Karaciğeriniz Hakkında Düşünün

🔶 Karaciğeriniz sessiz çalışır ama çok yorulursa size “ciltte sararma” ve “kronik yorgunluk” olarak fısıldar. Bu sinyaller fark edilmezse ciddi hastalıkların habercisi olabilir.


🔶 Her gün fast food yiyen birinin karaciğeri, ayda sadece birkaç kez alkol alan birininki kadar zorlanır. Yağ ve katkı maddeleri karaciğerde toksik yük oluşturur.


🔶 Sabahları ağızda acı tatla uyanmak, karaciğer safra akışının bozulduğunun erken göstergesi olabilir. Bunu ara ara yaşıyorsanız dikkate alın.


🔶 Karaciğerinizin 500’den fazla görevi vardır ama en çok bilinen görevlerinden biri: tüm zehirleri süzüp temizlemektir. Bu nedenle onun yorgun düşmesi tüm vücudu etkiler.


🔶 Günde 2 litreye yakın su içmek, karaciğerin toksinleri dışarı atmasını kolaylaştırır. Yeterince su içmeyenlerde yağlanma riski artar.


🔶 Alkol sadece sarhoş etmez, düzenli kullanımda karaciğer hücrelerini öldürür ve yerlerine bağ dokusu bırakır. Bu durum siroza giden yoldur.


🔶 Sabah aç karna 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve birkaç damla limon karışımı, karaciğerin safra üretimini nazikçe destekler. Ama mide hassasiyeti olanlar dikkatli kullanmalı.


🔶 Karaciğer hücreleri kendini yenileyebilir, ama yağlanma belli bir eşiği geçerse bu yeteneğini kaybeder. O noktadan sonra geri dönüş çok zor olur.


🔶 Gece geç saatlerde yemek yemek, karaciğerin gece detoksuna engel olur; çünkü sindirimle uğraşırken temizliğe vakit bulamaz.


🔶 Karaciğer yağlanmasının en yaygın sebebi alkol değil, yüksek şekerli ve rafine karbonhidrat ağırlıklı beslenmedir. Özellikle gazlı içecekler gizli bir düşmandır.


🔶 Karaciğeriniz toksinleri temizlemek için B12, folik asit ve demire ihtiyaç duyar. Bu yüzden kronik B12 eksikliği sadece sinir değil, karaciğer sağlığını da tehdit eder.


🔶 Aşırı parfüm ve kimyasal temizlik ürünlerine maruz kalmak, cilt yerine karaciğeri yorar; çünkü bu maddelerin çoğu vücutta karaciğer tarafından işlenir.


🔶 Karaciğeriniz hasta olsa bile uzun süre hiç belirti vermeyebilir; bu yüzden hekiminiz gerek gördüğünde yılda bir karaciğer enzim testleri (ALT, AST) yaptırmak önemlidir.


🔶 Sürekli uykusuzluk ve gece geç saatlere kadar ayakta kalmak, karaciğerin gece detoks zamanını bozar. Bu saatler genellikle 23:00–03:00 arasıdır.


🔶 Sigara içmiyorsanız bile pasif içicilikten aldığınız toksinlerin büyük kısmı karaciğerinize gider. Tütün dumanı sadece akciğeri değil, karaciğeri de bozar.


🔶 Turp, enginar ve pancar gibi sebzeler karaciğerin sevdiği “doğal destekçiler”dir. Haftada birkaç kez tüketmek büyük fayda sağlar.


🔶 Sürekli ilaç kullanımı (ağrı kesiciler dahil) karaciğerde birikim yaratabilir; bu yüzden hekim önerisi olmadan “ara sıra alınan” ilaçlar bile zararlı olabilir.


🔶 Vücudunuzda nedeni açıklanamayan kaşıntılar varsa, sebep cilt değil karaciğer olabilir. Özellikle safra akış bozukluklarında bu sık görülür.


🔶 Gün içinde düzenli hareket (yürüyüş gibi) karaciğer yağlanmasını azaltmada ilaçtan bile etkili olabilir. Hareketsizlik ise en sinsi risk faktörüdür.


🔶 Karaciğerin yorgun olduğu insanlar genellikle sabahları baş ağrısı, ağız kuruluğu ve halsizlikle uyanır. Bu sinyalleri ciddiye almak gerekir.


🔶 Karaciğer, vücuttaki toksinleri temizlerken adeta bir sünger gibi tüm zararlı maddeleri emer ama kendini sıkıp temizleyemez; bu işi siz yapmak zorundasınız.


🔶 Karaciğeriniz düzgün çalışmazsa ilaçlar sizi koruyamaz; çünkü yağ dengesi en çok karaciğere bağlıdır.


🔶 Her gün içilen 1 kutu meyve suyu, karaciğeri haftada bir gün içki içmek kadar zorlayabilir; çünkü fruktoz doğrudan karaciğerde işlenir ve yağlanmaya yol açar.


🔶 Ağız kokusu sadece mide ya da dişle ilgili değil; karaciğer safra salgısında sorun varsa da ortaya çıkabilir.


🔶 Karaciğeriniz sağlıksızsa, cilt renginiz zamanla “soluk gri” bir tona dönebilir; çünkü toksinler cilt yoluyla atılmaya çalışır.


🔶 Karaciğer yağlanması olan kişilerde kilo vermek daha zordur, çünkü enerji dengesi bozulmuştur. Diyetle birlikte karaciğeri destekleyen besinler alınmalıdır.


🔶 Her sabah aç karnına içilen ılık suya eklenen birkaç damla elma sirkesi, karaciğerin sindirim sıvılarını uyarır. Ama mide problemi olanlar dikkatli kullanmalıdır.


🔶 Karaciğeriniz günde 1.5 litre safra üretir; bu sıvı hem yağları sindirir hem de vücudu zehirlerden arındırır. Safra akışı bozulursa hem sindirim hem enerji düşer.


🔶 Bitkisel takviyeler masum değildir: bazı karaciğer dostu bitkiler (örneğin deve dikeni) dikkatli dozda alınmazsa faydadan çok zarar verebilir.


🔶 Kahve karaciğeri yormaz, aksine günde 2 fincan sade kahve karaciğer kanseri riskini düşürebilir. Ama şekerli veya kremalı içiliyorsa faydası kaybolur. Türk kahvesi ve filtre kahve tabi ki…


🔶 Karaciğeri en çok yoran alışkanlıklar: ara öğünler, akşam yemeğini geç saatlere bırakmak ve geceleri abur cubur tüketmektir.


🔶 Özellikle 40 yaş üstü bireylerde açıklanamayan kas ağrıları karaciğer kaynaklı olabilir. Nedeni: toksin birikimi vücut genelini etkiler.


🔶 Karaciğeriniz hastaysa zihniniz de bulanık çalışır. Bu duruma tıpta “hepatik ensefalopati” denir; toksinler beyine kadar ulaşır.


🔶 D Vitamini eksikliği, karaciğer yağlanmasının ilerlemesini hızlandırabilir. Bu nedenle sadece kemikler değil, karaciğer de güneşe ihtiyaç duyar.


🔶 Karaciğerin sağlıklı çalışması için magnezyum ve çinko gibi minerallere ihtiyaç vardır; bu yüzden kaliteli proteinler ve sebzelerden eksik kalmayın.


🔶 Lif oranı yüksek beslenmek, karaciğerin yükünü azaltır çünkü toksinlerin bağırsakta daha hızlı atılmasını sağlar. Kabızlık karaciğeri daha fazla çalıştırır.


🔶 Dışkı renginiz açık griye döndüyse, bu safra akışının bozulduğunun işareti olabilir ve karaciğer ciddi bir sinyal gönderiyor demektir.


🔶 Karaciğer hücreleri, 5-6 haftada bir yenilenebilir; ancak bu süreçte sağlıksız beslenme varsa yeni gelen hücreler de hasta olur.


🔶 Aşırı stres karaciğeri doğrudan etkiler; çünkü kortizol hormonunun fazlası, karaciğerin yağ depolama kapasitesini bozar. Stresli kişilerde yağlanma daha yaygındır.


🔶 Karaciğeriniz size düşman değil, tam zamanlı çalışan sadık bir işçidir; ona destek olmazsanız sessizce çalışmayı bırakabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Haydi Safra Kesenize Taş Yapalım

İlk olarak bir bakalım safra kesemiz neymiş, ne işe yarıyormuş?

Safra kesesi, armut büyüklüğünde ve şeklinde küçük, içi boş bir organdır.

Safra ağacı veya safra yolu olarak da bilinen safra sisteminin bir parçasıdır.

Safra sistemi, karaciğer, safra kesesi ve pankreas içinde ince bağırsağa boşalan bir dizi kanaldır.

Karaciğer içi (karaciğer içinde) ve karaciğer dışı (karaciğerin dışında) bileşenler vardır. Safra kesesi, safranın depolandığı ve yoğunlaştığı karaciğer dışı safra sisteminin bir bileşenidir.

Safra kesesinin işlevi, sindirim sırasında duodenuma salınan safrayı depolamak ve yoğunlaştırmak. Safra, karaciğer tarafından sürekli olarak üretilen ve birincil işlevi suda çözünmeyen lipitlerin sindirimine ve emilimine yardımcı olmak olan alkali bir sıvıdır.

Kolesterol, bilirubin, su, safra tuzları, fosfolipitler ve iyonlardan oluşur. Safraya atılan kolesterol, vücuttaki kolesterolün çoğunu ortadan kaldırır. 

Safra kesemiz hakkında genel bilgiler sonrası taş oluşumu nasıl oluyor bir bakalım…

Karaciğerimizde mevcut olan kolesterolü kullanarak “Primer Safra Asiti” üretiyoruz.

Üretimi karaciğerde ” ➖7- a hidroksilaz➖ ”enzimini kullanarak yapıyoruz.

⭐️ Buraya bir not koyayım. Bir enzim hidroksilaz ise bunun Koenzimi C vitaminidir. Ki bu demektir ki kanda C vitamini eksikse hidroksilaz enzimi az çalışır. Aynı zamanda NAD/NADPH gereklidir.

Kolesterolden elde ettiğimiz primer safra asitine GLİSİN ve TAURİN aminoasiti ekleriz ve safra tuzu oluştururuz.

Kolesterol

⬇️ 7- a hidroksilaz enzimi

Primer Safra Asiti

⬇️ GLİSİN ve TAURİN aminoasiti

Safra Tuzu

Dikkat: safra tuzu sentezi – üretimi karaciğerde olur. Safra kesesinde sentez – üreti olmaz.

Taurin takviyesi kullananlar (vücut geliştime, hater, güreş vb gibi ağır spor yapanlar, enerji içeceği alanlar) dikkat etmelisiniz. Fazla taurin alımı fazla safra tuzu oluşturur ve bu sebeple ishal yapar.

Gelelim safra tuzuna…


Safra tuzunu safra kesesime atarız. Safra kesesi sadece depodur.

Yağlı bir besin tükettiğimizde sindirim amacı ile safra tuzu bağırsaklara akar.

Barsaklarda safra tuzlarının işi bittiğinde:

Bağırsak bakterileri

⬇️ 7-a Dehidroksilaz enzimi

Safra TuzuGLİSİN ve TAURİN aminoasiti

⬇️

Primer Safra Asiti olarak kalır

GLİSİN ve TAURİN aminoasiti bağırsaktan geri emilir.

Bağırsak bakterileri 7-a Dehidroksilaz isimli bir enzimle işi biten safra tuzunda glisin ve taurin‘i ayırır. Sonrasında bağırsaktan geri emeriz.

Dikkat: GLİSİN ve TAURİN aminoasitlerinin geri emilimin sağlayan bağırsak bakterileri. Toplumsal sorunumuz bilinçsiz – keyfi – doğru olmayan antibiyotik kullanımı ile bağırsak bakterileri ölür.

GLİSİN ve TAURİN aminoasiti, Safra Tuzundan ayrılınca geriye kalan Primer Safra Asiti olur.

Bağırsak bakterileri Primer Safra Asidinin bir kısmını Sekonder Safra Asidine parçalar.

Sekonder Safra Asidi, zehirlidir. Dışkı ile atarız.

Geri kalan Primer Safra Asidini apikal sodyum bağımlı safra asidi taşıyıcısı (ASBT) ile bağırsaklardan geri emeriz. Evet bu geri emilim için SODYUM (Na) kullanırız.

Dikkat: Vücutta sodyum (tuz) seviyemiz düşerse safra asitleri geri emilemez ve ishal, mide bulantısı, aşırı bağırsak geçirgenliği yapmaya başlar.

ÖNEMLİ: Na (sodyum) seviyemizi düşüren ilaçlara dikkat etmeliyiz!!!

Hangileri bunlar?

Diüretikler

PLUS olan tansiyon ilaçları (Tiyazid etken maddelilerdir)

Bu ilaçlar aynı zamanda geçirgen bağırsak sendromu sebepleridir.


Haydi safra kesemizde taş oluşturalım

Kolesterol

⬇️ 7- a hidroksilaz enzimi

Primer Safra Asiti

⬇️ GLİSİN ve TAURİN aminoasiti

Safra Tuzu

Bu mekanizmayı yukarıda görmüştük.

Karacigerde 7-a hidroksilaz enzimi fibratların (Kolesterol, trigliserid LDL yüksekliğinde kullanılan ilaç grubu) kullanımı ile bloke olur. Kolesterolden safra asidi üretilemez.

Safra kesesinde çok fazla kolesterol birikimi olur ve bu kolesterol safra taşı yapar.

Safra taşı oluşumunu yanısıra safra tuzu da oluşmadığı için yağların emilimi gerçekleşmez. Bağırsakta kalan ve emilemyen yağlar ishal ve kramplara yol açar. Aynı zamanda geçirgen bağırsak sendromu gelişir.

Safra tuzları, yağda eriyen A,D,E,K vitaminlerinin emilimini sağlamaktadır. Safra tuzları üretilemediğinde bu vitaminlerin de emilimi gerçekleşmez. Değerleri düşer.

Eveeett… Safra kesenizde taş oluştu..

Neler öğrendik?

  1. Gelişigüzel kullandığınız antibiyotikler bağırsak floranızı (bakterilerinizi) öldürür. Bağırsak bakterileri ölünce 7-a Dehidroksilaz isimli bir enzim çalışmaz. GLİSİN ve TAURİN aminoasitleri bağırsakta geri emilemez.
  2. Karacigerde 7-a hidroksilaz enzimi fibratlar tarafından bloke edilir. Kolesterolden safra asidi üretilemez. Safra taşı oluşur. A,D,E,K vitaminlerinin emilemmez. Trigliserit biraz yükseldi fibrat kullanalım. Doğru değil. İlaç son çare olmalı. Diyet, tempolu yürüyüş, gece aç uyuma, bitkisel tedaviler trigliserid yüksekliğinde öncelikli tercihler olmalı. Fibrat kullanımı kaçınılmaz olduğunda;
    • C vitamini
    • D vitamini
    • K2 vitamini
    • A ve E vitamini (eksikse)
    • Glutatyon ve Resveratrol
    • Hesperidin/NAD (Hesperidin Trigliseriti %30 civarında düşürür. Zaten damarlardaki endotel hasarı onarmada bu fonksiyonu da etkilidir.)
    • Koenzim Q10

Kullanılmalıdır..

Ayrıca:

⭐️⭐️ Kabızlık tedavisi için kullanılan ELOBIKlXIBAT adlı ilaç apikal sodyum bağımlı safra asidi taşıyıcısı (ASBT) engelleyerek safra asidinin bağırsakta kalması yolu ile ishal yapma özelliğini kullanarak kabızlığa engel olmayı hedefler.

Bu sebeple bağırsak duvarında geçirgenlik artarak vücuda toksin girişinin armasına yol açar.

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Safra asidi taşıyıcıları https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC2781307/

⭐️⭐️ Fibrat İlaçlar https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK547756/

⭐️⭐️ Safra kesesi taşı ve safra kesesi iltihabı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16022643/

⭐️⭐️ Safra Taşı Oluşumunu Etkileyen Faktörler: Literatür İncelemesi https://www.mdpi.com/2218-273X/12/4/550

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla