Ah Bu Karın Yağlarımız

Bir türlü küçülmeyen göbeğiniz canınızı mı sıkıyor?

Karın ve kalça bölgeniz bir türlü küçülmüyor mu?

Yada karın kaslarınızın görünmesini mi istiyorsunuz?

Aslında ne yapmanız gerektiğini muhtemelen biliyorsunuz..!! Lakin zor geliyor değil mi?

Motivasyonunuz eksik, belkide desteğiniz yetersiz…

Birlikte bir tekrar edelim ne yapmalı ne etmeli…

Belki bu sefer başarırsınız!

Karın Yağı Hangi Sağlık Sorunlarına Neden Olur?

– Aşırı göbek yağı, kalp krizi ve felç gibi kardiyovasküler sorunların daha yüksek riskiyle bağlantılıdır

– İnsülin direncine yol açarak tip 2 diyabet riskini artırabilir.

– Göbek yağları kortizol ve insülin gibi hormonların değişmesine neden olarak vücudun dengesini bozabilir.

– Karın bölgesindeki aşırı yağlanma, çoğu zaman düşük seviyeli kronik iltihaplanmaya yol açar ve bu durum çeşitli sağlık sorunlarını tetikleyebilir.

– Göbek yağının fazla olması, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı riskinin artmasıyla ilişkilidir ve bu da karaciğer hasarına yol açabilir.

– Karın çevresinde aşırı kilo taşımak eklemleri zorlayabilir, bu da rahatsızlığa ve ağrıya yol açabilir

– Göbek yağı diyaframı sıkıştırarak akciğer kapasitesini azaltır ve verimli nefes almayı zorlaştırır.

Karın Yağları Nasıl Azaltılır

Egzersiz Yapmalısınız

Yağ yakmak söz konusu olduğunda en başa her zaman olduğu gibi fiziksel aktiviteyi – egzersizi koyuyoruz.

Yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklete binme gibi aerobik egzersizler göbek yağlarını azaltmaya yardımcı olabilir.

En iyi sonuçlar için haftada beş gün, en az 30 dakika orta şiddette egzersiz yapmalısınız.

Yüksek Yoğunluklu Aralıklı Antrenman, kısa sürede çok fazla kalori yaktığı için özellikle etkili olabilir.

Ağırlık kaldırmak veya vücut ağırlığınızı kullanmak (şınav, squat, lunge) sadece yağ yakmanıza değil aynı zamanda kas kütlenizi arttırmanıza da yardımcı olur.

Beslenme Dengenizi Kurmalısınız

İşlenmiş gıdaları, şekerli içecekleri ve karbonhidratları tamamen kesmelisiniz.

Tatlı olmayan meyveler (glisemik endeksi düşük olan meyveler), sebzeler, yağsız proteinler (Et, tavuk, balık, yumurta, yoğurt vb gibi ) ve sağlıklı yağlar (Tereyağ, kuyruk yağı, iç yağı, zeytinyağı) gibi besin değeri yoğun, bütün yiyeceklere odaklanın.

Yulaf, esmer pirinç ve sebzeler gibi lif açısından zengin yiyecekler yemeye çalışın, çünkü bunlar sizi daha uzun süre tok tutmaya yardımcı olur.

En doğru tercih ketojenik beslenmeyi, 16 saat açlık (günde iki öğün yemek ve asla ara öğün – atıştırmalık olmadan) düzeni ile yapmanızdır.

Göbek yağlarınızı eritmeye çalışırken protein sizin dostunuzdur.

Sadece kasların oluşumuna ve onarımına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda daha uzun süre tok kalmanızı sağlar ve açlık isteğinizi azaltmaya yardımcı olur.

Stresinizi Azaltmalısınız

Stres, vücudunuzun özellikle göbek bölgesinde yağ depolanmasına yol açan bir hormon olan kortizol üretmesine neden olabilir.

Kronik stres kilo vermeyi zorlaştırır, bu nedenle rahatlamanın yollarını bulmanız çok önemlidir.

Stres seviyenizi düşürmek için farkındalığınızı artırın, meditasyon yapın veya keyif aldığınız aktivitelere katılın.Stresinizi azaltın.

Stres, vücudunuzun özellikle göbek bölgesinde yağ depolanmasına yol açan bir hormon olan kortizol üretmesine neden olabilir.

Kaliteli Uyku Uyumalısınız

Göbek yağlarını eritmek söz konusu olduğunda yeterli uyku almak çok önemlidir.

Kötü uyku hormonlarınızı bozabilir, iştahınızı artırabilir ve vücudunuzun yağ yakmasını zorlaştırabilir.

Her gece 7-8 saat kaliteli (kesintisiz, sessiz ve tam karanlık bir ortamda) uyku uyumayı hedefleyin.

Vücudunuzun iyileşmesi ve daha iyi çalışması için dinlenmeye öncelik verin.

Sıvı Dengeniz İçin Yeterli Su Tüketin

Bol sıvı tüketmek metabolizmanızı hızlandırarak kalori yakmanızı kolaylaştırır. Sindirime yardımcı olur, sizi tok tutar ve aşırı yemeyi önlemeye yardımcı olur.

Gününüze bir bardak su ile başlayın ve gün içerisinde idrarının şeffaf veya açık sarı idrar çıkaracak kadar su içmeisiniz.

Dirayetli ve Sabırlı Olun

Göbek yağlarını yakmada en önemli husus istikrardır.

Kısa zamanda sonuç elde edemeyeceksiniz, lakin düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve olumlu yaşam tarzı değişiklikleriyle yavaş yavaş yağlarınız azalacak. Unutmayın en dirençli yağların olduğu bölge için mücadele ediyorsunuz.

Yağlarınızı yavaş yavaş kaybederken sürdürülebilir bir yaşam tarzına da alışmalısınız. Çünkü hedefiniz sadece göbek yağını eritmek olmamalı. Göbek yağını eritecek, sonrasında ideal ve sağlıklı görümü koruyabileceğiniz yeni yaşam tarzını benimsemek olmalıdır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Akut ve Kronik Egzersizin Karın Yağ Lipolizi Üzerindeki Etkisi: Bir Güncelleme https://www.frontiersin.org/journals/physiology/articles/10.3389/fphys.2020.575363/full

⭐️⭐️ Göbek Yağı Kansere Neden Olabilir Mi? https://www.center4research.org/can-belly-fat-cause-cancer/

⭐️⭐️ Erkekler Neden Karın Bölgesinde Visseral Yağ Biriktirir? https://www.frontiersin.org/journals/physiology/articles/10.3389/fphys.2019.01486/full

⭐️⭐️ Karın obezitesi ve metabolik sendrom: Egzersiz bir ilaç mıdır? https://bmcsportsscimedrehabil.biomedcentral.com/articles/10.1186/s13102-018-0097-1

⭐️⭐️ Karın Germe https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK431058/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Balık İşleme Sektöründe Mesleki Sağlık Riskleri

Balık İşlemede – Mesleki Fiziksel Riskler

Balık işleme – temizleme işinde çalışanlar, tekrarlayan kas – eklem hareketleri nedeniyle kas-iskelet sistemi hastalıkları riskine maruz kalırlar. Özellikle uzun süreli ve sürekli olarak aynı hareketleri yapma, bilek, el, omuz ve sırt bölgelerinde ağrı, inflamasyon (iltihaplanma) ve tendinit (tendon iltihabı) gibi sorunlara neden olabilir.

Bu tür kas-iskelet sistemi hastalıkları, öncellikle çalışanların iş gücünü düşürür. Uzun vadede ise işten ayrılmalarına yol açabilir. Özellikle eleman bulmakta zorluk yaşayan bu sektör için ciddi bir sorundur.

Balık işleme tesislerinin genelinde soğuk ortamda çalışma zorunluluğu vardır.

Soğuk, vücut ısısının düşmesine, kan damarlarının daralmasına ve kasların gerginleşmesine neden olabilir. Bu durum, özellikle dolaşım sorunları olan kişilerde el ve ayaklarda uyuşma, donma ve Raynaud sendromu gibi rahatsızlıklara yol açabilir.

Ayakta sabit – durarak çalışma özellikle yatkınlığı olan çalışanların bacaklarında varis – venöz yetmezik gelişimine yol açar.

Uzun süreli soğukta çalışmanın etkisiyle, çalışanlar daha kolay hastalanabilir ve bağışıklık sistemleri zayıflayabilir.

Ergonomik olmayan çalışma koşulları da balık temizleyicilerin sağlığını olumsuz etkiler. Çalışanların boylarına uygun ergonomik koşullar oluşturulmadığında, yüksek veya alçak tezgahlarda eğilerek veya kambur durarak çalışma, bel ve sırt ağrılarına neden olabilir.

Yetersiz aydınlatma ve uygun olmayan ekipman kullanımı iş kazası riskini artırırken, kötü – yetersiz havalandırma çalışanların genel sağlık durumunu olumsuz etkiler.

  • Tekrarlayan hareketlerin neden olduğu kas-iskelet sistemi hastalıkları
  • Soğuk ortamda çalışmanın dolaşım ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri
  • Ergonomik olmayan koşulların yol açtığı kas-iskelet sistemi sorunları

Kimyasal ve Biyolojik Tehlikeler

Balık işleme sürecinde kullanılan kimyasallar, çalışanların sağlığı için önemli bir risk oluşturur. Balıkların temizlenmesi ve korunması amacıyla kullanılan dezenfektanlar, temizlik maddeleri ve koruyucu kimyasallar, cilt tahrişine, alerjik reaksiyonlara ve solunum yolu problemlerine yol açabilir. Özellikle formaldehit gibi bazı kimyasalların uzun süreli maruziyeti, kanser riskini artırabilir.

Balıklar, çeşitli mikroorganizmalar ve parazitler için taşıyıcı olabilir. Balık temizleyiciler, bu mikroorganizmalarla doğrudan temas halinde olduklarından, enfeksiyon riskiyle karşı karşıyadır. Özellikle Listeria, Salmonella ve Vibrio gibi bakteriler, gıda zehirlenmelerine ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Ayrıca, parazitler de balık yoluyla insanlara bulaşarak sindirim sistemi rahatsızlıklarına ve diğer enfeksiyonlara yol açabilir.

Gıda kaynaklı enfeksiyon ve kontaminasyon tehlikeleri, balık işleme sektöründe çalışanların dikkat etmesi gereken önemli bir konudur.

Hijyenik olmayan koşullarda balıkların işlenmesi, çapraz kontaminasyona neden olabilir. Bu durum, hem çalışanların hem de tüketicilerin sağlığını tehlikeye atar. Özellikle çiğ veya az pişmiş balık tüketimi, enfeksiyon riskini önemli ölçüde artırır.

  1. Balık işleme kimyasallarının cilt, solunum yolu ve kanser üzerindeki etkileri
  2. Mikroorganizmalar ve parazitlerin yol açtığı enfeksiyonlar
  3. Gıda kaynaklı kontaminasyonun sağlık üzerindeki sonuçları

Hijyen ve Kişisel Koruyucu Ekipman

Balık işleme sektöründe çalışanların sağlığını korumak için standart koruyucu ekipman gerekliliklerine uyulması büyük önem taşır. Bu ekipmanlar, çalışanları kimyasal, biyolojik ve fiziksel tehlikelerden korur. Su geçirmez eldivenler, önlükler, maskeler ve gözlükler, çalışanların ciltlerini, solunum yollarını ve gözlerini koruyarak enfeksiyon ve tahriş riskini azaltır.

El hijyeni, enfeksiyonların önlenmesinde kritik bir rol oynar. Balık temizleyiciler, yeterli sıklıkta ellerini yıkamalı ve dezenfekte etmelidir. Özellikle tuvaletten sonra, yemek yemeden önce ve balıklarla temas ettikten sonra el hijyenine özen göstermek, enfeksiyon riskini önemli ölçüde azaltır. El yıkama protokollerinin uygulanması ve düzenli denetlenmesi, hijyen standartlarının sağlanmasına yardımcı olur.

Kişisel koruyucu donanımın (KKD) doğru kullanımı ve düzenli bakımı, etkinliğini artırır. Eldivenlerin delinmesi veya yırtılması durumunda hemen değiştirilmesi, maskelerin doğru şekilde takılması ve solunum yollarını tam olarak kapatması, gözlüklerin yüzü tam olarak sarması ve görüşü engellememesi önemlidir. Ayrıca, Kişisel koruyucu donanımın (KKD)’nin düzenli olarak temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi, hijyenin korunmasına yardımcı olur.

“Hijyen, sadece bir gereklilik değil, aynı zamanda çalışanların sağlığını ve iş verimliliğini koruyan bir yatırımdır.”

Ergonomik Risk Faktörleri

Balık temizleme işi genellikle uzun süreli ayakta çalışmayı gerektirir. Bu durum, bacaklarda şişlik, varis, bel ağrısı ve yorgunluk gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. Uzun süre ayakta kalmak, dolaşım sistemini zorlayarak kanın bacaklarda birikmesine yol açar. Bu nedenle, çalışanların düzenli olarak mola vermesi, oturarak dinlenmesi ve bacaklarını yükseltmesi önemlidir.

Tekrarlayan hareketlerden kaynaklanan rahatsızlıklar, balık temizleyicilerde sıkça görülen bir sorundur. Sürekli olarak aynı hareketleri yapma, tendonların iltihaplanmasına, sinir sıkışmalarına ve kas spazmlarına neden olabilir. Bu tür rahatsızlıklar, iş verimliliğini düşürür ve çalışanların yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Ergonomik olmayan aletlerin kullanımı da bu sorunları daha da artırabilir.

İş istasyonlarının ergonomik olarak düzenlenmesi, çalışanların sağlığını korumak için hayati öneme sahiptir. Tezgah yüksekliğinin ayarlanabilir olması, çalışanların eğilmeden veya kambur durmadan çalışmasına olanak tanır. Ayrıca, aletlerin kolayca erişilebilir olması, tekrarlayan hareketlerin azaltılmasına yardımcı olur. Yeterli aydınlatma ve uygun havalandırma da iş istasyonlarının ergonomik düzenlenmesinin önemli bir parçasıdır.

Risk FaktörüSağlık EtkisiÖnleme Yöntemi
Uzun Süreli Ayakta ÇalışmaBacaklarda Şişlik, Bel AğrısıDüzenli Molalar, Oturarak Dinlenme
Tekrarlayan HareketlerTendon İltihabı, Sinir SıkışmasıErgonomik Aletler, Hareket Çeşitliliği
Ergonomik Olmayan İş İstasyonlarıKas Gerginliği, YorgunlukAyarlanabilir Tezgahlar, Uygun Aydınlatma

Yasal Düzenlemeler ve İş Güvenliği

Balık işleme sektörü, genel yasal sağlık standartları, çalışanların sağlığını korumak ve iş güvenliğini sağlamak amacıyla belirlenmiş İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve yönetmelikleri, İş Kanunu vee yönetmelikleri hükümlerine uymakla yükümlüdür.

Bu kanun ve yönetmelikler, işverenlerin ve çalışanların uyması gereken temel kuralları içerir. İşverenler, işyerinde hijyenik koşulları sağlamak, uygun ekipmanları temin etmek ve çalışanlara gerekli eğitimleri vermekle – verilmesini sağlamakla yükümlüdür.

İşveren ve çalışan sorumlulukları, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının etkin bir şekilde yürütülmesini sağlar.

İşverenler, risk değerlendirmesi yaparak tehlikeleri belirlemeli ve önleyici tedbirler almalıdır.

Çalışanlar ise, iş güvenliği kurallarına uymak, koruyucu ekipmanları kullanmak ve sağlık sorunlarını bildirmekle sorumludur.

Ortak sorumluluk anlayışı, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesine katkı sağlar.

Meslek hastalıklarının tespiti ve bildirimi, sağlık kayıtlarının tutulması ve ilgili mercilere raporlanması, yasal bir zorunluluktur.

Meslek hastalıkları, işyerindeki koşullardan kaynaklanan ve çalışanların sağlığını olumsuz etkileyen rahatsızlıklardır. Bu hastalıkların erken teşhisi ve tedavisi, çalışanların yaşam kalitesini artırır ve iş gücü kaybını azaltır.

İşverenler, meslek hastalığı şüphesi olan çalışanları derhal sağlık kuruluşlarına yönlendirmelidir.

  • İşverenlerin yükümlülükleri: Hijyenik koşulları sağlama, ekipman temini, eğitim verme
  • Çalışanların sorumlulukları: Kurallara uyma, ekipman kullanma, sağlık sorunlarını bildirme
  • Meslek hastalıklarının tespiti ve bildiriminin yasal gereklilikleri

Sağlık Taramaları ve Koruyucu Önlemler

Periyodik sağlık muayeneleri, balık işleme sektöründe çalışanların sağlığını takip. etmek ve korumak için önemli bir araçtır.

Bu muayeneler, çalışanların genel sağlık durumunu değerlendirmek, meslek hastalıklarını erken teşhis etmek ve risk faktörlerini belirlemek amacıyla yapılır.

İşyeri hekimi muayenesi sonrası işletmede çalışan kişilerin yaptıkları işe ve tespit edillen özel sağlık durumlarına göre işyeri hekimi tarafından belirlenen, kan testleri (Hemogram, ALT, AST, BUN, Kreatin, Glukoz, HbA1c vb gibi) röntgen filmleri (Akciğer, bel vb gibi), odiyometri (işitme testleri) ve göz (Snell testi vb gibi) muayeneleri gibi çeşitli tıbbi değerlendirmeleri içerir.

Erken teşhis ve önleme stratejileri, meslek hastalıklarının ilerlemesini engellemek ve çalışanların sağlığını korumak için kullanılır.

Riskli işlerde çalışanlar, belirli aralıklarla sağlık kontrolünden geçirilir ve gerekli önlemler alınır.

Örneğin, solunum yolu rahatsızlığı olan çalışanlara maske kullanımı önerilirken, kas-iskelet sistemi sorunları olan çalışanlara ergonomik düzenlemeler yapılır.

Erken teşhis, tedaviye başlama ve hastalığın ilerlemesini önleme açısından kritik öneme sahiptir.

Sonuç ve Öneriler

Balık temizleyiciler için risk azaltma stratejileri, işyerindeki tehlikeleri en aza indirmek ve çalışanların sağlığını korumak amacıyla uygulanır. Bu stratejiler, iş süreçlerinin iyileştirilmesi, ekipmanların güncellenmesi, eğitimlerin verilmesi ve hijyen standartlarının yükseltilmesi gibi çeşitli önlemleri içerir. Risk azaltma, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesinde önemli bir rol oynar.

Sektörde sağlık ve güvenlik kültürünün geliştirilmesi, çalışanların bilinçlenmesini, işverenlerin sorumluluklarını yerine getirmesini ve tüm paydaşların işbirliği yapmasını gerektirir. Sağlık ve güvenlik kültürünün oluşturulması, eğitimler, seminerler, bilgilendirme kampanyaları ve ödül sistemleri gibi çeşitli yöntemlerle desteklenmelidir. Bu kültür, işyerindeki herkesin sağlığını ve güvenliğini ön planda tutmasını sağlar.

Gelecekteki iyileştirmeler için eylem planı, sektördeki sağlık ve güvenlik standartlarını yükseltmek amacıyla oluşturulur. Bu plan, risk değerlendirmesi sonuçlarına göre belirlenen öncelikli alanlarda iyileştirmeler yapmayı hedefler. Eylem planı, kısa, orta ve uzun vadeli hedefler içerir ve düzenli olarak güncellenir. İyileştirme çalışmaları, çalışanların katılımıyla gerçekleştirilir ve başarılar düzenli olarak değerlendirilir.

Sonuç olarak, balık işleme sektöründe çalışan balık temizleyicilerin sağlığını korumak için kapsamlı bir yaklaşım gereklidir. Bu yaklaşım, risk azaltma stratejileri, sağlık ve güvenlik kültürünün geliştirilmesi ve sürekli iyileştirme çabalarını içerir.

Bu sayede, sektördeki çalışanların yaşam kalitesi artırılabilir ve iş verimliliği yükseltilebilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Balık, balık ürünleri ve balık işleme ortamında Listeria monocytogenes ve diğer Listeria türlerinin yaygınlığı : Sistematik bir inceleme ve meta-analiz https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0048969723065397

⭐️⭐️ Balık parazitleri ve halk sağlığı açısından riskler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9501379/

⭐️⭐️ Su Ürünleri Sektöründe Karşılaşılan Meslek Hastalıkları ve Önlemleri https://www.researchgate.net/profile/Ozlem-Aydogan/publication/342567335_Su_Urunleri_Sektorunde_Karsilasilan_Is_Hastaliklari_ve_Meslek_Hastaliklari/links/5f16e9c745851515ef3bf598/Su-Ueruenleri-Sektoeruende-Karsilasilan-Is-Hastaliklari-ve-Meslek-Hastaliklari.pdf

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Vitamin B12 Hapında Siyanür Var mı?

B12 Vitamini

B12 vitamini, vücudumuz için hayati öneme sahip bir vitamindir.

DNA sentezi ve metabolizma süreçlerinde kritik bir rol oynar.

Özellikle sinir sistemi fonksiyonlarının düzgün çalışması ve kırmızı kan hücrelerinin üretimi için gereklidir.

B12 vitamini, diğer vitaminlerden farklı olarak vücutta depolanabilen tek B vitamini olma özelliğini taşır.

Bu özelliği sayesinde, eksikliği hemen fark edilmeyebilir ancak uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

B12 vitamini, temel olarak hayvansal gıdalardan alınır.

Et, süt, peynir, yumurta gibi ürünler, B12 vitamini açısından zengin kaynaklardır.

Bu nedenle, özellikle hayvansal ürünleri tüketmeyen vejetaryen ve veganların B12 vitamini alımına dikkat etmeleri gerekmektedir.

B12 vitamini eksikliğinin belirtileri arasında halsizlik, yorgunluk, unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü, el ve ayaklarda uyuşma, denge sorunları ve depresyon yer alabilir.

Bu belirtileri fark ettiğinizde, hekiminize başvurarak B12 vitamini düzeyinin ölçülmesi ve gerekli takviyelerin alınması gerekebilir.

B12 vitamini takviyeleri, siyanokobalamin, metilkobalamin, deoksiadenozilkobalamin ve hidroksikobalamin olarak sıralanabilir.

Metilkobalamin bir metil grubuna (sadece karbon ve hidrojen) sahipken siyanokobalamin bir siyanür molekülü içerir.

Normal bir B12 takviyesindeki siyanür miktarı zararlı olmak için çok az olsa da, vücudunuzun yine de bu bileşiği çıkarması ve ortadan kaldırması gerekecektir.

Siyano bileşiğinin kendisi için bir kullanımı olmadığından, aldığınız herhangi bir siyanokobalamin’i mümkün olan en kısa sürede metilkobalamine dönüştürmeye başlayacaktır – bu, insan vücudunun düzgün çalışması için ihtiyaç duyduğu metil bileşiğidir.

MetilkobalaminB12 Vitamininin en biyoyararlanımlı formudur, yani en kolay emilenidir.

Siyanokobalamin Nedir?

Siyanokobalamin, B12 vitamininin sentetik bir formudur.

Yani, doğal olarak bulunmayan, laboratuvar ortamında üretilen bir B12 vitamini takviyesidir. Bu insan yapımı B12 takviyesi, özellikle B12 vitamini eksikliği olan veya risk altında bulunan bireyler için yaygın olarak kullanılır. Siyanokobalamin, kristal yapıda kırmızı bir toz formunda üretilir ve tablet, kapsül veya enjeksiyon şeklinde bulunabilir.

Siyanokobalamin molekülü, kobalt atomuna bağlı bir siyanür (CN) grubu içerir.

Bu siyanür içeriği, molekülün stabilitesini artırmak için eklenir.

Siyanokobalamin, vücuda alındıktan sonra vücut tarafından aktif B12 vitamini formlarına (metilkobalamin ve adenozilkobalamin) dönüştürülür.

Bu dönüşüm sürecinde, siyanür molekülü vücuttan atılır.

Siyanokobalamin, genellikle B12 vitamini eksikliğini gidermek için etkili bir yöntem olarak kabul edilir. Lakin, siyanür içeriği nedeniyle metilkobalamin gibi daha doğal ve aktif formdaki B12 vitaminlerinin tercih edilmesi daha doğrudur. (Çok küçük de olsa riski yok etmek için)

Siyanokobalamin takviyelerinin kullanımı, mutlaka hekim takdiri ve kontrolü altında olmalıdır.

Olası Siyanokobalamin Yan Etkileri

Siyanokobalamin takviyeleri genellikle güvenli kabul edilse de, bazı kişilerde nadiren ve hafif şiddette yan etkilere neden olabilir. Maalesef, bazı durumlarda ciddi alerjik reaksiyonlar da ortaya çıkabilir.

Kobalt, kobalaminin bir bileşenidir; sonuç olarak, kobalt duyarlılığı olan hastalar kobalamin replasman tedavisi altındayken alerjik reaksiyonlar yaşayabilir. 

Diğer yaygın yan etkiler şunlardır:

  • Nefes darlığı (hafif eforla bile), şişlik, hızlı kilo alımı
  • Mide bulantısı ve sindirim sistemi rahatsızlıkları. genellikle yüksek dozlarda takviye alımında ortaya çıkar ve dozajın azaltılmasıyla hafifletilebilir.
  • Akciğer ödemi, konjestif kalp yetmezliği, periferik vasküler tromboz
  • Hipokalemi – bacak krampları, düzensiz kalp atışları, karıncalanma/uyuşma, kas güçsüzlüğü veya uyuşukluk hissi
  • Uyuşma veya karıncalanma ve eklem ağrısı
  • Ateş
  • Şişmiş dil
  • Kaşıntı, eritem ve kabarıklıklar
  • Akne, rozasea
  • Polisitemi: Siyanokobalamin altta yatan polisitemiyi açığa çıkarabilir. Politemia vera gibi miyeloproliferatif bozuklukları olan hastalarda yüksek serum B12 vitamini seviyelerine rağmen B12 vitamini eksikliğinin yaygınlığı artmıştır.
  • Baş ağrısı, baş dönmesi ve sinirlilik nadiren görülebilir.
  • Siyanokobalamin enjeksiyonları ile anafilaksi de görülebilir.

Siyanokobalamin takviyelerinin yan etkileri fark edildiğinde, derhal hekime başvurulmaı ve takviyenin kullanımına devam edilip edilmemesi gerektiği konusunda hekimin görüşü alınması gerekir.

Güvenli Kullanım Önerileri

Siyanokobalamin takviyelerinin güvenli kullanımı için aşağıdaki önerilere dikkat edilmesi önemlidir:

Mutlaka hekim kontrolünde takviye: B12 vitamini takviyelerinin kullanımı, mutlaka hekimin önerisi ve kontrolü altında olmalıdır. Hekim, bireysel sağlık durumunuza, yaşınıza, beslenme alışkanlıklarınıza ve diğer faktörlere göre uygun dozajı belirleyecektir.

Düzenli kan testleri: B12 vitamini düzeyinin düzenli olarak kan testleriyle takip edilmesi, takviyenin etkinliğini ve olası yan etkilerini izlemek için önemlidir. Kan testleri, B12 vitamini düzeyinin normal sınırlar içinde olup olmadığını ve takviye dozajının ayarlanması gerekip gerekmediğini belirlemeye yardımcı olur.

Bireysel sağlık durumuna göre dozaj ayarı: B12 vitamini takviyelerinin dozajı, bireysel sağlık durumuna, yaşına, kilosuna ve diğer faktörlere göre ayarlanmalıdır. Doktorunuz, size en uygun dozajı belirleyecektir. Dozajın aşılması, yan etki riskini artırabilir.

Güvenilir ve onaylı markalar tercih etmeli: B12 vitamini takviyeleri satın alırken, güvenilir ve onaylı markaları tercih etmek önemlidir. Kalitesiz ve sahte ürünler, sağlığınız için risk oluşturabilir.

Vitamin B12 – Siyanür

B12 vitamin ilaçlarındaki değerler mikrogram cinsindendir.

Mikrogram: Bir gramın milyonda biri cinsinden.

Tavsiye edilen günlük B12 vitamin miktarı 2-3 mikrogramdır.

Takviyelerde ise B12 vitamin miktarı birkaç bin mikrograma kadardır. Çünkü B12 nin bağırsaktan emiimi oldukça zayıftır.

En yüksek doz B12 vitamin takviyelerinde bile, siyanür miktarı maksimum 40 mikrogramdır.

Keten tohumu, su varlığında toksik hidrojen siyanür salan siyanür glikozitleri içerir (otohidroliz). Yaklaşık 3 saatlik hidrolizde 124 ila 196 mikrogram/g olduğu bilinmektedir.

Aynı şekilde pastörize edilmemiş badem sütü, taze elma suyu veya kayısı tüketerek de siyanüre maruz kalınabilmektedir.

Oral siyanür dozu vücut ağırlığının kilogramı başına 50 mikrograma kadar risk olmadığı bilinmektedir.

70 kg ağırlığındaki bir yetişkinin siyanürden zehirlenmesi için iki saatten kısa bir sürede normal büyüklükte 16 bardak çiğ keten tohumu, taze bütün elma ve/veya pastörize edilmemiş badem sütü içeren meyve sularından tüketmesi gerekir. Ki bu miktar tüketim olası değildir.

Sonuç olarak?

Eğer karaciğeriniz başta olmak üzere metilasyon metabolizmanızı ilgilendiren bir sorununuz yoksa, B12 vitamini takviyelerindeki siyanür konusunda endişelenmeniza gerek yok..

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Siyanokobalamin https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK555964/

⭐️⭐️ Hidroksokobalamin https://www.sciencedirect.com/topics/pharmacology-toxicology-and-pharmaceutical-science/hydroxocobalamin

⭐️⭐️ Vitamin B 12 Analog Kobinamid Oral Siyanür Zehirlenmesine Karşı Etkili Bir Panzehirdir https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5135677/

⭐️⭐️ B12 Vitamini (Kobalamin) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK559132/

⭐️⭐️ Sık Tüketilen Taze Hazırlanmış Smoothie ve Meyve Sularının Siyanür Toksisitesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7731941/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Yüzde Baroparezi

Yüz baroparezi‘si, orta kulakta yükselen basınç sebebiyle yüz sinirinin geri dönüşümlü felcidir. Genel olarak uçağın tırmanışa geçmesi veya scuba (tüplü) dalış sırrasında meydana geir.

Baroparezi Nasıl Oluşur?

Yüz siniri (yedinci kranial sinirler) kastan beyne giderken orta kulak boşluğunun duvarındaki kanaldan geçer. Gülümsememize, kaşlarımızı çatmamıza, burnumuzu kırıştırmanıza ve kaşlarınızı kaldırmamıza yardımcı olan yüzümüzdeki birkaç kası kontrol eder. Ayrıca duyusal ve parasempatik işlevleri de vardır.

Genel olarak insanların çoğunda kastan beyne giden sinir üzerinde orta kulak boşluktaki basınç değişikliklerinin normalde çok az veya hiç etkisi olmaz.

Lakin bazı kişilerin yüz siniri, kemik duvardaki kanalda olması gerekirken onun yerine orta kulak boşluğundan sadece ince bir zarla ayrılır. Böyle bir kişi orta kulakta kılcal basınca eşit veya daha fazla bir aşırı basınç yaşarsa, yüz sinirine giden kan dolaşımı durur, yüz siniri işlevselliğini kaybeder ve yüz kası felç olur (yüz baroparezi).

Bu basınç değişikliği, uçakta uçuş sırasında veya tüplü dalış yaparken olabilir.

Bu kişilerin şansı tarafı orta kulaktaki basınç maruziyetten kısa bir süre sonra normale döner, sinire giden kan dolaşımı geri normae döner ve canlılığı sağlar.

Yüz baroparezi, uçuşlarda veya ardısıra dalışlarla tekrarlama eğilimi gösterir.

Yüz BaropareziYüz sinir felcinin belirtileri nelerdir?

Yüz baroparezi, yüz siniri felci belirtileri ile hemen hemen aynıdır. Ayrıntıları belirleyen sinirin hangi kısmının etkilendiğidir. Ortaya çıkan belirtiler geçicidir.

⭐️Yüzünüzün bir kısmının veya tamamının kaslarında güçsüzlük.
⭐️Yüz kaslarında spazmlar.
⭐️Kaş ve/veya göz kapağı düşüklüğü .
⭐️Gözlerinizi kapatmada veya göz kırpmada zorluk çekme.
⭐️Gözyaşı üretiminin azalmasına bağlı kuru göz .
⭐️Bir kulakta ses toleransının azalması (hiperakuzi).
⭐️Çarpık gülümseme veya yüz ifadesi.
⭐️Anlaşılmaz konuşma veya peltek konuşma .
⭐️Yeme ve içmede zorluk.
⭐️Tat duyusunda azalma ve ağız kuruluğu .

Bu belirtilerin tamamı veya bir kısmı görülebilir.

Yüz Baroparezi Oluştuğunda Ne Yapılmalı?

Genel olarak yüz baroparezi dalıştan sonra farkedilir.

Yüz baroparezi kısa zamanda ve kendiliğinden geçse bile ayırıcı tanıyı kısa zamanda ve doğru yapmak gerekir. Öncelikle felç, enfeksiyon, travma veya dekompresyon hastalığı gibi diğer olası nedenleri sorgulamak şarttır. Bu sebeple hekim kontrolü şarttır.

Yüz baroparesisi vakaları nadiren uzun sürer ve tedavi gerekebilir.

3,5 saatten uzun süren aşırı basıncın kalıcı hasara yol açabileceğine dair deneysel kanıtlar vardır.

Yüz uyuşması ve sarkması yaşamaya devam eden dalgıçlar üç saat içinde hekime görünmelidir.

Yüz Baroparezi Sonrası Ne Zaman Dalış – Uçuş Yapılabilir?

Yüz baroparezi, ortam basıncının normale (Doğal ortam basınncına) dönmesi sonrasında saatler içinde kendi kendini sınırlar ve kendiliğinden düzelir, Lakin dalışın tekrarlanması veya tekrar uçuş yapılması ile tekrarlayabilir.

Yüz baroparezi bulguları tamamen ortadan kalktığında dalışa veya uçuşa devam edilebilir. Lakin bu kararı vermeden önce ortaya çıkan bulgulara yüz barotravmasının sebep olduğu netleştirilmelidir.

Dikkat Baroparezi

Daha önce yüz baroparezi geçirmiş kişilerin scuba dalış ve uçuş öncesi daha dikkatli olmaları gerekir. Yüz baroparezisinin olası tekrarı durumunda doğru müdahale edilebilmesi için budylerine veya uçuş eşlikçilerine sağlık durumları hakkında önceden bilgi vermeleri çok önemlidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Yüz Siniri https://my.clevelandclinic.org/health/body/22218-facial-nervehttps://my.clevelandclinic.org/health/body/22218-facial-nerve

⭐️⭐️ Uçak yolculuklarında tekrarlayan yüz baroparezisinin endoskopik sinüs cerrahisi ile giderilmesi: Bir olgu sunumu https://www.tandfonline.com/doi/full/10.1080/23772484.2023.2228484

⭐️⭐️ Tüplü Dalışın Nörolojik Komplikasyonları https://www.aafp.org/pubs/afp/issues/2001/0601/p2211.html

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Metilen Mavisi Mucize mi?

Sağlığın 4 ana maddesi vardır.

  • Sirkadiyen ritme ve doğaya uygun yaşamak
  • Beslenme dengesini kurmak
  • Uyku düzeni ve miktarını yeterli
  • Egzersizi yaşa ve sağlık durumuna uygun her daim yapmak

Mucizeler aramadan önce hayatınızda dengeyi kurmalısınız aksi takdirde kullanacağınız destekler hatalarınızın boşluğunu dolduramazlar.

Metilen Mavisi (methylene blue; kimyasal adı: metiltioninyum klorür), İlk olarak 1876 yılında Heinrich Caro tarafından sentezlenen ve boyar madde olarak geliştirilmiş ve zamanla çeşitli tıbbi kullanım alanları keşfedilmiş sentetik bir bileşiktir.

Metilen Mavisi, başlangıçta tekstil endüstrisinde kullanılmış olsa da, kısa süre içinde mikroskopik boyama, antimalaryal tedavi, methemoglobinemi gibi tıbbi uygulamalarda da yer bulmuştur.

Bu yazıda yer alan veriler – tarifler bilgi amaçlıdır. Hekiminize muayene olmadan – danışmadan kesinlikle kullanmamakısınız. Unutmayın her insanın vücudunun ihtiyacı olan tedavi – takviye farklı olabilceği gibi kullanılacak miktarlar – dozlar da farklıdır. Bu farklılıklara göre size en uygun yolu ve dozu önerecek olan hekiminizdir.

Metilen Mavisinin Kimyasal Yapısı ve Farmakolojisi

Metilen Mavisi, suda çözünebilen ve canlı dokularla kolayca etkileşime girebilen bir fenotiyazin türevidir. Hücre membranlarından kolayca geçebilmesi sayesinde sistemik ve lokal etkiler gösterebilir.

Temel farmakolojik etkileri

Metilen Mavisinin Beyinde Elektron Taşıyıcı ve Mitokondriyal Güçlendirici Etkisi

Mitokondriler, hücrelerinizin enerji santralleridir.

Yiyecek ve oksijeni, vücudun ana enerji kaynağı olan ATP’ye dönüştürürler. Mitokondrilerin içinde, elektronlar, elektron taşıma zinciri (ETZ) adı verilen bir dizi proteinden geçer. Bu süreç, ATP üretimini sağlar.

Metilen Mavisi, mitokondride elektron taşıma zincirindeki engelleri aşarak elektron mekiği görevi görür. Normal yol bozulduğunda enerji (ATP) üretiminin sürdürülmesine yardımcı olur.

Beynimiz enerji için oksidatif metabolizmaya güvenir, bu nedenle beyin sağlığı açısından mitokondriyal fonksiyonun düzgün çalışması hayati önem taşır. Metilen Mavisi, enerji üretimini ve yeni sinir bağlantılarının büyümesini desteklerken beyin hücrelerinin erken ölümünü önler.

Metilen Mavisinin Bilişsel Güçlendirici Etkisi

Metilen Mavisi nootropik olarak bilinir. Beyindeki ATP üretimini artırarak gelişmiş beyin performansı için gereken enerjiyi sağlar. Dikkat süresini, hafızayı ve genel bilişselliği geliştirmek için iyi alternatiflerden biridir.

Metilen Mavisinin Bulaşıcı Hastalıklara Karşı Etkisi

Metilen Mavisi, antimikrobiyal özelliğe sahip olduğundan çeşitli patojenlere (bakteriyel, viral ve fungal) karşı etkilidir. Lokal antiseptik etkileri ile özellikle idrar yolları enfeksiyonlarında yüzeysel antimikrobiyal aktivite gösterir.Ayrıca SARS-CoV2 replikasyonunu inhibe ederek C19 tedavisine de yardımcı olur.

Metilen Mavisinin Cilt Yaşlanmasını Geciktirme Etkisi

Metilen Mavisi, cilt yaşlanmasını geciktirme yeteneğine de sahiptir

  • Hücre ömrünü uzatır
  • Cildi UV ışınlarına karşı korur
  • Yara iyileşme sürecini hızlandırır
  • Antimikrobiyal özelliği cilt için de faydalıdır.

Metilen Mavisinin Anti-Depresan Etkisi

Metilen Mavisi, serotonin, norepinefrin ve dopamin seviyelerini artıran bir monoamin oksidaz inhibitörü (MAOI) olarak çalışır. Düşük dozlarda antidepresan benzeri etkilere neden olabilir

Ayrıca beyin iltihabını azaltır.

Metilen Mavisinin Antioksidan Etkisi

Yaşlanmanın en belirgin özelliklerinden biri, serbest radikal üretiminin artması ve antioksidan savunma sisteminin zayıflamasıdır. Metilen Mavisi, güçlü bir antioksidan etkisi ile serbest radikalleri nötralize etme kapasitesine sahiptir.

  • Lipid peroksidasyonunu azaltır (özellikle beyin dokularında).
  • DNA ve protein yapılarındaki oksidatif bozulmaları sınırlar.
  • Nrf2 gibi antioksidan yanıt faktörlerini aktive eder.

Bu sayede yaşlanmaya bağlı kronik hastalıkların (Alzheimer, Parkinson, kardiyovasküler bozukluklar) oluşum riski azalabilir.

Metilen Mavisi Tıbbi Uygulama Alanları

Metilen Mavisi Methemoglobinemi Tedavisi

Metilen Mavisinin en klasik kullanım alanlarından biri methemoglobinemi tedavisidir. Bu durum, hemoglobindeki demir iyonunun Fe²⁺ yerine Fe³⁺ formuna oksitlenmesi sonucu oksijen taşıma kapasitesinin azalmasıyla karakterizedir. Metilen Mavisi, NADPH bağımlı redüktaz sistemini aktive ederek methemoglobini normal hemoglobine indirger.

Dozaj: Genellikle 1-2 mg/kg IV olarak uygulanır. Yanıt genellikle hızlıdır.

Metilen Mavisi Cerrahi Renkleme ve Görüntüleme

Metilen Mavisi, cerrahi sırasında çeşitli yapıların görselleştirilmesinde kullanılır:

  • Lenf nodu haritalama: Meme kanseri veya melanom cerrahisinde sentinel lenf nodlarının belirlenmesinde.
  • Fistül ve sızıntı tespiti: Gastrointestinal veya üriner sistemdeki fistül ve kaçağın saptanması.
  • Paratiroid cerrahisi: Paratiroid bezlerinin boyanarak ayrımının yapılması.

Metilen Mavisi Antimalaryal Etki

1900’lü yılların başlarında metilen mavisi, Plasmodium türlerine karşı etkili antimalaryal bir ajan olarak kullanılmıştır. Modern antimalaryal ilaçların gelişmesiyle kullanımı azalsa da, ilaç direnci gelişen bölgelerde yeniden ilgi görmektedir.

Metilen Mavisi Septik Şok ve Nitrik Oksit Blokajı

Metilen Mavisi, nitrik oksit sentaz inhibitörü etkisi nedeniyle septik şokta kullanılan alternatif bir ajandır. Vazodilatasyona neden olan nitrik oksit üretimini baskılayarak sistemik vasküler direnci artırabilir. Ancak bu kullanım, ciddi hastalarda dikkatli değerlendirilmelidir.

Metilen Mavisi Psikiyatrik ve Nörolojik Uygulamalar

Düşük doz Metilen Mavisinin, nöroprotektif ve kognitif etkiler sağladığı çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. Özellikle Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı, bipolar bozukluk gibi durumlarda deneysel düzeyde kullanımı araştırılmaktadır.

  • Mitokondri fonksiyonlarını artırma
  • Beta-amiloid birikimini azaltma potansiyeli
  • MAO-A inhibisyonu ile antidepresan etki

Klinik araştırmalar, kontrollü bir deneylerde plaseboya kıyasla depresyon semptomlarını önemli ölçüde iyileştirdiğini göstermektedir. Doz vermiyorum. Psikiyatri uzmanınıza danışmadan kullanmamalısınız.

Metilen Mavisi Fotodinamik Terapi (FDT)

Metilen Mavisi, ışığa duyarlı bir ajan olarak kullanılır. Belirli dalga boyundaki ışıkla aktive edildiğinde reaktif oksijen türleri üreterek hücre ölümü başlatabilir. Bu özellik, kanser hücrelerine, enfekte dokuya veya biofilm içeren mikrobiyal yapılara karşı kullanılmasını sağlar.

Metilen Mavisi Üriner Sistem Enfeksiyonları

Düşük dozda oral Metilen Mavisi, antiseptik özellikleri sayesinde idrar yollarında mikrobiyal kolonizasyonu azaltabilir. Bu etki, özellikle tekrarlayan sistit olgularında yardımcı tedavi olarak değerlendirilmektedir.

Metilen Mavisi Kullanım Şekli ve Farmakokinetik Özellikler

  • Oral kullanım: Yavaş ve sınırlı biyoyararlanıma sahiptir.
  • IV kullanım: Etkisi hızlı başlar, methemoglobinemi gibi acil durumlarda tercih edilir.
  • Topikal kullanım: Ciltte, mukoza yüzeylerinde lokal antiseptik ve boyama amaçlıdır.

Eliminasyon: Böbreklerden idrarla atılır. İdrarı mavi-yeşil renge boyayabilir.

Metilen Mavisi Yan Etkiler

Metilen Mavisi genel olarak iyi tolere edilmekle birlikte, bazı durumlarda yan etkiler görülebilir:

⭐️Mide bulantısı, baş ağrısı, sersemlik

⭐️Yüksek dozda hemolitik anemi (özellikle G6PD eksikliğinde)

⭐️Serotonin sendromu (SSRI/SNRI kullanan hastalarda)

⭐️Ciltte, idrarda, mukozalarda mavi renklenme

⭐️Alerjik reaksiyonlar

⭐️Jarisch-Herxheimer reaksiyonu Metilen Mavisi bakterileri hızla öldürdüğünde, vücudunuzun temizleyebileceğinden daha hızlı bir şekilde endotoksinler salgılarlar. Bu durum, “ölme” semptomları olarak ortaya çıkan geçici inflamasyon tepkilerine neden olur.

Metilen Mavisi‘nden kaynaklanan Herxheimer reaksiyonları şunları içerebilir:

  • Baş ağrıları
  • Zayıflatıcı yorgunluk
  • Mide bulantısı
  • Beyin sisi
  • Grip benzeri semptomlar
  • Kas ağrıları
  • Ateş veya titreme

Bu semptomlar Lyme hastalığı tedavi literatüründe belgelenmiştir.

⭐️Serotonin sendromu (SSRI/SNRI kullanan hastalarda)

Metilen Mavisi‘nin Monoamin Oksidaz İnhibitörü (MAOI) olarak rolü.

Çalışmalar, Metilen Mavisi‘nin normalde serotonin ve diğer nörotransmitterleri parçalayan MAO-A’nın güçlü bir geri dönüşümlü inhibitörü olduğunu doğruluyor.

Metilen Mavisi bu enzimi bloke ederek serotonin seviyelerini artırır.

Bu MAOI aktivitesi ciddi bir tehlike yaratır. Metilen Mavisi‘nin serotoninerjik ilaçlarla birleştirilmesi serotonin sendromunu tetikleyebiliyor.

FDA, Metilen Mavisinin psikiyatrik ilaç kullanan hastalara verildiğinde ciddi MSS reaksiyonları görülebileceğini belirterek bu etkileşim hakkında açık uyarıda bulunmuştur.

Serotonin sendromunun belirtileri şunlardır

  • Zihinsel durum değişiklikleri (konfüzyon, ajitasyon)
  • Nöromüsküler anormallikler (titreme, kas sertliği)
  • Otonomik instabilite (terleme, ateş)
  • Yüksek tansiyon
  • Nöbetler

Tıbbi literatürde ölümcül vakalar da yer almaktadır.

⭐️ Dopaminerjik maddeler içeren Metilen Mavisi

Metilen Mavisi, L-DOPA, selegilin veya uyarıcılarla (Adderall) birleştirilirse, dopamin parçalanmasını engelleyebilir ve mitokondriyal etkiler yoluyla sentezi artırabilir.

Bu, dopaminerjik aşırı uyarılma (ajitasyon, uykusuzluk, paranoya) riskini artırır.

⭐️ Metilen Mavisi beyninizi maviye çevirebilir—Lakin sadece belirli koşullar altında;

Örneğin yüksek dozlarda ( > 5 mg/kg veya > 300-400mg/gün), kronik kullanımda (aylarca/yıllarca günlük), damar içi uygulama, vb. Vakaların çoğu postmortem çalışmalarda görülmektedir.

Metilen Mavisi Kontrendikasyonları – Birlikte kullanılmaması Gerekenler

  • Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz (G6PD) eksikliği
  • Gebelik (özellikle yüksek dozda)
  • SSRI veya MAOI kullanan bireylerde dikkatli olunmalıdır. (SNRI’lar, TCA’lar)
  • 5-HTP
  • L-Triptofan
  • Sarı Kantaron
  • Rhodiola rosea
  • SAMe
  • Tramadol, dekstrometorfan
  • L-DOPA (mucuna pruriens)

Metilen Mavisi Geleceğe Yönelik Araştırmalar ve Deneysel Kullanım Alanları

Günümüzde Metilen Mavisi, sadece klasik alanlarda değil, aynı zamanda geleceğe dönük çeşitli terapötik potansiyelleri ile de araştırılmaktadır

  • Alzheimer hastalığında bilişsel işlev artışı
  • COVID-19 nedeniyle oluşan hipoksi ve oksidatif stresin azaltılması
  • Karsinomlarda fotodinamik tedaviye yanıtın artırılması
  • İleri görüntüleme tekniklerinde boyar madde olarak kullanım
  • Biyofilm bozulmasında antibiyotiklerle sinerjik etki

Metilen Mavisi kullanırken diliniz/ağzınız mavi lekelenmemesi için taze portakal suyu, kombucha, çiğ süt gibi sıvıların içine koyarak tüketebilirsiniz.

Eğer cildinize temas ederse, bir süre mavi olarak kalacaktır. Genellikle birkaç gün içinde deri normal rengine döner.

Metilen Mavisi, tıbbın hem geleneksel hem de geleceğe yönelik tedavi yaklaşımlarında çok yönlü olarak değerlendirilen önemli bir bileşiktir.

Methemoglobinemi tedavisinden fotodinamik terapiye, nörolojik bozukluklardan antimikrobiyal uygulamalara kadar geniş bir yelpazede yer bulmaktadır.

Güvenli ve etkili kullanımı için doğru endikasyon, dozlama ve hasta seçimi büyük önem taşımaktadır. Önümüzdeki yıllarda yapılacak daha fazla klinik çalışma, Metilen Mavisinin tedavi kılavuzlarında daha fazla yer almasına katkı sağlayacaktır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Metilen Mavisi İle Yapılmış Araştırmalar ve Sonuçları Tablosu

Nöronlar, sürekli aerobik enerji üretimine büyük ölçüde bağımlı olan son derece uzmanlaşmış hücrelerdir.

Hücrenin hayatta kalması için temel süreçlerden, karmaşık yapı ve işlevleri tarafından tercih edilen hafıza gibi işlevlere kadar değişen işlevleri yerine getirmek için mitokondriyal aerobik metabolizmaya güvenirler.

Bozulmuş mitokondriyal oksidatif metabolizmanın, AD ve ilgili bozukluklarda gözlemlenenlere benzer hafıza eksiklikleri ve nörodejenerasyonla ilişkili olduğu gösterilmiştir

Bennett ve ark., 1992 ; 
Gonzalez-Lima ve ark., 1997 ; 
Gonzalez-Lima ve ark., 1998a ; 
Liang ve ark., 2008 ). Bu nedenle, mitokondriyal metabolizmayı iyileştirmeyi amaçlayan müdahalelerin hem hasta hem de normal beynin işlevine fayda sağladığı varsayılmaktadır. Metilen Mavisi, bu hedefe ulaşmak için ideal bir ilaç gibi görünmektedir. Metilen Mavisi‘yi etkili bir hafıza güçlendirici olarak gösteren çalışmalar 
aşağıdaki tabloda özetlenmiştir 
Bu veriler, Metilen Mavisi‘nin hafızayı iyileştirici bir ilaç olarak potansiyel klinik faydalarının en üst düzeye çıkarılmasında yararlı olabilecek bazı ilkelerin belirlenmesine olanak tanımaktadır.

Çeşitli deneysel bellek görevlerinde Metilen Mavisinin hafızayı güçlendirici etkilerinin özeti.

Davranışsal
paradigma
Metilen Mavisi dozu (mg/kg)SonuçlarReferanslar
Engelleyici
kaçınma
Tek ip 0.05, 0.5,1,5, 501 mg/kg dozda kaçınma hafızasının güçlendirilmesi
. En yüksek (50 mg/kg)
dozda tutma eksiklikleri.
Martinez, Jr. ve diğerleri, 1978
Delik tahtası
mekansal arama
iştah açıcı görev
1, ip 5 gün boyunca tekrarlandıNormal sıçanlarda geliştirilmiş mekansal hafıza tutma . Sitokrom oksidaz inhibitörü tarafından bozulan
mekansal hafıza tutmanın yeniden sağlanması .
Callaway ve diğerleri, 2002 ; 2004
Riha ve diğerleri, 2011
Koşullu
korkunun yok olması
4, ip 5 gün boyunca tekrarlandıNormal sıçanlarda yok olma hafızasının daha iyi tutulması
. Doğuştan çaresiz sıçanlarda korku yenilenmesinin azalması
.
Gonzalez-Lima ve Bruchey, 2004 ;
Wrubel ve diğerleri, 2006
Nesne
tanıma
Tek ip 1,4,104 mg/kg dozda nesne tanımada iyileşme.Riha ve diğerleri, 2005
Açık alanda
alışma
Tek ip 1,4,104 mg/kg dozda uzun vadeli alışmada iyileşme
.
Riha ve diğerleri, 2005
Ayrımcılık
öğrenimi
1, ip 5 gün boyunca tekrarlandıÖdül/ödülsüz ayrımcılığın daha iyi
öğrenilmesi.
Wrubel ve diğerleri, 2007
Morris Su
Labirenti
Tek ip 0.15-4
Doza bağlı olarak skopolamin kaynaklı uzaysal öğrenme bozukluğunun tersine çevrilmesi .
Deiana ve diğerleri, 2009

12-16 hafta boyunca günde 9-30 oral doz tahmini

AD’nin transgenik fare modelinde ve insan tauopatisinin transgenik fare modelinde gelişmiş mekansal bellek
Medina ve diğerleri, 2010;
O’Leary ve diğerleri, 2010

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Yaygın Antioksidan Derideki Yaşlanma Belirtilerini Yavaşlatıyor https://popsci.com.tr/12626-2/?utm_source=chatgpt.com

⭐️⭐️ Metilen Mavisinin İnsan Cildinin Uzun Ömürlülüğü İçin Yaşlanma Karşıtı Potansiyelleri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28559565/

⭐️⭐️ Metilen Mavisinin Yaşlanma Karşıtı Bir İlaç Olarak Potansiyelleri https://www.mdpi.com/2073-4409/10/12/3379

⭐️⭐️ Metilen Mavisinin insan cildi ve mercan resifleri sağlığı için ultraviyole radyasyon koruma potansiyelleri https://www.nature.com/articles/s41598-021-89970-2https://www.nature.com/articles/s41598-021-89970-2

⭐️⭐️ Metilen Mavisinin hafızayı geliştirme ve nöroproteksiyon üzerindeki nörometabolik mekanizmaları https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3265679/

⭐️⭐️ Metilen Mavisi hücresel yaşlanmayı geciktirir ve temel mitokondriyal biyokimyasal yolları güçlendirir https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17928358/

⭐️⭐️ Metilen Mavisinin sinir sisteminde hücresel ve moleküler etkileri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/19760660/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Uyku Sorununuza Zerdaçal Keyfi

Zerdeçal: (Curcuma longa) özellikle Asya ve Hindistan kökenli, Zingiberaceae familyasına ait, sarı renkteki turmeric bitkisinin köklerinden elde edilen bir baharattır.

Kurkumin Etkisi: Kurkumin, özellikle kronik ağrı çeken kişilerde uykuya yardımcı olabilecek iltihap giderici etkilere sahiptir.

Kronik inflamasyon, bozulmuş uyku döngüleri ve artan kortizol (stres hormonu) seviyeleriyle ilişkilidir.

Kurkumin, sakinleştirici veya rahatlatıcı bir etkiye katkıda bulunabilen serotonin ve dopamini düzenlemeye yardımcı olur.

Aşağıda yer alan tarifler bilgi amaçlıdır. Hekiminize muayene olmadan – danışmadan kesinlikle kullanmamakısınız. Unutmayın her insanın vücudunun ihtiyacı olan tedavi – takviye farklı olabilceği gibi kullanılacak miktarlar – dozlar da farklıdır. Bu farklılıklara göre size en uygun yolu ve dozu önerecek olan hekiminizdir.

Uyku Sorunuza Zerdeçallı Tarifler

Zerdeçal Çayı

  • Dört su bardağı suyu kaynatın.
  • Bir çay kaşığı öğütülmüş zerdeçal ekleyin ve kısık ateşte 10 dakika pişirin.
  • Çayınızı ince bir süzgeçten geçirerek fincana alın; damak tadınıza göre limon ilave edin. Bal eklemk istiyorsanız ılımasını beklemelisiniz.
  • Emilimi artırmak için bir tutam karabiber ekleyebilirsiniz. 

Karabiber içinde bulunan kurkumin Zerdeçalın emilimini 20 kata kadar arttırır.

Zerdeçal ve Sütlü “Altın Süt” Çayı (Klasik Uyku İksiri)

Malzemeler

  • 1 su bardağı süt (isteğe göre bitkisel süt, badem, yulaf, hindistan cevizi de olabilir lakin doğal ise tavsiye ederim. İçi katkılı doğal olmayanları asla kullanmayın)
  • 1 çay kaşığı zerdeçal tozu
  • 1/2 çay kaşığı tarçın
  • Bir tutam karabiber (kurkuminin emilimini artırır)
  • 1 tatlı kaşığı bal (isteğe bağlı)

Hazırlık

  1. Tüm malzemeleri küçük bir tencerede karıştır.
  2. Kısık ateşte 5 dakika ısıt (kaynatma).
  3. Ilıyınca süzün.

Kullanım

Yatmadan yarım saat – bir saat kadar önce içebilirsiniz. Rehavet vererek uykuya dalmanıza destek olacaktır.

Zerdeçal & Papatya Çayı (Rahatlatıcı Bitki Karışımı)

Malzemeler

  • 1 tatlı kaşığı kurutulmuş papatya
  • 1/2 çay kaşığı zerdeçal tozu
  • 1 çay kaşığı limon suyu
  • 1 su bardağı kaynar su

Hazırlık

  1. Papatya ve zerdeçalı kaynar suyla demleyin.
  2. 8-10 dakika sonra süzün.
  3. Limon suyunu ekleyip için.

Etki: Gerginlik, kaygı ve zihinsel huzursuzlukta yardımcıdır.

Kullanım

Yatmadan yarım saat – bir saat kadar önce içebilirsiniz. Rehavet vererek uykuya dalmanıza destek olacaktır.

Zerdeçal & Kediotu Kökü Çayı (Derin Uykuya Geçiş için)

Malzemeler

  • 1 çay kaşığı kediotu kökü
  • 1/2 çay kaşığı zerdeçal
  • 1 çay kaşığı bal
  • 1 su bardağı sıcak su

Hazırlık

  1. Kediotu ve zerdeçalı sıcak suda 10 dakika demle.
  2. Süzün ve ılıdıktan sonra balla tatlandırarak içebilirsiniz.

Kullanım

Yatmadan yarım saat – bir saat kadar önce içebilirsiniz. Rehavet vererek uykuya dalmanıza destek olacaktır.

Zerdeçal, Lavanta ve Rezene Çayı (Hormon Dengeleyici & Uyku Desteği)

Malzemeler

  • 1 tatlı kaşığı lavanta çiçeği
  • 1 tatlı kaşığı rezene tohumu
  • 1/2 çay kaşığı zerdeçal
  • 1 su bardağı sıcak su

Hazırlık

  1. Malzemeleri kaynar suyla 8-10 dakika demleyin.
  2. Süzerek tüketinn.

Özellikle kadınlarda hormon kaynaklı uyku düzensizliklerinde etkilidir.

Zerdeçal & Zencefil Çayı (İltihap Azaltıcı, Rahatlatıcı)

Malzemeler

  • 1 çay kaşığı rendelenmiş taze zencefil
  • 1/2 çay kaşığı zerdeçal
  • 1 çay kaşığı bal
  • 1 çay kaşığı limon suyu
  • 1 su bardağı sıcak su

Hazırlık

  1. Zencefil ve zerdeçalı sıcak suyla 10 dakika demleyin.
  2. Süz, bal ve limonla tatlandır. (Bal ılımadan eklenmemelidir.)
  3. Gergin geçen günlerin ardından önerilir.

Diyabet ve Zerdeçal

Kurkumin’in NF-kB‘nin ve TNF‘nin ekspresyonunu ve sinyalizasyonunu sınırlandırmak yoluyla insülin rezistansını azalttığı bunun sonucu olarak da insüline dirençli tip-II diyabet hastalarında ve in-vivo çalışmalarda antidiyabetik etki gösterdiği bildirilmiştir.

Kolestrol ve Zerdeçal

Kurkuminlerin serum total kolesterol, serum trigliserit ve karaciğer kolesterol seviyelerini azalttığı bildirilmiştir. Aynı zamanda LDL‘yi düşürüp HDL‘yi yükseltiğine dair kanıtlar vardır.

Alzheimer ve Zerdeçal

Zerdeçal, beyin sağlığını destekleyici etkilerle tanınır. Kurkuminin, Beyin-Deriği Faktörü (BDNF) adlı bir proteini artırarak nörojenez yani yeni beyin hücrelerinin oluşumunu teşvik edebileceği, özellikle kurkumin‘in amiloitle indüklenmiş enflamasyonu baskılayarak Alzheimer ve depresyon gibi nörolojik hastalıklar üzerine olumlu etkiler göstermiştir.

Karaciğer – Safra Akışı ve Zerdeçal

Kurkuminoitlerin safra akışının artışına neden olduğu ve daha düşük dozlarda safra asidi üretimini arttırdığı gözlenmiştir. Ek olarak kolesterol ve bilurubin sekresyonunu artırdığı ortaya konmuştur. Aynı zamanda in-vitro çalışmada hepatoprotektif etki göstermiştir.

Antioksidan – Hücre Koruyucu Etki ve Zerdeçal

Yapılan in vivo ve in vitro çalışmalarda kurkuminlerin, süperoksit ve hidroksil radikallerini ve DPPH’yi güçlü süpürücü etkiye sahip olduğu kaydedilmiştir ve lipozomal lipid peroksidasyonunu ve peroksitle indüklenmiş DNA hasarını inhibe ettiği gösterilmiştir.

Antioksidanlar, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını azaltır ve erken yaşlanma, kanser ve kalp hastalıkları gibi durumların riskini azaltabilir. Kurkuminin bu etkisi, vücuttaki oksidatif stresi azaltarak hücresel sağlığı korur.

Ülser ve Zerdeçal

Yapılan bir in-vivo çalışmada gastrik sekresyonu, asit ve pepsin üretimini azaltarak antiülserojenik etki gösterdiği bildirilmiştir.

Zerdeçal ve Kurkumin Ne Kadar Kullanmalı?

FAO / WHO Uzman Komitesi’nin ortak kararına göre Gıda Katkı Maddeleri (JECFA) ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) raporları, kurkumin için yeterli günlük alım (ADI) değerini 0-3 mg / kg olarak belirlemiştir. (JECFA, 2004; EFSA, 2014)

Monograflarda önerilen miktar, bitkiden elde edilen kuru drog için: 3-9 g/gün, toz drog için ise 1.5-3 g/gün’dür

Halen kurkumin, AB’de gıda türüne göre 20-500 mg / kg gıdadan izin verilen maksimum kullanım seviyelerine sahip yetkili bir gıda katkı maddesidir (EFSA 2010).

Kurkumin‘in maksimum tolerans dozajını ve güvenliğini incelemek amacıyla sağlıklı kişilere 500-12.000 mg kurkumin uygulanmış. Sonuç olarak, 12 g / güne kadar kurkumin alımının bireyler üzerinde önemli bir yan etkisinin olmadığı gösterilmiştir. (Devassy ve ark., 2015 Diyet PUFA’larından Türetilen Oksilipinler Hakkındaki Anlayışımızdaki İlerlemeler https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4561827/).

Yüksek riskli 25 kanser hastası ile yapılan faz 1 çalışmasında, 3 ay boyunca günde 8 g kurkumin verilmiş ve toksik reaksiyon gözlenmemiştir. (Cheng ve ark., 2001 – Yüksek riskli veya premalign lezyonlu hastalarda kemopreventif bir ajan olan kurkuminin birinci faz klinik çalışması https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11712783/).

Zerdeçalın Potansiyel Zararları ve Yan Etkileri

Zerdeçal, çoğu insan için güvenlidir, ancak bazı kişilerde yan etkilere neden olabilir.

zerdeçalın potansiyel yan etkileri

Mide Sorunları: Yüksek dozlarda zerdeçal tüketimi, mide bulantısı, karın ağrısı ve ishal gibi sindirim sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden zerdeçalı aşırı tüketmekten kaçınılmalıdır.

Kanama Riski: Zerdeçal, kanın pıhtılaşmasını engelleyen özelliklere sahiptir. Bu nedenle, kan sulandırıcı ilaçlar kullanan kişilerin zerdeçal kullanmadan önce doktorlarına danışması önerilir.

Safra Kesesi Sorunları: Zerdeçal, safra üretimini artırabileceği için, safra kesesi taşları olan kişilerin zerdeçal kullanması önerilmez. Safra kesesi sorunları olan kişilerde, aşırı zerdeçal kullanımı safra kesesinde ağrıya yol açabilir.

Hamilelik ve Emzirme: Hamilelik ve emzirme döneminde, zerdeçalın yüksek dozda kullanımı önerilmez. Zerdeçalın, özellikle büyük miktarlarda tüketildiğinde rahim kaslarını uyarabileceği ve erken doğum riskini artırabileceği düşünülmektedir.

Zerdeçal, sağlık ve mutfak alanında çok yönlü kullanımı olan, doğal bir bileşiktir. Özellikle kurkumin bileşiği sayesinde anti-inflamatuar, antioksidan ve bağışıklık sistemini güçlendirici özellikleri ile tanınır. Ancak, aşırı kullanımından kaçınılması ve gerektiğinde hekiminize danışmanız çok önemlidir. Zerdeçalın düzenli kullanımı, genel sağlığı iyileştirmeye ve hastalıkların önlenmesine yardımcı olabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Zerdeçal ve başlıca biyoaktif kurkuminin insan sağlığı üzerindeki etkileri: Farmasötik, tıbbi ve gıda uygulamaları: Kapsamlı bir inceleme https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9881416/

⭐️⭐️ Yetişkinlerde kurkumin/zerdeçal takviyesinin karaciğer fonksiyonu üzerindeki etkileri: GRADE değerlendirmeli sistematik bir inceleme ve randomize kontrollü denemelerin doz-cevap meta-analizi https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0965229923000390

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Eyvah Reçine Cildimi Yakıyor Ne Yapmalıyım?

Reçine; ağaçlardan, özellikle çamgillerden elde edilen viskoz, yapışkan ve genellikle sarımtırak renkli bir maddedir.

Endüstriyel üretimde, marangozlukta, sanat çalışmalarında ve geleneksel yöntemlerde sıkça kullanılır.

Reçinenin Cilde Etkisi

Reçine temasında meydana gelen olası cilt reaksiyonları şunlardır:

Ciltte yapışma ve hava almama: Kuruyan reçine cilt üzerinde tabaka oluşturarak hava almayı engeller ve tahrişi artırır.

Termal Yanıklar: Reçine eritilerek kullanıldığında yüksek sıcaklık içerir. Cilde teması halinde 1. ve 2. derece yanık oluşabilir.

Kimyasal Tahriş: Özellikle epoksi reçineler, çözücüler içerir. Bu maddeler cildi tahriş eder, kızarıklık, kaşıntı, şişlik ve kabarcıklara neden olabilir.

Alerjik Kontakt Dermatit: Bazı bireylerde bağışıklık sistemi reçineye alerjik reaksiyon gösterebilir.

Eğer elinize reçine bulaştıysa ve yanma hissi oluştuysa, aşağıdaki adımları uygulamanız çok önemlidir.

Aşağıda yer alan tarifler bilgi amaçlıdır. Hekiminize muayene olmadan – danışmadan kesinlikle kullanmamakısınız. Unutmayın her insanın vücudunun ihtiyacı olan tedavi – takviye farklı olabilceği gibi kullanılacak miktarlar – dozlar da farklıdır. Bu farklılıklara göre size en uygun yolu ve dozu önerecek olan hekiminizdir.

🛑 🛑 🛑 İlk Temas Anında Yapılması Gerekenler 🛑 🛑 🛑

Reçine cilde temas ettiğinde hızlı ve doğru hareket etmek çok önemlidir:

Panik Yapmayın İlk tepki genellikle paniktir. Ancak hızlı ve bilinçli bir müdahale hasarı azaltır.

🚿 🚿🚿🚿🚿 Reçineyi Ciltte Soğutun (Sıcaksa) 🚿 🚿🚿🚿🚿

Sıcak reçine temas ettiyse

  • Ellerinizi soğuk (buz gibi olmayan) akan su altında 10-15 dakika tutun.
  • Reçineyi çözücü madde kullanmadan önce su ve sabunla temizlemeye çalışın.
  • Özellikle ılık su ve yağ çözücü bir sabun (örneğin bulaşık deterjanı) etkili olabilir.
  • Ovmayın! Cildi tahriş edebilirsiniz.
  • Soğutma, ısıyı uzaklaştırır ve dokuların daha fazla zarar görmesini engeller.

Reçineyi Temizlemeye Çalışın

Soğuyan reçine ciltte kuruyabilir. Temizleme süreci önemlidir

  • Zorlamayın: Donmuş reçineyi soymaya çalışmak cilde zarar verir.
  • Temiz bir gazlı bezle silin.
  • Epoksi reçine ise:
    • Aseton (cilt için tahriş edici olabilir), alkol (izopropil alkol önerilir) ya da bitkisel yağ (zeytinyağı, hindistan cevizi yağı) ile reçineyi çözebilirsiniz.
  • Doğal reçine (çam reçinesi) ise:
    • Zeytinyağı, terebentin yağı ya da alkol etkili olur.
  • Ellerinizi sabun ve ılık su ile iyice yıkayın.

⚠️⚠️⚠️ Asla tiner, aseton, çamaşır suyu gibi sert kimyasalları doğrudan cilde uygulamayın! ⚠️⚠️⚠️

❄️❄️❄️ Yanma Hissi Varsa Soğuk Kompres Uygula ❄️❄️❄️

  • Temiz bir bez ya da havluya sarılmış buz torbasını (direkt buz değil) 10-15 dakika boyunca uygulayabilirsiniz.
  • Bu hem yanmayı hafifletir hem de ciltteki iltihabi tepkiyi azaltır.

💊 💊 💊 💊 💊 Cilt Bakımı Uygula 💊 💊 💊 💊 💊

  • Aloe Vera Jel – Ciltte serinletici, yatıştırıcı ve hücre yenileyici etkisi vardır.
  • Lavanta Yağı – Antiseptik ve antienflamatuvar özellikleri nedeniyle hafif yanıklarda kullanılabilir.
  • Bal – Doğal bir antibakteriyel olan bal, hafif yanıklarda koruyucu tabaka oluşturur ve iyileşmeyi hızlandırır.
  • Panthenol içerikli krem (Bepanthen gibi) ya da nemlendirici bir losyon sürerek cildin iyileşmesine destek olabilirsiniz.

🚨🚨 Alerjik Reaksiyon veya Kimyasal Yanık Belirtileri Varsa Hekiminize Danışın 🚨🚨

Aşağıdaki durumlarda vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız

  • Gözle temas
  • Yanık genişse veya derinse
  • Şiddetli ağrı varsa ve geçmiyorsa
  • Şiddetli kızarıklık, Kabarcıklar açılmış ve iltihaplanmışsa
  • Ciltte dökülme ya da sızıntı
  • Alerjik reaksiyonlar sistemik hale gelmişse (nefes darlığı, dudaklarda şişme gibi)
  • Reçine çıkarılamıyorsa

İyileşme Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Bölgeyi nemli tutun: Cilt iyileşmesi için nem önemlidir. Bepanthen, Madecassol gibi onarıcı kremler kullanılabilir.
  • Güneşten koruyun: Yanık izlerinin kalmaması için bölgeyi güneşten koruyun.
  • Kabukları soymayın.
  • Bol su için: Cilt sağlığı için hidrasyon gereklidir.

Uzun Vadeli Cilt Zararları

Cilde sık temas eden reçineler zamanla şu sorunlara yol açabilir

  • Kronik dermatit
  • Ciltte lekelenme veya kalıcı pigment bozuklukları
  • Duyarlılık gelişmesi (allerjik reaksiyonlar artabilir)
  • Doku hasarı ve iz oluşumu

Önleme Yöntemleri

  • Eldiven Kullanın: Isıya ve kimyasallara dayanıklı koruyucu eldivenler kullanın.
  • İyi havalandırılmış ortamda çalışın.
  • Cilt teması halinde ilk yardım malzemelerini el altında bulundurun.
  • Kılavuzları okuyun: Epoksi veya polimer reçineler kullanıyorsanız üretici talimatlarını dikkate alın.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Antik çağlarda yanık tedavisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23888738/

⭐️⭐️ İnşaat kaplamasındaki epoksi kimyasallarına cilt maruziyeti, gözlem, görüşme ve ölçümlerle değerlendirildi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30259537/

⭐️⭐️ Epoksi bileşiklerinden kaynaklanan mesleki cilt hastalıkları. Epoksi reçine bileşikleri, epoksi akrilatlar ve 2,3-epoksipropil trimetil amonyum klorür https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/1837196/

⭐️⭐️ Boru yenileme ticaretinde epoksiye cilt maruziyeti – gözlemsel bir çalışma https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22578424/

⭐️⭐️ Epoksi reçine bileşiklerinden kaynaklanan mesleki dermatozlar https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/2149318/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Vanilya Sarhoşluğu

Baharatların kötüye kullanımı..!!

Hiç şahit oldunuz mu? Yada duydunuz mu?

Belki siz de farkında olmadan baharatları zihinsel yükselme, öfari (Yoğun heyecan ve mutluluk hissi) için kullanıyorsunuz..!!

Farkında olarak yada olmayarak…

Ani değişen zihinsel durumunuz dahil olmak üzere tıbbi veya psikiyatrik bulgular gösterebilirsiniz. Lakin merak etmeyin baharatlardaki psikoaktif maddeler rutin toksikoloji çalışmalarında şimdilik tanımlanamıyor. Belki gelecekte bu duruma da el atılır.

Psikotrop madde ya da psikoaktif madde, merkezi sinir sisteminde etkisini gösteren ve beynin işlevlerini değiştirerek algıda, ruh hâlinde, bilinçlilikte ve davranışta geçici değişikliklere neden olan kimyasal maddelerdir.

Bazı baharatlar, merkezi sinir sistemi işlevini değiştirebilen psikoaktif bileşikler içerirler.

Kırmızı olanlar ülkemizde günlük tüketimi – kullanımı olanlardır.

Botanik temelTürlerEtkin maddelerPsikoaktif etkiler
Kurutulmuş meyve veya tohumlarHindistan CeviziMiristikin, elemisin, safrolUyarıcı, yatıştırıcı, halüsinojenik
VanilyaVanilin, piperonalUyarıcı, yatıştırıcı,
RezeneAnetolUyarıcı, yatıştırıcı,
KarabiberPiperineUyarıcı
Kurutulmuş çiçek tomurcuklarıKaranfilÖjenolYatıştırıcı
Sedatif TohumlarMaceMiristikinUyarıcı, yatıştırıcı,
KabuklarTarçın, seylan/cassiaÖjenol, kumarinUyarıcı, yatıştırıcı,
Kökler ve rizomlarAsaronKalamusUyarıcı, yatıştırıcı,
ZencefilGingeroller, şogaollerUyarıcı, yatıştırıcı,
ZerdeçalKurkuminYatıştırıcı,
Galangal (zencefil ve zerdeçal ailelerinin bir üyesi)1,8-sineol, β-pinen Uyarıcı, yatıştırıcı, halüsinojenikUyarıcı, yatıştırıcı, halüsinojenik
AsafetidaReçine, sakız, uçucu yağ, propenil-izobütilsülfit, umbelliferon, vanilinYatıştırıcı
StigmalarSafranPikrokrosin, safranalUyarıcı

Hali hazırda baharatların kötüye kullanımının yaygınlığı ve baharatların psikoaktif özellikleri hakkında yapılan araştırmalar çok az ve yetersizdir. Tıbbi alanda da üzerinde fazla durulmayan bu konu (ilaç kullanımı ile birlikte olması, kronik hastalıklarda kullanımı vb gibi) baharatların toksikolojik tespitinin yapılmaması dolayısı ile hem tanısal hem de hasta takibinde zorluklar oluşturmaktadır.

Psikoaktif bitkiler çoğunlukla doğal hallerinde psikoaktif olarak etkisizdir, ancak bunlardan elde edilen özütler veya alkaloidler psikoaktiflik sınıflandırmasında üst basamaklara çıkabilirler.

  • Uyarıcı
  • Yatıştırıcı
  • Halüsinojenik

Baharatların birçoğu afrodizyak olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple bazı baharatlar cinsel işlevi artırmak için kötüye kullanılabilir.

Vanilya

Vanilya, genellikle tatlandırıcı olarak kullanılan ve genellikle Vanilya Orkidesi (Vanilla planifolia) bitkisinin meyvesinden elde edilen doğal bir bileşiktir. Ancak, bazı insanlar vanilyanın sarhoş edici etkilerini deneyimleyebileceğini belirtmişlerdir. Bu etki, genellikle vanilin adlı bileşikten kaynaklanmaktadır.

Vanilya (Vanilya cinsinin bir türü), heliotropin (para-methoxyphenylacetaldehyde) olarak da bilinen piperonal içeren organik bileşiktir ve kimyasal olarak aromatik aldehitler sınıfına aittir.

Doğal olarak bazı bitkilerde bulunabilir, ancak ticari olarak genellikle sentetik yollarla üretilir. Heliotropin, vanilya ve yasemin gibi tatlar ve kokularla benzer bir profile sahip olan tatlı, çiçeksi bir kokusu ile bilinir.

Piperonal, ruh halini ve refahı iyileştirebilecek aromaterapötik özelliklere sahiptir.

Vanilin‘ in DNA hasarı ve antimutajenik potansiyeli aracılığında rol oynadığı görülmüştür.

1990’ların başında New York’taki Memorial Sloan-Kettering Kanser Merkezi tarafından yürütülen araştırmalar, heliotropinin güçlü bir aromaterapi aracı olduğunu kanıtlamaya yardımcı oldu.

Çalışmada, bir tarayıcının dar silindirik çekirdeğinde bir saat kadar hareketsiz yatmayı gerektiren bir prosedür olan manyetik rezonans görüntüleme ( MRI ) geçiren hastalar, stresli prosedür sırasında kaygı üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla beş farklı kokuya maruz bırakıldı.

Araştırma grubu, piperonal veya sassafras yağı olarak da bilinen heliotropinin, incelenen diğer kokulardan hastalar için daha rahatlatıcı ve hoş olduğunu buldu. Aslında, heliotropinle kokulandırılmış bir ortamda taranan hastalar, herhangi bir kokuya maruz kalmayanlara göre yüzde 63 daha az kaygı hissettiler.

Chicago’daki Koku ve Tat Tedavi ve Araştırma Vakfı, vanilyanın cinsel uyarılmayı destekleyebileceğini buldu.

Vanilinin (vanilyanın önemli bir bileşeni) kısa vadeli etkileri arasında rahatlama hissi ve stresin azalması yer alır; uzun vadeli kullanımı antidepresan etki yaratabilir.

Bu etkileri elde etmek için vanilyanın kötüye kullanıldığına dair hiçbir rapor yoktur; Ancak hastalar vanilya özütünün alkol içeriği (% 35’e kadar etanol) nedeniyle vanilya özünü kötüye kullanabilirler.

Vanilya kötüye kullanımından şüphelenilen durumlarda alkol zehirlenmesi ve yoksunluğu için standart tedavi gerekir.

Heliotropin’in Kullanım Alanları

  1. Parfüm Endüstrisi: Heliotropin, güçlü çiçeksi, tatlı ve vanilya benzeri kokusu nedeniyle parfüm endüstrisinde yaygın olarak kullanılır. Kokulara derinlik ve sıcaklık ekler, bu yüzden parfüm formülasyonlarında baz veya orta notalar olarak yer alabilir.
  2. Gıda ve İçecek: Heliotropin, bazen doğal tatlandırıcılar ve aroma vericiler olarak kullanılır. Kokusu ve tadı vanilyaya benzediği için, bazı gıda ve içeceklerde aroma katkısı olarak yer alabilir. Ancak, genellikle gıda endüstrisinde daha az yaygın bir bileşiktir.
  3. İlaç ve Kozmetik Ürünleri: Heliotropin, bazı kozmetik ve cilt bakım ürünlerinde de kullanılabilir. Özellikle parfüm ve deodorant ürünlerinde hoş bir koku sağlamak için eklenir.

Heliotropin’in Kimyasal Özellikleri

  • Kimyasal Formül: C8H8O3
  • Moleküler Ağırlık: 152.15 g/mol
  • Erime Noktası: 47-49 °C
  • Kaynama Noktası: 261 °C (dekompozisyon)

Heliotropin, özellikle aromatik aldehit yapısı sayesinde, genellikle tart ve tatlı bir kokuya sahiptir. Bu kimyasal bileşik, çoğu zaman saf formda elde edilmediği için, türevleri veya karışımları kullanılabilir.

Heliotropin ve Sağlık

Heliotropin, genellikle parfüm ve kozmetik ürünlerinde güvenli bir şekilde kullanılır, ancak yüksek dozlarda veya bazı açık cilt teması durumlarında bazı alerjik reaksiyonlar veya cilt tahrişlerine yol açabilir. Bu nedenle, özellikle hassas cilde sahip kişiler bu tür ürünleri kullanmadan önce dikkatli olmalıdır.

Heliotropin ve Toksisite

Heliotropin’in toksik etkileri üzerine yapılan araştırmalar sınırlıdır. Ancak, bu bileşik genellikle düşük dozda kullanıldığında toksik değildir. Yine de, doğal veya sentetik formdaki büyük miktarlarda kullanımı tavsiye edilmez. Hayvan deneylerinde yüksek dozların karaciğer ve böbrek hasarına yol açabileceği gösterilmiştir, ancak insanlarda bu tür etkilere dair sınırlı veri vardır.

Sonuç

Heliotropin, özellikle parfüm ve gıda endüstrisinde tat ve koku sağlayan önemli bir bileşiktir. Çiçeksi ve tatlı kokusu ile popülerdir. Ancak, kullanımı ve güvenliği konusunda dikkatli olunmalı, aşırı dozdan kaçınılmalıdır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Vanilin: Popüler bir tatlandırıcı molekülün terapötik beklentileri üzerine bir inceleme https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7790484/

⭐️⭐️ Nörodejeneratif Hastalıklar ve Nöropatofizyolojik Durumlarda Vanilinin Rolüne Genel Bakış https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9915872/

⭐️⭐️ Piperonal: Şimdiye Kadarki Yolculuk https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32651966/

⭐️⭐️ Ergenlik Çağında Vanilya Özütü Yutulmasından Kaynaklanan Etanol Zehirlenmesi: Bir Vaka Raporu. https://ispub.com/IJFP/4/1/3199

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Evde Öjenol ile Ağrı Kesici Merhem Yapalım

🩺 🩸🩺 🩸 🩺 🩸 🩺 🩸 🩺 🩸 🩺

Ağrı Kesici Merhem ve Jellerde Aktif Bileşen

Doğal Bir Analjezik Olarak Öjenol

Öjenol, başta karanfil (Syzygium aromaticum) olmak üzere çeşitli bitkilerden elde edilen, güçlü aromatik ve farmakolojik özelliklere sahip bir fenolik bileşiktir. Esas olarak doğal bir analjezik (ağrı kesici) ve antiinflamatuvar madde olarak tanımlanır. Bu özellikleri sayesinde, geleneksel tıpta ve modern farmasötik ürünlerde özellikle topikal merhem ve jellerde aktif bileşen olarak kullanımı yaygınlaşmıştır.

Etki Mekanizması

Öjenolün ağrı kesici etkisi, birkaç temel biyolojik mekanizma üzerinden gerçekleşir

Lokal Anestezik Etki

  • Öjenol, periferik sinir uçlarında sodyum kanallarını bloke eder.
  • Bu sayede ağrı sinyallerinin sinir hücrelerinden iletimini engeller.
  • Özellikle cilde sürüldüğünde, uygulanan bölgede geçici uyuşukluk sağlar.

Prostaglandin Sentezinin İnhibisyonu

  • Ağrı ve inflamasyonun ana mediyatörlerinden biri olan prostaglandinlerin üretimini baskılar.
  • Bu etki, non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlara (NSAİİ) benzerlik gösterir.

TRPV1 (Kapsaisin Reseptörü) Modülasyonu

  • Ağrı algısında görevli olan Transient Receptor Potential Vanilloid 1 (TRPV1) kanalını etkileyerek, yanma hissini hafifletir.

Antioksidan Aktivite

  • Hücre düzeyinde serbest radikal temizliği yaparak, inflamatuvar süreçlerin neden olduğu hücre hasarını azaltır.

Kullanım Alanları ve Formülasyonlar

Öjenol, aşağıdaki topikal ürünlerde aktif bileşen olarak bulunabilir:

Ürün TürüKullanım Amacı
Ağrı kesici merhemlerKas, eklem ve romatizmal ağrıların giderilmesi
JellerSpor sonrası kas ağrıları, burkulmalar, ezikler
Transdermal bantlarKronik bel ağrısı ve siyatik gibi durumlarda
Balm ve losyonlarHafif baş ağrısı ve boyun tutulmalarında

Dozaj ve Konsantrasyon

  • Topikal formülasyonlarda öjenol genellikle %1 ila %5 oranında kullanılır.
  • Daha yüksek konsantrasyonlar ciltte iritasyona neden olabileceğinden dikkatli doz ayarlaması gereklidir.
  • Jel formüllerinde alkol bazlı taşıyıcılarla çözülerek emilimi artırılır.

Yan Etkiler ve Önlemler

  • Cilt tahrişi, yanma hissi ve alerjik reaksiyonlar en sık görülen yan etkilerdir.
  • Uzun süreli kullanımda ciltte hassasiyet oluşturabilir.
  • Hamilelik ve emzirme döneminde, doktor kontrolü olmadan kullanılmamalıdır.

Evde Hazırlanabilecek Basit Bir Merhem Örneği

Aşağıda verilen karışımların etkinliği ve tabi ki yan etkileri kişiden kişiye değişebilir. Bu sebeple herhangi birini denemeden önce hekiminizin onayını almalısınız.

Doğal Ağrı Kesici Merhem (Öjenol Bazlı)

Malzemeler

🔹 3 yemek kaşığı hindistancevizi yağı
🔹 1 çay kaşığı arı mumu
🔹 10 damla saf karanfil yağı (yüksek öjenol içerir)
🔹 5 damla lavanta yağı (sakinleştirici etki)

Yapılışı

Tüm içerikler benmari usulü ısıtılarak karıştırılır, kavanoza dökülüp soğutularak kullanılır.

Kullanım: Günde 2 kez ağrılı bölgeye masaj yaparak uygulayın.

Öjenol Bazlı Merhem (Kas ve Eklem Ağrıları İçin)

Malzemeler

  • 2 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı
  • 1 yemek kaşığı balmumu
  • 10 damla öjenol (karanfil yağı)

Yapılışı

  1. Balmumu ve Hindistan cevizi yağını benmari usulü eritin.
  2. Ocaktan aldıktan sonra öjenolü ekleyin.
  3. Karışımı cam kavanoza aktarın ve soğumaya bırakın.

Kullanım: Günde 2 kez ağrılı bölgeye masaj yaparak uygulayın.

Öjenol + Zencefil Merhemi (İltihaplı Ağrılar İçin)

Malzemeler

  • 2 yemek kaşığı shea yağı
  • 1 çay kaşığı toz zencefil veya 10 damla zencefil yağı
  • 10 damla öjenol

Yapılışı

  1. Shea yağını ısıtın ve eridikten sonra öjenol ve zencefili ekleyin.
  2. Homojen karışımı kavanoza koyun.

Kullanım: Romatizma ve diz ağrılarında etkilidir. Günde 1-2 kez kullanın.

Nane + Öjenol Soğutucu Merhem (Baş ve Boyun Ağrıları İçin)

Malzemeler

  • 1 yemek kaşığı balmumu
  • 2 yemek kaşığı jojoba yağı
  • 5 damla nane yağı
  • 5 damla öjenol

Yapılışı

  1. Balmumu ve jojoba yağını eritin.
  2. Yağlar karışınca nane ve öjenolü ekleyin.
  3. Soğuması için kavanoza aktarın.

Kullanım: Şakaklara ve enseye hafifçe sürerek baş ağrısını hafifletir.

Lavanta + Öjenol Merhemi (Sakinleştirici ve Ağrı Giderici Etki İçin)

Malzemeler

  • 2 yemek kaşığı kakao yağı
  • 10 damla lavanta yağı
  • 10 damla öjenol

Yapılışı

  1. Kakao yağını benmari yöntemiyle eritin.
  2. Aromatik yağları ekleyin ve karıştırın.
  3. Kavanoza alın ve soğutun.

Kullanım: Kas gerginliği ve stres kaynaklı ağrılarda kullanılır.

Zerdeçal + Öjenol Merhemi (Anti-enflamatuvar ve İyileştirici)

Malzemeler

  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 yemek kaşığı balmumu
  • 1 çay kaşığı toz zerdeçal
  • 10 damla öjenol

Yapılışı

  1. Zeytinyağı ve balmumunu eritin.
  2. Zerdeçal ve öjenolü ekleyin, karıştırın.
  3. Karışımı kavanoza koyup soğumaya bırakın.

Kullanım: Ezilme, morarma, hafif kas yırtıkları gibi durumlarda uygulanabilir.

🩺 🩸🩺 🩸 🩺 🩸 🩺 🩸 🩺 🩸 🩺

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Eugenol’ün Farmakolojik Özellikleri ve Sağlık Faydaları: Kapsamlı Bir İnceleme https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8357497/

⭐️⭐️ Eugenol: Çok yönlü farmakolojik etkilere sahip doğal bir bileşik https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21299140/#:~:text=Eugenol%20possesses%20significant%20antioxidant%2C%20anti,in%20humans%20have%20been%20studied.

⭐️⭐️ Ağ farmakolojisi ve moleküler yerleştirme teknolojisi ile ağrı tedavisinde öjenolün transdermal uygulanmasının mekanizması üzerine çalışma https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2405844024057530

⭐️⭐️ Analjezik ve anti-inflamatuar etki için öjenol bazlı jel formülasyonunun geliştirilmesi ve değerlendirilmesi http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://d1wqtxts1xzle7.cloudfront.net/98040061/ap.2022.11.1-libre.pdf?1675162402=&response-content-disposition=inline%3B+filename%3DDevelopment_and_evaluation_of_eugenol_ba.pdf&Expires=1744405754&Signature=WwNa278uecseGyVsCAgSwDHgygrOdLqJ-gYkIjtXq1lQiuR7bz~z~22RTF50XIIgMpaYaqZEPpTBuJKRTcRpufDYN~jiEjoYp1Uo-BEWgDLoAKIpj5rOo56wP5Sebv033ROnI8ySCI~-jl~I9YFvCqSxPCpQ9zPoHo-YdcVbmZ-zY3pYZ-Of5KF4gryRzM7GBp57duxfPI9XzGUXxokJFSmaMUyRpr8kspN2dBykB5GZN66WMb2Uu265jlUy-jktPG9SvAHHyHBv8oo7yPm25DmPC8FK56KLpWkEXSmzcDUFnVPUegXlrS3u9QylNTemCFWX25wcZp4Y6y7fOgLblQ__&Key-Pair-Id=APKAJLOHF5GGSLRBV4ZA

⭐️⭐️ Geliştirilmiş analjezik ve anti-inflamatuar etkiler için naproksen- öjenol ile birlikte yüklenen farmasötik emüljellerin üretimi ve karakterizasyonları https://www.mdpi.com/2310-2861/8/10/608https://www.mdpi.com/2310-2861/8/10/608

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Eksilmiş Testosteronu Yükseltelim

Testosteron, cinsiyet farklılaşmasını düzenleyen, erkek cinsiyet özelliklerini, spermatogenezi ve doğurganlığı üreten birincil erkek hormonudur. 

Testosteron, testislerin inişi, spermatogenez, penis ve testislerin büyümesi ve libidonun artması gibi birincil cinsel gelişimin gelişiminden sorumludur. 

Testosteron ayrıca erkeksilikten sorumlu olan ikincil erkek özelliklerinin düzenlenmesinde de rol oynar. Bu ikincil cinsiyet özellikleri arasında erkek saç desenleri, ses değişiklikleri ve ses kalınlaşması, ergenlikteki büyüme atakları (testosteron erken dönemde epifiz plağında doku büyümesini ve ergenliğin ilerleyen dönemlerinde plağın kapanmasını artırır) ve iskelet kası büyümesi (testosteron protein sentezini uyarır) gibi anabolik etkiler bulunur.

Testosteron ayrıca eritropoiezi uyarır, bu da erkeklerde kadınlara kıyasla daha yüksek hematokrit ile sonuçlanır.

Testosteron seviyeleri yaşla birlikte düşme eğilimindedir; bu nedenle erkekler testis boyutunda azalma, libidoda düşüş, daha düşük kemik yoğunluğu, kas kütlesinde azalma, artan yağ üretimi ve azalan eritropoiezi deneyimler ve olası anemiye yol açar.

Testosteron eksikliği için kendinizi test edebilirsiniz.

Aşağıdaki bulgulardan – belirtilerden birkaçı varsa, geçici testosteron düşüklüğü olabilir.
Ancak 5 ve daha fazla belirti varsa, kan tahlili ile total ve serbest testosteron, SHBG, DHT ve LH seviyeleri ölçülmelidir.

Haydi başlayın bakalım…

⭐️ Libido düşüklüğü
⭐️ Sabah ereksiyonlarının kaybolması
⭐️ Ereksiyon kalitesinde bozulma
⭐️ Boşalma isteğinde azalma
⭐️ Cinsel fantezilerin silinmesi
⭐️ Sperm sayısı ve kalitesinde azalma
⭐️ Testislerde küçülme (atrofi)
⭐️ Cinsel performans endişesi
⭐️ Gecikmiş ya da eksik orgazm
⭐️ “Hiçbir şey hissetmiyorum” hissi (!)
⭐️ Meme ucu hassasiyeti (!), meme dokusunda artış (jinekomasti)
⭐️ Tüylerde incelme, dökülme (özellikle kolda, bacakta)
⭐️ El-ayak üşümesi (dolaşım zayıflığı)
⭐️ Gıdıklanmalara karşı aşırı hassasiyet
⭐️ Erkeksi rekabet hissinin kaybolması
⭐️ Kadınsı duygulanımlar / ağlaklık (!?)
⭐️ İnce ses tonu
⭐️ Sakal çıkışında azalma veya seyrelme
⭐️ Vücut kokusunda azalma (!)
⭐️ Eski şarkılarla nostaljik melankoliye dalma
⭐️ “Ben artık yaşlandım galiba” hissi
⭐️ Kadın deodorantlarının kokusunu sevmeye başlamak (!)
⭐️ Kas kaybı (özellikle üst vücut, omuz, göğüs)
⭐️ Kolay yağlanma (özellikle karın çevresi, meme bölgesi)
⭐️ Güç kaybı – ağırlık kaldıramama
⭐️ Egzersize direnç azlığı (çabuk tükenme)
⭐️ Kilo vermede zorlanma
⭐️ Kemik yoğunluğunun azalması (ileride osteopeni, osteoporoz)
⭐️ Boyun, bel, diz gibi bölgelerde kronik ağrılar
⭐️ Sert duruşun gitmesi, omuzların düşmesi
⭐️ Gece terlemeleri ve sıcak basmaları (!)
⭐️ Sürekli yorgunluk, enerji düşüklüğü
⭐️ Beyin sisi, odaklanma güçlüğü
⭐️ Motivasyonsuzluk (hiçbir şey yapmak istememe)
⭐️ Depresif ruh hali, keyif almama
⭐️ Özgüven azalması
⭐️ Sosyal ortamlardan kaçma
⭐️ Hızlı sinirlenme, öfke patlamaları
⭐️ Hayal kurmama isteği
⭐️ Risk alma isteğinin kaybolması
⭐️ “Erkekliğim gitti” hissi
⭐️ Dizi izlerken gözlerin dolması (!)
⭐️ İnsülin direnci gelişmesi
⭐️ Açlık-tokluk dengesi bozulması
⭐️ Kolesterol ve trigliserid yüksekliği
⭐️ D vitamini düşüklüğüyle birlikte seyredebilir
⭐️ Kortizol artışı (stres hormonuyla birlikte gitme eğilimi)
⭐️ Tiroid sorunlarıyla paralel gidebilir
⭐️ Hormon dengenin komple bozulması (baldıran zehri gibi)

Nasıl Yapalım da Testosteronu Yükseltelim?

Öncelikle testosteron eksikliğiniz şüphesinde hekimize başvurmalı, burada yazılı tavsiyeleri kendinizde uygulamadan önce hekiminizin onayını almalısınız.

İlk olarak günümüz rutin uygulamaları ile başlayalım.

Shilajit (250-500 mg) – sabah

(Shilajit, uzun zamandır Ayurveda şifasında kullanılan mineral açısından zengin bir reçinedir.)

Tongkat ali (200-400 mg) – haftada 5 gün

(Tongkat ali (Eurycoma longifolia Jack), “Long Jack” olarak da bilinir, Güneydoğu Asya’ya özgü çiçekli, çalımsı, yavaş büyüyen yaprakları, kökleri ve kabuğu kullanılan bir ağaçtır.)

Bor minerali (3-6 mg) – sabah

D vitamini (10000-20000 IU) – yağlı öğünle sabah

Magnezyum (400-800 mg) – öğlen/gece

Ham bal, saf glikoz + enerji – Günlük 1-2 çorba kaşığı
Arı sütü, hormon benzeri bileşenler (testosteron destekli) – Günlük 1 tatlı kaşığı
Polen, çinko, amino asit, B grubu → sperm kalitesi & libido – Günlük 1 tatlı kaşığı

Sakatat, kolesterol + B12 + çinko = testosteron ham maddesi – Haftada üç porsiyon

Farklı yaklaşımlar da mevcut.

Derleme yaparak kimler neler uyguluyor bir bakalım.


⭐️ 10-15 dk sabah güneşi → D3 + biyoritm
⭐️ Ayakkabısız doğaya bas → negatif iyon alımı – Topraklanma – (Serotonin – melatonin – testosteron dengesine katkı sağlar)
⭐️ Güç gerektiren aktivasyon → kas, testosteron, primal enerji tetiklenir
⭐️ 15 dk ağır egzersiz sonrası 1 saat yürüyüş (stres düşer, kortizol iner)
⭐️ 4-4-4-4 nefes → kortizol düşürür – “Ağır burundan al – kuvvetli ağızdan ver” → sempatik sistemi aktifleştirir.
⭐️ Halen kesin verileri orrtaya konmamış osa da deneyebileceğiniz 528 Hz: DNA onarımı + hormon dengesi için – 417 Hz: Negatif yüklerinizden uzaklaşmak için – 111 Hz: Eril titreşim – ilkel titreşim frekansı
Gözleriniz kapalı sakin ve huzurlu bir ortamda çıplak ayakla toprağa basarken dinleyebilirsiniz. (Denemeye değer) ○ Adrenalin yükselten (tabi ki canınızın kıymetini de bilerek) aktiviteler yapmak.korku merkezini bastıran “maskülen çekirdek” aktive edebilirsiniz.
⭐️ Güneş + soğuk duş güne başlamak için iyi bir alternatif olabilir.

Leonard Horowitz’e göre 528 Hzvaroluşun müzikal matematiğidir.

Sevgi frekansı olarak bilinen 528, duyguları harekete geçiren ve DNA yenilenmesine pozitif etkilerde bulunan en popüler Solfeggio Frekansları’ndan bir tanesidir..

Testosteron Riskleri

1. Testosteron Takviyelerini Kontrolsüz Kullanmak

  • Aşırı testosteron kullanımı: Testosteron takviyeleri veya steroid kullanımı, testosteron seviyelerini hızla artırabilir. Ancak, vücuda aşırı testosteron verilmesi, vücudun doğal hormon üretimini engelleyebilir ve hormonal dengenin bozulmasına yol açabilir. Ayrıca, kalp hastalıkları, karaciğer hasarı, agresif davranışlar, uyku bozuklukları ve diğer ciddi sağlık sorunları ile ilişkilendirilebilir.
  • Yan etkiler: Aşırı testosteron kullanımı, özellikle uzun süreli kullanımda vücutta su tutulması, akne, saç dökülmesi ve kısırlık gibi yan etkilere neden olabilir.

2. Yüksek Dozda Steroid Kullanmak

  • Anabolik steroidler: Vücut geliştirme veya atletik performans arttırmak amacıyla kullanılan anabolik steroidler, testosteron seviyelerini hızlıca yükseltebilir. Ancak, bu tür steroidlerin kullanımı karaciğer toksisitesi, yükselmiş kalp hastalığı riski, depresyon ve agresif davranışlar gibi ciddi yan etkilere yol açabilir. Ayrıca, bağımlılığa yol açabilir ve uzun vadede hormonal dengesizliğe neden olabilir.

3. Yanıltıcı Ürünlere Güvenmek

  • Piyasada satılan “doğal” testosteron artırıcı ürünler: Bazı takviye ürünleri, testosteron artırıcı etkiler sunduğu iddiasıyla satılmaktadır. Ancak bu ürünlerin çoğu bilimsel olarak doğrulanmamış ve güvenli değildir. Bazı ürünler, içinde potansiyel olarak zararlı maddeler içerebilir ve vücuda zarar verebilir. Takviyelerin ve bitkisel ürünlerin etkisi, kişiden kişiye değişebilir, dolayısıyla güvenilir olmayan ve onaylanmamış ürünlerden kaçınılmalıdır.

4. Dengesiz Diyet ve Sağlıksız Beslenme

  • Aşırı şeker ve işlenmiş gıda tüketimi: Şeker ve işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi, insülin direncine ve obeziteye yol açabilir, bu da testosteron seviyelerini olumsuz etkileyebilir. Testosteron seviyelerini artırmaya çalışırken, sağlıklı beslenmek son derece önemlidir.
  • Yetersiz yağ alımı: Testosteron, vücutta yağlardan türeyen bir hormondur. Yetersiz yağ alımı, testosteron üretimini sınırlayabilir. Ancak, sağlıksız yağlardan (trans yağlar ve doymuş yağlar) kaçınılmalı ve yerine sağlıklı yağlar (örneğin zeytinyağı, avokado, fındık, balık yağları) tercih edilmelidir.

5. Yetersiz Uyku Almak

  • Uyku eksikliği: Testosteron üretimi büyük ölçüde uyku sırasında gerçekleşir. Yetersiz uyku, testosteron üretimini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, her gece yeterli ve kaliteli uyku almak önemlidir. Yeterli uyku almak, hormon seviyelerini düzenlemeye yardımcı olabilir.
  • Ağır uyku apnesi gibi uyku bozuklukları, testosteron seviyelerinde düşüşe neden olabilir.

6. Aşırı Alkol Tüketimi

  • Alkol: Aşırı alkol tüketimi, testosteron üretimini engelleyebilir ve bu durum, vücudun hormon dengesini bozabilir. Alkol, özellikle karaciğerin fonksiyonlarını etkileyerek testosteron metabolizmasını değiştirebilir. Ayrıca, alkol aşırı tüketimi, uyku düzenini bozar ve obeziteye yol açabilir, bu da testosteron seviyelerini daha da düşürebilir.

7. Stresin Aşırı Olması

  • Yüksek stres seviyeleri: Stres, vücudun yüksek miktarda kortizol üretmesine yol açar. Kortizol, stres hormonu olarak bilinir ve aşırı seviyede kortizol, testosteron üretimini engelleyebilir. Yüksek stres, vücutta hormonal dengesizliğe neden olabilir ve testosteron seviyelerini olumsuz etkileyebilir.

8. İnhibitör ve Düşürücü İlaçlar Kullanmak

  • İlaçlar ve tedaviler: Bazı ilaçlar, özellikle antidepresanlar, opiatlar ve bazı kanser tedavileri testosteron seviyelerini düşürebilir. Bu tür ilaçların kullanımı, testosteron seviyelerinin normalden düşük olmasına neden olabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Testosteron ve vücut fonksiyonları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17178552/

⭐️⭐️ Shilajit : Potansiyel Prokognitif Aktiviteye Sahip Doğal Bir Fitokompleks https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3296184/

⭐️⭐️ Tongkat Ali https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK609015/

⭐️⭐️

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla