DNA’nın Renkli Gösterisi – Küçük Gençlere

Defne ve Zehra koridorda yürüyordu. Okulun duvarları sessizdi ama onların içi kıpır kıpırdı. Birden Hatice öğretmenlerini gördüler. Defne, yemyeşil gözlerini iri iri açtı, Zehra da heyecanla koluna dokundu.

“Hatice öğretmenim!” dedi Defne. “İnsanların gözlerinin rengi niçin farklı farklı?”

Hatice öğretmen gülümsedi. Tam o sırada koridorda bulunan diğer öğrenciler de merakla çevrelerini sardı. Herkes bu sorunun cevabını duymak istiyordu.

“Bu çok güzel bir soru,” dedi Hatice öğretmen. “Ve cevabı sizi şaşırtacak kadar renkli! Haydi bakalım, herkes sınıfa!”

Çocuklar koşarak sınıfa girdiler. Sıralarına oturdular. Meraklı gözler Hatice öğretmene çevrildi. Hatice öğretmen ayağa kalktı, ellerini üç kez birbirine vurdu: şap! şap! şap!

Birden pencerelerin dışındaki gökyüzü rengârenk oldu. Bulutlar mor, sarı ve turuncuya dönüştü. Ardından büyük bir gökkuşağı pencereden sınıfın içine doğru süzüldü. Gökkuşağının üstünde kahkahalar atan Profesör Deha kayarak sınıfa girdi.

Üzerinde parlayan bir cübbe, başında ışıklı bir gözlük vardı. Elinde bir baston tutuyordu. Bastonun ucundan minik yıldızlar çıkıyordu.

“Merhaba çocuklar!” dedi neşeyle. “Beni hatırladınız mı? dedi..

Bütün sınıf hep birlikte coşkuyla ”Eveeeeeettttt” diye bağırdı.

Profesör Deha; Bugün de genetik bilimcisi, hücre gezgini ve göz rengi dedektifiyim!” dedi…

Sınıf bir anda neşeyle doldu. Öğrenciler hem neşeli hem de meraklıydı.

“Profesör Deha!” dedi Hatice öğretmen. “Defne ve Zehra’nın çok güzel bir sorusu var. İnsanların gözlerinin rengi neden farklı?”

Profesör bastonunu yere vurdu. “Harika bir soru! Lakin cevabı anlatmak yetmez… Göstermek gerek!”

Sonra bastonunu havaya kaldırdı. “Hazır mısınız çocuklar? Genlerin ve hücrelerin içine sihirli bir yolculuğa çıkıyoruz!”

Tüm sınıf bir anda alkışlarla coşkunluklarını ve hazır olduklarını gösterdi..

Profesör bastonunu salladı ve bir ışık hüzmesi tüm sınıfı sardı. Gözlerini açtıklarında kendilerini dev bir hücre odasında buldular. Her yer yumuşak, parlak ve kıpır kıpırdı. Ortalıkta DNA iplikleri dolanıyor, minik proteinler zıplıyordu.

“Vay canına!” dedi Zehra. “Burası… hücrenin içi mi?”

“Evet!” dedi Profesör. “Şu anda bir göz hücresinin içindeyiz. Göz rengini belirleyen genetik kodları burada bulacağız!”

Profesör bastonunu salladı. Bir anda çocuklar dev bir DNA zincirinin önünde durdular. Zincir kıvrılıyor, dönüyor ve parlıyordu.

“Bu DNA,” dedi Profesör. “Yani genetik kod. Her insanın DNA’sı farklıdır. Göz rengini belirleyen genler de burada saklıdır.”

Defne sordu: “Peki göz rengimizi ne belirliyor?”

“Melanin!” dedi Profesör. “Melanin, gözdeki renk pigmentidir. Çok melanin varsa göz kahverengi olur. Az melanin varsa mavi, yeşil ya da ela olabilir.”

Zehra şaşkınlıkla baktı. “Yani göz rengimiz bir boya gibi mi?”

“Tam olarak öyle!” dedi Profesör. “Ama bu boya genler tarafından üretiliyor. Genler, melanin miktarını kontrol ediyor.”

Yaman parmağını kaldırdı. “Peki neden bazı insanların gözleri mavi, bazıları kahverengi?”

“Çünkü herkesin genetik kodu farklı,” dedi Profesör. “Anne ve babadan gelen genler birleşir. Bu genler melanin üretimini etkiler. Bazı genler ‘çok üret’ der, bazıları ‘az üret’ der.”

Eylül sordu: “Peki göz rengimiz değişebilir mi?”

“Bebekken bazen değişebilir,” dedi Profesör. “Çünkü melanin üretimi zamanla artabilir. Ama büyüdükçe sabitlenir.”

Hatice öğretmen gülümsedi. “Çocuklar, şimdi ne öğrendik?”

Defne: “Göz rengimizi melanin belirliyor.”

Zehra: “Melanin bir çeşit renk pigmenti.”

Yaman: “Genler melanin üretimini kontrol ediyor.”

Ela “Anne ve babadan gelen genler göz rengimizi etkiliyor.”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Harika! Şimdi iris tabakasına gidiyoruz. Orada göz renginin nasıl göründüğünü keşfedeceğiz!”

Profesör Deha bastonunu yere vurdu. Bir anda çocuklar, dev bir gözün içindeki renkli bir salona ışınlandılar. Duvarlar mavi, yeşil ve kahverengi tonlarında dalgalanıyor, tavan sanki gökyüzü gibi parlıyordu. Ortalıkta ışık huzmeleri süzülüyor, iris tabakasının kıvrımları arasında dans ediyordu.

“Vay canına!” dedi Zehra. “Burası… bir gözün içi mi?”

“Kesinlikle!” dedi Profesör. “Tam olarak iris tabakasındayız. Göz renginin sahnesi burasıdır. Melanin burada sahneye çıkar, ışıkla dans eder ve göz rengini oluşturur.”

Defne gözlerini kocaman açtı. “Ama benim gözüm bazen yeşil gibi, bazen kahverengiye dönüyor. Neden?”

“Harika bir gözlem!” dedi Profesör. “Çünkü göz rengi sadece melaninle değil, ışığın yansımasıyla da ilgilidir. Az melanin varsa, ışık iris tabakasından daha fazla yansır. Bu da göz renginin farklı ışıklarda değişiyor gibi görünmesine neden olur.”

Yaman parmağını kaldırdı. “Yani göz rengimiz sabit ama ışık onu farklı gösteriyor mu?”

“Bravo!” dedi Profesör. “Göz renginiz genetik olarak belirlenmiştir. Ama ışık, onu farklı tonlarda gösterebilir. Tıpkı bir gölün sabah mavi, akşam gri görünmesi gibi.”

Ela sordu: “Peki neden bazı insanların gözleri çok parlak, bazıları daha mat?”

“Bu da melanin miktarıyla ilgilidir,” dedi Profesör. “Az melanin, daha açık ve parlak göz rengi demektir. Çok melanin ise daha koyu ve mat görünüm sağlar.”

Eylül etrafa baktı. “Burası sanki bir renk laboratuvarı gibi!”

“Çok doğru,” dedi Profesör. “İris, gözün renkli kısmıdır. Melanin burada birikir. Genetik kodlar, melanin miktarını belirler. Işık ise bu rengi sahneye taşır.”

Hatice öğretmen gülümsedi. “Çocuklar, şimdi ne öğrendik?”

Defne: “Göz rengimiz iris tabakasında oluşur.”

Zehra: “Melanin miktarı rengi belirler.”

Yaman: “Işık göz rengini farklı gösterebilir.”

Ela: “Açık renkli gözlerde melanin azdır, bu yüzden daha parlak görünür.”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Harika! Şimdi genetik çeşitliliğe gidiyoruz. Neden bazı ailelerde herkesin göz rengi benzer, bazılarında farklı? Cevap genetik kombinasyonlarda gizli!”

Profesör Deha bastonunu yere vurdu. Bir anda çocuklar, dev bir gen laboratuvarına ışınlandılar. Ortalıkta rengârenk DNA zincirleri dönüyor, minik gen kutuları havada süzülüyordu. Her kutunun üstünde harfler yazılıydı: “B”, “b”, “G”, “g” gibi. Bazıları parlıyordu, bazıları daha soluktu.

“Burası genetik kombinasyon odası,” dedi Profesör. “Göz renginizin nasıl oluştuğunu burada göreceğiz. Anne ve babanızdan gelen genler burada buluşur, karışır ve size özel bir göz rengi oluşturur.”

Ela şaşkınlıkla baktı. “Ama annemin gözleri kahverengi, babamınki yeşil. Benimki ela. Nasıl oldu bu?”

“Harika bir örnek!” dedi Profesör. “Göz rengi genleri baskın ve çekinik olabilir. Kahverengi gen genellikle baskındır. Ama bazen yeşil veya mavi genler gizli kalır ve çocukta ortaya çıkar.”

Zehra sordu: “Yani genler saklambaç mı oynuyor?”

Profesör kahkahayla güldü. “Tam olarak öyle! Genler bazen saklanır, bazen öne çıkar. Bu yüzden kardeşler bile farklı göz rengine sahip olabilir.”

Yaman parmağını kaldırdı. “Peki genler nasıl karar veriyor?”

“Karar vermezler,” dedi Profesör. “Ama kombinasyonları rastlantısaldır. Tıpkı bir renk karışımı gibi. Bazen kahverengiyle yeşil birleşir, ela olur. Bazen maviyle mavi birleşir, açık mavi olur.”

Defne düşündü ve “Yani göz rengimiz bir genetik sürpriz mi?” dedi.

“Kesinlikle!” dedi Profesör. “Her insanın genetik kombinasyonu farklıdır. Bu da göz renginin çeşitliliğini sağlar.”

Hatice öğretmen gülümsedi. “Çocuklar, şimdi ne öğrendik?”

Defne: “Göz rengimiz anne ve babadan gelen genlerle oluşur.”

Zehra: “Genler bazen saklanır, bazen ortaya çıkar.”

Ela “Göz rengi bir genetik sürprizdir!”

Yaman “Kardeşler bile farklı göz rengine sahip olabilir.”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Harika! Şimdi özel durumlara gidiyoruz. Albino gözleri, çok nadir renkler ve kültürel farklılıklar bizi bekliyor!”

Profesör Deha bastonunu yere vurdu. Bir anda çocuklar, göz renginin en nadir örneklerinin sergilendiği bir müzeye ışınlandılar. Duvarlarda dev göz resimleri vardı: biri gri, biri kehribar, biri maviyle kahverenginin karışımı… Ortalıkta yavaşça dönen hologramlar, gözlerin iç yapısını gösteriyordu.

“Burası Göz Renkleri Galerisi,” dedi Profesör. “Burada nadir göz renklerini ve onların hikâyelerini göreceğiz.”

Zehra şaşkınlıkla bir göze yaklaştı. “Bu gözün biri mavi, diğeri kahverengi! Gerçek mi bu?”

“Evet!” dedi Profesör. “Bu duruma heterokromi denir. Yani iki gözün farklı renkte olması. Genetik bir farklılık ya da bazen doğumdan sonra gelişen bir durum olabilir.”

Defne bir başka göze baktı. “Bu göz neredeyse beyaz gibi…”

“Bu bir albino gözü,” dedi Profesör. “Albino kişilerde melanin üretimi çok azdır. Bu yüzden gözleri pembe, açık mavi ya da gri görünebilir. Işık iris tabakasından geçip damarları yansıttığı için bazen kırmızımsı bile olabilir.”

Yaman parmağını kaldırdı. “Peki kehribar rengi nasıl oluşuyor?”

“Kehribar gözler, altın sarısı ve bakır tonlarının karışımıdır,” dedi Profesör. “Melanin miktarı orta düzeydedir ama ışık yansıması farklıdır. Genetik olarak nadir görülür.”

Ela sordu: “Dünyada en çok hangi göz rengi var?”

“Kahverengi,” dedi Profesör. “Çünkü kahverengi gen baskındır. Ama bazı bölgelerde mavi ve yeşil gözler daha yaygındır. Örneğin Kuzey Avrupa’da mavi göz daha sık görülür.”

Eylül düşündü. “Peki göz rengi kültürlerde farklı anlamlara mı geliyor?”

“Kesinlikle!” dedi Profesör. “Bazı toplumlarda mavi göz ‘soğukluk’, kahverengi göz ‘sıcaklık’ olarak yorumlanır. Bazı yerlerde yeşil göz ‘gizemli’ kabul edilir. Ama bunlar bilimsel değil, kültürel yorumlardır.”

Hatice öğretmen gülümsedi. “Çocuklar, şimdi ne öğrendik?”

Zehra: “Heterokromi iki farklı göz rengi demek.”

Defne: “Albino gözlerde melanin çok azdır.”

Yaman: “Kehribar gözler nadirdir ve ışıkla parlar.”

Ela: “Kahverengi göz en yaygın olanıdır.”

Eylül: “Göz rengi kültürlerde farklı anlamlara gelebilir.”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Harika! Şimdi son durağımıza gidiyoruz: sınıfa dönüş ve gözlerin sırrını paylaşma zamanı!”

Profesör Deha bastonunu havaya kaldırdı. “Hazırsanız, son durağımıza dönüyoruz: sınıfınıza!”

Bir ışık hüzmesi çocukları sardı. Gözlerini açtıklarında kendilerini yine Hatice öğretmen’in sınıfında buldular. Her şey yerli yerindeydi ama çocukların gözlerinde bir şey değişmişti: merak yerini hayranlığa bırakmıştı.

Defne sırasına oturdu, Zehra yanına geçti. Ela ve Eylül birbirlerine baktılar, sonra gülümsediler. Yaman ve Ali sessizce düşünüyordu.

Hatice öğretmen ayağa kalktı. “Peki çocuklar… Bu sihirli yolculukta neler öğrendik?”

Defne parmağını kaldırdı. “Göz rengimizi melanin belirliyor. Az melanin mavi, çok melanin kahverengi yapıyor.”

Zehra ekledi: “Melanin iris tabakasında ışıkla dans ediyor. Bu yüzden göz rengimiz ışığa göre değişebilir gibi görünüyor.”

Ela: “Kardeşler bile farklı göz rengine sahip olabilir çünkü gen kombinasyonları sürprizli.”

Eylül: “Bazı göz renkleri çok nadir. Albino gözlerde melanin yok, heterokromide iki göz farklı renkte olabiliyor.”

Yaman: “Anne ve babadan gelen genler göz rengimizi belirliyor. Genler bazen saklanıyor, bazen ortaya çıkıyor.”

Aziz: “Göz rengi kültürlerde farklı anlamlara gelebilir ama bilimsel olarak hepsi eşit ve özel.”

Hatice öğretmen gülümsedi. “Harika özetlediniz. Peki şimdi ne hissediyorsunuz?”

Defne: “Gözlerim artık bana daha özel geliyor.”

Zehra: “Herkesin göz rengi bir hikâye gibi.”

Yaman: “Bilim çok eğlenceliymiş!”

Ela: “Gözler sadece görmek için değil, anlamak için de var.”

Eylül: “Farklılıklarımız bizi güzel yapıyor.”

Tibet: “Gözlerimiz, genetik bir şiir gibi!”

Profesör Deha bastonunu yere vurdu. “İşte şimdi ışığınız büyüyor. Çünkü gözlerinizin ardındaki sırrı keşfettiniz. Artık sadece bakmıyor, görüyorsunuz.”

Bir ışık parladı. Profesör Deha kahkahalarla gökkuşağının üstüne atladı ve pencereden dışarı kayarak kayboldu. Sınıf sessizleşti. Ama bu sessizlik, düşünceli bir sessizlikti.

Defne, Zehra, Ela, Eylül, Yaman, Aziz ve Tibet birbirlerine baktılar. Artık sadece soru soran çocuklar değil; genetikle tanışmış, bedenlerini tanımış, gözlerinin hikâyesini öğrenmiş küçük bilim insanlarıydılar.

Ve o gün, sınıfın tahtasında şu cümle yazılıydı:

“Gözlerimiz sadece renk değil soyumuzun da hikâyesini taşır.”

Dr. Mustafa KEBAT

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan çocuklarımızı bilgilendirmek, okumaya, çalışmaya, doğal hayata heveslendirmek ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Karsinojen Ne ki?

Karsinojen – kanser yapıcı (carcinogenesis – ”Kanserleşme süreci” kelimesinden Türkçe’mize eklenmiştir.

Karsinojen – Hücrelerde kanserleşmeye neden olacak mekanizmaları tetikleyen, ağır gen hasarlarına neden olan maddelere ve maruziyetlere denir.

Kanser sebebi sorulduğunda çoğu kişinin aklına ilk olarak “kimyasal” maddeler gelir. Öncelikle her kimyasal karsinojen olmadığı gibi karsinojen maddeler arasında kimyasalların oranı düşünüldüğü kadar da yüksek değildir.

Aşağıdaki pastada şematize edilmiş şekilde kanserin ana nedenleri görebilirsiniz

Yukarıdaki şemada da görüleceği gibi %50 sebep çevresel nedenler olup “kimyasal” karsinojenler ise çevresel nedenlerin sadece bir kısmıdır.

Çevresel nedenlere bağlı kanser gelişimine odaklandığımızda aynı zamanda önlenebilir kanser nedenlerine odaklanmış olacağız. Mesela ilk akla gelen;

  • Sigara maruziyetini engellemekle akciğer kanserlerinin %90’ını,
  • Güneşten korunmakla cilt kanserlerinin büyük kısmını,
  • HPV ve hepatit virüs enfeksiyonlarını engellemekle rahim ağzı ve karaciğer kanserlerinin büyük kısmını,
  • İşlenmiş gıdalar ve alkolden uzak durulduğunda mide barsak kanserlerininin önemli bir kısmını daha oluşmadan engelleyebiliriz.

Kanserde Çevresel Faktör Ne Demek?

Hücre DNA’sının iç veya dış etkilerle değişimi sonucu kanser oluşur. Eğer kişinin anne ve/veya babasından geçen sebeplerle kansere sebebiyet veren değişimler meydana gelirse bunlara kalıtsal kanserler denir. Geri kalan kanserler dış etkilerle yani çevresel faktörler sonucu oluşur.

Çevresel Kanser Nedenleri

  • Yaşanılan çevreye bağlı meydana gelen kaçınılamaz maruziyetler (güneşin ultraviyole ışınları, radon gazı, enfeksiyon ajanları vb gibi)
  • Çalışma ortamından kaynaklanan (maruz kalınan) kimyasallar (asbest, boya ve çözücüler, bazı tarım ilaçları vb gibi)
  • Yaşam tercihlerine bağlı (kötü beslenme, sigara, fiziksel olarak hareketsiz sedanter yaşam tarzı vb gibi)
  • Hava kirliliği (dizel motor egzoz dumanı)

Karsinojenlere maruziyet kesin kanser olunacağı anlamına gelmez. Her karsinojen maddenin farklı derecelerde kanser yapma potansiyeli mevcuttur.

Her Sigara İçen Niçin kanser olmuyor?

Herkesin hem fikir olduğu konulardan biri de sigaranın akciğer kanserine sebep olduğudur. Çevrenizden hemen tersine örnekler duyacaksınız.

”Bir tanıdık 60 yıl sigara içti de ne kanser oldu ne de ciğerlerinden hasta oldu”

”Benim ….. yakınım 12 yaşından beri sigara içer halı saha maçında da bizden iyi koşuyor”

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün lakin unutmayın ki ölenler konuşamadığı gibi ölenin ardından da konuşulmuyor.

Karsinojenlerin hücrenin DNA’sına hasar verdiğini yukarıda yazmıştım. Tüm canlılar ve hücreleri yaşam savaşı içerisinde sonuna kadar mücadele ederler. Karsinojen bir madde ”sigara” vücuda girdiğinde hücrenin DNA’sına zarar vermeye başladığı andan itibaren de hücre içerisinde DNA tamir mekanizmaları harekete geçer. Sigara içeriğindeki karsinojen kimyasallar hep aynı olsa da ve herkese hep aynı zararlı etkileri yapsalar da herkesin DNA tamir mekanizması birbirinden farklı çalışmaktadır.

Aziz Sancar ve ekibinin dünya genelinde büyük yankı uyandıran karsinojenlere bağlı DNA hasarını haritalandırmasını merak edenler okuyabilir (yazının üzerini tıklamanız yeterli)

DNA tamir sistemi kişiden kişiye farklı kapasite ve yetkinlikte olduğu için bazı kişiler kansere daha meyillidir.

Nasıl ve Kimler Karsinojenik Kararı Veriyor?

Kansere neden olan etkenleri bulabilmenin en zor tarafı, nedenin insan üzerindeki etkisini, insan üzerinde denemeden bumaya çalışmaktan gelmektedir.

Bu sebeple;

Şüphelenilen bir nedenin karsinojen olup olmadığını anlayabilmek için hücre kültürü ve hayvan çalışmaları gereklidir.

Maddenin karsinojen olup olmadığı her zaman laboratuvar çalışmalarında net olarak belirlenemeyebilir. Lakin insanlarda karsinojen sınıfına alınmış tüm kimyasallar laboratuvarda hayvanlarda kansere neden olmuştur.

Unutulmaması gereken laboratuvar hayvanları ile insanların fizyolojileri aynı değildir. Bu sebeple etkenlere verdikleri biyolojik yanıtlar da farklı omaktadır.

Yine hayvanların maruz bırakıldığı dozlar insanların karşılaştıklarından oldukça yüksektir. Bu dozlarda karsinojenik etki olması daha düşük dozlarda olacağı anlamına da gelmemektedir. Bu da ilgili etken hakkında kesin bir yargıya varılmasını zorlaştırmaktadır.

Maruz kalınan yol da çok önemlidir. Solunum yolu ile maruziyet ile deri yoluyla maruziyet sonrası etki de çok farklı olacaktır.

Hayvanlarda yüksek dozlarda kansere yol açan bir etken insanda da kanser sebebi sayılmasındaki soru işareti..”Hangi dozlarda karsinojen olduğunu bilmenin mümkün olmamasıdır” Bu sebeple hayvanlarda karsinojen olan etkenlerle maruziyeti mümkün ise kesmek değilse en aza indirmek gerekir.

İnsanlarla Kanser Çalışması Yapılıyor mu?

Evet yapılıyor… Lakin filmlerde gördüğünüz gibi canavarca deneyler yaparak değil elbet..

Epidemiyolojik çalışmalar yolu ile insanlarda kanser çalışması yapılmaktadır.

Epidemiyolojik Çalışma Nedir

Toplumu, toplumun içerisinde bir bölümü hedeflenen doğrultuda inceleyerek – takip ederek hangi faktörlerin araştırılan kanser ile ilişkili olduğunu belirlemektir.

Her ne kadar elde edilen veriler faydalı olsa da insanların yaşamı içerisinde çok farklı çeşit ve sayıda etkene maruz kalmaları net bir sonuca ulaşılmasına engel olmaktadır. İnsan ömrünün uzunluğu yine karsinojene maruziyet ve kanserleşmenin uzun yıllarda oluşması ilgili etken hakkında kesin yargıya varımasının önünde ciddi engellerdir.

Her ne kadar sürerse sürsün elde edilen veriller tasniflenerek etkenler karsinojenlik açısından sınıflandırılır.

Güçlü kanıtların varlığında etken – madde “karsinojen” olarak sınıflandırılır.

Kanıtlar tartışmalı ise “muhtemel karsinojen” olarak tanımlanır.

Karsinojen etkenler üzerine çalışma yapan birçok ulusal ve uluslararası kuruluş vardır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bir bölümü olan Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), Dünya Sağlık Örgütü’ne üye tüm ülkelerin ortak kabul ettiği bir kuruluştur.

Kanser Araştırmaları Uluslararası Ajansı (International Agency for Research on Cancer = IARC)

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) kanser nedenlerini ve karsinojenleri belirlemek ana hedeflerinden biridir. Karsinojenlerin sınıflandırılması için oluşturduğu sistem en yaygın kullanıma. sahiptir.

Kanser Yapma Potansiyeline Değerlendirme

  • Grup 1: İnsanlar için karsinojen
  • Grup 2A: İnsanlar için muhtemelen / büyük ihtimalle karsinojen
  • Grup 2B: İnsanlar için kansinojen olma ihtimali var
  • Grup 3: İnsanlarda karsinojen olarak sınıflandırılamaz, çalışmalarla bunun gösterilmesi lazım
  • Grup 4: Muhtemelen insanlar için karsinojen değildir

Hayatınızın her anında maruziyetlerinize dikkat etmeli ve mümkün olduğunca engellemelisiniz.

Unutmayın ki maruz kalmak kesin kanser olacağınız anlamına gelmemektedir. Maruziyetin süresi, miktarı ve kişisel genetik özellikleriniz de kanser gelişiminde etkili belirleyiciler olduğu hatırlanmalıdır.

Aşağıdaki tablo ve sonrasında bulunan listeyi inceleyerek yaşamınız içerisinde maruz kaldıklarınızın kanser riskinizi artırıp artırmadığını öğrenebilirsiniz

İnsanlar İçin Bilinen Karsinojenler

Kanser Araştırmaları Uluslararası Ajansı – IARC Listesi

Grup 1: İnsanlar İçin Karsinojen

  • Acetaldehyde – asetaldehit (alkollü içkilerden)
  • Acheson process – acheson süreci (mesleki maruziyetle ilişkili)
  • Aflatoxins – aflatoksinler
  • Alcoholic beverages – alkollü içecekler
  • Aluminum production – alüminyum üretimi
  • 4-Aminobiphenyl – 4-aminobifenil
  • Areca nut – areca somunu
  • Aristolochic acid – aristoloşik asit (ve ihtiva eden bitkiler)
  • Arsenic and inorganic arsenic compounds – arsenik ve inorganik asit bileşikleri
  • Asbest (tüm formları) ve asbest içeren mineral maddeler ( talk = pudra veya vermikülit gibi )
  • Auramine production – auramin üretimi
  • Azathioprine – azatioprin
  • Benzene – benzen
  • Benzidine and dyes metabolized to benzidine – benzidin ve benzidine metabolize boyalar
  • Benzo[a]pyrene (2017 yılına ait çalışmalarda elektronik sigarada bu madde tespit edilmiştir)
  • Beryllium and beryllium compounds – berilyum ve berilyum bileşikleri
  • Betel quid, with or without tobacco – betel gzı, tütünlü veya tütünsüz
  • Bis(chloromethyl)ether and chloromethyl methyl ether (technical-grade) – Bis (klorometil) eter ve klorometil metil eter
  • Busulfan – busulfan
  • 1,3-Butadiene – 1,3-Bütadien
  • Cadmium and cadmium compounds – Kadmiyum ve kadmiyum bileşikleri
  • Chlorambucil – Klorambusil
  • Chlornaphazine – Klornapazin
  • Chromium (VI) compounds – Krom (VI) bileşikleri
  • Clonorchis sinensis – klonorşiz sinezi (enfeksiyon ile) aynı zamanda Çin karaciğeri kurdu olarak da bilinir
  • Coal – kömür, ev içi yanmadan kaynaklı kapalı emisyonlar
  • Coal gasification – kömür gazına maruziyet
  • Coal-tar – kömör katranı, kok kömür üretimi
  • Cyclophosphamide – siklofosfamid
  • Cyclosporine – siklosporin
  • 1,2-Dichloropropane – 1,2-dikloropropan
  • Diethylstilbestrol – dietilstilbestrol
  • Engine exhaust, diesel – dizel motor egzozu
  • Epstein-Barr virus – Ebsttein bar virüsü EBV (enfeksiyon ile)
  • Erionite – eriyonit
  • Ethanol in alcoholic beverages – alkollü içeceklerde etanol
  • Ethylene oxide – etilen oksit
  • Etoposide – etoposid
  • Fission products, including strontium-90 – Stronsiyum-90 dahil olmak üzere fisyon ürünleri
  • Fluoro-edenite fibrous amphibole – fluoro-edenite lifli amfibol
  • Formaldehyde – formaldehit
  • Haematite mining (underground) – Hematit madenciliği (yeraltı)
  • Helicobacter pylori (infection with) – Helicobacter pylori (enfeksiyon ile)
  • Hepatitis B virus (chronic infection with) – Hepatit B virüsü (kronik enfeksiyon ile)
  • Hepatitis C virus (chronic infection with) – Hepatit C virüsü (kronik enfeksiyon ile)
  • Human immunodeficiency virus type 1 (HIV-1) (infection with) – insan immün yetmezlik virüsü tip 1 (HIV-1) (enfeksiyon ile)
  • Human papilloma virus (HPV) types 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59 (infection with) (Note: The HPV types that have been classified as carcinogenic to humans can differ by an order of magnitude in risk for cervical cancer) – insan papilloma virüsü (HPV) tip 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59 (enfeksiyon ile birlikte) (Not: İnsanlar için karsinojen olarak sınıflandırılan HPV tipleri, rahim ağzı (serviks) kanseri riski büyüklük sırasına göre
  • Human T-cell lymphotropic virus type I (HTLV-1) (infection with) – insan T hücresi lenfotropik virüs tip 1 (HTLV-1) (enfeksiyon ile
  • Ionizing radiation (all types) – iyonize radyasyon (her tip) 
  • Iron and steel founding (workplace exposure) – demir ve çelik kurucu (iş yerinde maruz kalma) 
  • Isopropyl alcohol manufacture using strong acids – izopropil alkol, güçlü asitler kullanılarak imal edilir
  • Kaposi sarcoma herpesvirus (KSHV), also known as human herpesvirus 8 (HHV-8) (infection with) – insan herpesvirüs 8 (HHV-8) olarak da bilinen kaposi sarkomu herpes virüsü (KSHV) (enfeksiyon ile) 
  • Leather dust – deri tozu
  • Lindane – lindan 
  • Magenta production – macenta üretimi
  • Melphalan – melfalan
  • Methoxsalen (8-methoxypsoralen) plus ultraviolet A radiation, also known as PUVA – metoksalen (8-metoksipüralen) artı ultraviyole A ışını, ayrıca PUVA olarak da bilinir
  • 4,4′-Methylenebis(chloroaniline) (MOCA) – 4,4′-Metilenbis (kloroanilin) (MOCA) 
  • Mineral oils, untreated or mildly treated – Mineral yağlar, işlenmemiş veya hafifçe işlenmiş 
  • MOPP and other combined chemotherapy including alkylating agents – MOPP ve alkilleyici maddeler de dahil olmak üzere diğer kombine kemoterapi 
  • 2-Naphthylamine – 2-Naftilamin 
  • Neutron radiation – Nötron radyasyonu 
  • Nickel compounds – Nikel bileşikleri
  • N’-Nitrosonornicotine (NNN) and 4-(N-Nitrosomethylamino)-1-(3-pyridyl)-1-butanone (NNK) – N’-Nitrosonornikotin (NNN) ve 4- (N-Nitrosomethylamino) -1- (3-pyridyl) -l-butanone (NNK)
  • Opisthorchis viverrini (infection with), also known as the Southeast Asian liver fluke – Opisthorchis viverrini (enfeksiyon ile), aynı zamanda Güneydoğu Asya karaciğer kurdu olarak da bilinir
  • Outdoor air pollution (and the particulate matter in it) – Dış hava kirliliği (ve içerisindeki partiküler madde)
  • Painter (workplace exposure as a) – boyacılık (olarak işyerinde maruz kalma)
  • 3,4,5,3′,4′-Pentachlorobiphenyl (PCB-126) 
  • 2,3,4,7,8-Pentachlorodibenzofuran 
  • Phenacetin (and mixtures containing it) – fenasetin (ve karışımları içeren karışımlar) 
  • Phosphorus-32, as phosphate – fosfor-32, fosfat olarak 
  • Plutonium – plütonyum 
  • Polychlorinated biphenyls (PCBs), dioxin-like – dioksin benzeri poliklorlu bifeniller
  • Processed meat (consumption of) – işlenmiş et (tüketim)
  • Radioiodines, including iodine-131 – radyoiyodinler, iyot-131 dahil
  • Radionuclides, alpha-particle-emitting – radyonüklidler, alfa parçacık yayan
  • Radionuclides, beta-particle-emitting – radyonüklidler, beta partikül yayan
  • Radium-224 and its decay products – Radyum-224 ve bozunma ürünleri
  • Radium-226 and its decay products – Radyum-226 ve bozunma ürünleri
  • Radium-228 and its decay products – Radyum-228 ve bozunma ürünleri
  • Radon-222 and its decay products – Radyum-222 ve bozunma ürünleri
  • Rubber manufacturing industry – kauçuk imalat sanayi 
  • Salted fish (Chinese-style) – tuzlu balık (Çin usulü)
  • Schistosoma haematobium (infection with) – şistozoma hematobium (enfeksiyon ile)
  • Semustine (methyl-CCNU) – semustin (metil-CCNU)
  • Shale oils – şist yağları
  • Silica dust, crystalline, in the form of quartz or cristobalite – silika tozu, kristal, kuvartz veya kristobalit şeklinde
  • Solar radiation – güneş radyasyonu
  • Soot (as found in workplace exposure of chimney sweeps) – Kurum (baca artıklarının iş yerinde bulunması gibi)
  • Sulfur mustard – kükürt hardal
  • 2,3,7,8-Tetrachlorodibenzo-para-dioxin 
  • Thiotepa
  • Thorium-232 and its decay products – Toryum-232 ve bozunma/çürüme ürünleri
  • Tobacco, smokeless – tütün, dumansız
  • Tobacco smoke, secondhand – sigara pasif içicilik 
  • Tobacco smoking – sigara (her türlü tütün ve tütün ürünü) 
  • ortho-Toluidine – orto-Toluidin 
  • Treosulfan – treosülfan
  • Trichloroethylene – trikloroetilen
  • Ultraviolet (UV) radiation, including UVA, UVB, and UVC rays – UVA, UVB ve UVC ışınlarını da içeren ultraviyole (UV) ışınım 
  • Vinyl chloride – vinil klorür
  • Wood dust – tahta tozu 
  • X- and Gamma-radiation – X ve Gama radyasyonu

Grup 2A: İnsanlar İçin Muhtemelen / Büyük İhtimalle Karsinojen

  • Acrylamide
  • Adriamycin (doxorubicin)
  • Androgenic (anabolic) steroids
  • Art glass, glass containers, and press ware (manufacture of)
  • Azacitidine
  • Biomass fuel (primarily wood), emissions from household combustion
  • Bischloroethyl nitrosourea (BCNU), also known as carmustine
  • Captafol
  • Carbon electrode manufacture
  • Chloral
  • Chloral hydrate
  • Chloramphenicol
  • alpha-Chlorinated toluenes (benzal chloride, benzotrichloride, benzyl chloride) and benzoyl chloride (combined exposures) 
  • 1-(2-Chloroethyl)-3-cyclohexyl-1-nitrosourea (CCNU)
  • 4-Chloro-ortho-toluidine
  • Chlorozotocin
  • Cisplatin
  • Cobalt metal with tungsten carbide 
  • Creosotes 
  • Cyclopenta[cd]pyrene 
  • DDT (4,4′-Dichlorodiphenyltrichloroethane) 
  • Diazinon
  • Dibenz[a,j]acridine
  • Dibenz[a,h]anthracene
  • Dibenzo[a,l]pyrene
  • Dichloromethane (methylene chloride)
  • Diethyl sulfate
  • Dimethylcarbamoyl chloride
  • 1,2-Dimethylhydrazine
  • Dimethyl sulfate
  • Epichlorohydrin
  • Ethyl carbamate (urethane)
  • Ethylene dibromide
  • N-Ethyl-N-nitrosourea
  • Frying, emissions from high-temperature
  • Glycidol
  • Glyphosate
  • Hairdresser or barber (workplace exposure as) – kuaförlük veya berberlik (meslek olarak)
  • Human papillomavirus (HPV) type 68 (infection with)
  • Indium phosphide 
  • IQ (2-Amino-3-methylimidazo[4,5-f]quinoline) 
  • Lead compounds, inorganic – kurşun bileşikleri, inorganik 
  • Malaria (caused by infection with Plasmodium falciparum) – sıtma 
  • Malathion
  • Merkel cell polyomavirus (MCV) 
  • 5-Methoxypsoralen
  • Methyl methanesulfonate
  • N-Methyl-N´-nitro-N-nitrosoguanidine (MNNG)
  • N-Methyl-N-nitrosourea
  • Nitrate or nitrite (ingested) under conditions that result in endogenous nitrosation
  • 6-Nitrochrysene 
  • Nitrogen mustard
  • 1-Nitropyrene
  • N-Nitrosodiethylamine
  • N-Nitrosodimethylamine
  • 2-Nitrotoluene
  • Non-arsenical insecticides (workplace exposures in spraying and application of) 
  • Petroleum refining (workplace exposures in) 
  • Pioglitazone
  • Polybrominated biphenyls (PBBs)
  • Procarbazine hydrochloride
  • 1,3-Propane sultone
  • Red meat (consumption of) – yoğun kırmızı et tüketimi
  • Silicon carbide whiskers
  • Styrene-7,8-oxide
  • Teniposide
  • Tetrachloroethylene (perchloroethylene) 
  • Tetrafluoroethylene 
  • Trichloroethylene 
  • 1,2,3-Trichloropropane 
  • Tris(2,3-dibromopropyl) phosphate 
  • Very hot beverages (above 65 degrees Celsius) – çok sıcak içecekler (65 derecenin üstü)
  • Vinyl bromide

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ AZİZ SANCAR – Sigara dumanı kanserojeni benzo[a]pirenin neden olduğu DNA hasarının insan genomu çapında onarım haritası https://www.pnas.org/doi/full/10.1073/pnas.1706021114

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Pestisit – Risk – Kanser

Pestisitler, tarımı veya ev hayatını olumsuz etkileyebilecek hayvan ve bitki yaşamını ortadan kaldırmak ve kontrol altına almak için tasarlanmış kimyasallardır.

Neden pestisit kullanılıyor?

Çünkü;

Pestisit kullanmayan organik çiftliklerin verimi kullananlara göre %15-%50 daha düşüktür.

Nedir bu pestisitler?

Buprofezin, glifosat, imazethapyr, Metolachlor, metolachlor-S, Atrazin, Boscalid, Dimetomorf, Dikamba, Dinotefuran, Dimetenamid, Etksazol, Prochloraz, Formetanate, İmazalil, Deltamethrin, Taufluvalinate, Flonicamid, Diafenhiuron vb gib daha bir çok çeşidi mevcut. Her birinin kullanım alanı farklı. Tabi ki insan vücuduna zararı da farklı farklı.

Bu konuda yapılan araştırmalara göre pestisit uygulaması yapılan taraların çiftçileri, tarım işçileri yanı sıra bu tarlaların yakınında ve rüzgâr yönünde yaşamak bile kanser riskini arttırıyor.

Hangi kanserlerin riski artıyor ?

  • Lösemi
  • Hodgkin olmayan lenfoma
  • Mesane kanseri
  • Kolon kanseri
  • Akciğer kanseri
  • Pankreas kanseri

Ayrıca kanser kombinasyonları yani birden fazla kanserin eş zamanlı gelişimi de önemli bir risk.

Tarım ekonomisi – endüstrisinin gücü yadsınamaz bir gerçek.

Ve bu gücü arkasına alarak yapılan açıklamalar pestisitlerin vazgeçilmez önemi üzerine..

Örneğin;

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), glifosatı (Roundup) muhtemel kanserojen olarak sınıflandırdı. Bazı bilimsel çalışmalarada glifosat enfoma ile ilişkilendirildi. Ve Alman ilaç şirketi Bayer ABD’de Roundup davasında 1,56 milyar dolar ödemeye mahkum edildi.

Peki aynı tarım ilacının kulanıldığı ülkemizde dava konusu oldu mu? Tazminat alındı mı?

Yapılan araştırmalarla, türüne göre pestisit maruziyetiyle ilişkilendirilen kanserlere bir bakalım

  • Glifosat, tüm kanserler, kolon kanseri ve pankreas kanseri
  • İmazethapyr, tüm kanserler, kolon kanseri ve akciğer kanseri
  • Metolachlor, metolachlor-S tüm kanserler, kolon kanseri ve pankreas kanseri
  • Atrazin, tüm kanserler ve kolon kanseri
  • Boscalid, lösemi, Hodgkin dışı lenfoma ve pankreas kanseri
  • Dimetomorf, lösemi ve Hodgkin dışı lenfoma, kolon kanseri
  • Dikamba, kolon kanseri ve pankreas kanseri
  • Dinotefuran, lösemi ve Hodgkin dışı lenfoma
  • Dimetenamid, mesane kanseri
  • Dimetenamid ve Dimetenamid-P ile kombinasyon: mesane kanseri ve pankreas kanseri

Tabi ki araştırma bütçeleri, zaman ve ek etmenler sebebi ile %100 kanser etkeni olup olmadığı kesinleştirlememektedir.

Tabi ki burada akla gelen bir soru var…

Pestisitler Nasıl Kansere Sebep Oluyor?

Pestisitler, Oksidatif stres yaratarak DNA hasarı ve hücreler arası yollarda sinyallerin yani iletişimin bozulmasına yol açıyorlar.

Pestisitler, Reaktif oksijen türlerinin (ROS) oluşumu ile DNA, protein ve lipitlerine zarar vererek (anormal protein oluşumu) mutasyonlara, değişikliklere, gen ifadesine ve sonuçta karsinojeneze yol açar.

Unutulmaması gereken kanser gelişimi uzun vadeli bir süreçtir. Bu süreç içerisinde hücre bozulması sebebi ile gelişen bir çok hastalık ile de performası ve konforu giderek düşen hayatı yaşamaya mahkum olmak….

Herkes kanser olmuyor lakin herkesin hayat konforu ve sağlığı azalıyor.

Ne yapmalı? Pestisitlere karşı ne önlem almalı? Suyla mı yıkasak? Bezle mi Silsek? yazımızda.

DNA’ nızla Oynanmasına Müsaade Etmeyin

Pestisitler Ciddi Halk Sağlığı Sorunudur

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Pestisit kullanım kalıplarının ve artan kanser riskinin kapsamlı değerlendirmesi https://www.frontiersin.org/journals/cancer-control-and-society/articles/10.3389/fcacs.2024.1368086/full

⭐️⭐️ Glifosat bazlı herbisitlere maruz kalma ve Hodgkin dışı lenfoma riski: Bir meta-analiz ve destekleyici kanıtlar https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1383574218300887

⭐️⭐️ Kanserojen ilaç mağduru Türk insanına da milyar dolarlar ödenecek mi? https://www.sozcu.com.tr/kanserojen-ilac-magduru-turk-insanina-da-milyar-dolarlar-odenecek-mi-wp5895593

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla