⭐️⭐️ Öksürük sırasında yaklaşık 800 km/saat( uçak hızı) hıza ulaşabilen kısa süreli hava akımı oluşur.
⭐️⭐️ Tırnaklar yaz aylarında kış aylarına göre daha hızlı uzar.
⭐️⭐️ Gülümsemek 17 kaş çatmak 43 kasımızı çalıştırıyor. Yani gülümsemek daha kolay!
⭐️⭐️ El sıkışmak öpüşmekten daha çok mikrop bulaştırır.
⭐️⭐️ İnsan vücudundaki damarların toplam uzunluğu yaklaşık 100.000 km’dir. Yani damarlarımız Dünya’nın etrafını 2.5 kere dolaşabilir.
⭐️⭐️ Çenenizin tek yanındaki çiğneme kaslarının toplam gücü, 195 kilograma denktir.
⭐️⭐️ Burnumuz ortalama 50 bin farklı kokuyu ayırt edebilir.
⭐️⭐️ Ortalama bir insan bedeninde, 7 adet sabun üretebilecek kadar yağ ve 50 litrelik bir varili doldurabilecek kadar su bulunur.
⭐️⭐️ Her saniye 25 milyon hücre üretiriz.
⭐️⭐️ Siz bu cümlenin sonuna geldiğinizde, vücudunuzda 50.000 hücre ölmüş ve yenileri ile değişmiş olacak.
⭐️⭐️ Tipik bir insan akciğer çifti yaklaşık 480 milyon alveol içerir. Bu, 50 ila 75 metrekare yüzey alanı demektir.
⭐️⭐️ Vücut ağırlığınızın yüzde 1’ine denk gelecek miktarda su kaybettiğinizde, susuzluk hissi oluşmaya başlar. Yüzde 5’ten fazla kayıp bayılmaya, yüzde 10’dan fazla kayıp ise susuzluktan ölmeye sebep olur.
⭐️⭐️ Midemizdeki asit oranı, neredeyse bir metali eritecek güçtedir.
⭐️⭐️ Vücudumuzdaki bakteri sayısının vücut hücresi sayımızın yaklaşık 10 katıdır.
⭐️⭐️ Normal bir insan vücudunda 5000-6000 mL(5-6 lt) kan bulunmaktadır. Ortalama vücut ağırlığının %8’ini oluşturur.
⭐️⭐️ Ortalama bir insan bedeninde, 900 adet kalem yapacak kadar karbon vardır.
⭐️⭐️ Her gün ortalama 60 ila 100 saç teli kaybederiz.
⭐️⭐️ Ortalama bir yetişkin vücudunda, bir şempanzeyle aynı miktarda tüy (ya da kıl veya saç) bulunur. Aradaki fark, insan tüylerinin şempanzelerinkinden çok daha ince olmasıdır.
⭐️⭐️ Vücudumuzda inflamasyonu ve hastalıkları önlemeye yarayan trilyonlarca bakteri yaşar. Yalnızca göbek deliğimizde en az 67 tür bakteri vardır.
⭐️⭐️ Ortalama bir insan bedeninde, oyuncak bir topu ateşleyebilecek kadar potasyum vardır.
⭐️⭐️ Başımızın ortalama ağırlığı 5,4 kg dır.
⭐️⭐️ Konuşurken daha çok, okurken daha az göz kırpar, o yüzden okurken daha çok yoruluruz. İnsan bedeni bir mucizedir, ona çok iyi bakalım.
⭐️⭐️ Vücudun kan kaynağı olmayan tek bölümü, gözdeki korneadır. Oksijeni doğrudan havadan alır.
⭐️⭐️ Ortalama bir insan bedeninde, bir köpeğin üzerindeki tüm pireleri öldürecek kadar sülfür vardır.
İ⭐️⭐️ İnsan bedenindeki bakterilerin yalnızca yüzde 1’i hastalığa sebep olabilir.
Dr Mustafa KEBAT
Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü
Sınırlı Sorumluluk Beyanı: Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Çalışanımızın vücuduna solunum yolu ile bir virüs aldığında veya işyerinde boğaz enfeksiyonu olan bir arkadaşının öksürüğünden damlacık yolu ile streptokok bakterisi girdiğinde ilk karşılayan Dentrikhücrelerdir. Bunlar Makrofaj hücrelerdir.
Çalışanımızın bağışıklık sistemi yeterli olduğu taktirde vücuduna giren bu bakteri veya virüsü dentrik hücreler (Makrofajlar) bunu fagosite ederek (yani balon gibi içine alarak) kan dolaşımına girmelerini engellerler. Dentrik hücreler (Makrofajlar) içine aldıkları virüs veya bakteri ile birlikte lenf kanalına girerler.
EK BİLGİ: Çalışanımızın vücudunda her insanda olduğu gibi iki dolaşım sistemi vardır. Kanı taşıyan dolaşım sistemi (Atar damarlar ve Toplar damarlar), lenf sıvısını (atık maddelerimizi) taşıyan lenfatik sistemdir.
Dentrik hücreler (Makrofajlar) içinde lenf kanalına giren virüs ve bakteri lenf düğümüne (nodu) getirilir ve CD4 ‘e sunulur. burada TH1, TH2 ve TH17 vs ile stokinler salgılanır… Bu sürece İmmünite(Bağışıklık)
CD4 hücreleri, bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynayan beyaz kan hücreleridir. CD4 hücre sayınız, vücudunuzun patojenlere, enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı doğal savunma sistemi olan bağışıklık sisteminizin sağlığı hakkında size bir gösterge verir.
CD4 hücrelerine bazen T hücreleri, T lenfositleri veya yardımcı hücreler de denir.
Özetle olması gereken IgA güçlü tutulmalı, bağışıklık güçlü tutulmalı, Ajan/Patojen/Vücuda Zararlı Madde kana girmeden yok edilmeli. Aksi halde savaş vücudun içine taşar. Bilin ki savaş alanında iyi kötü her şey az veya çok zarar görür.
Çeşitli sebeplerle dentrik hücreler yetersiz kalır. Bu durumda kanda histamin (doğal bir aminoasit olarak bilinen histidinden türeyen, bağışıklık sistemi tarafından bazı beyaz kan hücrelerinden salınan bir madde) salınır.
Histamin, damar duvarını oluşturan endotel hücrelerinin (tuğla duvar benzeri bir görünün hayal edin) arasını açar.
Endotel hücreleri damarın içinden dışına geçişleri / kaçışları önleyecek sıkılıkta iken histamin vasıtası ile oluşan aralıklardan damar dışına sıvılar ve protein parçaları sızar. Bütün bunlarla beraber bir bağışıklık hücresi Nötrofil de damar dışına çıkar.
Nötrofil, dentrik hücrelerin gücünün yetmediği bakteriyi yok etmek için savaşır.
İnflamasyonun Tipik Bulguları
Yanma – Isınma (Calor)
Kızarıklık (Rubor)
Şişlik (Tümor)
Ağrı (Dolor)……………Oluşur.
Vücudumuz ilk başta Dentrik hücreler ile (Ajan/Patojen/Vücuda Zararlı Madde) fagosite edip lenf kanalına yollayabilseydi herhangi bir sorun olmayacaktı.
Lakin inflamasyon vücudumuz için korunma mekanizması olsa da süreç içinde vücuda zararlı sonuçlar meydana getirir.
Çünkü;
Nötrofil ile oluşan Akut İnflamasyon, adı üzerinde akut bir durumdur. Yani sürelidir, Birkaç günden birkaç haftaya sürse de sonlanır.
Asıl sorun Kronik İnflamasyondur.
Dendrik hücrelerimiz yeterli olmayınca histamin salınmış ve Nötrofiller devreye girmişti.
Peki ya Nötrofiller de etkisi – yetersiz kalırsa..???
Mucize gibi lakin onun da yedek planı var. Bu kez damar dışına monositler çıkmaya başlar. Monositler damar dışına çıktığı zaman makrofaj halini alıp bakteriyi fagosite eder (içine alıp parçalar), o da yetmezse B Lenfositler devreye girer. İşte bu durum kronik İnflamasyon’ dur.
Biyolojik etkenlerden Virüsler, Mantarlar, Bakteriler karşı savaş verdiğimizde akut veya kronik inflamasyon oluşur. Lakin vücudumuzun tek düşman grubu biyolojik etkenler değil maalesef.
İnlamasyona sebep olan pek çok sebep var. Savaşçı hücrelerimiz gücü yettiğince bunların hepsinin peşine düşer. Öldürdüğü veya yakaladığı her yerde inflamasyon oluşur.
Yediğimiz, içtiğimiz besinlerden gelen Pestisitler başta olmak üzere tarım ilaçları
Aşırı geçirgen bağırsaklardan geçen toksinler, bakteri parçaları, ağır metaller
Serbest oksijen radikalleri
Bir inflamasyon çeşidi de otoimmün durumdur. Vücuttaki antikor kendi dokusunu yabancı görüp saldırır.
Hasimato / Hipotiroidi
Tip-1 diyabet
Ankilozan spondolit
Graves
Ülseratif kolit
Crohn
Vitiligo
Lupus
MS
Romatoid artrit………..Gibi bir çok hastalıkta kronik inflamasyon var.
Histamin, damar içerisinde daima bir miktar bulunur. Gerekli yerlerde yoğunnlaşarak damarın duvarını aralar ve sıvılarla birlikte, Nötrofil, monosit vs dışarıya çıkar.
Maaleesef bazı insanlarda histamin gereğinden fazla bulunuyor her şeye endotel duvarlarını açar. Bu durumlarda bağışıklık sistemi çikolataya, fındığa, çimen polenine, ev tozuna, yumurtaya, çiçeğe, çileğe vb gibi aklınıza gelen bir çok farklı maddeye tepki veriyor. Vücut bu maddeleri yabancı görüyor.
Çalışanlarımız / insanlar da leblebi – şeker gibi antihistaminik ilaç kullanıyor. Bu ilaçlar damar içindeki histaminin bağlandığı reseptörü bloke ederek ve histamin bağlanmasını engelliyor, damar duvarı da açılmıyor.
Hiç kimsenin aklına gelmiyor mu?
İlaç yolu ile histamin’in bağlanmasını ilacın etki süresi boyunca bloke ettik de histamin halâ damarda ve yüksek miktarda kanda duruyor.
Leblebi gibi yuttuğunuz antihistaminik ilaçlarla (haplarla) sadece histamin’in bağlanmasını engelleyebilirsiniz. Normalde kanımızdaki histamini parçalayan DAO (Diamin oksidaz) isimli bir enzim var. Bazı insanlarda bu enzim eksik üretilir ve histamin yıkılamaz.
DAO (Diamin oksidaz) enzimini tablet olarak alabiliriz ya da bazı yöntemlerle DAO (Diamin oksidaz) enzimini artırabiliriz.
Monositler ve B lenfositler devreye girer kronik inflamasyon oluşur.
Sorun şu ki…
B Lenfositler krizi çözmek için dahil olduklarında özellikle enfeksiyon hastalıklarında ve antikoksidan eksikliğinde endotel hücrelerini (damar duvarı) parçalamaya başlar.
Kronik inflamasyon sebebiyle endotel hücrelerinde meydana gelen ve gelebilecek hasarı önlemek için Hesperidin gereklidir.
İnflamasyonun bir çok otoimmun hastalıkla da bağlantısı mevcut.
Gluten intoleransı, Histamin intoleransı, Laktoz intoleransı ve benzeri sorunları olanlarda %99 orannda başka hastalık da bulunur. Bu sebeple önce o hastalığı o hastalıkla beraber değerlendirmek gerekir.
Gece yatağa her tok yatışınız size geçirgen bağırsak olarak geri dönecektir. Mutlaka akşam yemeğini oldukça erken yiyip sofradan doymadan kalkmalısınız. Gece aç uyumak gerekli. (Tok uyumak bir çok hastalığı tetikler)
Hesperidin kullanımı endotel hasarları önler ve endoteli güçlendirir.
Antioksidan yetersizliği toksin miktarını arttırıp inflamasyona neden olur. Glutatyon, Resveratrol gibi Antioksidanlar kullanmak gerekir.
Sınırlı Sorumluluk Beyanı: Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için