Grip Macerası – Küçük Gençlere

Hatice öğretmen dördüncü sınıf öğrencilerinin karşısındaydı. O gün ders işlemek yerine, “Bilimsel Merak Saati” yapmaya karar vermişti. Çocuklar sırayla merak ettikleri şeyleri soruyorlardı.

Defne elini kaldırdı.
“Öğretmenim, benim çok merak ettiğim bir şey var: İnsanlar neden grip oluyor? Ve grip olduğumuzda neden ateşimiz yükseliyor?”

Sınıf sessizleşti. Çünkü herkes aynı soruyu aslında kendi kendine sormuştu.

Hatice öğretmen gülümseyerek,
“Çok güzel bir soru Defne! Bunun cevabını size anlatabilirim ama… neden biraz sihir kullanmayalım?” dedi.

Çocukların gözleri parladı. Çünkü Hatice öğretmenin bazen sınıfta “sihirli öğrenme” dediği özel anları oluyordu. Öğretmen ellerini üç kez birbirine vurdu.

Pat! Pat! Pat!

Bir anda sınıfın ortasında rengârenk ışıklar belirdi. Işıkların içinden kocaman gözlüklü, uzun sakallı ama sevimli görünümlü bir adam çıktı.

“Merhaba çocuklar! Ben Sihirli Profesör. Hatice öğretmen beni çağırdı. Bugün sizinle grip virüsünün gizemli dünyasına yolculuk yapacağız!”

Sınıf alkış kıyamet koptu. Zehra heyecanla,
“Gerçekten mi? Yani virüsleri görebilecek miyiz?” diye sordu.

Profesör gülerek:
“Görecek, hatta onlarla konuşacaksınız. Çünkü sihirli dünyada her şey mümkün.” dedi.

Profesör elindeki bastonu yere vurdu. Sınıf bir anda küçülmeye başladı. Çocuklar masaların boyuna değil, mikroskobik dünyanın içine doğru küçülüyorlardı. Göz açıp kapayınca kendilerini insan bedeninin içinde, kocaman bir şehir gibi görünen bir yerde buldular.

Atlas şaşkınlıkla,
“Burası neresi?” dedi.

Profesör açıkladı:
“Bu, insanın burnunun içi. Şu anda grip virüsünün saldırdığı ilk bölgedeyiz. Virüsler burun ve boğazdaki hücrelere tutunur. Onlar çok küçük, milyarlarca kez küçülmüş canlı parçacıkları. Bilim insanları onlara mikroorganizma der. Mikro, küçük; organizma, canlı demek.”

Birden etraflarını yeşilimsi, sivri uçlu toplar sardı. Onlar grip virüsleriydi.

Ege korkuyla sordu:
“Bunlar bize zarar verecek mi?”

Profesör gülerek:
“Merak etmeyin, burası öğrenme dünyası. Size zarar vermezler. Ama gerçek hayatta virüsler hücrelerimizin içine girerek çoğalır. İşte o yüzden hastalanırız.”

Çocuklardan Mila, merakla öne çıktı:
“Virüsler neden bizim hücrelerimize girmek istiyor? Kendileri yaşayamaz mı?”

Profesör bastonunu salladı. Bir ekran açıldı. Ekranda virüsün içi gösteriliyordu.

“Virüslerin kendi başlarına çoğalma makineleri yoktur. Onların içinde sadece genetik bilgi vardır. Yani bir tür ‘yapım talimatı.’ Hücremize girince, hücremizin fabrikalarını ele geçirir ve kendi kopyalarını yaptırır. Hücrelerimiz de yorulur, bozulur ve biz hasta oluruz.”

Mercan hayretle sordu:
“Yani virüsler küçük ama çok akıllı işgalciler gibi mi?”

“Evet,” dedi Profesör. “Onlar minik korsanlar gibi. Hücrelerin makinelerini çalarak kendilerini çoğaltırlar.”

O sırada etraflarına beyaz renkli askerler benzeri canlılar geldi. Bunlar bağışıklık sisteminin hücreleriydi.

Kıvanç bağırdı:
“Onlar da kim?”

Profesör gülümsedi:
“Bunlar senin vücudunun ordusu. Onlara akyuvar denir. Yani beyaz kan hücreleri. Görevleri virüsleri tanımak, onlara saldırmak ve yok etmektir.”

Ela merakla sordu:
“Peki ama nasıl tanıyorlar? Virüsler çok küçük değil mi?”

Profesör açıkladı:
“Virüslerin üzerinde kendilerine özel anahtarlar vardır. Biz buna antijen deriz. Akyuvarlar bu anahtarları tanır. Sonra da vücut özel silahlar üretir: antikorlar. Antikorlar virüse yapışır ve onları etkisiz hale getirir.”

Yaman heyecanla:
“Bu resmen polislerin suçluları yakalaması gibi!” dedi.

Profesör gülerek:
“Aynen öyle Yaman. Vücudumuzun içinde sürekli bir güvenlik ekibi çalışır.”

Defne Ebrar elini kaldırdı:
“Benim hâlâ anlamadığım şey şu: Grip olunca neden ateşimiz yükseliyor?”

Profesör elini şıklattı. Bir hologramda çocukların vücudu göründü.

“Harika bir soru! Ateş aslında kötü bir şey değil. Vücudun savunma taktiği. Şimdi dikkat edin: Virüsler 37 derecede rahat çoğalır. Ama vücut sıcaklığı 38-39 dereceye çıkarsa virüsler yavaşlar. Yani ateş yükselince aslında savaşta avantaj bizde olur.”

Nilda heyecanla sordu:
“Yani ateşimiz çıkınca vücudumuz savaş mı yapıyor?”

“Evet,” dedi Profesör. “Ateş, bağışıklık hücrelerinin çalışmasını hızlandırır. Ayrıca virüslerin çoğalmasını zorlaştırır. Bu yüzden doktorlar her ateşi hemen düşürmez. Çünkü biraz ateş, vücudun savunma mekanizmasıdır.”

Çınar kafasını salladı:
“Demek ki ateş aslında gizli bir silahmış.”

Çocuklar birbiri ardına sorular sormaya başladı.

Zehra: “Peki grip hep aynı mı olur?”
Profesör: “Hayır. Grip virüsü çok değişkendir. Onun genetik bilgisi sürekli mutasyona uğrar, yani değişir. O yüzden her yıl yeni grip türleri çıkar.”

Tibet: “Aşılar ne işe yarıyor?”
Profesör: “Aşılar, vücudumuza zararsız şekilde virüsün bilgisini gösterir. Böylece vücut önceden antikor üretmeyi öğrenir. Gerçek virüs geldiğinde hazırlıklı olur.”

Asya Naz: “Bazen grip olduğumuzda neden boğazımız ağrıyor?”
Profesör: “Çünkü virüsler boğazdaki hücreleri de işgal eder. Hücreler zarar görünce sinirlerimiz beyne sinyal gönderir: ‘Ağrı var!’ diye. Bu da bizi dinlenmeye zorlar.”

Atlas: “Grip olunca neden halsiz oluyoruz?”
Profesör: “Çünkü bağışıklık sistemi çalışırken çok enerji harcar. O yüzden vücut diğer işlere enerji ayıramaz. Halsizlik aslında vücudun, ‘Dinlen ki ben savaşabileyim’ demesidir.”

Elif: “Grip sadece insana mı bulaşır?”
Profesör: “Hayır. Kuşlara, domuzlara da bulaşabilir. Hatta bazen bu virüsler hayvanlardan insanlara geçer. İşte o zaman yeni salgınlar olur.”

Eylül: “Virüsleri tamamen yok edebilir miyiz?”
Profesör: “Tamamen yok etmek çok zor. Ama hijyen ve bağışıklık sistemi onları kontrol altında tutar.”

Ege: “Ellerimizi yıkayın demeleri de bunun için mi?”
Profesör: “Aynen öyle! Virüsler ellerimize bulaşır, sonra gözümüze, burnumuza götürünce vücudumuza girer. Sabun virüsün dış kılıfını parçalar, onu etkisiz hale getirir.”

Profesör bastonunu tekrar salladı. Çocukların önünde dev bir savaş sahnesi belirdi. Bir tarafta grip virüsleri, diğer tarafta akyuvar ordusu.

Can heyecanla bağırdı:
“Bu tam bir savaş filmi gibi!”

Profesör gülerek:
“Evet, ama bu gerçek. Şimdi görün: Akyuvarlar antikor fırlatıyor, virüsler yavaşlıyor. Ateş yükseliyor, virüsler terliyor gibi davranıyor. Sonunda çoğu yok oluyor.”

Mila alkışladı:
“Harika! Vücudumuz resmen süper kahraman gibi.”

Aziz derin bir düşünceyle sordu:
“Peki grip geçince neden bazen tekrar hasta oluyoruz?”

Profesör açıkladı:
“Çünkü virüs değişmiş olabilir. Bağışıklık sistemi eskiyi tanır ama yenisini tanımakta zorlanır. İşte bu yüzden düzenli ve doğru beslenmek, spor yapmak, uyumak çok önemlidir.”

Yolculuk sona ererken Profesör tüm sınıfa döndü.

“Çocuklar, bugün öğrendikleriniz çok değerli. Grip bir hastalıktır ama aslında bize bağışıklık sistemimizin ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Ateş, yorgunluk, ağrı… hepsi vücudun savaş işaretleridir. Siz sağlıklı yaşarsanız, bağışıklık ordunuz her zaman hazır olur.”

Ela gülerek,
“Artık gripten korkmayacağım. Çünkü biliyorum ki içimde bir ordu var!” dedi.

Profesör bastonunu yere vurdu, sınıf eski hâline döndü. Hatice öğretmen tebessüm ederek,
“Çocuklar, işte bilimin büyüsü bu. Artık Defne’nin sorusunun cevabını öğrendik mi?” dedi.

Sınıf hep bir ağızdan bağırdı:
“Evet!!!”

Ertesi gün öğrenciler öğrendiklerini birbirine anlattılar.

Ali: “Grip, virüslerin hücrelerimizi işgal etmesiyle olur.”
Defne Yaz: “Ateş, virüsleri yavaşlatmak ve bağışıklık sistemini hızlandırmak için yükselir.”
Mercan: “Akyuvarlar ve antikorlar, vücudumuzun askerleri ve silahlarıdır.”
Kıvanç: “Virüsler değişkendir, o yüzden her yıl farklı grip türleri çıkar.”
Nilda: ”Sadece gerekli durumlarda ve gerekli kişilere aşılar önceden hazırlanma şansı verir.”
Çınar: “Hijyen ve el yıkamak, virüslerin girişini engeller.”
Yaman: “Halsizlik aslında vücudun bize ‘dinlen’ demesidir.”

Sınıfa geri döndüklerinde Hatice öğretmen tahtaya büyük harflerle şunu yazdı:

“Grip = Virüs + Vücudun Savunması”

Ardından öğrencilere dönerek özetledi:

  • İnsanlar grip olur çünkü influenza virüsü hücrelerimize girer ve çoğalır.
  • Ateşimiz yükselir çünkü vücut bilinçli olarak ısısını artırır; bu virüsleri zayıflatır, bağışıklığı güçlendirir.
  • Bağışıklık sistemi farklı hücrelerden oluşan koca bir ordudur.
  • El yıkamak, maske takmak, hapşırırken ağzımızı kapatmak virüslerden korumamıza yardımcı olur.
  • Dinlenmek ve sağlıklı beslenmek iyileşme sürecini hızlandırır.

Çocuklar alkışladı. Defne ise gülümseyerek,
“Artık neden grip olduğumuzu ve ateşimizin neden yükseldiğini çok iyi anladım.” dedi.

Sihirli profesör başını sallayarak kayboldu, ama geride koca bir ders bırakmıştı: Vücudumuz akıllı bir makine ve biz de ona yardımcı olabiliriz.

Hatice öğretmen dersi şu sözlerle bitirdi:
“Bilim bazen büyüden bile güçlüdür. Çünkü sorular sorar, cevaplar arar ve insanlara ışık tutar. Bugün grip hakkında öğrendiklerimiz sadece başlangıç. Siz merak ettikçe, öğrenmeye devam edeceksiniz.”

Çocukların gözleri parladı. Çünkü artık her biri bilimin büyüsüne kapılmıştı.

Ve Defne içinden şunu düşündü:
“İyi ki sormuşum. Şimdi grip bana sadece hastalık gibi değil, aynı zamanda vücudumun kahramanlık hikâyesi gibi geliyor.”

Dr. Mustafa KEBAT

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan çocuklarımızı bilgilendirmek, okumaya, çalışmaya, doğal hayata heveslendirmek ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Hiç Bademcikleriniz Şişti mi?

Bademcikler (Tonsiller) Nedir?

Boğazın girişinin her iki yanında yer alan Zindan Kaleler. Surları yok. Topları tüfekleri de yok. Lakin akciğerlere ve sindirim sistemine giden yolu koruyan önemli yapılar.

Daha teknik bir anlatımla, bağışıklık sistemimizde önemli bir rol oynayan lenfoid doku kümeleridir. Solunan veya yutulan zararlı yapılara (enfeksiyonlara ve yabancı patojenlere karşı) karşı ilk bağışıklık (immünolojik) yanıtı oluşturan ön cephe savunması işlevini yerine getirirler.

Kestirip atmak kolay lakin önemli işlevlerinden mahrum kalmanın da sonuçları var elbet.

Bademcikler (Tonsiller) Nasıl Çalışıyor?

Mikropları içine çekerek hapseder ve enfeksiyonları durdururlar.

Bunun yanı sıra;

Bademciklerin yüzeyinde, M hücreleri olarak adlandırılan özel yabancı madde (antijen) yakalama hücreleri bulunur. Bu hücreler, mikroorganizmalar tarafından üretilen yabancı maddelerin (antijenlerin) yakalanmasına izin verir.

M hücreleri, bir antijeni tanıdıktan sonra (bademciklerdeki T ve B hücrelerini aktive ederek) bağışıklık tepkisini başlatır.

Bademcikler, bağırsak bakteri popülasyonunu izleyen ve bağırsak bakterilerinin aşırı çoğalmasını önleyen, gastrointestinal sistem içerisinde yer alan diğer lenf dokularıyla ortak bir yapıya ve fonksiyona sahiptir (Peyer plakları).

Bademciklerin (Tonsillerin) İltihabına Ne Sebep Olur?

  • Virüsler – Çok iyi bildiğiniz soğuk algınlığı sebebi olanlar, grip sebebi olanlar
  • Bakteriler – Staphylococcus aureusStreptococcus pneumoniae ve Haemophilus influenza akla ilk gelen bakterilerdir. Halk arasında ‘Beta olmuşum” ”Boğazımda beta varmış” söylemlerine neden olan bakteridir.

Her ikisinin başlangıcı birbirine benzese de kısa sürede birbirinden çok farklı görünümü ile kolayca ayırt edilebilirler.

Aslında çok karıştırlan ve çoğunlukla yanlış tedavi verilen PAFA da aynı bölgenin (tonsiller) hastalığıdır. Bir başka yazımda PAFA yı okuyabilirsiniz.

Bademcik (Tonsillit) İltihabı Nasıl Anlaşılır?

  1. Boğaz ağrısı (yutma güçlüğü)
  2. Ateş
  3. İştahsızlık
  4. Eklemlerde ağrı – sızlama
  5. Kötü nefes kokusu
  6. Şişmiş, kırmızı bademcikler (bazen fotoğraftaki gibi beyaz lekelerle birlikte)
  7. Şişmiş lenf düğümleri

Şikayet ve bulguları çok tipiktir.

Bademcik İltihabı – Boğaz Enfeksiyonu Farkı Nedir?

Bademcik İltihabı – Boğaz Enfeksiyonu birbirinin içine girmiş (iç içe) olduğu için genellikle ayrı ayrı değerlendirilmez. Tedaviyi belirleyeceği için daha çok enfeksiyonun kaynağı bakteriyel mi viral mi olduğuna bakılır.

Bademcik (Tonsillit) İltihabı : Virüs etken olduğunda burun akıntısı – tıkanıklığı ve öksürük ön plandadır.

📌 Bademcik iltihabı viral veya bakteriyel olabilir.

Boğaz Enfeksiyonu : Öksürük yoktur. Damağınızda kırmızı lekeler görülebilir. (Öpücük hastalığı – enfeksiyöz mononükleoz – kısaca mono hastalığı, Epstein-Barr virüsünün neden olduğu yaygın bir bulaşıcı hastalıktır.)

📌 Boğaz enfeksiyonu sadece bakterilerden kaynaklanır, antibiyotik gerekir.

Bademcik İltihabı (Tonsillit) Nasıl Tedavi Edilir?

💊 Viral ise: Dinlenme, sıvılar, ağrı kesiciler ( Parasetamol / ibuprofen )
💊 Bakteriyel ise: Komplikasyonları durdurmak için antibiyotikler (Penisilin, Amoksisilin)

Bademcik İltihabı (Tonsillit) Tedavi Edilmezse?

Bademcik enfeksiyonu viral ise dinlenme ile zaman içinde kendiliğinden iyileşir. Sadece ateş ve kırgınlık durumunda ilaç ( Parasetamol / ibuprofen ) kullanmak yeterli olur. Kişinin bağışıklığını zayıflatan özel bir sağlık sorunu varsa hastalığının alevlenmesine – ağırlaşmasına sebep olabilir.

Bademcik enfeksiyonu bakteriyel ise;

  1. Peritonsiller apse (Bademciğin çevresinde doku altında iltihabi birikim)
  2. Romatizmal ateş (Özellikle streptok enfeksiyonu tedavi edilmezse)
  3. Kronik kötü nefes ve boğaz enfeksiyonları

Ameliyata Ne Zaman İhtiyacınız Var?

Zamanla değişen bir çok kriter mevcut. Tüm kriterler bir yana hekiminizin sizin hakkınızda vereceği karar en. önemli ve doğru olandır.

  • Bir yıl içerisinde geçirilen bademcik enfeksiyon sayısının belirlenen sayı kriterinden fazla olması
  • Solunum problemlerinin hayati risk oluşturması (uyku apnesi)
  • Sürekli kötü nefes kokusu ve ağrı

⭐️ Apandis ve Bademciklerin Alınması Kalp Krizi Riskini Neden Arttırır? https://tetkik.com.tr/2024/12/25/18518/

Bademcik İltihabı Nasıl Önlenir

  • Bağışıklık sisteminin güçlü tutulması en önemlisidir. Bunun için;
    • Beslenme – Dengeli ve düzenli (Protein, Vitamin, Yağ) alınmalı. Karbonhidrat yaşa uygun minimal alınmalı. İşlenmiş gıdalardan – Yüksek karbonhidratlardan – Tohum Yağlardan uzak durulmalıdır.
    • Uyku – Yaşa ve bedensel egzersize göre ihtiyaca göre (ortalama 7 saat) uyku uyunmalıdır.
    • Egzersiz – Düzenli günlük 30 dk hızlı tempo yürüyüş yapmalısınız. 40 yaş sonrası kas egzersizi (fitnes) yapmayı ihmal etmeyin
    • Su – İdrar renginiz şeffaf veya çok açık sarı olacak şekilde içtiğiniz suyu ayarlamalısınız.
    • Stres – Sorunları çözmenin yanı sıra rahatlamanızı sağlayacak aktiviteleri ihmal etmeyin.
  • Hasta insanlardan uzak durun – Virüsler ve bakteriler yakın temasla ve ağızdan çıkacak damlacıklar yolu ile kolaylıkla bulaşır.
  • Temizliğinize özen gösterin – kişisel hijyen önemlidir.

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Anatomi, Baş ve Boyun, Bademcikler https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK539792/

⭐️⭐️ Bademcik iltihabı https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK544342/

⭐️⭐️ Anatomi, Baş ve Boyun, Palatin Tonsil (Faucial Tonsils) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK538296/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Niye Bu Yıl Herkes Gripten Kırılıyor?

Gerçekten ne oldu da insanlar artık hastalıkları çok yoğun yaşıyor?

Etraf kırılıyor…

Peki Grip misiniz? Soğuk Algınlığı mı geçiriyorsunuz? Yoksa Nezle mi oldunuz?

Aaaaa hepsi aynı şey değil miydi?…

Tabi ki değil…

Nezle varlığı yokluğu belli olmayan ateş (37,5 ve altı) çok hafif kırgınlık aslen burun akıntısı ile karakterizedir.

Soğuk Algınlığı kırgınlık halsizlik nezleye göre daha fazladır. Burun akıntısı, hapşırma, gözlerde sulanma ve hafif kızarıklık, üşüme, hafif titreme olup ateş 37,5 – 37.8 aralığındadır.

Grip 38,5 ve üzeri ateş ağır halsizlik – bitkinlik genel vücut ağrıları kas – kemiklerde sızlama ile karakterize olup kişinin kronik hastalıklarının varlığında ölüme sebebiyet verebilmektedir.

Artık lütfen bu ayrımı öğrenin…

Peki bu yıl ne oldu da grip tpik özelliklerinin dışında da belirtilerle kendini gösteriyor.

Etraf kırılıyor…

Çok normal değil mi yani…Hele o iki yıl evlere kapanma, ardından ekonomik sorunlar, zaten giderek kötüleşen beslenme alışkanlıkları ve yanı sıra işlenmiş gıda çılgınlığı…. İnsanlarda vücut direnci mi kaldı?!!

Bakın çevrenize dökülüyor insanlar. Ateş, eklem ağrıları – kas ağrıları öksürük, boğazda yanma ağrı yutma güçlüğü, kulaklarda ağrı zonklama şişme….

Sizin de çevrenizde söylüyorlar mı? ”Ne gripmiş yahu, kamyon çarpmışa döndüm”…”Ailecek dökülüyoruz” … ”Evde herkes hasta yatıyor” .. ”Ev revire döndü

Koenfeksiyon

Aslında çok da haklılar… Çünkü Koenfeksiyon yaşıyorlar..

O da ne ki yeni bir salgın mı?

Koenfeksiyon: Bir hücre/doku/kişinin aynı anda birden fazla patojenle enfekte olması.

Yani aynı annda birden fazla mikrop – virüs ile karşılaşıyor ve hasta oluyorsunuz.

Ortadoğudaki herhangi bir ülkede bulunan ajanların sayısı kadar çok mudur virüslerin çeşidi bilinmez. Lakin bu kış ortada dolaşanlar belli. Peki neler var?

Nörovirus var.

İnfluenza A ve B var.

Respirutavar Sinsistyal Virüs var.

Adenovirus var,

Rhinovirus var,

H1N1 var,

Corona virüs (covid) var….. Yani var oğlu varlar…..

Mesela bir mizansen yapalım; İşyerinde tuvalete gittiniz ve temiz zannettiğiniz klozete oturdunuz. Ne yazık ki sizden önce ishali olan bir kişi kullanmış ve iyi temizlememiş. Kapının kolunu tutarak başladınız almaya, Virüs havaya karışmış siz tuvalette nefes alıp verdikçe de aldınız Nörovirus‘ü hadi bakalım 12-48 saat içinde karın ağrısı, şiddetli bir ishal ateşiniz 40 derece olacak mı…!!

Çıktınız tuvaletten yıkadınız ellerinizi lakin nafile artık Nörovirus aktivasyonu başladı.. Koridorda, asansörde, girdiğiniz veya çalıştığınız odada salya sümük biri hapşurup öksürüyor damlacıkları havada asılı ve siz de orada nefes alıp verirken aldınız mı İnfluenza A veya B virüsünü…. Haydeee.. 2-4 gün içerisinde 38.5 civarı ateş, eklem ve kas ağrısı kırgınlık yorgunluk hali başlayacak…

Bir de beslemeniz kötüyse; bol bol işlenmiş gıda tüketiyorsanız, besin değeri düşük lezzeti bol ve katkılı gıdalarsa tercihiniz… üzgünüm 15 gün iptal durumda olacaksınız… O da bu iki virüsün üzerine bir de bakteriyel bir enfeksiyon biner de iç organlarınıza yayılım olursa eyvah eyvah…

Nasıl mı?

Bağışıklığınız biraz bile düşük olduğunda, H

ele bir de yaşınız 55 üzerindeyse ise,

Bağışıklıkğınız baskılayacak ilaçlardan birini kullanıyorsanız

Diyabetiniz varsa

Hipertansiyonunuz varsa

Kardiyovasküler hastalıklardan biri var ise

Savaşa hazır olmayan bir bağışıklık sistemi ile en kanlı çatışmaya girdiniz sağ kaldığınıza şükredin…

Daha yukarıda saydığım diğer virüsler de ortalıkta ve onlar da benzer sorunlara yol açıyorlar. Hani öldüğünüz bittiğiniz corona virüs de eskiden de vardı halen var…

  • Ateş var
  • Kulak – Burun – Boğaz enfeksiyonları var m
  • Mide – Bağırsak enfeksiyonları var
  • Akciğer enfeksiyonları var
  • Kas ağrıları – Eklem ağrıları var
  • İshal bolca var
  • Beyin Sisi… Evet Beyin Sisi de bolca var…. Aptal gibi hissetme – Kararsızlık – Çaresizlik

Gerçek Gripte Ne Yapmalısınız?

Hekiminiz Vermeden Antibiyotik Kullanmayın

Antibiyotikler yerinde ve doğru kullanıldığında hayat kurtarırken ve enfeksiyonları bertaraf ederken bile vücuda zarar verirler. Vücudumuzda aynı zamanda bizlere faydası olan (simbiotik) mikroorganizmalar da bulunur. Antibiyotikler bu yararlı bakterilere de etki ederek bertaraf ederler. Örneğin bağırsaklarda K vitamini yapımı bu sebeple zarar görür.

Aklınıza geldiği gibi ‘özellikle de ”önceden iyi gelmişti” savıyla kullandığınız antibiyotiklerle geleceğinize zarar verdiğinizi bilmelisiniz.

Hekiminiz Vermeden Antiviral Kullanmayın

Oseltamir etken maddeli antiviral ilaçlar virüslerin hücreye yapışmasını sağlayan ”Nöraminidaz” yapısını bozar. Bu sayede hücreye girişi ve dolayısı ile enfeksiyon yapması engellenmiş olur. (Hatırlayın ilk kuş gribi zamanı boca telaffuz edildi. Hastane kapılarında kutu kutu dağıtıldı)

Oseltamir, hastalık başladığı andan itibaren ilk 48 saat içerisinde kulanılmalıdır. Aksi takdirde etkinliği çok düşüktür. 5 günden fazla da kullanılmaz.

Antihistaminik Kullanmalı mısınız?

Düşünün vücudunuza virüs girdi. Vücut bu durumu nasıl anlar?

Tabi ki her virüs ”Viral protein” içerir. İşte bu sayede vücut savunma sistemini harekete geçirmek için içeri giren yabancıların (protein yapısı) işaretlenmesi ve yok edilmesinde görevli bir sinyal proteini olan Histamin‘i kan yolu ile virüslerin girdiği ortama yollar.

Ammaaa.. Her zaman dengeli salınmaz. Bazen vücut dengeyi kaçırır ve fazlaca işaretleyici protein Histamin salınımı olur.

Tabi ki devamında başlar kaşıntı, kızarıklık, geniz ve burun akıntısı, öksürük ve benzeri belirtiler…

Bu durumun da vücutta çaresi mevcut. Fazla için Histamin için diamin oksidaz (DAO) isimli bir enzim salınır ve Histamin‘i parçalar.

İşte burada insanoğlu tıp bilimi le devreye girerek ANTİHİSTAMİNİK ilaçları buldu. (İlaç ismi vermeyeceğim çok çeşit var..)

Bunu da öğrendik hemen kulanalım demeyin sakın. Gözlerinizde yaşarma, kızarma, geniz burun akıntınız yoksa gereksiz şekilde grip için kullanmayın..

Öksürük İçin Ne Yapmalısınız?

Öncelikle vurgulamalıyım. Öksürük bir hastalık DEĞİLDİR. Öksürük sadece reaksiyondur. Çoğu zaman ciğerin temizlenmesine katkı sağlar.

Öksürük şurubu – ilacı deyip geçiyorsunuz ya..

Yazıver doktorum en iyisinden bir öksürük şurubu…

Devamını okuyunca istediğinizin ne kadar olduğunu öğreneceksiniz.

Mukolitikler – Mukokinetikler

Ekspektoran ilaçlar, bronşlarda biriken balgamın atılmasını kolaylaştırmak için kullanılan ilaçlardır. Mukokinetik ve mukolitik ilaçlar olmak üzere ikiye ayrılır.

Mukokinetik ilaçlar, balgamı sulandırıp viskozitesini azaltırlar,

Mukolitikler ise proteolitik etkileri ile balgamı parçalayıp atılmasını kolaylaştırırlar. Balgam söktürücü olarak düşünebilirsiniz.

Asetilsistin, Karbosistein, Erdostein gibi etken maddeler içerirler.

Balgam yok, Mukus yok; lakin bu ilaçları kullanırsanız akciğerlerinizi temizlemeye yarayan mukosilier yapılara zarar verdiğiniz gibi hastalığınızın şiddetini de arttırabilirsiniz.

Antitussüfler – Öksürük Şurupları

Bu grup ilaçlar çok dikkatli kulanılmalıdır. Çok gerekmedikçe uzak durulmalıdır. Hele hele kişide balgam veya mukus varsa kesinlikle kulanmayın.

Bırakın bu ilaçların kullanılacağı zamanın kararını hekiminiz versin. Sağlığınız için…

Ağrı Kesici ve Ateş Düşürücüleri Nasıl Kullanalım

Ateş bir hastalık DEĞİLDİR.

Vücutta ısı yükselmesi bir reaksiyondur.

Niçin bu reaksiyonu verir vücut?

Çünkü virüs, bakteri ve benzeri vücuda giren yabancıların bulunduğu yere bağışıklık hücrelerinin daha hızlı ve kolay gitmesini sağlamak için ısıyı yükseltir.

Hekim olarak bizler 38,3 e kadar olan ateşin vücudun korunması için faydalı olduğunu bilir ve takip etmeyi isteriz. 38.3 derecelik vücut ısısı insana zararlı değildir (Özel durumlar haricinde) o yüzden takip edilmesi daha sağlıklıdır.

Ammaaa ateş 38.5 ve üzeri çıkarsa ve kalırsa bu durumda ateşi düşürmek gerekir.

Sanırım ateş 38 derece olduğunda ateş düşürücü vererek yarardan çok zarar verdiğinizi, bağışıklığınızın tepkisini yavaşlattığınızı anladınız..!!

Buraya bir de not düşeyim çocuğunuz ateşlenir ve Aspirin verirseniz, Reye Sendromu‘na yol açabilirisiniz.

Ağrı Kesmek ve Ateşi Düşürmek İçin Non Steroid Anti İnflamatuvar

Steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar. Soğuk algınlığı, Nezle özelikle de Grip gibi rahatsızlıklarda semptomları baskılamada oldukça etkilidir.


🔹 Bu ilaçlar ne yaparlar?

  • Ağrıyı keserler
  • Ateşi düşürürler
  • İnflamasyonu yani enfeksiyonu önlerler

🔹 Steroid olmayan antiinflamatuar ilaçların zararı var mı?

  • Alınan doza – miktara bağlı olarak mide-barsak sorunlarına yol açabilirler.
  • Bağımlılık yapmasalar da uzun süreli kullanımlarında sistemik yan etkileri ve zararları vardır.

Gripte Vitamin – Mineral – Antioksidan Kullanalım mı?

İşte geldik en önemli bölüme…

Çünkü önceki tüm ilaçlar şikayetleri yani semptomları baskılamak için kullanılır.

Asıl tedavi virüsleri yok etmek – vücuttan atmaktır. Ki bu işi Bağışıklık Sistemimiz Yapar.


Bağışıklık Sistemimiz İçin Vitaminler – Mineraller – Flavonoidler – Enzimler

  • D-Vitamini
  • C vitamini (Bağışıklık sistemi)
  • B1 Vitamini – Benfotiamin (Nöronlar, Sinirler, Beyin sisi)
  • B6 Vitamini
  • B9 Vitamini
  • B12 Vitamini
  • Magnezyum
  • Çinko
  • Glutatyon, Resveratrol (Antioksidan)
  • Hesperidin (Endotel hasar,pıhtılaşma)
  • R-Lipoik asit (Hücre zarları, kas/kemik)
  • Koenzim Q10 (Enerji, mitokondri için)
  • Omega-3 (Hücre zarı oksidasyonu)

Bu grupta yer alan Vitaminler – Mineraller – Flavonoidler – Enzimler vücut direnciniz – bağışıklık sisteminiz için çok önemlidir.

Özellikle grip yoğunluğu olan dönem gelmeden önce doğal gıdalar yolu ile vücudunuzu takviye etmelisiniz.

Tabi ki takviyeler de bir alternatif. Öncelikli olan doğal gıdalar olmalıdır.

Asla Demir (Fe) kullanılmaz. Çünkü virüsler çoğalmak için Demir (Fe) kullanır. Kan Demir (Fe) değeriniz ne kadar düşük olursa olsun gripal bir enfeksiyonda Demir (Fe) acınıza ara verin.

Gripte Hangi Bitkileri Kullanalım?
Anason

Anason, Anetol etken maddesi ile balgam sökücü ve mide bağırsakta spazm giderici etkisi vardır.

Anason tozundan yada Çiçeğinden 1 Tatlı Kaşığı miktarı 300 gram bal ile karıştırın.

Her gün sabah 2 (iki) tatlı kaşığı tüketin.

UYARI: Kullandığınız bir ilaç var ise arasında 4 saat olacak şekilde tüketin.

Sarmaşık

Duvar Sarmaşığı olarak da bilinir.

Sarmaşık bitkisinin yaprakları Triterpen Saponin içerir.

Etken maddesi Hederakozit C‘dir..

Sarmaşığın yaprak ekstresi öksürük ve balgam söktürmede etkilidir.

Sarmaşık tozundan yada Çiçeğinden 1 Tatlı Kaşığı miktarı 300 gram bal ile karıştırın.

Her gün sabah 2 (iki) tatlı kaşığı tüketin.

UYARI: Kullandığınız bir ilaç var ise arasında 4 saat olacak şekilde tüketin.

Teke Sakalı – Ergeç Sakalı

Teke Sakalı – Ergeç Sakalı çiçekleri Salisilat içerir. Bu sayede antimikrobik, antipiretik (ateş düşürücü) anti-enflamatuar ve astrenjan (Kas / Eklem ağrıları) etkilidir.

Teke Sakalı – Ergeç Sakalı tozundan yada Çiçeğinden 1 Tatlı Kaşığı miktarı 300 gram bal ile karıştırın.

Her gün sabah 2 (iki) tatlı kaşığı tüketin.

UYARI: Kullandığınız bir ilaç var ise arasında 4 saat olacak şekilde tüketin.

Tutya – Ayı Kulağı

Tutya – Ayı Kulağı çiçekleri ve yaprakları Primula Saponin 1, Primula Saponin 2, Primula Asit içerir.

  • Anti-enflamatuvar
  • Mukolitik (Kronik Bronşitte kullanılır)
  • Diüretik (Oldukça etkilidir)

Etkileri ile gripte çok yararlıdır.

Tutya – Ayı Kulağı tozundan yada Çiçeğinden 1 Tatlı Kaşığı miktarı 300 gram bal ile karıştırın.

Her gün sabah 2 (iki) tatlı kaşığı tüketin.

UYARI: Kullandığınız bir ilaç var ise arasında 4 saat olacak şekilde tüketin.

Sıtma Ağacı – Okaluptus

Sıtma Ağacı – Okaluptus yaprakları, Kardiyotonik Heterozit, Fenoller, Balsam, Monoterpenler, Siyanojenik Heterozitler ve Triterpenler içerir.

Sıtma Ağacı – Okaluptus yaprakları, Soğuk algınlığı, ishal, Öksürük tedavisinde kullanılır.

Sıtma Ağacı – Okaluptus yaprakları, tozundan 1 Tatlı Kaşığı yada Çiçeğini, 300 gram bal ile karıştırın.

Her gün sabah 2 (iki) tatlı kaşığı tüketin.

UYARI: Kullandığınız bir ilaç var ise arasında 4 saat olacak şekilde tüketin.

Grip Gelmeden

Bağışıklığınızı güçlü tutarsanız, virüsler vücudunuzun epitel hücrelerinden içeri bile girmeden yok edebilirsiniz.

Yukarıdakiler ek olarak

Yeterli uyku uyumalısınız

Hafif egzersiz ile zinde kalın

Sofradan doymadan kalkın

Gece asla tok yatmayın

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla