Kolinesteraz (Cholinesterase) – Biyosidal Ürün Uygulayıcılarında Ölçüm ve Takip
Biyosidal ürün uygulamalarında risk yönetiminin en kritik unsurlarından biri, çalışanların maruziyet düzeylerinin bilimsel göstergelerle takip edilmesidir. Bu göstergelerin başında ise Cholinesterase (Kolinesteraz) gelir.
Bu yazıda, hem işyeri hekimi bakış açımdan hem de sahada aktif olarak görev yapan bir profesyonel olarak deneyimlerime dayanarak, cholinesterase kavramının ne olduğunu, neden ölçülmesi gerektiğini, çıkan değerlerin nasıl yorumlanacağını, hangi eşiklerde ne gibi fizyolojik riskler doğduğunu ve uygulamada nelere dikkat edilmesi gerektiğini sizlerle paylaşacağım
Kolinesteraz Nedir?
Kolinesteraz, vücudumuzda sinir iletimini düzenleyen kritik bir enzim ailesidir.
İki ana türü bulunur:
Asetilkolinesteraz (AChE)
- Temel olarak kırmızı kan hücrelerinde ve sinir dokusunda bulunur.
- Görevi, sinir sisteminde iletimi sağlayan asetilkolin molekülünü parçalamaktır.
- AChE düzeyindeki düşme, doğrudan sinir sisteminin fonksiyonlarını etkiler.
Pseudocholinesterase / Bütirilkolinesteraz (BChE)
- Karaciğerde sentezlenen, kanda bulunan daha yaygın formdur.
- Biyosidal ürünlerdeki organofosfat ve karbamat bileşiklerinin ilk etkilediği enzim çoğunlukla budur.
- Bu nedenle biyosidal uygulayıcılarının takibinde BChE seviyesi daha sık kullanılır.
Kısaca ifade etmek gerekirse, bu enzim grubu sinir sisteminin düzenli çalışması için vazgeçilmezdir. Sinir kas kavşağında aşırı uyarımın önlenmesini sağlar, solunum kaslarının düzenli kasılıp gevşemesini yönetir ve organizmanın homeostazisi açısından yaşamsal faaliyetlerin merkezindedir.
Biyosidal Ürünlerde Kolinesteraz Neden Önemlidir?
Eğer kullanılan biyosidal ürünler organofosfat veya karbamat bileşikleri içeriyorsa, bu kimyasallar kolinesteraz enzimini inhibe ederek enzim kapasitesinde düşmeye neden olur.
Bu durum:
- Sinir iletimini bozabilir,
- Kaslarda sürekli uyarılma yaratabilir,
- Solunumu etkileyebilir,
- Davranışsal ve bilişsel fonksiyon bozukluklarına yol açabilir.
Özellikle sahada çalışan uygulayıcılar için bu maruziyetin fark edilmesi çoğu zaman zordur, çünkü ilk belirtiler genellikle grip benzeri hafif şikayetler şeklinde başlar ve çoğu kişi tarafından göz ardı edilir.
Bu nedenle kolinesteraz ölçümü, çalışan sağlığının korunmasında erken uyarı sistemi gibi işlev görür.
Kolinesteraz Ölçümü Neden Zorunlu Olmalıdır?
Sahadaki gözlemlerim, kolinesteraz düşüşünün çoğu zaman geç fark edildiğini ve çalışanların belirtileri kendi kişisel durumlarına bağlayarak önemsemediğini gösteriyor. Oysa bu kimyasallar, sinir sistemini baskılayarak geri dönüşü olmayan hasarlara kadar ilerleyebilecek sonuçlara yol açabilir.
Bu nedenle yapılması gerekenler şunlardır:
Referans (bazal) ölçüm
Çalışan işe başlamadan önce mutlaka alınması gereken ölçümdür.
- Bu değer kişiye özgüdür.
- Her insanın doğal kolinesteraz düzeyi farklıdır.
- Daha sonra yapılacak takiplerde baz alınacak kritik referansdır.
Düzenli periyodik ölçüm
Riskli işlerde çalışan biyosidal uygulayıcıları için ayda bir, iki ayda bir veya maruziyet yoğunluğuna göre daha sık yapılmalıdır.
Maruziyet sonrası (şüpheli durumlarda) ölçüm
- Solvent kokusu fazla olan uygulamalar,
- Kapalı alanda çalışmalar,
- Kişisel koruyucu donanımın yeterli kullanılmadığı durumlar,
- Kimyasal dökülme, sıçrama gibi kazalar…
Bu durumlarda ölçüm ivedilikle yenilenmelidir.
İşten uzaklaştırma eşiklerinin belirlenmesi
Değerler belirli bir oranda düştüğünde çalışan derhal dinlendirilmelidir. Bu hem yasal hem etik bir zorunluluktur.
Kolinesterazın Normal Değerleri
Laboratuvara göre referans aralıkları küçük farklılıklar gösterebilir; ancak genel olarak:
Pseudocholinesterase (BChE) normal değerleri
- Erkekler: 5.300 – 12.900 U/L
- Kadınlar: 4.700 – 12.000 U/L
Asetilkolinesteraz (AChE) normal değerleri
- 28 – 35 U/g Hb (Eritrosit AChE aktivitesi)
Bu değerler kişiye özgü olduğu için en önemli kıyaslama her zaman kişinin kendi bazal değeri ile yapılır.
Değerler Düştüğünde Ne Olur?
Kolinesteraz inhibisyonu genellikle azalma yüzdesi ile değerlendirilir.
Aşağıda çalışan sağlığı açısından kritik eşikler bulunmaktadır:
%20–30 düşüş
- Vücut kimyasal etkilenmeye başlamıştır.
- Belirtiler hafiftir: baş ağrısı, sersemlik, hafif bulantı.
- Çalışan genellikle kendi durumunun farkında değildir.
Bu durumda:
- Kişi dinlendirilmeli,
- Maruziyet azaltılmalı,
- Uygulamada kullanılan kimyasal kontrol edilmelidir.
%30–40 düşüş
Bu eşik, artık klinik belirti riskinin yükseldiği noktadır.
Belirtiler:
- Göz bebeklerinde küçülme,
- Kas seğirmeleri,
- Terleme,
- Hafıza ve dikkat problemleri,
- Hafif göğüs sıkışması.
Bu durumda çalışan derhal görevden çekilmelidir.
%40–50 düşüş
Bu seviye tehlike bölgesidir.
Belirtiler:
- Nefes darlığı,
- Şiddetli kas kasılmaları,
- Kusma,
- Davranış değişiklikleri,
- Bilinç bulanıklığı.
Bu seviyedeki bir çalışan acilen sağlık kuruluşuna yönlendirilmelidir.
%50’den fazla düşüş
Bu artık hayatı tehdit eden akut kolinerjik kriz durumudur.
Belirtiler:
- Solunum kaslarında felç,
- Kalp ritim bozuklukları,
- Bilinç kaybı,
- Göz yaşarması, salya artışı, şiddetli terleme,
- Tüm kaslarda titreme, nöbet benzeri kasılmalar.
Tedavi edilmezse ölümcül olabilir.
Değerler Yükseldiğinde Ne Olur?
Kolinesterazın düşmesi kadar yükselmesi de anlam taşır; fakat yükseliş genellikle ciddi bir klinik anlam ifade etmez.
Yüksek değerler:
- Alkol kullanımı,
- Diyabet,
- Stres hormonu yüksekliği,
- Bazı psikiyatrik ilaçlar,
- Karaciğerin aşırı enzim üretimi
gibi durumlarda görülebilir.
Bu nedenle yükselme daha çok genel sağlık durumu hakkında ipucu verir; organofosfat toksisitesi ile bağlantılı değildir.
Kolinesteraz ve İnsan Sağlığı Açısından Değerlendirelim
Biyosidal ürünlerle çalışanların sağlığını koruma yaklaşımımda kolinesteraz yalnızca bir laboratuvar değeri değildir; aynı zamanda sahadaki tüm iş güvenliği yaklaşımının kalbinde yer alır. Bunun nedenini birkaç başlıkla şöyle özetleyebilirim:
Sinir sistemi riskinin erken uyarı göstergesidir.
Çalışanın maruz kaldığı toksik etki, düşen enzim seviyesi ile çok erken dönemde tespit edilebilir.
Geri dönüşü olmayan hasarları engeller.
Uygulayıcılar genellikle belirtileri göz ardı ettiği için laboratuvar izlemi hayati rol oynar.
İşverenin yasal yükümlülüklerini güvence altına alır.
6331 sayılı Kanun ve biyosidal mevzuatı çerçevesinde bu takip yapılmadığında ciddi hukuki sorumluluk doğar.
Çalışan güvenliği kültürünün temel bir parçasıdır.
Bu ölçüm çalışanlara işverenin kendilerini önemsediğini hissettirir.
Takipte Dikkat Edilmesi Gereken Diğer Tıbbi Parametreler
Kolinesteraz ölçümü kadar, aşağıdaki testlerin de biyosidal uygulayıcıları için düzenli yapılmasını gerekli görüyorum:
Karaciğer fonksiyon testleri (ALT, AST, GGT)
Organofosfatlar karaciğerde metabolize olduğu için toksik yük karaciğer parametrelerini etkileyebilir.
Böbrek fonksiyon testleri
Kimyasalların bir bölümü böbreklerden atıldığı için maruziyet böbrek fonksiyonlarını etkileyebilir.
Tam kan sayımı
Zehirlenme belirtilerinin erken belirlenmesi açısından önemlidir.
Solunum fonksiyon testi
Uçucu biyosidal ürünlerin soluma riskine karşı gereklidir.
EKG
Nöromüsküler sistem etkilenmesi kalp ritmini de etkileyebilir.
Bu testlerin kombinasyonu, çalışanların hem akut hem de kronik etkileniminin izlenmesi için gereklidir.
Kolinesteraz Takibi Bir Lüks Değil, Zorunluluktur
Sahada edindiğim her tecrübe, kolinesteraz takibinin biyosidal uygulama ekipleri için vazgeçilmez olduğunu tekrar tekrar kanıtlıyor.
Bu izlem yapılmadığında:
- Basit bir baş ağrısı,
- Hafif bir yorgunluk,
- Strese yorulan bir unutkanlık,
gibi masum görünen belirtilerin arkasında aslında sinir sistemini tehdit eden ciddi bir kimyasal yük olabilir. Bu nedenle hem çalışan sağlığı hem de hukuki sorumluluk açısından kolinesteraz düzeylerinin düzenli ölçülmesi ve doğru yorumlanması, mesleki güvenlik kültürünün ayrılmaz bir unsuru olmalıdır.
Her biyosidal uygulayıcı, kendi enzim düzeyini bilmek zorundadır. Her işveren, çalışanının bu değerlerini takip etmekle yükümlüdür. Ve biz iş sağlığı profesyonelleri, bu süreci bilimsel veriler ışığında yönetmek zorundayız.
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Doğal Yaşayın
Doğal Beslenin
Aklınıza Mukayet Olun
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Sayın okuyucu,
Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.
Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler
⭐️⭐️ Masson P, Lockridge O. “Butyrylcholinesterase for protection from organophosphorus poisons: catalytic complexities and hysteretic behaviour” — 2009.
PubMed/PMC: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20004171/
⭐️⭐️ Cocker J, Mason HJ, Warren ND. “Biological monitoring of exposure to organophosphate pesticides” — 2002.
PubMed: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12191866/
⭐️⭐️ Lessenger JE, et al. “Fifteen years of experience in cholinesterase monitoring” — 2005.
PubMed: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16537316/
⭐️⭐️ Richter ED, et al. “Sequential cholinesterase tests and symptoms for monitoring organophosphate absorption in field workers and in persons exposed to pesticide spray drift” — 1986. PubMed: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/3775819/
⭐️⭐️Cotton J, et al. “Measuring cholinesterase activity and pesticide use in an Australian agricultural community” — 2015. PubMed: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/26243006/
⭐️⭐️ Dutta S, et al. “Effect of pesticide exposure on the cholinesterase activity among tea garden workers” — 2019. PubMed: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30512980/
⭐️⭐️ Thetkathuek A, et al. “Pesticide Exposure and Cholinesterase Levels in Migrant Farm Workers” — 2017. PubMed: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28139185/
⭐️⭐️ Stefanidou M, et al. “Butyrylcholinesterase as biomarker for exposure to organophosphorus insecticides” — 2009. PubMed: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/19290984/
⭐️⭐️ Joshaghani HR, et al. “Effects of occupational exposure in pesticide plant on erythrocyte and serum cholinesterase activity” — 2007. PubMed: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/18165198/
⭐️⭐️ McConnell R, et al. “Monitoring organophosphate insecticide-exposed workers” — 1992.
PubMed: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/1552378/
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Kanunun ve Yönetmelikleri Okumayı Sevenler Devam Edebilirler
⭐️⭐️ Biyosidal Ürünler Yönetmeliği – https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=13672&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5
⭐️⭐️ Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik – https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=32642&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5
⭐️⭐️ Aktif Madde İçermeyen Biyosidal Ürünler Tebliği – https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/08/20130802-19.htm
⭐️⭐️ Biyosidal Ürünle İşlenmiş Eşyalar Tebliği – https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/05/20180513-14.htm
⭐️⭐️ Biyosidal Ürünlerin Etiketlenmesi Hakkında – 08.07.2025 – T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Dr Mustafa KEBAT
0 530 568 42 75
Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

