İnsan vücudunda trilyonlarca hücre var ve her hücre zamanı gelince ölür. Tabi ki bölünüyor ve yenileniyor.
Bu süreç (hücrelerin ölümü, bölünmesi yenilenmesi) iç mekanizmalar tarafından çok sıkı denetlenir.
Ve an itibari bu yazıyı okurken bu süreç devam eder.
Ve yine şu anda vücudunuzda kanser hücreleri de var. Şaşırdınız mı?
Lakin gerçek şu ki herkesin her an vücudunda kanser hücresi var.
Nasıl oluyor bu?
Her hücrenin içerisinde olan DNA (Hücrenin beyni) emri ile gerekli moleküller / kimyasallar salgılanır ve hücrenin bölünmesini başlattığı gibi durdurur da.
Hücre zamanı gelmeden bölünemez.
Peki zamanı nasıl geliyor? Kim belirliyor? Kısaca hücrenin doğal metabolizması içersinde kimyasal döngüler insanın genelinde olduğu gibi hücrenin özelinde de yaşamı sağlarken yıpranmaya ve süreç içerisinde ölüme neden olur.
Dönelim konumuza;
Hücrenin DNA’sı bölünmenin-yenilenmenin baskılanmasını kaldıran emri (kimyasal enzimler yolu ile) verir. Hücre bölünür. Bölünme tamamlanınca DNA bölünmeyi durdurma emri (kimyasal enzimler yolu ile) verir.
Maalesef bu düzeni bozacak pek çok sebep ile DNA’da “en az 2 gen” hasar alır. Ki bu hasarlanma hücrenin ve dolayısı ile insanın sonunu başlangıcı bile olabilir.
Gen hasarına sebep olan etmenler o kadar çok ki ben yazmakla siz okumakla bitmez.
Örnek vereyim.
Kimyasallar (Miktarına bağlı hepsi diyebiliriz)
Sigara
Alkol
Radyasyon (cep telefonlarınız da dahil hele gereksiz çekilen röntgenler vb gibi)
Veee liste uzayıp gidiyor
Devam edelim…
DNA da 2 gen zarar gördü Bu zarar sonrası hücreye “dur bölünme artık” diyen moleküller salgılanmadığında hücre sınırsız (sonsuza doğru) bölünmeye devam eder.
Sınırsız büyüyen bu hücrelere ”Kanserli Hücre” diyoruz.
İşte bu kanserli hücreler her an herkeste bulunuyor.
Diyeceksiniz ki hepimiz şimdi kanser mi olduk yani?
Takdir edersiniz ki cevap – Tabiki hayır.
Çünkü kanserli hücreleri yok eden muazzam bir sisteme sahip insan vücudu. Aslında herkesin de bildiği ”BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ”
Bağışıklık Sistemi
Bağışıklık Sistemimiz kontrolsüz çoğalan tüm hücreleri (Kanserli Hücre) yok eder. Vücudu – hayatı korur.
Lakin yaşamın dengesi kuvvet ile belirleniyor.
Ne zaman ki bağışıklık sisteminin gücü zayıflar. Hücrelerin kontrolsüz bölünme hızı (Kanserli Hücre), bağışıklık sisteminin bu hücrelerin yok edilme hızını geçerse o zaman Kanser oluruz.
Kanserli Hücre herkeste var. Ve devamlı da üretiliyor.
Hayatın Gerçeği Güçlü Olan Kazanır.
Ya vücudunuz Ya kanser kazanacak
Siz kazanmak istiyorsanız
Oksidasyonu önlenmelisiniz (yakında bu konuyu da paylaşacağım)
Bağışıklığınızı güçlü tutmalısınız (yakında bu konuyu da paylaşacağım)
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Dr Mustafa KEBAT
Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü
Sınırlı Sorumluluk Beyanı: Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Avokado Yaprağı Çayını, bildiğimiz çay demler gibi demleyebilirsiniz. 4 – 5 adet avokado yaprağını termos veya benzeri kapaklı bir kaba kaynamış 2 bardak suyla birlikte koymalı ve ağzını sıkıca kapamalısınız. Demlenme 25-30 dakika olacaktır.
Termos veya kapalı kapta demlenmesinin sebebi Avokado Yaprağı‘nda uçucu yağlar olmasıdır.
Eğer böbrek taşınızın ağrısı var ve düşürmeye çalışıyorsanız aç karnına1 su bardağıAvokado Yaprağı Çayına yarım limonun suyunu koyarak hem sabah hem akşam içmelisiniz.
Sadece yeni böbrek taşı oluşumunu engellemek için Avokado Yaprağı Çayının haftada 2 günsabah ya da akşam1 bardak içilmesi yeterlidir.
Avakado yaprağında bulunan Prosiyanidin dimer – B ve trimer A ürik asit taşlarını eritmede etkilidir. Ayrıca Gallik, Resorsilik, Ferulik asit gibi asitler de kalsiyum + oksalat birleşimini bozar ve parçalar. (Kalsiyum oksalat taşları en sık karşılaştığımız böbrek taşlarıdır) Lakin oluşumunu engellemiyor.
Gelelim genel bilgilere…
Dünyada en yaygın ticari avokado çeşidi Hass avokado ‘dur.
Resmi avokado porsiyonu bir meyvenin beşte biri (30 gr) olmasına rağmen, ABD, Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi (NHANES) analizine göre ortalama tüketim yarım avokadodur (68 gr) bu da 114 kcal veya 1,7 kcal/g. dır.
Avokado meyvesinin yenilebilir kısmının 100 gr ‘ında mineral, vitamin, fitokimyasal ve lipit bileşimi
Zeytinyağına benzer 6’ya 1 doymamış (oleik asit açısından zengin) doymuş yağ oranı vardır.
Çok işlevli prebiyotik ve viskoz lif kaynağıdır.
1,6 kcal/g’lık nispeten düşük bir enerji yoğunluğu vardır. (yenilebilir Hass avokado ağırlığının %79’u kremsi, pürüzsüz bir dokuya sahip su ve liften oluşur)
Oleik asit ve su emülsiyonu, avokado ile tüketildiğinde düşük yağlı meyve ve sebzelerden (örneğin salsa veya salata) karotenoid emilimini artırır.
Hasat sonrası avokado meyvesinin yumuşaması solunum hızına bağlıdır.
Avokado 21°C’de 6-12 günde ve 5°C’de 30-40 günde yumuşar,
Avokado’nun Yararları
Beyin fonksiyonlarını kuvvetlendirir. Nasıl mı? Özellikle frontal korteks yönetici işlevinde yaşlı normal kilolu yetişkinlerde ve genç ila orta yaşlı kilolu veya obez yetişkinlerde bilişsel işlevi iyileştirerek yapar.
Kilolu veya obez olma riskini düşürür. Nasıl mı? Kilo kaybını destekler ve kilolu veya obez kadınlarda viseral yağ dokusunu azaltarak yapar.
Kilo fazlası olan yetişkinlerde kalp damar sağlığını korur. Nasıl mı? HDL dışı-C profillerini, trigliseritleri, LDL oksidasyonunu, küçük aterojenik LDL parçacıklarını düşürerek ve daha iyi periferik kan akışı için yemek sonrası vasküler endotel sağlığını teşvik ederek dislipidemisi olan sağlıklı kilolu veya obez yetişkinlerde kardiyovasküler hastalık riskini azaltarak yapar.
Kilolu veya obez yetişkinlerin bağırsak sağlığını düzenler. Nasıl mı? Mikroflorayı ve dışkı metabolitlerini teşvik ederek kilolu veya obez yetişkinlerde iyileştirilmiş kolon mikrobiyotası sağlığını uyararak sağlar.
Kanser önleyicidir. Nasıl mı? Antikarsinojenik özelliklere sahip olan karotenoidler, terpenoidler, D-mannoheptuloz, persenon A ve B, fenoller ve glutatyon dahil olmak üzere bir dizi biyoaktif fitokimyasal içerikleri ile yapar.
Cilt koruyucudur. Nasıl mı? İçeriğindeki yüksek oranda biyoyararlanımlı luteini ve zeaksantin, cildi hem UV hem de görünür radyasyondan kaynaklanan hasara karşı korumaya yardımcı olarak yapar.
Gözün yapısını korur. Nasıl mı? İçeriğindeki Lutein ve zeaksantin, gözün makulasına (ışığın merceğe odaklandığı göz kısmı) seçici olarak alıması ile yapar.
Kıkırdak yapıları kuvvetlendirir. Nasıl mı? İçeriğindeki Lutein ve zeaksantin (avokadodaki birincil karotenoidler) açısından zengin meyve ve sebzelerin kıkırdak defekti riskini (Osteoartrit’in erken göstergesi) azaltarak yapar.
Yaşlanmayı önler. Nasıl mı? İçeriğinde bulunan ksantofiller antioksidan ve DNA’yı koruyucu etkilere sahiptir ve yaşlanmayı önleyici etkileri vardır.
Mide koruyucudur. Nasıl mı? Ksantofil açısından zengin avokado özleri, gastrit ülserleri üzerinde potansiyel bir etki ve anti-Helicobacter pylori aktiviteye sahip olmasıyla koruyudur.
Avokado Yağı
Avokado meyvesi tekli doymamış yağ asitleri bakımından zengindir ve nispeten yüksek düzeyde E vitamini, ß-sitosterol ve karotenoidler gibi yağda çözünen önemli bileşikler içerir.
Yaygın olarak kullanılan değerler zeytinyağı için önerilen değerlerdir çünkü toplam yağ içeriği ve yağ asidi bileşimi bakımından avokado yağı, zeytinyağına benzer kabul edilir.
Diğer yağlar ile kıyaslandığında avokado yağı;
Yüksek düzeyde tekli doymamış yağ asitleri (oleik ve palmitoleik),
Düşük düzeyde çoklu doymamış yağ asitleri (linoleik)
Nispeten yüksek düzeyde doymuş yağ asitleri (palmitik ve stearik) içermektedir.
Yağ asidi bileşimine ek olarak avokado yağı sağlık üzerinde olumlu etkileri olan tokoferoller, skualen, ß-sitosterol, kampesterol ve sikloartenol asetat gibi biyoaktif bileşikleri de içermektedir
Avokado Meyve Etindeki Polifenoller
Apigenin Kateşin Epikateşin Luteolin Naringenin Prosiyanidinler Kuersetin Rutin Vanilin Tyrosolglukozit Oktil galat Sinnamik asit Klorojenik asit Kumarik asit p-kumarik asit Ellajik asit Ferulik asit Gallik asit Gentisik asit Homovanilik asit Hidroksibenzoik asit Protokateşuik asit Resorsilik asit Sinapik asit Vanilik asit Kuinik asit Sitrik asit Süksinik asit 3-feruloilkinik asit 5-feruloilkinik asit 4-feruloilkinik asit
Avokado Çekirdeğindeki Polifenoller
Kateşin Epikateşin Epikateşin gallat Epigallokateşin Hidroksitirosolglukozit Kaempferol Kaempferide Naringenin Pirokatekol Prosiyanidinler Sakuranetin Kuersetin Kuersetin 3-O-arabinoz Rutin Tyrosolglukozit Kafeik asit Sinnamik asit Klorojenik asit Kumarik asit Dihidroksifenilasetik asit Ferulik asit Gentisik asit Hidroksibenzoik asit Neoklorojenik asit O-kafeoilkinik asit Siringik asit Trans-5-O-kafeoil-D-kinik asit Vanilik asit Hidroksisinnamik asit Kinik asit Sitrik asit Hidroksitirosol glukozit 1-kafeoilkinik asit 3-O-p-kumaroilkinik asit 4-kafeoilkinik asit
Avokado Kabuğundaki Polifenoller
Apigenin Kateşin Epikateşin Epigallokateşin Prosiyanidin trimer A Prosiyanidin dimer B Siyanidin 3-O-glukozit Hidroksitirosol glukozit Kaempferol Kaempferol 3-Oramnopiranosit Luteolinpentosilheksodiz Naringenin Multinoside Pirokatekol Sakuranetin Kuersetin Kuersetinheksoz Kuersetin-diglükosit Kuersetin 3-O-arabinoz Kuersetin- xylosilramnosit Rutin Tyrosolglukozit Vanilin Kafeik asit Sinnamik asit Klorojenik asit Kumarik asit Dihidroksifenilasetik asit Ferulik asit Gentisik asit Hidroksibenzoik asit Protokatekuik asit Sinapik asit Vanilik asit Hidroksisinnamik asit Perseitol Kafeoilkinik asit Epikateşin gallat Kinik asit Kersetin-3,4′-diglukozit Kersetin-3-O-arabinosilglukozit
Avokado Yaprağındaki Polifenoller
Kateşin Epikateşin İzorhamnetin Prosiyanidin dimer B Prosiyanidin trimer A Kemferol 3-Oarabinopiranozit Kemferol 3-O-βglukopiranozit Kemferol 3-Orhamnopiranozit Luteolin Luteolin 7-O- glukozit Kuersetin Kuersetrin Kuersetin 3-O-arapiranosid Kuersetin 3-O-βglukopiranozit Kuersetin 3-O-β-D-glukozit Rutin Kafeik asit Kumarik asit Ferulik asit Gallik asit Hidroksibenzoik asit Prokateşuik asit Protokateşuik asit Resorsilik asit Sinapik asit Siringik asit Vanilik asit Rosmarinik asit Fumarik asit Luteolin-5-glukozit Pirogalol Herniarin Klorojenik asit Afzelin İzokersitrin (kersetin-3- glukozit) Kuersitrin (kersetin-3- rhamnosid) Kuersetin-O-heksosit p-Kumarik asit 5-O-Kafeoilkinik asit
Sınırlı Sorumluluk Beyanı: Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.