Profesör Yürek ile Damarların İçinde Sihirli Yolculuk – Küçük Gençlere
Asya, 5. sınıfa geçen meraklı bir öğrenciydi. Yaz tatilinden önceki son fen bilgisi dersinde Hatice öğretmenlerine bir soru sordu:
— “Öğretmenim, damarlarımız neden farklı kalınlıkta?”
Sınıf sessizleşti. Herkes cevabı merakla beklerken birden bire sınıfın ortasında hafif bir duman belirdi! Duman yavaşça dağılırken içinden ilginç kıyafetler giymiş, gözlükleri kalp şeklinde olan, saçları bulut gibi kabarık bir adam ortaya çıktı.
— “Selam çocuklar! Ben Sihirli Profesör Yürek! Asya’nın sorusu beni çok heyecanlandırdı!”
Sınıf bir an afalladı ama profesör gülümsedi ve bastonunun ucundaki kalp şekline dokundu. Bir anda her yer kıpkırmızı ışıklarla doldu ve bütün sınıf, Asya da dahil, minik bir hortum gibi dönen bir tünelden geçerek… kendilerini bir yerin içinde buldular.
— “Burası… kalp mi?” dedi Asya, etrafına şaşkınlıkla bakarken.
— “Aynen öyle!” dedi Profesör Yürek. “Şu anda kalbin içindeyiz! Şimdi, damarların neden farklı kalınlıkta olduğunu kendi gözlerinle göreceksin. Hazır mısınız?”
Çocuklar hep bir ağızdan “Evet!” diye bağırdı.
Sağ Kulakçık ve Sağ Karıncık
Profesör elini kalbin bir kısmına uzattı.
— “Şu anda sağ kulakçığın içindeyiz. Bakın! Buraya kirli kan geliyor. Yani vücuttaki oksijenini kaybetmiş olan kan. Sağ kulakçık bu kanı alır ve sağ karıncığa gönderir.”
Bir anda aşağıdan bir ‘çuuuf!’ sesi geldi.
— “İşte kan sağ karıncığa geçti! Şimdi dikkat edin, bu kalın ve güçlü boruya benzeyen damar nedir, bilen var mı?”
— “Atardamar mı?” dedi Asya heyecanla.
— “Bravo! Ama bu özel bir atardamar: Akciğer atardamarı. Kalpten çıkıp kanı akciğere götüren tek kirli kan taşıyan atardamardır. Kalındır çünkü kalp kanı yüksek basınçla buraya pompalar.”
Akciğerlerde Temizlik
Çocuklar bir anda baloncuklarla dolu başka bir odaya girdiler. Etrafta minik oksijen molekülleri uçuşuyordu.
— “Burası da akciğer! Kirli kan buraya geldiğinde, kandaki karbondioksit dışarı atılır ve yerine oksijen alınır.” dedi profesör.
Asya elini uzattı, bir oksijen baloncuğuna dokundu ve gülümsedi.
— “Yani kan temizleniyor burada!”
— “Aynen öyle. Şimdi oksijenle dolan kan, temizlenmiş olarak kalbe geri dönecek. Hadi peşinden gidelim!”
Sol Kulakçık ve Sol Karıncık
— “Temiz kan şimdi sol kulakçığa ulaştı.” dedi Profesör. “Buradan sol karıncığa geçecek ve sonra vücudun her yerine gönderilecek.”
Asya şaşkınlıkla sordu:
— “Ama damarlar burada daha da kalın gibi!”
— “Çünkü sol karıncık, kanı beyne, kaslara, organlara kadar pompalamak zorunda. Bu yüzden buradan çıkan atardamar çok kalın ve güçlü: Aort damarı.”
Profesör bastonunu salladı ve çocuklar bir nehir gibi akan kırmızı kanla birlikte hafifçe süzüldüler.
Aort Nehri
Profesör Yürek, çocukları temiz kanla dolu sol karıncıktan dışarı çıkan en büyük damara doğru yönlendirdi. Hep birlikte dev bir kapının önünde durdular.
— “Burası Aort kapısı! Vücuttaki en geniş, en güçlü atardamar! Sol karıncık kanı o kadar güçlü pompalıyor ki, bu kapıdan çıkan kan bütün vücuda yayılabiliyor.”
Kapı açıldığında çocuklar hayretle baktılar. Önlerinde dev bir kırmızı nehir akıyordu.
— “Bu ‘Aort Nehri’!” dedi Profesör gülümseyerek. “Ama dikkat edin çocuklar! Bu nehir her adımda dallanacak ve küçülecek. Tıpkı bir ağacın dalları gibi.”
Çocuklar aortun içine girdiklerinde bir tabela gördüler:
“Aort → Ana Atardamarlar → Küçük Atardamarlar → Kılcal Damarlar”
Asya parmağıyla tabelayı işaret etti:
— “Profesör, ne demek istiyor bu tabela?”
Profesör Yürek bastonunu salladı, kırmızı yol ayrılmaya başladı.
— “İlk önce Aort’tan çıkan kalın atardamarlar var. Mesela beyne giden, kollara, bacaklara giden yollar. Bunlar da kalın çünkü hâlâ yüksek basınç var.”
Beyin ve Organlar
Kanla birlikte ilerledikçe çocuklar vücudun farklı yerlerine uğradılar: Beyin, kaslar, mide…
Her durakta Profesör Yürek açıklama yapıyordu:
— “İşte burası beyin! Oksijen burada çok önemli çünkü beyin çok enerji harcar.”
— “Ve burası da kaslarınız. Spor yaparken neden daha hızlı nefes aldığınızı şimdi anlıyor musunuz?”
Asya gözlerini kocaman açtı:
— “Çünkü kaslara daha fazla oksijen gitmesi gerekiyor!”
— “Harikasın Asya!”
Damar Labirenti
Bir süre sonra yollar ikiye, üçe, dörde ayrıldı. Her yol biraz daha daralıyordu. Çocuklar artık küçük kırmızı tünellerde yürümeye başlamışlardı.
— “Şimdi küçük atardamarlardayız.” dedi profesör. “Dikkat edin, kan hala hızlı ama damarlar artık daha ince. Çünkü her organ kendi ihtiyacına göre kan alacak.”
— “Yani bu yolların daralmasının sebebi, kanı paylaşmak mı?” diye sordu Asya.
— “Kesinlikle!” dedi Profesör Yürek. “Koca bir çayı düşün. Şehir merkezinden çıkan büyük nehir, kasabalara vardığında derelere dönüşür. En sonunda ise her damla, toprağın en uç noktasına ulaşır. Bizim en uç noktamız da… kılcal damarlar!”
O anda çocuklar, neredeyse tüy kadar ince bir tünelden geçtiler. Minicik kırmızı ve mavi baloncuklar etraflarında süzülüyordu.
— “Şşşt! Sessiz olun.” dedi profesör fısıltıyla. “Burası kılcal damar. Oksijenin hücrelere geçtiği, karbondioksitin geri alındığı yer. Ve bu damarlar o kadar ince ki, içlerinden sadece birer birer kan hücreleri geçebilir.”
Asya hayranlıkla fısıldadı:
— “O zaman damarlar, kalpten uzaklaştıkça geniş değil, tam tersi daha dar oluyor!”
Profesör Yürek başını salladı.
— “Aynen öyle. Damarlar bir ağacın kökü gibidir. Gövde kalın başlar, ama dallara ayrıldıkça incelir. Kılcal damarlar da bu ağacın en uç yapraklarına benzer. Her hücreye tek tek ulaşmak için incecik olmaları gerekir.”
Toplardamarlar ve Kalbe Dönüş
Bir süre sonra Profesör bastonuyla yere dokundu. Minik bir titreşimle çocuklar, kılcal damarlardan toplanan kirli kanla birlikte toplardamar yollarına doğru hareket etti.
— “Ve şimdi,” dedi, “dar damarlar yeniden birleşecek. Vücudun her yerinden gelen kirli kan, toplardamar adı verilen borularla kalbe geri dönecek.”
Bir süre sonra kan yavaş yavaş kirlenmeye başladı. Profesör, incelen damarları gösterdi:
— “Şimdi temiz kan kullanıldı. Geri dönme zamanı! Bu daha ince yapılı olanlar toplardamarlar. Çünkü kan, kalbe düşük basınçla geri döner. O yüzden toplardamarlar daha ince duvarlıdır. Ama içinde kapakçıklar vardır, kanın geri kaçmasını engellerler.”
Asya başını salladı:
— “Yani kanın nereden gelip nereye gittiğine göre damar kalınlığı değişiyor!”
Profesör bastonuyla tekrar yere vurdu.
— “Ve işte bu yüzden Asya’nın sorduğu soru çok önemliydi!”
Yeniden Sınıfta
Bir anda etraflarında dönen ışıklar parladı. Kalbin içindeki son kılcal damardan geçerken bir hortum gibi saran kırmızı girdap çocukları içine çekti. Kısa bir dönme hissinden sonra… “hop!” hepsi sıralarına geri dönmüştü!
Asya gözlerini kırpıştırarak etrafına baktı. Yanındaki arkadaşı Ender heyecanla mırıldandı:
— “Gerçek miydi yoksa rüya mıydı?”
Tam o sırada sınıfın ortasında bir “poff!” sesiyle kırmızı pelerinli Profesör Yürek yeniden belirdi. Elindeki bastonunu yere vurdu, gülümsedi ve göz kırptı:
— “Kalbinizi sevgiyle koruyun çocuklar. Çünkü o, sadece kan değil, hayatın kendisini taşır!”
Ve ışıklarla birlikte yok oldu.
Sınıfta bir an sessizlik oldu. Ardından Hatice Öğretmen gülümsedi:
— “Asya, sorduğun soru bütün sınıfı harika bir yolculuğa çıkardı. Bazen bir ‘neden’ sorusu, hayal gücümüzü de harekete geçirir.”
— “Öğretmenim!” diye atıldı Asya, heyecandan sesi titriyordu. “Damarlar ağaç gibiymiş! Kalpten çıktıkça dallanıp inceliyormuş, en sonunda da kılcal damarlardan tek tek hücrelere ulaşıyormuş.”
Hatice Öğretmen başını salladı:
— “Bravo Asya! Harika tarif ettin. Vücudumuzda yaklaşık 100 bin kilometre damar var çocuklar, yani Dünya’nın etrafını iki buçuk kez dönecek kadar!”
Çocuklar hayretle “Vaaay!” diye bağırdı. Ender elini kaldırdı:
— “Öğretmenim, ben de kalbin sol karıncığının güçlü olduğunu öğrendim. Kanı vücuda pompalıyormuş!”
Hatice Öğretmen kahkahayla güldü:
— “Aferin Ender! Demek ki kalp yalnızca sevgi değil, müthiş bir kas da aynı zamanda. Şimdi sizden bir ödev istiyorum…” dedi göz kırparak. “Kendi kalp yolculuğunuzu çizin! Hangi damar nereye gidiyor, nerede daralıyor, nerede oksijen veriliyor, bunları hikâyenize katın. Sonra da haritamızı sınıfta birbirimize anlatalım. Bakalım her kalbin yolcuğu aynı mı? Sadece kendi kalbimize değil, sevdiklerinizin de kalbine dokunalım…
Asya hemen defterini çıkardı. Kocaman bir kalp çizdi, içine küçük bir kendini ve arkadaşlarını yerleştirdi. Profesör Yürek’i unutmamıştı.
Altta ise şu cümleyi yazdı:
“Kalbimden çıkan yollar, hayatı taşıyor. Ve ben artık her atışında bunu duyabiliyorum.”
Dr. Mustafa KEBAT
Sayın okuyucu,
Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan çocuklarımızı bilgilendirmek, okumaya, çalışmaya, doğal hayata heveslendirmek ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.
Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.
Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Doğal Yaşayın
Doğal Beslenin
Aklınıza Mukayet Olun
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Dr Mustafa KEBAT
Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü