Bisfenol A (BPA) Günlük Hayatta Fark Etmeden Maruz Kaldığımız Sessiz Tehdit

Bisfenol A (BPA), modern endüstrinin en çok kullanılan kimyasal maddelerinden biri. Polikarbon plastiklerin ve epoksi reçinelerin yapımında kullanılan bu madde; su damacanalarından biberonlara, konserve kutularının iç kaplamasından diş dolgularına, market fişlerinden (termal kağıt) oyuncaklara kadar yüzlerce ürünün içinde bulunuyor.

BPA’nın popülerliği, malzemelere şeffaflık, dayanıklılık, ısıya direnç gibi özellikler kazandırmasından geliyor. Fakat son 20–25 yıldır yürütülen binlerce çalışma, BPA’nın bu kadar yaygın kullanımının insan sağlığı açısından düşündürücü olabileceğini gösteriyor.

En çok tartışılan konu ise; BPA gerçekten zararlı mı, yoksa endişeler abartılıyor mu?
Güncel bilimsel veriler, BPA’nın sadece hormon sistemini bozmakla kalmadığını, aynı zamanda yaşam süresine bile etki edebilecek düzeyde bir risk taşıdığını ortaya koyuyor.

BPA’nın Erken Ölüm Riskini Artırdığı Gösterildi

2020 tarihli JAMA Network Open çalışması, BPA konusunda şimdiye dek yapılmış en uzun süreli ve güçlü araştırmalardan biridir. 3.900 yetişkin yaklaşık on yıl boyunca takip edildi.

Sonuçlar çarpıcıydı:

  • İdrarlarında en yüksek BPA seviyeleri olan kişilerde tüm nedenlere bağlı erken ölüm riski %49 daha yüksek bulundu.
  • Bu risk artışı özellikle kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümlerde daha belirgindi.
  • Araştırma, “sebep-sonuç ilişkisini düşündüren” kuvvetli bir ilişki bildirdi.

Bu, BPA’nın kronik hastalık riskini artırdığı yönündeki uzun süreli şüpheleri bilimsel olarak güçlendiren bir veri.

BPA Bir Endokrin Bozucu Ne Demek?

BPA’nın en kritik özelliği, insan vücudundaki östrojen reseptörlerine bağlanabilmesi.

Bu nedenle “endokrin bozucu kimyasal” olarak sınıflandırılıyor.
Endokrin bozucuların etkisi yalnızca hormon seviyelerini değiştirmek değildir; hücre düzeyinde gen ekspresyonunu, metabolizma hızını, yağ depolanmasını, üreme fonksiyonlarını ve gelişim süreçlerini etkileyebilirler.

BPA’nın hormon sistemini bozduğu; NIH, Endocrine Society ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından da kabul edilmiştir.

BPA’nın östrojen benzeri etkilerinin olası sonuçları:
  • Yağ hücresi oluşumunu hızlandırma
  • Kan şekeri regülasyonunda bozulma
  • Tiroid fonksiyonlarını etkileme
  • Üreme hücrelerini olumsuz etkileme
  • Fetüs ve çocuk gelişimini değiştirme

Bu etkiler düşük dozlarda bile ortaya çıkabiliyor. Çünkü hormon sistemleri pikogram (trilyonda bir) seviyesinde çalışan çok hassas biyolojik yapılardır.

Obezite ve Diyabet Riski – “Kimyasal Kalori” Kavramı

BPA’nın obezite ile bağlantısı artık kuvvetli bir şekilde destekleniyor.
Harvard School of Public Health’in yürüttüğü bir çalışma, idrarında yüksek BPA bulunan kişilerde obezite ve bel çevresi artışının anlamlı derecede daha sık olduğunu gösterdi.

Bir diğer araştırma, BPA’nın:

  • yağ hücresi oluşumunu hızlandırdığını,
  • var olan yağ hücrelerinin büyümesine neden olduğunu,
  • insülin direncini artırdığını

ortaya koydu.

Bu nedenle BPA için “obezojen” ifadesi bile kullanılıyor. Yani BPA, kişinin kalori alımı artmasa bile kilo alma eğilimini artıran bir kimyasal.

Diyabet açısından da benzer bulgular var:
BPA, pankreas beta hücrelerinin fonksiyonunu bozabiliyor ve glikoz metabolizmasında dengesizlik yaratabiliyor.

Kalp ve Damar Sistemine Etkisi – Neden Bu Kadar Tehlikeli?

BPA’nın kardiyovasküler hastalık riskini artırdığı uzun zamandır biliniyor.

BPA’nın kalp-damar üzerindeki olası etkileri:
  • Kan basıncını yükseltme (2015’de yapılan bir çalışma, BPA içeren kutudan çorba tüketiminin 2 saat içinde sistolik basınçta 3–5 mmHg artış yaptığını gösterdi.)
  • Arter duvarlarında inflamasyon
  • Endotel fonksiyonunda bozulma
  • LDL oksidasyonunda artış
  • Kalp ritim bozukluğu riskinde artış (özellikle kadınlarda)

Bu veriler, JAMA’daki erken ölüm çalışmasının neden “kardiyovasküler ölümlere” özel vurgu yaptığına dair ipucu veriyor.

BPA’nın Üreme Sağlığına Etkisi – Sinsi ve Az Bilinen Riskler

BPA’nın üreme sistemi üzerindeki etkileri son derece geniş.

Erkeklerde:
  • Sperm sayısında azalma
  • Testosteron düzeylerinde düşüş
  • DNA kırıkları içeren sperm oranında artış
  • Testis fonksiyonlarını bozan epigenetik etkiler

Kadınlarda:
  • Polikistik over sendromu (PCOS) ile ilişki
  • İnfertilite riskinde artış
  • Düşük yapma riskinde artış
  • Menstrüel düzensizlikler
  • Endometriozis ile ilişki

Embriyonik gelişim üzerine yapılan hayvan çalışmalarında, BPA maruziyetinin beyinde ve üreme organlarında kalıcı değişimler oluşturduğu da gösterilmiş durumda.

Termal Kağıtlar – En Yüksek BPA Kaynağı

Çoğu kişi BPA’yı yalnızca plastik şişelerle ilişkilendiriyor.

Oysa en yoğun BPA kaynağı termal fişler.

Market fişleri, ATM çıktıları, otopark makbuzları… Hepsinde kağıdın üst yüzeyinde toz halinde serbest BPA bulunuyor.

Çalışmalar şunları gösteriyor:

  • Termal kağıtlara dokunulduktan sonra, özellikle yağlı veya nemli ellerle, BPA çok daha hızlı emiliyor.
  • Bir kasiyerin idrarındaki BPA seviyesi, normal bir çalışanınkinden 30 kat fazla bulunabiliyor.
  • El kremi sürmek veya el dezenfektanı kullanmak, BPA’nın deri yoluyla emilimini 100 kat artırabiliyor.

Bu, çoğu insanın fark etmediği kritik bir maruziyet kaynağı.

“BPA Free” Ürünler Gerçekten Güvenli mi?

Bu da çok ilginç bir nokta:

BPA yasaklanmaya veya azaltılmaya başladığında, endüstri BPA’ya benzer kimyasallar üretmeye başladı: BPS, BPF, BPZ…

Ve pek çok “BPA FREE” ambalaj aslında BPS veya BPF içeriyor.

İşin kötüsü:

BPS ve BPF’in hormon bozucu etkileri BPA’dan daha az değil.
Bazı çalışmalar BPS’in:

  • kalp ritmini daha fazla bozduğunu,
  • yağ hücresi oluşumunu daha fazla artırdığını,
  • östrojen reseptörlerine daha güçlü bağlandığını

gösteriyor.

Yani “BPA yok” etiketi, çoğu zaman “güvenli” anlamına gelmiyor.

BPA’nın Çocuklarda ve Bebeklerdeki Etkileri Daha Şiddetli

Fetüs ve çocuk gelişimi hormonlara bağımlı olduğu için BPA’nın etkisi bu grupta daha dramatik.

Araştırmalar BPA maruziyetinin:

  • zeka puanı düşüklüğü
  • dikkat eksikliği
  • öğrenme güçlüğü
  • davranışsal problemler
  • anksiyete eğilimi
  • erken ergenlik

ile ilişkili olduğunu gösteriyor.

2011’den itibaren pek çok ülkede biberonlarda BPA yasaklandı. Ancak bu yasak, çocukların maruziyetini tam olarak ortadan kaldırmıyor; çünkü konserve kaplamaları, plastik oyuncaklar, termal fişler hâlâ risk oluşturuyor.

EPA ve EFSA Neden Yeni Uyarılar Yayınladı?

2023’te Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), BPA için kabul edilen günlük maruziyet düzeyini 20.000 kat düşürdü.

Bu, bir gıda güvenliği tarihinde görülmüş en büyük düşüşlerden biri.

EFSA’nın raporuna göre:

  • Mevcut BPA maruziyet düzeyleri bile sağlık için güvenli değil.
  • Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan ortalama bir birey, önerilen maksimum düzeyin 44.000 katı kadar BPA’ya maruz kalıyor olabilir.

Bu çarpıcı bir uyarı.

BPA’dan Korunmak Mümkün mü?

BPA tamamen hayatımızdan çıkmayabilir. Ama maruziyeti %60–80 azaltmak son derece mümkün.

Yapılabilecek en etkili adımlar:

1. Plastik şişe ve damacana yerine cam tercih etmek

Isıya maruz kalan plastiklerde BPA salınımı artıyor.

2. Konserve gıdayı azaltmak

Konserve kutularının iç kaplaması BPA içerir.
Harvard’daki bir çalışma, konserve çorba tüketiminin 5 gün içinde BPA seviyesini %1000 artırdığını gösterdi.

3. Termal fişlere dokunmamak

İmkân varsa fotoğrafını çekip atmak.
Kasiyerler için eldiven kullanımı ciddi bir koruma sağlıyor.

4. Plastik kapları mikrodalgada ısıtmamak

Isı BPA migrasyonunu 55 kat artırabiliyor.

5. “BPA free” etiketine temkinli yaklaşmak

Ürünün BPS/BPF içerip içermediğini araştırmak gerek.

BPA Hayatımızın İçinde, Ama Riskler Göz Ardı Edilmeyecek Kadar Büyük

BPA maruziyeti artık sadece bir “toksikoloji konusu” değil;
kardiyovasküler hastalıklardan diyabete, obeziteden üreme sağlığına, hatta erken ölüme kadar uzanan geniş bir etki alanı var.

Güncel bilimsel literatürün ağırlığı, BPA’nın insan sağlığı için gerçek bir tehdit olduğunu gösteriyor.
Bu kimyasaldan tamamen kaçmak zor olsa da, özellikle yiyecek–içecek kapları ve termal fişler gibi büyük kaynaklardan uzak durmak, maruziyeti ciddi oranda düşürebilir.

Kısacası:
BPA modern yaşamın görünmez gölgesi. Onu tamamen silemeyiz ama etkisini minimize etmek elimizde.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Çoğu Plastik Ürün Östrojenik Kimyasallar Yayar: Çözülebilecek Potansiyel Bir Sağlık Sorunu https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3222987/

⭐️⭐️ Association of Exposure to Di-2-Ethylhexylphthalate Replacements With Increased Blood Pressure in Children and Adolescents https://www.ahajournals.org/doi/full/10.1161/hypertensionaha.115.05603?sid=be69c579-505c-4e04-a84f-5a4b187da7a6

⭐️⭐️ Çocuklarda ve Ergenlerde Di-2-Etilhekzilftalat Replasmanlarına Maruz Kalmanın Artan Kan Basıncıyla İlişkisi https://www.ahajournals.org/doi/full/10.1161/hypertensionaha.115.05603?sid=be69c579-505c-4e04-a84f-5a4b187da7a6

⭐️⭐️ Bisfenol A ve insan sağlığı: literatür taraması. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23994667/

⭐️⭐️ Çoğu Plastik Ürün Östrojenik Kimyasallar Yayar: Çözülebilecek Potansiyel Bir Sağlık Sorunu https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3222987/

Dr Mustafa KEBAT
0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Bu sitede yer alan içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Paylaşılan bilgiler, bir hekim muayenesinin, tedavisinin veya profesyonel danışmanlığın yerini tutmaz. Buradaki bilgiler esas alınarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması, mevcut tedavinin değiştirilmesi ya da bırakılması uygun değildir.

Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili içerikler, bir iş güvenliği uzmanı, mühendis veya teknik ekip tarafından yapılması gereken değerlendirme ve kararların yerine geçemez. Bu bilgiler temel alınarak saha risk değerlendirmesi yapılması ya da mevcut sistemin değiştirilmesi önerilmez.

Sitede herhangi bir yasa dışı ilan ya da yönlendirme yapılması amacı bulunmamaktadır. İçerikler, sadece farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla sunulmuştur.

⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Eksilmiş Testosteronu Yükseltelim

Testosteron, cinsiyet farklılaşmasını düzenleyen, erkek cinsiyet özelliklerini, spermatogenezi ve doğurganlığı üreten birincil erkek hormonudur. 

Testosteron, testislerin inişi, spermatogenez, penis ve testislerin büyümesi ve libidonun artması gibi birincil cinsel gelişimin gelişiminden sorumludur. 

Testosteron ayrıca erkeksilikten sorumlu olan ikincil erkek özelliklerinin düzenlenmesinde de rol oynar. Bu ikincil cinsiyet özellikleri arasında erkek saç desenleri, ses değişiklikleri ve ses kalınlaşması, ergenlikteki büyüme atakları (testosteron erken dönemde epifiz plağında doku büyümesini ve ergenliğin ilerleyen dönemlerinde plağın kapanmasını artırır) ve iskelet kası büyümesi (testosteron protein sentezini uyarır) gibi anabolik etkiler bulunur.

Testosteron ayrıca eritropoiezi uyarır, bu da erkeklerde kadınlara kıyasla daha yüksek hematokrit ile sonuçlanır.

Testosteron seviyeleri yaşla birlikte düşme eğilimindedir; bu nedenle erkekler testis boyutunda azalma, libidoda düşüş, daha düşük kemik yoğunluğu, kas kütlesinde azalma, artan yağ üretimi ve azalan eritropoiezi deneyimler ve olası anemiye yol açar.

Testosteron eksikliği için kendinizi test edebilirsiniz.

Aşağıdaki bulgulardan – belirtilerden birkaçı varsa, geçici testosteron düşüklüğü olabilir.
Ancak 5 ve daha fazla belirti varsa, kan tahlili ile total ve serbest testosteron, SHBG, DHT ve LH seviyeleri ölçülmelidir.

Haydi başlayın bakalım…

⭐️ Libido düşüklüğü
⭐️ Sabah ereksiyonlarının kaybolması
⭐️ Ereksiyon kalitesinde bozulma
⭐️ Boşalma isteğinde azalma
⭐️ Cinsel fantezilerin silinmesi
⭐️ Sperm sayısı ve kalitesinde azalma
⭐️ Testislerde küçülme (atrofi)
⭐️ Cinsel performans endişesi
⭐️ Gecikmiş ya da eksik orgazm
⭐️ “Hiçbir şey hissetmiyorum” hissi (!)
⭐️ Meme ucu hassasiyeti (!), meme dokusunda artış (jinekomasti)
⭐️ Tüylerde incelme, dökülme (özellikle kolda, bacakta)
⭐️ El-ayak üşümesi (dolaşım zayıflığı)
⭐️ Gıdıklanmalara karşı aşırı hassasiyet
⭐️ Erkeksi rekabet hissinin kaybolması
⭐️ Kadınsı duygulanımlar / ağlaklık (!?)
⭐️ İnce ses tonu
⭐️ Sakal çıkışında azalma veya seyrelme
⭐️ Vücut kokusunda azalma (!)
⭐️ Eski şarkılarla nostaljik melankoliye dalma
⭐️ “Ben artık yaşlandım galiba” hissi
⭐️ Kadın deodorantlarının kokusunu sevmeye başlamak (!)
⭐️ Kas kaybı (özellikle üst vücut, omuz, göğüs)
⭐️ Kolay yağlanma (özellikle karın çevresi, meme bölgesi)
⭐️ Güç kaybı – ağırlık kaldıramama
⭐️ Egzersize direnç azlığı (çabuk tükenme)
⭐️ Kilo vermede zorlanma
⭐️ Kemik yoğunluğunun azalması (ileride osteopeni, osteoporoz)
⭐️ Boyun, bel, diz gibi bölgelerde kronik ağrılar
⭐️ Sert duruşun gitmesi, omuzların düşmesi
⭐️ Gece terlemeleri ve sıcak basmaları (!)
⭐️ Sürekli yorgunluk, enerji düşüklüğü
⭐️ Beyin sisi, odaklanma güçlüğü
⭐️ Motivasyonsuzluk (hiçbir şey yapmak istememe)
⭐️ Depresif ruh hali, keyif almama
⭐️ Özgüven azalması
⭐️ Sosyal ortamlardan kaçma
⭐️ Hızlı sinirlenme, öfke patlamaları
⭐️ Hayal kurmama isteği
⭐️ Risk alma isteğinin kaybolması
⭐️ “Erkekliğim gitti” hissi
⭐️ Dizi izlerken gözlerin dolması (!)
⭐️ İnsülin direnci gelişmesi
⭐️ Açlık-tokluk dengesi bozulması
⭐️ Kolesterol ve trigliserid yüksekliği
⭐️ D vitamini düşüklüğüyle birlikte seyredebilir
⭐️ Kortizol artışı (stres hormonuyla birlikte gitme eğilimi)
⭐️ Tiroid sorunlarıyla paralel gidebilir
⭐️ Hormon dengenin komple bozulması (baldıran zehri gibi)

Nasıl Yapalım da Testosteronu Yükseltelim?

Öncelikle testosteron eksikliğiniz şüphesinde hekimize başvurmalı, burada yazılı tavsiyeleri kendinizde uygulamadan önce hekiminizin onayını almalısınız.

İlk olarak günümüz rutin uygulamaları ile başlayalım.

Shilajit (250-500 mg) – sabah

(Shilajit, uzun zamandır Ayurveda şifasında kullanılan mineral açısından zengin bir reçinedir.)

Tongkat ali (200-400 mg) – haftada 5 gün

(Tongkat ali (Eurycoma longifolia Jack), “Long Jack” olarak da bilinir, Güneydoğu Asya’ya özgü çiçekli, çalımsı, yavaş büyüyen yaprakları, kökleri ve kabuğu kullanılan bir ağaçtır.)

Bor minerali (3-6 mg) – sabah

D vitamini (10000-20000 IU) – yağlı öğünle sabah

Magnezyum (400-800 mg) – öğlen/gece

Ham bal, saf glikoz + enerji – Günlük 1-2 çorba kaşığı
Arı sütü, hormon benzeri bileşenler (testosteron destekli) – Günlük 1 tatlı kaşığı
Polen, çinko, amino asit, B grubu → sperm kalitesi & libido – Günlük 1 tatlı kaşığı

Sakatat, kolesterol + B12 + çinko = testosteron ham maddesi – Haftada üç porsiyon

Farklı yaklaşımlar da mevcut.

Derleme yaparak kimler neler uyguluyor bir bakalım.


⭐️ 10-15 dk sabah güneşi → D3 + biyoritm
⭐️ Ayakkabısız doğaya bas → negatif iyon alımı – Topraklanma – (Serotonin – melatonin – testosteron dengesine katkı sağlar)
⭐️ Güç gerektiren aktivasyon → kas, testosteron, primal enerji tetiklenir
⭐️ 15 dk ağır egzersiz sonrası 1 saat yürüyüş (stres düşer, kortizol iner)
⭐️ 4-4-4-4 nefes → kortizol düşürür – “Ağır burundan al – kuvvetli ağızdan ver” → sempatik sistemi aktifleştirir.
⭐️ Halen kesin verileri orrtaya konmamış osa da deneyebileceğiniz 528 Hz: DNA onarımı + hormon dengesi için – 417 Hz: Negatif yüklerinizden uzaklaşmak için – 111 Hz: Eril titreşim – ilkel titreşim frekansı
Gözleriniz kapalı sakin ve huzurlu bir ortamda çıplak ayakla toprağa basarken dinleyebilirsiniz. (Denemeye değer) ○ Adrenalin yükselten (tabi ki canınızın kıymetini de bilerek) aktiviteler yapmak.korku merkezini bastıran “maskülen çekirdek” aktive edebilirsiniz.
⭐️ Güneş + soğuk duş güne başlamak için iyi bir alternatif olabilir.

Leonard Horowitz’e göre 528 Hzvaroluşun müzikal matematiğidir.

Sevgi frekansı olarak bilinen 528, duyguları harekete geçiren ve DNA yenilenmesine pozitif etkilerde bulunan en popüler Solfeggio Frekansları’ndan bir tanesidir..

Testosteron Riskleri

1. Testosteron Takviyelerini Kontrolsüz Kullanmak

  • Aşırı testosteron kullanımı: Testosteron takviyeleri veya steroid kullanımı, testosteron seviyelerini hızla artırabilir. Ancak, vücuda aşırı testosteron verilmesi, vücudun doğal hormon üretimini engelleyebilir ve hormonal dengenin bozulmasına yol açabilir. Ayrıca, kalp hastalıkları, karaciğer hasarı, agresif davranışlar, uyku bozuklukları ve diğer ciddi sağlık sorunları ile ilişkilendirilebilir.
  • Yan etkiler: Aşırı testosteron kullanımı, özellikle uzun süreli kullanımda vücutta su tutulması, akne, saç dökülmesi ve kısırlık gibi yan etkilere neden olabilir.

2. Yüksek Dozda Steroid Kullanmak

  • Anabolik steroidler: Vücut geliştirme veya atletik performans arttırmak amacıyla kullanılan anabolik steroidler, testosteron seviyelerini hızlıca yükseltebilir. Ancak, bu tür steroidlerin kullanımı karaciğer toksisitesi, yükselmiş kalp hastalığı riski, depresyon ve agresif davranışlar gibi ciddi yan etkilere yol açabilir. Ayrıca, bağımlılığa yol açabilir ve uzun vadede hormonal dengesizliğe neden olabilir.

3. Yanıltıcı Ürünlere Güvenmek

  • Piyasada satılan “doğal” testosteron artırıcı ürünler: Bazı takviye ürünleri, testosteron artırıcı etkiler sunduğu iddiasıyla satılmaktadır. Ancak bu ürünlerin çoğu bilimsel olarak doğrulanmamış ve güvenli değildir. Bazı ürünler, içinde potansiyel olarak zararlı maddeler içerebilir ve vücuda zarar verebilir. Takviyelerin ve bitkisel ürünlerin etkisi, kişiden kişiye değişebilir, dolayısıyla güvenilir olmayan ve onaylanmamış ürünlerden kaçınılmalıdır.

4. Dengesiz Diyet ve Sağlıksız Beslenme

  • Aşırı şeker ve işlenmiş gıda tüketimi: Şeker ve işlenmiş gıdaların aşırı tüketimi, insülin direncine ve obeziteye yol açabilir, bu da testosteron seviyelerini olumsuz etkileyebilir. Testosteron seviyelerini artırmaya çalışırken, sağlıklı beslenmek son derece önemlidir.
  • Yetersiz yağ alımı: Testosteron, vücutta yağlardan türeyen bir hormondur. Yetersiz yağ alımı, testosteron üretimini sınırlayabilir. Ancak, sağlıksız yağlardan (trans yağlar ve doymuş yağlar) kaçınılmalı ve yerine sağlıklı yağlar (örneğin zeytinyağı, avokado, fındık, balık yağları) tercih edilmelidir.

5. Yetersiz Uyku Almak

  • Uyku eksikliği: Testosteron üretimi büyük ölçüde uyku sırasında gerçekleşir. Yetersiz uyku, testosteron üretimini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, her gece yeterli ve kaliteli uyku almak önemlidir. Yeterli uyku almak, hormon seviyelerini düzenlemeye yardımcı olabilir.
  • Ağır uyku apnesi gibi uyku bozuklukları, testosteron seviyelerinde düşüşe neden olabilir.

6. Aşırı Alkol Tüketimi

  • Alkol: Aşırı alkol tüketimi, testosteron üretimini engelleyebilir ve bu durum, vücudun hormon dengesini bozabilir. Alkol, özellikle karaciğerin fonksiyonlarını etkileyerek testosteron metabolizmasını değiştirebilir. Ayrıca, alkol aşırı tüketimi, uyku düzenini bozar ve obeziteye yol açabilir, bu da testosteron seviyelerini daha da düşürebilir.

7. Stresin Aşırı Olması

  • Yüksek stres seviyeleri: Stres, vücudun yüksek miktarda kortizol üretmesine yol açar. Kortizol, stres hormonu olarak bilinir ve aşırı seviyede kortizol, testosteron üretimini engelleyebilir. Yüksek stres, vücutta hormonal dengesizliğe neden olabilir ve testosteron seviyelerini olumsuz etkileyebilir.

8. İnhibitör ve Düşürücü İlaçlar Kullanmak

  • İlaçlar ve tedaviler: Bazı ilaçlar, özellikle antidepresanlar, opiatlar ve bazı kanser tedavileri testosteron seviyelerini düşürebilir. Bu tür ilaçların kullanımı, testosteron seviyelerinin normalden düşük olmasına neden olabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Testosteron ve vücut fonksiyonları https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17178552/

⭐️⭐️ Shilajit : Potansiyel Prokognitif Aktiviteye Sahip Doğal Bir Fitokompleks https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3296184/

⭐️⭐️ Tongkat Ali https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK609015/

⭐️⭐️

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Sessiz Katilinizi Alt Etmeyi Öğrenin

Sessiz katil..!!

Kas kaybı.

30 lu yaşlarda başlar. Eğer tedbirinizi almazsanız zaman içinde;

→ Zayıflık

→ Güç kaybı

→ Daha kısa ve daha düşük kaliteli bir yaşamınız olacak. Belki de şu anki durumunuz…

Ne yapmalıyım? Ne yapmalısınız? Ne yapmalıyız?

Cevap: Kas kaybını durdurmalıyız.

Sarkopeni yaşa bağlı kas kaybıdır ve yaşlanmanın doğal bir parçasıdır.

30 yaşından itibaren her on yılda bir %5-%10 oranında kilo kaybı başlar.

Özellikle erkekler yaşamları boyunca kas kütlelerinin yaklaşık %30‘unu kaybeder.

Kas kütlesinin kaybı yaşam kalitesinin düştüğüne dair çok önemli bir göstergedir…

Kendi hikayenizin böyle olmasını istemiyorsanız kas kaybınızı nasıl durduracaksınız ?

Sağlığınıza yatırım yapmaya karar verdiyseniz, toplumun size biçtiği beden rolünden çıkıp birikte sağlıklı vücudunuzu inşa etmeye başlayalım.

Testosteron Seviyenizi Artırın

Sarkopeni yani kas kaybı sebeplerinden biri de yaşlandıkça azalan testesteron seviyesidir.

Testosteron hormonu protein sentezini ve kas gelişimini uyarır. Kas yapımına ateş dersek yakıtı testosteron hormonudur. Yakıt azaldıkça ateş de azalır.

Testosteron Hormonu Nasıl Arttırılır?

  1. Uyku yeterli ve kaliteli olmalıdır
  2. Egzersiz yapılmalıdır
  3. İyi dengeli beslenilmelidir
  4. Stresi en aza indirilmelidir
  5. D vitamini seviyesi yükseltilmelidir
  6. Östrojen benzeri kimyasallardan kaçınılmalıdır.
  7. Alkolü azaltılmalı ideali tüketilmemelidir.

Yüksek Protein Tüketin

Kas kitlesinin arttırılmasında beslenme özellikle de protein çok önemlidir.

Alınan proteinler aminoasitlere parçalayıp kas yapımında kullanır.

Yaş arttıkça özellikle erkeklerde anabolik (yapım faaliyeti) direnci görülür. Bu direnç sebebi ile proteinlerin parçalama ve yeniden sentezleme yeteneklerinin azalmasına neden olur.

Yaş artıkça kas yapımını sağlayabilmek için daha fazla protein alınması gerekir.

İleri yaştaki kişilerde kas kütlesinin artması (direnç antrenmanı yapılacaksa) için vücut ağırlığının her bir kilogramı için günlük 0. 8 – 1 gr protein alımı idealdir.

Örneğin: 100 kilo ağırlığındaki erkeğin günde yaklaşık 80 – 100 gr’a protein alması gerekir

Tabi ki protein olarak doğal kaynakları öncelikli olarak da hayvansal olanlar tercih edilmelidir. Protein aminoasit dizilimi ile yapılır. Ve hayvansal kaynaklardan aminoasit elde etmek idealidir.

Ağırlık Kaldırın

Ağırlık egzersizinizi planlayın haftada en az 3 ideali 5 gün antrenmanınızı yapmalısınız.

Düzenli kas egzersizi yaşam ortalamanıza 7 – 10+ yıl ekleyebilir ve hayat kalitenizi yükseltebilirsiniz.

Kas egzersizinde ana ilkeleriniz;

  • Tüm büyük kas gruplarını hedefleyen günlük 8 ila 10 farklı egzersiz,
  • Her egzersiz 5 – 12 tekrarlık setler (0-2 RIR’de (Rezervdeki tekrarlar),
  • Haftada en az 3 ideal 5 zaman içerisinde her gün antrenman (Başlangıçta bir gün de olsa yapılmalı)

Zaman içerisinde yüklenmeyi arttırın;

  • Egzersizin çeşitlerini
  • Ağırlığın miktarını
  • Formun (temponun) iyileştirilmesi

Aşağıda verdiğim tipik başlangıç hareketlerini inceleyip;

  • Bacaklarda 1 egzersiz, İtme Egzersizlerinden 1 egzersiz, Çekme Egzersizlerinden 1 egzersiz seçerek başlayın.
  • Antrenman programında göreceğiniz gibi her egzersizi 3 set ve her sette 8 – 12 tekrar yapın. Her set arasında 3 dakika dinlenin. Yaş arttıkça oksijenlenmesi azalan hücrelere yeterli dinlenme aralığı vermelisiniz.

Kreatin Alımınızı Arttırın

Kas kütlesini arttırmanın ve kas gelişimini hızlandırmanın sihri kreatinde saklıdır. Lakin doğal yolardan ayrılmayın. Takviyeler ile kimyasal riskinizi arttırmayın.

Kreatin

  • Enerjiyi artırır
  • Yorgunluğu azaltır
  • Gücü artırır
  • Daha fazla kas yapar
  • Performansı iyileştirir
  • Kas gelişimini hızlandırır
  • Bilişsel performansı geliştirir

Kreatin Kaynakları

  • Kırmızı et,
  • Balık
  • Kümes hayvanları eti

D Vitamini

Yaş artışı ile birlikte D vitamini üretimi azalır

D. Vitamini mitokondriyal fonksiyonları normal işleyişini sağlayarak enerji sağlanmasına destek olur.

Enerjinin azalması kas fonksiyonunda, kullanımında ve kütlesinde de azalmaya neden olur.

Sarkopeni – kas azalmasını engelmek hatta yeni kas kütlesi yapımmı için yeterli D vitamini almak çok önemlidir .

D Vitaminini Yükseltmek İçin Ne Yapmalı?

  1. Öğlen 12.00 – 13.00 saatleri arasında 20 – 30 dk güneşlenin
  2. Beslenmenize dahil edin
    • Balık ve deniz ürünlerini
    • Kuyruk yağını
    • Yumurta sarısını
    • Mantarı

Unutmayın ki…

Kalbiniz de bir kas kütlesi…

Kaslarınız azaldıkça orantılı olarak kalbiniz de küçülecek – zayıflayacaktır.

Doğal Yaşayın – Doğal Beslenin – Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla