Alkali Su Mucize mi?

Alkali Su Nedir?

Alkali su, pH seviyesi 7.0’ın üzerinde olan su olarak tanımlanır. Normal içme suyu genellikle nötr pH (yaklaşık 7.0) seviyesindedir.

Alkali suların pH değeri ise genellikle 8.0 ile 9.5 arasında değişir. Bu su türü doğal kaynaklardan elde edilebildiği gibi, elektroliz veya filtreleme işlemleri ile de yapay olarak üretilebilmektedir.

Son yıllarda alkali su, “vücudu alkalize ettiği”, “kanseri önlediği”, “yaşlanmayı geciktirdiği” ve “metabolizmayı hızlandırdığı” gibi iddialar ile popülerlik kazanmıştır.

Peki bu iddialar ne kadar doğrudur?

Alkali su gerçekten mucizevi bir içecek midir, yoksa pazarlama etkisiyle abartılan bir ürün müdür?

Alkali Su ve pH Dengesi – Vücudu Alkali Hale Getirir mi?

İlk ve en yaygın iddia, alkali suyun vücut pH’ını dengelediği ve asidik ortamı alkalize ederek hastalıkları önlediğidir.

Bilim Ne Diyor?

  • Vücut pH dengesi, son derece karmaşık ve sıkı kontrol edilen bir sistemdir. Kanın pH değeri yaklaşık 7.35 – 7.45 aralığında sabit tutulur. Bu denge, başta böbrekler ve akciğerler olmak üzere birçok sistem tarafından yönetilir.

  • Ağız yoluyla alınan alkali su, mideye ulaştığında, midede bulunan güçlü hidroklorik asit (HCl) ile karşılaşır ve nötralize olur. Bu durum, alkali suyun sistemik pH üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığını gösterir.

  • Harvard Medical School ve Mayo Clinic gibi tıp dünyasının öncü kuruluşları, alkali suyun sistemik pH üzerinde kalıcı ve anlamlı bir değişiklik yaratamayacağını belirtmektedir.

Sonuç: Alkali suyun vücut pH’ını değiştirdiği iddiası, fizyolojik olarak mümkün değildir. Vücut bu dengeyi kendisi sağlar.

Alkali Su ve Kanser: Kanseri Önler mi?

Alkali su savunucuları, kanser hücrelerinin asidik ortamda geliştiğini ve bu nedenle vücudun alkalize edilmesinin kanseri önleyeceğini ileri sürer.

Bilim Ne Diyor?

  • Kanser hücrelerinin asidik ortamda çoğaldığı doğrudur, ancak bu asidik ortam tümör hücrelerinin metabolizmasının bir sonucu olarak oluşur, neden değil.

  • American Institute for Cancer Research bu iddiayı açıkça reddetmiştir: “Kanserin asidik pH nedeniyle oluştuğuna dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur.”

  • Ayrıca, tümör hücreleri alkali ortamda da büyüyebilir. Dolayısıyla ortamın pH’ı tek başına belirleyici değildir.

Sonuç: Alkali suyun kansere karşı koruyucu olduğu yönündeki iddialar bilimsel olarak temelsizdir.

Alkali Su ve Metabolizma – Yağ Yakımını Artırır mı?

Bir diğer iddia, alkali suyun metabolizmayı hızlandırdığı ve kilo vermeye yardımcı olduğudur.

Bilim Ne Diyor?

  • 2016 yılında yapılan sınırlı bir çalışma, alkali su tüketen bireylerde idrarla birlikte daha fazla su atımı olduğunu ve bunun geçici kilo kaybına neden olabileceğini göstermiştir. Ancak bu su kaybı, yağ kaybı anlamına gelmemektedir. Metabolizma üzerinde kalıcı ve klinik olarak anlamlı bir etkisi henüz gösterilememiştir.

Sonuç: Alkali su, kısa vadede su atımını artırabilir ama doğrudan metabolizma hızlandırıcı etkisi bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

Alkali Su ve Spor Performansı – Daha Enerjik Hisseder Miyiz?

Bazı üreticiler, alkali suyun spor sonrası toparlanmayı hızlandırdığını, laktik asidi nötralize ederek kas ağrılarını azalttığını iddia etmektedir.

Bilim Ne Diyor?

  • 2010 ve 2016 yıllarında yapılan bazı küçük çaplı çalışmalar, alkali su içen sporcularda egzersiz sonrası toparlanmanın bir miktar daha hızlı olabileceğini göstermiştir. Ancak bu çalışmaların örneklem büyüklüğü küçüktür ve sonuçlar henüz genellenebilir nitelikte değildir.

  • Uluslararası Spor Hekimliği Derneği (ACSM), alkali suyun sporcu performansı üzerindeki etkilerinin daha fazla çalışma ile araştırılması gerektiğini belirtmiştir.

Sonuç: Belirli durumlarda küçük faydaları olabilir, ama bu konuda net bilimsel kanıtlar henüz yetersizdir.

Alkali Suyun Zararları ve Riskleri

Genellikle zararsız olarak sunulsa da, alkali su tüketiminin bazı olası yan etkileri mevcuttur:

  • Hipoklorhidri (mide asidi eksikliği): Uzun süreli yüksek pH’lı su tüketimi, mide asidini bastırabilir, bu da sindirim sorunlarına, vitamin ve mineral emiliminde bozukluklara neden olabilir.

  • Elektrolit dengesizlikleri: Yapay alkali sular, içerdiği elektrolitlerle bazı bireylerde potasyum ve sodyum dengesizliklerine yol açabilir.

  • Böbrek hastaları: Kronik böbrek yetmezliği olan bireylerde, fazla alkali yüklenmesi ciddi metabolik alkalozlara neden olabilir.

Piyasadaki Alkali Sular ve İçerikleri

Marketlerde satılan bazı “alkali” etiketli sular, aslında doğal kaynak suyu olup pH değeri 8.0 üzerindedir. Örneğin:

MarkapH DeğeriÜretim Yöntemi
Saka8.22Doğal kaynak suyu
Nestlé Pure Life7.8Filtreleme ve ozonlama
Hayat Su8.0Doğal kaynak

Bir de alkalize edilmiş yapay sular vardır: Elektroliz cihazlarıyla ya da filtreleme sistemiyle pH değeri yükseltilmiş sular. Bu tür suların etkileri doğal kaynak suyuna kıyasla daha fazla tartışmalıdır.

Alkaliliğin Farklı Yolları – Su Tek Yöntem Değil

Sağlıklı bir alkali dengeyi sağlamak için su içmek tek yol değildir.

Doğal olarak alkalize eden gıdalar şunlardır:

  • Ispanak, salatalık, limon (asit tadına rağmen metabolik olarak alkalidir)
  • Kereviz, brokoli, avokado
  • Badem, zencefil

Ayrıca stres yönetimi, derin nefes teknikleri ve egzersiz gibi yaşam tarzı faktörleri de pH dengesine etki edebilir.

Alkali Su Hakkındaki Gerçekler

🧪 İddiaBilimsel Gerçek
Vücudu alkalize eder❌ Hayır, mide asidiyle nötralize olur
Kanseri önler❌ Bilimsel dayanak yok
Metabolizmayı hızlandırır❌ Belirsiz ve geçici
Spor sonrası toparlanmayı hızlandırır❓ Kısıtlı bulgular var, genel geçer değil
Sindirimi destekler⚠️ Aşırı tüketimde tam tersi etki olabilir
Sağlıklı bir yaşam için gereklidir❌ Su içmek önemlidir ama “alkali” olması şart değil

Alkali su, bazı bireyler için tat farkı, mide hassasiyetine karşı rahatlatıcı etki gibi küçük faydalar sunabilir. Lakin genel sağlık üzerinde mucizevi bir etkisi olduğuna dair bilimsel bir kanıt yoktur.

Dengeli beslenme, yeterli su alımı, düzenli hareket ve stres yönetimi, vücut pH’ı ve genel sağlık için çok daha etkili ve doğal yöntemlerdir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Alkali Su: Ürik Asit ve Sistin Ürolitiyazisi İçin Yardımcı mı Yoksa Abartılı mı? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38193415/

⭐️⭐️ Alkali suyun metabolik riskler, uyku kalitesi ve kas gücü ile ilişkileri: Menopoz sonrası kadınlar arasında kesitsel bir çalışma https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9621423/

⭐️⭐️ Alkali Diyet ve Suyun Sağlık Üzerindeki Etkileri, Sindirim Sistemi Bakteri Yükünün Azaltılması ve Topraklama https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27089527/

⭐️⭐️ Alkali Su ve Uzun Ömür: Bir Fare Çalışması https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4906185/

⭐️⭐️ Osteoporozlu Postmenopozal Kadınlarda Alkali İçme Suyunun Kemik Yoğunluğuna Etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/34463073/

⭐️⭐️ Kronik gut artriti tedavisinde alkali suyun konvansiyonel ilaçlarla birlikte kullanımının etkinliğinin değerlendirilmesi: Randomize kontrollü bir çalışma https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10994428/

⭐️⭐️ İyonize alkali su: Deney hayvanlarında metabolik asidozun yönetimi için yeni strateji https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/19527469/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

İdeal Su İçmek İster misiniz?

Hem dünyanın hem de vücudumuzun önemli bir miktarını oluşturan, hayatımızın merkezinde ve vücudumuzun her hücresinde aktif rol oynayan lakin değerinin pek de farkında olmadığımız su..

Ne içerdiğini, pH seviyesini, sertlik derecesini ya da mineral dengesini düşünmeden içtiğimiz su..

İdeal Su

Var mı gerçekten ideal su?

Yada nedir ideal su?

Peki vücudumuzun önemli bir kısmını oluşturan suyun kalitesi nasıl?

Eveet bir düşünün içinizde organlarınızda, dokularınızda, hücrelerinizde bulunan su nasıl? İdeal mi?

Hiç düşündünüz mü?

Bardağınızdaki suyun içine istemediğiniz bir şey (Toz, sinek vb gibi) düşünce su kirleniyor da solunumla (Sigara, toz vb gibi), ağız yoluyla (işlenmiş gıdalar, şeker vb gibi) ve deri yoluyla (Kimyasallar – kozmetikler, koruyucular vb gibi) giren kirleticiler vücudunuzun suyunu ne hale getiriyor düşündünüz mü?

Biz dönelim içtiğimiz suyun ideal olup olmadığına.

İdeal içme suyu, yalnızca temiz ve mikropsuz değil, aynı zamanda dengeli mineral içeriğine ve uygun pH değerine sahip olması gerekir.

Su Hayattır Lakin Hangi Su?

Vücudumuzun %60 – 70 ‘i sudan oluşur. Bebeklerde bu oran %75’e kadar çıkar.

Bu su oranının dengede olması, yaşamımızın devamı için kritik öneme sahiptir.

Su;

  • Besinlerin hücrelere taşınmasını
  • Atıkların uzaklaştırılmasını
  • Sıcaklık dengesinin korunmasını
  • Beyin işlevlerinin sağlıklı çalışmasını sağlar.

Lakin su deyip geçmeyin. Çünkü her su, vücudumuza aynı faydayı sağlamaz.

Suyun içeriği miktarı kadar önemlidir. O sebeple şu soruyu sormalıyız Su Hayattır lakin Hangi Su?

Sular Arasında Ne Farklar Var?

Raflarda yer alan, evinize sipariş etmeyi tercih ettiğiniz onlarca marka su var. Hepsinin içeriğinde de farklılıklar var.

İçeriklerine girmeden önce elde ediliş şekillerine göre su çeşitlerinin başlıcalarına bakalım.

  • Arıtılmış sular – Genellikle düşük Toplam Çözünmüş Maddeye (TDS) sahiptir, mineralleri yok denecek kadar azdır.
  • Doğal kaynak suları – Toplam Çözünmüş Madde (TDS), pH ve mineral dengesi bakımından daha doğaldır.
  • Alkali sular – pH değeri 8.0’in üzerinde, bazıları iyonize edilmiş formdadır.

Bu suların her biri farklı etiklere sebep olur. Lakin sürekli olarak çok düşük Toplam Çözünmüş Maddeli (TDS), minerali sıfırlanmış su içmek vücutta elektrolit eksikliği ve doku yorgunluğu gibi sorunlara yol açar.

Sadece Su Değil, Vücuduna Uyum

İçilebilir Su

İçilebilir suyun içeriğinde neyin ne kadar olması veya olmaması konusunda farklı otoritelerin (Türk Standartları Enstitüsü, Avrupa Birliği, Dünya Sağlık Teşkilatı) aynı ve farklı kriterlerini aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.

İÇME SUYU KALİTE PARAMETRE DEĞERLERİ
Kabul Edilebilir Maksimum Değerler
STANDARTLARTSE 266 Türk Standartları EnstitüsüEC – Avrupa BirliğiWHO – Dünya Sağlık Teşkilatı
Mikrobiyolojik EMS/100 mL
Koliform000
Esherichia Coli (E.Coli)000
Toplam Koloni Sayısı (22C’)20  
Toplam Koloni Sayısı (37C’) 5  
C.perfringers000
Pseudomonas Aeruginosa000
Kimyasal mg/L
pH6,5-9,56,5-9,56,5-9,5
İletkenlik 20′ (uS/cm)250025002500
Nitrat (NO3)505050
Nitrit (NO2)0,500,500,50
Bor (B)1,02,02,0
Nikel (Ni)0,020,020,02
Arsenik (As)0,010,010,01
Kadminyum (Cd)0,0050,0050,003
Civa0,0010,0010,001
Krom Toplam (Cr)0,050,050,05
Baryum   
Florür (F)1,501,501,50
Kurşun (Pb)0,010,010,01
Siyanür (CN)0,050,050,07
Bromat (Br)0,010  0,010  0,025
Benzen (C6H6)0,0010,0010,010
Selenyum (Se)0,0100,0100,010
Antimon (Sb)0,0050,0050,005
Bakır (Cu)2,02,02,0
Fosfor0,4-5,00,4-5,0 
Demir (Fe)0,20,20,3
Çinko 5,0  
Mangan (Mn)0,050,050,10
Magnezyum (Mg)5050 
Alüminyum (Al)0,200,200,20
Amonyum (NH4)0,500,501,50
Sodyum (Na)175200200
Potasyum (K)12  
Serbest Klor (CI2)0,50,55
Klorür (Cl)250250250
Kalsiyum (Ca)200 100
Sülfat (SO4)250250250
Sertlik (CaCO3)  500
Fiziksel ve Duyusal (Organoleptik)
Renk (Co-Pt birimi)202015
Bulanıklık (NTU birimi)5,04,05,0
KokuDuyusalDuyusalDuyusal
TatDuyusalDuyusalDuyusal

Suyun İçinde Bulunanların Sağlığımıza Etkileri

İçme kullanma suyu içerisinde bulunan iyonların fazlalığının insan sağlığı üzerindeki etkileriTSE 266 Türk Standartları Enstitüsü
KoliformBulaşıcı bağırsak hastalıkları, dışkı ve kirlenmiş sular vasıtası ile taşınırlar. Enfeksiyon kapmış kişilerin dışkılarında bulunan yani hastalık yapan mikroorganizmalar arasında bakteriler, virüsler, parazitler ve parazitik kurtlar yer alır. Su kaynaklarının kirlenip kirlenmediğini tayin etmek için kendisi patojen olmayan koliform bakteriler indikatör organizma olarak kullanılır. Bu indikatör organizmaların örnekleri Escherichia coli ve fekal streptokok bakteriler olup her ikiside insan bağırsaklarında bulunurlar.Bu organizmaların içme suyunda bulunmaması gerekir.0
Esherichia Coli (E.Coli)
Toplam Kloloni Sayısı (22C’)
Toplam Kloloni Sayısı (37C’)
C.perfringers
Pseudomonas Aeruginosa
Kimyasal mg/L
pHPH 6,5 dan düşük olan sular asidik olup aşındırıcı bir etkiye sahiptir.Buna bağlı olarak şebeke sisteminde ve evlerde metaller üzerinde aşındırıcı etki yapmaktadır.PH 9,5 dan fazla olan suda tat problemi ortaya çıkar ve su sabunumsu bir kayganlık hissi verir.Ayrıca bu suların taş yapma özelliği de bulunmaktadır. pH’ın düşük veya yüksek olması endüstriyel kirlenmeye de bağlıdır.Suyun geçtiği topraklar da pH etkilemektedir.6,5-9,5
İletkenlik 20′ (uS/cm)İletkenlik suda çözünmüş iyonların bir fonksiyonudur.Bu sebeple izleyici bir parametredir. İçme suyunda iletkenlik artışı, suyun kirlendiğini yada suya deniz suyunun karıştığını göstermektedir.2500
Nitrat (NO3)Sürekli olarak yüksek Nitrat içeren suları içmek ölüme yol açabilir.Boğaz hastalıklarına ve kan hastalıklarına yol açabilir.Bebeklere kesinlikle Nitratlı su içirilmemelidir. Mavi hastalık denilen kan zehirlenmesine sebebiyet verir.Evsel ve Endüstriyel kirlenmeden ve de tarımda kullanılan gübrelemeden kaynaklanır.50
Nitrit (NO2)Nitrata benzer etki gösterirler ve daha tehlikelidir. Kan zehirlenmesine kanda oksijen taşınmasını engelleyerek oksijensizlikten boğulmaya sebep olur. Kaynağı endüstriyel kirlenme ve gübreler oluşturur.0,5
Arsenik (As)Çok iyi bilinen bir zehirdir.Suda yüksek miktarda bulunması doku bozulmalarına, dolaşım sistemi problemlerine ve kanser riskinin yükselmesine sebep olur.Sudaki Arsenik varlığı endüstriyel faaliyeler ve tarım ilaçlarından kaynaklanmaktadır. 
Kadminyum (Cd)Kadminyum vücutaki bütün hücreleri tahrip etmektedir. Çeşitli endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır ve toprağa geçerek yeraltı sularına karışabilir. 
CivaSinirleri tahrip eden bir zehirdir. Ağız ve diş etlerinde tipik yaraların meydana gelmesine neden olur, vücuttan atılması zor olduğu için kronik zehirlenmelere yol açar.Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır.0,001
Krom Toplam (Cr)En önemli insan vücudunda deride alerji yapmasıdır. Sudaki krom çeşitli endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır.0,05
BaryumKemikler üzerinde olumsuz etkiler göstermektedir.Kemiklerde kalsiyum ile yer değiştirerek önemli defermosyonlara yol açar. Kan basıncını artırır. Suda baryum varlığı metal saflaştırma işlemlerinden kaynaklanır. 
Florür (F)Suda aşırı miktarda bulunması kemik ve diş sağlığını olumsuz yönde etkilerken ,az bulunması halinde ise diş sağlığını olumsuz etkilemektedir. Sudaki Florün varlığı suya flor katılması, alimünyum sanayiinden ve gübrelemeden kaynaklanır.1,50
Kurşun (Pb)Kurşunun insan metabolizması üzerindeki en önemli problemi kan basıncını arttırır, böbrek tahribatı, dişlerde siyahlaşma, kanda ve idrarda kurşun miktarının artması şeklinde kendini gösterir. Ayrıca kemiklerde kalsiyum yerine geçerek kurşun fosfat şeklini alır ve buradan kana kana geçmeye devam eder. Kemik yapısını bozar. Sudaki kurşun varlığı endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanmaktadır.0,01
Siyanür (CN)Sinir Sistemi ve tiroit bezi üzerinde önemli sorunlar yaratır. Çok iyi bilinen zehirlerden birisidir.Sudaki canlı yaşamı için çok tehlikelidir. Çeşitli Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır. Bazı meyvelerin çekirdekleri (kayısı çekirdeği, şeftali çekirdeği) siyanür bileşeni içermektedir. 
Bromat (Br)Ozonla yapılan dezanfektiyonun yan ürünüdr. Bunların su ile alınması durumunda karaciger, böbrek yetmezliğine, sinie sistemi tahribatına yol açar. Ayrıca kanser riski de taşımaları söz konusudur.1,0
Selenyum (Se)Eser miktarda vücutta olması gereken bir agır metaldir.Fazla olması durumunda tırnaklarda ve saçlarda dökülmeler, kırılmalar, duygu kaybı gibi seklinde kendini gösterir.Kanserojen etkisi vardır. Diş tahribatına yol açar. Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır.0,010
Antimon (Sb)Yapı bakımıdan arseniğe benzer ve fizyolojik etkisi de aynıdır.Kanda kollestrol düşer ve kan şekeri yükselir. Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır.0,005
Bakır (Cu)Suda tat problemi yanısıra uzun süre yüksek miktarda alınması karaciger ve böbreklerde tahribata yol açar.Hatane ve çamaşırhanelerde istenmez.Diğer metallerin aşaındırılmasına yol açar. Sudaki bakır, kaplama sanayii atıklarından alg ile mücadele çerçevesinde rezervuara atılan bakır sülfattan, tarım ilaçlarından kaynaklanır.2,0
FosforTaş yapma potansiyeli vardır.Fosforun göllerde bulunması göl yaşamı için önem taşır, ancak aşırı fosfor göllerde algların oluşmasına yol açar.Aynı zamanda fosforun varlığı diğer parametrelere de dikkat çeker.İzlenmesi gereken prametredir. Evsel atıklardan, gübrelemeden, endüstriyel atıklardan kaynaklanır.0,4-5,0
Demir (Fe)Demirin suda aşırı bulunması suya metalik bir tat verir.Suda renklilik yapar,fakat bunlar sağlık açısından sorun teşkil etmezler. Ancak; çamaşırhaneler, tekstil sanayi, sabun, diş macunu imalatı ve kağıt sanayinde kullanılan sularda demirin varlığı istenmez. Çünkü demir ürünler üzerinde leke bırakır. Ayrıca evlerde de porselenlerin zamanla sararmasına yol açar. Toprak yapısından ve endüstriyel kirlenmeden kaynaklanır.200
Çinko İçme suyunda en fazla bulunması istenen metal iyonudur.İnsan sağlığı açısından önemli bir zararı yoktur. Suda bir miktar bulunması istenir. Suda fazla bulunması opal rengi yani süt beyaz bir görüntü verir. Sudaki çinko metal kaplama sanayinde kullanılır.5,0
Mangan (Mn)Etkileri demirinkine banzer.0,05
Magnezyum (Mg)Fazla olması durumunda gözlerde tahribata yol açar.İshal yapıcı etkisi ortaya çıkar. Sudaki magnezyum, suyun geçtiği toprak yapısına bağlıdır. Suya acılık verir. 50
Alüminyum (Al)Fazlası suyun rengini bozar.Bulanık ve mavimtırak bir görüntü verir.Böbreklerde tahribat yapar. Alzheimer yaptıgına dair bulgular bulunmaktadır. Fazlalığı su arıtımında aşırı alüminyum sülfat kullanılmasından, endüstriyel kirlenmeden vaya toprak yapısından kaynaklanır.0,20
Amonyum (NH4)Tat ve koku problemi oluşturur.İnsan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi vardır. Sudaki amonyum varlığı, suya evsel atıkların karıştığını göstermektedir. Dolayısıyla bu tür sular potansiyel hastalık yapıcıdır. Evsel ve endüstriyel kirlenmeden ve gübrelemelerden kaynaklanmaktadır.0,05-0,5
Sodyum (Na)Fazlası tat problemi oluşturur.Tuzluluk hissi verir. Sudaki sodyum fazlılığı evsel ve endüstriyel kirlenme, toprak yapısı ve deniz katkısından kaynaklanabilir.175
Potasyum (K)Etkisi sodyuma benzer.Kaynağı endüstriyel kirlenme,tarımsal gübrelemeler ve toprak yapısı oluşturur.12
Serbest Klor (CI2)Suya sağlıklı bir dezanfeksioyon için katılır.Fazlası tat ve doku problemine yol açar. Fazlası Kanserojen olabilir tat ve kötü koku yaratabilirler. Bu yüzden renkli ve bulanık sularda klorlama yapılmamalıdır.0,5
Kalsiyum (Ca)Vücut açısından kalsiyumun doğrudan bir zararlı etkisi yoktur. Kemik yapısı içinde yararlıdır.Ancak içim bakımından fazla olması taş yapma potansiyelini arttırır. Düşük olması durumunda ise aşındırıcı etki yaratabilir. Sudaki kalsiyum suyun geçtiği toprak yapısına bağlıdır.200
Sülfat (SO4)Suların tadını bozar ve aşındırıcı etkisi vardır. Fazla sülfatlı sular acımtıraktır.İshale sebep olabilir.Aşındırıcılığı daha çok metal aksamlar ve beton sistemlerinde görülür.Kaynağı evsel ve endüstriyel kirlenmedir.25-250
Sertlik (CaCO3)Bazı standartlarda maksimum sınır olarak 500mg/l verilir. Sudaki kalsiyum ve magnezyumun bir fonksiyonudur.Çok sert suların içimi hoş olmaz ve bu tür sularda sabun fazla köpürmediğinden fazla kullanım olur. Ayrıca Taş, Kireç yapma özelliğinden dolayı sıcak su tesislerinde istenmez. Suyun sertliği kaynaktan yani toprak yapısından kaynaklanır. 
Fiziksel ve Organoleptik 
Renk (Co-Pt birimi)Suda renk fazlalığı istenmez. Çünkü bu durum suda çözünmüş halde bulunan Mangan, Krom, Demir, Nikel gibi metal iyonları ile organik bileşiklerin varlığını gösterir.Rengin fazlalığı bitkilerin bozuşması, toprak yapısı,evsel ve endüstriyel kirlenme sonucu olabilir.20
Bulanıklık (NTU birimi)Bulanıklık estetik açıdan önemli olup suyun tadını da etkiler.Suda bulunan askıda katı maddeler ve çözünmüş organik maddeler bulanıklığa neden olur. Dolayısıyla istenmeyen maddelerin varlığına işaret eder. Öye yandan bulanıklığı fazla sular klorlandığı zaman çok daha zararlı ürünlerin ortaya çıkacağına işarettir. Bu yüzden iyi bir klorlama için bulanıklık 1 değerinden düşük olmalıdır. Bulanıklığın kaynağı endüstriyel kirlenme veya evsel kirlenme ve dogal bozulma olabilir.1,0
KokuDuyusal 
TatDuyusal

Su Hakkında Yanlış Bilinenler ve Gerçekler

Yanlış BilgiGerçek
“Saf su en sağlıklısıdır.”Saf su (Toplam Çözünmüş Madde (TDS) değeri çok düşük olan) mineral içermez, uzun vadede zararlı olabilir.
“Suyun tadı yoktur.”Suyun tadı, içindeki mineraller ve pH değerine göre değişir.
“Her gün 2 litre su içmek zorunludur.”Su ihtiyacı kişiye, aktiviteye, yaşa ve hava koşullarına göre değişir.
“Ters ozmoz su en iyi içme suyudur.”Ters ozmoz su minerallerden arındırılmıştır; yeniden mineralize edilmelidir.
“Alkali su mucize yaratır.”Alkali suyun faydaları abartılabilir; bilimsel olarak etkileri hâlâ tartışmalıdır.
“Şebeke suyu tamamen zararlıdır.”Türkiye’de çoğu şehirde şebeke suyu arıtılmış ve analizlidir; bazı bölgelerde içilebilir.
“Ne kadar çok su içilirse o kadar iyi.”Aşırı su tüketimi hiponatremi gibi ciddi sorunlara yol açabilir.
“Cam şişede satılan her su daha kalitelidir.”Ambalaj türü önemli ama içerik analizi daha belirleyicidir.
“TDS değeri ne kadar düşükse o kadar sağlıklıdır.”Çok düşük TDS (mineral fakirliği) vücut dengesi için uygun değildir.
“Soğuk su içmek zararlıdır.”Sağlıklı bireylerde soğuk su genellikle zararsızdır, ancak mide rahatsızlıklarında dikkatli olunmalıdır.

Son olarak;

İçtiğimiz su gerçekten bize yaşam mı veriyor, yoksa sadece susuzluğumuzu mu gideriyor?

İdeal su, sadece temiz değil; aynı zamanda dengeleyici, besleyici ve uyumlu olmalıdır. Vücudumuzun her hücresine dost bir su, yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve ruhsal sağlığımıza da katkı sağlar.

Evet, “ideal su” gerçek bir hedef olabilir. Bilinçli seçimlerle bu hedefe ulaşmak ise elimizde. Çünkü su, sadece bir ihtiyaç değil; yaşamın kendisidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=7510&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

⭐️⭐️ İçme Suyundaki Kalsiyum ve Magnezyum ve Serebrovasküler Hastalıktan Ölüm Riski https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/01.str.29.2.411

⭐️⭐️ Dünya Çapında İçme Suyu Sıcaklığı: Anlama, Politikalar, Zorluklar ve Fırsatlar https://www.mdpi.com/2073-4441/12/4/1049

⭐️⭐️ İçme suyu kalitesine ilişkin kılavuz https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK579464/

⭐️⭐️ İçme Suyunun İnsanlarda Mineral Beslenmesine Katkısı https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK216589/

⭐️⭐️ Sular – İnsanî tüketim amaçlı sularTS 266https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073082080080071077100076119105103072

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Suyun Sırrı

Su…

Bilimin ardına aşıp da ” Sihir var mı? ”diye aranmanın hiç de gereği yok. Eğer sihir diye bir şey varsa ilk bulacağımız yer SU olmalı.

Suyu Sırrını Arıyorum

İlk olarak çookk eskilere bakıyorum…

Lao Tzu tarafından MÖ 6. yüzyılda yazılan Dao De Jing veya Tao Te Ching kitabında;

Hakikî iyilik su olmaya benzer. Sudaki iyilik on bin şey için iyiliktir ve hiçbiriyle rekabet etmez. Süzülür, en derin kuyulara iner ve nihayet yolunu bulur. Güzel evlerde yaşayın, derinlikli düşünün ve herkese iyi olun. Sözlerinizi tutun, adil yasalar koyun, doğrulukla hareket edin ve her işi vaktinde bitirin. Rekabete girmediğiniz sürece hataya da düşmezsiniz. yazdığını buluyorum.

Bence de ”Hakiki iyilik su olmaya benzer

Daha yakın zamana geldiğimde bizim topraklarımızdan (Anadolu topraklarından) derin bir gönül buluyorum aynı felsefenin farklı kelimeleriyle…

Su Gibi Aziz Ol

Sen, hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi vazgeçilmez… Ve su gibi hayat kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol; Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil! Sen bir su ol… Ama rahmet ol; Afet değil! … Ama yine su gibi “bir küçük bardağın içine” sığdır ki kendini; Girebilmeyi öğren insanların damarlarına. Hayat ver… Vazgeçilmez ol. Ama rahmet ol; afet değil! Su isen; tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme; sana «felâket» denmesin!

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

Zamanın ötesinde bir insan, hümanizmin felsefesini anlatırken ”su” gibi ol dediğini okuyorum…

Oradan günümüze baktığımda;

Suyun felsefesini, suyun “H2O” kimya formülünden faydalanarak “Humble”, “Harmony” (H2) “Opennes” (O) olarak uyarladılar günümüzde. Dilimize çevirdiğimizde ” Alçakgönüllülük, Uyum, Açıklık” oluyor. Gayet güzel ve uyumlu bence.

Suyun felsefesini siz içinizden düşünürken ben de suyun sırrını aralamaya başlayayım.

Suyun Sırrı

Hayatımızın akışında devamlı varlığına ihtiyaç duyduğumuz, yaşamın temel yapı taşı ve doğadaki en yaygın bileşiklerden biri olmasına rağmen, birçok fiziksel ve kimyasal özelliği hala tam olarak anlaşılmamamıştır.

Su hakkında gelecekte bizleri yeni süprizlerin beklediğini söyleyebilirim.

Suyun bizlerin sağlığı ve ekosistemler üzerindeki genel bilinen etkilerinden çok daha derin bir seviyeye inelim, suyun az bilinen fiziksel ve kimyasal özelliklerinin ayrıntılarını keşfedilim.

Şimdilik bildiğimiz evrende en çok bilinen ve aranan sıvı bileşiklerden biri su‘dur.

Su molekülü, bir oksijen atomu ile iki hidrojen atomu arasında kovalent bağlarla oluşturulmuştur. Ancak suyu özel kılan, bu moleküllerin arasındaki bağların hidrojen bağları ile etkileşime girmesidir. Bu bağlar, suyun kaynama noktası, çözünürlük, yüzey gerilimi, viskozite vb. gibi birçok fiziksel ve kimyasal özelliğini etkiler.

Birçok özelliğini okuyacağımız su, biyolojik ve kimyasal süreçlerde nasıl hayati rol oynuyor okuyalım…

Anomal Genleşme Özelliği

Anomal genleşme, suyun 4°C sıcaklıkta en yoğun hâlde olması, yani bu sıcaklıkta hacminin en küçük, yoğunluğunun en büyük olması durumudur. Bu davranış, diğer sıvılardan farklıdır. Çünkü çoğu madde ısıtıldıkça genleşir, soğudukça büzüşür. Ama su, 4°C’nin altına inince tersine genleşmeye başlar! Bu özellik, suyu diğer tüm sıvılardan ayıran önemli bir farktır.

🔹 0°C ile 4°C arasında

  • Su soğudukça genleşir, yani hacmi artar.
  • Bu yüzden buz, sıvı sudan daha az yoğundur.
  • O nedenle buz su üzerinde yüzer.

🔹 4°C’de

  • Su maksimum yoğunluğa ulaşır.
  • Hacmi en küçüktür.
  • Su molekülleri en sıkı şekilde paketlenmiştir.

🔹 4°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda

  • Su normal maddeler gibi davranır: ısı aldıkça genleşir.

Bu olayın nedeni, suyun molekülleri arasındaki hidrojen bağlarıdır. Soğudukça bu bağlar suyu daha düzenli ama daha hacimli bir kristal yapıya yönlendirir (buzda altıgen yapı).

Bu da 0°C’deki buzun daha az yoğun olmasına yol açar.

Doğada Neden Önemli?

Bu özel durumun ekolojik ve çevresel etkileri çok büyüktür

Göller ve Nehirler

  • Kışın su yüzeyi 0°C’ye kadar donar ama dip kısımlar 4°C’de kalır.
  • Böylece su canlıları donmaktan korunur.

Buzun Üste Çıkması

Eğer buz dibe çökseydi, göller ve okyanuslar dipten donmaya başlardı ve su altındaki yaşam yok olurdu. Bu özellik, suyun hayatı sürdüren evrimsel bir avantaj sunan temel bir özelliğidir.

Buz, yüzeyde kalarak yüzeyi yalıtır ve daha derin su katmanlarını soğuktan korur.

Yüksek Özgül Isı Kapasitesi

Özgül ısı kapasitesi, bir maddenin 1 gramının sıcaklığını 1°C artırmak için gereken ısı miktarıdır.
Birimi: cal/g·°C ya da J/g·°C

Yüksek Özgül Isı Kapasitesi Ne Demek?

Bir madde yüksek özgül ısı kapasitesine sahipse

  • Sıcaklığını değiştirmek için çok fazla ısı alması veya vermesi gerekir.
  • Isınması yavaş, soğuması da yavaş olur.

Su Yüksek Özgül Isı Kapasitesinde Şampiyon

Su’yun özgül ısı kapasitesi 4,18 J/g·°C (veya 1 cal/g·°C)
→ Bu, bilinen çoğu sıvıdan çok daha yüksektir.

🔹 Ne Anlama Gelir?

  • 1 gram suyun sıcaklığını 1°C artırmak için 4,18 joule ısı gerekir.
  • Örneğin aynı miktardaki demir, çok daha az ısıyla ısınır.

Yüksek Özgül Isı Kapasitesinin Etkileri

1. İklim Düzenleyici Etki

  • Okyanuslar ve büyük su kütleleri, ısıyı emer ve yavaş yavaş bırakır.
  • Bu yüzden kıyı şehirlerinden sıcaklık farkları daha azdır.

2. Vücut Sıcaklığı Dengesi

  • İnsan vücudunun %60’ından fazlası sudur.
  • Su sayesinde vücut sıcaklığı ani değişimlere karşı korunur.
  • Örneğin terleme ile su buharlaştıkça fazla ısı uzaklaştırılır.

3. Enerji Depolama ve Soğutma Sistemleri

  • Yüksek özgül ısı kapasitesine sahip maddeler (özellikle su), ısı depolama sistemlerinde kullanılır.
  • Radyatörler, kalorifer sistemleri gibi alanlarda su çok tercih edilir.

Suyun yüksek özgül ısısı da onu özel kılan bir başka özelliktir.

Yüksek Buharlaşma Isısı ve Terleme

Suyun Yüksek Buharlaşma Isısı Nedir?

Suyun yüksek buharlaşma ısısı, 1 gram suyu sıvı halden buhar haline (gaz fazına) geçirmek için gerekli olan enerji miktarıdır. Bu değer, yaklaşık 540 kalori/gram (kcal/kg değil, gram başına) gibi oldukça yüksektir.

Suyun Yüksek Buharlaşma Isısı Neden Bu Kadar Yüksek?

Su molekülleri arasında hidrojen bağları vardır. Bu bağlar güçlüdür ve suyun buharlaşabilmesi için bu bağların kırılması gerekir. İşte bu bağların kırılması için fazladan enerji gerekir — bu da suya yüksek bir buharlaşma ısısı kazandırır.

Suyun Yüksek Buharlaşma Isısının Terlemeyle İlgisi

Terleme, vücudun sıcaklığını düşürmek için kullandığı fizyolojik bir soğutma mekanizmasıdır.

  1. Vücut ısısı yükseldiğinde (örn. egzersiz, sıcak hava, stres):
  2. Beyin, ter bezlerine sinyal gönderir.
  3. Cilt yüzeyine su (ter) salınır.
  4. Bu su buharlaşırken, çevresinden (yani derimizden) ısı çeker.
  5. Isı çekildiği için vücut serinler.

Suyun yüksek buharlaşma ısısı sayesinde az miktarda ter, çok miktarda ısıyı vücuttan uzaklaştırabilir. Bu, insanın sıcak ortamlarda bile ısı dengesini koruyabilmesini sağlar.

  • İnsan terlediğinde vücuttan atılan suyun buharlaşması, dakikada ortalama 580 kcal kadar ısıyı uzaklaştırabilir.
  • Vücut ısısının çok az yükselmesi bile (örneğin 1°C artış), metabolik süreçleri ciddi biçimde etkileyebilir. Bu yüzden suyun bu özelliği hayati önemdedir.
  • Diğer sıvılarla karşılaştırıldığında su, buharlaşarak en fazla soğutma etkisini gösteren sıvıdır.

Suyun yüksek buharlaşma ısısı, ısı dengesini koruma, serinleme, metabolik denge ve hayatta kalma açısından kritik bir özelliktir. Bu nedenle su sadece “yaşam için gerekli” değil, aynı zamanda biyolojik termostatımızın bir parçasıdır.

Yüzey Gerilimi Çok Yüksektir

Yüzey Gerilimi Nedir?

Yüzey gerilimi, bir sıvının yüzeyinin, bir zar gibi davranarak dış kuvvetlere karşı direnç göstermesidir.

Yüzey Gerilimi Nasıl Oluşur?

  • Sıvının içindeki moleküller, her yönden çekim kuvveti hisseder (özellikle hidrojen bağları).
  • Ancak yüzeye yakın moleküller, aşağıya ve yana doğru çekilir çünkü üstlerinde molekül yoktur.
  • Bu, sıvı yüzeyinin adeta bir gergin zar gibi davranmasına neden olur.

Suyun Yüzey Gerilimi Neden Çok Yüksektir?

Suyun yüzey gerilimi, çoğu sıvıya göre çok yüksektir. Bu da su molekülleri arasındaki hidrojen bağları sayesinde olur.

🔹 Hidrojen bağları çok güçlü ara moleküler çekimlerdir.
🔹 Su molekülleri bu bağlar sayesinde birbirine çok sıkı tutunur.
🔹 Bu da suyun yüzeyinin kolayca “yırtılmamasını” sağlar.

Örneğin

  • Su: ~72 dyn/cm (20°C’de)
  • Alkol: ~22 dyn/cm
  • Aseton: ~23 dyn/cm
    Gördüğünüz gibi su, en yüksek yüzey gerilimine sahip sıvılardan biridir.

Günlük Hayatta Yüzey Geriliminin Etkileri

🔹 1. Suya Düşmeyen Böcekler

Su yüzeyinde yürüyen su örümceği, su aygırı böceği (gerridae) gibi canlılar, bu yüzey gerilimini kullanır. Ayakları suyu batırmaz çünkü su yüzeyinde bir “gerginlik” vardır.

🔹 2. Damla Oluşumu

Musluktan sarkan suyun küçük bir top gibi “yuvarlak damla” halini alması, yüzey gerilimindendir. Su, minimum yüzey alanı oluşturmak ister ve bu da küredir.

🔹 3. Bitki Yapraklarındaki Su

Yaprak üstünde duran su damlaları hemen yayılmaz, boncuk gibi durur. Bu da suyun yüzey geriliminin bir sonucudur.

Yüzey Geriliminin Biyolojik Önemi

Akciğerlerdeki Alveoller
  • Akciğerimizdeki alveoller, çok küçük hava kesecikleridir.
  • Bunların yüzeyi suyla kaplıdır.
  • Yüzey gerilimi çok yüksek olsaydı, bu kesecikler kolayca çökerdi.
  • Bu yüzden akciğerler sürfaktan adlı bir madde üretir: Bu, suyun yüzey gerilimini azaltarak solunumun devam etmesini sağlar.

Suyun Yüzey Gerilimini Azaltanlar veya Artıranlar

EtkenEtkisi
Sabun ve deterjanYüzey gerilimini düşürür
Sıcaklık artışıYüzey gerilimini düşürür
Bazı tuzlar (örneğin NaCl)Yüzey gerilimini artırabilir

Sonuç olarak suyun yüksek yüzey gerilimi

  • Doğadaki yaşamın düzenini
  • Biyolojik sistemlerin işleyişini
  • Suya özgü davranışları derinden etkileyen bir özelliktir.

Bu özellik sayesinde su; böceklerin yürüyebileceği, damla oluşturabileceği ve canlı dokularda dengeli bir şekilde hareket edebileceği benzersiz bir sıvı haline gelir.

Çözücü Özelliği – Evrensel Çözücü

Evrensel Çözücü Ne Demek?

Evrensel çözücü” terimi, bir maddenin birçok başka maddeyi çözebilme kabiliyetinin çok yüksek olması anlamına gelir.

💧 Su, doğada bilinen en güçlü ve en yaygın çözücüdür.

Suda çözünmeyen çok az madde vardır. Bu nedenle suya “evrensel çözücü” denir.

Suyun Çözücü Gücü Nereden Gelir?

🔹 Kutuplu Molekül Yapısı

Su molekülü (H₂O), kutuplu (polar) bir moleküldür.

  • Oksijen negatif yüklü ucu oluşturur (δ⁻).
  • Hidrojenler pozitif yüklü uçlardır (δ⁺).

Bu asimetrik yük dağılımı, suyu elektriksel olarak aktif hale getirir.

➡️ Bu sayede su, diğer kutuplu (polar) molekülleri ve iyonik bileşikleri kendine çeker ve çevreler (hidrasyon yapar), böylece onları çözer.

🔹 Hidrojen Bağları

Su molekülleri, hem birbirleriyle hem de çözünen diğer moleküllerle hidrojen bağları kurarak onları çözer.

Suyun Hangi Maddeleri Çözebildiğine Örnekler

Madde TürüÇözünme DurumuÖrnek
Tuzlar (iyonik)Çok iyi çözünürNaCl → Na⁺ + Cl⁻
Şekerler (polar)İyi çözünürGlikoz, fruktoz
Gazlar (kısmen)Bazıları çözünürO₂, CO₂ → kan içinde
Yağlar (nonpolar)Kötü çözünürZeytinyağı → çözünmez

Biyolojik ve Doğal Önemi

Canlı Vücudunda

  • Hücre içi sıvılarda (sitoplazma), su sayesinde besinler, vitaminler, hormonlar, atık ürünler çözünür ve taşınabilir hale gelir.
  • Kanın büyük kısmı sudur, bu sayede oksijen, glikoz, hormonlar vücutta taşınır.

Doğada

  • Yağmur suyu, havadaki CO₂’yi çözer → karbonik asit oluşur → bu doğada kayaçların çözülmesine katkı sağlar.
  • Nehirlerdeki su, mineralleri çözer → topraklara taşır → bitki beslenmesi sağlanır.

Suyun Çözücü Özelliği Olmasaydı Ne Olurdu?

  • Besinler kana geçemezdi.
  • Hormonlar hedef dokulara ulaşamazdı.
  • Atıklar vücuttan atılamazdı.
  • Hücre içi kimyasal reaksiyonlar dururdu.

Yani canlılık, şu anki haliyle imkansız olurdu.

  • Su sadece polar ve iyonik bileşikleri çözer.
  • Nonpolar (kutuplu olmayan) maddeler (yağlar, bazı plastikler) suyla karışmaz. ➡️ Bu nedenle “evrensel çözücü” ifadesi her maddeyi çözer anlamında mutlak değil; biolojik sistemlerde geçerli bir niteliktir.

Su, kutuplu yapısı ve hidrojen bağları kurabilmesi sayesinde dünyadaki en iyi çözücüdür. Bu sayede canlılar:

  • Beslenebilir,
  • Solunum yapabilir,
  • Atıklarını atabilir ve
  • Hayatta kalabilir.

Bu yüzden suya sadece “yaşam kaynağı” değil, aynı zamanda “yaşamın taşıyıcısı” da denir.

Kovalent Yapıda Lakin Polar Molekül

Su molekülünün hidrojen ve oksijen atomları arasında kovalent bağlar (Elektronlar paylaşılır, tamamen verilmez veya alınmaz.) ile bağlanmış olmasına rağmen, molekülün kutuplaşmış (polar) bir yapıya sahip olması anlamına gelir.

Kovalent bağ, iki atomun ortaklaşa elektron paylaşarak birbirine bağlandığı bir bağ türüdür. Su molekülü (H₂O) oksijen atomu ile hidrojen atomları arasında bu tür bağlar içerir.

H — O — H

Polarite Neden Oluşur?

Su molekülü polar bir moleküldür.

🔹 Elektronegatiflik Farkı
  • Oksijen, elektronegatifliği çok yüksek bir elementtir. (≈3.5)
  • Hidrojen ise daha düşüktür. (≈2.1)

Bu fark nedeniyle oksijen, ortak elektronları kendine daha çok çeker.

Sonuç olarak:

  • Oksijen ucu: kısmen negatif (δ⁻)
  • Hidrojen uçları: kısmen pozitif (δ⁺) olur.

Yani su molekülünde bir elektrik yük dengesizliği (dipol momenti) oluşur. Bu da suyu polar yapar.

Sonuç olarak, su molekülü kovalent bağlarla birbirine bağlı olsa da, kutupsal yapısı nedeniyle polar bir molekül olarak kabul edilir. Bu polarite, suyun diğer polar maddelerle etkileşime girmesini sağlar ve suyun çözücü özelliklerini açıklayan temel faktördür.

Molekülün Geometrisi – “Bükülmüş” Yapı

Su molekülü düz bir çizgi değildir! Şöyle bir yapıya sahiptir:

δ⁻
O
/ \
H H
δ⁺ δ⁺

H-O-H bağ açısı ≈ 104.5°

Bu V şeklindeki yapı, yüklerin simetrik dağılmasını engeller.

Böylece molekülün bir ucu pozitif, diğer ucu negatif olur → Polarite!

Suyun Polar Olmasının Sonuçları

ÖzellikAçıklama
💧 Yüksek yüzey gerilimiMoleküller birbirine sıkıca tutunur
🔬 Evrensel çözücüDiğer polar ve iyonik maddeleri çözer
🌡️ Yüksek buharlaşma ısısıHidrojen bağları kolayca kopmaz
🧬 Biyomoleküllerle etkileşimProteinler, DNA, enzimler suyla kararlı yapı kurar

Suyun polar yapısı, birçok fiziksel ve kimyasal özelliğini açıklar.

Hidrojen Bağlarıyla Oluşan Dinamik Bir Ağa Sahiptir

Hidrojen Bağı Nedir?

Hidrojen bağı, su molekülü gibi polar moleküller arasında oluşan, zayıf ama çok önemli bir kimyasal etkileşimdir.

  • Oksijen, su içinde kısmi negatif (δ⁻) yüklüdür.
  • Hidrojen ise kısmi pozitif (δ⁺) yüklüdür.
  • Bu zıt yükler, komşu su moleküllerini birbirine çeker.

Bu çekim hidrojen bağıdır (H-bağı).

Her Su Molekülü Kaç H-Bağı Kurabilir?

Her su molekülü:

  • 2 hidrojen atomu ile → 2 adet bağ verebilir,
  • 1 oksijen atomu ile → 2 adet bağ kabul edebilir.

🔹 Toplamda 4 hidrojen bağı kurabilir!

Dinamik Ağ Ne Demek?

Su molekülleri arasında oluşan bu hidrojen bağları:

  • Sabit değil,
  • Saniyenin milyarda biri kadar kısa sürede kopup yeniden kurulur.

Bu nedenle su, sabit kristal bir yapı oluşturmaz. Onun yerine sürekli değişen, yeniden düzenlenen bir ağ gibi davranır.

Bu yapıya dinamik hidrojen bağı ağı denir.

Dinamik Ağın Özellikleri

ÖzellikAçıklama
⏱️ GeçiciH-bağları sürekli kopar ve yeniden oluşur
🔁 EsnekSıcaklık, basınç gibi etkenlere hızla adapte olur
🌐 BağlantılıMoleküller su içinde örgü gibi bağlanır
💥 Enerji depolarBu bağlar suya yüksek ısı kapasitesi kazandırır

Dinamik Ağın Sonuçları

Yüksek Özgül Isı

Su, ısı aldığında moleküller hızlanır ama hidrojen bağları kopmadan fazla hareket edemez. Bu yüzden su:

  • Geç ısınır,
  • Geç soğur,
  • İklim dengeleyicidir.

Yüksek Buharlaşma Isısı

Suyun buharlaşması için, önce bu hidrojen bağlarının koparılması gerekir → Bu da çok enerji gerektirir.

➡️ Bu yüzden terleme yoluyla vücut ısımız etkili şekilde düşer.

Buzun Daha Az Yoğun Olması

Soğuyan su molekülleri, daha düzgün hidrojen bağları kurar → Altıgen kristaller oluşur → Aralarına boşluk girer → Buz suyun üstünde yüzer.

Biyolojik Moleküllerle Etkileşim

Proteinler, DNA ve enzimler, suyun bu dinamik ağı sayesinde:

  • Stabil kalır,
  • İşlevsel şekillerini korur,
  • Çevreleriyle etkileşir.

Sonuç Olarak

🔹 Su molekülleri, hidrojen bağlarıyla anlık olarak birbirine tutunur.
🔹 Bu bağlar sürekli kurulur ve bozulur, yani dinamiktir.
🔹 Böylece su:

  • Akışkan kalır ama çok kararlı davranır,
  • Isıyı iyi taşır,
  • Canlılık için ideal bir ortam oluşturur.

➡️ Bu dinamik ağ olmasaydı, su sadece bir sıvı değil; yaşam için uygun olmayan bir çözelti olurdu.

Asit ve Baz Gibi Davranabilir (Amfolit)

Suyun asit ve baz gibi davranabilmesi, yani amfolit (ya da amfiprotik) özelliği, onun kimyasal tepkimelerdeki en ilginç ve önemli davranışlarından biridir. Bu özelliği sayesinde su hem H⁺ iyonu verebilir hem de H⁺ alabilir — yani hem asit hem de baz gibi davranabilir.

“Amfolit” (Amfiprotik) Ne Demek?

  • Bir madde, hem asit (proton verici)
  • hem de baz (proton alıcı) gibi davranabiliyorsa
    Amfolit veya amfiprotik madde denir.

Su (H₂O), bu tanıma tam olarak uyar.

Su Nasıl Hem Asit Hem Baz Gibi Davranır?

🔹 Su Asit Gibi Davranırsa

Su, başka bir bazın karşısında H⁺ iyonunu verir, yani proton kaybeder:

Bu durumda su, Brønsted-Lowry asidi olur.

🔹 Su Baz Gibi Davranırsa

Su, başka bir asitin karşısında H⁺ iyonunu kabul eder, yani proton alır:

Bu durumda su, Brønsted-Lowry bazı olur.

Su-Su Etkileşimi: Otoiyonizasyon (Oto-protolitik reaksiyon)

Su-suyla etkileşimi sonucu ortaya çıkan otoiyonizasyon (ya da oto-protolitik reaksiyon), suyun hem asit hem de baz gibi davranabilmesi (amfolit özelliği) sayesinde gerçekleşen çok özel ve temel bir kimyasal olaydır.

Bu süreç, saf suyun bile çok düşük miktarda iyon içerdiğini ve neden nötr pH’a sahip olduğunu açıklar.

🔹 Otoiyonizasyon Nedir?

Otoiyonizasyon, bir maddenin kendi molekülleri arasında iyonlaşması, yani herhangi bir başka madde olmadan kendi kendine iyon üretmesidir.

Su için özel adı

➡️ Oto-protolitik reaksiyon (çünkü proton (H⁺) alışverişi olur).

🔹 Su Molekülleri Birbirini Etkiler

İki su molekülü bir araya geldiğinde şu denge tepkimesi oluşur

Ne olur burada?
  • Bir su molekülü proton verir → asit gibi davranır.
  • Diğeri proton alır → baz gibi davranır.

Sonuç

  • Bir hidronyum iyonu (H₃O⁺) → asidik karakter,
  • Bir hidroksit iyonu (OH⁻) → bazik karakter ortaya çıkar.

Kısa gösterimde bu genelde şöyle yazılır

Ama aslında suda “serbest” H⁺ iyonu bulunmaz; H⁺, başka bir su molekülüne bağlanarak H₃O⁺ oluşturur.

🔹 Bu Reaksiyon Ne Kadar Olur?

Bu iyonlaşma çok az gerçekleşir.
25°C’de 1 litre saf suda sadece

Bu yüzden saf su

  • Elektrik iletkenliği çok düşüktür,
  • Ancak yine de tamamen nötr kabul edilir (çünkü H⁺ ve OH⁻ sayısı eşit).

🔹İyon Çarpımı (Kw) Nedir?

Otoiyonizasyonun bir sonucu da iyon çarpımı sabiti (Kw)’dir

Bu sabit

  • pH, pOH ve asit-baz dengesini açıklamada temel alınır.
  • Sıcaklık arttıkça Kw artar → su daha fazla iyonlaşır.

🔹pH ile Bağlantısı

Saf suda

Bu yüzden pH = 7 → nötr olarak tanımlanır.

Ama su asidik veya bazik bir maddeyle etkileşirse

  • Denge bozulur,
  • [H⁺] artarsa → pH düşer (asit)
  • [OH⁻] artarsa → pH yükselir (baz)

Otoiyonizasyonun Önemi

AlanEtki
🔬 Asit-baz tepkimeleriBaşlangıç noktasıdır
🧬 BiyokimyaHücre içi ortamın pH’ı bu dengeyle ilgilidir
🌡️ Sıcaklık değişimiKw değeri değişerek pH’ı etkiler
⚗️ TitrasyonpH hesaplamalarında bu denge kullanılı

pH, pOH, asitlik-bazlık ve birçok biyolojik olayın temeli bu dengeye dayanır.

Su molekülleri kendi aralarında proton alışverişi yaparakotoiyonize olur.

Bu olayın tepkimesi

Bu reaksiyon sayesinde saf suda hem H⁺ hem OH⁻ iyonları çok küçük ama eşit miktarda bulunur.

Bu olay suyun nötr pH (7) değerini oluşturur.

Günlük Hayattan Kimyasal Örneklerle Açıklama

Reaksiyon TürüSu Ne Gibi Davranır?Örnek Reaksiyon
Su + Amonyak (NH₃)Asit (proton verir)H₂O + NH₃ → OH⁻ + NH₄⁺
Su + HClBaz (proton alır)HCl + H₂O → H₃O⁺ + Cl⁻

Bu Özellik Neden Önemlidir?

Asit-baz reaksiyonları için evrensel bir ortam oluşturur.
Canlı sistemlerde pH dengesi su sayesinde kurulur.
✅ Suyun kendiliğinden iyonlaşabilmesi, birçok biyokimyasal sürecin temelini oluşturur.
Hücre içi ve dışı tampon sistemleri, suyun bu özelliğine dayanır.

Suya Benzer Diğer Amfolitler

MaddeAmfolit mi?Açıklama
H₂OHem H⁺ verir hem alır
HCO₃⁻Karbonik asit/bikarbonat tampon sistemi
HSO₄⁻Sülfürik asit türevi, H⁺ verebilir ve alabilir

Sonuç Olarak

🔹 Su (H₂O), hem asit hem de baz gibi davranabilir.
🔹 Bu yüzden kimyada suya amfolit ya da amfiprotik madde denir.
🔹 Bu özellik, suyun:

  • pH dengesini kurabilmesini,
  • Reaksiyonlara esnek şekilde katılmasını,
  • Yaşamı destekleyen ortam olmasını sağlar.

Düşük Moleküler Ağırlığa Rağmen Yüksek Kaynama Noktası

Su, moleküler yapısı oldukça küçük (H₂O = 18 g/mol) olmasına rağmen, benzer ağırlıktaki maddelere göre çok yüksek bir kaynama noktasına sahiptir. Bu, normal koşullarda 100 °C gibi dikkat çekici bir değerdir.

Şimdi bu durumu detaylı ama anlaşılır biçimde açıklayalım:

Su Molekülü Küçüktür

  • Moleküler ağırlığı: 18 g/mol
  • H₂O, sadece iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşur.
  • Bu kadar küçük bir molekülden, aslında çok uçucu bir sıvı olması beklenir.

📌 Örneğin, benzer küçük moleküller:

MaddeMolekül AğırlığıKaynama Noktası
CH₄ (Metan)16 g/mol–161 °C
NH₃ (Amonyak)17 g/mol–33 °C
H₂O (Su)18 g/mol+100 °C

👉 Gördüğünüz gibi, suyun kaynama noktası çok daha yüksektir. Neden?

Çünkü…

Ana Sebep – Hidrojen Bağları

Su Molekülleri Arasında
  • Oksijen (negatif kısım) ile
  • Hidrojen (pozitif kısım) arasında
    ➡️ Hidrojen bağları oluşur.

🔹 Bu bağlar, sıradan van der Waals bağlarına göre çok daha güçlüdür (ama kovalent bağdan zayıf).

Kaynama Ne Demektir?

Kaynama, sıvı moleküllerinin aralarındaki bağları kopararak gaz fazına geçmesidir.

Su, bu aşamada

  • Yalnızca fiziksel olarak değil,
  • Aynı zamanda çok sayıda hidrojen bağını da kırmak zorundadır.

💥 Bu nedenle çok fazla enerji (ısı) gerekir → yüksek kaynama noktası.

Suya Özgü Durumlar

ÖzellikAçıklama
🔗 Hidrojen BağlarıHer su molekülü 4 tane H-bağı kurabilir → ağ gibi yapı
🔥 Yüksek Buharlaşma IsısıBu bağların kırılması için çok enerji gerekir
🌊 Yüksek Kaynama NoktasıMoleküller bağlarını koparamadan gazlaşamaz
🛡️ Kararlı Sıvı FazOda sıcaklığında buharlaşması çok yavaş

Benzer Moleküllerle Karşılaştırma

MolekülHidrojen BağıKaynama Noktası
H₂S–60 °C
H₂O100 °C
NH₃✅ (zayıf)–33 °C

🔹 H₂O, daha çok ve daha güçlü hidrojen bağları yaptığı için kaynama noktası en yüksek olanıdır.

Biyolojik ve Ekolojik Önemi

  • Suyun geç kaynaması → ısıyı tamponlar, çevresel sıcaklıkları dengeler.
  • Denizler, göller hemen buharlaşmaz.
  • Vücudumuzdaki su → ısıya karşı stabil kalır, terleme ile kontrollü serinlik sağlar.

Sonuç Olarak

🔹 Su küçük bir molekül olmasına rağmen,
🔹 Molekülleri arasında güçlü hidrojen bağları bulunduğundan,
🔹 Bu bağları koparmak için yüksek sıcaklık gerekir,
🔹 Bu da suya yüksek kaynama noktası kazandırır.

Bu sayede su, hem dünyada hem de canlılar içinde kararlı bir yaşam ortamı sağlar.

Kendi İyonlarına Ayrışabilir

Suyun kendi iyonlarına ayrışabilmesi, yani otoiyonizasyonu, onun en temel ve hayati özelliklerinden biridir. Bu özellik sayesinde su, kendi başına hem asidik hem bazik iyonlar oluşturabilir — bu da suya nötr pH, elektriksel iletkenlik, ve asit-baz dengesini kurma kapasitesi kazandırır.

Su Molekülü Nasıl Ayrışır?

Saf su, hiçbir başka madde olmadan kendi molekülleriyle etkileşerek şu denge reaksiyonunu oluşturur.

Bu ne demek?
  • Bir su molekülü H⁺ iyonunu verirhidroksit (OH⁻) oluşur.
  • Diğer su molekülü bu H⁺ iyonunu alırhidronyum (H₃O⁺) oluşur.

📌 Bu reaksiyonun kısa hali

Bu Sürece Ne Denir?

Bu olaya:

  • Otoiyonizasyon (kendi kendine iyonlaşma)
    veya
  • Oto-protolitik reaksiyon (proton alışverişi olduğu için) denir.

🔹 Bu durum yalnızca suya özgü değildir, ancak en belirgin ve hayati örnek sudur.

Bu Reaksiyon Ne Kadar Olur?

Çok az miktarda gerçekleşir.

25°C’de saf suda

➡️ Bu yüzden saf su nötr pH (pH = 7) değerine sahiptir.

İyon Ürün Sabiti: Kw

Su moleküllerinin bu ayrışma derecesi, sabit bir denge değeriyle ifade edilir:

🔹 Bu sabit, pH hesaplamalarında temel alınır.
🔹 Sıcaklık arttıkça Kw da artar → daha fazla iyon oluşur.

Bu Özelliğin Canlılar İçin Önemi

ÖzellikSonuç
⚖️ pH DengesiHücre içi pH’ı dengelemeye yardımcı olur
🔋 Elektrik İletimiSu, iyonlar sayesinde az da olsa elektrik iletir
🧪 Reaksiyon OrtamıAsit-baz reaksiyonları için evrensel çözücü olur
💉 Kan ve plazmaSu sayesinde tampon sistemler çalışır

Elektriksel İletkenlik Açısından

  • Saf su çok az miktarda iyon içerdiği için iletkenliği düşüktür.
  • Ancak tam saf (ultrapure) sudan bile çok düşük bir elektrik akımı geçirilebilir, çünkü az da olsa H₃O⁺ ve OH⁻ iyonları vardır.

Sonuç Olarak

🔹 Su, kendi molekülleri arasında proton alışverişi yaparak H₃O⁺ ve OH⁻ iyonlarına ayrışabilir.
🔹 Bu özellik, suyun:

  • pH oluşturmasını,
  • Asit-baz tepkimelerine ortam sağlamasını,
  • Canlı sistemlerde denge unsuru olmasını mümkün kılar.

Şeffaf Olması (Görünmeyen Enerji Geçirgenliği)

Suyun şeffaf olması, yani ışığın içinden geçebilmesi ama aynı zamanda görünmez olması, hem fiziksel hem de biyolojik olarak hayati öneme sahip bir özelliktir.

Bu özellik sayesinde hem görsel şeffaflık sağlanır hem de ışık ve enerji geçişine izin verilir.

Suyun Şeffaflığı Ne Demektir?

Şeffaflık; bir maddenin, görünür ışığı önemli ölçüde soğurmadan geçirmesi anlamına gelir.
Yani:

  • Suyun içinden görünür ışık geçebilir,
  • Bu yüzden su renksiz ve saydam görünür,
  • Ancak bazı enerji türlerini farklı geçirir ya da filtreler.

Işık ve Elektromanyetik Spektrum

Işık aslında elektromanyetik dalgaların bir parçasıdır.

Işık TürüDalga Boyu (nm)Su Geçirgenliği
UV (morötesi)< 400💧 Zayıf geçiş / soğurulur
Görünür Işık400–700✅ Güçlü geçiş (şeffaflık)
Kızılötesi (IR)> 700❌ Büyük ölçüde emilir

🔹 Su, özellikle görünür ışığı geçirir ama:

  • UV’yi büyük ölçüde tutar (soğurur),
  • IR (kızılötesi)’yi ise ısı enerjisine çevirir (soğurur).

Neden Şeffaf? (Fiziksel Açıklama)

  • Su molekülleri, görünür ışığın dalga boyundaki fotonlarla rezonansa girmez.
  • Bu yüzden bu ışık ne soğurulur ne de saçılır → doğrudan geçer.

📌 Yani su, görünür ışıkla etkileşime geçmediği için ona:

  • Renk vermez,
  • Engel olmaz.

Biyolojik ve Ekolojik Önemi

Su Altı Yaşamı
  • Güneş ışığı suya nüfuz edebildiği için fotosentez yapan su altı bitkileri yaşayabilir.
  • Deniz canlıları görsel iletişim kurabilir.
Fotosentez
  • Görünür ışığın su altına geçebilmesi → okyanuslarda oksijen üretimi sağlar.
Isı Dengesi
  • Su, görünür ışığı geçirir ama kızılötesi (ısıyı) emer → bu sayede dünya iklimini düzenler.

Enerji Geçirgenliği (Görünmeyen Enerji Açısından)

Enerji TürüSuya Etkisi
UVYüzeyde soğurulur → DNA’ya zarar verici etkisi azaltılır
Görünür IşıkDerinlere kadar geçer → fotosentez ve görüş sağlar
IR (Kızılötesi)Emilir → suyun ısınmasına neden olur

🔹 Su, “görünmeyen enerjilere” karşı bir filtre görevi görür.
Özellikle UV ışınları, su tarafından soğurularak canlıları korur.

Teknik Uygulamalarda Önemi

  • Fiber optik teknolojilerde → suya benzeyen şeffaflık ilkeleri kullanılır.
  • Görüntüleme sistemlerinde, suyun ışığı geçirme özelliği hesaplanır.
  • Spektroskopik analizlerde, suyun IR ve UV soğurma eğrileri göz önüne alınır.

Sonuç Olarak

🔹 Su, görünür ışığı geçirebildiği için şeffaf görünür.
🔹 Ancak görünmeyen UV ve IR gibi enerjilerde soğurucu (filtreleyici) davranır.
🔹 Bu sayede:

  • Canlılar güneş ışığından faydalanabilir,
  • Tehlikeli ışınlardan korunur,
  • Doğal bir enerji dengesi sağlanır.

Negatif Basınç Altında Sıvı Kalabilme Yeteneği

Suyun negatif basınç altında sıvı kalabilme yeteneği, doğada özellikle bitkilerin su taşınımı gibi olağanüstü süreçleri mümkün kılan, oldukça ilginç bir fiziksel özelliktir. Bu özellik, suyun olağan dışı bağ yapıları ve kohezyon kuvvetleri sayesinde gerçekleşir.

Haydi adım adım, hem bilimsel hem sade bir şekilde açıklayalım:

“Negatif Basınç” Ne Demektir?

Normalde basınç, bir maddenin bir yüzeye uyguladığı pozitif bir kuvvet olarak düşünülür.
Fakat negatif basınç, sıvının gerilme altında tutulduğu anlamına gelir — yani çekilerek uzatıldığı ama yine de kopmadan sıvı hâlini koruduğu bir durumdur.

📌 Örnek:
Bir pipetle su çektiğinde içeride negatif basınç oluşur.
Yani sıvı dışa doğru değil, içe doğru gerilmiş olur.

Su Neden Sıvı Kalabilir?

Çünkü:

  1. Kohezyon → Su moleküllerinin birbirini çekme kuvveti (Hidrojen bağları sayesinde).
  2. Adezyon → Su moleküllerinin yüzeylere (örneğin bitki damarları) tutunması.

Bu iki özellik, suyun “gerilmeye rağmen kopmamasını” sağlar.

🔹 Kısacası:
Hidrojen bağları, suyun negatif basınca dayanmasını sağlar.

Doğadaki Örneği – Bitki Ksilemleri

Bitkilerde kökten yapraklara su taşıma işlemi, negatif basınç altında gerçekleşir.
Buna transpirasyon-kohezyon teorisi denir:

  1. Yapraktan su buharlaşır (terleme).
  2. Bu durum yukarıya doğru bir çekme kuvveti oluşturur.
  3. Bu kuvvet, köklerden yukarıya su çeker — negatif basınçla.
  4. Su bu gerilmeye rağmen kopmaz, çünkü moleküller arası kuvvet çok güçlüdür.

➡️ Bu, tamamen suyun özel fiziksel yapısı sayesinde olur.

Ne Kadar Negatif Basınca Dayanabilir?

Laboratuvar ortamında –100 atmosfer gibi olağanüstü düşük (negatif) basınçlarda bile suyun hâlâ sıvı kalabildiği gözlemlenmiştir.
Bu, sıradan sıvılar için mümkün değildir.

Sınırlı Bir Dayanım Vardır

Her ne kadar güçlü olsa da:

  • Negatif basınç belli bir sınırı geçince kavitasyon oluşur:
    Su molekülleri arasındaki bağlar kopar, hava kabarcıkları oluşur ve iletim bozulur.

Bitkilerde bu risk, özellikle sıcak ve kuru havalarda artar.
Fakat pek çok bitki, bu durumu önleyecek adaptasyonlara sahiptir.

Özetle

ÖzellikAçıklama
🌀 Negatif BasınçSuyun içe doğru gerilmesi
🔗 Hidrojen BağlarıMoleküllerin bağlarını kopmadan tutar
💧 KohezyonMoleküllerin birbirini çekmesi
🌿 Bitki KsilemleriNegatif basınç sayesinde su yukarı taşınır
💥 Kavitasyon RiskiAşırı gerilmede bağlar kopabilir

Bilimsel ve Biyolojik Önemi

  • Bitkilerin yerçekimine karşı aktif pompa olmadan su taşımasını sağlar.
  • Yer kabuğunun derinliklerinde, toprak içindeki suyun dengesini etkiler.
  • Suya özgü bu özellik, başka hiçbir sıvıda bu kadar belirgin değildir.

Suyun Negatif Basınç Altında Sıvı Kalabilme Yeteneği ile Süperkritik sıvı Hali

Suyun negatif basınç altında sıvı kalabilme yeteneği ile süperkritik sıvı hali, ikisi de suyun alışılmadık fiziksel davranışlarını ortaya koyar. Ancak bu iki durum farklı koşullarda ve farklı fiziksel ilkelerle meydana gelir.

Negatif Basınç Altında Sıvı Kalma

Koşullar

  • Sıcaklık düşüktür (genellikle oda sıcaklığı veya altında).
  • Basınç negatiftir (sıvı gerilme altındadır).
  • Sıvı, buharlaşmaması veya kavitasyon oluşturmaması için çok güçlü kohezyon gösterir.

Fiziksel Özelliği

  • Su molekülleri arasındaki hidrojen bağları, sıvıyı gerilme altında bile bir arada tutar.
  • Bu durumda su hâlâ klasik anlamda bir sıvıdır, fakat alışılmadık şekilde davranır.

Örnek

  • Bitkilerin ksilem dokularında su, –2 ila –10 atmosfer arasında negatif basınç altında sıvı kalır.

Süperkritik Su (Süperkritik Akışkan)

Koşullar

  • Sıcaklık ≥ 374°C
  • Basınç ≥ 22.1 MPa (221 atm)
    (Bunlar suyun kritik sıcaklık ve basıncıdır.)

Fiziksel Özelliği

  • Suyun artık ne sıvı ne de gaz olduğu bir durumdur.
  • Yoğunluk olarak sıvıya benzer, ama gaz gibi akar ve gaz gibi difüzyon yapabilir.
  • Yüzey gerilimi yoktur, çünkü gaz ve sıvı fazı arasında artık sınır yoktur.

Uygulama Alanları

  • Organik atık dönüşümü (hidrotermal oksidasyon),
  • Süperkritik sıvı ekstraksiyonları (kafein giderimi, ilaç üretimi),
  • Enerji sistemleri (süperkritik su reaktörleri).

Benzerlikler ve Farklılıklar

ÖzellikNegatif Basınçtaki SuSüperkritik Su
📌 FazKlasik sıvıNe sıvı ne gaz (süperkritik)
🌡️ SıcaklıkDüşükÇok yüksek
⚡ BasınçNegatifÇok yüksek pozitif
🔗 Hidrojen BağlarıBelirgin, kuvvetliZayıflamış, çoğu kırılmış
💧 KohezyonÇok güçlüDüşük
🧪 KullanımDoğada bitki fizyolojisindeEndüstriyel ve laboratuvar sistemlerinde
🧭 Enerji TaşınımıPasif, gerilme ileDifüzyon + konveksiyon ile

İlişki Var mı?

Evet, şu açılardan bir fiziksel bağ kurabiliriz

  1. Her iki durum da suyun standart sıvı hâlinden sapma durumlarıdır.
  2. İkisi de moleküllerarası etkileşimlerin sınırlarını zorlayan özel durumlardır:
    • Negatif basınçta: Kohezyon maksimum
    • Süperkritik durumda: Kohezyon minimum
  3. Her iki durum da:
    • Yüzey gerilimi, yoğunluk ve çözünürlük gibi özelliklerde alışılmadık değişimlere neden olur.

Yani su, fiziksel koşullara göre çok farklı uç noktalarda davranabilir. Bu da onu evrende “benzersiz” kılar.

Sonuç Olarak

🔹 Negatif basınçtaki sıvı su, moleküller arası bağların gücü sayesinde alışılmadık gerilmelere dayanabilir.
🔹 Süperkritik su, bu bağların büyük kısmının kırıldığı, yoğun ama gaz benzeri özellikler taşıyan yeni bir faza geçiştir.

🔹 İkisi doğrudan aynı şey değildir ama su moleküllerinin ekstrem fiziksel koşullarda nasıl esnek davrandığının iki farklı örneğidir.

Dona Karşı Dirençli Kapiler Hareket – Hidrolik Kapasite

Kavramlar Ne Anlama Geliyor?

Kapiler Hareket (Kapillarite)

Suyun dar borularda veya küçük gözeneklerde yerçekimine karşı yukarı doğru hareket etmesidir.
Bu olay, suyun:

  • Kohezyon (su-su çekimi) ve
  • Adezyon (su-yüzey çekimi) özelliklerine dayanır.

Dona Karşı Direnç

Suyun donarken moleküler yapısının genişlemesine rağmen, bazı ortamlarda (özellikle canlı dokularda ve toprak içinde) hücrelere zarar vermeden donabilmesi veya donmayı geciktirmesi anlamına gelir.

Hidrolik Kapasite

Toprak, bitki dokusu veya başka gözenekli yapılar içinde su taşıyabilme yeteneğini ifade eder.
Su, bu ortamlarda:

  • Kapiler kuvvetlerle taşınır,
  • Gerekirse negatif basınç altında sıvı kalabilir (önceki konuyla bağlantılı).

Bu Özellikler Neden Önemli?

  • Bitkilerde suyun topraktan yapraklara taşınması,
  • Kuraklıkta hayatta kalma,
  • Don olaylarında dokuların korunması,
  • Su ve besinlerin ince damar sistemlerinden geçebilmesi…

Bunların hepsi suyun kapiler hareket yeteneği, dona karşı davranışı ve hidrolik taşıma kapasitesi sayesinde mümkündür.

Suyun Özelliklerinin Etkisi

Kohezyon ve Adezyon
  • Su molekülleri birbirini çeker (kohezyon),
  • Aynı zamanda temas ettiği yüzeylere tutunur (adezyon),
  • Bu da dar boşluklarda yukarı yönlü hareket sağlar (kapilerite).

Yüzey Gerilimi
  • Suyun yüksek yüzey gerilimi, gözenekli ortamlarda damlacık olarak değil, sürekli kolon şeklinde ilerlemesini sağlar.

Donma Sırasında Hacim Artışı
  • Su donarken %9 oranında genleşir → bu normalde hücrelere zarar verir.
  • Ancak:
    • Bitki hücrelerinde suyun dış bölgelere (apoplastik alanlara) taşınması bu riski azaltır.
    • Kapiler yapılar içinde su, donmaya karşı daha dirençlidir çünkü:
      • Dar alanlarda donma sıcaklığı düşer (0°C’nin altına inebilir),
      • Böylece süpersoğuma gerçekleşebilir (donmadan soğuma).

Negatif Basınçla Sıvı Kalma Yeteneği
  • Su, ksilemlerde –2 ila –10 atmosfer basınçta sıvı kalabilir → bu, donmayı geciktirir.
  • Sıvı haldeki su hareket etmeye devam eder → donma ilerleyemez.

Teknik Açıdan Hidrolik Kapasite ve Kapiler Hareket

Hidrolik İletkenlik (K)
Su, bir gözenekli ortamda (örneğin toprak, ksilem) ne kadar kolay hareket eder?

Hidrolik Kapasite (C)
Bu ortam, ne kadar su tutabilir ve bu suyu ne kadar süreyle taşıyabilir?

Suyun:

  • Düşük viskozitesi,
  • Kohezyon/adezyon kombinasyonu, bu iki özelliği maksimum verimle sağlar.

Dona Karşı Koruyucu Mekanizma – Biyolojik Perspektif

Bitkilerde

  • Su, intercellüler boşluklara çekilir → hücre içi donma engellenir.
  • Ksilemde hava kabarcığı oluşumu (kavitasyon) riski vardır ama suyun kohezyonu bunu geciktirir.

Toprakta

  • İnce gözenekli toprak suyu daha geç donar → bitki kökleri korunur.
  • Bu nedenle kapiler su, tarımda don direnci açısından kritik öneme sahiptir.

Özet Olarak

ÖzellikAçıklama
💧 Kapiler HareketSu dar borularda yukarı çıkar (adezyon + kohezyon)
🌿 Bitkilerde Su TaşınımıYerçekimine karşı, ksilemde negatif basınçla taşınır
❄️ Dona Karşı DirençDar yapılarda donma sıcaklığı düşer → süpersoğuma olur
🌊 Hidrolik KapasiteSuyun gözenekli yapılarda taşınabilirliği ve tutulması
🧪 Bilimsel DestekTermodinamik, yüzey gerilimi, viskozite, kohezyon teorileriyle desteklenir

Su, doğadaki en önemli bileşenlerden biridir ve yaşamın sürmesi için temel bir kaynak olarak işlev görür. Yukarıda belirtilen özellikler, suyun sadece bir sıvı değil, aynı zamanda bir kimyasal ve biyolojik işlemci olarak da işlev gördüğünü gösteriyor.

Bu özel özellikler, suyu dünya üzerindeki tüm yaşam için eşsiz kılar ve suyun biyolojik sistemler, iklim düzenlemeleri ve çevresel denge gibi önemli süreçlerdeki rolünü anlamamızı sağlar.

Bu fiziksel ve kimyasal özellikler, suyun hayatın var olmasındaki vazgeçilmez rolünü ortaya koymaktadır.

Muhtemelen suyun az bildiğiniz lakin son derece ilginç özelliklerini incelediğimiz uzun bir yazının lakin konu ”SU” olduğunda çok kısa ve yetersi bir yazının sonuna geldik.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Suyun Fiziksel Özellikleri https://www.sciencedirect.com/topics/materials-science/physical-properties-of-water

⭐️⭐️ Sıvı suyun fiziği https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1631071304002780

⭐️⭐️ Negatif Termal Genleşme https://www.sciencedirect.com/topics/materials-science/negative-thermal-expansion

⭐️⭐️ Suyun yoğunluk anomalisi (negatif termal genleşme) https://www.tec-science.com/thermodynamics/temperature/negative-thermal-expansion-anomaly-density-water/

⭐️⭐️ Fizyoloji, Su Dengesi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK541059/

⭐️⭐️ Klinik ortamda sıvı ve elektrolitler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15361687/

⭐️⭐️ Kaynama noktası https://www.sciencedirect.com/topics/earth-and-planetary-sciences/boiling-point

⭐️⭐️ Suyun Özellikleri Moleküler Yapısında ve Enerjilerinde Nasıl Kodlanıyor? https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5639468/

⭐️⭐️ pH ve suyun yüzey gerilimi https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0021979714000708

⭐️⭐️ Özgül Isı Kapasitesi https://www.sciencedirect.com/topics/engineering/specific-heat-capacity

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Susuz Kalma Nedir – Ne yapmalı

Havalar güzelleşirken sıcaklarla birlikte şehir içinde veya dışında sağlığınız için önemli bir tehlikenin de riski artıyor.

Her yerde su bulabiliyorken susuz kalmak..!!

Susuz kalma (dehidratasyon)

Susuz kalma (dehidratasyon), vücudun yeterli su almadığı veya aşırı su kaybettiği bir durumdur. Vücutta su kaybı, hücrelerin, dokuların ve organların düzgün bir şekilde çalışabilmesi için gereklidir. Su, vücudun temel işlevlerini yerine getirmesi için hayati öneme sahiptir; bu işlevler arasında sindirim, vücut ısısının düzenlenmesi, besinlerin taşınması, atık maddelerin atılması ve eklemlerin kaygan kalması yer alır. Susuz kalma, bu işlevlerin aksamasına yol açabilir ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Susuz Kalma Nedir?

Susuz kalma, vücudun su dengesinin bozulması, yani vücudun kaybettiği suyu yeterince yerine koyamaması durumudur. Susuz kalma, çeşitli nedenlerle oluşabilir, en yaygın nedenler şunlardır:

  • Yetersiz su tüketimi: Günlük su ihtiyacının karşılanmaması.
  • Fazla terleme: Sıcak hava, aşırı egzersiz veya hastalık (örneğin ateş) sonucu vücutta aşırı su kaybı.
  • İshal ve kusma: Sıvı kaybına neden olan mide-bağırsak enfeksiyonları.
  • İdrar söktürücü ilaçlar: Bazı ilaçlar, vücudun su kaybetmesine yol açabilir.
  • Aşırı alkol veya kafein tüketimi: Alkol ve kafein, idrar söktürücü etkiler göstererek sıvı kaybına neden olabilir.
  • Böbrek hastalıkları: Böbrek fonksiyonlarının düzgün çalışmaması sonucu sıvı kaybı.

Susuz Kalma Belirtileri

Susuz kalmanın belirtileri, su kaybının şiddetine göre değişebilir. İşte başlıca belirtiler:

Hafif Dehidratasyon

  • Ağız kuruluğu ve susuzluk hissi
  • Azalan idrar miktarı (veya koyu renkli idrar)
  • Baş dönmesi ve halsizlik
  • Yorgunluk hissi
  • Ciltte kuruluk

Orta Seviye Dehidratasyon

  • Ciltte esneklik kaybı (ciltin daha az elastik olması)
  • Hızlı kalp atışı ve düşük kan basıncı
  • İştahsızlık
  • Daha fazla baş dönmesi
  • Yavaşlayan refleksler ve zihin bulanıklığı

Şiddetli Dehidratasyon (Acil Durum)

  • Derinleşen bilinç kaybı veya sersemlik
  • Şok belirtileri: Hızlı nabız, solunum zorluğu, hipotansiyon
  • Nefes alırken zorlanma
  • Ciltte derin kırışıklıklar, aşırı kuru ve soğuk cilt
  • Hızlı ve yüzeysel nefes alma

Dehidratasyonun Biyokimyasal değişimler

  • Yükseltilmiş serum üre
  • Yükselmiş kreatinin
  • Azalmış tahmini glomerüler filtrasyon hızı (eGFR)
  • Artmış üre:kreatinin oranı
  • Hipernatremi (tuz kaybından daha fazla su kaybı)
  • Yükselmiş serum veya idrar ozmolalitesi
  • Yükselmiş idrar özgül ağırlığı

Susuz Kalma Durumunda Ne Yapmalı?

Susuz kalma durumunda yapılması gerekenler, susuz kalmanın şiddetine bağlıdır. İşte farklı seviyelerde yapılması gerekenler:

Hafif ve Orta Seviye Susuzluk İçin

  1. Su İçmek: Vücudu suyla doldurmak önemlidir. Eğer sıvı kaybı hafifse, doğrudan su içmek en iyi çözüm olacaktır.
  2. Elektrolit İçecekleri: Özellikle ishal veya kusma sonucu su kaybı yaşanıyorsa, elektrolit içecekleri (örneğin, oral rehidrasyon çözümleri) kullanmak faydalıdır. Bu içecekler, kaybedilen sodyum, potasyum ve diğer elektrolitleri yerine koyar.
  3. Yavaşça Sıvı Alımı: Eğer aşırı susuzluk hissediyorsanız, suyu bir anda fazla miktarda içmek yerine, küçük yudumlarla ve sık sık içmek daha etkili olur. Bu, mideyi rahatsız etmeden sıvının emilmesini sağlar.
  4. Ağır Egzersizlerden Kaçınma: Susuzken fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır. Egzersiz sırasında su kaybı artar.
  5. Serin Bir Yerde Bulunma: Vücut sıcaklığını dengelemek için serin bir ortamda dinlenmek önemlidir.

Şiddetli Susuzluk Durumunda (Acil Durum)

Şiddetli dehidratasyon, acil tıbbi müdahale gerektirir. Aşağıdaki adımlar izlenmelidir:

  1. Acil Tıbbi Yardım Almak: Eğer şiddetli susuzluk belirtileri görülüyorsa (bilinç kaybı, şok belirtileri, aşırı cilt kuruluğu), hemen bir sağlık profesyoneline başvurmak gerekir. Bu durumda hastaneye sevk edilmeniz gerekebilir.
  2. Damardan Sıvı Verme: Şiddetli dehidratasyon durumlarında, genellikle hastanelerde damar yoluyla sıvı tedavisi (IV sıvılar) yapılır. Bu, vücuda hızlı bir şekilde sıvı ve elektrolit verilmesini sağlar.

Susuzluktan Korunma Yöntemleri

  • Yeterli Su Tüketimi: Günlük su ihtiyacını karşılamak önemlidir. Yetişkinlerin genellikle günde 8-10 bardak (yaklaşık 2-2.5 litre) su içmesi önerilir. Ancak egzersiz yapanlar veya sıcak iklimde yaşayanlar daha fazla suya ihtiyaç duyabilir.
  • İçme Suyunu Yanınızda Taşıyın: Her zaman yanınızda su bulundurarak, su ihtiyacınızı ihmal etmeyin.
  • Sıcak Havalarda Dikkatli Olun: Aşırı sıcaklarda dışarıda uzun süre kalmaktan kaçının, ve gerektiğinde bol su içmeye özen gösterin.
  • Elektrolit Dengelemeyi Unutmayın: Isı, egzersiz veya hastalık nedeniyle fazla terleme ve sıvı kaybı yaşadığınızda, sadece su içmek yeterli olmayabilir. Elektrolit içeren içecekler (özellikle potasyum ve sodyum içeren) kaybedilen mineralleri yerine koyabilir.

Susuz kalma, vücutta ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir durumdur. Erken evrede önlem alınarak ve sıvı kaybı telafi edilerek durum kontrol altına alınabilir. Ancak, şiddetli dehidratasyon durumunda, tıbbi müdahale gereklidir. Bu yüzden, susuz kalmamak için yeterli su tüketimine özen göstermek ve vücudun sıvı ihtiyacını düzenli olarak karşılamak oldukça önemlidir.

İdeal su tüketiminizi idrarınızın şeffaf veya çok açık sarı olması ile kontrol edebilirsiniz.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Dehidratasyon ve Hacim Azalması — ve Doğru Yapmanın Önemi https://www.ajkd.org/article/S0272-6386(07)00646-4/fulltext

⭐️⭐️ Yaşlılarda dehidratasyon: Dehidratasyonun sağlık sonuçları, sağlık hizmeti maliyetleri ve bilişsel performans üzerindeki etkilerine ilişkin sistematik bir inceleme https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0167494321000431

⭐️⭐️ Dehidratasyonun kan testlerine etkisi https://wchh.onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/pdi.2111

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Kalbinize Nasıl Zarar Veriyorsunuz?

Vazgeçilmez olan kalbinizden, vazgeçmiş gibi yaşadığınızın farkında mısınız?

En beteri de çoğunuz çok geç olana kadar bunun farkına bile varamayacaksınız…!!

Belki bugün bir adım atma ve kalbinizin sağlığına dikkat ederek yaşama zamanınız..!!

Belki de keyfiniz sağlığınızdan daha önemli..!!

Tercih sizin… Hayat sizin olduğu gibi.

Karbonhidrat Tüketimi

Çoğunlukla aklınıza ilk gelen ekmek, makarna, pilav olsa da belki de bilmediğiniz karbonhidratlar hem vücut hem de damarlarınızda yağlanmaya sebep olur.

Vitamin olsun diye yediğiniz meyvelerin özellikle tatlı olanlarında fruktoz (Glukoz + Glukoz) bulunduğunu bilmelisiniz. Bu ise yüksek şeker oranı sebebi ile (portakal, mandalin, karpuz vb gibi) tatlı meyveler tüketildiğinde vücudunuzda kaslarınızda yağ olarak depo edilirken kanda da trigliseride dönüştürülerek damarlarınızın ve dolayısı ile kalp damarlarınızın tıkanma riskini arttırır.

Hareketsiz Yaşam

Uzun süre hareketsiz kalmak (oturmak – yatmak vb. gibi) kan dolaşımınızı yavaşlatır ve zamanla damarlarınızın sertleşmesine neden olur. Bu durum da kan basıncınızı yükseltebilir. İster işte olun, ister televizyon izleyin, ister telefonunuzda gezinin, her saat ayağa kalkmaya, esnemeye veya kısa yürüyüşler yapmaya çalışın.

Yetersiz Su Tüketimi

Su tüketiminizin yeterli olmaması kan damarlarınızın daralmasına neden olur ve kanın düzgün bir şekilde akmasını zorlaştırır. Aynı zamanda vücut sıvılarının ve dolayısı ile kanın hacminin azalmasına ve yoğunlaşmasına da sebep olur. Bu, daha yüksek kan basıncına yol açar. Yeterli su içmek kan hacminizin dengede kalmasına ve kalbinizin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur.

Uykusuzluk

Devamlı aktif bir şekilde çalışan organlarınızın özellikle kalbiniz ve kan damarlarınız başta olmak üzere kendini onarması için dinlenmeye (yavaş çalıştığı periyoda) ihtiyacı vardır.

Her ne sebeple olursa olsun yetersiz uyku, kan basıncınızın yüksek kalmasına neden olabilir.

Her gece 7-9 saat kaliteli (Bölünmeyen, tam karanlık ve sessiz bir ortamda, tercihen 19 derece oda sıcaklığında) uykuyu hedeflemelisiniz.

Kafein – Enerji İçeceği – Gazlı İçecekler

Fazladan içtiğiniz kahve (Katkısız Türk kahvesi çeşitleri ve filtre kahve hariç) veya enerji içeceği kan basıncınızı yükseltebilir. Yavaş yavaş gelişen bu durumun farkına varmakta da gecikebilirsiniz.Kafein, kan damarlarınızı daraltarak kan basıncınızı geçici olarak yükseltebilir. Kafeine karşı hassasiyetiniz varsa, yardımcı olup olmadığını görmek için azaltmayı deneyin.

Kahve ve enerji içeceklerinin içeriğini kutularının üzerindeki içerikten yada internetten incelemenizi tavsiye ederim. Vücudunuza zararlı madde listesinin ne kadar kabarık olduğunu görünce sanırım sağlığınız için doğru tercihi yapacaksınız.

Stres

Stres diğer bir deyişle gerilim, vücudunuzun dış kaynaklı yada iç kaynaklı farklı farklı etkilere verdiği refleks tepkidir. Kökeni latinceden gelen ”germek” anlamına gelen “stringere” sözcüğünden gelir. Fizyolojik stres ve ruhsal stres olarak ayırabiliriz.

Akut (Kısa süreli) stres “savaş ya da kaç” tepkisine zorlayarak yaşam mücadelesinin devamını sağlamaya neden olurken, kronik stres ise vücudunuzun devamlı olarak “savaş ya da kaç” modunda tutması ile kan basıncını yükselten hormonların da devamlı salgılanmasına neden olur. Bu durumda kalbin yükünü arttırarak hipoksi (Oksijensiz kalmaya) neden olur.

Sürekli kaygılı veya bunalmış hissediyorsanız kalbiniz ekstra baskı altındadır. Derin nefes almak, egzersiz yapmak ve mola vermek stresi yönetmenize yardımcı olabilir.

Alkol Tüketimi

Azı, kararı gibi miktarları normalleştirilemez. Alkol, vücut için zararlıdır. Kaslarınızı ve dolayısı ile kalbinizi zayıflatır ve vücudunuzun kan basıncını kontrol etmesini zorlaştırır. Zamanla kan basıncınızın yükselmesine ve dolayısı ile tansiyon hastalığı gelişmesi ile birlikte kalbinizin yükünü arttırarak hipoksi (Oksijensiz kalmaya) neden olur.

Tuz Tüketimi Dengesizliği

Tuz (Na) vücudunuz için vazgeçilmez bir mineraldir. Lakin tuz vücudunuzun suyu tutmasına neden olduğu için sürekli olarak ihtiyacınızdan fazla aldığınız takdirde kan basıncınızı artırır. Bu durum kalbinize ve atardamarlarınıza daha fazla yük bindirir. Tabi ki sorunu sadece sofrada tükettiğiniz tuza bağlamamalısınız. İşlenmiş gıdalarda, fast food gıdalarında, konserve ürünlerinde ve hatta bazı ekmeklerde fazla miktarda bulunan tuz sağlığınıza – kalbinize risk oluşturur. Tuzu yeterli miktarda kullanmanız kan basıncınızı kontrol altında tutmanıza da destek olacaktır.

Kalp sağlığınızı korumak için yapmanız ve yapmamanız gerekenlerin listesi uzayıp gider. Bu yazı ile bildiğiniz belki göz ardı ettiğiniz konuların bir kısmını hatırlattım.

Unutmak veya Unutmamak

Uygulamak yada Uygulamamak

Karar Sizin

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Fizyoloji, Kalp Kası https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK572070/

⭐️⭐️ Kalp Sağlığı ve Yaşlanma https://www.nia.nih.gov/health/heart-health/heart-health-and-aging

⭐️⭐️ Kardiyovasküler Sağlık Çalışmasında Yaşlı Yetişkinlerde Kalp Yetmezliği Gelişiminden Sonra Alkol Tüketimi ile Yaşam Süresi Arasındaki İlişki https://jamanetwork.com/journals/jamanetworkopen/fullarticle/2719576

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim Belgesi

Havuz Suyu Operatörlüğü

Mesleki Eğitim Belgesini Firmamızdan Alabilirsiniz

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim Belgesi için;

Başvuru Mail: [email protected]

Merkez Tel.: +90 232 265 20 65

Başvuru Tel: 0 530 568 42 75

  • Eğitim 232 saattir.
  • Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
  • Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
  • Sertifika Karekodlur.
  • Sertifika Üniversite onaylıdır.
  • Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi nerede alabilirsiniz?

  • Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
  • Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
  • Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
  • Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim İçeriği

Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi zorunlu mu?

Aşağıda verilen yönetmeliklerde belirtilen mesleklerde çalışanlarının Mesleki Eğitim Belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.

13.07.2013 tarih ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik.

15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Havuz Suyu OperatörlüğüMesleki Eğitimi kimlere zorunlu?

Havuz Suyu Operatörü olarak çalışan herkes için zorunludur.

İş Güvenliği eğitimi, Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?

Hayır. Yerine geçmez.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.

Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim belgesine sahip olsunlar.

Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR

Merkez Telefon: +90 232 265 20 65

Tetkik Danışmanlık

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Su İçmek Kan Şekerini Düşürür Mü?

Su tüketimi ve kan şekeri seviyesi çok yakından bağlantılıdır.

Su içmek kan şekerini doğrudan düşürmese de artan kan hacmi ile kan şekerinin sabit olan miktarı göreceli olarak düşer. Tabi ki içilen su miktarı ile artan idrar çıkışı ile birlikte atılan şeker de kan değerinin düşmesine yardımcı olur.

Düşük su alımı ve dolayısı ile vücutta suyun azalması (dehidratasyon) daha yüksek kan şekerine yol açabilir. 

Su tüketimi azaldığında kan hacminde sıvı miktarı azalır ancak kan şekeri (glikoz) miktarı değişmez. Dolayısı ile hacmi azalan kan içinde miktarı değişmeyen kan şekeri oransa olarak artmış olur. Bu durumda ölçülen kan şekeri göreceli olarak yüksek çıkar.

Kan şekeri seviyesi oransal da olsa yükseldiğinde, böbrekler idrar yoluyla fazla şekeri atarak kan şekerini düzenlemeye çalışır. Bu süreç sık idrara çıkmaya neden olabilir ve susuzluğu daha da arttırır.

Bu sebeple kan şekeri ölçümü yapılmadan önce yeterli su içilmelidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Genel bakış: Tip 2 diyabet https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK279509/

⭐️⭐️ Tip 1 Diyabet https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK507713/

⭐️⭐️ Diyabet https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK551501/

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla