Bir Adımın Hikayesi – Küçük Gençlere

👣 👣 👣

Bebeklikten çocukluğa geçişimizin belirtisi sanki yürümek. O kadar doğal ki sadece yürüyoruz..

Nasıl yürüdüğünüzü hiç düşündünüz mü?

Düz bir yolda yürümek, dışarıdan bakıldığında basit bir hareket gibi görünür. Ama aslında bu, insan bedeninin en karmaşık ve harika işbirliklerinden biridir.

Gelin Deniz ile Defne‘nun hikayesinde birlikte okuyalım nasıl yürüdüğümüzü…

🚶‍♂️ 🚶‍♂️ 🚶‍♂️

Güneşli bir gün, Deniz, en yakın arkadaşı Defne ile parka gitmişti. Her ikisi de meraklı çocuklardı. Salıncakta sallanırlarken Deniz‘nin aklına bir soru geldi.

Defne,” dedi Deniz birden. “Biz nasıl yürüyoruz ya? Yani, ayağımızı nasıl kaldırıyoruz? Kim söylüyor ‘yürü’ diye?

Defne durdu, düşündü.

“Hmm… sanırım beyin söylüyordur. Ama nasıl olduğunu bilmiyorum. Yarın okulda Hatice öğretmenimize soralım bence. Her şeyi biliyor. Muhakkak nasıl yürüdüğümüzü de bilir.”

O sırada Pooooofffff…. Sanki sihir gibi bir şey oldu, yanlarında garip biri belirdi. Üzerinde pırıl pırıl parlayan beyaz bir ceket vardı, gözlükleri alnına kaymıştı. Elinde de küçük bir tablet vardı. Bir bilim insanı gibi görünüyordu.

“Merhaba çocuklar!” dedi neşeyle. “Ben Prof. Nöron! Anladığım kadarıyla nasıl yürüdüğümüz merak ediyorsunuz..!! Sizi ‘Bir Adımın Hikayesi‘ adlı maceraya davet ediyorum!” ”Sinir sisteminde gezinmeye ne dersiniz?”

Deniz ve Defne şaşkın şaşkın bakıştılar. Defne fısıldadı:

Bu biraz garip ama çok da heyecanlı…”

🚀 🚀 🚀

İlk Durak – Beyin Karar Veriyor

Sihir başlıyoooor…

Prof. Nöron parmağını şıklattı, çocuklar birden bire dev bir beynin içindeydi. Etrafta küçük ışık kıvılcımları uçuşuyordu.

Şimdi burası, prefrontal korteks,” dedi Prof. Nöron. “Yani beynin karar veren kısmı. Deniz, diyelim ki yürümek istedin…”

O anda bir kıvılcım çaktı.

“Bakın! İşte o istek burada doğdu: ‘Yürümek istiyorum!’”

“Vay canına!” dedi Defne. “Düşünce burada başlıyor demek!”

📡 📡 📡

İkinci Durak – Hareket Emri Gönderiliyor

Sonra bir kaydıraktan aşağıya indiler ve başka bir bölgeye geldiler.

“Burası motor korteks,” dedi Prof. Nöron. “Burası, yürümek için hangi kasın ne zaman çalışacağını planlayan merkez.”

Bir pano açıldı: ‘Sağ bacak ileri! Sol bacak arkaya! Topuk yere, parmaklar yukarı!’

“Bir orkestra şefi gibi!” dedi Deniz.

“Harika benzetme!” dedi Prof. Nöron. “Şimdi emir yola çıkıyor!”

🛣️ 🛣️ 🛣️

Üçüncü Durak – Sinyal Otobanı – Kortikospinal Yol

Çocuklar bir anda dev bir sinir yolu boyunca yolculuğa başladı. Işık gibi hızlı ilerliyorlardı.

Prof. Nöron: “Bu yolun adı kortikospinal yol. Beyinden çıkıp omuriliğe gidiyoruz. Bu sinyaller saniyede yüzlerce kilometre hızla ilerler!”

“Bizden bile hızlı!” dedi Defne heyecanla.

Yolda bir tabela belirdi: ‘’Medulla Oblongata – Burada Yollar Değişir!’’

“Burada sinyaller çapraz yapar. Beynin sol tarafı sağ tarafı, sağ tarafı sol tarafı kontrol eder!” dedi Prof. Nöron.

“Bu beynin bizi çapraz kontrol ettiği yer!” dedi Deniz.

🧠 🧠 🧠

Dördüncü Durak – Omurilikten Kaslara

Omurilikte küçük istasyonlar vardı. Alt motor nöronlar sinyali bekliyordu.

“Şimdi alt motor nöronlar devrede,” dedi Prof. Nöron. “Bunlar sinyali kaslara götürecek!”

Deniz bir sinirin içinden yürüyormuş gibi hissetti. Tünelin sonunda bir kapı vardı: “Kas Hücresi Girişi – Nöromüsküler Kavşak”

⚡️ ⚡️ ⚡️

Beşinci Durak – Kaslar Uyanıyor

Kapı açıldı ve içeriye bir madde fışkırdı: “Asetilkolin!”

“Bu nedir?” diye sordu Defne.

“Bu bir kimyasal haberci,” dedi Prof. Nöron. “Kaslara ‘hadi kasıl!’ diyor. Ve… işte!”

O anda dev kas lifleri gerildi. Bir bacak havaya kalktı.

“Kaslar harekete geçti! Bir adım atıldı!” diye bağırdı Prof. Nöron.

“Kalça kasları bacağı itti, uyluk kasları dizi düzleştirdi, baldır kasları ayağı yere bastı!”

“Vay be!” dedi Deniz. “Hepsi sırayla çalışıyor. Sanki dans ediyorlar!”

⚖️ ⚖️ ⚖️

Altıncı Durak – Denge Sistemi

O anda ortam titredi. Defne, bir an sendeledi ama hemen dengeyi buldu.

“İşte şimdi beynin denge merkezindeyiz: Beyincik!” dedi Prof. Nöron.

Etrafta gözlerden, kulaktan ve ayak altından gelen bilgiler dönüyordu.

“Gözler yönü görüyor, iç kulak dengeyi algılıyor, ayak altı zemini hissediyor. Beyincik tüm bu bilgileri birleştirip sizi dengede tutuyor.”

“Yani yere takılmadan yürümemizi bu bilgiler sağlıyor!” dedi Defne.

📩 📩 📩

Yedici Durak – Geri Bildirim

Bir sonraki durakta bir sinyal yukarıya doğru çıkıyordu.

“Bu da geri bildirim hattı!” dedi Prof. Nöron. “Kaslardan, eklemlerden, deriden gelen bilgiler tekrar beyne gider. ‘Evet! Adımı attım’ mesajı taşınır.”

“Yani vücut beyne ‘iş bitti’ diyor!” dedi Deniz. “Sonra beyin sıradaki adımı planlıyor.”

⏱️ ⏱️ ⏱️

Son Durak – Hızlı ve Koordine

Hepsi tekrar parka döndü. Deniz bir adım attı.

“Hissettim!” dedi. “Şimdi beynim yürümeyi planladı, sinyali gönderdi, kaslar çalıştı ve denge sağlandı!”

“Ve bu hepsi milisaniyeler içinde oldu!” dedi Defne.

“İşte bu yüzden yürümek küçük bir mucizedir,” dedi Prof. Nöron. “Siz farkında olmadan, vücudunuzda yüzlerce sistem aynı anda çalışıyor.”

“Teşekkürler Profesör Nöron!” dediler çocuklar. “Bu bir harikaydı!

Prof. Nöron gülümsedi ve kaybolmadan önce şöyle dedi:

“Unutmayın çocuklar, her adımınızda vücudunuz bir orkestradır. Ve siz o melodinin kahramanısınız!”

✨ ✨ ✨

Hikaye Sonu – Hatırlayın bakalım ne öğrendik?

  • Beyin “Yürümek istiyorum” der.
  • Motor korteks kasları organize eder.
  • Sinyaller omurilikten geçer.
  • Kaslar sırayla çalışır.
  • Göz, kulak, kas ve deri yürüyüşü kontrol eder.
  • Beyin her adımı takip eder.

Yani yürümek sadece bir hareket değil, minik bir bilim gösterisidir!

👣 👣 👣

Sevgili Küçük Gençler,

Okuduğunuz hikayede nasıl adım attığınızı öğrendiniz.

Adım atmanın – yürümenin nasıl olduğunu bir de biz Hekimlerin (Doktor) tıbbi kelimeleri ile bilimsel dilde okumanızı isterim.

👣 👣 👣

Bir Adımın Nörofizyolojik ve Kas-İskelet Dinamiği

Sinir İletisi ve Kas Aktivasyonu ile Motor Kontrolün Fizyolojisi

1. Yüksek Merkezlerde Hareketin Planlanması

Yürüyüş gibi istemli bir motor davranışın başlatılmasında, bilişsel düzeyde ilk aktivasyon prefrontal kortekste (Brodmann alanları 9–10) oluşur. Bu bölgede hedef belirleme ve motor niyet oluşturulduktan sonra, sinyal premotor korteks (BA 6) ve suplementer motor alan (SMA) ile entegre olarak hareket planlamasını yapar. Özellikle SMA (Supplementary Motor Area – Ek Motor Alanı) istemli hareketlerin ardışık planlamasında kritik rol oynar.

Planlanan hareketin primer motor kortekse (M1, Brodmann alanı 4) iletilmesiyle birlikte, kortikospinal traktus üzerinden motor eferent sinyaller oluşturulur.

2. Motor Komutun Serebral Korteksten Kaslara İletimi

2.1. Üst Motor Nöron İletisi

M1’deki pyramidal hücrelerin aksonları kortikospinal traktusu oluşturur.

Bu traktus:

  • Korona radiatainternal kapsül (posterior limb)serebral pedinkülpons üzerinden geçer,
  • Medulla oblongata’da %85 oranında pyramidal dekussasyon ile çapraz yapar,
  • Kontrlateral lateral kortikospinal traktus içinde omuriliğe iner.

Bu yol boyunca glutatamat salınımı ile sinapslar oluşturularak, sinyal spinal düzeydeki alt motor nöronlara iletilir.

3. Alt Motor Nöron ve Nöromüsküler İletişim

3.1. Alt Motor Nöronlar

Omurilikte ilgili segmentlerde (özellikle L2–S2 arasında, yürüme sırasında alt ekstremite kontrolü için), ventral boynuzda bulunan α-motor nöronlar, kaslara doğrudan sinyal taşıyan efferent nöronlardır.

Motor nöronun aksonu periferik sinir ağıyla ilgili kasta ulaşarak nöromüsküler kavşakta sonlanır.

3.2. Nöromüsküler Kavşakta İletim
  • Presinaptik terminalde aksiyon potansiyeli voltaj bağımlı Ca²⁺ kanallarını açar.
  • Kalsiyum iyonlarının girişiyle asetilkolin (ACh) veziküllerinden sinaptik aralığa salınır.
  • ACh, postsinaptik kas hücresi membranında bulunan nikotinik ACh reseptörlerine bağlanır.
  • Bu etkileşim, sodyum iyonlarının hücre içine girmesini ve kas hücresinde depolarizasyonu başlatır.
  • Bu aksiyon potansiyeli, sarkolemma boyunca yayılır ve T-tübüller aracılığıyla sarkoplazmik retikuluma (SR) ulaşır.
  • SR’den Ca²⁺ salınımı tetiklenir (ryanodin reseptörleri aracılığıyla).

4. Kas Kasılması (Excitation-Contraction Coupling)

  • Sitoplazmaya yayılan Ca²⁺ iyonları troponin C‘ye bağlanır.
  • Tropomiyozin, aktin filamentlerinin üzerindeki miyozin bağlanma bölgelerinden uzaklaşır.
  • Miyozin başlıkları, ATP hidroliziyle “kanca” gibi aktin filamentlerine bağlanır.
  • Güç vuruşu (power stroke) gerçekleşir → kas kısalır.
  • Yeni ATP bağlanmasıyla miyozin başlıkları aktinden ayrılır → süreç devam eder.

Bu mekanizma, bir adımın tamamlanması için birçok kasta ardışık ve koordineli şekilde yinelenir.

5. Adım Atılırken Kasların Fonksiyonel Rolü

5.1. Stance Fazı (Ayağın yerde olduğu evre)
  • Gluteus maximus: Kalçanın ekstansiyonu
  • Quadriceps femoris: Diz ekstansiyonu ve vücudun stabilizasyonu
  • Soleus ve gastrocnemius: Ayak bileği plantarfleksiyonu, zemini itme

5.2. Swing Fazı (Ayağın havada olduğu evre)
  • Iliopsoas ve rectus femoris: Kalça fleksiyonu
  • Hamstring kasları: Diz fleksiyonu
  • Tibialis anterior: Ayak bileği dorsifleksiyonu (ayağın takılmasını önler)

Kas kontraksiyonlarının tipi:

  • İzotonik kasılma (kontraksiyon sırasında kas boyu değişir)
  • İzometrik kasılma (kas boyu değişmez, ancak gerilim artar – denge sırasında)

6. Propriyosepsiyon ve Geri Bildirim Mekanizması

Yürüyüş sırasında merkezi sinir sistemi, hareketin doğruluğunu ve kasların pozisyonunu sürekli olarak izler.

Bu bilgileri aşağıdaki yapılar sağlar:

6.1. Kas İğcikleri (Muscle Spindles)
  • Kasın uzunluğundaki değişimi algılar.
  • Ia afferent lifleri aracılığıyla sinyali dorsal kökten omuriliğe iletir.

6.2. Golgi Tendon Organları
  • Kas gerilimini ölçer.
  • Ib afferent lifleri ile inhibitör sinyaller taşır, aşırı yüklenmeye karşı koruma sağlar.

6.3. Cutaneous Reseptörler
  • Ayak tabanındaki basınç ve dokunma algısı ile zemine temasın geri bildirimi sağlanır.

6.4. Vestibüler Sistem
  • İç kulaktaki semisirküler kanallar ve otolit organları, denge ve baş pozisyonunu algılar.

7. Geri Bildirimin Yüksek Merkezlere İletimi

Tüm bu duyusal veriler afferent yollarla (spinotalamik, posterior column-medial lemniscus yolu vb.) spinal korddan yükselerek:

  • Serebellum (hareketin koordinasyonu ve hatasız yürüyüş)
  • Somatosensoriyel korteks (vücudun mekânsal pozisyonunun algılanması)
  • Bazal ganglionlar (hareketin başlatılması ve kontrolü)
  • Vestibüler çekirdekler (denge ve postüral refleksler)

gibi yapılarla entegre edilir.

Bu merkezlerde işlenen bilgiler tekrar motor sisteme gönderilerek düzeltici motor yanıtlar oluşur.

8. Sinaptik Plastikiyet ve Motor Öğrenme

Sık kullanılan motor yollar zamanla long-term potentiation (LTP) gibi mekanizmalarla daha verimli hâle gelir.

Özellikle yürüyüş gibi tekrar eden görevlerde:

  • Serebellar sinapslar
  • Kortikospinal bağlantılar
  • Bazal gangliyon devreleri

plastik değişikliklere uğrayarak yürüyüşün akıcı ve otomatikleşmiş hâle gelmesini sağlar.

🧠 🧠 🧠

9. Sempatik Sinir Sisteminin Yürüyüş Üzerine Etkileri

Yürüyüş gibi fiziksel bir aktivite, sadece somatik motor sistemin değil, aynı zamanda otonom sinir sisteminin (ANS) de aktivasyonunu gerektirir. Bu bağlamda, sempatik sinir sistemi özellikle dinamik efor, hızlanma, çevresel adaptasyon ve stres faktörlerine yanıt olarak yürüyüş sürecinde aktif hâle gelir.

9.1. Kardiyovasküler Ayarlamalar
  • Sempatik aktivasyon, β₁-adrenerjik reseptörler üzerinden kalp atım hızını (pozitif kronotropi) ve kasılma gücünü (pozitif inotropi) artırır.
  • Periferik vasküler yatakta α₁-adrenerjik reseptörler yoluyla vazokonstriksiyon sağlanır.
  • Buna karşılık, çalışan iskelet kaslarında lokal metabolik vazodilatasyon (örneğin adenozin, laktat, NO etkisiyle) egemen olur, böylece kaslara selektif kan akışı artırılır.

9.2. Solunum Yanıtları
  • Bronkodilatasyon (β₂-reseptör aktivasyonu) ile hava yolları genişletilir.
  • Solunum hızı ve derinliği artar → artmış oksijen talebine cevap olarak alveoler gaz değişimi optimize edilir.

9.3. Metabolik Etkiler
  • Lipoliz (yağ yıkımı) ve glikojenoliz (karaciğer ve kaslarda glikojen yıkımı) uyarılır.
  • Bu yolla, çalışan kasların enerji ihtiyacı karşılanır.

9.4. Termoregülasyon
  • Ter bezleri (ekrin) sempatik kolinerjik sinirlerle uyarılır → terleme artar.
  • Deri damarlarında vazodilatasyon (özellikle ısıyı uzaklaştırmak için) ve vazokonstriksiyon (soğukta ısı koruması) sempatik sistem tarafından düzenlenir.

9.5. Kas tonusu ve refleks kontrolü
  • Kas tonusunun artışı ve postüral reflekslerin modülasyonu sempatik sistemin spinal interneuronlar üzerindeki etkileriyle dolaylı olarak desteklenir.

⚡ ⚡ ⚡

10. Sinaptik İletim: İyon Kanalları ve Reseptör Alt Tipleri

Sinaptik iletim, bir nöronun diğerine ya da kas hücresine bilgi aktarımını sağlayan temel nörofizyolojik süreçtir. Bu süreç iyon kanal açılımı, nörotransmitter salınımı, reseptör aktivasyonu gibi alt mekanizmaları içerir.

10.1. Presinaptik Aksiyon Potansiyeli ve İyon Kanalları
  • Aksiyon potansiyeli sinir terminaline ulaştığında voltaj bağımlı kalsiyum kanalları (Cav2.1 / P/Q tipi) aktive olur.
  • Bu kanallar, Ca²⁺ iyonlarının hücre içine girmesine izin verir.
  • Artan intraselüler Ca²⁺ → SNARE proteinleri aracılığıyla nörotransmitter veziküllerinin presinaptik membrana kaynaşmasını ve ekzositozla boşaltılmasını tetikler.

10.2. Sinaptik Nörotransmitterler ve Reseptör Alt Tipleri

Aşağıda yürüyüşle ilişkili sinirsel süreçlerde yer alan başlıca nörotransmitterler ve reseptör alt tipleri açıklanmıştır:

🔹 Asetilkolin (ACh)

  • Nikotinik reseptörler (ionotropik) → Nöromüsküler kavşakta kas kasılmasını başlatır.
    • Özellikle α1β1δε (adült kas tipi) alt birim kombinasyonundan oluşur.
  • Mekanizma: Na⁺ içeri, K⁺ dışarı hareketi → depolarizasyon.

🔹 Glutamat

  • Merkezi sinir sisteminde eksitatör sinyalleşmenin başlıca aracıdır.
  • Ionotropik reseptörler:
    • AMPA reseptörleri (Na⁺, K⁺ geçirgen)
    • NMDA reseptörleri (Na⁺, K⁺, Ca²⁺ geçirgen; Mg²⁺ ile voltaj bağımlı blok)
  • Metabotropik glutamat reseptörleri (mGluR) → G-protein bağlıdır, yavaş yanıt oluşturur.

🔹 GABA (γ-Aminobutirik Asit)

  • İnhibitör nörotransmitter: Spinal reflekslerin düzenlenmesinde önemlidir.
  • GABA-A reseptörleri (ionotropik): Cl⁻ girişine izin verir → hiperpolarizasyon.
  • GABA-B reseptörleri (metabotropik): K⁺ kanallarını açar, Ca²⁺ kanallarını inhibe eder.

🔹 Glikin

  • Özellikle omurilikte inhibitör sinyal taşıyıcısıdır.
  • Cl⁻ girişine neden olur → postsinaptik nöronu inhibe eder.
  • Renshaw hücreleri üzerinden negatif geri bildirim sağlar.

10.3. Sinaptik Plastikiyet: Uzun Süreli Potansiyasyon (LTP)
  • Sık tekrar eden sinaptik aktivite ile NMDA reseptörlerinden Ca²⁺ girişi artar.
  • Bu, CaMKII, PKC, CREB gibi hücre içi yolları aktive eder.
  • Yeni AMPA reseptörlerinin membrana taşınması ve gen ekspresyonu ile sinaptik güçlenme oluşur.
  • Özellikle hipokampus, motor korteks ve serebellum gibi öğrenmeyle ilişkili bölgelerde bu mekanizma önemlidir.

🧩 🧩 🧩

Yürüyüşte Tüm Sistemlerin Eşzamanlı Etkinliği

SistemRolü
Somatik Sinir SistemiKaslara istemli motor komut iletimi
Sempatik Sinir SistemiOksijenlenme, dolaşım, enerji üretimi, denge kontrolü
Sinaptik MekanizmalarHızlı ve düzenli nöron-kas, nöron-nöron iletişimi
İyon KanallarıAksiyon potansiyeli oluşumu ve sinaptik iletim
Reseptör Alt TipleriSpesifik uyarılma ve inhibisyon kontrolü
Kas İskelet SistemiMekanik hareketin üretimi ve sürdürülmesi

🔬 🔬 🔬

Sonuç

İnsanın düz bir zeminde bir adım atabilmesi için:

  • Yüksek merkezlerde istemli motor planlama yapılır,
  • Kortikospinal yollarla sinyal kaslara iletilir,
  • Kas kontraksiyonları fizyolojik ve biyokimyasal olarak gerçekleşir,
  • Duyusal geri bildirimle motor aktivite sürekli denetlenir ve ayarlanır.

Bu süreçte nöronal iletim, nöromüsküler iletim, kas kasılması, proprioseptif bilgi akışı ve postüral kontrol sistemleri bir bütün hâlinde çalışır. Tüm bu işlemler milisaniyeler içinde gerçekleşir ve yürüyüş davranışı ortaya çıkar.

Bu detaylarla birlikte, bir adım atmak gibi basit görünen bir eylemin aslında nasıl kompleks, çok sistemli ve hassas bir nörofizyolojik süreç olduğunu bilimsel derinlikle görmüş olduk…

Dr. Mustafa KEBAT

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan çocuklarımızı bilgilendirmek, okumaya, çalışmaya, doğal hayata heveslendirmek ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Visseral Yağ Fazlalığınız Var mı?

Visseral yağ, (İç Yağ) karın boşluğu içinde yer alan karaciğer, pankreas ve bağırsaklar gibi hayati iç organların çevresinde biriken yağ dokusudur.

Bu yağ türü, deri altı (subkutan) yağlardan farklıdır, gizlidir, bu da onu daha da tehlikeli hale getirir. Çünkü metabolik olarak daha aktif olup normal organ fonksiyonlarını engellediği, Hormonal dengesizliğe, inflamasyona neden olur, kalp hastalığı, tip 2 diyabet, hipertansiyon, insülin direnci, yağlı karaciğer hastalığı, inme, uyku apnesi, bilişsel gerileme ve bazı kanser türleri (Meme ve kolon kanserleri vb) gibi birçok kronik hastalıkla da ilişkili olduğu için tehlikelidir.

Visseral yağın aşırı birikimi, sadece estetik bir sorun değil, aynı zamanda ciddi bir sağlık riski olarak da değerlendirilmelidir.

Visseral Yağ Artış Sebepleri

Visseral yağ, başta yaşam tarzı faktörlerine olmak üzere daha az da genetik faktörlere bağlı olarak birikir.

Genetik Yatkınlık

Visseral yağ oluşumunda genetik faktörler önemli rol oynar. Bu durumu en raha bir şekilde aile öyküsü ile anlayabilirsiniz. Aile bireylerinde abdominal obezite bulunan bireylerde, visseral yağlanmaya daha sık rastlanır.

Genetik yatkınlık, vücudun yağ depolama biçimini, enerji metabolizmasını, iştah düzenlemesini ve insülin hassasiyetini etkileyerek kişinin karın içi yağ birikimine (visseral yağ) eğilimli hale gelmesine neden olabilir.

Örneğin,

Fazla alınan kalorilerin yağ olarak depolanması bazı kişilerde daha çok visseral bölgede olurken, bazı kişilerde de deri altı (subkutan) bölgede olmaktadır.

Bazı kişilerde kas kütlesi genetik olarak düşük olup bazal metabolizma hızı da düşük olması durumunda alınan fazla kaloriler visseral yağ artışına neden olabilir.

Dengesiz ve Yüksek Kalorili Beslenme

Günümüzde, visseral yağlanmanın en önemli nedeni beslenme alışkanlıklarıdır. Özellikle endüstriyel – işlenmiş gıdalar içerikleri sebebi ile visseral yağlanmanın ana sebeplerindendir.

Yüksek şeker tüketimi (özellikle fruktoz) – Fruktozun fazla tüketimi, lipogenez (yağ üretimi) yoluyla karaciğerde trigliserid sentezini artırarak visseral yağ depolanmasını tetikler.

Basit karbonhidrat ağırlıklı diyet – Rafine karbonhidratlar (Beyaz ekmek, pirinç, makarna ve şekerli yiyecekler) kan şekerinde ani yükselmelere neden olur. Bu da insülin salımını artırır ve insülinin lipogenez (yağ üretimi) etkisiyle karaciğerde trigliserid sentezini artırarak visseral yağ depolanmasını tetikler.

Yüksek yağlı ve işlenmiş gıdalar – Trans yağlar ve doymuş yağ asitleri içeren işlenmiş gıdalar (fast food, cips, paketli gıdalar) inflamasyonu artırarak visseral yağ birikimini kolaylaştırır.

Protein eksikliği – Protein, tokluk hissi sağlar ve metabolizmayı hızlandırır. Düşük proteinli diyetler, enerji dengesini bozarak visseral yağ birikimine neden olabilir.

Hareketsiz Yaşam Tarzı (Sedanter Davranışlar)

Günümüzde moder yaşam adı altında teknolojinin ve araçlarınn daha yoğun ve genel kullanımı ile insanların hareketliliği oldukça azalmıştır. Hareket eksikliği – azlığı (sedanter yaşam) visseral yağlanma için önemli bir risk faktörüdür.

Egzersiz eksikliği, alınan kalorilerin enerjiye dönüştürülemeden depolanmasına yol açar. Aynı şekilde hareket azlığı kas kütlesinde de azalmaya yol açarak bazal metabolizmanın düşmesine ve bu durum da enerji dengesizliğine yol açar.

Düzenli egzersiz, özellikle aerobik (yürüyüş, koşu, yüzme) ve direnç egzersizleri, visseral yağ dokusunu azaltmak için etkilidir. Sedanter yaşam tarzına sahip bireylerde ise visseral yağ oranı önemli ölçüde yüksektir.

Stres ve Kortizol Salınımı

Kronik stres, hipotalamus-hipofiz-adrenal (HHA) aksını aktive ederek kortizol hormonunun artmasına neden olur.

Kortizol, vücudu “savaş ya da kaç” durumuna hazırlar; ancak sürekli yüksek kortizol seviyeleri yağ metabolizmasını bozarak özellikle karın bölgesinde yağ depolanmasını tetikler.

Kortizol, lipoprotein lipaz enziminin aktivitesini artırarak visseral bölgede yağ depolamasını teşvik eder. Ayrıca, insülin direncini artırarak glikozun yağ asidi sentezine yönelmesini sağlar. Bu nedenle stresle başa çıkamayan bireylerde visseral yağlanma daha yaygındır.

Hormon Düzensizlikleri

Hormonal değişiklikler, visseral yağ birikimini büyük ölçüde etkileyebilir:

Menopoz: Östrojen seviyeleri menopoz sonrası azaldığında, kadınlarda yağ dağılımı subkutan bölgeden visseral bölgeye kayar.

Andropoz: Erkeklerde yaşla birlikte testosteron seviyeleri azalır, bu da kas kaybına ve visseral yağ artışına neden olur.

İnsülin direnci: Hücrelerin insüline yanıtı azaldığında, glikozun enerjiye dönüştürülmesi zorlaşır ve bu fazla enerji yağ olarak özellikle karın çevresinde depolanır.

Leptin ve ghrelin dengesizliği: Leptin, tokluk hissi sağlarken ghrelin açlık sinyali verir. Obez bireylerde leptin direnci gelişebilir; bu durumda beyin tokluk sinyalini algılamaz ve yeme eğilimi artar.

Yaşlanma

Yaş ilerledikçe metabolizma yavaşlar, kas kütlesi azalır ve hormon dengeleri bozulur. Bu durum visseral yağ artışını kolaylaştırır. Ayrıca yaşla birlikte fiziksel aktivitenin azalması, visseral yağlanmanın daha belirgin hale gelmesine neden olur.

Uyku Bozuklukları

Yetersiz ve kalitesiz uyku, iştah hormonlarını etkileyerek ghrelin artışına ve leptin azalmasına neden olur. Bu durum daha fazla yeme eğilimine ve dolayısıyla visseral yağlanmaya yol açar.

Ayrıca, uyku apnesi, gece boyunca vücudun oksijenlenmesini bozar ve stres hormonlarını artırarak visseral yağ depolanmasını teşvik eder.

Alkol Tüketimi

Alkol, yüksek kalorili bir içecektir ve metabolize edilirken yağ yakımını yavaşlatır. Aynı zamanda karaciğerde yağ sentezini artırarak visseral yağlanmayı tetikler.

Özellikle “bira göbeği” olarak bilinen durum, visseral yağ birikiminin klasik bir örneğidir.

Bağırsak Mikrobiyotası ve İnflamasyon

Son yıllarda yapılan araştırmalar, bağırsaklardaki mikrobiyal dengenin bozulmasının (disbiyozis) obezite ve visseral yağ artışıyla ilişkili olduğunu göstermektedir.

Zararlı bakterilerin baskın hale gelmesi, bağırsak geçirgenliğini artırarak sistemik inflamasyona neden olur. Bu da visseral yağ dokusunda sitokin salınımını ve yağ depolanmasını artırır.

Probiyotik ve prebiyotik zengin diyetlerin, bu dengenin yeniden kurulmasına yardımcı olarak visseral yağlanmayı azaltabileceği düşünülmektedir.

Sigara Kullanımı

Sigara içmek, vücutta oksidatif stres ve inflamasyon düzeyini artırır. Aynı zamanda iştah baskılayıcı etkisi nedeniyle sigarayı bırakan bireylerde kısa vadede kilo artışı olabilir. Ancak ilginç biçimde, düzenli sigara içenlerde visseral yağ oranı subkutan yağa göre daha yüksek bulunmuştur. Bu da sigaranın visseral yağlanmayı spesifik olarak artırabileceğini düşündürmektedir.

Metabolik Sendrom ve İnsülin Direnci

Visseral yağ, metabolik sendromun hem sebebi hem de sonucu olabilir.

Yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri, yüksek trigliserid, düşük HDL ve abdominal obezite, metabolik sendromun beş bileşenidir. Visseral yağ dokusu, adipokin adı verilen hormonları ve inflamatuar sitokinleri salgılayarak bu parametreleri olumsuz etkiler.

Özellikle TNF-α, IL-6 gibi sitokinler insülin sinyal yolaklarını bozar ve bu durum bir kısır döngü yaratarak visseral yağ artışını pekiştirir.

Psikolojik Etmenler ve Yeme Bozuklukları

Emosyonel yeme, yani stres, depresyon, anksiyete gibi duygusal durumlarla başa çıkmak için yemek yeme davranışı, genellikle yüksek kalorili ve işlenmiş gıdalara yönelimi artırır. Bu da zamanla karın içi yağ (visseral yağ) birikimine neden olabilir.

Binge eating (aşırı yeme atakları) ve gece yeme sendromu da visseral yağlanmaya katkı sağlar.

Viseral Yağınız Var mı Yok mu Nasıl Anlarsınız?

Zayıf görünebilirsiniz…Lakin viseral yağlarınız fazla olabilir.

Kendinizi kontrol edebilir ve rahatlıkla viseral yağ durumunuz konusunda yorum yapabilirisiniz.

  • Artan bel çevresi (>Kadınlar için 88,90 santimetre, >Erkekler için 101,60 santimetre)
  • Bel Kalça Oranı
  • Göbekli veya elma tipi vücut
  • Yorgunluk ve uyku eksikliği
  • Yüksek kan şekeri veya tansiyon
  • Vücut yağ taramaları
  • Kan testleri

Bel Kalça Oranı

Bel Kalça Oranı Ölçümü Nasıl Yapılır?

  • Bel çevresi: Göbek deliğinin hemen üstünden (genellikle en dar yerden).
  • Kalça çevresi: Kalçanın en geniş yerinden.

Ölçüm esnasında:

  • Ayakta durulmalı.
  • Nefes verildikten sonra ölçüm yapılmalı.
  • Mezura ciltle temas etmeli ama bastırmamalı.

Bel Kalça Oranı = Bel ç​evresi (cm) / Kalça ç​evresi (cm)

İdeal Bel-Kalça Oranı (Dünya Sağlık Örgütü – WHO’ya göre)

CinsiyetDüşük RiskOrta RiskYüksek Risk (Tehlikeli)
Kadın< 0.800.80–0.85> 0.85
Erkek< 0.900.90–1.00> 1.00

Kadınlarda > 0.85, erkeklerde > 1.00 olması yüksek visseral yağlanma ve kalp hastalığı riski anlamına gelir.

Ne kadar düşükse o kadar iyi demek değildir; çünkü çok düşük oranlar da beslenme yetersizlikleri veya kas kaybı ile ilişkili olabilir.

Bel Kalça Oranı, VKİ’den (vücut kitle indeksi) daha iyi bir göstergedir çünkü kas kütlesi ve visseral yağın dağılımını dikkate alır.

Visseral Yağları Azaltmak İçin 10 Altın Kural

İç yağları eritmek kıyafetlerinize sığmaktan daha önemlidir, ancak bu da yardımcı olur.

StratejiAçıklama
Şekerden uzak durFruktoz ve rafine karbonhidratları azalt
Lif tüketimini artırTokluk süresini uzatır, kan şekerini dengeler
Düzenli egzersiz yapKardiyo + direnç antrenmanı kombinasyonu
Yeterli uyku al7–9 saat kaliteli uyku şart
Alkolü sınırlı tutÖzellikle bira, visseral yağı artırır
Stresi azaltKortizol seviyelerini düşür
Protein ağırlıklı beslenKas koruyucu, tokluk artırıcı etki
İnflamasyonu düşürTrans yağ, işlenmiş gıdadan kaçın
Bağırsak sağlığını koruPrebiyotik ve probiyotik tüketimi
BKO ve bel çevresini takip etGelişimi izlemek için önemlidir

Visseral Yağ Yakımı Örnek Antrenman Programı

Aşağıda 70 kg’lık, herhangi bir hastalığı olmayan – ilaç kullanmayan sağlıklı ortalama kondisyon seviyesinde bir erkek için visseral yağları hedef alan, 1 haftalık egzersiz programı örneği göreceksiniz. Bu programda yağ yakımını hızlandırmak, metabolizmayı canlandırmak ve kas kütlesini korumak hedeflenmiştir.

Visseral Yağ Yakma Programının Ana Hatları

  • Haftada 5 gün egzersiz (2 gün dinlenme)
  • Kombinasyon:
    • 3 gün Kardiyo (yağ yakımı)
    • 2 gün Ağırlık/Direnç Antrenmanı (kas koruma/arttırma)
    • 2 gün aktif dinlenme veya tam dinlenme (stres ve kortizol kontrolü)
  • Süre: Günde ortalama 30–45 dakika

Hareketlerin – Egzersizlerin teknik adlarını yazdım. Bilemediğinizde o egzersizi nasıl yapacağınıza dair bilgileri ve görüntüleri Youtube da videolarını bulabilirsiniz.

Visseral Yağ Yakma Haftalık Egzersiz Programı

Pazartesi – Kardiyo + Core (Karın)

Isınma (10 dk):

  • 5 dk tempolu yürüyüş veya hafif koşu
  • 5 dk dinamik esneme (kol-diz çevirme, kalça açma)

Ana Antrenman (25 dk):

  • 30 saniye jumping jack
  • 30 saniye dinlen
  • 30 saniye mountain climber
  • 30 saniye dinlen
  • 30 saniye squat jump
  • 30 saniye dinlen
    ⮕ Bu seti 3 tur yap. Aralarda 1 dk dinlen.

Core (Karın) (10 dk):

  • Plank (3 set x 30 saniye)
  • Russian twist (3 set x 20 tekrar)
  • Leg raise (3 set x 12 tekrar)
  • Bicycle crunch (3 set x 15 tekrar)

Salı – Ağırlık + Direnç Antrenmanı (Üst Vücut Odaklı)

Isınma (5–7 dk):

  • Dairesel kol hareketleri, mekik, şınav, ip atlama

Antrenman (3 set x 10–12 tekrar):

  • Şınav (diz üstü olabilir)
  • Dumbbell shoulder press (evde su şişesi/dumbbell)
  • Dumbbell bench row
  • Dumbbell biceps curl
  • Triceps dips (sandalye destekli)

Soğuma:
5 dk esneme – göğüs, sırt, omuzlar

Çarşamba – HIIT Kardiyo (Yüksek Yoğunluklu Interval)

Isınma (5–10 dk):

  • Tempolu yürüyüş → koşuya geçiş
  • Dinamik esneme hareketleri

HIIT (Toplam 20 dk):

  • 30 saniye sprint (veya hızlı ip atlama)
  • 90 saniye yavaş yürüyüş/dinlenme
    ⮕ 8 tur yap.

Core (5–10 dk):

  • Plank varyasyonları + karın mekikleri

Perşembe – Dinlenme / Aktif Dinlenme

Alternatifler:

  • 30 dk yürüyüş
  • 20 dk yoga / nefes egzersizi
  • Hafif esneme ve meditasyon

Cuma – Ağırlık / Direnç Antrenmanı (Alt Vücut Odaklı)

Isınma (5 dk): Hafif yürüyüş + diz çekme egzersizi

Ana Egzersiz (3 set x 10–15 tekrar):

  • Squat
  • Lunge (her bacak)
  • Glute bridge
  • Deadlift (dumbbell veya su şişesiyle)
  • Calf raise (topuk kaldırma)

Core:

  • Leg raise (3 set)
  • Plank (1 dakika)

Cumartesi – Kardiyo + Mobilite

Kardiyo (30 dk):

  • Hafif tempo bisiklet / yürüyüş / yüzme
    ⮕ Nabzı orta seviyede tut (110–130 bpm civarı)

Mobility ve Esneme (15 dk):

  • Kalça açıcılar, bel-sırt-germe, hamstring

Pazar – Tam Dinlenme

  • Yeterli uyku ve su alımı
  • Hafif esneme yapılabilir
  • Film, kitap, doğa yürüyüşü gibi rahatlatıcı aktiviteler

Göbek yağları sadece kozmetik bir sorun değil, vücudunuzun içinde gizlenen, hormonlarınızı bozan ve kaos yaratan sessiz bir katildir.

Bölgesel olarak azaltamazsınız ancak sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek bunu yenebilirsiniz.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Visseral adiposopati: vasküler bir bakış açısı https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4442778/

⭐️⭐️ Visseral yağ: NAFLD gelişimi ve ilerlemesinin temel aracısı https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2666149723000270

⭐️⭐️ Visseral Obezite ve Kanser ve Kardiyovasküler Hastalıklardaki Ortak Rolü: Patofizyoloji ve Farmakolojik Tedavilerin Kapsamlı Bir İncelemesi https://www.mdpi.com/1422-0067/21/23/9042

⭐️⭐️ Visseral Yağ Dokusu: Tip 2 Diyabetin Gizli Suçlusu https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC11013274/

⭐️⭐️ Antropometrik ve obezite göstergeleri ve tip 2 diyabet riski: Kohort çalışmalarının sistematik incelemesi ve doz-cevap meta-analizi https://www.bmj.com/content/376/bmj-2021-067516

⭐️⭐️ Klinik uygulamada hayati bir bulgu olarak bel çevresi: IAS ve ICCR Visseral Obezite Çalışma Grubu’ndan bir Konsensüs Beyanı https://www.nature.com/articles/s41574-019-0310-7

⭐️⭐️ Epikardiyal yağ: özellikleri, işlevi ve obeziteyle ilişkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17444966/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Yüksekte Çalışanlar İçin Dengeyi Arttıran Kas Egzersizleri

Denge, Tıpta farklı branşlarında (Nöroloji, KBB, Beyin Cerrahi, Ortopedi, Acil, İşyeri Hekimliği vb gibi) çalışan hekimler tarafından sıklıkla kullanılan bir terimdir. Lakin insanın dengesi veya ilgili terimler için genel olarak üzerinde anlaşılmış ve kullanılmakta olan Denge tanım mevcut değil. Tabi ki halk arasında da kullanımında doğru yanlış farklılıklar mevcut.

Durum böyle olunca okuyacağınız makale ve benzeri yazılarda siz çelişki gibi gelebilecek cümleler olacaktır. Yazılarım içerisinde de farklı vereceğim farklı tarifler yada benzetmeler kafa karışıklığı yaratmak için değil aksine denge konusuna, farklı açılar ve kelimeler ile bakabilme becerimi ve becerinizi geliştirme çabasıdır.

Duruş kontrolü, herhangi bir duruş veya aktivite sırasında bir denge durumunu koruma, elde etme veya geri yükleme eylemi olarak tanımlanır.

Egzersizlere geçmeden önce; çalışanların ayakkabı daha net bir ifade ile ayakkabı tabanlığı seçimleri hususunun öneminden bahsedeyim.

Düşük esnekliğe sahip ayakkabı tabanlığı, özellikle dengesiz yaşlı insanlar için dengeyi iyileştirme yeteneğine sahip olduğu (Dengeyi geliştirmek makalesi) tespit edilmiştir. Bu tespitten yola çıkarak yüksekte çalışanların denge yeteneklerini üst seviyede tutabilmeleri için tabanlık bölümleri düşük esnekliğe sahip iş ayakkabısı tercih etmelerini tavsiye ederim.

Gelelim yüksekte çalışanlara, onlar için hayati önem arz eder denge.

Maesef dengenin geliştirilebileceği ise ya bilinmez yada ihmal edilir. Lakin yüksekten düşmelerin bir kısmının zayıf denge sebebi ile olacağını sizler de tahmin ediyorsunuzdur.

Düşme riskini azaltmak ve iş güvenliğini sağlamak için dengeyi ve vücut farkındalığını geliştiren kas egzersizleri oldukça faydalıdır.

Dengeyi artıran etkili egzersizlerden örnekler vereyim:

Dengeyi Artıran Kas Egzersizleri

1. Tek Ayak Üzerinde Duruş (Balance Stand)

  • Nasıl yapılır: Düz bir zeminde tek ayak üzerinde durun. Kollarınızı yanlara açarak dengenizi sağlayın.
  • Zorluk seviyesi artırımı: Gözleri kapatarak ya da yumuşak bir zemin (denge yastığı/yoga matı) üzerinde deneyin.
  • Kaslar: Ayak bileği, baldır, kalça, karın kasları.

2. Kalça ve Bacak Güçlendirme (Squat & Lunge)

  • Squat: Ayaklar omuz genişliğinde açık, dizleri kırarak çömelip kalkın.
  • Lunge: Bir ayağınızı öne atarak dizlerinizi 90 derece bükün, sonra başlangıç pozisyonuna dönün.
  • Kaslar: Quadriceps, hamstring, kalça kasları, karın kasları.

3. Plank & Side Plank

  • Nasıl yapılır: Dirsekler ve ayak parmakları üzerinde vücudu düz bir çizgide tutun.
  • Side plank: Vücudu yana çevirip bir dirsek üzerinde tutun.
  • Kaslar: Karın, bel, omuz, kalça stabilizatörleri.

4. Bird-Dog Egzersizi

  • Nasıl yapılır: Dört ayak pozisyonunda bir kol ve karşı bacak aynı anda ileri uzatılır, sonra diğer taraf.
  • Kaslar: Karın, bel, sırt, kalça, karın kasları.
  • Fayda: Omurga stabilitesi ve koordinasyon gelişir.

5. Denge Topu (Bosu Ball veya Swiss Ball) Egzersizleri

  • Kullanım: Üzerine oturarak, plank yaparak ya da squat ile.
  • Kaslar: Bel, sırt, kalça, karın kasları.
  • Fayda: Dengeyi zorlayarak kasları refleksif olarak çalıştırır.

6. Step Üzerinde Çıkma-İnme

  • Nasıl yapılır: Alçak bir platforma (step tahtası gibi) sırayla çıkıp inin.
  • Kaslar: Kalça, diz, ayak bileği çevresi kasları.
  • Dengeye katkısı: Yükselme-indirme sırasında dengeyi korumaya odaklanır.

Ekstra İpuçları

  • Core kaslarını güçlendirmek denge için temeldir.
  • Haftada en az 2–3 gün bu egzersizleri düzenli yapmak önerilir.
  • Egzersizler sırasında kontrollü nefes almak ve hareketi yavaş yapmak daha etkilidir.
  • İş öncesi kısa denge egzersizleriyle aktif ısınma yapılabilir.

Eğitim Almak İçin Bizi Arayın

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü Dr Mustafa KEBAT yönetiminde deneyimli ekibimizle, firmanıza özel İnşaat Sektöründe – Yüksekte Çalışanlara Denge Eğitimini Türkiyenin her yerinde planlayalım.

Eğitim Başvurusu

Dr Mustafa KEBAT – 0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

  • Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR
  • +90 232 265 20 65
  • [email protected]

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Dengeyi geliştirmek https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9809757/

⭐️⭐️ Yetişkinlerde dengeyi tanımlama ve ölçme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11232210/

⭐️⭐️ İnsanlarda denge kontrolünün değerlendirilmesi https://europepmc.org/article/med/2138696https://europepmc.org/article/med/2138696

⭐️⭐️ Sağlıklı yaşlılarda denge: postürografi ve klinik değerlendirme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9267972/

⭐️⭐️ Denge hatası puanlama sisteminin sistematik olarak incelenmesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23016020/

⭐️⭐️ Güç antrenmanı sağlıklı yaşlı yetişkinlerde dengeyi geliştirir https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16456197/

⭐️⭐️ Postüral yönelim ve denge: Düşmeleri önlemek için denge üzerindeki sinirsel kontrol hakkında neleri bilmemiz gerekiyor? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16926210/

⭐️⭐️ Sessiz ayakta durma sırasında denge motor mekanizmaları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12488086/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Yüksek Topuklu Ayakkabı Tercih İse Sonucu Ne?

Kadınlar genel olarak yüksek topuklu ayakkabı giymeyi seviyor gibi..

Ayakkabılarının topuklarında yükselen santimler kadınların sadece boylarını yükseltmiyor aynı zamanda daha kadınsı ve çekici görünmelerini sağlıyor. Bu benim kişisel görüşüm. Eleştirilebilir. Karşı düşünceler tabi ki beyan edilebilir. Lakin benim görüşüm bu…

Tabi ki küçük bir sosyal araştırma da yaptım

Konu hakkında kadınlardan farklı görüşler geldi. 30 yaş altı görüştüğüm kadınlardan iki farkı görüşü örnek olarak yazayım (Meslekleri burada önemli değil çalışma ortamları çok benzer);

Muhasebe çalışanı; Topuklu ayakkabı giymenin rahatsızlık verdiğini, rahatlığı ön planda tuttuğunu daha yumuşak ve daha rahat olduğu için spor ayakkabı tercih ettiğini, ayak bileğini burkma korkusu yaşamadığı için mutlu olduğunu söyledi.

İnsan Kaynakları çalışanı; Yüksek topuklu ayakkabı giydiğinde kambur durmadığını ve kendini daha emin ve özgüvenli hissettiğini söyledi.

Avcı toplayıcı yaşam biçiminden günümüze yaşam ve giyim tarzlarımız çok değişti. Yükselen topukların – tercihlerin sosyolojik ve psikolojik kök nedenlerine girmeyeceğim.

Lakin bu tercihi bilimsel olarak incelemeye alacağım;

Yapılan bir araştırmada; sürekli yüksek topuklu ayakkabı giyen 11 (onbir) kadın ve hiç yüksek topuklu ayakkabı giymeyen 9 (dokuz) kadını da kontrol grubu olarak bir süre ortopedik kontrollerde takip edildiğinde elde edilen sonuçlar;

Topuklu ayakkabı giyen kadınlarda;

  1. Gastroknemius medialis (Baldır) kasının kısaldığı,
  2. Aşil tendonu sertliğinde bir artış olduğu,
  3. Ayağı plantar fleksiyon pozisyonuna zorladığı,
  4. Ayak bileklerinin hareket açıklığında bir azalmaya yol açtığı, bulgularına ulaşılmış.

Bu bulgular ışığında topuklu ayakkabı giyme alışkanlığı olan kadınların düz ayakkabı giymeyi zor ve ağrılı bulmalarının sebebidir.

Topuklu ayakkabı giyen kadınlarda görüldüğü gibi tek sorun ağrı değil. Kronik ayak sorunlarına da yol açar.

Topuk yüksekliği 2,5 cm olduğunda ön ayağa %22 daha fazla baskı uygular.

Topuk yüksekliği 7,5 cm olduğunda ön ayağa %76 daha fazla baskı uygular.

Topuklu ayakkabı giymenin uzun vadede gelişen kronik etkileri çok daha ciddidir.

Topuklu ayakkabı giyenler daha kısa ve daha güçlü adımlarla yürüme eğilimindedir. Aynı zamanda omurga hizasında kaymaya ve vücudun ağırlık merkezi değiştiği için süreç içerisinde bacak – kalça – bel – sırt kaslarının üzerine düşen yük dengesi ve gerginlikleri değişir.

Vücudun ağırlık merkezi öne doğru kayar.

Dizlere, baldırlara, ayaklara ve alt sırta uygulanan kuvvet artar.

Diz eklemine yüklenen kuvvet ve fazladan basınç osteoartrit’ e yol açabilir.

Topuğa uygulanan ekstra kuvvet eklem ağısına yol açar.

Ayak parmakları ve tarak kemiklerine vücudun ağırlığının daha çok ve açılı olarak binmesi de deformasyonlara yol açabilir.

Yüksek topuklu ayakkabıların sürekli kullanımı bacaklardaki toplar damarlarda basıncı arttırır.

7 (yedi) cm’lik yüksek topuklu ayakkabı kullanan sağlıklı genç kadınlarda vücudun statik dengesi değişirken, basınç merkezinin salınımını artmakta ve düşme ihtimali artmaktadır.

Yukarıda yüksek topuklu ayakkabı kullanımı ile birlikte ayak tabanına yerleştirilebilecek yumuşatıcı petler şekil (a) da verilmiştir. Bu çözüm yolu topuk yüksekliği, kullanıcının kilosu ile yakın ilişkilidir. Bunun yanı sıra kullanılan ayakkabının topukta ve tabanda zemine temas alanları da kişide oluşturacağı olumsuz etkilerle ilgilidir.

Ayakkabı ve topuğun zemine temas alanı azaldıkça, ayakkabıyı kullanan kadının ağırlık merkezi ve denge noktasına olumsuz etkisi artmaktadır.

Yine yapılan araştırmaların sonucu 5 cm i geçen topuk yüksekliğinde olumsuz etkiler her cm de çok daha fazla artmaktadır.

Topuklu ayakkabı tercihinden vaz geçmek istemeyen kadınlar için çözüm ne olabilir?

Baldırları esnetmek – Gastroknemius medialis (Baldır) kasının rahatlamasını,

Ayak bileklerini dairesel olarak döndürmek de gerginleşen Aşil Tendonu rahatlamasını sağlar.

Ayrıca topuklu ayakkabı ile geçirillen sürelerin en aza indirilmesi

Topuk yüksekliğinin 5 cm i geçmemesine özen gösterilmesi de ayak – beden sağlığı için önemlidir.

Doğal Yaşayın – Doğal Beslenin – Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ KADINLARDA YÜKSEK TOPUKLU AYAKKABI KULLANIMININ KAS İSKELET SİSTEMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI. https://www.ocf.berkeley.edu/~sather/heel-to-heal/

⭐️⭐️ Standart yastıklı ayakkabıların orta taban sertliğinin koşu ile ilgili yaralanma riskine etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24043665/

⭐️⭐️ Birçok kadının tercihi olan stiletto topuklu ayakkabılar denge ve fonksiyonel becerileri nasıl etkiliyor? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32543307/

⭐️⭐️ Genç kadınlarda yüksek topuklu ayakkabıların statik dengeye müdahalesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22742722/

⭐️⭐️ Yüksek ve alçak topuklu ayakkabıların genç kadınlarda dengeye etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27840442/

⭐️⭐️ Yüksek topuklu ayakkabıların uzun süreli kullanımı insan yürüyüşünün nöromekaniğini değiştiriyor https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22241055/

⭐️⭐️ Yüksek topuklu ayakkabılarla yürümenin alt ekstremite mekaniği ve enerji maliyeti https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8173565/

⭐️⭐️ Topuk yüksekliğinin yürüme sırasında kullanılan sürtünme katsayısına etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21536444/

⭐️⭐️ Genç ve Sağlıklı Kadınlarda Tek Bir Yüksek Topuklu Ayakkabı Dans Etme, Kas Dokusu Bozulmasının Dolaşımdaki Belirteçlerinde ve MMP-3’te Artışlara Neden Oluyor https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38654916/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

İşyerinizdeki Kas-İskelet Ağrılarını Önleyelim

Yaklaşık 25 yıl önce başladığım ve halen yapmakta olduğum işyeri hekimliğinde, çalışanlar tarafından ısrarla yapılan başvurularda reçeteye dahil edilmesini talep ettikleri ilaçların başında ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler yer almakta.

Çalışanların ağrı kesiciler ve kas gevşeticileri talep etmelerinin bir çok nedeni mevcut.

Bu yazıda ağrı kesiciler ve kas gevşeticileri talep etmesindeki kas-iskelet sistemlerinde yer alan kasların, sinirlerin, kan damarlarının, bağlarının ve tendonlarının etkilenmesine sebep olan ve maalesef hemen hiç önemsenmeyen ergonomi kütürünün işyerlerinde oluşturulması için başlangıçta yapılması gerekenleri okuyacaksınız. Ve ne kadar yazarsam yazayım ne yazık ki hep eksik kalacak.

Çalışma hayatının hatta yaşamın her anında; ağır kaldırma, eğilme, baş üstüne uzanma, ağır yükleri itme ve çekme, alışılmadık vücut pozisyonlarında durma, çalışma ve aynı veya benzer hareketleri tekrar tekrar yapmak gibi eylemler ile beden için sakıncalı risk faktörlerine maruz kalınmaktadır.

Bu yazıdaki konumuz yukarıdaki risk faktörlerine karşı ergonomi kütürünün işyerinde kurulması olacak.

Yaralanmayı genellikle acil durumlar kazalar ile ilişkilendirmekteyiz.

Lakin çalışanların kas-iskelet sistemlerinin bilinen bu risk faktörlerine maruz kalması da, çalışanın zaman içinde kas, eklem ve iskeletinin yaralanma riskini artırır.

Kas-iskelet sistemlerinde iş kaynaklı riskler tarafların (Çalışan – İşveren – İşyeri Hekimi – İş Güvenliği Uzmanı – Yönetenler) ortak gayreti ile önlenebilir.

Burada Ergonomi devreye giriyor.

Ergonomi – İşin çalışana uyumu (Basit bir ifade ile) – Bu sayede çalışanın kas yorgunluğu azaldığı gibi İskelet sisteminde zaman içerisinde gelişebilecek deformasyonlar engellenmiş olur – Çalışanın verimliliği ve üretkenliği artar.

İşyerinde Çalışanlarda Kas-İskelet Sistemi Hastalıklarının Sonuçları

Çalışanların;

  • Çalışma süreleri kısıtlanır. (Mesai saatlerinde daha sık ara verirler daha yavaş çalışırlar)
  • Çalışma gün kaybının en sık nedenleri arasındadır. (Rapor alma, izin isteme vb gibi)
  • Ortopedik – nörolojik vb gibi sorunlarla gelişen meslek hastalıkları ömür boyu kalıcı hasarlara sebep olabilir.

İşverenin Sorumlulukları

İşverenler, çalışma ortamının çalışanları için güvenli ve sağlıklı olmasından sorumludur. Bu sorumluluğu alabilmesi için öncelikle ergonominin ne olduğunu bilmeli yararlarına inanmalı, uygulamak için istekli ve kararlı olmalıdır.

Ergonomi uzun bir yolculuktur.

İşyerlerinde bu yolu aydınlatacak ışık öncelikle İşyeri Hekimleri ve İş Güvenliği Uzmanlarıdır.

İşveren işyerinde ergonomi sürecini yönetirken

  • İşveren/Yönetim Sürece Her Zaman Destek Olmalıdır – Çünkü işyerinde ergonomik bir sürecin genel başarısı için öncelikle hedeflerin doğru belirlenmesi ve ekonomik desteği kritik öneme sahiptir. Bu sebeple, işveren/yönetim, ergonomik sürece başlarken öncelikle basit ve kolay başarılabilir net hedefler ve amaçlar tanımlamalıdır. Çalışanları sürece dahil etmeli, ergonomi profesyonellerinin olduğu görüşme ve toplantılara çalışanların da dahil olmasını sağlamalıdır.

  • Çalışanların Sürece Dahil Edilmesi – Çalışanların doğrudan işyeri değerlendirmelerine, çözüm geliştirme ve uygulamaya dahil olduğu katılımcı bir ergonomik yaklaşım, başarılı bir ergonomik sürecin özüdür. Çalışanları şunları yapması sağlanmalıdır:
    • İşyerlerindeki tehlikeleri tespit etmeli ve bu tehlikeler hakkındaki bilgilerini karar verme süreçlerinde kullanmaları sağlanmalıdır.
    • Risk faktörlerine maruziyeti azaltmaya yönelik endişelerini ve önerilerini dile getirmeleri ve ergonomik değerlendirme sonucunda yapılan değişiklikleri değerlendirmeleri, denemeleri ve sonuçlarını paylaşmaları sağlanmalıdır.

  • Çalışanların Ergonomi Eğitimi Alması– Eğitim, ergonomik sürecin başlangıcından başlayarak süreci içerisinde de eğitimlerin tekrarlanması önemli bir unsurdur. Öncelikle çalışanların ergonomi ve faydalarının farkında olmasının sağlanması ve elde edecekleri fayda-konforu anlamaları sağlanmalıdır. İşyerinde ergonomik riskler hakkında bilgi sahibi olmaları ve kas-iskelet sistemlerinde oluşabilecek erken belirtileri bildirmelerinin önemini anlamaları sağlanmalıdır.

  • Sorunlar Ergonomi Profesyonelleri İle Belirlenmeli – Ergonomik sürece karar verildiğinde – başlangıcında işyerindeki ergonomik sorunları, çalışanların kas-iskelet sistemlerinde sorunlara yol açmadan önce belirlemeli ve değerlendirmelidir. İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının çalışanları ve yaptıkları işleri değerlendirebilmeleri için zaman ayırabilmelerine olanak tanınmalı, çalışanların kas-iskelet sistemlerinin değerlendirilebilmesi için işyeri hekimine imkan tanınmalı çalışanlara durumlarının ve çalışma ortamındaki ergonomik risklerin tespiti için yapılacak anketlere katılımları sağlanmalıdır.

  • Kas-İskelet Sistemleri Semptomlarının Erken Bildirilmesi Teşvik Edilmelidir – Çalışanların bildirimleri erken yapabilmesi, iş değerlendirme ve iyileştirme süreçlerini hızlandırabilir. Çalışanın kas-iskelet sistemi rahatsızlık semptomların ilerlemesini, ciddi yaralanmaların gelişmesini ve sonrasında ortaya çıkan iş kaybı taleplerini önlemeye veya azaltmaya yardımcı olabileceği çalışanlara ve idarecilerine öğretilmeli ve uygulamaları teşvik edilmelidir.

  • Tehlikeleri Kontrol Altına Almak İçin Çözümleri Uygulanmalıdır – İşyerinde çalışanların kas-iskelet sistemini rahatsızlıklarını azaltmak, kontrol altına almak veya ortadan kaldırmak için belirlenmiş çözümlerin uygulanmasını sağlamak ve kontrollerinin yapılması için eğitim, yardım ve denetim mekanizmalarının kurulması sağanmalıdır.

  • Çalışanların Davranışlarında ve Elde Edilen Sonuçlardaki İlerleme Değerlendirilmelidir – Ergonomi uzun soluklu bir süreçtir. Bu sebeple etkinliğini periyodik olarak değerlendirmek ve sürekli iyileştirilmesini sağlamak gereklidir. Uzun vadede başarı sağlamak için düzenli değerlendirme ve düzeltici eylem prosedürleri belirlemek ve uygulamak gerekir. Ergonomik süreçte küçük adımlar belirlenmeli ve değerlendirilmelidir. Elde edilen her başarı sonraki sürece oan inancı ve katılımı arttıracaktır. Bir ergonomi sürecini ilk kez geliştirirken, hazırlanan değerlendirmeler ergonomik süreç için belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını ve uygulanan ergonomik çözümlerin başarısını belirlemeyi de içermelidir.

Bu yazıda çalışanların ağrılarını kesemedik… Çalışanlar belki bir süre daha ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler ile idare edecekler.

Lakin işyerinde Ergonomi sürecinin kuruluşunun ilk adımlarını okudunuz.

Engin bir deryanın kıyısındayız ve ayaklarımız kumsalın nemine henüz temas etti…

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Ergonomi: Temeller ile uygulamalı araştırma arasında bir köprü https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3143510/

⭐️⭐️ Ofis ergonomisi. Başarı için ölçümler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/10818828/

⭐️⭐️ Yaşlanan işgücünde kas-iskelet ağrısı için ergonomik ve bireysel risk faktörleri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/36303167/

⭐️⭐️ Ergonomik müdahalenin boyun/omuz ve bel ağrısına etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17522452/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Kaslar Egzersizle Nasıl Yenilenir? Mitofaji

Mitokondri, proteinleri, yağları ve şekeri vücudun yaşaması için ihtiyacı olan enerjiye dönüştüren oksijenli solunum yapan hücrelerin organelidir.

İnsanlarda kırmızı kan hücreleri alyuvarlar hariç tüm hücrelerde bulunur.

Bu organeller işlevsiz hale geldiğinde, daha az enerji ve aşırı düzeyde reaktif oksijen türü üretirler ve bu da kas atrofisine, güçsüzlüğe ve dayanıklılık kaybına neden olabilir.

Otofaji, hücre içi bileşenlerini besin eksikliğini telafi etmek için geri dönüştürür. Aynı zamanda organelleri, sayılarını düzenlemek ve kalite kontrolünü sürdürmek için seçici olarak ortadan kaldırır. 

Mitofaji, mitokondrilerin sayılarını düzenlemek ya da hasarlı olanları ortadan kaldırmaya denir.

Mitofaji, bir başka ifade ille genelde hücrenin stresli dönemi sonrası hasar alan veya fonksiyonu bozulan mitokondrinin yok edilmesi ve hücre içi geri dönüşüm sürecidir. Mitofaji, kas hücrelerinin mitokondrilerine özel bir otofaji dir.

Egzersiz, mitofaji faaliyetini arttırarak kaslarda bulunan hasarlı mitokondrilerin hücre içinde geri dönüştürülmesini sağlar. Bu sayede kaslar ve hücreleri daha sağlıklı hale gelir.  

Nature Communications adlı Tıp dergisinde yayımlanan bu çalışma,

Egzersiz yolu ile kasların sağlıklı ve güçlü olmasının mekanizmasını açıklamak amacı ile;

Araştırmacı Yan ve ekibi; farelerin iskelet kasına özel bir mitokondriyal haberci gen olan pMitoTimer adlı geni eklediler.

Bu sayede floresan mikroskobu altında incelenen kas hücreleri, yeşil renk ise sağlıklı, kırmızı renk ise (hücrenin geri-dönüşüm sistemi olan lizozomlar tarafından) parçalanmış veya hasarlı olduğu tespit edilebildi.

pMitoTimer adlı gen eklenen farelerin 90 dakika koşu bandında koşmaları sağlandı. Ardından altı (6) saat sonra floresan mikroskobu altında incelenen kas hücrelerinde mitokondriyal stres ve bazı mitofaji işaretleri görüldü.

Elde edilen diğer verilere göre, farelerin yaptığı egzersizin AMPK adlı kinaz enzimini aktive ettiğini ve AMPK‘ nın da başka bir kinaz enzimi olan Ulk1 kompleksini uyararak mitofajiyi aktive etttiği ve fonksiyon görmeyen mitokondrinin ortamdan kaldırılmasının kontrolünde önemli olduğu görüldü.

Bir grup farede Ulk1 geni silindi. Ulk1 geni silinen farelerin (mitofaji yapmaları engellenen farelerin), Ulk1 geni silinmeyen normal fareler kadar koşmalarına rağmen metabolik olarak fayda sağlayamadıkları görüldü.

Tüm bu bulgular egzersizin, mitofajiyi doğrudan etkilediğini ve ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.

Makro otofajinin Moleküler Mekanizması

Egzersizin mitofajiyi nasıl uyardığını göstermek amacıyla yapılan bu çalışma ile aynı zamanda kas hacmi ve egzersiz kapasitesinin sağlığın önemli bir göstergesi olduğunu da

Egzersiz, mitofaji yoluyla hücrenin enerji merkezi mitokondrinin yenilenmesini sağlayarak kas sağlığını geliştirir.

Sonuç olarak atalarımızın da dediği gibi…

İşleyen Demir Işıldar

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Egzersiz kaslar için mitokondriyal bir ilaçtır https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2666337619300083https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2666337619300083

⭐️⭐️ Mitofaji mekanizmaları https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4780047/

⭐️⭐️ Hücre Ölümü Düzenlemesinde Mitofaji: Mekanizmalar ve Hastalık Etkilerine İlişkin İçgörüler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/39456203/v

⭐️⭐️ Egzersizin iskelet kasında obezite kaynaklı mitokondriyal disfonksiyona etkileri https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5709473/

⭐️⭐️ NAD + / NADH ve iskelet kası mitokondriyal adaptasyonlarının egzersize uyumu https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3423123/

⭐️⭐️ Egzersizin Mitofajiyi Uyarıp Mitokondriyal Fonksiyonu İyileştirerek Alzheimer Hastalığına Faydaları https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8519401/

⭐️⭐️ Fiziksel Egzersiz: Mitokondriyal Sağlığı Korumak İçin Yeni Bir Araç https://www.frontiersin.org/journals/physiology/articles/10.3389/fphys.2021.660068/full

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Haydi Kas Yapalım

Yaşa bağlı kas kaybı kişisel yaşam tarzına göre değişmekle birlikte 30 – 50. yaş aralığından başlayarak kas kütlesi yılda yaklaşık %1 oranında azalır ve güç yılda yaklaşık %3 düşer. Giden kas kolay geri gelmez.

Özellikle erkeklerin kalça (gluteal) kasları 45-50’li yaşlarda 2-3 yılda erir gider.

Yaşınız arttıkça egzersiz yapmamanıza rağmen kilonuz aynı kalıyorsa yağlanıyorsunuz demektir!

Kas yağlanması yaşlı erişkinlerde bilişsel gerileme için yeni bir risk faktörüdür.

O sebeple göbek yağlarını aldırmak yerine kas yağlarınızı sporla yakın.

İnsan çizgili kasının elektron mikroskobu altında görüntüsü.

Aynen beyin hücreleri gibi kas hücreleri de yenilenmez ama kas lifleri artırılabilir. Kaslarınıza sahip çıkın, koşun, yüzün, ağırlık kaldırın, ip atlayın, crossfit yapın.

Egzersizden değil sarkopeniden (yaşla birlikte kas kütlesi ve gücünde azalmadan) korkun!

Ayrıca ameliyat veya kanser tedavisinden önce kas yapmak iyileşmeyi hızlandırıyor.

Gün içinde normal temposunun üzerinde orta ve yoğun fiziksel aktivite yapan kişilerin, ertesi gün yapılan hafıza testlerinde daha başarılı neticeler elde edilmektedir.

Pilates en sağlıklı kondisyon egzersizlerinden biridir lakin kalp damar sağlığı için tek başına yeterli değildir.

Tempolu yürüyüş, yüzme veya direnç antrenmanı gibi kalp hızı ve kas gücünüzün arttığı egzersizleri de mutlaka yapmalısınız. Düzenli güç antrenmanı kas ve güç kaybını yavaşlatır.

Pilates + Kardiyo + Direnç = KAS – KALP SAĞLIĞI

Kas kitlesi vücudunuza giren şeker için tampon görevi görür ve pankreasınızı korur. Kas kitlesinde %10’luk artış:

  • İnsülin direncinde %11
  • Prediyabet riskinde ise %12 azalmayla ilişkilidir.

Şeker hastası olmak istemiyorsanız yürüyüş yapın lakin ağırlık da kaldırın.

Çok koşan zor yaşlanır.

Yaşlanmayı en çok yavaşlatan ve genç görünmenizi sağlayan spordur.

Spor iskelet kaslarındaki NAD koenzimini korur, yaşlanmanızı engeller, kas kitlenizi ve cildinizi korur. NAD çok değerlidir. Oksidasyonu engellemede vazgeçilmezdir.

Bu sebeple koşmaya ve ağırlık kaldırmaya zaman ayırmaya değer.

En önemli kasımız Kalbimiz. Günde sadece 1,2-1,6 dk yoğun fiziksel aktivite yapmak

  • Kalp krizi riskini %33 azaltıyor.
  • Kalp yetmezliği riskini %40 azaltıyor.

Yani günlük 2 dk’dan kısa süreyle bile kalbinizi çok iyi koruyabilirsiniz.

Testosteron sadece bir erkeklik hormonu değildir.

Her iki cinsiyet için de dengesi – seviyesi önemlidir. Kas gücü, zindelik, mental sağlık, huzur, bağışıklık, mutluluk ve sağlık hormonudur.

Kas için uyku önemlidir. Çünkü erkeklerde 1 hafta boyunca 6 saatten az uyumak testosteron seviyesini %20 azaltır. Testesteron erkeklerde bağışıklık, kalp damar ve kas sağlığının en önemli rolü üstlenir.

Bu hafta az uyurum sonra eksiklerimi telafi ederim” demekle olmuyor! Borcunuzun bedeli büyük olabilir.

Bel çevresi yağlar testosteronu östrojene çeviren aromataz enzimin en büyük yuvasıdır. Bir erkeğin bel çevresi yağlanıyorsa testesteronu ve kas gücü düşüyor, anksiyetesi, insülini ve kan şekeri artıyor demektir.

Bel çevrenizi ölçün 94 cm üzerindeyse yaşam şeklinizi (egzersiz, beslenme uyku vb gibi) değiştirme zamanı gelmiş demektir.

Mesela düşünmeye, karar vermeye mi ihtiyacınız var? Oturduğunuz yerde kukumav kuşu gibi düşüneceğinize yürüyüş yaparak düşünün. Vücudumuzdaki en büyük kas grubu olan bacak kaslarının çalışması metabolizmanızı canlandırır, kemik, beyninizin oksijenlenmesini arttırır, hormonal dengeye destek sağlar ve ruh sağlığınızı korur. Her gün en az 20 dk kesintisiz yürüyün biraz da düşünün.

Keyfim yerinde ben sadece yürüyüş yapacağım” diyorsanız ve hazır spora başlamışken yürüyüşün de faydasını arttırın. En iyisi yokuş çıkın. Yokuş yukarı yürüyüşler sadece iki haftada kalbin kondisyonunu artırır, metabolizmayı iyileştirir. Temponuzu yavaş ve temkinli arttırın. Nabız ve kas gücünü artırmak kalbinizi yormaz, korur.

Ağırlık egzersizi yaptıktan sonraki beslenme ilk 45 dk içinde ve protein ağırlıklı olmalıdır. Spor sonrası 1 veya 2 yumurtanın sarısını da tüketmeyi tercih edin.

Beslenmeye başlamanın süresi 2 saati geçerse kas kaynağı olan glikojen üretimi %50 azalır. Kas yapıcı egzersizden alacağınız fayda da aynı şekilde azalır.

Kas liflerinin tamiri yavaşlar. Sadece spor yetmez, beslenmenizi de çözmelisiniz.

Aç karna spor yapılmaz” ifadesi tam bir şehir efsanesidir. Tam tersi, tok karna spor yapılmaz! Dolu bir mide kas gücünü azalttığı gibi hazım sürecinde mide barsak sistemine kanın yoğunlaşması sebebi ile kaslara giden kanın miktarının azalması kramplara ve kas dokusunun oksijensiz kalmasına yol açar. Kalp de bir kastır. Oksijensiz kalması kalp krizidir.

Vücut dengesi (Sıvıları ve mineraller) iyi olan herkes aç karna spor yapabilir.

Aç karna spor yapmak kaslardaki mitokondrilerin daha iyi çalışmasını sağlar.

Sadece direnç antrenmanı yapılması ile direnç antrenmanı ile birlikte Protein alımı (~1,6 g/kg/gün) da yapılmasını karşılaştırdığımızda; Direnç antrenmanına ek olarak Protein alımı yapılmasının

  • Kas kütlesini (+27 %)
  • Gücü (+10 %) artırdığı görülmüştür.

Yaşlanmada anabolik (yapı çoğaltma) bir direnç vardır. Yaşlı yetişkinlerin kas protein sentezini uyarmak için 1.2 gr/gün proteine ​​ihtiyaçları vardır.

Egzersiz anabolik direnci azaltarak daha iyi protein kullanımına olanak tanır.

Akşamları yüksek protein alıp ertesi sabah direnç egzersizi yapmak en etkili kas yapım yöntemlerindendir.

Kreatin, sadece kas ve iskelet sağlığı için değil kalp, beyin ve ruh için de vaz geçilmezdir. Kreatin, sadece hayvani gıdalarda bulunur.

Almanız gereken proteinin hesabını ideal kilonuza göre basitçe yapabilirsiniz.

Örneğin şimdiki kilosu 80 kg lakin ideal kilosu 70 kg ise

Günde 1.2 gr / gün protein 70 x 1.2 = 84 gr / gün protein almalıdır.

Ne kadar protein var? Kabaca;

100 gr kıymada 20 gr protein vardır

100 gr balıkta 20 gr

100 gr tavukta 20 gr

100 gr peynirde 20 gr

1 adet yumurtada 6 gr protein vardır.

Hayvansal proteinler bitkisel proteinlerden daha fazla kas yapar.

En iyi kas yapım provakatörü Lösin aminoasidinden zengin “peynir altı suyudur”.

Spordan sonra yumurtanın sadece beyazını değil tümünü tüketenlerin kas lifi üretimi daha hızlı olmaktadır. Çünkü kas üretimi için sadece protein değil faydalı yağ ve mikrobesinlere de ihtiyaç var.

Son olarak,

Özellikle 40 yaşın üzerinde fazlası ile kullanılmaya başlayan kolesterol düşürücü ilaçlar (ömür boyu kullanılması önerilen statinler) den bahsetmeden kas yapma konusunu bitirmek olmaz. Çünkü;

Kolesterol düşürücü ilaçlar (statinler) sıklıkla rabdomiyolize neden olur.

Rabdomiyoliz; iskelet kaslarının çeşitli nedenlerle yıkıma uğraması sonucu yapı ürünlerinin kana karışmasıdır.

Rabdomiyoliz çok tehlikeli bir süreçtir. Çünkü yıkım parçaları böbreğin filtre sistemini tıkayarak Akut böbrek yetmezliğine neden olur. Kişi diyalize bağlanacak kadar ağır bir duruma gelebilir.

Kişilerde şiddetli kas ağrıları vardır. Kan tahlilinde belirgin CK (kreatin-kinaz) yükselmesi olur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Yaşlı erkek ve kadınlardan oluşan iki ırklı bir grupta iskelet kası yağlanmasında artış ve bilişsel gerileme https://agsjournals.onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/jgs.18419

⭐️⭐️ Birinci yıl statin ilaçlarının kesilmesinin öngörücüleri: Bir kohort çalışması https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5012887/#:~:text=In%20clinical%20trials%2C%20the%20discontinuation,between%2011%25%20and%2053%25.&text=According%20to%20studies%20using%20electronic,year%20after%20initiating%20their%20use%E2%80%A6https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5012887/#:~:text=In%20clinical%20trials%2C%20the%20discontinuation,between%2011%25%20and%2053%25.&text=According%20to%20studies%20using%20electronic,year%20after%20initiating%20their%20use%E2%80%A6

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

İkinci Kalbinizi Biliyor musunuz?

Kaslarımızın, hareket etmemizi sağlamanın yanısıra daha farklı görevleri olduğunu da biliyor muydunuz?Eveeeet..heem de ne görevleri var.

Bizler yatay pozisyondayken, vücudumuzdaki kanın üzerinde minimal bir yerçekimi etkisi vardır, bu nedenle düşük toplar damar (venöz) basınç seviyeleriyle yeterli kirli (venöz) kan dönüşü sağlanabilir. Ancak, otururken veya ayakta dururken de bacaklarımızdaki kirli (venöz) kan, kalbe geri döndürülmelidir. Kanın yerçekimi kuvvetine karşı yukarı doğru hareket edebilmesi için damarlarımızdaki normal basıncın çok üzerinde basınçlar gerekir.

Kalpten çıktıktan sonra vücudumuzdaki organlara oksijen ve besleyici molekülleri dağıtan kanımız kirlenen (venöz) kanı ve doku aralarına sızan (interstisyel) sıvıyı kalbe geri döndürebilmek için iskelet kaslarımızın pompalama gücünden destek alır.

Vücudumuzun Gizli Gücü

Bacaklarımızda (ekstremitelerimizde) üç adet kas pompası vardır, ayak pompası (Plantar kaslar), baldır kası pompası (Soleus Kası) ve uyluk pompası (İliopsoas Kası, sar- torius (terzi) kası, Quadriceps femoris kası, Tensor fasciae latae kası). Ayak pompası aslen vücudun alt kısmı olan bacaklardan kalbe sıvı dönüşünün yaklaşık dörtte üçünü sağlayan baldır kası (Soleus Kası) pompasını “hazırlama” görevi vardır, uyluk pompası ise kalan dörtte birini sağlar.

Baldır kası (Soleus Kası), damar kapakçıklarıyla çalışarak kan dolaşımına yardımcı olur. Kasıldığında kanı yukarı doğru iter ve kapakçıklar geriye doğru akmasını önleyerek kanın kalbimize doğru hareket etmeye devam etmesini sağlar.

Soleus Kası Nedir?

Ayakta durmak ve yürümek için kullandığımız (birincil kasımız) soleus kası, bu sebeple “ikinci kalp” (veno-musküler pompa) olarak da bilinir. Soleus kası (baldır kası), bacağın diz ile ayak bileği arasında baldırın arkasında gastroknemius kasının altında derin kısmında yer alır. Başlıca işlevi, ayak bileğinin hareketini sağlayarak ayağın yere bastığında stabil kalmasına yardımcı olmaktır. Ayrıca, dik durmamızı sağlayan kasların başında gelir.

Soleus Kasının “İkinci Kalp” Olarak Adlandırılma Nedeni

Soleus kası ayakta durduğumuzda, yürüdüğümüzde, zıpladığımızda kanımızı bacaklarımızdan geri kalbimize pompalamaya yardımcı olur.

Uzun zaman oturur vaziyette kalmak veya ayakta hareketsiz kalmak, kanın bacaklarda birikmesine (göllenmesine) yol açar. Bu durumlarda kalbe binen yük artar. Soleus kasını çalıştırdığımızda (yürüme, zıplama gibi kasılmasını sağlayacak aktivitelerde) kasılarak kanın yukarı doğru hareket etmesini (pompalanmasını) sağlar. Bu sayede kalbin yükünü paylaşarak ve kan basıncı yükselmeden dolaşımının düzenlenmesini sağlar.

Ayak, ayak bileği, baldır, diz, uyluk veya bacaktaki damar ağını etkileyen herhangi bir sağlık sorunu baldır kası pompasının bozulmasına ve vücudun belden aşağısı bölümünden kirli kanın kalbe geri (venöz) dönüşün azalmasına yol açabilir (Vasküler, kas-iskelet veya nörolojik yaralanma veya hastalık; uzun süreli yatak istirahati).

Soleus Kası ve Sağlık Üzerindeki Etkileri

Oturarak çalışılan işlerin bir çoğunda özellikle ofis çalışanlarımızda, uzun süreli oturma ve bacaklardaki hareketsizlik kanın bacaklardan kalbe dönüşünün sadece kalbin pompalaması ile olması durumunda kanın geri dönüşü azalır.

Vücudun alt kısmında özellikle bacaklarda kanın birikmesi (göllenmesi) bacaklarda şişme ve hatta kan pıhtılaşması gibi ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Özellikle uzun süre oturarak çalışan bireylerde bu risk daha yüksektir. Soleus kası sağlıklı çalışmadığı durumlarda da aynı sorunlarla karşılaşılır. Soleus kasının düzenli olarak çalıştırılması, bu tür sağlık sorunlarının önüne geçebilir. Tansiyonun dengeli seyretmesine katkı sağlar.

Yapılan araştırmalar, soleus kasının sürekli çalışmasının enerji tüketimini artırdığını ve metabolizmayı hızlandırdığını göstermektedir. Bu da kilo kontrolüne ve genel sağlık durumuna olumlu katkı sağlar.

Ortezler, Soleus kasında veya soleusun hareketini kısıtlayan çevre dokulardaki sorunlarda soleus. pompasının yerine kullanılabilir. (Venöz yetmezlik için kompresyon çorabı; ayak düşmesi için ayak bileği ayak ortezi; ayak bileği burkulması için fonksiyonel destek).

Ortez; Eski Yunan dilinde ‘düzeltmek, hizalamak’ anlamına gelir. Bu terim nöromusküler ve iskelet sisteminin yapısal ve fonksiyonel özelliklerini değiştirmek için kullanılan, işlevini kısmen veya tamamen kaybetmiş uzuvların performansını arttırmak ve daha fazla kullanılabilir hale getirmek amacıyla vücuda takılan ve harici olarak uygulanan cihazlar olarak tanımlanır.

Kan dolaşımıyla ilgili sorunlar yaşandığında kompresyon çorapları giymek “ikinci kalp” işlevini destekleyebilir. Bu özel çoraplar bacaklarımıza hafif bir baskı uygulayarak baldır kaslarımıza yardımcı olur. Şişkinliği ve rahatsızlığı azaltmaya yardımcı olur. 

Soleus Kasını Güçlendirmek İçin Neler Yapabiliriz

Soleus kasının güçlendirilmesi, sağlıklı bir kan dolaşımı ve bacak sağlığı için büyük önem taşır. Bu amaçla basit lakin etkili bazı egzersizler:

1. Yürüyüş ve Koşu: Yürüyüş ve hafif tempolu koşu, soleus kasını doğal yollardan çalıştırmanın en iyi yöntemleridir.

2. Topuk Kaldırma Egzersizi: Ayakta dururken topuklarınızı yukarı kaldırıp tekrar yere indirmek, soleus kasınızı hedefleyen etkili bir egzersizdir.

3. Otururken Topuk Kaldırma (Soleus kası şınavı):  Özellikle masa başı çalışanlar için otururken yapılan topuk kaldırma egzersizi, hem basittir. Hem soleusa izole bir egzersizdir. Hem de glikoz kullanımını iyileştirdiği gibi glikozu düşürmede çok etkili bir yöntemdir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Aşağıdaki Yazılarla Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Soleus, kalp yetmezliğinde bozulan aerobik kapasitenin nöbetçi kası mıdır? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24983345/

⭐️⭐️ Soleus oksidatif metabolizmasını büyütmek ve sürdürmek için güçlü bir fizyolojik yöntem, glikoz ve lipit düzenlemesini iyileştirir. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC9404652/

⭐️⭐️ Yüksek topuklu ayakkabı giymenin baldır kası pompası işlevine müdahale ettiği ve venöz dönüşü azalttığı gösterilmiştir. (Tedeschi-Filho, W., ve ark. J Vasc Surg, 2012). https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22483354/

⭐️⭐️ SHR’de soleus kaslarının gelişimi: kas eksikliklerinin kan basıncındaki artışla ilişkisi. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/7943210/

⭐️⭐️ İnsan soleus kasının kuvvet-uzunluk-hız potansiyeli, koşmanın enerji maliyetiyle ilişkilidir. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31847774/

⭐️⭐️ Soleus kasının entalpi verimliliği koşu ekonomisinde iyileşmelere katkıda bulunur.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7893283/

⭐️⭐️ Soleus kasından en iyi şekilde yararlanmak. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8919376/

⭐️⭐️ Yaşlılarda soleus kasına odaklanan düzenli topuk yükseltme eğitimi: kas kalınlığının ultrasonla değerlendirilmesi. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20453430/https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20453430/

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla