Pembe Göz

Çalışanlarda o kadar sıklıkla görüyorum ki..

Tekstil tozları, inşaat tozları, kirli elle göz ve çevresine dokunulması – kaşınması ve benzeri bir çok sebeple oluşan bu durum çalışanlarımızın yaşam ve çalışma konforlarının bozumasına sebep oluyor.

Peki niye Pembe Göz diyoruz?

Gözde meydana gelen iltihaplanmaların çoğu gözün beyaz kısmındaki (göz kapağını kaplayan ve gözün beyazını örten zar)  kan damarlarının genişlemesi sebebiyle pembe bir renk oluşur. Genel olarak bakteri veya virüs enfeksiyonlarının neden olduğu bu durumun tıbbi teşhis adı konjonktivit‘ tir. (Pembe Göz)

Pembe gözün en şiddetli formlarından biri, adenovirüsün (bazı suşları ile görülür) enfeksiyonlarında görülür.

KonjonktivitPembe Göz, gözden akan mikroplu salgılarla temas yoluyla da yayılır.

Keratokonjonktivit, aynı anda hem korneanızın hem de konjonktivanızın iltihaplanmasını içeren bir göz rahatsızlığıdır.

İnklüzyon konjonktiviti (Chlamydia trachomatis isimli bakteriler neden olur) veya bel soğukluğuna (Neisseria gonorrhoeae isimli bakteriler neden olur) bağlı konjonktiviti (Pembe Göz) olan kişilerde sıklıkla penis veya vajinadan akıntı ve idrar yaparken yanma gibi genital enfeksiyon belirtileri görülür. Her ikisinde de ağızdan antibiyotik tedavisi de verilir. Tedavi edilmezlerse aylarca sürebilirler.

Göz veya gözler mikrop kaptığında, konjonktiva pembeleşir ve gözde akıntı başlar. Akıntı, sebebi ile sabah göz kapakların açılmasını zorlaştıracak kadar yapışkanlık ve kabuklanma görülebilir. Gözler açıldıktan sonra görmenin bulanıklaşmasına da neden olabilir. Gözler kırpıldığında akıntı göz sıvısı ile giderilir ve görüş iyileşir.

En sık görülen konjonktivitler viral ve bakteriyeldir. Aralarında farklar mevcuttur. Fakat bazen birbirleri ie karıştırılacak kadar benzer de olabilirler.

Viral ve Bakteriyel Konjonktivit (Pembe Göz) Arasındaki Farklar

  • Viral’ de göz akıntısı daha sulu iken, bakteriyel’ de daha koyu beyaz, yeşil veya sarı renktedir.
  • Kişide Üst solunum yolu enfeksiyonu varsa viral konjonktivit olma olasılığı yüksektir.
  • Viral’ de kulağın önündeki lenf bezi şişebilir ve ağrıyabilir, bakteriyel’ de genel olarak görülmez.
  • Bakteriyel’ de akıntı için göz kapağını yıkamak ve genellikle sert, kuru salgıları gidermek için ılık, ıslak bez kompresleri uygulanır.
  • Bakteriyel’ de enfeksiyonun tedavisi için antibiyotik göz damlaları veya merhemler 7 ila 10 gün uygulanır.
  • Şiddetli viral konjonktivitte, bulanık görme ve ışığa karşı hassasiyet önemli günlük aktiviteleri etkiliyorsa, kortikosteroid göz damlaları faydalı olabilir.
  • Viral’ de semptomlarını (şişlik ve rahatsızlık) azaltmak için soğuk kompresler uygulanır.
  • Her ikisinde de enfeksiyonun yayılmasını önlemek için el hijyeni ve benzer önlemler sağlanmalıdır.

Kornea enfekte olduğunda ki bu durumda konjonktivit (Pembe Göz) değil keratokonjonktivit adı verilir, görme bulanıklaşır lakin göz kırpmayla iyileşmez. Bazı durumlarda gözde tahriş hissi olur ve parlak ışık rahatsızlık verir. Çok nadiren, enfeksiyon ciddi olduğu için konjonktivada yara izi kamasına neden olan uzun vadeli görme güçlüklerine yol açar.

Keratokonjonktivit, (Pembe Göz) bazen salgın şeklinde de görülmektedir. Daha ziyade okularda ve işyerlerinde görülür. Sıkı temasın çok ve hijyenin az olduğu yer – zamanlarda sagın yapar.

Salgın keratokonjonktivitinde gözlerde kum veya çakıl varmış gibi hissetme ve parlak ışığa maruz kalındığında gözde ağrı şikayetleri görülür. Konjonktiva korneanın etrafında şişebilir ve çıkıntı yaparaka takılma – rahatsızlık hissi verir. Birçok kişide etkilenen gözün olduğu taraftaki kulağın ön kısmındaki lenf düğümünde şişme görülür. 1 ila 3 hafta civarı sürer.

Konjontivitin (Pembe Göz) etkeni ne olursa olsun, kişinin işyerinde ve evinde ayrı havlu, lif ve yatak takımı, kullanması, el hijyenine dikkat etmesi temas içinde olduğu diğer kişilere yayılmayı en aza indirmeye yardımcı olur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Konjonktivit https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK541034/

⭐️⭐️ Konjonktivit https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31082078/

⭐️⭐️ Konjonktivit: Sistematik Bir İnceleme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32864068/

⭐️⭐️ Konjonktivit: Tanı ve tedavinin sistematik bir incelemesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24150468/

⭐️⭐️ Akut Enfeksiyöz Konjonktivitli Bu Hastada Bakteriyel Enfeksiyon Var mı?: Rasyonel Klinik Muayene Sistematik İncelemesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/35699701/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Uzun Yaşamın Sırrı Bakterilerde mi?

Uzun bir ömür bir çoğumuzun hayali olsa gerek…

Hele hele 100 yaşını aşmış ve oldukça dinç insanları görünce heveslenmemek de mümkün değil..

100 yaşını geçmek demişken bahsedilmesi gereken önemli bir araştırma sonucu var;

Nature tıp dergisinde, Japonya’ da yapılan bir araştırma100 seneden fazla yaşayanların bağırsaklarında belirli safra asitlerini üreten bakterilerin daha fazla bulunduğu tespit edildi.” makale başlığı ile yayınlandı.

Araştırmada;

  1. grup yaşları 100’ ün üzerinde olanlar
  2. grup yaşları 85 civarıda olanlar
  3. grup yaşları 30 yaş civarında olanlar incelemeye alınndılar.

Bu üç grupta yer alan insanların dışkılarındaki mikrobiyomu inceliyorlar.

Diğer iki gruptakilerle karşılaştırıldığında yaşları 100’ ün üzerinde olanların dışkılarının Odoribacteraceae türü bakterilerden zengin oldukları görüldü.

Odoribacteraceae türü bakteriler sekonder safra asitleriNİN litokolik asitin (LCA) çeşitli izoformları 

  • iso-,
  • 3-oxo-,
  • allo-,
  • 3-oxoallo-
  • isoallolithocholic acid —- Üretmektedirler

Yapılan araştırmada; IsoalloLCA’ nın, Clostridioides difficile ve Enterococcus faecium dahil olmak üzere Gram pozitif (Lakin Gram negatif değil) patojenlere karşı güçlü antimikrobiyal etki gösterdikleri de tespit edildi.

Araştırmacılar, uzun yaşamanın (100 yılı aşamanın) kronik enflamasyonu baskılayan enfeksiyonlara dirençli bakteriler sayesinde olabileceğini öngörüyorlar.

Başlık her ne kadar ilgi çekse de halen tamamına vakıf olamadığımız insan mucizesinin yaşam süresini tekil bir basitliğe indirgemek de doğru değil…

Yine de bu araştırmanın bize hatırlattığı önemli üç konu var

Bağırsaklarımızın sağlığımız için önemli olduğu

Enflamasyonun sağlığımız için zararlı olduğu

Bilim insanı da olsa uzun yaşam arzusunun tükenmediği

Sizin de uzun yaşamak gibi bir niyetiniz varsa, doğal yaşamı kucaklamanızı, gıdanın da suyun da insanın da yapay olanlarından uzak durmanızı tavsiye ediyorum.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Yüz yaşını geçmiş kişilerin mikrobiyomunda yeni safra asidi biyosentetik yolları zenginleştiriliyor https://www.nature.com/articles/s41586-021-03832-5https://www.nature.com/articles/s41586-021-03832-5

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

El Yıkamak Egzema Yapar mı?

Sağlıklı iseniz, derinizde – cildinizde bulunan Roseomonas mucosa isimli bakterinin varlığı ile korunuyorsunuz demektir.

Cildimi bir bakteri mi koruyor?” diyorsunuz değil mi?

Evet…

Barsaklarınızda olduğu gibi cildinizi de koruyan ”mikrobiyata” var.

Ve siz sadece evhamlarınız sebebiyle olur olmaz kimyasallar ile ellerinizi belki de gün içinde defalarca yıkayarak kendi yararlı mikrobiyatanızı öldürüyorsunuz.

Cilt mikrobiyotası, derinin yüzeyinde ve altında bulunan çeşitli mikroorganizmaların toplamına verilen isimdir. Bu mikroorganizmalar arasında bakteriler, mantarlar, virüsler ve diğer mikroskobik canlılar bulunur. Cilt mikrobiyotası, cildin doğal ekosistemini oluşturur ve sağlıklı bir cilt için önemli bir rol oynar.

Mayıs 2018 de The Journel of Clinical İnvestigation da yayınlanan bir araştırmada;

Sağlıklı insanların derilerinde bulunan bakterilerin egzama (atopik dermatit) tedavisinde işe yarayabilecekleri belirlendi.

İnsan vücudunun temel kendini koruma prensiplerine bağırsaklarda, deride ve vücudun her yerinde yaşadığı anlaşılan trilyonlarca bakterinin (mikrobiyota) birçok hastalığa karşı korunma sağladığı hatta şimdi de iyileşmesini sağlamada ilaçlardan daha etkili olabileceklerine dair yeni bir delil daha elde edilmiş oldu.

Araştırmada,

Egzama hastalığı olmayan kişilerin derilerinde doğal olarak bulunan Roseomonas mucosa isimli bakteri izole edildi.

egzema rahatsızlığı bulunan 10 erişkinin ve 5 çocuğun derisine aktarıldı.

Roseomonas mucosa isimli bakteri bulunan sıvı, egzema rahatsızlığı bulunan 10 erişkinin dirseklerinin iç bölümüne ve vücutlarının egzama bulunan yerlerine haftada 2 gün, 6 hafta süreyle püskürtüldü.

10 Erişkin egzama tedavilerine de devam ettiler.

5 çocukta da benzer tedavi uygulandı. Rutin egzema tedavilerine de devam ettiler.Farklılık olarak uygulanan (Roseomonas mucosa) doz iki günde bir artırıldı ve tedavi süresi 4 hafta oldu.

10 Erişkin ve 5 çocuğun 2. hafta takipleri sırasında egzemalarının azalmaya başladığı ve tedavide kullanılan kortizonlu kremlere ihtiyaçlarının kalmadığı görüldü. Bu süreçte hem erişkinlerde hem de çocuklarda herhangi bir yan etki görülmedi.

Araştırmanın sonucu: 10 erişkinden 6’sında ve 5 çocuğun 4’ünde egzama belirtilerinde yüzde 50’ den fazla azalma olduğu tespit edildi.

Araştırmada elde edilen diğer bir sonuç: Paraben kimyasalının Roseomonas mucosa bakterisinin üremesini baskıladığı ortaya çıktı.

Birçok kozmetik ve kişisel bakım ürününün (içeriğinde yer alan paraben sebebiyle) cildin koruyucusu olan ve sağlıklı kalmasını sağlayan yararlı bir bakteriyi yok ederek sağlığa zarar verdiği anlamına geliyor.

Atopik dermatit veya egzama kronik enflamatuar bir deri hastalığıdır. Kişinin hayat kalitesini düşürür.

Atopik dermatit veya egzamalı çocukların ileri yaşlarda astım, saman nezlesi ve gıda alerjisine yakalanma riski daha yüksektir.

Egzema ile birlikte derinin yapısında ve fonksiyonlarında farklılaşma oluşur. Bu süreç derinin enfeksiyonlara özellikle de Staphylococcus aureus bakterisine bağlı enfeksiyonlara hassas hale getirir.

Staphylococcus aureus bakterisi egzamayı şiddetlendirmektedir. Lakin sistemik veya lo

kal kullanılan antibiyotikler tedavide yararlı olmamaktadır.

İyi bakterilerin cildimiz üzerindeki etkileri

1.      Cildin pH dengesini korumaya yardımcı olur.

2.      Cildin erken yaşlanma belirtilerini azaltmada etkilidir.

3.      Cilt bariyerinin güçlenmesine katkıda bulunur.

4.      Sivilce, akne, egzama gibi cilt sorunlarıyla mücadelede etkili olur.

5.      Cildin nem dengesini korumaya yardımcı olur.

Sonuç Olarak

El yıkamadan önce bir kez daha ”gerekli mi” diye düşünmek gerektiğini

Doğa ile barışık yaşamanın her canlının varolmasının bir nedeni olduğunu

Virüs – mikrop korkusu ile kullanılan el dezenfektanlarının neye sebep olduğunu

Öğrenmiş oldunuz

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Atopik dermatit için Roseomonas mukozası ile insanda ilk topikal mikrobiyom nakli https://insight.jci.org/articles/view/120608

⭐️⭐️ Cilt mikrobiyomu https://www.nature.com/articles/d41586-020-03523-7

⭐️⭐️ İnsan Deri Mikrobiyomunda Akne ile İlişkili Propionibacterium acnes Suşu Popülasyonları https://www.jidonline.org/article/S0022-202X(15)36405-8/fulltext

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Pre – Pro / Biyotik Hatalar

Sağlıklı yaşam.. Doğal yaşam…

Popüler kelimelerle sörf yaparak yaşayan, herkese ev yapımı yoğurt – kefir – turşu vb gibi tavsiyeler veren sağlıklı yaşam eğitmeni doldu çevreniz.

ProbiyotikPrebiyotik tavsiyelerini devamlı dinliyorsunuz da ne olduklarını biliyor musunuz?

Bağırsak sağlığınız için probiyotikli gıdaları bol bol tüketin.” çok duyuyorsunuz değil mi?

Bağırsak sağlığınız için prebiyotikli gıdaları bol bol tüketin.”

haydaaa pro mu? pre mi?

Hangisi daha önemli?

Yoksa ikisi de aynı şey mi?

Kafalar karışık mı yoksa? Yada ben …. ya güveniyorum o ne derse yerim yeme demez ise yemem diyerek kafa yormayanlardan mısınız?

ProbiyotikPrebiyotik gıdaların yararları kadar zararlarını da biliyor musunuz?

Bilmiyorsanız devam edebilirsiniz…

Bağırsağınızın mikrobiyotası bozuk olsun yani bağırsaklarınızda yararlı ve zararlı bakteri dengesi bozulmuş, zararlı bakteriler yararlılardan daha fazla..

Bağırsağınızda yararlı bakterilerle zararlı bakterilerin savaşı siz ölüp çürümeye başlayana kadar devam eder. Hele da sağ olduğunuz dönemde çok daha yoğundur. Öncelikli olarak birbirlerini parçalar ve besin olarak kullanırlar. Pek tabi ki yediğiniz gıdalar yararlı bakterileri beslediği gibi zararlı olanları da besler.

Örnek olarak akvaryumunuzda beyaz renkli balıkların 3-4 katı siyah renkli balıklardan olsun. Siz beyazları beslemek amacı ile ortaya yem atıyorsunuz.

Tabi ki daha kalabalık oldukları için sizin attığınız yemin çoğunu siyah balıklar yiyor.

Akvaryuma attığımız bu yemler gibidir Pre- Biyotik de.

Bağırsaklarınızda zararlı bakteriler ne kadar fazla ise alınan gıdalardan o kadar fazla pay alırlar.

Pre-biyotik, vücudun sindiremediği karbonhidratlar olup bağırsaklardaki mikroorganizmalar tarafından parçalandığında sağlıklı bakteriler için kısa zincirli yağ asitleri, kolon hücrelerine enerji sağlamak, mukus üretimine yardımcı olmak, iltihaplanmayı gidermek ve bağışıklığa yardımcı olmak gibi faydaları mevcuttur.

Pre- Biyotik Örnekleri

  • Yeşil yapraklı sebzeler
  • Soğan (Sülfürlü gıda)
  • Sarımsak (Sülfürlü gıda)
  • Pırasa (Sülfürlü gıda)
  • Yulaf ve arpa (kepekli)
  • Keten tohumu
  • Bazı baklagiller
  • Kuşkonmaz
  • Domates
  • Yerelması
  • Enginar
  • Lifli gıdaların sindirilemeyen kısımları

Probiyotikler de barsaklarda parçalandığında prebiyotikler (besin) ortaya çıkar. Pek tabi ki zararlı bakteriler bunlardan da beslenir. Yararlı bakterilerden ne kadar fazla ise besinlerden o derece pay alırlar beslenir ve çoğalırlar.

Hekim olarak çok yaygın olarak gördüğüm;

Bağırsağınızın düzeni zararlı bakteriler sebebi ile bozulmuş ve geçirgenliği artmış, kötü beslendiğiniz için kalın bağırsağınızda bütirik asit yok bu sebeple iç yüzey tabakası yeterli fonksiyonda değil.

Siz de çok bilmişlerden aldığınız tavsiyelerle bol bol probiyotikli gıda alıyorsunuz.

Ne güzel…

Yediğiniz probiyotikli gıdaları çoğunlukta olan kötü bakteriler tarafından parçalanıp beslenme ve üreme için kullanılıyor.

Siz de ortalık söylenip duruyorsunuz; ”O kadar probiyotik işe yaramadı üstüne daha da kötü hissediyorum” diyerek.

Çok bilmişlerden yeni tavsiyeler almayı da ihmal etmiyorsunuz..

Hekimlere de ilaç yazdırmaya gidiyorsunuz..

Herkes ektiğini biçer..

Prebiyotikler

Kısaca barsak bakterilerinin besinleri diyebiliriz. Yararlı bakteriler prebiyotiklerden K Vitamini de üretir.

En önemli üretimleri ise kısa zincirli yağ asitleridir.

Kısa zincirli yağ asitleri bağırsak duvarının onarılması için elzemdir ve bu sebeple çok önemlidir.

Prebiyotiklerin ve probiyotiklerin bu faydaları gösterebilmesi için zararlı bakteriler yararlı bakterilerden az olmalı ve bağırsağın geçirgenliği azalmalıdır.

Buradan çıkarılacak sonuç;

Probiyotik – prebiyotik kullanımı ile fayda elde edebilmek için ilk olarak bağırsakların zararı bakterilerden temizlenmesi bu vesilee ile bağırsak duvarının geçirgenliğinin azalması gerekir.

Aksi takdirde sorunlarınızı (zararlı bakterileri) beslemiş olursunuz.

Probiyotik Kullanmadan Önce Yapılması Gerekenler
  1. Aktif karbon, bentonit kil gibi toksinleri temizleyen bağlayıcılarla bağırsak temizlenecek
  2. Diyet yapılacak mesela; süt ve süt ürünleri, şeker kesilecek ilk olarak kesilecek.
  3. Kısa zincirli yağlar (hindistan cevizi yağı, tereyağı, sade yağ) tüketilecek.
  4. Gece aç yatılacak ( Bağırsaklar gece onarılır)
  5. Gluten, Histamin, Kazein, IGF-1, Laktoz içeren besinler ve bunları arttıran ilaçlar tüketilmeyecek.
  6. Mide koruyucu (özellikle PPİ lar ) hekim tarafından şart koşulmadıkça tüketilmeyecek

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Konunun Bilimsel Temellerini Okumak İsteyenler

⭐️⭐️ PROBİYOTİK / PRE-BİYOTİK https://tetkik.com.tr/2024/09/27/probiyotik-pre-biyotik/

⭐️⭐️ Probiyotiklerin, Prebiyotiklerin ve Sinbiyotiklerin İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5622781/

⭐️⭐️ Probiyotiklerin İnsan Sağlığındaki Rolü https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/36514580/

⭐️⭐️ Probiyotikler ve bağırsak sağlığı: Karaciğer hastalıklarına özel bir odaklanma https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC2811790/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla