Cevabı baştan vereyim: Tabi ki tempolu yürümek.

Gelelim nedenine..

Anlaşılabilmesi için ”HÜCRE HASARI” nedir onu hatırlayalım.

Hücre hasarının en büyük nedenlerinden biri “İSKEMİ” dir.

İskemi; sıklıkla belirli bir dokudaki kan akışının zayıflaması veya tamamen kesilmesi sonucu dokunun başta oksijen olmak üzere hayati önem taşıyan moleküllere erişiminin engellenmesine bağlı olarak gelişen doku hasarına verilen isimdir.

İskemi ile birlikte;

  • Oksijen
  • Vitamin
  • Mineral
  • Glikoz
  • Aminoasit
  • Yağ asiti vs geçişinin azalıp dokuların beslenmemesidir.

Sistemimiz Nasıl Çalışıyor?

Hücrede Sodyum-potasyum pompası bulunur. Bu pompa 3 tane sodyumu dışarıya atar, 2 potasyum içeriye alır. AMA Bunları yapabilmek için enerji harcar. Yani ATP gerekir..

ATP (enerji) oluşması için ise mitokondriye OKSİJEN gerekir.

🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️🏃‍♀️🏃🏃‍♂️ Koşuyoruz…

Koşarken daha çok enerji lazım. Enerjiyi üreten mitokondri olduğu için enerji santrali mitokondriye daha çok oksijen lazım

Bu durumda oksijeni daha çok alabilmek için solunum sayısı hızlanıyor. Oksijen yetmedikçe daha hızlı nefes alıyoruz. Kısa ve derin olmayan solunumlar başlıyor, Oksijen yetmedikçe Sodyum / potasyum pompası çalışmamaya başlıyor.

Hani 3 sodyum (NA) dışarı atıyordu ya pompa, oksijen yetersiliğinde sodyum (NA) dışarı atamıyor. Sodyum hücrede kalıyor. Bu durumda ne olacak?

Düşünün Sodyum ne yapar? Su tutar. su çeker.

Suyu hücre içine çekiyor.

Koşarken hem terleme hem suyun hücreye çekilmesi olduğunda SUSARIZ.

Su hücre içini şişirmeye başlar. Eyvah ki eyvah. Bu duruma HIDROPİK DEJENERASYON denir.

Hücre şişince içerde miyelin figür denilen fosfolipid yağ parçaları kopmaya başlar. (Bu süreçte halen hücre çeperi saglamdır)

Hücre şiştiği için hücre üzerindeki MİKROVİLLÜSLERDE ve RESEPTÖRLERDE kayıplar olur.

İnsülin reseptörü, D3, Magnezyum, çinko, B12 vb gibi hepsinin reseptörü var.

Hücre kendini kurtarmaya çalışır..

Oksijen olsa oksijenli solunum yapacaktık ama Oksijen yetersiz.

Oksijensiz solunuma yönelir.

Oksijensiz solunumla sadece 2 ATP elde etmek için glikozu yıkmaya başlar.

Oksijensiz solunumda son ürün. LAKTİK ASİT. (Kaslar taş gibi olur, ağrır. Ağır egzersiz sonrası oluşan ağrı)

Adı üstünde laktik ASİT. Hücre pH seviyesi düşer, asidik olur.

Hücre içinde protein üreten bir organel var. RİBOZOM. Bunlar protein üretemez hale gelir.

Protein üretilmeyince yağlar işaretlenip hücre dışına atılamaz. Kötü, çok kötü. Lipid birikimi var. Bu birikim en çok KARACİĞER ve KALP’te olur.

Buraya kadar olanlar. Eğer kısa süreli olursa, oksijen geri gelirse, oksijensiz halde zorlamazsak, geri döndürülebilir.

Diyelimki oksijensizlik devam ediyor.(IRREVERSIBLE) geri döndürülemez hücre hasarı.

İlk bulgu hücre membranı, bütünlüğü bozulur ve duvar çatlar.

İçeriye bol miktarda KALSİYUM girer ve enzimler aktifleşir ve yıkıma başlar. VE HÜCRE ÖLÜR

İLLE DE KOŞACAĞIM DİYORSANIZ

Nefes nefese kalmayın sakın.

Dikkat ederseniz en önemli konu hipoksi. Lakin damarın daralması/bozulması da bir hipoksi nedenidir.

Her yerde parmaktan ölçüm cihazları var. Hatta telefonlarla ble ölçülüyor. Satürasyonum 97 iyiyim diyemezsiniz. Çünkü arka plan var.

Diyelim kılcal damarlarınızda ENDOTEL HASAR var. Ve birçok organı besliyor o kılcallar.

İlk aklımıza gelen organın adı KALP olmalı.

Kalpte dokulara oksijen gitmiyor. Oksimetre isterse 100 göstersin. Kalpteki kılca damarlarıın durumunu GÖSTERMEZ.

Sonra genç kalp krizi geçirdi…!! Çünkü o kadar zorladı ki kendini

DEMİR ya da B12, B9 eksikliğine bağlı ANEMİ.

Özellikle demir eksikliğine bağlı anemide; Eritrosit içerisindeki Hemoglobin yetmiyor ve OKSİJEN TAŞIYAMIYOR. Görüldüğü gibi ANEMİ de önemli.

TRİGLİSERİT – LDL-a

Bunlar damarların içini tıkar. Oksijen yine geçmez. Ve bunların tıkama sebebi ise tükettiğimiz yağlar değil AĞIR KARBONHİDRATLAR

Bu oksijen yetersizliği endotel hasarları sebebi ile BEYINDE de olur ve beyin sisi dahil nörolojik semptomlar oluşur.