Ağrıyı mı Kesiyorsunuz? Hayatınızı mı Eksiltiyorsunuz?

Danimarka’ da yapılan ve European Heart Journal—Cardiovascular Pharmacotherapy’ de yayınlanan araştırmaya göre yaygın olarak kullanılan;

Ağrı kesici ilaçlar ani kalp durması ve ölüm riskini yüzde 31 oranında artırdığı görüldü.

Kaliforniya Üniversitesi, San Francisco Radyoloji ve Biyomedikal Görüntüleme Bölümünde araştırmacı Dr. Johanna Luitjens ve ekibnin Radiological Society of North America (RSNA)’ nın 2022 yıllık toplantısında sunduğu araştırma sonucuna göre;

ibuprofen, naproksen, diklofenak etken maddeli ağrı giderici ilaçların zamanla eklem iltihabını kötüleştirdiği görüldü.

Hollandada yapılan ve BMJ Journels da yayınlanan araştırmanın sonucuna göre;

NSAİ (non-steroit anti-enflamatuar) kullanımında “atrial fibrilasyon” adı verilen ritim bozukluğu ortaya çıktığı tespit edildi.

Non Steroid Anti-Enflamatuar (NSAİ) Nedir?

Kortizon içermeyen enflamasyon (iltihap) giderici ilaçlardır.

Halk arasında romatizma veya ağrı kesici ilaçlar olarak bilinmektedir.

En çok kullanılanları ibuprofen, naproksen,  diklofenak, aspirin, indometasin, ketoprofen, meloksikam, nimesulid ve etodolak’ tır.

Önce tespit edilenleri gözlerinizin önüne serdim.

Ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada sorun aynı…

Ağrının sebebine odaklanmak ve tedavi etmek yerine ortaya çıkan ağrıyı kesmek doğru değil.

Ağrı kesici ilaçların istenmeyen etkileri göz ardı ediliyor.

Kolaycılığı ve sağlıksız tarafı tercih ediyor büyük çoğunluk.

Hastalığa veya soruna yönelmeliyiz…

Merak edenler için yukarıdaki araştırma sonuçlarını biraz açalım. Çok daha ayrıntı merak edenler araştırmaların yayınlandığı internet adresleri aşağıdaki linklerinden makalelerin tamamını da okuyabilir.

İlk olarak Danimarka’ da yapılan ve European Heart Journal—Cardiovascular Pharmacotherapy’ de yayınlanan araştırma;

2001-2010 seneleri arasında 28.947 kişide ani kalp durması geliştiği ve bunların 3376’ sının 30 gün öncesinde NSAİD (diclofenac, naproksen, ibuprofen, rofecoxib ve celecoxib) kullandıkları tespit edildi.

Yapılan analizlerde, ani kalp durması riskinin diclofenac kullananlarda yüzde 50 ve ibuprofen kullananlarda ise yüzde 31 yüksek olduğu ortaya çıktı.

Ortalama 30 gün non steroid anti-enflamatuar kullanılması kardiyo-vasküler risklerin artması için yeterli. 

Günlük 500 miligramdan fazla naproksen ve 1200 miligramdan fazla ibuprofen kardiyo-vasküler riskleri arttırıyor.

İkinci olarak Kaliforniya Üniversitesi, San Francisco Radyoloji ve Biyomedikal Görüntüleme Bölümünde araştırmacı Dr. Johanna Luitjens ve ekibnin Radiological Society of North America (RSNA)’ nın 2022 yıllık toplantısında sunduğu araştırma;

Osteoartrit (orta-ağır derecede eklem iltihabı) rahatsızlığı bulunan ve seçilmiş olan tüm hastaların sorunlu eklemleri çalışmanın başlangıcında 3 tesla (3T) manyetik alan gücüne sahip olan Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme yapılıyor. Devamında, en az bir yıl sürekli non steroid anti-enflamatuar kullanan 277 hasta ile non steroid anti-enflamatuar kullanmayan 793 hastanın 4 (Dört) yıllık dönemde takipleri yapılıyor. 4 (Dört) yıllık takip sonunda tekrar 3T MR görüntülemeleri yapılıyor.

Tüm katılımcıların başlangıç ve en son yapılan 3T MR görüntülemeleri enflamasyonun Kıkırdak kalınlığı, bileşimi ve diğer MR ölçümleri, artrit ilerlemesini değerlendirmek için invazif olmayan biyo-belirteçleri için puanlanıyor.

Çalışmanın sonunda yapılan analizde;

Eklem iltihabı ve kıkırdak kalitesi, non steroid anti-enflamatuar kullanan gruptakiler ile kullanmayan kontrol grubuyla karşılaştırıldığında sorunu eklemlerinin başlangıca göre daha kötü durumda olduğu görülmüş.

Araştırmacıların yorumu bu sonuçların gözlemsel olduğu ve non steroid anti-enflamatuar ilaçların osteoartirit (artrit enflamasyonuyla) ile nasıl bağlantısını netleştirmek için daha fazla çalışma yapılması gerektiği olmuştur.

Osteoartrit nedir?

En çok kalça, diz ve el eklemlerinde görülen kemik ve eklem iltihabı demektir.

Dejeneratif Eklem Hastalığı olarak da adlandırılır.

Yanlış bir ifade olmasına rağmen halk arasında ”eklem kireçlenmesi” denilmektedir.

Üçüncü olarak, Hollandada yapılan ve BMJ Journels da yayınlanan araştırmanın sonucuna göre;

NSAİ (non-steroit anti-enflamatuar) kullanımında “atrial fibrilasyon” adı verilen ritim bozukluğu ortaya çıktığı tespit edildi.

Hollanda, Rotterdam’ın Ommoord bölgesinde yaşayan 55 yaş ve üzeri tüm katılımcılar katılmaya davet edildi ve 10 saniyelik, 12 derivasyonlu istirahat EKG’si ile başlangıçta atriyal fibrilasyonu olmayan 8423 katılımcı kabul edildi.

Ortalama 12,9 yıllık bir takip yapıldı. Takip devam ederken;

857 katılımcıda atrial fibrilasyon gelişti.

Atrial Fibrilasyon tanısı verildiği anda 261 vaka hiç NSAİ (non-steroit anti-enflamatuar) kullanmamıştı, 554 vaka geçmişte NSAID kullanmıştı ve 42 vaka şu anda NSAİ (non-steroit anti-enflamatuar) kullanıyordu.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Steroid olmayan antiinflamatuar ilaç kullanımı hastane dışı kalp durması riskinin artmasıyla ilişkilidir: ülke çapında bir vaka-zaman-kontrol çalışması https://academic.oup.com/ehjcvp/article/3/2/100/2739709?login=false

⭐️⭐️ NSAID’ler (non-steroit anti-enflamatuar) Artrit İltihabını Kötüleştirebilir https://press.rsna.org/timssnet/media/pressreleases/14_pr_target.cfm?id=2379

⭐️⭐️ Steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar ve atriyal fibrilasyon riski: popülasyona dayalı bir takip çalışması https://bmjopen.bmj.com/content/4/https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3987714/4/e004059.full

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Temizlik Yaparken Zehirleniyor muyuz?

Astım, en yaygın mesleki alerjik solunum yolu hastalığıdır. Buna rağmen solunum yollarındaki iltihabın temizlik kimyasalları tarafından nasıl tetiklendiği mekanizması hala bilinmemektedir.

Temizlikçiler dünya genelinde çalışan nüfusun önemli bir bölümünü temsil etmektedir.

Benzer şekilde temizlik takıntılı olan ev hanımları ve okul öncesi yaşlarının tamamını onların yanında geçiren çocukları da temizlik ürünlerine uzun süreli ve yoğun maruz kalırlar.

Temizlikte sık kullanılan kimyasal maddeler

Oda parfümü (naftalin, fenol, kresol, etanol, ksilen ve formaldehit)

Yumuşatıcı (katyonik aktif madde, kuaterner amonyum tuzları)

Dezenfektanlar (formaldehit, gluteraldehit, Chloramin T)

Deterjan (anyonik aktif madde, lauril sülfat/ sülfonat)

Çamaşır sodası (Na2CO3, sodyum karbonat )

Çamaşır suyu ( NaOCl, sodyum hipoklorit)

Cam temizleyici (amonyak, mavi boya)

Tuz ruhu (HCl, hidroklorik asit)

Karışımlar (sıvı, sprey)

Kostikler

  1. Kir ve yağ  çözücüler, fırın temizleyiciler, lavabo açıcılar (NaOH, KOH) (Zehirli olmayan, sudkostik çözeltisi içermeyen fırın temizleyiciler mevcuttur)
  2. Tuvalet temizleyiciler (H2SO4, HCl)
  3. Amonyaklı temizlik maddeleri

Temizlik ürünlerinde bulunan başlıca hassaslaştırıcılar dezenfektanlar, kuaterner amonyum bileşikleri (benzalkonyum klorür gibi), amin bileşikleri ve kokulardır.

Temizlik ürünlerindeki en güçlü hava yolu tahriş edicileri, genellikle birlikte karıştırılan ağartıcı (sodyum hipoklorit), hidroklorik asit ve alkali maddelerdir (amonyak ve sodyum hidroksit).

Temizlik ürünlerinin bileşenlerine maruz kalmak, hem latent dönemli veya latent dönemsiz yeni başlayan astıma hem de iş kaynaklı astıma yol açabilir.

Tahriş edici maddelere yüksek düzeyde maruz kalma, reaktif hava yolu disfonksiyonu sendromuna neden olabilir.

Temizlik işçilerinin ayrıca solunum tahriş edici maddelere uzun süreli düşük ila orta düzeyde maruz kalmaları nedeniyle astım geliştirme riskleri daha yüksek olabilir.

Ek olarak, temizlik maddelerine maruz kaldıktan sonra astım benzeri semptomlar da yaygındır.

⭐️⭐️⭐️Şubat 2020 de Canadian Medical Assocation Journal isimli tıp dergisinde yayınlanan makalede ;

Çalışmaya dahil edilen 3 veya 4 aylık 2.022 çocuğun yaşadığı evlerde 26 ev temizlik ürününün kullanım sıklığına göre tekrarlayan hırıltı, atopi veya astım tanısı ile ilişkili olup olmadığını incelemişler.

Elde edilen ilk veri; Kokulu spreyler, ev parfümleri ve aerosol şeklindeki havaya püskürtülen ev temizlik ürünleri kullanılan evlerde büyüyen çocuklar üç yaşına geldiğinde aynı yaş genel ortalamaya göre astım ve hırıltılı solunum riskleri daha yüksek olduğu.

Elde edilen ikinci veri; İlk uygulama anında solunum yolu ile alınan sprey formdaki temizlik ürünlerinin kimyasallarının daha sonra yüzeylere çöktüğü, günlük yaşam sırasında ve sonraki temizliklerde tekrar havalanarak solunum yolu ile devamlı olarak alındığı.

Ev temizlik ürünleri bağışıklık sisteminin gelişmekte olduğu dönemde yaşını tamamlamamış çocukların bağırsak bakterilerini (mikrobiyotasını) etkilediğini yada yeterli gelişmemiş akciğerlerine zarar vererek enfeksiyonlara ve alerjilere mukavemetsiz hale getirdiği düşünülmektedir.

Dr. E. Abrams, araştırmanın “Temizlik ürünleri ve astım riski: potansiyel olarak mühim halk sağlığı endişesi” başlıklı değerledirme makalesinde; “Ev temizlik ürünlerinde kullanılan kimyasalların tümünün bildirilmesi gerekmediği gibi “yeşil” ve “çevre dostu” gibi iddiaları düzenleyen yönetmelikler de yokEv temizliğinde farklı yöntemler denenmeli, mesela spreyler yerine bir bezle uygulanan sıvı temizleyiciler tercih edilmelidir.

Ayrıca,

⭐️⭐️⭐️Dört ABD eyaletinde gerçekleştirilen Mesleki Riskler için Sentinel Olay Bildirim Sistemi (SENSOR),

1993-2000 döneminde 2.995 iş kaynaklı astım vakası tespit etti, bunların çoğunluğu yeni başlangıçlı astım olarak sınıflandırıldı.

Eğitim hizmetleri, iş kaynaklı astımla ilişkilendirilen en sık bildirilen üçüncü sektör (%9) oldu.

Eğitim hizmetleri sektöründen gelen 265 vaka için özel bir analiz yapıldı

Kapıcılar, temizlikçiler ve hizmetçiler vakaların %12’sini oluştururken, bunların %84’ü yeni başlangıçlı astım olarak sınıflandırıldı.

Tüm mesleklerde, temizlik ürünlerinin iş kaynaklı astım vakalarının %20’sinin etken maddesi olduğu bildirildi.

Çoğu temizlik ürünü belirtilmemişti ve belirtilen ürünler arasında en yaygın olanlar;

  • Formaldehit
  • Grafiti çıkarıcı
  • Ağartıcı
  • Halı temizleyicileri
  • Amonyak çözeltisi

SENSOR verilerini kullanan bu makale, daha önce sağlık çalışanları arasında temizlik işçileri ve temizlik ürünleriyle ilgili olarak sağlanan iş kaynaklı astıma ilişkin kanıtlara katkıda bulunmuştur.

⭐️⭐️⭐️ Ülkemizde yapılan bir araştırmada da 127 astımlı ev hanımının %12’si temizlik malzemeleri kullandıklarında astım belirtilerinin arttığını ifade etmişler, %60’ı temizlik sırasında çamaşır suyu, %34’ü ise tuz ruhu kullandığını bildirmiştir (Mungan D ve Ark).

Bu alanda pek çok araştırma mevcut. Yukarıda üç tane örneğini okudunuz.

Hepsinin ortak özeliği ister gelişme döneminde (0 -3 yaş) çocuklar olsun ister erişkin çalışanlar olsun temizlik kimyasallarının uçucu olanlarının hava yolu ile akciğerlere zarar verdiği hırıltılı solunum ve astım hastalığına yakalanma riskini yükselttiğidir.

Bu Bilgiler Işığında Evde İşyerlerinde Temizlikte Yapılması Gerekenler

  1. Arap sabunu, karbonat ve sirke kullanmayı öncelikle tercih edin.
  2. Tercihiniz satın alınan temizlik ürünü olursa parfümsüz olanları tercih edin.
  3. Temizlikte uçucu olmayan kokusuz temizlik malzemelerini kullanın.
  4. Temizlik malzemelerinde sprey ve benzeri formları kullanmayın.
  5. Temizliği yapan/lar hariç evde /işyerinde kimse bulunmasın. (Özellikle çocukları ve yaşlıları / çalışanları)
  6. Temizlik sırasında ve bitiminde evi / işyerini çok iyi havalandırın.

Çocuklarınızı Astımdan Korumak İstiyorsanız

  • Çocuğun yaşadığı evlerde temizliği yukarıdaki maddelere özen göstererek yapın.
  • Evde – balkonda ASLA SİGARA İÇMEYİN.
  • Sigara içtikten en az 30 dk sonra evinize (çocuğunuzun yanına) girin.
  • Sigara içilen yada içilmiş ortamlara çocuğunuzun girmesini engelleyin.
  • Çocuk olan evlerde deodorant – parfüm ve benzeri hiçbir kimyasal kullanmayın.
  • Çamaşırları evde kurutmayın. Yada çocuk evde yokken kurutup sonra uzun süre evi havalandırın.
  • Her türlü uçucu kimyasaldan uzak olmasını sağlayın.

Unutmayın

Temizlik Ürünlerinin Çoğu Reklamlarındaki Çiçeklerden Değil

Petrol Ürünlerinden Elde Ediliyor

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Sprey temizlik ve dezenfeksiyon ürünlerinden solunan kimyasallar ve bunların solunum etkileri. Kapsamlı bir inceleme https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1438463920305381

⭐️⭐️ Kanadalı bir doğum kohortunda temizlik ürünlerinin kullanımının solunum sağlığı ile ilişkisi https://www.cmaj.ca/content/192/7/E154https://www.cmaj.ca/content/192/7/E154

⭐️⭐️ Temizlik ürünleri ve astım riski: potansiyel olarak önemli bir halk sağlığı endişesi https://www.cmaj.ca/content/192/7/E164

⭐️⭐️ Triklosan ve Triklokarban Hakkındaki Florence Beyanı https://ehp.niehs.nih.gov/doi/10.1289/ehp1788

⭐️⭐️ Kadınlarda temizlik spreylerinin evde kullanımı ve astım aktivitesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22496323/

⭐️⭐️ Yaşlı kadınlarda temizlik spreyleri, ev işleri ve astım https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24238771/

⭐️⭐️ Hastane çalışanlarında temizlik ürünlerine mesleki maruziyet ve astım https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23033509/

⭐️⭐️ Temizlik işçilerinde mesleki maruziyetler ve astım semptomlarına ilişkin işgücü tabanlı bir çalışma https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21558474/

⭐️⭐️ [Temizlikçilerin astımı – etiyoloji, teşhis, profilaksi ve tıbbi sertifikasyon] https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21698876/

⭐️⭐️Temizlik maddeleri ve astım https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21313993/

⭐️⭐️ Temizliğin Akciğerler Üzerindeki Uzun Vadeli Etkileri https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6726387/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Apandis ve Bademciklerin Alınması Kalp Krizi Riskini Neden Arttırır

Avrupa Kardiyoloji Derneğinin (European Society of Cardiology) European Heart Journal dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, 20 yaşına gelmeden apandis veya bademcikleri alınan kişilerin kalp krizi geçirme riskinin daha yüksek olduğu sonucuna ulaşıldı.

İsveç’ te 1955-1970 tarihleri arasında doğanların sağlık kayıtları üzerinden yapılan araştırmada öncelikle apandis ve bademcik dokularının işlevleri ergenlik öncesi azaldığından 20 yaşından önce bademcik veya apandis operasyonu olarak alınmış olan kişiler seçilmiş;

Ayrıca araştırmaya dahil edilen 54449’ unun apandisleri, 27284’ ünün ise bademcikleri alınmış her bir bireye karşı; yaşı, cinsiyeti ve çevresel etkenleri (oturdukları yerler) birbirine benzer olan ve apandis veya bademcik ameliyat geçirmemiş beş birey (kontrol vakası) seçilmiş.

Araştırmaya dahil edilen bireylerin ölüme sebebiyet veren veya vermeyen kalp krizleri için ortalama 23.5 yıl takipleri yapılmış.

Elde Edilen Sonuçlar 20 yaşından önce;

  1. Bademcikleri ameliyatla alınanların %44 ünde
  2. Apandis ameliyatla alınanların %33 ünde
  3. Her iki ameliyatı da olanlarda daha yüksek oranda

kalp krizi riskini artırdığı hesaplanmış.

⭐️ Apandis ve bademcik ameliyatının ikisini de olanlarda risk artışı da daha fazla görülmüş.

⭐️ Cinsiyet ile ilgili olmadığı yani erkekler ve kadınlar arasında bir fark bulunmadığı tespit edilmiş.

⭐️ Apandis ve bademcik ameliyatlarını 20 yaşından sonra olanlarda kalp krizi riskinde bir artış bulunmamış.

Çalışmanın ilk yazarı Dr. Janszky “Ateroskleroz ve bağışıklık sistemi arasındaki karmaşık ilişkiye dair mevcut bilgilerimiz ışığında, bulgular biyolojik olarak makul” Ayrıca “Başka bir ikincil lenfoid organ olan dalağın çıkarılmasının da hızlandırılmış ateroskleroz ve artmış kardiyovasküler riskle ilişkili olduğuna dair bazı kanıtlar zaten var” dedi.

İncelediğimiz araştırmanın yayınlandığı haziran 2011 sonrası destekleyen veya sonuçlarının aksini veren herhangi bir araştırma yayınlanmadı. Bu sebeple sadece tek bir araştırmanın sonucuna dayanarak net bir yargıya varmak yeterli değildir.

Lakin;

09 Aralık 2024 de JAMA da yayınlanan yine İsveçte yapılmış bir araştırmanın makale başlığı ”Bademcik veya geniz etinin cerrahi olarak çıkarılmasıyla genç bireylerde stresle ilişkili bozukluklar” dır.

Çalışmada;

Tonsillektomi veya geniz eti ameliyatı öyküsü olan 19-36 yaş aralığındaki çocuklar ve genç yetişkinler dahil edilmiş.

83.957 Tonsillektomi veya geniz eti ameliyatı olmuş kişiden oluşan bir grup, (başlangıç ortalama yaşı 14,4 olan) önceki çalışmada olduğu gibi 1/5 oranında topam 839.570 Tonsillektomi veya geniz eti ameliyatı olmayan kişiden oluşan bir popülasyon ile eşleştirilmiş.

51.601 Tonsillektomi veya geniz eti ameliyatı olmuş kişiden oluşan başka bir grup ve (başlangıçta ortalama yaşı 13,3 olan) 75.159 Tonsillektomi veya geniz eti ameliyatı olmayan kardeşten oluşan kardeş eşleştirilmiş bir grup da analize dahil edilmiş.

İsveç Hasta Kayıt Defterinden stresle ilişkili sonuçlar belirlendi; bunlar arasında travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), akut stres reaksiyonu ve uyum bozukluğu yer almış.

Bulgular, bademciklerin veya geniz etlerinin erken yaşta cerrahi olarak çıkarılmasının gelecekte stresle ilişkili rahatsızlıkların görülme riskinin daha yüksek olmasıyla ilişkili olduğunu göstermektedir .”

Sonuç olarak;

Bademcik ve Apandis ameliyatı olanlar korkuya kapılmamalı. Lakin

Yukarıda görüldüğü ve farklı araştırma sonuçlarından elde ettiğimiz bilgilerle bademciği veya geniz etleri alınanlarda irritabl bağırsak sendromu; oto-immün, solunum, alerjik ve enfeksiyon hastalıkları; erken yaşta kalp krizi ve bazı kanser risklerinin yüksek olması sebebi ile bağışıklık fonksiyonundaki küçük değişikliklerin, müteakip birçok hastalık riski ile birlikte kardiyovasküler riski değiştirebileceği de unutulmamalıdır.

Apandis, bademcik, geniz eti, safra kesesi gibi organların ameliyatla alınması hususunda hayat kurtarıcı kararlar verildiği gibi maalesef gereksiz yere de alınabildikleri de gerçektir.

Unutmayalım bağışıklığımızın her parçası değerli.. Onları gereksiz yere parça parça kaybetmeyelim.

Bu sebeple vücudumuzun her parçasının ayrı bir ehemmiyeti olduğunu hiç bir zaman unutmayalım. Ve kardiyavasküler riski azaltan, bağışıklığı arttıran beslenme ve yaşam tarzını benimseyelim.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Çocukluk çağında apandisit ameliyatı, bademcik ameliyatı ve erken akut miyokard enfarktüsü riski – ülke çapında nüfusa dayalı kohort çalışması https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21632600/

⭐️⭐️ Tonsillektomi ve sonrasındaki kanser insidansı üzerine ülke çapında nüfusa dayalı bir kohort çalışması https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25130597/

⭐️⭐️ Bademcik iltihabı, bademcik ameliyatı ve Hodgkin lenfoması https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/19839050/

⭐️⭐️ Bademciklerin alınması (tonsillektomi) yemek borusu adenokanseri riskini artırıyor. http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://journals.plos.org/plosone/article/file?id=10.1371/journal.pone.0235906&type=printable

⭐️⭐️ Akut Apandisit Sonrası Kolon Kanseri Riskinin Artması: Ülke Çapında, Nüfus Tabanlı Bir Çalışma https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4436221

⭐️⭐️ Apandisit İçin Tıbbi Tedavi Uzun Vadede Etkilidir https://www.medscape.com/viewarticle/medical-treatment-appendicitis-effective-long-term-2023a1000id5?form=fpf

⭐️⭐️ Apandisitin Ameliyatsız Tedavisinin Uzun Dönem Sonuçları https://jamanetwork.com/journals/jamasurgery/fullarticle/2808133

⭐️⭐️ Apendektomi Altı Mide-bağırsak Kanserinden Herhangi Birine Neden Olur Mu? https://www.medscape.co.uk/viewarticle/does-appendectomy-cause-any-six-gi-cancers-2024a1000kdp

⭐️⭐️ Bademcik veya geniz etinin cerrahi olarak çıkarılmasıyla genç bireylerde stresle ilişkili bozukluklar https://jamanetwork.com/journals/jamanetworkopen/fullarticle/2827613#:~:text=Findings%20In%20this%20cohort%20study,individuals%20or%20unexposed%20full%20siblings.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Magnezyum Hapları Kabızlık İçin mi?

Magnezyum İnorganik ve Organik olmak üzere iki gruba ayırıyoruz

İnorganik Magnezyum: Bu gruptakiler reçeteli yada reçetesiz olarak satılan ve tüketilenler.

Aslında inorganik magnezyum çoğu kabızlığı önleyici (Laksatif) yararı dışında pek bir işe yaramaz, bağırsaklardan emilimleri çok düşüktür.

Magnezyum (Mg 2+) insan vücudunda 300 den fazla enzimin yapısına katılır – çalışmasını sağlar. Vücuttaki dördüncü en bol mineraldir.

Yetişkin erkekler için önerilen günlük magnezyum miktarı 420 mg ve yetişkin kadınlar için 320 mg’dır

Günlük magnezyum ihtiyacının yaklaşık %10’u sudan elde edilir.

İnsan Vücudundaki Magnezyum Dengesi

Magnezyum toprakta bulunur. Oradan suya, oradan bitkilere geçer. Tek başına inorganiktir.

Bitkilerdeki Magnezyum (Mg 2+) eksikliği, insanın anemi olması gibi bir durumdur. Bir başka tarifle kandaki hemoglobine bağlanan demir ile bitkilerin yeşil yapraklarındaki Magnezyum (Mg 2+) aynıdır.

Tabi ki günümüzde bitkilerdeki Magnezyum (Mg 2+) miktarı düşmüştür. Günümüzde 70’li yıllarda bitkilerde bulunan Magnezyum (Mg 2+) miktarının ancak. %70 i kadarı mevcuttur. Bu duruma sebep olan etkenlerin başında (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) bitki ve tohumları genetiği ile oynanması, endüstriyel atıklar, uygunsuz gübreleme, hormon takviyeleri, anız yakımı vb gibi uygulamalar gelmektedir.

İnsan Vücudundan Magnezyum (Mg 2+)

  • %52 Kemikler
  • %28 Kaslar
  • %19 Yumuşak dokularda
  • %0.3 kadarı kanda (serum)

Bulunur.

Magnezyum (Mg 2+) değeri genel olarak kanda (serumda) düşmez. Veya hafif düşme görülebilir.

Bu maalesef aldatıcı bir durumdur.

Çünkü

Kanda Magnezyum (Mg 2+) değeri düşmeye başladığında kemik ve kaslardan yıkım yolu ile seviye tamamlanır.

Evet ölçüm sırasında hafif bir düşme tespit edilmiş olabilir.

Düşük değer sonrasında reçete edilebilen ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından (SUT) ödeme kapsamında olan (Magnezyum ilaçları inorganiktir) bir tanesini içmeye başladıktan bir süre sonra tekrar kan tetkiki yaptırdığınızda serum Magnezyum (Mg 2+) değeriniz normal sınırlarda çıkabilir.

Siz kullandığınız ilaç sayesinde kan değerinizin normale geldiğini düşünürken aslında kemik ve kaslardan yıkım olup seviye tamamlanmıştır.

Burada kendi kendinize sormadığınız ve aslında sormanız gereken sorular;

  • İçtiğim haplarla magnezyum değerim gerçekten tam mı?
  • Kan magnezyum seviyem kemiklerimde erimeylemi tamamlandı?
  • Kan magnezyum seviyem kaslarımın yıkımıylamı tamamlandı?

Konunun daha da başına gelecek olursak, vücudunuz öyle bir sistem ki böbreklerinizde sorun yoksa, aşırı yaşlı değilseniz, abartılı beslenme bozukluğunuz yoksa kan/serum seviyenizi zaten düşürmez. Kaslardan yada kemiklerden yıkıma uğratarak tamamlar.

Yukarıda yazmıştım

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından (SUT) ödeme kapsamında olan (Magnezyum ilaçları inorganiktir) ilaç formlarının içerisinde genel olarak bulunanlar;

  • Magnezyum Oksit
  • Magnezyum Klorit
  • Magnezyum Sülfat
  • Magnezyum Hidroksit

Peki bu içeriklerden herhangi birinin olduğu ilacı (Magnezyum) kullandığınızda +² degerlikli magnezyum bağırsaklarınızdan kolay emilmeyeceği yada az emileceği için bağırsağa su çekerek (laksatif etki) kabızlığa iyi gelirler.

Devamlı yazdırdığınız magnezyum ilaçlarının yukarıda listelediğim inorganik olanlarının yararlanımı oldukça düşük anlayacağınız.

Sorabilirsiniz…

Hiç kan/serum magnezyumunu arttırmaya yarayan takviye – ilaç yok mu?

Var tabi kiii…

Bilim insanları mg+² formunun bağırsaktan emiliminin zor ve kısıtlı olduğunu fark edince çalışmalar sonucunda aminoasitlerle birleştirerek organik hale getirme yolu bulmuşlar. Ve emilimini oldukça yükseltmişler. Üretilen organik magnezyumlar…

Organik Magnezyumlar

  • Magnezyum Malat
  • Magnezyum Glisinat
  • Magnezyum Sitrat
  • Magnezyum Taurat
  • Magnezyum L-treonat
  • Magnezyum Pidolat

Organik magnezyumların farklı etkileri ve kullanım alanları mevcuttur. İleride sizlerle paylaşacağım.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Klinik Sağlık Hizmetlerinde Magnezyumun Önemi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5637834/

⭐️⭐️ Magnezyum: fizyoloji ve farmakoloji https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/10618948/

⭐️⭐️ Magnezyum: Yeterince Tüketiyor muyuz? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30513803/

⭐️⭐️ Magnezyum ve İnsan Sağlığı: Perspektifler ve Araştırma Yönleri https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5926493/

⭐️⭐️ Magnezyumun büyüsü https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23969766/

⭐️⭐️ Magnezyum: beslenme ve metabolizma https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12537987/

⭐️⭐️ İNSAN SAĞLIĞI VE BESLENME FİZYOLOJİSİ AÇISINDAN MAGNEZYUM http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2017215

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Kadınlarda Dalış Öncesi Muayene ve Seçim Kriterleri

Dalış Muayenesi

Dalıcının sağlık durumunun dalışa uygunluğu değerlendirebilmek için; sualtının yoğun ve viskoz bir ortam olduğunu, derinliğin artışı ile birlikte dalıcının basınca maruziyetindeki değişimi, ortam (özellikle düşen) sıcaklıklığının insanlar üzerindeki etkisi bilmek gerekir.

Bilinmelidir ki dalıcının bazı tıbbi ve psikolojik durumları tüplü dalışa kesin veya geçici süreyle engel teşkü etse de sportif – keyif amaçlı dalışların kuralları, ticari veya askeri amaçlı dalışın katı kurallarından daha esnektir.

Scuba (Su altı tüplü dalış) dalışlarda gerekli tüm şartlar yerine getirildiğinde amatör dalıcılar için de profesyonel dalgıçlar için de riskler düşüktür.

Risklerin düşürülmesi için gereken şartların başında kişinin sağlık durumu gelir.

Bu sebeple dalış yapacak amatörlere de ve profesyonellere de sağlık durumlarının su altındaki şartlara uygun olup olmadığı açısından doğru bir değerlendirme – muayeneye yapımalıdır.

Dalış öncesi muayenenin amacı, dalış yapacak kişinin sualtı dalışını sağlığı açısından tehlikeye düşürecek bir sağlık sorunu olup olmadığını araştırmaktır.

Ayrıca dalıcıların su altına adaptasyonu için disiplinli olması ve uygun ekipmanla dalış yapması gerekir.

Her ne maksatla olursa olsun dalıcılar su altına ilk kez dalışın öncesinde ve sonra da yıllık periyodik olarak scuba dalışı konusunda hekimlik tecrübesi olan;

  • KBB
  • Göğüs Hastalıkları
  • Kalp Damar, Psikiyatri
  • Nöroloji
  • Dahilliye (Endokrin-Kan-Sindirim Sistemi açısından değerlendirecek)
  • Göz uzmanları değerlendirmelidir.

Dalıcını sorunu varsa ayrıca;

  • Ortopedi
  • Plastik Cerrahi
  • Cerrahi vb gibi bölümler değerlendirmelidir.

Tüm hekimlerin raporları ile birlikte Su Altı Uzmanı Hekim tarafından son değerlendirme yapılmalıdır.

Kadın ve erkek arasında fizyolojik bazı farklılıklar mevcuttur.

Bu farklar-farklılıklar su altı tüplü dalışını etkiler mi?

Gebelik süreci haricinde çok önemli bir fark olmadığını söylemek mümkünse de dalış muayenesinde fizyolojik farklılıkların bilinci içerisinde değerlendirme yapılmalıdır.

Kadınlar, erkeklere oranla yapı olarak daha ufak ve vücut ağırlığı olarak da hafiftirler. Buna bağlı olarak da yerçekimi merkezi daha aşağıdadır bu da özellikle iskelet sisteminde bazı önemli farklılıkları meydana getirmektedir.

Dalış İçin Kadınlarda Fizyolojik Genel Farklılıklar

  • Akciğerleri daha küçüktür
  • O2 kullanma kapasitesinin (VO2) erkeğinkinin %70 ‘idir
  • Vital kapasite daha düşük, istirahat solunum frekansı daha yüksektir
  • Aerobik kapasiteleri daha düşüktür (erkeklere nazaran %25 az hb’ne sahip oldukları için)
  • Kas kütleleri daha düşüktür
  • Laktik asit sistemi daha düşüktür
  • Kemik dansitesi kadında daha düşüktür
  • Pelvisin daha küçük olmasının etkisiyle kadınlarda, patella raterale doğru çekilir ve sonuç olarak menisküsler kadınlarda daha küçüktür
  • Artiküler kartilaj erkeğe oranla daha zayıftır ve kadınlarda kemik korteksleri daha incedir
  • Asetabulum ve pubis senfizi arasındaki mesafe fazla olduğundan iki kalça birbirinden daha uzak durur. Bu nedenle geniş valgum ve “ x bacak” görünümü vardır.
  • Aynı vücut ölçülerine sahip kadın ve erkek, alt ve üst extremitelerine göre karşılaştırıldığında erkekler genelde uzun kol ve bacaklara sahiptirler
  • Kadınların ise dirsek açısı erkeklerden daha geniştir
  • Kadınlarda ayak ve eller erkeklere oranla daha küçüktür
  • Eklem ve bağ yapıları daha ince ve zayıftır. Eklemlerde sürtünme daha azdır. Bu nedenle esneklik erkeklerden daha iyi gelişmiştir
  • Gövdelerinin üst kısımları bacaklara oranla daha fazla gelişmiştir
  • Vücut yağ oranları daha yüksektir (erkeklere oranla yağ dokusu %10 ile – iki kat arası daha fazladır)
  • Yağ kitlesinin rengi beyazdır, içerisinde mitakondria ve kılcal damar yoktur. İç ısıyı izole eder, destek doku vazifesi görür
  • Fizik kuvvetleri daha azdır
  • Isıya daha duyarlıdırlar
  • Kalp – nabız daha hızlıdır
  • Kalp volümü gerek mutlak gerek nispi anlamda daha düşüktür
  • Kalbin atım volümü daha düşüktür
  • Motor ve nönovejatif sistemle ilgili reaksiyon zamanları daha süratlidir
  • Erkeğe oranla daha heyecanlıdır
  • Arterleri daha dar ve duvar yüzeyleri daha incedir
  • Damar ağları daha yoğundur
  • Kan değerlerinde
    • Kreatin fosfokinaz,
    • inorganik fosfat,
    • açlık kan şekeri,
    • plazma testesteron,
    • eritrosit,
    • hematokrit,
    • hemoglobin,
    • serum demiri, daha düşüktür
  • İdrar değerlerinde
    • 17-ketosteroidi,
    • 17- hidroksi steroidi daha düşüktür.

Bu farklılıklar dalış performansını zamann zaman etkileyebilir.

Kadınlar düşük metabolizma hızı yüzünden hem birim yüzey alanı başına daha az ısı üretir hem de yüksek yüzey alanı oranı nedeniyle daha hızlı ısı kaybetmeye eğilimlidir. Bu durum birim hacme karşılık gelen yüzey alanının oldukça yüksek olduğu el ve ayaklar gibi vücudun uç bölümlerinde daha belirgin hissedilir.

Kadınlarda Dalışda Dekompresyon Hastalığı ve Gaz Embolisi Riski

Yağın nitrojen tutma yeteneği kana göre beş kat fazladır. Yağ oranları kadınların daha fazla olması sebebi ile dalış sırasında vücutta eriyen nitrojen gazının daha fazla tutulmasını ve yağ dokusunun nitrojeni bırakması daha uzun sürmesi beklenirken yapılan çalışmalar ve tüm istatistikler her iki cinste bu risklerin eşit olduğu görülmüştür.

Arteriel gaz embolisi içinde risk aynı şekilde daha farklı değildir.

Dokompresyon Hastalığı ve Gaz Embolisi riskinin dalıcıların cinsiyetleri ile ilgili değil tecrübeleri ve kurallara uyumu ile ilgili olduğu görülmüştür.

Menstrüasyon ve Dalış

Yapılan sınırlı çalışmalar incelendiğinde su altında hiperbarik ortama maruz kalma tekrarının artması ile hormonal süreçlerin, ovülasyonun ve menstrüasyonun etkilendiği yönünde bir bulguya rastlanmamıştır.

Menstrüasyon ile birlikte oluşan ödem ile teorik olarak nitrojen tutulumunun ve dolayısı ile dekompresyon hastalığı riskinin artması beklenir. Lakin bu güne kadar böyle bir bulguya rastlanmamıştır.

Menstrüasyon sırasında dalışlar tampon kullanımı ile yapılabilir. Genel olarak dalışlar en fazla 45 dk ya kadar sürmekte ve bu sırada minimal miktarda dışarı sızacak kanın köpekbalığı saldırısı riskini arttırmadığı bilinmektedir.

Menstrüasyon sırasında kadından kadına değişene baş ağrısı, halsizlik vb gibi yan etkiler dikkatli takip edilmelidir. Genel ollarak dalış için bir risk taşımadığı görülmüştür.

Gebelik

Gebelik sırasında vücutta su tutulumu artar, bu sebeple dalışlarda nitrojen retansiyonu riski artar.

Aynı zamanda gebelikte boğazda (farenks) ve gırtlakta da ödem olduğu için kulak ve sinüslerde basınç eşitlenmesi zorlaşmaktadır.

Gebelik bulantı kusmaları özellikle ilk üç ay sık rastlanmaktadır. Dalış sırasından risk teşkil etmektedir.

Gebe kadınların dalıştan kaçınmalarını gerektiren asıl konu ana rahmindeki fetüsün dekompresyon sorunlarından korunamaması ve dekompresyon hastalığı sonrasında malformasyon ve gaz embolisi riski altında olmalarıdır.

Gebelik Sonrası ve Süt Verme Döneminde Dalış

Öncelikle doğumun nasıl gerçekleştiği önemlidir.

Normal doğum sonrası enfeksiyon riski sebebi ile 3 hafta cinsel ilişki yasak olduğu gibi dalışı da bu şekilde değerlendirmeliyiz.

Sezeryan ile yapılan doğum sonrasında kesilen bölgenin fıtıklaşması (dalış tüpü, Ağırlık, BC ve diğer ekipmanların yükü sebebi ile) riski sebebi ile en az 2 ay dalış yapılmamalıdır.

Emzirme (süt verme) sırasında süt içinde birikebilecek nitrojenin miktarı önemsenmeyecek kadar az olup bebek üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi görülmemiştir

Doğum kontrol hapı (Oral Kontraseptif Hap) Kullananlarda Dalış

Genel olarak bilinen doğum kontrol hap kullanımı ile birlikte sigara kullanımı son derece risklidir. Bu risk su altı dalış (scuba) için ek bir risk teşkil etmez.

Lakin geçmiş veriler üzerinde yapılan bir incelemede dekompresyon hastalığı geçirmiş kadınların yaklaşık 1/3 ü menstüasyon sırasında olduğu ve yine tamamına yakının doğum kontrol hapı kullandığı görülmüş. Sadece istatistiksel verilere göre yapılmış bir araştırma da olsa kadınların menstrüasyon sırasında dalış yapmaları konusunda risk görülmektedir.

Kadınlara Yönelik Kanserlerde ve Tedavilerinde Dalış

Meme, Serviks, Yumurtalık ve Rahim Kanseri riski 30 yaş sonrası görülme sıklığı arttığı gibi kadınlarda ölüm sebeplerinin büyük bir oranını teşkil eder.

Bu hastalıkların süreçlerinde de tedavilerinde de farklı şikayetler görülmektedir. Bunların başında ciddi bulantı ve kusma gelmektedir. Ki bu durum dalışa uygun değildir.

Bu hastalıkların tedavisinde yapılan hem kemoterapilerde hem de radyoterapilerde başta akciğer olmak üzere diğer organlarda hassasiyet – hasar meydana gelebilir. Dalış sırasındaki zorlanmalar risk teşkil edebileceği için kişinin hekiminin dalış onayı alınmalıdır.

Tabi ki kanser cerrahisi sonrasında organlarının ve yüzeyel yara iyileşmesinin takibini yapan hekimin onayı ille dalış yapılabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Spor dalışının tıbbi yönleri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9148089/

⭐️⭐️ Tüplü dalış: Sizin ve hastalarınızın bilmesi gerekenler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16913196/

⭐️⭐️ Hamilelikte SCUBA Dalışı https://www.jogc.com/article/S1701-2163(17)30967-2/abstract

⭐️⭐️ Dalış ve hamilelik https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8888455/

⭐️⭐️ Dalış tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/378050/

⭐️⭐️ Çevresel Fizyoloji ve Dalış Tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29456518/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Yukarıdaki Tüm Bilgiler farkındalık yaratmak maksadı ile olup hekiminizin muayenesi veya görüşleri yerini tutamaz.

Bu sebeple hekiminize / hekimlerinize düzenli periyodik muayene olun ve yönlendirmelerine uyun.

Sağlıklı dalışlar dilerim.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Pre – Pro / Biyotik Hatalar

Sağlıklı yaşam.. Doğal yaşam…

Popüler kelimelerle sörf yaparak yaşayan, herkese ev yapımı yoğurt – kefir – turşu vb gibi tavsiyeler veren sağlıklı yaşam eğitmeni doldu çevreniz.

ProbiyotikPrebiyotik tavsiyelerini devamlı dinliyorsunuz da ne olduklarını biliyor musunuz?

Bağırsak sağlığınız için probiyotikli gıdaları bol bol tüketin.” çok duyuyorsunuz değil mi?

Bağırsak sağlığınız için prebiyotikli gıdaları bol bol tüketin.”

haydaaa pro mu? pre mi?

Hangisi daha önemli?

Yoksa ikisi de aynı şey mi?

Kafalar karışık mı yoksa? Yada ben …. ya güveniyorum o ne derse yerim yeme demez ise yemem diyerek kafa yormayanlardan mısınız?

ProbiyotikPrebiyotik gıdaların yararları kadar zararlarını da biliyor musunuz?

Bilmiyorsanız devam edebilirsiniz…

Bağırsağınızın mikrobiyotası bozuk olsun yani bağırsaklarınızda yararlı ve zararlı bakteri dengesi bozulmuş, zararlı bakteriler yararlılardan daha fazla..

Bağırsağınızda yararlı bakterilerle zararlı bakterilerin savaşı siz ölüp çürümeye başlayana kadar devam eder. Hele da sağ olduğunuz dönemde çok daha yoğundur. Öncelikli olarak birbirlerini parçalar ve besin olarak kullanırlar. Pek tabi ki yediğiniz gıdalar yararlı bakterileri beslediği gibi zararlı olanları da besler.

Örnek olarak akvaryumunuzda beyaz renkli balıkların 3-4 katı siyah renkli balıklardan olsun. Siz beyazları beslemek amacı ile ortaya yem atıyorsunuz.

Tabi ki daha kalabalık oldukları için sizin attığınız yemin çoğunu siyah balıklar yiyor.

Akvaryuma attığımız bu yemler gibidir Pre- Biyotik de.

Bağırsaklarınızda zararlı bakteriler ne kadar fazla ise alınan gıdalardan o kadar fazla pay alırlar.

Pre-biyotik, vücudun sindiremediği karbonhidratlar olup bağırsaklardaki mikroorganizmalar tarafından parçalandığında sağlıklı bakteriler için kısa zincirli yağ asitleri, kolon hücrelerine enerji sağlamak, mukus üretimine yardımcı olmak, iltihaplanmayı gidermek ve bağışıklığa yardımcı olmak gibi faydaları mevcuttur.

Pre- Biyotik Örnekleri

  • Yeşil yapraklı sebzeler
  • Soğan (Sülfürlü gıda)
  • Sarımsak (Sülfürlü gıda)
  • Pırasa (Sülfürlü gıda)
  • Yulaf ve arpa (kepekli)
  • Keten tohumu
  • Bazı baklagiller
  • Kuşkonmaz
  • Domates
  • Yerelması
  • Enginar
  • Lifli gıdaların sindirilemeyen kısımları

Probiyotikler de barsaklarda parçalandığında prebiyotikler (besin) ortaya çıkar. Pek tabi ki zararlı bakteriler bunlardan da beslenir. Yararlı bakterilerden ne kadar fazla ise besinlerden o derece pay alırlar beslenir ve çoğalırlar.

Hekim olarak çok yaygın olarak gördüğüm;

Bağırsağınızın düzeni zararlı bakteriler sebebi ile bozulmuş ve geçirgenliği artmış, kötü beslendiğiniz için kalın bağırsağınızda bütirik asit yok bu sebeple iç yüzey tabakası yeterli fonksiyonda değil.

Siz de çok bilmişlerden aldığınız tavsiyelerle bol bol probiyotikli gıda alıyorsunuz.

Ne güzel…

Yediğiniz probiyotikli gıdaları çoğunlukta olan kötü bakteriler tarafından parçalanıp beslenme ve üreme için kullanılıyor.

Siz de ortalık söylenip duruyorsunuz; ”O kadar probiyotik işe yaramadı üstüne daha da kötü hissediyorum” diyerek.

Çok bilmişlerden yeni tavsiyeler almayı da ihmal etmiyorsunuz..

Hekimlere de ilaç yazdırmaya gidiyorsunuz..

Herkes ektiğini biçer..

Prebiyotikler

Kısaca barsak bakterilerinin besinleri diyebiliriz. Yararlı bakteriler prebiyotiklerden K Vitamini de üretir.

En önemli üretimleri ise kısa zincirli yağ asitleridir.

Kısa zincirli yağ asitleri bağırsak duvarının onarılması için elzemdir ve bu sebeple çok önemlidir.

Prebiyotiklerin ve probiyotiklerin bu faydaları gösterebilmesi için zararlı bakteriler yararlı bakterilerden az olmalı ve bağırsağın geçirgenliği azalmalıdır.

Buradan çıkarılacak sonuç;

Probiyotik – prebiyotik kullanımı ile fayda elde edebilmek için ilk olarak bağırsakların zararı bakterilerden temizlenmesi bu vesilee ile bağırsak duvarının geçirgenliğinin azalması gerekir.

Aksi takdirde sorunlarınızı (zararlı bakterileri) beslemiş olursunuz.

Probiyotik Kullanmadan Önce Yapılması Gerekenler
  1. Aktif karbon, bentonit kil gibi toksinleri temizleyen bağlayıcılarla bağırsak temizlenecek
  2. Diyet yapılacak mesela; süt ve süt ürünleri, şeker kesilecek ilk olarak kesilecek.
  3. Kısa zincirli yağlar (hindistan cevizi yağı, tereyağı, sade yağ) tüketilecek.
  4. Gece aç yatılacak ( Bağırsaklar gece onarılır)
  5. Gluten, Histamin, Kazein, IGF-1, Laktoz içeren besinler ve bunları arttıran ilaçlar tüketilmeyecek.
  6. Mide koruyucu (özellikle PPİ lar ) hekim tarafından şart koşulmadıkça tüketilmeyecek

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Konunun Bilimsel Temellerini Okumak İsteyenler

⭐️⭐️ PROBİYOTİK / PRE-BİYOTİK https://tetkik.com.tr/2024/09/27/probiyotik-pre-biyotik/

⭐️⭐️ Probiyotiklerin, Prebiyotiklerin ve Sinbiyotiklerin İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5622781/

⭐️⭐️ Probiyotiklerin İnsan Sağlığındaki Rolü https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/36514580/

⭐️⭐️ Probiyotikler ve bağırsak sağlığı: Karaciğer hastalıklarına özel bir odaklanma https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC2811790/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Mesleki Eğitimi Olmayanı Çalıştırmak Bilinçli Taksirdir !

Yargıtay Kararı

Mesleki Eğitimi Olmayanı Çalıştırmak Bilinçli Taksirdir !

Sonuç ile başladım.

Çünkü çok farklı sebeplerle Tehlikeli ve Çok tehlikeli işlerde çalışanların Mesleki Eğitimli olması ve Mesleki Eğitim Belgeli olmaları hususu halen ihmal edilmektedir.

Aslen yasal zorunluluk var;

6331 Sayılı Kanun’un 17/3. maddesi,Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz.” hükmünü içermektedir.

Yani Mesleki Eğitim almak ve pek tabi ki belgesine sahip olmak kanuni bir zorunluluk.

Yine 6331 Sayılı Kanun’una dayanarak Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik 13 .07.2013 tarihinde çıkarılmış ve aynı gün yürürlüğe girmiştir.

Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir konu mevcuttur.

6645 Sayılı 23 Nisan 2015 tarihinde 29335 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan konu ie ilgili önemli değişikliklerden biri;

Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerden olup, Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından standardı yayımlanan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak tebliğlerde belirtilen mesleklerde, tebliğlerin yayım tarihinden itibaren on iki ay sonra Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanununda düzenlenen esaslara göre Mesleki Yeterlilik Belgesine sahip olmayan kişiler çalıştırılamayacaktır.” hükmüdür.

Bu tarihten itibaren;

Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından standardı yayımlanan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılan tebliğler ile sadece Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunlu – geçerli olan meslekler yayınlanmaya başlamıştır

Mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu olana mesleklerin sayısı giderek artmaktadır. Bu sebeple zorunluluk kapsamına girmiş güncel meslek listesine Mesleki Yeterlilik Kurumu web sitesinden ulaşılabilirsiniz.

Buraya kadar olanlar çok net olsa da muafiyetler konusu karışık gelebilir.

Zorunlu Mesleki Yeterlilikten Muafiyetler

İlk olarak;

07.10.2006 tarih 26312 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 5544 sayılı Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu 2. Maddesi ile…

Tabiplik, diş hekimliği, hemşirelik, ebelik, eczacılık, veterinerlik, mühendislik ve mimarlık meslekleri ile en az lisans düzeyinde öğrenimi gerektiren ve mesleğe giriş şartları kanunla düzenlenmiş olan meslekler bu Kanun kapsamı dışındadır.”

Yani bu kapsam dışı olanlar kendi mesleklerinde çalıştıkları sürece sahip oldukları belgeler yeterli Mesleki Eğitim Belgesidir.

İkinci olarak;

Zorunluluk kapsamında yer alan Mesleki Yeterliliklerin ”Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Mesleki ve Teknik Eğitim Kurumlarınca Verilen Diplomalar (Alan/Dal/Bölüm-FOET Kodu) ile 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’na Göre Düzenlenen Ustalık Belgeleri (Alan/Dal- FOET Kodu) denkliklerinin listelendiği muafiyet tablosunda yer alan belgelere sahip olanlar kapsam dışındadır.

Yani bu kapsam dışı olanlar kendi mesleklerinde çalıştıkları sürece sahip oldukları belgeler yeterli Mesleki Eğitim Belgesidir.

Üçüncü olarak;

MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğunda 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununa göre ustalık belgesi almış olanlar ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı meslekî ve teknik eğitim okullarından ve üniversitelerin meslekî ve teknik eğitim veren okul ve bölümlerinden mezun olup, diplomalarında veya ustalık belgelerinde belirtilen bölüm, alan ve dallarda çalıştırılanlar için meslekî yeterlilik belgesi şartı aranmamaktadır.

Yani bu meslekî yeterlilik belgesi şartı aranmayanlar kendi mesleklerinde çalıştıkları sürece sahip oldukları belgeler yeterli Mesleki Eğitim Belgesidir.

Bu genel bilgilerden sonra;

Tehlikeli ve Çok tehlikeli işlerde çalışanların Mesleki Eğitimli olması gerektiğinin ciddiyetini bir de yargının yüce makamı Yargıtayın verdiği örnek karar ile görelim.

Tehlikeli ve Çok Tehlikeli Sınıf işlerde çalışanlarda Mesleki yeterlilik / Mesleki Eğitim belgesi zorunluluğuna ilişkin T.C. Yargıtay 12. Ceza Dairesi kararında ”elektrik teknisyeni olarak çalışan bir işçinin iş kazasında hayatını kaybetmesiyle ilgili davada verdiği kararda, iş sağlığı ve güvenliği kurallarını ihlal eden ve çalışanı mesleki eğitim almadan tehlikeli bir işte çalıştıran işveren hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiği’‘ ifade edilmiştir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

EK BİLGİ

5237 sayılı TCK’ya göre ceza sorumluluğunun temeli, kast ve taksire dayanan kusur sorumluluğudur.

  1. Taksire Dayanan Kusur Sorumluluğu
    • Basit taksir,
    • Bilinçli taksir.
  2. Kasta Dayanan Kusur Sorumluluğu
    • Olası kast.
    • Doğrudan kast,

Örneklerin hepsini işyerinde ve işveren – çalışan olarak vermemin sebebi kolay anlaşılması ve konunun özünden ayrılmamaktır.

Basit Taksir bilinçsiz taksir” , “adi taksir” dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. (Örnek: işverenin şantiyede Elektrik Mesleki Eğitim (Ustalık) Belgesi olan Ali isimli çalışanına standartlara uygun iş ayakkabısı ve diğer kişisel koruyucuları elektrikçilere göre değil inşaattaki diğer çalışanlarla aynı almıştır. Ali usta bir kaza geçirir ve uygun olmayan kişisel koruyucu kullanımı sebebi ile elektrik akımına kapılarak ölür ise işveren basit taksirle insan öldürme suçu işlemiş olur.)

Bilinçli Taksir failin “öngördüğü” neticeyi istememesine rağmen, kural ihlali yaparak veya şans, kişisel yetenek vb. etkenlere güvenerek hareket etmesi ile fiili işlemesidir. (Örnek: işverenin şantiyede herhangi bir mesleki eğitimi ve belgesi olmayan Ali isimli çalışanını elektrik iç tesisat işlerinde çalıştırırsa ve bu çalışma sırasında Ali elektrik akımına kapılıp ölürse, işveren bilinçli taksir ile ölüme sebebiyet verme suçu işlemiş olur)

Olası kast “dolaylı kast”, “belirli olmayan kast”, “gayrimuayyen kast”, “olursa olsun kastı” suçun kanuni tanımındaki fiilin gerçekleşebileceğinin mümkün veya muhtemel bir şekilde “öngörülmesine” rağmen, sonucun meydana gelmesinin göze alınması, adeta “olursa olsun” biçimindeki bir düşünceyle fiilin işlenmesidir. (Örnek: işverenin şantiyede grup halinde çalışmakta olanların arasında yer alan Ali isimli çalışanı hedef alarak fırlattığı aktif yüksek voltaj bulunan ucu açık elektrik kablosu Ali’nin yanındaki bir başka çalışana temas ederek elektrik akımına bağlı vücudunda yanıklara ve sonrasında ölümüne sebep olmuştur. İşveren olası kast ile ölüme sebebiyet verme suçu işlemiş olur)

Doğrudan kast bilerek ve isteyerek suçun kanuni tanımındaki fiilin işlenmesidir. (Örnek: işverenin şantiyede çalışma sırasında Ali isimli çalışanını trafoya itip şarteli açarak ölümüne sebebiyet vermesi doğrudan kasttır – kasten ölüme sebebiyet verme suçu işlemiş olur)

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Yargıtay İçtihat Metni

T.C. YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ

E. 2020/1413 – K. 2021/8051 – T. 17.11.2021

* TAKSİRLE ÖLDÜRME SUÇU ( Mesleki Eğitim Alma Zorunluluğu Bulunan Tehlikeli ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Yapacağı İşle İlgili Mesleki Eğitim Aldığını Belgeleyemeyenlerin Çalıştırılamayacağı – Sanığın Öleni Çok Tehlikeli İş Sınıfında Yer Alan Elektrik İşi İle İlgili Diploma ve Mesleki Eğitim Belgesi Bulunmamasına Rağmen Elektrik Teknisyeni Olarak Çalıştırdığı/Sanık Hakkında 5237 SK Md. 22/3 Hükümlerinin Uygulanmamasının Bozmayı Gerektirdiği )

* BİLİNÇLİ TAKSİR ( Kişinin Öngördüğü Neticeyi İstememesine Karşın Neticenin Meydana Gelmesi Meydana Geleceği – Dosya Kapsamı ve Ölenin Eşinin Beyanına Göre Ölenin Elektrik Meslek Dalı İle İlgili Bir Diploması ya da Eğitiminin Olmadığı/Çok Tehlikeli Sınıfında Yer Alan Bu İşte Öleni Çalıştıran Sanık Hakkında TCK Md. 22/3 Hükümlerinin Uygulanması Gerektiği )

* EĞİTİM VERMEKSİZİN İŞÇİYİ TEHLİKELİ İŞTE ÇALIŞTIRMA ( Ölenin Elektrik Meslek Dalı İle İlgili Diplomasının Bulunmadığı ve Mesleki Eğitim Almadığı – Mesleki Eğitim Alma Zorunluluğu Bulunan Tehlikeli ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Yapacağı İşle İlgili Mesleki Eğitim Aldığını Belgeleyemeyenlerin Çalıştırılamayacağı/Çok Tehlikeli Sınıfında Yer Alan İşte Eğitim Almadan Çalışan İşçiyi Çalıştıran Sanık Hakkında 5237 Sayılı Kanun Md. 22/3 Hükümleri Uygulanmamasının Hukuka Aykırı Olduğu )

5237/m.22,896331/m.17

ÖZET : Dava, taksirle öldürme suçuna ilişkindir.

Dosya kapsamına ve ölenin eşinin beyanına göre ölenin elektrik meslek dalı ile ilgili diploması bulunmayıp bu hususta mesleki bir eğitim de almamıştır. Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenlerin çalıştırılamayacağına dair 6331 Sayılı Kanun madde 13/3 hükmü ve diğer mevzuat hükümleri dikkate alındığında öleni çok tehlikeli iş sınıfında yer alan elektrik işi ile ilgili diploma ve mesleki eğitim belgesi bulunmamasına rağmen elektrik teknisyeni olarak çalıştıran sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmaması bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : … AVM içinde bulunan iş yerinin düğün salonu olarak kullanılmak üzere kiracı … Limited şirketi tarafından gerekli restorasyon, tadilat, tamirat ve elektrik, elektronik alt yapı işlerinin yapılmasına karar verildiği, yapılan 09/05/2014 tarihli Elektrik ve Elektronik Hizmetler Alım ve Uygulama Sözleşmesi gereği elektrik, elektronik ve alt yapi işlerinin sanığın ortağı ve yetkili müdürü olduğu … Bilgisayar ve Elektronik Limited şirketine verildiği, ölen işçi …’ün … Ltd. Şti’de elektrik teknikeri olarak on aydır çalışmakta olduğu ancak ölenin elektrik meslek dalı ile ilgili eğitim-öğretim aldığına dair diploma veya mesleki eğitim belgesi bulunmadığı, olay tarihinde öncesinde ölen tarafından kurulumu yapılan aydınlatmaların bir kısmının çalışmadığının kiracı şirket tarafından bildirilmesi üzerine işin kontrolü için buraya giden …’ün elektrik lambalarını kontrolü sırasında elektrik akımına kapılarak alınan 09/01/2015 tarihli otopsi raporuna göre “vücudundan elektrik akımı geçmesine bağlı ani solunum ve dolaşım durması sonucu” vefat ettiği, olay yerinde yapılan incelemeye göre elektrik tesisatının bağlı olduğu panoda kaçak akım rölesinin bulunmadığı ayrıca ölenin olay anında ellerinde yalıtım eldiveninin bulunmadığı, bu hususta ölen ile birlikte olay yerine giden … şirketinde stajyer olan …’ın tanık sıfatıyla alınan beyanında ölene yalıtımlı eldiven verildiğini ancak ölenin bunu kullanmadığını belirttiği, dosya kapsamı incelendiğinde ölene koruyucu donanım teslim edildiğine dair bir belge sunulamadığı ve kaza sonrası düzenlenen morg eşya teslim tutanağında yalıtımlı eldiven vb. korucuyu donanım teslim edildiğine dair bir ibare bulunmadığı, ölenin iş yerinde 10/03/2014 tarihli iş sağlığı ve güvenliği konulu (çalışma mevzuatı ile ilgili bilgiler, çalışanların yasal hak ve sorumlulukları, iş yeri temizliği ve düzeni, iş kazası ve meslek hastalığından doğan hukuki sonuçlar, meslek hastalıklarının sebepleri, güvenlik ve sağlık işaretleri) 4 saatlik eğitime katıldığı, soruşturma aşamasında alınan 19/09/2014 tarihli bilirkişi raporu ile bu rapora ek olarak düzenlenen 24/11/2014 tarihli bilirkişi raporu ile yargılama aşamasında alınan 23/04/2015 tarihli bilirkişi raporları gereği sanığın ölen ile eş kusurlu olduğu; yargılama aşamasında alınan 06/07/2015 tarihli bilirkişi raporu ile 12/11/2015 tarihli bilirkişi raporu gereği sanığın asli kusurlu olduğunun tayin edildiği, alınan raporlarda ortak olarak sanığın elektrik tesisatının bağlı olduğu panoda kaçak akım rölesinin olup olmadığının kontrol edilmeden çalışma yapılmasına müsaade edilmesi, yeterli iş güvenliği bilinci kazandırılmaması, bu bilincin kazandırılması amacına dönük olarak yeterli düzeyde iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin verilmemesi, kontrol ve denetim görevinin yeterince yerine getirilmemesi sebepleriyle kusurlu olduğunun belirtildiği, ayrıca dosya kapsamına alınan 06/05/2015 tarihli SGK müfettişi tarafından düzenlenen inceleme raporuna göre “…panoda elektriğin güvenli şekilde kesilmesini, çalışanların elektrik akımına maruz kalmaması için gerekli tedirlerin alınmasını, çalışma öncesinde çalışılan bölümde elektrik olup olmadığının kontrol edilmesini elektrik yokluğunun teyit edilmesini müteakip çalışmasını sağlayıcı denetim ve gözetim mekanizmasının işverence kurulmaması, işçilerin yanlış çalışmalarını önleyici denetim gözetim sorumluluğunun işverence yerine getirilmemesi sonucunda, kazalının elektrik akımına kapılması sonucunda meydana geldigi,bu itibarla iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında kendisine verilen görevleri yerine getirme konusunda yeterli dikkat ve özeni göstermediği, kazanın meydana gelmesinde % 75 oranında kusurlu bulunduğunun” belirtildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, kusur durumuna ve gerekçesiz şekilde mahkumiyet hükmü kurulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine ancak;

Dosya kapsamına ve ölenin eşi …’ün beyanına göre ölenin elektrik meslek dalı ile ilgili diploması bulunmadığı, bu hususta mesleki bir eğitim de almadığı,

6331 Sayılı İş Sağlığı ve güvenliği Kanununun 17/3. maddesinde “mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz” hükmü yer aldığı,

Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin 5/2-a. maddesinde “işveren yapı işlerinde özellikle birinci fıkranın uygulanmasında ek-4’te belirtilen asgari şartları dikkate alarak uygun tedbirleri alırlar”, Ek-4-A/14. maddesinde “elektrikle ilgili bütün ekipman ve bağlantıların kurulması, sökülmesi, tamirat ve tadilat işleri sadece ilgili mevzuatın öngördüğü yetkili elektrikçiler tarafından yapılır” hükmü yer aldığı,

Elektrik ile İlgili Fen Adamlarının Yetki Görev ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmeliğin 3.maddesinde “elektrik ile ilgili fen adamları, gördükleri teknik veya mesleki öğrenim seviyelerine göre aşağıdaki gruplara ayrılırlar :

l. Grup ; En az 3 veya 4 yıl yüksek öğrenim görenler,

2. Grup ; En az 2 yıllık yüksek teknik öğrenim görenler ile ortaokuldan sonra en az 4 veya 5 yıl mesleki ve teknik öğrenim görenler,

3. Grup; En az lise dengi mesleki ve teknik öğrenim görenler, lise mezunu olup bir öğrenim yılı süreyle Bakanlıkların açmış olduğu kursları başarı ile tamamlamış olanlar ile 3308 Sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanununun öngördüğü eğitim sonucu ustalık belgesi alanlar” şeklinde eğitim seviyelerinin ve çalışabilecekleri işlerin düzenlendiği, bu kapsamda dosya içeriğine göre öleni, çok tehlikeli iş sınıfında yer alan elektrik işi ile ilgili diploma ve mesleki eğitim belgesi bulunmamasına rağmen elektrik teknisyeni olarak çalıştıran sanık hakkında koşulları oluşması sebebiyle Türk Ceza Kanunu‘nun 22/3. maddesi gereğince bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi;

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu‘un 321. maddesi gereğince sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 17.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Basından Haberler

Yargıtay, mesleki eğitim verilmeyen işçinin ölümüne ilişkin verilen cezayı az buldu https://www.trthaber.com/haber/gundem/yargitay-mesleki-egitim-verilmeyen-iscinin-olumune-iliskin-verilen-cezayi-az-buldu-865188.html

Yargıtay Kararı : ” Mesleki Eğitim Belgesi Olmadan Çalıştırılan İşçinin Ölümünden İşveren Sorumludur” https://maliyepostasi.com/yargitay-karari-mesleki-egitim-belgesi-olmadan-calistirilan-iscinin-olumunden-isveren-sorumludur#google_vignette

Yargıtay’dan emsal ‘iş kazası’ kararı https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/yargitaydan-emsal-is-kazasi-karari-1924197#google_vignette

Yargıtay, mesleki eğitim verilmeden çalıştırılan işçinin öldüğü olayda verilen cezayı az buldu Yargıtay 12. Ceza Dairesi, mesleki eğitimi olmayan kişinin çalıştığı depoda üzerine mermer devrilerek ölmesi nedeniyle depo sorumlusuna “taksirle öldürme” suçundan verilen adli para cezasını az bularak bozdu. https://www.aa.com.tr/tr/gundem/yargitay-mesleki-egitim-verilmeden-calistirilan-iscinin-oldugu-olayda-verilen-cezayi-az-buldu/3258392

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Hiperaktif Değil Gıda Boyalı Çocuklar

Anne ve babalar..!!

Çocuğunuz

  • Sinirli
  • Huzursuz
  • Dikkati eksik
  • Uyku problemi sorunu var ise o zaman çocuğunuzun sorununun yediği bazı gıdalardan olup olmadığını anlamak için evinizde kendi denemenizi yapın..

Avustralyanınn Melbourne şeehrinde Royal Children’s Hospital da yapılan bir araştırmada;

Şüpheli hiperaktivite değerlendirmesi için hastanelerine sevk edilen çocuklardan;

200 çocuğa sentetik gıda boyası içermeyen 6 haftalık diyet yaptırıldı.

150 çocuğun ebeveynleri diyetle davranışlarında iyileşme olduğunu ve sentetik boya içerdiği belirtilen yiyeceklerin eklenmesiyle bozulma olduğunu bildirdi.

Siz de çocuğunuzun hiperaktivite ve benzeri sorunlarının nedeninin boyalı gıdalardan mı kaynaklandığının öğrenmek istersiniz.

İşte size sadece 6 hafta uğraşarak zararsız, doğal ve basit bir şekilde uygulayacağınız yöntem. Bir deneyin boyalı gıdalardan uzak tutarak sonucu gözlemleyin.

Sonuçta çocuğunuzun sağlığında gelişme olacak, değmez mi bu çabaya?

Gıda boyalı ürünlerin içeriğindeki diğer maddelerin de özellikle de şekerin ne kadar zararı olduğunu tekrar yazmaya gerek yok.

Neden çocuğunuzu gıda boyalı ürünlerden uzak tutmalısınız?

Çünkü, tahıl gevrekleri, cipsler, hamur işleri, şekerlemeler, tatlılar, puding, hazır çorbalar bisküviler, ilaçlar, güzellik ürünleri ve kokularda vb gibi renkli bir çok paketli ürünlerde sentetik bir sarı boya var.

Adı Tartrazin.

Tartrazin veya Sarı 5

Gıdaların görsel bir şölen haline gelmesini sağlamak için ekleniyor.

Yukarıda Avustralyada yapılmış araştırmanın sonucunda, bazı çocuklarda tartrazin alımıyla sinirlilik, huzursuzluk ve uyku bozukluğu gibi davranış değişiklikleri ilişkili bulunmuş ve bu etkiler doz arttıkça da arttığı tespit edilmiş.

Çocuğunuzda bu sorunlar var ise ve siz de bu durumdan rahatsızsanız denemeye değer…

Tartrazinin, özellikle astım veya aspirin duyarlılığı olanlarda alerjik reaksiyonlara sebep olabileceği de biliniyor.

Kanser riskini artırabildiğinde dair de bilgiler var.

Tartrazin, kısa süre önce Kaliforniya’daki okullarda servis edilen gıdalarda yasaklanan altı boyadan biridir.

Tüm bu bilgilerden sonra çocuğunuzu sadece 6 hafta hafta gıda boyalı ürünlerden uzak tutmak size yetecek mi?

Ya siz anne ve babalar..!!

Hayatınızı, sağlığınızı renk cümbüşü uğruna riske atacak mısınız?

Belki biraz daha araştırmalısınız, okumalısınız..

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Sentetik gıda boyası ve davranış: çift kör, plasebo kontrollü, tekrarlanan ölçümler çalışmasında doz-tepki etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/7965420/

⭐️⭐️ Tartrazin kaynaklı astımın patogenezine ilişkin deneysel araştırmaTartrazin kaynaklı astımın patogenezine ilişkin deneysel araştırma https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/524353/

⭐️⭐️ Tartrazine karşı oluşan yan etkilerin klinik spektrumu https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/3894321/

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Kan Şekerini Düşürmek İçin Kudret Narı

Kudret Narı – Momordica Charantia

Bitkisinin meyvesi olan acı kavun, aynı zamanda acı bekçi, karela veya balsam armutu olarak da bilinir 

Tercih edilen kullanım şekli kudret narı yağı ya da katkısız toz kapsül şeklindedir.

Halk arasında zeytinyağı ya da bal ile karıştırılarak kullanılır.

Yüksek miktarlarda C, A, E, B1, B2 ve B3 vitaminlerinin yanı sıra B9 vitamini (folat) içerir.

Potasyum (K), kalsiyum (Ca), çinko (Zn), magnezyum (Mg), fosfor (P) ve demir (Fe) dahil olmak üzere birçok mineral açısından zengindir ve mükemmel bir diyet lifi kaynağıdır.

Tip 2 Diyabet ve Alzheimer hastalığı’nın tedavisi yanısıra genel sağlık – uzun ömürlülük etkili antidiyabetik, antikanser, anti-inflamasyon, antivirüs ve kolesterol düşürücü tıbbi özellikleriyle için mevcut en umut verici tıbbi bitkilerden biridir.

Kudret Narı – Momordica charantia

Meyve özü, tohumları, yaprakları veya tüm bitkisinin özlerinin diyabetik hayvan modellerinde hipoglisemik bir etkiye sahip olduğu gösterilmiştir.

M. charantia, metformin ile aynı hipoglisemik etkiye sahiptir.

İnsülin salgılanmasını teşvik eder, yağ veya kas dokuları tarafından glikoz alımını iyileştirir ve bağırsaklardan glikoz emilimini ve karaciğerden glikoz üretimini engeller

Metformin en popüler diyabet ilaçlarından biri olan metformin bunlardan biridir. Bu ilaç, insülin duyarlılığını iyileştirerek kan şekeri seviyelerini düşürür. 

Kudret Narı – Momordica charantia

İçindeki etken madde : Visin, Karantin Momordisin

Kudret Narı – Momordica charantia

p-insülin”, “bitki insülini” ya da “polipeptit-P” diye bilinen polipeptit yapılı bir bileşik ile insülin benzeri etki gösterir.

Kudret Narı – Momordica charantia

Farmokinetiği (vücuda emilimi, dağılımı, dönüşümü ve atılması) sığır insülinine benzer.

Etki 60 dakika sonra başlar ve 4 saat kadar sürer.

Yapılan bir araştırmada; Günlük 57 g meyve suyu verilen Tip-2 diyabetli grupta glikoz toleransını %73 düşürmüştür.


Başka bir araştırmada; 15 gram sulu glikoz verilen hastaların tokluk kan şekerleri %54 (HbA1c) seviyesi %11 oranında düşmüştür. (90 gün)

Kudret Narı – Momordica Charantia Kullanım Şekilleri

⭐️ 1/2 tatlı kaşığı kudret narını 1/2 tatlı kaşığı bal ile karıştırarak sabah aç karnına tüketerek vücut direncinizi arttırabilirsiniz.

⭐️ 1 adet turuncu renk olmuş (olgunlaşmış) kudret narının çekirdeklerini çıkarın (sakın atmayın), elinizle fındık – ceviz arası ebatta küçük parçalar haline getirin.

Bu parçaları küçük bir cam bir kavanoza (üstten 2 parmak boşluk kalacak şekilde) yerleştirin. Üstten bastırmayın – sıkıştırmayın.

Sonra cam kavanoza zeytinyağı koyun. (parçaların üzerini bir parmak geçecek kadar)

En son kavanozun kapağını hava almayacak şekilde sıkıca kapatın 60 gün karanlık serin (buzdolabı da olabilir) yerde yumuşaması ve kıvamlı bir hal alması için bekletin.

Günlük 2 tatlı kaşığını geçmeyecek şekilde direk tüketebilirsiniz. Salatalarınıza koyabilirsiniz.

    ⭐️ Bir diğer tüketim şekli de su, tuz, zencefil, zerdeçal tozu ve limon suyu ile birlikte kudret narını blenderden geçirerek içilebilir.

    ⭐️ Kudret narının zeytinyağında yumuşamış şeklini mantar, sedef, saçkıran, yanık, kaşıntı ve uyuz tedavisinde deri yüzeyine günlük üç kez (8 saat ara ile) sürmenin faydalı olduğu durumlar mevcuttur. (Hekiminizin onayını almalısınız)

    ⭐️ Kudret narının çekirdeğinin çevresinde kırmızı renkli bölüm taze iken emilerek tüketilebillir.

    Kudret Narı – Momordica Charantia Günlük Kan Şekeri Kontrolü İçin Kullanabileceğiniz Miktar

    • Sabah ve Akşam yemekle beraber veya yemekten hemen önce 1 tatlı kaşığı (5 ml) kullanabilirsiniz.

    Yada

    • Sabah ve Akşam yemek öncesi 500 mg kapsül (toz hali) kullanabilirsiniz.

    Kudret Narını Kimler Kullanmamalı

    1. Hamileler kullanmamalıdır. Rahmin (utrusun) kasılmasına yol açarak düşüğe sebep olabilir.
    2. Emziren anneler kullanmamalıdır. Anne sütüne geçerek bebekte istenmeyen etkilere yol açabilir.
    3. Kısırlık (infertilite) tedavisi gören kadın ve erkekler kullanmamalıdır.
    4. Çocuklar hipoglisemi riski sebebiyle tüketilmemelidir.

    Kudret Narını Kullanırken Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar

    1. İlaç kullanımı durumunda dikkatli kullanılmalıdır. (sitokrom P450 ve P-glikoprotein substrat ilaçları kullananlar için geçerlidir.)
    2. İnsülin ve diğer diyabet ilaçları ile birlikte dikkat kullanılmalıdır. Ciddi hipoglisemi gelişebilir.
    3. İlk kullanımında allerji gelişimi ihtimaline karşı çok az tüketilmelidir.


    ⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

    Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

    ⭐️⭐️ Acı Kavun ( Momordica charantia Linn.) Toplam Antosiyaninlerinin Antidiyabetik ve Radikal Temizleyici Ajanlar Olarak Etkisi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4986123/

    ⭐️⭐️ Acı kavun (Momordica charantia): etkinlik ve güvenlik incelemesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12625217/

    ⭐️⭐️ Diyabet Tedavisinde Pankreas Beta Hücrelerini Hedef Alan Bitki Kaynaklı Bileşikler https://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1155/2015/629863

    ⭐️⭐️ Momordica charantia L.’nin metanol ekstresinin sıçanlarda antiülser aktivitesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/19501279/

    ⭐️⭐️ Momordica charantia L. meyvelerinin sıçanlarda çeşitli ülser modelleri üzerindeki anti-ülserojenik etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/10904148/

    ⭐️⭐️ Momordica charantia L.’nin (Cucurbitaceae) sıçanlarda indometazin kaynaklı ülser modeli üzerindeki etkileri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16252198/

    ⭐️⭐️ Momordica charantia yaprağı özütü sıçan prostat kanserinin in vitro ve in vivo ilerlemesini baskılar https://onlinelibrary.wiley.com/doi/full/10.1111/j.1349-7006.2010.01669.x

    ⭐️⭐️ Momordica charantia L.’nin fare model sisteminde benzo(a)piren kaynaklı ön mide tümör oluşumuna karşı kanser önleyici potansiyeli https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15233304/

    ⭐️⭐️ Acı Kavunun ( Momordica charantia ) Fisher 344 Erkek Sıçanların Kolonunda Prekanseröz Lezyonlara Karşı Kemopreventif Potansiyeli https://scialert.net/abstract/?doi=ijcr.2011.36.46

    ⭐️⭐️ Joseph B., Jini D. Momordica charantia’nın (acı kavun) antidiyabetik etkileri ve tıbbi gücü. Asya Pasifik J. Trop. Dis. 2013;3:93–102. doi: 10.1016/S2222-1808(13)60052-3. https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S2222180813600523

    Dr Mustafa KEBAT

    Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

    Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
    Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
    .

    Daha Fazla

    Kolesterol Hapı Hesap Hatası

    Yavaş yavaş uyanıyor gibi dünya

    Amerikan Kalp Derneği (AHA), kalp krizi veya felç riskini değerlendirmek için kullandığı cetveli 10 yılda bir güncelliyor. Önceki güncelleme Havuzlanmış Kohort Denklemleri (PCE) kullanılarak yapılan risk tahminleri 2013 yılında yayınlanmıştı.

    Bu amaçla 40 ila 75 yaşlarında olan 3.785 yetişkinin 10 yıllık aterosklerotik (arter daraltıcı) kardiyovasküler hastalık riski verilerini analiz edildi. Ve 2023’ kasım ayında Kardiyovasküler Hastalık Olayları Riskini Tahmin Etme (PREVENT) denklemleri kullanılarak hesaplandı, sonuçları önemli bir tıp dergisi olan JAMA Internal Medicine’ da yayınlandı.

    Bakın şimdi duruma;

    2013 yılı sonundan itibaren 10 yıldır uygulanan hesaplama metoduna göre;

    Amerika’ lıların yüzde 8’ i yani 45.4 milyon kişi kalp krizi ve felç riski sebebiyle kolesterol düşürücü ilaç (statin) kullanması gerekiyordu.

    2023 sonunda yapılan yeni hesaplama metoduna göre;

    Amerika’ lıların yüzde 4.3’ ünün yani 28.3 milyon kişi kalp krizi ve felç riski sebebiyle kolesterol düşürücü ilaç (statin) kullanması gerektiğini açıkladılar.

    Haydaaa yanlış hesap Bağdattan döner de…

    17.1 milyon kişi için gereksiz ilaç kullanım tavsiyesi nedeni ile zarar görenler ne olacak?

    Hadi Amerikalılardan bize ne diyelim de… Amerikada ne tavsiye çıkarsa hiç sorgulamadan uygulanan ilaçlardan madur olanlar ne olacak?

    Devam edelim eski ile yeniyi karşılaştırmaya…

    Yaşları 70-75 arası olanların eski metoda yüzde 22.8’ inin ilaç kullanması gerekirken,

    Yeni metot ile ilaç kullanması gerekenlerin oranı 10.2’ ye iniyor.

    Amerikalılar, siyahiler için araştırmalarını genellikle ayrı gruplar. Kolesterol düşürücü ilaç (statin) kullanması gerek yetişkin siyahilerin eski oranları 10.9 iken yeni hesapta 5.1 olmuş.

    Ülkemiz genel tababetinde özellikle kalp krizi veya felç riskini değerlendirmede şablonlar, risk hesaplamalar ve benzerleri ile pek kullanılmaz. Şahsen doğru bulduğum bir tercih – davranış.

    Hastalık yoktur hasta vardır ve her hasta ayrı bir muammadır” öğretisi ile yetişmiş bir hekim olarak her kişiyi kendi özelinde tedavi etme gayreti halen keyif veriyor.

    Lakin kolesterolü her yüksek kişiye hatta değerleri normal olsa da ailesinde kolesterol yüksekliği olduğu için ömür boyu statin mahkümiyeti veriliyor.

    Kolesterol sınır değerlerinin de hemen her sene aşağı doğru yeniden belirlenmesi ömür boyu statine mahküm olanların sayısını da giderek arttırıyor.

    Maalesef çalışanlar arasında oldukça genç yaşlardakilere bile kolesterol değeri biraz yukarıda olduğu için 3 – 6 ay statin reçetelenip sonra tekrar ölçüm yapılması tavsiye ediliyor.

    Hesap hatası ile gereksiz statin kullanan milyonlarca insan..!!

    Kalp damar hastalıklarının sebepleri sigara-alkol kullanımı, doğal yerine. yapay beslenme, hareketsizlik – spordan uzak yaşamak, uyku düzensizliği – eksikliği, stres gibi hayat tarzındaki yanlışlar olduğu halde statin eksikliğinden kaynaklı gibi halka empoze edilmesi..!!

    İşte bunları görmek ise hiç keyif vermiyor…

    ⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

    Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

    ⭐️⭐️ Kardiyovasküler Hastalık Olaylarının Riskini Tahmin Etme Denklemlerini Kullanarak Aterosklerotik Kardiyovasküler Hastalık Risk Tahminleri https://jamanetwork.com/journals/jamainternalmedicine/article-abstract/2819821

    ⭐️⭐️ Aterosklerotik kardiyovasküler hastalık risk değerlendirmesi: Amerikan Önleyici Kardiyoloji Derneği klinik uygulama bildirisi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8943256/

    ⭐️⭐️ 2050’ye Kadar Amerika Birleşik Devletleri’nde Kardiyovasküler Hastalık ve İnme Yükünün Tahmini—Risk Faktörleri ve Hastalıkların Yaygınlığı: Amerikan Kalp Derneği’nden Başkanlık Tavsiyesi https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/CIR.0000000000001256

    ⭐️⭐️ Yetişkinlerde Kardiyovasküler Hastalığın Birincil Önlenmesinde Statin Kullanımı: ABD Önleyici Hizmetler Görev Gücü için Sistematik Bir İnceleme https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK583664/

    ⭐️⭐️ Yaşam Boyu Kardiyovasküler Hastalık Riskleri https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa1012848

    Dr Mustafa KEBAT

    Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

    Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
    Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
    .

    Daha Fazla