Çimento Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetiminde Epistemolojik Yaklaşım

Bilgi Üretimi, Güven ve Sahaya Uygulanabilirlik

Çimento sektöründe iş sağlığı ve güvenliği (İSG) uygulamalarının epistemolojik (bilgi felsefesi) temellerini analiz etmeyi amaçladığım bu yazıda; Türkiye’deki çimento fabrikalarının yapısal riskleri, çalışan davranışlarını, yönetim sistemlerini, bürokratik gereklilikleri ve sahadaki pratik bilgi üretimini göz önüne alarak, işveren–işçi ilişkisinin bilgi üretimi bağlamında nasıl şekillendiğini değerlendirmeye çalıştım. Ayrıca vaka örnekleri ve saha analizleri üzerinden, bilgiye dayalı (epistemik) boşlukların neden kaza ürettiği; bilgiye dayalı (epistemik) güven mekanizmalarının ise güvenlik kültürünü nasıl dönüştürdüğü ortaya koymayı da ihmal etmedim.

Çimento sektörü; yüksek toz konsantrasyonu, kapalı alan çalışmaları, yüksek ısı temaslı operasyonlar, döner fırınlar, ağır mekanizasyon, patlayıcı riskler (inertizasyon hataları), yüksekte çalışma ve kimyasal maruziyet gibi çok boyutlu risklerin aynı anda yürüdüğü endüstriyel bir alandır.

Bu nedenle İSG yönetimi, yalnızca mevzuat uyumluluğuyla sürdürülebilecek bir süreç değildir. Çimento sektörü özelinde en kritik unsur, bilginin üretilmesi, paylaşılması ve uygulanmasıdır. Dolayısıyla bu sektör, epistemolojinin —yani bilginin doğası, kaynağı ve doğruluğu— en görünür olduğu çalışma alanlarından biridir.

Sizlere, çimento sektöründe İSG’nin teknik bir süreç olmanın ötesinde, aslında bir bilgi yönetimi ve bilişsel uyum süreci olduğunu hatırlatacağım.

Çimento Sektöründe Bilginin Doğası

İSG’deki bütün başarısızlıkların özünde bilginin dayanak aldığı felsefede (epistemolojik) bir hata bulunur:

“Bilgi üretilmiş ama doğrulanmamıştır.”
“Bilgi doğrulanmış ama paylaşılmamıştır.”
“Bilgi paylaşılmış ama eyleme dönüştürülmemiştir.”

Bu üçlü döngü kırıldığında kazalar kaçınılmaz hale gelir.

Sahadan Üretilen Bilgi / Yönetmelik Bilgisi

Çimento fabrikalarında gözlenen temel bilgi çatışması şudur:

  • İşverenin yönetmelik ve standart temelli bilgisi
  • İşçinin saha deneyimine dayanan pratik bilgisi

Bu iki bilginin örtüşmediği durumlarda epistemik (bilginin üretilmesi, paylaşılması ve uygulanmasında) boşluk ortaya çıkar. Bu boşluklar, güvenlik açıklarını besleyen bilişsel kör noktalardır.

Birçok yönetici “prosedür var, eğitim var, talimat var” diyerek sistemin işlediğini varsayar.
Oysa bu bilgilere dayanak davranışlar açısıdan felsefi soru şudur:

“Bu bilgi sahada gerçekten uygulanabilir mi?”

Bilgi uygulanmıyorsa, bilgi değildir.
Bilgi sadece yazılı materyal olamaz; pratikte eyleme dönüşmüş olmalıdır.

İşveren–İşçi İlişkisinde Bilginin Değerinin Kabul Edilmesi

Bilgiye dayalı (epistemik) güven, bir kişinin diğerinin bilgi aktarımına güvenme derecesidir.

Çimento fabrikalarında bilgiye dayalı güvenin üç boyutu vardır:

(1) İşverenin, işçinin sahadaki deneyim bilgisini ciddiye alması
(2) İşçinin, yönetimin sunduğu prosedürel bilgiyi kendi güvenliği için anlamlı bulması
(3) İş güvenliği profesyonelinin bu iki bilgi alanını birbirine tercüme edebilmesi

Bu üç unsur bir araya gelmediğinde, sektörün tipik sorunları oluşur:

  • “20 yıldır böyle yapıyorum, bir şey olmaz.”
  • “Bu işin akademik bilgisi sahada geçmez.”
  • “Prosedür çok uzun, okumaya vaktim yok.”
  • “Form doldurmak için iş durdurulmaz.”

Bu söylemlerin tamamı bilgiye dayalı güven eksikliğinin ürünüdür.

Bilişsel Çapalar ve Sahada Karar Verme Hataları

Çimento sektöründe en sık görülen bilişsel çapa şudur:

“Benim yaptığım doğru, çünkü hep böyle yapıyoruz.”

Buna ek olarak:

  • Normalleşmiş Sapma: Riskli davranışların zamanla normal hale gelmesi
  • Hız Baskısı Çapası: Üretim baskısının güvenliği geri plana atması
  • Sorumluluk Dağılması Çapası: “Nasıl olsa denetim var” algısı
  • Dayanıklılık Yanılsaması: “Toza alışkınız, bizde bir şey olmaz” inancı

Bu bilişsel çapalar, teknik hatalardan çok daha fazla kaza üretir.

Çimento Sektöründen Vaka Analizleri

Aşağıda verdiğim örnekler tamamen sahaya dayalıdır ve Türkiye çimento sektöründe sıkça gözlenen durumların sentezidir.

Vaka 1 – Filtre Torbası Değişimi (bilgiye dayalı)

Durum:
İşçiler torba değişiminde maske kullanmayı gerekli görmemektedir. Gerekçe:
“Zaten 5 dakika sürüyor.”

Bilgiye dayanağında hata:
“Maruziyet süresi kısa = zararsızdır” yanlış bilgisi.

Sonuç:
Yıllar içinde kronik öksürük, FEV1 düşüşleri ve erken yaş KOAH benzeri tablolar geliştiği tespit edilmiştir.

Çözüm:
Sahadaki maruziyet ölçümleri işçilerle birlikte analiz edilmiş ve pratik maskenin neden gerekli olduğu biyolojik veriyle kanıtlanmıştır.

Bu, bilgiye dayalı (epistemik) köprünün kurulmasıdır.

Vaka 2 – Döner Fırında Çapak Temizliği (Bilgi Paylaşım Hatası)

Durum:
Bakım ekibi inertizasyon tamamlanmadan kapağı açmıştır.
Sebep: “İşletme inert gaz seviyesinin düştüğünü bildirmedi.”

Epistemolojik hata:
Bilginin paylaşılma zinciri eksiktir.

Sonuç:
Patlama olmadan kontrol altına alınmış fakat ciddi yanma riski doğmuştur.

Öğrenilen:
Bilgi paylaşımı da bir güvenlik ekipmanıdır.

Vaka 3 – Bant Temizliği (Normalleşmiş Sapma)

Durum:
Çalışan bant temizliğini durdurmadan yapmaktadır.
Gerekçe: “Her gün yapıyoruz, sorun olmadı.”

Bilgiye dayanağında hata:
Normalleşmiş sapmayı bilgi gibi kabul etmek.

Sonuç:
Kol sıkışmasıyla sonuçlanan ciddi yaralanma.

Çözüm:
Çalışanın kendi anlattığı yöntemle risk analizi yapılmış, reel tehlike görünür kılınmıştır.

Epistemik Köprü Modeli – Saha Uygulamalarında Bilgi Bütünlüğü

Şahsi görüşüm İş Sağlığı ve Güvenliği alanın genelinde ve bu yazının odağı olan çimento sektöründe Epistemik Köprü Modeli uygulanmalıdır.

Nasıl mı?

1. Veri Üretimi

Toz ölçümleri, maruziyet kayıtları, yakın kaza analizleri, günlük devriye notları.

2. Bilginin Doğrulanması

Teknik ekip – saha çalışanı – İSG birimi üçlü doğrulama.

3. Bilginin Paylaşılması

Sadece eğitimle değil, günlük kısa “saha diyalogları” ile. (İş güvenliğinde sık bahsi geçen Toolbox’lar ile)

4. Bilginin Eyleme Dönüşmesi

Uygulanabilir prosedür, çalışan için anlamlı kural.

5. Bilginin Kurumsallaşması

Tüm süreçlerin yönetimin hafızasına (kurumsal hafıza) işlenmesi.

Bu model, teknik yönetim sistemleriyle (ISO 45001 vb.) birebir uyumludur lakin onlardan daha işlevseldir, çünkü Epistemik Köprü Modeli ile bilgi döngüsünü insan davranışı üzerinden tanımlıyorum.

Bilgi, Güven ve Uygulama Aynı Çizgide Buluştuğunda

Çimento sektöründe İSG yönetimi, bir “prosedür uygulama” işi değil, bilişsel uyum ve bilgi üretimi işidir.
Bu yazıda sizlere hatırlatmaya çalıştıklarım:

  • Çalışan bilgisi küçümsendiğinde güvenlik kültürü çöker.
  • Yönetmelik bilgisi sahaya uyarlanmadığında prosedürler işlevsizleşir.
  • Bilgiye dayalı güven kurulduğunda işveren ve işçi ortak bilgi üretmeye başlar.
  • Bu ortak bilgi, güvenlik kültürünü kalıcı şekilde dönüştürür.

Gerçek güvenlik; bilginin, güvenin ve uygulamanın aynı çizgiye oturmasıdır.

Bu çizgi kurulduğunda, çimento sektöründe kaza oranları sadece azalmaz;
bilgi tabanlı bir güvenlik kültürü kurumsallaşır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT
0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Bu sitede yer alan içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Paylaşılan bilgiler, bir hekim muayenesinin, tedavisinin veya profesyonel danışmanlığın yerini tutmaz. Buradaki bilgiler esas alınarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması, mevcut tedavinin değiştirilmesi ya da bırakılması uygun değildir.

Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili içerikler, bir iş güvenliği uzmanı, mühendis veya teknik ekip tarafından yapılması gereken değerlendirme ve kararların yerine geçemez. Bu bilgiler temel alınarak saha risk değerlendirmesi yapılması ya da mevcut sistemin değiştirilmesi önerilmez.

Sitede herhangi bir yasa dışı ilan ya da yönlendirme yapılması amacı bulunmamaktadır. İçerikler, sadece farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla sunulmuştur.

⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Reaktif Zamanlama Test Protokolü

1. Reaktif Zamanlama Testlerinin Amacı ve Bilimsel Temeli

Reaktif zamanlama (reaction time, RT), bir uyaranın algılanması ile buna verilen motor cevabın başlatılması arasındaki süreyi ifade eder. Bu süre; bilişsel süreçler, dikkat kapasitesi, duyusal algı, motor planlama ve nöromusküler iletim hızının toplam bir ürünüdür. İnsan performansını ölçmek için kullanılan en temel, en objektif ve en güvenilir göstergelerden biri olarak kabul edilir.

Reaktif zaman testleri, aşağıdaki alanlarda kritik değer taşır:

  • İş sağlığı ve güvenliği: Operatörlerin, sürücülerin, makine kullanıcılarının veya yüksek riskli görevlerde çalışanların güvenlik düzeylerini belirlemek.
  • Klinik nörolojik değerlendirme: Dikkat eksikliği, periferik nöropati, Parkinson, MS, demans gibi nörolojik hastalıklarda erken bozulmaları ortaya çıkarmak.
  • Spor bilimleri: Sporcunun algoritmik motor yanıt kapasitesini, algısal-motor entegrasyon hızını ve reaksiyon karar doğruluğunu ölçmek.
  • Askeri ve polis uygulamaları: Tehlikeye hızlı yanıt verme kapasitesini değerlendirmek, eğitim ve performans optimizasyonu sağlamak.
  • Ergonomik tasarım: İnsan-makine etkileşimlerinin güvenli sınırlarını belirlemek.

Reaktif Zamanlama Test Protokolü protokolü, RT testlerinin bilimsel standartlara uygun, tekrar edilebilir, objektif ve uygulamalı biçimde yürütülebilmesi amacıyla hazırlandığım yazıya devam edelim.

2. Test Türleri ve Kullanım Alanlarına Göre Sınıflandırma

Reaktif zaman testleri tek tip değildir. Farklı uyaran türleri, karar verme gereksinimi ve motor çıktı tipine göre çok çeşitli testler vardır. Bilimsel literatürde kullanılan temel RT türleri şunlardır:

2.1. Basit Reaksiyon Süresi (Simple Reaction Time – SRT)
  • Tek bir uyaran → tek bir tepki.
  • Örn: “Işık yandığında butona bas.”
  • Klinik ve İSG alanında en temel değerlendirme.

2.2. Seçmeli Reaksiyon Süresi (Choice Reaction Time – CRT)
  • Çoklu uyaran → çoklu cevap.
  • Örn: “Sarı ışık → buton A, kırmızı → buton B.”
  • Bilişsel karmaşıklığı değerlendirir.

2.3. Ayırt Edici Reaksiyon Süresi (Discriminative RT)
  • Uyaranların bir kısmı dikkate değer, bir kısmı “distraktör”.
  • Örn: “Sadece mavi ışık için cevap ver.”

2.4. Görsel Reaksiyon Süresi (VRT)
  • Işık, grafik, hareket, sanal objeler gibi görsel uyaranlar.

2.5. İşitsel Reaksiyon Süresi (ART)
  • Ses uyaranlarına yanıt: alarm, bip, frekans tonu vb.

2.6. Dokunsal Reaksiyon Süresi (TRT)
  • Titreşim, dokunma, derin basınç gibi somatosensoriyel uyaranlar.

2.7. Cognition RT (Kognitif Reaksiyon Süresi)
  • Uyaran → kısa süreli bellek → karar → motor cevap.

2.8. Motor Reaksiyon Süresi (Motor RT)
  • Motor icra süresi de ölçülür (ör: joystick hareketi, tutma kuvveti sensörü).

2.9. Kompleks Reaksiyon Testleri
  • Simülasyon tabanlı.
  • Sürüş simülatörü, VR tehlike simülasyonu, endüstriyel alarm senaryoları.

Bu protokol, tüm test türleri için bilimsel, teknik ve operasyonel bir çerçeve sunar.

3. Test Öncesi Hazırlık
3.1. Katılımcı Koşulları

Katılımcıların testten önce aşağıdaki durumlarda olmaması gerekir:

  • Aşırı yorgunluk
  • Uyku yoksunluğu (<6 saat)
  • Kafein ve enerji içeceği tüketimi (son 3 saatte)
  • Alkol veya ilaç etkisi (sedatifler, antihistaminikler, nöroleptikler)
  • Ağrı, kas yorgunluğu, tremor
  • Gözlük/lens kullanımının test sırasında unutulması

İSG uygulamalarında operatörün testten önceki vardiye süresi özellikle not edilmelidir.

3.2. Kullanılacak Cihazın Hazırlığı

RT cihazı veya bilgisayar tabanlı test sistemi şu gereksinimleri karşılamalıdır:

  • Gecikmesi ölçülmüş bir sistem olmalı (latency <10 ms)
  • Ekran tazeleme hızı en az 60 Hz, ideali 120–240 Hz
  • Buton veya sensör gecikmesi <5 ms
  • Kalibrasyon modu aktif olmalı
  • Ortam ışığına karşı stabilize edilmiş olmalı

3.3. Ortam Hazırlığı

Test ortamı:

  • Sessiz (35 dB altında)
  • Homojen aydınlatılmış (300–500 lux)
  • Oda sıcaklığı 20–24°C
  • Katılımcı göz hizasında ekran mesafesi: 50–70 cm

Ayrıca:

  • Telefon, konuşma, bölünme yok
  • Test sırasında kapı giriş-çıkışı kapalı

3.4. Test Öncesi Brifing (Standartlaştırılmış Talimat)

Tüm katılımcılara aynı standart talimat verilir:

“Ekranda bir uyaran belirdiğinde mümkün olan en hızlı ve doğru şekilde tepki verin. Çok erken basmayın, tahmin etmeyin. Amaç hızlı ve doğru tepki vermektir.”

3.5. Deneme Turları

En az 5 deneme, ortalama alınmadan önce yapılır.

4. Test Uygulama Prosedürü
4.1. Basit Reaksiyon Süresi Testi Protokolü
  1. Katılımcı oturtulur, eller masa üzerinde rahat pozisyonda.
  2. Cihaz sıfırlanır, sensör gecikmesi ölçülür.
  3. Uyaran (ör: beyaz ışık) rastgele zaman aralıklarında yanar.
  4. Katılımcı, ışık yandığında butona basar.
  5. 10–15 tekrar yapılır.
  6. En düşük 2 ve en yüksek 2 değer atılır (çıkıntılar elimine edilir).
  7. Kalan değerlerin ortalaması alınır.
  8. Tepkiler çok erken (<100 ms) ise not edilir → “anticipatory response”.

4.2. Seçmeli Reaksiyon Süresi Protokolü
  1. En az 2 uyaran (renk, ses, şekil).
  2. Her birine farklı buton veya farklı motor görev atanır.
  3. Rastgele sırayla uyaran verilir (dengeli dağılım).
  4. 15–20 tekrar yapılır.
  5. Yanlış buton basışı → “error”.
  6. Gecikmeli karar süresi ayrıca hesaplanır.
  7. Ortalama RT + doğruluk yüzdesi birlikte değerlendirilir.

4.3. Ayırt Edici (Go/No-Go) Protokolü
  1. Katılımcıya yalnızca belirli bir uyaran için tepki vereceği söylenir.
  2. Distraktör uyaranlar sıklıkla verilir.
  3. Doğru hamle RT ve yanlış tepki sayısı kaydedilir.
  4. Motor inhibisyon kapasitesi ölçülür.

4.4. Görsel/İşitsel/Dokunsal RT Protokolleri

Her modalite ayrı günlerde tekrarlanmalıdır.

  • Görsel RT: Ekran ışığı, renk değişimi, hareket animasyonu.
  • İşitsel RT: 1000 Hz ton, 60–90 dB seviyesinde.
  • Dokunsal RT: Titreşim motoru, 200 ms süreli.

Her biri için:

  • 10 deneme
  • Aykırı değer temizliği
  • Ortalama RT hesaplaması

4.5. Motor Reaksiyon Zamanı Protokolü

Sadece butona basmak yerine:

  • Joystick hareketi
  • Kavrama sensörü basma
  • Ayak pedalı tepki
  • El uzatma hareketi (kinematik ölçümle)

kullanılır.

Burada ölçülen parametreler:

  1. Stimulus onset → motor başlangıç
  2. Motor başlangıç → görev tamamlanması
  3. Toplam motor zaman = RT + hareket süresi

4.6. Kompleks Reaksiyon Testi (Simülasyon) Protokolü

Örn: Endüstriyel alarm simülatörü.

  1. Katılımcı bir makine kontrol paneli veya VR ortamına yerleştirilir.
  2. Sistemin verebileceği 5–10 alarmın anlamı önceden öğretilir.
  3. Senaryo başlatılır.
  4. Farklı alarmlar rastgele sırada verilir.
  5. Görev:
    • Tehlike → makineyi durdur
    • Uyarı → resetle
    • Normal → tepki verme
  6. Yanıt zamanı, doğruluk ve hata türleri kaydedilir.

Bu test, gerçek hayata en yakın RT değerlendirmesidir

5. Veri Toplama ve Puanlama Yöntemi
5.1. Aykırı Değer Temizliği (Outlier Analysis)

Dönem literatürü aşağıdaki sınırları önerir:

  • <100 ms → “önceden tahmin”
  • >1000 ms → “dikkat kaybı”
  • İlk 2 ve son 2 değer → test adaptasyonu

Atılır.

5.2. Temel Hesaplamalar

Ort. RT = (Geçerli tüm RT değerlerinin toplamı) / n

Ek parametreler:

  • Medyan RT
  • Standart sapma (konsistensi gösterir)
  • Hata oranı
  • Go/No-Go inhibisyon süresi
  • Motor hareket süresi

5.3. Performans Kategorileri

Literatür geneli baz alınarak:

RT (ms)Seviyelendirme
150–200Mükemmel
200–250İyi
250–300Ortalama
300–350Zayıf
>350Kritik düzeyde yavaş

İSG uygulamalarında 350 ms üzeri operatörlerde “gözlem ve gerekirse görev uygunluğu değerlendirmesi” önerilir.

6. Test Sonuçlarının Yorumlanması
6.1. Bireysel Yorumlamalar
  • Yüksek standart sapma → dikkat dalgalanması
  • “Anticipatory response” fazlaysa → tahmine dayalı tepki, gerçek reaktif değil
  • CRT yüksek ama SRT normal → bilişsel karar süresi yavaş
  • Go/No-Go hataları yüksek → inhibitör kontrol zayıf

6.2. İSG Açısından Yorum
  • Kritik iş (forklift, pres makinesi, vinç, CNC) operatörlerinde RT ≥ 350 ms ise performans riski doğar.
  • Vardiya sonu yavaşlama → iş yükü riski.
  • Reaksiyon süresi “anlık performans” olduğu için tekrar test önerilir.

6.3. Sporcu Yorumlaması
  • Elit sporcuda RT 200–250 ms arası beklenir.
  • RT stabilitesi performansın en iyi göstergesidir.

6.4. Klinik Yorum

Patolojik değerlendirme için eşik değerler:

  • Parkinson → ART > VRT gecikmesi
  • MS → motor zaman uzunluğu
  • Demans → CRT aşırı uzun

6.5. Benchmark Karşılaştırmaları

Aynı kişide:

  • Sabah/akşam farkı
  • Egzersiz sonrası değişim
  • Uyku sonrası fark
  • 7 günlük takip performansı

kıymetlidir.

7. Güvenlik, Etik ve Kayıt Tutma
7.1. Katılımcı Onamı

Aşağıdaki maddeleri içeren bir onam formu alınır:

  • Testin amacı
  • Kullanılacak uyaran türleri
  • Sonuçların GDPR/kişisel veri uyumu
  • Test bırakma hakkı

7.2. Test Güvenliği
  • Ses uyaran seviyesi 90 dB’i geçmez.
  • VR testlerinde vertigo riski değerlendirilir.
  • Epilepsi öyküsü olanlarda flaşlı uyaranlar kullanılmaz.

7.3. Kayıt ve Raporlama

Rapor aşağıdaki bölümlerden oluşur:

  1. Katılımcı bilgileri
  2. Kullanılan test türü
  3. Test süresi
  4. Ortalanmış RT değerleri
  5. Hata analizi
  6. Performans kategorisi
  7. Değerlendirici yorumu

8. Testin Tekrarı ve Öğrenme Etkisi

Reaktif zaman testlerinde öğrenme etkisi güçlüdür.

Bu nedenle bilimsel öneri:

  • İlk gün adaptasyon testi
    1. gün resmi test
  • 1 hafta sonra teyit testi

İSG kullanımında:

  • 3 ayda bir
  • Vardiya değişikliği sonrası
  • Yeni makine eğitimi öncesi

tekrar uygundur.

9. Protokolün Farklı Alanlara Uyarlanması
9.1. İSG / Endüstriyel Uygulama Adaptasyonu
  • Makine alarmı simülasyonu yapılır.
  • Gerçek butonlar veya pedallar kullanılır.
  • Sesli-ışıklı tehlike uyarıları test edilir.
  • Operatör performans kriterleri belirlenir.

9.2. Sporcu Adaptasyonu
  • Çift yönlü hareketli RT
  • Reaktif sprint testleri
  • Reaktif çeviklik testleri
  • Renk–hareket kombinasyonları

9.3. Klinik Adaptasyon
  • Motor kontrol teşhisi
  • Bilişsel yıkım takibi
  • Rehabilitasyon pre–post değerlendirme

Bu protokol, reaktif zamanlama testlerinin bilimsel literatüre uygun biçimde uygulanabilmesi için gereken tüm adımları kapsamaktadır.
RT testleri doğru yapıldığında:

  • İnsan performansını objektif ölçer,
  • Erken riskleri ortaya çıkarır,
  • Güvenlik artırır,
  • Spor performansını optimize eder,
  • Klinik tanıda yardımcı olur.

Kısacası, reaktif zamanlama milisaniyelerle ölçülür ama sonuçları hayatın tamamını etkiler.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Bu sitede yer alan içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Paylaşılan bilgiler, bir hekim muayenesinin, tedavisinin veya profesyonel danışmanlığın yerini tutmaz. Buradaki bilgiler esas alınarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması, mevcut tedavinin değiştirilmesi ya da bırakılması uygun değildir.

Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili içerikler, bir iş güvenliği uzmanı, mühendis veya teknik ekip tarafından yapılması gereken değerlendirme ve kararların yerine geçemez. Bu bilgiler temel alınarak saha risk değerlendirmesi yapılması ya da mevcut sistemin değiştirilmesi önerilmez.

Sitede herhangi bir yasa dışı ilan ya da yönlendirme yapılması amacı bulunmamaktadır. İçerikler, sadece farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla sunulmuştur.

⭐️⭐️⭐️

#reaktifzamanlamatest #reaksiyon #kebat #tetkikosgb

Daha Fazla

Hijyen Eğitimi Yönetmeliği Çerçevesinde İşyeri Hekimleri Neler Yapmalıdır?

İşyeri Hekimlerimiz,

Resmî Gazete Tarihi: 05.07.2013 Sayısı: 28698 Hijyen Eğitimi Yönetmeliği (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=18552&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5) kapsamındaki iş yerlerinde çalışanların muayenelerini yaptıkları sırada, Yönetmeliğin 9’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının:

(a) bendindeki “Gıda ile taşınabilen bir hastalığı olan veya bu hastalığın taşıyıcısı durumundaki kişiler ile ishali bulunanlar.

hükmü ve

(b) bendindeki “Vücudun görünür kısımlarında açık/enfekte yara, deri enfeksiyonu ve benzeri halkta tiksintiye yol açabilecek deri lezyonları bulunanlar; cüzzam, frengi ve verem hastalığına yakalananlar.

hükmü ile

(c) bendindeki “30/5/2007 tarihli ve 26537 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bulaşıcı Hastalıklar Sürveyans ve Kontrol Esasları Yönetmeliğinde (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=11347&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5) genel hatları ile yer alan, hijyen ilkelerine uyulmadığı durumlarda halk sağlığı açısından problem oluşturabilecek hastalığı bulunanlar.

hükmünü dikkate almalıdırlar.

Ayrıca

İşyeri Hekimleri Hijyen Yönetmeliğine konu olan sektör ve işlerde faaliyet gösteren firmalara yaptıkları ziyaretlerde 29.12.2012 tarih ve 28512 sayılı Resmî Gazete de yayınlanan İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nin (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=16924&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5) 4. Maddesinin ( e ) bendi konusu olan ve 20.07.2013 tarih ve 28713 sayılı Resmî Gazete de yayınlanan İşyeri Hekimi Ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkında Yönetmeliği’ nin (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=18615&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5.) 11. Maddesinin (4) bendi gereği de yükümlülüğü olan Onaylı Defter‘ e ” Hijyen Eğitimi Yönetmeliği’ne göre iş yerinde doğrudan hizmetin içinde olan tüm çalışanların hijyen eğitimi belgelerinin olması gerektiğini ve yükümlülükleri yerine getirmeyen işletmelerin hakkında 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282’nci maddesine göre işlem yapılacağını, fiilleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde, durumu bu maddelere uygun bulunmayan çalışanların her biri ayrı ayrı aykırılıklar olarak değerlendirileceğini ve her birisi için cezai işlemler de ayrı ayrı uygulanacağını ” işveren ve/veya vekiline bildirimi özetle yazmalıdır.

NOT: ( 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu Madde 282. — Bu kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya zorunluluklara uymayanlar hakkında, kanunda ayrıca bir ceza hükmü gösterilmediği ve fiilleri Türk Ceza Kanu nunda daha ağır cezayı gerektirmediği takdirde 2 aya kadar hafif hapis ve 2024 yılı için 100 liradan 500 liraya kadar hafif para cezası verilir.)

Bu yazı görev, yetki ve sorumluluğa vakıf sayın meslektaşlarıma hatırlatma maksadı ile hazırlanmış olup, son kararın kendilerine ait olduğunun bilinciyle saygılarımızı sunarız.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı. ve Eğitim Koordinatörü

Hijyen eğitimini firmamızdan alabilirsiniz.

Başvuru Mail: [email protected] Başvuru Tel: 0 530 568 42 75

Eğitim 8 saatliktir. Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli olup e-devlette kayıtlıdır. Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Çimento Fabrikalarında B9 (Folat) Takibi İçin Sağlık Yönetim Sistemi Modeli

Sanayi toplumunun en önemli yapı taşlarından biri olan çimento fabrikaları, yoğun iş temposu ve zorlu çalışma koşullarıyla dikkat çeker. Bu koşullar altında çalışanların sağlığı yalnızca kişisel yaşamlarını değil, üretim güvenliğini ve iş sürekliliğini de doğrudan etkilemektedir. İş sağlığı ve güvenliği, yalnızca koruyucu donanım ve teknik tedbirlerle sınırlı kalmamalı; beslenme, bağışıklık ve metabolik denge gibi hayati unsurları da kapsamalıdır.

B9 vitamini (folat), kan yapımından sinir sistemi işlevlerine, zihinsel performanstan yorgunluk yönetimine kadar birçok kritik biyolojik süreçte rol oynar. Çimento fabrikaları gibi tozlu, yüksek ısıya maruz kalınan ve yoğun efor gerektiren ortamlarda, çalışanların folat düzeylerinin düzenli olarak izlenmesi hem iş kazalarının önlenmesi hem de iş verimliliğinin artırılması açısından büyük önem taşır.

Bu çalışma, çimento fabrikalarında görev yapan çalışanların B9 vitamini düzeylerini izlemeye ve yönetmeye yönelik bütüncül bir sağlık yönetim sistemi modeli sunmayı amaçlamaktadır. Böylece, iş güvenliği kültürünün yalnızca sahadaki teknik önlemlerle değil, insan sağlığını merkeze alan bir anlayışla güçlendirilmesi hedeflenmektedir.

1. Başlangıç Değerlendirmesi ve Veri Toplama

  • Tüm çalışanlardan yıllık periyodik sağlık muayenesi kapsamında B9 vitamini, B12 ve homosistein düzeylerini içeren kan tahlilleri alınır.
  • Çalışanların beslenme alışkanlıklarını anlamak için kısa bir beslenme anketi yapılır. (sebze, baklagil, tahıl tüketimi; fast-food alışkanlığı; gece vardiyası beslenme sorunları vb.)
  • Risk grupları (hamile kadın çalışanlar, genç işçiler, alkol kullananlar, yoğun vardiyalı çalışanlar) ayrı ayrı belirlenir.

2. Kantin ve Yemekhane Düzenlemeleri

  • Kantin menülerinde haftada en az 2 gün baklagil yemekleri (mercimek, nohut, kuru fasulye), her gün yeşil yapraklı sebze (ıspanak, brokoli, marul, roka) bulundurulması zorunlu hale getirilir.
  • Çalışanlara öğle yemeklerinde tam tahıllı ekmek, ara öğünlerde portakal, muz, ceviz gibi folat açısından zengin yiyecekler sunulur.
  • Yemekhane menülerinde “B9 dostu yemekler” etiketi konur; çalışan farkındalığı artırılır.

3. Vardiya Sistemine Uygun Beslenme Planı

  • Gece vardiyası çalışanlarına özel ara öğün paketleri hazırlanır. İçeriğinde haşlanmış yumurta, tam buğdaylı sandviç, yeşil sebze salatası ve kuru baklagil salataları bulunur.
  • Vardiya değişimlerinde işçilere, enerji düşüklüğünü önlemek için B9 yönünden zengin atıştırmalık kutuları (örneğin mercimekli börek, kuru üzüm-ceviz karışımı) dağıtılır.
  • Şekerli, gazlı içecekler yerine kantinde taze sıkılmış meyve suyu ve ayran teşvik edilir.

4. Eğitim ve Farkındalık Programı

  • Yıllık iş sağlığı güvenliği eğitimlerine “Beslenme ve İş Güvenliği” modülü eklenir. Burada B9 vitamininin dikkatsizlik, yorgunluk ve kazalarla ilişkisi basit örneklerle anlatılır.
  • Fabrika panolarına “B9 Güvenlik Köşesi” hazırlanır; afişlerle folat açısından zengin besinler tanıtılır.
  • Çalışanlara 3 ayda bir beslenme semineri verilir. Konu: “Bir tabak yemekle güvenliğinizi artırın.”

5. Takip ve Kontrol Mekanizması

  • Yıllık kan tahlilleri sonucu B9 düşük çıkan çalışanlar için bireysel beslenme planı yapılır.
  • Riskli çıkan çalışanlara ücretsiz veya düşük maliyetli folik asit takviyesi sağlanır.
  • İş yeri hekimi, her vardiyada kantin menüsünü denetler ve rapor düzenler.

6. İş Güvenliğiyle Doğrudan Bağlantı

  • Folat eksikliğinin yol açtığı yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve ruhsal dengesizlikler, “iş kazası riski” parametresi altında değerlendirilir.
  • B9 seviyesi düşük çıkan çalışanlarda, vardiya planlamasında yüksek riskli görevlerde görevlendirme yapılmaz.
  • İş güvenliği kurullarına “beslenme verileri” düzenli olarak raporlanır.

7. Yatırım Maliyeti ve İşverene Katkı

  • Sistemin yatırım maliyeti düşüktür: Ekstra birkaç sebze-baklagil menüsü, düzenli kan tahlili ve eğitim programları.
  • İşverene getirisi yüksektir: Daha az iş kazası, daha az devamsızlık, daha yüksek verimlilik, daha düşük sağlık harcaması.
  • Çimento Fabrikaları için bu sistem, “çalışan sağlığı odaklı beslenme güvenliği projesi” olarak prestij kazandırır.

Bu model; fabrika kantininden sağlık muayenelerine, vardiya düzeninden eğitimlere kadar entegre bir sistemdir. Çalışanın tabağındaki mercimek çorbası ile iş güvenliği arasında bağ kurar ve “B9 vitamini görünmeyen iş güvenliği kaskıdır” anlayışıyla hareket eder.

Çimento fabrikalarında iş güvenliği, yalnızca kask ve maskelerle değil; güçlü, dayanıklı ve sağlıklı bir çalışan kitlesiyle mümkündür. B9 vitamini, çalışanların yorgunluğa karşı direnç göstermesinde, zihinsel odaklarını korumalarında ve bağışıklıklarının güçlü kalmasında kritik rol oynamaktadır.

Bu nedenle folat takibi, iş sağlığı yönetim sistemlerinin tamamlayıcı bir unsuru olarak ele alınmalı; periyodik kontroller, beslenme destek programları ve farkındalık eğitimleriyle desteklenmelidir.

Unutulmamalıdır ki, iş güvenliği yalnızca makineleri değil, insanı da korumakla anlam kazanır. Çimento fabrikalarında uygulanacak B9 takibi temelli sağlık yönetim sistemi, hem çalışanların yaşam kalitesini yükseltecek hem de işletmenin sürdürülebilir güvenlik kültürünü güçlendirecektir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Bu sitede yer alan içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Paylaşılan bilgiler, bir hekim muayenesinin, tedavisinin veya profesyonel danışmanlığın yerini tutmaz. Buradaki bilgiler esas alınarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması, mevcut tedavinin değiştirilmesi ya da bırakılması uygun değildir.

Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili içerikler, bir iş güvenliği uzmanı, mühendis veya teknik ekip tarafından yapılması gereken değerlendirme ve kararların yerine geçemez. Bu bilgiler temel alınarak saha risk değerlendirmesi yapılması ya da mevcut sistemin değiştirilmesi önerilmez.

Sitede herhangi bir yasa dışı ilan ya da yönlendirme yapılması amacı bulunmamaktadır. İçerikler, sadece farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla sunulmuştur.

⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Çalışanlara Tetanoz Aşılaması

TETANOZ TETANOS

Bir bakterinin ürettiği toksinlerin insan vücuduna girdikten sonra sinir sistemini tutarak, kas kasılmaları ile seyreden ve ölüme sebebiyet verebilen bir enfeksiyon hastalığıdır.

Dünya Sağllık Örgütü (WHO) verilerine göre bugün için tetanoz aşısında uygulanması gereken protokol şu şekildedir.

  1. Doz – koruyuculuğu olmadığı kabul edilir.
  2. Doz – ilk dozdan 1 ay sonra yapılır. 1-3 yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  3. Doz – 2. Dozdan 6 (Altı) ay sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  4. Doz – 3. Dozdan 10(On) Yıl sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  5. Doz – 4. Dozdan 10(On) Yıl sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.

Firmamız Tetkik Ortak Sağlık Güvenlik Birimi’nde (TETKİK OSGB) hizmet verdiğimiz firmalarımızı çalışanlarına tetanoz aşılaması ve takibinde kullandığımız Tetanoz Aşı Kartı aşağıdadır.

TETANOZ HAKKINDA İLERİ BİLGİLENDİRME

Tetanoz, Yunanca tetanos yani kasılma kelimesinden adını alır. Genel olarak toprakta yaşayan Clostridium tetani denen bir bakterinin insanın vücudu içerisinde ürettiği metalloproteaz tetanospazmin adı verilen toksinler tarafından ortaya çıkan kas kasılmaları ile karakterize olup enfeksiyonla seyreden bir sinir sistemi rahatsızlığıdır. (Bu toksin omurilik ve beyin köküne ulaştığında buradaki sinir hücrelerinin iletimini bozar. Bozulan iletim sonrasında kişide istemsiz kasılmalar gözlenir.)

Clostridium tetani bakterisinin inkübasyon süresi ortalama 8 gün olarak belirlenmiştir. Bu süre 3-21 gün arasında değişebilir.

Kasılma genellikle çene ve boyunda veya tüm bedende ortaya çıkabilir. Tetanoz aşılama vasıtasıyla önlenebilir. Fakat aşılama yapılmadığında ölümle sonuçlanabilecek ciddi bir hastalıktır.

Tetanoz Türleri Nelerdir?

Tetanozun sınıflandırıldığı ana türler arasında genelize ve lokalize tetanoz, neonatal tetanoz ve ksenobiyotik tetanoz bulunmaktadır.

  • Jeneralize (yaygınlaşmış) tetanoz: En sık gözlenen formdur ve hipertansiyon, taşikardi, terleme, çene kilitlenmesi gibi semptomlarla birlikte gözlenir.
  • Neonatal tetanoz: Yenidoğanlarda, özellikle göbek bağına steril olmayan uygulamalar yapılan kültürlerde, gözlenir. Yenidoğanlarda sinir hücreleri daha kısa olduğu için hastalığın inkübasyon süresi daha kısadır.
  • Sefalik tetanoz: Özellikle kafa travmalarından sonra gözlenen cinsidir. Kraniyal sinirleri tutabilir.
  • Lokal tetanoz: En az gözlenen tetanoz formudur. Sadece tek kas grubunda gözlenebilir. Daha sonra jeneralize tipe ilerleyebilir.

Tetanoz Nasıl Bulaşır?

Halk arasında tetanozun  sadece topraktan ve paslı demirden bulaştığı zannedilse de Clostridium tetani denen bir bakterinin insana bulaşma yolları genel olarak aşağıdaki gibidir;

  1. Kirli yaralanmalar (Tozlu – topraklı) genellikle kazalar, ateşli silah vs. ile meydana gelir
  2. Hayvan ısırıkları
  3. Vücudun geneline yayılmış yanıklar (donma/soğuk yanığı)
  4. Vücut bütünlüğünü bozan parçalı kırıklar, cerrahi yaralar
  5. Tetanoz bakterisi ille enfekte olmuş hayvan, haşare ısırığı
  6. Vücudun çeşitli yerlerine temas edip cildin bütünlüğünü bozan yabancı cisim batığı, yaralamaları
  7. Damardan madde kullanımı, dövme, piercing
  8. Enfeksiyon kapmış göbek kordonu
  9. İyileşmeyen yada bakımı kötü olan yaralar
  10. Ağız içinde meydana gelen özellikle diş enfeksiyonları

Yaralanmadan sonra veya diğer risk faktörleri ile karşı karşıya kalındıktan sonra tetanoz aşısı 72 saat içinde yaptırılmalıdır.

Tetanozun Belirtileri Nelerdir?

Tetanozun belirtileri arasında çiğneme kaslarında sertlik, boyun ve çene kaslarında kasılmalar, yutma güçlüğü ve genel kas spazmları bulunmaktadır.

  • Çene kaslarında sertlik ve sık kasılmalar hastaların ağzını açıp kapamada zorlanmasına ve yutmada zorluk yaşamasına neden olabilir.
  • Yutma güçlüğü yaşayan hastalar katı besinler alırken boğulma hissi yaşayabilir.
  • Boyun, ense, sırt kaslarında katılaşma-sertlik hissedilebilir.
  • Hastalar kas ağrılarından ve kasılmalarından şikayet eder. Bu ağrılar hareketi kısıtlar.
  • Kasılmalar esnasında hastalar istemsiz hareketler sergileyebilir.
  • Vücut sıcaklığında artışla ateş yükselebilir.
  • Hastalar aşırı terleme yaşayabilirler.
  • Tetanoz toksininin sinir sistemi tutulumu ile hastalarda huzursuzluk, irritabilite, endişe ve anksiyete gibi negatif psikolojik belirtiler gözlenebilir.

Tetanoz Tanısı Konulur?

Tanısal laboratuvar testleri yoktur. Hekim tarafından yapılan fiziki muayenede kaslardaki sertlik, spazm durumu ve ağrı değerlendirilir. Kişinin aşı olup olmadığı yakın zamanlı yaralanmaları sorgulanır. Takip edilmesi gerekir.

Tetanoz Aşısı Nedir? Tetanos Aşı

Tetanoz bakterisinin zararlı toksininin inaktive edilmiş halini içerir. Toksinlerin inaktif formuna toksoid denilir. Diğer bir deyişle tetanoz aşısı, tetanoz toksoidi içerir.

Yetişkinlerde Tetanoz Aşısı Nasıl Yapılır?

Daha önce aşılanıp aşılanmadığı bilinmeyen yetişkinlerde tetanoz aşılaması ise Td (erişkin tip difteri-tetanoz) aşısı şeklinde uygulanmaktadır. Aşı olmamış bireylerde aşılama şeması zamanlara bölünmüş 4 doz şeklindedir. Doz – koruyuculuğu olmadığı kabul edilir.

  1. Doz – koruyuculuğu olmadığı kabul edilir.
  2. Doz – ilk dozdan 1 ay sonra yapılır. 1-3 yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  3. Doz – 2. Dozdan 6 (Altı) ay sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  4. Doz – 3. Dozdan 10 (On) Yıl sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir.
  5. Doz – 4. Dozdan 10 (On) Yıl sonra yapılır. 10 (On) yıl koruyuculuğu olduğu kabul edilmektedir. Devamında 10 (On) yılda bir tekrarlanır.

Hamilelikte Tetanoz Aşısı

Hamileliğin herhangi bir aşamasında her dönemde yapılabilir fakat genel tercih 3.ayın bitiminden sonradır. Eğer anne adayının tetanoz aşıları aşı takvimine uygun olarak tam yapılmış ise ve son aşılanmanın üzerinden 10 yıldan az süre geçmişse gebelik sırasında tetanoz aşısı yapılması zaruri değildir.

Çocukluk Çağında Tetanoz Aşısı Nasıl Yapılır?

Tetanoz aşısı 6’lı kür şeklinde yıllara yayılarak yapılır.  İlk önce karma aşı olarak (DaBT-İPA-Hib) beşli şekilde 2,4,6. aylarda ve 18. ayda yapılmaktadır. Daha sonra aşı takviminde  48. ay ile 72. ay arasında (4-6 yaş arası) dörtlü karma aşı (DaBT-İPA) şeklinde bulunan bir devam dozu uygulanmaktadır. 13. yaşta da erişkin tip difteri-tetanoz (Td) aşısı olarak ayrı bir pekiştirme dozu uygulamada yer almaktadır.

Hamilelikte Tetanoz Aşısı Nasıl Uygulanır?

Daha önce hiç aşılanmamış veya son aşısının üzerinden 10 yılı aşkın zaman geçen hamilelerin gebelik döneminde en az iki doz tetanoz aşısı olmaları gerekmektedir. Gebelikte 1 ay arayla toplam 2 doz aşılama yapılır. Çoğunlukla 5 ve 6. aylar tercih edilmektedir. 2. doz doğum gerçekleşmeden 2 hafta önce mutlaka tamamlanmış olmalıdır. Eğer tamamlanamamış ise anne ve bebeğin tetanoz açısından risk altında olduğu bilinmeli doğum esnasında enfeksiyon riskine karşı ekstra hassas bir yaklaşımla temiz doğum şartları sağlanmalıdır. 2’li aşılamada son aşının yapılışından 6 ay sonra anne 1 doz daha aşılanır. Bu aşılama sürecinden sonra 1’er yıl arayla 1’er doz daha aşılama yapılarak toplam 5 doza tamamlanır.

Hamilelikte Tetanoz Aşısının Yan Etkileri Nelerdir?

Hamilelik esnasında anne adayı kirli bir metal ile kesilme veya diğer tetanoz bulaşma risklerinden biriyle karşı karşıya kalmış ise aşı ile beraber tetanoz immunglobulin uygulaması da tercih edilebilir.

Hamilelikte yapılan tetanoz aşısının yan etkileri normal zamanda yapılmış olan aşıların yan etkilerine benzerlik gösterir. Sadece anne adayının daha hassas olmasından kaynaklı yan etkiler normalden biraz daha yoğun gözlemlenebilir.

Tetanoz Aşısı Yan Etkileri

Tetanoz aşısı uygulandıktan sonra genellikle ciddi belirtiler gözlemlenmez.

Nadiren;

  • Hafif ateş
  • Eklem ve kas ağrıları
  • Bulantı
  • Yorgunluk
  • Genel hastalık hissiyatı, halsizlik hali
  • Enjeksiyon yerinde hassasiyet (kızarıklık, şişlik ya da kaşıntı)
  • Nadiren abartılı lokal deri reaksiyonları Bu reaksiyonlar genellikle omuzdan el bileğine dek yayılan ağrılı bir şişme şeklindedir.

Genellikle aşı yapıldıktan 2- 8 saat sonra başlar ve sıklıkla yetişkin insanlarda rastlanır.

Tetanoz Tedavisi

Tetanozun direkt bir tedavisi yoktur. Tetanoz olduğundan şüphelenilen. kişi en kısa zamanda sağlık kuruluşuna (Hastane vb gib) yatırılır. Hasta dış çevreden mümkün olduğunca izole şekilde sessiz ve karanlık bir odada izole edilir. Hastanın odası ses, ışık, hava akımı gibi hastanın kasılmalarını ve huzursuzluğunu tetikleyecek unsurların olmaması sağlanır. Solunum sıkıntısı oluşabileceği için hava yolu ve damar yolu desteği sağlanır. Ağızdan beslenme sonlandırılır damar yolu ile beslenir. Tetanoz kaynaklı kasılmaların (spazmların) vereceği zararı önlemek için hasta sedatize edilir.(yatıştırıcı – sakinleştirici verilir)

Tetanoz Tedavisinde İlaç 

Tetanoz tedavisi hastane şartlarında yapılır. Tetanoz bağışıklık globulin gibi tetanoz toksinine karşı antitoksin verilebilir. Antitoksin henüz sinir uçlarına bağlanmamış serbest toksinleri etkisiz hale getireceği için artık semptomlara sebep olan sinir dokusuna ulaşmış toksinlere etki edemez. Ayrıca tetanoz etkeni bakterilerle savaşmak ve üremelerini yavaşlatmak için oral veya enjeksiyon vasıtasıyla antibiyotik verilebilir. Bununla beraber tetanoz tanısı almış  bütün bireylere, durum teşhis edilir edilmez tetanoz aşısı ivedilikle yapılır.

T. C. Sağlık Bakanlığı Yetişkin Aşılama Bilgilendirme https://asi.saglik.gov.tr/asi/asi-kimlere-yapilir/liste/30-yeti%C5%9Fkin-a%C5%9F%C4%B1lama.html

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Tetanoz Aşılama Bilgilendirme https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/tetanus#:~:text=To%20be%20protected%20throughout%20life,3%20booster%20doses)%20of%20TTCV.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Reaktif Zamanlama Testleri

Reaktif zamanlama testleri, insan performansının en temel ve aynı zamanda en hassas göstergelerinden birini oluşturur. Günlük hayatta fark etmeden gerçekleştirdiğimiz yüzlerce eylem—ani fren yapmak, düşmek üzere olan bir nesneyi tutmak, bir makine alarmına tepki vermek, spor müsabakasında kritik bir hareketi yakalamak—aslında karmaşık bir nörofizyolojik döngünün ürünüdür. Bu döngü, duyusal algıdan motor cevaba uzanan hızlı ve kritik bir işlem zinciridir. Birkaç milisaniyelik gecikmeler, bir sporcunun performansını düşürebilir, bir operatörün hatasına yol açabilir, hatta bir insan hayatının kaybına neden olabilir.

Bu nedenle reaktif zamanlama, yalnızca ölçülmesi “ilginç” olan bir fizyolojik parametre değil; sağlık, güvenlik, spor performansı, nörolojik değerlendirme ve insan faktörleri mühendisliği açısından çok boyutlu bir öneme sahiptir. Reaktif zaman testleri, insanın çevresine ne kadar hızlı uyum sağladığını, tehlikeleri ne kadar çabuk algıladığını, karmaşık kararları ne kadar seri verebildiğini ve bu kararları ne ölçüde doğru uyguladığını bilimsel bir objektiflikle ortaya koyar.

Szllere, reaktif zamanlama testlerini bütün yönleriyle açıklamak, amaca göre uygun test seçimini kolaylaştırmak, sonuçları yorumlarken dikkat edilmesi gereken noktalara ışık tutmak ve pratik uygulamalarda karşılaşılabilecek hatalara dikkat çekmek amacıyla hazırladığım bu derlemede; anlatılan bilgiler; iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri, nöropsikolojik değerlendirme uzmanları, spor bilimciler, klinisyenler, araştırmacılar ve insan performansına ilişkin disiplinlerde çalışan tüm uzmanlar için yararlı olacağını umuyorum.

Reaktif zamanlama basit bir refleks testi değildir; insan beyninin, kas sisteminin ve bilişsel süreçlerinin gerçek zamanlı işbirliğini değerlendiren kritik bir performans ölçümüdür. Bu nedenle önemi her geçen gün daha fazla anlaşılmakta, teknolojinin gelişmesiyle birlikte uygulama alanları da hızla genişlemektedir.

Sizlere, bu alandaki bilimsel literatür ile pratik uygulama arasındaki boşluğu kapatmayı ve reaktif zamanlama kavramını daha anlaşılır, daha uygulanabilir ve daha ölçülebilir kılmayı amaçladım.

Reaktif zamanlama (Reaction Time – RT), bir uyarana (ses, ışık, görsel hareket, dokunsal sinyal vb.) verilen tepkinin ortaya çıkmasına kadar geçen süreyi ifade eder. Bu kavram, nörofizyoloji, spor bilimleri, iş sağlığı–güvenliği, trafik psikoteknik testleri ve klinik nörolojide kritik önem taşır.

Basitçe:
Uyarı → Algılama → İşleme → Motor Yanıt
Bu döngünün toplam süresi “reaksiyon zamanı” olarak ölçülür

1. Reaktif Zamanlamanın Bileşenleri
1.1. Duyusal Algılama Süresi (Sensation Time)
  • Uyarının duyusal organ tarafından fark edilmesi.
  • Işık için ≈ 20–40 ms
  • Ses için ≈ 10–20 ms (daha hızlıdır)

1.2. Merkezi İşleme Süresi (Cognitive Processing)
  • Beynin uyaranı tanımlaması, ne yapılacağına karar vermesi.
  • Testin türüne göre 50–300 ms arasında değişir.

1.3. Motor Cevap Süresi (Motor Response)
  • Kasların harekete geçmesi için geçen süre.
  • 100–150 ms civarındadır.

Toplam reaktif zaman genelde 180–350 ms aralığındadır; ancak test türlerine göre çok farklılaşır.

2. Reaktif Zamanlama Testlerinin Türleri
2.1. Basit Reaksiyon Zamanı (Simple Reaction Time – SRT)
  • Tek uyaran, tek tepki.
  • Örn: Işık yanınca düğmeye basmak.
  • İnsan performansının temel nörofizyolojik sınırını ölçer.

Normal değerler:

  • Genç sağlıklı erişkin: 200–250 ms
  • Sporcularda: 150–200 ms
  • Yaş ilerledikçe artar.

2.2. Seçici Reaksiyon Zamanı (Choice Reaction Time – CRT)
  • Birden fazla uyaran ve farklı tepki seçenekleri vardır.
  • Örn: Kırmızı ışık → Sağ buton | Yeşil ışık → Sol buton
  • Bilişsel yük artar; süre uzar: 300–600 ms.

Bu test dikkat, karar verme, renk ayrımı, koordinasyon gibi fonksiyonları değerlendirir.

2.3. Ayırt Edici Reaksiyon Zamanı (Discrimination RT)
  • Uyaranlardan yalnızca belli olanlara tepki verilir.
  • Örn: Yalnızca mavi ışık yanınca bas, kırmızı yanınca basma.
  • Yanlış cevap oranı ayrı bir parametredir.

2.4. Motor Zaman Testi
  • Algılama süresi çıkarılarak sadece kas-bağ sisteminin yanıt verme hızını ölçer.
  • Özellikle sporcularda veya rehabilitasyon programlarında kullanılır.

2.5. Sürüş Simülasyonu Tepki Testleri
  • Trafik psikoteknik değerlendirmesinde standarttır.
  • Ani fren, çarpışma engelleme, far tepkisi testi yapılır.
  • Çok sayıda uyaran – çoklu motor çıktı barındırır.

2.6. Vizyon-Temelli Reaktif Zaman Testleri
  • “Dynavision”, “FitLight”, “Reaction Wall” gibi ışık duvarları.
  • Spor branşlarında (boks, basketbol, futbol kalecileri) sıklıkla uygulanır.
  • Çevresel görüş, periferik algı, yön değiştirme kararları ölçülür.

2.7. Nöropsikolojik Reaksiyon Testleri
  • Continous Performance Test (CPT)
  • Stroop Test
  • Go/No-Go Test
    Bunlar, reaksiyon zamanını dürtüsellik, dikkat dağınıklığı, inhibisyon kontrolü ile birlikte değerlendirir.

3. Reaktif Zamanlamayı Etkileyen Faktörler
3.1. Biyolojik Faktörler
  • Yaş (yaş arttıkça RT uzar)
  • Cinsiyet (erkeklerde motor yanıt daha kısa; kadınlarda karar süreçleri daha hızlı olabilir)
  • Genetik
  • Kas lif tipi dağılımı
  • Göz–el koordinasyonu gelişimi

3.2. Fizyolojik Durumlar
  • Yorgunluk
  • Uykusuzluk
  • Dehidratasyon
  • Açlık–tokluk
  • Kas güçsüzlüğü
  • Kafein veya stimülanlar (RT’yi hızlandırır)

3.3. Psikolojik Faktörler
  • Dikkat düzeyi
  • Stres
  • Kaygı
  • Motivasyon
  • Beklenti (anticipation)

3.4. Çevresel Faktörler
  • Işık şiddeti
  • Arka plan gürültüsü
  • Ergonomi (oturma pozisyonu, mesafe)
  • Cihaz gecikmesi (latency)

4. Reaktif Zamanlama Testlerinin Kullanım Alanları
4.1. İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG)
  • Yüksek riskli işlerde çalışanların reaksiyon hızını değerlendirme
    (forklift operatörü, vinç operatörü, güvenlik, acil durum ekipleri)
  • Psikoteknik değerlendirmeler
  • İş kazası analizlerinde bilişsel fonksiyonların incelenmesi

Örneğin:
Ani düşen yük, acil durdurma butonu gibi durumlarda tepkisi 100 ms daha geç olan bir operatör, ölümcül kazaya sebep olabilir.

4.2. Spor Bilimleri
  • Basketbol, futbol, voleybol, tenis, boks sporcularının refleks performansı.
  • Kalecilerin “reaction saves” değerlendirmesi.
  • Groin veya hamstring rehabilitasyonunda motor yanıt ölçümü.

4.3. Klinik Kullanım
  • Nörolojik değerlendirme:
    • Parkinson
    • Multipl Skleroz
    • Periferik nöropati
    • Demans
  • Psikiyatrik değerlendirme:
    • ADHD
    • Bipolar bozukluk
    • Şizofreni

4.4. Ergonomi ve İnsan Faktörleri
  • Hızlı karar vermeyi gerektiren işlerde uygun personelin seçilmesi.
  • Kullanıcı arayüzü tasarımlarında (trafik sinyalleri, kontrol odaları) insan tepkisinin sınırları hesaplanır.

5. Testlerin Uygulama Yöntemleri
5.1. Bilgisayar Tabanlı Testler
  • En yaygın yöntemdir.
  • Milisaniye çözünürlükte veri toplar.
  • Yazılım tabanlı gecikme düzeltmeleri bulunur.

5.2. Mekanik Tepki Cihazları
  • Pedal, buton, joystick ile ölçüm yapılır.
  • Ergonomik değerlendirmelerde tercih edilir.

5.3. Işık Duvarı – LED Sistemleri
  • 360° görüş alanında anlık karar gerektirir.
  • Spor ve askeri eğitimlerde kullanılır.

5.4. Mobil Uygulamalar
  • Güvenilirliği tartışmalı olsa da tarama testleri için faydalıdır.

6. Test Parametreleri (Sadece Süre Değil)

Reaktif zamanlama testleri yalnızca süre ölçmez. Önemli diğer çıktılar:

6.1. Yanlış Tepki Sayısı
  • Yanlış butona basma
  • Gereksiz tepki verme (false alarm)

6.2. Kaçırılan Tepkiler (Miss Rate)
  • Uyarana tepki verilmemesi

6.3. Değişkenlik (Variability)
  • Her bir tepkinin milisaniyeler içinde tutarlılığı
  • Dikkat bozukluğunun önemli göstergesidir.

6.4. Yorgunluk Eğrisi
  • 2–5 dakikalık test boyunca RT’nin uzayıp uzamadığı
  • Operatör dayanıklılığı hakkında bilgi verir.

6.5. Lateralizasyon (Sağ / Sol Performansı)
  • Beyin hemisfer fonksiyonları açısından klinik değer taşır.

7. Normal Değerler
YaşBasit RTSeçici RT
18–30200–250 ms300–500 ms
30–45230–280 ms350–550 ms
45–60250–330 ms400–650 ms
60+300–400+ ms500–800+ ms

8. Yanıltıcı Faktörler (Test Hataları)
  • Uygulayıcı hataları
  • Cihaz gecikmesi
  • Yetersiz ısınma / deneme sayısı
  • Katılımcının teste aşina olmaması
  • Test süresinin fazla kısa tutulması
  • Zaman damgası sisteminin yanlış ayarlanması

9. Test Sonuçlarının Yorumlanması
9.1. 200 ms civarı
  • Mükemmel performans
  • Sporcular ve genç erişkinlerde

9.2. 250–300 ms
  • Ortalama yetişkin

9.3. 300–350 ms
  • Dikkat dağınıklığı, uykusuzluk, stres olabilir
  • Operatörlük için sınır değerlere yaklaşma

9.4. 350 ms üzeri
  • Klinik değerlendirme gerekebilir
  • Psikoteknik açısından zayıf performans

10. Reaktif Zamanı İyileştirme Yöntemleri
10.1. Nöromüsküler Egzersizler
  • Plyometrik çalışmalar
  • El-göz koordinasyonu antrenmanları
  • Refleks topları

10.2. Bilişsel Antrenmanlar
  • Video tabanlı tepki oyunları
  • Dikkat artırıcı egzersizler
  • Çift görev (dual-task) çalışmaları

10.3. Yapay Uyaran Eğitimleri
  • FitLight
  • Dynavision
  • Reaction Wall

10.4. Beslenme–Fizyoloji
  • Kafein 100–200 mg (hızlandırır)
  • Yeterli uyku
  • Omega-3 (nöroiletimi destekler)

11. Reaktif Zaman Testlerinde Güvenlik ve Etik İlkeler
  • Test kişinin stres altında olduğu anlarda yapılmamalıdır.
  • Kişi sonucu işten çıkarma tehdidi altında hissetmemelidir.
  • Psikoteknik değerlendirmelerde bilimsel protokoller izlenmelidir.
  • Ölçümler yaş, hastalık, ilaç kullanımı gibi bilgilerle birlikte yorumlanmalıdır.

12. Reaktif Zamanlama Testleri
  • İnsan performansının en hızlı ölçülebilir göstergelerinden biridir.
  • İSG, spor, klinik nöroloji ve ergonomide kritik rol oynar.
  • Tipine göre 150–800 ms arası değişir.
  • Yorgunluk, dikkat, hastalık ve ekipman testi ciddi şekilde etkiler.
  • Eğitimle geliştirilebilir.
  • Değerlendirme yalnızca “süre” üzerinden değil, “doğruluk”, “değişkenlik”, “yorgunluk eğrisi” gibi parametrelerle birlikte yapılmalıdır.

Reaktif zamanlama, insan performansının merkezinde yer alan ve çoğu zaman bir kararın, bir hareketin veya bir kazanın kaderini belirleyen kritik bir parametredir. Bu testlerin bilimsel temelli uygulanması, yalnızca bireyin anlık performansını ölçmekle kalmaz; aynı zamanda bilişsel işlevlerini, motor kontrol yeteneğini, dikkat kapasitesini ve güvenlik açısından ne kadar “riske açık” olduğunu da ortaya koyar. Bu nedenle doğru tasarlanmış ve doğru yorumlanmış bir reaktif zamanlama testi, hem performans artırıcı bir araç hem de koruyucu bir güvenlik önlemidir.

Gelecek yıllarda yapay zekâ destekli test protokolleri, sanal gerçeklik tabanlı simülasyonlar, giyilebilir sensörler ve nörofizyolojik ölçümler ile reaktif zaman değerlendirmesi çok daha kapsamlı bir yapıya kavuşacaktır. Bu gelişmeler, yalnızca bir “süre ölçümü” olmaktan çıkarak insan-makine etkileşiminin, risk yönetiminin ve insan faktörlerinin bütünsel analizinin temel bileşeni hâline gelecektir.

Bu metnin amacı, reaktif zamanlama kavramını sadeleştirmek değil, onu bütün etki mekanizmalarıyla birlikte anlaşılır hâle getirmektir. Çünkü reaktif zaman bir sayı değildir; bir davranışın, bir kararın ve bazen bir hayatın ardındaki görünmez süreçtir.

Sonuç olarak:

  • Spor için daha hızlı bir performans,
  • İSG için daha güvenli bir çalışma ortamı,
  • Klinik için daha doğru bir nörolojik değerlendirme,
  • Ergonomi için daha insancıl bir tasarım süreci,
    doğru uygulanmış reaktif zamanlama testleriyle mümkün olabilir.

Bu çalışma, alanında uzman herkese daha bilinçli, daha bilimsel ve daha güvenli uygulamalar geliştirmelerinde katkı sağlamayı hedeflemektedir. Unutulmamalıdır ki milisaniyeler, bazen hayatın en kritik ayrıntılarıdır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Bu sitede yer alan içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Paylaşılan bilgiler, bir hekim muayenesinin, tedavisinin veya profesyonel danışmanlığın yerini tutmaz. Buradaki bilgiler esas alınarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması, mevcut tedavinin değiştirilmesi ya da bırakılması uygun değildir.

Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili içerikler, bir iş güvenliği uzmanı, mühendis veya teknik ekip tarafından yapılması gereken değerlendirme ve kararların yerine geçemez. Bu bilgiler temel alınarak saha risk değerlendirmesi yapılması ya da mevcut sistemin değiştirilmesi önerilmez.

Sitede herhangi bir yasa dışı ilan ya da yönlendirme yapılması amacı bulunmamaktadır. İçerikler, sadece farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla sunulmuştur.

⭐️⭐️⭐️

#reaktifzamanlama #test #duyu #reaksiyon #kebat #tetkikosgb

Daha Fazla

Çimento Fabrikası Çalışanlarında Krom Var mı?

Çimento fabrikasında çalışan işçilerin hayatı, zannedildiğinden çok daha yorucu ve zorludur. Ağır makineler, tozlu ortam, yüksek ısı, vardiyalı çalışma düzeni… Bunların her biri hem bedeni hem de zihni sınar. Böyle ortamlarda ayakta kalabilmek, dikkatli ve güçlü kalabilmek için sadece koruyucu ekipmanlar yetmez; vücudun içten de sağlam olması gerekir. İşte burada devreye giren, adı pek az bilinen ama etkisi büyük bir mineral vardır: Krom.

Sessiz bir kahraman gibidir; ne tabelalarda adı yazar, ne iş güvenliği eğitimlerinde sıkça anılır. Ama o yoksa, fabrikanın en güvenilir işçisi bile bir anda dikkati dağılmış, yorgun düşmüş veya halsiz kalmış olabilir.

Krom, insan vücudu için özellikle kan şekeri dengesinde kritik rol oynar. Fabrikada sabah vardiyasına başlayan bir işçiyi düşünelim. Kahvaltıda sadece beyaz ekmek ve çay içtiyse, kısa süre sonra elleri titremeye, dikkati dağılmaya başlar. Çünkü hızlı yükselen kan şekeri krom desteği olmadan çabuk düşer, insülin görevini tam yapamaz. Oysa aynı işçi sabah kahvaltısında tam buğday ekmeği, yumurta ve fındık yese, krom sayesinde kan şekeri dengeli olur, sabah boyunca enerjisi sabit kalır. İş güvenliği açısından bu fark hayati önem taşır; çünkü dalgınlık, ani halsizlik ya da tatlı isteği üretim hattında dikkatin bir saniyeliğine bile kaybolmasına neden olabilir. Ve hepimiz biliriz: O bir saniye bazen iş kazalarının başlangıcıdır.

Krom, yalnızca şeker dengesinde değil, yağ ve kolesterol metabolizmasında da rol oynar. Çimento fabrikasında çalışan işçiler, çoğu zaman ağır öğünler yemek zorunda kalır. Yağlı yemekler, hızlı tüketilen ekmek ağırlıklı beslenme, zamanla kalp ve damar sağlığını tehdit eder. Krom, bu noktada kötü kolesterolü düşürüp iyi kolesterolü yükselterek kalbi korur. Çünkü bilinir ki, kalp krizi ya da damar tıkanıklığı sadece masa başında çalışanların değil, ağır sanayide çalışan işçilerin de kabusu olabilir. Bir fabrikanın üretim hattı kadar, işçinin damar hattı da sorunsuz çalışmalıdır. Krom, işte bu hattın görünmez bakımcısıdır.

Sporcuların kromu kas onarımı ve enerji verimliliği için yakından takip etmesi boşuna değildir. Fabrika işçisinin kas gücü de benzer biçimde krom desteğine muhtaçtır. Çuvalları kaldırırken, makinelerin bakımını yaparken ya da yüksek sıcaklığa dayanırken kasların dayanıklılığı kromla artar. Bir anlamda krom, işçinin bedenini ikinci bir koruyucu donanımla kaplar. Baret, maske, eldiven dışarıdan korurken; krom içeriden enerji ve direnç sağlar.

Peki, kromu nereden bulacağız? Fabrikadaki kantin menülerine baktığımızda çoğu zaman beyaz ekmek, makarna, pilav ve yağlı yemekler görüyoruz. Bunlar enerji verir ama krom açısından fakirdir. Oysa tam buğday ekmeği, bulgur pilavı, mercimek çorbası, brokoli ya da bir avuç fındık, işçiye yalnızca doygunluk değil aynı zamanda krom desteği de sağlar. Anadolu mutfağı aslında krom açısından çok zengindir. Köylerde yapılan bulgur pilavı, nohutlu yemekler ya da cevizli tarhana çorbası krom deposudur. Çimento fabrikası kantinlerinde bu tür yiyeceklerin düzenli sunulması, iş güvenliği önlemleri kadar önemli olabilir. Çünkü doğru beslenmeyen işçi, dikkati dağıldığında makinenin düğmesine yanlış basabilir, vincin yükünü dengesiz kaldırabilir veya yüksekte çalışırken sendeleyebilir.

Burada önemli olan nokta şudur: İş güvenliği sadece baret ve emniyet kemeriyle sağlanmaz. Vücudun iç dengesi bozulduğunda, kazalar için görünmez bir kapı aralanır. Krom eksikliğinde işçilerde tatlıya düşkünlük artar, ani acıkmalar olur. Bu durum vardiya boyunca sürekli enerji dalgalanmaları yaratır. Bir işçinin öğleden sonra tatlı isteğiyle kantine gitmesi, o sırada yapması gereken güvenlik kontrolünü aksatmasına neden olabilir. Ya da vardiya sonunda yorgun düşmesi, kişisel koruyucu donanımını doğru kullanmasını engelleyebilir. Dolayısıyla kromun eksikliği, zincirleme olarak iş güvenliğini de tehdit eder.

Kromun günlük ihtiyacı aslında çok küçüktür: 25 ila 35 mikrogram. Bu miktar gözle bile görülmeyecek kadar azdır. Ama etkisi, fabrika boyutundaki makinelerin çalışmasına eşdeğer büyüktür. Bu yüzden işçilerin beslenme düzenine dikkat edilmesi, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün bir parçası haline getirilmelidir. Fabrika yönetimleri, kantinlerde beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmeğe yer verebilir, menülere yeşil fasulye ya da mercimek çorbası ekleyebilir. Bu küçük adımların iş güvenliği açısından büyük farklar yaratacağı kesindir.

Kromun eksikliği uzun vadede tip 2 diyabete zemin hazırlar. Diyabet, sadece bireysel bir hastalık değil, iş güvenliği açısından da ciddi bir risktir. Diyabetli bir işçi, vardiya sırasında ani hipoglisemi yaşayabilir; bu da makine başında bayılma veya düşme riskini beraberinde getirir. Dünya Sağlık Örgütü verileri diyabetin hızla arttığını gösteriyor. Eğer fabrikalarda beslenme kültürü göz ardı edilirse, bu artış iş kazaları istatistiklerine de yansıyacaktır. Dolayısıyla krom takibi, yalnızca sağlık departmanının değil, iş güvenliği departmanının da radarında olmalıdır.

Burada bir toplumsal boyut da var. Eskiden Anadolu köylerinde kendi yetiştirdiği buğdayı yiyen, doğal yoğurt ve sebzelerle beslenen insanlar daha dengeli bir krom alımı yapıyordu. Şimdi şehirleşme, hızlı yaşam ve hazır gıdalar bu dengeyi bozdu. Çimento fabrikasında çalışan işçiler de bu kültürel değişimden etkileniyor. Kantinlerde hızlı ve ucuz öğünler tercih ediliyor, hazır içecekler tüketiliyor. Bunun sonucu olarak işçilerde yorgunluk, obezite ve diyabet riski artıyor. Yani krom meselesi sadece biyolojik bir eksiklik değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik bir problem olarak karşımıza çıkıyor.

Felsefi açıdan bakıldığında krom, bize küçük şeylerin büyük farklar yaratabileceğini gösteriyor. Nasıl ki iş güvenliğinde küçücük bir vida eksikliği büyük bir kazaya yol açabiliyorsa, kromun yokluğu da büyük sağlık sorunlarına kapı açıyor. Hannah Arendt’in dediği gibi, “İnsanın varoluşu küçük eylemlerle inşa edilir.” Krom da bu küçük ama hayati eylemlerden biridir; bir işçinin dikkati, bir fabrikanın üretim güvenliği onun sessiz desteğiyle sürer.

Sonuç olarak, çimento fabrikalarında iş sağlığı ve güvenliğini konuşurken sadece makinelerden, ekipmanlardan ve prosedürlerden bahsetmek yeterli değildir. İnsan vücudu da bu sistemin merkezindedir. Ve o vücudu ayakta tutan gizli kahramanlardan biri kromdur.

İşçilerin dengeli beslenmesi sağlanmadığında, ne kadar sıkı iş güvenliği kuralları konulursa konulsun risk sıfırlanamaz. Ama kromun düzenli alınmasıyla hem enerji hem dikkat hem de sağlık korunur. Baretin, maskenin ve çelik burunlu ayakkabının yanında görünmez bir koruyucu daha vardır: Krom.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Kromun Kaslar Üzerindeki Potansiyel Etkileri

Krom eksikliği, doğrudan kas erimesine neden olmasa da, dolaylı yoldan kas kütlesini etkileyebilir.

İşte olası etkiler:

  1. Metabolizma ve Enerji Üretimi:
    • Krom, vücudun enerjiyi daha verimli kullanmasını sağlar. Eğer krom eksikliği varsa, metabolizma hızı düşebilir ve bu da kas yapımı ve onarımını etkileyebilir.
    • Krom eksikliği, insülinin düzgün çalışmaması anlamına gelebilir. İnsülin, kas hücrelerine glikoz taşınmasını sağlar, bu da enerji kaynağı olarak kullanılır. Eğer insülin etkin değilse, kas hücreleri yeterince beslenemez ve bu da kas kaybına yol açabilir.
  2. Yağ Kütlesinin Artışı:
    • Kromun eksikliği, vücudun daha fazla yağ depolamasına neden olabilir. Vücutta yağ depolama, genellikle metabolik dengesizliklerin bir göstergesidir. Yağ oranındaki artış, kas kütlesinin azalmasına yol açabilir, çünkü vücut kas yapımından ziyade yağ depolamaya eğilimli hale gelir.
  3. Protein Metabolizması:
    • Kromun vücutta protein metabolizmasında da etkisi vardır. Proteinlerin kas dokusu oluşturmak ve onarmak için kullanıldığını göz önünde bulundurursak, krom eksikliği, kas büyümesi ve onarımı için gereken protein kullanımını engelleyebilir.
  4. İnsülin Direnci ve Kas Kütlesi:
    • Krom eksikliği, insülin direncine yol açabilir. Bu, vücudun kas kütlesi yapmakta zorlanmasına ve yağ birikimine yol açabilir. Kas yapmak için vücut, yeterli miktarda glikoz ve protein kullanmalıdır. İnsülin duyarlılığının bozulması, kas gelişimini engelleyebilir.
Krom Eksikliği Belirtileri

Krom eksikliği, kas kaybı yerine genellikle başka belirtilerle kendini gösterir:

  • Yüksek kan şekeri (insülin direnci)
  • Yorgunluk ve halsizlik
  • Açlık krizleri (özellikle şekerli yiyeceklere karşı artan istek)
  • Ağırlık artışı, özellikle karın bölgesinde
  • Düşük enerji seviyeleri
Krom Eksikliği ve Kas Kaybı Arasındaki İlişki

Krom eksikliği, kas kaybına doğrudan yol açmaz. Ancak, metabolizmanın bozulması ve yağ depolanmasının artması gibi dolaylı etkiler, kas kütlesinin azalmasına neden olabilir. Kasların korunması ve gelişmesi için, vücudun doğru şekilde beslenmesi, yeterli miktarda protein alımı, egzersiz ve uyku gibi faktörler çok daha önemlidir.

Sonuç

Krom eksikliği, kas kaybına doğrudan yol açmaz. Ancak, kromun metabolizma üzerindeki rolü, kas yapımını etkileyebilir. Eğer krom eksikliği varsa, metabolizma yavaşlar ve bu da kas gelişimini ve yağ kaybını zorlaştırabilir. Kas kaybı, genellikle yetersiz protein alımı, hareketsiz yaşam tarzı ve genel beslenme eksiklikleri ile ilişkilidir. Bu nedenle, sağlıklı bir kas yapısı ve korunması için dengeli bir beslenme ve düzenli egzersiz programı gereklidir.

Eğer krom eksikliği olduğunu düşünüyorsanız, beslenmenizde yeterli krom alımını sağlamayı hedeflemek ve gerekirse takviye kullanmak önemli olabilir. Bunun için bir sağlık profesyoneline danışmak en doğru yaklaşım olacaktır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

İşveren ve İşçi İlişkisinin Epistemolojisi

İş güvenliği alanında yıllardır sahada çalışan biri olarak, işveren ve işçi ilişkisini sadece hukuki bir çerçevede değil, deneyimlediğim pratik olaylar üzerinden değerlendirmek benim için daha anlamlı oluyor. İşçi sağlığı ve güvenliği denince genellikle yasalar, yönetmelikler ve standartlar öne çıkıyor; lakin işin özünde ilişkisel bir boyut var: bilgi, güven ve deneyim etrafında dönen bir epistemoloji. Yani “bilgi” ve “bilmenin biçimi” burada belirleyici.

İşçi-işveren ilişkisine giriş yapmadan önce, konuyu bilgi ve düşünce yapısı açısından temellendirmek gerekir. Epistemoloji, bilginin doğasını, nasıl üretildiğini, doğruluğunu ve sınırlarını sorgular. İşyerinde bilgi dediğimiz şey, yalnızca resmi prosedürler veya yönetmelikler değildir; aynı zamanda saha tecrübeleri, gözlemler, söylentiler, hatta kulaktan kulağa yayılan pratik bilgiler de bilgi kapsamında değerlendirilmelidir. İşveren ve işçi arasındaki iletişimde, bilginin nereden geldiğini, ne kadar güvenilir olduğunu ve nasıl kullanıldığını anlamak kritik.

Deneyimlerim, makine – metal işleri, tekstil, balıkçılık ve inşaat sahalarında yoğunlaşıyor. Birbirinden ne kadar da farklı sektörler – alanlar değil mi? Bu alanlarda işçi ve işveren ilişkisi çoğu zaman doğrudan “güven” üzerinden şekilleniyor. Örneğin, 2012 öncesi işyeri hekimliğini yaptığı bir işletmedeki bakım ekibinin çalışma şekli hâlâ aklımdadır: Bakım ekibindeki işçi arkadaşlarımız, yeni bir makineyi çalıştırmadan önce küçük güvenlik testlerini kendi aralarında yapıyorlardı. İşveren bunu resmi prosedür olarak görmüyordu; hatta zaman zaman işi geciktirmemeleri konusunda uyarıyordu. Buna rağmen bakımcılar, kendi deneyimlerini ve gözlemlerini kullanarak olası kazaları önlüyorlardı. Burada bilgi, sadece resmi dokümanlardan değil, işçinin sahadaki deneyiminden ve kolektif hafızasından doğuyordu.

Türkiye’de iş hukuku, işçi sağlığı ve güvenliği açısından oldukça detaylıdır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverenin sorumluluklarını net bir şekilde ortaya koyar: risk değerlendirmesi yapmak, çalışanları bilgilendirmek, gerekli eğitimleri sağlamak ve uygun iş güvenliği ekipmanları temin etmek. İşçi ise bu süreçte hem kendi güvenliğini gözetmek hem de işverene doğru bilgi aktarmakla yükümlüdür. Teoride her şey net gözükse de sahada durum çoğu zaman farklıdır.

Bir örnek üzerinden açıklamak gerekirse, eski bir üretim sahasında, toz maruziyetinin yüksek olduğu bir bölümde çalışıyorduk. İşveren, işçileri korumak için maske ve havalandırma sağlıyordu; ancak işçiler maskeleri doğru şekilde kullanmıyor veya yoğunluk arttığında havalandırmayı yeterince etkin kullanmıyorlardı. Bu noktada işverenin sağladığı bilgi (riskleri anlatan eğitimler, yazılı prosedürler) ile işçilerin sahadaki bilgisi (hangi alanlarda daha yoğun toz olduğunu, hangi makinelerin daha tehlikeli olduğunu gözlemleme) birbirine karışıyordu. İş güvenliği profesyoneli olarak, bilgiyi anlama ve geçerliliğini sorgulama (epistemoloji) çerçevesinde bu iki kaynağı birleştirip daha güvenli bir ortam oluşturmak benim sorumluluğumdaydı.

Güven, işveren ve işçi ilişkisini bilgi felsefesi (epistemolojik) bağlamda derinleştiren önemli bir unsurdur. İşçiler, işverene güvenmediklerinde ya da prosedürleri sahada yeterince anlamlı bulmadıklarında bilgiyi uygulama motivasyonları düşer. Örneğin, bazı işyerlerinde işçilerin maskeleri sadece “gösteriş” için taktığını, ciddi bir maruziyeti önlemek için kullanmadığını gözlemledim. Burada sorun, bilgi eksikliğinden değil, bilginin güven çerçevesinde işlevsiz kalmasından kaynaklanıyordu. İşveren, bilgi aktarımını sadece formalite ve resmi bir süreç olarak görüyorsa, işçilerin saha bilgisi ve deneyimi göz ardı ediliyor.

Türkiye’deki iş güvenliği uygulamaları açısından bu ilişkiyi daha da somutlaştırmak mümkün. İşverenler çoğu zaman risk değerlendirmelerini belgeler üzerinden yürütüyor. Risk analizi raporları hazırlanıyor, imza karşılığı işçilere dağıtılıyor; ama saha pratiğinde bu belgelerin uygulanması işçilerin deneyimine ve anlayışına bağlı kalıyor. Örneğin bir çimento fabrikasında gördüğüm uygulamada, toz ölçümleri belirli periyotlarla yapılıyordu. Ölçüm sonuçları raporlara yansıtılıyor, ama işçiler hangi bölgelerde daha yoğun toz olduğunu ve hangi ekipmanın riskli olduğunu kendi deneyimlerinden biliyordu. Epistemolojik olarak işçi bilgisi ile işveren bilgisi arasında bir uyumsuzluk vardı ve bu uyumsuzluğu köprülemek, güvenlik önlemlerini sahada işler hâle getirmek için profesyonel müdahale gerekiyordu.

İşçinin ve işverenin bilgiye yaklaşımında; bilginin ne olduğuna, nasıl öğrenildiğine, öğretildiğine ve üretildiğine dair bakış açısındaki farklılıkları, güvenlik önlemlerinin uygulamaya geçirilmesinde bir engel oluşturuyordu ve bu nedenle profesyonel bir aracılıkla bu durumun düzeltilmesi gerekiyordu.

Bilginin gelişimi perspektifinden bakınca, işverenin bilgisi genellikle kişinin ne “yapması gerektiğine” dair yönergeler belirleyen ve prosedüreldir: “Şu adımları izle, bu ekipmanı kullan, bu eğitimleri al.” İşçinin bilgisi ise pratik ve deneyimseldir: “Bu makineyi çalıştırırken şu riskler var, bu koşullarda şunlara dikkat etmeliyim.” Bu iki bilgi kaynağını birleştirmek, iş güvenliği kültürünü oluşturmak ve iş kazalarını önlemek için kritik. Çalışan ve işveren arasındaki güven ilişkisi, bilgi alışverişinin ne kadar verimli yapıldığına göre şekillenir.

Bir başka somut örnek: Bakım sırasında yüksek basınçlı sistemle çalışırken işçilerin bir kısmı prosedürleri eksik uyguluyordu. İşveren prosedürleri sıkı şekilde uygulama talimatı vermişti, ama sahadaki işçiler bazen “daha hızlı bitirmek” için sıralı işlemlerin bir kısmını atlıyorlardı. Burada sahadaki bilgi, işin hızına ve pratik gerekliliklerine dayanıyor; işverenin bilgi ise güvenlik odaklı ve teorik. Farklı bakış açılarından gelen bu iki bilgi, birbiriyle çelişerek tehlikeye yol açıyordu. Çözüm, iş güvenliği eğitimlerini sadece formal prosedürler üzerinden yürütmek değil, aynı zamanda işçilerin deneyimlerini dinlemek ve prosedürleri onların sahadaki pratiğine adapte etmekti.

Ülkemizde iş hukuku ve uygulamaları bağlamında, işverenin sorumlulukları çok net. Fakat işçilerin sahadaki bilgisi ve deneyimi göz ardı edildiğinde, hukuki çerçeve tek başına yeterli olmuyor. Örneğin, iş kazası sonrası yapılan incelemelerde sık sık gördüğüm şey, işçilerin prosedürleri bilmesine rağmen uygulamadıkları için kazaların gerçekleştiği oluyor. Bu, sadece bilgi sahibi olmakla aşılamayacak bir sorundur: Ortada bir anlama ve uygulama boşluğu var: bilgiye sahip olmak değil, onu güvenle yaymak ve faaliyete geçirmek esas olandır.

İşçi ve işveren arasındaki ilişkinin bilgi oluşturma boyutu incelenirken bu ilişkinin bilginin nasıl ortaya çıktığı yönünden ele alınmasında, ortaklaşa bilgi yaratma kavramı da büyük önem taşır. Saha tecrübeleri, işçilerin gözlemleri, uyarıları ve deneyimleri bir araya geldiğinde, güvenliği artıran yeni bilgi üretimi ortaya çıkıyor. Örneğin bir vardiyada bir işçi, belirli bir makinenin belirli bir koşulda tehlikeli olabileceğini fark ediyor ve diğer işçilere söylüyor. İşveren bu bilgiyi prosedürlere adapte ediyor. Bu, işveren ve işçi bilgisinin ortak bir zeminde birleştiği aşamadır.

İş güvenliği profesyoneli olarak benim görevim, bu bilgi akışını yönetmek, Anlama ve uygulama farklılıklarını bulmak ve bilginin uygulama alanında hayata geçirilmesini garantilemek. İşverenin prosedürel bilgisi ile işçinin pratik bilgisi arasında bir köprü kurmak, riskleri azaltmanın temel yolu. Türkiye’deki uygulamalardan örnek vermek gerekirse, bir fabrikada maruziyet ölçümleri ve eğitimler yeterince yapılmış olmasına rağmen, işçiler belirli alanlarda maskeleri çıkarmak zorunda kalıyordu; sebep ise işçilerin pratik ihtiyaçları ve prosedürlerin sahadaki uygulanabilirliği arasındaki çatışmaydı. Bu durumda, güvenlik kültürünü güçlendirmek için hem prosedürleri revize etmek hem de işçilerin deneyimlerini dinlemek gerekiyordu.

Sonuç olarak, işveren ve işçi arasındaki bağ, hukuki zorunlulukları aşarak, bilgiyi üretme ve ortaklaştırma üzerine kurulu bir yapıya sahiptir.İşverenin sağladığı eğitim ile işçilerin pratik bilgisi ve çalışma ortamındaki tespitleri dengelenmelidir; aksi takdirde bilgi sadece kağıt üzerinde kalır ve işe yaramaz. Türkiye’deki iş hukuku ve işyeri pratikleri, yasal gerekliliklerin ve pratik saha bilgisinin ortak kullanılmaması durumunda güvenlik kültürünün zayıf kaldığını ortaya koyuyor.

Deneyimlerime dayanarak şunu net bir şekilde ifade edebilirim: İşveren ve işçi arasındaki anlayış ve bilgi paylaşımı ilişkisini sağlamlaştırmak için atılması gereken üç temel adım bulunmaktadır:

  1. Bilgiyi Karşılıklı Açıklıkla Paylaşmak:
    • Çalışanların tecrübeleri ve işverenin hazırladığı kurallar, birbirine açık olmalıdır. Sahada yapılan gözlemler ve hazırlanan raporlar düzenli olarak karşılıklı paylaşılmalıdır.
  2. Güven Ortamı Oluşturmak:
    • Çalışanlar, güvenlik kurallarını sadece “yapılması zorunlu” bir iş olarak değil, kendi can güvenlikleri için bir gereklilik olarak görmelidir. İşveren ise, sahadan gelen pratik bilgileri ciddiye alıp dikkate katmalıdır.
  3. Kuralları Sahaya Uygun Hale Getirmek:
    • Kitap bilgileri ile sahadaki gerçek deneyimler birleştirilmelidir. Risk analizleri ve eğitimler, çalışanların günlük iş yapış biçimlerine ve pratiklerine uyacak şekilde düzenlenmelidir.

Bu yaklaşım, iş güvenliği profesyoneli olarak bizim görevimizi de çok net ortaya koyuyor: Biz sadece kuralları uygulayan memurlar değiliz. Biz, farklı bilgileri birleştiren köprüler kuran, bilgi eksiklerini gideren ve güvenli bir çalışma ortamı kültürü yaratan kişileriz. İşveren ve işçi ilişkisine bu bilgi alışverişi penceresinden bakmak, aslında iş sağlığı ve güvenliği yönetiminin temelini anlamaktır: doğru bilgi, karşılıklı güven ve uygulamanın el ele yürüdüğü bir süreç.

Türkiye’de sahadaki en başarılı örneklere baktığımızda şunu görüyoruz: Üretim hattındaki çalışanlar, kendi gözlemleriyle tehlikeleri tespit edip çözüm önerileri sunuyorlar ve işveren bu önerileri dikkate alarak kuralları yeniliyor. Bu sayede kazalar ciddi ölçüde azalıyor. İşte o teknik dille anlattığımız bilgi birleşimi, burada gerçeğe dönüşüyor: bilginin üretildiği, paylaşıldığı ve hemen uygulamaya konduğu kesintisiz bir döngü.

Sonuç olarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: İşveren ve işçi arasındaki ilişkiyi sadece imzalanmış sözleşmeler ve yasal kurallarla değerlendirmek, büyük bir resmi atlamak demektir. Sahada gözlemlediğimiz, yaşadığımız ve hayata geçirdiğimiz pratik bilgi, güçlü bir güvenlik kültürünün gerçek temelidir. İşveren ve işçi bilgisi mutlaka birbirini tamamlamalı, aralarındaki anlama köprüleri kurulmalıdır; aksi halde en iyi kurallar bile kâğıt üzerinde kalır ve tehlikeler sürmeye devam eder. Biz iş güvenliği profesyonelleri olarak, bu köprüleri kurmak ve bilginin işyerinde can bulmasını sağlamak için varız.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT
0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Bu sitede yer alan içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Paylaşılan bilgiler, bir hekim muayenesinin, tedavisinin veya profesyonel danışmanlığın yerini tutmaz. Buradaki bilgiler esas alınarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması, mevcut tedavinin değiştirilmesi ya da bırakılması uygun değildir.

Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili içerikler, bir iş güvenliği uzmanı, mühendis veya teknik ekip tarafından yapılması gereken değerlendirme ve kararların yerine geçemez. Bu bilgiler temel alınarak saha risk değerlendirmesi yapılması ya da mevcut sistemin değiştirilmesi önerilmez.

Sitede herhangi bir yasa dışı ilan ya da yönlendirme yapılması amacı bulunmamaktadır. İçerikler, sadece farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla sunulmuştur.

⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Taşınabilir Yangın Söndürücüler Hakkında Bilgilendirme Dokümanı

1. 🔥 Yangın Sınıfları ve Söndürücü Tipleri

Yangın söndürücülerin uygunluğu, yangın sınıfına göre değerlendirilmelidir. Türkiye’de ve uluslararası sistemlerde şu yangın sınıfları tanımlanır:

Yangın SınıfıAçıklamaUygun Söndürücü Tipi
AKatı madde yangınları (odun, kağıt, tekstil)Kuru kimyevi toz (ABC), köpük, su bazlı
BYanıcı sıvılar (benzin, tiner)Kuru kimyevi toz (ABC/BC), köpük
CYanıcı gazlar (propan, LPG)Kuru kimyevi toz (BC), CO₂
DYanabilen metaller (alüminyum tozu, magnezyum)D tipi özel toz
FMutfak yağlarıSıvı kimyasal (wet chemical)
E (ek sınıf)Elektrikli cihaz yangınlarıCO₂, HFC‑227ea, deiyonize su sisi

Not: ABC tipi toz en yaygın kullanılan çok amaçlı söndürücüdür, fakat her ortama uygun değildir.

2. 📍 Konumlandırma ve Erişilebilirlik Kuralları
a. Montaj Yüksekliği ve Yeri
  • Ağırlığı 18 kg’dan az olan cihazlar: Tetik kolu yerden maksimum 1.1 m yükseklikte olmalıdır.
  • Ağır cihazlar (>18 kg): Tabanı yerden en fazla 60 cm yüksekte olmalıdır.
  • Taban boşluğu: Tüm cihazların yerle temas etmemesi önerilir (minimum 10 cm yukarıda).
  • Montaj: Duvarda, sağlam askı aparatı ile sabitlenmiş olmalıdır. Duvarda veya ayaklı sehpada olabilir.
  • Kapı arkası, raf arası, perde arkası gibi ulaşımı zor yerlerde olmamalı.
  • Görünür olmalı, yolu kapalı veya engellenmiş olmamalı.
b. Yönlendirme Levhası
  • Söndürücünün bulunduğu yerin üst hizasında, yerden 200–240 cm yükseklikte ok yönlü yönlendirme levhası bulunmalıdır.

3. 🏷️ Etiketleme ve Cihaz Üzerindeki Bilgiler

Her cihazın üzerinde üretici tarafından sağlanan etikette şu bilgiler eksiksiz yer almalıdır:

  • Söndürücü tipi ve yangın sınıfları (A, B, C, vs.)
  • Kullanım talimatı (piktogramlı veya yazılı)
  • Üretim tarihi ve seri numarası
  • Dolum tarihi ve son kontrol tarihi
  • Basınç göstergesi (manometre) — iğne yeşil alanda mı?
  • CE belgesi ve TS EN 3 standardı işareti
  • Dolum miktarı ve kimyasal içeriği
  • Kullanım talimatı Türkçe olmalıdır

Eksik, yıpranmış, silinmiş etiketli cihazlar derhal bildirilmeli.

4. 🧯 Cihazın Fiziksel Durum Kontrolü

Her yangın söndürücü aşağıdaki fiziksel özellikleri sağlamalıdır:

  • Gövde hasarsız, paslanmamış ve çatlaksız olmalıdır.
  • Hortumu sağlam, kıvrılmamış ve nozul uçları açık olmalıdır.
  • Askı aparatı ve montaj vidası gevşememiş, eksik olmamalı.
  • Emniyet pimi takılı, kurşun mühürlü (veya plastik kelepçeli) olmalıdır.
  • Cihaz ayakta ve dik durmalıdır.
  • CO₂ cihazlarında manometre bulunmaz; tartı ile ağırlık kontrolü gerekir.

5. 📅 Periyodik Kontrol Takvimi ve Zorunluluklar
Kontrol TürüSıklıkAçıklama
Aylık Görsel Kontrolİşletme personeliBasınç, görünüm, etiket, erişim – gözle kontrol
Yıllık Periyodik KontrolYetkili servisManometre testi, sızdırmazlık, iç yapı kontrolü
Hidrostatik Test4 yılda 1 kezBasınca dayanım testidir, özel tesiste yapılır
Kullanım sonrasıHer durumdaCihaz kullanıldıysa yeniden doldurulmalı ve mühürlenmeli

UYARI: Son kontrol tarihi geçmemiş, mühürü bozulmamış ve basıncı uygun olmayan cihazlar geçersiz sayılır.

6. 🧠 Yaygın Hatalar ve Riskler
  • Sadece ABC tozlu cihazlarla tüm işletmenin donatılması → uygun değil
  • Cihazlar üzerinde dolum ve son kontrol tarihi olmaması
  • Raf aralarına, kapı arkasına veya cihaz önüne malzeme istiflenmesi
  • Duvarda söndürücü işareti olmaması
  • Emniyet pimi ve mühürün çıkarılmış olması
  • Köpüklü cihazların elektrik panolarına yakın olması → yüksek risk

7. ✅ Görev Tanımına Özel Hatırlatmalar

Bu dokümandaki tüm bilgiler, işletme içerisindeki taşınabilir yangın söndürücülerin doğruluğunun, uygunluğunun ve güvenli kullanılabilirliğinin denetlenmesi amacıyla size özel olarak düzenlenmiştir.

Sorumluluğunuz şunları kapsar:

  • Her cihazın uygun tipte olup olmadığını kontrol etmek
  • Yerinin doğru olup olmadığını denetlemek
  • Üzerindeki etiketlerin tam, okunaklı ve güncel olduğunu doğrulamak
  • Fiziksel sağlamlığı ve montaj şekli açısından değerlendirmek
  • Cihazın erişilebilir ve serbest durumda olduğunu kontrol etmek
  • Gerekli durumlarda eksiklikleri bildirmek

Yangın söndürücüler, doğru yerleştirildiğinde ve düzenli kontrol edildiğinde hayat kurtarır. Bu görev, yalnızca bir denetim değil, işletme genel güvenliğine katkı sunma sorumluluğudur. Her cihazın doğru yerde, doğru şekilde olması; acil bir durumda dakikaların değil, saniyelerin fark yaratacağı bilinciyle ele alınmalıdır.

Yangın Eğitimi ve Tatbikatı İçin Bizi Arayın

📞 Bilgi ve rezervasyon için bizimle iletişime geçin:
📧 [email protected]
📱 +90 232 265 20 65
🌐 https://tetkik.com.tr/www.tetkik.com.tr
📍 Türkiye genelinde hizmet veriyoruz.

📌 Güvenliğiniz, sorumluluğunuzdur. Biz bu yolda yanınızdayız.

“Yangını önlemek mümkündür, hazırlıksız yakalanmak affedilmez.”

Dr. Mustafa KEBAT
Tetkik İş Sağlığı vve Eğitim Koordinatörü
📱 0 530 568 42 75
📧 [email protected]

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Yangın Söndürücüler – Taşınabilir https://www.ccohs.ca/oshanswers/safety_haz/fire_extinguishers.html

⭐️⭐️ Yangın Söndürücü Yerleştirme Kılavuzu https://www.nfpa.org/news-blogs-and-articles/blogs/2021/04/30/extinguisher-placement-guidehttps://www.nfpa.org/news-blogs-and-articles/blogs/2021/04/30/extinguisher-placement-guide

⭐️⭐️ Seyyar yangın söndürücüler – Bölüm 10: Seyyar yangın söndürücünün en 3-7 ye uygunluğunu değerlendirmek için hükümler https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073083114121073085067118075066090107

⭐️⭐️ Taşınabilir yangın söndürücüler – bölüm 1: Karakteristikler, performans ve deney metotları https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073097087079078113097107119120085113

⭐️⭐️ Doğru Yangın Söndürme Cihazının Seçimi İçin Gerekli Bilgiler http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://sssjournal.com/files/sssjournal/453f95dc-71ac-422e-b440-cc5e0081ee9a.pdf

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Yangın Kurtarma Ekibi Eğitim Rehberi

🔥 Acil Durumlarda Hazır Olmak Hayat Kurtarır 🔥

🔹 1. Yangın Kurtarma Ekibinin Temel Görevi Nedir?

Yangın kurtarma ekibi, bir yangın anında işletmede bulunan personelin hızlı ve güvenli şekilde tahliyesini sağlamak, yangının yayılmasını önleyici ilk müdahaleleri yapmak ve itfaiye gelene kadar durumu kontrol altına almaya çalışmakla görevlidir.

Unutulmaması gereken ilke şudur:
🎯 Ekip, kendisini tehlikeye atmadan müdahale eder. Önce can güvenliği.

🔹 2. Ekip Üyelerinin Genel Sorumlulukları
Görev AlanıAçıklama
Durumu TespitYangının yeri, yayılma hızı, dumanın yönü ve tehlike altındaki alanlar hızlıca belirlenir.
İlk Bildirimİşyeri santrali veya acil durum hattı üzerinden 112’ye yangın ihbarı yapılır.
Tahliye KoordinasyonuGüvenli çıkış yolları yönlendirilir, özel durumu olan çalışanlara yardım edilir.
Söndürme BaşlatmaRiskli değilse taşınabilir söndürücü ile ilk müdahale yapılır.
Bilgi Aktarımıİtfaiye ve acil servis ekiplerine olayla ilgili doğru bilgi aktarılır.

🔹 3. Yangın Türleri ve Doğru Söndürücü Kullanımı
Yangın SınıfıAçıklamaUygun Söndürücü
A SınıfıKatı madde (kâğıt, ahşap vb.)Su, Kuru Kimyevi Toz
B SınıfıYanıcı sıvılarKKT, Köpük
C SınıfıGaz yangınlarıKKT, CO₂
D SınıfıMetal yangınlarıÖzel tozlu söndürücüler
F SınıfıMutfak yağlarıÖzel mutfak tipi söndürücü

Yanlış söndürücü kullanımı yangını büyütebilir. Eğitimde gösterilen etikete dikkat edin.

🔹 4. Kurtarma Ekibinin Yangın Anındaki Adımları
  1. Yangını fark ettiğinizde:
    • Yangın alarmını manuel olarak çalıştırın.
    • “112 Acil” hattını arayın.
    • Hemen ekip liderinize bilgi verin.
  2. İnsan tahliyesi:
    • Öncelikli alan: duman dolu bölge.
    • Yüksek sesle “Yangın! Tahliye olun!” şeklinde uyarı yapın.
    • Özel gereksinimli bireyleri önceliklendirin.
  3. Söndürme ve kontrol:
    • Küçük yangınlarda doğru sınıf söndürücü ile müdahale edin.
    • Kapalı alanlardaki yangına içeri girilmeden müdahale edin.
    • Elektrikli cihazlarda su kullanmayın.
  4. İtfaiye gelince:
    • Yangının yeri, yayılma yönü ve içeride kalanlar hakkında bilgi verin.
    • Gereksiz müdahaleden kaçının.

🔹 5. Kişisel Korunma: Yangında Nasıl Güvende Kalırım?
  • Duman yoğun ortamlarda eğilerek yürüyün.
  • Asla asansör kullanmayın.
  • Çıkış kapıları, merdiven yönleri önceden öğrenilmelidir.
  • Yangına karşı dayanıklı KKD (gerekliyse baret, eldiven, maske) kullanımı bilinmelidir.
  • Panik, yangının hızını ve tehlikesini artırır. Sakin kalmak eğitimli personelin temel özelliğidir.

🔹 6. Yangın Tatbikatları Neden Önemlidir?

Yangın tatbikatları:

  • Hazırlıklı olmayı artırır.
  • Ekip üyelerinin görevini tanımasını sağlar.
  • Gerçek yangın anında panik düzeyini düşürür.
  • Tesis içi yangın kaçış yollarının pratikte sınanmasını sağlar.

📌 Yangın kurtarma ekibi, yılda en az bir tatbikatta aktif olarak görev almalıdır.

🔹 7. Eğitimde Hatırlanması Gereken 5 Altın Kural
  1. Önce can, sonra mal!
  2. Yanlış söndürücü, yangını büyütebilir.
  3. Duman, yangının en sinsi tehlikesidir.
  4. Yangın anında iletişim ve liderlik hayat kurtarır.
  5. Her ekip üyesi görevini önceden bilmeli, içselleştirmelidir.

Yangın kurtarma ekibi olmak, sadece bir görev değil, bir güvenlik sorumluluğudur. Her üyenin eğitimi içselleştirmesi, acil bir durumda sadece kendisini değil onlarca kişiyi koruyabilir. Bu nedenle, her yangın eğitimi bilgisi tekrar edilmeli, her tatbikat ciddiyetle ele alınmalıdır.

🔥 Unutmayın! Güvenlik, bir alışkanlık değil, bir bilinçtir.
Yangın anında panik, bilgi eksikliği ve yanlış müdahale can ve mal kaybını büyütür.
Doğru bilgi, doğru refleks ve önceden yapılmış bir tatbikat; iş yerinizi korumanın en güçlü yoludur.

📞 Bilgi ve rezervasyon için bizimle iletişime geçin:
📧 [email protected]
📱 +90 232 265 20 65
🌐 https://tetkik.com.tr/www.tetkik.com.tr
📍 Türkiye genelinde hizmet veriyoruz.

📌 Güvenliğiniz, sorumluluğunuzdur. Biz bu yolda yanınızdayız.

“Yangını önlemek mümkündür, hazırlıksız yakalanmak affedilmez.”

Dr. Mustafa KEBAT
Tetkik İş Sağlığı vve Eğitim Koordinatörü
📱 0 530 568 42 75
📧 [email protected]

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Yangın Söndürücüler – Taşınabilir https://www.ccohs.ca/oshanswers/safety_haz/fire_extinguishers.html

⭐️⭐️ Yangın Söndürücü Yerleştirme Kılavuzu https://www.nfpa.org/news-blogs-and-articles/blogs/2021/04/30/extinguisher-placement-guidehttps://www.nfpa.org/news-blogs-and-articles/blogs/2021/04/30/extinguisher-placement-guide

⭐️⭐️ Seyyar yangın söndürücüler – Bölüm 10: Seyyar yangın söndürücünün en 3-7 ye uygunluğunu değerlendirmek için hükümler https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073083114121073085067118075066090107

⭐️⭐️ Taşınabilir yangın söndürücüler – bölüm 1: Karakteristikler, performans ve deney metotları https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073097087079078113097107119120085113

⭐️⭐️ Doğru Yangın Söndürme Cihazının Seçimi İçin Gerekli Bilgiler http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://sssjournal.com/files/sssjournal/453f95dc-71ac-422e-b440-cc5e0081ee9a.pdf

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla