Gözlerimiz cildimizle birlikte gün (güneş) ışığına direk ve dolaylı (yansıyan) maruz kalan organlarımızdır.

Güneş ışınları: %50 kızılötesi ışık, %40 görünür ışık ve %10 morötesi ışıktan oluşur.

Yeryüzüne ulaşan güneş ışınların sadece %5 ini ultraviyole (morötesi) ışınları (Kısaca UV ışınları) oluşturmaktadır. %95 UVA, %5 UVB ışınlarından oluşmaktadır.

Güneşin Ultraviyale Işınları

Güneşin Ultraviyale ışınları 3 çeşittir:

  1. UV A Cildin derinlerine işler ve cilde zarar verebilir.
  2. UV B nın büyük bölümü ozon tabakası, su buharı, oksijen ve karbondioksit tarafından emilir. Güneş yanığının sebebidir. Cilt kanserine yol açabilir.
  3. UV C nin tamamı ozon tabakası, su buharı, oksijen ve karbondioksit tarafından emilir

Gözlerin, yapay, non-ionize ve elektromanyetik radyasyona verdiği cevaba foto-sensitivite (ışık duyarlılığı) diyoruz.


Göz, 280-1400 nm arasındaki ve çevremizde normal olarak bulunan non-ionize radyasyona karşı özellikle duyarlıdır.

Normalde göz merceği, kornea, vitreus (göz boşluğunu dolduran jel) görünen spektrumdaki ışığı tümüyle geçirdiğinden, bunlarda ışık hasarı olmaz. Fakat gözün bu bölümleri ışığı absorbe ederler ve esas hasar bu dokularda özellikle toplanan, kısa dalga boylu ve yüksek enerjili UVB (290-320 nm) ışınlarından olur.

UV ışınlarının karsinojenik etkisi 290-400 nm dalga boylarında ortaya çıkmaktadır.

Edinburg Üniversitesinden Dermatolog Dr. Richard Weller güneş gözlüklerinin gündüz saatlerinde beynin gece algısına neden olduğunu vücudumuzun melatonin ve seratonin salgısını azalttığını gözlemlemiştir.

Melanin, dokuların içindeki yarı iletken proteinleri çalıştırmak ve elektronlar oluşturmak için ışığın tüm frekanslarını emen bir pigmenttir. Hücreler, ışık üretir ve melanin emiliminin nerede olduğunu gösterir.

Gün aydınlandığında güneşten yayılan belirli dalga boylarındaki ışık huzmeleri göz kapaklarının açılması le birlikte gözün içine girer.

Gün şığı epifizi besler ve beyne havanın güneşli olduğunu bildirir.

Epifiz bezi, insan beyninin ortasında yer alan ve pineal bez olarak da adlandırılan küçük bir endokrin bezidir. Melatonin, seratonin başta olmak üzere bir çok hormon salgılar.

Güneşli bir günde Melatonin bir çok canlıda örneğin kurbağalar, bazı balıklarda hızlı renk değişikliği için çok gereklidir.

İnsanda Melatonin etkisi bu kadar kuvvetli olmasa da melanogenesis’te (pigment oluşumu) rol aldığı düşünülmektedir.

Pro-opiomelanokortin (POMc) proteini aktivasyonu gün ışığı ile ilişkili olup merkezi melanokortin sisteminin bir parçasıdır.

Melanokortin sistemi, hem beslenme davranışlarında hem de enerji harcamasında ayrıca cilt ve saç gibi çevresel dokularda enerji dengesinin kritik bir düzenleyicisidir.

Güneşi gereğince almamaktan (Güneş gözlüğü kullanımı) kaynaklı mavi ışığa maruziyet, gözde oksijen azalmasına yol açar. Bu da mitokondriyi etkileyen faktörlerden biri olur.

Retina üzerinde olağandışı derecede kan damarlarının üremesi (retinal proliferasyon), retinal incelme ve katarakt da ortaya çıkabilecek durumlar arasındadır.

Zira, göz dokularında daha fazla çözünmüş oksijen ihtiyacı oluşur ve bu da görme bozukluklarını beraberinde getirir.

Güneş ışığı (UV ışığı) eksikliğine bağlı dokularda melanin azalır. Bu da retina proteinlerine zarar verdiği kalıcı fotoreseptör hasarına neden olur. 

Sabah güneşin doğması ile arada cam olmadan (Güneş gözlüğü) retinaya gelen doğal gün ışığı, gözlerin arkasındaki hipofiz bezini aktivite eder. Aşağıda Hipofiz bezinin arka lobunun ve ön lobunun kontrol ettiği hormon salgılayan organ ve bezler görülmektedir.

Gün ışığı Tiroid bezinin uyarılmasını sağlayan hormonlara etki eder. Kadınlarda yumurtalığa, erkeklerde folikül uyarıcı hormonunu uyararak sperm üretimini sağlar. Yine gün ışığı etkisi ile Prolaktin hormonu kadınlarda meme bezlerini süt salınımı için uyarır.

  • Östrojen steroid hormonu
  • Dopamin
  • Adrenalin
  • Serotonin (mutluluk hormonu)
  • Melatonin

Doğal gün ışığından etkilenen diğer hormonlardır. 

Güneşli bir günde neden çoğumuz mutlu oluruz?

Seratonin yüzünden!!

Güneş ışığı (UV ışığı) eksikliğine (Güneş gözlüğü kullanımı) bağlı dokularda melanin azalır. Bu da retina proteinlerine zarar verdiği kalıcı fotoreseptör hasarına neden olur. 

Güneş gözlüğü takmak epifiz bezini aç bırakır ve beynin havanın bulutlu olduğunu düşünmesini sağlar, bu da cildin güneşe maruz kalmaya hazırlanmasını engeller. Dr. Weller’in teorisi ispatlanamadı lakin çürütülemedi de.

Sonuç olarak; Cildimizin olduğu gibi gözlerimizin de güneş ışığı vasıtası ile hormonal sistemimizin dengesinde etkin bir rol oynadığını ve güneş gözlüğü ie bu dengenin bozulabileceğini düşünmemiz gerekiyor.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ UV Işığının Cilt Üzerinden Beyne ve Endokrin Sistemine Nasıl Etki Ettiği ve Nedeni https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5905393/

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.