Kabartma Tozu – Meyve ve Sebze Temizliği

Meyve ve sebzeleri pestisitlerden temizlemede, kabartma tozu (sodyum bikarbonat=NaHCO3), su ile yıkama ve ticari temizleme ürününe (Clorox) göre daha etkili bulundu.

Yapılan Araştırmada, elma yüzeylerindeki thiabendazole veya phosmet gibi pestisitler mililitresinde 10 miligram kabartma tozu bulunan sıvıda 12-15 dakika bekletilerek etkili bir şekilde uzaklaştırdığı bulunmuş.

Lakin 24 saatlik temas sonunda; Pestisitllerden, thiabendazole’ ün yüzde 20’ si, phosmetin yüzde 4.4’ ü elmaların içine nüfuz ettiği ve bu nüfuziyetin temizlenmesi mümkün olmadığı da biliniyor.

EK BİLGİ:

Genelikle karbonat ille kabartma tozu karıştırılır.

Kabartma tozu, karbonattan yapılır. Kabartma tozu içinde toz asit (genellikle krem ​​tartar) içerir. Bu, kabartma tozunun reaksiyon oluşması için tek ihtiyacının nem olduğu, karbonatın aksine ek asit gerekmediği anlamına gelir.

Ayrıca; Hafif deterjanlar veya meyve ve sebze temizleme ürünleri, meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntılarının giderilmesinde, sadece musluk suyuyla durulamanın sağladığından daha fazla fayda sağlamaz.

Bu sebeple meyve ve sebzelerinizi 30 gram kabartma tozu 3 litre suya karıştırarak bu sıvıda 12-15 dakika bekletme imkanınız yoksa da duru su ile iyice yıkamalısınız

Meyve ve sebzelerin kabuklarını soymanın daha da etkili olacağı aşikar lakin kabuklarında bulunan faydalı besin unsurlarının atılması da kayıp oacaktır.

Maalesef, meyve ve sebzelerin içine nüfuz eden kimyasallara karşı ise tedbir almak mümkün değil.

DİKKAT: Kabartma tozu sodyum bikarbonattır ve hem sodyum hem de bikarbonat büyük miktarlarda yutulduğunda zehirli olabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Ticari ve Ev Yapımı Yıkama Maddelerinin Elmalar Üzerindeki ve İçindeki Pestisit Kalıntılarını Gidermedeki Etkinliği. https://pubs.acs.org/doi/abs/10.1021/acs.jafc.7b03118

⭐️⭐️ Ürünlerden İz Pestisit Kalıntılarının Giderilmesi https://portal.ct.gov/caes/fact-sheets/analytical-chemistry/removal-of-trace-pesticide-residues-from-produce

⭐️⭐️ Durulama ile ürünlerdeki pestisit kalıntılarının azaltılması https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11052716/

⭐️⭐️ 27 Eylül 2021 PAZARTESİ tarihinde 31611 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan TÜRK GIDA KODEKSİ PESTİSİTLERİN MAKSİMUM KALINTI LİMİTLERİ YÖNETMELİĞİ https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/09/20210927M1-1.htm

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Meyve = Kilo

Sıklıkla “bol bol meyve yiyin vitamin alın sağlıklı kalın, Meyve sağlıktır vb gibi” cümleleri duyarsınız…

Lakin işin aslı tabi ki bu söylemlerdeki gibi değil..

Eğer kilo sorununuz varsa, kan yağları (Trigliserit, Kolesterol) sorununuz varsa meyve tüketimi sınırlı olmalıdır.

Neden mi? O zaman okumaya devam edin.

Meyve nasıl kilo yapar?

Maltoz = Glikoz + Glikoz

Bir düşünün bakalım Glikoz tatlı mıdır?

Maltoz içeren besinlere; Patates, Nohut, Barbunya, Pirinç pilavı, makarna, Kuru fasulye, Buğday ekmeği örnek olarak verebiliriz. Evet bu bilgiler ışığında Glikoz’ un tatlı olmadığını artık biliyorsunuz.

Örneğin: Bir porsiyon Kuru Fasulye yediniz (200 kalori)

Sindirim sistemimiz (ağızdan başlayarak) Kuru Fasulyedeki Glikoz + Glikoz + Glikoz + Glikoz + Glikoz +…..şeklinde sıralı glikozları tek glikoz kalana kadar parçalar ve bağırsaktan kana çeker.

Glikozun %80 ‘ini (160 Kalori) kaslarımızda harcarız ve kalan %20’si karaciğere gider.

Karaciğere giden %20’nin yarısı (20 Kalori) glikojen olarak depolanır. Diğer yarısı VLDL ‘ye gider ve Trigliserit olarak 20 kalori yağa dönüşür.

Laktoz = Galaktoz + Glikoz

Laktoz Süt şekeridir. Tadını hatırlayın bakalım süt tatlı mıdır?

Süt şekeri biraz tatlıdır. Glikozun tatlı olmadığını öğrenmiştik. Bu durumda tadı veren Galaktoz’ dur.

Örneğin: Tam yağlı bir bardak sütün 128 kcal (Sütün içerisinde laktozun yanı sıra protein ve yağ da olduğunu hatırlayın bu sebeple kalori hesabında dikkate alınmalıdır.)

Lakin konumuz karbonhidratlar.

Laktozda, Galaktoz %50 ve Glikoz %50 dir.

Galaktoz karaciğerde Glikoz 6 P (Fosfat) a metabolize olur.

Sükroz = Glikoz + Fruktoz

Sükraz içeren besinlere; Meyve şekeri, Bal, Pekmez, Çay Şekeri, Akça Ağaç Şurubu örnek olarak verebiliriz. Tartışmaya bile gerek yok değil mi? Gayet tatlı bunların hepsi. Glikozu biliyoruz tatlı değil. Bu durumda Fruktoz, Galaktoz’dan da tatlı sonucuna varabiliriz.

Maalesef bu çok tatlı tadı veren Fruktoz, insanlarda kilo sorunu da yağın fazlasını da yapar.

Örneğin: Bir kase üzüm yedik (240 gram – 170 kalori)

Sindirim sistemimiz (ağızdan başlayarak) Üzüm’ ü Glikoz + Fruktoz şeklinde parçalar ve bağırsaktan kana çeker.

Üzümde Glikoz / Fruktoz oranı neredeyse yarı yarıyadır.

Fruktozdan aldığımız 85 kaloriyi enerji olarak kullanamayız hepsi karaciğere gider. Karaciğerde Fruktoz’u metabolize edemeyiz. Bu sebeple Fruktoza 1 tane fosfor ekleriz. Bu da 12 kalori daha ilave demektir. 85+12=97 kalori ulaştı toplamda. Tabi bu arada Ürik Asit oluşur.

Sonuç olarak üzümdeki fruktozdan 97 kalori yağa dönüşür.

Hatırlayın Üzüm’ün diğer yarısı da Glikoz du ve yukarıda hesaplamıştık. Hesaba üzümde ki glikozdan (%10) 8.5 kaloride yağa dönüştü.

Fruktoz’ dan 97 kalori + Glikoz’ dan 8.5 kalori = 105,5 kalori Üzümden yağ oluşur.

Vücudumuza aldığımız kaloriler yolu ile fazla yağ oluşursa önce karaciğerde, sonra kaslarda, organlarda birikmeye başlar.

Sonuç olarak:

  • Kilo sorununuz veya kan yağları (Trigliserit, Kolesterol) sorununuz varsa meyve tüketiminizi fazlasıyla azaltın.
  • Günlük toplam meyve tüketiminiz bir avucunuzdan daha fazla olamamalı.
  • Beslenmemizin de bir matematiği var. Doğru hesaplayın.
  • Sağlığınız için meyve yiyin lakin abartmayın.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

PROBİYOTİK / PRE-BİYOTİK

Probiyotik, barsaklardaki iyi bakterileri (normal mikrop florası) korumayı ve iyileştirmeyi amaçlayan canlı mikroorganizmalar içeren gıdalar ve takviyelerdir. 

Prebiyotik, vücudun sindiremediği karbonhidratlar olup bağırsaklardaki mikroorganizmalar tarafından parçalandığında sağlıklı bakteriler için kısa zincirli yağ asitleri, kolon hücrelerine enerji sağlamak, mukus üretimine yardımcı olmak, iltihaplanmayı gidermek ve bağışıklığa yardımcı olmak gibi faydaları mevcuttur. (Turşu, Kefir, Yoğurt, Mayalı besinler)

Probiyotikler ve Prebiyotikler Ne Zaman Kullanılmaz

  • Candida
  • IBS
  • Crohn
  • Ülseratif kolit
  • SİBO
  • Aşırı Geçirgen Bağırsak
  • Helikobakter Pylori gibi hastalığı olanların kesinlikle kullanmaması gerekir.

Çalışanlarımız, (Hastalarımız) sıkça,

Meyve çok yararlı bol bol meyve yiyorum. (Trigliserit ve yağ kitlesi artar)

Ceviz Omega-3 içeriyor. Yararlı olduğu için bol bol yiyorum (Ceviz, ALA formunu içerir ve biz bunun sadece %2.5 kadarını kullanabiliriz) “Ceviz elbette çok faydalı ama Omega-3 için degil”

Bol süt içiyorum kalsiyum alıyorum.(Sütte ki kalsiyum zor emilir, biz yeşil yapraklı sebzelerdeki kalsiyumu daha çok alırız)

Kefir, Yogurt, Turşu, Probiyotik içerir çok faydalı bol bol yiyorum.

Fakat bu kadar çok probiyotikle besleniyorum yine de gittikçe kötüleşiyorum. diyorlar.

Bağırsaklarımız milyarlarca bakteri ve mantar barındırır. Bizim toplam hücre sayımızın 15-20 katıdırlar. Bu bakteri ve mantarlar insan karakterleri gibi iyisi var, kötüsü var, asalak geçineni var, muptezel alkolliği var, gece vardiyasında çalışanı var, sabah 8 akşam 5 memur olanı var, iyi tarım uygulamasıyla vitamin, yağ asiti üreteni var. Bir de anarşist terör estirenler var her yere saldırır.. (diğer bakteri ve mantarlara, bağırsak duvarına)

Ama tıpkı dış dünya gibi, orada da ” iyilerle kötülerin savaşı ” var ve hiç bitmiyor.

Bunlar bizim yediklerimizle beslenir. En çok sevdikleri ise şeker, Mayalı besinler ve PRE- BİYOTIKLER.

Pre-biyotik: hem iyilerin hem kötülerin yaşamak, çoğalmak için yediği besin maddeleri.

Yukarıda listelediğim hastalıklardan birine sahipseniz barsaklarınızda kötü bakteriler iyilerden kat kat fazladır.

Diyelim ki oran kötüler 80 / iyiler 20

Turşu yedik, kefir içtik, Pre-biyotik beslendik. Bu durumda sayıca fazla olan 80 kötü bakteri daha çok yiyip güçlenecek ve daha çok çoğalacak.

Probiyotik takviye kullandığınızda, iyi bakterileri beslediğimizi çoğalttığımızı zannederiz.

Aslında, hepsi ölüyor…Neden ?

Çünkü bu canlılar bir birini yok ederek üstünlük sağlamaya çalışır. Kötüler fazla olduğuna göre onlar kazanacak

Örneğin mantarlar MİKOTOKSİN üreterek diğerlerini zehirler.

Bu mikotoksinler aynı zamanda bize de zarar verir. Bağırsaklar aşırı geçirgense kana geçer ve yeni senaryolar gelişir. Ölen iyi bakterilerin, mantarların değerli moleküllerini de kullanıp iyice çoğalır kötüler.

Çaışanlarımız, (hasta) aynen şu cümleyi kurar, ”Kefir içtim davul gibi oldum, probiyotikli yoğurt yedim ishal oldum, probiyotik kullandım acayip gaz oldu.”

Olacak çünkü onlar ölürken, sindirilirken Hidrojen ve metan gazı açığa çıkar, şişkinlik oluşur.

Bütün bunlar harici, lifli besinleri de çok güzel kullanır bu bakteriler. Yani “bol lifli beslen ” cümlesi her insan için geçerli değil.

Bu Şikayetleri Düzeltmek İçin Ne Yapmalıyız

Önce kötü bakterileri öldürmek gerek. Bunun için bazı hastalıklarda antibiyotikte kullanmak gerekebilir. (Örneğin Sibo da “rifaksimin” gibi) Biz doğal yolları inceleyelim:

KEKİK SUYU

Timol etken maddesini içerir. Bu etken madde bazı bakterileri hücre zarına zarar vererek öldürür

Mantarların ise 14-a metilaz enzimini bloke ederek ergisterol sentezini engeller ve mantar çoğalamaz, ölür

Günlük bir çay bardağı AÇ OLARAK günün herhangi bir saati içilir.

(10 gün kullanılır, 10 gün ara verilir, sonra 15 gün kullanılır)

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

KARANFİL (Toz olarak)

Öjenol (C10H12O2 – eugenol) etken maddesi içerir.

Listeria monocytogenes, Streptococcus pyogenes, Proteus vulgaris ve Escherichia coli üzerinde ” hücre duvarı ve hücre zarını” parçalar.

Toz halinde yarım çay kaşığından biraz daha az TOK OLARAK 21 gün kullanılır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

TARÇIN YAĞI (Uçucu değil)

Sinnamaldehit etken maddesi içerir.

Bakterilerin hücre duvarına, mantarların ise squalen epeksidaz enzimini bloke ederek lanesterol oluşumunu engelleyerek mantarı öldürür.

2-3 damla uçucu olmayan Tarçın yağı 10-15 damla zeytinyağı içine koyulup karıştırılarak içilir. ( 1/5 oranında)

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

LEYLAK ÇAYI

Alfa terpineol etken maddesini içerir.

Hem gram negatif, hem gram pozitif bakterilerin hücre duvarı üzerinde etkilidir.

Yağı haricen kullanılır kesinlikle içilmez/dahili kullanılmaz

Bir çay kaşığı kurutulmuş leylak çiçeği 1 bardak sicak su içerisinde 10 dakika kadar demlenir ve AÇ OLARAK günde 1 kez içilir

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

SONUÇ

Her iyi, herkese iyi gelmez.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla