Yanlış Ölçümle Tansiyon Hastası Olursunuz

Koş koş çabucak ölçelim tansiyonunu işimiz çok…

İçim bir hoş oldu ölçüver hemen şu tansiyonumu..

İstediğiniz zaman istediğiniz pozisyonda tansiyonunuzu ölçtürüp yüksek çıkınca da ben de tansiyon hastası oldum diye düşünmeyin… Hatta bu sebeple ilaç kullanmaya kalkmayın sakın.

Çünkü çoğunlukla tansiyonlarınızı doğru ölçmüyor – ölçtürmüyorsunuz. Ölçüm sırasında kolunuz doğru pozisyonda değilse tansiyon olduğundan fazla çıkar.

Nasıl mı?

Yapılan bir araştırma Jama Network de 07.10.2024 de yayınlandı. Bir göz atalım;

133 yetişkinin katıldığı çalışmada, kolu kucakta durması büyük tansiyonu 3,9 ve küçük tansiyonu 4,0 mm Hg kadar fazla gösterdiği tespit edimiş.

Göğsün yan tarafında desteklenmeyen kolda yapılan ölçümlerde büyük tansiyon 6,5 mm Hg ve küçük tansiyon 4,4 mm Hg fazla çıktı ve alt gruplar arasında tutarlı sonuçlar elde edildi.

Peki tamam… Doğru ölçmek için ne yapmalısınız?

Orta kısmı kalp hizasında olacak şekilde masa üzerinde kol desteği sağlanmalıdır.

Tansiyon Ölçümünde Nelere Dikkat Edilmelidir?

İdeal tansiyon öçümü için 21 maddeyi daha önce ayrıntılandırmıştım.

http://Tansiyon Ölçümünde Nelere Dikkat Edilmelidir? okuyabilirsiniz.

Hipertansiyonda Son Durum

Bir süredir çok çabuk hipertansiyon teşhisi konup ilaç başlandığına şahit oluyorum. Hemen de raporrlar çıkıyor ve ömür boyu ilaç kullanması gerektiği hastalara empoze ediliyor.

Lakin bir soluklanalım…

Teşhislerin aceleye gelmesi hem hastalar hem ekonomi açısından oldukça zararlı.

Başlangıçta tansiyonun doğru ölçülmesi çok önemli. Ve tansiyon değerlerinin takibi de bir o kadar ehemmiyetlidir.

Ölçüm sırasında tansiyon aletinin manşonu kalp hizasında olmalı ki bu önemli husus gözden kaçtığında, yanısıra bir de kol desteklenmemiş ise tansiyonun yüksek çıkması çok normaldir.

Br başka husus da

Normal Tansiyon Ne Kadar Olmalı?

O kadar çelişkiler tartışmalar var ki bu hususta. Yıllar içinde değişen normlar ve değerler kafa karıştırıcı ve güven sarsıcı oluyor.

Klavuzlar değişiyor. Hangi ilaçla başlayacağız? İlaç başlamalı mıyız?

Farz edelim ki eldeki son klavuza göre tansiyonunuz yüksek çıktı.. Niye hemen ilaç başlayalım ?

Sebebi araştıralım? Kişinin yaşam tarzını, beslenme alışkanlıklarını sorgulayalım

Tansiyon yüksekliğine sebep olabilecek;

  1. Beslenme hataları
  2. Hareketsizlik
  3. Uykusuzluk
  4. Stres
  5. Sigara-alkol kullanımı gibi hayat tarzı yanlışları öncelikle düzeltilmelidir.

İlaç başlanan kişilerin yanlış alışkanlıklarını değiştirmelerini beklemek hayalcilik olur.

Hastanın takibi ile ilaçsız tansiyon değerleri düşebileceği gibi, ilaç kullananlarda ilacın sayısı ve dozu da düşürülebilmektedir.

İleri seviyede tansiyon yüksekliği olan hastalarımız pek tabiki yaşam alışkanlıklarını idealize etmelerine rağmen ilaç kullanmaları gerekebilmektedir. Lakin bu grup hastaların sayısı çok azdır.

Öneriler

Tansiyonunuz mu yükseliyor?

Şikayetiniz veya şüpheniz olduğu her durumda hekiminize danışın..!!

Tansiyon Ölçümünde Nelere Dikkat Edilmelidir? yazısını dikkatle okuyarak kendi tansiyon takibinizi yapın.

7-10 günlük takibinizi yapıp listenizi hekiminize danışın.

Hayat tarzınızı – beslenme alışkanlıklarınızı doğal ve doğru hale getirin

Sporu hayatınızın doğal bir parçası haline getirin.

Uyku düzeninizi güneşe göre ayarlayın.

Kendinizi topraklayın

Doğal yaşayın Aklınıza Mukayyet Olun

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Kol Pozisyonu ve Kan Basıncı Ölçümleri ARMS Çapraz Rastgele Klinik Denemesi https://jamanetwork.com/journals/jamainternalmedicine/article-abstract/2824754

T⭐️⭐️ ansiyon Ölçümünde Nelere Dikkat Edilmelidir? https://tetkik.com.tr/2024/08/17/tansiyon-olcumunde-nelere-dikkat-edilmelidir/

⭐️⭐️ Çalışma, yaygın olarak kullanılan kol pozisyonlarının kan basıncı ölçümlerini önemli ölçüde abartabileceğini buldu https://medicalxpress.com/news/2024-10-commonly-arm-positions-substantially-overestimate.html

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

B1 VİTAMİNİ ve HAFIZA İLİŞKİSİ

Genel bilinen adı ile B1 vitamininin diğer adı Tiamin dir.

B1 vitamini besinlerin enerjiye dönüştürülmesinde görevlidir ve beyin fonksiyonları ve beyinde enerji üretimi için gereklidir. Çeşitli sinir fonksiyonlarını da destekler. Kalp ve damar sağlığını korur, bağırsak ve sindirim sağlığını destekler ve göz sağlığını koruyucu özelliktedir. Kol, bacak, parmak uyuşmasından, beriberiye. Kalp hastalıklarından öfke kontrolüne kadar bir çok hastalıkta B1 önemlidir. Ama mental sağlık ve enerji metabolizması için çok önemlidir.

  • Hafıza
  • Odaklanma
  • Berrak düşünce
  • Kelimeleri algılama ve düzgün cümle kurma eylemleri
  • Diyabet “kan şekeri düzenlenmesinde çok çok önemlidir.

Günlük B1 vitamini ihtiyacı

Yetişkin kadınlarda 1,1 mg’dır.

Yetişkin erkeklerde 1,2 mg’dır.

Hamile ve emziren kadınlarda 1,4 mg’dır.

Sporcularda ise 6-8 mg’dır.

Tiamin Bağırsaktan THTR 2 (tiamin transporter) taşıyıcıları ile emilir

THTR 1 ile vücutta taşınmaya başlar.

Emilen bu tiamin bir miktar karaciğer de DEPOLANIR

Basit düzey bilgi olarak sadece yağda eriyen A,D,E,K depolanır, su da eriyenler depolanmaz olarak biliyordunuz. Lakin aslında öyle degil. B12 de depolanır ve hatta Vitamin C bile bir miktar deride depolanmaktadır.

Karaciğerde depolanmış haldeki tiamin bir işe yaramaz, işe yaraması için aktifleşmesi gerekiyor.

Tiamin Pirofosfat Sentaz enzimi ile TİAMİN PİROFOSFAT’a dönüşür. Bu aktif formu kullanırız.

Tiamin, Pirofosfat Glikoz metabolizmasında üç tane enzimin kofaktörüdür.

Kofaktörler, biyokimyasal dönüşümlere yardımcı olan “yardımcı moleküller” olarak düşünülebilir.

  • Piruvat dehidrogenaz
  • Alfa ketogluterat D
  • Transketolaz

B1 (tiamin) eksikse bu üç enzim çalışmaz ve Glikozdan enerji (ATP) oluşamaz.

Glikoz enerjiye dönüşmezse kanda kalır. KAN GLIKOZ seviyesi yükseldi…(Tip-2 diyabet, İnsulin direnci)

Glikoz beyin için çok önemlidir. B1 eksikliği sebebiyle beyinde glikoz enerjiye çevrilemez ve bazı nöronlar hasar almaya başlar.

Bunlardan birisi Wernicke bölgesi. Bu bölge B1 eksikliğinden çok çabuk etkilenir.

Wernicke Bölgesi, beynin sol yarım küresinde yer alır ve dilin anlamsal yönünü işlemekle görevlidir. Bu bölgenin hasar görmesi, kişinin konuşmasını anlaşılmaz hale getirebilir ve anlamadaki zorluklar, kelime seçimindeki bozukluklar ve cümle yapısındaki anormallikler gibi belirtilere neden olabilir.

  • Kelimeleri yanlış kullanma
  • Okuduğunu anlamama
  • Ellerde titreme (Esansiyel tremor)”serebellumda hasar”
  • Hafıza ve odaklanma sorunu
  • Berrak düşünememe başlar
  • Wernicke ensofelopatiye gider

B1 eksikliğinde hafızada çok önemli olan mamiller cisimler dejenere olmaya başlıyor ki bu ileriye giderse kirsakof sendromuna gider ve bu hiç istemediğimiz bir şey (Psikoz, Mani, Ağır Depresyon)

Wernicke-Korsakoff Sendromu B1 vitamini (tiamin) eksikliğinde oluşan bir hastalıktır. Genellikle kronik alkol kullanımının sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yetersiz beslenme, yeme bozuklukları, kanser, AIDS, obezite cerrahisi, doku nakli veya kemoterapi sonucunda da oluşabilmektedir.

Miyelin kılıfı ve sinir hasarlarını onarır.

TİAMİN Eksikliğinin Sebepleri

Alkol, THTR 1 ve 2 ‘yi engeller. Tiamin emilimi ve taşınması bozulur.

Tiamin Pirofosfat Sentaz enzimini engeller. Bu durumda Tiamin aktifleştiremeyiz.

Siroza neden olarak B1 depolanmasını engeller

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

IBS, Ülseratif kolit, Crohn, ÇÖLYAK gibi hastalıklar nedeniyle oluşan “Tiamin” emilim sorunu

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Oksidasyon, Antioksidan, Glutatyon eksikliği nedeniyle oluşan bağırsak duvarındaki bozulma

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Aşırı geçirgen bağırsak, sebepli olusan bağırsak duvarında ki bozulma ve Tiamin emilim sorunu

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Diüretik (idrar söktürücü) ve Tansiyon ilaçları Tiamin atılımını artırır ve eksikliğe neden olur

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

SONUÇ OLARAK

Tiamin (B1 Vitamini) eksikliğine Kan ve idrarda bakmak pek doğru sonuç vermez.

Kanda Transketolaz enzimine bakmak gerek. Eğer Transketolaz aktivitesi düşükse B1 eksiktir.

Alkolden uzak durmak gerekir.

MÜMKÜNSE Diüretik içeren Hipertansiyon ilaçları yerine içermeyenleri tercih etmek gerekli.

Bağırsakta bakterilerin ürettigi B1 vitaminini insanlar kullanamaz, bu nedenle mutlaka dışarıdan almak gerekir.

En çok B1 içeren gıdalar

  • Buğday, Bulgur (kepekli)
  • Tam Buğday Unu
  • Ekmek
  • Nohut, Fasulye, Barbunya
  • Ceviz, Badem, Fındık

Yine de yetersiz ise takviye tablet /kapsül almak gerekir.

Yağda eriyen Tiamin formu olan BENFOTİAMIN, DİYABET hastalarında yapılan deneylerde nöropati (Sinir Hasarı), göz ve böbrek hasarında da oldukça etkili sonuçlar veriyor. (FDA’da bunu onayladı)

Soda – maden suyu…Bunları yemekle birlikte tüketmek B1 emilimini engeller (2 saat fark olmali)

Oksidasyon, bağırsak hastalıkları, aşırı bağırsak geçirgenliği emilimi engeller. Bunları tedavi etmek, gerekirse bu dönemde Ek takviye almak gerekir.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Tansiyon Ölçümünde Nelere Dikkat Edilmelidir?

  1. Öncelikle ölçüm yapılacak ortam çok önemlidir. Tansiyon yani Kan basıncı ölçümü sessiz, sakin bir ortamda yapılmalıdır,
  2. Oda sıcaklığı ne soğuk ne de çok sıcak olmalıdır,
  3. Rutin bir tansiyon takip ölçümünde, ölçüm yapılmadan önce tansiyonu ölçülecek kişi tercihen on (10) dakika oturur veya yatar durumda istirahat etmelidir,
  4. Tansiyon ölçümü yapılacak kişi son yarım saat içinde, çay, kahve, kolalı içecek, sigara içmemiş, yemek yememiş, egzersiz yapmamış olmalıdır.
  5. Tansiyon ölçümü yapılacak kişi son 24 saat içerisinde Psödoefedrin içeren ilaçlar (Soğuk algınlığı ilaçlarının bir kısmı, dekonjestan ilaçların bir kısmı vb gibi) kırmızı ve yeşil reçete ile alınan bazı ilaçlardan kullanmamış olmalıdır (Buraya yazılamayacak kadar çok ilaç ölçümü etkileyebileceği için tansiyonu ölçülen kişi kullandığı tüm ilaç ve takviyeleri hekimine söylemelidir.),
  6. Tansiyon ölçümü yapılacak kişi öncesinde mesanesini boşaltmalıdır, (idrara sıkışık olmamalıdır)
  7. Tansiyon – Kan basıncı ölçümü yapılırken, ölçümü yapılan kişi konuşmamalı, hareket etmemelidir,
  8. Her ölçüm takibi yani ilgili süreç için ilk muayenede mutlaka iki koldan ölçüm yapılmalıdır. Tansiyon. – kan basıncı saplıklı bir kişide her iki koldan da eşit ölçülür. Nüfusun yarıya yakınında her iki kol arasındaki ölçümde küçük bir fark olabilir. Bu nedenle başlangıçta her iki koldan da ölçüm alınmalı daha sonra yüksek ölçülen koldan tansiyon ölçümü ve takibi yapılmalıdır.
  9. Tansiyonu ölçülecek kişi rahat, hareketsiz ve her iki ayağı da yere basacak şekilde oturmalıdır. Bacak bacak üstüne atılmış bir pozisyonda tansiyon ölçümü yapılmamalıdır,
  10. Tansiyonu ölçülecek kişinin tercihen tansiyon ölçülecek kolu çıplak olmalıdır. Mümkün olmadığı durumlarda kıyafetinin kol kısmı gevşek olmalıdır. Giysilerin kol kısmının dar – sıkı olması tansiyonun hatalı olarak yüksek ölçülmesine neden olabilir,
  11. Ölçüme başlamadan önce kol giysisi sıyrılmalı ve katlanmalı, kolun üst kısmı kalp hizasında olacak şekilde pozisyon verilmelidir,
  12. Eğer üst koldan ölçüm yapılacaksa kolun kalınlığına uygun manşon kullanılmalıdır. Bunun için kol çevresi ölçülmeli, 33 santimden fazlaysa geniş manşon kullanılmalıdır. Kol çevresi, dirsek ile omuz başının tam ortasından ölçülmelidir,
  13. Tansiyon aletinin kolu saran kısmındaki işaret, bu atardamarın üzerine gelecek şekilde ve dirsek çukurunun 2 cm üstünden itibaren kola sıkı bir şekilde sarılmalıdır,
  14. Tansiyon aleti eğer cıvalıysa, manometre kolay görülebilecek bir yere konulmalı, aneroid yani havalı ise elde kolayca okunabilecek bir şekilde tutulmalıdır,
  15. Ölçüme başlamadan önce parmak ile kol damarının üzerine hafifçe basılmalı, koldaki sarılı kısım şişirilmelidir. Nabzın kaybolduğu noktaya kadar bu şişirme devam edilmeli ve nabzın kaybolduğu değer kaydedilmelidir. Bu kayıt yapıldıktan sonra tansiyon aletinin hava kesesi söndürülerek, tamamen gevşemesi sağlanmalıdır,
  16. Dinleme aletinin (steteskop’un) baş kısmı kolun iç kısmındaki atardamarın üzerine gelecek şekilde yerleştirilmelidir,
  17. Dinleme aleti (steteskop’un) baş kısmı kolun iç kısmına yerleştirildikten sonra şişirme işlemi tekrar yapılmalıdır. Yalnız bu işlem parmakla kaydedilen değerin 2-3 puan üstüne kadar yapılmalıdır,
  18. Şişirme işlemi gerçekleştirildikten sonra, hava çıkacak şekilde kolu saran kısım yavaş yavaş söndürülmelidir. Saniyede en fazla 2 mmHg olacak şekilde söndürme işlemi yapılmalıdır. Daha hızlı veya yavaş söndürme yapılırsa tansiyon yanlış ölçülebilir,
  19. Söndürme işlemi yapılırken dinleme aletinden gelen seslere dikkat edilmelidir. İlk duyulan ses sırasında kaydedilen basınç, büyük tansiyonu gösterir. Sesler şiddetine ve niteliğine göre bu fazda işitilir. Kaybolduğu noktada ölçülen basınç ise, küçük, yani diyastolik tansiyonu gösterir.
  20. Kulaklıklı cihaz ile ölçüme başlanmadan önce sık olarak deneme yapılıp, kulağın seslere alışması sağlanmalıdır,
  21. Elektronik cihazlarla ölçüm yapılırken, kullanma kılavuzu ayrıntılı okunmalı, burada anlatılan kurallara göre ölçüm yapılmalıdıri
  22. Acil durumlarda anlık tansiyon – kan basıncı düzeyi öğrenilme ve sonuca göre müdahale gerekliliği sebebi ile hekimin ve sağlık personelinin insiyatifinde yukarıdaki bazı maddeler – şartlar ihmal edilir.

Tansiyon Ölçümünde İleri Düzey Bilgiler

  1. Ölçüm sırasında stetoskop manşonun altına sıkıştırılmamalıdır. Stetoskop dirsek çukurunda serbest durmalı ve cilde hafifçe bastırılmalıdır.
  2. Ölçüm için manşonun kesesi brakial arter üzerine yerleştirilir, oskültatuar arayı önlemek amacıyla havası radial nabzın kaybolduğu düzeyin 20-30 mmHg üstüne kadar şişirilir.
  3. Kontrol valvi açılarak saniyede 2-4 mmHg hızla indirilir.
  4. Oskültasyon yöntemi ile ölçüm yapıldığında manşonun basıncı azaltılmaya başladıktan sonra sesin ilk duyulduğu anda (Korotkoff faz 1) okunan değer, sistolik basınçtır.
  5. Sesin artık işitilmez olduğu anda okunan değer ise (Korotkoff faz 5) diyastolik kan basıncı olarak kabul edilir.
  6. Diyastolik basınç çok düşük ise seslerin hafiflemeye başladığı düzey (Korotkoff faz 4) diyastolik basınç olarak kaydedilir.
  7. Manşon uzun süre şişirilmiş bırakılırsa venöz sistemde dönüş azalacağı için sesler güç duyulur.
  8. Venöz konjesyonu önlemek için ölçümler arasında en az bir dakika beklenmelidir. Bunun tersine, sesler zor duyuluyorsa hastanın kolu baş seviyesinin üstüne kaldırılır, eli 5-10 kez açıp kapattırılarak venlerin boşalması sağlanır ve ölçümler tekrarlanır.
  9. Sistolik kan basıncının öncelikle palpasyonla nabızdan belirlenmesi ardından oskültasyonla kan basıncı ölçümüne geçilmesi gerekir.
  10. Ölçümler arada ikişer dakika bırakılmak suretiyle en az iki defa yapılmalı ve bulunan sonuçların ortalaması alınmalıdır.
  11. Eğer iki değer arasındaki fark 5 mmHg’dan fazlaysa daha başka ölçümler de yapılmalı ve bunların sonuçlarının ortalaması alınmalıdır.
  12. Aritmisi olan hastalarda ortalama sistolik ve diyastolik kan basıncı değerlerini elde etmek için birkaç ölçüm yapmak gerekir.
  13. Yaşlılarda (65 yaş üzeri bireylerde), diyabetli hastalarda, ortostatik hipotansiyonun sık görüldüğü durumlarda ve antihipertansif ilaç tedavisi altındaki hastalarda ölçümlerin ayaktayken tekrar edilmesi gereklidir. Ayaktaki ölçümler hasta hemen ayağa kalkar kalkmaz ve ayağa kalktıktan 2 dakika sonra yapılmalıdır.
  14. Gençlerde (30 yaşın altında) kan basıncı yüksek bulunmuş ise koarktasyonu ekarte etmek için bacaktan da ölçümler yapılmalıdır.
  15. Ölçümün hangi koldan ve hangi pozisyonda yapıldığı, sistolik ve diyastolik kan basınçları kaydedilmelidir.
  16. Hekim ölçtüğü değer hakkında hastasını bilgilendirmeli ve bulunan değerlere göre periyodik ölçümlerin ne kadar zamanda bir yapılacağını belirtmelidir.

Korotkoff seslerinin 5 fazı:

Faz I damara uygulanan basınç sistolik kan basıncı düzeyine düştüğü zaman kollapsın ortadan kalkmasına bağlı olarak duyulan ilk net tıklama sesi ile başlar. Bu ses, hafif şiddette devam ederken,

Faz II aşamasında manşon basıncının azalması ile tıklama sesinden sonra ortaya çıkan sert ve net bir ses ortaya çıkar.

Faz III‘ün başlaması ile birlikte Faz II nin net sesi kuvvetli duyulan bir üfürüme dönüşür.

Faz IV aşamasında üfürüm şiddeti hafifler.

Faz V aşamasında manşon basıncının diyastolik kan basıncı düzeyine inmesi ile arter üzerindeki baskı tamamen kalktığı için sesler tümüyle kaybolur.

Diyastolik kan basıncının belirlenmesinde Faz V esas alınmakla birlikte, 12 yaşına kadar olan çocuklarda ve dolaşım hızının arttığı klinik durumlarda (aort yetersizliği, beriberi, ağır anemi, hipertiroidi vb.) Faz IV’ün esas alınmasında yarar vardır.

Faz IV ile V arasında 10 mmHg’dan fazla fark varsa gerçek diyastolik kan basıncı değeri olarak Faz IV kabul edilmelidir. Böyle bir durumda en doğrusu, kan basıncı ölçümü sonucunu Faz I/FazIV/Faz V olarak kaydetmektir.

Oskültasyonla kan basıncı ölçülürken ilk Korotkoff sesinden sonra (Faz I ile Faz III arasında) uzunca bir süre sessizlik olup ardından sesler yeniden başlayabilir.

Oskültasyon boşluğu (auscultatory gap) olarak bilinen bu durum, özellikle aorta darlığı gibi ekstremitelere kan akımının azaldığı koşullarda gözlenir. Yalnız oskültasyonla kan basıncı ölçümü yapılması durumunda bu sessiz faza düşülmesi halinde Faz III değerinin sistolik kan basıncı olarak değerlendirilmesi mümkündür. Bu nedenle, sistolik kan basıncının öncelikle palpasyonla nabızdan belirlenmesi ardından oskültasyonla kan basıncı ölçümüne geçilmesi önerilmektedir. Her seferinde en az iki ölçüm yapılarak ortalaması alınmalıdır. Eğer iki ölçüm arasında 5 mmHg veya daha fazla fark varsa ilave ölçümler yapılarak değişkenliğin derecesi azaltılır.

Korotkoff Seslerinin 5 Fazı Diyagramı

Tansiyon Ölçümünün Tarihçesi

Tansiyon Aletinin teknik adı Sfigmomanometre‘dir. (Kan basıncını ölçmek için kullanılan aletin resmi adıdır.) Alet, şişirilebilir bir kauçuk manşet, bir tür gösterge içeren bir ölçüm ünitesi ve manşeti şişirmek için bir mekanizmadan oluşur. Kan damarlarınızdaki basıncı ölçmek için gösterge, milimetre cıva (mmHg) adı verilen bir ölçüm birimi kullanır.

Ancak, sfigmomanometre icat edilmeden çok önce, Çinliler kanın vücudumuzda nasıl dolaştığına dair karmaşık sistemi ilk fark eden ve teorileştiren kişilerdi. American Diagnostic Corporation’a göre, o zamanlar Hintli bilim insanlarının dolaşım sistemi hakkında bir miktar bilgi geliştirdiğini öne süren kanıtlar bile vardı.

1600’lere gelindiğinde, William Harvey adlı bir doktor bu sistem hakkında daha derin bir anlayış geliştirdi ve 1615’te dolaşım hakkında ders vermeye başladı. 1628’de, kısa sürede dolaşım sistemi çalışmasının temeli haline gelen ünlü eserini yayınladı. Ve kalp atış hızı ile nabız arasında bir ilişki olduğunda, bu kan hacmi ve kan basıncının keşfedilmesinin yolunu açtı.

1733’te İngiliz Fizyolog Stephen Hales (1677–1761), uzun bir cam tüpü bir atın boyun arterine bağladığında kanın 2,9 m yükseldiğini gözlemledi. Böylelikle bir hayvanın kan basıncı ölçümleri ilk kez Hales tarafından belgelendi. 

1881’de, Avusturyalı Doktor Samuel Siegfried Karl Ritter von Basch’ın (1837–1905) sistolik basınç ölçümüne dair çalışmalar yaptı. İlk sfigmomanometreyi icat etti. Sistem atardamardaki kan akışını kısıtlamak için suyla doldurulmuş bir kauçuk ampul içeriyordu. Ampulü ayrıca doğru bir okumaya yardımcı olmak için bir cıva sütununa bağladı.

1896’da İtalyan Doktor Scipione Riva-Rocci (1863–1937), arter üzerinde düzenli bir basınç oluşturmak için kolun etrafında şişirilebilir bir manşon kullanımına başvurdu. 

1905’te, Rus Doktor Nikolai Korotkov (1874–1920), manşon basıncı azaltılırken arterden gelen sesleri dinlemek için bir stetoskop kullandı ve bu da diyastolik basıncın ölçülebilmesini sağladı.

1910’dan sonra, ABD’li doktorlar hastalarıyla ilgili klinik raporlarında düzenli olarak sistolik ve diyastolik kan basınçlarını bildirdiler.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla