Güneş ışıkları pencerenin arasından sınıfa sızıyordu. Hatice öğretmen tahtaya tebeşirle birkaç matematik işlemi yazmıştı. Fakat öğrencilerin aklı pek derste değildi. Özellikle İpek ve Duru’nun. İkisi de teneffüste yedikleri simitleri hatırlıyor, hâlâ midelerinde dönen o garip hisleri anlamaya çalışıyordu.

İpek parmağını kaldırdı.
— Hatice öğretmenim, biz biraz önce simit yedik. Ama şimdi o simit nereye gitti?

Sınıfta bir uğultu yükseldi. Çocukların çoğu aynı şeyi merak ediyordu.

Duru da atıldı:
— Ben de hep merak ediyorum öğretmenim. Yemekleri ağzımıza atıyoruz, sonra… Sonra ne oluyor? Midemiz mi yiyor onları?

Hatice öğretmen gülümsedi. Çocukların meraklı gözlerine bakınca, sıradan bir cevap vermenin yetersiz kalacağını biliyordu. Tam o anda, sınıfta çok tuhaf bir şey oldu.

Tahtadaki tebeşir kendi kendine titremeye başladı. Ardından tahtadan bembeyaz bir duman yükseldi. Dumanın içinden sivri uçlu büyük bir şapka, yuvarlak gözlükler ve rengârenk peleriniyle tuhaf bir adam belirdi.

— Selam küçük kâşifler! Ben Sihirli Profesör! Siz az önce çok güzel bir soru sordunuz. Hatice öğretmenim de izin verirse (gülümseyerek) yemeklerin yolculuğunu gerçekten öğrenmek ister misiniz?

İpek ve Duru birbirlerine baktılar. Kalpleri hızla atıyordu. Hatice öğretmen de şaşkındı ama gözlerinde hafif bir gülümseme vardı. Belki de bu profesörün geleceğini önceden biliyor gibiydi.

Sınıftan kocaman bir “Eveeet!” sesi yükseldi. Ve Hatice öğretmenlerine yalvaran gözlerle bakmaya başladılar.

Hatice Öğretmen; ”Durduğumuz kabahat… Haydi hep beraber” dedi

Sihirli Profesör bastonunu yere vurdu. Bastondan kıvılcımlar çıktı. Bir anda tüm sınıf küçülmeye başladı! Çocuklar masaların üstünde minik böcekler kadar kalmıştı. Önlerinde kocaman bir lokma simit belirdi.

— Hazırsanız, dedi profesör. Lokmaların büyülü yolculuğuna çıkıyoruz!

Çocuklar gözlerini kocaman açtı. Lokmanın üzerine binmişlerdi. Sanki dev bir gemiye binmişler gibiydiler. Bir anda kendilerini karanlık ama nemli bir mağaranın içinde buldular: Ağız!

İpek şaşkınlıkla etrafına baktı.
— Burası da ne böyle?

Profesör gözlüğünü düzeltti:
— Burası ağzımızın içi. Bakın, kocaman dişler bir fabrikanın öğütücü makineleri gibi lokmaları parçalıyor.

O sırada dev gibi görünen bir diş yanlarından geçti, lokmayı ezmeye başladı. Çocuklar sarsıldı.

Duru kahkahalarla bağırdı:
— Aman dikkat edin, dişler bizi çiğnemesin!

Profesör gülerek devam etti:
— Dişler sadece parçalamaz. Tükürük bezleri de devreye girer. Bakın, şu damlacıklar… İşte onlar tükürük. İçinde “amilaz” adlı özel bir enzim var. Bu enzim, nişastayı şekerlere dönüştürmeye başlıyor.

İpek merakla sordu:
— Yani daha yutmadan yiyecekler değişmeye mi başlıyor?

— Aynen öyle! diye yanıtladı Profesör. Sindirimin ilk durağı ağızdır.

Birden dev bir kaydırak açıldı. Lokmalar kayarak boğaza doğru ilerledi. Çocuklar da lokmanın üstünde kayıyorlardı.

Duru bağırdı:
— Vuhuuu! Sanki lunaparktayız!

Profesör ciddiyetle ekledi:
— Bu gördüğünüz yer yemek borusu. Ama dikkat edin, burası sadece düz bir boru değil. Kaslar yiyecekleri aşağıya doğru itiyor. Bu harekete “peristaltizm” denir.

Kaslar dalga dalga hareket ediyor, lokmayı mideye doğru gönderiyordu. Çocuklar dalgaların üzerinde zıplaya zıplaya ilerlediler.

İpek gözlerini kocaman açtı:
— Yani yemeğimiz aşağıya düşmüyor mu, kaslar mı itiyor?

— Doğru bildin! dedi profesör. Eğer sadece düşseydi, baş aşağı durduğumuzda yemek geri kaçar, değil mi? Ama kaslar sayesinde yiyecekler hep doğru yönde ilerler.

Bir anda önlerinde kocaman bir mağara açıldı. Duvardan duvara dalgalanan kaslar, köpüren sıvılar ve baloncuklar vardı. Çocuklar şaşkınlıktan ağızlarını kapatamadılar.

— Burası mide! dedi profesör.

Midenin duvarları kasılıp gevşiyor, yiyecekleri çalkalayıp yoğuruyordu. Köpüren sıvılar lokmayı eritmeye başlamıştı.

Duru biraz korktu:
— Bu köpükler çok asitli görünüyor.

Profesör başını salladı:
— Haklısın. Mide asidi oldukça güçlüdür. Yiyecekleri parçalar ama aynı zamanda mikropları da öldürür. Yani mide hem güvenlik görevlisi hem de karıştırıcı bir kazan gibidir.

İpek sorusunu patlattı:
— Ama bu kadar güçlü asit midemize zarar vermez mi?

Profesör göz kırptı:
— Normalde vermez. Çünkü midemizin iç yüzeyi özel bir mukus tabakasıyla kaplıdır. Tıpkı kalın bir yağlı battaniye gibi mideyi korur.

Çocuklar etrafa bakarken mide kaslarının lokmayı yoğurup püre haline getirdiğini gördüler.

— Artık bu yiyecekler “kimus” adını alır, dedi profesör. Ve yolculuğun bir sonraki durağına hazırdır.

Lokmalar yavaşça mide kapısından geçip ince bağırsağa doğru ilerledi. Çocukların karşısına rengârenk, uzun kıvrımlarla dolu dev bir tünel çıktı. Duvarlar mercan gibi minik çıkıntılarla kaplıydı.

Duru hayran kaldı:
— Vaaay! Burası sanki sihirli bir şehir gibi.

Profesör bastonunu salladı:
— Hoş geldiniz İnce Bağırsak Şehri’ne! Burada çok önemli yardımcılar var. Şu yeşil şelaleye bakın, bu safra. Safra yağları parçalayarak sindirimi kolaylaştırır.

İpek işaret etti:
— Peki şu minik işçiler?

— Onlar pankreasın enzimleri. Proteinleri, karbonhidratları, yağları küçücük parçacıklara ayırırlar. Sonra şu mercanlara benzeyen çıkıntılar var ya, işte onlar villuslar. Villuslar bütün besinleri emerek kana geçirir.

Çocuklar villusların üzerine çıkıp baktılar. Küçük emici parmakçıklar yiyeceklerden şekerleri, amino asitleri ve yağ asitlerini çekiyordu.

Duru şaşkınlıkla sordu:
— Yani biz yediğimiz yemekleri burada mı vücudumuza gönderiyoruz?

Profesör gururla gülümsedi:
— Bravo! İşte sindirimin en önemli kısmı budur. Enerji ve besinler buradan kana karışır, tüm hücrelere dağılır.

Birden çocukların önünde kocaman bir nehir belirdi. Kırmızı kan hücreleri küçük kayıklar gibi nehrin üzerinde yüzüyordu. Her kayık besin paketleri taşıyordu.

İpek hayran kaldı:
— Bu kayıklar glikoz mu taşıyor?

— Evet! dedi profesör. İşte bu glikozlar kaslarımıza, beynimize enerji sağlar. Proteinlerden gelen amino asitler de vücudumuzun yapı taşlarını oluşturur.

Duru sevinçle bağırdı:
— Yani biz şimdi gerçek enerjinin yolculuğunu görüyoruz!

Çocuklar yeterince öğrendiklerini hissettiklerinde profesör bastonunu yeniden salladı. Rengârenk bir ışık sınıfın içine yayıldı. Bir anda herkes yeniden eski boyutlarına döndü, sıralarına oturmuşlardı.

Sanki hiçbir şey olmamış gibiydi ama herkesin gözleri parlıyordu.

Hatice öğretmen gülümseyerek sınıfa baktı.
— İşte çocuklar, merak etmek öğrenmenin ilk adımıdır. Siz merak ettiniz, sordunuz ve harika bir yolculuk yaptınız. Unutmayın, bilim her zaman böyle bir maceradır. Ne kadar sorarsanız, o kadar çok şey öğrenirsiniz.

İpek ve Duru birbirlerine baktılar. Artık simidin nerede olduğunu biliyorlardı: Vücutlarının içinde, enerjiye dönüşmüştü.

Sınıfta alkışlar yükseldi. Sihirli Profesör göz kırptı ve bir anda kayboldu. Ama çocuklar biliyordu ki merak ettikleri her an, o yeniden karşılarına çıkabilirdi.

Dr. Mustafa KEBAT

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan çocuklarımızı bilgilendirmek, okumaya, çalışmaya, doğal hayata heveslendirmek ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️