Ayrıca, Kasım 2014 tarihinden itibaren TETKİK İş Güvenliği ve Sağlığı Eğitim Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi olarak faaliyetlerimiz devam etmektedir.
Temelleri 2012’de atılan şirketimiz resmi olarak Temmuz 2014’de kurulmuştur.
Kasım 2014 tarihinden itibaren TETKİK İş Güvenliği ve Sağlığı Eğitim Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi olarak faaliyetlerimiz devam etmektedir.
İSG Alanında tüm bileşenleri ile güçlü bir marka olma hedefi ile yolumuza devam etmekteyiz.
İzmir Karabağlar merkezimizde işe girişlerde istenen muayene belgesi (EK-2 Formu) için hızlı ve güvenilir hizmet.
İşe giriş muayene (EK-2 Formu) başvurularınız için isterseniz önceden randevu alabilirsiniz.
İşe Giriş Muayene (EK-2 Formu)
Randevu için: +90 232 265 20 65
Dilerseniz hafta içi 08.30 – 17.30 saatleri arasında randevusuz da işe giriş muayenesi (EK-2 Formu) için başvurabilirsiniz.
İşe giriş muayenesi (EK-2 Formu) için gelirken;
İşe gireceğiniz firmanızın istediği tahlil ve tetkiklerin listesini de yanınızda getirmeniz size zaman kazandıracaktır.
İşe girişler muayeneleri (EK-2 Formu) için gerekli tüm tahlil ve tetkikler Sağllık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş laboratuvarımız personeli tarafından yapılmakta olup en hızlı şekilde sonuçlandırılmaktadır.
Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Hızlı, ekonomik ve güler yüzlü hizmet, tahlil ve tetkikler ile sizlerin çalışma hayatınızda sağlığınızın destekçisiyiz.
Değerli işverenler,
Çalışanlarınızın ihtiyacı olan tüm işe giriş tetkik ve tahlillerin tamamını merkezimizde yaptırabilirsiniz.
Aşılama (Bağışıklama) hizmetimiz bulunmaktadır.
İşyeri hekimlerimiz denetiminde sağlık personelimizin güvenilir, güler yüzlü hizmeti ile hızlı ve doğru sonuçlarla yeni işinize sağlıklı bir başlangıç yapın.
Hizmetlerimiz Laboratuvar ve muayene ile de sınırlı değil.
Mesleki Eğitim Belgesi için yine sizlere destek veriyoruz.
İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili tüm konularda her daim sizlerin hizmetindeyiz.
Biz arayın 0 536 937 23 23 Çalışanlarınızın en kısa zamanda işe giriş tahlil ve tetkiklerini yapalım.
Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR
Merkez Telefon: +90 232 265 20 65
DR MUSTAFA KEBAT
Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü
0 530 568 42 75
Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
Sertifika Karekodlur.
Sertifika Üniversite onaylıdır.
Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.
Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli İşlerde Sınai Ve Tıbbi Gazlar Üretim, Dolum ve Depolama Eğitimi Belgesini nerede alabilirsiniz?
Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.
Hastanelerde – Tıp Merkezlerinde Tıbbi Gazları Üretimi, Dolumu ve Depolamasının yapıldığı her yerde bu işlerde çalışan tüm personelin belgesi olması zorunludur
Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli İşlerde Sınai Ve Tıbbi Gazlar Üretim, Dolum ve Depolama Eğitimi İçeriği
Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.
Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli İşlerde Sınai Ve Tıbbi Gazlar Üretim, Dolum ve Depolama Eğitimi zorunlu mu?
Aşağıda verilen yönetmeliklerde belirtilen mesleklerde çalışanlarının Mesleki Eğitim Belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.
Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli İşlerde Sınai Ve Tıbbi Gazlar Üretim, Dolum ve Depolama Eğitimi kimlere zorunlu?
Sınai Ve Tıbbi Gazlar Üretim, Dolum ve Depolamaişlerinden herhangibirinde çalışan herkes için zorunludur.
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası, Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli İşlerde Sınai Ve Tıbbi Gazlar Üretim, Dolum ve Depolama Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?
Hayır. Yerine geçmez.
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.
Biz arayın 0 530 568 42 75
Çalışanlarınız en kısa zamanda Sınai Ve Tıbbi Gazlar Üretim, Dolum ve DepolamaMesleki Eğitim belgesine sahip olsunlar.
Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR
Merkez Telefon: +90 232 265 20 65
Tetkik Danışmanlık
Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
Sertifika Karekodlur.
Sertifika Üniversite onaylıdır.
Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.
Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitimi nerede alabilirsiniz?
Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.
Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitim İçeriği
Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.
Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitimi zorunlu mu?
Aşağıda verilen yönetmeliklerde belirtilen mesleklerde çalışanlarının Mesleki Eğitim Belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.
Güneş Panelleri vve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitimi kimlere zorunlu?
Güneş Panelleri Ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım Ve Onarımında çalışan herkes için zorunludur.
Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve OnarımıMesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?
Hayır. Yerine geçmez.
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.
Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Güneş Panelleri ve Fotovoltaik Sistemleri Kurulum Bakım ve Onarımı Mesleki Eğitim belgesine sahip olsunlar.
Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR
Merkez Telefon: +90 232 265 20 65
Tetkik Danışmanlık
Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
Sertifika Karekodlur.
Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.
Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım Mesleki Eğitimini nerede alabilirsiniz?
Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.
Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım Mesleki Eğitim İçeriği
Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.
Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım Mesleki Eğitimi zorunlu mu?
Evet. Zorunlu
Aşağıda yer alan yönetmelikler gereği Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama Ve Yalıtım çalışanlarının mesleki eğitim belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.
Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım Mesleki Eğitimi kimlere zorunlu?
Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım sektöründe çalışan herkes için zorunludur.
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası, Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama Ve YalıtımMesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?
Hayır. Yerine geçmez.
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.
Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Tehlikeli ve Çok Tehlikeli İşlerde Dış – İç Cephe Kaplama ve Yalıtım mesleki eğitim belgesine sahip olsunlar.
Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR
Merkez Telefon: +90 232 265 20 65
Tetkik Danışmanlık
Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
Sertifika Karekodlur.
Sertifika Üniversite onaylıdır.
Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.
Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitimi nerede alabilirsiniz?
Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.
Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitim İçeriği
Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.
Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitimi zorunlu mu?
İnşaat İşlerinde yer alan mesleklerin bir kısmında MESLEKİ YETERLİLİK BELGESİ ZORUNLUDUR.
Firmamıza başvurunuz öncesinde; talep ettiğiniz Mesleki Eğitimin – Belge’nin çalışma hayatınızda ihtiyacınız olan Mesleki Eğitimin – Belge olduğundan emin olmalısınız.
İşvereniniz/Formeniniz/Şefinizin veya yetkilinizin görüşünü ve onayını almanızı tavsiye ederiz.
Aşağıda verilen yönetmeliklerde belirtilen mesleklerde çalışanlarının Mesleki Eğitim Belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.
Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitimi kimlere zorunlu?
İnşaat sektöründe çalışanlarda Mesleki Yeterlilik Belgesi zorunluluğu kapsamına girmemiş mesleklerde çalışan herkes için zorunludur.
Tüm İnşaat MesleklerindeMesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?
Hayır. Yerine geçmez.
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.
Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Tüm İnşaat Mesleklerinde Mesleki Eğitim belgesine sahip olsunlar.
Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR
Merkez Telefon: +90 232 265 20 65
Tetkik Danışmanlık
Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Dalıcının sağlık durumunun dalışa uygunluğu değerlendirebilmek için; sualtının yoğun ve viskoz bir ortam olduğunu, derinliğin artışı ile birlikte dalıcının basınca maruziyetindeki değişimi, ortam (özellikle düşen) sıcaklıklığının insanlar üzerindeki etkisi bilmek gerekir.
Bilinmelidir ki dalıcının bazı tıbbi ve psikolojik durumları tüplü dalışa kesin veya geçici süreyle engel teşkü etse de sportif – keyif amaçlı dalışların kuralları, ticari veya askeri amaçlı dalışın katı kurallarından daha esnektir.
Scuba (Su altı tüplü dalış) dalışlarda gerekli tüm şartlar yerine getirildiğinde amatör dalıcılar için de profesyonel dalgıçlar için de riskler düşüktür.
Risklerin düşürülmesi için gereken şartların başında kişinin sağlık durumu gelir.
Bu sebeple dalış yapacak amatörlere de ve profesyonellere de sağlık durumlarının su altındaki şartlara uygun olup olmadığı açısından doğru bir değerlendirme – muayeneye yapımalıdır.
Dalış öncesi muayenenin amacı, dalış yapacak kişinin sualtı dalışını sağlığı açısından tehlikeye düşürecek bir sağlık sorunu olup olmadığını araştırmaktır.
Ayrıca dalıcıların su altına adaptasyonu için disiplinli olması ve uygun ekipmanla dalış yapması gerekir.
Her ne maksatla olursa olsun dalıcılar su altına ilk kez dalışın öncesinde ve sonra da yıllık periyodik olarak scuba dalışı konusunda hekimlik tecrübesi olan;
KBB
Göğüs Hastalıkları
Kalp Damar, Psikiyatri
Nöroloji
Dahilliye (Endokrin-Kan-Sindirim Sistemi açısından değerlendirecek)
Göz uzmanları değerlendirmelidir.
Dalıcını sorunu varsa ayrıca;
Ortopedi
Plastik Cerrahi
Cerrahi vb gibi bölümler değerlendirmelidir.
Tüm hekimlerin raporları ile birlikte Su Altı Uzmanı Hekim tarafından son değerlendirme yapılmalıdır.
Dalışa engel olabilecek birçok nörolojik (sinir sistemine ilişkin) bozukluk bulunduğundan, dalıcı adaylarının sağlık muayenesini yapan hekim kabaca da olsa adayın nörolojik muayenesini yapmalıdır. Nörolojik bir bozukluk ya da şüphesi varsa dalıcı adayı bir nöroloji uzmanına gönderilmelidir.
Nörolojik Muayene
Nörolojik öykü alma
Nörolojik öykü alırken aşağıdaki belirtilerin dalıcı adayında halen ve önceden bulunup bulunmadığı sorgulanmalıdır.
Bilinç değişikliği
Baş ağrısı
Baş dönmesi
Ağrı, uyuşma
Görme bozukluğu
Koku ve tat bozukluğu
Konvülzyon
Kusma
Kuvvet azlığı
Mesane bozukluğu
Konuşma bozukluğu
Yürüme güçlüğü
Otonom ve trofik bozukluk.
Gözlem
Dalıcı adayında denge ve yürüme bozukluğu; konuşma bozukluğu; kore, atetoz gibi istemsiz hareketler olup olmadığına dikkat edilmelidir.
Nörolojik Fizik Muayene
Kafa çiftlerinin muayenesi
Kas tonusu muayenesi
Kas hareketleri muayenesi
Kas gücü (kuvveti) muayenesi
Derin tendon reflekslerinin muayenesi
Patolojik reflekslerin muayenesi
Serebellar sistem muayenesi
Duyu muayenesi.
Dalışa Kesin Engel Olan Nörolojik Bozukluklar
EPİLEPSİ VE DALIŞ
En sık görülen nörolojik bozukluklardan biridir. Çoğu zaman uzun süreli ilaç tedavisi gerektiren kronik seyirli bir bozukluktur. İlaç tedavisine rağmen nöbetler görülebilir. Nöbetler serebral kortikal nöronların aralıklı, ani ve aşırı deşarjına bağlı ortaya çıkar. Deşarjların çıktığı beyin bölgesine göre
Jeneralize nöbetler (grand mal, petit mal)
Parsiyel (fokal) nöbetler (basit parsiyel, kompleks parsiyel) şeklinde görülür. Basit parsiyel nöbet dışındaki nöbetlerde bilinç kapanır.
Suyun altında epileptik nöbet boğulma ya da akciğer barotravmasına yol açabildiğinden epileptik hastaların dalması çok sakıncalıdır. Bilinç kaybı sırasında dalıcı boğulabileceği gibi jeneralize nöbetin tonik-klonik fazında solunum durduğu için dalıcıyı suyun üstüne çıkartmak akciğer barotravmasına neden olabilir. Epileptik nöbetler ilaçla kontrol altına alınsa bile hem antiepileptiklerin dalışa olumsuz etkileri hem de ilaca rağmen nöbet geçirme riski bulunduğundan EPİLEPSİ DALIŞ İÇİN KESİN ENGELDİR.
5-6 yaşına kadar geçirilen febril nöbetler dışında epileptik nöbet geçirmiş olan bir kişinin dalıcı olamayacağını söyleyenlerin yanı sıra ilaç tedavisi olmaksızın 10 yıldır nöbet geçirmemiş olan kişinin dalabileceğini savunanlar da bulunmaktadır.
SEREBRO VASKÜLER OLAY VE DALIŞ
Damarların ve/veya kanın bazı özelliklerinden ötürü beyin damarlarının tıkanması ya da kanaması ile ortaya çıkan nörolojik tablodur. Nörolojik bulgu kalmadan iyileşmiş olsa bile nöron hasarı ve olası hipoperfüzyonun dekompresyon hastalığı riskini arttırdığı ve bu nedenle serebro vasküler olayın dalışa kesin engel olduğu kabul edilmektedir.
TRANSİENT İSKEMİK ATAK VE DALIŞ
Beynin herhangi bir bölgesine giden kan akımında birkaç dakikadan birkaç saate kadar süren azalma sonucu ortaya çıkan, bilinç değişikliği dahil çeşitli nörolojik belirtilerle seyreden bir nörolojik bozukluktur. TİA suyun altında ortaya çıkarsa boğulma ya da akciğer barotravmasına yol açabileceğinden dalış açısından kesin engel olarak kabul edilmektedir.
AÇIKLANAMAYAN SENKOP ATAKLARI VE DALIŞ
Duyusal ya da fiziksel stresler bayılmaya yatkın kişilerde senkopa yol açabilir. Suyun içinde senkop ölümle sonuçlanabileceği için (boğulma ya da akciğer barotravması sonucu) nedeni belli olmayan senkop atakları dalışa kesin engeldir.
MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN DEJENERATİF HASTALIKLARI VE DALIŞ
Nedeni çoğu zaman bilinmeyen, nöron hasarı sonucu ortaya çıkan, genellikle sinsi başlayıp ilerleyen nörolojik bozukluklardır. Alzheimer, Pick, Huntington, Parkinson, Amyotrofik lateral skleroz bu hastalıklardan bazılarıdır. Giderek ağırlaşan nörolojik ve kognitif yıkım sonucu MSS’in dejenaratif hastalıkları dalış açısından kesin engel olarak kabul edilmektedir.
Dalışa Göreceli yada Geçici Engel Olan Nörolojik Bozukluklar
MİGREN VE DALIŞ
Çoğu zaman kusma ve fotofobi ile giden, ani başlayan şiddetli baş ağrısı nöbetleridir. %10-20 olguda nöbet öncesi kısa bir aura dönemi olabilir. Aurada bir elde duyu ya da işlev kaybı, duyu bozukluğu (özellikle görme), duygu durum değişikliği, basiller arter migreninde baş dönmesi (vertigo), çift görme veya bilinç bulanıklığı görülebilir. Stres, egzersiz, yorgunluk, uykusuzluk, çeşitli yiyecek ve içecekler, basınç değişikliği gibi pekçok etken migren atağını başlatabilir.
Migren belirtileri su altında dalıcının güvenliğini tehlikeye sokabilir. Dalış sırasında yoğun baş ağrısı düşünceyi toplamayı zorlaştırır. Suyun içinde kusma ve bilinç bulanıklığı boğulmaya, vertigo yön kaybına yol açabilir. Dalış sonrası ortaya çıkan migren belirtileri dekompresyon hastalığı ya da arteriyel gaz embolisi ile karışabilir. Migren ilaçlarının sedasyon etkisi hem dalış performansını olumsuz etkiler hem de nitrojen narkozu riskini arttırır.
Ağır migrenliler (vertigo, kusma, görme bozukluğu, bilinç bulanıklığı, motor belirtileri olanlar) dışında özellikle migren atağının nedenini bilen ve önlem alabilen migrenlilerin dalabileceği genel olarak kabul edilse de migrenin kesin dalış kontrendikasyonu olduğunu ileri sürenler de bulunmaktadır.
KAFA TRAVMASI VE DALIŞ
Kafa travması geçiren bir kişinin dalışa uygun olup olmadığına karar vermek için dikkat edilmesi gereken özellikler travma sonrasında dalış performansını etkileyebilecek residüel nörolojik belirti ya da post travmatik epilepsi riskidir. Post travmatik epilepsi riski doğrudan kafa travmasının şiddetiyle ilişkilidir. Travmatik epilepsi nöbetleri çoğu zaman travmadan sonra iki yıl içinde ortaya çıkar. Travma sonrası beyin kanaması, nöbet, uzun bilinç kaybı ya da uzun süren amnezi travmatik epilepsi riskini arttırır. Dört hafta ya da daha fazla süren amnezi ciddi beyin zedelenmesini gösterir. Çok kısa süreli bilinç kaybı ya da amnezide bile beyin zedelenmesi söz konusudur. Post travmatik epilepsi riski bulunanlar ya da residüel nörolojik belirtileri olanlar hayati tehlikesi nedeniyle kesinlikle dalamazlar. Kısa süreli bilinç kaybı/amneziden sonra residüel nörolojik belirtisi olmayanlar ve post travmatik epilepsi riski bulunmayanlar dalabilirler. Her tür nörolojik tetkik (aktivasyonlu EEG, BBT, MR) normalse kısa süren bir bilinç kaybı ya da amneziden 6 hafta, bir haftalık amneziden 6 ay, iki haftalık amneziden 9 ay, üç haftalık amneziden bir yıl sonra dalış düşünülebilir. Penetre kafa travmalarında ya da çökme kırıklarında dalış kontrendikedir. Lineer kırıklar yukarıda belirtilen özelliklere uyuyorsa dalabilirler.
DİSK HERNİ VE DALIŞ
Disk herni genellikle ağır yük ya da travma sonucu annulus fibrosusun yırtılması ve nukleus pulposus ile birlikte spinal kanala fıtıklaşıp sinir köküne bası yapmasıdır. En sık görülen belirtileri bel ve bacak ağrısı, bacaklarda uyuşmadır. Kuvvet kaybı çoğu zaman hafiftir.
Ameliyat olmamış disk hernili bir kişinin nörolojik belirtisi yoksa, ağırlık taşıma konusunda dikkatli olmak koşuluyla dalabileceğini kabul edenlerin yanı sıra, dalışın akut herniasyona yol açabileceğini ve bu durumun dekompresyon hastalığı ile karışabileceğini, dalışın mutlaka ameliyat sonrasına ertelenmesi gerektiğini savunanlar da bulunmaktadır. Nörolojik belirtisi olanlarda dalış ancak başarılı cerrahiden sonra düşünülebilir. Ameliyat sonrası nörolojik belirti yoksa nöroşirürjistin onayı ile üç ay sonra dalışa izin verilebilir. Ameliyat sonrası nörolojik belirtisi olanlar dalamazlar. Ameliyat alanının kuramsal olarak spinal dekompresyon hastalığı riskini arttırdığını öne sürenler bulunsa da bu konuda yapılan bir çalışma bulunmamaktadır.
BEYİN TÜMÖR VE ANEVRİZMASI VE DALIŞ
Benign tümör ya da anevrizma ameliyatından sonra nöbet yoksa, EEG ve nörolojik muayene normal ise, nörolog ve nöroşirürjist uygun görürse bazı hekimlere göre ameliyattan en az üç ay sonra olmak koşuluyla dalış düşünülebilir. Ancak bazı hekimler ne olursa olsun beyin ameliyatı geçirmiş bir kişinin tehlikeli olabileceği için dalmamasından yanadırlar.
MULTİPL SKLEROZ VE DALIŞ
Multipl skleroz (MS) oldukça sık görülen, erken erişkinlikte başlayan, beyin ve omurilikte skleroz plaklarının oluşumu sonucu kuvvet ve duyu kaybı, tremor, nistagmus, görme ve konuşma bozukluğu gibi birçok nörolojik belirtilerle ortaya çıkan bir bozukluktur. Nörolojik belirtiler plakların bulunduğu yere göre değişir. Alevlenme ve düzelme dönemleriyle seyreder ancak tablo giderek ağırlaşır.
Önceden MS tedavisinde hiperbarik oksijen denenmiş ancak olumlu ya da olumsuz bir sonuç alınamamıştır. Bu nedenle suyun basıncı MS’u doğrudan olumsuz etkilemese de efor ve soğuk olumsuz etkilediği için, hafif bile olsa MS dalış açısından uygun değildir. Ayrıca MS’da her an yeni belirtiler ortaya çıkabilir. Dalış sonrası ortaya çıkan uyuşma, yorgunluk, periferik sinirler boyunca ağrı gibi belirtilerin MS’a mı ait yoksa dekompresyon hastalığı ya da arteriyal gaz embolisi belirtisi mi ayırt etmek çok güç olabilir. Multipl sklerozluların dalıcı olup olamayacağı konusunda kesin bir görüş olmamakla birlikte, soğuk ve eforun MS’u olumsuz etkilemesi ve MS belirtilerinin dekompresyon ya da arteriel gaz embolisi ile karışması nedeniyle MS’da dalış önerilmez. Bununla birlikte eğer hem kendisi hem de dalış eşi için tehlike taşımıyorsa, dalış kayıt defterine var olan MS belirtilerini kaydetmek ve ılık suda dalmak koşuluyla bir MS’lu dalıcı adayına dalış izni verilebileceğini öne sürenler de bulunmaktadır.
PERİFERİK NÖROPATİ VE DALIŞ
Periferik nöropatiler çeşitli nedenlerle periferik motor, duyusal ve otonom sinir liflerinin beraber ya da ayrı ayrı tutulumu sonucu ortaya çıkan tablolardır. Motor güçsüzlük, duyu kaybı ve reflekslerde kayıp en sık görülen belirtileridir.
Periferik nöropatili hasta nöropati nedeni ve dalışı etkileyebilecek nörolojik belirtiler açısından değerlendirilmelidir. Genel olarak dalış önerilmez çünkü periferik nöropati belirtileriyle dekompresyon hastalığı belirtileri karışabilir; duyu kaybı mercan, deniz kestanesi, midye kabuğu gibi cisimlerle zedelenmeye yol açabilir; kuvvet kaybı dalış gibi efor gerektiren bir spora uygun değildir. Periferik nöropatinin dalış için kesin kontrendikasyon oluşturduğunu düşünenler de bulunmaktadır.
ÖZET
Dalışa engel olabilecek birçok nörolojik bozukluk bulunduğundan, dalıcı adaylarının sağlık muayenesini yapan hekim kabaca da olsa adayın nörolojik muayenesini yapmalıdır.
Nörolojik bir bozukluk ya da şüphesi varsa dalıcı adayı bir nöroloji uzmanına gönderilmelidir. Epilepsi, serebro vasküler olay, transient iskemik atak, nedeni açıklanamayan senkop atakları ve merkezi sinir sisteminin dejeneratif hastalıkları dalış açısından kesin kontrendikasyon, migren, kafa travması, disk herni, periferik nöropati, multipl skleroz ve beyin tümör ve anevrizmaları göreceli kontrendikasyon oluştururlar.
DALIŞA KESİN ENGEL BOZUKLUKLAR
Epilepsi
Açıklanamayan senkop atakları
Serebro vasküler olay
Transient iskemik atak
Merkez sinir sisteminin dejeneratif hastalıkları
DALIŞA GÖRECELİ YA DA GEÇİCİ ENGEL BOZUKLUKLAR
Migren
Beyin tümörü ve anevrizma
Kafa travması
Multipl skleroz
Disk herni
Periferik nöropati
Profesyonel sualtı adamlığı kusursuz bilinçlilik ile duyusal ve motor yeterlilik gerektirir.
Aşağıda yer alan hastalıkları bulunanlar profesyonel sualtı adamı olamazlar.
İlaçlarla kontrol altına alınıp alınmadığına bakılmaksızın çocuk çağı febril konvülsiyonları hariç her türlü nöbet epizodları,
Norofilis,
Beyin ve modülla spinalis tmörleri,
Demyelizan hastalıklar,
Geçirilmiş 24 saatten uzun bilinç kaybının eşlik ettiği kafa travmaları,
Çökme tarzı kafa kırıkları,
İntrakranyal hemoroji,
Ciddi beyin kontüzyonları ya da süregen nörolojik veya EEG anormallikleri,
Nankolepsi, katelepsi vb durumlar,
Dalışa bağlı kalıcı MSS sekelleri,
Açıklanamayan geçici bilinç kayıplar,
Görme kaybı, bilinç kaybı, kusma ve hemipleji ile seyreden migren atakları.
Yukarıdaki Tüm Bilgiler farkındalık yaratmak maksadı ile olup hekiminizin muayenesi veya görüşleri yerini tutamaz.
Bu sebeple hekiminize / hekimlerinize düzenli periyodik muayene olun ve yönlendirmelerine uyun.
Sağlıklı dalışlar dilerim.
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Dr Mustafa KEBAT
Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü
Sınırlı Sorumluluk Beyanı: Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Dalıcının sağlık durumunun dalışa uygunluğu değerlendirebilmek için; sualtının yoğun ve viskoz bir ortam olduğunu, derinliğin artışı ile birlikte dalıcının basınca maruziyetindeki değişimi, ortam (özellikle düşen) sıcaklıklığının insanlar üzerindeki etkisi bilmek gerekir.
Bilinmelidir ki dalıcının bazı tıbbi ve psikolojik durumları tüplü dalışa kesin veya geçici süreyle engel teşkü etse de sportif – keyif amaçlı dalışların kuralları, ticari veya askeri amaçlı dalışın katı kurallarından daha esnektir.
Scuba (Su altı tüplü dalış) dalışlarda gerekli tüm şartlar yerine getirildiğinde amatör dalıcılar için de profesyonel dalgıçlar için de riskler düşüktür.
Risklerin düşürülmesi için gereken şartların başında kişinin sağlık durumu gelir.
Bu sebeple dalış yapacak amatörlere de ve profesyonellere de sağlık durumlarının su altındaki şartlara uygun olup olmadığı açısından doğru bir değerlendirme – muayeneye yapımalıdır.
Dalış öncesi muayenenin amacı, dalış yapacak kişinin sualtı dalışını sağlığı açısından tehlikeye düşürecek bir sağlık sorunu olup olmadığını araştırmaktır.
Ayrıca dalıcıların su altına adaptasyonu için disiplinli olması ve uygun ekipmanla dalış yapması gerekir.
Her ne maksatla olursa olsun dalıcılar su altına ilk kez dalışın öncesinde ve sonra da yıllık periyodik olarak scuba dalışı konusunda hekimlik tecrübesi olan;
KBB
Göğüs Hastalıkları
Kalp Damar, Psikiyatri
Nöroloji
Dahilliye (Endokrin-Kan-Sindirim Sistemi açısından değerlendirecek)
Göz uzmanları değerlendirmelidir.
Dalıcını sorunu varsa ayrıca;
Ortopedi
Plastik Cerrahi
Cerrahi vb gibi bölümler değerlendirmelidir.
Tüm hekimlerin raporları ile birlikte Su Altı Uzmanı Hekim tarafından son değerlendirme yapılmalıdır.
Dalış sırasında dalıcının Kulak Burun Boğaz bölgesindeki bir sorunun denge kaybına veya basınç eşitleyememe gibi bir duruma yol açması hem kendisi hem de dalış eşi için hayati bir sorun teşkil eder.
Kulak Burun Boğaz bölgesi hastalıkları veya yetersizlikleri normal şartlarda fark edilmemiş olabilir. Önceden herhangi bir belirti vermemiş olan bir durum su altında ortaya çıkabilir. Su altında gelişebilecek bir sorun ise dalıcının zor anlar geçirmesine hatta boğulmasına neden olabilir.
Dalışlarda en yoğun ve sık sorunların yaşandığı Kulak Burun Boğaz bölgesidir.
KULAK-BURUN-BOĞAZ MUAYENESİ
Anamnez
Dalış için sağlık muayenesi olan kişilerin tümünün sağlık özgeçmişi ayrıntılı olarak sorgulanmalıdır.
Fizik Muayene
Dalış için sağlık muayenesi olan kişilerin tümünün;
Dış kulak yolu; Gözle ve otoskop ile dış Kulak yolu, Timpanik zarı ve Tuba Eustachi fonksiyonu açısından değerlendirilmelidir.
Otoskop ile oto-inflamasyon açısından zar hareketinin gözlenmelidir.
Gerek görülürse;
Timpanometrik ve Odyometrik inceleme,
Hiperbarik odada 50 psi basıncı dengeleme testi yapılır.
Burun ve sinüsler açısından: Nazal endoskopi ve nazofarenks endoskopisi yapılması burun pasajlarını, sinüs girişlerini ve tuba Eustachi ağzını tehdit eden bir patoloji açısından önemlidir.
Larenks, Solunum yolları ve Boyun açısından: İndirekt larengoskopi ve boyun palpasyonu yapılması uygun olur.
Odyolojik İncelemeler
Timpanometrik tetkik (Orta kulak basınç ölçümü) hem zarda gözle görülemeyen yada gözden kaçan olası bir deliği hem de kulağın eşitleme yetersizliği hususunda bilgi vereceği için değerli bir yöntemdir.
Odyometrik tetkik, (İşitme ölçümü) şart olmamakla beraber, hem olası bir orta kulak patolojisini hem de olası bir işitme kaybını hususunda bilgi vereceği için değerli bir yöntemdir.
Radyolojik İncelemeler
Water’s pozisyonundaparanazal sinüslerin grafileri hava hapsine neden olacak bulguları değerlendirmek değerlendirilmelidir.
Schüller grafi,de (kulağın radyolojik incelenmesinde) ”havalanma bozukluğu” olduğunda ya da teşhisinde radyolojik “kronik mastoidit” olan dalıcının otoskopik ve diğer muayene bulguları normal ise dalışa engel bir durum oluşturmaz. Lakin çocukluktan başlayan tuba Eustachi fonksiyonu bozukluğunu gösterir.
Laboratuar İncelemeleri
Hemogram (CBC /Tam Kan Sayımı)
Rutin Kan Kimyası (Kan Şekeri, ALT, AST vb gibi)
Tam İdrar tahlilleri
Dalıcının metabolik hastalıkları, kansızlıkları (anemi) ve enfeksiyon hastalıklarını da araştırmak için gereklidir.
Dalış için gerekli Kulak-Burun-Boğaz muayenesi ve tanı yöntemleri standartları aşağıda gösterilmiştir.
Dalıcılarda KBB Muayenesi ve Tanı Yöntemleri Özeti
Dalıcının Durumu Tanı yöntemi
Normal görünümde dış kulak yolu ve kulak zarı Otoskopi
Normal burun ve tuba Eustachi fonksiyonu Eşitleme manevraları ve timpanometrik tetkik
Yeterli işitme Odyometri
Normal periferik vestibüler fonksiyon Anamnez, fizik muayene, gerekirse kalorik test
Stapez ameliyatı hikayesi olmaması Anamnez
Dalışta Yaşanan Kulak – Burun – Boğaz Sorunları
Dalışlarda meydana gelen tüm sorunların %50 si Kulak-Burun-Boğaz kaynaklı olup vücudun en çok etkilenen sistemidir.
Barotravma, Kulak-Burun-Boğaz sorunlarının temel nedenidir.
Barotravma, dış basınç değişikliklerine bağlı olarak vücut içindeki kapalı hava boşluklarında, değişen gaz hacmine bağlı meydana gelen doku hasarı ile seyreden klinik (tıbbi) bir durumdur.
Dalış sırasında en sık görülen sağlık sorunu sebebi Barotravma olup en çok etkilenen yer orta kulaktır.
Dalışta en çok etkilenen kapalı hava boşlukları kemiklerin içindeki boşlukları sırası ile aşağıdaki gibidir.
Orta kulak, kulak zarı hariç, sert bir boşluktur. Bu nedenle basınç arttığında, hacmin azalmasının tek yolu kulak zarının orta kulak boşluğuna doğru eğilmesidir (boşluğa gaz eklenmediği sürece).
Kulak zarı sınırlarına kadar gerildikten sonra, orta kulak boşluğu hacminde daha fazla azalma mümkün değildir; eğer alçalma devam ederse, orta kulak boşluğundaki basınç çevresinden daha düşük kalır.
Orta düzeyde bir basınç farkı, kulak zarından ve orta kulak boşluğunu kaplayan mukozadan sıvı sızmasına ve kanamaya neden olur (Kulak Barotravması O’Neil Derece 1).
Basınç farkı 5 PSI’ye (0,35 bar) ulaştığında, bazı dalgıçlarda kulak zarı yırtılabilir;
10 PSI’den (0,75 bar) daha büyük bir basınç farkında, çoğu dalgıçta yırtılma meydana gelir (Kulak Barotravması O’Neil Derece 2).
Ayrıca, ani ve büyük basınç değişiklikleri iç kulak yaralanmasına neden olabilir.
Normal bir orta kulağın ek gaz kaynağıyla yalnızca bir fiziksel iletişimi vardır ve bu da burun boşluğuna (Rinofarenks) bağlanan östaki borusudur.
Normal koşullar altında östaki boruları kapalıdır, ancak her yutkunduğumuzda veya esnediğimizde boğazımızdaki kaslar orta kulağımızı havalandırmak ve basıncı telafi etmek için yeterli olan küçük bir geçici açıklığa izin verir.
Hiçbir şey kulaklarımızı ve östaki borularımızı tüplü dalış ve nefes tutma dalışından daha fazla zorlayamaz.
Yükselişte, çevredeki basınç azalır ve gazın orta kulak boşluğunu terk etmesinin bir yolu yoksa, ortadaki basınç daha yüksek kalır.
Orta kulaktaki basınç, çevredeki basıncı 15-80 santimetre su (cm H 2 O) aştığında, bu da 0,5-2,5 fit suda bir yükselişe karşılık gelir, östaki boruları açılır ve fazla gaz dışarı çıkar. Kulaklarınız aynı oranda eşitlenmezse ve basınç farkı yaklaşık 66 cm H 2 O’ya (2 fit) ulaşırsa, eşit olmayan basınç uyarısına bağlı baş dönmesi (Alternobarik vertigo) meydana gelebilir.
Güvenli bir tüplü dalgıç olmak ve orta kulak yaralanmalarından kaçınmak (Barotravma ve Alternobarik vertigo oluşumunu anlamak) için Boyle yasasının etkilerini anlamanız ve östaki boruları aracılığıyla orta kulaklarınıza havayı aktif olarak nasıl alacağınızı öğrenmeniz önemlidir.
Boyle Yasası matematiksel olarak şu şekilde ifade edilebilir;
Basınç hacimle ters orantılıdır.
Veya PV = k Basınç ve hacmin çarpımı sabit bir sayıdır (burada k olarak gösterilir)
Burada P – gazın basıncı V– gazın hacmi ve k – belirli bir sıcaklık ve gaz miktarı için sabittir.
Boyle yasası, belirli bir gaz kütlesinin sıcaklığı sabit olduğunda, basıncı ve hacminin çarpımının da sabit olduğunu belirtir. Aynı maddeyi iki farklı koşul kümesi altında karşılaştırırken, yasa şu şekilde ifade edilebilir:
Bir gazın hacmi arttıkça basıncının orantılı olarak azaldığını ve bunun tersinin de geçerli olduğunu göstermektedir.
Dalışın her 10 metresinde basınç 1 atmosfer artar.
Bu hesaba göre su yüzeyindeki herhangi bir hava boşluğunun hacmi 10. metresinde yarıya, 20 m de üçte birine, 30 m de dörtte birine iner.
Genellikle derinlikler endişe verici görülse de aslında ilk 10 m de en büyük hacim değişikliği olur. Bu sebeple sığ dalışlar bile oldukça tehlikelidir.
Atrofik kulak zarı, ya da stapes ameliyatı olmuş olanlar, aktif allerjik nezlesi, üst solunum yolu enfeksiyonu, septum deviasyonu, nazal polipozis gibi hastalıkları olanlar sığ sularda da risk altındadırlar.
Kulak-Burun-Boğaz yollarında barotravma’ya bağlı olarak oluşabilecek sorunlar;
Dış ve Orta Kulak barotravması
İç Kulak barotravması Paranazal sinüs barotravması
Diş barotravması
Alternobarik vertigo
Dalışlarda basınç değişimlerinden en sık etkilenen bölgeler orta kulak ve sinüslerdir.
Eustachi borusu tıkanıklığı ya da sinüs girişlerinin tıkanıklığı durumlarında dalışlarda kulağı eşitlemenin (basıncı) mümkün değildir.
Eustachi borusu tıkanıklığı ya da sinüs girişlerinin tıkanıklığı ilaç tedavisi ya da cerrahi tedavi ile giderilmesi gereken geçici bir dalış engeli durumlarıdır.
Dalışta Kulak – Burun – Boğaz Sahasına Ait Risk Faktörler
Dış Kulak Yolu Buşonu
Serumen, dış kulak yolunun sağlığı açısından çok gerekli kulağın doğal salgısıdır.
Lakin bazı durumlarda aşırı serumen oluşması ya da yeterince dışarıya atılamaması sebebiyle dış kulak yolunda birikip, buşon (tıkaç) oluşturabilir. Sıklıkla kulağı temizlemek maksadı ile yapılan eylemler daha da fazla tıkanmasına yol açar.
Dalış sırasında kulağa kaçan su hali hazırda dış kulak yolunda var olan buşon tarafından emilerek dış kulak yolu iltihaplarına yol açabilir.
Yine kulak yolunun tam tıkanıklığında dalış yapılan ortam suyunun serinliği tıkalı kulak yolu ile tıkalı olmayan kulak yolu arasında ısı farkına ve dolayısı ile baş dönmesine yol açar.
Buşon ile kulak zarı arasındaki alanda sıkışan havanın hacmi dış kulak yolu barotravmasına yol açmak açar.
Rutin her dalışta dış kulak yoluna su ile dolar. Dalıcı farklı manevralara orta kulak basıncını çevredeki su basıncına eşitlemeye çalışır. Muvaffak olduğunda da sorun yaşamaz.
Ancak, dalıcının dış kulak yolunda tıkayıcı herhangi bir madde (buşon,yabancı cisim, kulak tıkacı, vs..) varsa, yukarıda da bahsi geçen (bu tıkaç ile kulak zarı arasında hapsolmuş) havalı alan oluşur. Yüzeyde herhangi bir sorun yoktur.
Fakat dalıcı dalış esnasında alçalma safhasında çevre basıncı artacağından bu alandaki hapsolmuş havalı alanın hacmi azalır ve kulak zarı dışarı doğru (bu havalı alana doğru) itilmiş olur.
Bu durum ağrı, kanama ve zarda yırtılmaya neden olabilir.
Bunun için gerekli basınç farkı sadece 150 mmHg kadardır ve 2 m lik derinlikte oluşabilir.
Çözümü, dalış öncesi aile hekimi veya işyeri hekimi tarafından muayene edilmesi gerekli gördüğü takdirde buşon’un çıkarılmasıdır. Aile hekimi veya işyeri hekimi gerekli gördüğü durumlarda KBB uzmanına da muayene olunması gerekebilir.
İşitme Kayıpları
İşitme eşiği sınırı amatör dalıcılar için önemli değildir. Lakin rutin konuşmaları işitip anlayabilecek “yeterli işitme”sinin olması gerekmektedir. Tabi ki dalış öncesi hayatında işitme kaybı olan dalıcılara dalış etkinliğinin işitme sistemi üzerine zararlı etkileri olabileceği bilgisi verilmelidir. Özellikle bir kulağı işitme kayıplı olan tek kulağı ile işiten dalıcılara işitmelerinin kötüleşebileceği konusundaki riskler anlatılmalıdır. Özellikle işitme yetenekleri ile hayatlarını kazananlar, mesleklerini icra edenler (Müzisyenler, Ses – Sonar Operatörleri, Pilotllar vb gibi) için bu bilgilendirme önemli bir husustur.
Dalış yapanlarda İşitmenin bozul sebepleri;
Barotravma
İç kulak dekompresyon hastalığı
Basınca bağlı koklear dejenerasyon
Kulak Zarında Çökmeler ve Retraksiyon Poşları
Eustachi borusu fonksiyon bozukluğu ve/veya geçirilmiş orta kulak hastalığı olduğunu gösterir. Ki bu durum dalış için göreceli bir yasak oluşturur.
Dış Kulak Yolu Ekzostozları
Egzostoz dış kulak yolunun zara yakın olan kemik kısmındaki düzensizliktir.
Daha çok soğuk sularda yüzen ve dalan kimselerde oluştuğu varsayılır. Dış kulak yolunun kısmi tıkanması yoluyla serumen birikmesini ve onunla ilgili problemleri kolaylaştırır. Geniş ve tıkayıcı ekzostoz’lar cerrahi müdahale ile giderilebilir.
Kulak Zarı Delinmesi ve Timpanoplasti Ameliyatı
Kulak zarının delinmesi ya da yokluğu, dalışa kesin enge bir durumdur.
Çünkü; kulak zarı dış kulak yolu ile orta ve iç kulağı ayıran bir bariyerdir. Olmaması yada delik olması orta ve iç kulağa su kaçması ile enfeksiyona neden olur. Aynı zamanda sağlam kulak ile arasında basınç farkı ve/veya ısı farkı oluşması nedeniyle şiddetli baş dönmesi bulantı ve kusmaya neden olması sebebiyle su altında hayatı tehdit edicidir.
Geçici kulak zarı delinmelerinde, yırtılmalarında ise iyileşmenin düzeyi değerlendirilmeli, klinik iyileşme izlenmeli ve ilk 4-6 hafta dalış geçici olarak engellenmelidir.
Timpanoplasti, (zardaki deliğin kapatılması ameliyatı) sonrasında bazı KBB uzmanları dalışı yasaklarken, diğer bir kısmı da dalışa onay verirler. (Onay veren KBB Uzmanları, ameliyat sonrasında, bilinçli ve tecrübeli dalgıcın, orta kulak sıkışmasına engel olabileceği ve dalışa devam edebileceği yorumunu yapmaktadır.)
Orta Kulak Operasyonları
Orta kulağın büyük ameliyatları dalışa kesin engel bir durumdur.
Diğer orta kulak ameliyatları sonrasında, özellikle ameliyatı yapan KBB uzmanı mümkün değilse başka KBB uzmanı dalış yapıp yapamayacağı kararı vermelidir.
Basit masteidektomi geçirilmiş olması dalış için aykırılık oluşturmaz.
Effüzyonlu Otit (Orta kulakta sıvı birikmesi) ve Grommet (kulak havalandırma tüpleri)
Effüzyon (orta kulak sıvıları) oluşma sebepleri;
Eustachi borusunun iyi çalışmaması.
Orta kulağın iyi havalanamaması ve basıncın düzenlenememesi. Dalış yasaktır.
Kulak zarına havalandırma tüpü takılması durumunda da hem açık olan tüpten orta kulağa su kaçıp enfeksiyona ya da baş dönmesine neden olabileceği, hem de tüpün tıkalı olabileceği ve bu durumda basıncın dengelenemeyeceği nedenleriyle dalış önerilmez.
Otoskleroz ve Stapedektomi Ameliyatı
Otoskeroz, kulak zarında delik, kulakta ağrı ya da akıntı olmadan, işitmenin genç / orta yaşlarda bozulmasıyla ve sesin iç kulağa iletiminin engellenmesiyle karakterize bu durumda, Stapedektomi operasyonu ile hareket yeteneğini kaybeden stapes (özengi) kemikciği çıkarılıp yerine protez (piston) konur.
Bu ameliyattan sonra hastanın işitmesinin tam düzelmesine ve hiçbir denge şikayeti olmamasına rağmen kesin dalış yasağı vardır.
Aksi halde dalış derinliği ile artan dış ortam basıncı, takılan pistonu iç kulağa iterek, çok şiddetli baş dönmesi, bulantı ve kusma sonucunda hayatı tehdit edici bir durum oluşturabileceği gibi; olası bir kulak enfeksiyonu da işitmede tam ve geri dönmez kayıplara (sağırlığa) yol açabilir.
Yuvarlak Pencere Yırtılması
Dalışlarda iniş sırasında şiddetli Valsalva manevrası ile ya da yükselme sırasında orta kulak basıncının dengelenememesi sonucu oldukça nadiren meydana gelir. Sualtında olduğunda dalıcının hayatını tehdit eden ciddi bir risktir. Acil bir kulak ameliyatı gerekir.
Meydana geldiğinde işitmede kayıp, şiddetli baş dönmesi, bulantı ve kusma ile seyreder.
Yırtık tamiri sonucunda işitme ve denge sorunları tamamen giderilebilir.
Ameliyat başarılı da olsa da; KBB hekimlerinin bir kısmı dalış önermezken. (Dalış yasağına rağmen dalışa devam edenlerin sorun yaşamaması sebebi ile) bazı KBB hekimleri dalışa izin vermektedir.
İç Kulak Dekompresyon Hastalığı
Dekompresyon hastalığı iç kulakta da oluşabilir ve gerek işitmede gerek dengede kalıcı bozukluklara yol açabilir. Sportif dalışlar açısından sorun olmasa da profesyonel dalışlar önerilmez.
Meniere Hastalığı – Ani işitme kaybı (İç kulak hastalıkları)
Meniere hastalığı, iç kulaktaki endolenf sıvısının miktarındaki artış nedeniyle baş dönmesine yani denge bozukluğu ve iştime kaybına yol açabilen bir iç kulak hastalığıdır.
Ani işitme kaybı, daha önce herhangi bir problem olmadan, 72 saat içinde gelişen, işitme testinde birbirini takip eden üç frekansta en az 30 dB ‘den fazla kayıp görülen ve işitme siniriyle iç kulak dokusu üzerinde hasar oluşmasına denir.
Kulak işitme organı olduğu gibi iç kulak aynı zamanda denge organıdır. Bu sebeple iç kulağın tüm hastalıklarında dalış tehlikeli olması sebebi ile kesin dalış yasağı vardır.
Yarık Damak
Damak Yarığı olanlar (tamir edilmiş de olsa), sık rastlanan tuba Eustachi fonksiyon bozuklukları nedeniyle dalış öncesi dikkatli kontrolden geçirilmelidirler.
Burun İçi Tıkanıklıkları
Septum Deviasyonu (Burun orta bölme eğriliği) ve Konka hipertrofileri gibi burun içi tıkayıcı nedenlerle cerrahi girişim de gerekebilir. Dalışa Göreceli Engeldir.
Allerjik Nezle
Allerji, burun ve kulak içinde ödem meydana getirerek kulakta ve sinüslerde barotravmalar açısından dalışta belirgin risk oluşturur. Dalışa Göreceli Engeldir.
Polipler
Polipler, (Sinüslerdeki) hem kulak hem de sinüs barotravmaları açısından dalışta belirgin risk oluşturur. Dalışa Göreceli Engeldir.
Üst Solunum Yolları Enfeksiyonu ve Sinüzit
Nezle durumunda orta kulak ve sinüs sıkışmaları dikkate alınarak dalış önerilmez. Dalışa Göreceli Engeldir.
Üst Solunum Yolları Enfeksiyonu olan dalıcılar hem orta kulak ve sinüs sıkışmaları dikkate alınarak hem de olası bronş ve Akciğer sıkışmaları nedenleriyle dalış yapmamalıdır. Dalışa Göreceli Engeldir.
Sinüs barotravması en çok tutulan sinüsler, klinik açıdan maksiller sinüsler, radyolojik açıdan frontal sinüslerdir.
Dalışın alçalma safhasında, sinüs ostium’unun tıkanıklığı nedeniyle oluşur. Sinüs boşluğunda oluşan göreceli vakum ödem ve kanamaya yol açar. Ağrı ortaya çıkar. Yükselme safhasında, sinüslerde genişleyen havanın bu kanı dışarı atmasına bağlı olarak burundan kan gelir.
Trakeostomi
Soluk borusuna bir çok sebeple delik açılması (Trakeostomi) gerekebilir. Yine Gırtlak kanseri sonrasında gırtlağın çıkarılması (Total Larenjektomi) gibi durumlarda dalış sporu zaten olanaksızdır.
Felç ve Kanser
Yüz Siniri Felçleri Ve Baş-Boyun Kanserleri Radyoterapisi sonrasında dalış sporuna devam edilmesi önerilmez.
Diş Sorunları
Diş çürükleri, diş eti abseleri, dolgu ve kaplama altı boşluklar, kanal tedavisi sonrası oluşan boşluklar, tam ya da kısmi hareketli protezler gibi durumlarda dişin içine hava girmesi yoluyla, derinlikte oluşacak basınç değişikliklerinde sıkışma ve ağrı yapabilecek hastalıklarda dalış yasaklanmalıdır.
⭐️⭐️ Dişi olmayan dalgıçlar regülatörü rahat kavramak için özel ağızlık yaptırmalıdır.
KBB MUAYENESİ SONUÇLARINA GÖRE DALIŞ ONAY DURUMU
Dalış nedeniyle sakatlık ve ölüm şeklinde yüksek risk olan tıbbi bulgularda kesin dalış yasağı vardır ve “dalışa kesin engel durumlar” başlığı altında aşağıda ayrıntılandırılmıştır.
Zamanla ya da uygun tedavi ile normale dönebilecek olanlar veeya belli koşullarda dalış yapılabilecek tıbbi durumlarda göreceli dalış yasağı vardır ve “dalışa göreceli engel durumlar” başlığı altında aşağıda ayrıntılandırılmıştır.
Zamanla kendiliğinden veya ilaç tedavisi ile ya da cerrahi tedavi ile iyileşecek geçici tıbbi durumlar düzelene kadar dalış yasaklanmalı, düzelme sonrası dalış yapılmalıdır ve “dalışa geçici engel durumlar” başlığı altında aşağıda ayrıntılandırılmıştır.
DALIŞA KESİN ENGEL DURUMLAR
Kulak
Kronik orta kulak hastalıkları (Kolesteatoma…vs)
İç kulak hastalıkları (Meniere hastalığı…vb)
Geçirilmiş yuvarlak pencere yırtıkları
Geçirilmiş ossiküloplasti ameliyatları
Geçirilmiş Stapedektomi ameliyatı
Geçirilmiş iç kulak ameliyatları
Baş-boyun
Trakeostomi (Boyunda solunum deliği) varlığı
Üst solunum yolları darlıkları ve tıkanıklıkları
Larengosel (Gırtlak hava kistleri)
Larenjektomi ameliyatları
Gırtlakta paralizi
Gırtlakta stenoz
Gırtlakta tümör
DALIŞA GÖRECELİ ENGEL DURUMLAR
Kulak
Orta kulak basıncını dengeleme sorunları (Yüzeyde ya da dalışın ilk metrelerinde eşitleme problemi olması)
Kulak zarı havalandırma tüpleri (Grommet kısa süreli kulak tüpü)
Kulak zarı delikleri
Effüzyonlu otit
Burun ve sinüsler
Septum deviasyonu
Allerjik nezle
Nazal polip
Ü.S.Y.E.
Sinüzit
Nezle
Grip
DALIŞA GEÇİCİ ENGEL DURUMLAR
Kulak
Orta kulak basıncı dengelenme sorunları (Eustachi borusu fonksiyon bozuklukları)
Geçirilmiş kulak kepçesi donmaları, tekrarlayan dış kulak iltihapları
Aşırı ince (monomenik) timpan zarı, timpan zarı retraksiyonları
Yukarıdaki Tüm Bilgiler farkındalık yaratmak maksadı ile olup hekiminizin muayenesi veya görüşleri yerini tutamaz.
Bu sebeple hekiminize / hekimlerinize düzenli periyodik muayene olun ve yönlendirmelerine uyun.
Sağlıklı dalışlar dilerim.
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Dr Mustafa KEBAT
Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü
Sınırlı Sorumluluk Beyanı: Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Vardiyalı Çalışma Uyumsuzluğu Çalışanların en ideal şekilde dinlenmesi, vücudunun vardiyalı çalışmaya uymasının yanı sıra, iş performansından ve iş güvenliğinden ödün vermeden zorlu çalışma koşullarına uzun süreli dayanma yeteneğini önemli ölçüde arttırır.
Vardiyalı çalışmaya uyumsuzluk, çalışanın vücudunun işleyişinin uyku ve çalışma döngülerindeki hızlı değişime adapte olamamasından kaynaklanır.
Çalışanın gece veya gündüz çalışmasına uyum sağlaması için, biyolojik saatinin düzenlediği vücut işleyişi ve zihinsel aktiviteleri ayarlaması gerekir.
Biyolojik saat, çalışanın uyku ve uyanıklık döngülerini, günlük enerji ve zihinsel kaynakların mevcudiyetini düzenleyen sinir sistemini ve hormanal sistemini yöneten mekanizmadır.
Çalışanların vardiyalı çalışma programlarına uyumsuzluğu ve uyku eksikliği sonucunda;
Enerjisinde düşme
Dayanıklılığının azalması
Görev saatleri sırasında performansında düşüş
Motivasyonun eksilme
İş arkadaşlarıyla iletişiminin azalması ve belirsizliği
Ayrıntılara dikkatinin azalması
İlgisizlik
İçe kapanıklık
Depresyon
Güven duygusunun azalması
Vardiyalı çalışma uyumsuzluğuna maruz kalan çalışanlarda, kardiyovasküler hastalık, gastrointestinal bozukluklar ve uyku bozuklukları gibi diğer sağlık sorunları belgelenmiştir
Düzenli ve yeterli olmayan uyku ve gün ışığına maruz kalma güven duygusunu azaltır.
Sabah uyanmaya ve gün ışığını görmeye alışkın çalışan (örneğin, 07:00’de) gündüz görev saatlerinde çalışmaya ve gece saatlerinde uyumaya adapte olmuştur. Biyolojik saatleri gün odaklıdır; yani normal iş günü ve akşam saatlerinde enerji ve zihinsel kaynaklar sağlamak üzere ayarlanmıştır.
Gün boyunca iki uyanıklık ve enerji kullanılabilirliği zirvesi gerçekleşecektir: biri sabah, biri akşamın erken saatlerinde. Gün odaklı personel normalde uyandıktan hemen sonra, tekrar öğleden sonra ve tekrar akşamın geç saatlerinde enerji ve uyanıklıkta azalmalar yaşayacaktır. Personel her gün yedi ila sekiz saat boyunca kaliteli uyku (sessiz ve karanlık ortamlarda kesintisiz uyku) uyursa enerjisini kullanılabilirliği alışkanlığı tutarlı bir şekilde korunacaktır.
Ancak uyku süresi günde altı saatten daha aza düşerse veya parlak ışıklar, gürültü veya hareket tarafından sık sık kesintiye uğrarsa, günlük bir uyku borcu birikmeye başlayacaktır. Bu uyku borcu ile çalışanda ilk olarak şunların bozulması görülecektir.
Bir haftalık çalışma dönemimde devam eden uyku borcu, gündüzleri artan uykululuk ve zihinsel ve psikomotor performansının bozulmasıyla sonuçlanacaktır. Ve performans azaldıkça güvensizlik hissiyatı da artacaktır.
Uyku süresi yanısıra, vücudun biyolojik saatinin istikrarı da hem uyanıklığı hem de performansı doğrudan etkiler.
Biyolojik saatin günlük ayarında sık sık yaşanan kesintiler uyanıklık ve performansın bozulmasına neden olur. Örneğin, Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri 07:00’de uyanmayı gerektiren ancak Salı, Perşembe ve Cumartesi günleri 03:30’da uyanmayı gerektiren bir nöbet programıyla çalışmak.
Uyanma saatlerinin 03.30’da olması gereken günlerde, saat gün ışığına normalden daha erken (yaklaşık 05.00’te) maruz kalacak ve bu da uyanma ve yatma saatlerinin öne alınmasına neden olacaktır.
Buna karşılık, biyolojik saatin sabahın erken saatlerindeki gün ışığı dozunu almadığı günlerde, yatma ve uyanma saatlerinin daha geç bir saate kaymasına izin verilir. Vücut saatindeki bu ilerleme günde yaklaşık yarım ila bir saat olabilir.
Vücudun zamanlama mekanizmasındaki bu değişiklikler, çekirdek vücut sıcaklığı (genellikle gün ışığı saatlerinde yüksek ve gece saatlerinde düşük) ve hormon ve nörotransmitter üretimi ve salınımı gibi diğer fizyolojik ritimlerin günlük zirve ve çukurlarının hizalanmasını etkiler.
Genel olarak, biyolojik saatin daha erken uyanma saatleri nedeniyle gün ışığına maruziyette iki saat ilerleme gibi yeni bir rejime yeniden uyum sağlaması yaklaşık üç gün sürer. Bu yeniden ayarlama, yeni uyku/uyanma programı günden güne tutarlıysa gerçekleşir. Ancak, girdiler tutarsızsa, saatin zamanlaması, kontrolündeki fizyolojik ritimlerin artık öngörülebilir bir desende ifade edilmeyeceği şekilde düzensiz hale gelebilir. Çalışanlarda etkileri şu şekilde sonuçlanır:
Uyku hali
Uykusuzluk
Zihinsel ve motor görevlerde performans bozulması
Çalışan gece vardiyasında çalıştığında ve vardiyanın sonunda gün ışığına maruz kalmayı kontrol etmediğinde biyolojik saate tutarsızlık sık görülür.
Örneğin, gece boyunca altı saatlik bir nöbet (örneğin, 24:00’te başlayarak), ardından altı saatlik izin (06:0012:00’den itibaren) ve ardından yaklaşık 12:00’de başlayan altı saatlik bir nöbet öngören bir nöbet programı jet lag benzeri semptomlara neden olabilir. Bu özel çalışma programında, personel (örneğin, mühendislik) normal ışık altında veya loş ışıklı ortamlarda (örneğin, gece gemide) çalışıyorsa, gün doğumundan sonra gün ışığına maruz kalmak biyolojik saati gündüz yönüne ayarlayacaktır. Gündüz yönünde, biyolojik saat beyni ve enerji döngülerini gece boyunca çalışmaya değil, uykuya yatkın hale getirir. Yorgunluk kaynaklı performans bozulması gece saatlerinde meydana gelecektir.
Vardiyalı çalışma uyumsuzluğunun önlenmesi
En iyi ihtimalle, uyku, biyolojik saatin iç saatine göre ayarlanan bir saatte gerçekleşmelidir. Bu saat sistemi uykuya dalma ve uyanma saatlerini düzenler.
Evrimsel baskılar ve fizyolojik özellikler nedeniyle, insan vücudu gün ışığında çalışmaya ve gece saatlerinde uyumaya yatkındır. Vücudun saat sistemi, yerel gün doğumu ve gün batımı ve gün ışığı süresiyle senkronize bir uyku programı sürdürür.
Enerji döngüleri, gün boyunca yüksek ve düşük uyanıklık seviyelerinin deneyimini düzenler. Uyanıklık sabahın ortasında zirveye ulaşır, öğleden sonra saatlerinde düşer, akşamın erken saatlerinde tekrar zirveye ulaşır ve gecenin erken saatlerinde azalmaya başlar ve gecenin ortasında günlük düşük seviyelere ulaşır.
Bu zirvelerin ve vadilerin tam zamanları, biyolojik saat sistemine gelen belirli girdilere bağlıdır; yani uyanma saatleri, yatma saatleri, yemek saatleri ve daha da önemlisi gün ışığına maruz kalma süresi (veya yapay ışığa maruz kalma).
Günlük tutarlılığı kolaylaştıran düzenli çalışma programlarına maruz kalan çalışan, iyi senkronize edilmiş bir biyolojik saatin faydalarından yararlanacaktır.
Bu faydalar arasında düzenli enerji geri kazanım döngüleri ve öngörülebilir uyanıklık zirveleri ve çukurları bulunur. Buna karşılık, gündüzden geceye sık sık geçişler gerektiren çalışma programları enerji geri kazanım süreçlerini bozmaya ve dolayısıyla dayanıklılığı düşürmeye eğilimlidir.
Biyolojik saati ayarlamak, belirli bir gün ışığı (veya yapay ışık) maruziyeti programı uygulamayı ve tutarlı bir uyku programı sürdürmeyi gerektirir. Gece çalışması sırasında dayanıklılık bozulmasını en aza indirmenin bir yolu, biyolojik saatin senkronizasyonunu gündüzden geceye yönlendirmeyi tersine çevirmektir. Saatin zamanlamasının enerji kaynaklarını gece boyunca zirveye sıfırlaması için, çalışma gün ışığının etkilerini taklit eden parlak ışıklar (yaklaşık 1000 lüks veya daha fazla) altında yapılmalıdır. Uyku karanlık ve gürültüsüz bir ortamda gerçekleşmelidir. Gün ışığına (veya parlak ışığa) maruz kalma sürelerinin kontrol edilememesi, dayanıklılık bozulmasına önemli ölçüde katkıda bulunur.
Parlak, yapay ışık kullanımı çalışma ortamıyla uyumlu değilse (örneğin, bir kesicinin köprüsünde veya geceleri bir helikopterin kokpitinde), biyolojik saati gece yönüne kaydırmak için belirli bir ışık ve uyku yönetimi programı tasarlanabilir. Işık maruziyeti programlarıyla denemeler yapmak, istemeden kronik dayanıklılık bozulmasına ve jet lag benzeri semptomlara neden olabileceğinden, sirkadiyen ritimler ve uyku yönetimi alanlarında çalışan profesyonellerin bu ışık ve uyku yönetimi programlarını geliştirmeleri önerilir.
Bozulan uykunun (yedi ila sekiz saatten az) biyolojik saat düzensizliğiyle birleşmesinin sinerjik etkileri, dayanıklılık bozulmasına, jet lag benzeri semptomlara ve sinirlilik, depresyon ve hatta psikoz gibi psikolojik uyumsuzluk semptomlarının şiddetlenmesine yol açabilir. Bu durumla ilişkili diğer fizyolojik semptomlar arasında kardiyovasküler hastalık ve gastrointestinal bozukluklar bulunur.
Sınırlı Sorumluluk Beyanı: Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.