Uyku Sorununuza Zerdaçal Keyfi

Zerdeçal: (Curcuma longa) özellikle Asya ve Hindistan kökenli, Zingiberaceae familyasına ait, sarı renkteki turmeric bitkisinin köklerinden elde edilen bir baharattır.

Kurkumin Etkisi: Kurkumin, özellikle kronik ağrı çeken kişilerde uykuya yardımcı olabilecek iltihap giderici etkilere sahiptir.

Kronik inflamasyon, bozulmuş uyku döngüleri ve artan kortizol (stres hormonu) seviyeleriyle ilişkilidir.

Kurkumin, sakinleştirici veya rahatlatıcı bir etkiye katkıda bulunabilen serotonin ve dopamini düzenlemeye yardımcı olur.

Aşağıda yer alan tarifler bilgi amaçlıdır. Hekiminize muayene olmadan – danışmadan kesinlikle kullanmamakısınız. Unutmayın her insanın vücudunun ihtiyacı olan tedavi – takviye farklı olabilceği gibi kullanılacak miktarlar – dozlar da farklıdır. Bu farklılıklara göre size en uygun yolu ve dozu önerecek olan hekiminizdir.

Uyku Sorunuza Zerdeçallı Tarifler

Zerdeçal Çayı

  • Dört su bardağı suyu kaynatın.
  • Bir çay kaşığı öğütülmüş zerdeçal ekleyin ve kısık ateşte 10 dakika pişirin.
  • Çayınızı ince bir süzgeçten geçirerek fincana alın; damak tadınıza göre limon ilave edin. Bal eklemk istiyorsanız ılımasını beklemelisiniz.
  • Emilimi artırmak için bir tutam karabiber ekleyebilirsiniz. 

Karabiber içinde bulunan kurkumin Zerdeçalın emilimini 20 kata kadar arttırır.

Zerdeçal ve Sütlü “Altın Süt” Çayı (Klasik Uyku İksiri)

Malzemeler

  • 1 su bardağı süt (isteğe göre bitkisel süt, badem, yulaf, hindistan cevizi de olabilir lakin doğal ise tavsiye ederim. İçi katkılı doğal olmayanları asla kullanmayın)
  • 1 çay kaşığı zerdeçal tozu
  • 1/2 çay kaşığı tarçın
  • Bir tutam karabiber (kurkuminin emilimini artırır)
  • 1 tatlı kaşığı bal (isteğe bağlı)

Hazırlık

  1. Tüm malzemeleri küçük bir tencerede karıştır.
  2. Kısık ateşte 5 dakika ısıt (kaynatma).
  3. Ilıyınca süzün.

Kullanım

Yatmadan yarım saat – bir saat kadar önce içebilirsiniz. Rehavet vererek uykuya dalmanıza destek olacaktır.

Zerdeçal & Papatya Çayı (Rahatlatıcı Bitki Karışımı)

Malzemeler

  • 1 tatlı kaşığı kurutulmuş papatya
  • 1/2 çay kaşığı zerdeçal tozu
  • 1 çay kaşığı limon suyu
  • 1 su bardağı kaynar su

Hazırlık

  1. Papatya ve zerdeçalı kaynar suyla demleyin.
  2. 8-10 dakika sonra süzün.
  3. Limon suyunu ekleyip için.

Etki: Gerginlik, kaygı ve zihinsel huzursuzlukta yardımcıdır.

Kullanım

Yatmadan yarım saat – bir saat kadar önce içebilirsiniz. Rehavet vererek uykuya dalmanıza destek olacaktır.

Zerdeçal & Kediotu Kökü Çayı (Derin Uykuya Geçiş için)

Malzemeler

  • 1 çay kaşığı kediotu kökü
  • 1/2 çay kaşığı zerdeçal
  • 1 çay kaşığı bal
  • 1 su bardağı sıcak su

Hazırlık

  1. Kediotu ve zerdeçalı sıcak suda 10 dakika demle.
  2. Süzün ve ılıdıktan sonra balla tatlandırarak içebilirsiniz.

Kullanım

Yatmadan yarım saat – bir saat kadar önce içebilirsiniz. Rehavet vererek uykuya dalmanıza destek olacaktır.

Zerdeçal, Lavanta ve Rezene Çayı (Hormon Dengeleyici & Uyku Desteği)

Malzemeler

  • 1 tatlı kaşığı lavanta çiçeği
  • 1 tatlı kaşığı rezene tohumu
  • 1/2 çay kaşığı zerdeçal
  • 1 su bardağı sıcak su

Hazırlık

  1. Malzemeleri kaynar suyla 8-10 dakika demleyin.
  2. Süzerek tüketinn.

Özellikle kadınlarda hormon kaynaklı uyku düzensizliklerinde etkilidir.

Zerdeçal & Zencefil Çayı (İltihap Azaltıcı, Rahatlatıcı)

Malzemeler

  • 1 çay kaşığı rendelenmiş taze zencefil
  • 1/2 çay kaşığı zerdeçal
  • 1 çay kaşığı bal
  • 1 çay kaşığı limon suyu
  • 1 su bardağı sıcak su

Hazırlık

  1. Zencefil ve zerdeçalı sıcak suyla 10 dakika demleyin.
  2. Süz, bal ve limonla tatlandır. (Bal ılımadan eklenmemelidir.)
  3. Gergin geçen günlerin ardından önerilir.

Diyabet ve Zerdeçal

Kurkumin’in NF-kB‘nin ve TNF‘nin ekspresyonunu ve sinyalizasyonunu sınırlandırmak yoluyla insülin rezistansını azalttığı bunun sonucu olarak da insüline dirençli tip-II diyabet hastalarında ve in-vivo çalışmalarda antidiyabetik etki gösterdiği bildirilmiştir.

Kolestrol ve Zerdeçal

Kurkuminlerin serum total kolesterol, serum trigliserit ve karaciğer kolesterol seviyelerini azalttığı bildirilmiştir. Aynı zamanda LDL‘yi düşürüp HDL‘yi yükseltiğine dair kanıtlar vardır.

Alzheimer ve Zerdeçal

Zerdeçal, beyin sağlığını destekleyici etkilerle tanınır. Kurkuminin, Beyin-Deriği Faktörü (BDNF) adlı bir proteini artırarak nörojenez yani yeni beyin hücrelerinin oluşumunu teşvik edebileceği, özellikle kurkumin‘in amiloitle indüklenmiş enflamasyonu baskılayarak Alzheimer ve depresyon gibi nörolojik hastalıklar üzerine olumlu etkiler göstermiştir.

Karaciğer – Safra Akışı ve Zerdeçal

Kurkuminoitlerin safra akışının artışına neden olduğu ve daha düşük dozlarda safra asidi üretimini arttırdığı gözlenmiştir. Ek olarak kolesterol ve bilurubin sekresyonunu artırdığı ortaya konmuştur. Aynı zamanda in-vitro çalışmada hepatoprotektif etki göstermiştir.

Antioksidan – Hücre Koruyucu Etki ve Zerdeçal

Yapılan in vivo ve in vitro çalışmalarda kurkuminlerin, süperoksit ve hidroksil radikallerini ve DPPH’yi güçlü süpürücü etkiye sahip olduğu kaydedilmiştir ve lipozomal lipid peroksidasyonunu ve peroksitle indüklenmiş DNA hasarını inhibe ettiği gösterilmiştir.

Antioksidanlar, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını azaltır ve erken yaşlanma, kanser ve kalp hastalıkları gibi durumların riskini azaltabilir. Kurkuminin bu etkisi, vücuttaki oksidatif stresi azaltarak hücresel sağlığı korur.

Ülser ve Zerdeçal

Yapılan bir in-vivo çalışmada gastrik sekresyonu, asit ve pepsin üretimini azaltarak antiülserojenik etki gösterdiği bildirilmiştir.

Zerdeçal ve Kurkumin Ne Kadar Kullanmalı?

FAO / WHO Uzman Komitesi’nin ortak kararına göre Gıda Katkı Maddeleri (JECFA) ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) raporları, kurkumin için yeterli günlük alım (ADI) değerini 0-3 mg / kg olarak belirlemiştir. (JECFA, 2004; EFSA, 2014)

Monograflarda önerilen miktar, bitkiden elde edilen kuru drog için: 3-9 g/gün, toz drog için ise 1.5-3 g/gün’dür

Halen kurkumin, AB’de gıda türüne göre 20-500 mg / kg gıdadan izin verilen maksimum kullanım seviyelerine sahip yetkili bir gıda katkı maddesidir (EFSA 2010).

Kurkumin‘in maksimum tolerans dozajını ve güvenliğini incelemek amacıyla sağlıklı kişilere 500-12.000 mg kurkumin uygulanmış. Sonuç olarak, 12 g / güne kadar kurkumin alımının bireyler üzerinde önemli bir yan etkisinin olmadığı gösterilmiştir. (Devassy ve ark., 2015 Diyet PUFA’larından Türetilen Oksilipinler Hakkındaki Anlayışımızdaki İlerlemeler https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4561827/).

Yüksek riskli 25 kanser hastası ile yapılan faz 1 çalışmasında, 3 ay boyunca günde 8 g kurkumin verilmiş ve toksik reaksiyon gözlenmemiştir. (Cheng ve ark., 2001 – Yüksek riskli veya premalign lezyonlu hastalarda kemopreventif bir ajan olan kurkuminin birinci faz klinik çalışması https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11712783/).

Zerdeçalın Potansiyel Zararları ve Yan Etkileri

Zerdeçal, çoğu insan için güvenlidir, ancak bazı kişilerde yan etkilere neden olabilir.

zerdeçalın potansiyel yan etkileri

Mide Sorunları: Yüksek dozlarda zerdeçal tüketimi, mide bulantısı, karın ağrısı ve ishal gibi sindirim sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden zerdeçalı aşırı tüketmekten kaçınılmalıdır.

Kanama Riski: Zerdeçal, kanın pıhtılaşmasını engelleyen özelliklere sahiptir. Bu nedenle, kan sulandırıcı ilaçlar kullanan kişilerin zerdeçal kullanmadan önce doktorlarına danışması önerilir.

Safra Kesesi Sorunları: Zerdeçal, safra üretimini artırabileceği için, safra kesesi taşları olan kişilerin zerdeçal kullanması önerilmez. Safra kesesi sorunları olan kişilerde, aşırı zerdeçal kullanımı safra kesesinde ağrıya yol açabilir.

Hamilelik ve Emzirme: Hamilelik ve emzirme döneminde, zerdeçalın yüksek dozda kullanımı önerilmez. Zerdeçalın, özellikle büyük miktarlarda tüketildiğinde rahim kaslarını uyarabileceği ve erken doğum riskini artırabileceği düşünülmektedir.

Zerdeçal, sağlık ve mutfak alanında çok yönlü kullanımı olan, doğal bir bileşiktir. Özellikle kurkumin bileşiği sayesinde anti-inflamatuar, antioksidan ve bağışıklık sistemini güçlendirici özellikleri ile tanınır. Ancak, aşırı kullanımından kaçınılması ve gerektiğinde hekiminize danışmanız çok önemlidir. Zerdeçalın düzenli kullanımı, genel sağlığı iyileştirmeye ve hastalıkların önlenmesine yardımcı olabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Zerdeçal ve başlıca biyoaktif kurkuminin insan sağlığı üzerindeki etkileri: Farmasötik, tıbbi ve gıda uygulamaları: Kapsamlı bir inceleme https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9881416/

⭐️⭐️ Yetişkinlerde kurkumin/zerdeçal takviyesinin karaciğer fonksiyonu üzerindeki etkileri: GRADE değerlendirmeli sistematik bir inceleme ve randomize kontrollü denemelerin doz-cevap meta-analizi https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0965229923000390

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Eyvah Reçine Cildimi Yakıyor Ne Yapmalıyım?

Reçine; ağaçlardan, özellikle çamgillerden elde edilen viskoz, yapışkan ve genellikle sarımtırak renkli bir maddedir.

Endüstriyel üretimde, marangozlukta, sanat çalışmalarında ve geleneksel yöntemlerde sıkça kullanılır.

Reçinenin Cilde Etkisi

Reçine temasında meydana gelen olası cilt reaksiyonları şunlardır:

Ciltte yapışma ve hava almama: Kuruyan reçine cilt üzerinde tabaka oluşturarak hava almayı engeller ve tahrişi artırır.

Termal Yanıklar: Reçine eritilerek kullanıldığında yüksek sıcaklık içerir. Cilde teması halinde 1. ve 2. derece yanık oluşabilir.

Kimyasal Tahriş: Özellikle epoksi reçineler, çözücüler içerir. Bu maddeler cildi tahriş eder, kızarıklık, kaşıntı, şişlik ve kabarcıklara neden olabilir.

Alerjik Kontakt Dermatit: Bazı bireylerde bağışıklık sistemi reçineye alerjik reaksiyon gösterebilir.

Eğer elinize reçine bulaştıysa ve yanma hissi oluştuysa, aşağıdaki adımları uygulamanız çok önemlidir.

Aşağıda yer alan tarifler bilgi amaçlıdır. Hekiminize muayene olmadan – danışmadan kesinlikle kullanmamakısınız. Unutmayın her insanın vücudunun ihtiyacı olan tedavi – takviye farklı olabilceği gibi kullanılacak miktarlar – dozlar da farklıdır. Bu farklılıklara göre size en uygun yolu ve dozu önerecek olan hekiminizdir.

🛑 🛑 🛑 İlk Temas Anında Yapılması Gerekenler 🛑 🛑 🛑

Reçine cilde temas ettiğinde hızlı ve doğru hareket etmek çok önemlidir:

Panik Yapmayın İlk tepki genellikle paniktir. Ancak hızlı ve bilinçli bir müdahale hasarı azaltır.

🚿 🚿🚿🚿🚿 Reçineyi Ciltte Soğutun (Sıcaksa) 🚿 🚿🚿🚿🚿

Sıcak reçine temas ettiyse

  • Ellerinizi soğuk (buz gibi olmayan) akan su altında 10-15 dakika tutun.
  • Reçineyi çözücü madde kullanmadan önce su ve sabunla temizlemeye çalışın.
  • Özellikle ılık su ve yağ çözücü bir sabun (örneğin bulaşık deterjanı) etkili olabilir.
  • Ovmayın! Cildi tahriş edebilirsiniz.
  • Soğutma, ısıyı uzaklaştırır ve dokuların daha fazla zarar görmesini engeller.

Reçineyi Temizlemeye Çalışın

Soğuyan reçine ciltte kuruyabilir. Temizleme süreci önemlidir

  • Zorlamayın: Donmuş reçineyi soymaya çalışmak cilde zarar verir.
  • Temiz bir gazlı bezle silin.
  • Epoksi reçine ise:
    • Aseton (cilt için tahriş edici olabilir), alkol (izopropil alkol önerilir) ya da bitkisel yağ (zeytinyağı, hindistan cevizi yağı) ile reçineyi çözebilirsiniz.
  • Doğal reçine (çam reçinesi) ise:
    • Zeytinyağı, terebentin yağı ya da alkol etkili olur.
  • Ellerinizi sabun ve ılık su ile iyice yıkayın.

⚠️⚠️⚠️ Asla tiner, aseton, çamaşır suyu gibi sert kimyasalları doğrudan cilde uygulamayın! ⚠️⚠️⚠️

❄️❄️❄️ Yanma Hissi Varsa Soğuk Kompres Uygula ❄️❄️❄️

  • Temiz bir bez ya da havluya sarılmış buz torbasını (direkt buz değil) 10-15 dakika boyunca uygulayabilirsiniz.
  • Bu hem yanmayı hafifletir hem de ciltteki iltihabi tepkiyi azaltır.

💊 💊 💊 💊 💊 Cilt Bakımı Uygula 💊 💊 💊 💊 💊

  • Aloe Vera Jel – Ciltte serinletici, yatıştırıcı ve hücre yenileyici etkisi vardır.
  • Lavanta Yağı – Antiseptik ve antienflamatuvar özellikleri nedeniyle hafif yanıklarda kullanılabilir.
  • Bal – Doğal bir antibakteriyel olan bal, hafif yanıklarda koruyucu tabaka oluşturur ve iyileşmeyi hızlandırır.
  • Panthenol içerikli krem (Bepanthen gibi) ya da nemlendirici bir losyon sürerek cildin iyileşmesine destek olabilirsiniz.

🚨🚨 Alerjik Reaksiyon veya Kimyasal Yanık Belirtileri Varsa Hekiminize Danışın 🚨🚨

Aşağıdaki durumlarda vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız

  • Gözle temas
  • Yanık genişse veya derinse
  • Şiddetli ağrı varsa ve geçmiyorsa
  • Şiddetli kızarıklık, Kabarcıklar açılmış ve iltihaplanmışsa
  • Ciltte dökülme ya da sızıntı
  • Alerjik reaksiyonlar sistemik hale gelmişse (nefes darlığı, dudaklarda şişme gibi)
  • Reçine çıkarılamıyorsa

İyileşme Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Bölgeyi nemli tutun: Cilt iyileşmesi için nem önemlidir. Bepanthen, Madecassol gibi onarıcı kremler kullanılabilir.
  • Güneşten koruyun: Yanık izlerinin kalmaması için bölgeyi güneşten koruyun.
  • Kabukları soymayın.
  • Bol su için: Cilt sağlığı için hidrasyon gereklidir.

Uzun Vadeli Cilt Zararları

Cilde sık temas eden reçineler zamanla şu sorunlara yol açabilir

  • Kronik dermatit
  • Ciltte lekelenme veya kalıcı pigment bozuklukları
  • Duyarlılık gelişmesi (allerjik reaksiyonlar artabilir)
  • Doku hasarı ve iz oluşumu

Önleme Yöntemleri

  • Eldiven Kullanın: Isıya ve kimyasallara dayanıklı koruyucu eldivenler kullanın.
  • İyi havalandırılmış ortamda çalışın.
  • Cilt teması halinde ilk yardım malzemelerini el altında bulundurun.
  • Kılavuzları okuyun: Epoksi veya polimer reçineler kullanıyorsanız üretici talimatlarını dikkate alın.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Antik çağlarda yanık tedavisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23888738/

⭐️⭐️ İnşaat kaplamasındaki epoksi kimyasallarına cilt maruziyeti, gözlem, görüşme ve ölçümlerle değerlendirildi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30259537/

⭐️⭐️ Epoksi bileşiklerinden kaynaklanan mesleki cilt hastalıkları. Epoksi reçine bileşikleri, epoksi akrilatlar ve 2,3-epoksipropil trimetil amonyum klorür https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/1837196/

⭐️⭐️ Boru yenileme ticaretinde epoksiye cilt maruziyeti – gözlemsel bir çalışma https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22578424/

⭐️⭐️ Epoksi reçine bileşiklerinden kaynaklanan mesleki dermatozlar https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/2149318/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Vanilya Sarhoşluğu

Baharatların kötüye kullanımı..!!

Hiç şahit oldunuz mu? Yada duydunuz mu?

Belki siz de farkında olmadan baharatları zihinsel yükselme, öfari (Yoğun heyecan ve mutluluk hissi) için kullanıyorsunuz..!!

Farkında olarak yada olmayarak…

Ani değişen zihinsel durumunuz dahil olmak üzere tıbbi veya psikiyatrik bulgular gösterebilirsiniz. Lakin merak etmeyin baharatlardaki psikoaktif maddeler rutin toksikoloji çalışmalarında şimdilik tanımlanamıyor. Belki gelecekte bu duruma da el atılır.

Psikotrop madde ya da psikoaktif madde, merkezi sinir sisteminde etkisini gösteren ve beynin işlevlerini değiştirerek algıda, ruh hâlinde, bilinçlilikte ve davranışta geçici değişikliklere neden olan kimyasal maddelerdir.

Bazı baharatlar, merkezi sinir sistemi işlevini değiştirebilen psikoaktif bileşikler içerirler.

Kırmızı olanlar ülkemizde günlük tüketimi – kullanımı olanlardır.

Botanik temelTürlerEtkin maddelerPsikoaktif etkiler
Kurutulmuş meyve veya tohumlarHindistan CeviziMiristikin, elemisin, safrolUyarıcı, yatıştırıcı, halüsinojenik
VanilyaVanilin, piperonalUyarıcı, yatıştırıcı,
RezeneAnetolUyarıcı, yatıştırıcı,
KarabiberPiperineUyarıcı
Kurutulmuş çiçek tomurcuklarıKaranfilÖjenolYatıştırıcı
Sedatif TohumlarMaceMiristikinUyarıcı, yatıştırıcı,
KabuklarTarçın, seylan/cassiaÖjenol, kumarinUyarıcı, yatıştırıcı,
Kökler ve rizomlarAsaronKalamusUyarıcı, yatıştırıcı,
ZencefilGingeroller, şogaollerUyarıcı, yatıştırıcı,
ZerdeçalKurkuminYatıştırıcı,
Galangal (zencefil ve zerdeçal ailelerinin bir üyesi)1,8-sineol, β-pinen Uyarıcı, yatıştırıcı, halüsinojenikUyarıcı, yatıştırıcı, halüsinojenik
AsafetidaReçine, sakız, uçucu yağ, propenil-izobütilsülfit, umbelliferon, vanilinYatıştırıcı
StigmalarSafranPikrokrosin, safranalUyarıcı

Hali hazırda baharatların kötüye kullanımının yaygınlığı ve baharatların psikoaktif özellikleri hakkında yapılan araştırmalar çok az ve yetersizdir. Tıbbi alanda da üzerinde fazla durulmayan bu konu (ilaç kullanımı ile birlikte olması, kronik hastalıklarda kullanımı vb gibi) baharatların toksikolojik tespitinin yapılmaması dolayısı ile hem tanısal hem de hasta takibinde zorluklar oluşturmaktadır.

Psikoaktif bitkiler çoğunlukla doğal hallerinde psikoaktif olarak etkisizdir, ancak bunlardan elde edilen özütler veya alkaloidler psikoaktiflik sınıflandırmasında üst basamaklara çıkabilirler.

  • Uyarıcı
  • Yatıştırıcı
  • Halüsinojenik

Baharatların birçoğu afrodizyak olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple bazı baharatlar cinsel işlevi artırmak için kötüye kullanılabilir.

Vanilya

Vanilya, genellikle tatlandırıcı olarak kullanılan ve genellikle Vanilya Orkidesi (Vanilla planifolia) bitkisinin meyvesinden elde edilen doğal bir bileşiktir. Ancak, bazı insanlar vanilyanın sarhoş edici etkilerini deneyimleyebileceğini belirtmişlerdir. Bu etki, genellikle vanilin adlı bileşikten kaynaklanmaktadır.

Vanilya (Vanilya cinsinin bir türü), heliotropin (para-methoxyphenylacetaldehyde) olarak da bilinen piperonal içeren organik bileşiktir ve kimyasal olarak aromatik aldehitler sınıfına aittir.

Doğal olarak bazı bitkilerde bulunabilir, ancak ticari olarak genellikle sentetik yollarla üretilir. Heliotropin, vanilya ve yasemin gibi tatlar ve kokularla benzer bir profile sahip olan tatlı, çiçeksi bir kokusu ile bilinir.

Piperonal, ruh halini ve refahı iyileştirebilecek aromaterapötik özelliklere sahiptir.

Vanilin‘ in DNA hasarı ve antimutajenik potansiyeli aracılığında rol oynadığı görülmüştür.

1990’ların başında New York’taki Memorial Sloan-Kettering Kanser Merkezi tarafından yürütülen araştırmalar, heliotropinin güçlü bir aromaterapi aracı olduğunu kanıtlamaya yardımcı oldu.

Çalışmada, bir tarayıcının dar silindirik çekirdeğinde bir saat kadar hareketsiz yatmayı gerektiren bir prosedür olan manyetik rezonans görüntüleme ( MRI ) geçiren hastalar, stresli prosedür sırasında kaygı üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla beş farklı kokuya maruz bırakıldı.

Araştırma grubu, piperonal veya sassafras yağı olarak da bilinen heliotropinin, incelenen diğer kokulardan hastalar için daha rahatlatıcı ve hoş olduğunu buldu. Aslında, heliotropinle kokulandırılmış bir ortamda taranan hastalar, herhangi bir kokuya maruz kalmayanlara göre yüzde 63 daha az kaygı hissettiler.

Chicago’daki Koku ve Tat Tedavi ve Araştırma Vakfı, vanilyanın cinsel uyarılmayı destekleyebileceğini buldu.

Vanilinin (vanilyanın önemli bir bileşeni) kısa vadeli etkileri arasında rahatlama hissi ve stresin azalması yer alır; uzun vadeli kullanımı antidepresan etki yaratabilir.

Bu etkileri elde etmek için vanilyanın kötüye kullanıldığına dair hiçbir rapor yoktur; Ancak hastalar vanilya özütünün alkol içeriği (% 35’e kadar etanol) nedeniyle vanilya özünü kötüye kullanabilirler.

Vanilya kötüye kullanımından şüphelenilen durumlarda alkol zehirlenmesi ve yoksunluğu için standart tedavi gerekir.

Heliotropin’in Kullanım Alanları

  1. Parfüm Endüstrisi: Heliotropin, güçlü çiçeksi, tatlı ve vanilya benzeri kokusu nedeniyle parfüm endüstrisinde yaygın olarak kullanılır. Kokulara derinlik ve sıcaklık ekler, bu yüzden parfüm formülasyonlarında baz veya orta notalar olarak yer alabilir.
  2. Gıda ve İçecek: Heliotropin, bazen doğal tatlandırıcılar ve aroma vericiler olarak kullanılır. Kokusu ve tadı vanilyaya benzediği için, bazı gıda ve içeceklerde aroma katkısı olarak yer alabilir. Ancak, genellikle gıda endüstrisinde daha az yaygın bir bileşiktir.
  3. İlaç ve Kozmetik Ürünleri: Heliotropin, bazı kozmetik ve cilt bakım ürünlerinde de kullanılabilir. Özellikle parfüm ve deodorant ürünlerinde hoş bir koku sağlamak için eklenir.

Heliotropin’in Kimyasal Özellikleri

  • Kimyasal Formül: C8H8O3
  • Moleküler Ağırlık: 152.15 g/mol
  • Erime Noktası: 47-49 °C
  • Kaynama Noktası: 261 °C (dekompozisyon)

Heliotropin, özellikle aromatik aldehit yapısı sayesinde, genellikle tart ve tatlı bir kokuya sahiptir. Bu kimyasal bileşik, çoğu zaman saf formda elde edilmediği için, türevleri veya karışımları kullanılabilir.

Heliotropin ve Sağlık

Heliotropin, genellikle parfüm ve kozmetik ürünlerinde güvenli bir şekilde kullanılır, ancak yüksek dozlarda veya bazı açık cilt teması durumlarında bazı alerjik reaksiyonlar veya cilt tahrişlerine yol açabilir. Bu nedenle, özellikle hassas cilde sahip kişiler bu tür ürünleri kullanmadan önce dikkatli olmalıdır.

Heliotropin ve Toksisite

Heliotropin’in toksik etkileri üzerine yapılan araştırmalar sınırlıdır. Ancak, bu bileşik genellikle düşük dozda kullanıldığında toksik değildir. Yine de, doğal veya sentetik formdaki büyük miktarlarda kullanımı tavsiye edilmez. Hayvan deneylerinde yüksek dozların karaciğer ve böbrek hasarına yol açabileceği gösterilmiştir, ancak insanlarda bu tür etkilere dair sınırlı veri vardır.

Sonuç

Heliotropin, özellikle parfüm ve gıda endüstrisinde tat ve koku sağlayan önemli bir bileşiktir. Çiçeksi ve tatlı kokusu ile popülerdir. Ancak, kullanımı ve güvenliği konusunda dikkatli olunmalı, aşırı dozdan kaçınılmalıdır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Vanilin: Popüler bir tatlandırıcı molekülün terapötik beklentileri üzerine bir inceleme https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7790484/

⭐️⭐️ Nörodejeneratif Hastalıklar ve Nöropatofizyolojik Durumlarda Vanilinin Rolüne Genel Bakış https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9915872/

⭐️⭐️ Piperonal: Şimdiye Kadarki Yolculuk https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32651966/

⭐️⭐️ Ergenlik Çağında Vanilya Özütü Yutulmasından Kaynaklanan Etanol Zehirlenmesi: Bir Vaka Raporu. https://ispub.com/IJFP/4/1/3199

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Evde Öjenol ile Ağrı Kesici Merhem Yapalım

🩺 🩸🩺 🩸 🩺 🩸 🩺 🩸 🩺 🩸 🩺

Ağrı Kesici Merhem ve Jellerde Aktif Bileşen

Doğal Bir Analjezik Olarak Öjenol

Öjenol, başta karanfil (Syzygium aromaticum) olmak üzere çeşitli bitkilerden elde edilen, güçlü aromatik ve farmakolojik özelliklere sahip bir fenolik bileşiktir. Esas olarak doğal bir analjezik (ağrı kesici) ve antiinflamatuvar madde olarak tanımlanır. Bu özellikleri sayesinde, geleneksel tıpta ve modern farmasötik ürünlerde özellikle topikal merhem ve jellerde aktif bileşen olarak kullanımı yaygınlaşmıştır.

Etki Mekanizması

Öjenolün ağrı kesici etkisi, birkaç temel biyolojik mekanizma üzerinden gerçekleşir

Lokal Anestezik Etki

  • Öjenol, periferik sinir uçlarında sodyum kanallarını bloke eder.
  • Bu sayede ağrı sinyallerinin sinir hücrelerinden iletimini engeller.
  • Özellikle cilde sürüldüğünde, uygulanan bölgede geçici uyuşukluk sağlar.

Prostaglandin Sentezinin İnhibisyonu

  • Ağrı ve inflamasyonun ana mediyatörlerinden biri olan prostaglandinlerin üretimini baskılar.
  • Bu etki, non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlara (NSAİİ) benzerlik gösterir.

TRPV1 (Kapsaisin Reseptörü) Modülasyonu

  • Ağrı algısında görevli olan Transient Receptor Potential Vanilloid 1 (TRPV1) kanalını etkileyerek, yanma hissini hafifletir.

Antioksidan Aktivite

  • Hücre düzeyinde serbest radikal temizliği yaparak, inflamatuvar süreçlerin neden olduğu hücre hasarını azaltır.

Kullanım Alanları ve Formülasyonlar

Öjenol, aşağıdaki topikal ürünlerde aktif bileşen olarak bulunabilir:

Ürün TürüKullanım Amacı
Ağrı kesici merhemlerKas, eklem ve romatizmal ağrıların giderilmesi
JellerSpor sonrası kas ağrıları, burkulmalar, ezikler
Transdermal bantlarKronik bel ağrısı ve siyatik gibi durumlarda
Balm ve losyonlarHafif baş ağrısı ve boyun tutulmalarında

Dozaj ve Konsantrasyon

  • Topikal formülasyonlarda öjenol genellikle %1 ila %5 oranında kullanılır.
  • Daha yüksek konsantrasyonlar ciltte iritasyona neden olabileceğinden dikkatli doz ayarlaması gereklidir.
  • Jel formüllerinde alkol bazlı taşıyıcılarla çözülerek emilimi artırılır.

Yan Etkiler ve Önlemler

  • Cilt tahrişi, yanma hissi ve alerjik reaksiyonlar en sık görülen yan etkilerdir.
  • Uzun süreli kullanımda ciltte hassasiyet oluşturabilir.
  • Hamilelik ve emzirme döneminde, doktor kontrolü olmadan kullanılmamalıdır.

Evde Hazırlanabilecek Basit Bir Merhem Örneği

Aşağıda verilen karışımların etkinliği ve tabi ki yan etkileri kişiden kişiye değişebilir. Bu sebeple herhangi birini denemeden önce hekiminizin onayını almalısınız.

Doğal Ağrı Kesici Merhem (Öjenol Bazlı)

Malzemeler

🔹 3 yemek kaşığı hindistancevizi yağı
🔹 1 çay kaşığı arı mumu
🔹 10 damla saf karanfil yağı (yüksek öjenol içerir)
🔹 5 damla lavanta yağı (sakinleştirici etki)

Yapılışı

Tüm içerikler benmari usulü ısıtılarak karıştırılır, kavanoza dökülüp soğutularak kullanılır.

Kullanım: Günde 2 kez ağrılı bölgeye masaj yaparak uygulayın.

Öjenol Bazlı Merhem (Kas ve Eklem Ağrıları İçin)

Malzemeler

  • 2 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı
  • 1 yemek kaşığı balmumu
  • 10 damla öjenol (karanfil yağı)

Yapılışı

  1. Balmumu ve Hindistan cevizi yağını benmari usulü eritin.
  2. Ocaktan aldıktan sonra öjenolü ekleyin.
  3. Karışımı cam kavanoza aktarın ve soğumaya bırakın.

Kullanım: Günde 2 kez ağrılı bölgeye masaj yaparak uygulayın.

Öjenol + Zencefil Merhemi (İltihaplı Ağrılar İçin)

Malzemeler

  • 2 yemek kaşığı shea yağı
  • 1 çay kaşığı toz zencefil veya 10 damla zencefil yağı
  • 10 damla öjenol

Yapılışı

  1. Shea yağını ısıtın ve eridikten sonra öjenol ve zencefili ekleyin.
  2. Homojen karışımı kavanoza koyun.

Kullanım: Romatizma ve diz ağrılarında etkilidir. Günde 1-2 kez kullanın.

Nane + Öjenol Soğutucu Merhem (Baş ve Boyun Ağrıları İçin)

Malzemeler

  • 1 yemek kaşığı balmumu
  • 2 yemek kaşığı jojoba yağı
  • 5 damla nane yağı
  • 5 damla öjenol

Yapılışı

  1. Balmumu ve jojoba yağını eritin.
  2. Yağlar karışınca nane ve öjenolü ekleyin.
  3. Soğuması için kavanoza aktarın.

Kullanım: Şakaklara ve enseye hafifçe sürerek baş ağrısını hafifletir.

Lavanta + Öjenol Merhemi (Sakinleştirici ve Ağrı Giderici Etki İçin)

Malzemeler

  • 2 yemek kaşığı kakao yağı
  • 10 damla lavanta yağı
  • 10 damla öjenol

Yapılışı

  1. Kakao yağını benmari yöntemiyle eritin.
  2. Aromatik yağları ekleyin ve karıştırın.
  3. Kavanoza alın ve soğutun.

Kullanım: Kas gerginliği ve stres kaynaklı ağrılarda kullanılır.

Zerdeçal + Öjenol Merhemi (Anti-enflamatuvar ve İyileştirici)

Malzemeler

  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 yemek kaşığı balmumu
  • 1 çay kaşığı toz zerdeçal
  • 10 damla öjenol

Yapılışı

  1. Zeytinyağı ve balmumunu eritin.
  2. Zerdeçal ve öjenolü ekleyin, karıştırın.
  3. Karışımı kavanoza koyup soğumaya bırakın.

Kullanım: Ezilme, morarma, hafif kas yırtıkları gibi durumlarda uygulanabilir.

🩺 🩸🩺 🩸 🩺 🩸 🩺 🩸 🩺 🩸 🩺

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Eugenol’ün Farmakolojik Özellikleri ve Sağlık Faydaları: Kapsamlı Bir İnceleme https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8357497/

⭐️⭐️ Eugenol: Çok yönlü farmakolojik etkilere sahip doğal bir bileşik https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21299140/#:~:text=Eugenol%20possesses%20significant%20antioxidant%2C%20anti,in%20humans%20have%20been%20studied.

⭐️⭐️ Ağ farmakolojisi ve moleküler yerleştirme teknolojisi ile ağrı tedavisinde öjenolün transdermal uygulanmasının mekanizması üzerine çalışma https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2405844024057530

⭐️⭐️ Analjezik ve anti-inflamatuar etki için öjenol bazlı jel formülasyonunun geliştirilmesi ve değerlendirilmesi http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://d1wqtxts1xzle7.cloudfront.net/98040061/ap.2022.11.1-libre.pdf?1675162402=&response-content-disposition=inline%3B+filename%3DDevelopment_and_evaluation_of_eugenol_ba.pdf&Expires=1744405754&Signature=WwNa278uecseGyVsCAgSwDHgygrOdLqJ-gYkIjtXq1lQiuR7bz~z~22RTF50XIIgMpaYaqZEPpTBuJKRTcRpufDYN~jiEjoYp1Uo-BEWgDLoAKIpj5rOo56wP5Sebv033ROnI8ySCI~-jl~I9YFvCqSxPCpQ9zPoHo-YdcVbmZ-zY3pYZ-Of5KF4gryRzM7GBp57duxfPI9XzGUXxokJFSmaMUyRpr8kspN2dBykB5GZN66WMb2Uu265jlUy-jktPG9SvAHHyHBv8oo7yPm25DmPC8FK56KLpWkEXSmzcDUFnVPUegXlrS3u9QylNTemCFWX25wcZp4Y6y7fOgLblQ__&Key-Pair-Id=APKAJLOHF5GGSLRBV4ZA

⭐️⭐️ Geliştirilmiş analjezik ve anti-inflamatuar etkiler için naproksen- öjenol ile birlikte yüklenen farmasötik emüljellerin üretimi ve karakterizasyonları https://www.mdpi.com/2310-2861/8/10/608https://www.mdpi.com/2310-2861/8/10/608

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Eksilmiş Testosteronu Yükseltelim

Testosteron, cinsiyet farklılaşmasını düzenleyen, erkek cinsiyet özelliklerini, spermatogenezi ve doğurganlığı üreten birincil erkek hormonudur. 

Testosteron, testislerin inişi, spermatogenez, penis ve testislerin büyümesi ve libidonun artması gibi birincil cinsel gelişimin gelişiminden sorumludur. 

Testosteron ayrıca erkeksilikten sorumlu olan ikincil erkek özelliklerinin düzenlenmesinde de rol oynar. Bu ikincil cinsiyet özellikleri arasında erkek saç desenleri, ses değişiklikleri ve ses kalınlaşması, ergenlikteki büyüme atakları (testosteron erken dönemde epifiz plağında doku büyümesini ve ergenliğin ilerleyen dönemlerinde plağın kapanmasını artırır) ve iskelet kası büyümesi (testosteron protein sentezini uyarır) gibi anabolik etkiler bulunur.

Testosteron ayrıca eritropoiezi uyarır, bu da erkeklerde kadınlara kıyasla daha yüksek hematokrit ile sonuçlanır.

Testosteron seviyeleri yaşla birlikte düşme eğilimindedir; bu nedenle erkekler testis boyutunda azalma, libidoda düşüş, daha düşük kemik yoğunluğu, kas kütlesinde azalma, artan yağ üretimi ve azalan eritropoiezi deneyimler ve olası anemiye yol açar.

Testosteron eksikliği için kendinizi test edebilirsiniz.

Aşağıdaki bulgulardan – belirtilerden birkaçı varsa, geçici testosteron düşüklüğü olabilir.
Ancak 5 ve daha fazla belirti varsa, kan tahlili ile total ve serbest testosteron, SHBG, DHT ve LH seviyeleri ölçülmelidir.

Haydi başlayın bakalım…

⭐️ Libido düşüklüğü
⭐️ Sabah ereksiyonlarının kaybolması
⭐️ Ereksiyon kalitesinde bozulma
⭐️ Boşalma isteğinde azalma
⭐️ Cinsel fantezilerin silinmesi
⭐️ Sperm sayısı ve kalitesinde azalma
⭐️ Testislerde küçülme (atrofi)
⭐️ Cinsel performans endişesi
⭐️ Gecikmiş ya da eksik orgazm
⭐️ “Hiçbir şey hissetmiyorum” hissi (!)
⭐️ Meme ucu hassasiyeti (!), meme dokusunda artış (jinekomasti)
⭐️ Tüylerde incelme, dökülme (özellikle kolda, bacakta)
⭐️ El-ayak üşümesi (dolaşım zayıflığı)
⭐️ Gıdıklanmalara karşı aşırı hassasiyet
⭐️ Erkeksi rekabet hissinin kaybolması
⭐️ Kadınsı duygulanımlar / ağlaklık (!?)
⭐️ İnce ses tonu
⭐️ Sakal çıkışında azalma veya seyrelme
⭐️ Vücut kokusunda azalma (!)
⭐️ Eski şarkılarla nostaljik melankoliye dalma
⭐️ “Ben artık yaşlandım galiba” hissi
⭐️ Kadın deodorantlarının kokusunu sevmeye başlamak (!)
⭐️ Kas kaybı (özellikle üst vücut, omuz, göğüs)
⭐️ Kolay yağlanma (özellikle karın çevresi, meme bölgesi)
⭐️ Güç kaybı – ağırlık kaldıramama
⭐️ Egzersize direnç azlığı (çabuk tükenme)
⭐️ Kilo vermede zorlanma
⭐️ Kemik yoğunluğunun azalması (ileride osteopeni, osteoporoz)
⭐️ Boyun, bel, diz gibi bölgelerde kronik ağrılar
⭐️ Sert duruşun gitmesi, omuzların düşmesi
⭐️ Gece terlemeleri ve sıcak basmaları (!)
⭐️ Sürekli yorgunluk, enerji düşüklüğü
⭐️ Beyin sisi, odaklanma güçlüğü
⭐️ Motivasyonsuzluk (hiçbir şey yapmak istememe)
⭐️ Depresif ruh hali, keyif almama
⭐️ Özgüven azalması
⭐️ Sosyal ortamlardan kaçma
⭐️ Hızlı sinirlenme, öfke patlamaları
⭐️ Hayal kurmama isteği
⭐️ Risk alma isteğinin kaybolması
⭐️ “Erkekliğim gitti” hissi
⭐️ Dizi izlerken gözlerin dolması (!)
⭐️ İnsülin direnci gelişmesi
⭐️ Açlık-tokluk dengesi bozulması
⭐️ Kolesterol ve trigliserid yüksekliği
⭐️ D vitamini düşüklüğüyle birlikte seyredebilir
⭐️ Kortizol artışı (stres hormonuyla birlikte gitme eğilimi)
⭐️ Tiroid sorunlarıyla paralel gidebilir
⭐️ Hormon dengenin komple bozulması (baldıran zehri gibi)

Nasıl Yapalım da Testosteronu Yükseltelim?

Öncelikle testosteron eksikliğiniz şüphesinde hekimize başvurmalı, burada yazılı tavsiyeleri kendinizde uygulamadan önce hekiminizin onayını almalısınız.

İlk olarak günümüz rutin uygulamaları ile başlayalım.

Shilajit (250-500 mg) – sabah

(Shilajit, uzun zamandır Ayurveda şifasında kullanılan mineral açısından zengin bir reçinedir.)

Tongkat ali (200-400 mg) – haftada 5 gün

(Tongkat ali (Eurycoma longifolia Jack), “Long Jack” olarak da bilinir, Güneydoğu Asya’ya özgü çiçekli, çalımsı, yavaş büyüyen yaprakları, kökleri ve kabuğu kullanılan bir ağaçtır.)

Bor minerali (3-6 mg) – sabah

D vitamini (10000-20000 IU) – yağlı öğünle sabah

Magnezyum (400-800 mg) – öğlen/gece

Ham bal, saf glikoz + enerji – Günlük 1-2 çorba kaşığı
Arı sütü, hormon benzeri bileşenler (testosteron destekli) – Günlük 1 tatlı kaşığı
Polen, çinko, amino asit, B grubu → sperm kalitesi & libido – Günlük 1 tatlı kaşığı

Sakatat, kolesterol + B12 + çinko = testosteron ham maddesi – Haftada üç porsiyon

Farklı yaklaşımlar da mevcut.

Derleme yaparak kimler neler uyguluyor bir bakalım.


⭐️ 10-15 dk sabah güneşi → D3 + biyoritm
⭐️ Ayakkabısız doğaya bas → negatif iyon alımı – Topraklanma – (Serotonin – melatonin – testosteron dengesine katkı sağlar)
⭐️ Güç gerektiren aktivasyon → kas, testosteron, primal enerji tetiklenir
⭐️ 15 dk ağır egzersiz sonrası 1 saat yürüyüş (stres düşer, kortizol iner)
⭐️ 4-4-4-4 nefes → kortizol düşürür – “Ağır burundan al – kuvvetli ağızdan ver” → sempatik sistemi aktifleştirir.
⭐️ Halen kesin verileri orrtaya konmamış osa da deneyebileceğiniz 528 Hz: DNA onarımı + hormon dengesi için – 417 Hz: Negatif yüklerinizden uzaklaşmak için – 111 Hz: Eril titreşim – ilkel titreşim frekansı
Gözleriniz kapalı sakin ve huzurlu bir ortamda çıplak ayakla toprağa basarken dinleyebilirsiniz. (Denemeye değer) ○ Adrenalin yükselten (tabi ki canınızın kıymetini de bilerek) aktiviteler yapmak.korku merkezini bastıran “maskülen çekirdek” aktive edebilirsiniz.
⭐️ Güneş + soğuk duş güne başlamak için iyi bir alternatif olabilir.

Leonard Horowitz’e göre 528 Hzvaroluşun müzikal matematiğidir.

Sevgi frekansı olarak bilinen 528, duyguları harekete geçiren ve DNA yenilenmesine pozitif etkilerde bulunan en popüler Solfeggio Frekansları’ndan bir tanesidir..

Testosteron Riskleri

1. Testosteron Takviyelerini Kontrolsüz Kullanmak

  • Aşırı testosteron kullanımı: Testosteron takviyeleri veya steroid kullanımı, testosteron seviyelerini hızla artırabilir. Ancak, vücuda aşırı testosteron verilmesi, vücudun doğal hormon üretimini engelleyebilir ve hormonal dengenin bozulmasına yol açabilir. Ayrıca, kalp hastalıkları, karaciğer hasarı, agresif davranışlar, uyku bozuklukları ve diğer ciddi sağlık sorunları ile ilişkilendirilebilir.
  • Yan etkiler: Aşırı testosteron kullanımı, özellikle uzun süreli kullanımda vücutta su tutulması, akne, saç dökülmesi ve kısırlık gibi yan etkilere neden olabilir.

2. Yüksek Dozda Steroid Kullanmak

  • Anabolik steroidler: Vücut geliştirme veya atletik performans arttırmak amacıyla kullanılan anabolik steroidler, testosteron seviyelerini hızlıca yükseltebilir. Ancak, bu tür steroidlerin kullanımı karaciğer toksisitesi, yükselmiş kalp hastalığı riski, depresyon ve agresif davranışlar gibi ciddi yan etkilere yol açabilir. Ayrıca, bağımlılığa yol açabilir ve uzun vadede hormonal dengesizliğe neden olabilir.

3. Yanıltıcı Ürünlere Güvenmek

  • Piyasada satılan “doğal” testosteron artırıcı ürünler: Bazı takviye ürünleri, testosteron artırıcı etkiler sunduğu iddiasıyla satılmaktadır. Ancak bu ürünlerin çoğu bilimsel olarak doğrulanmamış ve güvenli değildir. Bazı ürünler, içinde potansiyel olarak zararlı maddeler içerebilir ve vücuda zarar verebilir. Takviyelerin ve bitkisel ürünlerin etkisi, kişiden kişiye değişebilir, dolayısıyla güvenilir olmayan ve onaylanmamış ürünlerden kaçınılmalıdır.

4. Dengesiz Diyet ve Sağlıksız Beslenme

  • Aşırı şeker ve işlenmiş gıda tüketimi: Şeker ve işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi, insülin direncine ve obeziteye yol açabilir, bu da testosteron seviyelerini olumsuz etkileyebilir. Testosteron seviyelerini artırmaya çalışırken, sağlıklı beslenmek son derece önemlidir.
  • Yetersiz yağ alımı: Testosteron, vücutta yağlardan türeyen bir hormondur. Yetersiz yağ alımı, testosteron üretimini sınırlayabilir. Ancak, sağlıksız yağlardan (trans yağlar ve doymuş yağlar) kaçınılmalı ve yerine sağlıklı yağlar (örneğin zeytinyağı, avokado, fındık, balık yağları) tercih edilmelidir.

5. Yetersiz Uyku Almak

  • Uyku eksikliği: Testosteron üretimi büyük ölçüde uyku sırasında gerçekleşir. Yetersiz uyku, testosteron üretimini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, her gece yeterli ve kaliteli uyku almak önemlidir. Yeterli uyku almak, hormon seviyelerini düzenlemeye yardımcı olabilir.
  • Ağır uyku apnesi gibi uyku bozuklukları, testosteron seviyelerinde düşüşe neden olabilir.

6. Aşırı Alkol Tüketimi

  • Alkol: Aşırı alkol tüketimi, testosteron üretimini engelleyebilir ve bu durum, vücudun hormon dengesini bozabilir. Alkol, özellikle karaciğerin fonksiyonlarını etkileyerek testosteron metabolizmasını değiştirebilir. Ayrıca, alkol aşırı tüketimi, uyku düzenini bozar ve obeziteye yol açabilir, bu da testosteron seviyelerini daha da düşürebilir.

7. Stresin Aşırı Olması

  • Yüksek stres seviyeleri: Stres, vücudun yüksek miktarda kortizol üretmesine yol açar. Kortizol, stres hormonu olarak bilinir ve aşırı seviyede kortizol, testosteron üretimini engelleyebilir. Yüksek stres, vücutta hormonal dengesizliğe neden olabilir ve testosteron seviyelerini olumsuz etkileyebilir.

8. İnhibitör ve Düşürücü İlaçlar Kullanmak

  • İlaçlar ve tedaviler: Bazı ilaçlar, özellikle antidepresanlar, opiatlar ve bazı kanser tedavileri testosteron seviyelerini düşürebilir. Bu tür ilaçların kullanımı, testosteron seviyelerinin normalden düşük olmasına neden olabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Testosteron ve vücut fonksiyonları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17178552/

⭐️⭐️ Shilajit : Potansiyel Prokognitif Aktiviteye Sahip Doğal Bir Fitokompleks https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3296184/

⭐️⭐️ Tongkat Ali https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK609015/

⭐️⭐️

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Bildiğiniz Gibi Değil Bu Uyuz

Uyuz, (Skabiez) dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen, lakin sıklıkla tanı konulmakta geç kalınan, son derece bulaşıcı bir cilt rahatsızlığıdır.

Kaşıntılarınız bir türlü geçmiyorsa, cildinizde tanımlanması güç döküntüleriniz oluyorsa, uyuz ve hijyen hakkında fazla bilgi sahibi değilseniz okumaya devam edin.

Uyuz Nedir?

Uyuz, Sarcoptes Scabiei isimli akarın neden olduğu çok kolay bulaşan cilt rahatsızlığıdır. Uyuz akarları cildin altına girerek yumurtalarını bırakır ve çoğalırlar. Özellikle geceleri yoğun kaşıntıya yol açar.

Yetişkin Sarcoptes Scabiei dişi akarlar, epidermisin yüzeysel katmanları içinde 1 ila 10 milimetre uzunluğunda tüneller kazar ve günde 2 ila 3 yumurta bırakır. Akarlar 30 ila 60 gün sonra ölür ve yumurtalar yaklaşık 2 ila 3 hafta sonra çatlar.

Uyuz Belirtileri Nelerdir?

  • Geceleri daha da kötüleşen yoğun kaşıntı
  • Sivilcelere benzeyen ve kümeler halinde görülen küçük, kırmızı şişlikler veya döküntüler
  • Ciltte çizgilere benzeyen düzensiz yuva izleri
  • Kaşıntıdan kaynaklanan yaralar
  • Şiddetli durumlarda kalın ve kabuklu uyuz

Uyuz Vücutta Nerelerde Görülür?

  • Parmakların arasında
  • Bileklerde
  • Dirseklerde
  • Koltuk altında
  • Genital bölgede
  • Kalçalarda
  • Bel hizasında daha sık görülür.

Uyuz Nasıl Bulaşır?

Uyuz (Skabiez) hastalığı çoğunlukla enfekte bir kişiyle uzun süreli doğrudan deri teması yoluyla yayılır.

Ayrıca;

  • Enfekte bir kişiyle yatak, yatak takımı, havlu veya kıyafet paylaşmak
  • Yurt, huzurevi, cezaevi, kreş gibi kalabalık yerlerde bulunmak bulaşı koaylaştırır.

Uyuz Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

Deneyimli bir hekim uyuz hastalığını fiziksel muayene veya deri kazıma testi yoluyla kolayca teşhis edebilir. Muayene bulguları arasında akar yuvalanma belirtisi olan serpiginöz beyaz çizgiler bulunur.

Uyuz tanısı klasik olarak döküntülerin görülmesi ve hastanın öyküsü ile konur.

Hatta birçok olgu daha önce uyuz hastalığı deri bulgularını görmüş dikkatli kişiler tarafından bile teşhis edilebilir.

Uyuzun (Skabiez) atipik formlarının teşhisi hem zor hem de geç olmakta bu sebeple de yayılımı önlenememektedir.

Uyuz teşhisi için nadiren bir punch biyopsisi gerekir.

Uyuz Nasıl Tedavi Edilir?

Uyuz hastalığının tedavisi aslında oldukça kolay gibi görünse de uygulamada yapılan hatalar sebebi ile uzamaktadır.

Uyuzdan (Skabiez) tedavisinde cildin geneline uygulanan kremler kullanılır. Kaşıntı çok yoğun olduğunda antihistaminik kullanılabilir.

– Uyuz hastalığı çok bulaşıcı olduğundan yakın temasta bulunan herkesin, belirtileri olmasa bile, mutlaka tedavi edilmesi gerekir.

– Enfekte (bulaşmış olan) kişinin kullandığı tüm giysiler, yatak takımları ve havlular sıcak suyla yıkanmalı ve güneş altında kurumaya bırakılmalıdır.

– Yıkanamayan eşyaların scabiez akarlarını öldürmek için 72 saat boyunca plastik bir torbada bekletilmesi gerekir.

Tüm tedavi seçeneklerinin ciltte depolanan yumurtalara nüfuz edemez. Bu sebeple yumurtaların olgunlaşmasını müteakip tedavi tekrarlanmalıdır.

Uyuz Hastalığının Komplikasyonları

Tedavide geç kalındığında veya tedavi edilmediğinde yoğun kaşınmaya bağlı sekonder enfeksiyonlara yol açabilir. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde çok sayıda akar deriyi istila ettiği için kabuklar oluşabilir.

Uyuzdan Korunma

  • Enfekte kişilerle yakın cilt temasından kaçınılmalıdır.
  • Havlu, yatak takımı veya giysi gibi kişisel eşyalarınızı paylaşılmamallıdır.
  • Aynı evde yaşayan birinde uyuz varsa, herkesin aynı anda tedavi edilmesi sağlanmalıdır (belirti göstermeseler bile)

Yaygın inanışın aksine, uyuz kötü hijyenden kaynaklanmaz.

Her gün banyo yapan kişiler bile uyuz olabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Uyuz https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK544306/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Zehirlenmeyi Siz Tercih Ediyorsunuz!

Evet başlığı doğru okudunuz.

Zehirlenmeyi bir çok alanda tercih eden sizlersiniz.

Aşağıdaki konuların birçoğunu belkide hepsini biliyorsunuz lakin işinize gelmiyor, umursamıyorsunuz, boşvercisiniz, bana bir şey olmaz diyenlerdensiniz, hani bak kaç zaman oldu yaşıyorum halen diyenlerdensiniz velhasılıkelam gerçeklerden mazeretten bol mazeretiniz ile yaşamaya devam etme kolaycılığındasınız…

Ya gerçekler…!!

Ömrünüzü yavaş yavaş tüketen gerçekler!!

Yaşam kalitenizi düşüren gerçekler!!

Bir daha tekrar edeyim. Siz de bir kez daha okuyun…

Belki bu sefer…

Parazitler

Ne kadar yaygın olduğunu hayal bile edemezsiniz. Eski dönemlerde gelişmemişliğin işareti gibi görülürken günümüzde en gelişmiş şehir ve bölgelerde dahi fazlasıyla görülüyor.

Kurtlandınız mı? Nasıl Anlarsınız? başlıklı yazımızda ayrıntılı olarak belirttiğim gibi gündelik hayatınızın neredeyse doğal bir parçası haline gelmiş durumdalar.

Parazitlerin Bulaşma Kaynakları
  • Kirli ve arıtılmamış içme sularından
  • Az pişmiş et, tavuk ve balık ürünlerinden
  • Sokakta satılan midye gibi kabuklu deniz ürünlerinden
  • İyi yıkanmamış sebze ve meyvelerden
  • Yurt dışı veya yurt içi seyahatlerden

Parazit Kaptığınızı Nasıl Anlarsınız?
  • Karında bağırsaklarda şişkinlik hissi
  • Sindirim sorunları, mide bulantısı
  • Tatlı yeme isteği, devamlı açlık hissetme
  • Kaşıntı, alerjik deri görünümü
  • Baş ağrısı
  • Rahatsızlık keyifsizlik hissi

Parazitlerinizden Nasıl Kurtulursunuz?

  • Hekiminize muayene olmanız ve gerekirse tahlillerinizi yaptırmanız şart
  • Bitkisel destekler (siyah ceviz, karanfil, ayçekirdeği)
  • Lifli gıdaların tüketimi bağırsaklarınız rahatlatacaktır
  • Pro-prebiyotiklerin tüketimi bağırsak floranızı düzenlemeye destek olacaktır.

Tohum Yağları

Tohum yağları vücudunuzda gizli iltihap olarak da adlandırılan inflamasyonun önemli sebeplerindendir.

Günümüzde modern beslenme adı ile halka sunulan ”fasfood” gıdalar başta olmak üzere ağırlıklı olarak pişirme sırasında kullanılan tohum yağlar, evlerde tüketilmek üzere üretilen hazır gıdalar ve işlenmiş gıdaların pişirilmesinde de ne yazık ki kullanılmaktadır. Vücutta en çok iltihap yapan bileşenlerden biri tohum yağlarıdır.

Yağlarda Omega-6 konulu yazımızda ayrıntılarını okuyabileceğiniz gibi ayçiçeği, kanola, mısır özü yağı, soya yağı, pamuk yağı fazlası ile Linoleik Asit (LA) içerirler ve inflamasyona neden olurlar.

Tohum Yağları Nerelerde Daha Sık Kulanılıyor?
  1. Paketli atıştırmalıklar (Cipsler, kurabiyeler, krakerler vb gibi)
  2. Eviniz dışında yediğiniz hemen hemen tüm restoran yemeklerinde
  3. Marketlerde satılan hazır salata sosları, yemekler, mikrodalga pişirme yemekleri vb gibi
  4. Market tipi pişirme yağları (kanola, ayçiçek, mısır yağı)

Tohum Yağlarının Riskleri Nelerdir?

  • Oksidatif stres ve hücresel iltihap
  • Metabolik ve hormona dengesizlikler
  • Karaciğer yağlanması
  • İnsülin direnci ve diyabet gelişimi

Tohum Yağlarının Yerine Ne Kullanmalısınız?

Tohum yağlarını hayatınızdan tamamen çıkarmalısınız. En çok itiraz kızartmalar konusunda oluyor. Lakin kızartmanın nasıl doğru yapılacağını öğrenmeli ve zeytinyağı ile de sağlıklı – lezzetli – güzel kızartma yapabileceğinizi bilmelisiniz.

Öncelikli tercihiniz tereyağ, iç yağ, kuyruk yağı sonra zeytinyağı olmalıdır.

Küf

Küf sinsi ve gizli bir tehlike olarak maalesef hayatımızın her yerinde mevcut.

Küf Kaynakları
  • Binaların havalandırmaları – Klimalar – Klima sistemleri
  • HVAC (ısıtma-soğutma) sistemleri
  • Hasar görmüş duvarlar – pervazlar su ile temas etmeleri nemlenmeleri durumunda
  • Baharatlarda ve kurutma aşamasında neme maruz kalmış gıdalar
  • Küf barındıran su depolarıdan gelen içme suları
  • Kahve – kakao benzeri taneli gıdalar (markaya aldanmayın)

Küfe Maruz Kalanlarda Neler Görülür?

  • Yorgunluk
  • Beyin sisi
  • Sinüs sorunları
  • Solunum darlığı
  • Akciğer enfeksiyonları
Küfe Maruz Kalanlar Ne Yapmalı?
  • Bağırsakları temizliği için aktif kömür veya bentonit kil gibi bağlayıcılar kullanılabilir.
  • Hasarı su tesisatları ve hasarlı yüzeyler onarılmalı ve havalandırma şartları iyileştirimelidir.
  • Baharat ve kurutulmuş gıdalar nemli ortamlarda ve çok uzun süre saklanmamalıdır.
  • Depolar düzenli aralıklarla temizlenmelidir.

Florür

Gizlenmiş diğer bir sorun da florür. Hormonal yapıya zararı olmasına rağmen halen pek çok ülkede içme suyuna eklenmeye devam ettiği gibi diş macunlarının çoğunda da olması ciddi lakin suskun kalınan bir halk sağlığı sorunudur.

Florür Maruziyeti Nelere Sebep Olabilir?
  • Tiroid fonksiyonlarında bozulma
  • Hormon dengesizlikleri
  • Zihinsel gelişimde yavaşlama (düşük IQ)
  • Uzun vadede toksik birikim ve zehirlenme riski

Florür Maruziyetini Engellemek İçin Ne Yapmalı?
  • Diş macunu alırken florür içermeyen doğal olanları tercih edin.
  • İçme suyu olarak katkısız kayak suyu (florürsüz) tercih edin.

Mikroplastikler

Saklama – pişirme kapları, plastik – karton bardaklar, kaşıklar, çatallar, naylonda pişirme teknikleri vb gibi bir çok gündelik kullanıma girmiş malzemelerin mikro partikülleri her gün vücutlarımıza giriyor ve birikiyor. Lakin vücuttan atılması ise bu kadar yoğun ve kolay değil.

Mikroplastik İçiyorsunuz yazımızda mikroplastiklerin birincil ve ikinci kaynaklarının yanısıra tek kullanımlık bardaklardaki tehlikeyi okumalı çocuklarınız başta olmak üzere kendiniz de cam bardak harici tek kullanımlık malzemelerden uzak durmalısınız.

Mikroplastik Kaynakları
  • Şişelenmiş sular ve pet şişeler
  • Gıda ambalajlarında kullanılan plastik katmanlar
  • İşlenmiş ve paketli gıdalar
  • Plastik parçalar içeren kahve makineleri ve su ısıtıcıları
  • Dış kaplamasında plastik olan karton bardaklar

Mikroplastikler Neler Yapar?
  • Hormon dengesini bozabilir.
  • Böbreklerde birikerek fonksiyon bozukluğu yapabilir.
  • Sindirim ve bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir.

Mikroplastiklerden Nasıl Korunalım?

Cam, çelik ve doğal malzemeler kullanarak mikroplastik riskini engelleyebilirsiniz.

Elektromanyetik Frekanslar

Göremezsiniz, hissedemezsiniz lakin içinize işleyen bu tehlikenin zararını er yada geç yaşarsınız.

Elektromanyetik alanlara aralıksız maruz kalıyoruz. Kaçmak neredeyse mümkün değil.

Elektromanyetik Kaynaklar Nelerdir?
  • Wi-Fi modemleri
  • Cep telefonu baz istasyonları
  • Hiç ayrılamadığınız akıllı telefonlar

Elektromanyetik Kaynakların Etkileri
  • Uyku kalitesinde ciddi bozulmalar
  • Hücresel stres ve enerji düşüklüğü
  • Kaygı artışı ve depresif ruh hali

Elektromanyetik Kaynakların Etkilerinden Nasıl Korunulur?
  • Gece yatarken Wi-Fi modemini kapatın.
  • Gün içerisinde ekranda kaldığınız süreleri azaltın. (Cep telefonu, bilgisayar vb gibi)
  • Uyku öncesi saatlerde (en az 1 saat önce) ekran süresini sınırlandırın.
  • Cep telefonunuzu yattığınız odanın dışında tutun.

Ağır Metaller

Sessizce damlayan lakin bırakın göl olmayı küçük bir birikinti bile olmadan vücudun yaşam süresini sona erdirebilecek kadar tehlikeli maddeler. Cıva, kurşun, arsenik, Kadmiyum, Talyum, Krom gibi ağır metaller vücutta birikerek sinir sistemi ve organ sağlığına zarar verebilir.

Haydi Ağır Metal Detoksu Yapalım yazımızda da okuyacağınız gibi ”Ağır Metal Detoks Yağı Tarifi” denemenizi tavsiye ederim.

Ağır Metallerin Kaynakları Nereler?
  • Ağır metal içeren toprakta yetişmiş sebze ve meyveler
  • Ton balığı, kılıç balığı gibi büyük yırtıcı balıklar
  • Midye, kefal ve dip balığı gibi deniz canlıları
  • Sanayi bölgelerindeki kirli hava
  • Eski tesisat boruları

Ağır Metallere Maruziyetin Belirtileri
  • Yorgunluk
  • Beyin sisi
  • Otoimmün alevlenmeler
  • Sindirim problemleri
  • Kas, eklem, vücut ağrıları
  • Rahatsızlık hissi
  • Anksiyete
  • Depresyon

Ağır Metallere Maruz Kalınmasına Karşı Ne Yapılmalı
  • Kişniş
  • Spirulina (Yosun Tozu)
  • Klorella (Tek hücreli tatlı su yosunu)
  • Filtrelenmiş su
  • Bentonit kil

Kullanarak vücuttan atılması çok zor olan ağır metalleri azaltmak için adım atılabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Chlorella’nın İnsan Sağlığını Geliştirmek İçin Bir Gıda Takviyesi Olarak 
Potansiyeli https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7551956/

⭐️⭐️ Chlorella Takviyesinin Besinsel Etkinliği Bireysel Bağırsak Ortamına Bağlıdır: Rastgele Kontrollü Bir Çalışma https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8200412/

⭐️⭐️ Fiziksel Egzersizde Chlorella’dan Elde Edilen Makrobesinlerin Biyoaktivitesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10181138/

⭐️⭐️ Klinik Uygulamada Spirulina : Kanıta Dayalı İnsan Uygulamaları https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3136577/

⭐️⭐️ Spirulina Tüketiminin Beyin Sağlığı Üzerindeki Faydalı Etkileri https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8839264/

⭐️⭐️ Ağır Metaller https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557806/

⭐️⭐️ Radyo frekansı maruziyetinin olumsuz kadın üreme sonuçları üzerindeki etkileri: Doz-cevap 
meta -analizi ile insan gözlemsel çalışmalarının sistematik bir incelemesi https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0160412024004021

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Yumurtlamayı Biliyor musunuz?

Yumurtlama, adet döngüsünün önemli bir parçasıdır, ancak önemi sadece bir yumurtanın salınmasının ötesindedir.

Yumurtlama, doğurganlık, gebelik ve hatta genel sağlık üzerinde önemli bir rol oynar. Her kadının ister gebe kalmaya çalışsın, ister hamile kalmaktan kaçınsın, ister üreme sağlığını takip etmek maksadı olsun, yumurtlamayı öğrenmesi önemlidir.

Yumurtlama Nedir?

Yumurtlama, yumurtalıklarınızdan birinin yumurta bırakmasıdır.

Bu genellikle bir sonraki adetinizden yaklaşık 14 gün önce gerçekleşir, lakin kadından kadına değişir. Eğer adet döngünüz 28 gün sürüyorsa, yumurtlama genellikle 14. gün civarında gerçekleşir. Lakin adet döngüleri 21 ila 35 gün arasında değişebilir, bu da yumurtlamanın daha erken veya daha geç gerçekleşebileceği anlamına gelir.

Yumurtlama Nasıl Olur?

Vücudunuz yumurtlamayı hormonlarla kontrol eder:

FSH (Folikül Uyarıcı Hormon), yumurtalıklarda bulunan folikül adı verilen küçük keseciklerin içerisinde yumurtaların büyümesine yardımcı olur.

– Bir folikül baskın hale geldikçe östrojen seviyesi yükselir ve vücut yumurtlamaya hazırlanır.

LH ( Luteinize edici hormon (Yumurtanın salınımını tetikler.) Yumurta serbest bırakıldıktan sonra fallop tüpüne doğru ilerler ve o sırada burada spermler bekler. Yumurta sadece 12-24 saat yaşar, ancak sperm üreme kanalında 5 güne kadar yaşayabilir. Bu yüzden yumurtlamadan önceki günler en doğurgan günlerdir.

Yumurtlama Zamanınızı Nasıl Anlarsınız?

Bazı kadınlar yumurtlamayı hisseder, bazıları ise fark edemez.

Bu sebeple genel belirtileri bilmekte fayda var:

  • Berrak, esnek servikal mukus (çiğ yumurta akı gibi) spermin daha kolay yüzmesine yardımcı olur.
  • Karnınızın alt kısmının bir tarafında hafif ağrı.
  • Vücut ısısında hafif artış (bazal termometre ile tespit edilebilir).
  • Hormonal değişiklikler nedeniyle cinsel isteğin artması.

Hamile Kalmaya Çalışıyorsanız Ne Yapmalısınız?

Spermlerin yumurta ile buluşmasını sağlamanın ideal. zamanı kadının yumurtladığı gündür. Lakin genel olarak spermin yaşam süresi olan 5 gün ve yumurtanın yaşam süresi olan 1 günü düşündüğümüzde; iyi zaman yumurtlamadan önceki 5 gün ve yumurtlamanın olduğu gündür. Bu süreye doğurganlık penceresi denir.

– Yumurtlamanın süresini takvime işlemek, kadının vücut sıcaklığını izlemeniz hatta bilgisayar aplikasyonları ile takip gibi yollarla yumurtlamayı takip etmek, hamile kalma şansınızı artırabilir

– Yapılan araştırmalarda yumurtlama takibi yapan çiftlerin, yapmayanlara göre 6 ay içinde gebe kalma şanslarının daha yüksek olduğu görülmektedir.

Hamile Kalmaktan Kaçınmak mı İstiyorsunuz?

– Doğal Aile Planlaması veya Doğurganlık Farkındalığı Yöntemi, doğurgan günlerde korunmasız cinsel ilişkiden kaçınmak için yumurtlamayı izlemeye dayanır. Doğru kullanıldığında, Doğurganlık Farkındalığı Yöntemi %76-88 oranında etkili olabilir. Ancak işaretlerin eksik olması veya düzensiz döngülere sahip olması onu daha az güvenilir hale getirir.

– Doğurganlık Farkındalığı Yöntemi diğer doğum kontrol yöntemleriyle (prezervatif veya hormonal kontraseptifler gibi) birlikte kullanılması etkinliğini artırır.

Yumurtlama ve Hormonal Sağlık

Yumurtlama sadece doğurganlıkla ilgili değildir, sağlıklı bir hormonal sistemin işaretidir.

Düzensiz veya hiç yumurtlama olmaması şu gibi durumların habercisi olabilir:

  • Polikistik Over Sendromu (PCOS): Hormon dengesizlikleri nedeniyle düzensiz yumurtlamanın yaygın bir nedenidir.
  • Tiroid Bozuklukları: Hem hipertiroidizm hem de hipotiroidizm yumurtlamayı bozabilir.
  • Yüksek Stres veya Aşırı Egzersiz: Yumurtlamayı geciktirebilir veya durdurabilir.

Düzenli olarak yumurtlamıyorsanız, özellikle gebe kalmaya çalışıyorsanız kadın hastalıkları uzmanı (Jinekolog) tarafından muayene edilmelisiniz.

Döllenmeyen Yumurtaya Ne Olur?

Eğer sperm yumurtayı döllemezse, hormon seviyeleri düşerse ve rahminizin iç tabakası dökülürse, bu sizin adet döneminizdir.

Sonra döngü yeniden başlar.

Yumurtlama, adet döngüsünün merkezi olup doğurganlığı, hamileliği ve genel sağlığı etkiler.

Bebek sahibi olmayı planlıyorsanız veya sadece vücudunuzu daha iyi anlamak istiyorsanız, yumurtlamayı takip etmek sizin için çok önemlidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Fizyoloji, Adet Döngüsü https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK500020/

⭐️⭐️ Adet Döngüsü https://www.sciencedirect.com/topics/agricultural-and-biological-sciences/menstrual-cycle

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Mısırözü Yağı – Mısır Şurubu Akciğer Kanseri ile İlişkili

Endüstriyel gıdalar ile ilişkili kanserlerden sıkça bahsedilirken akciğer kanseri ile ilişkilendirilmesi (çok önemli bir etken olabileceği) yeni bir araştırma sayesinde ortaya kondu.

Kentucky Üniversitesi’ nde yapılan yeni çalışmada, glikojenin (depolanmış bir glikoz formu) özellikle akciğer adenokarsinomunun (agresif bir akciğer kanseri türü) ilerlemesinde önemli bir faktör olduğu tespit edildi.

Nature Metabolism da yayınlanan araştırmada; glikojenin fareler ve insanlar üzerindeki etkilerini test edildi.

Farelerdeki glikojen seviyeleri, diyet değişiklikleri ve gen modifikasyonu yoluyla artırıldı.

Bu ikili yaklaşım ile glikojenin etkileri farklı açılardan incelemeye alındı.

Farelere vücutlarını nasıl etkilediklerini görmek için farklı diyet türleri verildi. Aynı zamanda diyet modellerine paralel olarak akciğerlerde glikojen biriktirmeye yatkın genetik fare modelleri de kullanıldı.

Diyetler;

Su (kontrol olarak),

Yüksek fruktozlu mısır şurubu,

Mısırözü yağı ve yüksek fruktozlu mısır şurubu ve mısır yağı karışımı.

İki hafta sonra;

Hem mısırözü yağı hem de yüksek fruktozlu mısır şurubu verilen gruptaki farelerin akciğerlerdeki glikojen seviyelerini artırdı.

Karma diyet (yüksek fruktozlu mısır şurubu + mısır yağı) alan gruptaki farelerin akciğerlerinde çok daha yüksek glikojen seviyeleri ve daha uzun glikojen zincirleri tespit edildi.

Her iki gruptaki fareler akciğer adenokarsinomu hastalığına yakalandığında daha agresif akciğer tümörleriyle bağlantılı olduğu görüldü.

Araştırmacıların yorumu; “daha yüksek glikojenin tümör ilerlemesini artırdığı” oldu.

Glikojen seviyeleri yüksekliğinin akciğer adenokarsinom tümör agresifliğini artırdığını ve daha düşük sağkalım oranlarıyla bağlantılı olduğunu gösterdi.

Glikojen üretiminden sorumlu enzim hedef alındığında (çalışması önlendiğinde) akciğer adenokarsinomunun çok daha küçük ve daha az agresif olduğu görüldü. Bu tespite göre glikojen üretiminin azaltılması – durdurulması akciğer adenokarsinomunu tedavi etmek için bir yol olarak denenebilir.

Çalışma; 276 hastadan (akciğer adenokarsinomu olan) oluşan kapsamlı bir kohortu da kapsıyordu. Yapılan mekânsal analizde, özellikle tümör bölgelerinde ve çevresindeki sağlıklı dokuda olan glikojen birikiminin diğer akciğer kanseri türlerine kıyasla önemli oranda fazla olduğunu ortaya koydu.

Mısır özü Yağı ve Sağlık Etkileri

Mısır özü yağı, mısır tanelerinden elde edilen ve polinya doymamış yağ asitleri (özellikle omega-6 yağ asitleri) bakımından zengin bir yağdır.

Mısır özü yağı, gıda endüstrisinde özellikle de fasfoodlara yaygın olarak kullanılan bir yağdır. Özellikle fritöz yağı olarak kızartmalarda ve diğer işlenmiş gıdaların pişirilmesinde öncelikli olarak tercih edilmektedir.

  1. Aşırı Omega-6 Yağ Asitleri Tüketimi: Mısır özü yağı, yüksek miktarda omega-6 yağ asitleri içerir. Omega-6 yağ asitlerinin aşırı alımı, omega-3 yağ asitleri ile dengesiz bir şekilde tüketildiğinde iltihaplanma seviyelerinin artmasına neden olur. Kronik inflamasyon kanser türleri de dahil olmak üzere, çeşitli hastalıkların gelişiminde rol oynar.
  2. İşlenmiş Yağlar ve Kanser Riski: Mısır özü yağı gibi işlenmiş bitkisel yağlar, trans yağlar içerir Trans yağlar, başta kanser olmak üzere birçok kronik hastalığa yol açmaktadır. Trans yağlar, serbest radikallerin üretimini artırarak DNA hasarına ve dolayısı ile kanser riskini artırır.

Mısır Şurubu (Yüksek Fruktozlu Mısır Şurubu – HFCS) ve Kanser Riski

Mısır şurubu, yüksek fruktozlu mısır şurubu (HFCS) olarak bilinen bir tatlandırıcıdır. HFCS, özellikle şekerli içecekler, tatlılar, cipsler ve işlenmiş gıda ürünlerinde yaygın olarak kullanılır.

  1. Metabolik Bozukluklar: HFCS, yüksek fruktoz içeriği nedeniyle insülin direncine ve obeziteye yol açar. Obezite, birçok kanser türünün (özellikle akciğer, meme ve kolon kanseri gibi) gelişiminde önemli bir risk faktörüdür.
  2. İltihaplanma ve Kanser: HFCS’in aşırı tüketimi, kronik inflamasyonu tetikler. İltihaplanma, kanser dahil birçok hastalığın temel mekanizmasından biridir. Ayrıca, HFCS’in içerdiği fruktoz, doğrudan kanser hücrelerinin büyümesini tetikleyebilecek metabolik yollarla ilişkilidir.
  3. Karaciğer Yağlanması ve Kanser Riski: HFCS, karaciğer yağlanması (non-alkolik steatohepatit) gibi durumlardaki artışı tetikler. Karaciğer hastalıkları, uzun vadede kanser gelişimi için bir risk faktörü oluşturur.

Karbonhidratlar ve İşlenmiş Gıdalar Zararlıdır

Sadece Mısır şurubu, yüksek fruktozlu mısır şurubu (HFCS) değil diğer tüm şekerli yiyecek ve içecekler, beyaz ekmek, işlenmiş gıdalar gibi yüksek glisemik indeksli gıdaların düzenli olarak tüketilmesi, kan şekeri dalgalanmaları oksidatif strese sebep olarak serbest radikaller olarak da bilinen zararlı kimyasalların hücre içinde ve hücre aralığında geliştiği ve sağlıklı hücrelere saldırdığı, kansere yol açan mutasyonları tetiklemesine neden olur.

Glikoz ve insülin seviyelerinde keskin artışlara sebep olan gıdalar insülin veya insülin benzeri büyüme faktörlerini arttırır, anormal hücre büyümesine neden olduğu gibi zaman içerisinde hormonal düzensizliklere ve kronik inflamasyona (iltihaplanmaya) yol açacaktır.

Kronik inflamasyon (iltihaplanma) süreç içerisinde DNA hasarına sebep olur. Bu hasar hücre büyümesini ve bölünmesini teşvik eder. Bu da tümör oluşumu ve büyümesini ve dolayısı ile metastaza neden olan bir ortam yaratarak kanser gelişimine sebep olur.

Mısırözü Yağı ve Mısır Şurubu Akciğer Kanseri ile Nasıl İlişkili Olabilir?

Mısırözü yağı ve mısır şurubunun doğrudan akciğer kanserine neden olup olmadığı konusunda belirgin bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Ancak, yukarıdaki araştırmada belirgin olarak akciğer kanserinin ilerlemesi ile ilişkili olduğu bulunmuştur.

Şimdilik elimizdeki bulgular, akciğer kanseri olan kişilerin kanserin ilerleme süreci üzerine mısır şurubu ve mısırözü yağının olumsuz etkisi (ilişkili) olduğudur.

  1. Obezite ve Kanser Riski: Yüksek miktarda mısır şurubu ve mısırözü yağı tüketimi, obeziteye ve dolayısıyla kanser riskinin artmasına yol açabilir. Obezite, akciğer kanseri de dahil olmak üzere birçok kanser türünün gelişimine katkıda bulunabilir.
  2. İltihaplanma ve Kanser: Mısırözü yağı ve mısır şurubu, vücutta kronik inflamasyona yol açabilir. Kronik inflamasyon, akciğer kanseri gibi kanser türlerinin gelişiminde önemli bir rol oynayan bir faktördür.
  3. DNA Hasarı ve Serbest Radikaller: Mısırözü yağı gibi işlenmiş yağlar, vücutta serbest radikallerin artmasına neden olabilir. Serbest radikaller, DNA hasarına yol açarak kanserin gelişimini tetikleyebilir. Bu, akciğer kanseri dahil birçok kanser türünün ortaya çıkmasında etkili olabilir.

Mısır özü Yağının – Mısır Şurubunun İnsan Sağlığına Zararlı Etkileri Mevcuttur

Mısırözü Yağı – Mısır Şurubu, fazlaya dair lezzet algısı meydana getirerek içine kondukları ürünlerin tercih edilmesini sağlayan lakin sağlık için zararları olan maddelerdir.

Hem fiyatlarının çok ucuz olması hem de işlenmeye uygun olmaları sebebiyle işlenmiş gıdaların ve paketli ürünlerin vazgeçilmezleridirler.

Mısırözü Yağı – Mısır Şurubu içeren ürünleri bünyenizden uzak tutun.

Şekeri azaltmak, hatta tamamen sıfırlamak, kanser riskini azaltmanın etkili bir yoludur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Glikojen, akciğer adenokarsinomunda tümör başlangıcını ve ilerlemesini yönlendirir https://www.nature.com/articles/s42255-025-01243-8

⭐️⭐️ Akciğer Kanserinin Metabolik Manzarası: Bozulmuş Glikoz Metabolizmasında Yeni Bakış Açıları https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6873590/

⭐️⭐️ Yeni strateji, tümörlerin glikoz eksikliğine karşı agresif tepkisini durdurabilir https://www.uclahealth.org/news/release/new-strategy-may-halt-tumors-aggressive-response-glucose

⭐️⭐️ Akciğer skuamöz hücreli karsinomunun belirgin metabolik fenotipi, glikolitik inhibisyona karşı seçici duyarlılığı tanımlar https://www.nature.com/articles/ncomms15503

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Vanilya Özütüyle Etanol Zehirlenmesi

Vanilya özütü…

Biliyor musunuz? Hiç kullandınız mı?

Bilmiyorsanız google’a bakabilirsiniz. Marka marka çeşit çeşit bulabilirsiniz.

Ağız gargaraları, parfümler, soğuk algınlığı ilaçları ve gıda aromaları içerisinde de sıklıkla görebilirsiniz. Kokusu, aroması için bol bol kullanılıyor.

Vanilya özütü nedeniyle zehirlenebileceğinizi biliyor musunuz?

Gıda endüstrisinde vanilya özütünün etiketlerinde kullanılan farklı adlandırmalar şunlardır: Saf vanilya özütü sıvısı. Vanilya fasulyesi.

Vanilya özütü ve vanilya özü arasındak fark nedir?

İki üründen sıklıkla aynı şeymiş gibi bahsedildiği için biraz kafa karıştırıcı olabilir. Genel olarak, özüt doğal bir üründür, oysa öz sentetiktir.

Özüt daha az işlenir ve öze kıyasla daha güçlü ve daha saf bir vanilya aroması sağlar.

  • Vanilya özütü genellikle vanilya çubuklarının alkol ve suya batırılmasıyla yapılır; böylece aroma sıvı bileşenler tarafından alınır.
  • Vanilya özü sentetiktir, yani yapay tatlandırıcılar ve renklendiriciler kullanılarak yapılır

Üretildiği için, vanilya özü çok az veya hiç gerçek vanilin içermez. Ek katkı maddeleri (örneğin renklendirici, aroma verici, tatlandırıcı, koruyucu maddeler) açısından yüksektir.

Vanilya özütü (içinde %35 EtOH bulunurEtOH = Etanol

Vanilya, orkide ailesinin yenilebilir tek bitkisidir ve aslen Meksika, Orta Amerika, Güney Amerika ve Karayipler’den gelir.

Günümüzde sıvı vanilyanın çoğu, hastamızın yuttuğu vanilya gibi, sentetik kökenlidir. Doğal vanilya 250’den fazla organik bileşen içerir, ancak sentetik vanilya yalnızca vanilin içerir.

Vanilya Özütü Örnek Etanol Zehirlenmesi Vakası

S Mazor, C DesLauriers, M Mycyk. Ergenlerde Vanilya Özütü Yutulmasından Kaynaklanan Etanol Zehirlenmesi: Bir Vaka Raporu . İnternet Aile Hekimliği Dergisi. 2004 Cilt 4 Sayı 1.

16 yaşında Asyalı bir çocuk, arkadaşlarının “cesareti üzerine” okulda 12 ons (1 Ons = 28,3gr ) sentetik vanilya özütü (içinde %35 EtOH bulunur) yuttu.

Daha önce tıbbi veya madde bağımlılığı öyküsü yoktu.

Yutma tanıklık edildi; başka yutma olayı olmadı.

Yuttuktan bir saat sonra acil servise (AS) vardığında ateşi 96,1° F, kalp hızı dakikada 168 atım, solunum hızı dakikada 18 ve kan basıncı 140/95 mmHg idi.

Akciğerleri oskültasyonla temizdi, kalp sesleri taşikardik ancak normaldi, karnı yumuşaktı ve gergin değildi ve cildi kızarmış ve sıcaktı.

Sersemlemiş ve kustuğu için hava yolunu korumak için entübe edildi.

Normal bir tuzlu sıvı bolusundan sonra hayati bulgular normale döndü.

Elektrolitler, uyuşturucu madde kullanımı için idrar taraması ve baş BT’si normaldi.

Yutulduktan 3 saat sonra EtOH seviyesi 162 mg/dL idi; yutulduktan 6 saat sonra tekrarlanan EtOH seviyesi 77 mg/dL idi.

Entübasyondan 12 saat sonra ekstübe edildi ve madde kötüye kullanımı müdahalesi önerildikten sonraki gün hastaneden taburcu edildi.

Etanol, solunum yetmezliğine yol açabilen merkezi sinir sistemi depresyonuna neden olur.

Zehirlenme ayrıca genişlemiş göz bebeklerine, kızarmış cilde, gastrointestinal sıkıntıya, hipotermiye ve hipotansiyona neden olabilir.

Etanol, karaciğerde alkol dehidrogenaz tarafından metabolize edilir ve eliminasyon sıfırıncı derece kinetiğini izler.

Etanol içeren ürünlerde, etanol konsantrasyonu hacim yüzdesi olarak ifade edilir.

Örnek vakadaki hastanın kulllandığı vanilya özütü hacimce %35 etanol içeriyordu.

Biranın etanol içeriği yaklaşık %2-6,

Şarabın %10-20

Damıtılmış likörlerin %40-50’dir.

1 mL saf etanolün özgül ağırlığı yaklaşık 0,8 g’a eşittir ve etanolün dağılım hacmi (Vd) 0,6 L/kg’dır.

%35 etanol içeren bir ürünün 12 oz’unu tüketen 70 kg’lık bir denek, 240 mg/dL’lik (yasal sürüş sınırının üç katı) bir etanol seviyesine sahip olması beklenir.

Pik Kan EtOH = Doz (mg) x 0,8/ Vd (L/kg) x ağırlık (kg) x 10 = 240 mg/dL

Etanol zehirlenmesinin tedavisi öncelikle destekleyicidir.

EtOH‘nin mide ve mukoza zarlarından hızlı emilimi nedeniyle, kusmayı başlatma veya gastrik lavaj yapma girişimleri muhtemelen etkisiz olacaktır.

Kan EtOH konsantrasyonu yutulduktan sonra ölçülebilir, ancak tedavi destekleyici olduğu ve klinik gerekçelerle belirlendiği için bir seviye gerekli değildir.

Etanol, çeşitli diğer gıda aromalarında (yani limon ve badem özlerinde) ve kolonyalarda, parfümlerde, tıraş losyonlarında, gargaralarda ve soğuk algınlığı preparatlarında bulunur. Bu ürünlerdeki etanol içeriği %0,3-75 arasında değişmektedir.

Bu ürünlere çocukların ve gençlerin ulaşımı çok kolay olduğu için yakın geleceğin tehlikesi ve bağımlılığı için güçlü bir aday olduğu bilinmelidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Ergenlik Çağında Vanilya Özütü Yutulmasından Kaynaklanan Etanol Zehirlenmesi: Bir Vaka Raporu https://ispub.com/IJFP/4/1/3199

⭐️⭐️ Vanilya Özütü https://www.sciencedirect.com/topics/pharmacology-toxicology-and-pharmaceutical-science/vanilla-extract

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla