İzmit Körfezi’nde Bulunan Kara, Su ve Hava Canlılarının, Tersane Çalışanları İçin Oluşturabileceği Riskler

İzmit Körfezi… Sanayiyle iç içe geçmiş bir doğa parçası. Dışarıdan bakıldığında mavinin ve yeşilin buluştuğu bu bölge, aynı zamanda ülkemizin önemli tersanelerine ev sahipliği yapmaktadır. Ancak ne yazık ki sadece gemiler değil, mikroorganizmalar, böcekler, deniz canlıları ve hava yoluyla taşınan zararlılar da bu sahalarda “faal” durumdadır.

Tersanelerde çalışan yüzlerce emekçi için görünmeyen ancak son derece etkili bir risk tablosu her gün yeniden yazılmaktadır. Bu riskler yalnızca mekanik ya da kimyasal değildir. Doğanın sessiz oyuncuları – yani kara, su ve hava canlıları – zaman zaman hastalık taşıyabilir, alerjik reaksiyonlara sebep olabilir ya da fiziksel zarar verebilir. İşte bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği alanında, çevresel biyolojik tehditlerin sistematik biçimde değerlendirilmesi artık bir tercih değil; zorunluluktur.

Bu çalışma, İzmit Körfezi’nde doğal olarak bulunan kara, su ve hava canlılarının iş sağlığı açısından oluşturabileceği zoonoz, alerjenik, ve fiziksel-tehlikeli temas risklerini bilimsel temele dayalı bir şekilde sınıflandırmakta ve Latince adlarından halkta bilinen isimlerine kadar tüm yönleriyle ortaya koymaktadır. Amaç, bu canlıları korkulacak birer tehdit olarak göstermek değil; farkındalık yaratarak çalışan güvenliğini doğayla uyumlu biçimde artırmaktır.

İzmit Körfezi’nde bulunan kara, su ve hava canlılarının, tersane çalışanları için oluşturabileceği riskleri üç ana başlık altında kategorize edelim.

  1. Zoonoz riski (hastalık taşıma potansiyeli)
  2. Alerjen riski (solunum/dokunma kaynaklı)
  3. Fiziksel-tehlikeli temas riski (ısırma, sokma, toksin)

Her canlı için Latince adı, halk adı, risk türleri, ve özet açıklama tablo formatında aşağıda veriyorum.

Latince AdıHalk AdıRisk TürüRisk Detayı (Özet)
Rattus norvegicusLağım sıçanıZoonoz, AlerjenLeptospiroz, hantavirüs; idrar ve dışkıdan alerjen maruziyeti
Rattus rattusÇatı sıçanıZoonoz, AlerjenSalmonella, tifo; tüy ve dışkı alerjen
Mus musculusEv faresiZoonoz, AlerjenHantavirüs, tifo; inhalan alerjenler
Felis catusSahipsiz kediZoonozToksoplazmozis, kuduz (nadiren), tırmalama hastalığı
Canis lupus familiarisSahipsiz köpekZoonoz, FizikselKuduz, tenya, ısırık/yaralanma riski
Erinaceus concolorKirpiZoonozPire taşıyıcılığı, salmonella
Martes foinaKaya sansarıZoonozKuduz potansiyeli, dışkı-bakteri taşıyıcılığı
Bufo bufoKara kurbağasıFiziksel, AlerjenDeri toksinleri, temasla tahriş
Hyla arboreaAğaç kurbağasıAlerjenDeri salgısı hassasiyet oluşturabilir
Testudo graecaKaplumbağaZoonozSalmonella taşıyıcısı
Hemidactylus turcicusDuvar kertenkelesiAlerjen (düşük)Zararsız, nadiren dışkı alerjisi
Lacerta viridisYeşil kertenkeleAlerjen (düşük)Nadiren temas tahrişi
Mytilus galloprovincialisMidyeAlerjen, ZoonozAlerjik reaksiyon; ağır metal ve patojen birikimi
Crangon crangonKum karidesiAlerjenKabuklu alerjisi olanlar için riskli
Carcinus aestuariiYeşil yengeçAlerjenKabuklu alerjisi, el temasıyla tahriş
Callinectes sapidusMavi yengeçAlerjenKabuklu reaksiyonları, temasla tahriş
Pelagia noctilucaAteş denizanasıFiziksel, AlerjenCiddi cilt tahrişi, temasla ağrı
Mnemiopsis leidyiTaraklı denizanasıAlerjen (düşük)Zararsız, dolaylı etkili (ekosistem bozulması)
Aurelia auritaAy denizanasıFizikselHafif yanık/tahriş
Larus michahellisGümüş martıZoonoz, FizikselSalmonella, dışkıdan bulaş; saldırgan davranışlar
Latince AdıHalk AdıRisk TürüRisk Detayı (Özet)
Trachurus mediterraneusİstavritAlerjenKabuklu-balık alerjisi olanlarda risk; iskelelerde temas
Sparus aurataÇipuraAlerjen (düşük)Gıda işleme alanlarında temas alerjisi
Dicentrarchus labraxLevrekAlerjen (düşük)Kabuklu/balık alerjisi olanlar için olası reaksiyon
Engraulis encrasicolusHamsiAlerjenGıda kaynaklı alerji; iskele-temas
Pomatomus saltatrixLüferFizikselSivri dişler, yanlış tutuşta ısırık riski
Mugil cephalusKefalAlerjen (düşük)Kıyı balıkçılığı sırasında temas alerjisi
Belone beloneZarganaFizikselSivri çenesiyle temas halinde cilt yaralanması
Gobius nigerKaya balığıFiziksel (düşük)Temasla nadiren cilt tahrişi
Atherina boyeriGümüş balığı (Atarina)AlerjenKüçük boyutlu ama toplu temasta kabuklu etkisi
Chelon labrosusGri kefalAlerjen (düşük)Balık işleme alanlarında potansiyel reaksiyon
Callinectes sapidusMavi yengeçAlerjen, FizikselKabuklu teması; sıkıştırma yaralanmaları
Donax trunculusKum midyesiAlerjenKabuklu alerjisi olanlarda ciltte kaşıntı
Cerastoderma glaucumLagün midyesiAlerjenKabuklu temas reaksiyonu potansiyeli
Mya arenariaKum midyesi (büyük)AlerjenEl ile temasla hafif alerjen etkisi
Paracentrotus lividusDeniz kestanesiFizikselBatma ve toksik iğne tepkileri
Holothuria tubulosaDeniz hıyarıAlerjen (düşük)Ciltte hafif tahriş, nadir
Ophioderma longicaudaYılan yıldızıFizikselTersane kıyı betonlarında elle temasta tahriş
Actinia equinaKırmızı deniz anasıFiziksel, AlerjenDokunmayla yanma, toksin hassasiyetleri
Phalacrocorax carboKarabatakZoonozKuş dışkısı ile histoplazmoz riski
Phalacrocorax pygmaeusCüce karabatakZoonozTersane çatılarında dışkı teması – solunum riskleri
Latince AdıHalk AdıRisk TürüRisk Detayı (Özet)
Ardea cinereaGri balıkçılZoonoz, FizikselDışkı kaynaklı mikrobiyal bulaş; kıyıda saldırgan olabilir
Egretta garzettaKüçük ak balıkçılZoonozTüy ve dışkı kaynaklı solunum riski (örn. histoplazmoz)
Anas platyrhynchosYeşilbaş ördekZoonoz, AlerjenKuş gribi vektörü, dışkı kaynaklı enfeksiyon riski
Sterna hirundoSumruZoonoz, FizikselYuva döneminde saldırganlık, dışkı ile bulaş
Larus ridibundusKarabaş martıZoonozSalmonella ve kampilobakter potansiyeli
Columba liviaGüvercinZoonoz, AlerjenKriptokokkoz, psittakoz; tüy-dışkı solunumu
Corvus cornixLeş kargasıZoonozÇöp karıştırıcılığı, enfekte dışkı riski
Passer domesticusSerçeAlerjen, ZoonozTüy ve dışkı inhalasyonu ile duyarlılık
Delichon urbicumEv kırlangıcıAlerjenYuvalama bölgesinde dışkı birikimi, solunum yolu etkisi
Hirundo rusticaKırlangıçAlerjenTavanlarda yuvalama; dışkı kaynaklı alerjen riski
Falco tinnunculusKerkenezZoonoz (düşük)Nadir dışkı teması; yırtıcı olduğu için doğrudan risk düşüktür
Buteo buteoŞahinFiziksel (düşük)Tersane yakınında yuva varsa savunma davranışı olabilir
Tursiops truncatusAfalina (şişe burunlu yunus)Fiziksel (nadir)İnsan dostudur, ama iskeleye çarpış veya strese girme riski
Delphinus delphisBayağı yunusFiziksel (nadir)Kıyı sığlıklarında nadir, kıyıdan gözlem dışında etkileşim az
Mnemiopsis leidyiTaraklı denizanasıAlerjen (dolaylı)Plankton dengesi bozucu; balık azalması → dolaylı etki
Beroe ovataAvcı taraklıAlerjen (dolaylı)Ekosistem etkisi, doğrudan temas riski yoktur
Podarcis muralisDuvar kertenkelesiAlerjen (düşük)Nadiren iç mekânlara girer; dışkısı potansiyel alerjen
Vulpes vulpesKızıl tilkiZoonoz, FizikselKuduz, dışkı ile parazit yayılımı; kıyı bölgesine inebilir
Lepus europaeusYabani tavşanZoonozTularemi (Francisella tularensis); nadir ama ciddi risk
Martes foinaKaya sansarıZoonozKuduz, evcil hayvanlara saldırı, gece aktif
Latince AdıHalk AdıRisk TürüRisk Detayı (Özet)
Apis melliferaBal arısıFiziksel, AlerjenSokma riski, arı alerjisi olanlarda anafilaktik şok riski
Vespula germanicaAlman eşekarısıFiziksel, AlerjenSaldırgan, sokma sonucu alerjik reaksiyon riski yüksek
Polistes dominulaKağıt yaban arısıFiziksel, AlerjenÇatı altlarında yuva; beklenmeyen sokmalar
Bombus terrestrisBombus (büyük arı)Fiziksel, AlerjenNadir sokar, ama alerjisi olanlar için tehlikeli
Culex pipiensSivrisinekZoonoz, AlerjenBataklık alanlarda artar; Batı Nil virüsü taşıyıcısı
Aedes albopictusAsya kaplan sivrisineğiZoonoz, AlerjenZika, chikungunya; ısırıkla alerjik reaksiyonlar
Phlebotomus papatasiTatarcıkZoonozŞark çıbanı (Leishmaniasis) taşıyıcısı
Ixodes ricinusKenar (Avrupa türü)ZoonozLyme hastalığı, Kırım-Kongo kanamalı ateşi potansiyeli
Hyalomma marginatumKırım-Kongo kenesiZoonozCiddi enfeksiyon riski; hayvanlardan insanlara geçiş
Blatta orientalisKara hamam böceğiAlerjen, ZoonozAlerjen partikül kaynağı, patojen taşıyıcısı
Periplaneta americanaAmerikan hamam böceğiAlerjen, ZoonozSolunum yolu alerjeni; özellikle depo alanlarında görülür
Tenebrio molitorUn kurduAlerjenDepolarda yaygın; deri döküntüsü ve solunum riski
Dermatophagoides pteronyssinusToz akarlarıAlerjenKapalı alanlarda alerjen partikül maruziyeti
Sarcoptes scabieiUyuz akarıZoonoz, FizikselCilt paraziti; temasla bulaşabilir
Lucilia sericataYeşil sinekZoonozYaralara yumurta bırakabilir (miyazis riski)
Musca domesticaEv sineğiZoonozEnfeksiyon taşıyıcı; gıda ve açık alanlarda risk
Tipula spp.Vinç sineğiAlerjen (düşük)Zararsızdır, ama bazı kişilerde temasla iritasyon
Chironomus spp.Sivrisinek benzeri sinekAlerjenKıyılarda yoğunluk; ölü bireylerin parçaları alerjen
Forficula auriculariaKıskaç böceğiFiziksel (düşük)Nadiren savunma davranışı, cilde zarar vermez ama rahatsız edici
Armadillidium vulgareBokböceği (takoz böceği)Alerjen (düşük)Temasla hafif cilt tahrişi, nemli alanlarda yaygın
Latince AdıHalk AdıRisk TürüRisk Detayı (Özet)
Erinaceus europaeusKirpiZoonoz, FizikselDışkısıyla parazit taşıyabilir; iğneleri ciltte enfeksiyona yol açabilir
Rattus norvegicusLağım sıçanıZoonozLeptospiroz, hantavirüs, salmonella vektörü
Rattus rattusÇatı sıçanıZoonozVeba ve tifo taşıyıcısı; yiyecek depolarında risk
Mus musculusEv faresiZoonoz, Alerjenİdrar ve tüy partikülleriyle solunum alerjen riski
Canis lupus familiarisSahipsiz köpekZoonoz, FizikselKuduz, echinococcus; ısırma riski; grup saldırıları
Felis catusSahipsiz kediZoonoz, AlerjenToxoplasma, kuduz; tüy alerjeni ve tırmalama riski
Bufo bufoKara kurbağasıToksik, FizikselDeri bezlerinden toksin salgılar; temasla tahriş
Rana ridibundaSu kurbağasıZoonoz (düşük)Bataklıklarda; salmonella taşıyıcısı olabilir
Testudo graecaTosbağa (kara kaplumbağası)Zoonoz (düşük)Nadir, ama salmonella bulaştırıcısı
Mauremys rivulataNil kaplumbağasıZoonoz (düşük)Temasla bakteri geçişi; kirlilikle ilişkili risk artar
Pelophylax bedriagaeLevanten kurbağasıZoonoz (düşük)Nemli alanlarda salmonella taşıma potansiyeli
Dolichophis caspiusHazar yılanıFiziksel (düşük)Zararsız, ama çalışanlarda korku ve panik yaratabilir
Natrix tessellataSu yılanıFiziksel (düşük)Zehirsizdir, ancak savunmada ısırabilir
Vipera ammodytesBoynuzlu engerekFiziksel, ToksikZehirli ısırık riski; ilk yardım gerektirir
Macrovipera lebetinaKoca engerekFiziksel, ToksikTürkiye’de nadir ama zehirli; ağır tıbbi sonuçlar
Glycera spp.Kan kurdu (polychaeta)FizikselIsırabilir; küçük ama keskin çeneleriyle kanamalı yara açabilir
Nereis diversicolorÇok kıllı deniz kurduFizikselElle tutulduğunda ısırabilir; hafif cilt iritasyonu
Branchiostoma lanceolatumMızrak başı (ilkel kordalı)Alerjen (nadir)Temas alerjisi potansiyeli; nadir tür
Sagitta setosaOk kurtçukları (chaetognatha)Alerjen (dolaylı)Planktonik, solunum alerjenlerine katkıda bulunabilir
Aurelia auritaAy denizanasıFiziksel, AlerjenHafif temasla cilt tahrişi; mevsimsel olarak kıyılarda artar

Bir çalışanın başına düşen cıvata kadar, sinek ısırığı da risk oluşturabilir. Deniz suyunun altında gizlenen denizanası kadar, havada süzülen polen de ciddi bir sağlık sorununun habercisi olabilir. Bu nedenle iş sağlığı yönetiminde “büyük” tehlikeler kadar “küçük” olanlar da dikkate alınmalıdır. Çünkü iş kazası sadece patlama, düşme veya kimyasal sızıntıyla gelmez; bazen bir kuş dışkısında, bir balık dikeninde, ya da bir arının iğnesinde gizlenmiş olarak gelir.

İzmit Körfezi’ndeki canlı çeşitliliği, bölgeye özgü bir zenginliktir. Ancak bu zenginlik, uygun önlem alınmazsa çalışanlar için bir tehdit halini alabilir. Biyolojik riskleri bilmek, görmezden gelmekten daha güçlü bir koruma sağlar. Sizlere yukarıda sunmuş olduğum tablo, yalnızca bir liste değil; sahadaki görünmeyen düşmanlara karşı hazırlıklı olmanın pusulasıdır.

Unutmayalım: Doğa ile barışmak için, önce onu tanımak gerekir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ İzmit Körfezi Kıyılarında İnsan Kaynaklı Jeomorfolojik Değişimler ve Süreçler https://www.researchgate.net/publication/354732570_Izmit_Korfezi_Kiyilarinda_Insan_Kaynakli_Jeomorfolojik_Degisimler_ve_Surecler

⭐️⭐️ Kocaeli’de Tarım Ve Hayvancılık http://www.kocaeli.gov.tr/kocaelinde-tarim-ve-hayvancilik

⭐️⭐️ KÖRFEZ SULAKALANI (KOCAELİ) ORNİTOFAUNASI http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://acikerisim.sakarya.edu.tr/bitstream/handle/20.500.12619/79844/T06379.pdf?sequence=1

⭐️⭐️ İZMİT KÖRFEZİ BALIKLARI VE MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/226532/yokAcikBilim_181926.pdf?sequence=-1&isAllowed=y

⭐️⭐️ Türkiye’de Meslek Hastalıkları ve Tersaneler (In English: Occupational Diseases and Shipyards in Turkey) https://www.researchgate.net/publication/341869003_Turkiye’de_Meslek_Hastaliklari_ve_Tersaneler_In_English_Occupational_Diseases_and_Shipyards_in_Turkey

⭐️⭐️ GEMİ İNŞA SANAYİNDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/TEZ/ET001021.pdf

⭐️⭐️ Yılan Sokmalarının Değerlendirilmesi ve Tedavisi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK553151/

⭐️⭐️ Yılan ısırığı zehirlenmesi https://www.who.int/health-topics/snakebite#tab=tab_1

⭐️⭐️ Yılan ısırığı zehirlenmesi https://www.nature.com/articles/nrdp201763

⭐️⭐️ Zehirli yılan ısırıkları: Klinik tanı ve tedavi https://jintensivecare.biomedcentral.com/articles/10.1186/s40560-015-0081-8

⭐️⭐️ Yılan ısırığının kronik sağlık etkileri ve maliyeti https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2590171021000102

⭐️⭐️ Antimikrobiyal Yönetimi Çağında Yılan Isırması Sonrası Antibiyotik Kullanımı https://www.mdpi.com/2072-6651/16/1/37

⭐️⭐️ Yeni nesil yılan ısırığı tedavileri ölüm oranını azaltabilir https://www.nature.com/articles/d41586-024-03818-z

⭐️⭐️ Yılan sokmasından korunma, ilk yardım ve tedavi. https://www.outdoorhaber.com/saglik/yilan-sokmasi#google_vignette

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Mehmet Usta Su Gibi Gitti – Hikaye

Şantiyede Sessiz Sakin Bir Sabah

Pazartesi Sabahıydı.. Gün, Temmuz ayının yakıcı güneşiyle başlamıştı. Daha sabahın ilk ışıkları ile kavrulmaya başlamıştı hava… Termometre 37°C’yi gösteriyor, rüzgâr bile sıcaktan esmeye cesaret edemiyordu. Tuz Gölü’nü andıran bu şantiyede, Mehmet Usta sabah saat 07.00’de kaskını takmış, ellerinde eldiveniyle iskelenin ince borularının gölgesine sığınmaya çalışıyordu. 45 yaşında, hayatının çoğunu demir bükerek, betonla yaşayarak geçirmiş bir adamdı. Hiçbir kronik hastalığı olmadığı gibi sağlıklı yaşamaya özen gösteren kendine dikkat eden biriydi. Matarası, elması yanından eksik olmazdı. Lakin suyun kendisinin bile zehir olabileceğini bilmiyordu.

07.15 – 2 Litre Su

Sabah vardiyası başladığında Mehmet Usta zaten terle sıvanmıştı. Hemen 1 litrelik matarasından suyu içti, yetmedi. Yanına aldığı yedek şişeyi de bitirdi. “Vücut susuz kalmasın” diyerek kendince doğru yaptığına inanıyordu. Aslında cep telefonundan sosyal medyada sağlık köşelerini takip ederdi. Oradan da ”yazın bol bol su için” ”terledikçe bol bol su için” mesajları mesajları beynine kazınmıştı. 2 litre su sonrası vücudunda bir hafifleme, serinleme hissetti. Su, hayatıydı. Şu an için…

2 Litre – Normal EşikO sıradaki durumu:
  • Genel Durum: Terleme ile su kaybı dengelenir. Elektrolit dengesi korunur.
  • Herhangi bir belirti yoktur. Sağlıklı vücut bu miktarı tolere eder.
  • Dolaşım: Normal.
  • Kan: Elektrolit dengesi stabil.
  • Beyin: Hafif farkındalık artışı.

08.30 – 3 Litre Su

Demir keserken yüzünden ter seli gibi akıyordu. İki litrelik yeni bir şişeyi daha içti. “Su içmek güzeldir,” diye düşündü. Ama bu sefer midesinde bir doluluk hissetti. Hafif bir bulanma. “Belki aç karna fazla içtim,” dedi kendi kendine.

3 Litre – İlk Elektrolit Bozulmaları – O sıradaki durumu:
  • Kan: Sodyum düşmeye başlar (130-134 mmol/L), plazma hafifçe sulanır.
  • Mide: Hafif ödem, bulantı başlar.
  • Bağırsak: Motilite azalır.
  • Kaslar: Yorgunluk başlangıcı.
  • Beyin: Hafif ödem, baş ağrısı Hafif baskı hissi.
  • Görme: Hafif bulanıklık.
  • Kalp: Kalp ritmi normalin alt sınırında.
  • Akciğer: Şimdilik normal ama risk artıyor.

10.00 – 4 Litre Su

Tüm ekibiyle birlikte temel kalıplarını kontrol ederken bir şişeyi daha bitirdi. Karnı şiştti. Mide hareketlerinde azalma, hafif bir bulantı artışı. “Birazdan öğle molasında şekerli bir şeyler içerim, düzelir,” dedi.

Ama içinden bir ses, “Fazla su zararlı olabilir mi?” diye sormaya başlamıştı. Durdu düşündü. ”Terledikçe bol bol su için” cümleleri geldi yine aklına… ”Sanırım çok terledim daha fazla su içmem gerektiğinin işareti olabilir bunlar” dedi içinden…

4 Litre – Klinik Hiponatremi EşiğiO sıradaki durumu:
  • Kan: Sodyum 125–129 mmol/L.
  • Mide/Bağırsak: Bulantı artar, ishal görülebilir.
  • Kaslar: Hafif kramplar başlar.
  • Beyin: Konsantrasyon kaybı başladı.
  • Kalp: Ritim yavaşlar.
  • Görme: Bulanıklık belirginleşir.
  • Akciğer: Hafif sıvı birikimi.

12.00 – 5 Litre Su

Öğle molasında, karpuz, peynir, ekmek yanında bir şişe daha su içti. 15 dakika uzandı dinlendi biraz… Ardından şantiye alanındaki eski su kuyusuna indi. Kuyunun içinin durumuna bakması gerekiyordu. Karanlık ve havasız bir ortamdı. Gözleri kararmaya, nefesi sıkışmaya başladı. Birden dengesini kaybedip diz üstüne çöktü.

“Bu terlikler ayağımda mıydı?” diye düşündü, kendi ayakkabılarına bakarken.

5 Litre – Belirgin HiponatremiO sıradaki durumu:
  • Kan: Sodyum 120–124 mmol/L.
  • Mide: Kusma, mide ağrısı.
  • Bağırsak: Emilim bozulur.
  • Akciğer: Hırıltı, nefes darlığı, Solunum yavaşladı.
  • Beyin: Konfüzyon, baş dönmesi, İşlev kaybı (letarji)
  • Kas: Yaygın kas ağrıları.
  • Kalp: Düşük tansiyon, Nabız düşüyor.
  • Görme: Çift görme.

13.30 – 6 Litre Su

Arkadaşı Hasan, “Abi rengine bak, bembeyazsın” dedi. Mehmet gülmeye çalıştı ama dili dönmedi. 1 litrelik son şişeyi de içmişti. ”Susuluktan tansiyonum mu düştü acaba” diye de düşünmeden edemedi. Sosyal medyada öyle okumuştu çünkü…

6 Litre – Şiddetli HiponatremiO sıradaki durumu:
  • Kan: Sodyum 115–119 mmol/L.
  • Mide: Kusma devam, gastrik ödem.
  • Bağırsak: Karın ağrısı, ishal.
  • Akciğer: Pulmoner ödem başlar. Hırıltı duyulur.
  • Beyin: Letarji, bilinç dağılıyor, sersemlik, konuşma bozukluğu.
  • Kas: Spontan kasılmalar.
  • Kalp: Hipotansiyon artar.
  • Görme: Gölgeli görme, gece görmesi bozulur.

15.00 – 7 Litre Su

İçeride serinlemek için su çektikten sonra yüzünü yıkadı. “Biraz daha içeyim, sonra dinlenirim” dedi. Ardından 7. şişeyi bitirdi. Artık dengede duramıyordu. Tuvalet ihtiyacı dahi hissetmiyordu. Tuvaletlerin yerini unuttu.

“Yeryüzü hafif dönüyor sanki… ya da ben mi?”

7 Litre – Nörolojik Acil DurumO sıradaki durumu:
  • Kan: Sodyum 110–114 mmol/L.
  • Mide/Bağırsak: Şiddetli ağrı, sindirim durur.
  • Akciğer: Solunum yetersizliği, Şişme hissi, sıvı sesi.
  • Beyin: Nöbetler, bilinç kaybı.
  • Kas: Spazmlar, yürüyüş bozuklukları.
  • Kalp: Bradikardi, nabız kaybı.
  • Görme: Çift görme, Körlük riski.

16.15 – 8 Litre Su – Son Yudum

Son şişeyi de bitirdi. Terden sırlanınca üştünü değişti, biraz rahatlık hissetti. Ama artık vücudu alarmdaydı. İçinde taş gibi bir ağırlık vardı. Dizleri boşaldı. Oturduğu yerden yere devrildi.

“Hafifim… Hafifliyorum… İçimden bir ses göklere çıkıyor… ya da ben mi gidiyorum?

8 Litre – Yaşamla Bağ KesilmesiO sıradaki durumu:
  • Kan: Sodyum <110 mmol/L.
  • Beyin: Beyin sapı baskısı – ödemi → ölüm.
  • Akciğer: Pulmoner ödem – Masif ödem → solunum durması.
  • Kalp: Asistol → kalp durması.
  • Karaciğer: Fonksiyonları durur, organ yetmezliği.
  • Kas: Rabdomiyoliz.
  • Görme: Kalıcı körlük.

Ve etrafında bir panik oldu…

Mehmet Usta, gün sonunda ambulansla bilinçsiz halde hastaneye kaldırıldı. Aslında kalbi durmuş iç organlarında su baskını gibi durum oluşmuştu.

Hastanedeki Tanı: Hiponatremiye bağlı ex

Sebep: Aşırı su tüketimine bağlı gelişen Hiponatremi sebepli ölüm..

Aslında

Kısa bir eğitim, bir iki bardak tuzlu ayran, bir izleme listesi, bir bilgilendirme broşürü… Belki bunlardan biri Mehmet Usta’yı kurtaracaktı.

Su hayattır, lakin her şey gibi dozunda… Sadece susadığınızda değil, çalışma ortamınıza, terleme düzeninize, şartlara ve elektrolit ihtiyacınıza uygun şekilde tüketildiğinde hayat kurtarır. Fazlası ise sinsi bir zehir gibidir.

Mehmet Usta’nın hikâyesi, binlerce kişinin yaşadığı ama fark edemediği sessiz kazalardan biridir. Ve bu hikâye, iş sağlığı ve güvenliği eğitiminde “Faydalı olanın, her zaman zararsız olmadığını.” “Her şeyin fazlasınnın da azı kadar riskli olduğu.” bilincinin verilmesi gerektiğinin ne kadar hayati olduğunu göstermektedir.

Dr. Mustafa KEBAT
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan insanımızı – çalışanlarımız bilgilendirmek, ülkemize ve geleceğimize yararlı ve sağlıklı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Sağlık İçin Su İçme https://newsinhealth.nih.gov/2023/05/hydrating-health

⭐️⭐️ Su Zehirlenmesi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK537231/

⭐️⭐️ Aşırı su alımına bağlı su zehirlenmesi: başlangıç ​​aşamasının gözlenmesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/3626165/

⭐️⭐️ Susuzluk https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5957508/

⭐️⭐️ Aşırı su tüketiminin kilolu kadın katılımcıların vücut ağırlığı, vücut kitle indeksi, vücut yağı ve iştahı üzerindeki etkisi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4121911/

⭐️⭐️ Çocuk istismarının bir biçimi olarak aşırı su alımından kaynaklanan hiponatremi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4027093/

⭐️⭐️ Japon Yetişkinlerde Artan Günlük Su Alımının ve Hidrasyonun Sağlık Üzerindeki Etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32340375/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Su – Enerjetik

Su Sizinle Olsun

Star Wars hayranları bilir. ” Güç Sizinle Olsun” klasik repliğidir.

Dünyanın kuruluşundan daha doğrusu insanlığı varoluşundan günümüze elde edilmeye çalışılan ”Güç” . Uğruna kanla yazılan, tarihin belki de tekerrür sebebi olan ”Güç” .

Dünyayı yönetmeyi hedefleyenlerin, ”Güç” elde etme zannı ile çabalarına rağmen tek bir hücrelerini yada bir damla suyu yönetmede kifayetsiz kalmaları ironiktir.

Su, yaşam kaynağı temel yapı taşıdır. Sadece fiziksel varlık ve kimyasal bir bileşik olarak düşünürseniz, hem suyun hakkını yemiş hem de kendi düşün kapasitenizi sığ göstermiş olursunuz.

Oysa suyun; hafıza kapasitesi, frekans taşıma ve bio-rezonans yeteneği vb gibi özelliklerini bilseniz enerjetik bir varlık olarak düşünmeniz gerektiğini kavrayabilirsiniz.

Su Molekülünün Yapısı ve Polaritesi

Suyun enerjetik özelliklerinin temelinde moleküler yapısı yatar.

Su, bir oksijen ve iki hidrojen atomunun kovalent bağlarla birleşmesiyle oluşur. Ancak su molekülü simetrik değildir. Hidrojenler oksijenin bir tarafında yer alır, bu da molekülü polar yapar.

Bu polar yapı sayesinde su:

  • Elektriksel alanlara tepki verir.
  • Yük taşır veya iletir.
  • Elektromanyetik enerjiye duyarlı hale gelir.

Bu özellik, suyun enerji taşıyıcısı olarak davranmasının ilk adımıdır.

Hidrojen Bağları ve Enerji Dinamikleri

Suyun bir başka önemli özelliği, moleküller arası hidrojen bağları kurabilmesidir. Bu bağlar çok zayıf olsa da, suyun sürekli olarak yeniden yapılandığı anlamına gelir.

Hidrojen bağları:

  • Suya akışkanlık ve esneklik kazandırır.
  • Enerji emme ve bırakma kapasitelerini etkiler.
  • Biyoenerjik bilgilerin taşınmasına olanak sağlar.

Bu bağlar sayesinde su, dışarıdan gelen uyarıcılara tepki vererek enerjetik yapısını değiştirebilir.

Su ve Frekanslar – Bilgi Taşıyıcılığı

Yapılan bazı araştırmalar, suyun ses, elektromanyetik dalgalar ve hatta düşünce gibi frekansları kaydedebildiğini ve taşıyabildiğini göstermektedir. En bilinen örneklerden biri Dr. Masaru Emoto’nun deneyleridir.

Bu çalışmalarda su kristalleri:

  • Sevgi, şükran, dua gibi olumlu sözlere maruz kaldığında simetrik, estetik kristaller oluşturmuştur.
  • Kızgınlık, nefret gibi negatif uyarılar karşısında ise bozuk ve dağınık kristaller üretmiştir.

Her ne kadar bu deneyler bazı bilim çevrelerinde tartışmalı bulunsa da, suyun bilgiye ve enerjiye duyarlılığını anlamak açısından dikkat çekicidir.

Hafıza Özelliği – Suyun Bilgi Saklama Potansiyeli

Su molekülleri arasındaki dinamik bağlar, suyun yapılandırılabilir olduğunu gösterir. Bu yapılandırma, suyun bir çeşit “hafızaya” sahip olabileceğini düşündürmektedir.

Homeopati gibi alternatif tıp yaklaşımları, suyun bu hafıza özelliğine dayanır. İçinde fiziksel olarak bulunmayan, ancak titreşimsel olarak kodlanmış maddelerin etkisinin, su tarafından taşınabildiği iddia edilir.

Bilimsel olarak, bu konunun açıklanması karmaşıktır. Ancak nanoyapılı su kümeleri, suyun bilgi taşıyıcısı olabileceğine dair fikir verir.

Biyoelektrik Alan ve Su

İnsan vücudu, %60-70 oranında sudan oluşur ve biyoelektrik sistemlerle çalışır.

Bu bağlamda su:

  • Sinir iletimini destekler.
  • Hücre zarlarındaki elektriksel potansiyeli dengeler.
  • Mitokondriyal enerji üretimini destekler.

Dolayısıyla, içtiğimiz suyun enerjetik saflığı ve uyumu, hücresel enerji üretimini doğrudan etkileyebilir. Bu yüzden bazı uzmanlar, “ölü su” ve “canlı su” ayrımını yapar.

Koherens – Yapılandırılmış Su Kavramı

“Yapılandırılmış su”, yani koherent su, su moleküllerinin düzenli, organize bir yapıda sıralandığı halidir.

Bu form:

  • Enerji iletimini artırabilir.
  • Hücrelerin daha verimli çalışmasına destek olabilir.
  • Antioksidan özellikler gösterebilir.

Koherent su, genellikle doğal kaynaklardan veya özel frekanslarla yapılandırılmış cihazlarla elde edilir. Bazı araştırmalarda, bu tür suyun bitki büyümesini hızlandırdığı, bağışıklık sistemini desteklediği gözlemlenmiştir.

Su ve Niyet – Kuantum Bağlantılar?

Kuantum fizikçiler ve enerji terapistleri, su ile bilinç arasında bir bağ olabileceğini öne sürmektedir.

Bu bağlamda:

  • Meditasyon sırasında suyun yanında bulunması,
  • Pozitif niyetle suya yaklaşılması,
  • Suyun şükrederek içilmesi,

suya enerji yükleyerek, içsel sistemimize daha dengeli bir etki yaratabileceği düşünülmektedir. Bu yaklaşımın ardında, niyetin ve bilincin enerji formu olarak suya geçebileceği fikri vardır.

Elektro-fotonik Ölçümler ve Su

Modern cihazlarla yapılan bazı deneylerde, suya farklı ortamlar veya niyetler yüklendikten sonra elektro-fotonik salınımlar (aura etkileri) ölçülmüştür.

Bu ölçümler:

  • Suyun çevresel enerjilere duyarlılığını,
  • Farklı frekanslara verdiği yanıtları,
  • Enerji yoğunluğundaki değişimleri ortaya koymuştur.

Özellikle Kirlian fotoğrafçılığı, bu alanda yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biridir.

Manyetik Alan ve Su

Araştırmalar, manyetik alanların su moleküllerini yapılandırabildiğini göstermektedir.

Bu yapılandırma sayesinde:

  • Yüzey gerilimi azalır.
  • Suyun çözünürlük kapasitesi artar.
  • Tat değişebilir.

Manyetize su, bazı çalışmalarda bitki gelişimini, bağışıklık tepkisini ve sindirim kalitesini olumlu yönde etkileyebilmiştir.

Doğal Kaynak Suları Neden Daha “Enerjik” Hissedilir?

Birçok kişi dağ kaynaklarından akan suyun daha “canlı” olduğunu belirtir.

Bunun birkaç nedeni olabilir:

  • Mineral dengesi ve iyon yoğunluğu daha doğaldır.
  • Sürekli akış hareketiyle doğal yapılandırma yaşanır.
  • Yerkürenin elektromanyetik frekansıyla rezonans içindedir (örneğin: Schumann Rezonansı).

Bu faktörler, suya enerji verici, dengelendirici bir özellik kazandırır.

Su, Sadece Su Değildir

Suyun enerjetik özellikleri, onun basit bir H₂O molekülü olmaktan çok daha öte bir varlık olduğunu göstermektedir.

Fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin yanı sıra:

  • Frekans taşıyıcı
  • Enerji kodlayıcı
  • Hafıza kaydedici
  • Bio-rezonans etkili

bir ortam olarak kabul edilmelidir.

Bu perspektif, suya yaklaşımımızı değiştirmeli; onu sadece susuzluğu gideren değil, yaşamı taşıyan ve dengeleyen bir aracı olarak görmemize yardımcı olmalıdır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️

Daha Fazla

Bir Yudum Suyun Hikayesi

Bardaktan Mesaneye Uzanan Yolculuk

Merhaba Hatice öğretmenin sınıfı..!
Bir yudum suyum ben. Evet evet, yanlış duymadınız. Hani şu biraz önce ağzınıza aldığınız, serinliğiyle damağınızı şenlendiren, bazen limonla taçlandırılan, bazen kahveden sonra içinizi ferahlatan sade lakin efsanevi Su – H₂O

Bugün size başımdan geçenleri anlatacağım. Haydi hazırlanın, size kavuştuğum andan veda anıma kadar uzanan destansı serüvenime dalalım!

Ooo serinmiş bu su!

Beni ağzınıza aldığınız an serinliğimle “Ohh!” dediniz ya, işte orası benim doğum anım gibiydi. İlk olarak ağzınızdaki tükürükle kucaklaştım. (Tükürük, sindirimin öncüsüdür.)

Hoş geldin,” dedi, “ben karbonhidratları parçalarım, ama sen farklı bir yolcusun. Yolun uzun.

Dilinizle ilk temasımda, tat tomurcuklarınızdan dilinizin altına hızla (orası kılcal damarlarla doluydu. İşte bu damarlar, bazı su moleküllerini doğrudan emdi bile!) geçip damağınıza ulaştım.

Elbette reklamları bolca yapılmasına rağmen zararları saymakla bitmeyecek Kola‘ların, Ice Tea‘ lerin havası yok bende. Lakin ben “klasik, sade güzelliğin ve sağlığın” temsilcisiyim.

Siz ağzınızda tutmadıkça ben fazla takılmam, sosyal biri değilim. Dişlerinizin arasından tıngır mıngır geçerken, siz fark bile etmeden diliniz beni hafifçe yönlendirdi, genzinize vardım.

Aman dikkat! Gülmeyin, yanlışlıkla nefes borusuna kaçarsam öksürük krizine neden olurum. Neyse ki doğru yoldan gittim.

Kaydı Gitti Maşallah!

Yutağın kapıları açıldı ve ben adeta bir su kaydırağından aşağı kayan çocuk gibi “vııııjjjjj” diye aşağıya süzüldüm. Diliniz yukarı doğru bastırdı, yutak kapandı, nefes borusu ‘Benlik bir durum yok’ diyerek kapandı.

Sonra hooop! Yemek borusuna geçtim. Karanlık, dar bir tünel. Etrafımda “peristaltik hareket” denen dalga gibi kasılmalar başladı. Bu hareket sayesinde sanki omuzlarımdan itiliyormuşum gibi mideye doğru ilerledim. Giderken “mideye selam söyle!” diye bağıran lokmalara da rastladım tabii.

Burası Fazla Asitli Abi, Ben Kaçıyorum!

Şimdi geldik mideye. Burası vücudun “şantiye sahası” gibi. Mide asidi (hidroklorik asit), proteinleri parçalamakla meşgul, sindirim enzimleri etrafta fink atıyor, mide kasları sürekli “yoğurma hareketi” yapıyor. Tıpkı çamaşır makinesi gibi!

Bir yandan da göz yaşı döküyor ve mırıldanıyor ”Kola, Ice Tea gibi zararlı içecekler, bolca yenen şekerli gıdalar mahvetti beni”….

Ben ise saf ve sade bir yudum suyum. “Abicim ben ne proteinim ne yağ… Sadece suyum” diye bağırıyorum ama mide çok kalabalık, beni pek takan yok. Şöyle bir kenarda bekliyorum, mide “Tamam tamam, senlik bir iş yok. On iki parmak bağırsağına geçebilirsin” diyor.

Ama bu arada bir dürümle tanıştım, o da yeni gelmiş:
– “Sen neden bu kadar rahatladın?” dedi bana.
– “Kanka ben sadece suyum, sindirilmeden geçiyorum.”
– “Vay be, ben burada 3 saat mayalanacağım,” diye söylendi.

Ama yine de, midenin iç çeperlerindeki küçük kanallar beni emmeye başlamıştı bile. O kadar çok benim gibi yudumlara vardı ki, bazıları burada kana karıştı. Ama benim serüvenim bağırsaklardaydı.

Not: Su eksik olursa, mide asidi daha koyulaşır ve mide yanmaları baş gösterir. Mide koruyucu tabaka zayıflar, ülser riski artar.

Asıl Macera Başlıyor!

Ve işte geldik asıl eğlenceye: İnce bağırsak!
Yaklaşık 6-7 metre uzunluğunda, kıvrımlı bir tüp. Burası sindirim sisteminin Disneyland’ı resmen. Her şey ışık hızında, sistemli ve etkileyici.

Burada villus ve mikrovillus denilen, parmak gibi uzanan emici çıkıntılar var. Her biri “Gelin bakalım neler varmış?” der gibi uzanıyor. Ben ve diğer moleküller o villuslara çarpıp emiliyor, kılcal damarlara geçiyoruz.

Şöyle bir diyalog geçiyor:
– Villus: ”Dün gelen Kola, Ice Tea yakmıştı uçlarımı” “Bakıyorum taze taze sudan gelmişsiniz, çok sevindim buyurun içeri.”
– Ben: “Sağ olun, çok naziksiniz.”
– Villus: “Yukarı doğru ilerleyin, damarlar sizi karaciğere götürecek. Dünkü KolaIce Tea‘nin zararlarını tamir etmeye yardımcı olursunur”

Yani özetle: burada suyun büyük kısmı kan dolaşımına katılmak üzere emiliyor. Burası vücudun “bilet kontrol noktası” gibi. Kim faydalıysa içeri, kim zararlıysa dışarı!

Not: Vücudumuzun su ihtiyacının büyük kısmı burada emilir. Eğer yeterince su alınmazsa, besinlerin sindirimi yavaşlar, kabızlık olur.

Her Şey Kontrol Altında

Karaciğere geldiğimizde iş ciddileşiyor. Burası vücudun kimya laboratuvarı + gümrük kapısı.
Her gelen sıvıyı, maddeyi, molekülü kontrol eder.

Ben suyum ama yine de:
– “Kimsin? Nereden geliyorsun?” dedi bana… Çok yordu beni, gelen Kolalar, Ice Tea‘ler..
– “Ağızdan geldim, midede asit gördüm ama safım ben.”
– “Tahlilin temiz. Geçebilirsin.”

Eğer kimyasal bir içecek olsaydım, örneğin asitli bir kola yada bol şekerli Ice Tea, hemen işler değişir karaciğer haykırırdı:
– “Bu ne be kardeşimmm! Şeker, kafein, katkı maddesi… Bunu metabolizmaya bu haliyle salarsak sinir sistemini perişan eder. Yine fazla mesai yine yorgunluk”

Neyse ki ben tertemiz bir yudum sudum, vizesiz geçtim.

VIP Yolculuk Zamanı

Karaciğerden sonra atladım kan dolaşımı trenine. Tren deyip geçme, bu tam bir VIP yolculuk. Dört odalı dev pompa – namı diğer kalp – beni basıyor da basıyor.

İlk durak: sağ kulakçık
Oradan: sağ karıncık
Sonra akciğerlere kısa bir tur (oksijenle tanışmak için)
Geri dön: sol kulakçık → sol karıncık
Ve “pısssss” diye tüm vücuda dağıtıldım.

Şimdi her organ bana muhtaç. Her hücre, her doku sesleniyor:
– “Bize su gönderin, kuruduk burada!”

Kanla beraber vücudun her sokağında dolanıyorum. Tabi ki öncelikli durağım belli..

Not: Susuz bir karaciğer toksinleri yeterince atamaz, bu da cilt problemlerinden halsizliğe kadar birçok soruna yol açar.

Ana Kumanda Beni Bekliyordu

Ve işte geldim geldim… Vücudun CEO’su, patronlar patronu, kumanda merkezi: BEYİN!

Beyin, %75’i sudan oluşan bir organ.

Her yer sinir ağı, elektrik sinyalleri havada uçuşuyor. Burası tam anlamıyla bir Wi-Fi merkezi gibi; sinyal güçlü, iletişim hızlı!

Lakin bir sorun var: CEO da çok hassas. Biraz susuz kalsın, hemen trip atıyor. “Başı ağrıyor”, “unutkan oldum”, “konsantre olamıyorum”, “dün ne yediğimi unuttum!” diye yakınıp duruyor.

Neyse ki ben geldim:
– “Selam patron, su getirdim.”
Beyin hücreleri (nöronlar) bir anda gözlerini açıyor:
– “Oh be! Dolaşım yavaşlamıştı, sinapslar tıkanmış gibiydi. Elektrik gidip geliyordu. Şimdi mis gibiyiz.”

Hemen sistem reboot ediyor gibi oluyor. Komutlar netleşiyor:
– “Yürüyün!”
– “Konuşun!”
– “Dengeyi koruyun!”
– “Kısa dönem hafızayı güncelleyin!”

Ben su olarak burada çok önemliyim. Nöronlar arasındaki iletişim sıvısı gibi çalışıyorum. Düşünceler akıyor, fikirler parlıyor. Bir çocuk matematik problemi çözüyor. Bir genç gitar çalıyor. Bir anne yemeğin tuzunu ayarlıyor. Her şeyin arkasında benim yani bir yudum suyun katkısı var.

Ama bakın, şunu unutmayın:

Beyin %75 su içeriyor.
Susuz kaldığında ilk tepki: baş ağrısı.
İkinci tepki: unutkanlık.
Üçüncü tepki: mood bozukluğu, agresiflik, huzursuzluk.

Yani öyle film sahnesi gibi değil ama, susuz beyin:
– “Ufff çok bunaldım!”
– “Kimse bana su getirmiyor!”
– “Düşünemiyorum artık!” diye ağlayacak neredeyse.

Ben ise orada bir damlacık olarak diyorum ki:
– “Merak etme, geldim geldim. Zihni serinletmeye, düşünceleri canlandırmaya geldim.”

Ve bir anda bulmaca çözülüyor, cümle tamamlanıyor, fikir doğuyor!

Oley, su geldi!

Hücrelere vardığımda içeriye girişim bayram gibi karşılandı.
Cilt hücresi diyor ki:
– “ Mahvetti beni KolaIce Tea Yaaa haftalardır pul pul dökülüyordum, teşekkürler!”
Kas hücresi:
– “Egzersiz yapıyorduk, su kaybı vardı. İmdat demiştik, yetiştin!”

Hücrelerin içi, adeta fabrikalar gibi çalışıyor. Enerji üretiliyor, proteinler sentezleniyor, zararlı maddeler süzülüyor. Ama su olmazsa hiçbir şey işlemiyor. Ben geldiğimde her şey şakır şakır çalışıyor.

Bazı hücreler beni ter olarak dışarı atıyor. Bazıları gözyaşı, bazıları tükürük, bazıları ise sindirime destek sıvılar olarak kullanıyor. Ama büyük kısmım hâlâ dolaşımda.

Sıvıların kraliçesi geldi!

Final noktasına geldik: Böbrekler!
Buraya geldiğinizde artık vücut diyor ki:
– “Kullanılmayan suyu ve atıkları temizleyelim.”

Böbrekler, “glomerül” denen küçük süzgeçlerle kanı süzüyor.
– “Kimler kalıyor, kimler gidiyor bakalım?”
Ben: “Artık görevimi yaptım, atık moleküllerle birlikte geldim.”
Böbrek: “O zaman seni gönderiyoruz. İdrar kanalları seni bekliyor.”

Burada üre, fazla tuz, bazı minerallerle birlikte “idrar ön maddesi” haline getiriliyorum. Bu sıvı, üreterden geçip mesaneye yönlendirilir.

VEDA

Mesanede biraz bekliyorum. Arkadaşlar geliyor, biraz daha birikiyoruz. Sonunda beyin komutu veriyor:

– “Tuvalete gitme zamanı!”
Ve vücut kapılarını açıyor. “Şııııııırr” diye veda ediyorum.

Ama giderken şunu söylüyorum:

“Ben geldim, görevimi yaptım, seni sağlıklı tuttum. Lütfen beni unutma. Günde 2-2.5 litre kadar kardeşimi daha çağır. Susuz kalma, kuru kalma. Hayat benden akar…”

Ben gidiyorum ama sen beni unutma!

Sevgili dostum,

Ben bir yudum suydum. Sana serinlik verdim, hücrelerini canlandırdım, toksinlerini temizledim, hatta cildini parlattım. Belki ter olarak çıktım, belki gözyaşı oldum, belki de idrarla veda ettim.

Ama bir şeyi unutma:
Ben her gün gelmek zorundayım.
Beni ihmal etme. Vücudun %60’ı benim. Çayla, kahveyle kandırma kendini. Gerçek temizlik, gerçek sağlık, gerçek canlılık bende.

Hadi şimdi bir yudum daha al. Ve gülümseyerek de ki:

Hoş geldin su, vücudum seni çok özlemiş.

Dr. Mustafa KEBAT

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan çocuklarımızı bilgilendirmek, okumaya, çalışmaya, doğal hayata heveslendirmek ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Su tüketiminin kilo kaybına etkisi: sistematik bir inceleme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31657610/

⭐️⭐️ Yaşın susuzluk ve sıvı alımına etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11528342/

⭐️⭐️ Susuzluk ve Sıvı Alımının Fizyolojik Düzenlenmesi https://journals.physiology.org/doi/full/10.1152/nips.01470.2003

⭐️⭐️ Susuzluk Üretiminde Kan Hacmi ve Ozmotik Basınçtaki Değişiklikler https://www.nature.com/articles/2021341a0

⭐️⭐️ Bilişsel performans ve susuzluk https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22855911/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Alkali Su Mucize mi?

Alkali Su Nedir?

Alkali su, pH seviyesi 7.0’ın üzerinde olan su olarak tanımlanır. Normal içme suyu genellikle nötr pH (yaklaşık 7.0) seviyesindedir.

Alkali suların pH değeri ise genellikle 8.0 ile 9.5 arasında değişir. Bu su türü doğal kaynaklardan elde edilebildiği gibi, elektroliz veya filtreleme işlemleri ile de yapay olarak üretilebilmektedir.

Son yıllarda alkali su, “vücudu alkalize ettiği”, “kanseri önlediği”, “yaşlanmayı geciktirdiği” ve “metabolizmayı hızlandırdığı” gibi iddialar ile popülerlik kazanmıştır.

Peki bu iddialar ne kadar doğrudur?

Alkali su gerçekten mucizevi bir içecek midir, yoksa pazarlama etkisiyle abartılan bir ürün müdür?

Alkali Su ve pH Dengesi – Vücudu Alkali Hale Getirir mi?

İlk ve en yaygın iddia, alkali suyun vücut pH’ını dengelediği ve asidik ortamı alkalize ederek hastalıkları önlediğidir.

Bilim Ne Diyor?

  • Vücut pH dengesi, son derece karmaşık ve sıkı kontrol edilen bir sistemdir. Kanın pH değeri yaklaşık 7.35 – 7.45 aralığında sabit tutulur. Bu denge, başta böbrekler ve akciğerler olmak üzere birçok sistem tarafından yönetilir.

  • Ağız yoluyla alınan alkali su, mideye ulaştığında, midede bulunan güçlü hidroklorik asit (HCl) ile karşılaşır ve nötralize olur. Bu durum, alkali suyun sistemik pH üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığını gösterir.

  • Harvard Medical School ve Mayo Clinic gibi tıp dünyasının öncü kuruluşları, alkali suyun sistemik pH üzerinde kalıcı ve anlamlı bir değişiklik yaratamayacağını belirtmektedir.

Sonuç: Alkali suyun vücut pH’ını değiştirdiği iddiası, fizyolojik olarak mümkün değildir. Vücut bu dengeyi kendisi sağlar.

Alkali Su ve Kanser: Kanseri Önler mi?

Alkali su savunucuları, kanser hücrelerinin asidik ortamda geliştiğini ve bu nedenle vücudun alkalize edilmesinin kanseri önleyeceğini ileri sürer.

Bilim Ne Diyor?

  • Kanser hücrelerinin asidik ortamda çoğaldığı doğrudur, ancak bu asidik ortam tümör hücrelerinin metabolizmasının bir sonucu olarak oluşur, neden değil.

  • American Institute for Cancer Research bu iddiayı açıkça reddetmiştir: “Kanserin asidik pH nedeniyle oluştuğuna dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur.”

  • Ayrıca, tümör hücreleri alkali ortamda da büyüyebilir. Dolayısıyla ortamın pH’ı tek başına belirleyici değildir.

Sonuç: Alkali suyun kansere karşı koruyucu olduğu yönündeki iddialar bilimsel olarak temelsizdir.

Alkali Su ve Metabolizma – Yağ Yakımını Artırır mı?

Bir diğer iddia, alkali suyun metabolizmayı hızlandırdığı ve kilo vermeye yardımcı olduğudur.

Bilim Ne Diyor?

  • 2016 yılında yapılan sınırlı bir çalışma, alkali su tüketen bireylerde idrarla birlikte daha fazla su atımı olduğunu ve bunun geçici kilo kaybına neden olabileceğini göstermiştir. Ancak bu su kaybı, yağ kaybı anlamına gelmemektedir. Metabolizma üzerinde kalıcı ve klinik olarak anlamlı bir etkisi henüz gösterilememiştir.

Sonuç: Alkali su, kısa vadede su atımını artırabilir ama doğrudan metabolizma hızlandırıcı etkisi bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

Alkali Su ve Spor Performansı – Daha Enerjik Hisseder Miyiz?

Bazı üreticiler, alkali suyun spor sonrası toparlanmayı hızlandırdığını, laktik asidi nötralize ederek kas ağrılarını azalttığını iddia etmektedir.

Bilim Ne Diyor?

  • 2010 ve 2016 yıllarında yapılan bazı küçük çaplı çalışmalar, alkali su içen sporcularda egzersiz sonrası toparlanmanın bir miktar daha hızlı olabileceğini göstermiştir. Ancak bu çalışmaların örneklem büyüklüğü küçüktür ve sonuçlar henüz genellenebilir nitelikte değildir.

  • Uluslararası Spor Hekimliği Derneği (ACSM), alkali suyun sporcu performansı üzerindeki etkilerinin daha fazla çalışma ile araştırılması gerektiğini belirtmiştir.

Sonuç: Belirli durumlarda küçük faydaları olabilir, ama bu konuda net bilimsel kanıtlar henüz yetersizdir.

Alkali Suyun Zararları ve Riskleri

Genellikle zararsız olarak sunulsa da, alkali su tüketiminin bazı olası yan etkileri mevcuttur:

  • Hipoklorhidri (mide asidi eksikliği): Uzun süreli yüksek pH’lı su tüketimi, mide asidini bastırabilir, bu da sindirim sorunlarına, vitamin ve mineral emiliminde bozukluklara neden olabilir.

  • Elektrolit dengesizlikleri: Yapay alkali sular, içerdiği elektrolitlerle bazı bireylerde potasyum ve sodyum dengesizliklerine yol açabilir.

  • Böbrek hastaları: Kronik böbrek yetmezliği olan bireylerde, fazla alkali yüklenmesi ciddi metabolik alkalozlara neden olabilir.

Piyasadaki Alkali Sular ve İçerikleri

Marketlerde satılan bazı “alkali” etiketli sular, aslında doğal kaynak suyu olup pH değeri 8.0 üzerindedir. Örneğin:

MarkapH DeğeriÜretim Yöntemi
Saka8.22Doğal kaynak suyu
Nestlé Pure Life7.8Filtreleme ve ozonlama
Hayat Su8.0Doğal kaynak

Bir de alkalize edilmiş yapay sular vardır: Elektroliz cihazlarıyla ya da filtreleme sistemiyle pH değeri yükseltilmiş sular. Bu tür suların etkileri doğal kaynak suyuna kıyasla daha fazla tartışmalıdır.

Alkaliliğin Farklı Yolları – Su Tek Yöntem Değil

Sağlıklı bir alkali dengeyi sağlamak için su içmek tek yol değildir.

Doğal olarak alkalize eden gıdalar şunlardır:

  • Ispanak, salatalık, limon (asit tadına rağmen metabolik olarak alkalidir)
  • Kereviz, brokoli, avokado
  • Badem, zencefil

Ayrıca stres yönetimi, derin nefes teknikleri ve egzersiz gibi yaşam tarzı faktörleri de pH dengesine etki edebilir.

Alkali Su Hakkındaki Gerçekler

🧪 İddiaBilimsel Gerçek
Vücudu alkalize eder❌ Hayır, mide asidiyle nötralize olur
Kanseri önler❌ Bilimsel dayanak yok
Metabolizmayı hızlandırır❌ Belirsiz ve geçici
Spor sonrası toparlanmayı hızlandırır❓ Kısıtlı bulgular var, genel geçer değil
Sindirimi destekler⚠️ Aşırı tüketimde tam tersi etki olabilir
Sağlıklı bir yaşam için gereklidir❌ Su içmek önemlidir ama “alkali” olması şart değil

Alkali su, bazı bireyler için tat farkı, mide hassasiyetine karşı rahatlatıcı etki gibi küçük faydalar sunabilir. Lakin genel sağlık üzerinde mucizevi bir etkisi olduğuna dair bilimsel bir kanıt yoktur.

Dengeli beslenme, yeterli su alımı, düzenli hareket ve stres yönetimi, vücut pH’ı ve genel sağlık için çok daha etkili ve doğal yöntemlerdir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Alkali Su: Ürik Asit ve Sistin Ürolitiyazisi İçin Yardımcı mı Yoksa Abartılı mı? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38193415/

⭐️⭐️ Alkali suyun metabolik riskler, uyku kalitesi ve kas gücü ile ilişkileri: Menopoz sonrası kadınlar arasında kesitsel bir çalışma https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9621423/

⭐️⭐️ Alkali Diyet ve Suyun Sağlık Üzerindeki Etkileri, Sindirim Sistemi Bakteri Yükünün Azaltılması ve Topraklama https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27089527/

⭐️⭐️ Alkali Su ve Uzun Ömür: Bir Fare Çalışması https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4906185/

⭐️⭐️ Osteoporozlu Postmenopozal Kadınlarda Alkali İçme Suyunun Kemik Yoğunluğuna Etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/34463073/

⭐️⭐️ Kronik gut artriti tedavisinde alkali suyun konvansiyonel ilaçlarla birlikte kullanımının etkinliğinin değerlendirilmesi: Randomize kontrollü bir çalışma https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10994428/

⭐️⭐️ İyonize alkali su: Deney hayvanlarında metabolik asidozun yönetimi için yeni strateji https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/19527469/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

İdeal Su İçmek İster misiniz?

Hem dünyanın hem de vücudumuzun önemli bir miktarını oluşturan, hayatımızın merkezinde ve vücudumuzun her hücresinde aktif rol oynayan lakin değerinin pek de farkında olmadığımız su..

Ne içerdiğini, pH seviyesini, sertlik derecesini ya da mineral dengesini düşünmeden içtiğimiz su..

İdeal Su

Var mı gerçekten ideal su?

Yada nedir ideal su?

Peki vücudumuzun önemli bir kısmını oluşturan suyun kalitesi nasıl?

Eveet bir düşünün içinizde organlarınızda, dokularınızda, hücrelerinizde bulunan su nasıl? İdeal mi?

Hiç düşündünüz mü?

Bardağınızdaki suyun içine istemediğiniz bir şey (Toz, sinek vb gibi) düşünce su kirleniyor da solunumla (Sigara, toz vb gibi), ağız yoluyla (işlenmiş gıdalar, şeker vb gibi) ve deri yoluyla (Kimyasallar – kozmetikler, koruyucular vb gibi) giren kirleticiler vücudunuzun suyunu ne hale getiriyor düşündünüz mü?

Biz dönelim içtiğimiz suyun ideal olup olmadığına.

İdeal içme suyu, yalnızca temiz ve mikropsuz değil, aynı zamanda dengeli mineral içeriğine ve uygun pH değerine sahip olması gerekir.

Su Hayattır Lakin Hangi Su?

Vücudumuzun %60 – 70 ‘i sudan oluşur. Bebeklerde bu oran %75’e kadar çıkar.

Bu su oranının dengede olması, yaşamımızın devamı için kritik öneme sahiptir.

Su;

  • Besinlerin hücrelere taşınmasını
  • Atıkların uzaklaştırılmasını
  • Sıcaklık dengesinin korunmasını
  • Beyin işlevlerinin sağlıklı çalışmasını sağlar.

Lakin su deyip geçmeyin. Çünkü her su, vücudumuza aynı faydayı sağlamaz.

Suyun içeriği miktarı kadar önemlidir. O sebeple şu soruyu sormalıyız Su Hayattır lakin Hangi Su?

Sular Arasında Ne Farklar Var?

Raflarda yer alan, evinize sipariş etmeyi tercih ettiğiniz onlarca marka su var. Hepsinin içeriğinde de farklılıklar var.

İçeriklerine girmeden önce elde ediliş şekillerine göre su çeşitlerinin başlıcalarına bakalım.

  • Arıtılmış sular – Genellikle düşük Toplam Çözünmüş Maddeye (TDS) sahiptir, mineralleri yok denecek kadar azdır.
  • Doğal kaynak suları – Toplam Çözünmüş Madde (TDS), pH ve mineral dengesi bakımından daha doğaldır.
  • Alkali sular – pH değeri 8.0’in üzerinde, bazıları iyonize edilmiş formdadır.

Bu suların her biri farklı etiklere sebep olur. Lakin sürekli olarak çok düşük Toplam Çözünmüş Maddeli (TDS), minerali sıfırlanmış su içmek vücutta elektrolit eksikliği ve doku yorgunluğu gibi sorunlara yol açar.

Sadece Su Değil, Vücuduna Uyum

İçilebilir Su

İçilebilir suyun içeriğinde neyin ne kadar olması veya olmaması konusunda farklı otoritelerin (Türk Standartları Enstitüsü, Avrupa Birliği, Dünya Sağlık Teşkilatı) aynı ve farklı kriterlerini aşağıdaki tabloda görebilirsiniz.

İÇME SUYU KALİTE PARAMETRE DEĞERLERİ
Kabul Edilebilir Maksimum Değerler
STANDARTLARTSE 266 Türk Standartları EnstitüsüEC – Avrupa BirliğiWHO – Dünya Sağlık Teşkilatı
Mikrobiyolojik EMS/100 mL
Koliform000
Esherichia Coli (E.Coli)000
Toplam Koloni Sayısı (22C’)20  
Toplam Koloni Sayısı (37C’) 5  
C.perfringers000
Pseudomonas Aeruginosa000
Kimyasal mg/L
pH6,5-9,56,5-9,56,5-9,5
İletkenlik 20′ (uS/cm)250025002500
Nitrat (NO3)505050
Nitrit (NO2)0,500,500,50
Bor (B)1,02,02,0
Nikel (Ni)0,020,020,02
Arsenik (As)0,010,010,01
Kadminyum (Cd)0,0050,0050,003
Civa0,0010,0010,001
Krom Toplam (Cr)0,050,050,05
Baryum   
Florür (F)1,501,501,50
Kurşun (Pb)0,010,010,01
Siyanür (CN)0,050,050,07
Bromat (Br)0,010  0,010  0,025
Benzen (C6H6)0,0010,0010,010
Selenyum (Se)0,0100,0100,010
Antimon (Sb)0,0050,0050,005
Bakır (Cu)2,02,02,0
Fosfor0,4-5,00,4-5,0 
Demir (Fe)0,20,20,3
Çinko 5,0  
Mangan (Mn)0,050,050,10
Magnezyum (Mg)5050 
Alüminyum (Al)0,200,200,20
Amonyum (NH4)0,500,501,50
Sodyum (Na)175200200
Potasyum (K)12  
Serbest Klor (CI2)0,50,55
Klorür (Cl)250250250
Kalsiyum (Ca)200 100
Sülfat (SO4)250250250
Sertlik (CaCO3)  500
Fiziksel ve Duyusal (Organoleptik)
Renk (Co-Pt birimi)202015
Bulanıklık (NTU birimi)5,04,05,0
KokuDuyusalDuyusalDuyusal
TatDuyusalDuyusalDuyusal

Suyun İçinde Bulunanların Sağlığımıza Etkileri

İçme kullanma suyu içerisinde bulunan iyonların fazlalığının insan sağlığı üzerindeki etkileriTSE 266 Türk Standartları Enstitüsü
KoliformBulaşıcı bağırsak hastalıkları, dışkı ve kirlenmiş sular vasıtası ile taşınırlar. Enfeksiyon kapmış kişilerin dışkılarında bulunan yani hastalık yapan mikroorganizmalar arasında bakteriler, virüsler, parazitler ve parazitik kurtlar yer alır. Su kaynaklarının kirlenip kirlenmediğini tayin etmek için kendisi patojen olmayan koliform bakteriler indikatör organizma olarak kullanılır. Bu indikatör organizmaların örnekleri Escherichia coli ve fekal streptokok bakteriler olup her ikiside insan bağırsaklarında bulunurlar.Bu organizmaların içme suyunda bulunmaması gerekir.0
Esherichia Coli (E.Coli)
Toplam Kloloni Sayısı (22C’)
Toplam Kloloni Sayısı (37C’)
C.perfringers
Pseudomonas Aeruginosa
Kimyasal mg/L
pHPH 6,5 dan düşük olan sular asidik olup aşındırıcı bir etkiye sahiptir.Buna bağlı olarak şebeke sisteminde ve evlerde metaller üzerinde aşındırıcı etki yapmaktadır.PH 9,5 dan fazla olan suda tat problemi ortaya çıkar ve su sabunumsu bir kayganlık hissi verir.Ayrıca bu suların taş yapma özelliği de bulunmaktadır. pH’ın düşük veya yüksek olması endüstriyel kirlenmeye de bağlıdır.Suyun geçtiği topraklar da pH etkilemektedir.6,5-9,5
İletkenlik 20′ (uS/cm)İletkenlik suda çözünmüş iyonların bir fonksiyonudur.Bu sebeple izleyici bir parametredir. İçme suyunda iletkenlik artışı, suyun kirlendiğini yada suya deniz suyunun karıştığını göstermektedir.2500
Nitrat (NO3)Sürekli olarak yüksek Nitrat içeren suları içmek ölüme yol açabilir.Boğaz hastalıklarına ve kan hastalıklarına yol açabilir.Bebeklere kesinlikle Nitratlı su içirilmemelidir. Mavi hastalık denilen kan zehirlenmesine sebebiyet verir.Evsel ve Endüstriyel kirlenmeden ve de tarımda kullanılan gübrelemeden kaynaklanır.50
Nitrit (NO2)Nitrata benzer etki gösterirler ve daha tehlikelidir. Kan zehirlenmesine kanda oksijen taşınmasını engelleyerek oksijensizlikten boğulmaya sebep olur. Kaynağı endüstriyel kirlenme ve gübreler oluşturur.0,5
Arsenik (As)Çok iyi bilinen bir zehirdir.Suda yüksek miktarda bulunması doku bozulmalarına, dolaşım sistemi problemlerine ve kanser riskinin yükselmesine sebep olur.Sudaki Arsenik varlığı endüstriyel faaliyeler ve tarım ilaçlarından kaynaklanmaktadır. 
Kadminyum (Cd)Kadminyum vücutaki bütün hücreleri tahrip etmektedir. Çeşitli endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır ve toprağa geçerek yeraltı sularına karışabilir. 
CivaSinirleri tahrip eden bir zehirdir. Ağız ve diş etlerinde tipik yaraların meydana gelmesine neden olur, vücuttan atılması zor olduğu için kronik zehirlenmelere yol açar.Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır.0,001
Krom Toplam (Cr)En önemli insan vücudunda deride alerji yapmasıdır. Sudaki krom çeşitli endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır.0,05
BaryumKemikler üzerinde olumsuz etkiler göstermektedir.Kemiklerde kalsiyum ile yer değiştirerek önemli defermosyonlara yol açar. Kan basıncını artırır. Suda baryum varlığı metal saflaştırma işlemlerinden kaynaklanır. 
Florür (F)Suda aşırı miktarda bulunması kemik ve diş sağlığını olumsuz yönde etkilerken ,az bulunması halinde ise diş sağlığını olumsuz etkilemektedir. Sudaki Florün varlığı suya flor katılması, alimünyum sanayiinden ve gübrelemeden kaynaklanır.1,50
Kurşun (Pb)Kurşunun insan metabolizması üzerindeki en önemli problemi kan basıncını arttırır, böbrek tahribatı, dişlerde siyahlaşma, kanda ve idrarda kurşun miktarının artması şeklinde kendini gösterir. Ayrıca kemiklerde kalsiyum yerine geçerek kurşun fosfat şeklini alır ve buradan kana kana geçmeye devam eder. Kemik yapısını bozar. Sudaki kurşun varlığı endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanmaktadır.0,01
Siyanür (CN)Sinir Sistemi ve tiroit bezi üzerinde önemli sorunlar yaratır. Çok iyi bilinen zehirlerden birisidir.Sudaki canlı yaşamı için çok tehlikelidir. Çeşitli Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır. Bazı meyvelerin çekirdekleri (kayısı çekirdeği, şeftali çekirdeği) siyanür bileşeni içermektedir. 
Bromat (Br)Ozonla yapılan dezanfektiyonun yan ürünüdr. Bunların su ile alınması durumunda karaciger, böbrek yetmezliğine, sinie sistemi tahribatına yol açar. Ayrıca kanser riski de taşımaları söz konusudur.1,0
Selenyum (Se)Eser miktarda vücutta olması gereken bir agır metaldir.Fazla olması durumunda tırnaklarda ve saçlarda dökülmeler, kırılmalar, duygu kaybı gibi seklinde kendini gösterir.Kanserojen etkisi vardır. Diş tahribatına yol açar. Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır.0,010
Antimon (Sb)Yapı bakımıdan arseniğe benzer ve fizyolojik etkisi de aynıdır.Kanda kollestrol düşer ve kan şekeri yükselir. Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanır.0,005
Bakır (Cu)Suda tat problemi yanısıra uzun süre yüksek miktarda alınması karaciger ve böbreklerde tahribata yol açar.Hatane ve çamaşırhanelerde istenmez.Diğer metallerin aşaındırılmasına yol açar. Sudaki bakır, kaplama sanayii atıklarından alg ile mücadele çerçevesinde rezervuara atılan bakır sülfattan, tarım ilaçlarından kaynaklanır.2,0
FosforTaş yapma potansiyeli vardır.Fosforun göllerde bulunması göl yaşamı için önem taşır, ancak aşırı fosfor göllerde algların oluşmasına yol açar.Aynı zamanda fosforun varlığı diğer parametrelere de dikkat çeker.İzlenmesi gereken prametredir. Evsel atıklardan, gübrelemeden, endüstriyel atıklardan kaynaklanır.0,4-5,0
Demir (Fe)Demirin suda aşırı bulunması suya metalik bir tat verir.Suda renklilik yapar,fakat bunlar sağlık açısından sorun teşkil etmezler. Ancak; çamaşırhaneler, tekstil sanayi, sabun, diş macunu imalatı ve kağıt sanayinde kullanılan sularda demirin varlığı istenmez. Çünkü demir ürünler üzerinde leke bırakır. Ayrıca evlerde de porselenlerin zamanla sararmasına yol açar. Toprak yapısından ve endüstriyel kirlenmeden kaynaklanır.200
Çinko İçme suyunda en fazla bulunması istenen metal iyonudur.İnsan sağlığı açısından önemli bir zararı yoktur. Suda bir miktar bulunması istenir. Suda fazla bulunması opal rengi yani süt beyaz bir görüntü verir. Sudaki çinko metal kaplama sanayinde kullanılır.5,0
Mangan (Mn)Etkileri demirinkine banzer.0,05
Magnezyum (Mg)Fazla olması durumunda gözlerde tahribata yol açar.İshal yapıcı etkisi ortaya çıkar. Sudaki magnezyum, suyun geçtiği toprak yapısına bağlıdır. Suya acılık verir. 50
Alüminyum (Al)Fazlası suyun rengini bozar.Bulanık ve mavimtırak bir görüntü verir.Böbreklerde tahribat yapar. Alzheimer yaptıgına dair bulgular bulunmaktadır. Fazlalığı su arıtımında aşırı alüminyum sülfat kullanılmasından, endüstriyel kirlenmeden vaya toprak yapısından kaynaklanır.0,20
Amonyum (NH4)Tat ve koku problemi oluşturur.İnsan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi vardır. Sudaki amonyum varlığı, suya evsel atıkların karıştığını göstermektedir. Dolayısıyla bu tür sular potansiyel hastalık yapıcıdır. Evsel ve endüstriyel kirlenmeden ve gübrelemelerden kaynaklanmaktadır.0,05-0,5
Sodyum (Na)Fazlası tat problemi oluşturur.Tuzluluk hissi verir. Sudaki sodyum fazlılığı evsel ve endüstriyel kirlenme, toprak yapısı ve deniz katkısından kaynaklanabilir.175
Potasyum (K)Etkisi sodyuma benzer.Kaynağı endüstriyel kirlenme,tarımsal gübrelemeler ve toprak yapısı oluşturur.12
Serbest Klor (CI2)Suya sağlıklı bir dezanfeksioyon için katılır.Fazlası tat ve doku problemine yol açar. Fazlası Kanserojen olabilir tat ve kötü koku yaratabilirler. Bu yüzden renkli ve bulanık sularda klorlama yapılmamalıdır.0,5
Kalsiyum (Ca)Vücut açısından kalsiyumun doğrudan bir zararlı etkisi yoktur. Kemik yapısı içinde yararlıdır.Ancak içim bakımından fazla olması taş yapma potansiyelini arttırır. Düşük olması durumunda ise aşındırıcı etki yaratabilir. Sudaki kalsiyum suyun geçtiği toprak yapısına bağlıdır.200
Sülfat (SO4)Suların tadını bozar ve aşındırıcı etkisi vardır. Fazla sülfatlı sular acımtıraktır.İshale sebep olabilir.Aşındırıcılığı daha çok metal aksamlar ve beton sistemlerinde görülür.Kaynağı evsel ve endüstriyel kirlenmedir.25-250
Sertlik (CaCO3)Bazı standartlarda maksimum sınır olarak 500mg/l verilir. Sudaki kalsiyum ve magnezyumun bir fonksiyonudur.Çok sert suların içimi hoş olmaz ve bu tür sularda sabun fazla köpürmediğinden fazla kullanım olur. Ayrıca Taş, Kireç yapma özelliğinden dolayı sıcak su tesislerinde istenmez. Suyun sertliği kaynaktan yani toprak yapısından kaynaklanır. 
Fiziksel ve Organoleptik 
Renk (Co-Pt birimi)Suda renk fazlalığı istenmez. Çünkü bu durum suda çözünmüş halde bulunan Mangan, Krom, Demir, Nikel gibi metal iyonları ile organik bileşiklerin varlığını gösterir.Rengin fazlalığı bitkilerin bozuşması, toprak yapısı,evsel ve endüstriyel kirlenme sonucu olabilir.20
Bulanıklık (NTU birimi)Bulanıklık estetik açıdan önemli olup suyun tadını da etkiler.Suda bulunan askıda katı maddeler ve çözünmüş organik maddeler bulanıklığa neden olur. Dolayısıyla istenmeyen maddelerin varlığına işaret eder. Öye yandan bulanıklığı fazla sular klorlandığı zaman çok daha zararlı ürünlerin ortaya çıkacağına işarettir. Bu yüzden iyi bir klorlama için bulanıklık 1 değerinden düşük olmalıdır. Bulanıklığın kaynağı endüstriyel kirlenme veya evsel kirlenme ve dogal bozulma olabilir.1,0
KokuDuyusal 
TatDuyusal

Su Hakkında Yanlış Bilinenler ve Gerçekler

Yanlış BilgiGerçek
“Saf su en sağlıklısıdır.”Saf su (Toplam Çözünmüş Madde (TDS) değeri çok düşük olan) mineral içermez, uzun vadede zararlı olabilir.
“Suyun tadı yoktur.”Suyun tadı, içindeki mineraller ve pH değerine göre değişir.
“Her gün 2 litre su içmek zorunludur.”Su ihtiyacı kişiye, aktiviteye, yaşa ve hava koşullarına göre değişir.
“Ters ozmoz su en iyi içme suyudur.”Ters ozmoz su minerallerden arındırılmıştır; yeniden mineralize edilmelidir.
“Alkali su mucize yaratır.”Alkali suyun faydaları abartılabilir; bilimsel olarak etkileri hâlâ tartışmalıdır.
“Şebeke suyu tamamen zararlıdır.”Türkiye’de çoğu şehirde şebeke suyu arıtılmış ve analizlidir; bazı bölgelerde içilebilir.
“Ne kadar çok su içilirse o kadar iyi.”Aşırı su tüketimi hiponatremi gibi ciddi sorunlara yol açabilir.
“Cam şişede satılan her su daha kalitelidir.”Ambalaj türü önemli ama içerik analizi daha belirleyicidir.
“TDS değeri ne kadar düşükse o kadar sağlıklıdır.”Çok düşük TDS (mineral fakirliği) vücut dengesi için uygun değildir.
“Soğuk su içmek zararlıdır.”Sağlıklı bireylerde soğuk su genellikle zararsızdır, ancak mide rahatsızlıklarında dikkatli olunmalıdır.

Son olarak;

İçtiğimiz su gerçekten bize yaşam mı veriyor, yoksa sadece susuzluğumuzu mu gideriyor?

İdeal su, sadece temiz değil; aynı zamanda dengeleyici, besleyici ve uyumlu olmalıdır. Vücudumuzun her hücresine dost bir su, yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve ruhsal sağlığımıza da katkı sağlar.

Evet, “ideal su” gerçek bir hedef olabilir. Bilinçli seçimlerle bu hedefe ulaşmak ise elimizde. Çünkü su, sadece bir ihtiyaç değil; yaşamın kendisidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=7510&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

⭐️⭐️ İçme Suyundaki Kalsiyum ve Magnezyum ve Serebrovasküler Hastalıktan Ölüm Riski https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/01.str.29.2.411

⭐️⭐️ Dünya Çapında İçme Suyu Sıcaklığı: Anlama, Politikalar, Zorluklar ve Fırsatlar https://www.mdpi.com/2073-4441/12/4/1049

⭐️⭐️ İçme suyu kalitesine ilişkin kılavuz https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK579464/

⭐️⭐️ İçme Suyunun İnsanlarda Mineral Beslenmesine Katkısı https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK216589/

⭐️⭐️ Sular – İnsanî tüketim amaçlı sularTS 266https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073082080080071077100076119105103072

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Suyun Sırrı

Su…

Bilimin ardına aşıp da ” Sihir var mı? ”diye aranmanın hiç de gereği yok. Eğer sihir diye bir şey varsa ilk bulacağımız yer SU olmalı.

Suyu Sırrını Arıyorum

İlk olarak çookk eskilere bakıyorum…

Lao Tzu tarafından MÖ 6. yüzyılda yazılan Dao De Jing veya Tao Te Ching kitabında;

Hakikî iyilik su olmaya benzer. Sudaki iyilik on bin şey için iyiliktir ve hiçbiriyle rekabet etmez. Süzülür, en derin kuyulara iner ve nihayet yolunu bulur. Güzel evlerde yaşayın, derinlikli düşünün ve herkese iyi olun. Sözlerinizi tutun, adil yasalar koyun, doğrulukla hareket edin ve her işi vaktinde bitirin. Rekabete girmediğiniz sürece hataya da düşmezsiniz. yazdığını buluyorum.

Bence de ”Hakiki iyilik su olmaya benzer

Daha yakın zamana geldiğimde bizim topraklarımızdan (Anadolu topraklarından) derin bir gönül buluyorum aynı felsefenin farklı kelimeleriyle…

Su Gibi Aziz Ol

Sen, hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi vazgeçilmez… Ve su gibi hayat kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol; Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil! Sen bir su ol… Ama rahmet ol; Afet değil! … Ama yine su gibi “bir küçük bardağın içine” sığdır ki kendini; Girebilmeyi öğren insanların damarlarına. Hayat ver… Vazgeçilmez ol. Ama rahmet ol; afet değil! Su isen; tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme; sana «felâket» denmesin!

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

Zamanın ötesinde bir insan, hümanizmin felsefesini anlatırken ”su” gibi ol dediğini okuyorum…

Oradan günümüze baktığımda;

Suyun felsefesini, suyun “H2O” kimya formülünden faydalanarak “Humble”, “Harmony” (H2) “Opennes” (O) olarak uyarladılar günümüzde. Dilimize çevirdiğimizde ” Alçakgönüllülük, Uyum, Açıklık” oluyor. Gayet güzel ve uyumlu bence.

Suyun felsefesini siz içinizden düşünürken ben de suyun sırrını aralamaya başlayayım.

Suyun Sırrı

Hayatımızın akışında devamlı varlığına ihtiyaç duyduğumuz, yaşamın temel yapı taşı ve doğadaki en yaygın bileşiklerden biri olmasına rağmen, birçok fiziksel ve kimyasal özelliği hala tam olarak anlaşılmamamıştır.

Su hakkında gelecekte bizleri yeni süprizlerin beklediğini söyleyebilirim.

Suyun bizlerin sağlığı ve ekosistemler üzerindeki genel bilinen etkilerinden çok daha derin bir seviyeye inelim, suyun az bilinen fiziksel ve kimyasal özelliklerinin ayrıntılarını keşfedilim.

Şimdilik bildiğimiz evrende en çok bilinen ve aranan sıvı bileşiklerden biri su‘dur.

Su molekülü, bir oksijen atomu ile iki hidrojen atomu arasında kovalent bağlarla oluşturulmuştur. Ancak suyu özel kılan, bu moleküllerin arasındaki bağların hidrojen bağları ile etkileşime girmesidir. Bu bağlar, suyun kaynama noktası, çözünürlük, yüzey gerilimi, viskozite vb. gibi birçok fiziksel ve kimyasal özelliğini etkiler.

Birçok özelliğini okuyacağımız su, biyolojik ve kimyasal süreçlerde nasıl hayati rol oynuyor okuyalım…

Anomal Genleşme Özelliği

Anomal genleşme, suyun 4°C sıcaklıkta en yoğun hâlde olması, yani bu sıcaklıkta hacminin en küçük, yoğunluğunun en büyük olması durumudur. Bu davranış, diğer sıvılardan farklıdır. Çünkü çoğu madde ısıtıldıkça genleşir, soğudukça büzüşür. Ama su, 4°C’nin altına inince tersine genleşmeye başlar! Bu özellik, suyu diğer tüm sıvılardan ayıran önemli bir farktır.

🔹 0°C ile 4°C arasında

  • Su soğudukça genleşir, yani hacmi artar.
  • Bu yüzden buz, sıvı sudan daha az yoğundur.
  • O nedenle buz su üzerinde yüzer.

🔹 4°C’de

  • Su maksimum yoğunluğa ulaşır.
  • Hacmi en küçüktür.
  • Su molekülleri en sıkı şekilde paketlenmiştir.

🔹 4°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda

  • Su normal maddeler gibi davranır: ısı aldıkça genleşir.

Bu olayın nedeni, suyun molekülleri arasındaki hidrojen bağlarıdır. Soğudukça bu bağlar suyu daha düzenli ama daha hacimli bir kristal yapıya yönlendirir (buzda altıgen yapı).

Bu da 0°C’deki buzun daha az yoğun olmasına yol açar.

Doğada Neden Önemli?

Bu özel durumun ekolojik ve çevresel etkileri çok büyüktür

Göller ve Nehirler

  • Kışın su yüzeyi 0°C’ye kadar donar ama dip kısımlar 4°C’de kalır.
  • Böylece su canlıları donmaktan korunur.

Buzun Üste Çıkması

Eğer buz dibe çökseydi, göller ve okyanuslar dipten donmaya başlardı ve su altındaki yaşam yok olurdu. Bu özellik, suyun hayatı sürdüren evrimsel bir avantaj sunan temel bir özelliğidir.

Buz, yüzeyde kalarak yüzeyi yalıtır ve daha derin su katmanlarını soğuktan korur.

Yüksek Özgül Isı Kapasitesi

Özgül ısı kapasitesi, bir maddenin 1 gramının sıcaklığını 1°C artırmak için gereken ısı miktarıdır.
Birimi: cal/g·°C ya da J/g·°C

Yüksek Özgül Isı Kapasitesi Ne Demek?

Bir madde yüksek özgül ısı kapasitesine sahipse

  • Sıcaklığını değiştirmek için çok fazla ısı alması veya vermesi gerekir.
  • Isınması yavaş, soğuması da yavaş olur.

Su Yüksek Özgül Isı Kapasitesinde Şampiyon

Su’yun özgül ısı kapasitesi 4,18 J/g·°C (veya 1 cal/g·°C)
→ Bu, bilinen çoğu sıvıdan çok daha yüksektir.

🔹 Ne Anlama Gelir?

  • 1 gram suyun sıcaklığını 1°C artırmak için 4,18 joule ısı gerekir.
  • Örneğin aynı miktardaki demir, çok daha az ısıyla ısınır.

Yüksek Özgül Isı Kapasitesinin Etkileri

1. İklim Düzenleyici Etki

  • Okyanuslar ve büyük su kütleleri, ısıyı emer ve yavaş yavaş bırakır.
  • Bu yüzden kıyı şehirlerinden sıcaklık farkları daha azdır.

2. Vücut Sıcaklığı Dengesi

  • İnsan vücudunun %60’ından fazlası sudur.
  • Su sayesinde vücut sıcaklığı ani değişimlere karşı korunur.
  • Örneğin terleme ile su buharlaştıkça fazla ısı uzaklaştırılır.

3. Enerji Depolama ve Soğutma Sistemleri

  • Yüksek özgül ısı kapasitesine sahip maddeler (özellikle su), ısı depolama sistemlerinde kullanılır.
  • Radyatörler, kalorifer sistemleri gibi alanlarda su çok tercih edilir.

Suyun yüksek özgül ısısı da onu özel kılan bir başka özelliktir.

Yüksek Buharlaşma Isısı ve Terleme

Suyun Yüksek Buharlaşma Isısı Nedir?

Suyun yüksek buharlaşma ısısı, 1 gram suyu sıvı halden buhar haline (gaz fazına) geçirmek için gerekli olan enerji miktarıdır. Bu değer, yaklaşık 540 kalori/gram (kcal/kg değil, gram başına) gibi oldukça yüksektir.

Suyun Yüksek Buharlaşma Isısı Neden Bu Kadar Yüksek?

Su molekülleri arasında hidrojen bağları vardır. Bu bağlar güçlüdür ve suyun buharlaşabilmesi için bu bağların kırılması gerekir. İşte bu bağların kırılması için fazladan enerji gerekir — bu da suya yüksek bir buharlaşma ısısı kazandırır.

Suyun Yüksek Buharlaşma Isısının Terlemeyle İlgisi

Terleme, vücudun sıcaklığını düşürmek için kullandığı fizyolojik bir soğutma mekanizmasıdır.

  1. Vücut ısısı yükseldiğinde (örn. egzersiz, sıcak hava, stres):
  2. Beyin, ter bezlerine sinyal gönderir.
  3. Cilt yüzeyine su (ter) salınır.
  4. Bu su buharlaşırken, çevresinden (yani derimizden) ısı çeker.
  5. Isı çekildiği için vücut serinler.

Suyun yüksek buharlaşma ısısı sayesinde az miktarda ter, çok miktarda ısıyı vücuttan uzaklaştırabilir. Bu, insanın sıcak ortamlarda bile ısı dengesini koruyabilmesini sağlar.

  • İnsan terlediğinde vücuttan atılan suyun buharlaşması, dakikada ortalama 580 kcal kadar ısıyı uzaklaştırabilir.
  • Vücut ısısının çok az yükselmesi bile (örneğin 1°C artış), metabolik süreçleri ciddi biçimde etkileyebilir. Bu yüzden suyun bu özelliği hayati önemdedir.
  • Diğer sıvılarla karşılaştırıldığında su, buharlaşarak en fazla soğutma etkisini gösteren sıvıdır.

Suyun yüksek buharlaşma ısısı, ısı dengesini koruma, serinleme, metabolik denge ve hayatta kalma açısından kritik bir özelliktir. Bu nedenle su sadece “yaşam için gerekli” değil, aynı zamanda biyolojik termostatımızın bir parçasıdır.

Yüzey Gerilimi Çok Yüksektir

Yüzey Gerilimi Nedir?

Yüzey gerilimi, bir sıvının yüzeyinin, bir zar gibi davranarak dış kuvvetlere karşı direnç göstermesidir.

Yüzey Gerilimi Nasıl Oluşur?

  • Sıvının içindeki moleküller, her yönden çekim kuvveti hisseder (özellikle hidrojen bağları).
  • Ancak yüzeye yakın moleküller, aşağıya ve yana doğru çekilir çünkü üstlerinde molekül yoktur.
  • Bu, sıvı yüzeyinin adeta bir gergin zar gibi davranmasına neden olur.

Suyun Yüzey Gerilimi Neden Çok Yüksektir?

Suyun yüzey gerilimi, çoğu sıvıya göre çok yüksektir. Bu da su molekülleri arasındaki hidrojen bağları sayesinde olur.

🔹 Hidrojen bağları çok güçlü ara moleküler çekimlerdir.
🔹 Su molekülleri bu bağlar sayesinde birbirine çok sıkı tutunur.
🔹 Bu da suyun yüzeyinin kolayca “yırtılmamasını” sağlar.

Örneğin

  • Su: ~72 dyn/cm (20°C’de)
  • Alkol: ~22 dyn/cm
  • Aseton: ~23 dyn/cm
    Gördüğünüz gibi su, en yüksek yüzey gerilimine sahip sıvılardan biridir.

Günlük Hayatta Yüzey Geriliminin Etkileri

🔹 1. Suya Düşmeyen Böcekler

Su yüzeyinde yürüyen su örümceği, su aygırı böceği (gerridae) gibi canlılar, bu yüzey gerilimini kullanır. Ayakları suyu batırmaz çünkü su yüzeyinde bir “gerginlik” vardır.

🔹 2. Damla Oluşumu

Musluktan sarkan suyun küçük bir top gibi “yuvarlak damla” halini alması, yüzey gerilimindendir. Su, minimum yüzey alanı oluşturmak ister ve bu da küredir.

🔹 3. Bitki Yapraklarındaki Su

Yaprak üstünde duran su damlaları hemen yayılmaz, boncuk gibi durur. Bu da suyun yüzey geriliminin bir sonucudur.

Yüzey Geriliminin Biyolojik Önemi

Akciğerlerdeki Alveoller
  • Akciğerimizdeki alveoller, çok küçük hava kesecikleridir.
  • Bunların yüzeyi suyla kaplıdır.
  • Yüzey gerilimi çok yüksek olsaydı, bu kesecikler kolayca çökerdi.
  • Bu yüzden akciğerler sürfaktan adlı bir madde üretir: Bu, suyun yüzey gerilimini azaltarak solunumun devam etmesini sağlar.

Suyun Yüzey Gerilimini Azaltanlar veya Artıranlar

EtkenEtkisi
Sabun ve deterjanYüzey gerilimini düşürür
Sıcaklık artışıYüzey gerilimini düşürür
Bazı tuzlar (örneğin NaCl)Yüzey gerilimini artırabilir

Sonuç olarak suyun yüksek yüzey gerilimi

  • Doğadaki yaşamın düzenini
  • Biyolojik sistemlerin işleyişini
  • Suya özgü davranışları derinden etkileyen bir özelliktir.

Bu özellik sayesinde su; böceklerin yürüyebileceği, damla oluşturabileceği ve canlı dokularda dengeli bir şekilde hareket edebileceği benzersiz bir sıvı haline gelir.

Çözücü Özelliği – Evrensel Çözücü

Evrensel Çözücü Ne Demek?

Evrensel çözücü” terimi, bir maddenin birçok başka maddeyi çözebilme kabiliyetinin çok yüksek olması anlamına gelir.

💧 Su, doğada bilinen en güçlü ve en yaygın çözücüdür.

Suda çözünmeyen çok az madde vardır. Bu nedenle suya “evrensel çözücü” denir.

Suyun Çözücü Gücü Nereden Gelir?

🔹 Kutuplu Molekül Yapısı

Su molekülü (H₂O), kutuplu (polar) bir moleküldür.

  • Oksijen negatif yüklü ucu oluşturur (δ⁻).
  • Hidrojenler pozitif yüklü uçlardır (δ⁺).

Bu asimetrik yük dağılımı, suyu elektriksel olarak aktif hale getirir.

➡️ Bu sayede su, diğer kutuplu (polar) molekülleri ve iyonik bileşikleri kendine çeker ve çevreler (hidrasyon yapar), böylece onları çözer.

🔹 Hidrojen Bağları

Su molekülleri, hem birbirleriyle hem de çözünen diğer moleküllerle hidrojen bağları kurarak onları çözer.

Suyun Hangi Maddeleri Çözebildiğine Örnekler

Madde TürüÇözünme DurumuÖrnek
Tuzlar (iyonik)Çok iyi çözünürNaCl → Na⁺ + Cl⁻
Şekerler (polar)İyi çözünürGlikoz, fruktoz
Gazlar (kısmen)Bazıları çözünürO₂, CO₂ → kan içinde
Yağlar (nonpolar)Kötü çözünürZeytinyağı → çözünmez

Biyolojik ve Doğal Önemi

Canlı Vücudunda

  • Hücre içi sıvılarda (sitoplazma), su sayesinde besinler, vitaminler, hormonlar, atık ürünler çözünür ve taşınabilir hale gelir.
  • Kanın büyük kısmı sudur, bu sayede oksijen, glikoz, hormonlar vücutta taşınır.

Doğada

  • Yağmur suyu, havadaki CO₂’yi çözer → karbonik asit oluşur → bu doğada kayaçların çözülmesine katkı sağlar.
  • Nehirlerdeki su, mineralleri çözer → topraklara taşır → bitki beslenmesi sağlanır.

Suyun Çözücü Özelliği Olmasaydı Ne Olurdu?

  • Besinler kana geçemezdi.
  • Hormonlar hedef dokulara ulaşamazdı.
  • Atıklar vücuttan atılamazdı.
  • Hücre içi kimyasal reaksiyonlar dururdu.

Yani canlılık, şu anki haliyle imkansız olurdu.

  • Su sadece polar ve iyonik bileşikleri çözer.
  • Nonpolar (kutuplu olmayan) maddeler (yağlar, bazı plastikler) suyla karışmaz. ➡️ Bu nedenle “evrensel çözücü” ifadesi her maddeyi çözer anlamında mutlak değil; biolojik sistemlerde geçerli bir niteliktir.

Su, kutuplu yapısı ve hidrojen bağları kurabilmesi sayesinde dünyadaki en iyi çözücüdür. Bu sayede canlılar:

  • Beslenebilir,
  • Solunum yapabilir,
  • Atıklarını atabilir ve
  • Hayatta kalabilir.

Bu yüzden suya sadece “yaşam kaynağı” değil, aynı zamanda “yaşamın taşıyıcısı” da denir.

Kovalent Yapıda Lakin Polar Molekül

Su molekülünün hidrojen ve oksijen atomları arasında kovalent bağlar (Elektronlar paylaşılır, tamamen verilmez veya alınmaz.) ile bağlanmış olmasına rağmen, molekülün kutuplaşmış (polar) bir yapıya sahip olması anlamına gelir.

Kovalent bağ, iki atomun ortaklaşa elektron paylaşarak birbirine bağlandığı bir bağ türüdür. Su molekülü (H₂O) oksijen atomu ile hidrojen atomları arasında bu tür bağlar içerir.

H — O — H

Polarite Neden Oluşur?

Su molekülü polar bir moleküldür.

🔹 Elektronegatiflik Farkı
  • Oksijen, elektronegatifliği çok yüksek bir elementtir. (≈3.5)
  • Hidrojen ise daha düşüktür. (≈2.1)

Bu fark nedeniyle oksijen, ortak elektronları kendine daha çok çeker.

Sonuç olarak:

  • Oksijen ucu: kısmen negatif (δ⁻)
  • Hidrojen uçları: kısmen pozitif (δ⁺) olur.

Yani su molekülünde bir elektrik yük dengesizliği (dipol momenti) oluşur. Bu da suyu polar yapar.

Sonuç olarak, su molekülü kovalent bağlarla birbirine bağlı olsa da, kutupsal yapısı nedeniyle polar bir molekül olarak kabul edilir. Bu polarite, suyun diğer polar maddelerle etkileşime girmesini sağlar ve suyun çözücü özelliklerini açıklayan temel faktördür.

Molekülün Geometrisi – “Bükülmüş” Yapı

Su molekülü düz bir çizgi değildir! Şöyle bir yapıya sahiptir:

δ⁻
O
/ \
H H
δ⁺ δ⁺

H-O-H bağ açısı ≈ 104.5°

Bu V şeklindeki yapı, yüklerin simetrik dağılmasını engeller.

Böylece molekülün bir ucu pozitif, diğer ucu negatif olur → Polarite!

Suyun Polar Olmasının Sonuçları

ÖzellikAçıklama
💧 Yüksek yüzey gerilimiMoleküller birbirine sıkıca tutunur
🔬 Evrensel çözücüDiğer polar ve iyonik maddeleri çözer
🌡️ Yüksek buharlaşma ısısıHidrojen bağları kolayca kopmaz
🧬 Biyomoleküllerle etkileşimProteinler, DNA, enzimler suyla kararlı yapı kurar

Suyun polar yapısı, birçok fiziksel ve kimyasal özelliğini açıklar.

Hidrojen Bağlarıyla Oluşan Dinamik Bir Ağa Sahiptir

Hidrojen Bağı Nedir?

Hidrojen bağı, su molekülü gibi polar moleküller arasında oluşan, zayıf ama çok önemli bir kimyasal etkileşimdir.

  • Oksijen, su içinde kısmi negatif (δ⁻) yüklüdür.
  • Hidrojen ise kısmi pozitif (δ⁺) yüklüdür.
  • Bu zıt yükler, komşu su moleküllerini birbirine çeker.

Bu çekim hidrojen bağıdır (H-bağı).

Her Su Molekülü Kaç H-Bağı Kurabilir?

Her su molekülü:

  • 2 hidrojen atomu ile → 2 adet bağ verebilir,
  • 1 oksijen atomu ile → 2 adet bağ kabul edebilir.

🔹 Toplamda 4 hidrojen bağı kurabilir!

Dinamik Ağ Ne Demek?

Su molekülleri arasında oluşan bu hidrojen bağları:

  • Sabit değil,
  • Saniyenin milyarda biri kadar kısa sürede kopup yeniden kurulur.

Bu nedenle su, sabit kristal bir yapı oluşturmaz. Onun yerine sürekli değişen, yeniden düzenlenen bir ağ gibi davranır.

Bu yapıya dinamik hidrojen bağı ağı denir.

Dinamik Ağın Özellikleri

ÖzellikAçıklama
⏱️ GeçiciH-bağları sürekli kopar ve yeniden oluşur
🔁 EsnekSıcaklık, basınç gibi etkenlere hızla adapte olur
🌐 BağlantılıMoleküller su içinde örgü gibi bağlanır
💥 Enerji depolarBu bağlar suya yüksek ısı kapasitesi kazandırır

Dinamik Ağın Sonuçları

Yüksek Özgül Isı

Su, ısı aldığında moleküller hızlanır ama hidrojen bağları kopmadan fazla hareket edemez. Bu yüzden su:

  • Geç ısınır,
  • Geç soğur,
  • İklim dengeleyicidir.

Yüksek Buharlaşma Isısı

Suyun buharlaşması için, önce bu hidrojen bağlarının koparılması gerekir → Bu da çok enerji gerektirir.

➡️ Bu yüzden terleme yoluyla vücut ısımız etkili şekilde düşer.

Buzun Daha Az Yoğun Olması

Soğuyan su molekülleri, daha düzgün hidrojen bağları kurar → Altıgen kristaller oluşur → Aralarına boşluk girer → Buz suyun üstünde yüzer.

Biyolojik Moleküllerle Etkileşim

Proteinler, DNA ve enzimler, suyun bu dinamik ağı sayesinde:

  • Stabil kalır,
  • İşlevsel şekillerini korur,
  • Çevreleriyle etkileşir.

Sonuç Olarak

🔹 Su molekülleri, hidrojen bağlarıyla anlık olarak birbirine tutunur.
🔹 Bu bağlar sürekli kurulur ve bozulur, yani dinamiktir.
🔹 Böylece su:

  • Akışkan kalır ama çok kararlı davranır,
  • Isıyı iyi taşır,
  • Canlılık için ideal bir ortam oluşturur.

➡️ Bu dinamik ağ olmasaydı, su sadece bir sıvı değil; yaşam için uygun olmayan bir çözelti olurdu.

Asit ve Baz Gibi Davranabilir (Amfolit)

Suyun asit ve baz gibi davranabilmesi, yani amfolit (ya da amfiprotik) özelliği, onun kimyasal tepkimelerdeki en ilginç ve önemli davranışlarından biridir. Bu özelliği sayesinde su hem H⁺ iyonu verebilir hem de H⁺ alabilir — yani hem asit hem de baz gibi davranabilir.

“Amfolit” (Amfiprotik) Ne Demek?

  • Bir madde, hem asit (proton verici)
  • hem de baz (proton alıcı) gibi davranabiliyorsa
    Amfolit veya amfiprotik madde denir.

Su (H₂O), bu tanıma tam olarak uyar.

Su Nasıl Hem Asit Hem Baz Gibi Davranır?

🔹 Su Asit Gibi Davranırsa

Su, başka bir bazın karşısında H⁺ iyonunu verir, yani proton kaybeder:

Bu durumda su, Brønsted-Lowry asidi olur.

🔹 Su Baz Gibi Davranırsa

Su, başka bir asitin karşısında H⁺ iyonunu kabul eder, yani proton alır:

Bu durumda su, Brønsted-Lowry bazı olur.

Su-Su Etkileşimi: Otoiyonizasyon (Oto-protolitik reaksiyon)

Su-suyla etkileşimi sonucu ortaya çıkan otoiyonizasyon (ya da oto-protolitik reaksiyon), suyun hem asit hem de baz gibi davranabilmesi (amfolit özelliği) sayesinde gerçekleşen çok özel ve temel bir kimyasal olaydır.

Bu süreç, saf suyun bile çok düşük miktarda iyon içerdiğini ve neden nötr pH’a sahip olduğunu açıklar.

🔹 Otoiyonizasyon Nedir?

Otoiyonizasyon, bir maddenin kendi molekülleri arasında iyonlaşması, yani herhangi bir başka madde olmadan kendi kendine iyon üretmesidir.

Su için özel adı

➡️ Oto-protolitik reaksiyon (çünkü proton (H⁺) alışverişi olur).

🔹 Su Molekülleri Birbirini Etkiler

İki su molekülü bir araya geldiğinde şu denge tepkimesi oluşur

Ne olur burada?
  • Bir su molekülü proton verir → asit gibi davranır.
  • Diğeri proton alır → baz gibi davranır.

Sonuç

  • Bir hidronyum iyonu (H₃O⁺) → asidik karakter,
  • Bir hidroksit iyonu (OH⁻) → bazik karakter ortaya çıkar.

Kısa gösterimde bu genelde şöyle yazılır

Ama aslında suda “serbest” H⁺ iyonu bulunmaz; H⁺, başka bir su molekülüne bağlanarak H₃O⁺ oluşturur.

🔹 Bu Reaksiyon Ne Kadar Olur?

Bu iyonlaşma çok az gerçekleşir.
25°C’de 1 litre saf suda sadece

Bu yüzden saf su

  • Elektrik iletkenliği çok düşüktür,
  • Ancak yine de tamamen nötr kabul edilir (çünkü H⁺ ve OH⁻ sayısı eşit).

🔹İyon Çarpımı (Kw) Nedir?

Otoiyonizasyonun bir sonucu da iyon çarpımı sabiti (Kw)’dir

Bu sabit

  • pH, pOH ve asit-baz dengesini açıklamada temel alınır.
  • Sıcaklık arttıkça Kw artar → su daha fazla iyonlaşır.

🔹pH ile Bağlantısı

Saf suda

Bu yüzden pH = 7 → nötr olarak tanımlanır.

Ama su asidik veya bazik bir maddeyle etkileşirse

  • Denge bozulur,
  • [H⁺] artarsa → pH düşer (asit)
  • [OH⁻] artarsa → pH yükselir (baz)

Otoiyonizasyonun Önemi

AlanEtki
🔬 Asit-baz tepkimeleriBaşlangıç noktasıdır
🧬 BiyokimyaHücre içi ortamın pH’ı bu dengeyle ilgilidir
🌡️ Sıcaklık değişimiKw değeri değişerek pH’ı etkiler
⚗️ TitrasyonpH hesaplamalarında bu denge kullanılı

pH, pOH, asitlik-bazlık ve birçok biyolojik olayın temeli bu dengeye dayanır.

Su molekülleri kendi aralarında proton alışverişi yaparakotoiyonize olur.

Bu olayın tepkimesi

Bu reaksiyon sayesinde saf suda hem H⁺ hem OH⁻ iyonları çok küçük ama eşit miktarda bulunur.

Bu olay suyun nötr pH (7) değerini oluşturur.

Günlük Hayattan Kimyasal Örneklerle Açıklama

Reaksiyon TürüSu Ne Gibi Davranır?Örnek Reaksiyon
Su + Amonyak (NH₃)Asit (proton verir)H₂O + NH₃ → OH⁻ + NH₄⁺
Su + HClBaz (proton alır)HCl + H₂O → H₃O⁺ + Cl⁻

Bu Özellik Neden Önemlidir?

Asit-baz reaksiyonları için evrensel bir ortam oluşturur.
Canlı sistemlerde pH dengesi su sayesinde kurulur.
✅ Suyun kendiliğinden iyonlaşabilmesi, birçok biyokimyasal sürecin temelini oluşturur.
Hücre içi ve dışı tampon sistemleri, suyun bu özelliğine dayanır.

Suya Benzer Diğer Amfolitler

MaddeAmfolit mi?Açıklama
H₂OHem H⁺ verir hem alır
HCO₃⁻Karbonik asit/bikarbonat tampon sistemi
HSO₄⁻Sülfürik asit türevi, H⁺ verebilir ve alabilir

Sonuç Olarak

🔹 Su (H₂O), hem asit hem de baz gibi davranabilir.
🔹 Bu yüzden kimyada suya amfolit ya da amfiprotik madde denir.
🔹 Bu özellik, suyun:

  • pH dengesini kurabilmesini,
  • Reaksiyonlara esnek şekilde katılmasını,
  • Yaşamı destekleyen ortam olmasını sağlar.

Düşük Moleküler Ağırlığa Rağmen Yüksek Kaynama Noktası

Su, moleküler yapısı oldukça küçük (H₂O = 18 g/mol) olmasına rağmen, benzer ağırlıktaki maddelere göre çok yüksek bir kaynama noktasına sahiptir. Bu, normal koşullarda 100 °C gibi dikkat çekici bir değerdir.

Şimdi bu durumu detaylı ama anlaşılır biçimde açıklayalım:

Su Molekülü Küçüktür

  • Moleküler ağırlığı: 18 g/mol
  • H₂O, sadece iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşur.
  • Bu kadar küçük bir molekülden, aslında çok uçucu bir sıvı olması beklenir.

📌 Örneğin, benzer küçük moleküller:

MaddeMolekül AğırlığıKaynama Noktası
CH₄ (Metan)16 g/mol–161 °C
NH₃ (Amonyak)17 g/mol–33 °C
H₂O (Su)18 g/mol+100 °C

👉 Gördüğünüz gibi, suyun kaynama noktası çok daha yüksektir. Neden?

Çünkü…

Ana Sebep – Hidrojen Bağları

Su Molekülleri Arasında
  • Oksijen (negatif kısım) ile
  • Hidrojen (pozitif kısım) arasında
    ➡️ Hidrojen bağları oluşur.

🔹 Bu bağlar, sıradan van der Waals bağlarına göre çok daha güçlüdür (ama kovalent bağdan zayıf).

Kaynama Ne Demektir?

Kaynama, sıvı moleküllerinin aralarındaki bağları kopararak gaz fazına geçmesidir.

Su, bu aşamada

  • Yalnızca fiziksel olarak değil,
  • Aynı zamanda çok sayıda hidrojen bağını da kırmak zorundadır.

💥 Bu nedenle çok fazla enerji (ısı) gerekir → yüksek kaynama noktası.

Suya Özgü Durumlar

ÖzellikAçıklama
🔗 Hidrojen BağlarıHer su molekülü 4 tane H-bağı kurabilir → ağ gibi yapı
🔥 Yüksek Buharlaşma IsısıBu bağların kırılması için çok enerji gerekir
🌊 Yüksek Kaynama NoktasıMoleküller bağlarını koparamadan gazlaşamaz
🛡️ Kararlı Sıvı FazOda sıcaklığında buharlaşması çok yavaş

Benzer Moleküllerle Karşılaştırma

MolekülHidrojen BağıKaynama Noktası
H₂S–60 °C
H₂O100 °C
NH₃✅ (zayıf)–33 °C

🔹 H₂O, daha çok ve daha güçlü hidrojen bağları yaptığı için kaynama noktası en yüksek olanıdır.

Biyolojik ve Ekolojik Önemi

  • Suyun geç kaynaması → ısıyı tamponlar, çevresel sıcaklıkları dengeler.
  • Denizler, göller hemen buharlaşmaz.
  • Vücudumuzdaki su → ısıya karşı stabil kalır, terleme ile kontrollü serinlik sağlar.

Sonuç Olarak

🔹 Su küçük bir molekül olmasına rağmen,
🔹 Molekülleri arasında güçlü hidrojen bağları bulunduğundan,
🔹 Bu bağları koparmak için yüksek sıcaklık gerekir,
🔹 Bu da suya yüksek kaynama noktası kazandırır.

Bu sayede su, hem dünyada hem de canlılar içinde kararlı bir yaşam ortamı sağlar.

Kendi İyonlarına Ayrışabilir

Suyun kendi iyonlarına ayrışabilmesi, yani otoiyonizasyonu, onun en temel ve hayati özelliklerinden biridir. Bu özellik sayesinde su, kendi başına hem asidik hem bazik iyonlar oluşturabilir — bu da suya nötr pH, elektriksel iletkenlik, ve asit-baz dengesini kurma kapasitesi kazandırır.

Su Molekülü Nasıl Ayrışır?

Saf su, hiçbir başka madde olmadan kendi molekülleriyle etkileşerek şu denge reaksiyonunu oluşturur.

Bu ne demek?
  • Bir su molekülü H⁺ iyonunu verirhidroksit (OH⁻) oluşur.
  • Diğer su molekülü bu H⁺ iyonunu alırhidronyum (H₃O⁺) oluşur.

📌 Bu reaksiyonun kısa hali

Bu Sürece Ne Denir?

Bu olaya:

  • Otoiyonizasyon (kendi kendine iyonlaşma)
    veya
  • Oto-protolitik reaksiyon (proton alışverişi olduğu için) denir.

🔹 Bu durum yalnızca suya özgü değildir, ancak en belirgin ve hayati örnek sudur.

Bu Reaksiyon Ne Kadar Olur?

Çok az miktarda gerçekleşir.

25°C’de saf suda

➡️ Bu yüzden saf su nötr pH (pH = 7) değerine sahiptir.

İyon Ürün Sabiti: Kw

Su moleküllerinin bu ayrışma derecesi, sabit bir denge değeriyle ifade edilir:

🔹 Bu sabit, pH hesaplamalarında temel alınır.
🔹 Sıcaklık arttıkça Kw da artar → daha fazla iyon oluşur.

Bu Özelliğin Canlılar İçin Önemi

ÖzellikSonuç
⚖️ pH DengesiHücre içi pH’ı dengelemeye yardımcı olur
🔋 Elektrik İletimiSu, iyonlar sayesinde az da olsa elektrik iletir
🧪 Reaksiyon OrtamıAsit-baz reaksiyonları için evrensel çözücü olur
💉 Kan ve plazmaSu sayesinde tampon sistemler çalışır

Elektriksel İletkenlik Açısından

  • Saf su çok az miktarda iyon içerdiği için iletkenliği düşüktür.
  • Ancak tam saf (ultrapure) sudan bile çok düşük bir elektrik akımı geçirilebilir, çünkü az da olsa H₃O⁺ ve OH⁻ iyonları vardır.

Sonuç Olarak

🔹 Su, kendi molekülleri arasında proton alışverişi yaparak H₃O⁺ ve OH⁻ iyonlarına ayrışabilir.
🔹 Bu özellik, suyun:

  • pH oluşturmasını,
  • Asit-baz tepkimelerine ortam sağlamasını,
  • Canlı sistemlerde denge unsuru olmasını mümkün kılar.

Şeffaf Olması (Görünmeyen Enerji Geçirgenliği)

Suyun şeffaf olması, yani ışığın içinden geçebilmesi ama aynı zamanda görünmez olması, hem fiziksel hem de biyolojik olarak hayati öneme sahip bir özelliktir.

Bu özellik sayesinde hem görsel şeffaflık sağlanır hem de ışık ve enerji geçişine izin verilir.

Suyun Şeffaflığı Ne Demektir?

Şeffaflık; bir maddenin, görünür ışığı önemli ölçüde soğurmadan geçirmesi anlamına gelir.
Yani:

  • Suyun içinden görünür ışık geçebilir,
  • Bu yüzden su renksiz ve saydam görünür,
  • Ancak bazı enerji türlerini farklı geçirir ya da filtreler.

Işık ve Elektromanyetik Spektrum

Işık aslında elektromanyetik dalgaların bir parçasıdır.

Işık TürüDalga Boyu (nm)Su Geçirgenliği
UV (morötesi)< 400💧 Zayıf geçiş / soğurulur
Görünür Işık400–700✅ Güçlü geçiş (şeffaflık)
Kızılötesi (IR)> 700❌ Büyük ölçüde emilir

🔹 Su, özellikle görünür ışığı geçirir ama:

  • UV’yi büyük ölçüde tutar (soğurur),
  • IR (kızılötesi)’yi ise ısı enerjisine çevirir (soğurur).

Neden Şeffaf? (Fiziksel Açıklama)

  • Su molekülleri, görünür ışığın dalga boyundaki fotonlarla rezonansa girmez.
  • Bu yüzden bu ışık ne soğurulur ne de saçılır → doğrudan geçer.

📌 Yani su, görünür ışıkla etkileşime geçmediği için ona:

  • Renk vermez,
  • Engel olmaz.

Biyolojik ve Ekolojik Önemi

Su Altı Yaşamı
  • Güneş ışığı suya nüfuz edebildiği için fotosentez yapan su altı bitkileri yaşayabilir.
  • Deniz canlıları görsel iletişim kurabilir.
Fotosentez
  • Görünür ışığın su altına geçebilmesi → okyanuslarda oksijen üretimi sağlar.
Isı Dengesi
  • Su, görünür ışığı geçirir ama kızılötesi (ısıyı) emer → bu sayede dünya iklimini düzenler.

Enerji Geçirgenliği (Görünmeyen Enerji Açısından)

Enerji TürüSuya Etkisi
UVYüzeyde soğurulur → DNA’ya zarar verici etkisi azaltılır
Görünür IşıkDerinlere kadar geçer → fotosentez ve görüş sağlar
IR (Kızılötesi)Emilir → suyun ısınmasına neden olur

🔹 Su, “görünmeyen enerjilere” karşı bir filtre görevi görür.
Özellikle UV ışınları, su tarafından soğurularak canlıları korur.

Teknik Uygulamalarda Önemi

  • Fiber optik teknolojilerde → suya benzeyen şeffaflık ilkeleri kullanılır.
  • Görüntüleme sistemlerinde, suyun ışığı geçirme özelliği hesaplanır.
  • Spektroskopik analizlerde, suyun IR ve UV soğurma eğrileri göz önüne alınır.

Sonuç Olarak

🔹 Su, görünür ışığı geçirebildiği için şeffaf görünür.
🔹 Ancak görünmeyen UV ve IR gibi enerjilerde soğurucu (filtreleyici) davranır.
🔹 Bu sayede:

  • Canlılar güneş ışığından faydalanabilir,
  • Tehlikeli ışınlardan korunur,
  • Doğal bir enerji dengesi sağlanır.

Negatif Basınç Altında Sıvı Kalabilme Yeteneği

Suyun negatif basınç altında sıvı kalabilme yeteneği, doğada özellikle bitkilerin su taşınımı gibi olağanüstü süreçleri mümkün kılan, oldukça ilginç bir fiziksel özelliktir. Bu özellik, suyun olağan dışı bağ yapıları ve kohezyon kuvvetleri sayesinde gerçekleşir.

Haydi adım adım, hem bilimsel hem sade bir şekilde açıklayalım:

“Negatif Basınç” Ne Demektir?

Normalde basınç, bir maddenin bir yüzeye uyguladığı pozitif bir kuvvet olarak düşünülür.
Fakat negatif basınç, sıvının gerilme altında tutulduğu anlamına gelir — yani çekilerek uzatıldığı ama yine de kopmadan sıvı hâlini koruduğu bir durumdur.

📌 Örnek:
Bir pipetle su çektiğinde içeride negatif basınç oluşur.
Yani sıvı dışa doğru değil, içe doğru gerilmiş olur.

Su Neden Sıvı Kalabilir?

Çünkü:

  1. Kohezyon → Su moleküllerinin birbirini çekme kuvveti (Hidrojen bağları sayesinde).
  2. Adezyon → Su moleküllerinin yüzeylere (örneğin bitki damarları) tutunması.

Bu iki özellik, suyun “gerilmeye rağmen kopmamasını” sağlar.

🔹 Kısacası:
Hidrojen bağları, suyun negatif basınca dayanmasını sağlar.

Doğadaki Örneği – Bitki Ksilemleri

Bitkilerde kökten yapraklara su taşıma işlemi, negatif basınç altında gerçekleşir.
Buna transpirasyon-kohezyon teorisi denir:

  1. Yapraktan su buharlaşır (terleme).
  2. Bu durum yukarıya doğru bir çekme kuvveti oluşturur.
  3. Bu kuvvet, köklerden yukarıya su çeker — negatif basınçla.
  4. Su bu gerilmeye rağmen kopmaz, çünkü moleküller arası kuvvet çok güçlüdür.

➡️ Bu, tamamen suyun özel fiziksel yapısı sayesinde olur.

Ne Kadar Negatif Basınca Dayanabilir?

Laboratuvar ortamında –100 atmosfer gibi olağanüstü düşük (negatif) basınçlarda bile suyun hâlâ sıvı kalabildiği gözlemlenmiştir.
Bu, sıradan sıvılar için mümkün değildir.

Sınırlı Bir Dayanım Vardır

Her ne kadar güçlü olsa da:

  • Negatif basınç belli bir sınırı geçince kavitasyon oluşur:
    Su molekülleri arasındaki bağlar kopar, hava kabarcıkları oluşur ve iletim bozulur.

Bitkilerde bu risk, özellikle sıcak ve kuru havalarda artar.
Fakat pek çok bitki, bu durumu önleyecek adaptasyonlara sahiptir.

Özetle

ÖzellikAçıklama
🌀 Negatif BasınçSuyun içe doğru gerilmesi
🔗 Hidrojen BağlarıMoleküllerin bağlarını kopmadan tutar
💧 KohezyonMoleküllerin birbirini çekmesi
🌿 Bitki KsilemleriNegatif basınç sayesinde su yukarı taşınır
💥 Kavitasyon RiskiAşırı gerilmede bağlar kopabilir

Bilimsel ve Biyolojik Önemi

  • Bitkilerin yerçekimine karşı aktif pompa olmadan su taşımasını sağlar.
  • Yer kabuğunun derinliklerinde, toprak içindeki suyun dengesini etkiler.
  • Suya özgü bu özellik, başka hiçbir sıvıda bu kadar belirgin değildir.

Suyun Negatif Basınç Altında Sıvı Kalabilme Yeteneği ile Süperkritik sıvı Hali

Suyun negatif basınç altında sıvı kalabilme yeteneği ile süperkritik sıvı hali, ikisi de suyun alışılmadık fiziksel davranışlarını ortaya koyar. Ancak bu iki durum farklı koşullarda ve farklı fiziksel ilkelerle meydana gelir.

Negatif Basınç Altında Sıvı Kalma

Koşullar

  • Sıcaklık düşüktür (genellikle oda sıcaklığı veya altında).
  • Basınç negatiftir (sıvı gerilme altındadır).
  • Sıvı, buharlaşmaması veya kavitasyon oluşturmaması için çok güçlü kohezyon gösterir.

Fiziksel Özelliği

  • Su molekülleri arasındaki hidrojen bağları, sıvıyı gerilme altında bile bir arada tutar.
  • Bu durumda su hâlâ klasik anlamda bir sıvıdır, fakat alışılmadık şekilde davranır.

Örnek

  • Bitkilerin ksilem dokularında su, –2 ila –10 atmosfer arasında negatif basınç altında sıvı kalır.

Süperkritik Su (Süperkritik Akışkan)

Koşullar

  • Sıcaklık ≥ 374°C
  • Basınç ≥ 22.1 MPa (221 atm)
    (Bunlar suyun kritik sıcaklık ve basıncıdır.)

Fiziksel Özelliği

  • Suyun artık ne sıvı ne de gaz olduğu bir durumdur.
  • Yoğunluk olarak sıvıya benzer, ama gaz gibi akar ve gaz gibi difüzyon yapabilir.
  • Yüzey gerilimi yoktur, çünkü gaz ve sıvı fazı arasında artık sınır yoktur.

Uygulama Alanları

  • Organik atık dönüşümü (hidrotermal oksidasyon),
  • Süperkritik sıvı ekstraksiyonları (kafein giderimi, ilaç üretimi),
  • Enerji sistemleri (süperkritik su reaktörleri).

Benzerlikler ve Farklılıklar

ÖzellikNegatif Basınçtaki SuSüperkritik Su
📌 FazKlasik sıvıNe sıvı ne gaz (süperkritik)
🌡️ SıcaklıkDüşükÇok yüksek
⚡ BasınçNegatifÇok yüksek pozitif
🔗 Hidrojen BağlarıBelirgin, kuvvetliZayıflamış, çoğu kırılmış
💧 KohezyonÇok güçlüDüşük
🧪 KullanımDoğada bitki fizyolojisindeEndüstriyel ve laboratuvar sistemlerinde
🧭 Enerji TaşınımıPasif, gerilme ileDifüzyon + konveksiyon ile

İlişki Var mı?

Evet, şu açılardan bir fiziksel bağ kurabiliriz

  1. Her iki durum da suyun standart sıvı hâlinden sapma durumlarıdır.
  2. İkisi de moleküllerarası etkileşimlerin sınırlarını zorlayan özel durumlardır:
    • Negatif basınçta: Kohezyon maksimum
    • Süperkritik durumda: Kohezyon minimum
  3. Her iki durum da:
    • Yüzey gerilimi, yoğunluk ve çözünürlük gibi özelliklerde alışılmadık değişimlere neden olur.

Yani su, fiziksel koşullara göre çok farklı uç noktalarda davranabilir. Bu da onu evrende “benzersiz” kılar.

Sonuç Olarak

🔹 Negatif basınçtaki sıvı su, moleküller arası bağların gücü sayesinde alışılmadık gerilmelere dayanabilir.
🔹 Süperkritik su, bu bağların büyük kısmının kırıldığı, yoğun ama gaz benzeri özellikler taşıyan yeni bir faza geçiştir.

🔹 İkisi doğrudan aynı şey değildir ama su moleküllerinin ekstrem fiziksel koşullarda nasıl esnek davrandığının iki farklı örneğidir.

Dona Karşı Dirençli Kapiler Hareket – Hidrolik Kapasite

Kavramlar Ne Anlama Geliyor?

Kapiler Hareket (Kapillarite)

Suyun dar borularda veya küçük gözeneklerde yerçekimine karşı yukarı doğru hareket etmesidir.
Bu olay, suyun:

  • Kohezyon (su-su çekimi) ve
  • Adezyon (su-yüzey çekimi) özelliklerine dayanır.

Dona Karşı Direnç

Suyun donarken moleküler yapısının genişlemesine rağmen, bazı ortamlarda (özellikle canlı dokularda ve toprak içinde) hücrelere zarar vermeden donabilmesi veya donmayı geciktirmesi anlamına gelir.

Hidrolik Kapasite

Toprak, bitki dokusu veya başka gözenekli yapılar içinde su taşıyabilme yeteneğini ifade eder.
Su, bu ortamlarda:

  • Kapiler kuvvetlerle taşınır,
  • Gerekirse negatif basınç altında sıvı kalabilir (önceki konuyla bağlantılı).

Bu Özellikler Neden Önemli?

  • Bitkilerde suyun topraktan yapraklara taşınması,
  • Kuraklıkta hayatta kalma,
  • Don olaylarında dokuların korunması,
  • Su ve besinlerin ince damar sistemlerinden geçebilmesi…

Bunların hepsi suyun kapiler hareket yeteneği, dona karşı davranışı ve hidrolik taşıma kapasitesi sayesinde mümkündür.

Suyun Özelliklerinin Etkisi

Kohezyon ve Adezyon
  • Su molekülleri birbirini çeker (kohezyon),
  • Aynı zamanda temas ettiği yüzeylere tutunur (adezyon),
  • Bu da dar boşluklarda yukarı yönlü hareket sağlar (kapilerite).

Yüzey Gerilimi
  • Suyun yüksek yüzey gerilimi, gözenekli ortamlarda damlacık olarak değil, sürekli kolon şeklinde ilerlemesini sağlar.

Donma Sırasında Hacim Artışı
  • Su donarken %9 oranında genleşir → bu normalde hücrelere zarar verir.
  • Ancak:
    • Bitki hücrelerinde suyun dış bölgelere (apoplastik alanlara) taşınması bu riski azaltır.
    • Kapiler yapılar içinde su, donmaya karşı daha dirençlidir çünkü:
      • Dar alanlarda donma sıcaklığı düşer (0°C’nin altına inebilir),
      • Böylece süpersoğuma gerçekleşebilir (donmadan soğuma).

Negatif Basınçla Sıvı Kalma Yeteneği
  • Su, ksilemlerde –2 ila –10 atmosfer basınçta sıvı kalabilir → bu, donmayı geciktirir.
  • Sıvı haldeki su hareket etmeye devam eder → donma ilerleyemez.

Teknik Açıdan Hidrolik Kapasite ve Kapiler Hareket

Hidrolik İletkenlik (K)
Su, bir gözenekli ortamda (örneğin toprak, ksilem) ne kadar kolay hareket eder?

Hidrolik Kapasite (C)
Bu ortam, ne kadar su tutabilir ve bu suyu ne kadar süreyle taşıyabilir?

Suyun:

  • Düşük viskozitesi,
  • Kohezyon/adezyon kombinasyonu, bu iki özelliği maksimum verimle sağlar.

Dona Karşı Koruyucu Mekanizma – Biyolojik Perspektif

Bitkilerde

  • Su, intercellüler boşluklara çekilir → hücre içi donma engellenir.
  • Ksilemde hava kabarcığı oluşumu (kavitasyon) riski vardır ama suyun kohezyonu bunu geciktirir.

Toprakta

  • İnce gözenekli toprak suyu daha geç donar → bitki kökleri korunur.
  • Bu nedenle kapiler su, tarımda don direnci açısından kritik öneme sahiptir.

Özet Olarak

ÖzellikAçıklama
💧 Kapiler HareketSu dar borularda yukarı çıkar (adezyon + kohezyon)
🌿 Bitkilerde Su TaşınımıYerçekimine karşı, ksilemde negatif basınçla taşınır
❄️ Dona Karşı DirençDar yapılarda donma sıcaklığı düşer → süpersoğuma olur
🌊 Hidrolik KapasiteSuyun gözenekli yapılarda taşınabilirliği ve tutulması
🧪 Bilimsel DestekTermodinamik, yüzey gerilimi, viskozite, kohezyon teorileriyle desteklenir

Su, doğadaki en önemli bileşenlerden biridir ve yaşamın sürmesi için temel bir kaynak olarak işlev görür. Yukarıda belirtilen özellikler, suyun sadece bir sıvı değil, aynı zamanda bir kimyasal ve biyolojik işlemci olarak da işlev gördüğünü gösteriyor.

Bu özel özellikler, suyu dünya üzerindeki tüm yaşam için eşsiz kılar ve suyun biyolojik sistemler, iklim düzenlemeleri ve çevresel denge gibi önemli süreçlerdeki rolünü anlamamızı sağlar.

Bu fiziksel ve kimyasal özellikler, suyun hayatın var olmasındaki vazgeçilmez rolünü ortaya koymaktadır.

Muhtemelen suyun az bildiğiniz lakin son derece ilginç özelliklerini incelediğimiz uzun bir yazının lakin konu ”SU” olduğunda çok kısa ve yetersi bir yazının sonuna geldik.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Suyun Fiziksel Özellikleri https://www.sciencedirect.com/topics/materials-science/physical-properties-of-water

⭐️⭐️ Sıvı suyun fiziği https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1631071304002780

⭐️⭐️ Negatif Termal Genleşme https://www.sciencedirect.com/topics/materials-science/negative-thermal-expansion

⭐️⭐️ Suyun yoğunluk anomalisi (negatif termal genleşme) https://www.tec-science.com/thermodynamics/temperature/negative-thermal-expansion-anomaly-density-water/

⭐️⭐️ Fizyoloji, Su Dengesi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK541059/

⭐️⭐️ Klinik ortamda sıvı ve elektrolitler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15361687/

⭐️⭐️ Kaynama noktası https://www.sciencedirect.com/topics/earth-and-planetary-sciences/boiling-point

⭐️⭐️ Suyun Özellikleri Moleküler Yapısında ve Enerjilerinde Nasıl Kodlanıyor? https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5639468/

⭐️⭐️ pH ve suyun yüzey gerilimi https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0021979714000708

⭐️⭐️ Özgül Isı Kapasitesi https://www.sciencedirect.com/topics/engineering/specific-heat-capacity

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Susuz Kalma Nedir – Ne yapmalı

Havalar güzelleşirken sıcaklarla birlikte şehir içinde veya dışında sağlığınız için önemli bir tehlikenin de riski artıyor.

Her yerde su bulabiliyorken susuz kalmak..!!

Susuz kalma (dehidratasyon)

Susuz kalma (dehidratasyon), vücudun yeterli su almadığı veya aşırı su kaybettiği bir durumdur. Vücutta su kaybı, hücrelerin, dokuların ve organların düzgün bir şekilde çalışabilmesi için gereklidir. Su, vücudun temel işlevlerini yerine getirmesi için hayati öneme sahiptir; bu işlevler arasında sindirim, vücut ısısının düzenlenmesi, besinlerin taşınması, atık maddelerin atılması ve eklemlerin kaygan kalması yer alır. Susuz kalma, bu işlevlerin aksamasına yol açabilir ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Susuz Kalma Nedir?

Susuz kalma, vücudun su dengesinin bozulması, yani vücudun kaybettiği suyu yeterince yerine koyamaması durumudur. Susuz kalma, çeşitli nedenlerle oluşabilir, en yaygın nedenler şunlardır:

  • Yetersiz su tüketimi: Günlük su ihtiyacının karşılanmaması.
  • Fazla terleme: Sıcak hava, aşırı egzersiz veya hastalık (örneğin ateş) sonucu vücutta aşırı su kaybı.
  • İshal ve kusma: Sıvı kaybına neden olan mide-bağırsak enfeksiyonları.
  • İdrar söktürücü ilaçlar: Bazı ilaçlar, vücudun su kaybetmesine yol açabilir.
  • Aşırı alkol veya kafein tüketimi: Alkol ve kafein, idrar söktürücü etkiler göstererek sıvı kaybına neden olabilir.
  • Böbrek hastalıkları: Böbrek fonksiyonlarının düzgün çalışmaması sonucu sıvı kaybı.

Susuz Kalma Belirtileri

Susuz kalmanın belirtileri, su kaybının şiddetine göre değişebilir. İşte başlıca belirtiler:

Hafif Dehidratasyon

  • Ağız kuruluğu ve susuzluk hissi
  • Azalan idrar miktarı (veya koyu renkli idrar)
  • Baş dönmesi ve halsizlik
  • Yorgunluk hissi
  • Ciltte kuruluk

Orta Seviye Dehidratasyon

  • Ciltte esneklik kaybı (ciltin daha az elastik olması)
  • Hızlı kalp atışı ve düşük kan basıncı
  • İştahsızlık
  • Daha fazla baş dönmesi
  • Yavaşlayan refleksler ve zihin bulanıklığı

Şiddetli Dehidratasyon (Acil Durum)

  • Derinleşen bilinç kaybı veya sersemlik
  • Şok belirtileri: Hızlı nabız, solunum zorluğu, hipotansiyon
  • Nefes alırken zorlanma
  • Ciltte derin kırışıklıklar, aşırı kuru ve soğuk cilt
  • Hızlı ve yüzeysel nefes alma

Dehidratasyonun Biyokimyasal değişimler

  • Yükseltilmiş serum üre
  • Yükselmiş kreatinin
  • Azalmış tahmini glomerüler filtrasyon hızı (eGFR)
  • Artmış üre:kreatinin oranı
  • Hipernatremi (tuz kaybından daha fazla su kaybı)
  • Yükselmiş serum veya idrar ozmolalitesi
  • Yükselmiş idrar özgül ağırlığı

Susuz Kalma Durumunda Ne Yapmalı?

Susuz kalma durumunda yapılması gerekenler, susuz kalmanın şiddetine bağlıdır. İşte farklı seviyelerde yapılması gerekenler:

Hafif ve Orta Seviye Susuzluk İçin

  1. Su İçmek: Vücudu suyla doldurmak önemlidir. Eğer sıvı kaybı hafifse, doğrudan su içmek en iyi çözüm olacaktır.
  2. Elektrolit İçecekleri: Özellikle ishal veya kusma sonucu su kaybı yaşanıyorsa, elektrolit içecekleri (örneğin, oral rehidrasyon çözümleri) kullanmak faydalıdır. Bu içecekler, kaybedilen sodyum, potasyum ve diğer elektrolitleri yerine koyar.
  3. Yavaşça Sıvı Alımı: Eğer aşırı susuzluk hissediyorsanız, suyu bir anda fazla miktarda içmek yerine, küçük yudumlarla ve sık sık içmek daha etkili olur. Bu, mideyi rahatsız etmeden sıvının emilmesini sağlar.
  4. Ağır Egzersizlerden Kaçınma: Susuzken fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır. Egzersiz sırasında su kaybı artar.
  5. Serin Bir Yerde Bulunma: Vücut sıcaklığını dengelemek için serin bir ortamda dinlenmek önemlidir.

Şiddetli Susuzluk Durumunda (Acil Durum)

Şiddetli dehidratasyon, acil tıbbi müdahale gerektirir. Aşağıdaki adımlar izlenmelidir:

  1. Acil Tıbbi Yardım Almak: Eğer şiddetli susuzluk belirtileri görülüyorsa (bilinç kaybı, şok belirtileri, aşırı cilt kuruluğu), hemen bir sağlık profesyoneline başvurmak gerekir. Bu durumda hastaneye sevk edilmeniz gerekebilir.
  2. Damardan Sıvı Verme: Şiddetli dehidratasyon durumlarında, genellikle hastanelerde damar yoluyla sıvı tedavisi (IV sıvılar) yapılır. Bu, vücuda hızlı bir şekilde sıvı ve elektrolit verilmesini sağlar.

Susuzluktan Korunma Yöntemleri

  • Yeterli Su Tüketimi: Günlük su ihtiyacını karşılamak önemlidir. Yetişkinlerin genellikle günde 8-10 bardak (yaklaşık 2-2.5 litre) su içmesi önerilir. Ancak egzersiz yapanlar veya sıcak iklimde yaşayanlar daha fazla suya ihtiyaç duyabilir.
  • İçme Suyunu Yanınızda Taşıyın: Her zaman yanınızda su bulundurarak, su ihtiyacınızı ihmal etmeyin.
  • Sıcak Havalarda Dikkatli Olun: Aşırı sıcaklarda dışarıda uzun süre kalmaktan kaçının, ve gerektiğinde bol su içmeye özen gösterin.
  • Elektrolit Dengelemeyi Unutmayın: Isı, egzersiz veya hastalık nedeniyle fazla terleme ve sıvı kaybı yaşadığınızda, sadece su içmek yeterli olmayabilir. Elektrolit içeren içecekler (özellikle potasyum ve sodyum içeren) kaybedilen mineralleri yerine koyabilir.

Susuz kalma, vücutta ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir durumdur. Erken evrede önlem alınarak ve sıvı kaybı telafi edilerek durum kontrol altına alınabilir. Ancak, şiddetli dehidratasyon durumunda, tıbbi müdahale gereklidir. Bu yüzden, susuz kalmamak için yeterli su tüketimine özen göstermek ve vücudun sıvı ihtiyacını düzenli olarak karşılamak oldukça önemlidir.

İdeal su tüketiminizi idrarınızın şeffaf veya çok açık sarı olması ile kontrol edebilirsiniz.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Dehidratasyon ve Hacim Azalması — ve Doğru Yapmanın Önemi https://www.ajkd.org/article/S0272-6386(07)00646-4/fulltext

⭐️⭐️ Yaşlılarda dehidratasyon: Dehidratasyonun sağlık sonuçları, sağlık hizmeti maliyetleri ve bilişsel performans üzerindeki etkilerine ilişkin sistematik bir inceleme https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0167494321000431

⭐️⭐️ Dehidratasyonun kan testlerine etkisi https://wchh.onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/pdi.2111

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Kalbinize Nasıl Zarar Veriyorsunuz?

Vazgeçilmez olan kalbinizden, vazgeçmiş gibi yaşadığınızın farkında mısınız?

En beteri de çoğunuz çok geç olana kadar bunun farkına bile varamayacaksınız…!!

Belki bugün bir adım atma ve kalbinizin sağlığına dikkat ederek yaşama zamanınız..!!

Belki de keyfiniz sağlığınızdan daha önemli..!!

Tercih sizin… Hayat sizin olduğu gibi.

Karbonhidrat Tüketimi

Çoğunlukla aklınıza ilk gelen ekmek, makarna, pilav olsa da belki de bilmediğiniz karbonhidratlar hem vücut hem de damarlarınızda yağlanmaya sebep olur.

Vitamin olsun diye yediğiniz meyvelerin özellikle tatlı olanlarında fruktoz (Glukoz + Glukoz) bulunduğunu bilmelisiniz. Bu ise yüksek şeker oranı sebebi ile (portakal, mandalin, karpuz vb gibi) tatlı meyveler tüketildiğinde vücudunuzda kaslarınızda yağ olarak depo edilirken kanda da trigliseride dönüştürülerek damarlarınızın ve dolayısı ile kalp damarlarınızın tıkanma riskini arttırır.

Hareketsiz Yaşam

Uzun süre hareketsiz kalmak (oturmak – yatmak vb. gibi) kan dolaşımınızı yavaşlatır ve zamanla damarlarınızın sertleşmesine neden olur. Bu durum da kan basıncınızı yükseltebilir. İster işte olun, ister televizyon izleyin, ister telefonunuzda gezinin, her saat ayağa kalkmaya, esnemeye veya kısa yürüyüşler yapmaya çalışın.

Yetersiz Su Tüketimi

Su tüketiminizin yeterli olmaması kan damarlarınızın daralmasına neden olur ve kanın düzgün bir şekilde akmasını zorlaştırır. Aynı zamanda vücut sıvılarının ve dolayısı ile kanın hacminin azalmasına ve yoğunlaşmasına da sebep olur. Bu, daha yüksek kan basıncına yol açar. Yeterli su içmek kan hacminizin dengede kalmasına ve kalbinizin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur.

Uykusuzluk

Devamlı aktif bir şekilde çalışan organlarınızın özellikle kalbiniz ve kan damarlarınız başta olmak üzere kendini onarması için dinlenmeye (yavaş çalıştığı periyoda) ihtiyacı vardır.

Her ne sebeple olursa olsun yetersiz uyku, kan basıncınızın yüksek kalmasına neden olabilir.

Her gece 7-9 saat kaliteli (Bölünmeyen, tam karanlık ve sessiz bir ortamda, tercihen 19 derece oda sıcaklığında) uykuyu hedeflemelisiniz.

Kafein – Enerji İçeceği – Gazlı İçecekler

Fazladan içtiğiniz kahve (Katkısız Türk kahvesi çeşitleri ve filtre kahve hariç) veya enerji içeceği kan basıncınızı yükseltebilir. Yavaş yavaş gelişen bu durumun farkına varmakta da gecikebilirsiniz.Kafein, kan damarlarınızı daraltarak kan basıncınızı geçici olarak yükseltebilir. Kafeine karşı hassasiyetiniz varsa, yardımcı olup olmadığını görmek için azaltmayı deneyin.

Kahve ve enerji içeceklerinin içeriğini kutularının üzerindeki içerikten yada internetten incelemenizi tavsiye ederim. Vücudunuza zararlı madde listesinin ne kadar kabarık olduğunu görünce sanırım sağlığınız için doğru tercihi yapacaksınız.

Stres

Stres diğer bir deyişle gerilim, vücudunuzun dış kaynaklı yada iç kaynaklı farklı farklı etkilere verdiği refleks tepkidir. Kökeni latinceden gelen ”germek” anlamına gelen “stringere” sözcüğünden gelir. Fizyolojik stres ve ruhsal stres olarak ayırabiliriz.

Akut (Kısa süreli) stres “savaş ya da kaç” tepkisine zorlayarak yaşam mücadelesinin devamını sağlamaya neden olurken, kronik stres ise vücudunuzun devamlı olarak “savaş ya da kaç” modunda tutması ile kan basıncını yükselten hormonların da devamlı salgılanmasına neden olur. Bu durumda kalbin yükünü arttırarak hipoksi (Oksijensiz kalmaya) neden olur.

Sürekli kaygılı veya bunalmış hissediyorsanız kalbiniz ekstra baskı altındadır. Derin nefes almak, egzersiz yapmak ve mola vermek stresi yönetmenize yardımcı olabilir.

Alkol Tüketimi

Azı, kararı gibi miktarları normalleştirilemez. Alkol, vücut için zararlıdır. Kaslarınızı ve dolayısı ile kalbinizi zayıflatır ve vücudunuzun kan basıncını kontrol etmesini zorlaştırır. Zamanla kan basıncınızın yükselmesine ve dolayısı ile tansiyon hastalığı gelişmesi ile birlikte kalbinizin yükünü arttırarak hipoksi (Oksijensiz kalmaya) neden olur.

Tuz Tüketimi Dengesizliği

Tuz (Na) vücudunuz için vazgeçilmez bir mineraldir. Lakin tuz vücudunuzun suyu tutmasına neden olduğu için sürekli olarak ihtiyacınızdan fazla aldığınız takdirde kan basıncınızı artırır. Bu durum kalbinize ve atardamarlarınıza daha fazla yük bindirir. Tabi ki sorunu sadece sofrada tükettiğiniz tuza bağlamamalısınız. İşlenmiş gıdalarda, fast food gıdalarında, konserve ürünlerinde ve hatta bazı ekmeklerde fazla miktarda bulunan tuz sağlığınıza – kalbinize risk oluşturur. Tuzu yeterli miktarda kullanmanız kan basıncınızı kontrol altında tutmanıza da destek olacaktır.

Kalp sağlığınızı korumak için yapmanız ve yapmamanız gerekenlerin listesi uzayıp gider. Bu yazı ile bildiğiniz belki göz ardı ettiğiniz konuların bir kısmını hatırlattım.

Unutmak veya Unutmamak

Uygulamak yada Uygulamamak

Karar Sizin

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Fizyoloji, Kalp Kası https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK572070/

⭐️⭐️ Kalp Sağlığı ve Yaşlanma https://www.nia.nih.gov/health/heart-health/heart-health-and-aging

⭐️⭐️ Kardiyovasküler Sağlık Çalışmasında Yaşlı Yetişkinlerde Kalp Yetmezliği Gelişiminden Sonra Alkol Tüketimi ile Yaşam Süresi Arasındaki İlişki https://jamanetwork.com/journals/jamanetworkopen/fullarticle/2719576

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim Belgesi

Havuz Suyu Operatörlüğü

Mesleki Eğitim Belgesini Firmamızdan Alabilirsiniz

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim Belgesi için;

Başvuru Mail: [email protected]

Merkez Tel.: +90 232 265 20 65

Başvuru Tel: 0 530 568 42 75

  • Eğitim 232 saattir.
  • Eğitim sonrasında verilen sertifika ömür boyu geçerli
  • Sertifika e-devlette kayıtlıdır.
  • Sertifika Karekodlur.
  • Sertifika Üniversite onaylıdır.
  • Sertifikanın kaybedilmesi halinde e-devletten yenisini kendiniz de çıkartılabilirsiniz.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi nerede alabilirsiniz?

  • Çalışanlarınızı İzmir – Karabağlarda merkezimize eğitim için yollayabilirsiniz.
  • Firmanızda toplu eğitimlere katılabilirsiniz.
  • Uzaktan eğitimlerimize katılım sağlayabilirsiniz.
  • Türkiyenin her yerinden Başvurabilirsiniz.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim İçeriği

Eğitim içeriği MEB tarafından yayınlanan modüllerin, güncel bilgiler ve firmanız özelinde yaptığınız işlemlerin eklenmesi ile sektör deneyimi olan eğitmenlerimiz tarafından verilmektedir.

Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi zorunlu mu?

Aşağıda verilen yönetmeliklerde belirtilen mesleklerde çalışanlarının Mesleki Eğitim Belgesi alması zorunluluğu bulunmaktadır.

13.07.2013 tarih ve 28706 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tehlikeli Ve Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşlerde Çalıştırılacakların Mesleki Eğitimlerine Dair Yönetmelik.

15.05.2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Havuz Suyu OperatörlüğüMesleki Eğitimi kimlere zorunlu?

Havuz Suyu Operatörü olarak çalışan herkes için zorunludur.

İş Güvenliği eğitimi, Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitimi Belgesi Yerine geçer mi?

Hayır. Yerine geçmez.

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Sertifikası yasal düzenlemelerle belirlenmiş ve her çalışanın yaptığı işin tehlike sınıfına ve niteliğine göre İş Güvenliği uzmanları tarafından verilen ve süreli belgelerdir. Mesleki Eğitim belgesi değilerdir.

Biz arayın 0 530 568 42 75 Çalışanlarınız en kısa zamanda Havuz Suyu Operatörlüğü Mesleki Eğitim belgesine sahip olsunlar.

Merkez Adres: Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR

Merkez Telefon: +90 232 265 20 65

Tetkik Danışmanlık

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla
  • 1
  • 2