Dalış Yapanlarda Kulakta Perilenf Fistülü

Scuba dalışlarda gelişebilecek soruların ilk sırasında barotravmalar gelmektedir. Barotravmalara bağlı da bir çok sağlık sorunu gelişmektedir.

Barotravmaya bağlı gelişen sağlık sorunlarından biri de;

Perilenf fistülü, iç kulak sıvısının (perilenf) sızdığı yuvarlak ve/veya oval pencere zarlarında oluşan bir yırtıktır.

Perilenf, kemik labirentin içinde bulunan ve zarlı labirenti çevreleyen ve koruyan sıvıdır.

Perilenf, bileşim olarak hücre dışı sıvıya benzer (sodyum tuzları baskın pozitif elektrolittir) ve koklear su kemeri (bazen “perilenfatik kanal” olarak da adlandırılır) yoluyla beyin omurilik sıvısıyla süreklilik içindedir.

boşluk

Perilenf Fistülü Oluşumu

Dalış (scuba) sırasında Orta kulakta oluşan şiddetli barotravma veya kuvvetli Valsalva manevrası yapılması sonucu yuvarlak veya oval pencerenin bozulması ile labirentten perilenf sıvısı kaçağı olur.

Perilenf Fistülü Semptomları

  • Baş dönmesi
  • Vertigo
  • Dengesizlik
  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • Kulaklarında çınlama (tinnitus)
  • Kulaklarda dolgunluk hissi
  • İşitme kaybı

Perilenf fistülünde semptomlar irtifa değişiklikleriyle (asansörler, uçaklar veya dağlarda seyahat), hava değişiklikleriyle ve fiziksel eforla kötüleşir.

Perilenf Fistülünde Yapılması Gerekenler

İç kulakta basınç dalgalanmasını önlemek için;

  • Ikınma
  • Hapşırma
  • Sümkürme
  • Cinsel aktivite
  • Yüksek sesle konuşma
  • Orta kulak dengeleme eylemi yapılmamalıdır.

Yatak istirahati ve 45 derece eğimli oturma pozisyonunda dinlenme tavsiye edilir.

Dalgıç uyarıları dikkate alarak dinlenir ise yuvarlak pencere fistülü genel oolarak 1 -2 haftada kendiliğinden iyileşir.

İşitme kaybının ilerlemesi veya şikayetler (semptomlar) devam ederse fistülü (yuvarlak pencere sızıntısını) onarmak için cerrahi müdahale gerekebilir.

Perilenf Fistülü Sonrası Dalış İzni

Fistülün (Oval veya yuvarlak pencere) akut semptomları düzelme kaydettikten sonra yaralanmanın veya fistülün cerrahi onarımın tamamen iyileşmesi bir kaç ay beklenmeli ve sonrasında dalgıcın ayrıntılı KBB muayenesi yapılmalı şüpheli süreçlerde dalışına onay verilmemelidir.

Dalış Sırasında Perilenf Fistülü Oluşumu Engelleme

Dalgıç dalış (scuba) öncesi kendi sağlık performansını – durumunu değerlendirmelidir. Soğuk algınlığı – Nezle – Grip ve kulak burun boğaz yollarında bir sorunu olup olmadığına özenn göstermelidir. Ööstaki borularının düzgün çalıştığından emin olmak için yüzeyde hafifçe dengeleme yapmalıdır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️ Anatomi, Baş ve Boyun, Corti Kulak Organı https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK538335/

⭐️⭐️Ses, patolojik akışkan-mekanik dalgalar üreterek kanal dehisansı sendromunda vestibüler sistemi anormal şekilde uyarır. https://www.nature.com/articles/s41598-018-28592-7

⭐️⭐️ SCUBA Dalgıçlarında İç Kulak Rahatsızlıkları: Bir İnceleme https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9450052/

⭐️⭐️ Perilenfatik Fistül: Sınıflandırma, Etiyoloji, Tanı ve Tedavinin İncelenmesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7522398/https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7522398/

⭐️⭐️ Tüplü dalış ve otoloji: Tanı, tedavi ve ameliyat sonrası bakıma ilişkin öneriler içeren sistematik bir inceleme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28641322/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla
Dalışta İç Kulak Barotravması

Dalış Yapanlarda İç Kulak Barotravması

İç kulak barotravması, su altı dalış sırasında eşitlemenin eksik yapılması veya eşitlemenin zorlayıcı yapılması sebebi ile basınç farkları oluşması ile iç kulakta oluşan hasardır.

Oluşan hasar sebebi ile iç kulak sıvısısının sızması görülebilir de görülmeyebilir de..

İç Kulak Barotravmasının Oluşma Mekanizması

İç kulak, orta kulaktan sonra gelen bölümdür. Hem işitme hem de denge organıdır.

Orta kulak boşluğundaki basınç düzgün bir şekilde eşitlendiğinde, iç kulak barotravması riski son derece düşüktür.

Orta kulaktaki basınç iniş sırasında eşitlenmezse, kulak zarındaki su basıncı orta kulak kemikçikleri aracılığıyla içeriye doğru oval pencerelere aktarılır ve yuvarlak pencere dışarı doğru çıkıntı yapar. Basıncın kendisi hassas iç kulak yapılarına zarar verebilir. Basınç aşırıysa, oval pencere veya daha yaygın olarak yuvarlak pencere yırtılabilir ve iç kulak sıvısı (perilenf) orta kulağa sızabilir (perilenf fistülü).

Valsalva manevrası, kranial dokulardaki ve dolaşımdaki basıncı artırır ve bu basınç koklear sıvıya iletilerek yuvarlak pencerenin dışarı doğru hareket etmesine neden olabilir. Basınç dalgaları tek başına pencere yırtılması olmadan iç kulağa zarar verebilir. Yırtılma meydana gelirse, iç kulaktan sıvı kaybı işitme organının ve bazen denge organının hasarına yol açar. Sızıntı kendiliğinden iyileşme veya cerrahi onarımla kısa sürede durdurulmazsa kalıcı işitme kaybı meydana gelebilir.

İç Kulak Barotravması Sırasında Dalgıçlar

Şunları deneyimleyebilir:

  • Şiddetli vertigo
  • İşitme kaybı
  • Kulaklarda uğultu/çınlama (tinnitus)
  • İstemsiz göz hareketi (nistagmus)
  • Etkilenen kulağın dolgunluğu

İç kulak barotravması geişimi sırasında orta kulak barotravmasının belirtileri neredeyse her zaman mevcuttur. Vertigo genellikle şiddetlidir ve mide bulantısı ve kusma eşlik eder.

İşitme kaybı tam, anında ve kalıcı olabilir, ancak dalgıçlar genellikle sadece yüksek frekansları kaybederler.

Kayıp ancak birkaç saat sonra fark edilir hale gelir. İşitme testi yaptırana kadar kaybın farkında olmayabilir.

Dalış Sırasında İç Kulak Barotravması Şüphesi Olursa

Sualtında vertigo başlaması durumunda derhal dalış sonlandırılmalıdır. Budy yardımı ile yüzeye çıkış sağlanmalıdır.

Dekompresyon hastalığı şüphesi varsa yüzeye çıkar çıkmaz oksijen tedavisine başlanmalıdır.

İlk yardım sağlayıcıları tam bir nörolojik değerlendirme yapmalı ve tüm bulgular kaydedilerek sağlık kuruuşuna varıldığında hekime teslim edilmelidir.

İç Kulak Barotravması mı, İç Kulak Dekompresyon Hastalığı mı?

Bu iki durum arasında ayrım yapmak önemlidir çünkü tedavileri farklıdır.

Herhangi bir tür dekompresyon hastalığı gelişiminde rutin tedavi uygulaması hiperbarik oksijen tedavisidir. (Rekompresyon odasında)

İç kulak barotravması olasılığı varsa tedavide rekompresyon veya herhangi bir basınç değişikliği uygulanmamalıdır.

Her iki durumda da semptomlar benzer olsa da, barotravma orta kulak basıncının eşitlenmesinin başarısız olmasından önce gelir ve genellikle dalışın başında meydana gelirken, dekompresyon hastalığı dalışın sonunda dekompresyonun başarısız olmasından kaynaklanır.

Tedavi Nasıl Yapılmalıdır?

Dekompresyon hastalığını ekarte etmek için acilen bir hekim tarafından değerlendirilmelidir.

Hekim dekompresyon hastalığı olmadığına karar verirse, dalgıçları tedavi etme konusunda deneyimli bir KBB uzmanına danışınmalıdır.

Herhangi bir efordan, orta kulak dengelemesinden, irtifa veya dalış maruziyetinden, hapşırmaktan veya burun sümkürmekten kaçınılmalıdır.

  • Aspirin,
  • Nikotinik asit (vitaminler),
  • Diğer vazodilatörler
  • Antikoagülanlar kullanılmamalıdır.

Tedavinin ana hatları, oturma pozisyonunda yatak istirahatini ve intrakraniyal veya orta kulak basıncını artırabilecek herhangi bir zorlanmadan kaçınmayı içerir.

Semptomlar düzelmezse, ameliyat gerekebilir.

Yırtığın (fistül) iyileşmesi genellikle bir veya iki hafta içinde gerçekleşir. İşitme kaybı kalıcı hale gelebilir.

İç Kulak Barotravması Sonrası Dalış için Uygunluk Değerlendirmesi

Dalışa uygunluğun değerlendirilmesi, kalıcı hasarın derecesi ve tekrarlama olasılığına bağlı olarak uzman bir dalış hekimi tarafından yapılır.

İç Kulak Barotravması Sonrası Süreç

Çoğu durumda, tam iyileşme kendiliğinden gerçekleşir.

Fistül ortaya çıkarsa ve kendiliğinden kısa sürede iyileşmezse, ameliyat önerilebilir.

Bazı durumlarda, iç kulak kalıcı olarak hasar görebilir; vücut düzgün çalışmayan bir tarafa uyum sağlayabilir.

Diğer kulakta yaralanma meydana gelirse, durum ciddi olabilir ve denge sorunlarını güçsüzleştirebilir.

İç Kulak Barotravması Önlemek

Nazik ama etkili eşitleme tekniklerini öğrenilmelidir.

Valsalva manevrasını agresif bir şekilde kullanmaktan kaçınılmalıdır.

Sıkışıkken dalınmamalıdır

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Dalış Yapanlarda Kulak Zarı Delinmesi

Perfore Kulak Zarı (Timpanik Membran Rüptürü)

Kulak zarı (Timpanik membran), dış kulak yolu ile orta kulak boşluğunu ayıran ince zar şeklinde elastik bir dokudur.

Kulak zarı (Timpanik membran) yırtılması – delinmesi (perforasyonu), dalış esnasında derine inildikçe orta kulak ile dış ortam basıncının eşitlemesini yapılamaması nedeniyle oluşur.

Kulak zarı (Timpanik membran), orta kulakta bulunan küçük kemiklerden (işitsel ossiküller) oluşan bir zincire bağlıdır.

Kulak zarı (Timpanik membran), orta kulak boşluğunun steril ortamı ile dış kulak yolu arasında mikroorganizmalara ve diğer dış etkenlere karşı engelleyici bir bariyer görevi görür.

Kulak zarı (Timpanik membran) yırtığı, orta kulakta basıncını eşitlemeden dalış derinliğini arttırma, kuvvetli bir Valsalva manevrası yapma, kulağa / kafaya gelen bir darbe, patlama etkisi ile basınca bağlı veya sese bağlı akustik travma sonucu oluşabilir.

Dalışlarda meydana gelen Kulak zarı (Timpanik membran) yırtılması genellikle;

  • Yetersiz dalış eğitimi
  • Kendine güvene bağlı dibe hızlı iniş yapma sebebiyle meydana gelir.

Kulak Zarı (Timpanik Membran) Yırtılması Olduğunda

  • Dalışta iniş sırasında kulak ağrısının aniden durması
  • Kulaktan berrak veya kanlı akıntı
  • İşitme kaybı oluşması
  • Kulak çınlaması (tinnitus) başlaması
  • Dönme hissi (vertigo) başlaması
  • Vertigodan kaynaklanabilen mide bulantısı veya kusma başlaması ile belirtiler verir.

Kulak Zarı (Timpanik Membran) Yırtılması İyileşmesi

Kulak zarı (Timpanik membran) yırtılması genel olarak birkaç hafta içinde kendiliğinden iyileşir.

Burundaki ve sinüslerdeki tıkanıklığı hekim kontrolünde tedavi edilmesi gerekebilir.

Kulak zarı (Timpanik membran) yırtılması veya deliği kendiliğinden iyileşmeyebilir, tedaviye ve tedavinin niteliğine hekim kontrolünde karar verilir.

  • Kulak Zarı Yaması:  KBB uzmanı tarafından yırtığın kenarlarına zar dokusunun büyümesini sağlamak için kimyasal uygulama ve ardından kulak zarı dokusuna destek sağlamak üzere deliğin üzerine bir kağıt yama yapılmasıdır.

  • Ameliyat:  Kulak zarındaki yırtılma veya delik (defekt) büyük olup yama tekniği uygulanamadığı durumlarda, KBB uzmanı kişinin kendi dokusundan küçük bir parça aldığı ve kulak zarındaki deliğin üzerine yerleştirdiği ameliyatla (timpanoplasti) düzeltilebilir.

Ne Zaman Dalabilirsiniz?

Kulak zarı (Timpanik membran) yırtılması veya deliği sonrası tedavi sürecinin sonunda KBB uzmanı tarafından yapılan muayenede, iyileşmenin gerçekleştiği ve östaki borusunda sorun olmadığı tespit edilmesi sonrası yeniden dalışa izin verilir. İyileşme ve dalışa geri dönülebilme süresi birkaç aydır.

Kronik perforasyonlar – iyileşmeyen kulak zarı (Timpanik membran) yırtılması veya deliği dalış için kesin kontrendikasyondur.

Nasıl Önleyebilirsiniz?

Herhangi bir sebeple kulakta kıkışıklık varsa dalış yapılmamalıdır.

Daış esnasında iniş hızı korunmalı ve gerektiği gibi dengeleme yapılmalıdır.

Kulakta patlama veya çıtırtı sesi duyuluyorsa veya dalıştan sonra kulakta dolgunluk hissediliyorsa dalış yapılmamalıdır.

Orta Kulak Barotravmada O’Neill Sınıflaması

O’Neill derecelendirme sistemi, orta kulak barotravmasının şiddetini derecelendirmenin yeni bir yoludur. Basitleştirilmiştir ve tedaviyi yönlendirmek için yeterli ayrıntılarla daha tutarlı bir tanı sağlaması beklenmektedir.

0. DereceÖstaki Borusu Disfonksiyonu

………………………………………..A……………………………………………………………………..B…………………………………
  • Kulak zarının basınca maruz kalmadan önceki anatomik görünümünü. Yukarıda soldaki (A) fotoğraf.
  • Östaki disfonksiyonunda anatomik bir değişiklik görülmüyor (travma yok) semptomlar var. Yukarıda sağdaki (B) fotoğraf.

1. Derece – Barotravma

………………………………………..A……………………………………………………………………..B…………………………………
  • Kulak zarı çevresinde damarlarda belirginleşme ve kulak zarında normal görüntüsüne göre kızarıklık (eritem) görülür. Yukarıda soldaki (A) fotoğraf.
  • İlerledikçe orta kulak boşluğunda sıvı veya hava tutulması (görünür kabarcık) sebeyle kulak zarı görünümü. Yukarıda sağdaki (B) fotoğraf.

2. Derece – Barotravma

boşluk
………………………………………..A……………………………………………………………………..B…………………………………
  • Timpanik membran veya orta kulak boşluğunda hafif kanama görülür. Yukarıda soldaki (A) fotoğraf.
  • Son safhada kulak zarında yırtılma – delik (perforasyon) meydana gelir. Yukarıda sağdaki (B) fotoğraf.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Barotravma https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK482348/https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK482348/

⭐️⭐️ Timpanik membranın değerlendirilmesinde O’Neill derecelendirme sistemi: Klinik hiperbarik hastalar için pratik bir yaklaşım https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/26152108/

⭐️⭐️ Orta Kulak Barotravması https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK499851/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Diyabetliler Nasıl Dalış Yapmalı?

Öncelikle herhangi bir kronik hastalığı olan her dalıcının hastalığının dalışa ve dalışın hastalığına etkilerini iyi öğrenmesi ve hekiminden tıbbi izin almadan dalış yapmaması gerekir.

Tabi ki olmazsa olmaz genel tıbbi değerlendirmelerden de geçmelidir.

Tüplü dalış eğitimini tamamlamanın yanı sıra kronik hastalığı olanların genele göre daha temkinli olması ve daha az derinliklerde tecrübe kazanması gerekmektedir.

Bu yazıdaki konumuz diyabetlilerin – şeker hastalarının dalış yapması olduğu için, diyabetik dalış protokolünü öğrenmeleri ve uymaları hayati önem arz eder.

O sebeple öncelikle diyabetik kişinin dalış yapıp yapamayacağına karar verelim.

Çünkü;

Diyabet, dalgıç için en azından göreceli bir kontrendikasyondur çünkü bilinç bozukluğu dalgıcın kendisine veya dalış partnerine bakma yeteneğini etkiler ve potansiyel olarak sağlık veya yaşam için önemli bir risk oluşturur. 

Diyabetik Kişinin Dalış Başvurusunda Onay Kriterlerimiz Ne Olmalı ?

  • Yaşı 18 ve 18’den büyük olmalıdır. Özel bir eğitim programında ve veli onayı varsa 16 yaş ve yukarı olmalıdır.
  • Diyabet için ilaç yeni başlanmışsa veya yeni değiştirilmiş ise;
    • Oral hipoglisemik ilaçlarla (OHA) üç ay dalışı erteleyin.
    • İnsülin tedavisinin başlamasından sonra bir yıl dalışı erteleyin.
  • En az son bir yıl içerisinde başkasının yardımı – müdahalesini gerektiren hipoglisemi veya hiperglisemi atağı yaşamamış olmalıdır. Olmuşsa son olay tarihinden itibaren bir yıl dalışı erteleyin.
  • Hipoglisemi farkındalığına ve kendi kendine erken müdahale edebilme becerisi sorgulanmalı – beceri eksikliğinde dalış onayı verilmemelidir.
  • Son bir ay içerisinde yapılmış olan Kan HbA1c ≤9 % olmalıdır.
    • >%9’luk değerlerde dalış izni verilmemelidir.
  • Diyabet hastalığına bağlı gelişmiş başka sorunlar (ikincil komplikasyonlar) var ise dalış izni verilmemelidir.
  • Diyabet hastalığı için takibini yapan hekim tarafından en az yıllık inceleme yapmalı ve dalgıcın hastalığının süreci ve dalış egzersizinin hastalığına etkisi hakkında takibi yapılmalı onayı alınmalıdır. Onay alınamadığı durumda dalış izni verilmemelidir.
    • Gerektiğinde su altı uzman hekiminden görüş alınmalıdır.
  • 40 yaşınnın üzerindeki dalış adaylarında kapta sessiz iskemi değerlendirmesi yapılmalıdır.
    • İlk değerlendirmeden sonra onay verilse dahi, diyabetlilerde sessiz iskemi için periyodik kontrol (kardiyoloji uzmanı aksini belirtmedikçe en az 6 ay aralıklarla) yapılması istenmelidir.

Diyabetik Dalıcılar Dalış Planlamasında Nelere Dikkat Etmeli

  • Konforlu çevre koşullarında dalmalıdırlar.
  • Dalışları deniz suyunda 30 metre derinliği geçmemelidir.
  • Dalış 60 dakikadan az sürmelidir.
  • Dalış zorunlu dekompresyon durakları içermemelidir.
  • Dalış arkadaşı – budy’si durumu hakkında (diyabetik olduğu) bilgi sahibi olmalıdır.
  • Dalış arkadaşı – budy’si hipoglisemi durumunda ne yapılacağını bilmelidir.
  • Dalış arkadaşı – budy’sinin diyabet veya dalışta risk teşkil eden bir hastalığı olmamalıdır.

Diyabetliler Dalış Günü Ne Yapmalı

Diyabet hastası olanlar, yaptıkları egzersiz, tükettikleri gıdalar veya kullandıkları ilaçlar sebei ile hipoglisemi riski taşırlar.Bu riski en aza indirmek maksadı ile dalış günü de sistemli olmaları ve önceden belirlenmiş bir protokol kullanmalıdırlar.

  • Dalış planlanan günden önceki gün;
    • Yaşantısı – egzersizler dengeli olmalıdır.
    • Beslenmesine – sıvı alım dengesine dikkat etmelidir.
    • İlaçlarını (Oral antidiyabetik haplar veya insülin dozlarını) saatinde almalıdır.
    • Önceden dalış deneyimi varsa, dalıştan önceki gün içinden başlayarak oral antidiyabetik veya insülin dozunda ayarlama – düzenleme yapılabilir.
  • Dalış planlanan gün sabahtan itibaren dalış anına kadar kendi öz değerlendirmesi yapmalıdır.
  • Diyabetli dalgıçların dalış günlerinde yeterli sıvı alımına özellikle dikkat etmeleri şarttır. Yüksek kan şekeri, artan diüreze yol açacaktır. Veriler sınırlı olsa da, diyabetli dalgıçlardan dalış sonrası gözlemlenen hematokrit artışının (dehidratasyona işaret eder) kasıtlı sıvı alımıyla önlenebileceğine dair bazı kanıtlar vardır.
  • Dalış sırasında glikoz değişkenliğini azaltmak için dalıştan en az 1,5 ila 2 saat, tercihen 3 saat önce bir öğün tüketilmelidir. 
  • Dalış öncesi suya girmeden önce;
    • Kan şekeri ölçümünde ≥150 mg·dL -1 (8,3 mmol·L-1) sabit veya yükselme eğiliminde olmalıdır.
    • Kan şekeri eğilimin değerlendirmek için aralıklara en az üç kan şekeri ölçümü yapılmalıdır. (60 dakika, 30 dakika ve dalıştan hemen önce)
  • Dalış öncesi suya girmeden önce kan şekeri değerleri;
    • <150 mg·dL-1 (8,3 mmol·L-1) ise dalışı geciktirin veya iptal edin.
    • >300 mg·dL-1 (16,7 mmol·L-1) ise dalışı geciktirin veya iptal edin.
  • Dalış yapılacak yerde (Teknede – botta vb gibi) Acil durumlara karşı;
    • Kolayca erişilebilen ve kullanılabilen oral glikoz bulundurulması gerekir.
    • Kolayca erişilebilen ve kullanıma hazır parenteral glukagon bulundurulması gerekir.
    • Dalış arkadaşı veya yüzeydeki başka bir kişi parenteral glukagon kullanımı konusunda bilgili olmalıdır.
  • Şüpheli hipoglisemi için bir sinyal olarak her iki elin baş ve işaret parmaklarıyla bir “L” işareti kullanılması önerilir.
  • Dalış esnasında su altındayken hipoglisemi emareleri olması durumunda, dalıcı budy’si ile yüzeye çıkmalıdır. (dalgıç arkadaşıyla birlikte), yüzeyde pozitif yüzdürme sağlamalı, derhal glikoz almalı ve sudan çıkmalıdır.
  • Dalıştan sonra 12-15 saat boyunca kan şekerini sık sık kontrol edilmelidir.
  • Tüm dalış bilgileri kaydedilmelidir. (Kan şekeri ölçüm değerleri, beslenme ve ilaç alımı )
  • Diyabetli dalgıçlar tüm dalış ayrıntılarını, olası kan şekeri müdahalelerini ve dalışla ilişkili olarak yapılan tüm kan şekeri değerlerini kaydetmelidir. Bu kayıt, dalışla ilgili gelecekteki planlamayı iyileştirmek için kullanılmalıdır.

Şeker hastaları doğru yaşam tarzı ile her sporu yapabilirler.

Hayatın keyfini doğruları yaparak çıkarın

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Tip 1 ve tip 2 diyabetli kişilerde rekreasyonel dalış: Yeteneklerin ve önerilerin geliştirilmesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7481121/

⭐️⭐️ Diyabetli tüplü dalış – İngiltere deneyimi 1991-2001 https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15796312/

⭐️⭐️ İnsülin gerektiren diyabetli rekreasyonel dalgıçlarda plazma glikoz tepkileri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15568417/

⭐️⭐️ Diyabetik bir tüplü dalgıç grubunda kan şekerinin kontrolü https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9308144/

⭐️⭐️ Sürekli Glikoz İzleme Dalış ve Diyabet: İsveç Tavsiyelerinin Güncellenmesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30712367/

⭐️⭐️ İnsülin gerektiren diyabetli acemi genç dalgıçlarda eğlence amaçlı dalışa plazma glikoz tepkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16716063/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Dalış Yapanlarda Orta Kulak Barotravması

Barotravma

Barotravma, çevredeki gaz veya sıvı ile havalandırılmamış vücut boşluğu (örneğin sinüsler, akciğerler) veya bir doku düzlemi arasında giderilmeyen basınç farkından kaynaklanan fiziksel doku hasarıdır.

Hasar, sıkıştırıcı/genişletici kuvvetler ve kesme nedeniyle oluşur ve dokuların aşırı gerilmesine yol açar.

Barotravma genellikle sinüs yaralanmasına veya orta kulak yaralanmasına neden olur, ancak yüz yaralanması, diş yaralanması, gastrointestinal (GI) rüptürü, pnömotoraks, pulmoner hemoraji, mediastinal ve subkutan amfizeme de neden olabilir.

Pulmoner dokudaki yırtıklar gazın dolaşıma girmesine izin verebilir. Bu, uzak bölgelerde dolaşımın emboli şeklinde tıkanmasına neden olur veya normal organ fonksiyonunu engeller.

Orta Kulak Barotravması

Orta kulak barotravması, dalış (scuba) veya uçuş sırasında orta kulaktaki hava boşluğundaki basıncın eşitlenememesi sonucu orta kulakta sıvı ve kan birikmesi veya kulak zarının yırtılmasıdır.

Orta Kulak Barotravması Gelişimi

Timpanik boşluktaki hava basıncı —orta kulaktaki hava dolu boşluk— çevredeki ortamın basıncıyla eşitlenmelidir.

Östaki borusu boğazı timpanik boşluğa bağlar ve basınç eşitlemesi gerektiğinde gaz için geçiş sağlar. Bu eşitleme normalde çok az çabayla veya hiç çaba sarf etmeden gerçekleşir. Yutma veya esneme gibi çeşitli manevralar bu süreci kolaylaştırabilir.

Östaki borusundaki bir tıkanıklık, özellikle basıncın hızla değiştiği iniş sırasında eşitlemenin sağlanamamasına yol açabilir.

Timpanik boşluktaki basınç, çevreleyen dokunun basıncından düşükse, bu dengesizlik orta kulak boşluğunda göreceli bir vakuma neden olur. Dokunun şişmesine, kulak zarının içe doğru şişmesine, sıvı sızmasına ve yırtılmış damarların kanamasına neden olur.

Belirli bir noktada eşitlemeye yönelik aktif bir girişim boşuna olacaktır ve güçlü bir Valsalva manevrası iç kulağa zarar verebilir. Sonunda kulak zarı yırtılabilir; bu, Orta Kulak Barotravması ile ilişkili ağrıyı hafifletebilir, ancak mümkünse kaçınılması gereken bir sonuçtur.

Orta Kulak Barotravması gelişimine katkıda bulunabilecek faktörler arasında soğuk algınlığı, alerjiler veya iltihaplanmalar bulunur — şişmeye neden olabilen ve östaki borularını tıkayabilen durumlar. Kötü dengeleme teknikleri veya çok hızlı iniş de Orta Kulak Barotravması gelişimine katkıda bulunabilir.

İniş sırasında orta kulak basıncını dengeleyemeyen dalgıçlar önce kulaklarında rahatsızlık hissederler (tıkalı kulaklar) iniş devam ettikçe bu şiddetli ağrıya dönüşebilir.

Daha fazla inmek sadece kulak ağrısını şiddetlendirir ve bunu kısa süre sonra orta kulakta seröz sıvı birikmesi ve kanama izler.

Daha fazla inmeyle kulak zarı yırtılabilir ve ağrıyı hafifletebilir; bu yırtılma baş dönmesine, işitme kaybına ve enfeksiyona neden olabilir.

Orta Kulak Barotravması Durumunda

Dalış sırasında:  İniş sırasında kulak rahatsızlığı hissettiğinizde, inmeyi bırakmalı ve eşitlemeyi denemelisiniz. Gerekirse, eşitlemeyi sağlamak için yavaşça birkaç metre yükselin. Eşitleme sağlanamazsa, dalışı güvenli bir şekilde sonlandırmalısınız.

İlk yardım:  Dalıştan sonra kulaklarınızda doluluk hissettiğinizde, daha fazla dalmaktan kaçının. Burun tıkanıklığı giderici sprey veya damla kullanımı burun mukozasının ve östaki borusu mukozasının şişmesini azaltacaktır, bu da östaki borusunun açılmasına ve orta kulaktaki sıvının boşaltılmasına yardımcı olabilir.

Kulağınıza damla damlatmayın.

Tedavi:  Kulak kanalından sıvı veya kan akıntısı varsa veya kulak ağrısı ve doluluk birkaç saatten uzun sürerse bir doktor değerlendirmesi isteyin.

İç kulak barotravmasının bir belirtisi olabilecek vertigo ve baş dönmesi varsa acil bir değerlendirme almalısınız.

Dalıştan sonra şiddetli vertigo ve mide bulantısı acil tıbbi bakım gerektirir.

Orta Kulak Barotravması Sonrası Dalış İçin Uygunluk Muayenesi

Orta kulak baro travma şüphesi olan dalgıcın muayenesi öncesinde dalış yaptığı ve sorun yaşadığı zamana ait ayrıntılı bilgi alınmalıdır.

Aşağıdaki sorular ve yanıtları hem tedavi için hem de dalgıcın tekrar bir orta kulak barotravması geçirmesinin önüne geçmek için önemlidir.

  • Ortam sıcaklığı, deniz koşulları, dalışın derinliği ve süresi neydi?
  • Dalış profiline göre semptomlar ne zaman başladı (inişte, dipte, çıkışta veya yüzeye çıktıktan sonra)?
  • Göğüs ağrısı, nefes darlığı, hemoptizi, baş ağrısı, burun kanaması, kulak çınlaması, baş dönmesi, mide bulantısı, kusma veya yönelim bozukluğu var mıydı?
  • Dalgıç kulaklarını ‘temizlemekte’ zorluk çekti mi?
  • Valsalva manevrası gerekli miydi?
  • Dalgıç çıkışta nefesini tuttuğunu hatırlıyor mu?
  • Önceki herhangi bir URI, sinüs enfeksiyonu, burun akıntısı, kulak ağrısı, alerji, astım veya göğüs ağrısı var mıydı?
  • Daha önce burun polipi, astım, KOAH, işitme kaybı öyküsü var mıydı?
  • Dalgıç burun veya ağız dekonjestanları kullanıyor muydu?
  • Dalgıç bronkodilatör veya sistemik steroid kullanıyor muydu? 

Yaralanmanın iyileştiğine ve östaki borusunun çalıştığına hekim karar verirse dalışa geri dönüş düşünülebilir.

Orta Kulak Barotravması, sonrası uçuş ve dalış kısıtlamalarını yönlendirmede yararlı olan modifiye Teed sınıflandırması kullanılarak derecelendirilebilir.

Orta kulak barotravması için Modifiye Teed sınıflandırması 
Sınıflandırma Otoskopik bulgularDalış için tahmini dönüş  
0. SınıfNormal timpanik membran Yedi ila 10 gün (tam çözünürlük)
1. Sınıf Timpanik membran eritemli/iltihaplı 
3. SınıfTimpanik membranın brüt kanamasıAltı hafta (kanın yeniden emilimi)
4. SınıfOrta kulakta yaygın serbest kan ve timpanik membranın (hemotimpana) arkasında kabarcıklar görülebilir
5. Sınıf Timpanik membranın delinmesiÜç ay (iyileşmiş perforasyon) 

Orta Kulak Barotravması Önleme

  • Burun ve boğazınızı etkileyen bir enfeksiyon veya alerjiniz varsa dalış yapmayın.
    • Zorunlu iseniz işyeri hekiminizin yada KBB hekiminizin onayı ile fenilefrin veya oksimetazolin burun damlaları veya burun spreyi gibi bir dekonjestan dalışa başlamadan 60 dakika önce kullanabilirsiniz.
  • Sıkışıklık veya soğukta dalış yapmayın.
  • Dalışınızda inişinizi yavaş gerçekleştirin. Birkaç denemeden sonra eşitlemeyi başaramazsanız, haftanın geri kalanında dalış yapmanızı engelleyebilecek önemli yaralanmaları önlemek için dalışı güvenli bir şekilde sonlandırın.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Dalış Yapanlarda Hipotermi

Hipotermi, vücut içi sıcaklığının 35°C’nin (95°F) altına düşmesiyle ortaya çıkar.

İnsan homeotermdir.

Vücut yapısal olarak çevrelendiği ortama göre ısı üretimini ayarlar. Soğuğun beli bir değerinde vücut üretebildiğinden daha hızlı ısı kaybeder.

Vücudun ısı kaybedp kaybetmeyeceğini belirleyen faktörler

  • Cilt ile çevre arasındaki sıcaklık farkı
  • Çevrenin ısı kapasitesi (su için havaya göre çok daha fazladır)
  • Rüzgar veya su hareketlerinden (gelgitler ve akıntılar soğumayı hızlandırır)
  • Vücut kompozisyonu (hem daha yüksek yağ-yağ oranı hem de daha düşük vücut kütlesi-yüzey alanı oranı soğumayı hızlandırır)
  • Dalış kıyafetinin koruyucu kapasitesi

Hipotermi dalış da yaygın değildir ve olmamalıdır da. Lakin birçok dalış yapan farklı sebeplerle (Su altı fotoğraf çekimlerinde veya seyirlerinde hareketsiz kalmak yada çalışma sırasında vb gibi) aşırı derecede üşüyebilir ve rahatsız olabilir.

Dalış yapanın gövdesinin soğuktan korunması (yeterli izolasyonun sağlanması) kolaydır, lakin hareketlerin ve el becerisi korunabilmesi için, kol ve bacakların serbest kalması izolasyonu azaltırken üşümeye neden olur.

Su ısıyı havadan 20 ila 27 kat daha hızlı vücuttan uzaklaştırır.

Hipotermi genel olarak dalışın soğuk suya yapıması ile oluşur.

Dalışın (termal koruma olmadan) ani olarak 15°C daha soğuk suya yapılması ani bir soluk alma refleksine bu da dalıcının su solumasına neden olabilir.

Soğuğa bağlı stres vücutta tepkisel olarak kalp ve solunum hızının aşırı yükselmesine sebep olur.

Soğuk şokunun devamında ağrı ve zihinsel yönelim de bozukluk korku ve paniğe yol açabilir.

Dalış sırasında su sıcaklığına bağlı Islak elbise, kuru elbise, yarı kuru elbise ve diğer termal koruma ekipmanları, hayatta kalmaya yönelik malzemeler, soğuk suya bağlı şok etkisini büyük ölçüde azaltır. Lakin dalış süresi uzadıkça ısı kaybı kaçınımazdır.

Normotermik insan beyni, 10 dakikadan uzun süre akut asfiksiye maruz kalırsa geri döndürülemez hasara uğrar. Beyin dokusunun hipoksiye karşı önemli direnci, yalnızca sıcaklığı 37 santigrat dereceden 30 santigrat dereceye veya altına düştükten sonra gerçekleşir. 

Dalış esnasında vücudun ısı üretimini arttırmanın doğal ve istemsiz yolu titremedir. Bilinçli olarak yapılan hareketler de ısı artışını bier seviyeye kadar sağlar. Lakin dalış için kullanılan elbisenin termal koruması yetersiz hatta hiç yoksa su içinde soğuk ile temas yüzeyi arttığı için dalıcının vücut ısısının suya aktarılma ve dolayısı ile beden ısısının düşme hızı artar.

Dalış yapanlar genel olarak 24°C ve daha sıcak sularda vücut sıcaklıklarını koruyabilirler. Termal koruyucu dalış kıyafeti olmadan 24°C dan soğuk sularda vücut sıcaklığını koruyamaz.

Memelilerin hipotermiye tepkisi, genellikle titreme gibi kas aktivitesi yoluyla artan metabolik ısı üretimidir. 

Dalışta hipotermi, sıcak hatta tropikal sularda bile meydana gelebilir. Vücut sıcaklığının altında olan tüm su kütleleri içerisinde ısı alışverişi (Genel kütlesi küçük olan, büyük olanın sıcaklığına ulaşıncaya kadar devam eder) olur. Dalış yapan termal koruma giymediği takdirde 29°C ila 33°C lık suda yavaş ısı kaybının farkında olamayabilir.

Hipoterminin belirtileri ve semptomları, soğuğa maruziyetin ne kadar şiddetli olduğuna göre değişir.

Hipoterminin Sınıflandırılması

Hafif (35–32 °C)

Orta (32–22 °C)

Şiddetli (22–8 °C)

Hafif Hipotermide İlk Müdahale

Dalış sırasında hafif hipotermi geçiren dalıcı, yüzeye çıktığında konuşması berraktır. Soğuktan şikayet eder ve genel olarak titrer. Dudaklarında ve parmak uçlarında hafif mor renk görülür.

Hipotermik dalıcının vücudunda farklı – ek bir yaralanma olmadığı takdirde;

  1. Islak kıyafetlerini çıkarması sağlanır.
  2. Vücudun hızla ve travmatze edilmeden kurutulması sağlanır.
  3. Hızlı bir şekilde kuru ısıyı muhafaza edebilen kıyafetler giymesi sağlanır.
  4. Başı, saçları ve boynu muhafaza edecek şekilde sarılır. (Kapşon, bere, atkı, havlu vb gibi)
  5. Titremesine izin verilmelidir. Hafif hipotermide etkili bir yeniden ısınma sağlar.
  6. Egzersiz yapması da yeniden ısınma oranını artırabilir, lakin ilk zamanda ısı düşüşünü hafifçe artıracaktır. (Soğuk stresinden kurtulduktan sonra bile o anki sıcaklıkta devam eden bir düşüş) Bu düşüş süreci hafif hipotermi vakalarında sorun olarak düşünülmez.
  7. Hafif ısı veren ılık sıvılar içirilmesi hipotermyee eşlik eden dehidratasyonu da telaf eder. Burada dikkat edilmesi gereken ve sık yapılan hata alkol verilmesidir. ASLA Alkol vermeyin. Çünkü, Dehidratasyonu ve vazodilatasyonu (kan damarlarının genişlemesi) şiddetlendirir.
  8. Soğuk olmamak kaydı ile hazmetmesi kolay (hafif) ve enerji verici gıda verilebilir.
  9. Çeşitli pasif veya aktif yollarla vücudun ısınması sağlanır.
  10. Direk ısıya maruz bırakılmaz. (Isıtıcının önünde tutulması vb gibi)

Orta Düzeyde Hipotermide İlk Müdahale

Dalış sırasında orta düzeyde hipotermi geçiren dalıcı, yüzeye çıktığında/çıkarıldığında bilinçli fakat kafası karışıktır. İletişim kurulmaya çalışıldığında ilgisiz olabildikleri gibi iş birliği yapmayabilirler yada konuşmada zorluk çekebilirler.

  1. Hafif hipotermide yapılanlar aynen yapılmalıdır
  2. Kalp ritimlerinin bozulmuş olma ihtimali vardır. Bu sebeple nabız ve mümkünse kalp kontrolü yapılmalıdır.
  3. Vücudu nazik bir şekilde ovularak ısıtılmaya çalışabilir.
  4. Aktif ısıtma teknikleri olarak ısıtılmış battaniye, havayı ısıtma, ısıtılmış ve nemlendirilmiş solunum gazı gibi uygulamalar yapılabilir.
  5. Egzersiz önerilmez çünkü dalıcının fiziksel koordinasyonu bozulmuş durumdadır ve halen beden ısısının düşme halindedir.
  6. Dalış hipotermisinde beden ısısında devam eden düşme eğilimi kurtarma sırasında veya hemen sonrasında dalıcının fizyolojik çöküş riskini arttırır.
  7. Hipotermik dalgıç, emniyetli bir yere alıp ve ilk kısım işlemlerini yaptıktan sonra sırt üstü yatırılır, kalp ve baş aynı seviyede olacak şekilde ve tamamen istirahat halinde tutulur. Bu sayede çöküş riski azalır.
  8. Hipotermik dalgıç, yerden veya diğer soğuk yüzeylerden izole edilmelidir.
  9. Mümkün olduğunca fazla oksijen verin.
  10. Ilık su banyosu, (41°C fazla olmamalıdır çünkü daha yüksek ısı ciltte yanma hissi ve acı verir) orta düzeyde hipotermi mağduru dalgıçlar için iyi seçenektir. Banyoya transferleri ve banyo süresince yalnız bırakılmamalı ve devamlı yardımcı olunmalıdır.
  11. Su sıcaklığını kademeli olarak 45°C fazla olmayacak şekilde artırabilirsiniz.
  12. Sıcak su banyosu immkanı yoksa, yeniden ısıtmak için elektrikli pedler kullanılabilir. DİKKAT – bu ısıtıcı petleri asla doğrudan cilde uygulamayın. YANIK OLUŞABİLİR.

Şiddetli Düzeyde Hipotermide İlk Müdahale

Dalış sırasında orta düzeyde hipotermi geçiren dalıcı, yüzeye çıkartıldığında bilinçsiz olabilir, kalp atışları ve solunumları yavaşlamış olabilir veya kalp atışı algılanamayabilir, hatta ölmüş gibi görünebilir.

  1. Dalgıcın sudan çıkarılması sırasında, tepki verme yeteneğini ve normal solunumunu değerlendirin ve mağdurun sudan çıkarılması sırasında kalp durması riskinin arttığını unutmayın.
  2. İlk yardımın ABC sin hatırlayın ve solunum kontrolü yapın, boyunda şah damarı (karotis arterinde) nabız gibi yaşam belirtilerini kontrol edin.
  3. Hipotermi soğuk suya dalışı sonucu oluşmuşsa, ölüm genellikle bilinç kaybı ve ardından boğulma sonucu gerçekleşir.
  4. Solunum veya kalp atışı varsa, harici kalp masajına (göğüs kompresyonu) gerek yoktur. 
  5. Mümkün olduğunca fazla oksijen verin.
  6. Şiddetli hipotermik dalgıçın bilinci olmadığı durumlarda en önemli hedefler kan basıncını yeterli hale getirmek, solunumunu korumak ve daha fazla ısı kaybını önlemektir.
  7. Şiddetli hipotermi dalgıcın kalp durması riskini arttırır. Bu sebeple elle yapılan ısıtma nazik yapılmalıdır.
  8. Kalp ve baş aynı seviyede olacak şekilde ve tamamen istirahat halinde tutulmalıdır.
  9. Hareket etmesi (fiziksel aktiviteleri) engellenmelidir.
  10. Isıtma işlemleri yavaş seyirli olmalıdır.
  11. Şiddetli hipotermi de şiddetli hipotermik dalgıcı yeniden ısıtmak da kalpte aritmiye neden olabilir.
  12. Solunum ve nabız yoksa kalp atmıyorsa canlandırma – CPR’ a başlamalısınız.
  13. Eğer, boğulma hipotermiden önce gerçekleşmişse, başarılı bir canlandırma – CPR olasılığı düşüktür.
  14. Eğer, boğulma hipotermiden sonra gelişmiş ise başarı şansınız kalbin durduğu süre ile müdahaleye başladığınız aralığı süresine göre değişir (aslında bu tüm kalp durmaları için geçerlidir lakin soğuk suda olması CPR ile başarı şansını yükseltir)
  15. CPR, tıbbi yardım gelene kadar devam edilmelidir.
  16. Şiddetli hipotermi mağduru dalgıcı ortamda tekrar ısıtmak pek olası değildir, lakin onları daha fazla ısı kaybına karşı korumak amaç olmalıdır.

Temel yaşam desteği sağlamak, yeniden ısıtma çabalarından daha önceliklidir.

Hipoterminin bazı doğal koruyucu etkileri nedeniyle, uzun süreli CPR’den sonra başarılı canlandırma işlemleri olmuştur.

Soğuk (Hipotermi), beyin ve kardiyovasküler işlevleri belirgin bir şekilde yavaşlatır.

Bu sebeple klinik olarak ölü gibi görünen dalgıçların, uzun süreli CPR’den sonra bile nörolojik işlevleri bozulmadan tamamen canlandırıldığı durumlar olmuştur.

Kanama, vücut çekirdek sıcaklığının düşmesiyle oluşan bir diğer korkulan komplikasyondur. Kanama, pıhtılaşma sisteminde ve kan trombositlerinde hipotermi kaynaklı bir arızanın sonucudur.

Pıhtılaşma sistemindeki bu arızanın nedeni, enzimle çalışan kaskad sistemlerinin yalnızca sınırlı sıcaklık kısıtlamaları içinde çalışabilmesidir.

Sonuç olarak, çoklu travma geçirmiş hastaların çekirdek sıcaklığındaki bir düşüş, kanama kontrolünün eksikliği nedeniyle %100’e yakın ölüm oranıyla ciddi bir tehdittir.

Yeniden ısıtma şoku, iyi tanımlanmamış bir kavramdır ancak yeniden ısıtma sırasında kendiliğinden oluşan dolaşım fonksiyonunda ani ve beklenmedik bir azalmayla ilişkilidir. Ani formunda yeniden ısıtma şoku, yeniden ısıtma sırasında veya hemen sonrasında meydana gelir ve aritmi oluşumuyla ilgisi yoktur.

Dalış Harici Suda Hipotermiyi Önleme

  • Soğuk suya girildiğinde termal koruma giyilmemişse, can yeleği veya benzeri yüzdürme desteği ve bulunulan yerden kurtarılma şansı varsa, su yolu ile soğuğa maruz kalınan yüzey alanı en aza indirilen (dizleri bir araya getirip ve göğüse doğru çekilmelidir. Vücudun yüksek ısı kaybı olan bölgelerinin, yani koltuk altlarının, kasıkların, göğsün ve uylukların daha iyi korunmasını sağlar.) pozisyonda kalınmalıdır.

Dalışta Hipotermiyi Önleme

  • Dalış soğuk veya serin suda yapılacaksa, 27°C daha soğuk suda termal koruma dalış kıyafeti giyilmelidir.
  • 24°C daha soğuk suda önemli termal stres beklenir.
  • Serin veya soğuk suda güvenli dalış eğitimi ve deneyimine sahip olunmalıdır.
  • Termal koruma kıyafeti olmadan soğuk suya dalış, normalden çok daha hızlı bir güçten kaybına neden olur.

Ek – BİLGİ

Dachau İnsan Hipotermisi Çalışması

Daldırma-hipotermi projesi, Ağustos 1942 ile Mayıs 1943 arasında Hitler Almanyasında Dachau toplama kampında yürütüldü. Bilim dünyasını ikiye bölen bu çalışmaların sonuçları hakkında yorumları okumak isteyenler için… https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJM199005173222006

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Scuba Dalış İçin Kulağın İşlevi

Dalış yapmayı sevenlerin veya işi gereği dalanların çok iyi bildiği bir gerçek şudur ki… Dalış için bedenen ve ruhen iyi bir durumda olmak gerekir. Vücudun her parçası dalış sırasında önemlidir lakin kulağın dalıştan kaynaklanan hızlı basınç değişiklikleri için tasarlanmamış olması sebebi ile önemi çok daha fazladır. Bu sebeple dalış yapanların öncelikle tanımaları gereken organlarıdır.

Kulak, dış kulak, orta kulak ve iç kula olarak bölümlere sahiptir.

Dış kulak, kulak kepçesinden başlayarak (pinna) kulak zarına (timpanik membran) kadar olan kulak kanalını içerir. Dış kulağın yüzeyi, kulak kiri üreten bezlerden zengin bir deri ile kaplıdır.

Dış kulağın işlevi, akustik dalgaları timpanik membrana ve dolayısıyla orta kulağa yönlendirmektir.

Orta kulak, kafatası kemikleri arasında yer alan temporal kemikteki bir boşluktur. Dış kulağın sonunda yer alan kulak zarı ile başlar ve iç kulak tarafında oval pencere zarına bağlı zincir gibi dizilmiş üç küçük kemik (işitsel kemikçikler) içerir. Östaki borusu aracılığıyla boğaza bağlanır. Burun ve boğazda bulunan dokuya benzer ince bir doku tabakasıyla kaplıdır.

Dalış yapanlar için oldukça önemli olan orta kulak boşluğu, kişinin bulunduğu ortam basıncındaki hava ile doludur ve ortam basıncı değiştiğinde (dalma veya uçma sırasında olduğu gibi) havanın dış ortam basıncı ile eşitlenmesi gerekir.

Eşitleme, dalıcının (Valsalva, Toynbee, Frenzel, Yawning ve Chewing manevralarından kendine uygun olanı kullanarak) boğazındaki havayı orta kulağa bağlayan östaki borularından içeri veya dışarı hareket ettirmesiyle sağlanır.

İç kulaklabirent, biri diğerinin içinde olmak üzere iki sıvı dolu bölmeye ayrılmıştır. Koklea (işitme organı) ve vestibül – yarım daire kanallarından (denge organları) meydana gelir. Koklea ve vestibül, işitsel ve vestibüler (denge) sinirlerin kaynağıdır.

İki bölmedeki sıvı, her birinin içerdiği tuz türüne göre farklılık gösterir.

Dış veya kemikli bölmedeki sıvı, kandaki tuz bileşimine veya beyinde bulunan sıvılara benzeyen bir sodyum tuzu çözeltisi (perilenf adı verilir) ile doludur.

İç veya zarlı bölme, normalde vücudun hücrelerinin içinde bulunan sıvıya benzeyen bir potasyum tuzu çözeltisi (endolenf) ile doludur.

Zarlı bölmenin bazı kısımlarını kaplayan ve zarlı bölmeye potasyum “pompalayan” özel hücreler, iki bölme arasındaki konsantrasyon farkını korur.

Bu iki sıvının kimyasal bileşimindeki fark, duyusal hücrelerin aktivitelerini güçlendiren kimyasal enerji (bir pil gibi) sağlar.

Bu iş bölümü iç kulağa özgüdür çünkü başlıca hücrelerin işlevi diğer hücreler tarafından sağlanan kimyasal enerjiye dayanır.

Kalp kasları, beyin veya gözün retinası olsun, hemen hemen tüm diğer sistemlerde başlıca hücreler işlevlerini yerine getirmek için kullandıkları enerjiyi üretmek üzere besinleri ve oksijeni birleştirmelidir.

İç kulakta metabolik süreçler, işitme organından yarım milimetre uzakta bulunan stria vaskülaris adı verilen bir organ tarafından gerçekleştirilir.

Stria vaskülaris, esasen elektrik akımının işitmeyi sağladığı bir pildir. Eğer bir gün bu güç kontrol altına alınabilirse işitme cihazları için pil yerine kullanılabilir. O kadar güçlü elektrik üretebilir.

Kulağın Anatomisi

  • Dış kulak: Kulağın kepçesiden başlayan,kulak yolundan timpanik membrana kadar olan kısımdır.
  • Orta kulak: Esas olarak timpanik membran ile iç kulak arasında bulunan hava dolu bir boşluktur. Üç bileşeni vardır:
    • Orta kulak boşluğunun kendisi
    • Malleus (Çekiç), İncus (Örs) ve Stapes (Üzengi)
    • Mastoid hava hücreleri
  • İç kulak: İç kulak bir duyu organıdır, biri diğerinin içinde olmak üzere iki sıvı dolu bölmeye ayrılmıştır. Merkezi Sinir Sisteminin (MSS) bir parçasıdır ve iki işlevi vardır:
    • İşitsel: Salyangoz, ses dalgalarını elektriksel uyarılara dönüştürerek beyne iletir.
    • Denge: Yarım daire kanallarındaki sensörler (silialar) ile dengeyi, pozisyonu ve üç eksenli ivmeyi kontrol etmemize yardımcı olur.

Nasıl İşitiriz

  1. Ses kulak kepçesi ve kulak kanalı tarafından yönlendirilir ve kulak zarına çarparak titreşmesine neden olur, bu da orta kulaktaki küçük kemikçiklerin (malleus, incus ve stapes) kemikçiklerin tepki olarak aynı anda hareket etmesine neden olur.
  2. Üzengi kemiği kokleadaki oval pencerey titreştirerek kokleanın sıvısında dalgalanmalar yaratır.
  3. Bu kapalı bir sistem olduğundan, oval pencere içeri doğru itildiğinde yuvarlak pencere dışarı doğru itilir.
  4. Bu dalgalanma, su akıntısının deniz tabanındaki bitkileri hareket ettirmesi gibi, tüy hücrelerinin uçlarındaki stereosilyaları hareket ettirir.
  5. Stereosilyaların bu hareketi, işitme sinirinin beyne taşıdığı bir elektrik sinyalini tetikler. Beyin elektrik sinyalini ses olarak algılar.

İşitmenin Silsilesi

Ses dalgaları ile başlar — Kulak kepçesi — Kulak yolu — Kulak zarı — Çekiç — Örs — Üzengi — Oval pencere — Vestibular kanaldaki perilenf sıvısında basınç dalgası — Kohlear kanalı ve temel zarı aşağı doğru iter — Tüy hücreleri hareketlenir — corti organı (mekanoresep-törler) — İşitme sinirleri — Talamus — Beyin kabuğundaki işitme merkezi ile son bulur.

Nasıl Denge Kurarız

Denge: Basitçe kişinin uzayda kapladığı yeri ve konumu algılanmasıdır. 

Dengeyi sağlayan algı, beynimizde üç kaynaktan gelen verilerin değerlendirilmesiyle sağlanmaktadır. 

Denge; statik denge ve dinamik denge olmak üzere ikiye ayrılır.

Statik denge; Vücut pozisyonunun dikey düzlemde yer çekimine göre ayarlanmasıdır.

Dinamik denge; Vücut pozisyonunun hızlanma ve yavaşlama, dönme gibi hareketlerinde korunmasıdır.

Gözler, kas – eklem ve iç kulaktaki duyu reseptörleri yolu ile dış ortamdan ve vücudun kendisinden gelen veriler sinirler yolu ile beyne iletilir. Hem başın hem vücudun durumu ve hareketleri hakkında beyne en değerli verileri (başın hareketlerinde hız ve yön bilgilerini) kulaklar sağlar. Beyin vücudun, uzay – zaman içinde bulunduğu yeri anlık olarak belirlerken eş zamanlı olaraka kas guruplarını harekete geçirerek dengeyi sağlar.

Bu işlevler çok önemli üç refleks ile bilinç dışında yürütülmektedir.

  1. Yerçekimine göre vücudun ağırlık merkezini korumaya çalışan vestibülo-spinal refleks (kulak ile iskelet-kas sistemi arasında işleyen bir refleks)
  2. Görme alanının devamlılığını sağlayan vestibülo-oküler refleks (kulak ile göz küreleri arasında işleyen bir refleks)
  3. Gövdenin hareketi sırasında başın durumunu koruyan ve sürdüren vestibülo-servikal refleks (kulak ile boyun kasları arasında işleyen bir refleks)

İç kulakta içindeki kapalı alanda bulunan sıvı, başın hareketleriyle uyumlu şekilde hareket eder. Algılanan hareket yarımdaire kanallarının ve utrikül ve sakkül denilen keseciklerin içinde yerleşmiş olan silya adı verilen saç benzeri yapılar sıvının kanallar boyunca hareketini algıladığında uyarılmış olur.

Bu silyaların köklerindeki hücreler denge sinirinin (vestibüler sinirlerin) dalları ile bağlantılıdır.

Kokleanız, iç kulağınızda duymanıza yardımcı olan salyangoz şeklindeki bir organdır. Ses dalgalarına tepki olarak hareket eden sıvı ile doludur ve iki ince zarla üç tüpe ayrılmıştır.

Bu zarlardan biri olan baziler zar, elastik bir duvar gibidir ve üstünde corti organı bulunur.

Corti organı, uçlarında stereosilyalar bulunan minik tüy hücreleri içerir. Stereosilyalar, koklea sıvı hareketine tepki veren hassas, tüy benzeri çıkıntılardır. Hücrelerden elektriksel uyarı olarak verilen denge bilgileri bu sinir dalları ile önce beyin sapındaki denge çekirdeklerine ve daha sonra da buradan beyin içindeki ara merkezlere iletilir.

Denge merkezine gelen uyarılar gözlerden ve derin duyu sisteminden gelen, beyincik ve ara merkezlerin katkıları ile derlenip toparlanan verilerle birlikte işlenerek durum hissi oluşur ve dengenin sağlanması ve korunması için sinirler yolu ile kas ve iskelet sistemine talimatlar yollanır.

Beyinde işitmenin merkezi olmasına rağmen belirli bir denge merkezi yoktur. Kulak, göz ve derin duyu algılayıcılarının beynin kabuğu olarak adlandırılan korteksinde kendilerine ait işlenme yerleri vardır. Kortekste birlikte eş zamanlı çalışan çok sayıda denge bölgesi olduğu gibi anlık motor işlevlerin yürütüldüğü motor korteks adlı bölümü de denge emirlerinin oluşturulmasında görevlidir.

Dalışın Kulaklara Etkisi

Yapılan sporlar ve sair aktivitelerin içerisinde kulakları mekanik olarak en fazla zorlayan dalıştır. Dalış yapanların yüzde 50’sinden fazlası dalış hayatları boyunca en az bir kez orta kulak barotravması geçirmektedir. 

Dalışta yaşanan kulak burun boğaz sorunlarını https://tetkik.com.tr/2024/10/14/su-alti-tuplu-dalis-oncesi-kulak-burun-bogaz-muayenesi/ okuyabiirsiniz.

Hiçbir şey kulaklarımızı ve östaki borularımızı tüplü dalış ve nefes tutma dalışından daha fazla zorlayamaz.

Dalışlarınızı güvenli yapabilmek ve orta kulak yaralanmalarından kaçınmak için Boyle yasasının iyi bilmeniz ve östaki kanalını kullanarak orta kulağınıza havayı aktif olarak alabilmek için manevraları (Valsalva, Toynbee, Frenzel, Yawning ve Chewing) öğrenmeniz çok önemlidir.

Yüzeye geri dönmek için yükseliş sırasında, dalış yapanın çevresinde basınç azalır ve orta kulaktaki havanın boşluğunu terk etmesinin bir yolu yoksa, orta kulakta basınç daha yüksek kalır.

Kulaklarınız derinlik azaldıkça eşitlenmezse ve basınç farkı artarsa eşit olmayan basınca bağlı baş dönmesi (Alternobarik vertigo) meydana gelebilir.

Kulaklarınız ve eşitleme yeteneğiniz, üst solunum yolu enfeksiyonları, saman nezlesi, alerjiler, uyuşturucu çekme, sigara içme veya deviasyonlu burun septumundan, delik kulak zarlarından yüzücü kulağına kadar birçok kulak rahatsızlığı ve yaralanmasından etkilenir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Çocuklarda Dalış Öncesi Muayene ve Seçim Kriterleri

Ülkemizde, Türkiye Su Altı Sporları Federasyonu (TSSF) kuralları gereği yasal dalış yaş sınırı 14‘dür.

Güney Pasifik Sualtı Tıbbı Derneği (SPUMS) Rekreasyonel Dalış için Tıbbi Standartlar Komitesi, 1990 yılında tüplü dalış eğitimi için asgari yaşın 16 olması gerektiğini önermiştir ve bu tavsiye tamamen güvenlik faktörlerine dayanmaktadır. 2010 SPUMS kılavuzu, 14 yaşın altındaki çocuklar için dalışı önermemektedir.

Profesyonel Dalış Eğitmenleri Derneği (PADI), aynı zaman diliminde 12 yaşından küçük çocuklara 30 yıllık eğitim vererek elde ettiği verileri Confédération Mondiale des Activités Subaquatiques (CMAS) gibi diğer kuruluşlardan elde edilen verilerle birleştirerek asgari yaş sınırını 10 olarak belirlemiştir.

Confédération Mondiale des Activités Subaquatiques (CMAS)’ın asgari yaş sınırı 8 olan bir gençlik programı bulunmaktadır.

Amerikan tüplü dalış eğitim kurumları 8-12 yaş arasında yaş sınırları konusunda anlaşmış durumdalar.

2003 yılında Hollanda Dalış ve Hiperbarik Tıp Derneği (DSDHM), tüplü dalış için asgari yaşın 14 olarak belirlendiği ulusal bir kılavuz yayınlamıştır.

Görüldüğü gibi resmi su altı dalış organizasyonları dünya genelinde dalış sporu için çocuk yaşı konusunda ortak bir sınır belirleyememiş durumdalar.

18 yaş altına inildikçe dalış öncesi muayenesinde erişkinlere göre çok daha titiz olmak gerekmektedir.

Çünkü;

– Sekiz yaşına kadar akciğer gelişiminin yeterli olmaması
– Daha yüksek pulmoner kapanma hacmi olması
– Akciğer uyumluluğunun azalması (barotravma riskinin artması)
– Daha fazla sayıda solunum yolu enfeksiyonu geçirmeleri
– Östaki borusunun açılma mekanizmasının işlevsel olarak olgunlaşmamış olması
– Vücut yüzeyi:ağırlık oranının uygun olmaması (hipotermi riski)
– Kemik gelişiminin tamamlanmamış olması
– Matematiksel ve fiziksel yasaları anlama yeteneklerinin sınırlı olması
– Duygusal dengesizlikleri
– Kendine ve başkalarına bakım yapma konusunda sınırlı yetenekleri

Gibi farklılıklarının olduğu bilinci içerisinde değerlendirmelerinin yapılması gerekir.

Kulak Burun Boğaz Muayenesinde Farklı Bulgular

İniş sırasında dalgıç, timpanik membran üzerindeki basınç arttıkça iç kulaklarında ağrı hissedecektir. Bu basınç farkını dengelemek için, nazofarenks yoluyla iç kulağa hava zorlayarak “telafi edebilmelidir”.

İç kulaklardaki basıncı dengelemek için en yaygın teknik, üst hava yolları, östaki boruları ve orta kulak içindeki basıncı artırmak ve dengelemek için ağız ve burun deliklerini kapatırken nefes vermeye çalışılarak gerçekleştirilen Valsalva manevrasıdır.

Çocuklarda en önemli risk faktörü östaki borularının işlev bozukluğudur. Çocukların yetişkinlere kıyasla daha kısa, daha dar, daha yatay boruları, olgunlaşmamış gevşek elastik kıkırdakları ve daha büyük geniz etleri vardır.  Sekiz yaşına kadar olan çocuklarda eşitleme yeteneğini etkiler. Aynı sebeple çocukluk çağında orta kulak hastalıkları daha sık görülür.

Çocuklarda daha önceki timpanik membran ameliyatı, sık kulak enfeksiyonları ve atopik bir kulak yapısı sinüzit, akut ve kronik orta kulak iltihabı ve akut tüp ventilasyon bozuklukları olması durumunda tüplü dalışına izin verilmez.

Akciğer Muayenesinde Farklı Bulgular

Akciğerlerde alveol sayısı sekiz yaşına gelindiğinde maksimuma ulaşır. Lakin nispeten düşük akciğer elastikiyeti ve hava yolu çapı, yetişkinlere kıyasla daha yüksek bir solunum çabasına ve akciğerlerdeki havanın dışarı boşalmasının (ekspirasyon) sonunda artan hava yolu çöküşüne yol açar. Bu, küçük çocukları teoride hava hapsine ve akciğer barotravmasına karşı daha savunmasız hale getirir. Sonraki ergenlik döneminde, alveoller ve hava yolları yaklaşık 16 yaşında yetişkin boyutuna ulaşana kadar büyür.

Çocuklarda, hava yollarının daha küçük nispi çapı ve daha fazla uyum nedeniyle dalış sırasında solunum çabası daha da fazladır. Bu da küçük hava yollarının çökmesine ve gaz değişiminin bozulmasına yatkın hale getirir. Ayrıca, çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları sık görülür ve bu da hava yolu tıkanıklığı riskini artırır.

  • Kistik adenomatoid malformasyonlar
  • Pulmoner büller

Pnömotoraks riskinin yüksek olması nedeniyle dalışa onay verilmez.

  • Yakın zamanda geçirilmiş plevra hastalıklarında uzman hekim onayı alınmadan dalış onayı verilmemelidir.
  • Kistik fibrozis, bronşiolitis obliterans ve malaziler tanısı olanlara dalışa onay verilmez.
  • Spontan pnömotoraks geçirmiş olanlarda dalışa onay verilmez.
  • Plevral drenaj öyküsü varsa, en az altı hafta dalışa izin verilmez.

Hafif – İyi Kontrol Edilen Astım ve Çocuklarda Dalış

Yetişkinlerde sağlık takibi yapılarak ve önlemler alınarak güvenli bir şekilde dalış yapabilirler.

Lakin, çocuklarda soğuk kuru hava akciğerlerdeki hava yollarının çevresindeki düz kasların kasılması sonucu daralmasına (bronkokonstriktif) yol açan uyaranlara karşı daha duyarlı oldukları için astım mevcudiyeti durumunda ve bronşiyal hiperreaktivite belirtileri (ilaçlı veya ilaçsız) olması durumunda tüplü dalışına izin verilmez.

British Thoracic Society‘ye göre  dalış, semptomları olmadığı, normal bazal spirometri değerlerine (FEV1) sahip olduğu sürece 12 yaş üstü astımlı yetişkinlerde ve çocuklarda izin verilmektedir.

Kardiyovasküler Muayenesinde Farklı Bulgular

  • Atriyal septal defekt (ASD)
  • Ventriküler septal defekt (VSD)
  • Pulmoner stenoz (PS)
  • Aort koarktasyonu (CoA)
  • Fallot tetralojisi (ToF)
  • Büyük arterlerin transpozisyonu (TGA)

Bu hastalıklara benzeri doğuştan kalp hastalığı olan çocuklar erken yaşlarda opere edilirler. Komplikasyon olmayan durumlarda iyileşme dönemleri sonrasında tüplü dalış konusunda uzman bir kardiyolog tarafından değerlendirildikten sonra onay vermesi şartı ile dalış yapabilirler.

Pulmoner hipertansiyonu ve/veya rezidüel atriyal veya ventriküler septum defektleri (sağdan sola şantları) olan doğuştan kalp rahatsızlığı olan çocukların tüplü dalışına izin verilmez.

Kas İskelet (lokomotor) Sistemi Muayenesinde Farklı Bulgular

Tüplü dalışa girişen çocukların kullandığı dalış ekipmanlarının maksimum ağırlığına ilişkin uluslararası bir kılavuz bulunmamaktadır.

Amerikan Mesleki Terapi Derneği (AOTA), sırt çantalarının öğrencinin vücut ağırlığının %10’undan daha ağır olmamasını önermektedir. 

Tam dalış ekipmanının ağırlığı, ıslak elbisenin kalınlığına, tüp ve denge yeleği (BC) boyutuna ve ağırlık kemeri gereksinimlerine göre değişmektedir. Ortalama olarak bir çocuk yaklaşık 15 kg taşıyacaktır. 

Bu bilgiler eşliğinde çocuk yaş grubunda dalış elbisesi ve ekleri harici malzemelerin suya giriş sonrası kuşanılması kas iskelet sistemlerine binecek yükü eksiltecek ve riski azaltacaktır.

Termoregülasyon (Isı) Regülasyonu Sistemleri – Hipotermi Riski – Metabolizma

Çocuklar genellikle vücut ağırlığına göre daha yüksek bir yüzey alanına, daha düşük vücut kitle indeksine ve kiloya ve nispeten daha az deri altı yağ dokusuna sahiptir. Bu, daha fazla ısı rezervine sahip olan yetişkinlerden daha hızlı bir ısı kaybına neden olur.

Hipotermi riski genellikle 25°C’den daha soğuk suda başlar.

Çocuklarda (yetişkinlerde olduğu gibi) hipotermi yalnızca bronkomotor tonusu değil aynı zamanda kas iskelet sistemi (lokomotor) ve bilişsel yetenekleri de etkiler. 

Çocuk yaş grubunda hipotermi riskini azaltmak için soğuk suda dalışlardan kaçınılmalı yada dalış kıyafetlerinin kalınlığı ve tipi dalış yapılacak suyun ısısına göre doğru tercih edilmelidir.

Diyabet ve Çocuklarda Dalış

Yetişkin diyabet hastaları gerekli önlemler ve kısıtlamalarla dalış yapabilirler. Lakin Uluslararası tıbbi yaklaşımlar, 18 yaşından küçük diyabet hastalarının dalış yapmasına izin verilmemesi yönündedir.

Yetişkinler için geliştirilmiş olan öz beyan formu genel olarak dalış organizasyonları tarafından yeterli ve geçerli kabul etmektedir.

Epilepsi Hastalığı ve Çocuklarda Dalış

Bir kısım Çocuk Nöroloji Uzmanının görüşüne göre; dalış, çocuğun dört yıldan uzun süredir stabil ilaç tedavisiyle nöbet geçirmemiş olması, sakinleştirici ilaç kullanılmaması ve risklerin yeterince anlaşılması durumunda yapılmalıdır. 

Psikolojik Durum Değerlendirme ve Çocuk Dalışı

Bir çocuğun dalış yeteneğini değerlendirmek için özel bir psikoteknik test yoktur. Çocuklarda psikolojik değerlendirme her zaman kapsamlı ve bireyselleştirilmiş olmalı ve aşağıdaki faktörler dikkate alınmalıdır:

  • Dikkat yeteneğindeki tipik azalma, hiperaktivite ve dürtüsellik bu bozukluğu dalışla bağdaşmaz hale getirir.
  • Çocuklar yetişkinlere göre daha kolay dikkati dağılır ve dikkatlerini çeken bir şey olduğunda derinliklerini değiştirme olasılıkları daha yüksektir.
  • Macera duygusu yüksektir. Hastalık ve riskler konusunda farkındalıkları düşüktür veya yoktur. Davranışlarını tahmin etmek daha zordur.
  • Çocuklar somut düşünmeyi kullanırlar ve öğrendiklerinden farklı durumlarda yeterli tepki verme yetenekleri daha azdır.
  • Her eğitim aşamasında psikolojik bir değerlendirme yapılmalıdır. 
  • Çocuğun dalmak istediğinin ve bunu ebeveyn veya akran baskısı nedeniyle yapmadığının belirlenmesi önemlidir.

18 yaş altı çocuklar için;

Tüplü dalış için gerekli ve yeterli düzeyde yönetici işlevine sahip oldukları, kontrol yeterliliklerinin yeterli olduğu, sürekli dikkat ve bilişsel esnekliğe sahip oldukları, kanaatına varılmadan dalışına onay verilmemelidir.

Çocuğun Dalışa Kabul Edilmesi

1. Çocuk dalışa gitmek istiyor mu? (yoksa ebeveynleri veya akranları mı istiyor)
2. Çocuk tıbbi gereklilikleri karşılıyor mu?
3. Çocuk yüzme biliyor mu? (en az 25m ekipmansız)
4. Çocuk dinleme ve anlama becerisine sahip mi?
5. Çocuk kurallara uyma becerisine sahip mi?
6. Çocuk korkuyu tanımlayıp yorumlama becerisine sahip mi?
7. Çocuk varsayımsal durumları yorumlama becerisine sahip mi?
8. Çocuk stresli, korkmuş veya sinirli olduğunda yeterli tepki verme yeteneğine sahip mi?
9. Çocuk sorunlarını iletebilme, yardım isteme ve yardım teklif etme becerisine sahip mi?
10. Çocuk sorumluluk sahibi midir?

Sorularının cevaplarının olumlu olması gerekir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Çocukların tüplü dalışa uygunluğunun değerlendirilmesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12057003/https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12057003/

⭐️⭐️ Çocuklarda tüplü dalış: Fizyoloji, riskler ve öneriler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/26022420/

⭐️⭐️ Güney Pasifik Sualtı Tıbbı Derneği’nin (SPUMS) çocuk ve ergen dalışına ilişkin pozisyon beyanı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/39675742/https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/39675742/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Kadınlarda Dalış Öncesi Muayene ve Seçim Kriterleri

Dalış Muayenesi

Dalıcının sağlık durumunun dalışa uygunluğu değerlendirebilmek için; sualtının yoğun ve viskoz bir ortam olduğunu, derinliğin artışı ile birlikte dalıcının basınca maruziyetindeki değişimi, ortam (özellikle düşen) sıcaklıklığının insanlar üzerindeki etkisi bilmek gerekir.

Bilinmelidir ki dalıcının bazı tıbbi ve psikolojik durumları tüplü dalışa kesin veya geçici süreyle engel teşkü etse de sportif – keyif amaçlı dalışların kuralları, ticari veya askeri amaçlı dalışın katı kurallarından daha esnektir.

Scuba (Su altı tüplü dalış) dalışlarda gerekli tüm şartlar yerine getirildiğinde amatör dalıcılar için de profesyonel dalgıçlar için de riskler düşüktür.

Risklerin düşürülmesi için gereken şartların başında kişinin sağlık durumu gelir.

Bu sebeple dalış yapacak amatörlere de ve profesyonellere de sağlık durumlarının su altındaki şartlara uygun olup olmadığı açısından doğru bir değerlendirme – muayeneye yapımalıdır.

Dalış öncesi muayenenin amacı, dalış yapacak kişinin sualtı dalışını sağlığı açısından tehlikeye düşürecek bir sağlık sorunu olup olmadığını araştırmaktır.

Ayrıca dalıcıların su altına adaptasyonu için disiplinli olması ve uygun ekipmanla dalış yapması gerekir.

Her ne maksatla olursa olsun dalıcılar su altına ilk kez dalışın öncesinde ve sonra da yıllık periyodik olarak scuba dalışı konusunda hekimlik tecrübesi olan;

  • KBB
  • Göğüs Hastalıkları
  • Kalp Damar, Psikiyatri
  • Nöroloji
  • Dahilliye (Endokrin-Kan-Sindirim Sistemi açısından değerlendirecek)
  • Göz uzmanları değerlendirmelidir.

Dalıcını sorunu varsa ayrıca;

  • Ortopedi
  • Plastik Cerrahi
  • Cerrahi vb gibi bölümler değerlendirmelidir.

Tüm hekimlerin raporları ile birlikte Su Altı Uzmanı Hekim tarafından son değerlendirme yapılmalıdır.

Kadın ve erkek arasında fizyolojik bazı farklılıklar mevcuttur.

Bu farklar-farklılıklar su altı tüplü dalışını etkiler mi?

Gebelik süreci haricinde çok önemli bir fark olmadığını söylemek mümkünse de dalış muayenesinde fizyolojik farklılıkların bilinci içerisinde değerlendirme yapılmalıdır.

Kadınlar, erkeklere oranla yapı olarak daha ufak ve vücut ağırlığı olarak da hafiftirler. Buna bağlı olarak da yerçekimi merkezi daha aşağıdadır bu da özellikle iskelet sisteminde bazı önemli farklılıkları meydana getirmektedir.

Dalış İçin Kadınlarda Fizyolojik Genel Farklılıklar

  • Akciğerleri daha küçüktür
  • O2 kullanma kapasitesinin (VO2) erkeğinkinin %70 ‘idir
  • Vital kapasite daha düşük, istirahat solunum frekansı daha yüksektir
  • Aerobik kapasiteleri daha düşüktür (erkeklere nazaran %25 az hb’ne sahip oldukları için)
  • Kas kütleleri daha düşüktür
  • Laktik asit sistemi daha düşüktür
  • Kemik dansitesi kadında daha düşüktür
  • Pelvisin daha küçük olmasının etkisiyle kadınlarda, patella raterale doğru çekilir ve sonuç olarak menisküsler kadınlarda daha küçüktür
  • Artiküler kartilaj erkeğe oranla daha zayıftır ve kadınlarda kemik korteksleri daha incedir
  • Asetabulum ve pubis senfizi arasındaki mesafe fazla olduğundan iki kalça birbirinden daha uzak durur. Bu nedenle geniş valgum ve “ x bacak” görünümü vardır.
  • Aynı vücut ölçülerine sahip kadın ve erkek, alt ve üst extremitelerine göre karşılaştırıldığında erkekler genelde uzun kol ve bacaklara sahiptirler
  • Kadınların ise dirsek açısı erkeklerden daha geniştir
  • Kadınlarda ayak ve eller erkeklere oranla daha küçüktür
  • Eklem ve bağ yapıları daha ince ve zayıftır. Eklemlerde sürtünme daha azdır. Bu nedenle esneklik erkeklerden daha iyi gelişmiştir
  • Gövdelerinin üst kısımları bacaklara oranla daha fazla gelişmiştir
  • Vücut yağ oranları daha yüksektir (erkeklere oranla yağ dokusu %10 ile – iki kat arası daha fazladır)
  • Yağ kitlesinin rengi beyazdır, içerisinde mitakondria ve kılcal damar yoktur. İç ısıyı izole eder, destek doku vazifesi görür
  • Fizik kuvvetleri daha azdır
  • Isıya daha duyarlıdırlar
  • Kalp – nabız daha hızlıdır
  • Kalp volümü gerek mutlak gerek nispi anlamda daha düşüktür
  • Kalbin atım volümü daha düşüktür
  • Motor ve nönovejatif sistemle ilgili reaksiyon zamanları daha süratlidir
  • Erkeğe oranla daha heyecanlıdır
  • Arterleri daha dar ve duvar yüzeyleri daha incedir
  • Damar ağları daha yoğundur
  • Kan değerlerinde
    • Kreatin fosfokinaz,
    • inorganik fosfat,
    • açlık kan şekeri,
    • plazma testesteron,
    • eritrosit,
    • hematokrit,
    • hemoglobin,
    • serum demiri, daha düşüktür
  • İdrar değerlerinde
    • 17-ketosteroidi,
    • 17- hidroksi steroidi daha düşüktür.

Bu farklılıklar dalış performansını zamann zaman etkileyebilir.

Kadınlar düşük metabolizma hızı yüzünden hem birim yüzey alanı başına daha az ısı üretir hem de yüksek yüzey alanı oranı nedeniyle daha hızlı ısı kaybetmeye eğilimlidir. Bu durum birim hacme karşılık gelen yüzey alanının oldukça yüksek olduğu el ve ayaklar gibi vücudun uç bölümlerinde daha belirgin hissedilir.

Kadınlarda Dalışda Dekompresyon Hastalığı ve Gaz Embolisi Riski

Yağın nitrojen tutma yeteneği kana göre beş kat fazladır. Yağ oranları kadınların daha fazla olması sebebi ile dalış sırasında vücutta eriyen nitrojen gazının daha fazla tutulmasını ve yağ dokusunun nitrojeni bırakması daha uzun sürmesi beklenirken yapılan çalışmalar ve tüm istatistikler her iki cinste bu risklerin eşit olduğu görülmüştür.

Arteriel gaz embolisi içinde risk aynı şekilde daha farklı değildir.

Dokompresyon Hastalığı ve Gaz Embolisi riskinin dalıcıların cinsiyetleri ile ilgili değil tecrübeleri ve kurallara uyumu ile ilgili olduğu görülmüştür.

Menstrüasyon ve Dalış

Yapılan sınırlı çalışmalar incelendiğinde su altında hiperbarik ortama maruz kalma tekrarının artması ile hormonal süreçlerin, ovülasyonun ve menstrüasyonun etkilendiği yönünde bir bulguya rastlanmamıştır.

Menstrüasyon ile birlikte oluşan ödem ile teorik olarak nitrojen tutulumunun ve dolayısı ile dekompresyon hastalığı riskinin artması beklenir. Lakin bu güne kadar böyle bir bulguya rastlanmamıştır.

Menstrüasyon sırasında dalışlar tampon kullanımı ile yapılabilir. Genel olarak dalışlar en fazla 45 dk ya kadar sürmekte ve bu sırada minimal miktarda dışarı sızacak kanın köpekbalığı saldırısı riskini arttırmadığı bilinmektedir.

Menstrüasyon sırasında kadından kadına değişene baş ağrısı, halsizlik vb gibi yan etkiler dikkatli takip edilmelidir. Genel ollarak dalış için bir risk taşımadığı görülmüştür.

Gebelik

Gebelik sırasında vücutta su tutulumu artar, bu sebeple dalışlarda nitrojen retansiyonu riski artar.

Aynı zamanda gebelikte boğazda (farenks) ve gırtlakta da ödem olduğu için kulak ve sinüslerde basınç eşitlenmesi zorlaşmaktadır.

Gebelik bulantı kusmaları özellikle ilk üç ay sık rastlanmaktadır. Dalış sırasından risk teşkil etmektedir.

Gebe kadınların dalıştan kaçınmalarını gerektiren asıl konu ana rahmindeki fetüsün dekompresyon sorunlarından korunamaması ve dekompresyon hastalığı sonrasında malformasyon ve gaz embolisi riski altında olmalarıdır.

Gebelik Sonrası ve Süt Verme Döneminde Dalış

Öncelikle doğumun nasıl gerçekleştiği önemlidir.

Normal doğum sonrası enfeksiyon riski sebebi ile 3 hafta cinsel ilişki yasak olduğu gibi dalışı da bu şekilde değerlendirmeliyiz.

Sezeryan ile yapılan doğum sonrasında kesilen bölgenin fıtıklaşması (dalış tüpü, Ağırlık, BC ve diğer ekipmanların yükü sebebi ile) riski sebebi ile en az 2 ay dalış yapılmamalıdır.

Emzirme (süt verme) sırasında süt içinde birikebilecek nitrojenin miktarı önemsenmeyecek kadar az olup bebek üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi görülmemiştir

Doğum kontrol hapı (Oral Kontraseptif Hap) Kullananlarda Dalış

Genel olarak bilinen doğum kontrol hap kullanımı ile birlikte sigara kullanımı son derece risklidir. Bu risk su altı dalış (scuba) için ek bir risk teşkil etmez.

Lakin geçmiş veriler üzerinde yapılan bir incelemede dekompresyon hastalığı geçirmiş kadınların yaklaşık 1/3 ü menstüasyon sırasında olduğu ve yine tamamına yakının doğum kontrol hapı kullandığı görülmüş. Sadece istatistiksel verilere göre yapılmış bir araştırma da olsa kadınların menstrüasyon sırasında dalış yapmaları konusunda risk görülmektedir.

Kadınlara Yönelik Kanserlerde ve Tedavilerinde Dalış

Meme, Serviks, Yumurtalık ve Rahim Kanseri riski 30 yaş sonrası görülme sıklığı arttığı gibi kadınlarda ölüm sebeplerinin büyük bir oranını teşkil eder.

Bu hastalıkların süreçlerinde de tedavilerinde de farklı şikayetler görülmektedir. Bunların başında ciddi bulantı ve kusma gelmektedir. Ki bu durum dalışa uygun değildir.

Bu hastalıkların tedavisinde yapılan hem kemoterapilerde hem de radyoterapilerde başta akciğer olmak üzere diğer organlarda hassasiyet – hasar meydana gelebilir. Dalış sırasındaki zorlanmalar risk teşkil edebileceği için kişinin hekiminin dalış onayı alınmalıdır.

Tabi ki kanser cerrahisi sonrasında organlarının ve yüzeyel yara iyileşmesinin takibini yapan hekimin onayı ille dalış yapılabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Spor dalışının tıbbi yönleri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9148089/

⭐️⭐️ Tüplü dalış: Sizin ve hastalarınızın bilmesi gerekenler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16913196/

⭐️⭐️ Hamilelikte SCUBA Dalışı https://www.jogc.com/article/S1701-2163(17)30967-2/abstract

⭐️⭐️ Dalış ve hamilelik https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8888455/

⭐️⭐️ Dalış tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/378050/

⭐️⭐️ Çevresel Fizyoloji ve Dalış Tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29456518/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Yukarıdaki Tüm Bilgiler farkındalık yaratmak maksadı ile olup hekiminizin muayenesi veya görüşleri yerini tutamaz.

Bu sebeple hekiminize / hekimlerinize düzenli periyodik muayene olun ve yönlendirmelerine uyun.

Sağlıklı dalışlar dilerim.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Dalış Öncesi Göz Muayenesi ve Seçim Kriterleri

Dalış Muayenesi

Dalıcının sağlık durumunun dalışa uygunluğu değerlendirebilmek için; sualtının yoğun ve viskoz bir ortam olduğunu, derinliğin artışı ile birlikte dalıcının basınca maruziyetindeki değişimi, ortam (özellikle düşen) sıcaklıklığının insanlar üzerindeki etkisi bilmek gerekir.

Bilinmelidir ki dalıcının bazı tıbbi ve psikolojik durumları tüplü dalışa kesin veya geçici süreyle engel teşkü etse de sportif – keyif amaçlı dalışların kuralları, ticari veya askeri amaçlı dalışın katı kurallarından daha esnektir.

Scuba (Su altı tüplü dalış) dalışlarda gerekli tüm şartlar yerine getirildiğinde amatör dalıcılar için de profesyonel dalgıçlar için de riskler düşüktür.

Risklerin düşürülmesi için gereken şartların başında kişinin sağlık durumu gelir.

Bu sebeple dalış yapacak amatörlere de ve profesyonellere de sağlık durumlarının su altındaki şartlara uygun olup olmadığı açısından doğru bir değerlendirme – muayeneye yapımalıdır.

Dalış öncesi muayenenin amacı, dalış yapacak kişinin sualtı dalışını sağlığı açısından tehlikeye düşürecek bir sağlık sorunu olup olmadığını araştırmaktır.

Ayrıca dalıcıların su altına adaptasyonu için disiplinli olması ve uygun ekipmanla dalış yapması gerekir.

Her ne maksatla olursa olsun dalıcılar su altına ilk kez dalışın öncesinde ve sonra da yıllık periyodik olarak scuba dalışı konusunda hekimlik tecrübesi olan;

  • KBB
  • Göğüs Hastalıkları
  • Kalp Damar, Psikiyatri
  • Nöroloji
  • Dahilliye (Endokrin-Kan-Sindirim Sistemi açısından değerlendirecek)
  • Göz uzmanları değerlendirmelidir.

Dalıcını sorunu varsa ayrıca;

  • Ortopedi
  • Plastik Cerrahi
  • Cerrahi vb gibi bölümler değerlendirmelidir.

Tüm hekimlerin raporları ile birlikte Su Altı Uzmanı Hekim tarafından son değerlendirme yapılmalıdır.

Dalıcının yakın zamanda gelişen görmesinde azalma, çift görme, ışıktan rahatsız olma (fotofobi) ve gözde ağrıya sebep olan akut göz hastalıkları tedavi olana kadar dalışa kesin engeldir.

Görmenin yeterli olmaması hem dalıcının kendisi hem de eşlik ettiği için tehlike arzeder. Bu sebeple görme bozukluğu kırma kusurundan kaynaklanıyorsa maskeye uygun dereceli cam takılmalıdır. Araba kullanma yetisine sahip bir göz dalış için de yeterlidir diyebiliriz.

Görmenin yeterli olmamasının sebebi dekompresyon hastalığı veya arteriyel gaz embolisi ise dalışa kesin engeldir.

Geçirilmiş göz ameliyatlarından sonra dalış kararı vermek için en azından yara iyileşmesi beklenmelidir. Deniz suyunda bulunan mikroorganizmalar yada temas edebilecek diğer deniz canlıları enfeksiyona yol açabilir.

Bazı göz ameliyatlarında göz içine verilen havanın dokular tarafından emilmesini beklemeden yapılan dalışlarda derinlikle birlikte değişen basınç göz içi travmalara hatta gözün kaybına yol açabilir.

Dalış esnasında maske içinde oluşan negatif basınç göz operasyonlarından sonra yeterli iyileşmemiş yaraların tekrar açılmasına yol açar.

Ameliyat ile gözün alındığı operasyonlarda kişinin estetik görünümü için yalancı göz küresi (içi boş) yerleştirilmişse, basıncın artması ile küre sıkışıp orbitaya zarar verebileceğinden dalışa kesin engeldir.

Göz Kapak Hastalıkları ve Dalış

Kapak kenarları arpacık veya hordeolum adı verilen lokalize bakteriyel enfeksiyonlara maruz kalır. Bu yaygın lezyonlar, herhangi bir lokalize piyojenik enfeksiyonun klasik kızarıklığını, şişliğini, hassasiyetini ve irin akıntısını ortaya çıkarır. Akut inflamasyon belirtisi olmayan kapakta belirgin bir yumru muhtemelen kapak kenarında salgıların kist benzeri birikmesi olan bir şalazyondur. Enfeksiyon tedavi olana kadar dalış yapılmamalıdır.

Kapağın medial yönünde ayrı mumsu sarımsı bir tortu, anormal kan lipitleri olasılığını düşündüren bir ksantelazmadır. Dalışa engel bir durum değildir.

Göz küresine değmeyecek şekilde dışa doğru sarkan bir kapak ektropiondur. Kirpiklerin gözü çizmesine izin veren içe doğru dönen bir kapağa entropion denir. Dalışa engel bir durum değildir.

Konjonktiva Sorunları ve Dalış

Konjonktiva birçok iltihap türüne yanıt olarak kırmızıya döner. Genellikle bakteriyel enfeksiyonlar veya daha nadiren viral veya fungal enfeksiyonlar kırmızı göze neden olabilir. Enfeksiyon tedavi olana kadar dalış yapılmamalıdır.

Üst veya alt göz kapağını kaplayan konjonktivaya küçük bir kum parçası gömülebilir. Bu, korneayı çizer ve özellikle gözler kırpıldığında şiddetli ağrıya neden olur; çıkarılması hızlı bir rahatlama sağlar. Enfeksiyon gelişmişse tedavi olana kadar dalış yapılmamalıdır. Enfeksiyon yoksa tercihen ertesi gün dalış yapılabilir.

Kontakt lensler veya göz travması da korneayı çizebilir ve gözü kırmızı ve ağrılı hale getirebilir. Enfeksiyon gelişmişse tedavi olana kadar dalış yapılmamalıdır. Enfeksiyon yoksa tercihen ertesi gün dalış yapılabilir.

Göz ameliyatları sonrası dalış izni çin literatürde belirlenmiş zamanlar yoktur. Bu sebeple ameliyat sonrası iyileşme süreleri değerlendirilerek dalışa onay sürecini belirlemek gerekir.

Kornea Ameliyatı ve Dalış

Tam Kat Korneal Kesi Sonrası Dalış Süresi

Korneada diğer dokulara göre iyileşme ve yara direnci gelişme süresi uzundur.

Birinci ayın sonunda eski halinin % 30’una

3-6 ay içinde yara direnci % 50’ye

12. ayın sonunda iyileşme gerçekleşir.

Penetran keratoplasti (göz nakli) de bu grupta sayılabilir.

Tam olmayan Korneal Kesi Sonrası Dalış Süresi

Tam kat olmayan kesiler ile yapılan ve komplikasyonsuz gerçekleştirilen Radyal keratotomi (miyopiyi (yakını görememe) tedavi etmek için tasarlanmış bir cerrahi işlemdirkorneada az sayıda radyal yönelimli kesi yapılır. Bu kesiler korneanın dayanıklılığında azalmaya neden olur. Teorik olarak göz, yüz maskesi sıkışması, barotravma dahil olmak üzere travmaya maruz kalırsa ciddi yaralanma riskini artırabilirse de literatürdde böyle vaka beyan edilmemiştir.) veya Astigmatik Keratotomi (elmas bıçakla çizik ameliyatı) operasyonlarından 3 ay sonra dalışa izin verilebilir.

Profesyonel dalgıçlar, bu operasyonlar sonrası görülme ihtimali olan gece-gündüz görüş farkı, ışık etrafında hareler görülmesi, düzensiz astigmat ve ilerleyici hipermetropi gibi iyi görmeyi engelleyebilecek durumlar yaşarlarsa dalışa kesin engel bir durumdur.

Kornea kesilerine “Boyle Yasası Stres Testi” uygulanmasından kaçınmak önemlidir.

Lasik ve Dalış

LASIK, (Laser-Assisted In Situ Keratomileusis) gözlerdeki şaşılık veya gözlük gerektiren refraktif hataları düzeltmek için sadece korneanın en üst tabakasını ilgilendiren göz ameliyatıdır. Komplikasyon olmadığı takdirde ameliyattan 2 – 4hafta sonra dalış mümkündür. Hekiminizin onayını almanız sağlığınız için daha iyi olacaktır.

Katarakt Ameliyatı ve Dalış

Katarakt operasyonları farklı yöntemler ile yapıldığı için;

Dikişli yöntemle yapılmış katarakt ameliyatında (pekke) kompikasyon gelişmemiş ise 6 ay sonra dalış yapılabilir.

Dikişsiz yöntemle yapılmış katarakt ameliyatında (Fako) uygulanan cerrahi tekniğine (kesinin yerine ve tipine) göre 1 ayla 3 ay sonrasında dalış yapılabilir.

Glokom (Göz Tansiyonu) Ameliyatı ve Dalış

Glokom, göz içindeki artan basıncın optik sinir hasarı ve görme kaybıyla ilişkili olduğu ilerleyici görme alanı daralması ve görme kaybı yapan bu hastalıktır. Bu güne kadar dalışın glokom hastaları için bir sorun olduğu gösterilmemişse de dalış için göreceli bir kontra endikasyon teşkil eder.

Glokomla meydana gelen hasar, göz içindeki basıncın mutlak büyüklüğünden ziyade, göz içindeki basınç ile çevredeki basınç arasındaki farkın bir faktörü olması sebebiyle dalışlarda sorun oluşmadığı düşünülmektedir.

Göz tansiyonu (Glokom) ameliyatında (toplu olarak glokom filtreleme prosedürleri olarak adlandırılır) gözdeki basıncı düşürmeye yardımcı olmak için gözün ön odası ile subkonjonktival boşluk arasında bir iletişim oluşturulur. Burada iki husus önemlidir.

  1. Ameliyat komplikasyon olmaması durumunda 2 ay sonrasında dalış yapılabilir.
  2. Yüz maskesi barotravması, ameliyat ile olluşturulan filtrenin işleyişi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir ve yeni bir operasyona ihtiyaç duyulmasına neden olabillir. Tabi ki bu durum glokom kaynaklı göz hasarını da arttırabilir. Bu durumda tam iyileşme olana ve göz hekiminin onay vermesine kadar tam dalış yasağı uygulanır.

Glokom hastaları göz içi basıncı düşürmek için kullandıkları ilaçların bir kısmı dalış sırasında olumsuzluklara sebep olabilir.

Örneğin;

Timolol (ağız yoluyla veya göz damlası olarak kullanılan bir beta bloker ilaçtır) Beta bloker etki ie kalp atım hızını düşürerek su altında bilinç kaybı riski yaratabilir. Her ne kadar bu etki teorik de olsa olasılık göz önünde bulundurulmalıdır.

Asetazolamid (Göz içi basıncını, beyin basıncını ve kan basıncını düşürmek için diüretik grubundan aktif bir maddedir)(diamox) Diürezis sebebi ile ellerde ve ayaklarda karıncalanma hissine neden olabilir ki bu dekompresyon hastalığı semptomlarıyla karıştırılabilir.

İlerleyici görme alanı daralması ve görme kaybı söz konusu olduğunda sualtı hekimi ve göz hekimi tarafından ayrıntılı değerlendirme sonrası dalış kararı verilmelidir.

Vitreoretinal Cerrahi Sonrası Dalış

Vitrektomi, gözün arka kısmında geniş alandaki boşluğu dolduran jeli, bulunduğu yerden ayırıp boşaltma işlemidir. Operasyon sırasında göz içine verilen hava veya diğer gazların tamamen çevre dokular tarafından emilmesi (absorbe olması) beklenmelidir. Aksi halde su altında basınç farkından göz içinde oluşacak travma gözün kaybına yol açabilir. Bu sebeple en erken 2 ay sonra dalış yapılabilir.

Benzer sebeplerle her türlü retina dekolmanı ve vitrektomi ameliyatı sonrası dalış için en az 2 ay beklenmesi gerekir. Bir gözde gelişen retina dekolmanı tedavi edilse de diğer gözde de gelişme olasılığı mevcuttur.

Oküloplasti Ameliyatları ve Dalış

Okülopasti: Gözün işlevsel özelliklerini yitirmesi veya kanser gibi belirli hastalıklarda gözün çıkarılması işlemidir.

Gözün alınmasından (Enükleasyon) 2 hafta sonra dalış yapılabilir. Lakin göze eski teknoloji implant uygulanmışsa dalış tamamen yasaklanır.

Göz implantlarında kulanılan materyal önemlidir.

Hidroksiapetit ve daha ileri teknoloji implantların kullanılması implantın kollabe olmasını ve göz çukuru (orbita) travmasına engel olur.

Şaşılık Ameliyatı ve Dalış

Komplikasyonsuz geçmiş bir şaşılık ameliyatından 2 hafta sonra dalış mümkündür.

Dalışa Bağlı Görme Yeteneğinde Azalma

Dalış sonrası gelişen görme yeteneğindeki azalma aşağıdaki sebeplerden biri sebebiyle olabilir

Kontak Lense Bağlı Gelişen Görme Yeteneğinde Azalma

  • Dalıcıların kullandığı yumuşak kontakt lensin tuzlu su nedeniyle yapışması sonucunda iritasyon ve bulanık görme gelişmesi riski vardır.
  • Dalıcıların kontakt lensinin yerinden kayması veya düşmesi ile oluşan kornea rahatsızlıkları oluşması.
  • Dalıcıların “sert” lensler veya sert gaz geçirgen lensleri kullanması ile lensinin altında oluşan kabarcıklar nedeniyle kornea ödemi oluşabilir. Bu durum dalış sırasında ve sonrasında göz ağrısı ve bulanık görme semptomlarına neden olduğu ve dalgıcın önemli miktarda inert gaz yükü biriktirdiği tespit edilmiştir.

Maske İle Gelişen Görme Yeteneğinde Azalma

  • Maske camı için kullanılan buğu çözücü sprey veya çözeltilerin yeteri kadar temizlenmemeleri nedeniyle gözde Kimyasal Keratopati gelişebilir.
  • Maske içinde oluşan negatif basınç nedeniyle meydana gelen kapak ödemi, morarma, subkonjonktival kanama ve bazen hifema tarzında göz içi kanaması şeklinde Göz Barotravması gelişebilir.

Göz Dekompresyon Hastalığı

  • Nistagmus (gözlerin hızlı şekilde tekrarlayan hareketleri)
  • Çift görme
  • Siyah alanlar görme
  • Bir gözün görmesinin yarısının kaybolması
  • Göz kaslarında ağrı
  • Yakını net görememe
  • Optik Sinir İltihabı
  • Santral Retinal Arter Tıkanıklığı
  • Körlük

Tarzında kendini gösterebilir

Gözde Arteryel Gaz Embolisi

Akciğer barotravması ile oluşan kabarcıkların alveol yırtılması nedeniyle pulmoner venöz sisteme ve arteryel dolaşıma katılması ile oluşur. Beyinde oluşan defektler nedeniyle hemianopi ve kortikal körlükler görülebilir.

Göz İle İlgili Dalışa Kesin Engel Durumlar

  1. Göz içinde hava veya gaz olması
  2. İçi boş göz implantları
  3. Ağrı, çift görme ve görme azlığına sebep olan akut göz hastalıkları
  4. Geçirilmiş dekompresyon hastalığı sonucu görme azlığı

Göz İle İlgili Dalışa Göreceli Engel Durumlar

  1. İyileşme döneminde geçirilmiş göz ameliyatı
  2. Glokom
  3. Yüksek miyopi

Göz İle İlgili Dalışa Geçici Engel Durumlar

  1. Her türlü akut göz hastalığı
  2. Diplopi (Çift görme)
  3. Fotofobi
  4. Görme azalması ve bulanık görme

Profesyonel Sualtı Adamları ve Dalış Muayenesi

Renk Körlüğü, gece körlüğü ve glokomu olanlar ile görme keskinliği her iki gözde 8/10’un altında olanlar profesyonel su altı adamı olamazlar.

GÖZ AMELİYATI SONRASI DALIŞA DÖNÜŞ
Ön Segment Cerrahisi  
Penetran Keratoplasty                         6 ay
Kornea laserasyonu tamiri                  6 ay  
Korneadan sütür alınması                  1 hafta   Pterjiyum eksizyonu                         2 hafta Konjonktiva cerrahisi                       2 hafta  
Katarakt Cerrahisi  
Kornea dışı valv insizyonları              3 ay  
Saydam kornea tünel                           2 ay insizyonu Skleral tünel insizyonu.       1 ay
YAG Laser kapsülotomi              Bekleme yok  
Refraktif Cerrahi  
Radyal Keratotomi                              3 ay Astigmatik Keratotomi                        3 ay Fotorefraktif Keratotomi (PRK)       2 hafta
LASIK, LASEK                                   1 ay
Glokom  
Glokom filtran cerrahisi                         2 ay
Argon Laser                                     Bekleme yok trabeküloplasti/iridotomi  
Vitreoretinal Cerrahi  
(Göz içi hava tamamen emilmeden dalış yasaktır) Vitrektomi                                            2 ay
Retina dekolmanı                                 2 ay
Pnömatik retinopeksi                          2 ay
Kriopeksi veya retinal                          2 hafta fotokoagülasyon   Oküloplastik Cerrahi  
Yara sütürasyonu                                 2 hafta
Deri grefti veya granülasyon          Epitelizasyon dokusu                                               tamamlanınca Enükleasyon                                         2 hafta   Şaşılık Cerrahisi  
Her türlü şaşılık cerrahisi                     2 hafta

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

⭐️⭐️ SCUBA Dalışının Oftalmik Parametreler Üzerindeki Etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/35334584/

⭐️⭐️ Spor dalışının tıbbi yönleri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/9148089/

⭐️⭐️ Tüplü dalış: Sizin ve hastalarınızın bilmesi gerekenler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16913196/

⭐️⭐️ Dalış tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/378050/

⭐️⭐️ Çevresel Fizyoloji ve Dalış Tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29456518/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Yukarıdaki Tüm Bilgiler farkındalık yaratmak maksadı ile olup hekiminizin muayenesi veya görüşleri yerini tutamaz.

Bu sebeple hekiminize / hekimlerinize düzenli periyodik muayene olun ve yönlendirmelerine uyun.

Sağlıklı dalışlar dilerim.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla
  • 1
  • 2