Kolesterol Yüksekliğinden Karaciğerde Yağlanmaya Oradan Kalp Krizine Giden Yol

Çalışanımız evinde akşam yemeğinden iki saat sonra (saat 22.00 gibi) kanepede uzanırken, çocuklarının yaptığı patates kızarmasından canı çekti ve büyük bir tabak yedi.(Tokluk halinde karbonhidrat aldı.) Zaten toktu ve karnı iyice şişti. Ardından tekrar kanepeye uzandı. Maalesef bunu sık sık yapıyordu.

Gece saat 23.50 civarı göğsünde ve sol koluna vuran ağrı sonrası fenalaştı. Ambulansla hastaneye götürülürken yolda kalbi durdu. Yapılan müdahale ile hastaneye sağ olarak ulaştırıldı. Kalp krizi geçirdiği için yatışı yapıldı. Hastanede üç gün yattıktan sonra taburcu edildi.

Şimdi…

Çalışanımızda gelişen bu durumu baştan inceleyelim..

Çalışanımız karbonhidrattan zengin beslenmesi sonucunda karaciğerinde bir lipid (yağ) paketi olan VLDL oluştu.

Çünkü..

Tokluk durumunda karbonhidrat alımı ya da sürekli ağır karbonhidrat tüketimi VLDL üretimini artırır. (obezite, damar sertliği, damar tıkanıklığı)

VLDLVery Low Density LipoproteinÇok Düşük Yoğunluklu Lipoprotein: Karaciğerde bulunan lipid gruplarının yağ dokusuna ve kaslara taşınmasında görev alır.

Karaciğerde VLDL üzerine bir tane plaka takılır. Buna Apolipoprotein B100 (Apo B100) denir.

Apolipoprotein B vücudunuzda yağ ve kolesterolü taşımaya yardımcı olan bir proteindir. İki tür Apolipoprotein B vardır. Bağırsaklarınızda üretilen apo B-48 ve karaciğerinizde üretilen apo B-100. Apo B-48, yağ  ve kolesterolü karaciğerinize taşır, burada yeniden paketlenir ve apo B-100 ile birleştirilir. Buradan vücudunuzun her yerine yayılır.

Aynı zamanda yine karaciğerde mikrozomal TAG transfer proteini (MTP) ile bu VLDL ye Trigliserit katılır. TAG ve Apo B100 takılı VLDL’yi kana salınır.

Kanda HDL ile karşılaşır.(Halk arasında iyi kolesterol adı ile bilinir) HDL de Apo E ve Apo C2 isimli iki tane plakayı VLDL‘ye takar.

Damar duvarında endotel hücrelerinde lipopretein lipaz ve heparan sülfat iki enzim var. Bu enzimler HDL’nin taktığı Apo C2 ile aktif olur ve VLDL’yi tutarak sindirirler. VLDL küçülür.

Damar duvarındaki endotelde meydana gelen hasarlarda VLDL sindirimi bozulur ve VLDL kanda kalır. Endotelde hasar oluşumunu önlemek önemlidir. Bu hasarı önlemek için Hesperidin ve Resveratrol kullanımı çok önemlidir.

Küçülen VLDL’den Apo C2 tekrar HDL’ye geri gider.

Apo E ve ilk takılan Apo B100 ortada kaldı mı?

Tabi ki hayır...

Karaciğer küçülen VLDL’nin bir kısmını Apo E kısmından tutarak geri çeker ve hayatını sonlandırır.

VLDL’nin bir kısmını karaciğer çekti, kalan kısmı ise ilerler. Önce IDL sonra ise LDL oluşur.

Oooo halk arasından kötü kolesterol olarak bilinenlerden biri daha ortaya çıktı. LDL

LDL üzerinde ilk başlarda karaciğerde takılan Apo B100 plakası takılı kalmış durumdadır. Hem karaciğerde, hem periferik dokularda Apo B100 reseptörü (giriş kapıları) var.

Apo B100 reseptörü ile eşleşen LDL üzerindeki Apo B100 plakası ile LDL’ yi hücreye alır.

Eğer Apo B100 reseptörleri azalırsa veya oksitlenirler. ve bozulurlarsa LDL kanda yükselir. Karaciğerde ve perifer dokularda hücreye giremez kanda serbestçe dolaşır.

Bazı insanlarda bu Apo B100 reseptörleri doğuştan (genetik olarak) bozuktur. Bunlara tip-2 hiperlipidemi hastası diyoruz. Bu hastalığın görülme olasılığı oldukça düşüktür.

Fakat Apo B100 reseptörleri doğuştan sağlıklı olduğu halde biz insanların hataları ile bozulması çok sık görülmektedir.

Mesela; sürekli ağır karbonhidrat ile beslenmemiz, tok olduğumuz halde karbonhidrat almamız LDL miktarını artırır.

Sürekli LDL yüksekliği Apo B100 reseptörlerini duyarsız hale getirir ve bir sür sonra LDL üzerindeki Apo B100 plakasını tanımamazlıktan gelmeye başlar.

Antioksidan (glutatyon) eksikliğinde, Omega-3, selenyum eksikliğinde reseptörlerin sayısı azalır ve oksitlenir. Yine LDL kanda kalır ve kan seviyesi yükselir.

PCSK9 isimli enzimimiz Apo B100 reseptörlerini yıkar – parçalar.

Bu Apo B100 reseptörleri olmazsa LDL kana giremez ve kanda yüksek seviyede kalır.

Eğer bu PCSK9 enzimimizi bir miktar engellersek Apo B100 reseptörleri sayısı fazla olur ve kandaki LDL gidip ona yapışır hücreye girer.

PCSK9’u durdurmak için Evolocumab, Alirocumab gibi monoklonal antikor ilaçları var. Lakin henüz yeni ve herkese de reçete edilmiyorlar.

FAKAT

BENFOTİAMIN ilacı PCSK9 enzimini inhibe ederek hücrelerdeki giriş kapısını (Apo B100 reseptörü) yakmasını engeller.

Çoban Çantası Bitkisi Kökü ekstresi PCSK9 enzimini bir miktar inhibe eder ve kandaki LDL hücrelere daha rahat girer.

Altınmühür bitkisi kökleri ekstreside Benfotiamin kadar olmasa da PCSK9’u inhibe eder.

Eveeeet….PCSK9 ‘u inhibe ettik. Hücre üzerindeki Apo B100 reseptörleri de sağlam. Döndük yine LDL üzerinde karaciğerde takılan Apo B100 plakasına. Apo B100 reseptörleri görüp LDL’yi kana çeker.

FAKAT

Ya plaka okunmuyorsa, küflenmişse, oksitlenmişse ?

Mümkün mü?

Malesef yine biz insanlardan kaynaklı mümkün. Eğer;

  • Beslenme şeklimiz kötü, fast-food, kızartma ve ağır karbonhidrat ağırlıklı ise
  • Sigara ve alkol kullanıyorsak
  • Aşırı geçirgen bağırsak sendromu varsa
  • Ülseratif kolit, crohn, diyebet, SİBO varsa
  • Stresli bir hayatımız varsa
  • Gece tok yatıyorsak
  • Ağır meyal, tarım ilacı, kirli havaya maruz kalıyorsak,

LDL oksitlenir. Oksidasyon oluşur.

Oksidasyonu önlemenin yolu var mı?

Tabi ki var.

Öncelikle hayat tarzımızı (doğruları yapmaya başlayarak) değiştirmek.

Yukarda listelediğim yanlışlardan yaptıklarınız var ise önce onları düzeltmekle başlamalısınız.

Antioksidan içerikli beslenmelisiniz. Hatta bellki antioksidan takviye kullanmalısınız.

LDL oksidasyonunu önlemek için;

  • Glutatyon
  • Resveratrol
  • Omega-3
  • Vitamin C çok önemlidir.

Eğer bu oksidayon önlenmezse okside LDL damar duvarına yapışır ve damar tıkanıklığına neden olur.

Bu okside LDL‘yi yok etmek için damar içinde makrofajlar harekete geçer. SR-A reseptörü ile okside LDL’yi yakalar ve fagosite eder, yer, eritir.

Lakin bu durum köpük hücreye neden olur.

İşte köpük hücre nedenli kalp krizinin en büyük sebebi budur.

Çalışanımızın kalp krizi geçirmesinin bir nedenini okudunuz.. Bu nedene eşlik eden pek çoğunu da ileriki yazılarda okuyabilirsiniz.

Sonuç Olarak Çalışanlarımıza Tavsiyeler

  • Özellikle tok iken karbonhidrat alınmamalı.
  • Açken beslenme ve öğünlerde karbonhidrat miktarı azaltılmalıdır.
  • Damarlarda endotel hasarı ve oksidasyon olursa, VLDL sindirilip LDL ‘ye dönüşemez. Bu sıkıntıdır, endotel hasar için flavonoidlerden Hesperidin ve Resveratrol kullanımı önemlidir.
  • PCSK9 hücrelerdeki LDL’nin gireceği kapıyı bozar. Bu PCSK9 ‘u önlemek için; Benfotiamin, Çoban Çantası kökü ekstresi, Altın mühür kökü ekstresi kullanılabilir.
  • LDL oksidasyonu makrofajları harekete geçirir. Makrofajlar bunları yok ederken köpük hücre oluşur ve kalp krizine neden olur. Ayrıca okside LDL damarları tıkar, bunu önlemek için; Aşırı geçirgen bağırsak önlenmeli. Gece asla tok uyunmamalıdır. Glutatyon, Resveratrol, Omega-3, Vitamin C, LDL oksidasyonunu önlemede önemlidir.
  • HDL…okside LDL yi temizlemede gorevlidir. Bu gorevi Paraoksonaz enzimi ile yapar. Bu enzimin aktivitesi ve sentezi için Kalsiyum, Benfotiamin, N-asetil sistein, Alfa lipoik asit, Glutatyon, melatonin kullanımı önemlidir.

Bilim insanlarının Hepatit C virüsünün karaciğerde yağlanma yapmasından ilham alarak kolesterol ilacı yaptıklarını biliyor muydunuz?

Hepatit C virüsü TAG transfer proteini (MTP) bozar. Dolayısı ile TAG karaciğerde kalır, Trigliserit içine giremediği için VLDL tamamlanıp kana salınamaz ve kanda LDL düşer. Bu durumda yağlar organda kaldığı için karaciğerde yağlanma oluşur. (Hepatit C de karaciğer yağlanma yapar)

Yani anlayacağınız bulunan bu ilacı (Lomitapid)ve benzer etki mekanizmalı kolesterol düşürücüleri kullananların aralıklarla karaciğerlerini kontrol ettirmeleri gerekir.

Bunun harici yöne kolesterol ilacı olan STATİNLER ise Karaciğerde “Koenzim Q10 ” sentezini bloke ederek mitokondride enerji üretimini düşürür.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Kalp Krizi Geçirme Riskiniz Var mı?

Çalışanlarımız zaman zaman muayene sırasında ve tahlillerini değerlendirmemizi istediklerinde kalp krizi geçirme riskim var mı diye sorarlar.

Biz hekimler her ne kadar %100 net cevap veremesek de bazı tetkiklere bakarak çalışanların kalp sağlığı ve olası riskleri hakkında yorum yapabiliriz.

Son 10 yıla kadar LDL yüksekliği ile kalp sağlığı riski belirlenirken artık LDL yüksekliğini dikkate almak tarihe karışmak üzere.

Çünkü Artık biliyoruz ki kan Apo-B seviyesi LDL’den çok daha önemli bilgiler veriyor.

ApoB-100 seviyesi: Yetişkinlerde normal 100 mg/dL’den azdır. 110 mg/dL’den yüksek bir sonucunuz varsa riskiniz yüksektir. Yüksek ApoB seviyeleri, kardiyovasküler hastalık geliştirme riskinizin normalden daha yüksek olduğu anlamına gelebilir.

Hastalarımızda kalp hastalığı riskini belirlemede dikkate aldığımız kan testleri;

Verdiğim bilgiler hakkında bilimsel yazı okumak isteyenler için;

http://academic.oup.com/eurheartj/advance-article/doi/10.1093/eurheartj/ehae257/7685937

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla