Dalış yapmayı sevenlerin veya işi gereği dalanların çok iyi bildiği bir gerçek şudur ki… Dalış için bedenen ve ruhen iyi bir durumda olmak gerekir. Vücudun her parçası dalış sırasında önemlidir lakin kulağın dalıştan kaynaklanan hızlı basınç değişiklikleri için tasarlanmamış olması sebebi ile önemi çok daha fazladır. Bu sebeple dalış yapanların öncelikle tanımaları gereken organlarıdır.
Kulak, dış kulak, orta kulak ve iç kula olarak bölümlere sahiptir.
Dış kulak, kulak kepçesinden başlayarak (pinna) kulak zarına (timpanik membran) kadar olan kulak kanalını içerir. Dış kulağın yüzeyi, kulak kiri üreten bezlerden zengin bir deri ile kaplıdır.
Dış kulağın işlevi, akustik dalgaları timpanik membrana ve dolayısıyla orta kulağa yönlendirmektir.
Orta kulak, kafatası kemikleri arasında yer alan temporal kemikteki bir boşluktur. Dış kulağın sonunda yer alan kulak zarı ile başlar ve iç kulak tarafında oval pencere zarına bağlı zincir gibi dizilmiş üç küçük kemik (işitsel kemikçikler) içerir. Östaki borusu aracılığıyla boğaza bağlanır. Burun ve boğazda bulunan dokuya benzer ince bir doku tabakasıyla kaplıdır.
Dalış yapanlar için oldukça önemli olan orta kulak boşluğu, kişinin bulunduğu ortam basıncındaki hava ile doludur ve ortam basıncı değiştiğinde (dalma veya uçma sırasında olduğu gibi) havanın dış ortam basıncı ile eşitlenmesi gerekir.
Eşitleme, dalıcının (Valsalva, Toynbee, Frenzel, Yawning ve Chewing manevralarından kendine uygun olanı kullanarak) boğazındaki havayı orta kulağa bağlayan östaki borularından içeri veya dışarı hareket ettirmesiyle sağlanır.
İç kulak – labirent, biri diğerinin içinde olmak üzere iki sıvı dolu bölmeye ayrılmıştır. Koklea (işitme organı) ve vestibül – yarım daire kanallarından (denge organları) meydana gelir. Koklea ve vestibül, işitsel ve vestibüler (denge) sinirlerin kaynağıdır.
İki bölmedeki sıvı, her birinin içerdiği tuz türüne göre farklılık gösterir.
Dış veya kemikli bölmedeki sıvı, kandaki tuz bileşimine veya beyinde bulunan sıvılara benzeyen bir sodyum tuzu çözeltisi (perilenf adı verilir) ile doludur.
İç veya zarlı bölme, normalde vücudun hücrelerinin içinde bulunan sıvıya benzeyen bir potasyum tuzu çözeltisi (endolenf) ile doludur.
Zarlı bölmenin bazı kısımlarını kaplayan ve zarlı bölmeye potasyum “pompalayan” özel hücreler, iki bölme arasındaki konsantrasyon farkını korur.
Bu iki sıvının kimyasal bileşimindeki fark, duyusal hücrelerin aktivitelerini güçlendiren kimyasal enerji (bir pil gibi) sağlar.
Bu iş bölümü iç kulağa özgüdür çünkü başlıca hücrelerin işlevi diğer hücreler tarafından sağlanan kimyasal enerjiye dayanır.
Kalp kasları, beyin veya gözün retinası olsun, hemen hemen tüm diğer sistemlerde başlıca hücreler işlevlerini yerine getirmek için kullandıkları enerjiyi üretmek üzere besinleri ve oksijeni birleştirmelidir.
İç kulakta metabolik süreçler, işitme organından yarım milimetre uzakta bulunan stria vaskülaris adı verilen bir organ tarafından gerçekleştirilir.
Stria vaskülaris, esasen elektrik akımının işitmeyi sağladığı bir pildir. Eğer bir gün bu güç kontrol altına alınabilirse işitme cihazları için pil yerine kullanılabilir. O kadar güçlü elektrik üretebilir.
Kulağın Anatomisi
- Dış kulak: Kulağın kepçesiden başlayan,kulak yolundan timpanik membrana kadar olan kısımdır.
- Orta kulak: Esas olarak timpanik membran ile iç kulak arasında bulunan hava dolu bir boşluktur. Üç bileşeni vardır:
- Orta kulak boşluğunun kendisi
- Malleus (Çekiç), İncus (Örs) ve Stapes (Üzengi)
- Mastoid hava hücreleri
- İç kulak: İç kulak bir duyu organıdır, biri diğerinin içinde olmak üzere iki sıvı dolu bölmeye ayrılmıştır. Merkezi Sinir Sisteminin (MSS) bir parçasıdır ve iki işlevi vardır:
- İşitsel: Salyangoz, ses dalgalarını elektriksel uyarılara dönüştürerek beyne iletir.
- Denge: Yarım daire kanallarındaki sensörler (silialar) ile dengeyi, pozisyonu ve üç eksenli ivmeyi kontrol etmemize yardımcı olur.
Nasıl İşitiriz
- Ses kulak kepçesi ve kulak kanalı tarafından yönlendirilir ve kulak zarına çarparak titreşmesine neden olur, bu da orta kulaktaki küçük kemikçiklerin (malleus, incus ve stapes) kemikçiklerin tepki olarak aynı anda hareket etmesine neden olur.
- Üzengi kemiği kokleadaki oval pencerey titreştirerek kokleanın sıvısında dalgalanmalar yaratır.
- Bu kapalı bir sistem olduğundan, oval pencere içeri doğru itildiğinde yuvarlak pencere dışarı doğru itilir.
- Bu dalgalanma, su akıntısının deniz tabanındaki bitkileri hareket ettirmesi gibi, tüy hücrelerinin uçlarındaki stereosilyaları hareket ettirir.
- Stereosilyaların bu hareketi, işitme sinirinin beyne taşıdığı bir elektrik sinyalini tetikler. Beyin elektrik sinyalini ses olarak algılar.
İşitmenin Silsilesi
Ses dalgaları ile başlar — Kulak kepçesi — Kulak yolu — Kulak zarı — Çekiç — Örs — Üzengi — Oval pencere — Vestibular kanaldaki perilenf sıvısında basınç dalgası — Kohlear kanalı ve temel zarı aşağı doğru iter — Tüy hücreleri hareketlenir — corti organı (mekanoresep-törler) — İşitme sinirleri — Talamus — Beyin kabuğundaki işitme merkezi ile son bulur.
Nasıl Denge Kurarız
Denge: Basitçe kişinin uzayda kapladığı yeri ve konumu algılanmasıdır.
Dengeyi sağlayan algı, beynimizde üç kaynaktan gelen verilerin değerlendirilmesiyle sağlanmaktadır.
Denge; statik denge ve dinamik denge olmak üzere ikiye ayrılır.
Statik denge; Vücut pozisyonunun dikey düzlemde yer çekimine göre ayarlanmasıdır.
Dinamik denge; Vücut pozisyonunun hızlanma ve yavaşlama, dönme gibi hareketlerinde korunmasıdır.
Gözler, kas – eklem ve iç kulaktaki duyu reseptörleri yolu ile dış ortamdan ve vücudun kendisinden gelen veriler sinirler yolu ile beyne iletilir. Hem başın hem vücudun durumu ve hareketleri hakkında beyne en değerli verileri (başın hareketlerinde hız ve yön bilgilerini) kulaklar sağlar. Beyin vücudun, uzay – zaman içinde bulunduğu yeri anlık olarak belirlerken eş zamanlı olaraka kas guruplarını harekete geçirerek dengeyi sağlar.
Bu işlevler çok önemli üç refleks ile bilinç dışında yürütülmektedir.
- Yerçekimine göre vücudun ağırlık merkezini korumaya çalışan vestibülo-spinal refleks (kulak ile iskelet-kas sistemi arasında işleyen bir refleks)
- Görme alanının devamlılığını sağlayan vestibülo-oküler refleks (kulak ile göz küreleri arasında işleyen bir refleks)
- Gövdenin hareketi sırasında başın durumunu koruyan ve sürdüren vestibülo-servikal refleks (kulak ile boyun kasları arasında işleyen bir refleks)
İç kulakta içindeki kapalı alanda bulunan sıvı, başın hareketleriyle uyumlu şekilde hareket eder. Algılanan hareket yarımdaire kanallarının ve utrikül ve sakkül denilen keseciklerin içinde yerleşmiş olan silya adı verilen saç benzeri yapılar sıvının kanallar boyunca hareketini algıladığında uyarılmış olur.
Bu silyaların köklerindeki hücreler denge sinirinin (vestibüler sinirlerin) dalları ile bağlantılıdır.
Kokleanız, iç kulağınızda duymanıza yardımcı olan salyangoz şeklindeki bir organdır. Ses dalgalarına tepki olarak hareket eden sıvı ile doludur ve iki ince zarla üç tüpe ayrılmıştır.
Bu zarlardan biri olan baziler zar, elastik bir duvar gibidir ve üstünde corti organı bulunur.
Corti organı, uçlarında stereosilyalar bulunan minik tüy hücreleri içerir. Stereosilyalar, koklea sıvı hareketine tepki veren hassas, tüy benzeri çıkıntılardır. Hücrelerden elektriksel uyarı olarak verilen denge bilgileri bu sinir dalları ile önce beyin sapındaki denge çekirdeklerine ve daha sonra da buradan beyin içindeki ara merkezlere iletilir.
Denge merkezine gelen uyarılar gözlerden ve derin duyu sisteminden gelen, beyincik ve ara merkezlerin katkıları ile derlenip toparlanan verilerle birlikte işlenerek durum hissi oluşur ve dengenin sağlanması ve korunması için sinirler yolu ile kas ve iskelet sistemine talimatlar yollanır.
Beyinde işitmenin merkezi olmasına rağmen belirli bir denge merkezi yoktur. Kulak, göz ve derin duyu algılayıcılarının beynin kabuğu olarak adlandırılan korteksinde kendilerine ait işlenme yerleri vardır. Kortekste birlikte eş zamanlı çalışan çok sayıda denge bölgesi olduğu gibi anlık motor işlevlerin yürütüldüğü motor korteks adlı bölümü de denge emirlerinin oluşturulmasında görevlidir.
Dalışın Kulaklara Etkisi
Yapılan sporlar ve sair aktivitelerin içerisinde kulakları mekanik olarak en fazla zorlayan dalıştır. Dalış yapanların yüzde 50’sinden fazlası dalış hayatları boyunca en az bir kez orta kulak barotravması geçirmektedir.
Dalışta yaşanan kulak burun boğaz sorunlarını https://tetkik.com.tr/2024/10/14/su-alti-tuplu-dalis-oncesi-kulak-burun-bogaz-muayenesi/ okuyabiirsiniz.
Hiçbir şey kulaklarımızı ve östaki borularımızı tüplü dalış ve nefes tutma dalışından daha fazla zorlayamaz.
Dalışlarınızı güvenli yapabilmek ve orta kulak yaralanmalarından kaçınmak için Boyle yasasının iyi bilmeniz ve östaki kanalını kullanarak orta kulağınıza havayı aktif olarak alabilmek için manevraları (Valsalva, Toynbee, Frenzel, Yawning ve Chewing) öğrenmeniz çok önemlidir.
Yüzeye geri dönmek için yükseliş sırasında, dalış yapanın çevresinde basınç azalır ve orta kulaktaki havanın boşluğunu terk etmesinin bir yolu yoksa, orta kulakta basınç daha yüksek kalır.
Kulaklarınız derinlik azaldıkça eşitlenmezse ve basınç farkı artarsa eşit olmayan basınca bağlı baş dönmesi (Alternobarik vertigo) meydana gelebilir.
Kulaklarınız ve eşitleme yeteneğiniz, üst solunum yolu enfeksiyonları, saman nezlesi, alerjiler, uyuşturucu çekme, sigara içme veya deviasyonlu burun septumundan, delik kulak zarlarından yüzücü kulağına kadar birçok kulak rahatsızlığı ve yaralanmasından etkilenir.
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Dr Mustafa KEBAT
Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü
Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.