Ne zaman diyet yapsam ….. oluyor! Ne yapmalıyım?

Bazı kişilerde duyarsınız ne zaman diyet yapsam

  • Şişkinlik, Gaz
  • İshal, karın ağrısı
  • Berrak düşünememe
  • Baş dönmesi
  • Halsizlik
  • Odaklanma sorunu
  • Cilt sorunları
  • Ağız kokusu vb gibi şikayetlerim oluyor derler…

Peki bu durum neden oluyor biliyor musunuz?

Bilmiyorsanız okumaya devam edin…

DİE-OFF SENDROMU

Die-off Sendromu: Mikrobiyotada bulunan bazı maya ya da bakterilerin ölürken dışarı saldığı toksinler ve proteinlere karşı vücudumuzun ortaya çıkardığı reaksiyondur.

Burada mekanizmayı ayrıntılandıralım:

⭐️ Bağırsaklarımızda trilyonlarca bakteri bulunur. Bunun çoğunluğu kalın bağırsaktadır.Kalın bağırsaktaki bu bakterileri aldığımız gıdalarla biz besleriz.Bu bakterilerin bazıları bizim için vitaminler, yağ asitleri vs üretir. Aramızda Kazan = Kazan (Simbiozis) ilişkisi var.

Lakin dünyanın gerçeği iyilerin olduğu her yerde kötüler de var. Dünyanın varoluşundan beri süregelen iyilerle kötülerin savaşı barsaklarda olmaması mümkün mü? Tabi ki barsaklarda da savaş var.

Biz iyileri beslerken tabi ki kötüler de nasibini alıp besleniyorlar. Bunlar beslenirken, örneğin brokoli salatası yediniz parçalayıp sindirirken kalın barsakta bakteriler vasıtası ile belirli gazlar çıkar (Metan, hidrojen). Bu gazları barsaklarımızdan doğal yollarla atarız. Buraya kadar sorun yok.

Örneğin: İnce bağırsağın ilk kısımlarında 1 mililitre sıvı içinde 10(10.000) den daha az bakteri bulunurken kalın bağırsakta ise mililitrede 10‘den (1.000.000.000) daha fazla bakteri yaşar.

İnce bağırsak florasındaki bakteriler gıdaların sindiriminde ve besin maddelerinin emiliminde önemli bir bir rol oynarlar. Ayrıca kısa zincirli yağ asidi sentezi, folat, B12 ve K2 vitamini gibi vitaminlerin sentezini de flora bakterileri yaparlar.  

Peki olurda bu bakteriler kalın bağırsaktan ince bağırsağa geçerse neler olur?

⭐️ İşte o zaman mideden gelen brokoliyi daha kalın bağırsağa geçmeden ince bağırsakta sindiriverir. O zaman gazlar ince bağırsakta oluşur ve karında şişkinlik, gaz olur. Yemekten 45 dakika sonra davul gibi şişeriz. Az da yesek fark etmez sonuç karında şişkinlik.

Kalından ince bağırsağa bakteri geçişine SİBO denir.

SIBO – ”Small Intestinal Bacterial Overgrowth” ”“İnce Bağırsakta Aşırı Bakteri Üremesi” : ince bağırsakta aşırı bakteri üremesi ile karakterize, malabsorbsiyon ve bağırsak geçirgenliği gibi birden fazla semptom ve komplikasyona yol açan bir durumdur.

SİBO Nasıl Meydana Gelir

1-İnce bağırsağın pH seviyesinin dengesi (Midenin asit salgısı, safra kesesi ve pankreasın alkali salgıları) koruyucu rol oynarken pH seviyesin değiştiren en önemli faktör mide asidinin azalmasıdır. (Mide koruyucu olarak bilinen PPİ lerinin kullanımı vb gibi) SİBO oluşumuna neden olur.

2-Bağırsağın boşalmasını ve süpürülerek temizlenmesini sağlayan “göç edici motor kompleks” (MMC) hareketlerinin yapılamaması. Açlık dönemlerindeki bağırsak hareketleri sindirim için değil, mide ve ince bağırsakların “temizliği” içindir. Az az ye sık sık ye ve benzeri teşviklerle sindirim sisteminin dinlenememesi temizlenememesine yol açar. SİBO oluşumuna neden olur.

3-İnce bağırsak ile kalın bağırsak arasında yer alan ve kalın bağırsak içeriğinin ince bağırsağa doğru geriye kaçışını engelleyen ileo-çekal kapağın görevini yapamaması. Kalın bağırsak basıncının normalden fazla artışı ve/veya“göç edici motor kompleks” veya kısaca MMC (Migrating Motor Complex) adı verilen periyodik bağırsak hareketlerinin sayısının azalması ile kalın barsaktan ince bağırsağa geri kaçış olur. (Yeteri kadar sindirilemeyen karbonhidratlar ve proteinler kalın bağırsağa geldiğinde bu gıdalarda kokuşma ortaya çıkar ve geri kaçışa sebebiyet verir. Bu duruma karbonhidrat ve proteinin öğün içinde birlikte alınması, sık beslenme ile hazım süreci bitmeden gelen yeni besinler, midede sindirimi yavaşlatan ilaçlar vb gibi sebep olur.) SİBO oluşumuna neden olur.

4-İmmün mekanizmanın (Bağırsak mukozası hücreleri tarafından salgılanan ve patojenik bakterileri engelleyen bağışıklık hücrelerinden zengin müsin salgısı) yeetersizliği. Otoimmun hastalıkların birçoğunda ve immünsupressif (bağışıklık sistemini baskılayan) ilaçlar ile meydana gelir. SİBO oluşumuna neden olur.

5-Pankreas ve safra salgılarının bakteri üremesini durdurucu (bakteriyostatik) özellikleri yeterli olmadığında. Hastalıklar veya ilaçlar ile bu salgıların veya içeriklerinin etkinliklerinin azalması SİBO oluşumuna neden olur.

Dönelim diyete bağlı gelişen durumlara:

⭐️Her canlı gibi bakteriler de ölümü tadacaktır.

⭐️Bağırsağımızdaki bakteriler de ölür ve sonucunda proteinler, toksinler bağırsağa dağılır ortam asidik halle gelir. Gaz artışı olur. Önce şişkinlik ardından ishal meydana gelir.

⭐️Bu süreçte bağırsak duvarı geçirgenliği artar ve yayılan toksinler bağırsak duvarından geçerek kana karışır.

⭐️Bu sırada vücudun bu bölgedeki ilk savunma hattı bağırsak duvarında bekçlik yapan bağışıklık hücreleri toksinlere saldırır.

⭐️Bu sürece inflamasyon denir. (Enfeksiyon değil) İnflamasyonun başlaması ile kana geçen toksinlerin peşine düşerler.

⭐️Damar duvarları (endotel) hasar görür. Bunların bazıları kan beyin bariyerini geçer ve nörolojik sorunlar meydana gelir.

⭐️Toksinler en çok Karaciğere gelir. Süper antioksidan GLUTATYON bunları yok etmeye başlar. Ardından safra ile bağlanarak atılmaya çalışılır. Lakin GLUTATYON yetmez.

⭐️Tiroit bezleri ve Tiroit peroksidaz etkilenir, cilt bariyeri etkilenir, sinirler etkilenir, hasar alır.

⭐️⭐️ İşte tüm bunlara DİE-OFF SENDROMU denir.

Gelelim diyetimize… haftası dolmadan başlayan bu şikayetlerle diyet bırakırız.

Sağlıklı olmak sağlıklı kalmak aslı amaç olmalı. Bu sebeple her ne maksatla olursa olsun sert, keskin an kilo verme hevesleri ile diyet YAPILMAMALI.

Gluten aniden kesilebilir. Histaminli gıdalar aniden kesilebilir. Lakin karbonhidratı kademeli olarak kesmelisiniz. Aksi halde çarpılırsınız.

Kısa süreli başarı elde ettiğinizi düşünseniz de arka planda vücudunuza özellikle sindirim sisteminize ciddi zarar verirsiniz.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

DİE-OFF ya da başka bir sebeple toksin geçişi olmuşsa ne yapacağız? Toksinleri nasıl engelleyeceğiz?

Örneğin leblebi misali içilen Antibiyotik ve antifungal ilaçlarda bağırsakta bakteri ve mantarları öldürür. (HerxHimer sendromu)

Die-off ya da HerxHimer sendromu: Candida, Ülseratif kolit ve Pan kolit, Crohn, SİBO, Haşimato, Diyabet, Aşırı stresli bir yapı, Gastrit gibi hastalıklarda AŞIRI GEÇİRGEN BAĞIRSAK oluşur.

Sıklıkla kadınların hekim kontrolünde veya kontrolsüz olarak uygulanan Candida tedavisinde de DİE-OFF oluşur.

Biraz da toksinleri temizleyip bağırsak florasının normale dönmesi için ne yapacağız bakalım.

(Aşağıda yer alan bilgiler genel olup hekiminize danışmadan asla kullanmamalısınız)

⭐️⭐️⭐️⭐️ SIVI BENTONİT KİL

Bağırsak ortamında oluşan toksinleri ve bazı ağır metalleri kana geçmeden bağlayıp atar.

Günlük 2 yemek kaşığı kullanmak yeterlidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️ HESPERİDİN ve BENFOTİAMİN

Kana geçen toksinlerin endotel hücrelere, sinirlere ve nöronlara zarar vermemesi için Hesperidin (1000 mg /gün) ve Benfotiamin (300 mg /gün)

⭐️⭐️⭐️⭐️ GLUTATYON ve RESVERETROL

Karaciger, böbrek, mitokondri oksidayonunu ve cilt hasarını önlemek için Glutatyon (1000 mg / gün), Resveratrol (600-700 mg / gün)

⭐️⭐️⭐️⭐️ Omega-3 DHA ve EPA formu

Eritrosit dahil hücre zarlarının oksidayonunu önlemek için Omega-3 ( 2000 mg /gün)

⭐️⭐️⭐️⭐️ B12 VİTAMİNİ

Bağırsaklarda ilk emilim sorunu B12 de sonra Demir, Çinko, Magnezyum ve B9 da olur. Diğerleri bir nebze daha emilir fakat B12’nin negatif iyon yükü sebebi ile emilimi direkt kesilir, bunu almak gerek.

⭐️⭐️⭐️⭐️ SU İÇMEK

Kilo ÷ 30 = su/L (7 yaş üzeri için)

Örneğin 70 kg birey için 75 ÷30 = 2.3 Litre su tüketimi şart. Toksinlerin hızlı atılımı için su önemlidir. Fakat suyu 4-5 litre günlük tüketim şeklinde abartmamak gerekir, sodyumu düşürür, elektrolit eksikliği oluşur ve zarar verir.

⭐️⭐️⭐️⭐️ DÜŞÜK EFOR

6-7 gün kadar yüksek efor sarfetmemek, mümkün oldukça dinlenmek önemlidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️ BESLENME

Yüksek lifli besinler, yüksek şekerli besinler, baharatlı gıdalar ve süt ürünlerini bir süre tüketmemek gerekli.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Reaktif Zaman Testi – Uygulama Kılavuzu

I. BU YAZININ AMACI

Reaktif Zaman Testi (RZT), bir bireyin görsel, işitsel veya dokunsal uyarana karşı tepki başlatma süresini nesnel olarak ölçen nöromotor bir performans değerlendirme yöntemidir.

Yazımın amacı; iş sağlığı ve güvenliği, ergonomi, spor performansı, sürücü değerlendirmeleri, askeri personel taramaları ve nörolojik rehabilitasyon alanlarında güvenli, standardize edilmiş ve tekrarlanabilir bir test protokolü hazırlayabilmeniz için hatırlatma yapmaktır.

II. REAKTİF ZAMAN KAVRAMININ TEMELİ

Reaktif zaman (RT), sinir sisteminin 3 aşamalı bir süreçte verdiği cevaptır:

  1. Uyarının algılanması (sensory acquisition)
  2. Karar süreci (central processing)
  3. Motor cevabın başlatılması (motor execution)

Bu süreç hem beyin fonksiyonlarının bütünlüğü hem de kas-sinir iletim hızının sağlığı hakkında kritik bilgiler verir.

III. TESTİN KAPSAMI VE KULLANIM ALANLARI

RZT aşağıdaki klinik/saha alanlarında yaygın olarak kullanılmaktadır:

1. İş Sağlığı & Güvenliği / Operatör Değerlendirmeleri
  • Forklift, vinç, pres operatörleri
  • Yüksek riskli makine kullanıcıları
  • Reaksiyon hızı kritik olan işlerde periyodik tarama
  • Uykusuzluk, alkol, yorgunluk ve ilaç etkilerinin tespiti

2. Trafik ve Sürücü Yeterlilik Testleri
  • Ticari araç sürücüleri
  • Askeri sürüş testleri
  • Yaşlı sürücü bilişsel değerlendirmeleri

3. Spor Performansı
  • Nöromotor hız ölçümü
  • Refleks çalışmaları
  • Görsel-reaktif antrenman değerlendirmeleri

4. Klinik Rehabilitasyon
  • MS, Parkinson, periferik nöropati
  • İnme sonrası kognitif-motor geri kazanım
  • Vestibüler rehabilitasyon öncesi ve sonrası karşılaştırmalar

IV. TESTİN BİLEŞENLERİ

RZT 3 temel türde uygulanır:

1. Basit Reaksiyon Zamanı (Simple RT)

Tek tip uyaran – tek tip cevap
Örneğin: “Işık yanınca butona bas.”

2. Seçici Reaksiyon Zamanı (Choice RT)

Çeşitli uyaranlara farklı cevap
Örn: “Yeşile bas, kırmızıda basma.”

3. Ayrımcı Reaksiyon Zamanı (Discrimination RT)

Sadece belirli uyarana tepki verme
Örn: “Sadece üç kez yanıp sönen ışığa bas.”

4. Kompozit Çoklu İşlev Testleri (Dual/Multitask RT)
  • Görsel + İşitsel eş zamanlı
  • Görsel + motor koordinasyon
  • Reaksiyon + inhibitör kontrol testleri
    (Kognitif kapasiteyi daha derin değerlendirir.)

V. TEST ÖNCESİ HAZIRLIK PROTOKOLÜ
1. Ortam Hazırlığı
  • Oda sıcaklığı: 21–24°C
  • Gürültü: <40 dB
  • Aydınlatma: Homojen, gölgelenme yok
  • Dikkat dağıtıcı nesneler kaldırılmalı
  • Telefon, konuşma, hareketli objeler uzaklaştırılmalı

2. Cihaz Hazırlığı

Kullanılabilecek cihaz türleri:

Cihaz TürüAçıklama
Dijital RT cihazıProfesyonel tıbbi ölçüm cihazı
Mobil uygulama bazlı RT sistemleriEkran üzerinden ölçüm
Işık-bar duvar sistemleriSpor performans merkezlerinde
Rekabetçi reaksiyon panelleriÇoklu uyarı ve eğitsel uygulamalar

Cihaz kalibrasyonu mutlaka test öncesi yapılmalıdır:

  • Işık gecikmesi
  • Ses gecikmesi
  • Buton temas duyarlılığı
  • Sensör gecikme testi

3. Katılımcı Hazırlığı

Katılımcının test öncesi koşulları:

  • Son 8 saat alkol alınmamış olmalı
  • Son 24 saat ağır egzersiz yapılmamış olmalı
  • Son 6 saat kafein sınırlı (1 fincan üstü önerilmez)
  • Uyku süresi: en az 6-7 saat
  • Testten önce psikolojik durum değerlendirilmeli
    (Stres, panik, anksiyete RT’yi bozar.)

Sağlık Ön Değerlendirmesi:
  • Gözlük/lens kullanımı varsa bildirilir
  • İşitme kaybı olanlar test türüne göre ayrılır
  • Nörolojik hastalık öyküsü not edilir
  • Kol ve el yaralanmalarına dikkat edilir
  • İlaç kullanıyorsa kaydedilir
    (antidepresan, antipsikotik, antiepileptik RT’yi etkiler)

VI. REAKTİF ZAMAN TESTİNİN ADIM ADIM UYGULAMA PROTOKOLÜ

Aşağıdaki prosedür uluslararası geçerli RT ölçüm standardı temel alınarak genişletilmiştir.

📌 A. BASİT REAKSİYON ZAMANI PROTOKOLÜ

(Simple Reaction Time)

1. Pozisyonlama
  • Katılımcı sandalyeye dik oturur
  • Ayaklar yere tam temas eder
  • Ellerin pozisyonu: Dirsek 90–120° bükülü
  • Parmaklar buton üzerinde beklememeli
  • Göz yüksekliği ekrana paralel

2. Talimat

Örnek standart talimat:

“Birazdan ekranda rastgele bir zaman aralığında ışık yanacak. Işığı görür görmez mümkün olan en kısa sürede butona basmanızı istiyorum. Işığı beklemeyin, tahmin etmeyin. Uyarı gelmeden basmayın.”

3. Uyarı Süreleri

Rastgele aralıklar:

  • Minimum: 1.5 saniye
  • Maksimum: 3.5 saniye

Bu değişken süre tahmini önlemek içindir.

4. Deneme Sayısı
  • 5 deneme: Alıştırma
  • 15-30 deneme: Ölçüm
    (Profesyonel testlerde 30 tekrar önerilir.)

5. Ölçüm Sonuçları

Aşağıdaki parametreler kaydedilir:

  • Ortalama RT
  • En hızlı tepki
  • En yavaş tepki
  • “Anticipatory response” (erken basma) sayısı
  • “Missed response” (yanıtsız kalan uyarı) sayısı

📌 B. SEÇİCİ REAKSİYON ZAMANI PROTOKOLÜ

(Choice Reaction Time)

1. Talimat

“Yeşil ışık yanınca sol butona, sarı ışık yanınca sağ butona basın. Kırmızı ışık yanarsa hiçbir şeye basmayın.”

2. Uyarı–Cevap Haritalaması
UyarıMotor Cevap
YeşilSol el
SarıSağ el
KırmızıTepki yok

3. Hata Tipleri
  • Yanlış butona basma
  • Gereksiz basma
  • Geç cevap
  • Cevapsız uyarı

4. Ölçüm Süresi
  • 20–40 tekrar

📌 C. AYIRICI REAKSİYON PROTOKOLÜ

(Go/No-Go Testi)

1. Yöntem

Sadece hedef uyarıya basılır.

2. Örnek Talimat

“Sadece üç kez yanıp sönen ışığı gördüğünüzde butona basın. Diğer kombinasyonlarda basmayın.”

3. Ölçülen Değerlendirme
  • İnhibitör kontrol (özellikle sürücü ve operatör değerlendirmelerinde kritik)

VII. TESTİN GÜVENLİK KRİTERLERİ

Aşağıdaki durumlarda test uygulanmaz veya durdurulur:

1. Test Öncesi Yasak Durumlar
  • Epilepsi veya ışığa duyarlı epilepsi
  • Keskin baş ağrısı, migren atağı
  • Şiddetli uykusuzluk
  • Aktif psikotrop ilaç etkisi
  • Alkol/uyuşturucu şüphesi
  • Kafa travması sonrası ilk 24 saat
  • Akut panik atak veya anksiyete

2. Test Sırasında Durdurma Kriterleri
  • Baş dönmesi
  • Bulanık görme
  • Ani terleme / çarpıntı
  • Ellerde titreme
  • Bilinç bulanıklığı

VIII. SKORLAMA VE DEĞERLENDİRME
1. Normal Değerler (Yetişkin – Basit RT)
YaşOrtalama RT (ms)
18–30180–250 ms
30–40200–270 ms
40–50220–290 ms
50–60240–330 ms
60+260–360+ ms

2. Seçici Reaksiyon Normal Değerler
  • Genç yetişkin: 250–400 ms
  • Orta yaş: 300–450 ms
  • Yaşlı: 350–600 ms

3. Performansın Değerlendirme Şeması

A. İdeal Performans

  • Düşük varyans
  • Yüksek doğruluk
  • 1–2 anticipatory error
  • Ortalama <250 ms

B. Orta Seviye Performans

  • Ortalama 250–350 ms
  • Varyans artmış
  • 3–5 hata

C. Riskli Performans

  • Ortalama >350 ms
  • 5+ hata
  • Varyans çok yüksek

Bu sonuçlar özellikle makine operatörlerinde yüksek risk göstergesidir.

IX. REAKTİF ZAMAN TESTİNİN RAPORLANMASI
Standart Rapor İçeriği
  1. Katılımcı bilgileri
  2. Test yapılan ortam ve cihaz
  3. Test türü
  4. Hata analizi
  5. RT ortalaması ve dağılım grafiği
  6. Risk sınıfı
  7. Klinik/Operasyonel yorum
  8. Öneriler
    • Yeniden test
    • Uyku düzeni
    • Fiziksel kondisyon
    • Nörolojik değerlendirme
    • Gerekirse iş uygunluğu görüşü

X. HATALARIN YORUMLANMASI
1. Çok hızlı tepki (<100 ms)

→ Tahmin etme davranışı (anticipation)

2. Çok yavaş tepki (>500–600 ms)

  • Yorgunluk
  • Kognitif bozulma
  • Dikkat eksikliği
  • İlaç/alkol etkisi
  • Görsel–motor entegrasyon bozukluğu

3. Düzensiz tepki dağılımı

  • Uykusuzluk
  • Kafein etkisi
  • Anksiyete
  • Nörolojik problem şüphesi

XI. TESTİN TEKRARLAMA SIKLIĞI
İş Sağlığı İçin
  • Çok tehlikeli sınıf: 6 ayda 1
  • Tehlikeli sınıf: Yılda 1
  • Az tehlikeli: 1–2 yılda 1

Sporda
  • Sezon başı
  • Aylık takip
  • Rehabilitasyon sürecinde her 2 haftada bir

Sürücü Değerlendirmesi
  • 1–2 yılda bir
  • 65 yaş üstü: Yılda bir

XII. TESTİN GELİŞMİŞ VERSİYONLARI
1. DUAL TASK (Çift Görev) RT

İkili görev uygulanır:

  • Görsel uyaran + mental işlem
  • Görsel uyaran + koordinasyon

2. MULTITASK RT

Üç veya daha fazla görevin eş zamanlı yönetilmesi.

3. “Cognitive Load – Stress RT”

Stres altında reaksiyon ölçümü:

  • Zaman baskısı
  • Zorlayıcı ton
  • Gürültü stresörü

XIII. TEST PERFORMANSINI ETKİLEYEN TIBBİ, PSİKOLOJİK VE ÇEVRESEL FAKTÖRLER
A. Tıbbi Faktörler
  • Diyabetik nöropati
  • Hipotiroidi
  • MS
  • Parkinson
  • Serebellar bozukluklar
  • Depresyon
  • Anksiyete
  • ADHD
  • Antidepresanlar, benzodiazepinler

B. Psikolojik Faktörler
  • Test kaygısı
  • Agresif davranış
  • Motivasyon düşüklüğü

C. Çevresel Faktörler
  • Aydınlatma
  • Dikkat dağıtıcı ses
  • Ekran parlaklığı
  • Sandalyenin yüksekliği
  • Ortam sıcaklığı

XIV. TEST SONRASI GERİ BİLDİRİM

Katılımcıya aşağıdaki bilgiler verilmelidir:

  1. Ortalama reaksiyon süresi
  2. Hata türleri
  3. İş performansı / spor / sağlık açısından anlamı
  4. Risk kategorisi
  5. Geliştirilmesi gereken alanlar
  6. Gerekirse ileri değerlendirmenin önerilmesi
  7. Testten 24 saat sonra tekrar test yapılabilirliği

XV. PERFORMANSI GELİŞTİRME İÇİN ÖNERİLER
1. Nöromotor Antrenmanlar
  • El-göz koordinasyon çalışmaları
  • Renk seçici reaksiyon oyunları
  • Tenis topu yakalama egzersizleri

2. Kognitif Egzersizler
  • Hızlı karar oyunları
  • Dikey / çevresel görüş genişletme çalışmaları

3. Fiziksel Egzersizler
  • Refleks antrenmanı
  • Denge çalışmaları
  • Hafif kardiyo

4. Yaşam Tarzı Düzenlemeleri
  • Yeterli uyku
  • Kafein sınırı
  • Stres yönetimi
  • Düzenli egzersiz

XVI. TAM UYGULAMA SENARYOSU (ÖRNEK)

Aşağıda profesyonel kullanım için örnek bir uygulama seti yer almaktadır:

  1. Uygulayıcı ortamı hazırladı
  2. Cihaz kalibre edildi
  3. Katılımcı bilgilendirildi ve rıza alındı
  4. 5 denemelik alıştırma yapıldı
  5. 30 denemelik Simple RT uygulandı
  6. 40 denemelik Choice RT uygulandı
  7. Hatalar sınıflandırıldı
  8. Sonuçlar raporlandı
  9. Risk düzeyi belirlendi
  10. Öneriler sunuldu

XVII. SONUÇ

Reaktif Zaman Testi modern iş sağlığı, spor performansı, sürücü yeterliliği ve klinik nörolojik değerlendirme süreçlerinin temel parçalarından biridir. Sizlere; testi güvenli, geçerli, standardize ve bilimsel biçimde uygulamanızı sağlamak amacıyla hazırladığım bu yazının yararlı olmasını temenni ediyorum.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Bu sitede yer alan içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Paylaşılan bilgiler, bir hekim muayenesinin, tedavisinin veya profesyonel danışmanlığın yerini tutmaz. Buradaki bilgiler esas alınarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması, mevcut tedavinin değiştirilmesi ya da bırakılması uygun değildir.

Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili içerikler, bir iş güvenliği uzmanı, mühendis veya teknik ekip tarafından yapılması gereken değerlendirme ve kararların yerine geçemez. Bu bilgiler temel alınarak saha risk değerlendirmesi yapılması ya da mevcut sistemin değiştirilmesi önerilmez.

Sitede herhangi bir yasa dışı ilan ya da yönlendirme yapılması amacı bulunmamaktadır. İçerikler, sadece farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla sunulmuştur.

⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Haydi Kolajen Üretelim

Yunanca’da “kolla” kelimesinden gelmektedir. Tutkal anlamına gelen bu kelime gibi kolajenler dokuların bir arada tutulması için tutkal görevi görür.

Memelilerde ve dolayısı ile vücudumuzda en çok bulunan proteindir. Şimdiye kadar tespit edilen 28 farklı kolajen tipi vardır. Deri, Kemik, Tendon, Damarlar, Göz, Diş, Saç, Tırnak gibi bir çok doku ve organda bulunur. Kemik yapımında oldukça önemlidir.

İnsan 18-20 yaş sonrası her yıl %2 civarında kolajen kaybeder.

Kadınlarda menopoz sonrası kayıp %17 civarına çıkar ve cilt sarkmaya başlar.

Bitkisel kolajen olmaz. (Kanmayın. Bitkilerde kolajen olmaz) Sadece bitkiler vasıtası ile aldıklarımız kolajen sentezini destekleyebilir.

Sırası ile Balık, Tavşan, Tavuk, Sığır etlerinden alınan aminoasitler ile en iyi kolajen elde edilir.

Her yerde duyduğunuz farklı amaçlarla üretilmiş birçok ürün çeşidi de olan bu protein yapıyı Haydi şimdi birlikte yapalım..

İlk olarak ana malzemeleri alalım bunlar Glisin, Prolin ve Hidroksiprolin aminoasitleridir.

Bu 3 aminoasidin herbirini de iplik gibi düşünün. Bu 3 ipliği elimizde birleştirelim sonra da yine elimizde C VİTAMİNİ de kullanarak sola doğru bükelim.

Elde ettiğimize PROKOLOJEN denir. Yani…

Kolajen üretiminin ilk safhası olan prokolojen oluşumunda C vitamini önemlidir. C vitamini eksikse kolajen yapımı da azalır.

Burada hemen kolajen takviyelerine bakalım: Takviyelerde Glisin, Prolin ve Hidroksiprolin aminoasitleri var. Kolajeni hazmetmek (sindirim sisteminde parçalamak ve kan dolaşımına geçirmek) zordur. O sebeple kapsül ve tabletler bu üç aminoasidi içerir.

Kemik suyunun yararı çok olsa da kolajen içeriğinin sindirimi düşük olduğu için kolajen açısından yararı maalesef düşüktür.

Kolajen yapımına devam edelim.

En son üç aminoasidi sola bükerken C vitamini de kullanmış ve prokolajen yapmıştık.

Şimdi bu üçlü demetlerden 15 (on beş) tanesini yan yana koyup ÇİNKO ve MAGNEZYUM desteği ile bu sefer de sağa doğru bükelim.

İşte size KOLAJEN elde ettik.

Yani bu safhada da ÇİNKO ve MAGNEZYUM eksik ise kolajen üretimi azalır.

Kolajen ürettik. Siz rahatladınız hemen de lakin iş öyle değil.

Kolajen elde ettik de sola büktük sağa büktük ya bunlar çözülüverirse. Bir şeyler yapmak lazım. (Endüstride bu durumlarda reçine kullanılır da vücudumuza uygun değil) İşte burada glukoz (Bildiğiniz şeker) devreye giriyor. Eliniz şekerlenince yapış yapış olur ya aynen kolajen lifinin üzerine sıvanınca ipler çözülemiyor. (Şeker çok da zararlı değilmiş demeyin her gıdadan alıyoruz abartmayın sakın)

İşimiz bitti mi? Tabi ki haaayırrr..

Yaptığımız kolajenin elastikiyetini vermedik. Eeee gerdirmedik de.. İşimiz var

Gerdirmek için bize kanca lazım. Kancayı da kilitlemek gerek. Kanca da kilit de vücudumuz içindeki enzimatik sistemler lakin o sistemlerin çalışması için de VİTAMİN A, SELENYUM ve VİTAMİN E gerekli.

EK BİLGİ: Aslında BAKIR da olması gerekli lakin dozajının ayarı çok bilinmeyenli denklem gibi.. O sebeple bilin fakat hekiminiz kontrolü olmadan asla kullanmayın.

Kolajen Tipleri

  • Tip I Kolajen: Vücuttaki en yaygın kolajen türü olan Tip 1 kolajen, cilt, kemikler, tendonlar, deri ve dişler gibi yapıların temel bileşeninde yer alır. Ayrıca saçların güçlü ve elastik olmasında da önemli bir rol oynar. Tip I kolajen, üçlü sarmal yapıya sahip olan alfa zincirlerden oluşur.
  • Tip II Kolajen: Kıkırdak dokusunun ana bileşeni olan Tip 2 kolajen, eklem sağlığı için önemlidir ve eklem kıkırdağının esnekliğini ve dayanıklılığını sağlar. Tip 2 kolajen, tip 1’den farklı olarak sadece alfa zincirlerden oluşur.
  • Tip III Kolajen: Cilt, kan damarları, iç organlar ve bağ dokusunda bulunur. Bağ dokusunun yapısal destekleyicisidir ve tip 1 kolajen ile birlikte çalışarak dokuların dayanıklılığını sağlar.
  • Tip IV Kolajen: Bazal lamina adı verilen ince bir tabakada bulunan bir kolajen türüdür. Bazal lamina tabakası, hücreleri destekler ve organların ve dokuların yüzeyini kaplar. Özellikle böbrekler, akciğerler ve kan damarları gibi filtrasyon görevi olan organlarda bulunur.
  • Tip V Kolajen: Kornealarda ve bazı cilt ve saç katmanlarında bulunan bir kolajen türüdür.

Türkiye’ de ve avrupada genellikle Tip – 1, Tip – 2, Tip – 3 formları mevcut.

Amerika ve Japonyada ise Tip – 5 ve Tip – 10 formları ağırlıktadır.

Gelelim şimdilik 28 farklı tipi olan kolajenin hangi tipini hangi durumda kullanmalısınız?

Kolajenin deriden emilimi zayıftır. Kremleri, serumları bol miktarda satışta. %2.5’tan fazla emilmeyecek bir ürüne değer mi? En doğru karar tabi ki sizin. Alacaksanız da içeriklerinde C, E, A vitamini olmasına dikkat edin.

Tabletlerinde aminoasit içeriği yüksek oranda emilir. C vitamini, Çinko, Magnezyum, Vitamin A, Bakır, Vitamin E, Selenyum, miktarı vücutta yeterli ise Kolajen yapımı da en doğru şekilde gerçekleşir.

Peki yeme içme ile kolajen yapımı için yeterli aminoasit alamama durumunda hekiminize danışarak aşağıdaki dozları alabilirsiniz;

Cildiniz İçin Kolajen

(Tip-1, Tip-3, Tip-10 un bir arada bulunması daha etkilidir.) kullanmak istiyorsanız:

Sabah – Akşam Günlük Toplam 1000 – 2000 mg kullanabilirsiniz.

Ciltteki etkisi kişiye bağlı olmakla birlikte 6 – 10 Haftada kendisini gösterir.

Eklem Ağrısı – Kemik Erimesi İçin Kolajen

(Tip-1, Tip-2 ve Tip-5 daha etkilidir.) kullanmak istiyorsanız:

Sabah – Akşam Günlük Toplam 4000 mg kullanabilirsiniz.

Etkisini 4. haftadan itibaren gösterir.

Kas Gelişimi İçin Kolajen

(Tip-1, Tip-2 ve Tip-5 daha etkilidir.) kullanmak istiyorsanız:

Sabah – Akşam Günlük Toplam 10.000 mg kullanabilirsiniz.

Etkisini 10. haftadan itibaren gösterir.

Yara İyileşmesi İçin Kolajen

(Tip-1, Tip-2 ve Tip-5 daha etkilidir.) kullanmak istiyorsanız:

Sabah – Akşam Günlük Toplam 2000 – 4000 mg kullanabilirsiniz.

Etkisini 8. haftadan itibaren gösterir.

Son dönemde yapılan çalışmalarda 12 haftalık Kolajen kullanımı ile:

🔴 Elastisite artışı %17

🔴 Kırışıklık azalması %19

🔴 Nem oranı artmış

🔴 Kemik erimesi azalmış

🔴 Kıkırdak yapı, bağ doku hasarı azalmış

🔴 Bağırsak duvarı hasarları oranı düşmüş olduğu bulunmuştur.

İdeal olan kolajen takviyesi Tip-1, Tip-2 , Tip-3, Tip-5 ve Tip-10 olmasıdır.

C vitamini, Çinko, Magnezyum, Vitamin A, Vitamin E, Selenyum takviyesi de almalısınız.

(Hekimize danışarak tabi ki)

Daha sonra Kolajen ile ilgili farklı bilgiler yer alan yazılarımızı yine buradan okuyabilirsiniz.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Merak edenler için İngilizce anlatımı ile kolejenin..

https://www.youtube.com/watch?app=desktop&v=H3oAFvYsuq8

Daha Fazla

DOMPERİDON

Domperidon,(İlacın etken maddesidir) mide bulantısını, kusmayı ve gastroparezi (Mide tembelliği) gibi bazı mide-bağırsak sorunlarını tedavi etmek için kullanılan bir dopamin antagonisti ilaçtır.

EK BİLGİ Gastroparezi: Gecikmiş mide boşalması olarak da adlandırılan gastroparezi, midenin zayıf kas kasılmalarından oluşan, gıda ve sıvının uzun süre midede kalmasıyla sonuçlanan tıbbi bir hastalıktır.

Çalışanlarımız tarafından maalesef uygunsuz kullanılan ilaçlardan biri.

Mide bulantısı için hiç düşünmeden kullandıkları hatta fazlaca kullandıkları bu ilaç bakın çalışanlarımızda nasıl yan etki ile karşılaşmamıza sebep oluyor.

Domperidon etken madde olan ilaçlar, antiemetik (bulantı önleyici) ve bağırsaktaki spazm (kasılma – ağrı), kabızlık için kullanılır.

İlaç bağırsaklarda Dopamin D2 reseptorü ANTAGONİSTİ’dir. Yani bu reseptörü domperidon ile durduruyoruz içerdeki dışkı pasajı ilerliyor kabızlık ve spazm geçiyor.

Aynı Reseptörden Bulantı yapan merkezde de var onu da durdurup bulantıyıda kesiyor.

Buraya kadar gayet güzel hatta ilacın molekülü oldukça büyük olduğu için kan beyin bariyerini geçemez. Bu da merkezi sinir sisteminde istemediğimiz etkilerin olmamasını sağlar. Ne güzel değil mi!

Ammaaa…

Hipofiz bezi beyinde “kan beyin bariyeri dışındadır.

Domperidon etkn maddesi hipofiz bezine etki eder. Hipofizden Süt salınımını sağlayan PROLAKTİN ve oksitosin salgılanır.

Domperidon vücuda girdiğinde kan yolu ile hipofiz bezine gider ve PROLAKTİN seviyesini YÜKSELTİR.

Artan prolaktin süt bezlerini uyararak süt üretimine neden olur ve dolayısı ile kadınlarda memeden süt gelmesi ile sonuçlanır.

Domperidon etken maddeli ilacın işyeri hekimi takibinde kesilmesi ile çalışan kısa sürede sağlığına kavuşur.

Maalesef aynı bilinçsiz tavır ile domperidon etken maddeli ilaç anne sütünü arttırmak maksadı ile de kullanılmaktadır. Ki bu da çalışan annenin sağlığı açısından çok risklidir.

Aynı şekilde domperidon etken madde hayvanlarda süt verimini artırmak adına bu kullanılmaktadır. Bu durum da insan sağlığı açısından ciddi bir tehlikedir.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

SİYANÜR ZEHİRLENMESİ ve B12 İLİŞKİSİ

SİYANÜR, “Hidrosiyanik asit” ya da “prussik asit” olarak da bilinen, son derece toksik maddedir. Normalde insan vücudunda içtiğimiz su dahil bazı besinlerle mutlaka girer ve bulunur.

Örneğin: Siyanürün Su da 0.005 ile 0.05 ppm arasında bulunan SİYANÜR normal kabul edilir içilebilir olarak görülür. (Türk Ulusal Mevzuatı)

Çeşitli meyvelerin (Elma, Şeftali, Acı Kayısı, Kiraz, Erik, vb) tohumlarında bulunan, “Amigdalin” adlı bir glikozid Siyanür kaynağıdır. Fasulye, Patates, Turp, Lahana, Şalgam, Brokoli ve Mısır gibi bitkiler siyanürlü bileşikleri, otçul hayvanlara karşı bir savunma mekanizması olarak doğal bir şekilde üretmektedir.

Yani siyanürden kaçmak neredeyse mümkün değil. Zehirleme miktarında olmasa bile su dahil farklı yollardan devamlı vücudumuza siyanür alıyoruz.

İlk aklınıza gelecek şu olacaktır.

Vücudumuzda siyanür zaman içinde birikip zehirlenme yapmaz mı? Cevap: Hayır

Çünkü..

Farklı yollardan aldığımız siyanür’ün vücutta birikmesine engel olan bir mekanizma vardır.

B12 vitamini (Kobalamin) suda çözünen ve metabolik süreçlerde kullanılan farklı formları mevcuttur. Bu formlardan Hidroksikobalamin‘deki hidroksi grubunun siyanür ile yer değiştirmesi sonrası nontoksik siyanokobalamin‘e dönüşür. Siyanokobalamin de idrar yolu ile atılır.

🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴🔴

B12 (Kobalamin) Vitamini

Hayvansal gıdalar vücudumuza aldığımız B12 (Kobalamin) vitaminin esas kaynağını oluşturur. En fazla karaciğer ve böbrekte bulunan B12 vitamini et, süt, peynir ve yoğurt gibi hayvansal yiyeceklerde de daha az oranda olmak üzere bulunabilir.

Karaciğerde 400 günlük B12 depolansa da günlük ek B12 gelmezse çok çabuk harcanır.

B12 (Kobalamin) Formlarını İnceleyelim

Hidroksikobalamin Formu

Siyanürü bağlayan B12 öncül formudur. Hidroksikobalamin deki hidroksi grubunun siyanür ile yer değiştirmesi ve kobalt’ın siyanürü bağlaması ile nontoksik siyanokobalamin (Vitamin B12) meydana gelir ve idrarla atılır.

Metilkobalamin Formu

Vücudumuzda kullandığımız aktif form Metilkobalamin’dir. B12 nin diğer formları metilasyon’da homosisteini kullanarak Metilkobalamin’e dönüşür. Eger metilasyon döngüsü bozukluğu var ve B12 aktifleşmezse Homosistein yükselir

Homosistein için B12 (metilkobalamin), B9 (metilfolat), B6 (P5P) beraber gerekir. (Aktif formları metilkobalamin, metilfolat, P5P)

EK BİLGİ: Metilasyon döngüsü, hücrelerimizin çeşitli metabolik süreçlerinde önemli bir rol oynayan bir biyokimyasal yolak olarak tanımlanır. Bu süreç, metil gruplarının bir molekülden diğerine transfer edilmesini içerir ve metilasyonun doğru şekilde gerçekleşmesi için belirli koenzimler, enzimler ve vitaminler gereklidir. Metilasyon, DNA sentezi, RNA sentezi, protein sentezi, hücre bölünmesi, hücre ölümü, hücre farklılaşması, nörotransmitter üretimi, hormon üretimi ve bağışıklık fonksiyonu gibi birçok biyolojik süreci etkiler.

Adenozilkobalamin Formu

Bu form da aktif formdur ve yağ asitlerinin oksidasyonu için gerekli olan süksinil CoA sentezinde görev yapar.

Aquakobalamin Formu

Depo formudur…Hep yağda eriyen vitaminler (A,D,E K) depolanır. B12 su da eriyip depolanan bir vitamindir.

Siyanokobalamin Formu

Genelde ilaç olarak satılan ticari formdur. Fazlası idrarla atılır.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha çok ayrıntı ve bilimsel bilgi isteyenler için

Maruziyeti Sınır Değeri – Herhangi bir etkene maruz kalma durumunun sağlık için sınır değeri

Siyanür Maruziyeti Sınır Değerleri

NIOSH için; STEL 4,7 ppm = 5 mg/m3 (NIOSH – İngiltere İş Güvenliği ve İş Sağlığı Kurumu)

OSHA için; TWA 10 ppm = 11 mg/m3 (OSHA – ABD Çalışma Bakanlığı’na bağlı Mesleki Güvenlik ve Sağlık İdaresi)

(TWA: 8 saatlik STEL: 15 dakikalık) (Zaman Ağırlıklı Ortalama Değer (TWA): Günde 8, haftada 40 saat çalışma süresince uzun süreli ve tekrar edilebilen maruziyetlerde çalışanların sağlığını bozmayacak zaman ağırlıklı ortalama konsantrasyonu ifade eder.)

Türk Ulusal Mevzuatı

İçme suyu için, 50 µg/lt (Türk Gıda Kodeksi)

Gıda için, 1 µg/kg (Türk Gıda Kodeksi)

Solumada ortam için;10 mg/m3 (Yürütmeden kaldırılmış olan İşyeri Sağlığı veGüvenliği Tüzüğü)

EPA için; 0,2 µg/lt (içme suyu) üzerinde siyanür bulunamaz

Vücutta 40’tan fazla enzim sistemini inhibe eder ki bunların içinde en önemlisi Elektron Transport Zinciri olarak da bilinen, oksidatif metabolizmada görevli Sitokrom oksidaz sistemidir .

Sitokrom oksidaz, sitokrom c oksidaz (CcO) olarak da bilinir, aerobik organizmalarda hücresel solunumun kritik bir bileşeni olan elektron taşıma zincirinde temel bir enzimdir. Ökaryotlarda iç mitokondriyal zarda ve prokaryotlarda plazma zarında bulunur.

Yapısı

Sitokrom oksidaz, tipik olarak demir ve bakır gibi metal iyonları içeren birden fazla alt birimden oluşan karmaşık bir enzimdir. İşlevi için çok önemli olan iki hem grubu (hem a ve hem a3) ve iki bakır merkezi (Cu_A ve Cu_B) içerir.

İşlevi

  1. Elektron Taşımacılığı : Sitokrom oksidaz, elektronların sitokrom c’den moleküler oksijene (O₂) transferini katalize eder. Bu reaksiyon, elektronların oksijeni suya (H₂O) indirgemek için kullanıldığı elektron taşıma zincirinin son adımıdır.
  2. Proton Pompalaması : Elektron transferi süreci, mitokondriyal membran boyunca protonların (H⁺ iyonları) taşınmasıyla birleştirilir. Bu, ATP sentezi için gerekli olan bir proton gradyanı yaratır.
  3. ATP Üretimi : Proton gradyanı tarafından oluşturulan proton motivasyon kuvveti, oksidatif fosforilasyon sırasında ADP ve inorganik fosfattan ATP sentezlemekten sorumlu enzim olan ATP sentazı çalıştırır.
  4. Metabolik Düzenleme : Sitokrom oksidaz ayrıca oksijen mevcudiyetine karşı metabolik yanıtların düzenlenmesinde rol oynar ve hipoksi ile ilgili hücresel sinyal yollarını etkileyebilir.

Oksijene benzeyen kimyasal bir yapıya sahip olan siyanür, toksik (zehirleyici) etkisini sitokrom oksidazın (ferrik) Fe+³ değerlikli formuna bağlanarak yapar.

Sitokrom oksidaz sistemi elektron transportunda sitokrom a-aa3 kompleksini içermektedir. Siyanür bu enzim kompleksine bağlanınca, elektron transportunu inhibe eder ve moleküler oksijen bloke olur. Oksidatif metabolizma ve fosforilasyon bozulur. Oksijenin hücresel tüketiminin azalmasıyla, perifer dokuda oksijen basıncı artmaya başlar. Siyanür, oksijen yokluğuna benzer fizyolojik etkilerle kendini göstermektedir. Oksijen dokulara normal olarak ulaşmakta, ancak burada tüketilememesine bağlı olarak, bir histotoksik (hücresel) hipoksi ortaya çıkmaktadır. Oksijen yetersizliği nedeniyle bir hipoksi tablosu bulunan karbon monoksit zehirlenmesinden bu özelliği ile ayrılmaktadır.

Oksijenin hücresel kullanımının bozulmasıyla, venöz kandaki oksijen derişimi arteriyel kandakine yaklaşmakta, cilt ve mukoz membranlarının kızarmasına neden olmaktadır. Yine aynı nedenle siyanoz oluşmamaktadır. Bunun yanında, siyanürün karotid ve aortik oluşumlardaki kemoreseptörleri uyarmasıyla solunum derinleşmektedir. Solunumun artmasıyla toksisite artar, ölüm solunum durması sonucu gerçekleşir. Siyanür organizmada siyanat ve tiyosiyanata oksitlenmektedir. Düşük dozlarda, sülfür transferaz (rodenaz) enziminin etkisiyle tiyosiyanata (SCN) dönüþerek idrarla atılmaktadır. 30 ppm siyanür, vücutta sekiz saat içinde detoksifikasyona uğrayarak atılır.

Alıntı Mavi Yazılı Bölüm: Dr. Tülay Renklidağ, Dr. Asude Gökmen Karaman Siyanür Zehirlenmesi

Daha Fazla

Çimento Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetiminde Epistemolojik Yaklaşım

Bilgi Üretimi, Güven ve Sahaya Uygulanabilirlik

Çimento sektöründe iş sağlığı ve güvenliği (İSG) uygulamalarının epistemolojik (bilgi felsefesi) temellerini analiz etmeyi amaçladığım bu yazıda; Türkiye’deki çimento fabrikalarının yapısal riskleri, çalışan davranışlarını, yönetim sistemlerini, bürokratik gereklilikleri ve sahadaki pratik bilgi üretimini göz önüne alarak, işveren–işçi ilişkisinin bilgi üretimi bağlamında nasıl şekillendiğini değerlendirmeye çalıştım. Ayrıca vaka örnekleri ve saha analizleri üzerinden, bilgiye dayalı (epistemik) boşlukların neden kaza ürettiği; bilgiye dayalı (epistemik) güven mekanizmalarının ise güvenlik kültürünü nasıl dönüştürdüğü ortaya koymayı da ihmal etmedim.

Çimento sektörü; yüksek toz konsantrasyonu, kapalı alan çalışmaları, yüksek ısı temaslı operasyonlar, döner fırınlar, ağır mekanizasyon, patlayıcı riskler (inertizasyon hataları), yüksekte çalışma ve kimyasal maruziyet gibi çok boyutlu risklerin aynı anda yürüdüğü endüstriyel bir alandır.

Bu nedenle İSG yönetimi, yalnızca mevzuat uyumluluğuyla sürdürülebilecek bir süreç değildir. Çimento sektörü özelinde en kritik unsur, bilginin üretilmesi, paylaşılması ve uygulanmasıdır. Dolayısıyla bu sektör, epistemolojinin —yani bilginin doğası, kaynağı ve doğruluğu— en görünür olduğu çalışma alanlarından biridir.

Sizlere, çimento sektöründe İSG’nin teknik bir süreç olmanın ötesinde, aslında bir bilgi yönetimi ve bilişsel uyum süreci olduğunu hatırlatacağım.

Çimento Sektöründe Bilginin Doğası

İSG’deki bütün başarısızlıkların özünde bilginin dayanak aldığı felsefede (epistemolojik) bir hata bulunur:

“Bilgi üretilmiş ama doğrulanmamıştır.”
“Bilgi doğrulanmış ama paylaşılmamıştır.”
“Bilgi paylaşılmış ama eyleme dönüştürülmemiştir.”

Bu üçlü döngü kırıldığında kazalar kaçınılmaz hale gelir.

Sahadan Üretilen Bilgi / Yönetmelik Bilgisi

Çimento fabrikalarında gözlenen temel bilgi çatışması şudur:

  • İşverenin yönetmelik ve standart temelli bilgisi
  • İşçinin saha deneyimine dayanan pratik bilgisi

Bu iki bilginin örtüşmediği durumlarda epistemik (bilginin üretilmesi, paylaşılması ve uygulanmasında) boşluk ortaya çıkar. Bu boşluklar, güvenlik açıklarını besleyen bilişsel kör noktalardır.

Birçok yönetici “prosedür var, eğitim var, talimat var” diyerek sistemin işlediğini varsayar.
Oysa bu bilgilere dayanak davranışlar açısıdan felsefi soru şudur:

“Bu bilgi sahada gerçekten uygulanabilir mi?”

Bilgi uygulanmıyorsa, bilgi değildir.
Bilgi sadece yazılı materyal olamaz; pratikte eyleme dönüşmüş olmalıdır.

İşveren–İşçi İlişkisinde Bilginin Değerinin Kabul Edilmesi

Bilgiye dayalı (epistemik) güven, bir kişinin diğerinin bilgi aktarımına güvenme derecesidir.

Çimento fabrikalarında bilgiye dayalı güvenin üç boyutu vardır:

(1) İşverenin, işçinin sahadaki deneyim bilgisini ciddiye alması
(2) İşçinin, yönetimin sunduğu prosedürel bilgiyi kendi güvenliği için anlamlı bulması
(3) İş güvenliği profesyonelinin bu iki bilgi alanını birbirine tercüme edebilmesi

Bu üç unsur bir araya gelmediğinde, sektörün tipik sorunları oluşur:

  • “20 yıldır böyle yapıyorum, bir şey olmaz.”
  • “Bu işin akademik bilgisi sahada geçmez.”
  • “Prosedür çok uzun, okumaya vaktim yok.”
  • “Form doldurmak için iş durdurulmaz.”

Bu söylemlerin tamamı bilgiye dayalı güven eksikliğinin ürünüdür.

Bilişsel Çapalar ve Sahada Karar Verme Hataları

Çimento sektöründe en sık görülen bilişsel çapa şudur:

“Benim yaptığım doğru, çünkü hep böyle yapıyoruz.”

Buna ek olarak:

  • Normalleşmiş Sapma: Riskli davranışların zamanla normal hale gelmesi
  • Hız Baskısı Çapası: Üretim baskısının güvenliği geri plana atması
  • Sorumluluk Dağılması Çapası: “Nasıl olsa denetim var” algısı
  • Dayanıklılık Yanılsaması: “Toza alışkınız, bizde bir şey olmaz” inancı

Bu bilişsel çapalar, teknik hatalardan çok daha fazla kaza üretir.

Çimento Sektöründen Vaka Analizleri

Aşağıda verdiğim örnekler tamamen sahaya dayalıdır ve Türkiye çimento sektöründe sıkça gözlenen durumların sentezidir.

Vaka 1 – Filtre Torbası Değişimi (bilgiye dayalı)

Durum:
İşçiler torba değişiminde maske kullanmayı gerekli görmemektedir. Gerekçe:
“Zaten 5 dakika sürüyor.”

Bilgiye dayanağında hata:
“Maruziyet süresi kısa = zararsızdır” yanlış bilgisi.

Sonuç:
Yıllar içinde kronik öksürük, FEV1 düşüşleri ve erken yaş KOAH benzeri tablolar geliştiği tespit edilmiştir.

Çözüm:
Sahadaki maruziyet ölçümleri işçilerle birlikte analiz edilmiş ve pratik maskenin neden gerekli olduğu biyolojik veriyle kanıtlanmıştır.

Bu, bilgiye dayalı (epistemik) köprünün kurulmasıdır.

Vaka 2 – Döner Fırında Çapak Temizliği (Bilgi Paylaşım Hatası)

Durum:
Bakım ekibi inertizasyon tamamlanmadan kapağı açmıştır.
Sebep: “İşletme inert gaz seviyesinin düştüğünü bildirmedi.”

Epistemolojik hata:
Bilginin paylaşılma zinciri eksiktir.

Sonuç:
Patlama olmadan kontrol altına alınmış fakat ciddi yanma riski doğmuştur.

Öğrenilen:
Bilgi paylaşımı da bir güvenlik ekipmanıdır.

Vaka 3 – Bant Temizliği (Normalleşmiş Sapma)

Durum:
Çalışan bant temizliğini durdurmadan yapmaktadır.
Gerekçe: “Her gün yapıyoruz, sorun olmadı.”

Bilgiye dayanağında hata:
Normalleşmiş sapmayı bilgi gibi kabul etmek.

Sonuç:
Kol sıkışmasıyla sonuçlanan ciddi yaralanma.

Çözüm:
Çalışanın kendi anlattığı yöntemle risk analizi yapılmış, reel tehlike görünür kılınmıştır.

Epistemik Köprü Modeli – Saha Uygulamalarında Bilgi Bütünlüğü

Şahsi görüşüm İş Sağlığı ve Güvenliği alanın genelinde ve bu yazının odağı olan çimento sektöründe Epistemik Köprü Modeli uygulanmalıdır.

Nasıl mı?

1. Veri Üretimi

Toz ölçümleri, maruziyet kayıtları, yakın kaza analizleri, günlük devriye notları.

2. Bilginin Doğrulanması

Teknik ekip – saha çalışanı – İSG birimi üçlü doğrulama.

3. Bilginin Paylaşılması

Sadece eğitimle değil, günlük kısa “saha diyalogları” ile. (İş güvenliğinde sık bahsi geçen Toolbox’lar ile)

4. Bilginin Eyleme Dönüşmesi

Uygulanabilir prosedür, çalışan için anlamlı kural.

5. Bilginin Kurumsallaşması

Tüm süreçlerin yönetimin hafızasına (kurumsal hafıza) işlenmesi.

Bu model, teknik yönetim sistemleriyle (ISO 45001 vb.) birebir uyumludur lakin onlardan daha işlevseldir, çünkü Epistemik Köprü Modeli ile bilgi döngüsünü insan davranışı üzerinden tanımlıyorum.

Bilgi, Güven ve Uygulama Aynı Çizgide Buluştuğunda

Çimento sektöründe İSG yönetimi, bir “prosedür uygulama” işi değil, bilişsel uyum ve bilgi üretimi işidir.
Bu yazıda sizlere hatırlatmaya çalıştıklarım:

  • Çalışan bilgisi küçümsendiğinde güvenlik kültürü çöker.
  • Yönetmelik bilgisi sahaya uyarlanmadığında prosedürler işlevsizleşir.
  • Bilgiye dayalı güven kurulduğunda işveren ve işçi ortak bilgi üretmeye başlar.
  • Bu ortak bilgi, güvenlik kültürünü kalıcı şekilde dönüştürür.

Gerçek güvenlik; bilginin, güvenin ve uygulamanın aynı çizgiye oturmasıdır.

Bu çizgi kurulduğunda, çimento sektöründe kaza oranları sadece azalmaz;
bilgi tabanlı bir güvenlik kültürü kurumsallaşır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT
0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Bu sitede yer alan içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Paylaşılan bilgiler, bir hekim muayenesinin, tedavisinin veya profesyonel danışmanlığın yerini tutmaz. Buradaki bilgiler esas alınarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması, mevcut tedavinin değiştirilmesi ya da bırakılması uygun değildir.

Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili içerikler, bir iş güvenliği uzmanı, mühendis veya teknik ekip tarafından yapılması gereken değerlendirme ve kararların yerine geçemez. Bu bilgiler temel alınarak saha risk değerlendirmesi yapılması ya da mevcut sistemin değiştirilmesi önerilmez.

Sitede herhangi bir yasa dışı ilan ya da yönlendirme yapılması amacı bulunmamaktadır. İçerikler, sadece farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla sunulmuştur.

⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Reaktif Zamanlama Test Protokolü

1. Reaktif Zamanlama Testlerinin Amacı ve Bilimsel Temeli

Reaktif zamanlama (reaction time, RT), bir uyaranın algılanması ile buna verilen motor cevabın başlatılması arasındaki süreyi ifade eder. Bu süre; bilişsel süreçler, dikkat kapasitesi, duyusal algı, motor planlama ve nöromusküler iletim hızının toplam bir ürünüdür. İnsan performansını ölçmek için kullanılan en temel, en objektif ve en güvenilir göstergelerden biri olarak kabul edilir.

Reaktif zaman testleri, aşağıdaki alanlarda kritik değer taşır:

  • İş sağlığı ve güvenliği: Operatörlerin, sürücülerin, makine kullanıcılarının veya yüksek riskli görevlerde çalışanların güvenlik düzeylerini belirlemek.
  • Klinik nörolojik değerlendirme: Dikkat eksikliği, periferik nöropati, Parkinson, MS, demans gibi nörolojik hastalıklarda erken bozulmaları ortaya çıkarmak.
  • Spor bilimleri: Sporcunun algoritmik motor yanıt kapasitesini, algısal-motor entegrasyon hızını ve reaksiyon karar doğruluğunu ölçmek.
  • Askeri ve polis uygulamaları: Tehlikeye hızlı yanıt verme kapasitesini değerlendirmek, eğitim ve performans optimizasyonu sağlamak.
  • Ergonomik tasarım: İnsan-makine etkileşimlerinin güvenli sınırlarını belirlemek.

Reaktif Zamanlama Test Protokolü protokolü, RT testlerinin bilimsel standartlara uygun, tekrar edilebilir, objektif ve uygulamalı biçimde yürütülebilmesi amacıyla hazırlandığım yazıya devam edelim.

2. Test Türleri ve Kullanım Alanlarına Göre Sınıflandırma

Reaktif zaman testleri tek tip değildir. Farklı uyaran türleri, karar verme gereksinimi ve motor çıktı tipine göre çok çeşitli testler vardır. Bilimsel literatürde kullanılan temel RT türleri şunlardır:

2.1. Basit Reaksiyon Süresi (Simple Reaction Time – SRT)
  • Tek bir uyaran → tek bir tepki.
  • Örn: “Işık yandığında butona bas.”
  • Klinik ve İSG alanında en temel değerlendirme.

2.2. Seçmeli Reaksiyon Süresi (Choice Reaction Time – CRT)
  • Çoklu uyaran → çoklu cevap.
  • Örn: “Sarı ışık → buton A, kırmızı → buton B.”
  • Bilişsel karmaşıklığı değerlendirir.

2.3. Ayırt Edici Reaksiyon Süresi (Discriminative RT)
  • Uyaranların bir kısmı dikkate değer, bir kısmı “distraktör”.
  • Örn: “Sadece mavi ışık için cevap ver.”

2.4. Görsel Reaksiyon Süresi (VRT)
  • Işık, grafik, hareket, sanal objeler gibi görsel uyaranlar.

2.5. İşitsel Reaksiyon Süresi (ART)
  • Ses uyaranlarına yanıt: alarm, bip, frekans tonu vb.

2.6. Dokunsal Reaksiyon Süresi (TRT)
  • Titreşim, dokunma, derin basınç gibi somatosensoriyel uyaranlar.

2.7. Cognition RT (Kognitif Reaksiyon Süresi)
  • Uyaran → kısa süreli bellek → karar → motor cevap.

2.8. Motor Reaksiyon Süresi (Motor RT)
  • Motor icra süresi de ölçülür (ör: joystick hareketi, tutma kuvveti sensörü).

2.9. Kompleks Reaksiyon Testleri
  • Simülasyon tabanlı.
  • Sürüş simülatörü, VR tehlike simülasyonu, endüstriyel alarm senaryoları.

Bu protokol, tüm test türleri için bilimsel, teknik ve operasyonel bir çerçeve sunar.

3. Test Öncesi Hazırlık
3.1. Katılımcı Koşulları

Katılımcıların testten önce aşağıdaki durumlarda olmaması gerekir:

  • Aşırı yorgunluk
  • Uyku yoksunluğu (<6 saat)
  • Kafein ve enerji içeceği tüketimi (son 3 saatte)
  • Alkol veya ilaç etkisi (sedatifler, antihistaminikler, nöroleptikler)
  • Ağrı, kas yorgunluğu, tremor
  • Gözlük/lens kullanımının test sırasında unutulması

İSG uygulamalarında operatörün testten önceki vardiye süresi özellikle not edilmelidir.

3.2. Kullanılacak Cihazın Hazırlığı

RT cihazı veya bilgisayar tabanlı test sistemi şu gereksinimleri karşılamalıdır:

  • Gecikmesi ölçülmüş bir sistem olmalı (latency <10 ms)
  • Ekran tazeleme hızı en az 60 Hz, ideali 120–240 Hz
  • Buton veya sensör gecikmesi <5 ms
  • Kalibrasyon modu aktif olmalı
  • Ortam ışığına karşı stabilize edilmiş olmalı

3.3. Ortam Hazırlığı

Test ortamı:

  • Sessiz (35 dB altında)
  • Homojen aydınlatılmış (300–500 lux)
  • Oda sıcaklığı 20–24°C
  • Katılımcı göz hizasında ekran mesafesi: 50–70 cm

Ayrıca:

  • Telefon, konuşma, bölünme yok
  • Test sırasında kapı giriş-çıkışı kapalı

3.4. Test Öncesi Brifing (Standartlaştırılmış Talimat)

Tüm katılımcılara aynı standart talimat verilir:

“Ekranda bir uyaran belirdiğinde mümkün olan en hızlı ve doğru şekilde tepki verin. Çok erken basmayın, tahmin etmeyin. Amaç hızlı ve doğru tepki vermektir.”

3.5. Deneme Turları

En az 5 deneme, ortalama alınmadan önce yapılır.

4. Test Uygulama Prosedürü
4.1. Basit Reaksiyon Süresi Testi Protokolü
  1. Katılımcı oturtulur, eller masa üzerinde rahat pozisyonda.
  2. Cihaz sıfırlanır, sensör gecikmesi ölçülür.
  3. Uyaran (ör: beyaz ışık) rastgele zaman aralıklarında yanar.
  4. Katılımcı, ışık yandığında butona basar.
  5. 10–15 tekrar yapılır.
  6. En düşük 2 ve en yüksek 2 değer atılır (çıkıntılar elimine edilir).
  7. Kalan değerlerin ortalaması alınır.
  8. Tepkiler çok erken (<100 ms) ise not edilir → “anticipatory response”.

4.2. Seçmeli Reaksiyon Süresi Protokolü
  1. En az 2 uyaran (renk, ses, şekil).
  2. Her birine farklı buton veya farklı motor görev atanır.
  3. Rastgele sırayla uyaran verilir (dengeli dağılım).
  4. 15–20 tekrar yapılır.
  5. Yanlış buton basışı → “error”.
  6. Gecikmeli karar süresi ayrıca hesaplanır.
  7. Ortalama RT + doğruluk yüzdesi birlikte değerlendirilir.

4.3. Ayırt Edici (Go/No-Go) Protokolü
  1. Katılımcıya yalnızca belirli bir uyaran için tepki vereceği söylenir.
  2. Distraktör uyaranlar sıklıkla verilir.
  3. Doğru hamle RT ve yanlış tepki sayısı kaydedilir.
  4. Motor inhibisyon kapasitesi ölçülür.

4.4. Görsel/İşitsel/Dokunsal RT Protokolleri

Her modalite ayrı günlerde tekrarlanmalıdır.

  • Görsel RT: Ekran ışığı, renk değişimi, hareket animasyonu.
  • İşitsel RT: 1000 Hz ton, 60–90 dB seviyesinde.
  • Dokunsal RT: Titreşim motoru, 200 ms süreli.

Her biri için:

  • 10 deneme
  • Aykırı değer temizliği
  • Ortalama RT hesaplaması

4.5. Motor Reaksiyon Zamanı Protokolü

Sadece butona basmak yerine:

  • Joystick hareketi
  • Kavrama sensörü basma
  • Ayak pedalı tepki
  • El uzatma hareketi (kinematik ölçümle)

kullanılır.

Burada ölçülen parametreler:

  1. Stimulus onset → motor başlangıç
  2. Motor başlangıç → görev tamamlanması
  3. Toplam motor zaman = RT + hareket süresi

4.6. Kompleks Reaksiyon Testi (Simülasyon) Protokolü

Örn: Endüstriyel alarm simülatörü.

  1. Katılımcı bir makine kontrol paneli veya VR ortamına yerleştirilir.
  2. Sistemin verebileceği 5–10 alarmın anlamı önceden öğretilir.
  3. Senaryo başlatılır.
  4. Farklı alarmlar rastgele sırada verilir.
  5. Görev:
    • Tehlike → makineyi durdur
    • Uyarı → resetle
    • Normal → tepki verme
  6. Yanıt zamanı, doğruluk ve hata türleri kaydedilir.

Bu test, gerçek hayata en yakın RT değerlendirmesidir

5. Veri Toplama ve Puanlama Yöntemi
5.1. Aykırı Değer Temizliği (Outlier Analysis)

Dönem literatürü aşağıdaki sınırları önerir:

  • <100 ms → “önceden tahmin”
  • >1000 ms → “dikkat kaybı”
  • İlk 2 ve son 2 değer → test adaptasyonu

Atılır.

5.2. Temel Hesaplamalar

Ort. RT = (Geçerli tüm RT değerlerinin toplamı) / n

Ek parametreler:

  • Medyan RT
  • Standart sapma (konsistensi gösterir)
  • Hata oranı
  • Go/No-Go inhibisyon süresi
  • Motor hareket süresi

5.3. Performans Kategorileri

Literatür geneli baz alınarak:

RT (ms)Seviyelendirme
150–200Mükemmel
200–250İyi
250–300Ortalama
300–350Zayıf
>350Kritik düzeyde yavaş

İSG uygulamalarında 350 ms üzeri operatörlerde “gözlem ve gerekirse görev uygunluğu değerlendirmesi” önerilir.

6. Test Sonuçlarının Yorumlanması
6.1. Bireysel Yorumlamalar
  • Yüksek standart sapma → dikkat dalgalanması
  • “Anticipatory response” fazlaysa → tahmine dayalı tepki, gerçek reaktif değil
  • CRT yüksek ama SRT normal → bilişsel karar süresi yavaş
  • Go/No-Go hataları yüksek → inhibitör kontrol zayıf

6.2. İSG Açısından Yorum
  • Kritik iş (forklift, pres makinesi, vinç, CNC) operatörlerinde RT ≥ 350 ms ise performans riski doğar.
  • Vardiya sonu yavaşlama → iş yükü riski.
  • Reaksiyon süresi “anlık performans” olduğu için tekrar test önerilir.

6.3. Sporcu Yorumlaması
  • Elit sporcuda RT 200–250 ms arası beklenir.
  • RT stabilitesi performansın en iyi göstergesidir.

6.4. Klinik Yorum

Patolojik değerlendirme için eşik değerler:

  • Parkinson → ART > VRT gecikmesi
  • MS → motor zaman uzunluğu
  • Demans → CRT aşırı uzun

6.5. Benchmark Karşılaştırmaları

Aynı kişide:

  • Sabah/akşam farkı
  • Egzersiz sonrası değişim
  • Uyku sonrası fark
  • 7 günlük takip performansı

kıymetlidir.

7. Güvenlik, Etik ve Kayıt Tutma
7.1. Katılımcı Onamı

Aşağıdaki maddeleri içeren bir onam formu alınır:

  • Testin amacı
  • Kullanılacak uyaran türleri
  • Sonuçların GDPR/kişisel veri uyumu
  • Test bırakma hakkı

7.2. Test Güvenliği
  • Ses uyaran seviyesi 90 dB’i geçmez.
  • VR testlerinde vertigo riski değerlendirilir.
  • Epilepsi öyküsü olanlarda flaşlı uyaranlar kullanılmaz.

7.3. Kayıt ve Raporlama

Rapor aşağıdaki bölümlerden oluşur:

  1. Katılımcı bilgileri
  2. Kullanılan test türü
  3. Test süresi
  4. Ortalanmış RT değerleri
  5. Hata analizi
  6. Performans kategorisi
  7. Değerlendirici yorumu

8. Testin Tekrarı ve Öğrenme Etkisi

Reaktif zaman testlerinde öğrenme etkisi güçlüdür.

Bu nedenle bilimsel öneri:

  • İlk gün adaptasyon testi
    1. gün resmi test
  • 1 hafta sonra teyit testi

İSG kullanımında:

  • 3 ayda bir
  • Vardiya değişikliği sonrası
  • Yeni makine eğitimi öncesi

tekrar uygundur.

9. Protokolün Farklı Alanlara Uyarlanması
9.1. İSG / Endüstriyel Uygulama Adaptasyonu
  • Makine alarmı simülasyonu yapılır.
  • Gerçek butonlar veya pedallar kullanılır.
  • Sesli-ışıklı tehlike uyarıları test edilir.
  • Operatör performans kriterleri belirlenir.

9.2. Sporcu Adaptasyonu
  • Çift yönlü hareketli RT
  • Reaktif sprint testleri
  • Reaktif çeviklik testleri
  • Renk–hareket kombinasyonları

9.3. Klinik Adaptasyon
  • Motor kontrol teşhisi
  • Bilişsel yıkım takibi
  • Rehabilitasyon pre–post değerlendirme

Bu protokol, reaktif zamanlama testlerinin bilimsel literatüre uygun biçimde uygulanabilmesi için gereken tüm adımları kapsamaktadır.
RT testleri doğru yapıldığında:

  • İnsan performansını objektif ölçer,
  • Erken riskleri ortaya çıkarır,
  • Güvenlik artırır,
  • Spor performansını optimize eder,
  • Klinik tanıda yardımcı olur.

Kısacası, reaktif zamanlama milisaniyelerle ölçülür ama sonuçları hayatın tamamını etkiler.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Bu sitede yer alan içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Paylaşılan bilgiler, bir hekim muayenesinin, tedavisinin veya profesyonel danışmanlığın yerini tutmaz. Buradaki bilgiler esas alınarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması, mevcut tedavinin değiştirilmesi ya da bırakılması uygun değildir.

Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili içerikler, bir iş güvenliği uzmanı, mühendis veya teknik ekip tarafından yapılması gereken değerlendirme ve kararların yerine geçemez. Bu bilgiler temel alınarak saha risk değerlendirmesi yapılması ya da mevcut sistemin değiştirilmesi önerilmez.

Sitede herhangi bir yasa dışı ilan ya da yönlendirme yapılması amacı bulunmamaktadır. İçerikler, sadece farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla sunulmuştur.

⭐️⭐️⭐️

#reaktifzamanlamatest #reaksiyon #kebat #tetkikosgb

Daha Fazla

Hijyen Eğitimi Yönetmeliği Çerçevesinde İşyeri Hekimleri Neler Yapmalıdır?

İşyeri Hekimlerimiz,

Resmî Gazete Tarihi: 05.07.2013 Sayısı: 28698 Hijyen Eğitimi Yönetmeliği (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=18552&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5) kapsamındaki iş yerlerinde çalışanların muayenelerini yaptıkları sırada, Yönetmeliğin 9’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının:

(a) bendindeki “Gıda ile taşınabilen bir hastalığı olan veya bu hastalığın taşıyıcısı durumundaki kişiler ile ishali bulunanlar.

hükmü ve

(b) bendindeki “Vücudun görünür kısımlarında açık/enfekte yara, deri enfeksiyonu ve benzeri halkta tiksintiye yol açabilecek deri lezyonları bulunanlar; cüzzam, frengi ve verem hastalığına yakalananlar.

hükmü ile

(c) bendindeki “30/5/2007 tarihli ve 26537 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bulaşıcı Hastalıklar Sürveyans ve Kontrol Esasları Yönetmeliğinde (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=11347&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5) genel hatları ile yer alan, hijyen ilkelerine uyulmadığı durumlarda halk sağlığı açısından problem oluşturabilecek hastalığı bulunanlar.

hükmünü dikkate almalıdırlar.

Ayrıca

İşyeri Hekimleri Hijyen Yönetmeliğine konu olan sektör ve işlerde faaliyet gösteren firmalara yaptıkları ziyaretlerde 29.12.2012 tarih ve 28512 sayılı Resmî Gazete de yayınlanan İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nin (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=16924&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5) 4. Maddesinin ( e ) bendi konusu olan ve 20.07.2013 tarih ve 28713 sayılı Resmî Gazete de yayınlanan İşyeri Hekimi Ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliği’ nin (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=18615&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5.) 11. Maddesinin (4) bendi gereği de yükümlülüğü olan Onaylı Defter‘ e ” Hijyen Eğitimi Yönetmeliği’ne göre iş yerinde doğrudan hizmetin içinde olan tüm çalışanların hijyen eğitimi belgelerinin olması gerektiğini ve yükümlülükleri yerine getirmeyen işletmelerin hakkında 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282’nci maddesine göre işlem yapılacağını, fiilleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde, durumu bu maddelere uygun bulunmayan çalışanların her biri ayrı ayrı aykırılıklar olarak değerlendirileceğini ve her birisi için cezai işlemler de ayrı ayrı uygulanacağını ” işveren ve/veya vekiline bildirimi özetle yazmalıdır.

NOT: ( 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu Madde 282. — Bu kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya zorunluluklara uymayanlar hakkında, kanunda ayrıca bir ceza hükmü gösterilmediği ve fiilleri Türk Ceza Kanu nunda daha ağır cezayı gerektirmediği takdirde 2 aya kadar hafif hapis ve 2024 yılı için 100 liradan 500 liraya kadar hafif para cezası verilir.)

Bu yazı görev, yetki ve sorumluluğa vakıf sayın meslektaşlarıma hatırlatma maksadı ile hazırlanmış olup, son kararın kendilerine ait olduğunun bilinciyle saygılarımızı sunarız.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı. ve Eğitim Koordinatörü

Hijyen eğitimini firmamızdan alabilirsiniz.

Başvuru Mail: [email protected] Başvuru Tel: 0 530 568 42 75

Eğitim 8 saatliktir. Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli olup e-devlette kayıtlıdır. Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Çimento Fabrikalarında B9 (Folat) Takibi İçin Sağlık Yönetim Sistemi Modeli

Sanayi toplumunun en önemli yapı taşlarından biri olan çimento fabrikaları, yoğun iş temposu ve zorlu çalışma koşullarıyla dikkat çeker. Bu koşullar altında çalışanların sağlığı yalnızca kişisel yaşamlarını değil, üretim güvenliğini ve iş sürekliliğini de doğrudan etkilemektedir. İş sağlığı ve güvenliği, yalnızca koruyucu donanım ve teknik tedbirlerle sınırlı kalmamalı; beslenme, bağışıklık ve metabolik denge gibi hayati unsurları da kapsamalıdır.

B9 vitamini (folat), kan yapımından sinir sistemi işlevlerine, zihinsel performanstan yorgunluk yönetimine kadar birçok kritik biyolojik süreçte rol oynar. Çimento fabrikaları gibi tozlu, yüksek ısıya maruz kalınan ve yoğun efor gerektiren ortamlarda, çalışanların folat düzeylerinin düzenli olarak izlenmesi hem iş kazalarının önlenmesi hem de iş verimliliğinin artırılması açısından büyük önem taşır.

Bu çalışma, çimento fabrikalarında görev yapan çalışanların B9 vitamini düzeylerini izlemeye ve yönetmeye yönelik bütüncül bir sağlık yönetim sistemi modeli sunmayı amaçlamaktadır. Böylece, iş güvenliği kültürünün yalnızca sahadaki teknik önlemlerle değil, insan sağlığını merkeze alan bir anlayışla güçlendirilmesi hedeflenmektedir.

1. Başlangıç Değerlendirmesi ve Veri Toplama

  • Tüm çalışanlardan yıllık periyodik sağlık muayenesi kapsamında B9 vitamini, B12 ve homosistein düzeylerini içeren kan tahlilleri alınır.
  • Çalışanların beslenme alışkanlıklarını anlamak için kısa bir beslenme anketi yapılır. (sebze, baklagil, tahıl tüketimi; fast-food alışkanlığı; gece vardiyası beslenme sorunları vb.)
  • Risk grupları (hamile kadın çalışanlar, genç işçiler, alkol kullananlar, yoğun vardiyalı çalışanlar) ayrı ayrı belirlenir.

2. Kantin ve Yemekhane Düzenlemeleri

  • Kantin menülerinde haftada en az 2 gün baklagil yemekleri (mercimek, nohut, kuru fasulye), her gün yeşil yapraklı sebze (ıspanak, brokoli, marul, roka) bulundurulması zorunlu hale getirilir.
  • Çalışanlara öğle yemeklerinde tam tahıllı ekmek, ara öğünlerde portakal, muz, ceviz gibi folat açısından zengin yiyecekler sunulur.
  • Yemekhane menülerinde “B9 dostu yemekler” etiketi konur; çalışan farkındalığı artırılır.

3. Vardiya Sistemine Uygun Beslenme Planı

  • Gece vardiyası çalışanlarına özel ara öğün paketleri hazırlanır. İçeriğinde haşlanmış yumurta, tam buğdaylı sandviç, yeşil sebze salatası ve kuru baklagil salataları bulunur.
  • Vardiya değişimlerinde işçilere, enerji düşüklüğünü önlemek için B9 yönünden zengin atıştırmalık kutuları (örneğin mercimekli börek, kuru üzüm-ceviz karışımı) dağıtılır.
  • Şekerli, gazlı içecekler yerine kantinde taze sıkılmış meyve suyu ve ayran teşvik edilir.

4. Eğitim ve Farkındalık Programı

  • Yıllık iş sağlığı güvenliği eğitimlerine “Beslenme ve İş Güvenliği” modülü eklenir. Burada B9 vitamininin dikkatsizlik, yorgunluk ve kazalarla ilişkisi basit örneklerle anlatılır.
  • Fabrika panolarına “B9 Güvenlik Köşesi” hazırlanır; afişlerle folat açısından zengin besinler tanıtılır.
  • Çalışanlara 3 ayda bir beslenme semineri verilir. Konu: “Bir tabak yemekle güvenliğinizi artırın.”

5. Takip ve Kontrol Mekanizması

  • Yıllık kan tahlilleri sonucu B9 düşük çıkan çalışanlar için bireysel beslenme planı yapılır.
  • Riskli çıkan çalışanlara ücretsiz veya düşük maliyetli folik asit takviyesi sağlanır.
  • İş yeri hekimi, her vardiyada kantin menüsünü denetler ve rapor düzenler.

6. İş Güvenliğiyle Doğrudan Bağlantı

  • Folat eksikliğinin yol açtığı yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve ruhsal dengesizlikler, “iş kazası riski” parametresi altında değerlendirilir.
  • B9 seviyesi düşük çıkan çalışanlarda, vardiya planlamasında yüksek riskli görevlerde görevlendirme yapılmaz.
  • İş güvenliği kurullarına “beslenme verileri” düzenli olarak raporlanır.

7. Yatırım Maliyeti ve İşverene Katkı

  • Sistemin yatırım maliyeti düşüktür: Ekstra birkaç sebze-baklagil menüsü, düzenli kan tahlili ve eğitim programları.
  • İşverene getirisi yüksektir: Daha az iş kazası, daha az devamsızlık, daha yüksek verimlilik, daha düşük sağlık harcaması.
  • Çimento Fabrikaları için bu sistem, “çalışan sağlığı odaklı beslenme güvenliği projesi” olarak prestij kazandırır.

Bu model; fabrika kantininden sağlık muayenelerine, vardiya düzeninden eğitimlere kadar entegre bir sistemdir. Çalışanın tabağındaki mercimek çorbası ile iş güvenliği arasında bağ kurar ve “B9 vitamini görünmeyen iş güvenliği kaskıdır” anlayışıyla hareket eder.

Çimento fabrikalarında iş güvenliği, yalnızca kask ve maskelerle değil; güçlü, dayanıklı ve sağlıklı bir çalışan kitlesiyle mümkündür. B9 vitamini, çalışanların yorgunluğa karşı direnç göstermesinde, zihinsel odaklarını korumalarında ve bağışıklıklarının güçlü kalmasında kritik rol oynamaktadır.

Bu nedenle folat takibi, iş sağlığı yönetim sistemlerinin tamamlayıcı bir unsuru olarak ele alınmalı; periyodik kontroller, beslenme destek programları ve farkındalık eğitimleriyle desteklenmelidir.

Unutulmamalıdır ki, iş güvenliği yalnızca makineleri değil, insanı da korumakla anlam kazanır. Çimento fabrikalarında uygulanacak B9 takibi temelli sağlık yönetim sistemi, hem çalışanların yaşam kalitesini yükseltecek hem de işletmenin sürdürülebilir güvenlik kültürünü güçlendirecektir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Bu sitede yer alan içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Paylaşılan bilgiler, bir hekim muayenesinin, tedavisinin veya profesyonel danışmanlığın yerini tutmaz. Buradaki bilgiler esas alınarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması, mevcut tedavinin değiştirilmesi ya da bırakılması uygun değildir.

Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili içerikler, bir iş güvenliği uzmanı, mühendis veya teknik ekip tarafından yapılması gereken değerlendirme ve kararların yerine geçemez. Bu bilgiler temel alınarak saha risk değerlendirmesi yapılması ya da mevcut sistemin değiştirilmesi önerilmez.

Sitede herhangi bir yasa dışı ilan ya da yönlendirme yapılması amacı bulunmamaktadır. İçerikler, sadece farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla sunulmuştur.

⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Çalışanlara Tetanoz Aşılaması

TETANOZ TETANOS

Bir bakterinin ürettiği toksinlerin insan vücuduna girdikten sonra sinir sistemini tutarak, kas kasılmaları ile seyreden ve ölüme sebebiyet verebilen bir enfeksiyon hastalığıdır.

Dünya Sağllık Örgütü (WHO) verilerine göre bugün için tetanoz aşısında uygulanması gereken protokol şu şekildedir.

  1. Doz – koruyuculuğu olmadığı kabul edilir.
  2. Doz – ilk dozdan 1 ay sonra yapılır. 1-3 yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  3. Doz – 2. Dozdan 6 (Altı) ay sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  4. Doz – 3. Dozdan 10(On) Yıl sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  5. Doz – 4. Dozdan 10(On) Yıl sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.

Firmamız Tetkik Ortak Sağlık Güvenlik Birimi’nde (TETKİK OSGB) hizmet verdiğimiz firmalarımızı çalışanlarına tetanoz aşılaması ve takibinde kullandığımız Tetanoz Aşı Kartı aşağıdadır.

TETANOZ HAKKINDA İLERİ BİLGİLENDİRME

Tetanoz, Yunanca tetanos yani kasılma kelimesinden adını alır. Genel olarak toprakta yaşayan Clostridium tetani denen bir bakterinin insanın vücudu içerisinde ürettiği metalloproteaz tetanospazmin adı verilen toksinler tarafından ortaya çıkan kas kasılmaları ile karakterize olup enfeksiyonla seyreden bir sinir sistemi rahatsızlığıdır. (Bu toksin omurilik ve beyin köküne ulaştığında buradaki sinir hücrelerinin iletimini bozar. Bozulan iletim sonrasında kişide istemsiz kasılmalar gözlenir.)

Clostridium tetani bakterisinin inkübasyon süresi ortalama 8 gün olarak belirlenmiştir. Bu süre 3-21 gün arasında değişebilir.

Kasılma genellikle çene ve boyunda veya tüm bedende ortaya çıkabilir. Tetanoz aşılama vasıtasıyla önlenebilir. Fakat aşılama yapılmadığında ölümle sonuçlanabilecek ciddi bir hastalıktır.

Tetanoz Türleri Nelerdir?

Tetanozun sınıflandırıldığı ana türler arasında genelize ve lokalize tetanoz, neonatal tetanoz ve ksenobiyotik tetanoz bulunmaktadır.

  • Jeneralize (yaygınlaşmış) tetanoz: En sık gözlenen formdur ve hipertansiyon, taşikardi, terleme, çene kilitlenmesi gibi semptomlarla birlikte gözlenir.
  • Neonatal tetanoz: Yenidoğanlarda, özellikle göbek bağına steril olmayan uygulamalar yapılan kültürlerde, gözlenir. Yenidoğanlarda sinir hücreleri daha kısa olduğu için hastalığın inkübasyon süresi daha kısadır.
  • Sefalik tetanoz: Özellikle kafa travmalarından sonra gözlenen cinsidir. Kraniyal sinirleri tutabilir.
  • Lokal tetanoz: En az gözlenen tetanoz formudur. Sadece tek kas grubunda gözlenebilir. Daha sonra jeneralize tipe ilerleyebilir.

Tetanoz Nasıl Bulaşır?

Halk arasında tetanozun  sadece topraktan ve paslı demirden bulaştığı zannedilse de Clostridium tetani denen bir bakterinin insana bulaşma yolları genel olarak aşağıdaki gibidir;

  1. Kirli yaralanmalar (Tozlu – topraklı) genellikle kazalar, ateşli silah vs. ile meydana gelir
  2. Hayvan ısırıkları
  3. Vücudun geneline yayılmış yanıklar (donma/soğuk yanığı)
  4. Vücut bütünlüğünü bozan parçalı kırıklar, cerrahi yaralar
  5. Tetanoz bakterisi ille enfekte olmuş hayvan, haşare ısırığı
  6. Vücudun çeşitli yerlerine temas edip cildin bütünlüğünü bozan yabancı cisim batığı, yaralamaları
  7. Damardan madde kullanımı, dövme, piercing
  8. Enfeksiyon kapmış göbek kordonu
  9. İyileşmeyen yada bakımı kötü olan yaralar
  10. Ağız içinde meydana gelen özellikle diş enfeksiyonları

Yaralanmadan sonra veya diğer risk faktörleri ile karşı karşıya kalındıktan sonra tetanoz aşısı 72 saat içinde yaptırılmalıdır.

Tetanozun Belirtileri Nelerdir?

Tetanozun belirtileri arasında çiğneme kaslarında sertlik, boyun ve çene kaslarında kasılmalar, yutma güçlüğü ve genel kas spazmları bulunmaktadır.

  • Çene kaslarında sertlik ve sık kasılmalar hastaların ağzını açıp kapamada zorlanmasına ve yutmada zorluk yaşamasına neden olabilir.
  • Yutma güçlüğü yaşayan hastalar katı besinler alırken boğulma hissi yaşayabilir.
  • Boyun, ense, sırt kaslarında katılaşma-sertlik hissedilebilir.
  • Hastalar kas ağrılarından ve kasılmalarından şikayet eder. Bu ağrılar hareketi kısıtlar.
  • Kasılmalar esnasında hastalar istemsiz hareketler sergileyebilir.
  • Vücut sıcaklığında artışla ateş yükselebilir.
  • Hastalar aşırı terleme yaşayabilirler.
  • Tetanoz toksininin sinir sistemi tutulumu ile hastalarda huzursuzluk, irritabilite, endişe ve anksiyete gibi negatif psikolojik belirtiler gözlenebilir.

Tetanoz Tanısı Konulur?

Tanısal laboratuvar testleri yoktur. Hekim tarafından yapılan fiziki muayenede kaslardaki sertlik, spazm durumu ve ağrı değerlendirilir. Kişinin aşı olup olmadığı yakın zamanlı yaralanmaları sorgulanır. Takip edilmesi gerekir.

Tetanoz Aşısı Nedir? Tetanos Aşı

Tetanoz bakterisinin zararlı toksininin inaktive edilmiş halini içerir. Toksinlerin inaktif formuna toksoid denilir. Diğer bir deyişle tetanoz aşısı, tetanoz toksoidi içerir.

Yetişkinlerde Tetanoz Aşısı Nasıl Yapılır?

Daha önce aşılanıp aşılanmadığı bilinmeyen yetişkinlerde tetanoz aşılaması ise Td (erişkin tip difteri-tetanoz) aşısı şeklinde uygulanmaktadır. Aşı olmamış bireylerde aşılama şeması zamanlara bölünmüş 4 doz şeklindedir. Doz – koruyuculuğu olmadığı kabul edilir.

  1. Doz – koruyuculuğu olmadığı kabul edilir.
  2. Doz – ilk dozdan 1 ay sonra yapılır. 1-3 yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  3. Doz – 2. Dozdan 6 (Altı) ay sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  4. Doz – 3. Dozdan 10 (On) Yıl sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  5. Doz – 4. Dozdan 10 (On) Yıl sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir. Devamında 10 (On) yılda bir tekrarlanır.

Hamilelikte Tetanoz Aşısı

Hamileliğin herhangi bir aşamasında her dönemde yapılabilir fakat genel tercih 3.ayın bitiminden sonradır. Eğer anne adayının tetanoz aşıları aşı takvimine uygun olarak tam yapılmış ise ve son aşılanmanın üzerinden 10 yıldan az süre geçmişse gebelik sırasında tetanoz aşısı yapılması zaruri değildir.

Çocukluk Çağında Tetanoz Aşısı Nasıl Yapılır?

Tetanoz aşısı 6’lı kür şeklinde yıllara yayılarak yapılır.  İlk önce karma aşı olarak (DaBT-İPA-Hib) beşli şekilde 2,4,6. aylarda ve 18. ayda yapılmaktadır. Daha sonra aşı takviminde  48. ay ile 72. ay arasında (4-6 yaş arası) dörtlü karma aşı (DaBT-İPA) şeklinde bulunan bir devam dozu uygulanmaktadır. 13. yaşta da erişkin tip difteri-tetanoz (Td) aşısı olarak ayrı bir pekiştirme dozu uygulamada yer almaktadır.

Hamilelikte Tetanoz Aşısı Nasıl Uygulanır?

Daha önce hiç aşılanmamış veya son aşısının üzerinden 10 yılı aşkın zaman geçen hamilelerin gebelik döneminde en az iki doz tetanoz aşısı olmaları gerekmektedir. Gebelikte 1 ay arayla toplam 2 doz aşılama yapılır. Çoğunlukla 5 ve 6. aylar tercih edilmektedir. 2. doz doğum gerçekleşmeden 2 hafta önce mutlaka tamamlanmış olmalıdır. Eğer tamamlanamamış ise anne ve bebeğin tetanoz açısından risk altında olduğu bilinmeli doğum esnasında enfeksiyon riskine karşı ekstra hassas bir yaklaşımla temiz doğum şartları sağlanmalıdır. 2’li aşılamada son aşının yapılışından 6 ay sonra anne 1 doz daha aşılanır. Bu aşılama sürecinden sonra 1’er yıl arayla 1’er doz daha aşılama yapılarak toplam 5 doza tamamlanır.

Hamilelikte Tetanoz Aşısının Yan Etkileri Nelerdir?

Hamilelik esnasında anne adayı kirli bir metal ile kesilme veya diğer tetanoz bulaşma risklerinden biriyle karşı karşıya kalmış ise aşı ile beraber tetanoz immunglobulin uygulaması da tercih edilebilir.

Hamilelikte yapılan tetanoz aşısının yan etkileri normal zamanda yapılmış olan aşıların yan etkilerine benzerlik gösterir. Sadece anne adayının daha hassas olmasından kaynaklı yan etkiler normalden biraz daha yoğun gözlemlenebilir.

Tetanoz Aşısı Yan Etkileri

Tetanoz aşısı uygulandıktan sonra genellikle ciddi belirtiler gözlemlenmez.

Nadiren;

  • Hafif ateş
  • Eklem ve kas ağrıları
  • Bulantı
  • Yorgunluk
  • Genel hastalık hissiyatı, halsizlik hali
  • Enjeksiyon yerinde hassasiyet (kızarıklık, şişlik ya da kaşıntı)
  • Nadiren abartılı lokal deri reaksiyonları Bu reaksiyonlar genellikle omuzdan el bileğine dek yayılan ağrılı bir şişme şeklindedir.

Genellikle aşı yapıldıktan 2- 8 saat sonra başlar ve sıklıkla yetişkin insanlarda rastlanır.

Tetanoz Tedavisi

Tetanozun direkt bir tedavisi yoktur. Tetanoz olduğundan şüphelenilen. kişi en kısa zamanda sağlık kuruluşuna (Hastane vb gib) yatırılır. Hasta dış çevreden mümkün olduğunca izole şekilde sessiz ve karanlık bir odada izole edilir. Hastanın odası ses, ışık, hava akımı gibi hastanın kasılmalarını ve huzursuzluğunu tetikleyecek unsurların olmaması sağlanır. Solunum sıkıntısı oluşabileceği için hava yolu ve damar yolu desteği sağlanır. Ağızdan beslenme sonlandırılır damar yolu ile beslenir. Tetanoz kaynaklı kasılmaların (spazmların) vereceği zararı önlemek için hasta sedatize edilir.(yatıştırıcı – sakinleştirici verilir)

Tetanoz Tedavisinde İlaç 

Tetanoz tedavisi hastane şartlarında yapılır. Tetanoz bağışıklık globulin gibi tetanoz toksinine karşı antitoksin verilebilir. Antitoksin henüz sinir uçlarına bağlanmamış serbest toksinleri etkisiz hale getireceği için artık semptomlara sebep olan sinir dokusuna ulaşmış toksinlere etki edemez. Ayrıca tetanoz etkeni bakterilerle savaşmak ve üremelerini yavaşlatmak için oral veya enjeksiyon vasıtasıyla antibiyotik verilebilir. Bununla beraber tetanoz tanısı almış  bütün bireylere, durum teşhis edilir edilmez tetanoz aşısı ivedilikle yapılır.

T. C. Sağlık Bakanlığı Yetişkin Aşılama Bilgilendirme https://asi.saglik.gov.tr/asi/asi-kimlere-yapilir/liste/30-yeti%C5%9Fkin-a%C5%9F%C4%B1lama.html

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Tetanoz Aşılama Bilgilendirme https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/tetanus#:~:text=To%20be%20protected%20throughout%20life,3%20booster%20doses)%20of%20TTCV.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla