Yunanca’da “kolla” kelimesinden gelmektedir. Tutkal anlamına gelen bu kelime gibi kolajenler dokuların bir arada tutulması için tutkal görevi görür.
Memelilerde ve dolayısı ile vücudumuzda en çok bulunan proteindir. Şimdiye kadar tespit edilen 28 farklı kolajen tipi vardır. Deri, Kemik, Tendon, Damarlar, Göz, Diş, Saç, Tırnak gibi bir çok doku ve organda bulunur. Kemik yapımında oldukça önemlidir.
İnsan 18-20 yaş sonrası her yıl %2 civarında kolajen kaybeder.
Kadınlarda menopoz sonrası kayıp %17 civarına çıkar ve cilt sarkmaya başlar.
Bitkisel kolajen olmaz. (Kanmayın. Bitkilerde kolajen olmaz) Sadece bitkiler vasıtası ile aldıklarımız kolajen sentezini destekleyebilir.
Sırası ile Balık, Tavşan, Tavuk, Sığır etlerinden alınan aminoasitler ile en iyi kolajen elde edilir.
Her yerde duyduğunuz farklı amaçlarla üretilmiş birçok ürün çeşidi de olan bu protein yapıyı Haydi şimdi birlikte yapalım..
İlk olarak ana malzemeleri alalım bunlar Glisin, Prolin ve Hidroksiprolin aminoasitleridir. Bu 3 aminoasidin herbirini de iplik gibi düşünün. Bu 3 ipliği elimizde birleştirelim sonra da yine elimizde C VİTAMİNİ de kullanarak sola doğru bükelim. Elde ettiğimize PROKOLOJEN denir. Yani…
Kolajen üretiminin ilk safhası olan prokolojen oluşumunda C vitamini önemlidir. C vitamini eksikse kolajen yapımı da azalır.
Burada hemen kolajen takviyelerine bakalım: Takviyelerde Glisin, Prolin ve Hidroksiprolin aminoasitleri var. Kolajeni hazmetmek (sindirim sisteminde parçalamak ve kan dolaşımına geçirmek) zordur. O sebeple kapsül ve tabletler bu üç aminoasidi içerir.
Kemik suyunun yararı çok olsa da kolajen içeriğinin sindirimi düşük olduğu için kolajen açısından yararı maalesef düşüktür.
Kolajen yapımına devam edelim.
En son üç aminoasidi sola bükerken C vitamini de kullanmış ve prokolajen yapmıştık. Şimdi bu üçlü demetlerden 15 (on beş) tanesini yan yana koyup ÇİNKO ve MAGNEZYUM desteği ile bu sefer de sağa doğru bükelim. İşte size KOLAJEN elde ettik.
Yani bu safhada da ÇİNKO ve MAGNEZYUM eksik ise kolajen üretimi azalır.
Kolajen ürettik. Siz rahatladınız hemen de lakin iş öyle değil.
Kolajen elde ettik de sola büktük sağa büktük ya bunlar çözülüverirse. Bir şeyler yapmak lazım. (Endüstride bu durumlarda reçine kullanılır da vücudumuza uygun değil) İşte burada glukoz (Bildiğiniz şeker) devreye giriyor. Eliniz şekerlenince yapış yapış olur ya aynen kolajen lifinin üzerine sıvanınca ipler çözülemiyor. (Şeker çok da zararlı değilmiş demeyin her gıdadan alıyoruz abartmayın sakın)
İşimiz bitti mi? Tabi ki haaayırrr..
Yaptığımız kolajenin elastikiyetini vermedik. Eeee gerdirmedik de.. İşimiz var
Gerdirmek için bize kanca lazım. Kancayı da kilitlemek gerek. Kanca da kilit de vücudumuz içindeki enzimatik sistemler lakin o sistemlerin çalışması için de VİTAMİN A, SELENYUM ve VİTAMİN E gerekli.
EK BİLGİ: Aslında BAKIR da olması gerekli lakin dozajının ayarı çok bilinmeyenli denklem gibi.. O sebeple bilin fakat hekiminiz kontrolü olmadan asla kullanmayın.
Kolajen Tipleri
- Tip I Kolajen: Vücuttaki en yaygın kolajen türü olan Tip 1 kolajen, cilt, kemikler, tendonlar, deri ve dişler gibi yapıların temel bileşeninde yer alır. Ayrıca saçların güçlü ve elastik olmasında da önemli bir rol oynar. Tip I kolajen, üçlü sarmal yapıya sahip olan alfa zincirlerden oluşur.
- Tip II Kolajen: Kıkırdak dokusunun ana bileşeni olan Tip 2 kolajen, eklem sağlığı için önemlidir ve eklem kıkırdağının esnekliğini ve dayanıklılığını sağlar. Tip 2 kolajen, tip 1’den farklı olarak sadece alfa zincirlerden oluşur.
- Tip III Kolajen: Cilt, kan damarları, iç organlar ve bağ dokusunda bulunur. Bağ dokusunun yapısal destekleyicisidir ve tip 1 kolajen ile birlikte çalışarak dokuların dayanıklılığını sağlar.
- Tip IV Kolajen: Bazal lamina adı verilen ince bir tabakada bulunan bir kolajen türüdür. Bazal lamina tabakası, hücreleri destekler ve organların ve dokuların yüzeyini kaplar. Özellikle böbrekler, akciğerler ve kan damarları gibi filtrasyon görevi olan organlarda bulunur.
- Tip V Kolajen: Kornealarda ve bazı cilt ve saç katmanlarında bulunan bir kolajen türüdür.
Türkiye’ de ve avrupada genellikle Tip – 1, Tip – 2, Tip – 3 formları mevcut.
Amerika ve Japonyada ise Tip – 5 ve Tip – 10 formları ağırlıktadır.
Gelelim şimdilik 28 farklı tipi olan kolajenin hangi tipini hangi durumda kullanmalısınız?
Kolajenin deriden emilimi zayıftır. Kremleri, serumları bol miktarda satışta. %2.5’tan fazla emilmeyecek bir ürüne değer mi? En doğru karar tabi ki sizin. Alacaksanız da içeriklerinde C, E, A vitamini olmasına dikkat edin.
Tabletlerinde aminoasit içeriği yüksek oranda emilir. C vitamini, Çinko, Magnezyum, Vitamin A, Bakır, Vitamin E, Selenyum, miktarı vücutta yeterli ise Kolajen yapımı da en doğru şekilde gerçekleşir.
Peki yeme içme ile kolajen yapımı için yeterli aminoasit alamama durumunda hekiminize danışarak aşağıdaki dozları alabilirsiniz;
Cildiniz için (Tip-1, Tip-3, Tip-10 un bir arada bulunması daha etkilidir.) kullanmak istiyorsanız:
Sabah – Akşam Günlük Toplam 1000 – 2000 mg kullanabilirsiniz.
Ciltteki etkisi kişiye bağlı olmakla birlikte 6 – 10 Haftada kendisini gösterir.
Eklem Ağrısı – Kemik Erimesi için (Tip-1, Tip-2 ve Tip-5 daha etkilidir.) kullanmak istiyorsanız:
Sabah – Akşam Günlük Toplam 4000 mg kullanabilirsiniz.
Etkisini 4. haftadan itibaren gösterir.
Kas Gelişimi için (Tip-1, Tip-2 ve Tip-5 daha etkilidir.) kullanmak istiyorsanız::
Sabah – Akşam Günlük Toplam 10.000 mg kullanabilirsiniz.
Etkisini 10. haftadan itibaren gösterir.
Yara İyileşmesi için (Tip-1, Tip-2 ve Tip-5 daha etkilidir.) kullanmak istiyorsanız:
Sabah – Akşam Günlük Toplam 2000 – 4000 mg kullanabilirsiniz.
Etkisini 8. haftadan itibaren gösterir.
Son dönemde yapılan çalışmalarda 12 haftalık Kolajen kullanımı ile:
🔴 Elastisite artışı %17
🔴 Kırışıklık azalması %19
🔴 Nem oranı artmış
🔴 Kemik erimesi azalmış
🔴 Kıkırdak yapı, bağ doku hasarı azalmış
🔴 Bağırsak duvarı hasarları oranı düşmüş olduğu bulunmuştur.
İdeal olan kolajen takviyesi Tip-1, Tip-2 , Tip-3, Tip-5 ve Tip-10 olmasıdır. C vitamini, Çinko, Magnezyum, Vitamin A, Vitamin E, Selenyum takviyesi de almalısınız. (Hekimize danışarak tabi ki)
Daha sonra Kolajen ile ilgili farklı bilgiler yer alan yazılarımızı yine buradan okuyabilirsiniz.
Dr Mustafa KEBAT
Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü
Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Merak edenler için İngilizce anlatımı ile kolejenin..