satürasyon) dengesinde, hemde demir eksikliği tedavisinde önemlidir.
  • Cilt sorunlarında *sivilce, iltihaplı sivilce, siyah noktalar, gözenekli yüz yapısı* çinko ile birlikte tedavi edicidir.
  • Ağız, mide ve ince bağırsakların ve idrar yollarındaki deri ve dokuların sağlıklı bir şekilde devamlılığını sağlayarak, enfeksiyonlara karşı koruyan karbon içerikli bir moleküldür.
  • Vücuda giren virüs, bakteri, mantar gibi patojenlerle ilk karşılasan ve savaşan mukoza yapıda, normal bağışıklık hücrelerinde bulunur. Eksikliğinde vücut enfeksiyona açık hale gelir.

Yeri gelmişken bir yanlışı düzeltelim: ”Havuç A vitamini deposudur” sözü sanıldığı gibi doğru degildir. Havuca o turuncu rengi veren β-karoten‘in yaklaşık %12 si A vitaminine dönüştürülür. Yediğimiz zaman da direkt A vitamini içermez.

Vitamin A eksikliği sağlığı olumsuz yönde etkileyebildiği gibi, fazlalığı da tehlikeli olabilir.

1. Potansiyel Antioksidandır

Provitamin A – Karotenoidlerβ-karoten (güçlü bir antioksidandır), alfa-karoten ve β-kriptoksantin (Renki meyve, sebze ve yağlar gibi bitkisel gıdalarda bol miktarda bulunurlar.) Bu karotenoidler, vitamin A öncülleri olup oksidasyonu (en iyi O2 temizleyicidir) önlemede görev alırlar.

Karotenoidler, oksidatif stres meydana getirerek, DNA’ya zarar veren ve kanserin başlangıç aşamasında etkili olan serbest radikallerin etkisini yok ederler ve vücut dışına atılmasında etkili rol oynarlar.

Oksidatif stres; vücuda alınan oksijenin kullanımı ve metabolizması sırasında serbest radikal adı verilen hücre ve dokulara zararlı moleküllerin meydana getirdiği ortam zararına denir. Oksidatif stres diyabet, kanser, kalp hastalığı ve bilişsel gerileme gibi çeşitli kronik hastalıklarla ilişkilidir. Bu sebeple karotenoidlerden zengin beslenme kalp hastalığı, akciğer kanseri ve diyabet gibi hastalıkların oluşma riskini azaltmaktadır. 

Serbest radikal; dış etkenlerle nedeniyle ortaya çıkarak hücre ve dokularla reaksiyona girip hasara neden olabilen ve vücutta doğal olarak üretilen moleküllerdir.

Sigara ve alkol kullanımı, β- karoten’in kandaki oranını % 20 civarında düşürmektedir.

2. Gözün temel besinidir

β-karoten retinada retinol‘e dönüşür ve karanlıkta görüş için gereklidir.

Aktif formu olan retinal, renk görme ve az ışıklı görme için gerekli bir molekül olan, Rodopsin oluşturmak için opsin proteini ile birleşir. 

Kornea (gözün en dış tabakası) ve konjonktiva (gözün yüzeyini ve göz kapaklarının içini kaplayan ince zar) korunmasında ve beslenmesinde önemli rol oynar.

A vitamininin vücutta yeterli düzeyde olması “sarı nokta hastalığı” olarak bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) gibi bazı göz hastalıkları oluşumunu önler.

Yüksek β-karoten, alfa-karoten ve beta-kriptoksantin düzeylerinin oksidatif stres seviyelerini düşürerek maküler dokuyu koruması nedeniyle “sarı nokta hastalığı” olarak bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) riskini % 25’e kadar azaltabilmektedir.

Klinik çalışmalarda sentetik Vitamin A göz damlası, kuru göz tedavisinde etkili sonuç vermiştir. Diğer tedavilerin aksine, kuru gözün altta yatan nedeni olan, hücresel değişikleri tersine çevirmektedir.

3. Antikanserojendir

Vitamin A, antioksidan özellikleri nedeniyle, karotenoid bakımından zengin meyve ve sebzeler belirli kanser türlerine karşı koruma sağlayabilir.

Yapılan bir çalışmada, 10.000’den fazla erişkinin içinde;

1.grup Sigara içen ve kanında yüksek alfa-karoten ve beta-kriptoksantin olanlar

2.grup Sigara içmeyen ve kanında düşük alfa-karoten ve beta-kriptoksantin olanlar

1. gruptakilerin akciğer kanserinden ölüm riskinin % 46 – % 61 oranında daha düşük olduğu görülmüştür. 

Deneysel test tüpü çalışmalarında; retinoidlerin mesane, meme ve yumurtalık kanseri gibi bazı kanser hücrelerinin büyümesini engelleyebildiği gözlenmiştir. 

Yapılan çalışmalarda, pek çok besinde bulunan alfa karoten, β- karoten, likopen, lutein, kriptoksantin ve zeaksantin gibi belli başlı karotenoidlerin oluşumunu tamamlayıp depolandığı organlarda antikarsinojen olarak etki gösterdiği saptanmıştır.

β- karotenin başlangıçta bildirilen antikarsinojenik potansiyeli, tekli oksijeni söndürme, oksi-radikalleri temizleme ve serbest radikal reaksiyonlarını sonlandırma konusundaki özgül kapasitesine dayanıyordu. Ancak, yüksek oksijen basıncında ve oksidatif stres altında pro-oksidanlar olarak hareket ederek belirli diyet koşulları altında UV karsinogenezini şiddetlendirdikleri bildirilmiştir.

Bu yüzden β- karoten gibi provitamin A aktivitesi gösteren karotenoidlerin yanında kantaksantin, likopen lutein gibi provitamin A aktivitesi olmayan karotenoidler de antioksidan özelliklere sahiptir ve kanser oluşumunu bu şekilde engeller.

4. Doğurganlık ve Bebeğin Gelişiminde Etkilidir

Dişilerde, A vitamini eksikliğinin üreme sonuçları üzerindeki etkisi, eksikliğin ortaya çıktığı zamana ve şiddetine bağlıdır. Çiftleşmeden önce şiddetli A vitamini eksikliği ortaya çıktığında, vajinal yaymalarda sürekli olarak kornifiye hücreler bulunur ve üreme implantasyondan önce başarısız olur. 

Gebe kişilerin fetal büyüme ve doku bakımı ve kendi metabolizmalarını desteklemek için ekstra A vitaminine ihtiyaçları vardır.

Tüm – trans retinoik asidin (RA) hem erkek hem de dişi üremeyi ve embriyonik gelişimi destekleyen A vitamini formudur.

A vitamini hem erkek hem de dişi üreme için esastır, çünkü sperm ve yumurta gelişiminde rol oynar.

A vitamini eksikliğinde epididim, prostat ve seminal vezikülün epitelinin tabakalı skuamöz keratinize epitel ile yer değiştirdiğini ve spermatogenezin durduğunu göstermiştir.

Yeterli A vitamini alımı olan emziren kişilerin anne sütü, bebeklerin yaşamlarının ilk 6 ayındaki ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda A vitamini içerir. Lakin, A vitamini eksikliği olan kişilerde, anne sütündeki A vitamini içeriği, yalnızca anne sütüyle beslenen bebeklerde yeterli A vitamini depolarını korumak için yeterli değildir.

Plasenta sağlığı, fetal doku gelişimi ve büyümesi için de kritik olması sebebiyle anne ve cenin sağlığının ve de gebe kalmaya çalışanların çok önemli ihtiyacıdır.

5. Bağışıklığı Güçlendirir

A Vitamini, vücudunuzu hastalıklardan ve enfeksiyonlardan koruyan tepkileri uyararak bağışıklık sağlığını etkiler.

Retinoid asit, doğuştan gelen bağışıklık sisteminin hücrelerinin farklılaşması, olgunlaşması ve işlevlerinin düzenlenmesinde önemli roller oynar.

Doğuştan gelen bağışıklık hücreleri, fagositoz ve sitotoksik aktivite yoluyla immün düzenleyici işlevler gerçekleştiren doğal öldürücü T hücrelerinin aktivasyonu yoluyla patojen istilasına anında yanıtlar başlatan makrofajlar ve nötrofillerden oluşur.

Hastalıklara karşı korunan immün yanıtlarda merkezi rol oynayan B ve T hücreleri de dahil olmak üzere belirli hücrelerin oluşturulmasında rol oynar.

Eksikliği, bağışıklık sisteminin tepkisini ve işlevini azaltan pro-inflamatuar moleküllerin seviyesinin yükselmesine neden olur. 

HIV enfeksiyonlu hastalarda vitamin A eksikliğine sık rastlanır. Araştırmalarda HIV enfeksiyonlu kişilerin %15 den fazlasında vitamin A eksikliği saptanmıştır. Vitamin A eksikliği olan HIV’li hastalarda, olmayanlara göre yardımcı T hücre sayısı daha düşük saptanır. Vitamin A eksikliği HIV enfeksiyonu olanlarda ölüm oranlarının daha fazla olmasıyla da ilişkilidir. (34)

Vitamin A, oksidatif stresi kontrol altında tutarak, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek ve bazı hastalıklara karşı koruyarak sağlığı olumlu yönde etkiler.

6.Kistik Fibroziz ve A Vitamini

Kistik fibrozlu kişilerin %90’ına kadarında pankreas yetersizliği vardır ve bu durum yağ emilimindeki zorluk nedeniyle A vitamini eksikliği riskini artırır. Sonuç olarak, kistik fibroz için standart bakım, A vitamini, diğer yağda çözünen vitaminler ve pankreas enzimleriyle ömür boyu tedaviyi içerir.

7. Gastrointestinal Rahatsızlıklar ve A Vitamini

Crohn hastalığı ve ülseratif kolitli çocukların yaklaşık dörtte birinde A vitamini eksikliği vardır; bu rahatsızlıklara sahip yetişkinlerde, özellikle de bu rahatsızlığa birkaç yıldır sahip olanlarda, A vitamini eksikliği riski daha yüksektir.

Yeni teşhis konmuş çölyak hastalığı olan bazı çocuklarda ve yetişkinlerde de A vitamini eksikliği vardır; glütensiz diyet bu eksikliği ortadan kaldırabilir, ancak her zaman ortadan kaldırmaz. 

A Vitamini Eksikliğinde Neler Olur?

Kronik A vitamini eksikliğinin önemli etkisi enfeksiyonların (özellikle kızamık ve enfeksiyonla seyreden ishal) şiddetinin ve ölüm riskinin artmasıdır.

Çocuklarda önlenebilir körlüğün önde gelen nedeni Vitamin A eksikliğidir.

A vitamini seviyesi düşük çocuklarda solunum sistemi hastalıklarının en sık rastlanan virüslerden biri Respiratuar Sinsisyal Virüstür (RSV).

Vitamin A eksikliği, hamile kadınlarda anemi ve ölüm riskini arttırmakta, büyüme ve gelişmeyi yavaşlatarak fetüsü olumsuz yönde etkilemektedir. 

Hiperkaratoz

Hiperkeratoz: epidermisin en dış kısmı olan stratum corneum’un kalınlaşmasıdır. Bu seviyede hücreler, kuru ve çok sert olmalarına yol açan bir protein olan keratinde yüksek oranda yüklüdür. Keratin derideki gözenekleri tıkayarak kaz derisi etkisi yapan bir proteindir. Bazı durumlarda, küçük veya büyük kuru ve pürüzlü cilt lekeleri oluşturan anormal bir keratin birikimi vardır.

Vitamin A eksikliğinin daha az ciddi belirtileri arasında hiperkeratoz ve akne gibi cilt sorunları bulunur. 

Sivilce, sedef hastalığı, iktiozis, liken planus, Darrier Hastalığı, palmoplantar keratoderma, pitriazis rubra, pilaris Hiperkeratoz ile ilgili cilt sorunlarından bazılarıdır.

Bu hastalıkların tedavisi yüksek doz vitamin A dır. Vitamin A etkinliği retinol seviyesi, serum retinol bağlayıcı proteinin kapasitesini aşarak zarların düzgün yapısını bozup keratin üreten hücrelerde parçalanmaya yol açmasıyla oluşmaktadır. Bu durum hücresel bozulma ile oluşan yan etkilerini azaltmak için karotenlerin kulanımı da denenmektedir.

Vitamin A eksikliği derinleştikçe etkilenen solunum, gastrointestinal ve üriner sistem, mukozal bariyerler ile sorunlar artar.

Kseroftalmi

Kuru göz veya tıbbi adıyla kseroftalmi, gözyaşı üretiminin yetersiz olması veya gözyaşlarının hızla buharlaşması sonucu meydana gelir.

Vitamin A eksikliğine bağlı göz ile ilgili bütün bulgular için kseroftalmi terimi kullanılır.

Enfeksiyonlara uygun bir ortam oluşarak keratit, konjuktivit görülebilir.

Körlük vitamin A eksikliğinin en önemli komplikasyonlarından biridir.

A Vitamini Fazlalığında Neler Olur?

A vitamini yağda çözünen bir vitamin olup, fazlası karaciğerde depolanır ve birikir.

Akut A vitamini toksisitesi, Günlük Alınması Gereken Değer (RDA)’in 100 katından fazla aldıktan sonra günler ila haftalar içinde şiddetli baş ağrısı, bulanık görme, eklem ve kemik ağrısı, iştahsızlık, mide bulantısı ve kusma, baş dönmesi, kurumuş cilt, karaciğer hasarı, sarılık, gecikmiş büyüme, ciltte kırışıklık, kaşıntı, kas ağrıları ve koordinasyon sorunları ortaya çıkar.

Kronik toksisite, Günlük Alınması Gereken Değer (RDA)’in 10 katından daha fazla dozlar uzun süre boyunca alındığında karaciğer hasarı, artmış kranial basınç – beyin omurilik sıvısı basıncı artabilir, uyuşukluğa ve sonunda komaya ve hatta ölüme yol açabilir

Vitamin A toksisitesi annenin ve fetüs’ün sağlığını olumsuz etkile ve doğum kusurlarına neden olur 

Besinlerle yüksek oranda karotenoid alımı toksisite ile ilişkili değildir, lakin araştırmalarda β-karoten takviyelerinin sigara içenlerde akciğer kanseri ve kalp hastalığı riskini artırdığı görülmüştür.

Kaza ile Vitamin A nın 100.000-300.000 IU (yüksek doz) alınması çocuklarda çok hızlı toksititeye yol açıp, kafa içi basınç artışına yol açar. Buna bağlı olarak baş ağrısı, kusma, eklem ağrısı, papil ödemi görülür. Vitamin dozu azaltıldığında şikayetler hızlıca geriler, tam iyileşme görülür.

Günlük A Vitamini Dozu

Önerilen günlük alım miktarı (RDA),’na uygun bir beslenme düzeni ile kolayca ulaşılabilir.

⭐️ * Erkekler için günde 900 mcg Vitamin A alımı önerilir.

⭐️ * Kadınlar için günde 700 mcg Vitamin A alımı önerilir.

Yetişkinlerde toksisite sınırı 10.000 IU (3.000 mcg) olarak kabul edilir.

Karaciğer gibi hayvansal kaynaklarla önceden oluşturulmuş A vitaminini tüketilmesi toksisiteye götürebilir lakin nadir bir süreçtir.

Toksisite en yaygın olarak aşırı takviye alımı ve Isotretinoin tedavisinde görülür.

A vitamini aktivitesi I.U (İnternasyonel Ünite) olarak ölçülür.

Bir IU, 3 mikrogram retinol ya da 6 mikrogram β-karoten eşittir.

1 mikrogram retinol= 1 retinol eşdeğeri (Retinol Eşdeğeri),

6 mikrogram β-karoten 1 Retinol Eşdeğeri’ ne eşit olmaktadır.

* Food and Nutrition Board, Institute of Medicine, National Academies göre yetişkinlerde önerilen günlük A vitamini alım değeri erkekler için 900 mcg, kadınlar için 700 mcg olarak belirlenmiştir.

** T.C. Tarım,Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı‘na göre yetişkinler için A vitamini günlük referans alım değeri 800 mcg olarak belirlenmiştir.

Vitamin A Nerelerden Alalım?

A vitamini içeriğini azaltmamak için besinlerin aşırı pişirilmemesi gerekir,

Ultraviyole ışık da gıdanın A vitamini içeriğini azaltabilir. (Mango gibi meyvelerin kurutulması doğrudan güneş ışığı altında yapılmamalıdır.)

Önceden oluşturulmuş A vitamini (retinol, retinil esterler) bakımından zengin çok fazla besin kaynağı vardır. Yumurta sarısı, Sığır eti karaciğeri, Ciğer, Tereyağı, Morina karaciğeri yağı, Tavuk ciğeri, Somon, Çedar peyniri, Karaciğer, Uskumru, Alabalık.

Provitamin A Karotenoidler (β-karoten gibi) bakımından zengin çok fazla besin kaynağı vardır. Tatlı patates, Kabak, Havuç, Lahana, Ispanak, Karahindiba, Kırmızı Biber, Balkabağı

Önceden oluşturulmuş Vitamin A, bitki kaynaklı provitamin A karotenoid kaynaklarına göre vücudunuz tarafından daha kolay emilir ve kullanılır.

Vücudunuzun β-karoten gibi karotenoidleri aktif A vitaminine etkili bir şekilde dönüştürme yeteneği, genetik, beslenme, genel sağlık durumu ve ilaçlar gibi birçok faktöre bağlıdır.

Çeşitli yiyecekler ve porsiyon başına A vitamini içerikleri aşağıda listelenmiştir.

Tablodaki hayvansal kaynaklı yiyecekler öncelikli olarak önceden oluşturulmuş A vitamini içerir, bitki bazlı yiyecekler provitamin A içerir ve hayvan ve bitkilerden gelen bileşenlerin bir karışımı olan yiyecekler hem önceden oluşturulmuş A vitamini hem de provitamin A içerir.

Bu liste Amerika Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı web sitesinden alınmıştır.

DV = Günlük Değer. Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), tüketicilerin toplam diyet bağlamında gıdaların ve diyet takviyelerinin besin içeriklerini karşılaştırmalarına yardımcı olmak için DV’leri geliştirmiştir.

A vitamini için DV, yetişkinler ve 4 yaş ve üzeri çocuklar için 900 mcg RAE’dir.

Burada 1 mcg RAE = 1 mcg retinol, takviyelerden 2 mcg beta-karoten, gıdalardan 12 mcg beta-karoten, 24 mcg alfa-karoten veya 24 mcg beta-kriptoksantindir.

DV’nin %20 veya daha fazlasını sağlayan gıdalar yüksek besin kaynağı olarak kabul edilir, ancak DV’nin daha düşük yüzdelerini sağlayan gıdalar da sağlıklı bir diyete katkıda bulunur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ A vitamini https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29493984/

⭐️⭐️ A vitamini nedir ve neden gereklidir? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24782580/V

⭐️⭐️ A Vitamini Eksikliği Okul Çağı Çocuklarında Gastrointestinal ve Solunum Yolu Hastalıklarıyla İlişkilidir https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3952623/

⭐️⭐️ Sigara içenlerde beta-karoten ve akciğer kanseri: hipotezlerin gözden geçirilmesi ve araştırma durumu https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20155614/

⭐️⭐️ A Vitamini Yetersizliği Hastalıkları ve Önlenmesinde Beslenme Yaklaşımları 2020 https://dergipark.org.tr/tr/pub/tusbad/issue/56037/734206

⭐️⭐️ A vitamini depolayan hücreler (yıldız hücreleri) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17368315/

⭐️⭐️ WHO Kılavuzu: Gebe kadınlarda A vitamini takviyesi. Cenevre: WHO, 2011; WHO Kılavuzu: Doğum sonrası kadınlarda A vitamini takviyesi. Cenevre: WHO, 2011 https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22516730/V

⭐️⭐️ A Vitamini, K Vitamini, Arsenik, Bor, Krom, Bakır, İyot, Demir, Manganez, Molibden, Nikel, Silisyum, Vanadyum ve Çinko için Diyet Referans Alımları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25057538/

⭐️⭐️ KAROTENOİDLERİN İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMİ http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/191536

⭐️⭐️ Retinol Bağlayıcı Protein ve Transtiretin ile Etkileşimi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK6223/https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK6223/

⭐️⭐️ A Vitamininin Bağışıklık Sistemindeki Rolü https://www.mdpi.com/2077-0383/7/9/258

⭐️⭐️ DERMATOLOJİDE DİYET: GÜNCEL PERSPEKTİFLER https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC2965901/

⭐️⭐️ T hücresiyle ilişkili bağışıklıkta A vitamini ve retinoik asit https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3471201/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.






Daha Fazla

İlkyardım Eğitimi

İzmir’ de İlkyardım Eğitimi

İlkyardım Eğitimi, ilkyardım yönetmeliği ile iş sağlığı ve güvenliği kapsamında alınması zorunlu olan bir eğitimdir.

Toplumumuzun tüm fertlerinin yasal zorunluluğu beklemeden bir gün ailelerine veya çevrelerine hayat olabileceleri bilinciyle Temel İlkyardım Eğitimi almalarını tavsiye ediyoruz.

İlkyardım Eğitimi ile tüm vatandaşlarımıza temel ilkyardım bilgisi ve bilincinin kazandırılması amaçlanmaktadır.

İnsanın veya insanların sağlıklarını tehdit eden acil durumlarda doğru ve yeterli eğitim almış bireyler tarafından yapılacak doğru müdahaleler hayat kurtaracaktır.

İlkyardım, kaza veya acil durum yaşanan yerde sağlıkları tehdit altında olan kişilere sağlık ekibi ulaşana kadar ilaç kullanmaksızın ilkyardım eğitimi almış kişiler tarafından yapılana müdahalelerdir.

İlkyardım Eğitimi, yasal düzenlemeler (İlkyardım Yönetmeliği) kapsamında zorunlu olarak alınması gereken eğitimler arasında bulunmaktadır.

İZMİR TETKİK AKADEMİ bünyesinde İzmir Tetkik İlkyardım T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından ilkyardım eğitim kurumu olarak yetkilendirilmiştir. Tecrübeli ve sertifika sahibi ilk yardım eğitmenlerimiz tarafından Temel İlk Yardım Eğitimi ve diğer İlk Yardım Eğitimi programları başarıyla verilmektedir.

İZMİR TETKİK AKADEMİ

İlkyardım Yönetmeliği 19. Maddesine göre ve İş Sağlığı ve Güvenliği kapsamında;

  • Az tehlikeli işyerlerinde Firmanın her 20 çalışan için 1 ilkyardımcı,
  • Tehlikeli işyerlerinde Firmanın her 15 çalışanı için 1 ilk yardımcı,
  • Çok tehlikeli işyerlerinde Firmanın her 10 çalışanı için 1 ilkyardımcı

bulundurması zorunludur.

İzmir Tetkik OSGB Tecrübelerimiz

İşyerlerinde ilgili bakanlıklar tarafından yapılan denetimlerde;

Çalışanın ilkyardım eğitimi almış olmasının yeterli olmadığı, İlkyardım Sertifikası sahibi olması gerektiği müfettişler tarafından vurgulanmaktadır.

İşyerinde olması zorunlu sayıdaki ilkyardımcı sertifikalarının denetim sırasında veya verilen mühlet sonunda ibraz edilmemesi durumunda ilgilli işyeri para cezasına çarptırılmaktadır.

İzmir Tetkik İlkyardım Eğitim

Bünyemizde verdiğimiz İlk Yardım Eğitimi programları;

  • Temel İlk Yardım Eğitimi
  • İlkyardım Güncelleme Eğitimi
  • İlk Yardım Eğitici Eğitimi
  • Oed Eğitimi
  • Özel İlk Yardım Eğitimi

Yer almakta olup ayrıca sosyal farkındalık ve bilinçlenme için örnek eğitimler de vermekteyiz.

İzmir’ de İlkyardım Eğitimi İçin Bizi Arayın

Tüm sorularınızın cevapları telefonunuz kadar yakın.

Başvuru Telefon ve Whatsapp hattı: 0 541 125 15 31

Mesül Müdürümüz ve İlk Yardım Eğitmen

İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörümüz

Dr.Mustafa KEBAT Telefonu: 0 530 568 42 75

[email protected] 

[email protected]

Daha Fazla

Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitim

Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitim Belgesini Firmamızdan Alabilirsiniz.

Güneş Panelleri Ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım Ve Onarımı Mesleki Eğitim Belgesi için;

Başvuru Mail: [email protected]

Merkez Tel.: +90 232 265 20 65

Başvuru Tel: 0 530 568 42 75

  • Eğitim 232 saattir.
  • Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
  • Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
  • Sertifika Karekodlur.
  • Sertifika Üniversite onaylıdır.
  • Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.

Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitimi nerede alabilirsiniz?

  • Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
  • Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
  • Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
  • Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.

Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitim İçeriği

Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.

Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitimi zorunlu mu?

Aşağıda verilen yönetmeliklerde belirtilen mesleklerde çalışanlarının Mesleki Eğitim Belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.

13.07.2013 tarih ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik.

15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Güneş Panelleri vve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitimi kimlere zorunlu?

Güneş Panelleri Ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım Ve Onarımı çalışanı herkes için zorunludur.

Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?

Hayır. Yerine geçmez.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.

Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitim belgesine sahip olsunlar.

Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR

Merkez Telefon: +90 232 265 20 65

Tetkik Danışmanlık

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Dalış Öncesi Hematolojik Muayene ve Seçim Kriterleri

Dalış Muayenesi

Dalıcının sağlık durumunun dalışa uygunluğu değerlendirebilmek için; sualtının yoğun ve viskoz bir ortam olduğunu, derinliğin artışı ile birlikte dalıcının basınca maruziyetindeki değişimi, ortam (özellikle düşen) sıcaklıklığının insanlar üzerindeki etkisi bilmek gerekir.

Bilinmelidir ki dalıcının bazı tıbbi ve psikolojik durumları tüplü dalışa kesin veya geçici süreyle engel teşkü etse de sportif – keyif amaçlı dalışların kuralları, ticari veya askeri amaçlı dalışın katı kurallarından daha esnektir.

Scuba (Su altı tüplü dalış) dalışlarda gerekli tüm şartlar yerine getirildiğinde amatör dalıcılar için de profesyonel dalgıçlar için de riskler düşüktür.

Risklerin düşürülmesi için gereken şartların başında kişinin sağlık durumu gelir.

Bu sebeple dalış yapacak amatörlere de ve profesyonellere de sağlık durumlarının su altındaki şartlara uygun olup olmadığı açısından doğru bir değerlendirme – muayeneye yapımalıdır.

Dalış öncesi muayenenin amacı, dalış yapacak kişinin sualtı dalışını sağlığı açısından tehlikeye düşürecek bir sağlık sorunu olup olmadığını araştırmaktır.

Ayrıca dalıcıların su altına adaptasyonu için disiplinli olması ve uygun ekipmanla dalış yapması gerekir.

Her ne maksatla olursa olsun dalıcılar su altına ilk kez dalışın öncesinde ve sonra da yıllık periyodik olarak scuba dalışı konusunda hekimlik tecrübesi olan;

  • KBB
  • Göğüs Hastalıkları
  • Kalp Damar, Psikiyatri
  • Nöroloji
  • Dahilliye (Endokrin-Kan-Sindirim Sistemi açısından değerlendirecek)
  • Göz uzmanları değerlendirmelidir.

Dalıcını sorunu varsa ayrıca;

  • Ortopedi
  • Plastik Cerrahi
  • Cerrahi vb gibi bölümler değerlendirmelidir.

Tüm hekimlerin raporları ile birlikte Su Altı Uzmanı Hekim tarafından son değerlendirme yapılmalıdır.

Hemotolojk Hastalıklar

Anemi (kansızlık)

Gelişmiş ülkelerde hastanelere başvuran hastaların %30’undan fazlasında anemi saptanmaktadır. Bu kadar yaygın olan ve dalıcının gene kondisyonu yanı sıra kalp damar performansını da yakından ilgilendirdiği için; Anemi (kansızlık) düşünüldüğünde, sebebi muhakkak araştırılmalıdır. Tedavi edilene kadar dalış izni verilmemelidir.

Ortalama hemoglobin değeri 12 g üstünde olmalıdır.

Kadınlardaki hemoglobinin alt sınırı 10.5 gr olarak kabul edilebilmektedir.

Rutin tüplü dalış sonrasında dalıcıların kanında kırmızı kan hücresi (RBC) sayısında, hemoglobin ve hematokritte azalma olmaktadır. Hali hazırda Anemi’si (kansızlık) olan dalıcılarda zaten düşük olan bu değerler dalışla birlikte daha da düştüğünde vücudun tolere edebileceği sınırları zorlaması ihtimali vardır.

Orak Hücreli Anemi ve Dalış

Orak hücreli anemi (homozigot ve heterozigot) iki tiptir.

Orak hücreli anemili (homozigot); kişilerin, hipoksiden kaçınmaları gerekir. Düşük oksijenli ortamda orak hücreli anemili kişilerde anormal bir Hb tipi olan mutant Hemoglobin S (HbS) proteini kırmızı hücrelerde şekil değişikliğine neden olarak uzamış yarım ay şeklini ya da başka bir deyişle orak şeklini alırlar ve bu durum küçük damarlarda kümelenerek tıkanıklığa sonuçta dolaşımın akışkanlığının bozulmasına neden olur.

Orak hücreli anemide heterozigot (sickle cell trait) kişilerde hematolojik ve klinik büyük değişiklikler yoktur.

Tüplü dalışta ortam koşulları hiperbariktir.

Dalton kanunu, gaz karışımının içinde yer alan her bir gazın sahip olduğu basınca kısmi basınç demekte ve her bir gaz kısmi basıncı değerinin de toplam gaz karışımı içindeki oranlar ile belirlendiğini ifade etmektedir.

Matematiksel olarak,reaktif olmayan gazların basıncı aşağıdakilerin toplamı şeklinde ifade edilir:

Ptoplam=∑n=1npn

{\displaystyle P_{\text{toplam}}=\sum _{n=1}^{n}{p_{n}}}

ya da     Ptotal=p1+p2+⋯+pn

{\displaystyle P_{\text{total}}=p_{1}+p_{2}+\cdots +p_{n}}

 pn=Ptoplamyn

{\displaystyle \ p_{n}=P_{\text{toplam}}y_{n}}

Örneğin deniz seviyesinde soluduğumuz havanın toplam gaz basıncı 1 bar ise ve bu karşımda %21 oranında oksijen bulunuyorsa, oksijen gazının kısmi basıncı da 0,21 bar olur. Oksijenin sahip olduğu bu değere kısmi basınç değeri denir ve “p” işareti ile gösterilir.

Hava gibi gaz karışımlarının toplam kısmi basınçları arttığında, içlerindeki her bir gazın da aynı oranda kısmi basınçları artar.

Buna farklı bir örnek daha verilecek olursa; 10 metre derinlikte soluduğumuz hava 2 bar basınçtadır ve bunun içindeki oksijen kısmi basıncı da 2 x 0,21 = pO2 0,42 bar dır. İşte bu özellikleri ile gazlar sualtında solunduğunda vücuda daha yoğun miktarda ulaşır ve fizyolojik etkileri de farklılaşır. Bu dekompresyon hastalığı, nitrojen narkozu ve solunum havasında bulunan bazı gazların zehirleyici özellikleriyle yakından ilgilidir.

Yani ortam basıncı arttıkça, solunan havadaki oksijenin parsiyel basıncı da artar. Dalış esnasındaki hipoksinin esas sebepleri tüpteki havanın CO ile kontaminasyonu ve boğulmadır.

Bu yüzden heterozigot dalıcı adaylarında buna bağlı dalış yasağı getirilmesi tartışılabilir. Bu yüzden heterozigot kişilerin normal hemoglobin konsantrasyonunda ve daha önce anemi gözlenmemişse, özellikle dekompresyon limitleri içinde dalışına izin verilebilir.

Literatür taraması, orak hücreli anemi (heterozigot) özelliğinin komplikasyonlarının nadir olduğunu ve dalışla ilişkili yaralanmaya dair hiçbir rapor olmadığını ortaya koymaktadır.

Durumla ilgili dalış fizyolojisinin analizi ve bildirilen vakaların olmaması, spor ve teknik sivil dalışlarda minimal artmış risk olduğunu göstermektedir. Askeri dalışa uygunluk hakkındaki görüşler çeşitlidir.

Travma, doku ve intavasküler ortamda kabarcıkların büyümesi başlıca risklerdendir. Ayrıca beyin, içkulak, spinal korddaki disbarik patoloji hemoraji ile büyüyebilir.

Orak hücreli anemi (homozigot), lösemi, polisitemi gibi kan hastalıklarında doku perfüzyonunun bozulmasından dolayı dekompresyon hastalığı riski de arttığından dalışa izin verilmez.

Kan içeriği ile ilgili hastalıklarda, kanın viskozitesi ve akışkanlığı değişir. Bu değişim dekompresyon hastalığı, multi organ infarktı ve benzeri risklere neden olur.

Polisitemi ve Dalış

Polisitemi veya eritrositoz, vücuttaki mutlak kırmızı kan hücresi (RBC) kütlesinde bir artışa işaret eder. Fizyolojik olarak kabul edilenin üzerinde hemoglobin seviyelerinde veya hematokritinde bir artışla yansıtılır. Kanın yoğunluğu (hiperviskozitesi) nedeniyle akışkanlığı bozularak pıhtılaşma (trombotik olayların) riski yükselir. Dekompresyon hastalığı, multi organ infarktı ve benzeri sorunlara neden olur. Bu sebeple dalışa kesin engel bir durumdur.

Hemofili ve Dalış

Hemofili kanın pıhtılaşamaması hastalığıdır. Vücutta kanın pıhtılaşma sisteminde rol alan ve pıhtılaşma faktörleri olarak adlandırılan proteinlerin eksikliği veya yokluğu nedeniyle ortaya çıkan, kalıtsal bir hastalıktır.

Normal bir kişinin kan plazmasının her 100 mililitresinde % 50-150 ünite arasında faktör bulunur. Bu düzeyin %40’ın altında indiği durumda hemofili hastalığı ortaya çıkmaktadır.

Faktörün kandaki oransal miktarına göre; hafif, orta ve ağır olarak derecelendirilen hemofili özellikle eklemlerin zorlanması – travması ile belirti verir.

Hemofili, faktör VIII veya IX eksikliği sonucunda gelişen nadir bir kalıtsal kanama bozukluğu olup, eklem içi (hemartroz) ve kas içi (hematom) kanamalarla kendini gösteren bir grup hastalıktır. Faktör VIII eksikliği Hemofili A, faktör IX eksikliği ise Hemofili B olarak adlandırılır.

Dalış gibi eklemlere özellikle su üzerinde iken yük binen ve zorlanmalara sebebiyet veren yine dalış esnasında olası zorlanmalar ve basıncın etkisi ile vücudun genelinde kanama riski oluşturması sebebi ile dalışa kesin engel bir durumdur.

Dalışa Kesin Engel Hematolojik Hastalıklar
  1. Orak hücreli anemi (homozigot)
  2. Polisitemi
  3. Lösemi, lenfoma
  4. Hemofili (hem amatör hem de profesyonel dalıcılar için)
  5. Von Willebrand vb kanama-pıhtılaşma mekanizmasını etkileyen hastalıklar (hem amatör hem de profesyonel dalıcılar için)
Dalışa Göreceli Engel Hematolojik Hastalıklar
  1. Orak hücreli anemi (heterozigot)
  2. Akut anemi
Dalışa Geçici Engel Hematolojik Hastalıklar
  1. Demir eksikliği anemisi
  2. B12 vitamin eksikliğine bağlı anemi
  3. Folik asit eksikliği anemisi

Hematolojik Hastalıklar Tanı Yöntemleri

Anemi tanısında          Tam kan sayımı

Anemi tipi tayini          Periferik kan yayması

Anemi tipi tayini          Retikülosit sayımı

Hemolitik anemi          Serum bilirübin düzeyi

Fe eksikliği anemisi    Fe, Fe bağlama, Ferritin

Megaloblastik, pernisiyözanemi Folik asit, B12

Hemoglobinopati (Orak hücre anemisi) Hemoglobin elektroforezi

Lösemi, infeksiyon      Sedimantasyon

Kanama pıhtılaşma mekanizması ile ilgili hastalıklar   Kanama pıhtılaşma zamanı

Anemi tipi tayini         Dışkıda gizli kan

⭐️⭐️⭐️⭐️

⭐️⭐️ Tüplü dalış: Sizin ve hastalarınızın bilmesi gerekenler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16913196/

⭐️⭐️ Dalış tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/378050/

⭐️⭐️ Çevresel Fizyoloji ve Dalış Tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29456518/

⭐️⭐️ Ticari Satürasyon Dalışından Sonra Hemoglobin ve Eritropoietin https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6113572/

⭐️⭐️ Rekreasyonel tüplü dalışın rutin hematolojik parametreler üzerinde klinik açıdan anlamlı bir etkisi var mıdır? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28694723/

⭐️⭐️ Orak hücre özelliği ve dalış: inceleme ve öneriler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24984317/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Yukarıdaki Tüm Bilgiler farkındalık yaratmak maksadı ile olup hekiminizin muayenesi veya görüşleri yerini tutamaz.

Bu sebeple hekiminize / hekimlerinize düzenli periyodik muayene olun ve yönlendirmelerine uyun.

Sağlıklı dalışlar dilerim.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitim Belgesini Firmamızdan Alabilirsiniz

Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitim Belgesini Firmamızdan Alabilirsiniz.

Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitim Belgesi için;

Başvuru Mail: [email protected]

Merkez Tel.: +90 232 265 20 65

Başvuru Tel: 0 530 568 42 75

  • Eğitim 40 saatliktir.
  • Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
  • Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
  • Sertifika Karekodlur.
  • Sertifika Üniversite onaylıdır.
  • Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.

Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitimi nerede alabilirsiniz?

  • Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
  • Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
  • Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
  • Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.

Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitim İçeriği

Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.

Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitimi zorunlu mu?

İnşaat İşlerinde yer alan mesleklerin bir kısmında MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİ ZORUNLUDUR.

Firmamıza başvurunuz öncesinde; talep ettiğiniz Mesleki Eğitimin – Belge’nin çalışma hayatınızda ihtiyacınız olan Mesleki Eğitimin – Belge olduğundan emin olmalısınız.

İşvereniniz/Formeniniz/Şefinizin veya yetkilinizin görüşünü ve onayını almanızı tavsiye ederiz.

Aşağıda verilen yönetmeliklerde belirtilen mesleklerde çalışanlarının Mesleki Eğitim Belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.

13.07.2013 tarih ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik.

15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitimi kimlere zorunlu?

İnşaat sektöründe çalışanlarda Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğu kapsamına girmemiş mesleklerde çalışan herkes için zorunludur.

Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?

Hayır. Yerine geçmez.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.

Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitim belgesine sahip olsunlar.

Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR

Merkez Telefon: +90 232 265 20 65

Tetkik Danışmanlık

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım Meslek Eğitim Belgesi

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım Mesleki Eğitim Belgesini Firmamızdan Alabilirsiniz.

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım Mesleki Eğitim Belgesi için;

Başvuru Mail: [email protected]

Merkez Tel.: +90 232 265 20 65

Başvuru Tel: 0 530 568 42 75

  • Eğitim 40 saatliktir.
  • Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
  • Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
  • Sertifika Karekodlur.
  • Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım Mesleki Eğitimini nerede alabilirsiniz?

  • Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
  • Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
  • Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
  • Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.

Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım Mesleki Eğitim İçeriği

Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım Mesleki Eğitimi zorunlu mu?

Evet. Zorunlu

Aşağıda yer alan yönetmelikler gereği Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama Ve Yalıtım çalışanlarının mesleki eğitim belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.

13.07.2013 tarih ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik.

15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım Mesleki Eğitimi kimlere zorunlu?

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım sektöründe çalışan herkes için zorunludur.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası, Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama Ve Yalıtım Mesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?

Hayır. Yerine geçmez.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.

Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım mesleki eğitim belgesine sahip olsunlar.

Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR

Merkez Telefon: +90 232 265 20 65

Tetkik Danışmanlık

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Zeytin Yaprağı Çayı

İlk olarak merak edilen zeytin yaprağı çayının tarifini veriyorum.

Zeytin Yaprağı Çayı

Önceden kaynatılan suya 1 yemek kaşığı kuru toz zeytin yaprağını / 5-6 adet kuru zeytin yaprağı ve 1 dilim limon koyun 10 dk demlenmesi için bekleyin, yaprakları süzgeçten geçirin. Bu demlenme sırasında çay demlemedeki gibi altta su kaynarsa sıcaklığını muhafaza etmiş olur. Tercihen sadece demlenmiş kısmı içebileceğiniz gibi çay benzeri kaynaya su ilave ederek de içebilirsiniz.

Zeytin yaprağını toplayıp yıkadıktan sonra oda sıcaklığında bir hafta kurutabilirsiniz. Kuru yapraklarla hazırlama bir çeşit alışkanlık olup yaş yapraklarla da yapılamayacağı yolunda bir bilgi yoktur. Damak tadınıza göre tercih sizindir.

Zeytin Yaprağı Çayı Günlük Ne Kadar İçmelisiniz?

Ekstrelerinin günlük 1 gr tüketilmesi ile karaciğer ve böbrek fonksiyonları üzerinde olumsuz etkisi olmadığı bilinmektedir. Kişiden kişiye etki ve yan etkiler değişeceği için temkinli olmak gerekir. Bu sebeple günlük 3 fincan normal sınır olarak düşünülmelidir.

Hastalıklarınızı ve durumunuzu bilen hekiminize danışmanız en doğrusudur.

Zeytin Yaprağı Çayı Neden içmeliyim? Yararı nedir?

Merak edenler devamını okuyabilir.

Zeytin Yaprağı

İçeriğinde; oleuropein ve fenolik bileşikleri bulunur.

  • Antioksidan (Vücut içinde meydana gelen atık ve yan ürünlerin zararlı etkilerini önleyen)
  • Antimikrobiyal (Bakteri, virüs, mantar ve parazitlere bağlı oluşan enfeksiyonu önleyen)
  • Anti-inflamatuar (İltihap ve ödem giderici)
  • Antiaterojenik (Deride oluşan şişlikleri ve kızarıklıkları giderici)
  • Antikarsinojenik (Kanser hücresi gelişimini önleyen)
  • Antiviral (Virüs bağlı oluşan enfeksiyonu önleyen)
  • Hipoglisemik (Kan şekeri düşürücü)
  • Nöroprotektif (Nöron/sinir hücresi koruyucu)

gibi farmakolojik (İlaç benzeri yararlı) etkiler göstermektedir. 

Zeytin yapraklarının biyoaktif bileşikleri arasında sekoiridoitler (oleuropein, ligstroside, dimethyloleuropein ve oleoside), flavonoitler (apigenin, kaempferol, luteolin), fenolik bileşikler (kafeik asit, tirozol, hidroksitirosol), karotenoitler, tokoferoller ve klorofil bulunmaktadır.

Zeytin yaprağı kimyasal bileşimi

Ortalama olarak;

  • %46.24-49.75 Su
  • %37.14-42.58 Karbonhidrat (Glukoz, fruktoz, miyoinositol, galaktoz, galaktinol, sükroz, rafinoz, stakioz ve nişasta fraksiyonları mevcuttur)
  • %5.04-7.61 Protein
  • %1.05-1.30 Yağ
  • %2.864.45 Kül içermektedir

Mineral içeriği;

  • Potasyum
  • Manganez
  • Magnezyum
  • Bakır

Zeytin ağacı (Olea europaea L.)

25 cins ve 600 türden oluşan Oleaceae familyasına ait yaprak dökmeyen bir bitkidir.

Sonuç olarak,

Doğa gerçek ve içinde insanoğlu dahil tüm sorunlarla birlikte çözümlerini de barındırıyor.. Biz bu gerçeklerin halen küçük bir kısmını biliyor, sorunları yaşıyor maalesef de bildiklerimizi gereğince kullanmayarak çözümlerden uzak yaşıyoruz.

Keyfe giderek artan düşkünlüğü, kutulanmış gıdalara tablet veya sıvı katkılara olan artan tercihi insanoğlunun sonunu getirir mi? Düşünülmesi gereken önemli bir soru bence.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Zeytin Yaprağı Konulu Bilimsel Araştırmalar Okumayı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Perrinjaquet-Moccetti vd. (2008), zeytin yaprağı ekstraktının insanlarda takviye edici gıda olarak kullanımı üzerine yapmış oldukları araştırmada;

İkizlerden oluşan bir grup insana 8 hafta boyunca günde iki kez olmak üzere 500 mg veya 1000 mg Zeytin Yaprağı Ekstratı takviyesi uygulamışlardır.

Araştırma sonucunda; 1000 mg Zeytin Yaprağı Ekstratı takviyesinin kan basıncını düşürdüğü, her iki konsantrasyon Zeytin Yaprağı Ekstratı takviyesinin lipit profili üzerinde yararlı etkiler göstererek, Plazma LDL, toplam-kolesterol ve trigliserit düzeylerini düşürdüğü tespit edilmiştir.

Böylece yapılan araştırma, insanlarda Zeytin Yaprağı Ekstratı’nin antihipertansif ve kolesterol düşürücü etkilerini doğrulamıştır.

⭐️⭐️ Susalit vd. (2011), Evre-1 hipertansiyonu olan hastalarda tedavi amaçlı kullanılan kaptopril (anjiyotensin dönüştürücü bir enzim inhibitörü) yerine, ZYE kullanım olanaklarını araştırmışlardır.

Evre-1 hipertansiyonlu hastalara 8 hafta boyunca günde iki kez 500 mg Zeytin Yaprağı Ekstratı ile 12.5 mg (ilk iki hafta) ve 25 mg (son altı hafta) kaptopril ağızdan verilmiştir.

Araştırma sonucunda

Günde iki kez 500 mg (toplamda 1000 mg) Zeytin Yaprağı Ekstratı verildiğinde; Evre-1 hipertansiyonlu hastalarda sistolik (büyük tansiyon) ve diyastolik (küçük tansiyon) kan basınçları ile kan trigliserit düzeyini etkili bir şekilde düşürdüğü tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, Zeytin Yaprağı Ekstratı ‘nin kan basıncını düşürme etkisi kaptopril ile benzer bulunmuş olup, günde 1000 mg Zeytin Yaprağı Ekstratı ‘nin karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını etkilemeden ağızdan alınmasının güvenli ve tolere edilebilir olduğu görülmüştür.

⭐️⭐️ Papachristodoulou vd. (2016), oleuropein’nin PC3 prostat kanseri hücreleri ile Doksorubisin (DXR)’in (kanser tedavisinde kullanılan güçlü bir antrasiklin antibiyotik) toksik etkisi üzerine etkisini araştırmasında:

Oleuropein’nin, prostat kanseri hücrelerinin çoğalmasını önlediğini ve DXR’nin sitotoksik (hücreyi öldüren ya da fonksiyonunu durduran) dozunu önemli ölçüde azalttığını tespit etmişlerdir.

⭐️⭐️ Ruzzolini vd. (2018), oleuropein’in insan BRAF Melanom (bir çeşit cilt kanseri) hücreleri üzerindeki antikanser etkisini araştırmışlardır.

Araştırma sonucunda, oleuropein‘in A375 insan melanom hücreleri üzerinde kemoterapötiklerin sitotoksik etkisini artırdığı tespit edilmiştir.

⭐️⭐️ Sudjana vd. (2009), ZYE’nin Campylobacter jejuni, Helicobacter pylori ve Staphylococcus aureus’a karşı antimikrobiyel etki gösterdiğini belirlemişlerdir.

Başka bir araştırmada ise ZYE’nin Bacillus cereus, Bacillus subtilis, S. aureus (Gram +), Escherichia coli, Pseudomonas aeruginosa, Klebsiella pneumoniae (Gram –) bakterileri ile Candida albicans ve Cryptococcus neoformans mantar türlerine karşı antimikrobiyal etki gösterdiği saptanmıştır.

⭐️⭐️ Zeytin ( Olea europaea L.) yaprağı ekstresi içeren gıda takviyesi, sınırda hipertansif monozigotik ikizlerde kan basıncını azaltır https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1002/ptr.2455

⭐️⭐️ Zeytin ( Olea europaea ) yaprağı ekstresinin evre-1 hipertansiyonlu hastalarda etkililiği: Kaptopril ile karşılaştırma https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0944711310002709

⭐️⭐️ Oleuropein, Doksorubisin Aracılı Prostat Kanseri Hücrelerinin Öldürülmesinde Güçlü Bir Duyarlılaştırıcıdır ve Otofajiyi Tetikleyerek Etkisini Göstermektedir https://www.researchgate.net/publication/309843958_Oleuropein_is_a_Powerful_Sensitizer_of_Doxorubicin-mediated_Killing_of_Prostate_Cancer_Cells_and_Exerts_Its_Action_via_Induction_of_Autophagy

⭐️⭐️ Olea europaea Yaprak Ekstraktının Ana Polifenolü Oleuropein, İnsan BRAF Melanom Hücreleri Üzerinde Kanser Önleyici Etkiye Sahiptir ve Mevcut Kemoterapilerin Sitotoksisitesini Güçlendirir https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6316801/

⭐️⭐️ Ticari Olea europaea (zeytin) yaprağı özütünün antimikrobiyal aktivitesi https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0924857908005542

⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin s

Daha Fazla

Tetanoz Aşısı Olmak Zorunlu mu?

SORU: Çalışanlara istemedikleri – kabul etmedikleri halde Tetanoz aşısı yapabilir miyiz? / Yaptırabilir miyiz? / Tetanoz Aşısı olmaları için zorlayabilir miyiz?

CEVAP: HAYIR YAPTIRAMAZSINIZYAPILMASI İÇİN DE ZORLAYAMAZSINIZ

NEDEN: Neden zorlayamayacağınızın cevabını ayrıntıları ile inceleyelim.

Tetanoz aşılaması koruyucu sağlık hizmeti niteliğinde bir tıbbi müdahaledir.

Tıbbi müdahalenin hukuka uygun olup olmadığına ve hekimin sorumluluğunun sınırlarına, ülkemizdeki yasal düzenlemeler ve imzaladığımız uluslararası sözleşmelere göre karar verilmesi gerekmektedir.

Herhangi bir salgın hastalık veya bir başkasını olumsuz etkileyebilecek hastalık olmadığı müddetçe kişinin veya velisinin rızası alınmaksızın tıbbı müdahalede bulunulamaz.

Tetanoz aşılaması da buna dâhildir.

Sırayla başlayalım..

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu‘ na Göre

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu Madde 72. maddede aşılamaya yönelik hükümler geçmektedir.

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 72. Maddesi: “57’nci maddede zikredilen hastalıklardan biri zuhur ettiği veya zuhurundan şüphelenildiği takdirde aşağıda gösterilen tedbirler tatbik olunur:

1- Hasta olanların veya hasta olduğundan şüphe edilenlerin ve hastalığı neşrü tamim eylediği tetkikatı fenniye ile tebeyyün edenlerin… tecrit ve müşahede altına vaz’ı. 

2- Hastalara veya hastalığa maruz bulunanlara serum veya aşı tatbiki.

7- Dâhilinde sari ve salgın hastalıklardan biri zuhur eden umumi mahallerin tehlike zail oluncaya kadar set ve tahliyesi.

Dikkat edilmesi gereken husus 72. madde de herkese her durumda aşı yapılacağı gibi bir zorunluluk yoktur. Sadece salgın hastalık durumunda alınacak tedbirlere dair hükümler yer almaktadır

72. Maddenin 2. Bendinde dikkat edilmesi gerekenHastalara veya hastalığa maruz bulunanlarayazdığıdır; 57. maddede sayılan hastalıkların ortaya çıkması veya çıkacağından şüphe edilmesi durumunda hastalar, hasta olduğundan şüphe edilenler öncelikle tecrit edilip müşahede altına alınacak ve sonra hastalara veya hastalığa maruz kalanlara serum ve aşı uygulanacaktır.

Söz konusu bu maddede herkese her durumda aşı yapılacağı gibi bir zorunluluktan bahsedilmemektedir.

Lakin önemli bir husus da Umumi Hıfzıssıhha Kanunu Madde 72 de geçen uygulamaların yine Umumi Hıfzıssıhha Kanunu Madde 57 de belirlenmiş hastalıklar için geçerli olduğudur. Ve Sadece salgın hastalık durumunda alınacak tedbirleri olduğu da hatırdan çıkartılmamalıdır.

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 57. Maddesi: “Kolera, veba (Bübon veya zatürre şekli), lekeli humma, kara humma (hummayi tiroidi) daimi surette basil çıkaran mikrop hamilleri dahi – paratifoit humması veya her nevi gıda maddeleri tesemmümatı, çiçek, difteri (Kuşpalazı)- bütün tevkiatı dahi – sari beyin humması (İltihabı sahayai dimağii şevkii müstevli), uyku hastalığı (İltihabı dimağii sari), dizanteri (Basilli ve amipli), lohusa humması (Hummai nifası) ruam, kızıl, şarbon, felci tıfli (İltihabı nuhai kuddamii sincabii haddı tifli), kızamık, cüzam (Miskin), hummai racia ve malta humması hastalıklarından biri zuhur eder … vak’ayı haber vermeye mecburdurlar…. ”

Görüldüğü gibi

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu Madde 57 de belirlenmiş hastalıklar içinde tetanoz YOKTUR.

T.C. Anayasası‘na Göre

Bu konuda en temel düzenleme T.C. Anayasası’nın 17/II. MaddesiTıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz” Görüldüğü gibi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasamızda kişinin vücut bütünlüğü ve sağlığı üzerindeki haklarının en temel haklardan biri olduğu belirtilmiş ve hükme bağlanmıştır.

Anayasa Mahkemesi; 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanun ve (Aslen konumuz çalışanlara yapılan tetanoz aşılaması olsa da) 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu değerlendirdiğinde zorunlu görülen bütün çocukluk çağı aşılarına yeterli bir yasal dayanak oluşturmadıkları görüşünü şu şekilde yazılı hale getirmiştir;

“… doğan her çocuğa belirli bir yaş periyoduna bağlı olarak ve ebeveynin rızası hilafına, ilgili idarece belirlenecek olan her türlü aşının tatbiki yetkisi verildiği şeklinde anlaşılması olanaklı değildir. Aksinin kabulü hâlinde uygulanacak tıbbi müdahalenin tür ve kapsamı belirsiz olacak şekilde, rıza verilmeyen müdahale türlerinin gündeme gelmesi muhtemeldir.

Resmî Gazete Tarihi: 02.11.2011 Resmî Gazete Sayısı: 28103 ile yayınlanan 663 Sayılı KHK  dikkatle incelendiğinde Türkiye Halk Sağlığı Kurumuna, bağışıklama konusunda verilen görev ve yetkiler verildiği lakin tetanoz aşılaması konusunda temel hakları sınırlandırabilecek bir kanuni düzenleme olmadığı görülecektir.

Türk Medeni Kanunu‘ na Göre

Resmî Gazete Tarihi: 08.12.2001 Resmî Gazete Sayısı: 24607 olan 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 24: “…Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.” hükmü bulunmaktadır.

Tababet Ve Şuabatı San´Atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ‘una Göre

Resmî Gazete Tarihi: 14.04.1928 Resmî Gazete Sayısı: 863 olan Tababet Ve Şuabatı San´Atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ‘un 70. maddesi: “Tabipler, diş tabipleri ve dişçiler yapacakları her nevi ameliye için hastanın, hasta küçük veya tahtı hacirde ise veli veya vasisinin evvelemirde muvafakatını alırlar….” hükmünü zorunlu kılar.

Hasta Hakları Yönetmeliği’ne Göre

Resmî Gazete Tarihi: 01.08.1998 Resmî Gazete Sayısı: 23420 olan Hasta Hakları Yönetmeliği’nin (H.H.Y) 5, 22, 24, 25, 26. maddeleri konumuzla yakından ilgilidir.

Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 5. maddesi: “Sağlık hizmetlerinin sunulmasında aşağıdaki ilkelere uyulması şarttır:

d) Tıbbi zorunluluklar ve kanunlarda yazılı haller dışında, rızası olmaksızın kişinin vücut bütünlüğüne ve diğer kişilik haklarına dokunulamaz…”

Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 22. Maddesi: “Kanunda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, kimse, rızası olmaksızın ve verdiği rızaya uygun olmayan bir şekilde tıbbi ameliyeye tabi tutulamaz…” hükmünü taşımaktadır.

Hasta Hakları Yönetmeliği’nin “Hastanın rızası ve izin” başlıklı 24/1. maddesinde ise: “Tıbbi müdahalelerde hastanın rızası gerekir. Hasta küçük veya mahcur ise velisinden veya vasisinden izin alınır…”hükmü yer almaktadır.

Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 25. Maddesi: “Kanunen zorunlu olan haller dışında ve doğabilecek olumsuz sonuçların sorumluluğu hastaya ait olmak üzere; hasta kendisine uygulanması planlanan veya uygulanmakta olan tedaviyi reddetmek veya durdurulmasını istemek hakkına sahiptir….” hükmü yer almaktadır.

Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 26. Maddesi: “Kanuni temsilcinin muvafakatinin gerektiği ve yeterli olduğu hallerde dahi, mümkün olduğu ölçüde küçük veya mahcur olan hastanın dinlenmesi suretiyle tıbbi müdahaleye iştiraki sağlanır.hükmü yer almaktadır.

16 – 18 yaş arası genç çalışanlar için ise bakılması gereken ayrıca hükümler de mevcuttur.

Türk Ceza Kanunu’nuna Göre

Türk Ceza Kanunu’nun “Kasten yaralama” başlıklı 86/1 maddesinde: “Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmüne yer verilmiştir.

“…Hekimin, hastanın rızasını almaksızın, hastayı aydınlatmaksızın veya endikasyon bulunmaksızın yaptığı her türlü tıbbi müdahale kasten yaralama suçunu oluşturur…

Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesin‘e Göre

(Aslen konumuz çalışanlara yapılan tetanoz aşılaması olsa da)

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul ettiği, 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe giren ve Türkiyenin 14 Ekim 1990 tarihinde imzaladığı ve 27 Ocak 1995’te yürürlüğe giren, Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesinin 2. ilkesine göre: “Çocuklar özel olarak korunmalı, yasa ve gerekli kurumların yardımı ile fiziksel, zihinsel, ahlaki, ruhsal ve toplumsal olarak sağlıklı normal koşullar altında özgür ve onurunun zedelenmeyecek şekilde yetişmesi sağlanmalıdır. Bu amaçla çıkarılacak yasalarda çocuğun en yüksek çıkarları gözetilmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’sinin 17, 29 ve 30. maddeleri hükümlerini T.C. Anayasası ve 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Anlaşması hükümlerine ve ruhuna uygun olarak yorumlama hakkını saklı tutmaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘ne Göre

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilen Codarcea/Romanya, No. 31675/04, (European Court of Human Rights) 2 Haziran 2009 tarihli kararda; “ hekimlerin, uygulanması düşünülen tıbbi müdahalenin hastaların fiziksel bütünlüğüyle ilgili olarak meydana getirebileceği öngörülebilir sonuçlar hakkında hastalarını aydınlatarak, rıza göstermelerini sağlayacak şekilde hastalarını bu tıbbi müdahale hakkında önceden bilgilendirmeleri gerektiği “ yazılıdır.

Hekimlik Meslek Etiği Kuralları‘na Göre

Hekimlik Meslek Etiği Kurallarının 26. maddesinde düzenleme yapılmış ve “Hekim hastasını, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır. Yapılacak aydınlatma hastanın kültürel, toplumsal ve ruhsal durumuna özen gösteren bir uygunlukta olmalıdır. Bilgiler hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmelidir….”

Görüldüğü gibi yukarıya alınan Anayasa, Yasa ve Yönetmelik hükümleri uyarınca vücut bütünlüğünün dokunulmazlığı, insan haklarının en önemli parçasıdır.

Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında ancak kişiden aydınlatılmış onam/muvafakat alınarak, çocuklara ise velisinin aydınlatılmış onamı alınmak ve çocuğun da iştiraki sağlanmak şartıyla tıbbi müdahalede bulunulabilecektir. Aydınlatma ve onam/ muvafakat, tıbbi müdahaleyi hukuka uygun hale getiren ayrı birer unsurdur.

Yasa ve yönetmeliklerimizde tetanoz aşısına, genel kuraldan farklı bir hukuki nitelik kazandıran veya farklı uygulama getiren bir hüküm yoktur. Yani tetanoz aşısı için aydınlatılmış onam aranmayacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Tetanoz aşısı ile ilgili düzenleme Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda mevcuttur.

HANGİ AŞI ZORUNLU

Uluslararası Sağlık Tüzüğü tarafından belirlenen zorunlu aşı sadece sarı humma aşısı dır. Sarı humma aşısı zorunluluğu sadece hastalığın yaygın olduğu ülkelere seyahat eden kişiler içindir.

SONUÇ

  1. Tıp biliminin kuralları uygulanmak suretiyle yapılan her türlü müdahale, tıbbi müdahaledir.
  2. Tıbbi müdahalelerin tamamında aydınlatma ve rıza şartı vardır.
  3. Tetanoz aşısı da tıbbi müdahaledir ve dolayısıyla, aydınlatma ve rıza alınması zorunludur.
  4. Tetanoz aşısının önleyici nitelikte olması tıbbi müdahale olmadığı anlamına gelmez.
  5. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda açık bir şekilde zorunlu olduğu belirtilenler dışında hiçbir aşı zorunlu değildir.
  6. Dolayısıyla, bu kanun dışındaki bütün aşılar bakımından aydınlatma ve rıza zorunluluğu vardır.
  7. Bir yasal hüküm ile aşı zorunluluğu getirilse dahi, haklı gerekçeleri olmadığı takdirde bu yasa hükmü, Avrupa Biyotıp Sözleşmesi ile Anayasa’ya aykırı olabilir.

Türkiye Cumhuriyeti ve tabi olduğumuz uluslar arası sözleşmeler, genel bir aşı yükümlülüğü için bir yetkilendirme içermemektedir. Bu nedenle kanunda açıkça düzenlenmediği sürece herhangi bir aşı zorunlu tutulamayacaktır.

Her ne kadar iyi niyet ve bilimsel uygunluk olsa da hiçbir çalışanın muvafakatı olmaksızın tetanoz aşılaması ve benzeri aşılama yapmak mümkün değildir.

Aksi davranışlar hukuksuz olacağı için sorumluların cezai durumlarla karşılaşması söz konusudur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

01.12.2024 tarihi itibari ile yürürlükteki kanun ve yönetmeliklerden yararlanılmıştır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Derleyen

DR MUSTAFA KEBAT

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Merkezi İklimlendirme Sistemleri Mesleki Eğitim Belgesi

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Merkezi İklimlendirme Sistemleri Mesleki Eğitim Belgesini Firmamızdan Alabilirsiniz.

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Merkezi İklimlendirme Sistemleri Mesleki Eğitim Belgesi için Başvuru Mail: [email protected]

Merkez Tel.: +90 232 265 20 65

Başvuru Tel: 0 530 568 42 75

  • Eğitim 40 saatliktir.
  • Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
  • Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
  • Sertifika Karekodlur.
  • Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Merkezi İklimlendirme Sistemleri Mesleki Eğitimini nerede alabilirsiniz?

  • Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
  • Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
  • Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
  • Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.

Merkezi İklimlendirme Sistemleri Mesleki Eğitim İçeriği

Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Merkezi İklimlendirme Sistemleri Mesleki Eğitimi zorunlu mu?

Evet. Zorunlu

Aşağıda yer alan yönetmelikler gereği Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Merkezi İklimlendirme Sistemleri çalışanlarının mesleki eğitim belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.

13.07.2013 tarih ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik.

15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Merkezi İklimlendirme Sistemleri Mesleki Eğitimi kimlere zorunlu?

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde İklimlendirme Sistemleri sektöründe çalışan herkes için zorunludur.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası, Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Merkezi İklimlendirme Sistemleri Mesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?

Hayır. Yerine geçmez.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.

Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Merkezi İklimlendirme Sistemleri mesleki eğitim belgesine sahip olsunlar.

Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR

Merkez Telefon: +90 232 265 20 65

Tetkik Danışmanlık

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Haberleşme Sistemleri Mesleki Eğitim Belgesi

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Haberleşme Sistemleri Mesleki Eğitim Belgesini Firmamızdan Alabilirsiniz.

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Haberleşme Sistemleri (Elektrik-Elektronik Teknolojisi) Mesleki Eğitim Belgesi için Başvuru Mail: [email protected]

Merkez Tel.: +90 232 265 20 65

Başvuru Tel: 0 530 568 42 75

  • Eğitim 40 saatliktir.
  • Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
  • Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
  • Sertifika Karekodlur.
  • Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Haberleşme Sistemleri (Elektrik-Elektronik Teknolojisi) Mesleki Eğitimini nerede alabilirsiniz?

  • Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
  • Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
  • Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
  • Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Haberleşme Sistemleri (Elektrik-Elektronik Teknolojisi) Mesleki Eğitimi zorunlu mu?

Evet. Zorunlu

Aşağıda yer alan yönetmelikler gereği Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Haberleşme Sistemlerinde çalışanların mesleki eğitim belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.

13.07.2013 tarih ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik.

15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Haberleşme Sistemleri (Elektrik-Elektronik Teknolojisi) Mesleki Eğitimi kimlere zorunlu?

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Haberleşme Sistemleri sektöründe çalışan herkes için zorunludur.

Haberleşme Sistemleri (Elektrik-Elektronik Teknolojisi) Mesleki Eğitimi İçeriği Nedir?

Eğitim içeriği, MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlere ait bilgilerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası, Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Haberleşme Sistemleri (Elektrik-Elektronik Teknolojisi) Mesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?

Hayır. Yerine geçmez.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.

Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Haberleşme Sistemleri mesleki eğitim belgesine sahip olsunlar.

Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR

Merkez Telefon: +90 232 265 20 65

Tetkik Danışmanlık

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla