Anemi

Anemi, kanın oksijen taşıma kapasitesinin azaldığı bir durumdur ve genellikle kırmızı kan hücrelerinin sayısındaki azalma veya hemoglobin seviyelerindeki düşüş nedeniyle meydana gelir.

Hemoglobin, oksijenin akciğerlerden vücuda taşınmasında ve karbondioksidin vücuttan atılmasında önemli bir rol oynar.

Anemi, farklı türleri ve sebepleri olan bir sağlık sorunudur ve insan fizyolojisini çeşitli açılardan etkiler.

Sıklıkla şu cümleleri duyarsınız…

” Bardak bardak pekmez içiyorum, kan hapları kullanıyorum bir türlü kansızlığım düzelmiyor”

”Yıllardır düzeni olarak kan ilacı içiyorum pekmez içiyorum yorgunluğum, saç dökülmem nefesimin daralması bir türlü düzelmiyor cildim hep soluk”

Peki neden bir türlü iyileşmez yaptıklarından fayda görmez bu insanlar?

İlaç kullanmak – pekmez içmek yeterli değilse ne yapmalılar?

İlk olarak neymiş bu anemi bir inceleyelim…

Anemi Türleri ve Nedenleri

  1. Demir Eksikliği Anemisi: Vücutta yeterli demir bulunmadığında, kırmızı kan hücreleri düzgün şekilde yapılamaz. Bu, en yaygın anemi türüdür.
  2. B12 Vitamini ve Folik Asit Eksikliği Anemisi: Bu vitaminlerin eksikliği, kırmızı kan hücrelerinin üretimi için gereklidir ve eksiklikleri anemiye yol açar.
  3. Aplastik Anemi: Kemik iliği yeterli kırmızı kan hücresini üretmediğinde meydana gelir.
  4. Hemolitik Anemi: Kırmızı kan hücrelerinin normalden daha hızlı bir şekilde yıkılması sonucu oluşur.
  5. Kanama (Hemorajik) Anemisi: Uzun süreli veya aşırı kanama sonucunda ortaya çıkar.

Gördüğünüz gibi anemi sadece demir eksikliği demek değil…

En başında pekmezden bahsetmiştim. Biraz konuyu açayım yeri gelmişken. Gidip marketlerden aldığınız pekmezlerin genelinin içerisine çökelmeyi önlemek için (E353) Tartarik Asit katkı maddesi koyuluyor.

Tartarik Asit pekmezi pırıl pırıl gösterir. Lakin kalsiyum çökmez amma Demir ve Bakır da bağlar.

Bu durumda marketten para vererek aldığınız, Tartarik Asit katkılı pekmez fayda yerine zarar verir. Gıdalarla aldığınız yada ilaç olarak aldığınız demiri de bağlar ve emilimini engeller.

Siz siz olun katkılı pekmez (Market raflarının çoğunda satılanlar katkılı) tüketmeyin… Doğal pekmez tüketmelisiniz…

Anemi: Kırmızı kan hücresi (Eritrosit-RBC) ya da bu hücre içinde ki oksijen taşıyan Hemoglobin (HGB) sayısındaki azalmadır. Bu azalma yapımı yada yıkımı kaynaklı olabilir. Ve tabi ki herbirinin pek çok da sebebi mevcuttur.

Ne yapıyor bu anemi de çeşit çeşit şikayetlerimiz bir türlü geçmiyor…

Aneminin İnsan Fizyolojisine Etkileri

Anemi, vücutta oksijen taşıma kapasitesini azalttığı için, fizyolojik sistemlerde çeşitli değişikliklere neden olur. Bunlar, organların ve sistemlerin oksijen eksikliği nedeniyle daha az verimli çalışmasına yol açar.

1. Yetersiz Oksijen Taşıma ve Doku Hipoksisi

Aneminin temel etkisi, vücudun oksijen taşıma kapasitesinin azalmasıdır. Bu durum, dokuların yeterli oksijen almasını engeller. Oksijen eksikliği (hipoksi) nedeniyle doku ve organlarda çeşitli problemler ortaya çıkabilir:

  • Yorgunluk ve halsizlik: Oksijen eksikliği, kasların ve organların enerji üretimini zorlaştırır, bu da kişide sürekli bir yorgunluk hissine neden olur.
  • Soluk cilt: Oksijenin az olması nedeniyle deri soluklaşabilir, bu da kanın oksijen taşıma kapasitesinin düşük olduğunu gösteren bir belirtidir.
  • Nefes darlığı: Oksijen eksikliği, solunumun hızlanmasına ve nefes darlığına yol açabilir. Bu, özellikle egzersiz sırasında daha belirgin hale gelir.

2. Kardiyovasküler Sistem Üzerindeki Etkiler

Vücutta yeterli oksijen olmadığında, kalp ve damar sistemi daha fazla çalışmak zorunda kalır:

  • Taşikardi (Hızlı kalp atışı): Kalp, oksijen taşıma kapasitesinin düşmesiyle daha fazla kan pompalayarak bu eksikliği telafi etmeye çalışır. Bu da kalp atışlarının hızlanmasına yol açar.
  • Kalp yetmezliği riski: Uzun süreli anemi, kalp üzerinde aşırı yük oluşturabilir ve zamanla kalp yetmezliğine yol açabilir.
  • Hipotansiyon (Düşük kan basıncı): Yetersiz oksijen taşıması nedeniyle kan basıncı da düşebilir. Anemi hastalarında düşük tansiyon sık görülen bir durumdur.

3. Sinir Sistemi Üzerindeki Etkiler

Anemi, beyin dahil olmak üzere merkezi sinir sisteminin oksijen alımını etkiler. Bunun sonucunda şu belirtiler ortaya çıkabilir:

  • Baş dönmesi ve sersemlik: Yetersiz oksijen beyin fonksiyonlarını etkileyebilir ve baş dönmesine neden olabilir.
  • Hafıza problemleri ve konsantrasyon eksiklikleri: Beynin yeterli oksijen alamaması, bilişsel işlevleri ve hafızayı olumsuz etkileyebilir.
  • Sinirlilik ve depresyon: Yetersiz oksijen, sinir sisteminde stres yanıtlarını artırabilir, bu da ruh halini olumsuz yönde etkileyebilir.

4. Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkiler

Anemi, bağışıklık sisteminin etkinliğini zayıflatabilir:

  • İmmün fonksiyonların düşmesi: Yetersiz oksijen, bağışıklık hücrelerinin etkinliğini azaltabilir, bu da enfeksiyonlara karşı vücudun daha savunmasız hale gelmesine yol açabilir.

5. Sindirim Sistemi Üzerindeki Etkiler

Oksijen eksikliği, sindirim sistemini de etkileyebilir:

  • İştah kaybı: Anemi, sindirim sistemi işlevlerini etkileyerek kişide iştah kaybına neden olabilir.
  • Mide bulantısı ve hazımsızlık: Bağırsak ve mide kaslarının oksijen yetersizliği nedeniyle verimsiz çalışması, mide bulantısına ve hazımsızlığa yol açabilir.

6. Kas Sistemi Üzerindeki Etkiler

Kaslar, oksijenin yeterli gelmemesi nedeniyle daha çabuk yorulabilir:

  • Kas zayıflığı: Anemi, kas hücrelerinin oksijen alımını kısıtlar ve bu da kaslarda güçsüzlük ve halsizliğe neden olur.
  • Egzersiz kapasitesinin azalması: Anemi, fiziksel aktivite sırasında kaslara yeterli oksijen ulaşmadığı için egzersiz kapasitesini düşürebilir.

7. Metabolizma ve Enerji Seviyeleri

Anemi, vücudun enerji üretim süreçlerini olumsuz etkiler:

  • Yavaş metabolizma: Oksijen eksikliği, hücrelerin enerji üretimini olumsuz etkiler ve bu da metabolizmanın daha yavaş çalışmasına yol açar.
  • Azalmış performans: Yetersiz oksijen, vücudun enerji seviyelerinin düşmesine neden olarak fiziksel ve zihinsel performansın azalmasına yol açar.

Yapım Eksikliğine Bağlı Anemi Gelişimi

Eritrositler (RBC) Kemik iliği’nde hematopoetik Kök Hücreler tarafından yapılır.

Yani eritrosit içinde ki hemoglobin de kemik iliği’nde üretilir.

Hemoglobin yapımı için;
DEMİR (Fe)
B12 (Kobalamin)
FOLİK ASİT (B9) gereklidir. Eğer bunlar eksik ise hemoglobin yapımı azalır Anemi oluşur.

Tabi ki demir, B12, Folik Asit yeterli miktarda olup da kemik iliği’nde sorun olduğunda (yapım mekanizmasında) yine Anemi oluşur.

Aplastik Anemi: Kemik iliği yeterli kırmızı kan hücresini üretmediğinde meydana gelir. (en başta anemi türlerini listelerken 3. sırada yazmıştım)

Aplastik anemi – kemik iliğinde kan hücresi üretilmeme sebepleri neler olabilir?

  • Otoimmun olabilir. (Bağışıklık hücreleri kırmızı kan üretecek kök hücrelerini yabancı olarak algılar ve saldırır
  • İlaçlar (lupus, romatid artrit, ankilozan spondolit ve benzeri pekçok ilaç kullanımında kemik iliği baskılanır ve kırmızı kan hücrelerinin üretimi azalır veya olmaz)
  • Kanser tedavisi (kemoterapi, radyasyon)
  • Hamilelik (Geçici bir süree kemik iliği baskılanabilir sık görülmez)
  • Bazı kanser türleri (Özellikle kemiğe metastazlar)
  • Toksinler (Tarım ilaçları, arsenik, benzen vb gibi)
  • Kalıtsal (genetik geçişli)- herediter dir.

Aplastik anemi nadir görülür.

Gelelim kan tetkiklerinize.

Kan tahlili istenen hastaların neredeyse tamamında Hemogram – CBC de istenir.

Aslında çok değerli 18 adet (Bazı özel durumlarda 24) kan değerini toplu olarak görürüz. (Hatırlayın tek bir sayfada olur ve yanında normal – referans değerleri ile birlikte Y veya D harfleri yer alır)

Bu yazıdaki konumuz Anemi…

Bu durumda Hemogram – CBC de ilgili parametrelere bir bakalım.

MCV,

MCH,

MCHC,

RET,

HGB,

RBC
Neyi ifade eder ?

RBC = Kırmızı kan hücresi (Hemoglobin RBC içinde bulunur)

Erişkin erkek: 4.7 – 6.1 arası normal
Erişkin kadın: 4.2 -5.4 arası normal

RBC = Kırmızı kan hücresi, demir, B12, B9 eksikliğinde azalır.(Kan değeri düşer) Tabi ki kemik iliği’nde sorun varsa da azalır.(Kan değeri düşer)

Demir, B12, B9 kan değerleri normal olmasına rağmen tahlillerinizde RBC = Kırmızı kan hücresi düşükse, kemik iliği’nizde sorun ya da yıkım fazlalığı düşünülür.

HGB = Hemoglobin

Akciğerden oksijeni alıp dokulara hücrelere götürür. Karbondioksiti akciğere getirir. Yoğun demir içerir (kana Kırmızı rengi Hemoglobin verir)

Erişkin erkek: 13 – 16 arası normal
Erişkin kadın: 12.5 – 15.5 arası normal

HGB, demir, B12, B9 eksikliğinde azalır.(Kan değeri düşer) Tabi ki kemik iliği’nde sorun varsa da azalır.(Kan değeri düşer)

MCV = Hücre Çapını / Hacmi

Erişkin Erkek ve Kadın: 80- 100 fl arası normal
Yeni doğan: 96-107 arası normal

MCV = Hücre Çapını / Hacmi, 80 altına düşerse DEMİR (Fe) eksikliğine bağlı hücre çapı düşer. (Mikrostik anemi olarak degerlendirilir.)
MCV = Hücre Çapını / Hacmi, 100 üzerine çıkarsa B12 (Kobalamin) FOLİK ASİT (B9) eksikliğine bağlı hücre çapı büyür. (Makrostik anemi olarak degerlendirilir.)

MCV = Hücre Çapını / Hacmi, anemi tipi için önemli bir parametredir.

MCH : Eritrosit içerisinde bulunan Hemoglobin miktarını verir.

Erişkin Erkek ve Kadın: 27 -31 pg arası normal

DEMİR (Fe) eksikliğinde net olarak düşer.
B12 (Kobalamin) FOLİK ASİT (B9) eksikliğinde genelde yükselir lakin bazen düşebilir… Burası biraz karışık ayrıntıya girmeyeceğim.

MCHC: Eritrosit içerisinde bulunan Hemoglobin yoğunluğu.

Erişkin Erkek ve Kadın: 32-36 g/dL arası normal

MCH ve MCHC arasında fark var o sebeple dikkat edin.

MCH hemoglobin miktarı iken MCHC ise hemoglobin yoğunluğudur.

MCH miktarı belirlediği için hacimler farklı da olsa değeri değişmez.

MCHC yoğunluk olduğu için hacim ile ilişkilidir. Miktar aynı iken hacim küçüldüğünde yoğunluk artarken hacim arttığında yoğunluk azalır.

MCHC

DEMİR (Fe) eksikliğinde düşer.
B12 (Kobalamin) FOLİK ASİT (B9) eksikliğinde yükselir.

Örneğin; Hemolitik anemide (Eritroristlerin fazla hızlı parçalanması) yükselir.

RET: Retikülosit

Eritrositler, şekil olarak bikonkav disk şeklindedir ve bu yapıları, yüzey alanlarını artırarak oksijen taşıma kapasitesini maksimize eder. Aynı sebeple ilk bir hafta genç eritrositler çekirdekli iken, Olgun eritrositlerin çekirdeği yoktur, bu da hücrenin daha fazla hemoglobin barındırmasını ve daha esnek olmasını sağlar.

Erişkin Erkek ve Kadın: % 0.2 – % 2 arası normal

DEMİR (Fe), B12 (Kobalamin), FOLİK ASİT (B9) eksikse RET: Retikülosit düşer. (Retikulositopeni)
Benzer şekilde kemik iliği’nde üretim sorunu varsa RET: Retikülosit düşer. (Retikulositopeni)

DEMİR (Fe), B12 (Kobalamin), FOLİK ASİT (B9) yeterli. RETİKÜLOSİT yüksek. Bu durumda bol eritrosit üretiliyor.. Lakin bu durumda damarlarda dolaşan eritrositler parçalanıyor bu sebeple yetmiyor demektir. bu da yıkım olduğunu gösterir.

Yıkım olur retikülosit yükselir. (Retikulositoz) Böyle bir kör döngüye girilir. Sebepleri neler olabilir? Orak hücre olur, dalak büyüyordur, genetik sorun vardır, G6PDehidrogena eksikliği vb gibi olabilir.

DEMİR (Fe) düşükse, demir bağlama yükselir
DEMİR (Fe) takviyesi ile demir yükselir, demir bağlama düşer ( Örneğin, Ülseratif kolit, Crohn da demir takviyesi pek işe yaramaz emilmez)

Ferritin, DEMİR (Fe) depo proteinidir, düşükse Vitamin C ile DEMİR (Fe) aç karnına olarak alınır (3-4 saat öncesi ve sonrasında bir şey yememek gerekir.)

Konuyu toparlayalım ve örnekleyelim:

Hasta 1 numara;

  • HGB düşük
  • MCV düşük
  • Demir düşük
  • RET düşük

Teşhis: DEMİR (Fe) eksikliğine bağlı mikrostik anemi

Hasta 2 numara;

  • HGB düşük
  • MCV yüksek
  • MCHC yüksek
  • RET düşük

Teşhis: B12 (Kobalamin), FOLİK ASİT (B9) eksikliğine bağlı makrostik anemi

Hasta 3 numara;

  • Demir Normal sınırlarda
  • B12, B9 Normal sınırlarda
  • RBC ve HGB düşük
  • RET yüksek

Teşhis: Hemolitik anemi var. Yani fazladadan yıkım var ve RET(genç hücre) artışı mevcut.

RBC düştükçe kompanse edebilmek (yetişmek) için artıyor. Yıkıma bağlı anemi..

Hasta 4 numara;

  • HGB, düşük
  • Demir düşük
  • Demir bağlama da düşük (normalde demir düşük olduğunda yüksek olmalı)
  • Ferritin yüksek (Enteresan değil mi? Demir deposu yüksekse kana demiri salması lazım, Peki niye demir kanda düşüyor ?)

Demir düşük ferritin yüksek bu hususu biraz ayrıntılandıralım…

Demir vücutta iki şekilde bulunur. Ya kanda serum olacak ya depo şeklinde ferritin

Bir sorunumuz da gıdalarla Fe+³ değerlikli demir alıyoruz. Ki Fe+³ değerlikli demiri emmek mümkün değil. O sebeple +2 değerlikli hale getirilmesi gerekiyor.

Fe+³ değerlikli demir Ferri Reduktaz Enzimi ile +2 değerlikli hale çeviririz.

Ferri Reduktaz Enzimi çalışabilmesi içn C vitaminine ihtiyaç duyar.

Demir takviyesini bu sebeple vitamin C ile birlikte almak gerekir.

Demir +2 değerlikli hale getirdik. DMTA ile enterosit hücreye alırız. Bu noktaya gelen demiri ya Ferritin olarak depo ederiz ya da Ferroportin kanalında kana veririz. Bu aşamada hepsidin isimli bir hormon Ferroportin kanalını kapatınca demir kana salınamaz. Bu sebeple ferritin yüksek, demir serum düşük çıkıyor.

Anemide Tedavi ve Ne Yapılmalı

Anemi tedavisi, altta yatan nedene bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri.

  • Demir takviyeleri: Demir eksikliği anemisinde, demir takviyeleri kullanılabilir.
  • B12 ve folik asit takviyeleri: B12 vitamini veya folik asit eksikliği tedavi edilmelidir.
  • Kan nakli: Şiddetli anemi durumunda, kan nakli gerekebilir.
  • Diyet değişiklikleri: Yeterli beslenme ve vitamin-mineral alımı, aneminin tedavisinde yardımcı olabilir.
  • İlaç tedavisi: Aplastik anemi gibi bazı türlerde kemoterapi veya bağışıklık baskılayıcı tedaviler gerekebilir.

Anemi sadece demir eksikliği demek degildir.

Anemi önemsiz görünen lakin dokulara giden oksijenin azaldığı önemli bir sağlık sorundur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Anemi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK499994/

⭐️⭐️ Düşük ve orta gelirli ülkelerde anemi epidemiyolojisi, patofizyolojisi ve etiyolojisi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6697587/

⭐️⭐️ Demir Eksikliği Anemisi: Güncellenmiş Bir İnceleme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/37497686/

⭐️⭐️ Kronik Anemi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK534803/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Tahlillerimin Hepsi Normal Lakin Hemoglobinim Düşük

Tahlillerimin Hepsi Normal Lakin Hemoglobinim Hep Düşük

Eveeettt…

O kadar sık ki bu durum..

Hep aynı cümleleri kuruyorlar;

Demirim de ne güzel yüksek, Yıllardır kan ilacı kullanıyorum. B12 hapları kulanıyorum. Ara veriyorum sonra tekrar kullanıyorum. ” ”Biraz iyileşir gibi oluyorum sonra tekrar halsizlik başlıyor

Tabi ilk sorum: ”Kan sonuçlarınızı görebilir miyim?”

Ve sonuçlarını açıyor telefonunun ekranından.

Demir seviyesi 95 ug/dL – Normal

Ferritin seviyesi 80 ml /ng – Normal
B12 seviyesi 680 pg/mL – Normal

B9 seviyesi 14 ng/mL – Normal

Hemogram (CBC) Sonuçlarına Bakıyorum

Hemoglobin (Hgb) 7.8 gram (g/dL)Çok Düşük – (Normal değerler: Erkekte: 13,8 ila 17,2 gram (g/dL Kadında 12,1 ila 15,1 gram (g/dL)

Eritrosit (RBC) 3.2 milyon hücre/mikrolitreÇok Düşük – (Normal değerler: Erkeklerde 4.7–6.1 milyon hücre/mikrolitre, Kadınlarda 4.2–5.4 milyon hücre/mikrolitre)

Sonuçları inceledikten sonra kullandığı ilaçları daha ayrıntılı sorgulamaya çalışırım…

  • Mide koruyucu ilaçlar (Güzel bir reklam sloganı), ağrı kesici ilaçlar, zayıflama için metformin grubu ilaçlar vb gibi düzenli – düzensiz ilaç kullanımını,
  • Beslenmesini,
  • Uyku düzenini,
  • İçki tüketimini,
  • Barsak alışkanlığını,

Aslında her biri hastanın değerlendirilmesi ve tedavisinin planlanması için çok değerli ve önemli olan bu soru – cevaplar ne yazık ki hastalar tarafından dikkate alınmadığı gibi kısa kesip bir an önce ilaç yazılması talebi ile cümlelerimi bölüyorlar aslında çoğu dinlemiyor.

Ben bu hastalığa dair problemi çözmeye alışkınım. Lakin açıklamalarımı dinlemeyen hastalara 30 yıldır alışamadım.

Sonuçlara bakarken hastaya ne yapması gerektiğini anlatmaya çalışırken hastada tespit ettiğim ve daha önceki tedavi planlarında eksik – sorun ne biliyor musunuz?

Açıklamayı temelinden yapayım…

Bildiğiniz gibi;

Eritrositler (RBC – Kırmızı kan hücreleri) ve hemoglobin (Hgb) kemik iliğinde üretilir. Bu üretimin yapımı sırasında demir, B12, B9 (folik asit) elzemdir.

Sonra

Demir iyonları hemoglobine bağlanır. (Bu bağlanma ile kana kırmızı rengi verir)

Solukla aldığımızda oksijen, demirin bağlandığı hemoglobin le taşınır.

Oksijen vücut için çok önemli… Taşınması ve tüm dokulara ulaşması şart.

Eğer oksijen hemoglobin ile taşınamaz ise dokular, hücreler, mitokondriler oksijensiz kalır.

Mitokondri enerji üretim merkezidir. Eğer oksijen mitokondriye ulaşamazsa enerji üretilemez.

Enerji üretilemediğinde;

  • Halsizlik
  • Yorgunluk
  • Güçsüzlük
  • Viral ve bakteriyel hastalıklara çabuk yakalanma gibi sorunlar oluşur


Hastaların aldığı ilaçları incelerken genel olarak kullandıkları demir ilaçlarında demir ile birlikte B9 vitamini ve B12 vitamini de bulunur. Çünkü tedavi reçetelenirken genel olarak hemoglobin üretimini sağlamak hedeflenir.

Hep atlanan yere geldik…!!!

Yukarıda, Demir iyonları hemoglobine bağlanır. (Bu bağlanma ile kana kırmızı rengi verir) yazmıştım hatırlayın.

Aslında demir iyonları hemoglobine direkt bağlanamaz. Hemoglobinin yapısında yer alan PORFİRİN isimli proteine bağlanabilir.

Evet bu durumda hemoglobinde PORFİRİN olmasını sağlamak lazım.

Aslında karmaşık ve uzun süreçleri olan PORFİRİN üretimini 4 adımla özetleyeyim

1️⃣➖Glisin + Siksünil CoA birleşir.
2️⃣➖ALA (5′-aminolevülinat) sentaz enzimi aracılığıyla ALA oluşturulur. (burası konumuz için çok önemli çünkü ALA sentaz enziminin kofaktörü yani asıl işi yapan bölümü B6 vitaminidir)
3️⃣➖ALA reaksiyonu ilerler ve PORFİRİN yapılarak hemoglobin yapısına katılır.
4️⃣➖Demir iyonları da bu porfirine yapışır.

Eveeeettt… Kırmızı yazılı 2. adım can alıcı ve ihmal edilen nokta.

B6 vitamin eksik olduğunda ALA üretilemez. Üretilemediğinde de PORFİRİN üretimi aşamasına geçilemez. Yani PORFİRİN üretilemez.

PORFİRİN yoksa demirin yapışacağı yer. yok demektir. Bu durumda demir hücreye giremez kanda dolaşır. Kanda demir ölçüldüğünde de yüksek çıkar.

Demirim de ne güzel yüksek” diye gelmişti hasta en başta hatırlayın…!!

Artık siz de biiyorsunuz. Vitamin B6 eksik olduğu için demir PORFİRİN’ e bağlanamıyor. (Demir eritrosit hücresine girip hemoglobine tutunamıyor.) Kısa zaman içinde de porfirini olmayan hemoglobinlerin hepsi patlar.

Bu durumda hemoglobin seviyeniz düşükse tedavi panlarken

Sadece

  • Demir
  • Vitamin B12
  • Vitamin B9 ile tedavi edemeyiz. Vitamin B6 da tedaviye eklenmelidir.

Tabi ki bu kadar basit değil. Ekle Vitamin B6 yı sorun çözülsün diyemiyoruz…

Çünküüüü….

Vitamin B6‘ nın vücuda alınması da yeterli değil. Vücutta aktifleştirilmeden kullanılamaz. Daha da önemlisi insanların çoğunda Vitamin B6‘ yı aktifleştirecek sistem az çalışıyor veya doğru çalışmıyor.

Ne yapacağız…??

Vitamin B6 kullanmak gerektiğinde aktif formu olan p5P kullanılmalı.

Özetle;

  • Demir
  • Vitamin B12
  • Vitamin B9
  • Vitamin B6

Başta olmak üzere komple bir beslenme – tedavi yapılmadığı sürece tam bir iyilik hali söz konusu olamaz.

Doğal Yaşayın – Doğal Beslenin – Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Hemoglobin: Yapı, İşlev ve Allosteri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32189307/

⭐️⭐️ Hemoglobin: Yapı, İşlev ve Allosteri https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7370311/

⭐️⭐️ Biyokimya, Hem Sentezi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK537329/

⭐️⭐️ Biyokimya, Hemoglobin Sentezi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK536912/

⭐️⭐️ Hücre içi hem trafiğinin düzenlenmesi, hücre altı haberciler tarafından ortaya çıkarıldı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27528661/

⭐️⭐️ Hemoglobin ve Hematokrit https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK259/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

DEMİR

Çalışanımızda yaptırdığımız tahlillerde Fe (Demir) düşük çıktı. Bu sebeple kendisine önce gıdalarını nasıl seçeceğini öğrettim. Biraz da takviye istedi. Tamam dedim. Sağolsun her dediğimi dikkatle dinledi ve uygulamaya başladı.

Çalışanımızın vücudunda neler olacak görelim;

Çalışanımız, demir (Fe +³ ve Fe +²) içeren besini ya da takviyeyi ağız yolu ile aldı, ağızdan mideye oradan da bağırsakların (Bağırsakları bir duvar gibi düşünün) yüzeyine lümenine gelir.

Fakat, Demirin bağırsakları geçmesi için Fe +² degerlikli olması gerekir. Çünkü demirin bağırsaklardan geçebilmesi için önce DMT1 pompası ile duvarın içine girmesi gerekir. DMT1 pompası ise demir sadece (ferro) +² değerlikli olduğunda taşıma yapar.

Her zaman Fe +² değerlikli besin ve takviye almıyoruz. Örneğin ıspanak dahil bitkilerde bulunan demir değerliklidir. Bu durumda DMT1 pompası çalışmaz. Yürü git diyor olanlara ol da gel diyor.

Bu durum için bağırsaklarda bir çare var. Adı Ferri Redüktaz olan bir enzim bağırsağın yüzeyinden çıkıp imdada yetişiyor. değerliğin birini koparıyor ve ye indiriyor. Şimdi DMT1’den girebilirsin kardeşim diyor.

Çalışanımız o sırada bu olanlardan habersiz işinde gücünde… ”Canı da limon çekiyor” Sizce neden?

Tahmin ettiğiniz gibi Vitamin C de bağırsakta DMT1 benzeri çalışır. İşte bu sebeple demir kullanırken C vitamini de kullanın denir.

DMT1 in tek görevi demir taşıma değil tabi ki Mangan’ da (Mn) aynı şekilde taşınır. Bu sebeple toprak, kül, kil yiyenlerde topraktaki metaller DMT1’i meşgul ettiği için demir eksikliği görülür.

Yanlış bilinen bir durumu da yeri gelmişken düzelteyim. Çocuk, demir eksikliği olduğu için toprak yemez, toprak yediği için demir eksikliği olur.

Eveeet gelelim kaldığımız yere +² (ferro) olarak bağırsağın duvar içine girmişti. Fakat daha damarın içine girip kana karışamadı. Bağırsağın içerisinden damara açılan bir kapı var. Bu kapının adı Ferroportin.

+² (ferro) kana bu kapı sayesinde girdi. “Kan tahlilinde baktığımız demir seviyesi bu

Dikkat etmeniz gereken önemli bir husus var sadece kanda Fe +² olması yeterli değildir. Çalışanımızın vücudununa yararlı olması için Fe dokularına taşınması lazım.

Bir taşıyıcı lazım.. Bu taşıyıcının adı Transferrin. Lakin transferrin de başka bir alem diyor ki sadece demirin Fe +³ değerlikli olanları taşırım diyor.

Bu sefer kanın içerisinden bir kahraman çıkıyor. Hephaestin adlı bu enzim Fe +² yi Fe +³ yapıyor. Artık seyahate hazır. Transferin‘ e bağlanan iki (2) adet demir (Fe +³) karaciğere, kemik iliğine taşınır.

Çalışanımıza yaptığımız kan tahlilinde baktığımız “Demir Bağlama Kapasitesi” işte bu Transferin dir.

Demir bağlama kapasitesi ne kadar yüksek olursa, demir eksikliği (anemi) o kadar yüksektir, anemide demir bağlama kapasitesi yükselir.

Eritrosit adı verilen kırmızı kan hücrelerimize rengini veren ve oksijen taşıyan hemoglobin demir açısından zengin bir proteindir. Eritrositlerin ömrü 120 gündür. Eritrositler ölünce içinde bulunan demir de kana karışır.

Yine bir Ferroportin kapısından Fe +² olarak damara girer. Bunu da +³ yapmamız lazım ki taşıyıcı transferrine bağlansın. (Hatırlayın transferrin +³ olmayanı taşımam kaprisi yapıyor) Bunu +³ yapan enzim “seruloplazmin” dir. (Her yerden bir dönüştürücü kahraman çıkıyor)

Yukarıda bir yerlerde ”Transferin‘ e bağlanan iki (2) adet demir (Fe +³) karaciğere, kemik iliğine taşınır” yazmıştım hatırlayın. Karaciğer hücrelerinde HFE isimli bir protein, demiri (Fe +³) Lizozom‘a taşır.

Buraya dikkat edin…

Lizozom‘da demir havuzu dolunca, yeter artık fazla oldu bu demir diyerek, Hepsidin isimli bir protein sentezler.

Yukarıda yazmıştım ”Bağırsağın içerisinden damara açılan bir kapı var. Bu kapının adı Ferroportin.” Hepsidin işte bu kapıyı kapatır.

Hepsidin bununla da yetinmez, eritrositlerin (Kırmızı kan hücrelerinin) ölümü sonrası içinde ki demirin kana geçtiği kapıyı da kapatır.

Hadi bakalım – – Kana demir girmiyor.

Eğer bu Hepsidini salgılayan gen doğuştan bozuksa, Ferroportin kapısı hiç kapanmaz. Besinlerle alınan her demir kana girer ve aşırı demir yükü olan HEMOKROMATOZİS hastalığı oluşur. (Karaciğer harap olur, süreci zor bir hastalıktır)

Ek Bilgi: Vücudumuza zararlı olan bakteri girdiği zaman vücuttaki demiri çoğalmak/üremek için kullanır.

Enfeksiyon durumlarında çalışanımınız vücut sistemi bunu engelleme yoluna gider. (Çalışan farkında bile değilken) Hepsidin fazla salgılanıp Ferroportin kapısını kapatır. Bağırsaklardan kana demir geçişini minimuma indirir.

Bazen çalışanlarımız uyarılarımızı dikkate almaz da demir takviyesi kullanırlarsa hepsidinin hamlesine zarar vermiş ve Ferroportin kapısını zorlayarak kana demir girmesine neden olmuş olurlar. Bu durum zararlı bakterinin işine yarar.

Çalışanın vücudunda inflamasyon varken Hepsidin salgılanıp Ferroportin kapısı bloke olur. Bu sebeple sürekli inflamasyon olan Romatoid artrit, Ankilozan spondolit gibi hastalıklarda çalışanlarımızda demir seviyesi düşük olur.

Çalışanlarımız bazen sorarlar: ”Vücudumda bakteri varken demir almazsam vücudumda demir eksikliği olmaz mı?

Aslında cevap basittir. Vücudumuzda bakterilerle savaşan nötrofiller savaş ganimeti olarak bakterilerden demir çalarak bu durumu vücudumuzun lehine çeviri dokularımızda ki eksikliği minimuma indirirler.

🩸🩸🩸🩸🩸🩸🩸🩸🩸🩸🩸🩸

Demir takviyesi ve tedavisi için dikkat edilmesi gerekenler.

🩸Çalışanımızda bakteriyel ya da viral bir enfeksiyon varsa demir kullanmamalıdır.

🩸🩸 Çalışanımız aşırı demir alırsa, Hepsidin yine Ferroportin kapısını kapatır. Yani çalışanımız ”demirim çok düşük” diyerek sabah ve akşam çift doz demir preparatı almamalıdır.

🩸🩸🩸Çalışanımız demir ilacı kullanmasına rağmen demir seviyesi yükselmiyorsa ilacı gün aşırı almasını tavsiye ederiz. Yani bir gün iç ertesi gün içme. Çünkü ilacın dozu çalışanımıza fazla geliyor olabilir ve hepsidin yine kapıyı kapatıyor olabilir.

🩸🩸🩸🩸Çalışanlarımıza demir ilacı reçete ettiğimizde kullanım tavsiyesi olarak en yakın öğün ile 4-5 saat fark olacak şekilde kullanması gerektiğini söyleriz. En ideali akşam saat 20.00 sonrası hiç bir şey yememesi ve 24.00 de demir ilacını içmesi. Sabaha kadar da aç kalacağı içini deal emilimi sağlamış oluruz. Çünkü besinlerdeki kalsiyum, lektin, fitatlar demir emilimini engeller.

🩸🩸🩸🩸🩸Çalışanlarımıza demir ilacını muhakkak taze sıkılmış limon suyu ile içmesini tavsiye ederiz. C Vitamini (Yukarıda da yazdığım gibi) demir emilimini arttırır.

🩸🩸🩸🩸🩸🩸Çay, kahve gibi içecekler bitkisel demir emilimini engeller (+³ değerlikli). Hayvansal içerikli olan ve takviye olarak kullanılan değerlikli demir emilimini çay, kahve engellemez.

⛔⛔ Kurkumin demiri bağlar, demir emilimini engeller. Eğer demir eksikliğiniz var ve demir ilacı kullanıyorsanız zerdeçal kullanmamalısınız.

⛔⛔ Karabiberin etken maddesi piperin’dir. Piperin zerdeçal ana bileşeni kurkuminin etkisini %2000 artırır.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

MİDE İLAÇLARI ve BAZI ZARARLARI (PPI ilaçlar)

Hasta:5 yıldır mide koruyucu PPI grubu ilaç (Pazarlama sloganı) kullanıyorum. Kullanmazsam midem midem kötü oluyor. Kullandığımda midemi iyi hissediyorum.”

🔸 Sizce bu durumda hasta tedavi mi oluyor?

🔸 İlaca bağımlı olarak yaşamak ne kadar doğru?

🔸 Hastanın şikayetlerinin kök nedenini bulmak gerekmez mi?

🔸 Hastalığın nedenini her zaman ilaçla mı tedavi etmek gerekir?

🔸 Hastanın beslenme alışkanlığındaki, yaşam tarzındaki hataları düzeltmek gerekmez mi?

Yaşam içerisinde bolca ”midemde asit var” ”midem ağrıyor mide koruyucu içeyimbenzeri cümleleri duyarsınız.

Peki.. Midede niye asit oluyor?

Bu asit bize yararlı mı? zararlı mı?

İlk olarak mide asidi hakkında biraz bilgilerimizi tazeliyelim

MİDE ASİDİ

Midenin mukoza zarı tarafından üretilen, PH değeri ortalama 1,5 olan oldukça asidik renksiz bir sıvıdır. Yiyeceklerin kolayca parçalanıp sindirilmesi işlevini gerçekleştirir.

Mide günde yaklaşık 1,5 ila 3 litre mide suyu üretir. Mide suyundaki hidroklorik asit yiyecekleri parçalar ve sindirim enzimleri proteinleri böler. Asidik mide suyu aynı zamanda bakterileri öldürür, patojenlere karşı ilk savunma görevini görür. 

Gastrik asit, mide öz suyunda yer alan bir tür sindirim asididir. Asit, midenin iç yüzeyinde yer alan hücreler (Parietal hücreler) tarafından üretilmektedir. Asit, tam bir formüle sahip olmamakla beraber, hidroklorik asit (HCl), potasyum klorit (KCl) ve sofra tuzu (NaCl) içermektedir. Asidin PH değeri, 1 ve 2 arasında olup, normal şartlarda insanlar için oldukça zararlıdır. Gastrik asidin fazla üretildiği zamanlarda, midede yaralar, gastrit ve gastrik ülser oluşmaktadır. Aynı şekilde bu asidin yetersiz kaldığı zamanlarda da sindirim sorunları yaşanmaktadır. Asit, herhangi bir gıdayı sindirirken, aşağıdaki kimyasal tepkime meydana gelmektedir.

HCL + NaHCO3 → NaCL + H2CO3

Bu asit ortamda; Principal hücrelerden Gastrin hormonu salınmasını tetikler. Gastrin hormonu ise H2 reseptörlerinin duyarlılığını artırarak Gastrik asit sekresyonunu uyarır. Yine bu asit pH’da Pepsinojen’in Pepsin’e dönüşmesi ile birlikte özellikle protein sindirimini başlatılır.

İkinci olarak Mide ve çevresindeki asit üretimi işleyişine bakalım.

Altta bir tek çıkışı mideye olan sıvı deposu hayal edin.(Bu çıkıştan mideye asit geliyor) Bu deponun üstünde ayrı köşelerinde de iki tane de sıvı girişi olsun. Bu üstteki iki girişte de alttaki tek çıkışta da musluklar olsun.

Üçüncü olarak mide asidi ile ilgili farklı grup ilaçları ve etki yolarını görelim.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Proton pompa inhibitörü (PPI) ilaçlar en alttaki o çıkış musluğunu kapatır ve böylece mideye asit gelmez.

O çıkış musluğunun adı PROTON POMPASI’ dır. PPI ilaçlar bu musluğu kapatır. (inhibe eder)

PPIi grubu ilaçların ticari adlarını yazmayacağım. Aşağıda tanımanızı sağlayacak,

  • Omeprazol
  • Lansoprazol
  • Pantoprazol gibi etken maddeleri olan ilaçlardır. Bu tür ilaçların atken madde isimleri PRAZOL diye biter.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

H2 (histamin-2) antagonisti ilaçlar mide asitini azaltır lakin deponun altında ki musluğu kapatmaz.

En üstteki girişlerden sadece birini kapatır ve birinden yine asit depoya dolar ve yine alttaki çıkış musluğundan mideye asit akabilir. Yani asidi yarı yarıya kesmiş oluruz.

H2 (histamin-2) antagonisti ilaçların ticari adlarını yazmayacağım. FAMOTİDİN etken maddeli ilaçlardır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

ANTİ-ASİT ilaçlar. Bu ilaçlar deponun ne üstünde ne altında musluk kapatmıyorlar.

Bu ilaçlar midedeki asitin PH sını yükseltir. (bazik tarafa yaklaştırır) Böylece asidik seviye azalmış olur. Asit üretimi engellenmez, mideye gelmesi (muslukların kapanması yolu ile olmaz) engellenmez.

ANTİ-ASİT ilaçları ticari isimleri ile veriyorum. Gaviscon, Gavcin, Metsil, Talcid, Rennie gibi ilaçlar bu grupta yer alır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Son olarak ne musluk kapatan, ne asiti bazik hale getiren direk mide yüzeyini ince bir film gibi kaplayarak fazla asitin mide duvarına zarar vermesini önleyen ilaçlar.

Bu grupta da ticari ismini veriyorum .Antepsin isimli ilaç SUKRALFAT etken maddesi ile bunu yapar.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Deponun çıkış musluğunu (proton pompası) kapatan, mide asitini tamamen kesen PPI ilaçlara gri dönelim.

PPI ilaçların kullanımında karşılaşacağımız sağlık sorunlarına bi göz atalım;

🔶🔶 Mide asidi tamamen kesilince emilim için “mide asitine” ihtiyaç duyan bazı vitamin ve mineraller vücutta eksik kalır.

B12 Vitamini: B12 ilk etapta mide asiti ile salgılanan bir protein olan HAPTOCORRİN’e bağlanır. Bu protein ile ince bağırsak ilk kısmına iner. Mide asiti olmazsa, bu proteinde olmaz, B12 de bağlanıp ince bağırsağa geçemez.

  • Çinko,
  • Magnezyum,
  • Demir,
  • Kalsiyum,
  • C vitamini emilimi için mide asiti gereklidir.

PPI ilaçlar sebebi ile eksilen bu vitamin ve minerallere bağlı olarak da, el, kol ve bacaklarda uyuşma, karıncalanma, Kas kitlesi kaybı (sarkopeni), Kas harabiyeti (rabdomiyoliz) Karpopedal spazm (ebe eli) ve tetani (kalsiyum düşüklüğü ile birlikte)kaslarda güçsüzlük, Fibromiyalji, kansızlık, hafıza zayıflığı, düşük bağışıklık, kalpte aritmi başlar.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

🔶🔶 Helikobakter Pylori , normalde herkesin mide mukozasında gömülü olarak bir miktar vardır.

Helikobakter Pylori asitli ortamda çoğalamaz, bu sebeple mide mukozasından yüzeye çıkmaz. Hatta kendinde bir mekanizma ile çevresinde ki asidik ortamı bazik hale getirir.

Eğer PPI ilaç kullanır ve asidi kesersek helikobakter pylori mide mukozasından yüzeye çıkar ve hızlıca ortamda çoğalır. (Mide içersinde)

Hastalığı sebebi ile tedavi almış dikkatli kişiler hemen şu soruyu soracaktır.O zaman Helikobakter pylori tedavisinde antibiyotik ve bizmut tuzu yanında PPI ilaç neden veriliyor ?

Çünkü; Antibiyotiğin mideye zarar vermesini önlemenin yanısıra Helikobakter Pylori mukozada gömülü olduğu yerden ASİT AZALDIĞI İÇİN yüzeye çıksın ve antibiyotik helikobakter pyloriye etki etmesi maksadı ile yapılan bir uygulamadır.

PPI ilaçlar sebebi ile azalan mide asidi helikobakter pylori’ nin üremesi ve yayılması için ortam sağlar.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

🔶🔶Mide asiti azlığı ağız florasını da bozar. Tıpkı Bağırsaklarımız gibi ağzımızın da bir bakteri florası var

Ağız florasının bozukluğu ise kulak ve boğaz iltihabi hastalıkları ile diş eti hastalıklarına neden olur.

PPI ilaçlar sebebi ile azalan mide asidi ağız florasının da bozulması ile diş eti, kulak ve boğaz enfeksiyonlarının oluşmasına sebep olur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

🔶🔶 PPI (Mide koruyucu) lar 7 günlük kullanımda bile ağız florasındaki patojen streptococcus bakterisinin bağırsağa ulaşıp çoğalmasına yol açar.

http://bit.ly/3Xntb4g

PPI ilaçlar sebebi ile azalan mide asidi ağız florasındaki patojen streptococcus bakterisinin bağırsağa ulaşıp çoğalmasına yol açar.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

🔶🔶 Beslenme amacı ile aldığımız gıdalar başta olmak üzere ağız yolu ile birçok bakteriyi alırız. Normal şartlarda sağlıklı bir mide ve mide asidi ile bu bakteriler bize zarar veremez, çünkü mide asitinde ölürler.

Eğer mide asidini PPİ lar ile tamamen kesersek ağız yolu ile aldığımız tüm bakteriler bağırsaklara gider ki aşırı geçirgen bağırsak dahil bir çok hastalığa neden olurlar, bağırsak florası bozulur.

PPI ilaçlar sebebi ile azalan mide asidi gıdalarla alınan bakterilerin ince barsağa geçmesine ve aşırı geçirgen barsak başta olmak üzere bir çok hastalığın oluşmasına sebep olur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

🔶🔶 Kulak çınlaması, Vertigo: İç kulak koklea içinde de proton pompaları bulunur. Koklea sadece labirentin arter tarafından beslenmektedir. PPI ilaç kullanımı ile buradaki proton pompaları da çalışmaz (inhibe) olur, koklea’ya giden kan akımı yavaşlar

Koklea, iç kulakta bulunan bezelye tanesi kadar küçük ve spiral şekilli bir yapıdır. Sesleri mekanik titreşimlerden sinyallere dönüştürmekle sorumludur. Dönüştürdüğü bu sinyaller, işitme siniri aracılığıyla beyne iletilir. Bu işlemi gerçekleştiren, kokleadaki özel algılayıcı hücrelerdir (tüy hücreler).

PPİ ilaçlar nitrik oksit sentezini azaltarak, homosistein düzeylerini yükselterek, oksidatif stresi artırarak ve/veya pıhtılaşmaya eğilimi artırarak koklear kan akımını etkileyerek iç kulak patolojilerine, işitme kaybına ve baş dönmesine zemin hazırlayabilir. 

PPI ilaçların etkisi vücuttaki diğer proton pompalarına da olur ve bu pompaları (muslukları) kapatırlar. Buna bağlı olarak koklea’yı etkilemeleri ile Kulak çınlaması, baş dönmesi, denge kaybı, işitme kaybı oluşur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

🔶🔶 Demans, Hafıza kaybı, Depresyon: Lansoprazol ve omeprazol’ün %15 civarında kan beyin bariyerini geçtiği yapılan çalışmalarla tespit edilmiş durumda. Beyinde de proton pompaları var. Peki bunun sonucu ne olur ?

Beynin içerisinde sinaptik veziküllerde bulunan proton pompaları nörotransmiterlerin veziküllerin içerisine depolanmasında görev alır. Serotonin, Dopamin gibi norotransmitterlerin depolanmasını bozmak demek depresyon demektir.

PPİ ilaçlar beyinde tau ve amiloid beta kaynaklı nörotoksisiteyi artırır. Bunu vakuol pompalarının işlevlerini bozarak amiloid beta plaklarının temizlenmesini engelleyerek ve tau fosforilasyonunu artırarak yaparlar.

Yapılan çalışmalarda en çok lansoprazole bağlı olarak amiloid beta oluşumu görülür. Demans da amiloid beta oluşumu ile gelişir.

PPI ilaçların etkisi beyindeki proton pompalarına da olur ve bu pompaları (muslukları) kapatırlar. Buna bağlı olarak Seratonin ve Dopamin depolanması bozulur. Depresyon, Demans, Hafıza kaybı gelişir.

Sonuç Olarak Tüm Bu Bilgilerin Eşliğinde;

  • Her seferinde hekiminiz gerek görmeden PPİ kullanılmamalıdır.
  • Çok zorunlu olmadıkça PPI ilaç kullanılmamalı
  • Kullanılacaksa süresi 3 haftayı geçmemelidir.
  • Mide asidini illede azaltmak gerekiyorsa H2 Reseptör Antagonisti ilaç ve Anti-asit ilaçlar tercih edilmelidir.

Mide Asidini Azaltmak İçin Bitkisel Tavsiyelerim

  • Ebe gümeci,
  • Kudret Narı (Özellikle zeytinyağının içinde bekleterek)
  • Karanfil tozu,
  • Papatya,
  • Hatmi çiçeği gibi

Mide Asidini Azaltmak İçin Yardımcı İlaç Olarak Tavsiyelerim

  • N-Asetil Glukozamin
  • Magnezyum karbonat
  • Çinko L- Karnozin

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla

Hangi vitamin hangisi ile kullanılmaz ?

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

DEMİR – KALSİYUM beraber alınmaz.

Kalsiyum demiri engeller.

Ayrıca gıdalardaki kalsiyum ve fitatlar da engeller.

Bu sebeple Demir ilacı / demir preparatları ile yemek arasında 4-5 saat olmalı. (Tercihen gece yatmadan aç alınmalı. Akşam 20.00 de son öğünden 4 saat sonra gece 24.00 de. Böylece sabaha kadar da yeme içme olmadığı için tam emilme olur.)

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

ÇİNKO-BAKIR beraber alınmaz.

Her ikiside aynı reseptöre bağlanır ve bakır baskın gelerek çinkoyu engeller.

Bakır aynı zamanda şampuanlarda çok kullanılan B5 (pantotenik asit) vitamini de engeller.

Maalesef sadece ikisinin bir arada olduğu tablet bile var. Alırken dikkat edin.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

SELENYUM ve BAKIR bir arada kullanmaz.

Selenyum engellenir. C vitamini selenyum etkisini artırır..

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

MİDE İLAÇLARI ile Demir, Çinko, Magnezyum, B12 arasında 5 (beş) saat fark olmalı.

Bunların emilimi için mide asiti gerekli, eğer mide ilacı (PPI, ANTİ-ASİT, H2 antagonisti) kullanıyorsanız vücudunuzda bu vitamin ve mineraller eksilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

METFORMİN ➖ B12 beraber alınmaz.

METFORMİN içeren Diyabet /obezite ilaçları B12 emilimini NET ENGELLER

Metformin Bağırsak duvarında (+,-) yönünü değiştirir ve B12 bağırsağa giremez.

METFORMİN kullanımından 8 saat sonra B12 kullanmak gerekir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

EUTHYROX – LEVITRON ve DEMİR beraber alınmaz.

Levotiroksin içeren hipertiroidi ilaçları ile DEMİR beraber kullanılmaz..

Ama bu kez Demir degil tiroit ilaçlarının emilimi engellenir

Sadece demir değil MİDE İLAÇLARI DA hipertiroidi ilaçlarını engeller.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

ASPİRİNVitamin E, Omega-3, Vitamin K1 ile beraber kullanılmaz.

Vitamin E ve Omega-3 aspirin etkisini artırır, damarlarda sızıntıya neden olabilir. Aspirinle aralarında 7-8 saat fark olmalıdır.

Aspirin K1’in etkisini nötralize eder, K1 bir işe yaramaz, beraber kullanılmazlar.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

E vitamini / Omega-3 ve K vitamini beraber alınmaz

E vitamini ve Omega-3 kanı sulandırırken K vitaminin pıhtılaştırma özelliğini engeller.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

B12, D vitamini, B9, B6, C vitaminleri GECE ALINMAZ.

D vitamini melatonini engelleyerek uykusuzluk yapar. Diğerleri ise enerji metabolizmasına katılarak uykusuzluk yapar.

Yatma saati ile D vitamini arasında 12, diğerleri ile 5 saat fark olmalıdır.

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla