Kendinizi Topraklayın

İnsanlık, tarihinin başlangıcından itibaren devamlı toprakla temas halindeydi. Çok yakın zamana kadar yalınayak devam ettiği yaşamına daha sonraları eklediği hayvan derisinden yapılan ayakkabılar ile bir kaç yüzyıl önceye kadar geldi. Uyumak için toprağı veya hayvan postlarını tercih etmesi de çok uzun zaman sürdü.

İnsanların yeryüzünün elektrik potansiyelinin etkilerini bilmeden vücutlarının her yerinin temas ettirmeleri bütün organ, doku ve hücrelerin elektriksel dengesini sağladı.

Dünyamızın yüzeyi, sınırsız ve sürekli yenilenen serbest veya hareketli elektron kaynağına sahiptir. Gezegenimizin yüzeyi elektriksel olarak iletkendir (çöller gibi sınırlı ultra kuru alanlar hariç) ve negatif potansiyeli küresel atmosferik elektrik devresi tarafından korunur. (yani elektron kaynağı yenilenir)

Lakin gününümüz insanı topraktan doğadan kısaca yeryüzünden uzaklaşmıştır.

Giderek artan bağışıklık sistemi yetersizlikleri, enflamatuar ve kronik hastalıkları, kanserin yaygınlaşması konularında yapılan araştırmalar çok yönlü sanılsa da insanların toprakla temaslarının kesilmiş olması hiç dikkate alınmıyor.

Topraklanın

Çünkü;

Toprağa, çimene, kuma – denizde kuma, ıslak betona ve fayansa çıplak ayakla 80 dakika basmakla yeryüzündeki serbest elektronlar‘ın elektron transferi ile vücudumuza emeriz. Emilen elektronlar serbest radikalleri (reaktif oksijen türleri=ROS) nötralize eder yani etkisizleştirir.

Topraklama bilinen en kuvvetli antioksidandır

Asfalt, tahta, kauçuk, plastik, vinil gibi günümüzün popüler yüzey kaplamaları ile yer yüzeyinden elektron alabilmemiz mümkün değildir.

Aynı şekilde yaygın kullanılan sentetik kauçuk tabanlı ayakkabılar da elektron transferine izin vermez. Ayakkabınız deri tabanlı olur ise yer yüzeyinden elektron alabilirsiniz.

Yani yalınayak gezmenize gerek yok.

Akut ve kronik enflamasyonlar, sigara, hava kirliliği, ensektisit, pestisit trans yağlar, radyasyon ve diğerlerine maruz kalma sonucu oluşan serbest radikaller insan vücudundan devamlı elektron eksiltirler.

Küresel atmosferik elektriksel çevrimden dolayı sonsuz elektron kaynağı sürekli yenilenen gezegenimizin yüzeyi, çok kuru alanlar (çöller gibi) dışında elektriksel olarak iletkendir. Bu muhteşem kaynağın içinde olduğu halde insanoğlunun bu faydalardan uzak kalmayı tercih etmesi ne kadar tuhaf değil mi?

İnsanın Topraklanmasının Yararları

Topraklanmak demek doğa ile iç içe olmak demek.

⭐️ Çıplak ayakla sahil kenarında kumlarda yürümek, çimlerde yürüyüş yapmak, kumlara yada çimenlere uzanarak sakin zaman geçirmek insanın kendini iyi hissetmesini sağlayan, stresini azaltan kısaca rahatlatan dinlendiren tercihlerdir.

⭐️ Vücuttaki sempatik ve parasempatik sinir sistemlerinin dengesinin sağlanmasını sağlar.

⭐️ Çıplak ayakla temas ettiğimiz topraktan vücuda giren negatif iyonlar enflamasyonun sonlandırılmasına destek olurlar.

⭐️ Kırmızı kan hücrelerinin zeta potansiyelini azaltarak kanın vizkositesini arttırarak akış hızını ortalama olarak yüzde 280 arttırırlar.

Bu sebeple kan sulandıran ilaç (Varfarin vb gibi) kullananlar hekiminin kontrolü olmadan topraklanma yapmamalıdır.

Zeta potansiyel, katı ve sıvıların elektriksel potansiyelidir (Elektro-kinetik potansiyelolarak da bilinir.)

Kırmızı kan hücrelerinin bu şekilde aktive olması ana işlevlerinden biri olan dokulara daha fazla oksijen taşınabilmesini sağlar. Dokuların oksijenlenmesinin artması kökeninde enflamasyon olan hastalıkların (Kanserler, Kalp krizi, İnme, Multipl Skleroz, Alzheimer vb gibi bir çok) azalmasında hatta engellenmesinde rol oynar.

⭐️ Hücrelerin çevresinde elektriksel değişiklik hücre içi ve hücreler arasındaki sıvıların pH’ şını ve hücrelerdeki ve moleküllerdeki şarjın dağılımını değiştirebilir. Bu değişim ile etkinlikleri de değişir.

pH: power of Hydrogen” yani “Hidrojenin gücü” demektir. pH, 0’dan 14’e kadar değerler alabilen, bir çözeltinin 1 litresindeki hidrojen iyonunun yoğunluğunun ölçüsü olan ve çözeltilerin asitlik ya da alkalilik derecesini gösteren ölçektir.

Enzimlerin yapısı ve fonksiyonları bulunduğu şartlara (elektriksel alan, pH vb. gibi) duyarlıdır. Her enzimin azami etkili olduğu ideal bir pH seviyesi vardır.

⭐️ Gezegenimizin yüzeyindeki negatif potansiyel stabil iç biyo-elektrik çevre yaratır. Bu sayede vücut sistemleri normal fonksiyonlarını yapabilir.

⭐️ Vücudun biyolojik saati, başta günlük kortizol salınımı olmak üzere yeryüzünün potansiyelindeki yoğun dalgalanmalardan da etkilenerek ayarlanır.

Hastalıkların çevresel faktörleri biliniyor olmasına ve artan araştırmalar ile yeni ayrıntılara da ulaşılmasına rağmen hastalıkların önlenmesi hatta tedavisi için aynı çevresel faktörlerin düzeltilmiş halinin kullanılabileceği ise yakın zamanlarda ele alınmaya başlandı.

Yeryüzü, insanların biyolojik ritimlerinin ve ilgili fizyolojik süreçlerin düzenlenmesi, bağışıklık sisteminin ve dolaşımın uygun şekilde çalışması için temel olan elektron ve elektriksel alanların tabii bir kaynağıdır. En etkilisidir. En ucuzudur. En kolay ve doğal antioksidan almayı sağlar.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Sağlıklı Yaşamanın, Hastalıklardan Korunmanın Yolu

Hastaneler, Doktorlar, Tahliller, Tetkikler, Tomografiler, MR’lar, İlaçlar

Değildir

Çıplak Ayakla Toprağa Basalım

Doğal gıdalarla sağlıklı beslenelim, düzenli uyuyalım – yürüyüş yapalım, sigara-alkol ve uyuşturucu maddelerden uzak duralım, sakin yaşayalım

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bir avuç toprak,

Biraz da suyum ben.

Neyimle övüneyim.

İşte buyum ben…

Yunus Emre

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Topraklama: İnsan Vücudunun Dünya Yüzey Elektronlarına Yeniden Bağlanmasının Sağlık Üzerindeki Etkileri https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3265077/?tool=pubmed

⭐️⭐️ Perspektif: Küresel bir inek varsayalım: Vücut çalışmasında, enerjik ve hareket terapilerinde serbest veya hareketli elektronların rolü https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/19083655/

⭐️⭐️ Canlı matriste yük transferi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/19524846/

⭐️⭐️ İnsan vücudunun topraklanması fizyolojik süreçleri etkiler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21469913/

⭐️⭐️ Uyku sırasında insan vücudunun topraklanmasının biyolojik etkileri, kortizol seviyeleri ve uyku, ağrı ve stresin öznel bildirimi ile ölçülmektedir https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15650465/

⭐️⭐️ Güncel bir fikrin sahaya sürülmesi: Elektromanyetik radyasyonun halk sağlığı üzerindeki etkisinin araştırılması https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17572456/

⭐️⭐️ Diabetes mellitus ve diyabetik kardiyovasküler hastalıkta eritrosit membranının dinamik ve elektrokinetik davranışı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/18035063/

⭐️⭐️ İnsan vücudunun topraklanması (topraklanması) kan viskozitesini azaltır – kardiyovasküler hastalıklarda önemli bir faktördür https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22757749/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Ağrıyı mı Kesiyorsunuz? Hayatınızı mı Eksiltiyorsunuz?

Danimarka’ da yapılan ve European Heart Journal—Cardiovascular Pharmacotherapy’ de yayınlanan araştırmaya göre yaygın olarak kullanılan;

Ağrı kesici ilaçlar ani kalp durması ve ölüm riskini yüzde 31 oranında artırdığı görüldü.

Kaliforniya Üniversitesi, San Francisco Radyoloji ve Biyomedikal Görüntüleme Bölümünde araştırmacı Dr. Johanna Luitjens ve ekibnin Radiological Society of North America (RSNA)’ nın 2022 yıllık toplantısında sunduğu araştırma sonucuna göre;

ibuprofen, naproksen, diklofenak etken maddeli ağrı giderici ilaçların zamanla eklem iltihabını kötüleştirdiği görüldü.

Hollandada yapılan ve BMJ Journels da yayınlanan araştırmanın sonucuna göre;

NSAİ (non-steroit anti-enflamatuar) kullanımında “atrial fibrilasyon” adı verilen ritim bozukluğu ortaya çıktığı tespit edildi.

Non Steroid Anti-Enflamatuar (NSAİ) Nedir?

Kortizon içermeyen enflamasyon (iltihap) giderici ilaçlardır.

Halk arasında romatizma veya ağrı kesici ilaçlar olarak bilinmektedir.

En çok kullanılanları ibuprofen, naproksen,  diklofenak, aspirin, indometasin, ketoprofen, meloksikam, nimesulid ve etodolak’ tır.

Önce tespit edilenleri gözlerinizin önüne serdim.

Ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada sorun aynı…

Ağrının sebebine odaklanmak ve tedavi etmek yerine ortaya çıkan ağrıyı kesmek doğru değil.

Ağrı kesici ilaçların istenmeyen etkileri göz ardı ediliyor.

Kolaycılığı ve sağlıksız tarafı tercih ediyor büyük çoğunluk.

Hastalığa veya soruna yönelmeliyiz…

Merak edenler için yukarıdaki araştırma sonuçlarını biraz açalım. Çok daha ayrıntı merak edenler araştırmaların yayınlandığı internet adresleri aşağıdaki linklerinden makalelerin tamamını da okuyabilir.

İlk olarak Danimarka’ da yapılan ve European Heart Journal—Cardiovascular Pharmacotherapy’ de yayınlanan araştırma;

2001-2010 seneleri arasında 28.947 kişide ani kalp durması geliştiği ve bunların 3376’ sının 30 gün öncesinde NSAİD (diclofenac, naproksen, ibuprofen, rofecoxib ve celecoxib) kullandıkları tespit edildi.

Yapılan analizlerde, ani kalp durması riskinin diclofenac kullananlarda yüzde 50 ve ibuprofen kullananlarda ise yüzde 31 yüksek olduğu ortaya çıktı.

Ortalama 30 gün non steroid anti-enflamatuar kullanılması kardiyo-vasküler risklerin artması için yeterli. 

Günlük 500 miligramdan fazla naproksen ve 1200 miligramdan fazla ibuprofen kardiyo-vasküler riskleri arttırıyor.

İkinci olarak Kaliforniya Üniversitesi, San Francisco Radyoloji ve Biyomedikal Görüntüleme Bölümünde araştırmacı Dr. Johanna Luitjens ve ekibnin Radiological Society of North America (RSNA)’ nın 2022 yıllık toplantısında sunduğu araştırma;

Osteoartrit (orta-ağır derecede eklem iltihabı) rahatsızlığı bulunan ve seçilmiş olan tüm hastaların sorunlu eklemleri çalışmanın başlangıcında 3 tesla (3T) manyetik alan gücüne sahip olan Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme yapılıyor. Devamında, en az bir yıl sürekli non steroid anti-enflamatuar kullanan 277 hasta ile non steroid anti-enflamatuar kullanmayan 793 hastanın 4 (Dört) yıllık dönemde takipleri yapılıyor. 4 (Dört) yıllık takip sonunda tekrar 3T MR görüntülemeleri yapılıyor.

Tüm katılımcıların başlangıç ve en son yapılan 3T MR görüntülemeleri enflamasyonun Kıkırdak kalınlığı, bileşimi ve diğer MR ölçümleri, artrit ilerlemesini değerlendirmek için invazif olmayan biyo-belirteçleri için puanlanıyor.

Çalışmanın sonunda yapılan analizde;

Eklem iltihabı ve kıkırdak kalitesi, non steroid anti-enflamatuar kullanan gruptakiler ile kullanmayan kontrol grubuyla karşılaştırıldığında sorunu eklemlerinin başlangıca göre daha kötü durumda olduğu görülmüş.

Araştırmacıların yorumu bu sonuçların gözlemsel olduğu ve non steroid anti-enflamatuar ilaçların osteoartirit (artrit enflamasyonuyla) ile nasıl bağlantısını netleştirmek için daha fazla çalışma yapılması gerektiği olmuştur.

Osteoartrit nedir?

En çok kalça, diz ve el eklemlerinde görülen kemik ve eklem iltihabı demektir.

Dejeneratif Eklem Hastalığı olarak da adlandırılır.

Yanlış bir ifade olmasına rağmen halk arasında ”eklem kireçlenmesi” denilmektedir.

Üçüncü olarak, Hollandada yapılan ve BMJ Journels da yayınlanan araştırmanın sonucuna göre;

NSAİ (non-steroit anti-enflamatuar) kullanımında “atrial fibrilasyon” adı verilen ritim bozukluğu ortaya çıktığı tespit edildi.

Hollanda, Rotterdam’ın Ommoord bölgesinde yaşayan 55 yaş ve üzeri tüm katılımcılar katılmaya davet edildi ve 10 saniyelik, 12 derivasyonlu istirahat EKG’si ile başlangıçta atriyal fibrilasyonu olmayan 8423 katılımcı kabul edildi.

Ortalama 12,9 yıllık bir takip yapıldı. Takip devam ederken;

857 katılımcıda atrial fibrilasyon gelişti.

Atrial Fibrilasyon tanısı verildiği anda 261 vaka hiç NSAİ (non-steroit anti-enflamatuar) kullanmamıştı, 554 vaka geçmişte NSAID kullanmıştı ve 42 vaka şu anda NSAİ (non-steroit anti-enflamatuar) kullanıyordu.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Steroid olmayan antiinflamatuar ilaç kullanımı hastane dışı kalp durması riskinin artmasıyla ilişkilidir: ülke çapında bir vaka-zaman-kontrol çalışması https://academic.oup.com/ehjcvp/article/3/2/100/2739709?login=false

⭐️⭐️ NSAID’ler (non-steroit anti-enflamatuar) Artrit İltihabını Kötüleştirebilir https://press.rsna.org/timssnet/media/pressreleases/14_pr_target.cfm?id=2379

⭐️⭐️ Steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar ve atriyal fibrilasyon riski: popülasyona dayalı bir takip çalışması https://bmjopen.bmj.com/content/4/https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3987714/4/e004059.full

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla