Diyabetlilere Dut Yaprağı

Dut çeşitlerinin çoğunun kökeninin Çin /Japonya bölgesi ve Himalaya etekleri olduğu düşünülmektedir.

Dut yapraklarının etkisi, rüzgar ısısını dağıtma, akciğerleri temizleme ve kuruluğu nemlendirme kapasitesi nedeniyle eski Çin’de iyi bir şekilde belgelenmiştir.

Beyaz dut yapraklarının, kök kabuğunun, dallarının ve meyvelerinin tıbbi kullanımı Çin Halk Cumhuriyeti Farmakopesi’nde belgelenmiştir.

Çin tıbbındaki kullanımı MS 659’a kadar uzanır.

Dut suyu, İngiliz Bitkisel Farmakopesi’nin resmi bir ürünüdür.

Kök kabuğu müshil ve antihelmintik özelliklere sahiptir ve tadı acıdır.

Kök suyunun kanı aglütine ettiğine ve ayrıca sindirim sistemindeki kurtları öldürdüğüne inanılmaktadır.

Gövde kabuğu müshil ve solucan düşürücü özelliklere sahiptir.

Yapraklar terletici ve yumuşatıcı özelliklere sahiptir ve yaprak suyu boğaz enfeksiyonlarını ve iltihabı önlemek için kullanılmıştır.

Meyve suyu soğutucu ve müshil özelliğine sahiptir ve ateş, soğuk algınlığı, ishal, sıtma, amip, kabızlık ve bağırsak kurtlarını (örneğin tenya) tedavi etmek için kullanılır.

Modern çalışmalar, aktif bitki maddeleri olan flavonoidler, alkaloidler, polisakkaritler ve polifenollerin dut yapraklarının kan şekerini düşürme yeteneğinin birincil moleküler temeli olduğunu göstermiştir.

Dut Yaprağı (Özellikle Kara Dut Yaprağı) İçeriği

  1. Protein (%15-35)
  2. Mineraller – kalsiyum (%2,42-4,71) – fosfor (%0,23-0,97)
  3. Metabolize edilebilir enerji (1130-2240 kcal/kg) açısından oldukça zengindir. 
  4. Anti-besinsel faktörlerin hiçbiri yoktur veya ihmal edilebilir düzeydedir.

⭐️⭐️Kara dut içeriği, beyaz duta göre fenol bileşikleri açısında 8 kat fazla ve çok daha etkindir.

⭐️⭐️Dut yaprakları demir, çinko, manganez ve kalsiyum gibi birçok eser element içerir.

Demir, vücuttaki serbest radikalleri temizleyebilir ve pankreas hücrelerine oksijen tedarikini artırarak insülin sentezini ve salınımını kolaylaştırabilir. 

Çinko, insülin stabilitesini artırmak ve insülinin hipoglisemik etkisini güçlendirmek için insülinin kristalleşmesini destekler.

Manganez, mitokondrideki oksidatif stresi azaltmak için gerekli olan manganez süperoksit dismutazın bir bileşenidir ve bu enzim aynı zamanda bir antioksidandır, mitokondriyi korur ve oksidatif hasarı azaltarak adacık β hücrelerini oksidatif stresten korur.

Kalsiyum eksikliği hücrelerin salgılama işlevini olumsuz etkileyebilir ve insülin salgılanması önemli bir kalsiyum aracılı süreçtir ve kalsiyum eksik olduğunda hücrelerin içindeki ve dışındaki kalsiyum dengesi değişir ve bu değişen denge insülinin normal salgılanmasını etkileyebilir.

Dut Yaprağı (Özellikle Kara Dut Yaprağı) Etken Maddeleri

🔶 Antosiyanin siyanidin-3-glikozid
🔶 Kamferol-3-O-rutinozid,
🔶 Kuarsetin-3-O-glikozid
🔶 Kuarsetin-3-O-rutinozid
🔶 Siyanidin-3-soforozid
🔶 Pelargonidin-3-glikozid
🔶 Pelargonidin-3-rutinozid

Dut Yaprağı (Özellikle Kara Dut Yaprağı)
⭐️ Karaciğerde Yağdan enerji elde edilmesini sağlar (%28)

⭐️ Fruktoz emilimini yavaşlatır (glut-5 kapısı)(%33)

⭐️ Bağırsaktan glikoz emilimini yavaşlatır (%36)

⭐️ LDL ve Trigliserit oranını düşür (%24)

⭐️ Hücre ve DNA oksidasyonunu önler

Kara dut yaprağı Çin tıbbında ilaç olarak kullanılır.

  • Antidiyabetik (Tek doz dut yaprağı uygulaması karbonhidrat yüklemesinden sonra glikoz sapmasının tepe seviyesini ve eğri altında kalan alanı (iAUC) önemli ölçüde baskılar)
  • Antihipertansif (Dut yaprakları, anjiyotensin dönüştürücü enzimi (ACE) inhibe ederek kan basıncını ve kalp atış hızını düşürür)
  • Antihiperlipidemik (Dut yaprakları ile tedavi edilen hayvanlarda, kan dolaşımında toplam kolesterol (TK), düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol (LDL-K) ve trigliseritlerde (TG) belirgin azalmalar ve yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterolde (HDL-K) artış meydana gelir)
  • Karaciger Yağlanması (Dut yaprakları, yüksek yağlı diyetin kronik tüketimiyle oluşan vücut ağırlığı artışını baskılar)
  • Antioksidan (Dut yapraklarının serbest radikal oluşumuna ve oksidatif stres kaynaklı doku hasarına karşı etki ve Fe 3+ ‘yi Fe 2+’ ye indirgeyerek elektron bağışlama kapasitesini gösterir.)

National Library of Medicine’den yayınlanan bir araştırmaya göre, dut yaprağı lateks içerir (insanlar için hafif toksik olan ve mide bulantısına veya cilt tahrişine neden olabilen beyaz bir öz.) Lakin, insanların büyük bir çoğunluğu herhangi bir sorun yaşamadan dut yaprağı tüketebilmektedir.

Dut Yaprağını Nasıl Tüketeceğiz

Bir tatlı kaşığı toz (dut yaprağı) ya da 5 yaprak dut bir su bardağı sıcak su da 4 – 5 dakika bekletilip sabah ve akşam yemekten hemen önce içilir.
Lakin günde 2 fincandan fazla içilmemelidir. Çünkü uzun süre ve günlük 5 – 6 fincan içildiğinde (kullanımda) yüksek potasyum içeriği nedeni ile böbreklerde sorun oluşturur.
Önemli uyarı Hamileler ve emzirenler kesinlikle kullanmamalıdır.

Yemekten sonra bir fincan kahve içmek dut yaprağının potasyum yükü nedeni ile böbrek için oluşturabileceği olası zararı önler.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Dut yapraklarının hipoglisemik özellikleri ve hipoglisemik mekanizmalarının değerlendirilmesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10117911/

⭐️⭐️ Umut Vaat Eden Bir Nutrasötik Kaynağı Olarak  Morus nigra L.’nin (Kara Dut) Farmakolojik Özellikleri https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6412198/

⭐️⭐️ Dut Yaprağı Ekstresinin Tip 1 Diyabet Mellituslu Farelerin Tedavisinde Farmakolojik ve Patolojik Etkileri https://www.mdpi.com/1467-3045/45/7/343

⭐️⭐️ Sağlıklı yetişkinlerde akut dut yaprağı ekstresi alımının zamanlamasının yemek sonrası glikoz metabolizması üzerindeki etkileri: randomize, plasebo kontrollü, çift kör bir çalışma https://www.nature.com/articles/s41430-023-01259-x

⭐️⭐️ Dut yaprağı özütü, dört yaygın diyet karbonhidratının glisemik indeksini azaltır https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30142838/

⭐️⭐️ Tip 2 diyabetli ve kontrol deneklerinde 75 g sakaroz alımına bağlı olarak dut yaprağı özütünün kan şekeri ve nefes hidrojen tepkisi üzerindeki etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17303787/

⭐️⭐️ Cilt Beyazlatıcı Losyon Hazırlamak İçin Morus alba Köklerinden Oksiresveratrol Ekstraksiyonu İçin Üre-Gliserin Bazlı NADES-UAE’nin Optimizasyonu https://jyoungpharm.org/article/1315

⭐️⭐️ Tayland Dut bitkisinden elde edilen yeni bir beyazlatıcı madde kaynağı ve betulinik asit miktarının belirlenmesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/18569714/https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/18569714/

⭐️⭐️ Dut Yapraklarının (Morus Alba ) Besin Sindirilebilirliği https://www.tandfonline.com/doi/full/10.4081/ijas.2013.e36

⭐️⭐️ Dut yaprakları ve kardiyometabolik risklere karşı potansiyel etkileri: kimyasal bileşimler, biyolojik özellikler ve klinik etkinliğin incelenmesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6130672/

⭐️⭐️ Üç çeşit dut (Morus sp.) yapraklarının yaklaşık bileşimi ve antioksidan potansiyeli: karşılaştırmalı bir çalışma https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22837655/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Çimento Üretim Sektörü Çalışanlarında Krom Eksikliği – İş Güvenliği Riski

Çimento fabrikalarında çalışan bir işçinin günü, sanıldığı kadar sıradan değildir. Dışarıdan bakıldığında sadece makineler, dönen silolar, yükselen dumanlar ve sürekli çalışan konveyör bantları görülür. Oysa fabrikanın içinde hayatını geçiren işçilerin bedeni ve zihni, bu ağır şartlar altında sürekli sınavdan geçer. Sabahın erken saatlerinde başlayan vardiya, akşamın karanlığına kadar sürer.

Yoğun toz bulutu, sürekli çalışan makinelerin çıkardığı uğultu, yüksek sıcaklık ve ağır fiziksel iş, işçilerin hem bedeninde hem de zihninde iz bırakır. İş güvenliği denildiğinde çoğumuzun aklına baretler, maskeler, çelik burunlu ayakkabılar gelir. Evet, bunlar hayati önem taşır. Ancak, bir fabrikanın en kritik güvenlik unsuru, aslında işçilerin kendi bedenleridir. Ve o bedenin görünmeyen bir ihtiyacı vardır: Krom.

Krom, adını belki birçok işçi duymamıştır. Çoğu zaman vitaminlerin ve proteinlerin gölgesinde kalan bu mineral, aslında iş güvenliği açısından sessiz bir kahramandır. Çünkü işçinin gözünü açık tutan, kaslarını güçlü kılan, zihnini berraklaştıran ve şeker dengesini sağlayan şeylerden biri kromdur. Krom olmazsa, işçi sadece yorgun düşmez; dikkati dağılır, refleksleri yavaşlar ve iş kazalarına davetiye çıkar. İşte bu yüzden krom, çimento fabrikası gibi ağır sanayi ortamlarında bir iş güvenliği meselesi olarak ele alınmalıdır.

Bir fabrikanın üretim hattında küçük bir vidanın eksikliği bile büyük bir kazaya yol açabilir. Aynı şekilde, bir işçinin bedeninde krom eksikliği de görünmeyen ama zincirleme etkilerle büyüyen sorunlara yol açar. Kan şekeri dalgalanır, insülin görevini yapamaz, kaslar enerjisiz kalır ve işçi farkında olmadan riskli hale gelir. Bunu daha iyi anlamak için önce vücuttaki mekanizmaya biraz yakından bakalım.

İnsan vücudu, aslında elektriksel ve kimyasal kapılarla dolu bir fabrika gibidir. Yemek yediğinizde glikoz kana karışır. Bu glikozun hücrelerinize girebilmesi için insülin hormonu devreye girer. Pankreastaki beta hücreleri, glikozu görünce insülin salar. Bu insülin, kas hücrelerinin yüzeyindeki kapılara dokunarak glikozun içeri alınmasını sağlar. Böylece glikoz, kaslarda enerjiye dönüşür. Ancak burada kritik bir ayrıntı vardır: O insülin reseptörleri krom ile çalışır. Yani kapının kilidi kromdur. Eğer krom yoksa, insülin kapıya gelse bile kapı açılmaz. Glikoz kanda kalır, hücreler enerjiye ulaşamaz. İşte o zaman hem kan şekeri yükselir hem de kaslar güçsüzleşir.

Bir çimento işçisini düşünelim. Sabah vardiyasına başlamış, birkaç kürek çimento taşımış, ağır bir makinenin bakımını yapıyor. Eğer kanda krom düşükse, glikoz kaslarına giremez. Kasları güçsüzleşir, elleri titremeye başlar, dikkati dağılır. O anda yapacağı küçük bir hata, büyük bir kazaya yol açabilir. Mesela, vincin yükünü dengesiz kaldırabilir, konveyör bantta eli sıkışabilir veya yüksekten inerken dengesini kaybedebilir. Bunlar kulağa basit gelebilir ama çimento fabrikası gibi ağır iş ortamlarında her saniyenin ve her hareketin güvenliği hayati önem taşır.

Kromun eksikliği sadece kas gücünü değil, beynin çalışma düzenini de bozar. Kanda kalan glikoz, kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobine yapışır. Bu durumda HbA1c yükselir ve hemoglobinin oksijen taşıma kapasitesi azalır. Yani vücudun dokuları yeterince oksijen alamaz. Bu da beyin sisi, dikkat dağınıklığı, yorgunluk, uyku sorunları ve depresyon gibi sonuçlar doğurur. Bir işçinin dikkati dağınık, zihni bulanık olduğunda, güvenlik prosedürlerini uygulaması mümkün değildir. Kazaların büyük bir kısmı, zaten dikkat kaybından doğmaz mı?

Bir diğer önemli nokta, krom eksikliğinin zamanla insülin direncine yol açmasıdır. Sürekli yemek yemek, sürekli glikoz dalgalanması, kas hücrelerindeki reseptörleri yorarak onları kapatır. Böylece insülin görevini yapamaz, glikoz kanda birikmeye başlar. Bu süreç Tip 2 diyabetin zeminini hazırlar. Diyabet ise iş güvenliği açısından ciddi bir risktir. Çünkü diyabetli bir işçi, vardiya sırasında ani hipoglisemi yaşayabilir. Yani kan şekeri hızla düşer, kişi bayılabilir veya reflekslerini kaybedebilir. Bir fabrikanın içinde, ağır makinelerin ve yüksek sıcaklığın arasında bayılan bir işçi için sonuç ölümcül olabilir.

Kromun önemi kas erimesinde de ortaya çıkar. Kaslar enerjisiz kaldığında zayıflar, sarkar ve işçinin bedensel gücü düşer. Oysa çimento fabrikasında çalışan bir işçi için kas gücü, baret kadar önemlidir. Çuvalları taşımak, yüksek sıcaklığa dayanmak, makineleri kullanmak için güçlü kaslara ihtiyaç vardır. Krom, bu kasların görünmez yakıtıdır.

Peki, bu krom nereden gelecek? İşte iş güvenliği kültürünün bir başka boyutu da burada karşımıza çıkıyor: Beslenme. Fabrika yemekhanelerinde çoğu zaman beyaz ekmek, makarna, pilav ve yağlı yemekler bulunur. Bunlar enerji verir ama krom açısından fakirdir. Oysa tam tahıllı ekmek, bulgur, mercimek çorbası, nohutlu yemekler, brokoli, fındık ve ceviz krom açısından zengindir. Anadolu mutfağı aslında krom deposudur. Eskiden köylerde insanlar bulgur pilavı, nohutlu yemekler, cevizli tarhana çorbası ile beslenirdi. Bu doğal beslenme, onların krom ihtiyacını karşılardı. Ancak günümüzde hızlı yaşam ve ucuz beslenme tercihleri yüzünden işçiler kromdan mahrum kalıyor.

Burada fabrika yönetimlerine büyük görev düşüyor. İş güvenliği sadece kask dağıtmak, yangın tüpünü doldurmak veya eğitim vermek değildir. Aynı zamanda işçilerin yemek menülerini düzenlemek de iş güvenliğinin bir parçasıdır. Yemekhanede beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmek verilebilir, menülere mercimek çorbası ve nohutlu yemekler eklenebilir, ara öğünlerde fındık ve ceviz sunulabilir. Bu küçük gibi görünen adımlar, işçilerin dikkatini, enerjisini ve kas gücünü koruyarak iş kazalarını önleyecektir.

Bir işçinin “Ben çok yoruluyorum, halsiz düşüyorum, dikkatimi toparlayamıyorum” demesi, sadece bireysel bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda bir iş güvenliği alarmıdır. Çünkü o işçi, makine başında veya yüksek sıcaklıkta risk taşımaktadır. İşte krom takibi, bu alarmın sessiz çanı gibidir.

Krom ihtiyacı aslında çok küçüktür: kadınlarda günde 25 mikrogram, erkeklerde 35 mikrogram. Gözle görülmeyecek kadar küçük olan bu miktar, bir fabrikanın güvenli çalışmasında dev bir rol oynar. Yani bir anlamda krom, işçilerin damarlarında dolaşan görünmez bir güvenlik donanımıdır.

Bu noktada periyodik sağlık kontrolleri de önemlidir. Fabrikalarda işçilere düzenli kan şekeri ve HbA1c ölçümleri yapılmalıdır. Bu ölçümler yalnızca hastalık tespiti için değil, aynı zamanda iş güvenliği risklerini önceden belirlemek için de kullanılmalıdır. Diyabet riski olan işçiler erken aşamada fark edilirse, iş kazalarının önüne geçilebilir.

Beslenme eğitimi de bu sistemin bir parçası olmalıdır. İşçilere, kromun önemi anlatılmalı; yemekhanelerde ve afişlerde “Kromla Güvende Kal” gibi bilgilendirici mesajlar yer almalıdır. Çünkü çoğu işçi, beslenmenin iş güvenliği ile bağlantısını düşünmez. Oysa yanlış beslenme, bir işçinin dikkatini kaybetmesine ve dolayısıyla kazaya neden olabilir.

Kromun önemini küçümsememek gerekir. Bu mineral bize, küçük şeylerin büyük farklar yaratabileceğini gösterir. Nasıl ki çimento fabrikasında küçük bir vida eksikliği büyük bir kazaya yol açıyorsa, krom eksikliği de büyük sağlık sorunlarına kapı açar. Bir fabrikanın güvenliği sadece makinelerin değil, insan bedeninin de güvenliği ile ölçülür.

Sonuç olarak, çimento fabrikalarında iş sağlığı ve güvenliği kültürünün içine krom mutlaka dahil edilmelidir. İş güvenliği uzmanları, mühendisler ve fabrika yöneticileri kromu “sessiz kahraman” olarak görmeli; yemek menülerini, sağlık kontrollerini ve eğitim programlarını buna göre düzenlemelidir. Çünkü işçinin dikkati, enerjisi ve kas gücü, fabrikanın güvenliği kadar önemlidir.

Bir baret, bir maske veya bir çelik burunlu ayakkabı işçiyi dışarıdan korur. Ama krom, işçiyi içeriden koruyan görünmez bir donanımdır. Eğer bu donanım eksikse, işçinin gözleri dalar, kasları güçsüzleşir, refleksleri yavaşlar. Ve o anda fabrikanın en büyük güvenlik açığı ortaya çıkar. O yüzden, krom sadece bir mineral değil; iş güvenliğinin görünmez bir parçasıdır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Haydi Kas Yapalım

Yaşa bağlı kas kaybı kişisel yaşam tarzına göre değişmekle birlikte 30 – 50. yaş aralığından başlayarak kas kütlesi yılda yaklaşık %1 oranında azalır ve güç yılda yaklaşık %3 düşer. Giden kas kolay geri gelmez.

Özellikle erkeklerin kalça (gluteal) kasları 45-50’li yaşlarda 2-3 yılda erir gider.

Yaşınız arttıkça egzersiz yapmamanıza rağmen kilonuz aynı kalıyorsa yağlanıyorsunuz demektir!

Kas yağlanması yaşlı erişkinlerde bilişsel gerileme için yeni bir risk faktörüdür.

O sebeple göbek yağlarını aldırmak yerine kas yağlarınızı sporla yakın.

İnsan çizgili kasının elektron mikroskobu altında görüntüsü.

Aynen beyin hücreleri gibi kas hücreleri de yenilenmez ama kas lifleri artırılabilir. Kaslarınıza sahip çıkın, koşun, yüzün, ağırlık kaldırın, ip atlayın, crossfit yapın.

Egzersizden değil sarkopeniden (yaşla birlikte kas kütlesi ve gücünde azalmadan) korkun!

Ayrıca ameliyat veya kanser tedavisinden önce kas yapmak iyileşmeyi hızlandırıyor.

Gün içinde normal temposunun üzerinde orta ve yoğun fiziksel aktivite yapan kişilerin, ertesi gün yapılan hafıza testlerinde daha başarılı neticeler elde edilmektedir.

Pilates en sağlıklı kondisyon egzersizlerinden biridir lakin kalp damar sağlığı için tek başına yeterli değildir.

Tempolu yürüyüş, yüzme veya direnç antrenmanı gibi kalp hızı ve kas gücünüzün arttığı egzersizleri de mutlaka yapmalısınız. Düzenli güç antrenmanı kas ve güç kaybını yavaşlatır.

Pilates + Kardiyo + Direnç = KAS – KALP SAĞLIĞI

Kas kitlesi vücudunuza giren şeker için tampon görevi görür ve pankreasınızı korur. Kas kitlesinde %10’luk artış:

  • İnsülin direncinde %11
  • Prediyabet riskinde ise %12 azalmayla ilişkilidir.

Şeker hastası olmak istemiyorsanız yürüyüş yapın lakin ağırlık da kaldırın.

Çok koşan zor yaşlanır.

Yaşlanmayı en çok yavaşlatan ve genç görünmenizi sağlayan spordur.

Spor iskelet kaslarındaki NAD koenzimini korur, yaşlanmanızı engeller, kas kitlenizi ve cildinizi korur. NAD çok değerlidir. Oksidasyonu engellemede vazgeçilmezdir.

Bu sebeple koşmaya ve ağırlık kaldırmaya zaman ayırmaya değer.

En önemli kasımız Kalbimiz. Günde sadece 1,2-1,6 dk yoğun fiziksel aktivite yapmak

  • Kalp krizi riskini %33 azaltıyor.
  • Kalp yetmezliği riskini %40 azaltıyor.

Yani günlük 2 dk’dan kısa süreyle bile kalbinizi çok iyi koruyabilirsiniz.

Testosteron sadece bir erkeklik hormonu değildir.

Her iki cinsiyet için de dengesi – seviyesi önemlidir. Kas gücü, zindelik, mental sağlık, huzur, bağışıklık, mutluluk ve sağlık hormonudur.

Kas için uyku önemlidir. Çünkü erkeklerde 1 hafta boyunca 6 saatten az uyumak testosteron seviyesini %20 azaltır. Testesteron erkeklerde bağışıklık, kalp damar ve kas sağlığının en önemli rolü üstlenir.

Bu hafta az uyurum sonra eksiklerimi telafi ederim” demekle olmuyor! Borcunuzun bedeli büyük olabilir.

Bel çevresi yağlar testosteronu östrojene çeviren aromataz enzimin en büyük yuvasıdır. Bir erkeğin bel çevresi yağlanıyorsa testesteronu ve kas gücü düşüyor, anksiyetesi, insülini ve kan şekeri artıyor demektir.

Bel çevrenizi ölçün 94 cm üzerindeyse yaşam şeklinizi (egzersiz, beslenme uyku vb gibi) değiştirme zamanı gelmiş demektir.

Mesela düşünmeye, karar vermeye mi ihtiyacınız var? Oturduğunuz yerde kukumav kuşu gibi düşüneceğinize yürüyüş yaparak düşünün. Vücudumuzdaki en büyük kas grubu olan bacak kaslarının çalışması metabolizmanızı canlandırır, kemik, beyninizin oksijenlenmesini arttırır, hormonal dengeye destek sağlar ve ruh sağlığınızı korur. Her gün en az 20 dk kesintisiz yürüyün biraz da düşünün.

Keyfim yerinde ben sadece yürüyüş yapacağım” diyorsanız ve hazır spora başlamışken yürüyüşün de faydasını arttırın. En iyisi yokuş çıkın. Yokuş yukarı yürüyüşler sadece iki haftada kalbin kondisyonunu artırır, metabolizmayı iyileştirir. Temponuzu yavaş ve temkinli arttırın. Nabız ve kas gücünü artırmak kalbinizi yormaz, korur.

Ağırlık egzersizi yaptıktan sonraki beslenme ilk 45 dk içinde ve protein ağırlıklı olmalıdır. Spor sonrası 1 veya 2 yumurtanın sarısını da tüketmeyi tercih edin.

Beslenmeye başlamanın süresi 2 saati geçerse kas kaynağı olan glikojen üretimi %50 azalır. Kas yapıcı egzersizden alacağınız fayda da aynı şekilde azalır.

Kas liflerinin tamiri yavaşlar. Sadece spor yetmez, beslenmenizi de çözmelisiniz.

Aç karna spor yapılmaz” ifadesi tam bir şehir efsanesidir. Tam tersi, tok karna spor yapılmaz! Dolu bir mide kas gücünü azalttığı gibi hazım sürecinde mide barsak sistemine kanın yoğunlaşması sebebi ile kaslara giden kanın miktarının azalması kramplara ve kas dokusunun oksijensiz kalmasına yol açar. Kalp de bir kastır. Oksijensiz kalması kalp krizidir.

Vücut dengesi (Sıvıları ve mineraller) iyi olan herkes aç karna spor yapabilir.

Aç karna spor yapmak kaslardaki mitokondrilerin daha iyi çalışmasını sağlar.

Sadece direnç antrenmanı yapılması ile direnç antrenmanı ile birlikte Protein alımı (~1,6 g/kg/gün) da yapılmasını karşılaştırdığımızda; Direnç antrenmanına ek olarak Protein alımı yapılmasının

  • Kas kütlesini (+27 %)
  • Gücü (+10 %) artırdığı görülmüştür.

Yaşlanmada anabolik (yapı çoğaltma) bir direnç vardır. Yaşlı yetişkinlerin kas protein sentezini uyarmak için 1.2 gr/gün proteine ​​ihtiyaçları vardır.

Egzersiz anabolik direnci azaltarak daha iyi protein kullanımına olanak tanır.

Akşamları yüksek protein alıp ertesi sabah direnç egzersizi yapmak en etkili kas yapım yöntemlerindendir.

Kreatin, sadece kas ve iskelet sağlığı için değil kalp, beyin ve ruh için de vaz geçilmezdir. Kreatin, sadece hayvani gıdalarda bulunur.

Almanız gereken proteinin hesabını ideal kilonuza göre basitçe yapabilirsiniz.

Örneğin şimdiki kilosu 80 kg lakin ideal kilosu 70 kg ise

Günde 1.2 gr / gün protein 70 x 1.2 = 84 gr / gün protein almalıdır.

Ne kadar protein var? Kabaca;

100 gr kıymada 20 gr protein vardır

100 gr balıkta 20 gr

100 gr tavukta 20 gr

100 gr peynirde 20 gr

1 adet yumurtada 6 gr protein vardır.

Hayvansal proteinler bitkisel proteinlerden daha fazla kas yapar.

En iyi kas yapım provakatörü Lösin aminoasidinden zengin “peynir altı suyudur”.

Spordan sonra yumurtanın sadece beyazını değil tümünü tüketenlerin kas lifi üretimi daha hızlı olmaktadır. Çünkü kas üretimi için sadece protein değil faydalı yağ ve mikrobesinlere de ihtiyaç var.

Son olarak,

Özellikle 40 yaşın üzerinde fazlası ile kullanılmaya başlayan kolesterol düşürücü ilaçlar (ömür boyu kullanılması önerilen statinler) den bahsetmeden kas yapma konusunu bitirmek olmaz. Çünkü;

Kolesterol düşürücü ilaçlar (statinler) sıklıkla rabdomiyolize neden olur.

Rabdomiyoliz; iskelet kaslarının çeşitli nedenlerle yıkıma uğraması sonucu yapı ürünlerinin kana karışmasıdır.

Rabdomiyoliz çok tehlikeli bir süreçtir. Çünkü yıkım parçaları böbreğin filtre sistemini tıkayarak Akut böbrek yetmezliğine neden olur. Kişi diyalize bağlanacak kadar ağır bir duruma gelebilir.

Kişilerde şiddetli kas ağrıları vardır. Kan tahlilinde belirgin CK (kreatin-kinaz) yükselmesi olur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Yaşlı erkek ve kadınlardan oluşan iki ırklı bir grupta iskelet kası yağlanmasında artış ve bilişsel gerileme https://agsjournals.onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/jgs.18419

⭐️⭐️ Birinci yıl statin ilaçlarının kesilmesinin öngörücüleri: Bir kohort çalışması https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5012887/#:~:text=In%20clinical%20trials%2C%20the%20discontinuation,between%2011%25%20and%2053%25.&text=According%20to%20studies%20using%20electronic,year%20after%20initiating%20their%20use%E2%80%A6https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5012887/#:~:text=In%20clinical%20trials%2C%20the%20discontinuation,between%2011%25%20and%2053%25.&text=According%20to%20studies%20using%20electronic,year%20after%20initiating%20their%20use%E2%80%A6

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Dalış Öncesi Sindirim Sitemi Muayenesi ve Tercih Kriterleri

Dalış Muayenesi

Dalıcının sağlık durumunun dalışa uygunluğu değerlendirebilmek için; sualtının yoğun ve viskoz bir ortam olduğunu, derinliğin artışı ile birlikte dalıcının basınca maruziyetindeki değişimi, ortam (özellikle düşen) sıcaklıklığının insanlar üzerindeki etkisi bilmek gerekir.

Bilinmelidir ki dalıcının bazı tıbbi ve psikolojik durumları tüplü dalışa kesin veya geçici süreyle engel teşkü etse de sportif – keyif amaçlı dalışların kuralları, ticari veya askeri amaçlı dalışın katı kurallarından daha esnektir.

Scuba (Su altı tüplü dalış) dalışlarda gerekli tüm şartlar yerine getirildiğinde amatör dalıcılar için de profesyonel dalgıçlar için de riskler düşüktür.

Risklerin düşürülmesi için gereken şartların başında kişinin sağlık durumu gelir.

Bu sebeple dalış yapacak amatörlere de ve profesyonellere de sağlık durumlarının su altındaki şartlara uygun olup olmadığı açısından doğru bir değerlendirme – muayeneye yapımalıdır.

Dalış öncesi muayenenin amacı, dalış yapacak kişinin sualtı dalışını sağlığı açısından tehlikeye düşürecek bir sağlık sorunu olup olmadığını araştırmaktır.

Ayrıca dalıcıların su altına adaptasyonu için disiplinli olması ve uygun ekipmanla dalış yapması gerekir.

Her ne maksatla olursa olsun dalıcılar su altına ilk kez dalışın öncesinde ve sonra da yıllık periyodik olarak scuba dalışı konusunda hekimlik tecrübesi olan;

  • KBB
  • Göğüs Hastalıkları
  • Kalp Damar, Psikiyatri
  • Nöroloji
  • Dahilliye (Endokrin-Kan-Sindirim Sistemi açısından değerlendirecek)
  • Göz uzmanları değerlendirmelidir.

Dalıcını sorunu varsa ayrıca;

  • Ortopedi
  • Plastik Cerrahi
  • Cerrahi vb gibi bölümler değerlendirmelidir.

Tüm hekimlerin raporları ile birlikte Su Altı Uzmanı Hekim tarafından son değerlendirme yapılmalıdır.

Sindirim Sistemi ve Dalış

Diğer vücut sistemlerinde olduğu gibi sindirim sistemi ile ilgili hastalıkların da br kısmı dalışa kesin engel iken diğer ise her hastanın özelinde değerlendirilmesi gereken göreceli olarak engel durumlar oluşturur.

Sindirim sistemi barotravmasına yol açabilecek veya oluşabilecek barotravmanın şiddetini arttırabilecek hastalıklar dalışa kesin engeldirler.

Fıtık Barotravması ve Dalış

Dalış sırasında dalıcının fıtık olan vücut bölümlerinde hava hapsolabileceğinden yüzeye çıkış bölümünde basınç azalmasına ve hacim genişlemesine bağlı gelişen hasara – tabloya çıkış barotravması veya genleşme-patlama denir.

Barotravmanın fiziksel temeli Boyle yasası ile açıklanır. Bu kanuna göre sabit sıcaklık altında gazların hacimleri ile basınçları ters orantılıdır.

Boyle Yasası matematiksel olarak şu şekilde ifade edilebilir;

{\displaystyle P\propto {\frac {1}{V}}}

Basınç hacimle ters orantılıdır.

Veya PV = k Basınç ve hacmin çarpımı sabit bir sayıdır (burada k olarak gösterilir)

Burada 
P – gazın basıncı 
V – gazın hacmi ve 
k – belirli bir sıcaklık ve gaz miktarı için sabittir.

Boyle yasası, belirli bir gaz kütlesinin sıcaklığı sabit olduğunda, basıncı ve hacminin çarpımının da sabit olduğunu belirtir. Aynı maddeyi iki farklı koşul kümesi altında karşılaştırırken, yasa şu şekilde ifade edilebilir:

{\displaystyle P_{1}V_{1}=P_{2}V_{2}.}

Bir gazın hacmi arttıkça basıncının orantılı olarak azaldığını ve bunun tersinin de geçerli olduğunu göstermektedir.

Dalışın her 10 metresinde basınç 1 atmosfer artar.

Bu hesaba göre su yüzeyindeki herhangi bir hava boşluğunun hacmi 10. metresinde yarıya, 20 m de üçte birine, 30 m de dörtte birine iner. Dalıcının vücudunun gaz içeren boşluklarının hacmi de aynı şekilde küçülür ve yüzeye çıkış esnasında da basınç azaldığından gaz boşlukları genişler.

Sıvılar ve katılar basınç değişikliklerinden gazlar gibi etkilenmezler. Bu sebeple dalıcı vücudundaki katı ve sıvı kısımlarda hacim değişim olmaz. Yani dalış sırasında basınç artışı ile vücudun küçülmesi sadece çizgi filimlerde olur, gerçek hayatta olmaz.

Genellikle derinlikler endişe verici görülse de aslında ilk 10 m de en büyük hacim değişikliği olur ve hava boşluğunun hacmi 10. metresinde yarıya iner. Bu sebeple sığ dalışlar bile oldukça tehlikelidir.

Dalıcının tedavi edilmemiş sindirim sistemi fıtığı mevcut ise hayati riske sebep olabileceğinden dalışa kesin engeldir.

Ayrıca;

  • Akalazia
  • Paraözofagial veya İnkarsere hiatal herni

hastalıkları dalışa kesin engeldir.

Semptomsuz hafif Sliding Tip Herni, takip eden hekimini kontrolü ve onayı şartıyla dalış yapabilir.

Sindirim Sistemi Tıkanıklıkları Baro Travması ve Dalış

Sindirim sistemi tıkanıklıkları

  • Karın içinden ameliyat geçirmiş olmak
  • Crohn hastalığı gibi inflamatuvar hastalıklar
  • Karın içerisindeki organlarda kanser olması
  • Karın bölgesine radyasyon uygulanmış olması
  • Bağırsaklarda abancı cisimler

Ve benzeri sebeplerden olabilir.

Sindirim sistemi tıkanıklığı da hacmi genişleyen gazın hareketini engelleyerek baro travmaya yol açar.

Bu nedenle dalıcının sindirim kanalı tıkanıklığı olması durumunda gerekli cerrahi girişim yapılıp düzeldiği ilgili cerrah tarafından onaylanmadıkça dalış izni verilmez.

Kusma Riski ve Dalış

Kusma riskinin olduğu tüm hastalıklar ve sağlık süreçlerinde, aspirasyonla boğulma, pulmoner barotravma ve hava embolisine yol açabileceğinden iyileşinceye kadar geçici dalışa kesin engel oluşturur.

Kusma ayrıca vücut sıvı ve elektrolit dengesi etkiler.

Gastroenterit de kusma riski sebebi ile iyileşinceye kadar geçici dalışa kesin engel oluşturur.

Mide Bağırsak Hastalıkları ve Dalış

Peptik Ülser ve İnflamatuar Barsak Hastalıkları ve Dalış

(ülseratif kolit ve crohn hastalığı ve benzerleri gibi) mide-barsak (gastrointestinal) sistem hastalıklarında ani gelişen alevlenmeler görülür. Alevli dönemlerinde sıvı ve elektrolit kaybıyla dekompresyon hastalığının ve sıcak dalış bölgelerinde kardiyak rahatsızlıkların oluşma riskinin artması sebebi ile geçici olarak dalışa engel durumlardandır.

Uzun süreli sessiz ve stabil kalmaktadırlar. İşte bu süreçler dalışa engel değildir. Divers Alert Network (DAN)

Özofagus Divertikülü ve Gastroözofagial Reflü ve Dalış

Dalış sırasında divertikül ve reflüde mide içeriği akciğere kaçabilir.( Mide içeriğini aspire edebilir)

Bu sebeple dalış yapacaklara muayene sırasında; reflüye sebep olabilecek durumlardan (özellikle beslenmede baharatlı yiyecekler, asitli meyveler, sigara, kızartılmış besinler, alkol, kafein, nane, sigara, alkol vb birçok gıdadan stres düzensiz yaşam ve uyku vb gibi uzak durmaları) konusunda uyarılmalıdırlar.

Burada bahsedilmesi gereken önemli bir husus da dalış ve dalış sağlığı ile ilgili kuruluşların yayınlarıdır.

Amerikan NOAA (National Oceanic and Atmospheric Administration) (Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi) ne göre; ülser dahil semptomatik akut veya kronik gastrointestinal rahatsızlıklarda dalışa izin verilmez.

ABD ordusu, Duke Üniversitesi Tıp Merkezi’nde, hükümet örgütleri ve Denizaltı Tıp Derneği ile ortak olarak Ulusal Dalış Kazası Ağı (NaDAN) adı le kurulan ve bugün Divers Alert Network (DAN) olarak devam etmekte olan yapıya’a göre bir aydır semptomsuz peptik ülserliler dalabilir.

Dumpig sendromu ise dalışa engeldir. Hipotansiyon, çarpıntı, konfüzyon ve şuur kaybı riski vardır.

Karaciğer ve Safra Yolları Hastalıkları ve Dalış

Hepatit A, B, C, D, E oldukça ciddi ve bulaşıcı infeksiyon hastalıklarıdır. Fekal-oral yol ve içme suları Hepatit A ve E yi yayabilir. Hepatit B ise kan ve cinsel yol ile bulaşabilir.

Çoğunlukla soğuk algınlığı benzeri hafif bulgular görüldüğü için teşhisi konulamaz.

Akut veya kronik olsun aktif hepatit dönemi dalışa kesin engel oluşturur.

Hepatit A ve B için antijen pozitiften negatife dönünce ve antikor (+) olunca, enfeksiyon bittiğinde dalışa uygunluk verilebilir.

Dalıcılar kendi ve çevrelerindeki insanların hijyenleri konusunda gerekli önlemleri alacak şekilde uyarılmalıdırlar.

Hepatit C ve D içinse güvenilir antijenik testler tartışmalıdır.

Sirozda ise sekonder komplikasyonsuz ve egzersizi tolere edebilen adaylar dalış yapabilir.

Safra yolları taşları semptomsuz ve komplikasyonsuzsa dalış izni verilir.

Pankreas Hastalıkları ve Dalış

Kronik pankreatit pankreasın ilerleyici ve yıkımla seyreden hastalığıdır. Pankreas dokusunun kaybı, insülin yetersizliğine yol açabilir.

Diyabet dahil pankreatite bağlı gastrointestinal yan etkiler yoksa, kronik ağrı için medikal tedaviye gerek duyulmuyorsa, halsizlik olmadan dalıcı egzersiz yapabiliyorsa dalışa izin verilebilir.

Aşağıda yer alan hastalıklarda, organların normal anatomik yapılarındaki değişiklik nedeniyle hava hapsi oluşabilir. Dalıcı, su yüzeyine doğru çıkarken ortam basıncının azalmasıyla hapsolan hava hacmi artarak bulantı ve organ rüptürü meydana gelebilir. Su altı için tehlikeli bu durumlar, boğulma ve ölümle sonlanabilir.

Dalışa Kesin Engel Sindirim Sistemi Hastalıkları

  1. Barsak muhtevası içeren onarılmamış karın duvarı fıtığı
  2. Drene olmayan enterokütanöz (barsak-cilt) fistüller
  3. Kronik ve tekrarlayan ince barsak tıkanıklıkları
  4. Mide çıkışı darlıkları ve tıkanıklıkları
  5. Şiddetli gastro-ösofagial reflü
  6. Ösofagus divertiküli
  7. Akalazia

Dalışa Göreceli Engel Sindirim Sistemi Hastalıklar

  1. Post gastrektomi dumping sendromu
  2. Fonksiyonel barsak hastalıkları
  3. Paraösofagial veya hiatal herni
  4. İnflamatuar barsak hastalıkları
  5. Malabsorbsiyon sendromu
  6. Peptik ülser

Dalışa Geçici Engel Sindirim Sistemi Hastalıklar

  1. Gastroenterit Bulantı ve kusma
  2. Semptomsuz safra yolu taşları

⭐️⭐️⭐️⭐️

⭐️⭐️ Tüplü dalış: Sizin ve hastalarınızın bilmesi gerekenler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16913196/

⭐️⭐️ Dalış tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/378050/

⭐️⭐️ Çevresel Fizyoloji ve Dalış Tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29456518/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Yukarıdaki Tüm Bilgiler farkındalık yaratmak maksadı ile olup hekiminizin muayenesi veya görüşleri yerini tutamaz.

Bu sebeple hekiminize / hekimlerinize düzenli periyodik muayene olun ve yönlendirmelerine uyun.

Sağlıklı dalışlar dilerim.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Ekranlı Araç Operatörü Göz Muayenesini Kim Yapar?

Firmalar Ekranlı Araç kullanacak personellerinin işe girişlerinde ve zamanı geldiğinde periyodik muayenelerinde nelere dikkat etmeli?

Muayenelerinde nelere dikkat etmelinin ayrıntılarına girmeden önce; ülkemizde yasal düzenlemelerin içerisinde. yer almasına rağmen iş sağlığı çalışma sahasındaki farklı uygulamaları dikkate aldığımızda konuyu en başından ele almalıyız.

Bu sebeple ilk olarak sorulması gereken Soru:

Ekranlı Araç operatörünün / çalışanının işe giriş ve zamanı geldiğinde periyodik muayenesinin bir bölümü olan göz muayenesini kim yani hangi hekim yapacak?

Maalesef herkesin fikri var lakin çoğunluğun bilgisi yok.

Birlikte okuyalım ve doğru cevaba ulaşalım.

Ekranlı Araç

Öncelikle tanımları netleştirelim.

Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin Yönetmeliğin 89/391/EEC Direktifinin 16 (1) maddesine göre;

Ekranlı Araç: Ağırlıklı olarak harf, rakam, şekil, grafik, tablo ve resim görüntülemede kullanılan her türlü araç’‘ olarak tanımlanır. (HSE, 2003: 7; 90/270 EEC, Art. 2, bent a)

Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında, Avrupa Birliği Yönetmeliklerinin (direktiflerinin) Türk Hukuku’na uyarlanması maksadı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından 13 Nisan 2013 tarihinde 28620 Nolu Resmi Gazetede yayınlanan Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğinde 4. maddesinin (1) bendine göre;

Ekranlı Araç: Uygulanan işlemin içeriğine bakılmaksızın ekranında harf, rakam, şekil, grafik ve resim gösteren her türlü araç” tanımlanmaktadır.

Ekranlı Araç Operatörü / Çalışanı

İşyerinde Ekranlı Araç‘ larla çalışan personelin tanımına geldiğimizde uluslararası ve ulusal kaynaklarda farklı gibi görünen kavramlar mevcuttur.

Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin yönetmeliğin (direktifin) 2. maddesi (c) bendinde ”çalışan” kavramı kullanılmış lakin aynı yönetmeliğin (direktifin) ekinin muhtelif yerlerinde çalışan yerine “operatör” kavramı kullanılmıştır. (HSE, 2003: 7; 90/270 EEC, Art. 2, bent a; EAÇY, m.4/a)

Avrupada İş Sağlığı ve Güvenliğinin yasal düzenlemeleri ile öncülüğünü yapan İngilterede 1992 yılında 2792 no ile yayınlanan ve 1 ocak 1993 de yürürlüğe giren Sağlık ve Güvenlik (Ekran Ekipmanı) Yönetmeliklerinin (The Health and Safety (Display Screen Equipment) Regulations) tanımlar kısmında. 1. maddesinin (b) bendinde ekranlı araçlarla çalışanlar için “operatör” kavramı kullanılmış olmasına rağmen aynı mevzuatın devamında operatörden anlaşılması gerekenin “işçi” olduğu yazılıdır. (İngiltere 1992 Sağlık ve Güvenlik (Ekran Ekipmanı) Yönetmeliklerinin – The Health and Safety (Display Screen Equipment) Regulations)

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından 13 Nisan 2013 tarihinde 28620 Nolu Resmi Gazetede yayınlanan Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğinde 4. maddesi (b) bendindeOperatör: Esas işi ekranlı araçlarla çalışmak olan ve normal çalışmasının önemli bir bölümünde ekranlı araç kullanan kişiyi, ifade eder.” yazılıdır. Burada ”operatör” kavramı kulanılmış olmasına rağmen aynı yönetmeliğin farklı kısımlarında bazen ”operatör”, bazen ”çalışan” ve bazen de ”operatör/çalışan” kavramları birlikte kullanılmıştır.

Diğer bir tanımımız da;

Çalışma merkezi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından 13 Nisan 2013 tarihinde 28620 Nolu Resmi Gazetede yayınlanan Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğinde 4. maddesi (b) bendinde,

Çalışma merkezi: Operatörün/çalışanın oturduğu sandalye, ekranlı aracın konulduğu masa ya da yüzey, operatör/çalışan-makine ara yüz yazılımı, monitör, klavye, yazıcı, telefon, faks, modem ve benzeri aksesuar ve ekranlı araçla ilgili tüm donanımların tamamının veya bir kısmının bulunduğu çalışma alanını, ifade eder.’‘ Yazılıdır.

Aynı tanım (Çalışma merkezi) Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin Yönetmeliğin 90/270/EEC Direktifinin 2. maddesi (b) bendinde de aynı şekilde kullanılmıştır.(HSE, 2003: 7; 90/270 EEC, Art. 2, bent b)

Ekranlı Araç kullanacak personellerinin işe girişlerinde ve zamanı geldiğinde periyodik muayenelerinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıklamadan önce; Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliği ‘nin kökeni olan İngiltere Sağlık ve Güvenlik (Ekran Ekipmanı) Yönetmeliğini ve Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı direktiflerindeki tanımların sadece özünde değil kelime ve tanımlarda dahi birbirinin aynısı olduğunu gözler önüne sermek istedim.

Pek tabi ki bizim öncelikle tabi olduğumuz kendi kanunlarımızdan yetki alan Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliği dir.

Yönetmeliğimize baktığımızda;

Gözlerin korunması bölümünde

MADDE 9 – (1) İşyerinde, ekranlı araçlarla çalışmaya başlamadan önce ve ekranlı araçlarla çalışmadan kaynaklanabilecek görme zorlukları yaşandığında çalışanların göz muayeneleri yapılır.

(2) Ekranlı araçlarla çalışmalarda operatörlerin gözlerinin korunması için;

a) Ekranlı araçlarla çalışmaya başlamadan önce,

b) Yapılan risk değerlendirmesi sonuçlarına göre işyeri hekimince belirlenecek düzenli aralıklarla,

c) Ekranlı araçlarla çalışmadan kaynaklanabilecek görme zorlukları yaşandığında,

göz muayeneleri yapılır.

Göz muayenesi yapılır” cümlesi pek tabi ki farklı yorumlara açıktır.

Şöyle ki;

Burada bahsedilen göz muayenesinden ”göz muayenesini İşyeri Hekimi yapar” yorumunu yapanlar olduğu gibi,

Burada bahsedilen göz muayenesinden ”göz muayenesini Göz Uzman Hekimi (oftalmolog) yapar” yorumunu yapanlar da olacaktır.

İkiye ayrılmış görüş olduğunda yapılması gereken;

Ulusal yasal düzenlemeler ve bu düzenlemelerin köken aldığı uluslararası düzenlemeleri incelemek olmalıdır.

Birlikte inceleyelim…

20.01.2022 tarihinde 31725 sayılı Resmî Gazete’ de yayınlanan Çalışanların Sağlık Gözetimine Yönelik Tıbbi Tetkiklerin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinin Göz fonksiyonları ölçümleri bölümünde madde 12 – (3) bendinde ”Göz fonksiyon ölçüm sonuçları işyerinin işyeri hekimi tarafından değerlendirilir. İşyerinin işyeri hekiminin talebi halinde ölçüm sonuçlarının raporlandırılması göz hastalıkları uzman hekimi tarafından yapılır.” Yazmaktadır.

Dikkat edileceği gibi ”Göz fonksiyon ölçüm sonuçları işyerinin işyeri hekimi tarafından değerlendirilir.” yazmaktadır.

İşyeri hekiminin değerlendireceği ve gözetiminde yapılacak göz muayene – ölçümleri de yine aynı yönetmeliğin, ”Göz fonksiyonları ölçümleri bölümünde madde 12 – (1) Gezici iş sağlığı araçları ve/veya sabit tıbbi tetkik mekânlarında; göz içi basıncı, göz kırılma kusurları ölçümü, kornea çapı ölçümü, kornea kalınlığı ölçümü yapan cihazlar ile ilgili standartlara uygun olarak ölçüm yapılabilir. ” olarak da ayrıntılandırılmıştır.

Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihli, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin Yönetmelik [Birleştirilmiş metin: Ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin 29 Mayıs 1990 tarihli Konsey Direktifi (89/391/EEC Direktifinin 16 (1) Maddesi anlamında beşinci bireysel Direktif) (90/270/EEC)]

Madde 9

İşçilerin gözlerinin ve görme yeteneğinin korunması

1.   Çalışanlar, gerekli yeteneklere sahip bir kişi tarafından yapılacak uygun bir göz ve görme testine hak kazanırlar:

— Ekran çalışmasına başlamadan önce,

— bundan sonra düzenli aralıklarla ve

— Ekran çalışmasından kaynaklı görme zorlukları yaşıyorlarsa.

2.   Birinci fıkrada sözü edilen testin sonuçlarının gerekli olduğunu göstermesi hâlinde, çalışanlar oftalmolojik muayeneden geçme hakkına sahiptir.

3.   Birinci fıkrada sözü edilen deney veya ikinci fıkrada sözü edilen muayene sonuçları, gerekli olduğunu gösterirse ve normal düzeltici aletler kullanılamıyorsa, işçilere, ilgili işe uygun özel düzeltici aletler sağlanır.

4.   Bu madde uyarınca alınan tedbirler hiçbir şekilde çalışanlara ilave bir maliyet yükleyemez.

5.   Çalışanların gözlerinin ve görme yetisinin korunması ulusal sağlık sisteminin bir parçası olarak sağlanabilir..

Görüldüğü gibi;

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından 13 Nisan 2013 tarihinde 28620 Nolu Resmi Gazetede yayınlanan Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğinin yayınlanmasına temel olan Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin yönetmeliğin (direktifin) 9. maddesine göre göz muayenesi gerekli yeteneklere sahip kişi (bizim yasalarımıza göre işyeri hekimi) tarafından yapılmaktadır. Yapılan muayene – test sonuçlarının gerekli olduğunu göstermesi (bizim yasalarımıza göre işyeri hekiminin kararı) durumunda oftalmolojik muayene yani göz uzmanı tarafından muayene edilmesinin çalışanın hakkı olduğu belirtilmiştir.

Ayrıca;

20.01.2022 tarihinde 31725 sayılı Resmî Gazete’ de yayınlanan Çalışanların Sağlık Gözetimine Yönelik Tıbbi Tetkiklerin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinin Göz fonksiyonları ölçümleri bölümünde madde 5 – (10) bendinde …… ”tıbbi tetkik sonuçları işyerinin işyeri hekimi tarafından değerlendirilir………” ibaresi mevcuttur.

Bu maddede de belirtilen ilk muayene – tetkiklerin değerlendirilmesi yetki ve sorumluluğunun işyeri hekiminde olduğudur.

Sonuç olarak yazının başındaki soruya CEVAP;

Ülkemizin Çalışanların Sağlık Gözetimine Yönelik Tıbbi Tetkiklerin Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliği‘ndeki tüm tanımlar ve diğer metinler yönetmeliğimizin madde. 3 (c) bendinde ”Avrupa Birliğinin 29/5/1990 tarihli ve 90/270/EEC sayılı Konsey Direktifine paralel olarak, hazırlanmıştır. yazdığı gibi Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin yönetmeliği ile aynıdır. Sadece tek fark bizim yönetmeliğimizde ”testin sonuçlarının gerekli olduğunu göstermesi hâlinde, çalışanlar oftalmolojik muayeneden geçme hakkına sahiptir.” ibaresi yazılı değildir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve 6569 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının İcrasına Dair Kanun gereğince işyeri hekimi yaptığı muayaneden sorumludur. Ve gerek gördüğü durumlarda muayene ettiği kişiyi sevk etme (ilgili uzman hekimden görüş almak ve/veya tıbbi sürecin devamı yürütmesi için) hak, yetki ve sorumluluğuna sahiptir.

Hattı zatında yönetmelikte yazmasa da İşyeri hekimi, Ekranlı Araç Operatörünün göz muayenesini yapma ve gerek görmesi durumunda oftalmoloji / göz uzmanına sevk etme salahiyetindedir.

Hem ülkemizin iş sağlığı ve güvenliği yasal düzenlemeleri ve eklerine hem de kanunlarımızın ve yönetmeliklerimizin (yönetmeliğimizde yazan – Avrupa Birliğinin 29/5/1990 tarihli ve 90/270/EEC sayılı Konsey Direktifine paralel olarak) kaynağı olan Avrupa Birliği Mesleki Güvenlik ve Sağlık Bilgi Ajansı (European Agency for Safety and Health at WorkEU-OSHA) 29 Mayıs 1990 tarihinde yayınladığı, ekranlı ekipmanlarla çalışma için asgari güvenlik ve sağlık gerekliliklerine ilişkin yönetmeliğine göre;

Ekranlı araçlarda çalışacakların/operatörlerin hem işe başlarken ve hem de periyodik olarak göz muayeneleri işyeri hekimi tarafından yapılır ve yine göz test sonuçları işyeri hekimi tarafından değerlendirilir.

İşyeri hekimi, ekranlı araç operatörünü muayene ettikten sonra gerek görürse oftalmolojik muayeneye yani göz uzmanı tarafından muayeneye sevk edebilir.

Ayrıca Ekranlı Araç Operatörün periyodik muayene aralığını/zamanını belirleme hak, yetki ve sorumluluğu da işyeri hekimindedir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Ekranlı Araç Operatörlerinin Görme Durumları Hakkında Yapılmış Araştırmalardan Örnekler
Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Bilgisayar kullanımı miyopluk için bir risk faktörü müdür? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8888885/

⭐️⭐️ Video Görüntüleme Operatörü Şikayetleri: Görme Yorgunluğu ve Refraktif Bozuklukların 10 Yıllık Takibi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31337021/

⭐️⭐️ VDU’lu ve VDU’suz ofis aktivitelerinde görüntüleme mesafesi değişimi ve ilgili oftalmolojik değişiklikler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8635445/

⭐️⭐️ Astenopide VDT çalışma türü önemli midir? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8485397/

⭐️⭐️ Video ekran terminali operatörlerinde geçici miyopluk ve öznel semptomlar https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/2770619/

⭐️⭐️ Ofis ortamında göz şikayetleri: Göz kırpma etkinliğinden etkilenen prekorneal gözyaşı filmi bütünlüğü https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15613602/

⭐️⭐️ Ofis ortamında “dış göz” sorunları: Ergoftalmolojik yaklaşım https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22576461/

⭐️⭐️ Video terminallerinin neden olduğu patoloji: kritik inceleme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/3330717/

DR MUSTAFA KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Siz mi Kanser mi Galip Gelsin

İnsan vücudunda trilyonlarca hücre var ve her hücre zamanı gelince ölür. Tabi ki bölünüyor ve yenileniyor.

Bu süreç (hücrelerin ölümü, bölünmesi yenilenmesi) iç mekanizmalar tarafından çok sıkı denetlenir.

Ve an itibari bu yazıyı okurken bu süreç devam eder.

Ve yine şu anda vücudunuzda kanser hücreleri de var. Şaşırdınız mı?

Lakin gerçek şu ki herkesin her an vücudunda kanser hücresi var.

Nasıl oluyor bu?

Her hücrenin içerisinde olan DNA (Hücrenin beyni) emri ile gerekli moleküller / kimyasallar salgılanır ve hücrenin bölünmesini başlattığı gibi durdurur da.

Hücre zamanı gelmeden bölünemez.

Peki zamanı nasıl geliyor? Kim belirliyor? Kısaca hücrenin doğal metabolizması içersinde kimyasal döngüler insanın genelinde olduğu gibi hücrenin özelinde de yaşamı sağlarken yıpranmaya ve süreç içerisinde ölüme neden olur.

Dönelim konumuza;

Hücrenin DNA’sı bölünmenin-yenilenmenin baskılanmasını kaldıran emri (kimyasal enzimler yolu ile) verir. Hücre bölünür. Bölünme tamamlanınca DNA bölünmeyi durdurma emri (kimyasal enzimler yolu ile) verir.

Maalesef bu düzeni bozacak pek çok sebep ile DNA’da “en az 2 gen” hasar alır. Ki bu hasarlanma hücrenin ve dolayısı ile insanın sonunu başlangıcı bile olabilir.

Gen hasarına sebep olan etmenler o kadar çok ki ben yazmakla siz okumakla bitmez.

Örnek vereyim.

  • Kimyasallar (Miktarına bağlı hepsi diyebiliriz)
  • Sigara
  • Alkol
  • Radyasyon (cep telefonlarınız da dahil hele gereksiz çekilen röntgenler vb gibi)
  • Veee liste uzayıp gidiyor

Devam edelim…

DNA da 2 gen zarar gördü Bu zarar sonrası hücreye “dur bölünme artık” diyen moleküller salgılanmadığında hücre sınırsız (sonsuza doğru) bölünmeye devam eder.

Sınırsız büyüyen bu hücrelere ”Kanserli Hücre” diyoruz.

İşte bu kanserli hücreler her an herkeste bulunuyor.

Diyeceksiniz ki hepimiz şimdi kanser mi olduk yani?

Takdir edersiniz ki cevap – Tabiki hayır.

Çünkü kanserli hücreleri yok eden muazzam bir sisteme sahip insan vücudu. Aslında herkesin de bildiği ”BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

Bağışıklık Sistemi

Bağışıklık Sistemimiz kontrolsüz çoğalan tüm hücreleri (Kanserli Hücre) yok eder. Vücudu – hayatı korur.

Lakin yaşamın dengesi kuvvet ile belirleniyor.

Ne zaman ki bağışıklık sisteminin gücü zayıflar. Hücrelerin kontrolsüz bölünme hızı (Kanserli Hücre), bağışıklık sisteminin bu hücrelerin yok edilme hızını geçerse o zaman Kanser oluruz.

Kanserli Hücre herkeste var. Ve devamlı da üretiliyor.

Hayatın Gerçeği Güçlü Olan Kazanır.

Ya vücudunuz Ya kanser kazanacak

Siz kazanmak istiyorsanız

Oksidasyonu önlenmelisiniz (yakında bu konuyu da paylaşacağım)

Bağışıklığınızı güçlü tutmalısınız (yakında bu konuyu da paylaşacağım)

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

İstanbul – İşyeri Hekimi Arıyoruz.

Hafta içi her gün (5 gün) 3 saat (çalışan sayısı x dk hesabı) aktif olarak Çayırova – KOCAELİ ve Pendik – İstanbul bölgesinde aynı grup şirkete bağlı şirketlerin revirlerinde olarak görev yapacak işyeri hekimi arıyoruz.

Sorumluluklar

6331 Sayılı Kanun ve yönetmeliklerinde yer alan İşyeri hekimi görev yetki ve sorumluluklarını yerine getirmesi beklenmektedir.

Nitelikler

İşyeri hekim sertifikasına sahip olması,

Aktif araç kullanabilme becerisine sahip olması,

Meditek yazılımının işyeri hekimi bölümünü aktif kullanması,

Ay sonu ve yıl sonu firmamız sistemine uygun raporlama yapması beklenmektedir.

**** Sözleşme süresi 12 aylık olup hizmet verilen firma ile bir sonraki yıl (2026) için anlaşılması durumunda sözleşme yenileme karşılıklı görüşülecektir.

****Kendi aracı ile çalışma yada araç tahsis etme alternatifi mevcuttur.

CV: [email protected]

0 530 568 42 75 

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Daha Fazla

B1 vitamini

Vitamin B1 (Tiamin) nedir?

Vitamin B1 (Tiamin) diğer suda eriyen sekiz B vitamininden ilk keşfedilenidir.
Hücrelerimizin tamamına yakınında olup, besinlerin enerjiye çevrilmesinde rol alır.

Vitamin B1 (Tiamin),

  • Hücrelerin büyümesinde, gelişmesinde ve fonksiyonunda
  • Sinir sisteminin sağlığında
  • Enerji metabolizmasında
  • Zihinsel sağlıkta

Önemli rol oynar.

Vücutta Vitamin B1 (Tiamin) depolanması sınırlıdır. Bu sebeple besinler (Tam buğday ürünlerinde, bezelye, fasulye, balık, et ve süt ürünleri, meyve ve yumurta) yolu ile düzenli Vitamin B1 (Tiamin) alımı gereklidir.

Magnezyum, Vitamin B1 (Tiamin)‘ in aktif formuna dönüşümü için gereklidir.

Vitamin B1 (Tiamin) Ne İşe Yarar?

Tiamin Pirofosfataz Enzimi, enerji üretimi, karbonhidrat metabolizması, sinir hücrelerinin işlevleri için gereklidir. Tiamin Pirofosfataz Enziminin kofaktörü de Vitamin B1 (Tiamin)dir.

Vitamin B1 (Tiamin)
  • Esansiyel aminoasitlerin (Lösin, izolösin ve valin gibi) metabolizmasında rol oynar.
  • Sinir hücrelerinin membranlarından sodyum iyonlarının geçişini sağlar.
  • Asetilkolin sentezi için gereklidir.
  • Beyinde enerji üretimi için mutlak gereklidir.
  • Fetinoin alan epileptik hastalarda da kullanılır.
  • Leigh hastalığı, MSUD (akçaağaç şurubu idrar hastalığı) gibi genetik hastalıklara bağlı metabolik bozuklukların giderilmesine yardımcı olur.

Vitamin B1 (Tiamin), hafızada görevli nörotransimitterleri (asetilkolin gibi) taklit eder.

Alzheimer hastalarında, beynin çeşitli bölgelerinde asetilkolin aktivitesinde ciddi azalma ortaya çıkar. Vitamin B1 (Tiamin), beyinde asetilkolinin etkisini hem arttırır hem de taklit eder.

Klinik çalışmalarda 3-8 g/gün dozunda Vitamin B1 (Tiamin), Alzheimer hastalarına ve yaşa bağlı mental fonksiyonları bozulanlara verildiğinde bu hastalarda mental fonksiyonların düzeldiği görülmüştür.

Fenitoin alan epilepsi hastalarında da tiamin desteği ile mental fonksiyonlarda düzelme görülmektedir.

Yapılan bir saha çalışmasında; Dört yıldan uzun süredir fenitoin alan 72 epilepsi hastası dört gruba ayrılmıştır. Altı ay boyunca;

  • Birinci gruba sadece plasebo
  • İkinci gruba 5 mg folik asit
  • Üçüncü gruba 50 mg Vitamin B1 (Tiamin)
  • Dördüncü gruba 5 mg folik asit + 50 mg Vitamin B1 (Tiamin)

Verilmiş ve vakalar takip edilmiştir.

Altı ay süren çalışmanın sonucuna göre; Vitamin B1 (Tiamin) IQ testlerinde mental fonksiyonları düzeltirken, folik asit etkisiz bulunmuştur.

Vitamin B1 (Tiamin) Eksikliği

B1 vitamini eksikliği gelişmiş ülkelerde oldukça nadirdir. Beslenme ile yakından ilişkilidir.

  • Diyabet
  • Crohn hastalığı
  • Multipl Skleroz da eksilir. Takviyesi gerekir.
  • Mental fonksiyonlarda bozulma ve ciddi eksiklikte ise psikoz gelişir.

Psikiatri servisine yatırılan hastaların %30’dan fazlasında Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği belirlenmiştir.

Wernicke-Korsakoff sendromu

Wernicke-Korsakov Sendromu (WKS), görme değişiklikleri, ataksi ve bozulmuş bir hafıza kaybı ile seyreden, birbiriyle yakından ilişkili olan Wernicke ensefalopatisi ile alkolizme bağlı Korsakov Sendromu’nun (AKS) birlikte görüldüğü bir durumdur.

Wernicke-Korsakov Sendromu (WKS) nedeni, Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği olup, Wernicke ensefalopatisinde, birlikte veya yalnız başlarına ortaya çıkan yeme bozuklukları, malnütrisyon ve uzun süreli alkol suistimaline bağlı ikincil bir durum olarak gelişebilir.

Alkoliklerin% 30 ila% 80’inin Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği görülmektedir.

Diyette Vitamin B1 (Tiamin) alımının yüksek olması, katarakt gelişme riskinin azaltmaktadır.

Diyabetli kişilerde idrardaki albümin, böbrek hasarının bir göstergesidir.

Yapılan araştırmalarda, 3 ay boyunca yüksek doz Vitamin B1 (Tiamin) (günde üç kez 100 mg) alan tip 2 diyabetli kişilerin idrarlarında albümin miktarını azaldığı görülmüştür.

12-21 yaş arası kızların 90 gün boyunca düzenli olarak Vitamin B1 (Tiamin) takviyesi almaları durumunda ağrılı adet görmenin azaldığı veya kesildiği görülmüştür.

Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği riskini artıran durumlar
  • Obezite cerrahisi geçirenler
  • Yüksek doz diüretik kullanımı
  • Alkol bağımlılığı
  • Şeker hastalığı
  • HIV / AIDS
  • Yaşlılık
  • Diyaliz

Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği belirtileri
  1. Kollarda ve Bacaklarda Karıncalanma hissi
  2. Kalp Atım Hızındaki Değişiklikler
  3. Azalmış Refleksler
  4. Bulantı ve Kusma
  5. Bulanık Görme
  6. Nefes darlığı
  7. Kas Zayıflığı
  8. İştah Kaybı
  9. Yorgunluk
  10. Sinirlilik
  11. Delirium

Beriberi 

Ciddi Vitamin B1 (Tiamin) eksikliği hastalığına neden olur.

  • Nörolojik dejenerasyon
  • Müsküler dejenerasyon
  • Sıvı birikimi
  • Kan basıncı yüksekliği
  • Yürüme zorluğu
  • Kalp rahatsızlığı gelişebilir.

Vitamin B1 (Tiamin) Fazlalığı

Tiamine bağlı toksisite bildirilmemiştir.

* Food and Nutrition Board, Institute of Medicine, National Academies göre yetişkinlerde önerilen günlük Vitamin B1 (Tiamin) alım değeri erkekler için 1,2 mg, kadınlar için 1,1 mg olarak belirlenmiştir.

** T.C. Tarım,Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı‘na göre yetişkinler için Vitamin B1 (Tiamin) günlük referans alım değeri 1,1 mg olarak belirlenmiştir.

Tabloda Vitamin B1 (Tiamin)‘in çeşitli besin kaynakları listelenmiştir.

*DV = Günlük Değer.

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), tüketicilerin toplam diyet bağlamında gıdaların ve diyet takviyelerinin besin içeriklerini karşılaştırmalarına yardımcı olmak için DV’leri geliştirdi.

Tiamin için DV, yetişkinler ve 4 yaş ve üzeri çocuklar için 1,2 mg’dır.

FDA, gıdaya tiamin eklenmediği sürece gıda etiketlerinde tiamin içeriğinin listelenmesini gerektirmez. DV’nin %20 veya daha fazlasını sağlayan gıdalar, bir besin maddesinin yüksek kaynakları olarak kabul edilir, ancak DV’nin daha düşük yüzdelerini sağlayan gıdalar da sağlıklı bir diyete katkıda bulunur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Tiamin https://ods.od.nih.gov/factsheets/Thiamin-HealthProfessional/#h5

⭐️⭐️ Tiamin eksikliği hipotalamik AMPK’yi inhibe ederek anoreksiyaya neden olur https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24607345/

⭐️⭐️ Kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda B vitamini durumu https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC1297139/

⭐️⭐️ Yüksek doz tiamin felç sonrası yorgunluğu iyileştiriyor: Üç vaka raporu https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25192035/

⭐️⭐️ Beslenme Nöropatileri https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4199287/

⭐️⭐️ Uzun süreli diyet eksikliği olmaksızın tiamin eksikliğinde görme kaybı ve optik sinir başı şişmesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4039400/

⭐️⭐️ Alkol kötüye kullanımında B vitamini eksikliği ve nöropsikiyatrik sendromlar https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9719389/

⭐️⭐️ Tiamin eksikliğinde miyopati: Bir vaka analizi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16920153/

⭐️⭐️ Kronik ishalli hastalarda Wernicke ensefalopatisi ile ilişkili tiamin eksikliğine bağlı optik nöropati https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23473530/

⭐️⭐️ Tahıl tüketimindeki etnik farklılıklar ve B vitamini alımına katkıları: Çok Etnikli Kohort Çalışmasının sonuçları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23688109/

⭐️⭐️ Nörodejenerasyonda tiamin bağımlı süreçler ve tedavi stratejileri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17685850/

⭐️⭐️ Alkol bağımlısı hastalarda tiamin uygulaması https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15550446/

⭐️⭐️ Wernicke ensefalopatisi: 400 AIDS hastasından oluşan bir serideki oluşum ve patolojik yönler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/1340667/

⭐️⭐️ Tiaminin kanser üzerindeki rolü: olası genetik ve hücresel sinyal mekanizmaları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23893925/

⭐️⭐️ Yüksek doz tiamin takviyesi hiperglisemik bireylerde glikoz toleransını iyileştirir: randomize, çift kör çapraz geçişli bir çalışma https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23715873/

⭐️⭐️ Alzheimer tipi demansta yüksek doz tiaminin ön bulguları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8251051/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.







Daha Fazla

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim Belgesi

Havuz Suyu Operatörlüğü

Mesleki Eğitim Belgesini Firmamızdan Alabilirsiniz

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim Belgesi için;

Başvuru Mail: [email protected]

Merkez Tel.: +90 232 265 20 65

Başvuru Tel: 0 530 568 42 75

  • Eğitim 232 saattir.
  • Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
  • Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
  • Sertifika Karekodlur.
  • Sertifika Üniversite onaylıdır.
  • Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi nerede alabilirsiniz?

  • Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
  • Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
  • Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
  • Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim İçeriği

Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi zorunlu mu?

Aşağıda verilen yönetmeliklerde belirtilen mesleklerde çalışanlarının Mesleki Eğitim Belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.

13.07.2013 tarih ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik.

15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Havuz Suyu OperatörlüğüMesleki Eğitimi kimlere zorunlu?

Havuz Suyu Operatörü olarak çalışan herkes için zorunludur.

İş Güvenliği eğitimi, Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?

Hayır. Yerine geçmez.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.

Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim belgesine sahip olsunlar.

Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR

Merkez Telefon: +90 232 265 20 65

Tetkik Danışmanlık

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

A Vitamini

A Vitamini Nedir?

A vitamini tek bir besin maddesi değildir. β-karoten ve diğer karotenoidlerden sentezlenen, retinol, retinal ve retinil esterleri (retinil palmitat vb gibi) gibi yağda çözünen çeşitli molekülleri kapsayan genel bir terimdir.

A vitamini, yiyeceklerde iki farklı türde bulunur.

Önceden oluşturulmuş A vitamini – Retinol ve Retinil Esterler – (Süt ürünleri, Karaciğer, Et, Balık, Tavuk, yumurta ve Balık gibi hayvansal ürünlerde bulunur)

Provitamin A – Karotenoidler – (Renki meyve, sebze ve yağlar gibi bitkisel gıdalarda bol miktarda bulunur.) 

Vücudumuz her iki formu da direk kullanamaz.

Aktif formları olan Retinal ve Retinoik Aside dönüştürmesi gerekir.

Retinol ciltte ilk adımda Retinal‘ dönüşür. Retinal sonra Retinoik Aside dönüşür.

Bu sebeple Retinal, Retinol‘den daha hızlı etkilidir.

Vücut, Retinolün %75 ila %100’ünü ve çoğu durumda β-karotenin %10 ila %30’unu gıdalardan emebilir. Pişirme ve ısıl işlem, gıdalardanβ-karoten‘in biyoyararlanımını artırabilir.

1 İU A vitamini = 0.3 mikrogram Retinol » ~ 0.344 mikrogram Vitamin A asetattır.

1 IU A vitamini = 0.3 mikrogram Retinol » = 0.6 mikrogram beta karoten » = 1.2 mikrogram diğer karotenoidler’e eşittir. 

A Vitamini Ne İşe Yarar?

  • Antioksidandır. Yaşlanmaya ve kanserli hücrelere karşı savaşır.
  • A vitamini olmadan proteinler kullanılamaz.
  • Metabolizmamızın sorunsuz çalışmasında
  • Embriyo gelişiminde
  • Büyümede, üremede
  • Çocuklarda boy uzamasında çok önemlidir.
  • Koku duyusu reseptörlerinde çok fazla miktarda vardır.
  • Kan yapımında
  • Bağışıklık sisteminde
  • Doku hücre büyümesinde
  • Dokuların ve hücrelerin yenilenmesinde görev alır, kemik ve diş yapısına katılır.
  • Bağırsak ve deri epitel doku yapımı, gelişimi ve korunmasında
  • Görmede gerekli olup, göz sinir yapısında yüksek miktarda bulunur.
  • Eksikliğinde ilk belirti göz kuruluğu, göz yaşı eksikliğidir. Korneada bozulmaya sebep olur.
  • Eksikliği Sperm ve Kalitesiz yumurtaya neden olur. Doğurganlık düşer, düşüklere sebep olur.
  • Demirin emilimine ve salınımında dolayısıyla hem vücudun oksijen (satürasyon) dengesinde, hemde demir eksikliği tedavisinde önemlidir.
  • Cilt sorunlarında *sivilce, iltihaplı sivilce, siyah noktalar, gözenekli yüz yapısı* çinko ile birlikte tedavi edicidir.
  • Ağız, mide ve ince bağırsakların ve idrar yollarındaki deri ve dokuların sağlıklı bir şekilde devamlılığını sağlayarak, enfeksiyonlara karşı koruyan karbon içerikli bir moleküldür.
  • Vücuda giren virüs, bakteri, mantar gibi patojenlerle ilk karşılasan ve savaşan mukoza yapıda, normal bağışıklık hücrelerinde bulunur. Eksikliğinde vücut enfeksiyona açık hale gelir.

Yeri gelmişken bir yanlışı düzeltelim: ”Havuç A vitamini deposudur” sözü sanıldığı gibi doğru degildir. Havuca o turuncu rengi veren β-karoten‘in yaklaşık %12 si A vitaminine dönüştürülür. Yediğimiz zaman da direkt A vitamini içermez.

Vitamin A eksikliği sağlığı olumsuz yönde etkileyebildiği gibi, fazlalığı da tehlikeli olabilir.

1. Potansiyel Antioksidandır

Provitamin A – Karotenoidlerβ-karoten (güçlü bir antioksidandır), alfa-karoten ve β-kriptoksantin (Renki meyve, sebze ve yağlar gibi bitkisel gıdalarda bol miktarda bulunurlar.) Bu karotenoidler, vitamin A öncülleri olup oksidasyonu (en iyi O2 temizleyicidir) önlemede görev alırlar.

Karotenoidler, oksidatif stres meydana getirerek, DNA’ya zarar veren ve kanserin başlangıç aşamasında etkili olan serbest radikallerin etkisini yok ederler ve vücut dışına atılmasında etkili rol oynarlar.

Oksidatif stres; vücuda alınan oksijenin kullanımı ve metabolizması sırasında serbest radikal adı verilen hücre ve dokulara zararlı moleküllerin meydana getirdiği ortam zararına denir. Oksidatif stres diyabet, kanser, kalp hastalığı ve bilişsel gerileme gibi çeşitli kronik hastalıklarla ilişkilidir. Bu sebeple karotenoidlerden zengin beslenme kalp hastalığı, akciğer kanseri ve diyabet gibi hastalıkların oluşma riskini azaltmaktadır. 

Serbest radikal; dış etkenlerle nedeniyle ortaya çıkarak hücre ve dokularla reaksiyona girip hasara neden olabilen ve vücutta doğal olarak üretilen moleküllerdir.

Sigara ve alkol kullanımı, β- karoten’in kandaki oranını % 20 civarında düşürmektedir.

2. Gözün temel besinidir

β-karoten retinada retinol‘e dönüşür ve karanlıkta görüş için gereklidir.

Aktif formu olan retinal, renk görme ve az ışıklı görme için gerekli bir molekül olan, Rodopsin oluşturmak için opsin proteini ile birleşir. 

Kornea (gözün en dış tabakası) ve konjonktiva (gözün yüzeyini ve göz kapaklarının içini kaplayan ince zar) korunmasında ve beslenmesinde önemli rol oynar.

A vitamininin vücutta yeterli düzeyde olması “sarı nokta hastalığı” olarak bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) gibi bazı göz hastalıkları oluşumunu önler.

Yüksek β-karoten, alfa-karoten ve beta-kriptoksantin düzeylerinin oksidatif stres seviyelerini düşürerek maküler dokuyu koruması nedeniyle “sarı nokta hastalığı” olarak bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) riskini % 25’e kadar azaltabilmektedir.

Klinik çalışmalarda sentetik Vitamin A göz damlası, kuru göz tedavisinde etkili sonuç vermiştir. Diğer tedavilerin aksine, kuru gözün altta yatan nedeni olan, hücresel değişikleri tersine çevirmektedir.

3. Antikanserojendir

Vitamin A, antioksidan özellikleri nedeniyle, karotenoid bakımından zengin meyve ve sebzeler belirli kanser türlerine karşı koruma sağlayabilir.

Yapılan bir çalışmada, 10.000’den fazla erişkinin içinde;

1.grup Sigara içen ve kanında yüksek alfa-karoten ve beta-kriptoksantin olanlar

2.grup Sigara içmeyen ve kanında düşük alfa-karoten ve beta-kriptoksantin olanlar

1. gruptakilerin akciğer kanserinden ölüm riskinin % 46 – % 61 oranında daha düşük olduğu görülmüştür. 

Deneysel test tüpü çalışmalarında; retinoidlerin mesane, meme ve yumurtalık kanseri gibi bazı kanser hücrelerinin büyümesini engelleyebildiği gözlenmiştir. 

Yapılan çalışmalarda, pek çok besinde bulunan alfa karoten, β- karoten, likopen, lutein, kriptoksantin ve zeaksantin gibi belli başlı karotenoidlerin oluşumunu tamamlayıp depolandığı organlarda antikarsinojen olarak etki gösterdiği saptanmıştır.

β- karotenin başlangıçta bildirilen antikarsinojenik potansiyeli, tekli oksijeni söndürme, oksi-radikalleri temizleme ve serbest radikal reaksiyonlarını sonlandırma konusundaki özgül kapasitesine dayanıyordu. Ancak, yüksek oksijen basıncında ve oksidatif stres altında pro-oksidanlar olarak hareket ederek belirli diyet koşulları altında UV karsinogenezini şiddetlendirdikleri bildirilmiştir.

Bu yüzden β- karoten gibi provitamin A aktivitesi gösteren karotenoidlerin yanında kantaksantin, likopen lutein gibi provitamin A aktivitesi olmayan karotenoidler de antioksidan özelliklere sahiptir ve kanser oluşumunu bu şekilde engeller.

4. Doğurganlık ve Bebeğin Gelişiminde Etkilidir

Dişilerde, A vitamini eksikliğinin üreme sonuçları üzerindeki etkisi, eksikliğin ortaya çıktığı zamana ve şiddetine bağlıdır. Çiftleşmeden önce şiddetli A vitamini eksikliği ortaya çıktığında, vajinal yaymalarda sürekli olarak kornifiye hücreler bulunur ve üreme implantasyondan önce başarısız olur. 

Gebe kişilerin fetal büyüme ve doku bakımı ve kendi metabolizmalarını desteklemek için ekstra A vitaminine ihtiyaçları vardır.

Tüm – trans retinoik asidin (RA) hem erkek hem de dişi üremeyi ve embriyonik gelişimi destekleyen A vitamini formudur.

A vitamini hem erkek hem de dişi üreme için esastır, çünkü sperm ve yumurta gelişiminde rol oynar.

A vitamini eksikliğinde epididim, prostat ve seminal vezikülün epitelinin tabakalı skuamöz keratinize epitel ile yer değiştirdiğini ve spermatogenezin durduğunu göstermiştir.

Yeterli A vitamini alımı olan emziren kişilerin anne sütü, bebeklerin yaşamlarının ilk 6 ayındaki ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda A vitamini içerir. Lakin, A vitamini eksikliği olan kişilerde, anne sütündeki A vitamini içeriği, yalnızca anne sütüyle beslenen bebeklerde yeterli A vitamini depolarını korumak için yeterli değildir.

Plasenta sağlığı, fetal doku gelişimi ve büyümesi için de kritik olması sebebiyle anne ve cenin sağlığının ve de gebe kalmaya çalışanların çok önemli ihtiyacıdır.

5. Bağışıklığı Güçlendirir

A Vitamini, vücudunuzu hastalıklardan ve enfeksiyonlardan koruyan tepkileri uyararak bağışıklık sağlığını etkiler.

Retinoid asit, doğuştan gelen bağışıklık sisteminin hücrelerinin farklılaşması, olgunlaşması ve işlevlerinin düzenlenmesinde önemli roller oynar.

Doğuştan gelen bağışıklık hücreleri, fagositoz ve sitotoksik aktivite yoluyla immün düzenleyici işlevler gerçekleştiren doğal öldürücü T hücrelerinin aktivasyonu yoluyla patojen istilasına anında yanıtlar başlatan makrofajlar ve nötrofillerden oluşur.

Hastalıklara karşı korunan immün yanıtlarda merkezi rol oynayan B ve T hücreleri de dahil olmak üzere belirli hücrelerin oluşturulmasında rol oynar.

Eksikliği, bağışıklık sisteminin tepkisini ve işlevini azaltan pro-inflamatuar moleküllerin seviyesinin yükselmesine neden olur. 

HIV enfeksiyonlu hastalarda vitamin A eksikliğine sık rastlanır. Araştırmalarda HIV enfeksiyonlu kişilerin %15 den fazlasında vitamin A eksikliği saptanmıştır. Vitamin A eksikliği olan HIV’li hastalarda, olmayanlara göre yardımcı T hücre sayısı daha düşük saptanır. Vitamin A eksikliği HIV enfeksiyonu olanlarda ölüm oranlarının daha fazla olmasıyla da ilişkilidir. (34)

Vitamin A, oksidatif stresi kontrol altında tutarak, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek ve bazı hastalıklara karşı koruyarak sağlığı olumlu yönde etkiler.

6.Kistik Fibroziz ve A Vitamini

Kistik fibrozlu kişilerin %90’ına kadarında pankreas yetersizliği vardır ve bu durum yağ emilimindeki zorluk nedeniyle A vitamini eksikliği riskini artırır. Sonuç olarak, kistik fibroz için standart bakım, A vitamini, diğer yağda çözünen vitaminler ve pankreas enzimleriyle ömür boyu tedaviyi içerir.

7. Gastrointestinal Rahatsızlıklar ve A Vitamini

Crohn hastalığı ve ülseratif kolitli çocukların yaklaşık dörtte birinde A vitamini eksikliği vardır; bu rahatsızlıklara sahip yetişkinlerde, özellikle de bu rahatsızlığa birkaç yıldır sahip olanlarda, A vitamini eksikliği riski daha yüksektir.

Yeni teşhis konmuş çölyak hastalığı olan bazı çocuklarda ve yetişkinlerde de A vitamini eksikliği vardır; glütensiz diyet bu eksikliği ortadan kaldırabilir, ancak her zaman ortadan kaldırmaz. 

A Vitamini Eksikliğinde Neler Olur?

Kronik A vitamini eksikliğinin önemli etkisi enfeksiyonların (özellikle kızamık ve enfeksiyonla seyreden ishal) şiddetinin ve ölüm riskinin artmasıdır.

Çocuklarda önlenebilir körlüğün önde gelen nedeni Vitamin A eksikliğidir.

A vitamini seviyesi düşük çocuklarda solunum sistemi hastalıklarının en sık rastlanan virüslerden biri Respiratuar Sinsisyal Virüstür (RSV).

Vitamin A eksikliği, hamile kadınlarda anemi ve ölüm riskini arttırmakta, büyüme ve gelişmeyi yavaşlatarak fetüsü olumsuz yönde etkilemektedir. 

Hiperkaratoz

Hiperkeratoz: epidermisin en dış kısmı olan stratum corneum’un kalınlaşmasıdır. Bu seviyede hücreler, kuru ve çok sert olmalarına yol açan bir protein olan keratinde yüksek oranda yüklüdür. Keratin derideki gözenekleri tıkayarak kaz derisi etkisi yapan bir proteindir. Bazı durumlarda, küçük veya büyük kuru ve pürüzlü cilt lekeleri oluşturan anormal bir keratin birikimi vardır.

Vitamin A eksikliğinin daha az ciddi belirtileri arasında hiperkeratoz ve akne gibi cilt sorunları bulunur. 

Sivilce, sedef hastalığı, iktiozis, liken planus, Darrier Hastalığı, palmoplantar keratoderma, pitriazis rubra, pilaris Hiperkeratoz ile ilgili cilt sorunlarından bazılarıdır.

Bu hastalıkların tedavisi yüksek doz vitamin A dır. Vitamin A etkinliği retinol seviyesi, serum retinol bağlayıcı proteinin kapasitesini aşarak zarların düzgün yapısını bozup keratin üreten hücrelerde parçalanmaya yol açmasıyla oluşmaktadır. Bu durum hücresel bozulma ile oluşan yan etkilerini azaltmak için karotenlerin kulanımı da denenmektedir.

Vitamin A eksikliği derinleştikçe etkilenen solunum, gastrointestinal ve üriner sistem, mukozal bariyerler ile sorunlar artar.

Kseroftalmi

Kuru göz veya tıbbi adıyla kseroftalmi, gözyaşı üretiminin yetersiz olması veya gözyaşlarının hızla buharlaşması sonucu meydana gelir.

Vitamin A eksikliğine bağlı göz ile ilgili bütün bulgular için kseroftalmi terimi kullanılır.

Enfeksiyonlara uygun bir ortam oluşarak keratit, konjuktivit görülebilir.

Körlük vitamin A eksikliğinin en önemli komplikasyonlarından biridir.

A Vitamini Fazlalığında Neler Olur?

A vitamini yağda çözünen bir vitamin olup, fazlası karaciğerde depolanır ve birikir.

Akut A vitamini toksisitesi, Günlük Alınması Gereken Değer (RDA)’in 100 katından fazla aldıktan sonra günler ila haftalar içinde şiddetli baş ağrısı, bulanık görme, eklem ve kemik ağrısı, iştahsızlık, mide bulantısı ve kusma, baş dönmesi, kurumuş cilt, karaciğer hasarı, sarılık, gecikmiş büyüme, ciltte kırışıklık, kaşıntı, kas ağrıları ve koordinasyon sorunları ortaya çıkar.

Kronik toksisite, Günlük Alınması Gereken Değer (RDA)’in 10 katından daha fazla dozlar uzun süre boyunca alındığında karaciğer hasarı, artmış kranial basınç – beyin omurilik sıvısı basıncı artabilir, uyuşukluğa ve sonunda komaya ve hatta ölüme yol açabilir

Vitamin A toksisitesi annenin ve fetüs’ün sağlığını olumsuz etkile ve doğum kusurlarına neden olur 

Besinlerle yüksek oranda karotenoid alımı toksisite ile ilişkili değildir, lakin araştırmalarda β-karoten takviyelerinin sigara içenlerde akciğer kanseri ve kalp hastalığı riskini artırdığı görülmüştür.

Kaza ile Vitamin A nın 100.000-300.000 IU (yüksek doz) alınması çocuklarda çok hızlı toksititeye yol açıp, kafa içi basınç artışına yol açar. Buna bağlı olarak baş ağrısı, kusma, eklem ağrısı, papil ödemi görülür. Vitamin dozu azaltıldığında şikayetler hızlıca geriler, tam iyileşme görülür.

Günlük A Vitamini Dozu

Önerilen günlük alım miktarı (RDA),’na uygun bir beslenme düzeni ile kolayca ulaşılabilir.

⭐️ * Erkekler için günde 900 mcg Vitamin A alımı önerilir.

⭐️ * Kadınlar için günde 700 mcg Vitamin A alımı önerilir.

Yetişkinlerde toksisite sınırı 10.000 IU (3.000 mcg) olarak kabul edilir.

Karaciğer gibi hayvansal kaynaklarla önceden oluşturulmuş A vitaminini tüketilmesi toksisiteye götürebilir lakin nadir bir süreçtir.

Toksisite en yaygın olarak aşırı takviye alımı ve Isotretinoin tedavisinde görülür.

A vitamini aktivitesi I.U (İnternasyonel Ünite) olarak ölçülür.

Bir IU, 3 mikrogram retinol ya da 6 mikrogram β-karoten eşittir.

1 mikrogram retinol= 1 retinol eşdeğeri (Retinol Eşdeğeri),

6 mikrogram β-karoten 1 Retinol Eşdeğeri’ ne eşit olmaktadır.

* Food and Nutrition Board, Institute of Medicine, National Academies göre yetişkinlerde önerilen günlük A vitamini alım değeri erkekler için 900 mcg, kadınlar için 700 mcg olarak belirlenmiştir.

** T.C. Tarım,Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı‘na göre yetişkinler için A vitamini günlük referans alım değeri 800 mcg olarak belirlenmiştir.

Vitamin A Nerelerden Alalım?

A vitamini içeriğini azaltmamak için besinlerin aşırı pişirilmemesi gerekir,

Ultraviyole ışık da gıdanın A vitamini içeriğini azaltabilir. (Mango gibi meyvelerin kurutulması doğrudan güneş ışığı altında yapılmamalıdır.)

Önceden oluşturulmuş A vitamini (retinol, retinil esterler) bakımından zengin çok fazla besin kaynağı vardır. Yumurta sarısı, Sığır eti karaciğeri, Ciğer, Tereyağı, Morina karaciğeri yağı, Tavuk ciğeri, Somon, Çedar peyniri, Karaciğer, Uskumru, Alabalık.

Provitamin A Karotenoidler (β-karoten gibi) bakımından zengin çok fazla besin kaynağı vardır. Tatlı patates, Kabak, Havuç, Lahana, Ispanak, Karahindiba, Kırmızı Biber, Balkabağı

Önceden oluşturulmuş Vitamin A, bitki kaynaklı provitamin A karotenoid kaynaklarına göre vücudunuz tarafından daha kolay emilir ve kullanılır.

Vücudunuzun β-karoten gibi karotenoidleri aktif A vitaminine etkili bir şekilde dönüştürme yeteneği, genetik, beslenme, genel sağlık durumu ve ilaçlar gibi birçok faktöre bağlıdır.

Çeşitli yiyecekler ve porsiyon başına A vitamini içerikleri aşağıda listelenmiştir.

Tablodaki hayvansal kaynaklı yiyecekler öncelikli olarak önceden oluşturulmuş A vitamini içerir, bitki bazlı yiyecekler provitamin A içerir ve hayvan ve bitkilerden gelen bileşenlerin bir karışımı olan yiyecekler hem önceden oluşturulmuş A vitamini hem de provitamin A içerir.

Bu liste Amerika Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı web sitesinden alınmıştır.

DV = Günlük Değer. Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), tüketicilerin toplam diyet bağlamında gıdaların ve diyet takviyelerinin besin içeriklerini karşılaştırmalarına yardımcı olmak için DV’leri geliştirmiştir.

A vitamini için DV, yetişkinler ve 4 yaş ve üzeri çocuklar için 900 mcg RAE’dir.

Burada 1 mcg RAE = 1 mcg retinol, takviyelerden 2 mcg beta-karoten, gıdalardan 12 mcg beta-karoten, 24 mcg alfa-karoten veya 24 mcg beta-kriptoksantindir.

DV’nin %20 veya daha fazlasını sağlayan gıdalar yüksek besin kaynağı olarak kabul edilir, ancak DV’nin daha düşük yüzdelerini sağlayan gıdalar da sağlıklı bir diyete katkıda bulunur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ A vitamini https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29493984/

⭐️⭐️ A vitamini nedir ve neden gereklidir? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24782580/V

⭐️⭐️ A Vitamini Eksikliği Okul Çağı Çocuklarında Gastrointestinal ve Solunum Yolu Hastalıklarıyla İlişkilidir https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3952623/

⭐️⭐️ Sigara içenlerde beta-karoten ve akciğer kanseri: hipotezlerin gözden geçirilmesi ve araştırma durumu https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20155614/

⭐️⭐️ A Vitamini Yetersizliği Hastalıkları ve Önlenmesinde Beslenme Yaklaşımları 2020 https://dergipark.org.tr/tr/pub/tusbad/issue/56037/734206

⭐️⭐️ A vitamini depolayan hücreler (yıldız hücreleri) https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17368315/

⭐️⭐️ WHO Kılavuzu: Gebe kadınlarda A vitamini takviyesi. Cenevre: WHO, 2011; WHO Kılavuzu: Doğum sonrası kadınlarda A vitamini takviyesi. Cenevre: WHO, 2011 https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22516730/V

⭐️⭐️ A Vitamini, K Vitamini, Arsenik, Bor, Krom, Bakır, İyot, Demir, Manganez, Molibden, Nikel, Silisyum, Vanadyum ve Çinko için Diyet Referans Alımları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25057538/

⭐️⭐️ KAROTENOİDLERİN İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMİ http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/191536

⭐️⭐️ Retinol Bağlayıcı Protein ve Transtiretin ile Etkileşimi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK6223/https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK6223/

⭐️⭐️ A Vitamininin Bağışıklık Sistemindeki Rolü https://www.mdpi.com/2077-0383/7/9/258

⭐️⭐️ DERMATOLOJİDE DİYET: GÜNCEL PERSPEKTİFLER https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC2965901/

⭐️⭐️ T hücresiyle ilişkili bağışıklıkta A vitamini ve retinoik asit https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3471201/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.






Daha Fazla