Dalış Öncesi Sindirim Sitemi Muayenesi ve Tercih Kriterleri

Dalış Muayenesi

Dalıcının sağlık durumunun dalışa uygunluğu değerlendirebilmek için; sualtının yoğun ve viskoz bir ortam olduğunu, derinliğin artışı ile birlikte dalıcının basınca maruziyetindeki değişimi, ortam (özellikle düşen) sıcaklıklığının insanlar üzerindeki etkisi bilmek gerekir.

Bilinmelidir ki dalıcının bazı tıbbi ve psikolojik durumları tüplü dalışa kesin veya geçici süreyle engel teşkü etse de sportif – keyif amaçlı dalışların kuralları, ticari veya askeri amaçlı dalışın katı kurallarından daha esnektir.

Scuba (Su altı tüplü dalış) dalışlarda gerekli tüm şartlar yerine getirildiğinde amatör dalıcılar için de profesyonel dalgıçlar için de riskler düşüktür.

Risklerin düşürülmesi için gereken şartların başında kişinin sağlık durumu gelir.

Bu sebeple dalış yapacak amatörlere de ve profesyonellere de sağlık durumlarının su altındaki şartlara uygun olup olmadığı açısından doğru bir değerlendirme – muayeneye yapımalıdır.

Dalış öncesi muayenenin amacı, dalış yapacak kişinin sualtı dalışını sağlığı açısından tehlikeye düşürecek bir sağlık sorunu olup olmadığını araştırmaktır.

Ayrıca dalıcıların su altına adaptasyonu için disiplinli olması ve uygun ekipmanla dalış yapması gerekir.

Her ne maksatla olursa olsun dalıcılar su altına ilk kez dalışın öncesinde ve sonra da yıllık periyodik olarak scuba dalışı konusunda hekimlik tecrübesi olan;

  • KBB
  • Göğüs Hastalıkları
  • Kalp Damar, Psikiyatri
  • Nöroloji
  • Dahilliye (Endokrin-Kan-Sindirim Sistemi açısından değerlendirecek)
  • Göz uzmanları değerlendirmelidir.

Dalıcını sorunu varsa ayrıca;

  • Ortopedi
  • Plastik Cerrahi
  • Cerrahi vb gibi bölümler değerlendirmelidir.

Tüm hekimlerin raporları ile birlikte Su Altı Uzmanı Hekim tarafından son değerlendirme yapılmalıdır.

Sindirim Sistemi ve Dalış

Diğer vücut sistemlerinde olduğu gibi sindirim sistemi ile ilgili hastalıkların da br kısmı dalışa kesin engel iken diğer ise her hastanın özelinde değerlendirilmesi gereken göreceli olarak engel durumlar oluşturur.

Sindirim sistemi barotravmasına yol açabilecek veya oluşabilecek barotravmanın şiddetini arttırabilecek hastalıklar dalışa kesin engeldirler.

Fıtık Barotravması ve Dalış

Dalış sırasında dalıcının fıtık olan vücut bölümlerinde hava hapsolabileceğinden yüzeye çıkış bölümünde basınç azalmasına ve hacim genişlemesine bağlı gelişen hasara – tabloya çıkış barotravması veya genleşme-patlama denir.

Barotravmanın fiziksel temeli Boyle yasası ile açıklanır. Bu kanuna göre sabit sıcaklık altında gazların hacimleri ile basınçları ters orantılıdır.

Boyle Yasası matematiksel olarak şu şekilde ifade edilebilir;

{\displaystyle P\propto {\frac {1}{V}}}

Basınç hacimle ters orantılıdır.

Veya PV = k Basınç ve hacmin çarpımı sabit bir sayıdır (burada k olarak gösterilir)

Burada 
P – gazın basıncı 
V – gazın hacmi ve 
k – belirli bir sıcaklık ve gaz miktarı için sabittir.

Boyle yasası, belirli bir gaz kütlesinin sıcaklığı sabit olduğunda, basıncı ve hacminin çarpımının da sabit olduğunu belirtir. Aynı maddeyi iki farklı koşul kümesi altında karşılaştırırken, yasa şu şekilde ifade edilebilir:

{\displaystyle P_{1}V_{1}=P_{2}V_{2}.}

Bir gazın hacmi arttıkça basıncının orantılı olarak azaldığını ve bunun tersinin de geçerli olduğunu göstermektedir.

Dalışın her 10 metresinde basınç 1 atmosfer artar.

Bu hesaba göre su yüzeyindeki herhangi bir hava boşluğunun hacmi 10. metresinde yarıya, 20 m de üçte birine, 30 m de dörtte birine iner. Dalıcının vücudunun gaz içeren boşluklarının hacmi de aynı şekilde küçülür ve yüzeye çıkış esnasında da basınç azaldığından gaz boşlukları genişler.

Sıvılar ve katılar basınç değişikliklerinden gazlar gibi etkilenmezler. Bu sebeple dalıcı vücudundaki katı ve sıvı kısımlarda hacim değişim olmaz. Yani dalış sırasında basınç artışı ile vücudun küçülmesi sadece çizgi filimlerde olur, gerçek hayatta olmaz.

Genellikle derinlikler endişe verici görülse de aslında ilk 10 m de en büyük hacim değişikliği olur ve hava boşluğunun hacmi 10. metresinde yarıya iner. Bu sebeple sığ dalışlar bile oldukça tehlikelidir.

Dalıcının tedavi edilmemiş sindirim sistemi fıtığı mevcut ise hayati riske sebep olabileceğinden dalışa kesin engeldir.

Ayrıca;

  • Akalazia
  • Paraözofagial veya İnkarsere hiatal herni

hastalıkları dalışa kesin engeldir.

Semptomsuz hafif Sliding Tip Herni, takip eden hekimini kontrolü ve onayı şartıyla dalış yapabilir.

Sindirim Sistemi Tıkanıklıkları Baro Travması ve Dalış

Sindirim sistemi tıkanıklıkları

  • Karın içinden ameliyat geçirmiş olmak
  • Crohn hastalığı gibi inflamatuvar hastalıklar
  • Karın içerisindeki organlarda kanser olması
  • Karın bölgesine radyasyon uygulanmış olması
  • Bağırsaklarda abancı cisimler

Ve benzeri sebeplerden olabilir.

Sindirim sistemi tıkanıklığı da hacmi genişleyen gazın hareketini engelleyerek baro travmaya yol açar.

Bu nedenle dalıcının sindirim kanalı tıkanıklığı olması durumunda gerekli cerrahi girişim yapılıp düzeldiği ilgili cerrah tarafından onaylanmadıkça dalış izni verilmez.

Kusma Riski ve Dalış

Kusma riskinin olduğu tüm hastalıklar ve sağlık süreçlerinde, aspirasyonla boğulma, pulmoner barotravma ve hava embolisine yol açabileceğinden iyileşinceye kadar geçici dalışa kesin engel oluşturur.

Kusma ayrıca vücut sıvı ve elektrolit dengesi etkiler.

Gastroenterit de kusma riski sebebi ile iyileşinceye kadar geçici dalışa kesin engel oluşturur.

Mide Bağırsak Hastalıkları ve Dalış

Peptik Ülser ve İnflamatuar Barsak Hastalıkları ve Dalış

(ülseratif kolit ve crohn hastalığı ve benzerleri gibi) mide-barsak (gastrointestinal) sistem hastalıklarında ani gelişen alevlenmeler görülür. Alevli dönemlerinde sıvı ve elektrolit kaybıyla dekompresyon hastalığının ve sıcak dalış bölgelerinde kardiyak rahatsızlıkların oluşma riskinin artması sebebi ile geçici olarak dalışa engel durumlardandır.

Uzun süreli sessiz ve stabil kalmaktadırlar. İşte bu süreçler dalışa engel değildir. Divers Alert Network (DAN)

Özofagus Divertikülü ve Gastroözofagial Reflü ve Dalış

Dalış sırasında divertikül ve reflüde mide içeriği akciğere kaçabilir.( Mide içeriğini aspire edebilir)

Bu sebeple dalış yapacaklara muayene sırasında; reflüye sebep olabilecek durumlardan (özellikle beslenmede baharatlı yiyecekler, asitli meyveler, sigara, kızartılmış besinler, alkol, kafein, nane, sigara, alkol vb birçok gıdadan stres düzensiz yaşam ve uyku vb gibi uzak durmaları) konusunda uyarılmalıdırlar.

Burada bahsedilmesi gereken önemli bir husus da dalış ve dalış sağlığı ile ilgili kuruluşların yayınlarıdır.

Amerikan NOAA (National Oceanic and Atmospheric Administration) (Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi) ne göre; ülser dahil semptomatik akut veya kronik gastrointestinal rahatsızlıklarda dalışa izin verilmez.

ABD ordusu, Duke Üniversitesi Tıp Merkezi’nde, hükümet örgütleri ve Denizaltı Tıp Derneği ile ortak olarak Ulusal Dalış Kazası Ağı (NaDAN) adı le kurulan ve bugün Divers Alert Network (DAN) olarak devam etmekte olan yapıya’a göre bir aydır semptomsuz peptik ülserliler dalabilir.

Dumpig sendromu ise dalışa engeldir. Hipotansiyon, çarpıntı, konfüzyon ve şuur kaybı riski vardır.

Karaciğer ve Safra Yolları Hastalıkları ve Dalış

Hepatit A, B, C, D, E oldukça ciddi ve bulaşıcı infeksiyon hastalıklarıdır. Fekal-oral yol ve içme suları Hepatit A ve E yi yayabilir. Hepatit B ise kan ve cinsel yol ile bulaşabilir.

Çoğunlukla soğuk algınlığı benzeri hafif bulgular görüldüğü için teşhisi konulamaz.

Akut veya kronik olsun aktif hepatit dönemi dalışa kesin engel oluşturur.

Hepatit A ve B için antijen pozitiften negatife dönünce ve antikor (+) olunca, enfeksiyon bittiğinde dalışa uygunluk verilebilir.

Dalıcılar kendi ve çevrelerindeki insanların hijyenleri konusunda gerekli önlemleri alacak şekilde uyarılmalıdırlar.

Hepatit C ve D içinse güvenilir antijenik testler tartışmalıdır.

Sirozda ise sekonder komplikasyonsuz ve egzersizi tolere edebilen adaylar dalış yapabilir.

Safra yolları taşları semptomsuz ve komplikasyonsuzsa dalış izni verilir.

Pankreas Hastalıkları ve Dalış

Kronik pankreatit pankreasın ilerleyici ve yıkımla seyreden hastalığıdır. Pankreas dokusunun kaybı, insülin yetersizliğine yol açabilir.

Diyabet dahil pankreatite bağlı gastrointestinal yan etkiler yoksa, kronik ağrı için medikal tedaviye gerek duyulmuyorsa, halsizlik olmadan dalıcı egzersiz yapabiliyorsa dalışa izin verilebilir.

Aşağıda yer alan hastalıklarda, organların normal anatomik yapılarındaki değişiklik nedeniyle hava hapsi oluşabilir. Dalıcı, su yüzeyine doğru çıkarken ortam basıncının azalmasıyla hapsolan hava hacmi artarak bulantı ve organ rüptürü meydana gelebilir. Su altı için tehlikeli bu durumlar, boğulma ve ölümle sonlanabilir.

Dalışa Kesin Engel Sindirim Sistemi Hastalıkları

  1. Barsak muhtevası içeren onarılmamış karın duvarı fıtığı
  2. Drene olmayan enterokütanöz (barsak-cilt) fistüller
  3. Kronik ve tekrarlayan ince barsak tıkanıklıkları
  4. Mide çıkışı darlıkları ve tıkanıklıkları
  5. Şiddetli gastro-ösofagial reflü
  6. Ösofagus divertiküli
  7. Akalazia

Dalışa Göreceli Engel Sindirim Sistemi Hastalıklar

  1. Post gastrektomi dumping sendromu
  2. Fonksiyonel barsak hastalıkları
  3. Paraösofagial veya hiatal herni
  4. İnflamatuar barsak hastalıkları
  5. Malabsorbsiyon sendromu
  6. Peptik ülser

Dalışa Geçici Engel Sindirim Sistemi Hastalıklar

  1. Gastroenterit Bulantı ve kusma
  2. Semptomsuz safra yolu taşları

⭐️⭐️⭐️⭐️

⭐️⭐️ Tüplü dalış: Sizin ve hastalarınızın bilmesi gerekenler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16913196/

⭐️⭐️ Dalış tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/378050/

⭐️⭐️ Çevresel Fizyoloji ve Dalış Tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29456518/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Yukarıdaki Tüm Bilgiler farkındalık yaratmak maksadı ile olup hekiminizin muayenesi veya görüşleri yerini tutamaz.

Bu sebeple hekiminize / hekimlerinize düzenli periyodik muayene olun ve yönlendirmelerine uyun.

Sağlıklı dalışlar dilerim.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Ekranlı Araç Operatörü Göz Muayenesini Kim Yapar?

Firmalar Ekranlı Araç kullanacak personellerinin işe girişlerinde ve zamanı geldiğinde periyodik muayenelerinde nelere dikkat etmeli?

Muayenelerinde nelere dikkat etmelinin ayrıntılarına girmeden önce; ülkemizde yasal düzenlemelerin içerisinde. yer almasına rağmen iş sağlığı çalışma sahasındaki farklı uygulamaları dikkate aldığımızda konuyu en başından ele almalıyız.

Bu sebeple ilk olarak sorulması gereken Soru:

Ekranlı Araç operatörünün / çalışanının işe giriş ve zamanı geldiğinde periyodik muayenesinin bir bölümü olan göz muayenesini kim yani hangi hekim yapacak?

Maalesef herkesin fikri var lakin çoğunluğun bilgisi yok.

Birlikte okuyalım ve doğru cevaba ulaşalım.

Ekranlı Araç

Öncelikle tanımları netleştirelim.

Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin Yönetmeliğin 89/391/EEC Direktifinin 16 (1) maddesine göre;

Ekranlı Araç: Ağırlıklı olarak harf, rakam, şekil, grafik, tablo ve resim görüntülemede kullanılan her türlü araç’‘ olarak tanımlanır. (HSE, 2003: 7; 90/270 EEC, Art. 2, bent a)

Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında, Avrupa Birliği Yönetmeliklerinin (direktiflerinin) Türk Hukuku’na uyarlanması maksadı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından 13 Nisan 2013 tarihinde 28620 Nolu Resmi Gazetede yayınlanan Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğinde 4. maddesinin (1) bendine göre;

Ekranlı Araç: Uygulanan işlemin içeriğine bakılmaksızın ekranında harf, rakam, şekil, grafik ve resim gösteren her türlü araç” tanımlanmaktadır.

Ekranlı Araç Operatörü / Çalışanı

İşyerinde Ekranlı Araç‘ larla çalışan personelin tanımına geldiğimizde uluslararası ve ulusal kaynaklarda farklı gibi görünen kavramlar mevcuttur.

Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin yönetmeliğin (direktifin) 2. maddesi (c) bendinde ”çalışan” kavramı kullanılmış lakin aynı yönetmeliğin (direktifin) ekinin muhtelif yerlerinde çalışan yerine “operatör” kavramı kullanılmıştır. (HSE, 2003: 7; 90/270 EEC, Art. 2, bent a; EAÇY, m.4/a)

Avrupada İş Sağlığı ve Güvenliğinin yasal düzenlemeleri ile öncülüğünü yapan İngilterede 1992 yılında 2792 no ile yayınlanan ve 1 ocak 1993 de yürürlüğe giren Sağlık ve Güvenlik (Ekran Ekipmanı) Yönetmeliklerinin (The Health and Safety (Display Screen Equipment) Regulations) tanımlar kısmında. 1. maddesinin (b) bendinde ekranlı araçlarla çalışanlar için “operatör” kavramı kullanılmış olmasına rağmen aynı mevzuatın devamında operatörden anlaşılması gerekenin “işçi” olduğu yazılıdır. (İngiltere 1992 Sağlık ve Güvenlik (Ekran Ekipmanı) Yönetmeliklerinin – The Health and Safety (Display Screen Equipment) Regulations)

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından 13 Nisan 2013 tarihinde 28620 Nolu Resmi Gazetede yayınlanan Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğinde 4. maddesi (b) bendindeOperatör: Esas işi ekranlı araçlarla çalışmak olan ve normal çalışmasının önemli bir bölümünde ekranlı araç kullanan kişiyi, ifade eder.” yazılıdır. Burada ”operatör” kavramı kulanılmış olmasına rağmen aynı yönetmeliğin farklı kısımlarında bazen ”operatör”, bazen ”çalışan” ve bazen de ”operatör/çalışan” kavramları birlikte kullanılmıştır.

Diğer bir tanımımız da;

Çalışma merkezi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından 13 Nisan 2013 tarihinde 28620 Nolu Resmi Gazetede yayınlanan Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğinde 4. maddesi (b) bendinde,

Çalışma merkezi: Operatörün/çalışanın oturduğu sandalye, ekranlı aracın konulduğu masa ya da yüzey, operatör/çalışan-makine ara yüz yazılımı, monitör, klavye, yazıcı, telefon, faks, modem ve benzeri aksesuar ve ekranlı araçla ilgili tüm donanımların tamamının veya bir kısmının bulunduğu çalışma alanını, ifade eder.’‘ Yazılıdır.

Aynı tanım (Çalışma merkezi) Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin Yönetmeliğin 90/270/EEC Direktifinin 2. maddesi (b) bendinde de aynı şekilde kullanılmıştır.(HSE, 2003: 7; 90/270 EEC, Art. 2, bent b)

Ekranlı Araç kullanacak personellerinin işe girişlerinde ve zamanı geldiğinde periyodik muayenelerinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıklamadan önce; Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliği ‘nin kökeni olan İngiltere Sağlık ve Güvenlik (Ekran Ekipmanı) Yönetmeliğini ve Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı direktiflerindeki tanımların sadece özünde değil kelime ve tanımlarda dahi birbirinin aynısı olduğunu gözler önüne sermek istedim.

Pek tabi ki bizim öncelikle tabi olduğumuz kendi kanunlarımızdan yetki alan Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliği dir.

Yönetmeliğimize baktığımızda;

Gözlerin korunması bölümünde

MADDE 9 – (1) İşyerinde, ekranlı araçlarla çalışmaya başlamadan önce ve ekranlı araçlarla çalışmadan kaynaklanabilecek görme zorlukları yaşandığında çalışanların göz muayeneleri yapılır.

(2) Ekranlı araçlarla çalışmalarda operatörlerin gözlerinin korunması için;

a) Ekranlı araçlarla çalışmaya başlamadan önce,

b) Yapılan risk değerlendirmesi sonuçlarına göre işyeri hekimince belirlenecek düzenli aralıklarla,

c) Ekranlı araçlarla çalışmadan kaynaklanabilecek görme zorlukları yaşandığında,

göz muayeneleri yapılır.

Göz muayenesi yapılır” cümlesi pek tabi ki farklı yorumlara açıktır.

Şöyle ki;

Burada bahsedilen göz muayenesinden ”göz muayenesini İşyeri Hekimi yapar” yorumunu yapanlar olduğu gibi,

Burada bahsedilen göz muayenesinden ”göz muayenesini Göz Uzman Hekimi (oftalmolog) yapar” yorumunu yapanlar da olacaktır.

İkiye ayrılmış görüş olduğunda yapılması gereken;

Ulusal yasal düzenlemeler ve bu düzenlemelerin köken aldığı uluslararası düzenlemeleri incelemek olmalıdır.

Birlikte inceleyelim…

20.01.2022 tarihinde 31725 sayılı Resmî Gazete’ de yayınlanan Çalışanların Sağlık Gözetimine Yönelik Tıbbi Tetkiklerin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinin Göz fonksiyonları ölçümleri bölümünde madde 12 – (3) bendinde ”Göz fonksiyon ölçüm sonuçları işyerinin işyeri hekimi tarafından değerlendirilir. İşyerinin işyeri hekiminin talebi halinde ölçüm sonuçlarının raporlandırılması göz hastalıkları uzman hekimi tarafından yapılır.” Yazmaktadır.

Dikkat edileceği gibi ”Göz fonksiyon ölçüm sonuçları işyerinin işyeri hekimi tarafından değerlendirilir.” yazmaktadır.

İşyeri hekiminin değerlendireceği ve gözetiminde yapılacak göz muayene – ölçümleri de yine aynı yönetmeliğin, ”Göz fonksiyonları ölçümleri bölümünde madde 12 – (1) Gezici iş sağlığı araçları ve/veya sabit tıbbi tetkik mekânlarında; göz içi basıncı, göz kırılma kusurları ölçümü, kornea çapı ölçümü, kornea kalınlığı ölçümü yapan cihazlar ile ilgili standartlara uygun olarak ölçüm yapılabilir. ” olarak da ayrıntılandırılmıştır.

Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihli, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin Yönetmelik [Birleştirilmiş metin: Ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin 29 Mayıs 1990 tarihli Konsey Direktifi (89/391/EEC Direktifinin 16 (1) Maddesi anlamında beşinci bireysel Direktif) (90/270/EEC)]

Madde 9

İşçilerin gözlerinin ve görme yeteneğinin korunması

1.   Çalışanlar, gerekli yeteneklere sahip bir kişi tarafından yapılacak uygun bir göz ve görme testine hak kazanırlar:

— Ekran çalışmasına başlamadan önce,

— bundan sonra düzenli aralıklarla ve

— Ekran çalışmasından kaynaklı görme zorlukları yaşıyorlarsa.

2.   Birinci fıkrada sözü edilen testin sonuçlarının gerekli olduğunu göstermesi hâlinde, çalışanlar oftalmolojik muayeneden geçme hakkına sahiptir.

3.   Birinci fıkrada sözü edilen deney veya ikinci fıkrada sözü edilen muayene sonuçları, gerekli olduğunu gösterirse ve normal düzeltici aletler kullanılamıyorsa, işçilere, ilgili işe uygun özel düzeltici aletler sağlanır.

4.   Bu madde uyarınca alınan tedbirler hiçbir şekilde çalışanlara ilave bir maliyet yükleyemez.

5.   Çalışanların gözlerinin ve görme yetisinin korunması ulusal sağlık sisteminin bir parçası olarak sağlanabilir..

Görüldüğü gibi;

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından 13 Nisan 2013 tarihinde 28620 Nolu Resmi Gazetede yayınlanan Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğinin yayınlanmasına temel olan Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin yönetmeliğin (direktifin) 9. maddesine göre göz muayenesi gerekli yeteneklere sahip kişi (bizim yasalarımıza göre işyeri hekimi) tarafından yapılmaktadır. Yapılan muayene – test sonuçlarının gerekli olduğunu göstermesi (bizim yasalarımıza göre işyeri hekiminin kararı) durumunda oftalmolojik muayene yani göz uzmanı tarafından muayene edilmesinin çalışanın hakkı olduğu belirtilmiştir.

Ayrıca;

20.01.2022 tarihinde 31725 sayılı Resmî Gazete’ de yayınlanan Çalışanların Sağlık Gözetimine Yönelik Tıbbi Tetkiklerin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinin Göz fonksiyonları ölçümleri bölümünde madde 5 – (10) bendinde …… ”tıbbi tetkik sonuçları işyerinin işyeri hekimi tarafından değerlendirilir………” ibaresi mevcuttur.

Bu maddede de belirtilen ilk muayene – tetkiklerin değerlendirilmesi yetki ve sorumluluğunun işyeri hekiminde olduğudur.

Sonuç olarak yazının başındaki soruya CEVAP;

Ülkemizin Çalışanların Sağlık Gözetimine Yönelik Tıbbi Tetkiklerin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliği‘ndeki tüm tanımlar ve diğer metinler yönetmeliğimizin madde. 3 (c) bendinde ”Avrupa Birliğinin 29/5/1990 tarihli ve 90/270/EEC sayılı Konsey Direktifine paralel olarak, hazırlanmıştır. yazdığı gibi Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin yönetmeliği ile aynıdır. Sadece tek fark bizim yönetmeliğimizde ”testin sonuçlarının gerekli olduğunu göstermesi hâlinde, çalışanlar oftalmolojik muayeneden geçme hakkına sahiptir.” ibaresi yazılı değildir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve 6569 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının İcrasına Dair Kanun gereğince işyeri hekimi yaptığı muayaneden sorumludur. Ve gerek gördüğü durumlarda muayene ettiği kişiyi sevk etme (ilgili uzman hekimden görüş almak ve/veya tıbbi sürecin devamı yürütmesi için) hak, yetki ve sorumluluğuna sahiptir.

Hattı zatında yönetmelikte yazmasa da İşyeri hekimi, Ekranlı Araç Operatörünün göz muayenesini yapma ve gerek görmesi durumunda oftalmoloji / göz uzmanına sevk etme salahiyetindedir.

Hem ülkemizin iş sağlığı ve güvenliği yasal düzenlemeleri ve eklerine hem de kanunlarımızın ve yönetmeliklerimizin (yönetmeliğimizde yazan – Avrupa Birliğinin 29/5/1990 tarihli ve 90/270/EEC sayılı Konsey Direktifine paralel olarak) kaynağı olan Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin yönetmeliğine göre;

Ekranlı araçlarda çalışacakların/operatörlerin hem işe başlarken ve hem de periyodik olarak göz muayeneleri işyeri hekimi tarafından yapılır ve yine göz test sonuçları işyeri hekimi tarafından değerlendirilir.

İşyeri hekimi, ekranlı araç operatörünü muayene ettikten sonra gerek görürse oftalmolojik muayeneye yani göz uzmanı tarafından muayeneye sevk edebilir.

Ayrıca Ekranlı Araç Operatörün periyodik muayene aralığını/zamanını belirleme hak, yetki ve sorumluluğu da işyeri hekimindedir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Ekranlı Araç Operatörlerinin Görme Durumları Hakkında Yapılmış Araştırmalardan Örnekler
Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Bilgisayar kullanımı miyopluk için bir risk faktörü müdür? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8888885/

⭐️⭐️ Video Görüntüleme Operatörü Şikayetleri: Görme Yorgunluğu ve Refraktif Bozuklukların 10 Yıllık Takibi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31337021/

⭐️⭐️ VDU’lu ve VDU’suz ofis aktivitelerinde görüntüleme mesafesi değişimi ve ilgili oftalmolojik değişiklikler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8635445/

⭐️⭐️ Astenopide VDT çalışma türü önemli midir? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8485397/

⭐️⭐️ Video ekran terminali operatörlerinde geçici miyopluk ve öznel semptomlar https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/2770619/

⭐️⭐️ Ofis ortamında göz şikayetleri: Göz kırpma etkinliğinden etkilenen prekorneal gözyaşı filmi bütünlüğü https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15613602/

⭐️⭐️ Ofis ortamında “dış göz” sorunları: Ergoftalmolojik yaklaşım https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22576461/

⭐️⭐️ Video terminallerinin neden olduğu patoloji: kritik inceleme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/3330717/

DR MUSTAFA KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Siz mi Kanser mi Galip Gelsin

İnsan vücudunda trilyonlarca hücre var ve her hücre zamanı gelince ölür. Tabi ki bölünüyor ve yenileniyor.

Bu süreç (hücrelerin ölümü, bölünmesi yenilenmesi) iç mekanizmalar tarafından çok sıkı denetlenir.

Ve an itibari bu yazıyı okurken bu süreç devam eder.

Ve yine şu anda vücudunuzda kanser hücreleri de var. Şaşırdınız mı?

Lakin gerçek şu ki herkesin her an vücudunda kanser hücresi var.

Nasıl oluyor bu?

Her hücrenin içerisinde olan DNA (Hücrenin beyni) emri ile gerekli moleküller / kimyasallar salgılanır ve hücrenin bölünmesini başlattığı gibi durdurur da.

Hücre zamanı gelmeden bölünemez.

Peki zamanı nasıl geliyor? Kim belirliyor? Kısaca hücrenin doğal metabolizması içersinde kimyasal döngüler insanın genelinde olduğu gibi hücrenin özelinde de yaşamı sağlarken yıpranmaya ve süreç içerisinde ölüme neden olur.

Dönelim konumuza;

Hücrenin DNA’sı bölünmenin-yenilenmenin baskılanmasını kaldıran emri (kimyasal enzimler yolu ile) verir. Hücre bölünür. Bölünme tamamlanınca DNA bölünmeyi durdurma emri (kimyasal enzimler yolu ile) verir.

Maalesef bu düzeni bozacak pek çok sebep ile DNA’da “en az 2 gen” hasar alır. Ki bu hasarlanma hücrenin ve dolayısı ile insanın sonunu başlangıcı bile olabilir.

Gen hasarına sebep olan etmenler o kadar çok ki ben yazmakla siz okumakla bitmez.

Örnek vereyim.

  • Kimyasallar (Miktarına bağlı hepsi diyebiliriz)
  • Sigara
  • Alkol
  • Radyasyon (cep telefonlarınız da dahil hele gereksiz çekilen röntgenler vb gibi)
  • Veee liste uzayıp gidiyor

Devam edelim…

DNA da 2 gen zarar gördü Bu zarar sonrası hücreye “dur bölünme artık” diyen moleküller salgılanmadığında hücre sınırsız (sonsuza doğru) bölünmeye devam eder.

Sınırsız büyüyen bu hücrelere ”Kanserli Hücre” diyoruz.

İşte bu kanserli hücreler her an herkeste bulunuyor.

Diyeceksiniz ki hepimiz şimdi kanser mi olduk yani?

Takdir edersiniz ki cevap – Tabiki hayır.

Çünkü kanserli hücreleri yok eden muazzam bir sisteme sahip insan vücudu. Aslında herkesin de bildiği ”BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

Bağışıklık Sistemi

Bağışıklık Sistemimiz kontrolsüz çoğalan tüm hücreleri (Kanserli Hücre) yok eder. Vücudu – hayatı korur.

Lakin yaşamın dengesi kuvvet ile belirleniyor.

Ne zaman ki bağışıklık sisteminin gücü zayıflar. Hücrelerin kontrolsüz bölünme hızı (Kanserli Hücre), bağışıklık sisteminin bu hücrelerin yok edilme hızını geçerse o zaman Kanser oluruz.

Kanserli Hücre herkeste var. Ve devamlı da üretiliyor.

Hayatın Gerçeği Güçlü Olan Kazanır.

Ya vücudunuz Ya kanser kazanacak

Siz kazanmak istiyorsanız

Oksidasyonu önlenmelisiniz (yakında bu konuyu da paylaşacağım)

Bağışıklığınızı güçlü tutmalısınız (yakında bu konuyu da paylaşacağım)

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

İstanbul – İşyeri Hekimi Arıyoruz.

Hafta içi her gün (5 gün) 3 saat (çalışan sayısı x dk hesabı) aktif olarak Çayırova – KOCAELİ ve Pendik – İstanbul bölgesinde aynı grup şirkete bağlı şirketlerin revirlerinde olarak görev yapacak işyeri hekimi arıyoruz.

Sorumluluklar

6331 Sayılı Kanun ve yönetmeliklerinde yer alan İşyeri hekimi görev yetki ve sorumluluklarını yerine getirmesi beklenmektedir.

Nitelikler

İşyeri hekim sertifikasına sahip olması,

Aktif araç kullanabilme becerisine sahip olması,

Meditek yazılımının işyeri hekimi bölümünü aktif kullanması,

Ay sonu ve yıl sonu firmamız sistemine uygun raporlama yapması beklenmektedir.

**** Sözleşme süresi 12 aylık olup hizmet verilen firma ile bir sonraki yıl (2026) için anlaşılması durumunda sözleşme yenileme karşılıklı görüşülecektir.

****Kendi aracı ile çalışma yada araç tahsis etme alternatifi mevcuttur.

CV: [email protected]

0 530 568 42 75 

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Daha Fazla

B1 vitamini

Vitamin B1 (Tiamin) nedir?

Vitamin B1 (Tiamin) diğer suda eriyen sekiz B vitamininden ilk keşfedilenidir.
Hücrelerimizin tamamına yakınında olup, besinlerin enerjiye çevrilmesinde rol alır.

Vitamin B1 (Tiamin),

  • Hücrelerin büyümesinde, gelişmesinde ve fonksiyonunda
  • Sinir sisteminin sağlığında
  • Enerji metabolizmasında
  • Zihinsel sağlıkta

Önemli rol oynar.

Vücutta Vitamin B1 (Tiamin) depolanması sınırlıdır. Bu sebeple besinler (Tam buğday ürünlerinde, bezelye, fasulye, balık, et ve süt ürünleri, meyve ve yumurta) yolu ile düzenli Vitamin B1 (Tiamin) alımı gereklidir.

Magnezyum, Vitamin B1 (Tiamin)‘ in aktif formuna dönüşümü için gereklidir.

Vitamin B1 (Tiamin) Ne İşe Yarar?

Tiamin Pirofosfataz Enzimi, enerji üretimi, karbonhidrat metabolizması, sinir hücrelerinin işlevleri için gereklidir. Tiamin Pirofosfataz Enziminin kofaktörü de Vitamin B1 (Tiamin)dir.

Vitamin B1 (Tiamin)
  • Esansiyel aminoasitlerin (Lösin, izolösin ve valin gibi) metabolizmasında rol oynar.
  • Sinir hücrelerinin membranlarından sodyum iyonlarının geçişini sağlar.
  • Asetilkolin sentezi için gereklidir.
  • Beyinde enerji üretimi için mutlak gereklidir.
  • Fetinoin alan epileptik hastalarda da kullanılır.
  • Leigh hastalığı, MSUD (akçaağaç şurubu idrar hastalığı) gibi genetik hastalıklara bağlı metabolik bozuklukların giderilmesine yardımcı olur.

Vitamin B1 (Tiamin), hafızada görevli nörotransimitterleri (asetilkolin gibi) taklit eder.

Alzheimer hastalarında, beynin çeşitli bölgelerinde asetilkolin aktivitesinde ciddi azalma ortaya çıkar. Vitamin B1 (Tiamin), beyinde asetilkolinin etkisini hem arttırır hem de taklit eder.

Klinik çalışmalarda 3-8 g/gün dozunda Vitamin B1 (Tiamin), Alzheimer hastalarına ve yaşa bağlı mental fonksiyonları bozulanlara verildiğinde bu hastalarda mental fonksiyonların düzeldiği görülmüştür.

Fenitoin alan epilepsi hastalarında da tiamin desteği ile mental fonksiyonlarda düzelme görülmektedir.

Yapılan bir saha çalışmasında; Dört yıldan uzun süredir fenitoin alan 72 epilepsi hastası dört gruba ayrılmıştır. Altı ay boyunca;

  • Birinci gruba sadece plasebo
  • İkinci gruba 5 mg folik asit
  • Üçüncü gruba 50 mg Vitamin B1 (Tiamin)
  • Dördüncü gruba 5 mg folik asit + 50 mg Vitamin B1 (Tiamin)

Verilmiş ve vakalar takip edilmiştir.

Altı ay süren çalışmanın sonucuna göre; Vitamin B1 (Tiamin) IQ testlerinde mental fonksiyonları düzeltirken, folik asit etkisiz bulunmuştur.

Vitamin B1 (Tiamin) Eksikliği

B1 vitamini eksikliği gelişmiş ülkelerde oldukça nadirdir. Beslenme ile yakından ilişkilidir.

  • Diyabet
  • Crohn hastalığı
  • Multipl Skleroz da eksilir. Takviyesi gerekir.
  • Mental fonksiyonlarda bozulma ve ciddi eksiklikte ise psikoz gelişir.

Psikiatri servisine yatırılan hastaların %30’dan fazlasında Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği belirlenmiştir.

Wernicke-Korsakoff sendromu

Wernicke-Korsakov Sendromu (WKS), görme değişiklikleri, ataksi ve bozulmuş bir hafıza kaybı ile seyreden, birbiriyle yakından ilişkili olan Wernicke ensefalopatisi ile alkolizme bağlı Korsakov Sendromu’nun (AKS) birlikte görüldüğü bir durumdur.

Wernicke-Korsakov Sendromu (WKS) nedeni, Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği olup, Wernicke ensefalopatisinde, birlikte veya yalnız başlarına ortaya çıkan yeme bozuklukları, malnütrisyon ve uzun süreli alkol suistimaline bağlı ikincil bir durum olarak gelişebilir.

Alkoliklerin% 30 ila% 80’inin Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği görülmektedir.

Diyette Vitamin B1 (Tiamin) alımının yüksek olması, katarakt gelişme riskinin azaltmaktadır.

Diyabetli kişilerde idrardaki albümin, böbrek hasarının bir göstergesidir.

Yapılan araştırmalarda, 3 ay boyunca yüksek doz Vitamin B1 (Tiamin) (günde üç kez 100 mg) alan tip 2 diyabetli kişilerin idrarlarında albümin miktarını azaldığı görülmüştür.

12-21 yaş arası kızların 90 gün boyunca düzenli olarak Vitamin B1 (Tiamin) takviyesi almaları durumunda ağrılı adet görmenin azaldığı veya kesildiği görülmüştür.

Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği riskini artıran durumlar
  • Obezite cerrahisi geçirenler
  • Yüksek doz diüretik kullanımı
  • Alkol bağımlılığı
  • Şeker hastalığı
  • HIV / AIDS
  • Yaşlılık
  • Diyaliz

Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği belirtileri
  1. Kollarda ve Bacaklarda Karıncalanma hissi
  2. Kalp Atım Hızındaki Değişiklikler
  3. Azalmış Refleksler
  4. Bulantı ve Kusma
  5. Bulanık Görme
  6. Nefes darlığı
  7. Kas Zayıflığı
  8. İştah Kaybı
  9. Yorgunluk
  10. Sinirlilik
  11. Delirium

Beriberi 

Ciddi Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği hastalığına neden olur.

  • Nörolojik dejenerasyon
  • Müsküler dejenerasyon
  • Sıvı birikimi
  • Kan basıncı yüksekliği
  • Yürüme zorluğu
  • Kalp rahatsızlığı gelişebilir.

Vitamin B1 (Tiamin) Fazlalığı

Tiamine bağlı toksisite bildirilmemiştir.

* Food and Nutrition Board, Institute of Medicine, National Academies göre yetişkinlerde önerilen günlük Vitamin B1 (Tiamin) alım değeri erkekler için 1,2 mg, kadınlar için 1,1 mg olarak belirlenmiştir.

** T.C. Tarım,Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı‘na göre yetişkinler için Vitamin B1 (Tiamin) günlük referans alım değeri 1,1 mg olarak belirlenmiştir.

Tabloda Vitamin B1 (Tiamin)‘in çeşitli besin kaynakları listelenmiştir.

*DV = Günlük Değer.

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), tüketicilerin toplam diyet bağlamında gıdaların ve diyet takviyelerinin besin içeriklerini karşılaştırmalarına yardımcı olmak için DV’leri geliştirdi.

Tiamin için DV, yetişkinler ve 4 yaş ve üzeri çocuklar için 1,2 mg’dır.

FDA, gıdaya tiamin eklenmediği sürece gıda etiketlerinde tiamin içeriğinin listelenmesini gerektirmez. DV’nin %20 veya daha fazlasını sağlayan gıdalar, bir besin maddesinin yüksek kaynakları olarak kabul edilir, ancak DV’nin daha düşük yüzdelerini sağlayan gıdalar da sağlıklı bir diyete katkıda bulunur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Tiamin https://ods.od.nih.gov/factsheets/Thiamin-HealthProfessional/#h5

⭐️⭐️ Tiamin eksikliği hipotalamik AMPK’yi inhibe ederek anoreksiyaya neden olur https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24607345/

⭐️⭐️ Kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda B vitamini durumu https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC1297139/

⭐️⭐️ Yüksek doz tiamin felç sonrası yorgunluğu iyileştiriyor: Üç vaka raporu https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25192035/

⭐️⭐️ Beslenme Nöropatileri https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4199287/

⭐️⭐️ Uzun süreli diyet eksikliği olmaksızın tiamin eksikliğinde görme kaybı ve optik sinir başı şişmesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4039400/

⭐️⭐️ Alkol kötüye kullanımında B vitamini eksikliği ve nöropsikiyatrik sendromlar https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9719389/

⭐️⭐️ Tiamin eksikliğinde miyopati: Bir vaka analizi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16920153/

⭐️⭐️ Kronik ishalli hastalarda Wernicke ensefalopatisi ile ilişkili tiamin eksikliğine bağlı optik nöropati https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23473530/

⭐️⭐️ Tahıl tüketimindeki etnik farklılıklar ve B vitamini alımına katkıları: Çok Etnikli Kohort Çalışmasının sonuçları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23688109/

⭐️⭐️ Nörodejenerasyonda tiamin bağımlı süreçler ve tedavi stratejileri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17685850/

⭐️⭐️ Alkol bağımlısı hastalarda tiamin uygulaması https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15550446/

⭐️⭐️ Wernicke ensefalopatisi: 400 AIDS hastasından oluşan bir serideki oluşum ve patolojik yönler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/1340667/

⭐️⭐️ Tiaminin kanser üzerindeki rolü: olası genetik ve hücresel sinyal mekanizmaları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23893925/

⭐️⭐️ Yüksek doz tiamin takviyesi hiperglisemik bireylerde glikoz toleransını iyileştirir: randomize, çift kör çapraz geçişli bir çalışma https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23715873/

⭐️⭐️ Alzheimer tipi demansta yüksek doz tiaminin ön bulguları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8251051/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.







Daha Fazla

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim Belgesi

Havuz Suyu Operatörlüğü

Mesleki Eğitim Belgesini Firmamızdan Alabilirsiniz

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim Belgesi için;

Başvuru Mail: [email protected]

Merkez Tel.: +90 232 265 20 65

Başvuru Tel: 0 530 568 42 75

  • Eğitim 232 saattir.
  • Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
  • Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
  • Sertifika Karekodlur.
  • Sertifika Üniversite onaylıdır.
  • Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi nerede alabilirsiniz?

  • Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
  • Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
  • Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
  • Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim İçeriği

Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi zorunlu mu?

Aşağıda verilen yönetmeliklerde belirtilen mesleklerde çalışanlarının Mesleki Eğitim Belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.

13.07.2013 tarih ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik.

15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Havuz Suyu OperatörlüğüMesleki Eğitimi kimlere zorunlu?

Havuz Suyu Operatörü olarak çalışan herkes için zorunludur.

İş Güvenliği eğitimi, Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?

Hayır. Yerine geçmez.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.

Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim belgesine sahip olsunlar.

Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR

Merkez Telefon: +90 232 265 20 65

Tetkik Danışmanlık

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

A Vitamini

A Vitamini Nedir?

A vitamini tek bir besin maddesi değildir. β-karoten ve diğer karotenoidlerden sentezlenen, retinol, retinal ve retinil esterleri (retinil palmitat vb gibi) gibi yağda çözünen çeşitli molekülleri kapsayan genel bir terimdir.

A vitamini, yiyeceklerde iki farklı türde bulunur.

Önceden oluşturulmuş A vitamini – Retinol ve Retinil Esterler – (Süt ürünleri, Karaciğer, Et, Balık, Tavuk, yumurta ve Balık gibi hayvansal ürünlerde bulunur)

Provitamin A – Karotenoidler – (Renki meyve, sebze ve yağlar gibi bitkisel gıdalarda bol miktarda bulunur.) 

Vücudumuz her iki formu da direk kullanamaz.

Aktif formları olan Retinal ve Retinoik Aside dönüştürmesi gerekir.

Retinol ciltte ilk adımda Retinal‘ dönüşür. Retinal sonra Retinoik Aside dönüşür.

Bu sebeple Retinal, Retinol‘den daha hızlı etkilidir.

Vücut, Retinolün %75 ila %100’ünü ve çoğu durumda β-karotenin %10 ila %30’unu gıdalardan emebilir. Pişirme ve ısıl işlem, gıdalardanβ-karoten‘in biyoyararlanımını artırabilir.

1 İU A vitamini = 0.3 mikrogram Retinol » ~ 0.344 mikrogram Vitamin A asetattır.

1 IU A vitamini = 0.3 mikrogram Retinol » = 0.6 mikrogram beta karoten » = 1.2 mikrogram diğer karotenoidler’e eşittir. 

A Vitamini Ne İşe Yarar?

  • Antioksidandır. Yaşlanmaya ve kanserli hücrelere karşı savaşır.
  • A vitamini olmadan proteinler kullanılamaz.
  • Metabolizmamızın sorunsuz çalışmasında
  • Embriyo gelişiminde
  • Büyümede, üremede
  • Çocuklarda boy uzamasında çok önemlidir.
  • Koku duyusu reseptörlerinde çok fazla miktarda vardır.
  • Kan yapımında
  • Bağışıklık sisteminde
  • Doku hücre büyümesinde
  • Dokuların ve hücrelerin yenilenmesinde görev alır, kemik ve diş yapısına katılır.
  • Bağırsak ve deri epitel doku yapımı, gelişimi ve korunmasında
  • Görmede gerekli olup, göz sinir yapısında yüksek miktarda bulunur.
  • Eksikliğinde ilk belirti göz kuruluğu, göz yaşı eksikliğidir. Korneada bozulmaya sebep olur.
  • Eksikliği Sperm ve Kalitesiz yumurtaya neden olur. Doğurganlık düşer, düşüklere sebep olur.
  • Demirin emilimine ve salınımında dolayısıyla hem vücudun oksijen (satürasyon) dengesinde, hemde demir eksikliği tedavisinde önemlidir.
  • Cilt sorunlarında *sivilce, iltihaplı sivilce, siyah noktalar, gözenekli yüz yapısı* çinko ile birlikte tedavi edicidir.
  • Ağız, mide ve ince bağırsakların ve idrar yollarındaki deri ve dokuların sağlıklı bir şekilde devamlılığını sağlayarak, enfeksiyonlara karşı koruyan karbon içerikli bir moleküldür.
  • Vücuda giren virüs, bakteri, mantar gibi patojenlerle ilk karşılasan ve savaşan mukoza yapıda, normal bağışıklık hücrelerinde bulunur. Eksikliğinde vücut enfeksiyona açık hale gelir.

Yeri gelmişken bir yanlışı düzeltelim: ”Havuç A vitamini deposudur” sözü sanıldığı gibi doğru degildir. Havuca o turuncu rengi veren β-karoten‘in yaklaşık %12 si A vitaminine dönüştürülür. Yediğimiz zaman da direkt A vitamini içermez.

Vitamin A eksikliği sağlığı olumsuz yönde etkileyebildiği gibi, fazlalığı da tehlikeli olabilir.

1. Potansiyel Antioksidandır

Provitamin A – Karotenoidlerβ-karoten (güçlü bir antioksidandır), alfa-karoten ve β-kriptoksantin (Renki meyve, sebze ve yağlar gibi bitkisel gıdalarda bol miktarda bulunurlar.) Bu karotenoidler, vitamin A öncülleri olup oksidasyonu (en iyi O2 temizleyicidir) önlemede görev alırlar.

Karotenoidler, oksidatif stres meydana getirerek, DNA’ya zarar veren ve kanserin başlangıç aşamasında etkili olan serbest radikallerin etkisini yok ederler ve vücut dışına atılmasında etkili rol oynarlar.

Oksidatif stres; vücuda alınan oksijenin kullanımı ve metabolizması sırasında serbest radikal adı verilen hücre ve dokulara zararlı moleküllerin meydana getirdiği ortam zararına denir. Oksidatif stres diyabet, kanser, kalp hastalığı ve bilişsel gerileme gibi çeşitli kronik hastalıklarla ilişkilidir. Bu sebeple karotenoidlerden zengin beslenme kalp hastalığı, akciğer kanseri ve diyabet gibi hastalıkların oluşma riskini azaltmaktadır. 

Serbest radikal; dış etkenlerle nedeniyle ortaya çıkarak hücre ve dokularla reaksiyona girip hasara neden olabilen ve vücutta doğal olarak üretilen moleküllerdir.

Sigara ve alkol kullanımı, β- karoten’in kandaki oranını % 20 civarında düşürmektedir.

2. Gözün temel besinidir

β-karoten retinada retinol‘e dönüşür ve karanlıkta görüş için gereklidir.

Aktif formu olan retinal, renk görme ve az ışıklı görme için gerekli bir molekül olan, Rodopsin oluşturmak için opsin proteini ile birleşir. 

Kornea (gözün en dış tabakası) ve konjonktiva (gözün yüzeyini ve göz kapaklarının içini kaplayan ince zar) korunmasında ve beslenmesinde önemli rol oynar.

A vitamininin vücutta yeterli düzeyde olması “sarı nokta hastalığı” olarak bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) gibi bazı göz hastalıkları oluşumunu önler.

Yüksek β-karoten, alfa-karoten ve beta-kriptoksantin düzeylerinin oksidatif stres seviyelerini düşürerek maküler dokuyu koruması nedeniyle “sarı nokta hastalığı” olarak bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) riskini % 25’e kadar azaltabilmektedir.

Klinik çalışmalarda sentetik Vitamin A göz damlası, kuru göz tedavisinde etkili sonuç vermiştir. Diğer tedavilerin aksine, kuru gözün altta yatan nedeni olan, hücresel değişikleri tersine çevirmektedir.

3. Antikanserojendir

Vitamin A, antioksidan özellikleri nedeniyle, karotenoid bakımından zengin meyve ve sebzeler belirli kanser türlerine karşı koruma sağlayabilir.

Yapılan bir çalışmada, 10.000’den fazla erişkinin içinde;

1.grup Sigara içen ve kanında yüksek alfa-karoten ve beta-kriptoksantin olanlar

2.grup Sigara içmeyen ve kanında düşük alfa-karoten ve beta-kriptoksantin olanlar

1. gruptakilerin akciğer kanserinden ölüm riskinin % 46 – % 61 oranında daha düşük olduğu görülmüştür. 

Deneysel test tüpü çalışmalarında; retinoidlerin mesane, meme ve yumurtalık kanseri gibi bazı kanser hücrelerinin büyümesini engelleyebildiği gözlenmiştir. 

Yapılan çalışmalarda, pek çok besinde bulunan alfa karoten, β- karoten, likopen, lutein, kriptoksantin ve zeaksantin gibi belli başlı karotenoidlerin oluşumunu tamamlayıp depolandığı organlarda antikarsinojen olarak etki gösterdiği saptanmıştır.

β- karotenin başlangıçta bildirilen antikarsinojenik potansiyeli, tekli oksijeni söndürme, oksi-radikalleri temizleme ve serbest radikal reaksiyonlarını sonlandırma konusundaki özgül kapasitesine dayanıyordu. Ancak, yüksek oksijen basıncında ve oksidatif stres altında pro-oksidanlar olarak hareket ederek belirli diyet koşulları altında UV karsinogenezini şiddetlendirdikleri bildirilmiştir.

Bu yüzden β- karoten gibi provitamin A aktivitesi gösteren karotenoidlerin yanında kantaksantin, likopen lutein gibi provitamin A aktivitesi olmayan karotenoidler de antioksidan özelliklere sahiptir ve kanser oluşumunu bu şekilde engeller.

4. Doğurganlık ve Bebeğin Gelişiminde Etkilidir

Dişilerde, A vitamini eksikliğinin üreme sonuçları üzerindeki etkisi, eksikliğin ortaya çıktığı zamana ve şiddetine bağlıdır. Çiftleşmeden önce şiddetli A vitamini eksikliği ortaya çıktığında, vajinal yaymalarda sürekli olarak kornifiye hücreler bulunur ve üreme implantasyondan önce başarısız olur. 

Gebe kişilerin fetal büyüme ve doku bakımı ve kendi metabolizmalarını desteklemek için ekstra A vitaminine ihtiyaçları vardır.

Tüm – trans retinoik asidin (RA) hem erkek hem de dişi üremeyi ve embriyonik gelişimi destekleyen A vitamini formudur.

A vitamini hem erkek hem de dişi üreme için esastır, çünkü sperm ve yumurta gelişiminde rol oynar.

A vitamini eksikliğinde epididim, prostat ve seminal vezikülün epitelinin tabakalı skuamöz keratinize epitel ile yer değiştirdiğini ve spermatogenezin durduğunu göstermiştir.

Yeterli A vitamini alımı olan emziren kişilerin anne sütü, bebeklerin yaşamlarının ilk 6 ayındaki ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda A vitamini içerir. Lakin, A vitamini eksikliği olan kişilerde, anne sütündeki A vitamini içeriği, yalnızca anne sütüyle beslenen bebeklerde yeterli A vitamini depolarını korumak için yeterli değildir.

Plasenta sağlığı, fetal doku gelişimi ve büyümesi için de kritik olması sebebiyle anne ve cenin sağlığının ve de gebe kalmaya çalışanların çok önemli ihtiyacıdır.

5. Bağışıklığı Güçlendirir

A Vitamini, vücudunuzu hastalıklardan ve enfeksiyonlardan koruyan tepkileri uyararak bağışıklık sağlığını etkiler.

Retinoid asit, doğuştan gelen bağışıklık sisteminin hücrelerinin farklılaşması, olgunlaşması ve işlevlerinin düzenlenmesinde önemli roller oynar.

Doğuştan gelen bağışıklık hücreleri, fagositoz ve sitotoksik aktivite yoluyla immün düzenleyici işlevler gerçekleştiren doğal öldürücü T hücrelerinin aktivasyonu yoluyla patojen istilasına anında yanıtlar başlatan makrofajlar ve nötrofillerden oluşur.

Hastalıklara karşı korunan immün yanıtlarda merkezi rol oynayan B ve T hücreleri de dahil olmak üzere belirli hücrelerin oluşturulmasında rol oynar.

Eksikliği, bağışıklık sisteminin tepkisini ve işlevini azaltan pro-inflamatuar moleküllerin seviyesinin yükselmesine neden olur. 

HIV enfeksiyonlu hastalarda vitamin A eksikliğine sık rastlanır. Araştırmalarda HIV enfeksiyonlu kişilerin %15 den fazlasında vitamin A eksikliği saptanmıştır. Vitamin A eksikliği olan HIV’li hastalarda, olmayanlara göre yardımcı T hücre sayısı daha düşük saptanır. Vitamin A eksikliği HIV enfeksiyonu olanlarda ölüm oranlarının daha fazla olmasıyla da ilişkilidir. (34)

Vitamin A, oksidatif stresi kontrol altında tutarak, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek ve bazı hastalıklara karşı koruyarak sağlığı olumlu yönde etkiler.

6.Kistik Fibroziz ve A Vitamini

Kistik fibrozlu kişilerin %90’ına kadarında pankreas yetersizliği vardır ve bu durum yağ emilimindeki zorluk nedeniyle A vitamini eksikliği riskini artırır. Sonuç olarak, kistik fibroz için standart bakım, A vitamini, diğer yağda çözünen vitaminler ve pankreas enzimleriyle ömür boyu tedaviyi içerir.

7. Gastrointestinal Rahatsızlıklar ve A Vitamini

Crohn hastalığı ve ülseratif kolitli çocukların yaklaşık dörtte birinde A vitamini eksikliği vardır; bu rahatsızlıklara sahip yetişkinlerde, özellikle de bu rahatsızlığa birkaç yıldır sahip olanlarda, A vitamini eksikliği riski daha yüksektir.

Yeni teşhis konmuş çölyak hastalığı olan bazı çocuklarda ve yetişkinlerde de A vitamini eksikliği vardır; glütensiz diyet bu eksikliği ortadan kaldırabilir, ancak her zaman ortadan kaldırmaz. 

A Vitamini Eksikliğinde Neler Olur?

Kronik A vitamini eksikliğinin önemli etkisi enfeksiyonların (özellikle kızamık ve enfeksiyonla seyreden ishal) şiddetinin ve ölüm riskinin artmasıdır.

Çocuklarda önlenebilir körlüğün önde gelen nedeni Vitamin A eksikliğidir.

A vitamini seviyesi düşük çocuklarda solunum sistemi hastalıklarının en sık rastlanan virüslerden biri Respiratuar Sinsisyal Virüstür (RSV).

Vitamin A eksikliği, hamile kadınlarda anemi ve ölüm riskini arttırmakta, büyüme ve gelişmeyi yavaşlatarak fetüsü olumsuz yönde etkilemektedir. 

Hiperkaratoz

Hiperkeratoz: epidermisin en dış kısmı olan stratum corneum’un kalınlaşmasıdır. Bu seviyede hücreler, kuru ve çok sert olmalarına yol açan bir protein olan keratinde yüksek oranda yüklüdür. Keratin derideki gözenekleri tıkayarak kaz derisi etkisi yapan bir proteindir. Bazı durumlarda, küçük veya büyük kuru ve pürüzlü cilt lekeleri oluşturan anormal bir keratin birikimi vardır.

Vitamin A eksikliğinin daha az ciddi belirtileri arasında hiperkeratoz ve akne gibi cilt sorunları bulunur. 

Sivilce, sedef hastalığı, iktiozis, liken planus, Darrier Hastalığı, palmoplantar keratoderma, pitriazis rubra, pilaris Hiperkeratoz ile ilgili cilt sorunlarından bazılarıdır.

Bu hastalıkların tedavisi yüksek doz vitamin A dır. Vitamin A etkinliği retinol seviyesi, serum retinol bağlayıcı proteinin kapasitesini aşarak zarların düzgün yapısını bozup keratin üreten hücrelerde parçalanmaya yol açmasıyla oluşmaktadır. Bu durum hücresel bozulma ile oluşan yan etkilerini azaltmak için karotenlerin kulanımı da denenmektedir.

Vitamin A eksikliği derinleştikçe etkilenen solunum, gastrointestinal ve üriner sistem, mukozal bariyerler ile sorunlar artar.

Kseroftalmi

Kuru göz veya tıbbi adıyla kseroftalmi, gözyaşı üretiminin yetersiz olması veya gözyaşlarının hızla buharlaşması sonucu meydana gelir.

Vitamin A eksikliğine bağlı göz ile ilgili bütün bulgular için kseroftalmi terimi kullanılır.

Enfeksiyonlara uygun bir ortam oluşarak keratit, konjuktivit görülebilir.

Körlük vitamin A eksikliğinin en önemli komplikasyonlarından biridir.

A Vitamini Fazlalığında Neler Olur?

A vitamini yağda çözünen bir vitamin olup, fazlası karaciğerde depolanır ve birikir.

Akut A vitamini toksisitesi, Günlük Alınması Gereken Değer (RDA)’in 100 katından fazla aldıktan sonra günler ila haftalar içinde şiddetli baş ağrısı, bulanık görme, eklem ve kemik ağrısı, iştahsızlık, mide bulantısı ve kusma, baş dönmesi, kurumuş cilt, karaciğer hasarı, sarılık, gecikmiş büyüme, ciltte kırışıklık, kaşıntı, kas ağrıları ve koordinasyon sorunları ortaya çıkar.

Kronik toksisite, Günlük Alınması Gereken Değer (RDA)’in 10 katından daha fazla dozlar uzun süre boyunca alındığında karaciğer hasarı, artmış kranial basınç – beyin omurilik sıvısı basıncı artabilir, uyuşukluğa ve sonunda komaya ve hatta ölüme yol açabilir

Vitamin A toksisitesi annenin ve fetüs’ün sağlığını olumsuz etkile ve doğum kusurlarına neden olur 

Besinlerle yüksek oranda karotenoid alımı toksisite ile ilişkili değildir, lakin araştırmalarda β-karoten takviyelerinin sigara içenlerde akciğer kanseri ve kalp hastalığı riskini artırdığı görülmüştür.

Kaza ile Vitamin A nın 100.000-300.000 IU (yüksek doz) alınması çocuklarda çok hızlı toksititeye yol açıp, kafa içi basınç artışına yol açar. Buna bağlı olarak baş ağrısı, kusma, eklem ağrısı, papil ödemi görülür. Vitamin dozu azaltıldığında şikayetler hızlıca geriler, tam iyileşme görülür.

Günlük A Vitamini Dozu

Önerilen günlük alım miktarı (RDA),’na uygun bir beslenme düzeni ile kolayca ulaşılabilir.

⭐️ * Erkekler için günde 900 mcg Vitamin A alımı önerilir.

⭐️ * Kadınlar için günde 700 mcg Vitamin A alımı önerilir.

Yetişkinlerde toksisite sınırı 10.000 IU (3.000 mcg) olarak kabul edilir.

Karaciğer gibi hayvansal kaynaklarla önceden oluşturulmuş A vitaminini tüketilmesi toksisiteye götürebilir lakin nadir bir süreçtir.

Toksisite en yaygın olarak aşırı takviye alımı ve Isotretinoin tedavisinde görülür.

A vitamini aktivitesi I.U (İnternasyonel Ünite) olarak ölçülür.

Bir IU, 3 mikrogram retinol ya da 6 mikrogram β-karoten eşittir.

1 mikrogram retinol= 1 retinol eşdeğeri (Retinol Eşdeğeri),

6 mikrogram β-karoten 1 Retinol Eşdeğeri’ ne eşit olmaktadır.

* Food and Nutrition Board, Institute of Medicine, National Academies göre yetişkinlerde önerilen günlük A vitamini alım değeri erkekler için 900 mcg, kadınlar için 700 mcg olarak belirlenmiştir.

** T.C. Tarım,Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı‘na göre yetişkinler için A vitamini günlük referans alım değeri 800 mcg olarak belirlenmiştir.

Vitamin A Nerelerden Alalım?

A vitamini içeriğini azaltmamak için besinlerin aşırı pişirilmemesi gerekir,

Ultraviyole ışık da gıdanın A vitamini içeriğini azaltabilir. (Mango gibi meyvelerin kurutulması doğrudan güneş ışığı altında yapılmamalıdır.)

Önceden oluşturulmuş A vitamini (retinol, retinil esterler) bakımından zengin çok fazla besin kaynağı vardır. Yumurta sarısı, Sığır eti karaciğeri, Ciğer, Tereyağı, Morina karaciğeri yağı, Tavuk ciğeri, Somon, Çedar peyniri, Karaciğer, Uskumru, Alabalık.

Provitamin A Karotenoidler (β-karoten gibi) bakımından zengin çok fazla besin kaynağı vardır. Tatlı patates, Kabak, Havuç, Lahana, Ispanak, Karahindiba, Kırmızı Biber, Balkabağı

Önceden oluşturulmuş Vitamin A, bitki kaynaklı provitamin A karotenoid kaynaklarına göre vücudunuz tarafından daha kolay emilir ve kullanılır.

Vücudunuzun β-karoten gibi karotenoidleri aktif A vitaminine etkili bir şekilde dönüştürme yeteneği, genetik, beslenme, genel sağlık durumu ve ilaçlar gibi birçok faktöre bağlıdır.

Çeşitli yiyecekler ve porsiyon başına A vitamini içerikleri aşağıda listelenmiştir.

Tablodaki hayvansal kaynaklı yiyecekler öncelikli olarak önceden oluşturulmuş A vitamini içerir, bitki bazlı yiyecekler provitamin A içerir ve hayvan ve bitkilerden gelen bileşenlerin bir karışımı olan yiyecekler hem önceden oluşturulmuş A vitamini hem de provitamin A içerir.

Bu liste Amerika Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı web sitesinden alınmıştır.

DV = Günlük Değer. Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), tüketicilerin toplam diyet bağlamında gıdaların ve diyet takviyelerinin besin içeriklerini karşılaştırmalarına yardımcı olmak için DV’leri geliştirmiştir.

A vitamini için DV, yetişkinler ve 4 yaş ve üzeri çocuklar için 900 mcg RAE’dir.

Burada 1 mcg RAE = 1 mcg retinol, takviyelerden 2 mcg beta-karoten, gıdalardan 12 mcg beta-karoten, 24 mcg alfa-karoten veya 24 mcg beta-kriptoksantindir.

DV’nin %20 veya daha fazlasını sağlayan gıdalar yüksek besin kaynağı olarak kabul edilir, ancak DV’nin daha düşük yüzdelerini sağlayan gıdalar da sağlıklı bir diyete katkıda bulunur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ A vitamini https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29493984/

⭐️⭐️ A vitamini nedir ve neden gereklidir? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24782580/V

⭐️⭐️ A Vitamini Eksikliği Okul Çağı Çocuklarında Gastrointestinal ve Solunum Yolu Hastalıklarıyla İlişkilidir https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3952623/

⭐️⭐️ Sigara içenlerde beta-karoten ve akciğer kanseri: hipotezlerin gözden geçirilmesi ve araştırma durumu https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20155614/

⭐️⭐️ A Vitamini Yetersizliği Hastalıkları ve Önlenmesinde Beslenme Yaklaşımları 2020 https://dergipark.org.tr/tr/pub/tusbad/issue/56037/734206

⭐️⭐️ A vitamini depolayan hücreler (yıldız hücreleri) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17368315/

⭐️⭐️ WHO Kılavuzu: Gebe kadınlarda A vitamini takviyesi. Cenevre: WHO, 2011; WHO Kılavuzu: Doğum sonrası kadınlarda A vitamini takviyesi. Cenevre: WHO, 2011 https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22516730/V

⭐️⭐️ A Vitamini, K Vitamini, Arsenik, Bor, Krom, Bakır, İyot, Demir, Manganez, Molibden, Nikel, Silisyum, Vanadyum ve Çinko için Diyet Referans Alımları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25057538/

⭐️⭐️ KAROTENOİDLERİN İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMİ http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/191536

⭐️⭐️ Retinol Bağlayıcı Protein ve Transtiretin ile Etkileşimi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK6223/https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK6223/

⭐️⭐️ A Vitamininin Bağışıklık Sistemindeki Rolü https://www.mdpi.com/2077-0383/7/9/258

⭐️⭐️ DERMATOLOJİDE DİYET: GÜNCEL PERSPEKTİFLER https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC2965901/

⭐️⭐️ T hücresiyle ilişkili bağışıklıkta A vitamini ve retinoik asit https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3471201/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.






Daha Fazla

Zeytin Yaprağı Çayı

İlk olarak merak edilen zeytin yaprağı çayının tarifini veriyorum.

Zeytin Yaprağı Çayı

Önceden kaynatılan suya 1 yemek kaşığı kuru toz zeytin yaprağını / 5-6 adet kuru zeytin yaprağı ve 1 dilim limon koyun 10 dk demlenmesi için bekleyin, yaprakları süzgeçten geçirin. Bu demlenme sırasında çay demlemedeki gibi altta su kaynarsa sıcaklığını muhafaza etmiş olur. Tercihen sadece demlenmiş kısmı içebileceğiniz gibi çay benzeri kaynaya su ilave ederek de içebilirsiniz.

Zeytin yaprağını toplayıp yıkadıktan sonra oda sıcaklığında bir hafta kurutabilirsiniz. Kuru yapraklarla hazırlama bir çeşit alışkanlık olup yaş yapraklarla da yapılamayacağı yolunda bir bilgi yoktur. Damak tadınıza göre tercih sizindir.

Zeytin Yaprağı Çayı Günlük Ne Kadar İçmelisiniz?

Ekstrelerinin günlük 1 gr tüketilmesi ile karaciğer ve böbrek fonksiyonları üzerinde olumsuz etkisi olmadığı bilinmektedir. Kişiden kişiye etki ve yan etkiler değişeceği için temkinli olmak gerekir. Bu sebeple günlük 3 fincan normal sınır olarak düşünülmelidir.

Hastalıklarınızı ve durumunuzu bilen hekiminize danışmanız en doğrusudur.

Zeytin Yaprağı Çayı Neden içmeliyim? Yararı nedir?

Merak edenler devamını okuyabilir.

Zeytin Yaprağı

İçeriğinde; oleuropein ve fenolik bileşikleri bulunur.

  • Antioksidan (Vücut içinde meydana gelen atık ve yan ürünlerin zararlı etkilerini önleyen)
  • Antimikrobiyal (Bakteri, virüs, mantar ve parazitlere bağlı oluşan enfeksiyonu önleyen)
  • Anti-inflamatuar (İltihap ve ödem giderici)
  • Antiaterojenik (Deride oluşan şişlikleri ve kızarıklıkları giderici)
  • Antikarsinojenik (Kanser hücresi gelişimini önleyen)
  • Antiviral (Virüs bağlı oluşan enfeksiyonu önleyen)
  • Hipoglisemik (Kan şekeri düşürücü)
  • Nöroprotektif (Nöron/sinir hücresi koruyucu)

gibi farmakolojik (İlaç benzeri yararlı) etkiler göstermektedir. 

Zeytin yapraklarının biyoaktif bileşikleri arasında sekoiridoitler (oleuropein, ligstroside, dimethyloleuropein ve oleoside), flavonoitler (apigenin, kaempferol, luteolin), fenolik bileşikler (kafeik asit, tirozol, hidroksitirosol), karotenoitler, tokoferoller ve klorofil bulunmaktadır.

Zeytin yaprağı kimyasal bileşimi

Ortalama olarak;

  • %46.24-49.75 Su
  • %37.14-42.58 Karbonhidrat (Glukoz, fruktoz, miyoinositol, galaktoz, galaktinol, sükroz, rafinoz, stakioz ve nişasta fraksiyonları mevcuttur)
  • %5.04-7.61 Protein
  • %1.05-1.30 Yağ
  • %2.864.45 Kül içermektedir

Mineral içeriği;

  • Potasyum
  • Manganez
  • Magnezyum
  • Bakır

Zeytin ağacı (Olea europaea L.)

25 cins ve 600 türden oluşan Oleaceae familyasına ait yaprak dökmeyen bir bitkidir.

Sonuç olarak,

Doğa gerçek ve içinde insanoğlu dahil tüm sorunlarla birlikte çözümlerini de barındırıyor.. Biz bu gerçeklerin halen küçük bir kısmını biliyor, sorunları yaşıyor maalesef de bildiklerimizi gereğince kullanmayarak çözümlerden uzak yaşıyoruz.

Keyfe giderek artan düşkünlüğü, kutulanmış gıdalara tablet veya sıvı katkılara olan artan tercihi insanoğlunun sonunu getirir mi? Düşünülmesi gereken önemli bir soru bence.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Zeytin Yaprağı Konulu Bilimsel Araştırmalar Okumayı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Perrinjaquet-Moccetti vd. (2008), zeytin yaprağı ekstraktının insanlarda takviye edici gıda olarak kullanımı üzerine yapmış oldukları araştırmada;

İkizlerden oluşan bir grup insana 8 hafta boyunca günde iki kez olmak üzere 500 mg veya 1000 mg Zeytin Yaprağı Ekstratı takviyesi uygulamışlardır.

Araştırma sonucunda; 1000 mg Zeytin Yaprağı Ekstratı takviyesinin kan basıncını düşürdüğü, her iki konsantrasyon Zeytin Yaprağı Ekstratı takviyesinin lipit profili üzerinde yararlı etkiler göstererek, Plazma LDL, toplam-kolesterol ve trigliserit düzeylerini düşürdüğü tespit edilmiştir.

Böylece yapılan araştırma, insanlarda Zeytin Yaprağı Ekstratı’nin antihipertansif ve kolesterol düşürücü etkilerini doğrulamıştır.

⭐️⭐️ Susalit vd. (2011), Evre-1 hipertansiyonu olan hastalarda tedavi amaçlı kullanılan kaptopril (anjiyotensin dönüştürücü bir enzim inhibitörü) yerine, ZYE kullanım olanaklarını araştırmışlardır.

Evre-1 hipertansiyonlu hastalara 8 hafta boyunca günde iki kez 500 mg Zeytin Yaprağı Ekstratı ile 12.5 mg (ilk iki hafta) ve 25 mg (son altı hafta) kaptopril ağızdan verilmiştir.

Araştırma sonucunda

Günde iki kez 500 mg (toplamda 1000 mg) Zeytin Yaprağı Ekstratı verildiğinde; Evre-1 hipertansiyonlu hastalarda sistolik (büyük tansiyon) ve diyastolik (küçük tansiyon) kan basınçları ile kan trigliserit düzeyini etkili bir şekilde düşürdüğü tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, Zeytin Yaprağı Ekstratı ‘nin kan basıncını düşürme etkisi kaptopril ile benzer bulunmuş olup, günde 1000 mg Zeytin Yaprağı Ekstratı ‘nin karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını etkilemeden ağızdan alınmasının güvenli ve tolere edilebilir olduğu görülmüştür.

⭐️⭐️ Papachristodoulou vd. (2016), oleuropein’nin PC3 prostat kanseri hücreleri ile Doksorubisin (DXR)’in (kanser tedavisinde kullanılan güçlü bir antrasiklin antibiyotik) toksik etkisi üzerine etkisini araştırmasında:

Oleuropein’nin, prostat kanseri hücrelerinin çoğalmasını önlediğini ve DXR’nin sitotoksik (hücreyi öldüren ya da fonksiyonunu durduran) dozunu önemli ölçüde azalttığını tespit etmişlerdir.

⭐️⭐️ Ruzzolini vd. (2018), oleuropein’in insan BRAF Melanom (bir çeşit cilt kanseri) hücreleri üzerindeki antikanser etkisini araştırmışlardır.

Araştırma sonucunda, oleuropein‘in A375 insan melanom hücreleri üzerinde kemoterapötiklerin sitotoksik etkisini artırdığı tespit edilmiştir.

⭐️⭐️ Sudjana vd. (2009), ZYE’nin Campylobacter jejuni, Helicobacter pylori ve Staphylococcus aureus’a karşı antimikrobiyel etki gösterdiğini belirlemişlerdir.

Başka bir araştırmada ise ZYE’nin Bacillus cereus, Bacillus subtilis, S. aureus (Gram +), Escherichia coli, Pseudomonas aeruginosa, Klebsiella pneumoniae (Gram –) bakterileri ile Candida albicans ve Cryptococcus neoformans mantar türlerine karşı antimikrobiyal etki gösterdiği saptanmıştır.

⭐️⭐️ Zeytin ( Olea europaea L.) yaprağı ekstresi içeren gıda takviyesi, sınırda hipertansif monozigotik ikizlerde kan basıncını azaltır https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1002/ptr.2455

⭐️⭐️ Zeytin ( Olea europaea ) yaprağı ekstresinin evre-1 hipertansiyonlu hastalarda etkililiği: Kaptopril ile karşılaştırma https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0944711310002709

⭐️⭐️ Oleuropein, Doksorubisin Aracılı Prostat Kanseri Hücrelerinin Öldürülmesinde Güçlü Bir Duyarlılaştırıcıdır ve Otofajiyi Tetikleyerek Etkisini Göstermektedir https://www.researchgate.net/publication/309843958_Oleuropein_is_a_Powerful_Sensitizer_of_Doxorubicin-mediated_Killing_of_Prostate_Cancer_Cells_and_Exerts_Its_Action_via_Induction_of_Autophagy

⭐️⭐️ Olea europaea Yaprak Ekstraktının Ana Polifenolü Oleuropein, İnsan BRAF Melanom Hücreleri Üzerinde Kanser Önleyici Etkiye Sahiptir ve Mevcut Kemoterapilerin Sitotoksisitesini Güçlendirir https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6316801/

⭐️⭐️ Ticari Olea europaea (zeytin) yaprağı özütünün antimikrobiyal aktivitesi https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0924857908005542

⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin s

Daha Fazla

Meyve Gut Hastalığı mı Yapıyor ?

Meyve Fruktoz’u Serum Ürik Asit’ini Yükseltir

Meyve‘nin içindeki şeker Fruktoz‘dur. Meyve tüketimi arttıkça kan serum Ürik asit değeri artar.

Yapılan bir çalışmada; Ağızdan 75 g glikoz alan bir grup insan ile yine ağızdan 75 g fruktoz alan bir grup insanın üçüncü saatte Fruktoz alan grubun sistolik kan basıncındaki artışın daha yüksek olduğu ayrıca alınan kanlarının sonuçlarında Serum;

  • Ürik asit
  • Aldoz redüktaz
  • Laktat dehidrojenaz değerlerinin daha fazla yükseldiği

Endotel nitrik oksitin azaldığını bildirmiştir.

Fruktoz ürik asidi yükseltir ve ikincisi nitrik oksit biyoyararlanımını engeller. 

Serum ürik asit dört önemli sürecin etkileşimlerini yansıtır
  • Diyetle purin alımı (Beyin ve karaciğer gibi sakatatlar, geyik, tavşan, sincap, ördek ve kaz etleri, yağlı balıklar ve deniz ürünleri, ton balığı, ringa balığı, hamsi, morino, alabalık, mezgit, tarak, karides, ıstakoz ve balık yumurtası tamamen çıkarılır. Bu gıdalarda pürin içeriği çok yüksektir)
  • Endojen purin metabolizması (Vücut içerisinde pürin’in parçalanarak ürik asit e çevrilmesi süreci)
  • İdrarla ürat atılımı (Ürik asitin idrarla atılımı) (Böbrek, ürik asidin atılması için ana yerdir ve günlük kayıpların üçte ikisi ila dörtte üçünden sorumludur)
  • Bağırsakta ürikolizis (Bağırsakta ürik asitin parçalanması) (Ürik asidin yaklaşık dörtte biri ila üçte biri normalde bağırsak bakteri florasının enzimleri tarafından gerçekleştirilen bağırsak ürikolizi ile atılır)

Bu dört önemli sürecin dengesinin bozulma yönüne göre serumda ürik asit artar veya azalır.

Ürik asit (ÜA)

Pürin metabolizmasının son ürünüdür ve birçok çalışmaya göre hiperürisemi (Ürik asit yüksekliği);

  • Sistemik inflamasyon (vücudun, enfeksiyonla savaşmak veya hasarlı dokuyu iyileştirmek için bağışıklık tepkisini tetikleyen kimyasalları salgılaması)
  • Endotel disfonksiyonu (Damarlar iç yüzey dokusuna (endotele) bağlı damar genişlemesinin (vazodilatasyonun) bozulması)
  • Hipertansiyon
  • Bozulmuş açlık glukozu
  • Kardiyovasküler hastalık (KVH) için önemli bir risk faktörüdür.

Sonuç: Serum Ürik Asit değeriniz yüksek ise meyve yemekten sakınmalısınız.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Şekerli içeceklerden alınan fruktozun plazma ürik asidi üzerindeki akut etkisi: randomize kontrollü bir çalışma https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27329612/

⭐️⭐️ Fruktoz, glikoz ve sakarozla beslenmenin kan lipid düzeyleri ve sistemik inflamasyon üzerindeki akut etkileri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25515398/

⭐️⭐️ Fruktoz alımının serum ürik asit üzerindeki etkileri kontrollü diyet denemeleri arasında değişmektedir https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22457397/

⭐️⭐️ Asemptomatik hiperürisemi. Normatif Yaşlanma Çalışmasında riskler ve sonuçlar https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/3826098/

⭐️⭐️ Fruktoz alımının serum ürik asit üzerindeki etkileri kontrollü diyet denemeleri arasında değişmektedir https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22457397/

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Gıdalarınızda Alüminyumdan Uzak Durun

Alüminyum yeryüzünde en çok bulunan 3 elementten biridir.

Alüminyum son derece nörotoksik (Sinir sistemine zararlı) ve potansiyel kanserojen etkili bir madde olup Alzheimer ve Parkinson hastalığına yol açabilir.

Zehirlenme oldukça sessiz ve yavaş yavaş olur. Maalesef gıda – yemek sanayinde kullanımı da çok yaygın.

Günümüzde alüminyum, alüminyum içeren gıda ambalajları, alüminyum folyolar, pişirme kapları, fırın tepsileri gibi malzeme ve eşyalar, kozmetik ürünler (terleme önleyiciler, kremler, diş macunu), ilaçlar ve gıda katkı maddelerinde kullanılmaktadır.

Alüminyum kaplarda özellikle asidik gıdaların pişirilmesi, diyetle alınan alüminyum düzeyini artırabilmekte ya da metal kutulu asidik meyve suları (portakal suyu, greyfurt vb) alüminyum kaynağı olabilmektedir.

Yapılan araştırmalarda insan vücuduna besinlerle alınan günlük yaklaşık 10 mg alüminyumunun büyük kısmını gıdalardan yalnızca 1-2 mg’ının da alüminyum kaplar ve tavalardan alındığı bulunmuş.

Alüminyumun tolere edilebilir haftalık alımı Tolerable Weekly Intake-TWI

Uzun vadeli değerler olacak şekilde tasarlanmıştır ve 1 mg/kg vücut ağırlığı olarak belirlenmiştir.

Sürekli dışarıda yemek yiyorsanız alüminyum toksisitesine maruz kalma olasılığınız çok yüksek. Restoranlarda kızartma tavaları genellikle alüminyum yapılıdır. Fırın ve pastanelerde pasta börek pişirmede alüminyum tava ve tepsiler sıklıkla kullanırlar. Alüminyum ısı ile temas ederse yemeklere daha kolay nüfus eder.

Konsantrasyon, öğrenme ve hafıza ile ilgili olarak yapılan Nöropsikolojik testlerde değişiklikler gözlemlenen çalışanlarda yapılan ölçümlerde alüminyum seviyeleri 100 µg/g kreatinin ve yaklaşık 13 µg/L plazma olarak belirlenmiştir.

Nöropsikolojik değişikliklerin sebebinin alüminyumun nörotoksik etkisi olduğu kabul edilmektedir

Bu bilgiler ışığında evinize alüminyum temelli mutfak malzemesi alma riskine girecek misiniz?

Karar sizin..

⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Terlemeyi önleyici maddelerdeki alüminyum: İnsanlarda genel alüminyum alımına küçük katkı https://www.bfr.bund.de/de/presseinformation/2020/24/aluminium_in_antitranspirantien__geringer_beitrag_zur_gesamtaufnahme_von_aluminium_im_menschen-250756.html

⭐️⭐️ Alüminyum Maruziyeti ve Sağlık https://dergipark.org.tr/tr/pub/igusabder/issue/79490/1228435

⭐️⭐️ İçme suyunda monomerik inorganik alüminyum ve hidratlı alüminyum silikatların toplam izin verilen konsantrasyonları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22512666/

⭐️⭐️ TOXICOLOGICAL PROFILE FOR ALUMINUM http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.atsdr.cdc.gov/toxprofiles/tp22.pdf

⭐️⭐️ KİMYASAL GÜVENLİK ULUSLARARASI PROGRAMI ÇEVRESEL SAĞLIK KRİTERLERİ 194 https://www.inchem.org/documents/ehc/ehc/ehc194.htm

⭐️⭐️
Alüminyum için Toksikolojik Profil https://wwwn.cdc.gov/TSP/ToxProfiles/ToxProfiles.aspx?id=191&tid=34

⭐️⭐️
Dietary exposure to aluminium-containing food additives https://www.efsa.europa.eu/en/supporting/pub/en-411

⭐️⭐️
Tencere ve tavaların güvenli kullanımı https://www.canada.ca/en/health-canada/services/household-products/safe-use-cookware.html#al
Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla