Sizde Demir Eksikliği ve İş Gücü Kaybı Ön Belirti Testinizi Yapın – Kendinizi Kontrol Edin

Merhaba,

Bu anketi, kendi kendinizi değerlendirebilmeniz için hazırladım…

Son zamanlarda yorgun, halsiz veya odaklanmakta zorlanıyor hissediyorsanız, bunun altında yatan nedenlerden biri olan demir eksikliği (Anemi) ihtimalinizi değerlendirmek gerekir.

Anketin amacı sizi endişelendirmek değil; sadece erken uyarı işaretlerini fark ederek, sağlığınızı korumak ve hayatınızı daha konforlu sürdürebilmenize destek olmaktır. Vereceğiniz cevapları kendi kendinize değerlendirebileceksiniz..

Lütfen tüm soruları kendiniz için dürüstçe ve dikkatle yanıtlayın.

Erken fark edilen küçük sorunlar, büyük problemleri önler.

Sağlığınızı önemseyen Tetkik İş Sağlığı ve Güvenliği firmamız her daim sizlere hizmete devam edecektir.

Teşekkür ederiz.

Hazırsanız Başlayın

Kendinizi son 1 ayda nasıl hissettinizi düşünerek aşağıdaki soruları cevaplayınız…
Cevaplarınızı “Hiç”, “Ara sıra”, “Sık sık”, “Her zaman” şeklinde işaretleyiniz.

SoruHiç
(0 Puan)
Ara Sıra
(1 Puan)
Sık Sık
(2 Puan)
Her Zaman
(3 Puan)
Gün içinde kendimi halsiz, enerjisiz hissediyorum.
Sabahları dinlenmemiş şekilde uyanıyorum.
İşe odaklanmakta zorlanıyorum.
Gün içinde baş dönmesi ya da sersemlik hissi yaşıyorum.
Göğsümde çarpıntı veya ani nefes darlığı hissediyorum.
Yürürken veya hafif bir aktivite sırasında çabuk yoruluyorum.
Gün içinde sinirlilik veya tahammülsüzlük hissediyorum.
Tırnaklarım kolay kırılıyor veya kaşık gibi şekil alıyor.
Cildim normalden soluk görünüyor.
Dudak kenarlarımda sık sık çatlama ya da yara oluyor.
Dilimde yanma, acı veya pürüzsüzlük fark ettim.
Özellikle öğleden sonra ya da akşam saatlerinde uyuklama ihtiyacı hissediyorum.
İşleri zamanında tamamlama konusunda zorlanıyorum.
Sık sık üşüyorum veya ellerim, ayaklarım soğuk oluyor.
Baş ağrısı ya da başta ağırlık hissi yaşıyorum.
Unutkanlık, odak kaybı veya dalgınlık yaşıyorum.
Eskisine göre daha az iş yapabiliyorum.
Dinlensem bile yorgunluk hissim geçmiyor.
Yokuş veya merdiven çıkarken zorlanıyorum.
Son zamanlarda sakarlıklarım arttı, eşyaları düşürme gibi durumlar yaşıyorum.

Uygulama ve Değerlendirme Notları

Amaç: Bu anket tıbbi teşhis yerine erken iş gücü kaybı sinyallerini belirlemeyi amaçlar.

Verdiğiniz yanıtlara göre aşağıdaki puanlama ile değerlendiriebilirsiniz:

  • “Hiç” = 0 puan
  • “Ara Sıra” = 1 puan
  • “Sık Sık” = 2 puan
  • “Her Zaman” = 3 puan

Maksimum puan: 20 soru × 3 = 60 puan
Elde edilen puana göre risk seviyesi belirlenir:

Değerlendirme Tablosu ve Alınması Gereken Önemler (Verilere Dayalı Renk Kodlamalı Bölgeleme)

Toplam PuanRisk SeviyesiRenk KoduAçıklamaÖnlemler
0–15Düşük Risk🟢 YeşilTakip yeterliPeriyodik takip, bilgilendirme eğitimleri
16-30Orta Risk🟡 SarıÖnleyici kontrol gerekliHekim değerlendirmesi, yaşam tarzı önerileri
31-45Yüksek Risk🟠 TuruncuSağlık müdahalesi başlamalıTetkikler yapılmalı, gerekirse geçici görev düzenlemesi
46-60Kritik Risk🔴 KırmızıAcil sağlık ve İSG önlemleriHekim tedavisi, çalışma saatleri düzenlenmeli, iş kazası riski yüksek

Ankete zaman ayırarak sağlık farkındalığınıza katkı sağladığınız için kendinize teşekkür etmelisiniz.

Unutmayın, iş gücünüz kadar sağlığınız da değerlidir. Basit gibi görünen bazı belirtiler, zamanla performansınızı ve yaşam kalitenizi etkileyebilir. Bu nedenle, atılan her adım, hem bireysel sağlığınız hem de iş güvenliğiniz açısından büyük önem taşır.

Elde ettiğiniz bilgiler doğrultusunda puanınız 16 ve üzerinde ise işyeri sağlık biriminize, 30 ve daha yüksek olduğu takdirde en kısa – uygun zamanda sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.

Sağlıklı, enerjik ve güvenli bir çalışma yaşamı dileğiyle.

Anketin kişsel değerlendirmesini bitirdik.

🟢 🟢 🟢 🟢 🟢 🟢 🟢 🟢 🟢 🟢 🟢 🟢 🟢

Kurumsal Demir Eksikliği ve İş Gücü Kaybı Ön Belirti Taraması Anketi

Eğer bu anket bir firmanı tüm çalışanlarına uygulanırsa; değerlendirilmesi, bireysel yanıtların gizliliği korunarak yapılır.

Özellikle yoğun fiziksel ya da zihinsel çaba gerektiren iş ortamlarında, bu eksiklik çalışanların enerji düzeylerini, dikkat sürelerini ve genel motivasyonlarını düşürerek iş kazalarına, iş gücü kaybına ve performans azalmasına neden olabilir.

Bu bağlamda geliştirilen “Demir Eksikliği ve İş Gücü Kaybı Ön Belirti Taraması Anketi“, (Anemi) kurumsal sağlık yönetimi içinde son derece önemli bir ön tarama aracıdır.

Bu sınıflandırma yalnızca bireysel düzeyde değerlendirme yapmakla kalmaz; aynı zamanda genel iş gücü sağlığı açısından da bir Demir Eksikliği Risk Haritası (Anemi) çıkarılmasına olanak sağlar.

Demir Eksikliği ve İş Gücü Kaybı Taramasının Kurumsal Değerlendirmesi ve Risk Haritasının Katkıları

Demir Eksikliği Risk Haritası, (Anemi) çalışanın bulunduğu birim, yaş grubu, cinsiyet, vardiya yapısı gibi faktörlerle birlikte değerlendirildiğinde, işyeri yönetimi için önemli stratejik bilgiler sunar.

Örneğin belirli bir vardiyada ya da fiziksel efor gerektiren bölümlerde daha yüksek risk görülmesi, kurumun hedefli sağlık müdahale programları geliştirmesine yardımcı olur.

Demir Eksikliği Risk Haritası (Anemi) ayrıca işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları ve insan kaynakları departmanları tarafından erken önlem alınması gereken alanların belirlenmesinde yol gösterici olur.

Tespit Edilen Risklerin İş Sağlığına Etkileri – İş Gücü Kaybı

BaşlıkEtkisi
İş gücü kaybıGünlük üretkenlik düşer, vardiya verimi azalır
İş kazası riskiKonsantrasyon azalması ve halsizlik kaynaklı kaza ihtimali artar
Devamsızlık oranıHastalık izinleri artar
Performans ve dikkatMental bulanıklık ve dikkat dağınıklığı iş kalitesini etkiler
İşyeri moral ve motivasyonuSürekli yorgunluk moral kaybına yol açar

Önerilen Kurumsal Önlemler

Firmalar açısından değerlendirildiğinde ise bu tarz sistematik tarama ve değerlendirmeler, iş gücü kayıplarını önleme noktasında oldukça faydalıdır. Uzun süreli devamsızlıklar, ani performans düşüşleri ve sık tekrarlayan sağlık izinleri, çoğu zaman görünmeyen ama maliyeti yüksek sorunlardır.

Bu tür önleyici sağlık taramaları ile bu tür sorunların kaynakları erkenden tespit edilerek yönetilebilir hale gelir. Ayrıca, çalışanlarının sağlığını önemseyen bir kurum kültürü, işveren markasını güçlendirir, çalışan bağlılığını artırır ve personel devir hızını azaltır.

Bunun yanı sıra, iş sağlığı ve güvenliği (İSG) mevzuatları doğrultusunda proaktif sağlık izlemesi yapan firmalar, yasal uyumluluk açısından da daha sağlam bir zemine oturmuş olur.

Önlem GrubuAçıklama
Tıbbi Tetkik ve TaramaFerritin, tam kan sayımı, serum demir testleri ile yıllık tarama
Beslenme Desteği ve EğitimSağlıklı kantin politikası, demir emilimini destekleyen gıda eğitimi
İşyeri Hekimi DeğerlendirmesiRiskli gruplar için düzenli kontrol ve gerekiyorsa tıbbi yönlendirme
Görev ve Süreç AyarlamalarıYüksek riskli çalışanlara geçici görev veya vardiya düzenlemesi yapılmalı
Fiziksel Ortam İyileştirmesiİyi havalandırma, ergonomik düzenlemeler ile genel iyilik hali artırılır

Risk Haritasının Kurumsal Yararları

  • İş kazalarını önleyici veri tabanı oluşturur
  • İş gücü planlamasında sağlığa duyarlı yaklaşım sağlar
  • Çalışan memnuniyetini ve işe devam oranını artırır
  • İSG politikalarının bilimsel verilere dayalı hale gelmesini sağlar
  • İşyeri hekimi, İK ve yöneticiler için karar destek sistemine katkı sunar

Toplum düzeyinde ise bu tür uygulamaların yaygınlaştırılması, halk sağlığına doğrudan katkı sağlar. Demir eksikliği (Anemi) gibi yaygın ancak kolayca yönetilebilir sağlık problemlerinin iş yerleri eliyle erkenden tespit edilmesi, genel sağlık sisteminin üzerindeki yükü azaltır.

Erken teşhis edilen bireyler daha kısa sürede ve daha az masrafla sağlığına kavuşur. Ayrıca, sağlıklı bireylerin üretkenliği artar, aile ve sosyal çevrelerine olan katkıları olumlu yönde gelişir. Özellikle kadın çalışanlar arasında yaygın olan demir eksikliği (Anemi) , hem iş yaşamı hem de ev içi sorumluluklar açısından önemli bir denge unsuru oluşturur.

Sonuç olarak, “Demir Eksikliği ve İş Gücü Kaybı Ön Belirti Taraması Anketi” (Anemi) yalnızca bireysel bir sağlık formu değil; kurumsal strateji, önleyici tıp ve toplumsal refah arasında bir köprü görevi görmektedir. Bu tarz anketlerin sistematik olarak değerlendirilmesiyle elde edilen risk haritaları, yalnızca sağlığın değil, güvenliğin, verimliliğin ve sürdürülebilirliğin de temel taşı haline gelir.

Kurumlar, çalışanlarının sadece verimliliğini değil, yaşam kalitesini de önemsediklerini bu tür uygulamalarla göstermiş olur. Bu da modern, etik ve sürdürülebilir iş modellerinin olmazsa olmaz bir bileşenidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Anemi https://tetkik.com.tr/2025/04/22/21790/

⭐️⭐️ DEMİR https://tetkik.com.tr/2024/10/09/demir/

⭐️⭐️ Demir eksikliği https://ashpublications.org/blood/article/133/1/30/6613/Iron-deficiency

⭐️⭐️ Demir Eksikliği Anemisi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK448065/

⭐️⭐️ Kadınlarda demir eksikliği ve cinsel işlev bozukluğu https://academic.oup.com/smr/article/11/4/342/7222595

⭐️⭐️ Demir eksikliği anemisinin tedavisinde alternatif gün oral demir ile günlük oral demir: randomize kontrollü bir çalışma https://www.nature.com/articles/s41598-023-29034-9

⭐️⭐️ İşçi Beslenmesi, İş Kazaları ve Üretkenlik İlişkisinin İncelenmesi http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1093090

⭐️⭐️ Açıklanamayan aneminin, belirgin kanama olmaksızın demir eksikliği ile birlikte tanısı ve tedavisi. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25872536/

⭐️⭐️ Kronik Demir Eksikliği https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK560876/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Böbreklerinizin Sesine Kulak Verin

Organlarınıza kulak veriyor musunuz?

Muazzam dizayn edilmiş olan vücudunuzun her bir organı kendi dillerinde size seslenir. Özellikle yanlışlarında size ilk başlarda fısıldarken yanlışlara devam ettiğiniz takdirde zaman içerisinde haykırırlar. Ki o safhaya gelindiğinde diğer organlarınızdan da sesler gelmeye başlamıştır.

Peki siz organlarınıza kulak veriyor musunuz?

Tıp mı okudum ki bileyim

Olur mu öyle canım, daha neler” vb gibi pek çok farklı cevap – reaksiyon verdiğinize eminim.

Bir kısmınız keyfine/kafasına göre ilaç yazdırmayı biliyor..!!

Hatta; ilaç yazdırırken hiç eksik etmedikleri cümleler;

insan kendi kendinin doktoru olmalı

Ben kendimi biliyorum

Bana yarayan ilaçları biliyorum” demeyi de biliyorlar.

Lakin vücutlarının – organlarının seslerini dinlemeyi bilmiyorlar.

Merak edenler için;

Organlarınızın sesine nasıl kulak vereceğiniz konusuna böbreklerinizden başlayalım.

Eğer dikkatle okur ve biraz da pratik yaparsanız, böbrekleriniz sıkıntıda olduklarında ilk başta önemsiz ve normal görünebilen lakin noktaları birleştirmeye başladığınızda size nasıl seslendiğini hatta haykırıp ağladığını öğrenmiş olacaksınız.

Anemi

Anemi, doku ve hücrelere oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin sayıca veya fonksiyon olarak yeterli olmaması durumudur.

Böbrekler, kemik iliğinize kırmızı kan hücreleri üretmesini söyleyen eritropoietin adı verilen bir hormon üretir. Böbreklerinizde oluşan hasarlar eritropoietin üretimini ve dolayısı ile de kırmızı kan hücresi üretimini zayıflatır. Sonuç olarak böbreklerde gelişen hasarın büyüklüğü ve hızı ile orantılı olarak anemi gelişir. (Anemi gelişiminin farklı bir çok sebebi olduğu unutulmamalıdır.)

Anemi, doku ve hücrelere giden oksijenin azalması sebebi ile organlarda ve dolaysı ile de vücutta yorgunluk hali oluşturur.

Böbreklerinizin size seslenme yollarından biri anemi – yorgunluk gelişimidir.

Kronik Yorgunluk

Yorgunluk deyip geçmemelisiniz. ”İşyerinden olmuştur, okuldan olmuştur” bahaneleri ile kendinizi oyalamamalısınız. Sağlığınız söz konusu ise her zaman sebep sonuç ilişkisini net ortaya koymalısınız.

Neden yorgunum?

Böbreklerinizin doğal fonksiyonlarından biri de kanı filtreleyerek süzme ve temizleme işlevidir. Bu yolla kan içerisinde oluşan yıkım ürünlerini, kanda oransal artmış maddelerin azaltılması, kana karışmış yabancı maddelerin – kimyasal ve biyolojik atıkların, ilaçların vb gibi maddelerin idrar yolu ile atılmasını sağlar.

Böbreklerde gelişen hasarın büyüklüğü ve hızı ile orantılı olarak kanı filtreleyerek süzme ve temizleme işlevi de yavaşlar – azalır. Devamında kandan temizlenmesi gereken atık maddeler birikmeye başlar. (Böbreğin filtreleme süzme ve temizleme işlevinin azalmasının farklı bir çok sebebi olduğu unutulmamalıdır.)

Böbreklerinizde sorun olup da filtreleme süzme ve temizleme azaldığında kanınızdaki atık ürünlerini temizlemek için farklı metabolik yolları devreye sokarak çok daha fazla çalışması ve dolayısı ile daha fazla enerji harcaması gerekir.

Sonuç olarak bitmeyen – geçmeyen yorgunluğunuz varsa birçok sebebinin yanı sıra böbrekleriniz size sesleniyor olabilir.

Sürekli Üşüme

Burası soğuk mu yoksa tek ben miyim?” diyenlerden misiniz?

Çevrenizdekiler kısa kollarla rahatken siz titriyor musunuz? Üstünüze kat kat giymek ihtiyacı mı hissediyorsunuz?

Kansızlık ortaya çıktığında oksijen azlığı, ısı üretiminin azalmasına neden olur. Yine kanda atık madde birikimi ve dolayısı ile kanda sıvı dengesi bozulması yorguluk ile birlikte vücudun ısı dengesini de bozar. Böbreklerinizin işlevinin azalması – bozulması ile oluşan anemi ve kronik yorgunluk aynı zamanda termoregülasyon mekanizmasını – ısı dengelenmesini etkileyerek sürekli üşümeye sebep olur.

Çevrenizdekilerden farklı iseniz üşümeniz geçmiyor ise böbrekleriniz size sesleniyor olabilir.

Nefes Darlığı

Yaşınıza, genel kas formunuza göre merdiven çıkmanız, yol yürümeniz yavaşladı mı?

Biraz hareketlenince nefes nefese mi kalıyorsunuz?

Enfeksiyon ve benzer hastalıkları dışarıda bıraktığımızda; nefes darlığı, genel olarak akciğerlerde sıvı yoğunluğunun artması (sıvı yüklenmesi) veya anemiye – kansızlığa bağlı kandan yetersiz oksijen gelmesi ile gerçekleşir.

Her iki durum da önceki satırlarda açıkladığım sebep sonuç ilişkileri meydana gelir.

Nefes darlığı başladığında bir çok sağlık sorununun yanı sıra böbrekleriniz size sesleniyor olabilir.

Kuru ve Kaşıntılı Cilt

Cildin doğal görünümü ve sağlıklı kalmasını sağlayan başta su (vücut sıvı dengesi) olmak üzere vitamin mineral vb gibi bir çok yararlı maddenin yanı sıra kana karışan ve cilt için zararlı toksinler, kimyasallar vb gibi maddeler böbreklerde süzülerek idrar yolu ile atılırlar

Yararlı moleküllerin vücut – kan dengesinin kurulmasında zararlı maddelerin bertaraf edilmesi ve dışarı atılmasında etkin rol oynayan böbreklerde gelişen yetersizlikler – sorunlar hem kanda biriken yararlı ve zararlı moleküllerin olumsuz etkileri hem de ter yolu ile deriden atılımlarının artması sonucu ciltte görüntüsel ve sonrasında yapısal değişikliklere. sebep olurlar.

Su yani vücut sıvı dengesinin bozulması aynı zamanda asit-baz dengesinin de olumsuz etkilenmesi ile cilt bariyerlerini bozarak cilt yüzeyinde kurumaya dolayısı ile kaşıntılara sebep olur.

Cildinizde, kuru, pullu, kaşıntılı ve kolayca tahriş olan bir görünüm var ise losyonlarla kremlerle geçiştirmeyin. Unutmayın böbrekleriniz size sesleniyor olabilir.

Şişmiş Ayaklar

Ayaklarıma kara sular indi – iniyor” eskilerde sık duyduğum günümüzde pek rastlamadığım bir cümle. Ayakların şişmesini ve yorgunluğunu ifade ediyor.

Ayakların şişmesine sebep olan bir çok etken mevcut.

Lakin ayak bileklerinizde, elleriniz ve bacaklarınızda şişme oluyorsa sodyum (Na) dengesizliğinden (Na arttığında su çeker ve dolayısı ile çevresinde göllenme – ödem oluşur) kaynaklanan sıvı tutulumu söz konusu olabilir.

Böbrekleriniz sodyum (Na), Potasyum (K), Magnezyum (Mg) başta olmak üzere genel mineral dengesinde önemli bir rol oynar.

Sağlıklı böbrekler normalde fazla tuzu ve suyu dışarı atar, ancak zayıfladıklarında her şey dokularınızda toplanır ve sodyum, suyu bulunduğu yere doğru sürükler. Dolayısı ile özellikle ayaklarda şişmeler meydana gelir.

O sebeple el ve özellikle ayaklarınızda şişmeler oluyorsa böbrekleriniz size sesleniyor olabilir.

Şiş Gözler

Sabah uyandığınızda genellikle kısa sürede geçen göz kapaklarınızda hafif bir şişlikler görüsünüz. Bu normal bir durumdur. Çok uyumak yada az uyumak bu şişliği daha da belirginleştirebilir.

Eğer göz kapaklarınızdaki şişlikler düzelmiyor ise veya normalin ötesinde fazla şişme oluyorsa “Protein kaçağı” olabilir. Böbreklerinizin filtreleme gücü azaldığında yada kaybettiklerinde, kanınızdaki temel proteinler idrarınız yoluyla atılmaya başlar. Protein kaçağının gözle görülür bulgularından önemli bir tanesi göz kapaklarında şişliktir.

Göz kapaklarınızda şişmenin birçok farklı sebebi olabilir. Lakin başka bir sebep yok ise böbrekleriniz bu sefer size seslenmiyor net bir şekilde bağırıyor olabilir. Haberiniz olsun.

Kötü Nefes ve Metalik Tat

Vücudunuzun çalışması sırasında metabolizma bir çok farklı atık üretir. Pek tabi ki kanın içerisindeki fazlaya dair her maddenin atılımı için bir çok ana ve tali yollar vardır.

Atıklarınız kan dolaşımınızda birikmeye başladığında (üremi adı verilen bir durum), ağzınız fazla atıkların kaçış yollarından biri haline gelir. Bunun sonucu olarak da nefesiniz – ağzınız kötü kokmaya tat alma duyularınız sürekli bir metalik tatlar almaya başlar. En sevdiğiniz lezzetlerin bile tadı giderek azalır.

Tad alma kayb ve ağız kokusunun pek çok farklı sebebi olsa da böbrekleriniz size sesleniyor da olabilir.

İştahsızlık – Bulantı – Kusma

Sevdiğiniz gıdalara karşı ilginiz azalmış gennel olarak iştahsınız kesilmişse kanınızın içerisinde atıkların – toksinlerin miktarı artmış olabilir. Kandaki atıkların artması sindirim sisteminizi bozarak mide bulantısı ve kusmaya yol açabilir

Başka bir sebebi yok ve böbreklerinizden kayaklanıyorsa size haykırıyor demektir. Derhal hekiminize danışmalısınız.

Sık İdrara Çıkma

Başta çok sıvı tüketmek olmak üzere, idrar yolu enfeksiyonları veya prostat sorunları gibi pek çok başka sebep idrar çıkışını arttırır. Soğukta biraz fazla kalsanız bile idrar çıkışınız fazlalaşır. Buna rağmen sık idrara çıkma takip edilmesi gereken bir durumdur. Örneğin; Diyabet hastalığının ilk bulgularındandır.

Eğer sık idrara çıkıyorsanız özellikle kendinizi takip etmelisiniz.

Böbreklerinizde gelişmeye başlayan filtrasyon – süzme sorununun ilk bulgularından biri olabilir. O sebeple böbreğinizin sesine kulak verin.

Ağrılı İdrara Çıkma

İdrar yaparken yanma hissiniz mi var? Aynı zaman da ağrı da oluyor mu?

İdrar yollarınızda enfeksiyon veya iltihap olduğu anlamına gelebilir. Çok tipik bir durumdur. Hemen hepiniz biliyorsunuz. Lakin bilmediğiniz kafanıza göre kullandığınız antibiyotiklerin de böbreğinize zarar vereceği. O sebeple hekim kontrolü olmadan ilaç kullanmayın.

Böbreklerden gelen ve genel olarak dinlediğiniz bu sese daha fazla ihtimam gösterin..

Köpüklü veya Kanlı İdrar

Vücudunuzun bir yerinde kan varsa sorun da vardır. Kanın olması gereken yer damarlarınızın içidir. Dışı değil. İdrarınızda kan varsa idrar yollarınızda veya böbreklerinizde sorun vardır. Ya bir zedelenme sebebi ile yara bölgesinden akan kan yada böbreklerinizin hasarlı filtrelerinden geçen kırmızı kan hücreleri idrarınıza karışıyordur.

Bu durum böbreklerinizden kaynaklanıyor ise imdat çığlığıdır. Derhal hekiminize danışmalısınız.

İdrarınıza baktınız köpüklü. Bu durumun tek sorumlusu idrarınızda protein olmasıdır. İdrara protein karışması da böbreklerinizin hasarlı filtreleridir. Bu durum da böbreklerinizin seslenişi değil imdat çığlığıdır. Derhal hekiminize danışmalısınız.

Uyku Sorunu

Kanınızda toksin miktarı arttıkça beyin fonksiyonlarında farklılaşmalar ve dolayısı ile uyku süresinin kısalması, anksiyete, benlik kavramında değişme gibi sonuçlar görülür. Böbrek fonksiyonlarındaki azalma ile ilk meydana gelen uyku bozukluğu olup diğer bulgular ilerleyen süreçlerde ve hastalığın ağırlaştığı durumlarda ortaya çıkar.

Üremik hastalarda, derin uyku süreleri kısalmış ve toplam uyku süresi azalmıştır. BUN seviyelerindeki artış ile uyku bozukluğunun ciddiyeti arasında pozitif korelasyon vardır.

Uyku bozukluğunuz var ise böbrekleriniz kaynaklı olabileceği aklınızda olmalıdır. Böbrekleriniz haykırmasa da kuvvetli bir seslenişi olarak işitmelisiniz.

Konsantre Olma Zorluğu

Beyin fonksiyonlarının zihinsel işlevlerini yerine getirebilmesi için kandaki oksijenin yeterli ve sabit bir oranda devamlılığı önemlidir.

Yazının. başlarında bahsi geçen anemi gelişimi sebebi ile kırmızı kan hücreleri azaldığında taşıyabilecekleri oksijen de orantılı olarak azalır. Zihinsel bulanıklık aneminin ilerlemesi ile artarken unutkanlık, kafa karışıklığı ve odaklanma kaybı gibi sorunlar artarak devam eder.

Kolaycılığa kaçarak bu sorunların kaynağını strese bağlamak yerine böbreklerinizden gelen sesli bir uyarı olarak dikkate almalısınız.

Böbrek Taşları

Böbrek taşlarının birçok oluşum mekanizması mevcut olup hafiften kıvrandırıcı çok şiddetli ağrıya kadar değişen bulguları mevcuttur. İdrarda kan veya pembe görünüm en tipik etkilerindedir. Genelikle belirtiler şiddetli olduğu ve sizler tarafından bilindiği için böbreklerinizden gelen sese yanıt vermeyi biliyorsunuz. Sakın hekiminize danışmayı ihmal etmeyin.

Unutmayın

Böbrekleriniz belki bugüne kadar size hiç seslenmedi. Lakin bu sessizlik, sağlıklı oldukları anlamına gelmeyebilir. Sağlıklı yaşam alışkanlıklarına devam eder ve böbreğinizin sesini zamanında duyabilirseniz hayatınıza sağlıkla devam edebilirsiniz.

Unutmayın, bedeniniz sizinle konuşur — bazen sessizce, bazen de uyarılarla. Bu yazı böbreklerinizden gelen sesleri fark etmeniz ve önemsemeniz için bir çağrıdır. Böbreklerinizi ihmal etmeyin, çünkü onlar sizi ihmal etmiyor.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Obstrüktif Uyku Apnesi ve Böbrek Hastalığı: Olası Çift Yönlü Bir İlişki mi? https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4513269/

⭐️⭐️ Kronik Renal Yetmezlikli ve Böbrek Nakilli Hastalarda Uyku Bozukluğunun Araştırılması ve Bunun Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi https://jtsm.org/tr/makaleler/kronik-renal-yetmezlikli-ve-bobrek-nakilli-hastalarda-uyku-bozuklugunun-arastirilmasi-ve-bunun-yasam-kalitesi-uzerine-etkisi/doi/jtsm.02.004

⭐️⭐️ Fizyoloji, Böbrek https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK538339/

⭐️⭐️ Fizyoloji, Glomerüler Filtrasyon Hızı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29763208/

⭐️⭐️ Gebelikte Böbrek Fizyolojisi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4089195/

⭐️⭐️ Böbrekteki akuaporinler: fizyoloji ve patofizyoloji https://journals.physiology.org/doi/full/10.1152/ajprenal.00304.2019

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Anemi ve Pekmezin Gücü

“Yorgunluğun Sessiz Sesi – Anemi ve Pekmezin Gücü”

Hiç durduk yere başınız dönüyor mu?

Merdiven çıkarken sanki sırtınıza görünmeyen bir yük binmiş gibi mi hissediyorsunuz?

Sabahları yataktan kalkmak dünyanın en zor işi gibi mi geliyor?

Belki de aynaya baktığınızda solgun dudaklar, cansız bir yüz, gölgelenmiş bir bakış fark ediyorsunuzdur.

Bunlar, vücudunuzun içindeki görünmeyen bir sessizliğin – aneminin – size fısıldadığı sinyaller olabilir. Anemi, kanınızda yeterli miktarda sağlıklı kırmızı kan hücresi olmadığında ortaya çıkar. Bu kırmızı hücreler oksijen taşır; yani yaşamın nefesini organlara ulaştırır. Bu taşıma sisteminde bir aksama olduğunda ise vücut adeta oksijenle beslenmeyi bırakır.

Sonuç?

Sürekli bir yorgunluk, halsizlik ve hayattan keyif alamama hali.

Anemi Nedir?

Anemi, halk arasında kansızlık olarak bilinir. Ama aslında mesele, sadece kan miktarı değil, kanın kalitesiyle ilgilidir. En yaygın nedenlerinden biri, demir eksikliğidir. Demir, vücudun hemoglobin üretmesi için olmazsa olmaz bir mineraldir. Hemoglobin, oksijeni taşıyan kırmızı kan hücrelerinin yapı taşıdır. Eğer demir yoksa, bu taşıma trafiği aksar.

Ve işte tam bu noktada, “eski zamanların sihirli kara sıvısı” sahneye çıkar: Pekmez.

Pekmez Ne Zaman İçilmeli?

Pekmez sadece tatlı bir kahvaltılık değil; adeta bir doğal ilaçtır. Özellikle üzüm ve dut pekmezi, demir açısından oldukça zengin bir kaynaktır. Ancak dikkat! Pekmezi sadece yemek yetmez, doğru zamanda tüketmek gerekir.

İşte halk arasında pek bilinmeyen ama oldukça önemli bazı kurallar:

Aç karna içilirse faydası ikiye katlanır. Sabahları kahvaltıdan 15-30 dakika önce bir yemek kaşığı pekmez içmek, demirin emilimini artırır.

Süt veya yoğurtla birlikte tüketmeyin. Çünkü kalsiyum, demirin vücutta emilimini engeller. Pekmezi, süt ürünlerinden en az 1 saat önce ya da sonra alın.

C vitamini ile tüketin. Bir kaşık pekmezin yanına bir dilim portakal, birkaç damla limon, ya da bir adet kivi eklemek, demirin emilimini adeta turbo vitese alır.

Pekmezin Vücutta Yaptığı İş

Hayal edin; bir köy evi sobası gibisiniz. Ocağın içine odun atmazsanız, soba ısınmaz, evi ısıtmaz. Vücudunuzu da bu soba gibi düşünün. Demir eksikse, yani “odun” yoksa, enerji üretemezsiniz. Kaslarınız çalışmaz, beyniniz net düşünemez. Ve içinizdeki soba hep soğuk kalır. İşte pekmez, o eksik odunu yerine koyar.

Kimler Daha Fazla Risk Altındadır?

  • Adet dönemleri uzun ve yoğun geçen kadınlar
  • Hamileler
  • Çocuklar ve ergenlik çağındaki gençler
  • Vejetaryen beslenen bireyler
  • Sindirim sistemi sorunları olanlar (örneğin ülser, çölyak, gastrit)

Bu gruplar için anemi riski yüksektir ve düzenli olarak demir açısından zengin beslenmeleri gerekir. Pekmez, bu noktada en ulaşılabilir ve doğal çözümlerden biridir.

Pekmez Her Şeyin İlacı mı?

Hayır. Elbette tek başına mucize değildir.

Çünkü aneminin altında yatan farklı nedenler olabilir: B12 vitamini eksikliği, folik asit eksikliği, kronik hastalıklar…

Ama pekmez, özellikle demir eksikliğine bağlı anemide, tedaviyi destekleyici en güzel doğal yöntemdir. Lakin ciddi anemi şüphesi varsa mutlaka doktor kontrolü gerekir.

Ne Kadar Pekmez, Ne Sıklıkla?

  • Günde 1–2 yemek kaşığı pekmez yeterlidir.
  • Sabah aç karnına, tercihen C vitamini ile birlikte alınmalıdır.
  • Çocuklarda 1 tatlı kaşığı ile başlanabilir, yaşa göre doz artırılabilir.

Unutmayın:

Pekmezin şekeri doğaldır ama yine de kalori içerir. Bu yüzden ölçüsünde tüketilmeli ve şeker hastalarının mutlaka doktoruna danışarak kullanması gerekir.

Anemi, bazen gizli bir düşman gibi, bazen ise açık açık kendini belli eden bir çöküştür.

Pekmez ise doğanın verdiği basit ama güçlü bir cevaptır.

Enerjiniz sürekli düşükse, baş ağrılarınız bitmiyorsa, elleriniz ve ayaklarınız soğuksa, aynada gördüğünüz kişiyi tanımakta zorlanıyorsanız… Belki de bir kan testi yaptırmanın ve pekmezle dost olmanın zamanı gelmiştir.

Çünkü her sabah içilen bir kaşık pekmez, yalnızca bedeninizi değil; ruhunuzu da besler.

Eskiler boşuna dememiş:
“Pekmezin olduğu evde doktor yüzü görülmez.”

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Anemi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK499994/

⭐️⭐️ Düşük ve orta gelirli ülkelerde anemi epidemiyolojisi, patofizyolojisi ve etiyolojisi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6697587/

⭐️⭐️ Demir Eksikliği Anemisi: Güncellenmiş Bir İnceleme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/37497686/

⭐️⭐️ Kronik Anemi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK534803/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Anemi

Anemi, kanın oksijen taşıma kapasitesinin azaldığı bir durumdur ve genellikle kırmızı kan hücrelerinin sayısındaki azalma veya hemoglobin seviyelerindeki düşüş nedeniyle meydana gelir.

Hemoglobin, oksijenin akciğerlerden vücuda taşınmasında ve karbondioksidin vücuttan atılmasında önemli bir rol oynar.

Anemi, farklı türleri ve sebepleri olan bir sağlık sorunudur ve insan fizyolojisini çeşitli açılardan etkiler.

Sıklıkla şu cümleleri duyarsınız…

” Bardak bardak pekmez içiyorum, kan hapları kullanıyorum bir türlü kansızlığım düzelmiyor”

”Yıllardır düzeni olarak kan ilacı içiyorum pekmez içiyorum yorgunluğum, saç dökülmem nefesimin daralması bir türlü düzelmiyor cildim hep soluk”

Peki neden bir türlü iyileşmez yaptıklarından fayda görmez bu insanlar?

İlaç kullanmak – pekmez içmek yeterli değilse ne yapmalılar?

İlk olarak neymiş bu anemi bir inceleyelim…

Anemi Türleri ve Nedenleri

  1. Demir Eksikliği Anemisi: Vücutta yeterli demir bulunmadığında, kırmızı kan hücreleri düzgün şekilde yapılamaz. Bu, en yaygın anemi türüdür.
  2. B12 Vitamini ve Folik Asit Eksikliği Anemisi: Bu vitaminlerin eksikliği, kırmızı kan hücrelerinin üretimi için gereklidir ve eksiklikleri anemiye yol açar.
  3. Aplastik Anemi: Kemik iliği yeterli kırmızı kan hücresini üretmediğinde meydana gelir.
  4. Hemolitik Anemi: Kırmızı kan hücrelerinin normalden daha hızlı bir şekilde yıkılması sonucu oluşur.
  5. Kanama (Hemorajik) Anemisi: Uzun süreli veya aşırı kanama sonucunda ortaya çıkar.

Gördüğünüz gibi anemi sadece demir eksikliği demek değil…

En başında pekmezden bahsetmiştim. Biraz konuyu açayım yeri gelmişken. Gidip marketlerden aldığınız pekmezlerin genelinin içerisine çökelmeyi önlemek için (E353) Tartarik Asit katkı maddesi koyuluyor.

Tartarik Asit pekmezi pırıl pırıl gösterir. Lakin kalsiyum çökmez amma Demir ve Bakır da bağlar.

Bu durumda marketten para vererek aldığınız, Tartarik Asit katkılı pekmez fayda yerine zarar verir. Gıdalarla aldığınız yada ilaç olarak aldığınız demiri de bağlar ve emilimini engeller.

Siz siz olun katkılı pekmez (Market raflarının çoğunda satılanlar katkılı) tüketmeyin… Doğal pekmez tüketmelisiniz…

Anemi: Kırmızı kan hücresi (Eritrosit-RBC) ya da bu hücre içinde ki oksijen taşıyan Hemoglobin (HGB) sayısındaki azalmadır. Bu azalma yapımı yada yıkımı kaynaklı olabilir. Ve tabi ki herbirinin pek çok da sebebi mevcuttur.

Ne yapıyor bu anemi de çeşit çeşit şikayetlerimiz bir türlü geçmiyor…

Aneminin İnsan Fizyolojisine Etkileri

Anemi, vücutta oksijen taşıma kapasitesini azalttığı için, fizyolojik sistemlerde çeşitli değişikliklere neden olur. Bunlar, organların ve sistemlerin oksijen eksikliği nedeniyle daha az verimli çalışmasına yol açar.

1. Yetersiz Oksijen Taşıma ve Doku Hipoksisi

Aneminin temel etkisi, vücudun oksijen taşıma kapasitesinin azalmasıdır. Bu durum, dokuların yeterli oksijen almasını engeller. Oksijen eksikliği (hipoksi) nedeniyle doku ve organlarda çeşitli problemler ortaya çıkabilir:

  • Yorgunluk ve halsizlik: Oksijen eksikliği, kasların ve organların enerji üretimini zorlaştırır, bu da kişide sürekli bir yorgunluk hissine neden olur.
  • Soluk cilt: Oksijenin az olması nedeniyle deri soluklaşabilir, bu da kanın oksijen taşıma kapasitesinin düşük olduğunu gösteren bir belirtidir.
  • Nefes darlığı: Oksijen eksikliği, solunumun hızlanmasına ve nefes darlığına yol açabilir. Bu, özellikle egzersiz sırasında daha belirgin hale gelir.

2. Kardiyovasküler Sistem Üzerindeki Etkiler

Vücutta yeterli oksijen olmadığında, kalp ve damar sistemi daha fazla çalışmak zorunda kalır:

  • Taşikardi (Hızlı kalp atışı): Kalp, oksijen taşıma kapasitesinin düşmesiyle daha fazla kan pompalayarak bu eksikliği telafi etmeye çalışır. Bu da kalp atışlarının hızlanmasına yol açar.
  • Kalp yetmezliği riski: Uzun süreli anemi, kalp üzerinde aşırı yük oluşturabilir ve zamanla kalp yetmezliğine yol açabilir.
  • Hipotansiyon (Düşük kan basıncı): Yetersiz oksijen taşıması nedeniyle kan basıncı da düşebilir. Anemi hastalarında düşük tansiyon sık görülen bir durumdur.

3. Sinir Sistemi Üzerindeki Etkiler

Anemi, beyin dahil olmak üzere merkezi sinir sisteminin oksijen alımını etkiler. Bunun sonucunda şu belirtiler ortaya çıkabilir:

  • Baş dönmesi ve sersemlik: Yetersiz oksijen beyin fonksiyonlarını etkileyebilir ve baş dönmesine neden olabilir.
  • Hafıza problemleri ve konsantrasyon eksiklikleri: Beynin yeterli oksijen alamaması, bilişsel işlevleri ve hafızayı olumsuz etkileyebilir.
  • Sinirlilik ve depresyon: Yetersiz oksijen, sinir sisteminde stres yanıtlarını artırabilir, bu da ruh halini olumsuz yönde etkileyebilir.

4. Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkiler

Anemi, bağışıklık sisteminin etkinliğini zayıflatabilir:

  • İmmün fonksiyonların düşmesi: Yetersiz oksijen, bağışıklık hücrelerinin etkinliğini azaltabilir, bu da enfeksiyonlara karşı vücudun daha savunmasız hale gelmesine yol açabilir.

5. Sindirim Sistemi Üzerindeki Etkiler

Oksijen eksikliği, sindirim sistemini de etkileyebilir:

  • İştah kaybı: Anemi, sindirim sistemi işlevlerini etkileyerek kişide iştah kaybına neden olabilir.
  • Mide bulantısı ve hazımsızlık: Bağırsak ve mide kaslarının oksijen yetersizliği nedeniyle verimsiz çalışması, mide bulantısına ve hazımsızlığa yol açabilir.

6. Kas Sistemi Üzerindeki Etkiler

Kaslar, oksijenin yeterli gelmemesi nedeniyle daha çabuk yorulabilir:

  • Kas zayıflığı: Anemi, kas hücrelerinin oksijen alımını kısıtlar ve bu da kaslarda güçsüzlük ve halsizliğe neden olur.
  • Egzersiz kapasitesinin azalması: Anemi, fiziksel aktivite sırasında kaslara yeterli oksijen ulaşmadığı için egzersiz kapasitesini düşürebilir.

7. Metabolizma ve Enerji Seviyeleri

Anemi, vücudun enerji üretim süreçlerini olumsuz etkiler:

  • Yavaş metabolizma: Oksijen eksikliği, hücrelerin enerji üretimini olumsuz etkiler ve bu da metabolizmanın daha yavaş çalışmasına yol açar.
  • Azalmış performans: Yetersiz oksijen, vücudun enerji seviyelerinin düşmesine neden olarak fiziksel ve zihinsel performansın azalmasına yol açar.

Yapım Eksikliğine Bağlı Anemi Gelişimi

Eritrositler (RBC) Kemik iliği’nde hematopoetik Kök Hücreler tarafından yapılır.

Yani eritrosit içinde ki hemoglobin de kemik iliği’nde üretilir.

Hemoglobin yapımı için;
DEMİR (Fe)
B12 (Kobalamin)
FOLİK ASİT (B9) gereklidir. Eğer bunlar eksik ise hemoglobin yapımı azalır Anemi oluşur.

Tabi ki demir, B12, Folik Asit yeterli miktarda olup da kemik iliği’nde sorun olduğunda (yapım mekanizmasında) yine Anemi oluşur.

Aplastik Anemi: Kemik iliği yeterli kırmızı kan hücresini üretmediğinde meydana gelir. (en başta anemi türlerini listelerken 3. sırada yazmıştım)

Aplastik anemi – kemik iliğinde kan hücresi üretilmeme sebepleri neler olabilir?

  • Otoimmun olabilir. (Bağışıklık hücreleri kırmızı kan üretecek kök hücrelerini yabancı olarak algılar ve saldırır
  • İlaçlar (lupus, romatid artrit, ankilozan spondolit ve benzeri pekçok ilaç kullanımında kemik iliği baskılanır ve kırmızı kan hücrelerinin üretimi azalır veya olmaz)
  • Kanser tedavisi (kemoterapi, radyasyon)
  • Hamilelik (Geçici bir süree kemik iliği baskılanabilir sık görülmez)
  • Bazı kanser türleri (Özellikle kemiğe metastazlar)
  • Toksinler (Tarım ilaçları, arsenik, benzen vb gibi)
  • Kalıtsal (genetik geçişli)- herediter dir.

Aplastik anemi nadir görülür.

Gelelim kan tetkiklerinize.

Kan tahlili istenen hastaların neredeyse tamamında Hemogram – CBC de istenir.

Aslında çok değerli 18 adet (Bazı özel durumlarda 24) kan değerini toplu olarak görürüz. (Hatırlayın tek bir sayfada olur ve yanında normal – referans değerleri ile birlikte Y veya D harfleri yer alır)

Bu yazıdaki konumuz Anemi…

Bu durumda Hemogram – CBC de ilgili parametrelere bir bakalım.

MCV,

MCH,

MCHC,

RET,

HGB,

RBC
Neyi ifade eder ?

RBC = Kırmızı kan hücresi (Hemoglobin RBC içinde bulunur)

Erişkin erkek: 4.7 – 6.1 arası normal
Erişkin kadın: 4.2 -5.4 arası normal

RBC = Kırmızı kan hücresi, demir, B12, B9 eksikliğinde azalır.(Kan değeri düşer) Tabi ki kemik iliği’nde sorun varsa da azalır.(Kan değeri düşer)

Demir, B12, B9 kan değerleri normal olmasına rağmen tahlillerinizde RBC = Kırmızı kan hücresi düşükse, kemik iliği’nizde sorun ya da yıkım fazlalığı düşünülür.

HGB = Hemoglobin

Akciğerden oksijeni alıp dokulara hücrelere götürür. Karbondioksiti akciğere getirir. Yoğun demir içerir (kana Kırmızı rengi Hemoglobin verir)

Erişkin erkek: 13 – 16 arası normal
Erişkin kadın: 12.5 – 15.5 arası normal

HGB, demir, B12, B9 eksikliğinde azalır.(Kan değeri düşer) Tabi ki kemik iliği’nde sorun varsa da azalır.(Kan değeri düşer)

MCV = Hücre Çapını / Hacmi

Erişkin Erkek ve Kadın: 80- 100 fl arası normal
Yeni doğan: 96-107 arası normal

MCV = Hücre Çapını / Hacmi, 80 altına düşerse DEMİR (Fe) eksikliğine bağlı hücre çapı düşer. (Mikrostik anemi olarak degerlendirilir.)
MCV = Hücre Çapını / Hacmi, 100 üzerine çıkarsa B12 (Kobalamin) FOLİK ASİT (B9) eksikliğine bağlı hücre çapı büyür. (Makrostik anemi olarak degerlendirilir.)

MCV = Hücre Çapını / Hacmi, anemi tipi için önemli bir parametredir.

MCH : Eritrosit içerisinde bulunan Hemoglobin miktarını verir.

Erişkin Erkek ve Kadın: 27 -31 pg arası normal

DEMİR (Fe) eksikliğinde net olarak düşer.
B12 (Kobalamin) FOLİK ASİT (B9) eksikliğinde genelde yükselir lakin bazen düşebilir… Burası biraz karışık ayrıntıya girmeyeceğim.

MCHC: Eritrosit içerisinde bulunan Hemoglobin yoğunluğu.

Erişkin Erkek ve Kadın: 32-36 g/dL arası normal

MCH ve MCHC arasında fark var o sebeple dikkat edin.

MCH hemoglobin miktarı iken MCHC ise hemoglobin yoğunluğudur.

MCH miktarı belirlediği için hacimler farklı da olsa değeri değişmez.

MCHC yoğunluk olduğu için hacim ile ilişkilidir. Miktar aynı iken hacim küçüldüğünde yoğunluk artarken hacim arttığında yoğunluk azalır.

MCHC

DEMİR (Fe) eksikliğinde düşer.
B12 (Kobalamin) FOLİK ASİT (B9) eksikliğinde yükselir.

Örneğin; Hemolitik anemide (Eritroristlerin fazla hızlı parçalanması) yükselir.

RET: Retikülosit

Eritrositler, şekil olarak bikonkav disk şeklindedir ve bu yapıları, yüzey alanlarını artırarak oksijen taşıma kapasitesini maksimize eder. Aynı sebeple ilk bir hafta genç eritrositler çekirdekli iken, Olgun eritrositlerin çekirdeği yoktur, bu da hücrenin daha fazla hemoglobin barındırmasını ve daha esnek olmasını sağlar.

Erişkin Erkek ve Kadın: % 0.2 – % 2 arası normal

DEMİR (Fe), B12 (Kobalamin), FOLİK ASİT (B9) eksikse RET: Retikülosit düşer. (Retikulositopeni)
Benzer şekilde kemik iliği’nde üretim sorunu varsa RET: Retikülosit düşer. (Retikulositopeni)

DEMİR (Fe), B12 (Kobalamin), FOLİK ASİT (B9) yeterli. RETİKÜLOSİT yüksek. Bu durumda bol eritrosit üretiliyor.. Lakin bu durumda damarlarda dolaşan eritrositler parçalanıyor bu sebeple yetmiyor demektir. bu da yıkım olduğunu gösterir.

Yıkım olur retikülosit yükselir. (Retikulositoz) Böyle bir kör döngüye girilir. Sebepleri neler olabilir? Orak hücre olur, dalak büyüyordur, genetik sorun vardır, G6PDehidrogena eksikliği vb gibi olabilir.

DEMİR (Fe) düşükse, demir bağlama yükselir
DEMİR (Fe) takviyesi ile demir yükselir, demir bağlama düşer ( Örneğin, Ülseratif kolit, Crohn da demir takviyesi pek işe yaramaz emilmez)

Ferritin, DEMİR (Fe) depo proteinidir, düşükse Vitamin C ile DEMİR (Fe) aç karnına olarak alınır (3-4 saat öncesi ve sonrasında bir şey yememek gerekir.)

Konuyu toparlayalım ve örnekleyelim:

Hasta 1 numara;

  • HGB düşük
  • MCV düşük
  • Demir düşük
  • RET düşük

Teşhis: DEMİR (Fe) eksikliğine bağlı mikrostik anemi

Hasta 2 numara;

  • HGB düşük
  • MCV yüksek
  • MCHC yüksek
  • RET düşük

Teşhis: B12 (Kobalamin), FOLİK ASİT (B9) eksikliğine bağlı makrostik anemi

Hasta 3 numara;

  • Demir Normal sınırlarda
  • B12, B9 Normal sınırlarda
  • RBC ve HGB düşük
  • RET yüksek

Teşhis: Hemolitik anemi var. Yani fazladadan yıkım var ve RET(genç hücre) artışı mevcut.

RBC düştükçe kompanse edebilmek (yetişmek) için artıyor. Yıkıma bağlı anemi..

Hasta 4 numara;

  • HGB, düşük
  • Demir düşük
  • Demir bağlama da düşük (normalde demir düşük olduğunda yüksek olmalı)
  • Ferritin yüksek (Enteresan değil mi? Demir deposu yüksekse kana demiri salması lazım, Peki niye demir kanda düşüyor ?)

Demir düşük ferritin yüksek bu hususu biraz ayrıntılandıralım…

Demir vücutta iki şekilde bulunur. Ya kanda serum olacak ya depo şeklinde ferritin

Bir sorunumuz da gıdalarla Fe+³ değerlikli demir alıyoruz. Ki Fe+³ değerlikli demiri emmek mümkün değil. O sebeple +2 değerlikli hale getirilmesi gerekiyor.

Fe+³ değerlikli demir Ferri Reduktaz Enzimi ile +2 değerlikli hale çeviririz.

Ferri Reduktaz Enzimi çalışabilmesi içn C vitaminine ihtiyaç duyar.

Demir takviyesini bu sebeple vitamin C ile birlikte almak gerekir.

Demir +2 değerlikli hale getirdik. DMTA ile enterosit hücreye alırız. Bu noktaya gelen demiri ya Ferritin olarak depo ederiz ya da Ferroportin kanalında kana veririz. Bu aşamada hepsidin isimli bir hormon Ferroportin kanalını kapatınca demir kana salınamaz. Bu sebeple ferritin yüksek, demir serum düşük çıkıyor.

Anemide Tedavi ve Ne Yapılmalı

Anemi tedavisi, altta yatan nedene bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri.

  • Demir takviyeleri: Demir eksikliği anemisinde, demir takviyeleri kullanılabilir.
  • B12 ve folik asit takviyeleri: B12 vitamini veya folik asit eksikliği tedavi edilmelidir.
  • Kan nakli: Şiddetli anemi durumunda, kan nakli gerekebilir.
  • Diyet değişiklikleri: Yeterli beslenme ve vitamin-mineral alımı, aneminin tedavisinde yardımcı olabilir.
  • İlaç tedavisi: Aplastik anemi gibi bazı türlerde kemoterapi veya bağışıklık baskılayıcı tedaviler gerekebilir.

Anemi sadece demir eksikliği demek degildir.

Anemi önemsiz görünen lakin dokulara giden oksijenin azaldığı önemli bir sağlık sorundur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Anemi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK499994/

⭐️⭐️ Düşük ve orta gelirli ülkelerde anemi epidemiyolojisi, patofizyolojisi ve etiyolojisi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6697587/

⭐️⭐️ Demir Eksikliği Anemisi: Güncellenmiş Bir İnceleme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/37497686/

⭐️⭐️ Kronik Anemi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK534803/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Dalış Öncesi Hematolojik Muayene ve Seçim Kriterleri

Dalış Muayenesi

Dalıcının sağlık durumunun dalışa uygunluğu değerlendirebilmek için; sualtının yoğun ve viskoz bir ortam olduğunu, derinliğin artışı ile birlikte dalıcının basınca maruziyetindeki değişimi, ortam (özellikle düşen) sıcaklıklığının insanlar üzerindeki etkisi bilmek gerekir.

Bilinmelidir ki dalıcının bazı tıbbi ve psikolojik durumları tüplü dalışa kesin veya geçici süreyle engel teşkü etse de sportif – keyif amaçlı dalışların kuralları, ticari veya askeri amaçlı dalışın katı kurallarından daha esnektir.

Scuba (Su altı tüplü dalış) dalışlarda gerekli tüm şartlar yerine getirildiğinde amatör dalıcılar için de profesyonel dalgıçlar için de riskler düşüktür.

Risklerin düşürülmesi için gereken şartların başında kişinin sağlık durumu gelir.

Bu sebeple dalış yapacak amatörlere de ve profesyonellere de sağlık durumlarının su altındaki şartlara uygun olup olmadığı açısından doğru bir değerlendirme – muayeneye yapımalıdır.

Dalış öncesi muayenenin amacı, dalış yapacak kişinin sualtı dalışını sağlığı açısından tehlikeye düşürecek bir sağlık sorunu olup olmadığını araştırmaktır.

Ayrıca dalıcıların su altına adaptasyonu için disiplinli olması ve uygun ekipmanla dalış yapması gerekir.

Her ne maksatla olursa olsun dalıcılar su altına ilk kez dalışın öncesinde ve sonra da yıllık periyodik olarak scuba dalışı konusunda hekimlik tecrübesi olan;

  • KBB
  • Göğüs Hastalıkları
  • Kalp Damar, Psikiyatri
  • Nöroloji
  • Dahilliye (Endokrin-Kan-Sindirim Sistemi açısından değerlendirecek)
  • Göz uzmanları değerlendirmelidir.

Dalıcını sorunu varsa ayrıca;

  • Ortopedi
  • Plastik Cerrahi
  • Cerrahi vb gibi bölümler değerlendirmelidir.

Tüm hekimlerin raporları ile birlikte Su Altı Uzmanı Hekim tarafından son değerlendirme yapılmalıdır.

Hemotolojk Hastalıklar

Anemi (kansızlık)

Gelişmiş ülkelerde hastanelere başvuran hastaların %30’undan fazlasında anemi saptanmaktadır. Bu kadar yaygın olan ve dalıcının gene kondisyonu yanı sıra kalp damar performansını da yakından ilgilendirdiği için; Anemi (kansızlık) düşünüldüğünde, sebebi muhakkak araştırılmalıdır. Tedavi edilene kadar dalış izni verilmemelidir.

Ortalama hemoglobin değeri 12 g üstünde olmalıdır.

Kadınlardaki hemoglobinin alt sınırı 10.5 gr olarak kabul edilebilmektedir.

Rutin tüplü dalış sonrasında dalıcıların kanında kırmızı kan hücresi (RBC) sayısında, hemoglobin ve hematokritte azalma olmaktadır. Hali hazırda Anemi’si (kansızlık) olan dalıcılarda zaten düşük olan bu değerler dalışla birlikte daha da düştüğünde vücudun tolere edebileceği sınırları zorlaması ihtimali vardır.

Orak Hücreli Anemi ve Dalış

Orak hücreli anemi (homozigot ve heterozigot) iki tiptir.

Orak hücreli anemili (homozigot); kişilerin, hipoksiden kaçınmaları gerekir. Düşük oksijenli ortamda orak hücreli anemili kişilerde anormal bir Hb tipi olan mutant Hemoglobin S (HbS) proteini kırmızı hücrelerde şekil değişikliğine neden olarak uzamış yarım ay şeklini ya da başka bir deyişle orak şeklini alırlar ve bu durum küçük damarlarda kümelenerek tıkanıklığa sonuçta dolaşımın akışkanlığının bozulmasına neden olur.

Orak hücreli anemide heterozigot (sickle cell trait) kişilerde hematolojik ve klinik büyük değişiklikler yoktur.

Tüplü dalışta ortam koşulları hiperbariktir.

Dalton kanunu, gaz karışımının içinde yer alan her bir gazın sahip olduğu basınca kısmi basınç demekte ve her bir gaz kısmi basıncı değerinin de toplam gaz karışımı içindeki oranlar ile belirlendiğini ifade etmektedir.

Matematiksel olarak,reaktif olmayan gazların basıncı aşağıdakilerin toplamı şeklinde ifade edilir:

Ptoplam=∑n=1npn

{\displaystyle P_{\text{toplam}}=\sum _{n=1}^{n}{p_{n}}}

ya da     Ptotal=p1+p2+⋯+pn

{\displaystyle P_{\text{total}}=p_{1}+p_{2}+\cdots +p_{n}}

 pn=Ptoplamyn

{\displaystyle \ p_{n}=P_{\text{toplam}}y_{n}}

Örneğin deniz seviyesinde soluduğumuz havanın toplam gaz basıncı 1 bar ise ve bu karşımda %21 oranında oksijen bulunuyorsa, oksijen gazının kısmi basıncı da 0,21 bar olur. Oksijenin sahip olduğu bu değere kısmi basınç değeri denir ve “p” işareti ile gösterilir.

Hava gibi gaz karışımlarının toplam kısmi basınçları arttığında, içlerindeki her bir gazın da aynı oranda kısmi basınçları artar.

Buna farklı bir örnek daha verilecek olursa; 10 metre derinlikte soluduğumuz hava 2 bar basınçtadır ve bunun içindeki oksijen kısmi basıncı da 2 x 0,21 = pO2 0,42 bar dır. İşte bu özellikleri ile gazlar sualtında solunduğunda vücuda daha yoğun miktarda ulaşır ve fizyolojik etkileri de farklılaşır. Bu dekompresyon hastalığı, nitrojen narkozu ve solunum havasında bulunan bazı gazların zehirleyici özellikleriyle yakından ilgilidir.

Yani ortam basıncı arttıkça, solunan havadaki oksijenin parsiyel basıncı da artar. Dalış esnasındaki hipoksinin esas sebepleri tüpteki havanın CO ile kontaminasyonu ve boğulmadır.

Bu yüzden heterozigot dalıcı adaylarında buna bağlı dalış yasağı getirilmesi tartışılabilir. Bu yüzden heterozigot kişilerin normal hemoglobin konsantrasyonunda ve daha önce anemi gözlenmemişse, özellikle dekompresyon limitleri içinde dalışına izin verilebilir.

Literatür taraması, orak hücreli anemi (heterozigot) özelliğinin komplikasyonlarının nadir olduğunu ve dalışla ilişkili yaralanmaya dair hiçbir rapor olmadığını ortaya koymaktadır.

Durumla ilgili dalış fizyolojisinin analizi ve bildirilen vakaların olmaması, spor ve teknik sivil dalışlarda minimal artmış risk olduğunu göstermektedir. Askeri dalışa uygunluk hakkındaki görüşler çeşitlidir.

Travma, doku ve intavasküler ortamda kabarcıkların büyümesi başlıca risklerdendir. Ayrıca beyin, içkulak, spinal korddaki disbarik patoloji hemoraji ile büyüyebilir.

Orak hücreli anemi (homozigot), lösemi, polisitemi gibi kan hastalıklarında doku perfüzyonunun bozulmasından dolayı dekompresyon hastalığı riski de arttığından dalışa izin verilmez.

Kan içeriği ile ilgili hastalıklarda, kanın viskozitesi ve akışkanlığı değişir. Bu değişim dekompresyon hastalığı, multi organ infarktı ve benzeri risklere neden olur.

Polisitemi ve Dalış

Polisitemi veya eritrositoz, vücuttaki mutlak kırmızı kan hücresi (RBC) kütlesinde bir artışa işaret eder. Fizyolojik olarak kabul edilenin üzerinde hemoglobin seviyelerinde veya hematokritinde bir artışla yansıtılır. Kanın yoğunluğu (hiperviskozitesi) nedeniyle akışkanlığı bozularak pıhtılaşma (trombotik olayların) riski yükselir. Dekompresyon hastalığı, multi organ infarktı ve benzeri sorunlara neden olur. Bu sebeple dalışa kesin engel bir durumdur.

Hemofili ve Dalış

Hemofili kanın pıhtılaşamaması hastalığıdır. Vücutta kanın pıhtılaşma sisteminde rol alan ve pıhtılaşma faktörleri olarak adlandırılan proteinlerin eksikliği veya yokluğu nedeniyle ortaya çıkan, kalıtsal bir hastalıktır.

Normal bir kişinin kan plazmasının her 100 mililitresinde % 50-150 ünite arasında faktör bulunur. Bu düzeyin %40’ın altında indiği durumda hemofili hastalığı ortaya çıkmaktadır.

Faktörün kandaki oransal miktarına göre; hafif, orta ve ağır olarak derecelendirilen hemofili özellikle eklemlerin zorlanması – travması ile belirti verir.

Hemofili, faktör VIII veya IX eksikliği sonucunda gelişen nadir bir kalıtsal kanama bozukluğu olup, eklem içi (hemartroz) ve kas içi (hematom) kanamalarla kendini gösteren bir grup hastalıktır. Faktör VIII eksikliği Hemofili A, faktör IX eksikliği ise Hemofili B olarak adlandırılır.

Dalış gibi eklemlere özellikle su üzerinde iken yük binen ve zorlanmalara sebebiyet veren yine dalış esnasında olası zorlanmalar ve basıncın etkisi ile vücudun genelinde kanama riski oluşturması sebebi ile dalışa kesin engel bir durumdur.

Dalışa Kesin Engel Hematolojik Hastalıklar
  1. Orak hücreli anemi (homozigot)
  2. Polisitemi
  3. Lösemi, lenfoma
  4. Hemofili (hem amatör hem de profesyonel dalıcılar için)
  5. Von Willebrand vb kanama-pıhtılaşma mekanizmasını etkileyen hastalıklar (hem amatör hem de profesyonel dalıcılar için)
Dalışa Göreceli Engel Hematolojik Hastalıklar
  1. Orak hücreli anemi (heterozigot)
  2. Akut anemi
Dalışa Geçici Engel Hematolojik Hastalıklar
  1. Demir eksikliği anemisi
  2. B12 vitamin eksikliğine bağlı anemi
  3. Folik asit eksikliği anemisi

Hematolojik Hastalıklar Tanı Yöntemleri

Anemi tanısında          Tam kan sayımı

Anemi tipi tayini          Periferik kan yayması

Anemi tipi tayini          Retikülosit sayımı

Hemolitik anemi          Serum bilirübin düzeyi

Fe eksikliği anemisi    Fe, Fe bağlama, Ferritin

Megaloblastik, pernisiyözanemi Folik asit, B12

Hemoglobinopati (Orak hücre anemisi) Hemoglobin elektroforezi

Lösemi, infeksiyon      Sedimantasyon

Kanama pıhtılaşma mekanizması ile ilgili hastalıklar   Kanama pıhtılaşma zamanı

Anemi tipi tayini         Dışkıda gizli kan

⭐️⭐️⭐️⭐️

⭐️⭐️ Tüplü dalış: Sizin ve hastalarınızın bilmesi gerekenler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16913196/

⭐️⭐️ Dalış tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/378050/

⭐️⭐️ Çevresel Fizyoloji ve Dalış Tıbbı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29456518/

⭐️⭐️ Ticari Satürasyon Dalışından Sonra Hemoglobin ve Eritropoietin https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6113572/

⭐️⭐️ Rekreasyonel tüplü dalışın rutin hematolojik parametreler üzerinde klinik açıdan anlamlı bir etkisi var mıdır? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28694723/

⭐️⭐️ Orak hücre özelliği ve dalış: inceleme ve öneriler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24984317/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Yukarıdaki Tüm Bilgiler farkındalık yaratmak maksadı ile olup hekiminizin muayenesi veya görüşleri yerini tutamaz.

Bu sebeple hekiminize / hekimlerinize düzenli periyodik muayene olun ve yönlendirmelerine uyun.

Sağlıklı dalışlar dilerim.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla