Bir Adımın Hikayesi – Küçük Gençlere

👣 👣 👣

Bebeklikten çocukluğa geçişimizin belirtisi sanki yürümek. O kadar doğal ki sadece yürüyoruz..

Nasıl yürüdüğünüzü hiç düşündünüz mü?

Düz bir yolda yürümek, dışarıdan bakıldığında basit bir hareket gibi görünür. Ama aslında bu, insan bedeninin en karmaşık ve harika işbirliklerinden biridir.

Gelin Deniz ile Defne‘nun hikayesinde birlikte okuyalım nasıl yürüdüğümüzü…

🚶‍♂️ 🚶‍♂️ 🚶‍♂️

Güneşli bir gün, Deniz, en yakın arkadaşı Defne ile parka gitmişti. Her ikisi de meraklı çocuklardı. Salıncakta sallanırlarken Deniz‘nin aklına bir soru geldi.

Defne,” dedi Deniz birden. “Biz nasıl yürüyoruz ya? Yani, ayağımızı nasıl kaldırıyoruz? Kim söylüyor ‘yürü’ diye?

Defne durdu, düşündü.

“Hmm… sanırım beyin söylüyordur. Ama nasıl olduğunu bilmiyorum. Yarın okulda Hatice öğretmenimize soralım bence. Her şeyi biliyor. Muhakkak nasıl yürüdüğümüzü de bilir.”

O sırada Pooooofffff…. Sanki sihir gibi bir şey oldu, yanlarında garip biri belirdi. Üzerinde pırıl pırıl parlayan beyaz bir ceket vardı, gözlükleri alnına kaymıştı. Elinde de küçük bir tablet vardı. Bir bilim insanı gibi görünüyordu.

“Merhaba çocuklar!” dedi neşeyle. “Ben Prof. Nöron! Anladığım kadarıyla nasıl yürüdüğümüz merak ediyorsunuz..!! Sizi ‘Bir Adımın Hikayesi‘ adlı maceraya davet ediyorum!” ”Sinir sisteminde gezinmeye ne dersiniz?”

Deniz ve Defne şaşkın şaşkın bakıştılar. Defne fısıldadı:

Bu biraz garip ama çok da heyecanlı…”

🚀 🚀 🚀
İlk Durak – Beyin Karar Veriyor

Sihir başlıyoooor…

Prof. Nöron parmağını şıklattı, çocuklar birden bire dev bir beynin içindeydi. Etrafta küçük ışık kıvılcımları uçuşuyordu.

Şimdi burası, prefrontal korteks,” dedi Prof. Nöron. “Yani beynin karar veren kısmı. Deniz, diyelim ki yürümek istedin…”

O anda bir kıvılcım çaktı.

“Bakın! İşte o istek burada doğdu: ‘Yürümek istiyorum!’”

“Vay canına!” dedi Defne. “Düşünce burada başlıyor demek!”

📡 📡 📡
İkinci Durak – Hareket Emri Gönderiliyor

Sonra bir kaydıraktan aşağıya indiler ve başka bir bölgeye geldiler.

“Burası motor korteks,” dedi Prof. Nöron. “Burası, yürümek için hangi kasın ne zaman çalışacağını planlayan merkez.”

Bir pano açıldı: ‘Sağ bacak ileri! Sol bacak arkaya! Topuk yere, parmaklar yukarı!’

“Bir orkestra şefi gibi!” dedi Deniz.

“Harika benzetme!” dedi Prof. Nöron. “Şimdi emir yola çıkıyor!”

🛣️ 🛣️ 🛣️
Üçüncü Durak – Sinyal Otobanı – Kortikospinal Yol

Çocuklar bir anda dev bir sinir yolu boyunca yolculuğa başladı. Işık gibi hızlı ilerliyorlardı.

Prof. Nöron: “Bu yolun adı kortikospinal yol. Beyinden çıkıp omuriliğe gidiyoruz. Bu sinyaller saniyede yüzlerce kilometre hızla ilerler!”

“Bizden bile hızlı!” dedi Defne heyecanla.

Yolda bir tabela belirdi: ‘’Medulla Oblongata – Burada Yollar Değişir!’’

“Burada sinyaller çapraz yapar. Beynin sol tarafı sağ tarafı, sağ tarafı sol tarafı kontrol eder!” dedi Prof. Nöron.

“Bu beynin bizi çapraz kontrol ettiği yer!” dedi Deniz.

🧠 🧠 🧠
Dördüncü Durak – Omurilikten Kaslara

Omurilikte küçük istasyonlar vardı. Alt motor nöronlar sinyali bekliyordu.

“Şimdi alt motor nöronlar devrede,” dedi Prof. Nöron. “Bunlar sinyali kaslara götürecek!”

Deniz bir sinirin içinden yürüyormuş gibi hissetti. Tünelin sonunda bir kapı vardı: “Kas Hücresi Girişi – Nöromüsküler Kavşak”

⚡️ ⚡️ ⚡️
Beşinci Durak – Kaslar Uyanıyor

Kapı açıldı ve içeriye bir madde fışkırdı: “Asetilkolin!”

“Bu nedir?” diye sordu Defne.

“Bu bir kimyasal haberci,” dedi Prof. Nöron. “Kaslara ‘hadi kasıl!’ diyor. Ve… işte!”

O anda dev kas lifleri gerildi. Bir bacak havaya kalktı.

“Kaslar harekete geçti! Bir adım atıldı!” diye bağırdı Prof. Nöron.

“Kalça kasları bacağı itti, uyluk kasları dizi düzleştirdi, baldır kasları ayağı yere bastı!”

“Vay be!” dedi Deniz. “Hepsi sırayla çalışıyor. Sanki dans ediyorlar!”

⚖️ ⚖️ ⚖️
Altıncı Durak – Denge Sistemi

O anda ortam titredi. Defne, bir an sendeledi ama hemen dengeyi buldu.

“İşte şimdi beynin denge merkezindeyiz: Beyincik!” dedi Prof. Nöron.

Etrafta gözlerden, kulaktan ve ayak altından gelen bilgiler dönüyordu.

“Gözler yönü görüyor, iç kulak dengeyi algılıyor, ayak altı zemini hissediyor. Beyincik tüm bu bilgileri birleştirip sizi dengede tutuyor.”

“Yani yere takılmadan yürümemizi bu bilgiler sağlıyor!” dedi Defne.

📩 📩 📩
Yedici Durak – Geri Bildirim

Bir sonraki durakta bir sinyal yukarıya doğru çıkıyordu.

“Bu da geri bildirim hattı!” dedi Prof. Nöron. “Kaslardan, eklemlerden, deriden gelen bilgiler tekrar beyne gider. ‘Evet! Adımı attım’ mesajı taşınır.”

“Yani vücut beyne ‘iş bitti’ diyor!” dedi Deniz. “Sonra beyin sıradaki adımı planlıyor.”

⏱️ ⏱️ ⏱️
Son Durak – Hızlı ve Koordine

Hepsi tekrar parka döndü. Deniz bir adım attı.

“Hissettim!” dedi. “Şimdi beynim yürümeyi planladı, sinyali gönderdi, kaslar çalıştı ve denge sağlandı!”

“Ve bu hepsi milisaniyeler içinde oldu!” dedi Defne.

“İşte bu yüzden yürümek küçük bir mucizedir,” dedi Prof. Nöron. “Siz farkında olmadan, vücudunuzda yüzlerce sistem aynı anda çalışıyor.”

“Teşekkürler Profesör Nöron!” dediler çocuklar. “Bu bir harikaydı!

Prof. Nöron gülümsedi ve kaybolmadan önce şöyle dedi:

“Unutmayın çocuklar, her adımınızda vücudunuz bir orkestradır. Ve siz o melodinin kahramanısınız!”

✨ ✨ ✨
Hikaye Sonu – Hatırlayın bakalım ne öğrendik?
  • Beyin “Yürümek istiyorum” der.
  • Motor korteks kasları organize eder.
  • Sinyaller omurilikten geçer.
  • Kaslar sırayla çalışır.
  • Göz, kulak, kas ve deri yürüyüşü kontrol eder.
  • Beyin her adımı takip eder.

Yani yürümek sadece bir hareket değil, minik bir bilim gösterisidir!

👣 👣 👣

Sevgili Küçük Gençler,

Okuduğunuz hikayede nasıl adım attığınızı öğrendiniz.

Adım atmanın – yürümenin nasıl olduğunu bir de biz Hekimlerin (Doktor) tıbbi kelimeleri ile bilimsel dilde okumanızı isterim.

👣 👣 👣
Bir Adımın Nörofizyolojik ve Kas-İskelet Dinamiği
Sinir İletisi ve Kas Aktivasyonu ile Motor Kontrolün Fizyolojisi

1. Yüksek Merkezlerde Hareketin Planlanması

Yürüyüş gibi istemli bir motor davranışın başlatılmasında, bilişsel düzeyde ilk aktivasyon prefrontal kortekste (Brodmann alanları 9–10) oluşur. Bu bölgede hedef belirleme ve motor niyet oluşturulduktan sonra, sinyal premotor korteks (BA 6) ve suplementer motor alan (SMA) ile entegre olarak hareket planlamasını yapar. Özellikle SMA (Supplementary Motor Area – Ek Motor Alanı) istemli hareketlerin ardışık planlamasında kritik rol oynar.

Planlanan hareketin primer motor kortekse (M1, Brodmann alanı 4) iletilmesiyle birlikte, kortikospinal traktus üzerinden motor eferent sinyaller oluşturulur.

2. Motor Komutun Serebral Korteksten Kaslara İletimi
2.1. Üst Motor Nöron İletisi

M1’deki pyramidal hücrelerin aksonları kortikospinal traktusu oluşturur.

Bu traktus:

  • Korona radiatainternal kapsül (posterior limb)serebral pedinkülpons üzerinden geçer,
  • Medulla oblongata’da %85 oranında pyramidal dekussasyon ile çapraz yapar,
  • Kontrlateral lateral kortikospinal traktus içinde omuriliğe iner.

Bu yol boyunca glutatamat salınımı ile sinapslar oluşturularak, sinyal spinal düzeydeki alt motor nöronlara iletilir.

3. Alt Motor Nöron ve Nöromüsküler İletişim
3.1. Alt Motor Nöronlar

Omurilikte ilgili segmentlerde (özellikle L2–S2 arasında, yürüme sırasında alt ekstremite kontrolü için), ventral boynuzda bulunan α-motor nöronlar, kaslara doğrudan sinyal taşıyan efferent nöronlardır.

Motor nöronun aksonu periferik sinir ağıyla ilgili kasta ulaşarak nöromüsküler kavşakta sonlanır.

3.2. Nöromüsküler Kavşakta İletim
  • Presinaptik terminalde aksiyon potansiyeli voltaj bağımlı Ca²⁺ kanallarını açar.
  • Kalsiyum iyonlarının girişiyle asetilkolin (ACh) veziküllerinden sinaptik aralığa salınır.
  • ACh, postsinaptik kas hücresi membranında bulunan nikotinik ACh reseptörlerine bağlanır.
  • Bu etkileşim, sodyum iyonlarının hücre içine girmesini ve kas hücresinde depolarizasyonu başlatır.
  • Bu aksiyon potansiyeli, sarkolemma boyunca yayılır ve T-tübüller aracılığıyla sarkoplazmik retikuluma (SR) ulaşır.
  • SR’den Ca²⁺ salınımı tetiklenir (ryanodin reseptörleri aracılığıyla).

4. Kas Kasılması (Excitation-Contraction Coupling)
  • Sitoplazmaya yayılan Ca²⁺ iyonları troponin C‘ye bağlanır.
  • Tropomiyozin, aktin filamentlerinin üzerindeki miyozin bağlanma bölgelerinden uzaklaşır.
  • Miyozin başlıkları, ATP hidroliziyle “kanca” gibi aktin filamentlerine bağlanır.
  • Güç vuruşu (power stroke) gerçekleşir → kas kısalır.
  • Yeni ATP bağlanmasıyla miyozin başlıkları aktinden ayrılır → süreç devam eder.

Bu mekanizma, bir adımın tamamlanması için birçok kasta ardışık ve koordineli şekilde yinelenir.

5. Adım Atılırken Kasların Fonksiyonel Rolü
5.1. Stance Fazı (Ayağın yerde olduğu evre)
  • Gluteus maximus: Kalçanın ekstansiyonu
  • Quadriceps femoris: Diz ekstansiyonu ve vücudun stabilizasyonu
  • Soleus ve gastrocnemius: Ayak bileği plantarfleksiyonu, zemini itme

5.2. Swing Fazı (Ayağın havada olduğu evre)
  • Iliopsoas ve rectus femoris: Kalça fleksiyonu
  • Hamstring kasları: Diz fleksiyonu
  • Tibialis anterior: Ayak bileği dorsifleksiyonu (ayağın takılmasını önler)

Kas kontraksiyonlarının tipi:

  • İzotonik kasılma (kontraksiyon sırasında kas boyu değişir)
  • İzometrik kasılma (kas boyu değişmez, ancak gerilim artar – denge sırasında)

6. Propriyosepsiyon ve Geri Bildirim Mekanizması

Yürüyüş sırasında merkezi sinir sistemi, hareketin doğruluğunu ve kasların pozisyonunu sürekli olarak izler.

Bu bilgileri aşağıdaki yapılar sağlar:

6.1. Kas İğcikleri (Muscle Spindles)
  • Kasın uzunluğundaki değişimi algılar.
  • Ia afferent lifleri aracılığıyla sinyali dorsal kökten omuriliğe iletir.

6.2. Golgi Tendon Organları
  • Kas gerilimini ölçer.
  • Ib afferent lifleri ile inhibitör sinyaller taşır, aşırı yüklenmeye karşı koruma sağlar.

6.3. Cutaneous Reseptörler
  • Ayak tabanındaki basınç ve dokunma algısı ile zemine temasın geri bildirimi sağlanır.

6.4. Vestibüler Sistem
  • İç kulaktaki semisirküler kanallar ve otolit organları, denge ve baş pozisyonunu algılar.

7. Geri Bildirimin Yüksek Merkezlere İletimi

Tüm bu duyusal veriler afferent yollarla (spinotalamik, posterior column-medial lemniscus yolu vb.) spinal korddan yükselerek:

  • Serebellum (hareketin koordinasyonu ve hatasız yürüyüş)
  • Somatosensoriyel korteks (vücudun mekânsal pozisyonunun algılanması)
  • Bazal ganglionlar (hareketin başlatılması ve kontrolü)
  • Vestibüler çekirdekler (denge ve postüral refleksler)

gibi yapılarla entegre edilir.

Bu merkezlerde işlenen bilgiler tekrar motor sisteme gönderilerek düzeltici motor yanıtlar oluşur.

8. Sinaptik Plastikiyet ve Motor Öğrenme

Sık kullanılan motor yollar zamanla long-term potentiation (LTP) gibi mekanizmalarla daha verimli hâle gelir.

Özellikle yürüyüş gibi tekrar eden görevlerde:

  • Serebellar sinapslar
  • Kortikospinal bağlantılar
  • Bazal gangliyon devreleri

plastik değişikliklere uğrayarak yürüyüşün akıcı ve otomatikleşmiş hâle gelmesini sağlar.

🧠 🧠 🧠
9. Sempatik Sinir Sisteminin Yürüyüş Üzerine Etkileri

Yürüyüş gibi fiziksel bir aktivite, sadece somatik motor sistemin değil, aynı zamanda otonom sinir sisteminin (ANS) de aktivasyonunu gerektirir. Bu bağlamda, sempatik sinir sistemi özellikle dinamik efor, hızlanma, çevresel adaptasyon ve stres faktörlerine yanıt olarak yürüyüş sürecinde aktif hâle gelir.

9.1. Kardiyovasküler Ayarlamalar
  • Sempatik aktivasyon, β₁-adrenerjik reseptörler üzerinden kalp atım hızını (pozitif kronotropi) ve kasılma gücünü (pozitif inotropi) artırır.
  • Periferik vasküler yatakta α₁-adrenerjik reseptörler yoluyla vazokonstriksiyon sağlanır.
  • Buna karşılık, çalışan iskelet kaslarında lokal metabolik vazodilatasyon (örneğin adenozin, laktat, NO etkisiyle) egemen olur, böylece kaslara selektif kan akışı artırılır.

9.2. Solunum Yanıtları
  • Bronkodilatasyon (β₂-reseptör aktivasyonu) ile hava yolları genişletilir.
  • Solunum hızı ve derinliği artar → artmış oksijen talebine cevap olarak alveoler gaz değişimi optimize edilir.

9.3. Metabolik Etkiler
  • Lipoliz (yağ yıkımı) ve glikojenoliz (karaciğer ve kaslarda glikojen yıkımı) uyarılır.
  • Bu yolla, çalışan kasların enerji ihtiyacı karşılanır.

9.4. Termoregülasyon
  • Ter bezleri (ekrin) sempatik kolinerjik sinirlerle uyarılır → terleme artar.
  • Deri damarlarında vazodilatasyon (özellikle ısıyı uzaklaştırmak için) ve vazokonstriksiyon (soğukta ısı koruması) sempatik sistem tarafından düzenlenir.

9.5. Kas tonusu ve refleks kontrolü
  • Kas tonusunun artışı ve postüral reflekslerin modülasyonu sempatik sistemin spinal interneuronlar üzerindeki etkileriyle dolaylı olarak desteklenir.
⚡ ⚡ ⚡
10. Sinaptik İletim: İyon Kanalları ve Reseptör Alt Tipleri

Sinaptik iletim, bir nöronun diğerine ya da kas hücresine bilgi aktarımını sağlayan temel nörofizyolojik süreçtir. Bu süreç iyon kanal açılımı, nörotransmitter salınımı, reseptör aktivasyonu gibi alt mekanizmaları içerir.

10.1. Presinaptik Aksiyon Potansiyeli ve İyon Kanalları
  • Aksiyon potansiyeli sinir terminaline ulaştığında voltaj bağımlı kalsiyum kanalları (Cav2.1 / P/Q tipi) aktive olur.
  • Bu kanallar, Ca²⁺ iyonlarının hücre içine girmesine izin verir.
  • Artan intraselüler Ca²⁺ → SNARE proteinleri aracılığıyla nörotransmitter veziküllerinin presinaptik membrana kaynaşmasını ve ekzositozla boşaltılmasını tetikler.

10.2. Sinaptik Nörotransmitterler ve Reseptör Alt Tipleri

Aşağıda yürüyüşle ilişkili sinirsel süreçlerde yer alan başlıca nörotransmitterler ve reseptör alt tipleri açıklanmıştır:

🔹 Asetilkolin (ACh)
  • Nikotinik reseptörler (ionotropik) → Nöromüsküler kavşakta kas kasılmasını başlatır.
    • Özellikle α1β1δε (adült kas tipi) alt birim kombinasyonundan oluşur.
  • Mekanizma: Na⁺ içeri, K⁺ dışarı hareketi → depolarizasyon.

🔹 Glutamat
  • Merkezi sinir sisteminde eksitatör sinyalleşmenin başlıca aracıdır.
  • Ionotropik reseptörler:
    • AMPA reseptörleri (Na⁺, K⁺ geçirgen)
    • NMDA reseptörleri (Na⁺, K⁺, Ca²⁺ geçirgen; Mg²⁺ ile voltaj bağımlı blok)
  • Metabotropik glutamat reseptörleri (mGluR) → G-protein bağlıdır, yavaş yanıt oluşturur.

🔹 GABA (γ-Aminobutirik Asit)
  • İnhibitör nörotransmitter: Spinal reflekslerin düzenlenmesinde önemlidir.
  • GABA-A reseptörleri (ionotropik): Cl⁻ girişine izin verir → hiperpolarizasyon.
  • GABA-B reseptörleri (metabotropik): K⁺ kanallarını açar, Ca²⁺ kanallarını inhibe eder.

🔹 Glikin
  • Özellikle omurilikte inhibitör sinyal taşıyıcısıdır.
  • Cl⁻ girişine neden olur → postsinaptik nöronu inhibe eder.
  • Renshaw hücreleri üzerinden negatif geri bildirim sağlar.

10.3. Sinaptik Plastikiyet: Uzun Süreli Potansiyasyon (LTP)
  • Sık tekrar eden sinaptik aktivite ile NMDA reseptörlerinden Ca²⁺ girişi artar.
  • Bu, CaMKII, PKC, CREB gibi hücre içi yolları aktive eder.
  • Yeni AMPA reseptörlerinin membrana taşınması ve gen ekspresyonu ile sinaptik güçlenme oluşur.
  • Özellikle hipokampus, motor korteks ve serebellum gibi öğrenmeyle ilişkili bölgelerde bu mekanizma önemlidir.

🧩 🧩 🧩

Yürüyüşte Tüm Sistemlerin Eşzamanlı Etkinliği
SistemRolü
Somatik Sinir SistemiKaslara istemli motor komut iletimi
Sempatik Sinir SistemiOksijenlenme, dolaşım, enerji üretimi, denge kontrolü
Sinaptik MekanizmalarHızlı ve düzenli nöron-kas, nöron-nöron iletişimi
İyon KanallarıAksiyon potansiyeli oluşumu ve sinaptik iletim
Reseptör Alt TipleriSpesifik uyarılma ve inhibisyon kontrolü
Kas İskelet SistemiMekanik hareketin üretimi ve sürdürülmesi
🔬 🔬 🔬
Sonuç

İnsanın düz bir zeminde bir adım atabilmesi için:

  • Yüksek merkezlerde istemli motor planlama yapılır,
  • Kortikospinal yollarla sinyal kaslara iletilir,
  • Kas kontraksiyonları fizyolojik ve biyokimyasal olarak gerçekleşir,
  • Duyusal geri bildirimle motor aktivite sürekli denetlenir ve ayarlanır.

Bu süreçte nöronal iletim, nöromüsküler iletim, kas kasılması, proprioseptif bilgi akışı ve postüral kontrol sistemleri bir bütün hâlinde çalışır. Tüm bu işlemler milisaniyeler içinde gerçekleşir ve yürüyüş davranışı ortaya çıkar.

Bu detaylarla birlikte, bir adım atmak gibi basit görünen bir eylemin aslında nasıl kompleks, çok sistemli ve hassas bir nörofizyolojik süreç olduğunu bilimsel derinlikle görmüş olduk…

Dr. Mustafa KEBAT

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan çocuklarımızı bilgilendirmek, okumaya, çalışmaya, doğal hayata heveslendirmek ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Pentan Tankı HZ-11: Tank Temizlik ve Bakım Sırasında Kapalı Ortamda Zehirlenme Riski Olay Ağacı Analizi

Pentan Tankı – İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda 45 (Kırk Beş) yazıdan oluşan serinin on üçüncünde Pentan Tankı – (Hazard Identification – Tehlike Tanımlama) Analizi‘ nde yer alan Tank Temizlik ve Bakım Sırasında Kapalı Ortamda Zehirlenme Riski Olay Ağacı Analizini inceleyebilirsiniz.

Yararlı olması dileklerimle.

Bu yazıda paylaştığım analizi, pentan tanklarında gerçekleştirilen temizlik ve bakım faaliyetleri sırasında, kapalı alan koşullarının neden olduğu inhalasyon kaynaklı zehirlenme risklerini değerlendirmek amacıyla hazırladım.

Kapalı ortam çalışmaları, endüstriyel güvenliğin en yüksek dikkat gerektiren başlıkları arasında yer almakta olup; özellikle uçucu organik bileşiklerin (UOB), düşük oksijen seviyesinin ve toksik gazların bir arada bulunabildiği durumlar ciddi bir sağlık tehdidi oluşturur.

Pentan, yüksek uçuculuğa ve düşük toksisite eşik değerine sahip olması nedeniyle kısa sürede ortam havasında patlayıcı ve/veya toksik konsantrasyonlara ulaşabilir.

Tank içi çalışma sırasında yetersiz havalandırma, uygun kişisel koruyucu donanım (KKD) kullanılmaması, gaz ölçüm cihazlarının eksikliği ya da prosedür dışı müdahaleler, çalışanların maruz kalabileceği tehlikeyi daha da artırır.

Tank Temizlik ve Bakım Sırasında Kapalı Ortamda Zehirlenme Riski Olay Ağacı Analizi, söz konusu bakım/temizlik sürecinde oluşabilecek zehirlenme senaryolarını teknik olarak irdelemekte, olayların gelişim zincirini ve bu zincire müdahale edilebilecek noktaları ayrıntılı biçimde ortaya koymaktadır.

🔺 HZ-11 – Olay Ağacı (Event Tree) Analizi

Tehlike Başlığı: Tank Temizlik ve Bakım Sırasında Kapalı Ortamda Zehirlenme Riski (Pentan Buharı Maruziyeti)

Başlangıç Olayı (Initiating Event):
Tankın içi temizlik, bakım, onarım veya kontrol için girildiğinde yeterli havalandırma sağlanmadan pentan buharına maruz kalınması.


🔸 1. Kontrol Noktası: Kapalı Alan Giriş İzni (Confined Space Entry Permit) Alındı mı?

  • Evet:
    • Tüm prosedürler yazılı ve imzalı; kontrol listeleri eksiksiz.
      Sonuç: Yasal ve güvenli giriş sağlanmış olur.
    • Risk Değerlendirmesi: Düşük
  • Hayır:
    • İzinsiz veya prosedürsüz giriş.
      🔸 2. Kontrol Noktası: Ortam Havası Ölçüldü mü? (Pentan seviyesi, O₂, CO, H₂S vb.)
      • Evet:
        • Gaz ölçüm cihazıyla ortam havası test edilmiş, limit altı.
          ⚠️ Sonuç: Giriş yapılabilir, ancak izleme devam etmeli.
        • Risk Değerlendirmesi: Orta
      • Hayır:
        • Ölçüm yapılmadı, risk bilinmiyor.
          🔸 3. Kontrol Noktası: Havalandırma Sağlandı mı?
          • Evet:
            • Tank içine sürekli hava beslemesi yapılmış, buhar birikimi önlenmiş.
              ⚠️ Sonuç: Maruziyet ihtimali düşük.
            • Risk Değerlendirmesi: Orta
          • Hayır:
            • Kapalı ortamda buhar birikmiş olabilir.
              🔸 4. Kontrol Noktası: Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) Kullanıldı mı?
              • Evet:
                • Solunum maskesi, gaz dedektörü, emniyet halatı kullanıldı.
                  ⚠️ Sonuç: Maruziyet olsa bile etkilenme azaltılır.
                • Risk Değerlendirmesi: Orta
              • Hayır:
                • Hiçbir KKD kullanılmadı.
                  Sonuç: Bilinç kaybı, boğulma, ölüm riski çok yüksek.
                • Risk Değerlendirmesi: Çok Yüksek

🧩 🧩 🧩

Özet Olarak

Senaryo NoSonuçRisk Seviyesi
1İzin alınmış, ortam ölçülmüş, havalandırma ve KKD mevcutDüşük
2İzin yok, ortam ölçülmemiş, havalandırma yok, KKD yokÇok Yüksek
3İzin var, ölçüm yapılmış ama havalandırma eksik, KKD eksikYüksek
4Ölçüm yapılmamış, sadece KKD ile girilmişOrta-Yüksek
5Her şey yapılmış ama anlık sızıntı/arıza sonucu ortamda pentan birikmişYüksek

🛡️ 🛡️ 🛡️

Önleyici ve Azaltıcı Tedbirler

  • Kapalı alan giriş izni prosedürü eksiksiz uygulanmalı.
  • Giriş öncesi hava kalitesi ölçümleri yapılmalı; özellikle pentan, O₂ ve patlama limiti kontrol edilmeli.
  • Tank içine giriş yapılmadan önce zorunlu havalandırma sağlanmalı (mekanik blowerlar ile).
  • Personel mutlaka gaz maskesi, taşınabilir dedektör, can halatı, gözlemci kişi gibi desteklerle donatılmalı.
  • Kapalı alanda çalışma süresi minimumda tutulmalı, düzenli ara verilerek dışarı çıkılmalı.
  • Acil kurtarma planı (yanıt süresi 3 dakikadan az) hazır ve tatbik edilmiş olmalı.

Bu yazının kaynağı olan Pentan Tankı – (Hazard Identification – Tehlike Tanımlama) Analizi aşağıdadır.

Pentan Tankı – ((Hazard Identification – Tehlike Tanımlama) Analizi

Tehlike KoduTehlike BaşlığıOlası NedenlerEtkilenen Alanlar / SistemlerOlası SonuçlarMevcut / Önerilen Kontroller
HZ-01Sızıntı – Flanş / ContaAşınmış conta, torklama hatası, kimyasal uyumsuzlukDolum hattı, tank çıkışı, pompa bağlantılarıBuhar yayılımı, patlayıcı atmosfer oluşumu, yangın, çevresel kirlenmeKimyasal uyumlu contalar, periyodik sızdırmazlık kontrolü, EX-proof alan izleme
HZ-02Tank Delinmesi / KorozyonTank iç yüzey kaplamasında bozulma, dış darbe, metal yorgunluğuTank gövdesi, temel çevresiYüksek hacimli döküntü, yangın/patlama riski, çevresel tehlikeKoruyucu kaplama, tank ultrasonik kalınlık ölçümü, koruma bariyeri
HZ-03Statik Elektrik BoşalmasıTopraklama eksikliği, sürtünme etkisi, uygun olmayan boru malzemesiDolum hattı, pompa, operatörKıvılcım → yangın veya patlama, çalışan yaralanmasıTopraklama çubuğu, antistatik hortumlar, dolum öncesi topraklama test cihazı
HZ-04Tank Aşırı DolumuSeviye sensörü arızası, manüel dolum hatasıTank içi, taşma menholüParlayıcı sıvı dışarı taşar, buhar oluşur, yangın riskiİkincil seviye sensörü, taşma alarmı, taşma haznesi (containment bund)
HZ-05Köpük Sistemi ArızasıKöpük pompası arızası, vana kapalı kalması, manuel hatalarYangınla mücadele sistemiYangın kontrol edilemez, tank ısınması, BLEVÉ riskiKöpük sistem periyodik test, yedek pompa, acil stop düğmesi
HZ-06Elektriksel KıvılcımEX-proof olmayan ekipman, gevşek bağlantı, kaçak akımTank çevresi, dolum alanıParlayıcı buhar → tutuşma, yangınEX-proof elektrik altyapısı, periyodik izolasyon testleri
HZ-07Buhar Yayılması (Havalandırma Eksikliği)Tank solunumu, atmosferik dalgalanma, buhar çıkışıTank havalandırması, soluma hattıPatlayıcı atmosfer oluşumu, personel zehirlenmesiATEX uyumlu havalandırma sistemi, VOC dedektörü
HZ-08Operatör HatalarıEğitim yetersizliği, prosedür eksikliği, dikkatsizlikDolum-boşaltım işlemleri, alarm devre dışı bırakılmasıTaşma, sızıntı, geç müdahale, acil durum yönetiminde zafiyetSOP’ler, eğitim, check-list uygulaması, gözetmen kontrolü
HZ-09Yangın / Harici KaynaklıYakın tesislerdeki yangın, kaynak kıvılcımı, araç motorlarıTank dışı, tesis geneliTank ısınması, basınç artışı, patlama (BLEVÉ) riski30 m yangın güvenlik mesafesi, yangın sensörleri, otomatik yangın kapısı
HZ-10Yanlış Kimyasal DolumuKimliklendirme eksikliği, operatör hatasıTank içi kimyasal uyumuReaktif madde karışımı, toksik gaz çıkışı, basınç artışıEtiketleme, kodlama, kimyasal tanımlama SOP, RFID okuma sistemi
HZ-11PSV (Basınç Tahliye Valfi) ArızasıValf tıkanması, bakım eksikliği, yanlış kalibrasyonTank üst kısmı, solunum hattıTank içi aşırı basınç → tank deformasyonu/patlamaPeriyodik PSV testi, tahliye borusu yönlendirmesi
HZ-12Gaz Dedektör ArızasıKalibrasyon gecikmesi, sensör yaşlanması, fiziksel hasarGaz izleme sistemiTehlikeli atmosfer fark edilmez, patlama/yangın riski artarGaz dedektörü kalibrasyon protokolü, çift dedektör kurulumu
HZ-13Sızan Kimyasalın GiderilememesiYetersiz absorban, ekipmanın gecikmeli kullanımı, yanlış müdahaleSızıntı alanı, yer altı suyuKimyasalın yayılması, çevre kirliliği, yeraltı suyunun kontaminasyonuAbsorban istasyonu, eğitimli ekip, sızıntı toplama küvetleri
HZ-14Aydınlatma Eksikliği / Gece OperasyonuYetersiz ışık, karanlıkta yapılan manuel dolumlarTüm sahaGözle kaçırılan taşmalar, güvenlik riski, müdahale gecikmesiPatlamaya dayanıklı LED projektörler, gece vardiyası eğitimi
HZ-15Acil Tahliye GecikmesiKaçış yollarının kapalı olması, tatbikat eksikliğiTüm çalışanlarYangın/patlama sırasında personelin mahsur kalmasıAcil kaçış yönlendirmeleri, yılda 2 defa tatbikat

Pentan tanklarında yapılan bakım ve temizlik çalışmaları, kapalı alan güvenliği açısından hem operasyonel hem de sağlık riskleri içeren çok aşamalı bir süreçtir.

Ortamda biriken pentan buharları, fark edilmeden solunduğunda merkezi sinir sistemi depresyonu, baş dönmesi, bilinç kaybı ve ileri vakalarda solunum yetmezliği gibi hayati komplikasyonlara yol açabilir.

Bu nedenle olay ağacı analizi ile kapalı alanda çalışan personelin karşılaşabileceği zehirlenme riskinin dinamiklerini, neden-sonuç ilişkileriyle teknik bir çerçevede açıklamaya çalıştım. Muhakkak ki eksikleri vardır. Sizlerin katkıları ile tamamlanacaktır.

Acil durum prosedürlerinin eksikliği, giriş izin formlarının uygulanmaması, çoklu bariyer sistemlerinin yetersizliği veya yalnız çalışma durumları, ölümcül kazalara zemin hazırlayabilir. Bu bağlamda; kapalı alan girişi öncesi gaz ölçümü yapılması, zorunlu havalandırma, güvenli giriş-çıkış sistemlerinin oluşturulması, gözcü bulundurulması ve KKD’nin uygun şekilde kullanılması gibi önlemler hayati rol oynar.

Sonuç olarak, bu analizde, yalnızca bireysel maruziyeti değil; organizasyonel, teknik ve yönetimsel boyutlarıyla sistemsel güvenlik yaklaşımını temel almakta ve kapalı alan risklerinin çok yönlü olarak kontrol altına alınmasını amaçladım.

Süreç güvenliği açısından bu tür risk analizlerinin periyodik olarak güncellenmesi ve saha personelinin bilinç düzeyinin artırılması, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün vazgeçilmez bir parçasıdır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Değerli İş Güvenliği Camiası üyesi,

Pentan Tankı – İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda ulaşılabilir makale ve teknik yazı sayısı maalesef yeterli değil. O sebeple bu yazıda eksiklerim olabilir.

Bilgi ve tecrübelerinizi paylaşmanız vereceğiniz katkılar ile iş güvenliği camiasının daima yararlanacağı büyük ve ayrıntılı bir veri bankası haline getirebiliriz.

Saygılarımla

Dr. Mustafa KEBAT – 0 530 568 42 75

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Pentane dış depolama tankının yangın etkisine ilişkin bir çalışma https://koreascience.kr/article/JAKO202430540257020.page

⭐️⭐️ Depolama tankı kazalarına ilişkin bir çalışma https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0950423005000641?via%3Dihub

⭐️⭐️ Kaza Sonucu ve Risk Analizine Dayalı Kimyasal Depolama Tanklarının Güvenlik Aralıklarının Araştırılması https://www.researchgate.net/publication/346406356_Research_on_Safety_Spacing_of_Chemical_Storage_Tanks_Based_on_Accident_Consequence_and_Risk_Analysis

⭐️⭐️ IOC terminalindeki büyük yakıt depolama tankının yangın tehlikesi ve risk analizi https://journals.sagepub.com/doi/10.1177/09544089231207419

⭐️⭐️ Propan depolama tanklarının dinamik risk değerlendirmesi için tahmini bir kaza modelinin geliştirilmesi https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0957582021000896

⭐️⭐️ Pentan https://pubchem.ncbi.nlm.nih.gov/compound/Pentane

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

İşyerinizde Hijyen Denetimi Yaptırıyor musunuz?

İşyerinizde hijyen ve sanitasyon rehberiniz var mı?

Düzenli iç kontrollerinizi yapıyor musunuz?

Dış kontrol yaptırıyor musunuz?

Ne yediğinizden ve içtiğinizden emin misiniz?

Evraklarınızın tam olması için mi yoksa hijyen ve sanitasyon için mi uygulamalarınız…?

Günümüz çalışma yaşamında, verimlilik ve çalışan memnuniyeti kadar önemli olan bir diğer konu da işyeri hijyenidir. Temiz, sağlıklı ve düzenli bir çalışma ortamı; sadece bulaşıcı hastalıkların önlenmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda iş kazalarını azaltır, çalışanların motivasyonunu artırır ve kurumsal itibarı güçlendirir.

Bu yazı, işyerlerinde hijyen standartlarının belirlenmesi, uygulanması ve düzenli olarak denetlenmesinin neden kritik olduğunu açıklamak amacıyla kaleme alınmıştır. Temizlik sadece görsel bir unsur değil, aynı zamanda sağlığın, güvenliğin ve profesyonelliğin ayrılmaz bir parçasıdır.

Amacımız, her sektörde faaliyet gösteren işletmelere, çalışanlara ve yöneticilere hijyen denetiminin önemini hatırlatmak ve bu sürecin nasıl daha etkin hale getirilebileceği konusunda rehberlik etmektir.

Hijyen denetimi kapsamında yapılan işlemlerin tamamı 17.12.2011 Tarih 28145 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Gıda Hijyen Yönetmeliği ve TS 13027 Gıda Üretim Yerlerinde Hijyen ve Sanitasyon Genel Kuralları Standardına göre yapılmaktadır.

Hijyen Denetimi Sırasında Kontrolü Yapılacak Noktalar

Hijyen denetimi kapsamında kontrolü yapılan noktalardan bazıları şu şekildedir;

  • İşletme hijyeni
  • Alet ve ekipman uygunluğu
  • Personel alanlarının kontrolü
  • Depolama şartları
  • Kullanılan kimyasalların uygunluğu
  • Ambalaj malzemelerinin kontrolü
  • Çevresel faktörlerin etkileri
  • Personel hijyeni ve sağlık kontrolleri
  • Sevkiyat şartları
  • Ziyaretçi kontrolleri
  • Atıkların kontrolü
  • Ortam havası analizleri
  • Aydınlatma kontrolü
  • Havalandırma kontrolü

İşyerinde Hijyen Denetimi, işyerindeki hijyen koşullarının sağlanması ve iş sağlığı güvenliği açısından önemli bir kontrol sürecidir. Bu denetimler, çalışanların sağlığını korumak, işyeri çevresindeki hijyen standartlarını yükseltmek ve olası sağlık problemlerini önlemek amacıyla yapılır.

Hijyen denetimi, aynı zamanda işyerinin yasal düzenlemelere uygunluğunu sağlamaya da yardımcı olur. Bu denetimlerin kapsamı, işyeri türüne, çalışan sayısına, sektörüne ve mevcut sağlık gereksinimlerine bağlı olarak değişebilir.

İşyerinde Hijyen Denetimi Önemlidir. Çünkü

  • Çalışan Sağlığı – Hijyenik bir çalışma ortamı, çalışanların sağlık sorunlarını önler. Temiz bir işyeri, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engeller ve çalışanların moralini yükseltir.
  • Yasal Uygunluk – Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere çeşitli otoriteler, işyerlerinin hijyen koşullarına dair belirli yönetmelikler ve standartlar belirlemiştir. Yasal düzenlemelere uyum sağlanması gerekir.
  • Verimlilik ve Motivasyon – Temiz ve düzenli bir ortam, çalışanların daha sağlıklı ve verimli çalışmalarına katkı sağlar. Ayrıca, işyerindeki hijyen standartları çalışanların işyerine olan bağlılıklarını artırabilir.
  • Müşteri Güveni – Eğer bir işyeri müşteri kabul ediyorsa (örneğin, restoranlar, oteller vb.), hijyenik bir ortamın sağlanması müşteri memnuniyetini ve güvenini arttırır.

İşyerinde Hijyen Denetiminde Kontrol Edilmesi Gereken Alanlar

Hijyen denetimi, bir işyerinde farklı alanlarda yapılabilir. İşte denetim yapılması gereken başlıca alanlar:

1. Genel Temizlik ve Düzen

  • Zeminler: Zeminlerin temizliği, kayma riski olmayan, düzenli olarak temizlenmesi gereken alanlar olup olmadığının kontrol edilmesi.
  • Duvarlar ve Tavanlar: Kirli, mantarlaşmış, nemli alanlar, küf oluşumunun önlenip önlenmediği.
  • Pencereler ve Kapılar: Camların temizliği, kapıların düzgün çalışıp çalışmadığı.
  • Çöp Kutuları ve Atık Yönetimi: Çöp kutularının düzenli olarak boşaltılması ve doğru şekilde atıkların ayrılması.

2. Tuvalet ve Banyo Alanları

  • Tuvaletler: Tuvaletlerin düzenli olarak temizlenmesi, kâğıt, sabun, dezenfektan gibi temizlik malzemelerinin yeterli olması.
  • Banyolar: Hijyenik ortamlar, suyun kesilmeden sürekli sağlanması.
  • Lavabolar: Lavaboların temizliği ve dezenfeksiyon durumu, sabun ve kağıt havluların varlığı.

3. Ortak Alanlar

  • Mutfak ve Yemekhane: Mutfaklar ve yemekhanelerin temizliği, yiyeceklerin saklanması, pişirme alanlarının hijyen durumu.
  • Sosyal Alanlar: Dinlenme odaları, kantinler gibi çalışanların toplandığı yerlerin temizliği.

4. Hava Kalitesi ve Havalandırma

  • Havalandırma Sistemleri: İyi çalıştığından ve hava sirkülasyonunun sağlandığından emin olunması.
  • Klima ve Isıtma Sistemleri: Bu sistemlerin düzenli temizliği ve bakımının yapılıp yapılmadığı.

5. Ekipman ve Araçlar

  • İş Ekipmanları: Çalışma alanlarında kullanılan ekipmanların (örneğin makineler, bilgisayarlar) düzenli temizlenip temizlenmediği.
  • Koruyucu Ekipmanlar: Eğer kişisel koruyucu ekipman (KKE) kullanılıyorsa, bu ekipmanların temizliği ve bakımı.

6. Yiyecek ve İçecekler

  • Yiyeceklerin Saklanması: Gıda güvenliği açısından soğuk zincir, saklama koşulları ve son kullanım tarihlerinin kontrolü.
  • İçeceklerin Temizliği: Suyu içme alanlarının hijyenik olup olmadığı, içme suyu sağlama koşulları.

7. Biyolojik Riskler ve Kimyasal Madde Kullanımı

  • Kimyasal Maddeler: Temizlik veya üretim süreçlerinde kullanılan kimyasal maddelerin güvenli bir şekilde saklanıp saklanmadığının denetimi.
  • Biyolojik Tehlikeler: Patolojik atıklar veya biyolojik tehlike oluşturabilecek materyallerin güvenli şekilde imha edilip edilmediği.

İşyerinde Hijyen Denetimi İçin Kullanılabilecek Yöntemler

Hijyen denetimleri, sistematik bir yaklaşım ve belirli yöntemlerle yapılabilir.

İşte kullanılan bazı yöntemler:

1. Görsel İnceleme

  • İşyerindeki her alanın görsel olarak incelenmesi, kirli alanlar, düzensizlikler ve hijyen eksikliklerinin tespit edilmesini sağlar.

2. Anketler ve Geri Bildirim

  • Çalışanlardan geri bildirim alarak, hijyen koşullarının ne derece uygun olduğuna dair bilgi toplanabilir. Çalışanlar, hijyen ile ilgili problemleri daha iyi gözlemleyebilir ve bildirebilir.

3. Mikrobiyolojik Testler

  • Belirli alanlarda mikrobiyolojik testler yaparak, mikroorganizmaların varlığı kontrol edilebilir. Özellikle gıda sektöründe bu tür testler kritik önem taşır.

4. Ekipman ve Tesis Denetimi

  • Kullanılan temizlik ekipmanlarının verimliliği, düzenli bakımın yapılıp yapılmadığı ve doğru kullanımı denetlenebilir.

5. İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimi

  • Hijyen, iş sağlığı ve güvenliği ile yakından ilişkilidir. İSG uzmanları, işyerindeki hijyenin iş sağlığı açısından uygun olup olmadığını kontrol ederler.

İşyerinde Hijyen Denetimi İçin Hukuki Düzenlemeler

İşyerlerinde hijyen koşullarının sağlanması, iş sağlığı ve güvenliği yasaları çerçevesinde belirli düzenlemelere tabidir.

İşyerinde hijyen denetimi, çalışanların sağlığı için büyük önem taşır. Temiz ve hijyenik bir çalışma ortamı, sadece sağlık açısından değil, aynı zamanda iş verimliliği ve işyerindeki motivasyon üzerinde de olumlu etkiler yaratır.

Türkiye’de bu konuda en önemli yönetmeliklerden biri, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve buna bağlı İşyerlerinde Hijyen ve Temizlik standartlarıdır. Ayrıca, Türk Gıda Kodeksi, gıda sektöründe hijyen standartlarını belirler. Çalışan sağlığını korumak amacıyla tüm yasal düzenlemelere uyulması zorunludur.

İşyerinizde Hijyen – Sanitasyon Denetimi İçin Bizi Arayın

İşyeri Sağlığınız Bizimle Güvende!

Görünmeyen tehlikeler, büyük sorunlara yol açabilir.
İşyerlerinde Hijyen – Sanitasyon Denetimi hizmetimizle, çalışma alanlarınızın sağlık ve güvenlik standartlarına uygunluğunu titizlikle inceliyoruz.

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü Dr Mustafa KEBAT ve ekibi ile;

🔍 Detaylı Risk Analizi
🧪 Yüzey ve Ortam Hijyen Testleri
📋 Denetim Raporları ve Uyum Tavsiyeleri
👷 Çalışan Hijyen Eğitimi ve Farkındalık Çalışmaları

Her sektöre özel çözümlerimizle, iş yerinizin hijyen standardını yükseltiyor, çalışanlarınıza daha güvenli bir ortam sağlıyoruz.

📞 Arayın, hijyeninizi güvence altına alalım!
🌐 https://tetkik.com.tr
📧 [email protected]

☎️ 0530 568 42 75

Hijyen bir tercih değil, zorunluluktur. Denetimi bize bırakın, siz işinize odaklanın.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ 17.12.2011 Tarih 28145 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Gıda Hijyen Yönetmeliği

⭐️⭐️ TS 13027 Gıda Üretim Yerlerinde Hijyen ve Sanitasyon Genel Kuralları Standardı

⭐️⭐️ İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

⭐️⭐️ Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Visseral Yağ Fazlalığınız Var mı?

Visseral yağ, (İç Yağ) karın boşluğu içinde yer alan karaciğer, pankreas ve bağırsaklar gibi hayati iç organların çevresinde biriken yağ dokusudur.

Bu yağ türü, deri altı (subkutan) yağlardan farklıdır, gizlidir, bu da onu daha da tehlikeli hale getirir. Çünkü metabolik olarak daha aktif olup normal organ fonksiyonlarını engellediği, Hormonal dengesizliğe, inflamasyona neden olur, kalp hastalığı, tip 2 diyabet, hipertansiyon, insülin direnci, yağlı karaciğer hastalığı, inme, uyku apnesi, bilişsel gerileme ve bazı kanser türleri (Meme ve kolon kanserleri vb) gibi birçok kronik hastalıkla da ilişkili olduğu için tehlikelidir.

Visseral yağın aşırı birikimi, sadece estetik bir sorun değil, aynı zamanda ciddi bir sağlık riski olarak da değerlendirilmelidir.

Visseral Yağ Artış Sebepleri

Visseral yağ, başta yaşam tarzı faktörlerine olmak üzere daha az da genetik faktörlere bağlı olarak birikir.

Genetik Yatkınlık

Visseral yağ oluşumunda genetik faktörler önemli rol oynar. Bu durumu en raha bir şekilde aile öyküsü ile anlayabilirsiniz. Aile bireylerinde abdominal obezite bulunan bireylerde, visseral yağlanmaya daha sık rastlanır.

Genetik yatkınlık, vücudun yağ depolama biçimini, enerji metabolizmasını, iştah düzenlemesini ve insülin hassasiyetini etkileyerek kişinin karın içi yağ birikimine (visseral yağ) eğilimli hale gelmesine neden olabilir.

Örneğin,

Fazla alınan kalorilerin yağ olarak depolanması bazı kişilerde daha çok visseral bölgede olurken, bazı kişilerde de deri altı (subkutan) bölgede olmaktadır.

Bazı kişilerde kas kütlesi genetik olarak düşük olup bazal metabolizma hızı da düşük olması durumunda alınan fazla kaloriler visseral yağ artışına neden olabilir.

Dengesiz ve Yüksek Kalorili Beslenme

Günümüzde, visseral yağlanmanın en önemli nedeni beslenme alışkanlıklarıdır. Özellikle endüstriyel – işlenmiş gıdalar içerikleri sebebi ile visseral yağlanmanın ana sebeplerindendir.

Yüksek şeker tüketimi (özellikle fruktoz) – Fruktozun fazla tüketimi, lipogenez (yağ üretimi) yoluyla karaciğerde trigliserid sentezini artırarak visseral yağ depolanmasını tetikler.

Basit karbonhidrat ağırlıklı diyet – Rafine karbonhidratlar (Beyaz ekmek, pirinç, makarna ve şekerli yiyecekler) kan şekerinde ani yükselmelere neden olur. Bu da insülin salımını artırır ve insülinin lipogenez (yağ üretimi) etkisiyle karaciğerde trigliserid sentezini artırarak visseral yağ depolanmasını tetikler.

Yüksek yağlı ve işlenmiş gıdalar – Trans yağlar ve doymuş yağ asitleri içeren işlenmiş gıdalar (fast food, cips, paketli gıdalar) inflamasyonu artırarak visseral yağ birikimini kolaylaştırır.

Protein eksikliği – Protein, tokluk hissi sağlar ve metabolizmayı hızlandırır. Düşük proteinli diyetler, enerji dengesini bozarak visseral yağ birikimine neden olabilir.

Hareketsiz Yaşam Tarzı (Sedanter Davranışlar)

Günümüzde moder yaşam adı altında teknolojinin ve araçlarınn daha yoğun ve genel kullanımı ile insanların hareketliliği oldukça azalmıştır. Hareket eksikliği – azlığı (sedanter yaşam) visseral yağlanma için önemli bir risk faktörüdür.

Egzersiz eksikliği, alınan kalorilerin enerjiye dönüştürülemeden depolanmasına yol açar. Aynı şekilde hareket azlığı kas kütlesinde de azalmaya yol açarak bazal metabolizmanın düşmesine ve bu durum da enerji dengesizliğine yol açar.

Düzenli egzersiz, özellikle aerobik (yürüyüş, koşu, yüzme) ve direnç egzersizleri, visseral yağ dokusunu azaltmak için etkilidir. Sedanter yaşam tarzına sahip bireylerde ise visseral yağ oranı önemli ölçüde yüksektir.

Stres ve Kortizol Salınımı

Kronik stres, hipotalamus-hipofiz-adrenal (HHA) aksını aktive ederek kortizol hormonunun artmasına neden olur.

Kortizol, vücudu “savaş ya da kaç” durumuna hazırlar; ancak sürekli yüksek kortizol seviyeleri yağ metabolizmasını bozarak özellikle karın bölgesinde yağ depolanmasını tetikler.

Kortizol, lipoprotein lipaz enziminin aktivitesini artırarak visseral bölgede yağ depolamasını teşvik eder. Ayrıca, insülin direncini artırarak glikozun yağ asidi sentezine yönelmesini sağlar. Bu nedenle stresle başa çıkamayan bireylerde visseral yağlanma daha yaygındır.

Hormon Düzensizlikleri

Hormonal değişiklikler, visseral yağ birikimini büyük ölçüde etkileyebilir:

Menopoz: Östrojen seviyeleri menopoz sonrası azaldığında, kadınlarda yağ dağılımı subkutan bölgeden visseral bölgeye kayar.

Andropoz: Erkeklerde yaşla birlikte testosteron seviyeleri azalır, bu da kas kaybına ve visseral yağ artışına neden olur.

İnsülin direnci: Hücrelerin insüline yanıtı azaldığında, glikozun enerjiye dönüştürülmesi zorlaşır ve bu fazla enerji yağ olarak özellikle karın çevresinde depolanır.

Leptin ve ghrelin dengesizliği: Leptin, tokluk hissi sağlarken ghrelin açlık sinyali verir. Obez bireylerde leptin direnci gelişebilir; bu durumda beyin tokluk sinyalini algılamaz ve yeme eğilimi artar.

Yaşlanma

Yaş ilerledikçe metabolizma yavaşlar, kas kütlesi azalır ve hormon dengeleri bozulur. Bu durum visseral yağ artışını kolaylaştırır. Ayrıca yaşla birlikte fiziksel aktivitenin azalması, visseral yağlanmanın daha belirgin hale gelmesine neden olur.

Uyku Bozuklukları

Yetersiz ve kalitesiz uyku, iştah hormonlarını etkileyerek ghrelin artışına ve leptin azalmasına neden olur. Bu durum daha fazla yeme eğilimine ve dolayısıyla visseral yağlanmaya yol açar.

Ayrıca, uyku apnesi, gece boyunca vücudun oksijenlenmesini bozar ve stres hormonlarını artırarak visseral yağ depolanmasını teşvik eder.

Alkol Tüketimi

Alkol, yüksek kalorili bir içecektir ve metabolize edilirken yağ yakımını yavaşlatır. Aynı zamanda karaciğerde yağ sentezini artırarak visseral yağlanmayı tetikler.

Özellikle “bira göbeği” olarak bilinen durum, visseral yağ birikiminin klasik bir örneğidir.

Bağırsak Mikrobiyotası ve İnflamasyon

Son yıllarda yapılan araştırmalar, bağırsaklardaki mikrobiyal dengenin bozulmasının (disbiyozis) obezite ve visseral yağ artışıyla ilişkili olduğunu göstermektedir.

Zararlı bakterilerin baskın hale gelmesi, bağırsak geçirgenliğini artırarak sistemik inflamasyona neden olur. Bu da visseral yağ dokusunda sitokin salınımını ve yağ depolanmasını artırır.

Probiyotik ve prebiyotik zengin diyetlerin, bu dengenin yeniden kurulmasına yardımcı olarak visseral yağlanmayı azaltabileceği düşünülmektedir.

Sigara Kullanımı

Sigara içmek, vücutta oksidatif stres ve inflamasyon düzeyini artırır. Aynı zamanda iştah baskılayıcı etkisi nedeniyle sigarayı bırakan bireylerde kısa vadede kilo artışı olabilir. Ancak ilginç biçimde, düzenli sigara içenlerde visseral yağ oranı subkutan yağa göre daha yüksek bulunmuştur. Bu da sigaranın visseral yağlanmayı spesifik olarak artırabileceğini düşündürmektedir.

Metabolik Sendrom ve İnsülin Direnci

Visseral yağ, metabolik sendromun hem sebebi hem de sonucu olabilir.

Yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri, yüksek trigliserid, düşük HDL ve abdominal obezite, metabolik sendromun beş bileşenidir. Visseral yağ dokusu, adipokin adı verilen hormonları ve inflamatuar sitokinleri salgılayarak bu parametreleri olumsuz etkiler.

Özellikle TNF-α, IL-6 gibi sitokinler insülin sinyal yolaklarını bozar ve bu durum bir kısır döngü yaratarak visseral yağ artışını pekiştirir.

Psikolojik Etmenler ve Yeme Bozuklukları

Emosyonel yeme, yani stres, depresyon, anksiyete gibi duygusal durumlarla başa çıkmak için yemek yeme davranışı, genellikle yüksek kalorili ve işlenmiş gıdalara yönelimi artırır. Bu da zamanla karın içi yağ (visseral yağ) birikimine neden olabilir.

Binge eating (aşırı yeme atakları) ve gece yeme sendromu da visseral yağlanmaya katkı sağlar.

Viseral Yağınız Var mı Yok mu Nasıl Anlarsınız?

Zayıf görünebilirsiniz…Lakin viseral yağlarınız fazla olabilir.

Kendinizi kontrol edebilir ve rahatlıkla viseral yağ durumunuz konusunda yorum yapabilirisiniz.

  • Artan bel çevresi (>Kadınlar için 88,90 santimetre, >Erkekler için 101,60 santimetre)
  • Bel Kalça Oranı
  • Göbekli veya elma tipi vücut
  • Yorgunluk ve uyku eksikliği
  • Yüksek kan şekeri veya tansiyon
  • Vücut yağ taramaları
  • Kan testleri

Bel Kalça Oranı

Bel Kalça Oranı Ölçümü Nasıl Yapılır?

  • Bel çevresi: Göbek deliğinin hemen üstünden (genellikle en dar yerden).
  • Kalça çevresi: Kalçanın en geniş yerinden.

Ölçüm esnasında:

  • Ayakta durulmalı.
  • Nefes verildikten sonra ölçüm yapılmalı.
  • Mezura ciltle temas etmeli ama bastırmamalı.

Bel Kalça Oranı = Bel ç​evresi (cm) / Kalça ç​evresi (cm)

İdeal Bel-Kalça Oranı (Dünya Sağlık Örgütü – WHO’ya göre)

CinsiyetDüşük RiskOrta RiskYüksek Risk (Tehlikeli)
Kadın< 0.800.80–0.85> 0.85
Erkek< 0.900.90–1.00> 1.00

Kadınlarda > 0.85, erkeklerde > 1.00 olması yüksek visseral yağlanma ve kalp hastalığı riski anlamına gelir.

Ne kadar düşükse o kadar iyi demek değildir; çünkü çok düşük oranlar da beslenme yetersizlikleri veya kas kaybı ile ilişkili olabilir.

Bel Kalça Oranı, VKİ’den (vücut kitle indeksi) daha iyi bir göstergedir çünkü kas kütlesi ve visseral yağın dağılımını dikkate alır.

Visseral Yağları Azaltmak İçin 10 Altın Kural

İç yağları eritmek kıyafetlerinize sığmaktan daha önemlidir, ancak bu da yardımcı olur.

StratejiAçıklama
Şekerden uzak durFruktoz ve rafine karbonhidratları azalt
Lif tüketimini artırTokluk süresini uzatır, kan şekerini dengeler
Düzenli egzersiz yapKardiyo + direnç antrenmanı kombinasyonu
Yeterli uyku al7–9 saat kaliteli uyku şart
Alkolü sınırlı tutÖzellikle bira, visseral yağı artırır
Stresi azaltKortizol seviyelerini düşür
Protein ağırlıklı beslenKas koruyucu, tokluk artırıcı etki
İnflamasyonu düşürTrans yağ, işlenmiş gıdadan kaçın
Bağırsak sağlığını koruPrebiyotik ve probiyotik tüketimi
BKO ve bel çevresini takip etGelişimi izlemek için önemlidir

Visseral Yağ Yakımı Örnek Antrenman Programı

Aşağıda 70 kg’lık, herhangi bir hastalığı olmayan – ilaç kullanmayan sağlıklı ortalama kondisyon seviyesinde bir erkek için visseral yağları hedef alan, 1 haftalık egzersiz programı örneği göreceksiniz. Bu programda yağ yakımını hızlandırmak, metabolizmayı canlandırmak ve kas kütlesini korumak hedeflenmiştir.

Visseral Yağ Yakma Programının Ana Hatları

  • Haftada 5 gün egzersiz (2 gün dinlenme)
  • Kombinasyon:
    • 3 gün Kardiyo (yağ yakımı)
    • 2 gün Ağırlık/Direnç Antrenmanı (kas koruma/arttırma)
    • 2 gün aktif dinlenme veya tam dinlenme (stres ve kortizol kontrolü)
  • Süre: Günde ortalama 30–45 dakika

Hareketlerin – Egzersizlerin teknik adlarını yazdım. Bilemediğinizde o egzersizi nasıl yapacağınıza dair bilgileri ve görüntüleri Youtube da videolarını bulabilirsiniz.

Visseral Yağ Yakma Haftalık Egzersiz Programı

Pazartesi – Kardiyo + Core (Karın)

Isınma (10 dk):

  • 5 dk tempolu yürüyüş veya hafif koşu
  • 5 dk dinamik esneme (kol-diz çevirme, kalça açma)

Ana Antrenman (25 dk):

  • 30 saniye jumping jack
  • 30 saniye dinlen
  • 30 saniye mountain climber
  • 30 saniye dinlen
  • 30 saniye squat jump
  • 30 saniye dinlen
    ⮕ Bu seti 3 tur yap. Aralarda 1 dk dinlen.

Core (Karın) (10 dk):

  • Plank (3 set x 30 saniye)
  • Russian twist (3 set x 20 tekrar)
  • Leg raise (3 set x 12 tekrar)
  • Bicycle crunch (3 set x 15 tekrar)

Salı – Ağırlık + Direnç Antrenmanı (Üst Vücut Odaklı)

Isınma (5–7 dk):

  • Dairesel kol hareketleri, mekik, şınav, ip atlama

Antrenman (3 set x 10–12 tekrar):

  • Şınav (diz üstü olabilir)
  • Dumbbell shoulder press (evde su şişesi/dumbbell)
  • Dumbbell bench row
  • Dumbbell biceps curl
  • Triceps dips (sandalye destekli)

Soğuma:
5 dk esneme – göğüs, sırt, omuzlar

Çarşamba – HIIT Kardiyo (Yüksek Yoğunluklu Interval)

Isınma (5–10 dk):

  • Tempolu yürüyüş → koşuya geçiş
  • Dinamik esneme hareketleri

HIIT (Toplam 20 dk):

  • 30 saniye sprint (veya hızlı ip atlama)
  • 90 saniye yavaş yürüyüş/dinlenme
    ⮕ 8 tur yap.

Core (5–10 dk):

  • Plank varyasyonları + karın mekikleri

Perşembe – Dinlenme / Aktif Dinlenme

Alternatifler:

  • 30 dk yürüyüş
  • 20 dk yoga / nefes egzersizi
  • Hafif esneme ve meditasyon

Cuma – Ağırlık / Direnç Antrenmanı (Alt Vücut Odaklı)

Isınma (5 dk): Hafif yürüyüş + diz çekme egzersizi

Ana Egzersiz (3 set x 10–15 tekrar):

  • Squat
  • Lunge (her bacak)
  • Glute bridge
  • Deadlift (dumbbell veya su şişesiyle)
  • Calf raise (topuk kaldırma)

Core:

  • Leg raise (3 set)
  • Plank (1 dakika)

Cumartesi – Kardiyo + Mobilite

Kardiyo (30 dk):

  • Hafif tempo bisiklet / yürüyüş / yüzme
    ⮕ Nabzı orta seviyede tut (110–130 bpm civarı)

Mobility ve Esneme (15 dk):

  • Kalça açıcılar, bel-sırt-germe, hamstring

Pazar – Tam Dinlenme

  • Yeterli uyku ve su alımı
  • Hafif esneme yapılabilir
  • Film, kitap, doğa yürüyüşü gibi rahatlatıcı aktiviteler

Göbek yağları sadece kozmetik bir sorun değil, vücudunuzun içinde gizlenen, hormonlarınızı bozan ve kaos yaratan sessiz bir katildir.

Bölgesel olarak azaltamazsınız ancak sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek bunu yenebilirsiniz.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Visseral adiposopati: vasküler bir bakış açısı https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4442778/

⭐️⭐️ Visseral yağ: NAFLD gelişimi ve ilerlemesinin temel aracısı https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2666149723000270

⭐️⭐️ Visseral Obezite ve Kanser ve Kardiyovasküler Hastalıklardaki Ortak Rolü: Patofizyoloji ve Farmakolojik Tedavilerin Kapsamlı Bir İncelemesi https://www.mdpi.com/1422-0067/21/23/9042

⭐️⭐️ Visseral Yağ Dokusu: Tip 2 Diyabetin Gizli Suçlusu https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC11013274/

⭐️⭐️ Antropometrik ve obezite göstergeleri ve tip 2 diyabet riski: Kohort çalışmalarının sistematik incelemesi ve doz-cevap meta-analizi https://www.bmj.com/content/376/bmj-2021-067516

⭐️⭐️ Klinik uygulamada hayati bir bulgu olarak bel çevresi: IAS ve ICCR Visseral Obezite Çalışma Grubu’ndan bir Konsensüs Beyanı https://www.nature.com/articles/s41574-019-0310-7

⭐️⭐️ Epikardiyal yağ: özellikleri, işlevi ve obeziteyle ilişkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/17444966/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Böbreklerinizin Sesine Kulak Verin

Organlarınıza kulak veriyor musunuz?

Muazzam dizayn edilmiş olan vücudunuzun her bir organı kendi dillerinde size seslenir. Özellikle yanlışlarında size ilk başlarda fısıldarken yanlışlara devam ettiğiniz takdirde zaman içerisinde haykırırlar. Ki o safhaya gelindiğinde diğer organlarınızdan da sesler gelmeye başlamıştır.

Peki siz organlarınıza kulak veriyor musunuz?

Tıp mı okudum ki bileyim

Olur mu öyle canım, daha neler” vb gibi pek çok farklı cevap – reaksiyon verdiğinize eminim.

Bir kısmınız keyfine/kafasına göre ilaç yazdırmayı biliyor..!!

Hatta; ilaç yazdırırken hiç eksik etmedikleri cümleler;

insan kendi kendinin doktoru olmalı

Ben kendimi biliyorum

Bana yarayan ilaçları biliyorum” demeyi de biliyorlar.

Lakin vücutlarının – organlarının seslerini dinlemeyi bilmiyorlar.

Merak edenler için;

Organlarınızın sesine nasıl kulak vereceğiniz konusuna böbreklerinizden başlayalım.

Eğer dikkatle okur ve biraz da pratik yaparsanız, böbrekleriniz sıkıntıda olduklarında ilk başta önemsiz ve normal görünebilen lakin noktaları birleştirmeye başladığınızda size nasıl seslendiğini hatta haykırıp ağladığını öğrenmiş olacaksınız.

Anemi

Anemi, doku ve hücrelere oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin sayıca veya fonksiyon olarak yeterli olmaması durumudur.

Böbrekler, kemik iliğinize kırmızı kan hücreleri üretmesini söyleyen eritropoietin adı verilen bir hormon üretir. Böbreklerinizde oluşan hasarlar eritropoietin üretimini ve dolayısı ile de kırmızı kan hücresi üretimini zayıflatır. Sonuç olarak böbreklerde gelişen hasarın büyüklüğü ve hızı ile orantılı olarak anemi gelişir. (Anemi gelişiminin farklı bir çok sebebi olduğu unutulmamalıdır.)

Anemi, doku ve hücrelere giden oksijenin azalması sebebi ile organlarda ve dolaysı ile de vücutta yorgunluk hali oluşturur.

Böbreklerinizin size seslenme yollarından biri anemi – yorgunluk gelişimidir.

Kronik Yorgunluk

Yorgunluk deyip geçmemelisiniz. ”İşyerinden olmuştur, okuldan olmuştur” bahaneleri ile kendinizi oyalamamalısınız. Sağlığınız söz konusu ise her zaman sebep sonuç ilişkisini net ortaya koymalısınız.

Neden yorgunum?

Böbreklerinizin doğal fonksiyonlarından biri de kanı filtreleyerek süzme ve temizleme işlevidir. Bu yolla kan içerisinde oluşan yıkım ürünlerini, kanda oransal artmış maddelerin azaltılması, kana karışmış yabancı maddelerin – kimyasal ve biyolojik atıkların, ilaçların vb gibi maddelerin idrar yolu ile atılmasını sağlar.

Böbreklerde gelişen hasarın büyüklüğü ve hızı ile orantılı olarak kanı filtreleyerek süzme ve temizleme işlevi de yavaşlar – azalır. Devamında kandan temizlenmesi gereken atık maddeler birikmeye başlar. (Böbreğin filtreleme süzme ve temizleme işlevinin azalmasının farklı bir çok sebebi olduğu unutulmamalıdır.)

Böbreklerinizde sorun olup da filtreleme süzme ve temizleme azaldığında kanınızdaki atık ürünlerini temizlemek için farklı metabolik yolları devreye sokarak çok daha fazla çalışması ve dolayısı ile daha fazla enerji harcaması gerekir.

Sonuç olarak bitmeyen – geçmeyen yorgunluğunuz varsa birçok sebebinin yanı sıra böbrekleriniz size sesleniyor olabilir.

Sürekli Üşüme

Burası soğuk mu yoksa tek ben miyim?” diyenlerden misiniz?

Çevrenizdekiler kısa kollarla rahatken siz titriyor musunuz? Üstünüze kat kat giymek ihtiyacı mı hissediyorsunuz?

Kansızlık ortaya çıktığında oksijen azlığı, ısı üretiminin azalmasına neden olur. Yine kanda atık madde birikimi ve dolayısı ile kanda sıvı dengesi bozulması yorguluk ile birlikte vücudun ısı dengesini de bozar. Böbreklerinizin işlevinin azalması – bozulması ile oluşan anemi ve kronik yorgunluk aynı zamanda termoregülasyon mekanizmasını – ısı dengelenmesini etkileyerek sürekli üşümeye sebep olur.

Çevrenizdekilerden farklı iseniz üşümeniz geçmiyor ise böbrekleriniz size sesleniyor olabilir.

Nefes Darlığı

Yaşınıza, genel kas formunuza göre merdiven çıkmanız, yol yürümeniz yavaşladı mı?

Biraz hareketlenince nefes nefese mi kalıyorsunuz?

Enfeksiyon ve benzer hastalıkları dışarıda bıraktığımızda; nefes darlığı, genel olarak akciğerlerde sıvı yoğunluğunun artması (sıvı yüklenmesi) veya anemiye – kansızlığa bağlı kandan yetersiz oksijen gelmesi ile gerçekleşir.

Her iki durum da önceki satırlarda açıkladığım sebep sonuç ilişkileri meydana gelir.

Nefes darlığı başladığında bir çok sağlık sorununun yanı sıra böbrekleriniz size sesleniyor olabilir.

Kuru ve Kaşıntılı Cilt

Cildin doğal görünümü ve sağlıklı kalmasını sağlayan başta su (vücut sıvı dengesi) olmak üzere vitamin mineral vb gibi bir çok yararlı maddenin yanı sıra kana karışan ve cilt için zararlı toksinler, kimyasallar vb gibi maddeler böbreklerde süzülerek idrar yolu ile atılırlar

Yararlı moleküllerin vücut – kan dengesinin kurulmasında zararlı maddelerin bertaraf edilmesi ve dışarı atılmasında etkin rol oynayan böbreklerde gelişen yetersizlikler – sorunlar hem kanda biriken yararlı ve zararlı moleküllerin olumsuz etkileri hem de ter yolu ile deriden atılımlarının artması sonucu ciltte görüntüsel ve sonrasında yapısal değişikliklere. sebep olurlar.

Su yani vücut sıvı dengesinin bozulması aynı zamanda asit-baz dengesinin de olumsuz etkilenmesi ile cilt bariyerlerini bozarak cilt yüzeyinde kurumaya dolayısı ile kaşıntılara sebep olur.

Cildinizde, kuru, pullu, kaşıntılı ve kolayca tahriş olan bir görünüm var ise losyonlarla kremlerle geçiştirmeyin. Unutmayın böbrekleriniz size sesleniyor olabilir.

Şişmiş Ayaklar

Ayaklarıma kara sular indi – iniyor” eskilerde sık duyduğum günümüzde pek rastlamadığım bir cümle. Ayakların şişmesini ve yorgunluğunu ifade ediyor.

Ayakların şişmesine sebep olan bir çok etken mevcut.

Lakin ayak bileklerinizde, elleriniz ve bacaklarınızda şişme oluyorsa sodyum (Na) dengesizliğinden (Na arttığında su çeker ve dolayısı ile çevresinde göllenme – ödem oluşur) kaynaklanan sıvı tutulumu söz konusu olabilir.

Böbrekleriniz sodyum (Na), Potasyum (K), Magnezyum (Mg) başta olmak üzere genel mineral dengesinde önemli bir rol oynar.

Sağlıklı böbrekler normalde fazla tuzu ve suyu dışarı atar, ancak zayıfladıklarında her şey dokularınızda toplanır ve sodyum, suyu bulunduğu yere doğru sürükler. Dolayısı ile özellikle ayaklarda şişmeler meydana gelir.

O sebeple el ve özellikle ayaklarınızda şişmeler oluyorsa böbrekleriniz size sesleniyor olabilir.

Şiş Gözler

Sabah uyandığınızda genellikle kısa sürede geçen göz kapaklarınızda hafif bir şişlikler görüsünüz. Bu normal bir durumdur. Çok uyumak yada az uyumak bu şişliği daha da belirginleştirebilir.

Eğer göz kapaklarınızdaki şişlikler düzelmiyor ise veya normalin ötesinde fazla şişme oluyorsa “Protein kaçağı” olabilir. Böbreklerinizin filtreleme gücü azaldığında yada kaybettiklerinde, kanınızdaki temel proteinler idrarınız yoluyla atılmaya başlar. Protein kaçağının gözle görülür bulgularından önemli bir tanesi göz kapaklarında şişliktir.

Göz kapaklarınızda şişmenin birçok farklı sebebi olabilir. Lakin başka bir sebep yok ise böbrekleriniz bu sefer size seslenmiyor net bir şekilde bağırıyor olabilir. Haberiniz olsun.

Kötü Nefes ve Metalik Tat

Vücudunuzun çalışması sırasında metabolizma bir çok farklı atık üretir. Pek tabi ki kanın içerisindeki fazlaya dair her maddenin atılımı için bir çok ana ve tali yollar vardır.

Atıklarınız kan dolaşımınızda birikmeye başladığında (üremi adı verilen bir durum), ağzınız fazla atıkların kaçış yollarından biri haline gelir. Bunun sonucu olarak da nefesiniz – ağzınız kötü kokmaya tat alma duyularınız sürekli bir metalik tatlar almaya başlar. En sevdiğiniz lezzetlerin bile tadı giderek azalır.

Tad alma kayb ve ağız kokusunun pek çok farklı sebebi olsa da böbrekleriniz size sesleniyor da olabilir.

İştahsızlık – Bulantı – Kusma

Sevdiğiniz gıdalara karşı ilginiz azalmış gennel olarak iştahsınız kesilmişse kanınızın içerisinde atıkların – toksinlerin miktarı artmış olabilir. Kandaki atıkların artması sindirim sisteminizi bozarak mide bulantısı ve kusmaya yol açabilir

Başka bir sebebi yok ve böbreklerinizden kayaklanıyorsa size haykırıyor demektir. Derhal hekiminize danışmalısınız.

Sık İdrara Çıkma

Başta çok sıvı tüketmek olmak üzere, idrar yolu enfeksiyonları veya prostat sorunları gibi pek çok başka sebep idrar çıkışını arttırır. Soğukta biraz fazla kalsanız bile idrar çıkışınız fazlalaşır. Buna rağmen sık idrara çıkma takip edilmesi gereken bir durumdur. Örneğin; Diyabet hastalığının ilk bulgularındandır.

Eğer sık idrara çıkıyorsanız özellikle kendinizi takip etmelisiniz.

Böbreklerinizde gelişmeye başlayan filtrasyon – süzme sorununun ilk bulgularından biri olabilir. O sebeple böbreğinizin sesine kulak verin.

Ağrılı İdrara Çıkma

İdrar yaparken yanma hissiniz mi var? Aynı zaman da ağrı da oluyor mu?

İdrar yollarınızda enfeksiyon veya iltihap olduğu anlamına gelebilir. Çok tipik bir durumdur. Hemen hepiniz biliyorsunuz. Lakin bilmediğiniz kafanıza göre kullandığınız antibiyotiklerin de böbreğinize zarar vereceği. O sebeple hekim kontrolü olmadan ilaç kullanmayın.

Böbreklerden gelen ve genel olarak dinlediğiniz bu sese daha fazla ihtimam gösterin..

Köpüklü veya Kanlı İdrar

Vücudunuzun bir yerinde kan varsa sorun da vardır. Kanın olması gereken yer damarlarınızın içidir. Dışı değil. İdrarınızda kan varsa idrar yollarınızda veya böbreklerinizde sorun vardır. Ya bir zedelenme sebebi ile yara bölgesinden akan kan yada böbreklerinizin hasarlı filtrelerinden geçen kırmızı kan hücreleri idrarınıza karışıyordur.

Bu durum böbreklerinizden kaynaklanıyor ise imdat çığlığıdır. Derhal hekiminize danışmalısınız.

İdrarınıza baktınız köpüklü. Bu durumun tek sorumlusu idrarınızda protein olmasıdır. İdrara protein karışması da böbreklerinizin hasarlı filtreleridir. Bu durum da böbreklerinizin seslenişi değil imdat çığlığıdır. Derhal hekiminize danışmalısınız.

Uyku Sorunu

Kanınızda toksin miktarı arttıkça beyin fonksiyonlarında farklılaşmalar ve dolayısı ile uyku süresinin kısalması, anksiyete, benlik kavramında değişme gibi sonuçlar görülür. Böbrek fonksiyonlarındaki azalma ile ilk meydana gelen uyku bozukluğu olup diğer bulgular ilerleyen süreçlerde ve hastalığın ağırlaştığı durumlarda ortaya çıkar.

Üremik hastalarda, derin uyku süreleri kısalmış ve toplam uyku süresi azalmıştır. BUN seviyelerindeki artış ile uyku bozukluğunun ciddiyeti arasında pozitif korelasyon vardır.

Uyku bozukluğunuz var ise böbrekleriniz kaynaklı olabileceği aklınızda olmalıdır. Böbrekleriniz haykırmasa da kuvvetli bir seslenişi olarak işitmelisiniz.

Konsantre Olma Zorluğu

Beyin fonksiyonlarının zihinsel işlevlerini yerine getirebilmesi için kandaki oksijenin yeterli ve sabit bir oranda devamlılığı önemlidir.

Yazının. başlarında bahsi geçen anemi gelişimi sebebi ile kırmızı kan hücreleri azaldığında taşıyabilecekleri oksijen de orantılı olarak azalır. Zihinsel bulanıklık aneminin ilerlemesi ile artarken unutkanlık, kafa karışıklığı ve odaklanma kaybı gibi sorunlar artarak devam eder.

Kolaycılığa kaçarak bu sorunların kaynağını strese bağlamak yerine böbreklerinizden gelen sesli bir uyarı olarak dikkate almalısınız.

Böbrek Taşları

Böbrek taşlarının birçok oluşum mekanizması mevcut olup hafiften kıvrandırıcı çok şiddetli ağrıya kadar değişen bulguları mevcuttur. İdrarda kan veya pembe görünüm en tipik etkilerindedir. Genelikle belirtiler şiddetli olduğu ve sizler tarafından bilindiği için böbreklerinizden gelen sese yanıt vermeyi biliyorsunuz. Sakın hekiminize danışmayı ihmal etmeyin.

Unutmayın

Böbrekleriniz belki bugüne kadar size hiç seslenmedi. Lakin bu sessizlik, sağlıklı oldukları anlamına gelmeyebilir. Sağlıklı yaşam alışkanlıklarına devam eder ve böbreğinizin sesini zamanında duyabilirseniz hayatınıza sağlıkla devam edebilirsiniz.

Unutmayın, bedeniniz sizinle konuşur — bazen sessizce, bazen de uyarılarla. Bu yazı böbreklerinizden gelen sesleri fark etmeniz ve önemsemeniz için bir çağrıdır. Böbreklerinizi ihmal etmeyin, çünkü onlar sizi ihmal etmiyor.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Obstrüktif Uyku Apnesi ve Böbrek Hastalığı: Olası Çift Yönlü Bir İlişki mi? https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4513269/

⭐️⭐️ Kronik Renal Yetmezlikli ve Böbrek Nakilli Hastalarda Uyku Bozukluğunun Araştırılması ve Bunun Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi https://jtsm.org/tr/makaleler/kronik-renal-yetmezlikli-ve-bobrek-nakilli-hastalarda-uyku-bozuklugunun-arastirilmasi-ve-bunun-yasam-kalitesi-uzerine-etkisi/doi/jtsm.02.004

⭐️⭐️ Fizyoloji, Böbrek https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK538339/

⭐️⭐️ Fizyoloji, Glomerüler Filtrasyon Hızı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29763208/

⭐️⭐️ Gebelikte Böbrek Fizyolojisi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4089195/

⭐️⭐️ Böbrekteki akuaporinler: fizyoloji ve patofizyoloji https://journals.physiology.org/doi/full/10.1152/ajprenal.00304.2019

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Anemi ve Pekmezin Gücü

“Yorgunluğun Sessiz Sesi – Anemi ve Pekmezin Gücü”

Hiç durduk yere başınız dönüyor mu?

Merdiven çıkarken sanki sırtınıza görünmeyen bir yük binmiş gibi mi hissediyorsunuz?

Sabahları yataktan kalkmak dünyanın en zor işi gibi mi geliyor?

Belki de aynaya baktığınızda solgun dudaklar, cansız bir yüz, gölgelenmiş bir bakış fark ediyorsunuzdur.

Bunlar, vücudunuzun içindeki görünmeyen bir sessizliğin – aneminin – size fısıldadığı sinyaller olabilir. Anemi, kanınızda yeterli miktarda sağlıklı kırmızı kan hücresi olmadığında ortaya çıkar. Bu kırmızı hücreler oksijen taşır; yani yaşamın nefesini organlara ulaştırır. Bu taşıma sisteminde bir aksama olduğunda ise vücut adeta oksijenle beslenmeyi bırakır.

Sonuç?

Sürekli bir yorgunluk, halsizlik ve hayattan keyif alamama hali.

Anemi Nedir?

Anemi, halk arasında kansızlık olarak bilinir. Ama aslında mesele, sadece kan miktarı değil, kanın kalitesiyle ilgilidir. En yaygın nedenlerinden biri, demir eksikliğidir. Demir, vücudun hemoglobin üretmesi için olmazsa olmaz bir mineraldir. Hemoglobin, oksijeni taşıyan kırmızı kan hücrelerinin yapı taşıdır. Eğer demir yoksa, bu taşıma trafiği aksar.

Ve işte tam bu noktada, “eski zamanların sihirli kara sıvısı” sahneye çıkar: Pekmez.

Pekmez Ne Zaman İçilmeli?

Pekmez sadece tatlı bir kahvaltılık değil; adeta bir doğal ilaçtır. Özellikle üzüm ve dut pekmezi, demir açısından oldukça zengin bir kaynaktır. Ancak dikkat! Pekmezi sadece yemek yetmez, doğru zamanda tüketmek gerekir.

İşte halk arasında pek bilinmeyen ama oldukça önemli bazı kurallar:

Aç karna içilirse faydası ikiye katlanır. Sabahları kahvaltıdan 15-30 dakika önce bir yemek kaşığı pekmez içmek, demirin emilimini artırır.

Süt veya yoğurtla birlikte tüketmeyin. Çünkü kalsiyum, demirin vücutta emilimini engeller. Pekmezi, süt ürünlerinden en az 1 saat önce ya da sonra alın.

C vitamini ile tüketin. Bir kaşık pekmezin yanına bir dilim portakal, birkaç damla limon, ya da bir adet kivi eklemek, demirin emilimini adeta turbo vitese alır.

Pekmezin Vücutta Yaptığı İş

Hayal edin; bir köy evi sobası gibisiniz. Ocağın içine odun atmazsanız, soba ısınmaz, evi ısıtmaz. Vücudunuzu da bu soba gibi düşünün. Demir eksikse, yani “odun” yoksa, enerji üretemezsiniz. Kaslarınız çalışmaz, beyniniz net düşünemez. Ve içinizdeki soba hep soğuk kalır. İşte pekmez, o eksik odunu yerine koyar.

Kimler Daha Fazla Risk Altındadır?

  • Adet dönemleri uzun ve yoğun geçen kadınlar
  • Hamileler
  • Çocuklar ve ergenlik çağındaki gençler
  • Vejetaryen beslenen bireyler
  • Sindirim sistemi sorunları olanlar (örneğin ülser, çölyak, gastrit)

Bu gruplar için anemi riski yüksektir ve düzenli olarak demir açısından zengin beslenmeleri gerekir. Pekmez, bu noktada en ulaşılabilir ve doğal çözümlerden biridir.

Pekmez Her Şeyin İlacı mı?

Hayır. Elbette tek başına mucize değildir.

Çünkü aneminin altında yatan farklı nedenler olabilir: B12 vitamini eksikliği, folik asit eksikliği, kronik hastalıklar…

Ama pekmez, özellikle demir eksikliğine bağlı anemide, tedaviyi destekleyici en güzel doğal yöntemdir. Lakin ciddi anemi şüphesi varsa mutlaka doktor kontrolü gerekir.

Ne Kadar Pekmez, Ne Sıklıkla?

  • Günde 1–2 yemek kaşığı pekmez yeterlidir.
  • Sabah aç karnına, tercihen C vitamini ile birlikte alınmalıdır.
  • Çocuklarda 1 tatlı kaşığı ile başlanabilir, yaşa göre doz artırılabilir.

Unutmayın:

Pekmezin şekeri doğaldır ama yine de kalori içerir. Bu yüzden ölçüsünde tüketilmeli ve şeker hastalarının mutlaka doktoruna danışarak kullanması gerekir.

Anemi, bazen gizli bir düşman gibi, bazen ise açık açık kendini belli eden bir çöküştür.

Pekmez ise doğanın verdiği basit ama güçlü bir cevaptır.

Enerjiniz sürekli düşükse, baş ağrılarınız bitmiyorsa, elleriniz ve ayaklarınız soğuksa, aynada gördüğünüz kişiyi tanımakta zorlanıyorsanız… Belki de bir kan testi yaptırmanın ve pekmezle dost olmanın zamanı gelmiştir.

Çünkü her sabah içilen bir kaşık pekmez, yalnızca bedeninizi değil; ruhunuzu da besler.

Eskiler boşuna dememiş:
“Pekmezin olduğu evde doktor yüzü görülmez.”

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Anemi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK499994/

⭐️⭐️ Düşük ve orta gelirli ülkelerde anemi epidemiyolojisi, patofizyolojisi ve etiyolojisi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6697587/

⭐️⭐️ Demir Eksikliği Anemisi: Güncellenmiş Bir İnceleme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/37497686/

⭐️⭐️ Kronik Anemi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK534803/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Cassia Tarçını – Kumarin

Baharatların kötüye kullanımı..!!

Hiç şahit oldunuz mu? Yada duydunuz mu?

Belki siz de farkında olmadan baharatları zihinsel yükselme, öfari (Yoğun heyecan ve mutluluk hissi) için kullanıyorsunuz..!!

Farkında olarak yada olmayarak…

Ani değişen zihinsel durumunuz dahil olmak üzere tıbbi veya psikiyatrik bulgular gösterebilirsiniz. Lakin merak etmeyin baharatlardaki psikoaktif maddeler rutin toksikoloji çalışmalarında şimdilik tanımlanamıyor. Belki gelecekte bu duruma da el atılır.

Psikotrop madde ya da psikoaktif madde, merkezi sinir sisteminde etkisini gösteren ve beynin işlevlerini değiştirerek algıda, ruh hâlinde, bilinçlilikte ve davranışta geçici değişikliklere neden olan kimyasal maddelerdir.

Bazı baharatlar, merkezi sinir sistemi işlevini değiştirebilen psikoaktif bileşikler içerirler.

Kırmızı olanlar ülkemizde günlük tüketimi – kullanımı olanlardır.

Botanik temelTürlerEtkin maddelerPsikoaktif etkiler
Kurutulmuş meyve veya tohumlarHindistan CeviziMiristikin, elemisin, safrolUyarıcı, yatıştırıcı, halüsinojenik
VanilyaVanilin, piperonalUyarıcı, yatıştırıcı,
RezeneAnetolUyarıcı, yatıştırıcı,
KarabiberPiperineUyarıcı
Kurutulmuş çiçek tomurcuklarıKaranfilÖjenolYatıştırıcı
Sedatif TohumlarMaceMiristikinUyarıcı, yatıştırıcı,
KabuklarTarçın, seylan/cassiaÖjenol, kumarinUyarıcı, yatıştırıcı,
Kökler ve rizomlarAsaronKalamusUyarıcı, yatıştırıcı,
ZencefilGingeroller, şogaollerUyarıcı, yatıştırıcı,
ZerdeçalKurkuminYatıştırıcı,
Galangal (zencefil ve zerdeçal ailelerinin bir üyesi)1,8-sineol, β-pinen Uyarıcı, yatıştırıcı, halüsinojenikUyarıcı, yatıştırıcı, halüsinojenik
AsafetidaReçine, sakız, uçucu yağ, propenil-izobütilsülfit, umbelliferon, vanilinYatıştırıcı
StigmalarSafranPikrokrosin, safranalUyarıcı

Hali hazırda baharatların kötüye kullanımının yaygınlığı ve baharatların psikoaktif özellikleri hakkında yapılan araştırmalar çok az ve yetersizdir. Tıbbi alanda da üzerinde fazla durulmayan bu konu (ilaç kullanımı ile birlikte olması, kronik hastalıklarda kullanımı vb gibi) baharatların toksikolojik tespitinin yapılmaması dolayısı ile hem tanısal hem de hasta takibinde zorluklar oluşturmaktadır.

Psikoaktif bitkiler çoğunlukla doğal hallerinde psikoaktif olarak etkisizdir, ancak bunlardan elde edilen özütler veya alkaloidler psikoaktiflik sınıflandırmasında üst basamaklara çıkabilirler.

  • Uyarıcı
  • Yatıştırıcı
  • Halüsinojenik

Baharatların birçoğu afrodizyak olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple bazı baharatlar cinsel işlevi artırmak için kötüye kullanılabilir.

Cassia Tarçın

Cassia tarçını (Cinnamomum aromaticum), daha çiçeksi bir aromaya sahip olan Seylan tarçınından (Cinnamomum zeylanicum) daha baharatlı ve ekşidir.

İki tarçın türü farklı kimyasal bileşimleriyle ayırt edilebilir.

Seylan tarçını öjenol ve benzil benzoat içerir; Cassia tarçını kumarin içerir.

Eugenolün yatıştırıcı etkileri olduğu bildirilmiştir.

Kumarin, kumarin de dahil olmak üzere bir dizi sentetik antikoagülan ilacın sentezinde öncü bir moleküldür.

Kumarinin toksik bileşeni nedeniyle, Avrupa sağlık kuruluşları yüksek miktarda Cassia tüketmeye karşı uyarmaktadır.

Tarçının baharat olarak ara sıra kullanılmasından kaynaklanan yan etkilere dair hiçbir rapor yoktur.

Frydman-Marom ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada, tarçın özütünün (CEppt) hayvan modellerinde Alzheimer hastalığının gelişimini engelleyerek MSS üzerinde etki gösterdiği bulunmuştur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ arçın Cassia’nın Kan Glikoz Değerleri Üzerindeki Etkileri Tek Başına Diyet Değişikliklerinin Etkilerinden Daha Büyüktür https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3698471/

⭐️⭐️ İki tarçının hikayesi: Cinnamomum verum ve C. cassia’nın diyabet müdahaleleri olarak klinik kanıtlarının karşılaştırmalı bir incelemesi https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S2210803320300142

⭐️⭐️ Tarçın https://www.nccih.nih.gov/health/cinnamon

⭐️⭐️ Tip 2 Diyabette Cassia Kabuğu Tüketiminin Glikoz ve Lipid Kontrolü Üzerindeki Etkisi: Güncellenmiş Sistematik İnceleme ve Meta-Analiz https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/34408931/

⭐️⭐️ Tarçın: Çok Yönlü Bir Tıbbi Bitki https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4003790/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Yüksekte Çalışanlar İçin Propriyoseptif Egzersiz Planlaması ve Prensipleri

Yüksekte çalışanların iş ortamlarında karşılaştıkları riskleri azaltmak amacıyla uygulanan propriyoseptif egzersiz programları,

  • Çalışanın denge kontrolünü
  • Refleks yanıtlarını
  • Kas koordinasyonunu
  • Çevresel farkındalığını

geliştirmeyi hedefler.

Yüksekte çalışanlar için propriyoseptif egzersizlerin yararlı olabilmesi planlamanın yapılması gerekir.

Her yüksekte çalışmanın şartları ve şekilleri birbirinden farklıdır.

Bu. sebeple;

Egzersizlerin planlanması öncesi yüksekte çalışılan alanın ve çalışanların yaptıkları işlerin yerinde incelenmesi, mümkün olmadığı durumlarda da ilgili konuda her türlü soruya cevap verebilecek ve doğru ifade edebilecek bir çalışanla yada yetkili ile görüşülmesi gerekir. Çalışma alanının fotoğraf ve videoları incelenmeli çalışanların rutin hareketleri beelirlenmelidir.

Egzersiz Planlamasında Dikkat Edilecek Temel İlkeler

Güvenlik
Yüksekte çalışanlara eğitim sırasında yaptırılacak tüm egzersizler için güvenli bir ortam oluşturulmalıdır.

Olası düşme ve yaralanmaları önlemek için;

  • Egzersiz zemini kaymaz olmalı
  • Çevrede keskin ya da sabitlenmemiş nesneler bulunmamalıdır.

Başlangıç seviyesinde denge bozucu unsurlar minimumda tutulmalı, ilerleyen süreçte zorluk seviyesi artırılmalıdır.

Kademeli Zorluk Artışı (Progressive Overload)
Propriyoseptif egzersizlerde zorluk seviyesi bireyin gelişimine göre kademeli olarak artırılmalıdır.

Her yeni eğitim grubunda kişilerin beceri ve yetkinlikleri anlaşılana kadar ilk olarak çift ayak sabit duruşlu egzersizlerden başlanmalıdır. Beceri sağlamaları ie birlikte sırayla ve dikkatli bir süreçte → tek ayak duruş → göz kapalı tek ayak → dengesiz zemin → hareketli denge gibi egzersizler ilerleyen aşamalarda planlı bir şekilde uygulanmalıdır.

İşlevsellik (Functional Specificity)
Egzersizler, bireyin çalıştığı pozisyona uygun olmalıdır. Örneğin bir yüksekte boru üzerinde yürüyen çalışan için kısıtlı alan dengesine odaklı egzersizler; vinçte çalışan biri için oturur pozisyonda vücut farkındalığını geliştiren egzersizler öncelikli olmalıdır.

Bireysel Uyum
Kişilerin denge yetisi, fiziksel uygunluğu ve deneyim seviyeleri birbirinden farklıdır.

Bu farklılıkları dikkate almadığımızda, eğitim gruplarının kalabalık olması aynı zaman dilimi içerisinde farklı ilerleme kaydedecek kişiler arası zaman-Bilgi-Beceri dengesini kurmayı zorlaştıracaktır.

Bu sebeple programlar mümkünse kişiselleştirilmeli değilse gruptaki kişi sayısı azaltılmalı yada ön değerlendirme ile denge yetisi, fiziksel uygunluğu ve deneyim seviyeleri birbirine yakın olanlar ile gruplar oluşturulamalıdır.

Ekonomik kaygıların olmadığı durumlarda eğitimen sayısının arttırılması da uygulamalı eğitimlerin grup içerisinde anlık bölümleler ile sağlıklı ilerlemesini sağlayabilir.

Pek tabi ki gerekli durumlarda bu egzersizler konusunda yetkin işyeri hekimi ve fizyoterapist desteği alınarak bireye özel planlama ve çalışmalar da yapılabilir.

Çoklu Duyusal Entegrasyon
Propriyoseptif egzersizlerde yapılan çalışmalar sadece vücut pozisyonu ve değişimi ile değildir. Aynı zamanda görsel (görerek algılama) ve vestibüler (Değişen dengenin yeniden kurulması) değişimlerin algılanmasının da sürece dahil edilmesi ile koordinasyunun arttırılmasıdır.

  • Göz kapalı denge
  • Baş pozisyonu değişimi
  • İşitsel dikkat bozucular

gibi unsurlar programa eklenerek gerçekçi çalışma senaryoları ile yürütülür.

NOT: Bazı terimlerin yanlarında ingilizcelerinin olmasının sebebi, bulacağınız makalelerin büyük çoğunluğu yurt dışı kayaklı olacağı ve rutin çeviri ile uyumsuz olduğunda kafa karışıklığı yaşamamanı içindir.

Egzersiz Kategorileri ve Amaçları

a. Statik Denge Egzersizleri

  • Amaç: Kas-iskelet sisteminin sabit pozisyonlarda vücut dengesini koruma becerisini artırmak.
  • Örnekler:
    • Düz zeminde tek ayak üzerinde durma
    • Göz kapalı sabit duruş
    • Köpük zemin üzerinde dengede durma

b. Dinamik Denge Egzersizleri

  • Amaç: Hareket sırasında dengeyi koruma ve düzeltici reflekslerin gelişimini desteklemek.
  • Örnekler:
    • Denge tahtasında yavaşça yürümek
    • Zikzak adımlar atarak ilerlemek
    • Lunge (öne hamle) pozisyonundan geri dönme

c. Reaktif Denge Egzersizleri

  • Amaç: Dış etkenlere karşı ani düzeltici yanıt verme becerisini geliştirmek.
  • Örnekler:
    • Partnerin hafif itme/çekme hareketlerine yanıt vermek
    • Egzersiz sırasında ani ses veya ışık uyaranlarına tepki vermek
    • Lastik bantla dengesizleştirilip yeniden pozisyon kazanmak

d. Koordinasyon ve Çeviklik Egzersizleri

  • Amaç: Kasların doğru sırayla ve uyum içinde çalışmasını sağlamak, ani yön değişimlerine adaptasyon geliştirmek.
  • Örnekler:
    • Merdiven çalışmaları
    • Zemin işaretleri üzerinde sekerek ilerleme
    • Hızlı yön değiştirme çalışmaları (agility ladder)

e. Vestibüler Sistem Odaklı Egzersizler

  • Amaç: İç kulak kaynaklı denge mekanizmalarının gelişimini desteklemek.
  • Örnekler:
    • Baş pozisyonunu değiştirerek yapılan denge çalışmaları
    • Gözler açık ve kapalı baş hareketleri
    • Vücut ekseni etrafında yavaş dönmeler sonrası dengede durma

Örnek Propriyoseftif Egzersiz Programı

GünEgzersiz TürüSüreSeviye
1Statik Denge + Reaktif30 dkBaşlangıç
2Dinamik Denge + Koordinasyon40 dkOrta
3Reaktif Denge + Vestibüler30 dkOrta
4Dinlenme & Hafif Esneme20 dkTüm seviyeler
5Fonksiyonel Kombinasyon45 dkİleri
6Tekrarlı Statik-Dinamik Karma35 dkOrta
7Göz kapalı çalışmalara odaklı30 dkİleri

Yüksekte Çalışanlar İçin; denge, propriyosepsiyon, egzersiz gibi günümüz saha koşullarında pek de gerçekçi görünmeyen bilgi – eğitim başlıkları, içerikleri olarak düşünebilirsiniz. Daha KKD kullanımını tam manası ile uygulatamıyoruz diye de düşünebilirsiniz. Lakin bir yerden başlamalıyız.

İş Sağlığı ve Güvenliğinin sonu olmayan bilgileri ile kucaklaştıkça ilk anlayan ve uygulayan İş güvenliği Profesyonelleri olarak bizler olmalıyız. Ki bir noktandan başlayalım ve sabırla bilgimizi yayalım, uygulamaya, uygulatmaya çalışalım

Unutmayalım ki Mermeri Delen Damlanın Sürekliliğidir.

Eğitim Almak İçin Bizi Arayın

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü Dr Mustafa KEBAT yönetiminde deneyimli ekibimizle, firmanıza özel İnşaat Sektöründe – Yüksekte Çalışanlara Denge – Propriyoseptif Egzersizler Eğitimini Türkiyenin her yerinde planlayalım.

Eğitim Başvurusu

Dr Mustafa KEBAT – 0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

  • Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR
  • +90 232 265 20 65
  • [email protected]

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Yaşlı yetişkinlerde denge ve gücün geliştirilmesinde geleneksel ve güncel yaklaşımların karşılaştırılması https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21510715/

⭐️⭐️ Yapı İşlerinde Yüksekte Çalışmalarda İSG Uygulama Rehberi. http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.csgb.gov.tr/Media/0b3hcam2/yapiisleriyuksektecalismauygrehberi-in%C5%9Ft%C5%9Fb_revize.pdf

⭐️⭐️ Yaşlılarda Denge, Fonksiyonel Performans ve Düşme Önleme İçin Gövde Kas Gücünün Önemi: Sistematik Bir İnceleme https://www.researchgate.net/publication/236139834_The_Importance_of_Trunk_Muscle_Strength_for_Balance_Functional_Performance_and_Fall_Prevention_in_Seniors_A_Systematic_Review

⭐️⭐️ Dengesiz yüzeyler ve rehabilitasyon cihazları kullanılarak yapılan direnç antrenmanının etkinliği https://www.researchgate.net/publication/224822339_The_effectiveness_of_resistance_training_using_unstable_surfaces_and_devices_for_rehabilitation

⭐️⭐️ Futbolda duruş kontrolüne uzmanlık ve görsel katkının etkisi https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1600-0838.2005.00502.x

⭐️⭐️ Spor veya günlük yaşamdaki fiziksel aktiviteler ile dik duruştaki duruş bozukluğu arasındaki ilişkinin sistematik bir incelemesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23955562/

⭐️⭐️ NSC Çalışma İstatistikleri Bürosu’nun 2021 Raporu Hakkındaki Açıklaması https://www.nsc.org/newsroom/nsc-statement-bls-report-2021#:~:text=In%202020%2C%20there%20were%204%2C764,highest%20annual%20rate%20since%202016.

⭐️⭐️ Hall, C. M., & Brody, L. T. (2005). Therapeutic Exercise: Moving Toward Function. Lippincott Williams & Wilkins. http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://students.aiu.edu/submissions/profiles/resources/onlineBook/Q4X4S2_Therapeutic_Exercise_Moving_Toward_Function_3.pdf

⭐️⭐️ Motor Kontrolü: Araştırmayı Klinik Uygulamaya Dönüştürmek https://www.researchgate.net/publication/228118305_Motor_Control_Translating_Research_Into_Clinical_Practice

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Ayrıca;
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Suda Boğulma – İlk Yardım

Bir yaz daha geldi… Sevenler için deniz mevsimi…

Deniz kıyıları özellikle tatil günleri yoğunlaşmaya başladı… Bir süredir denize giren erkenciler de var.

Pek tabi ki suyun üstünde – altında, eğlence – spor aktivitelerin yapmaya başlayanların sayısı arttıkça en basiti yüzücü kulağı’ndan boğulmaya kadar riskler de artıyor.

2002’de Amsterdam’da toplanan ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından desteklenen Dünya Boğulma Kongresi tarafından kabul edilen tanım,

Suda Boğulma, sıvıya daldırma/daldırma nedeniyle solunum bozukluğu yaşama süreci “ olarak tanımlar 

Suda Boğulmanın daha da bilimsel tarifini isteyenler için:

Vücuda yabancı sıvıların tıkamasıyla oluşan laringeal sinirlerin aktivasyonu, koruyucu bir mekanizma olan laringospazmı tetiklemesi ile devam eden uzun süreli tıkanıklık düşük veya hiç organ/doku oksijen seviyelerine (hipoksi veya anoksi) ve düşük arteriyel kan oksijen seviyelerine (hipoksemi) yol açması sonucu gelişen asfiksi nihayetinde geri döndürülemez nöronal hücre hasarı ve kardiyorespiratuvar arrest meydana gelmesi durumudur.

Farklı kaynaklardan farklı rakamlar elde etmek mümkün…

Lakin sıralamaya bakıldığında; istem dışı yaralanmaya bağlı üçüncü sırda ölüm nedeni suda boğulma.

Suda Boğulma sonucu ölüm yaralanmayla ilgili tüm ölümlerin yaklaşık %7’sini oluşturuyor.

İstatistiksel sıralamadaki yeri pek de hoş değil… O sebeple önemli ve bir kısmı önlenebilir bir konu.

Ölümle Sonuçlanmamış Boğulma Kurbanlarına Ne Yapmalısınız

Evet doğru okudunuz… Talihsiz bir süreç yaşamış ve kurtulmuş insanlar var..

DİKKAT

Boğulma sürecinden bir şekilde kurtulmuş ve hemen sonrasında gayet iyi görünen kazazede – kurban halen risk altındadır. O sebeple fazla hareket etmesine müsaade etmeyin. Genel durumu iyi sorunu yokmuş gibi görünüyor ise, oturur pozisyonda en yakın hastaneye hekim değerlendirmesi için götürün yada gitmesini sağlayın.

Unutmayın – Ölümcül olmayan boğulmalar ciddi komplikasyonlara neden olabilir.

Su Bizim Dünyamız Değil

Çok keyif aldığınız su aktivitelerini yapmadan önce ”Ait olmadığım bir dünyaya misafir olacağım” cümlesini hatırınızdan çıkarmayan.

Siz suyun içinde nefes alamazsınız. Siz suyun içinde yabancısınız.

Tekne gezisi mi? Jet ski ille tur mu? Scuba dalış mı? Sadece suda serinlemek mi?

Niyetiniz her ne ise öncelike yüzme bilmelisiniz. Yeterli mi? Tabi ki yetmez iyi dercede ilk yardım (kurtarma ve canlandırma teknikleri) bilgisine sahip olmalısınız.

Bu cümlelerdeki maksat sizlere korku vermek değil…

Lakin bir düşünün

Suya düşmüş ve yüzme bilmeyen bir kişi olduğunuzu…!!

Aynı teknede seyahat edenlerden birinin boğulduğunu ve diğer hiç kimsenin ilk yardım bilmediğini..!!

Başınıza geldiğinde geç olmasındansa bugün biraz korkun hatta titreyin ve kendinize gelin…

Yüzme öğrenin – ilk yardım öğrenin….

Belgeniz değil bilginiz olsun..

Boğulurken Neler Oluyor

O gün tekne turu için heyecanlıydı. Yüzme bilmese de denizde arkadaşları ile birlikte hem gezecekler hem de eğleneceklerdi.

Gün.ortası olmasına rağmen hava hafiften serindi.. Sıkı giyindiğine sevindi..

Durgun suda kendini görmek görmek için biraz eğildi.

İlk an… Yüzme bilmiyordu ve kıyafetleri ile denize düştü..!!

Sonrasını genel olarak anlatayım..

Duygusal ilk tepki korku olur…

Adrenalin yükselir ve kalbi hızla atmaya, eller ve kolları ile çırpınmaya başlar.

İlk dakika içindeyiz halen;

Genellikle yardım amacı ile bağırma hemen akabinde eşlik eder… Bu sırada elbiseleri su çektiği içn ağırlaşmıştır kişiyi aşağı doğru çekmeye başlar suyun kaldırma kuvvetini yavaş yavaş geçer.

Mağdur su üstünde kalma mücadelesi ile çırpınırken hiperventile (gerekenden daha hızlı ve/veya daha derin nefes alma durumudur) olur. Negatif yüzdürme ve dolayısı ile suya batma sebebidir.

İlk dakika bittiğinde;

Elbiselerinin kalınlığı ile orantılı (suyu çekerek ağırlaşırlar) yükün etkisi ve hiperventile olması sebebi ile akciğerlerinden fazla hava vermesi ile vücudun kütlesinin suya batması fazlalaşır.

Mağdur artık suyun altına daha fazla battığından, refleks olarak (istemsizce) nefesini tutar.

Paniğin ve hiperventilasyonun etkisi ile daralan kan damarlarının da etkisi ile kalp atım hızı çok yükselir. Çırpınma ile birlikte kaslarını hızlı ve çok kullanmasının yanı sıra metabolizması maksimum düzeyde çalışmaya başlaması ile kalp, kaslar ve organların oksijen ihtiyacı artar.

Bu sırada kalp çok hızlı artmaya başlar. (Sinüs taşikardisi)

Oksijeni tükendikçe nefes alma isteği giderek güçlenir.

İkinci dakika bittiğinde;

Kandaki oksijen miktarı azalmış (hipoksi), karbondioksit yükselmiş (hiperkapni) ve asidoz (kan pH’sının 7,4’ün altına inmesi) başlamıştır. Bu andan itibaren kontrol edilemeyen bir nefes alma isteği ortaya çıkar. Ki bu suyun altında dahi olsa gerçekleşir ve kurbanın ciğerleri su dolar. Lakin bu boğulmalar içerisinde çok az görülür.

Bu sırada kalp çok yavaş artmaya başlar. (Sinüs bradikardi)
Bu aşamada kurban bilincini yitirmiş olsa da refleks olarak (istemsizce) yutkunurlar ve su yutarlar. Bu sebeple boğulma kurbanlarının mideleri suyla doludur.

Son aşamada karbondioksit birikimi en üst seviyeye gelmiştir. Refleks olarak (istemsizce) yutkunma yerini derin ve belki de son nefese bırakır.

Bu sırada kalpte önce nabız alınamayan elektriksel aktivite glişir ve ardından kalp atımı durur. (Asistoli)

Devamında akciğerlerde tüm hava boşalır ve suyun kaldırmasına katkı sağlayan son dayanak da tükendiği için bedenin ve elbiselerin ağırlığı ile suyun dibine doğru inmeye başlar.

Her şey birkaç dakikada oldu bitti.

Biraz önce teknede eğlenenlerin arasından bir beden suyun içerisinde kaybolurken denizden insan kurtarma eğitimi almamış ve hatta yüzme bile öğrenmemiş olanlar teknede bir yaşamın sonuna tanıklık ettiler.

Eveeettt… Gerçekler maalesef acı olabiliyor.

Aynı olaya bir daha bakalım

İlk an… Yüzme bilmiyor ve kıyafetleri ile denize düştü..!!

Duygusal ilk tepki korku…

Adrenalin yükselir ve kalbi hızla atmaya, eller ve kolları ile çırpınmaya başlar. Buraya kadar her şey aynı…

Yakındaki teknelerden birinde cankurtaran eğitimli biri var ve suya atladı… Boğulmanın bir kısmı oluşsa da dibe sürüklenmeye başlamadan kurtardı. Tekneye kadar getirdi. Mağduru tekneye aldınız..

Ne yapacaksınız?

İlkyardım eğitimi almış biri var mı?

Siz niye almamıştınız ki?…… Haaa evet işler güçler tabii..

Neyse biri var şanslıyız ki tecrübeli de…

Mağduru kontrol etti.

  • Airway – Hava Yolu Kontrol
  • Breathing – Nefes Kontrol
  • Circulation – Dolaşım (Kalp) Kontrol

Sonuç havayolu açık. Lakin solunum yok kalp atışı yok.

İdeal olanı – Resüsitasyon, Havayolunun açık tutulması ve Yüksek Konsantrasyonda Oksijen sağlanmasıdır.

Şartlara baktığımızda gezi teknesindeyiz ve tabi ki hiçbir sağlık donanımı yok…

İş ilk yardımcıya kaldı…

Bundan sonrasını ilk yardımcının ne yapması gerektiğini yazarak ilerleyelim..

Havayoluna ve solunumuna öncelik vermesi gerekir. Çünkü beynine oksijen sağlanması – havayoluna yapılacak erken müdahale mağdurun hayatta kalma şansını artırır, Pek tabi ki kurtarıcı soluğun yanlış uygulanması gecikmelere ve olumsuz sonuçlara yol açabilir.

Lakin bu yazıdaki şartlar düşünüldüğünde ağızdan ağıza da olsa mağdura hava verilmelidir.

İdeali – Pek tabi ki hastane şartında ve hekim kontrolünde pozitif basınçlı ventilasyon uygulamasıdır.

ilk yardımcı göğüs baskısı (CPR) ie kalbi çalıştırmaya ve bu süreç içerisinde dolaşımı sağlamaya çalışmalıdır.

Pek tabii ki bu ilk yardım devam ederken, tekne kıyıya doğru hareket etmeli eş zamanlı olarak sahil güvenliğe haber verilmeli verecekleri talimatlara göre hareket edillmelidir.

Boğulma madurunun bilinci yerine gelmezse sağlık ekibine (112 ekibi vb gibi) devir edilene kadar ilk yardıma devam edilmelidir.

Boğulma madurunun bilinci yerine gelirse, ısı kaybını önlemek için ısıtılmalı, hareket etmesine ayağa kalkmasına müsade edilmemeli, sınırlı miktrada su haricinde yiyecek ve içecek verilmemelidir. En yakın hastaneye ulaştırılmalıdır.

İlk Yardım Geç Başlarsa..!

Beyindeki nöronlarda geri döndürülemez değişiklikler genellikle boğulmanını (hipoksinin) 4-10’uncu dakikasında başlar.

Kalp hücresi ise hipoksiye, geri döndürülemez değişiklikler oluşmadan, 30 dakika kadar dayanabilir.

Bu sebeple CPR ie kalbi çalıştırsanız bile mağdurun beyni ölmüş olabilir.

Eğer boğulma sonrası derhal resüsitasyon yapılmadan uzun süre (dört ila altı dakikayı aşarsa) geçerse, geri döndürülemez nöronal hücre hasarı ve hipoksik-iskemik ensefalopatinin gelişimi klinik olarak nihayetinde kardiyorespiratuvar arrest ve ölüme yol açar.

Boğulma sonrası resüsitasyona kadar geçen zaman dilimi ne kadar kısa olursa, iyileşme o kadar eksiksiz olur.

Özellikle çocuklarda veya komplike olmayan çevresel veya klinik hipotermisi olanlarda sınırlı nörolojik sekeller ve daha eksiksiz iyileşme bildirilmiştir.

Peki teknede OED cihazı olsaydı…!!!

Suda Boğulmalarda Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) Uygulanmalı mı?

Boğulmalarda her ne kadar temel neden serebral hipoksi olsa da uzayan hipoksi ile birlikte kalbin miyokard tabakası (kalp krizlerinin de etkilediği yer – Miyokard İnfarktüs) oksijensizliğe bağlı olarak işlevini kaybetmeye başlar.

Boğulma madurlarının kalbi titrer gibi ve çok hızlı çırpınması ventriküler fibrilasyon (VF) nadir görülür (Boğulma madurlarının %10’dan azında görülür)

Bu sebeple, boğulma mağdurunun oksijensiz (hipoksemi) kalmasını engellemek için ağızdan solunum desteği (ventilasyon) verirken ve kalbini canlandırmak – dolaşımın devamını sağlamak için göğsüne bası uygulamak yerine Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) uygulaması yapılmamalıdır. 

Lakin, boğulma mağduruna canlandırma başladıktan ve suni solunum – göğüs baskısı (CPR) düzeni hale geldikten kısa süre sonra Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) uygulaması (ortamın ıslaklığına dikkat edilerek) yapılabilir. Çünkü ihtimal küçük de olsa boğulmanın nedeni veya sonucu olarak ventriküler fibrilasyon (VF) gelişebilir.

Yine de unutulmaması gereken ana husus boğulma madurunun oksijensiz kalması (Hipoksi) durumunda suni solunum ve göğüs baskısı (CPR) başarılı olmayacaktır.

Boğulan Mağdurun Karnına (Abdominal) Bası Uygulanmalı mı?

Bilinci yerinde olan mağdurlar için karın darbeleri / sırt darbeleri uygulanabilir. Bilinci yerinde olmayanlarda Heimlich manevrası veya yatay konumda (filmlerde gördüğünüz) karınına bastırarak su çıkarmaya çalışmak doğru değildir. Aksine doğru müdahaleyi yani solunum desteği verilmesini (Ventilasyonu) hava yolundaki sıvının temizlenememesi ve kusmanın kötüleşmesi olasılığı nedeniyle geciktirir..

Bazı durumlarda kazazedenin ağzında köpük görülebilir. Köpüğü çıkarmak için girişimlerde bulunulmamalıdır.

Boğulmalarda müdahale esnasında mide içeriğinin ve yutulan suyun kusulması durumu sık görülür. Havayolundaki sıvıyı temizlemeye gerek yoktur. Eğer kusulan materyal suni solunuma engel oluyorsa kazazede kendi tarafına çevrilerek materyal temizlenmelidir.

Unutmayın

Boğulma mağduru iyileşmiş gibi görünse bile, gecikmiş pulmoner ödem (akciğerlerde aşırı sıvı birikmesi) sık görülen bir komplikasyon olduğundan tıbbi değerlendirme için hastaneye gitmesi sağlanmalıdır.

Boğulma için risk faktörleri arasında yüzme bilmeme, su yakınında veya su içinde alkol kullanımı, epilepsi ve benzeri tıbbi durumlar, suyun kıyısındaki ve içindeki tehlikeler (Canlılar vb gibi) karşı dikkat edilmelidir.

Boğulma mağduru olmamak için suyla ilgili aktivitelere katılan veya küçük teknelerde seyahat eden herkesin can yeleği giymesi, alkolden kaçınması, denizden insan kurtarmayı – CPR’ı öğrenmesi ve asla eşliksiz yüzmemesi gerekir 

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Boğulma Ölümlerinin Araştırılması: Pratik Bir İnceleme https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6474464/

⭐️⭐️. Boğulma deneyimi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8928428/

⭐️⭐️ Otopsi ve Adli Tıp Yaralanma türleri Boğulma https://www.pathologyoutlines.com/topic/forensicsdrowning.html

⭐️⭐️ Ölümcül boğulmaların teşhisi: Otopsi bulgularının gözden geçirilmesi https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0379073824003335

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Bir Yudum Suyun Hikayesi

Bardaktan Mesaneye Uzanan Yolculuk

Merhaba Hatice öğretmenin sınıfı..!
Bir yudum suyum ben. Evet evet, yanlış duymadınız. Hani şu biraz önce ağzınıza aldığınız, serinliğiyle damağınızı şenlendiren, bazen limonla taçlandırılan, bazen kahveden sonra içinizi ferahlatan sade lakin efsanevi Su – H₂O

Bugün size başımdan geçenleri anlatacağım. Haydi hazırlanın, size kavuştuğum andan veda anıma kadar uzanan destansı serüvenime dalalım!

Ooo serinmiş bu su!

Beni ağzınıza aldığınız an serinliğimle “Ohh!” dediniz ya, işte orası benim doğum anım gibiydi. İlk olarak ağzınızdaki tükürükle kucaklaştım. (Tükürük, sindirimin öncüsüdür.)

Hoş geldin,” dedi, “ben karbonhidratları parçalarım, ama sen farklı bir yolcusun. Yolun uzun.

Dilinizle ilk temasımda, tat tomurcuklarınızdan dilinizin altına hızla (orası kılcal damarlarla doluydu. İşte bu damarlar, bazı su moleküllerini doğrudan emdi bile!) geçip damağınıza ulaştım.

Elbette reklamları bolca yapılmasına rağmen zararları saymakla bitmeyecek Kola‘ların, Ice Tea‘ lerin havası yok bende. Lakin ben “klasik, sade güzelliğin ve sağlığın” temsilcisiyim.

Siz ağzınızda tutmadıkça ben fazla takılmam, sosyal biri değilim. Dişlerinizin arasından tıngır mıngır geçerken, siz fark bile etmeden diliniz beni hafifçe yönlendirdi, genzinize vardım.

Aman dikkat! Gülmeyin, yanlışlıkla nefes borusuna kaçarsam öksürük krizine neden olurum. Neyse ki doğru yoldan gittim.

Kaydı Gitti Maşallah!

Yutağın kapıları açıldı ve ben adeta bir su kaydırağından aşağı kayan çocuk gibi “vııııjjjjj” diye aşağıya süzüldüm. Diliniz yukarı doğru bastırdı, yutak kapandı, nefes borusu ‘Benlik bir durum yok’ diyerek kapandı.

Sonra hooop! Yemek borusuna geçtim. Karanlık, dar bir tünel. Etrafımda “peristaltik hareket” denen dalga gibi kasılmalar başladı. Bu hareket sayesinde sanki omuzlarımdan itiliyormuşum gibi mideye doğru ilerledim. Giderken “mideye selam söyle!” diye bağıran lokmalara da rastladım tabii.

Burası Fazla Asitli Abi, Ben Kaçıyorum!

Şimdi geldik mideye. Burası vücudun “şantiye sahası” gibi. Mide asidi (hidroklorik asit), proteinleri parçalamakla meşgul, sindirim enzimleri etrafta fink atıyor, mide kasları sürekli “yoğurma hareketi” yapıyor. Tıpkı çamaşır makinesi gibi!

Bir yandan da göz yaşı döküyor ve mırıldanıyor ”Kola, Ice Tea gibi zararlı içecekler, bolca yenen şekerli gıdalar mahvetti beni”….

Ben ise saf ve sade bir yudum suyum. “Abicim ben ne proteinim ne yağ… Sadece suyum” diye bağırıyorum ama mide çok kalabalık, beni pek takan yok. Şöyle bir kenarda bekliyorum, mide “Tamam tamam, senlik bir iş yok. On iki parmak bağırsağına geçebilirsin” diyor.

Ama bu arada bir dürümle tanıştım, o da yeni gelmiş:
– “Sen neden bu kadar rahatladın?” dedi bana.
– “Kanka ben sadece suyum, sindirilmeden geçiyorum.”
– “Vay be, ben burada 3 saat mayalanacağım,” diye söylendi.

Ama yine de, midenin iç çeperlerindeki küçük kanallar beni emmeye başlamıştı bile. O kadar çok benim gibi yudumlara vardı ki, bazıları burada kana karıştı. Ama benim serüvenim bağırsaklardaydı.

Not: Su eksik olursa, mide asidi daha koyulaşır ve mide yanmaları baş gösterir. Mide koruyucu tabaka zayıflar, ülser riski artar.

Asıl Macera Başlıyor!

Ve işte geldik asıl eğlenceye: İnce bağırsak!
Yaklaşık 6-7 metre uzunluğunda, kıvrımlı bir tüp. Burası sindirim sisteminin Disneyland’ı resmen. Her şey ışık hızında, sistemli ve etkileyici.

Burada villus ve mikrovillus denilen, parmak gibi uzanan emici çıkıntılar var. Her biri “Gelin bakalım neler varmış?” der gibi uzanıyor. Ben ve diğer moleküller o villuslara çarpıp emiliyor, kılcal damarlara geçiyoruz.

Şöyle bir diyalog geçiyor:
– Villus: ”Dün gelen Kola, Ice Tea yakmıştı uçlarımı” “Bakıyorum taze taze sudan gelmişsiniz, çok sevindim buyurun içeri.”
– Ben: “Sağ olun, çok naziksiniz.”
– Villus: “Yukarı doğru ilerleyin, damarlar sizi karaciğere götürecek. Dünkü KolaIce Tea‘nin zararlarını tamir etmeye yardımcı olursunur”

Yani özetle: burada suyun büyük kısmı kan dolaşımına katılmak üzere emiliyor. Burası vücudun “bilet kontrol noktası” gibi. Kim faydalıysa içeri, kim zararlıysa dışarı!

Not: Vücudumuzun su ihtiyacının büyük kısmı burada emilir. Eğer yeterince su alınmazsa, besinlerin sindirimi yavaşlar, kabızlık olur.

Her Şey Kontrol Altında

Karaciğere geldiğimizde iş ciddileşiyor. Burası vücudun kimya laboratuvarı + gümrük kapısı.
Her gelen sıvıyı, maddeyi, molekülü kontrol eder.

Ben suyum ama yine de:
– “Kimsin? Nereden geliyorsun?” dedi bana… Çok yordu beni, gelen Kolalar, Ice Tea‘ler..
– “Ağızdan geldim, midede asit gördüm ama safım ben.”
– “Tahlilin temiz. Geçebilirsin.”

Eğer kimyasal bir içecek olsaydım, örneğin asitli bir kola yada bol şekerli Ice Tea, hemen işler değişir karaciğer haykırırdı:
– “Bu ne be kardeşimmm! Şeker, kafein, katkı maddesi… Bunu metabolizmaya bu haliyle salarsak sinir sistemini perişan eder. Yine fazla mesai yine yorgunluk”

Neyse ki ben tertemiz bir yudum sudum, vizesiz geçtim.

VIP Yolculuk Zamanı

Karaciğerden sonra atladım kan dolaşımı trenine. Tren deyip geçme, bu tam bir VIP yolculuk. Dört odalı dev pompa – namı diğer kalp – beni basıyor da basıyor.

İlk durak: sağ kulakçık
Oradan: sağ karıncık
Sonra akciğerlere kısa bir tur (oksijenle tanışmak için)
Geri dön: sol kulakçık → sol karıncık
Ve “pısssss” diye tüm vücuda dağıtıldım.

Şimdi her organ bana muhtaç. Her hücre, her doku sesleniyor:
– “Bize su gönderin, kuruduk burada!”

Kanla beraber vücudun her sokağında dolanıyorum. Tabi ki öncelikli durağım belli..

Not: Susuz bir karaciğer toksinleri yeterince atamaz, bu da cilt problemlerinden halsizliğe kadar birçok soruna yol açar.

Ana Kumanda Beni Bekliyordu

Ve işte geldim geldim… Vücudun CEO’su, patronlar patronu, kumanda merkezi: BEYİN!

Beyin, %75’i sudan oluşan bir organ.

Her yer sinir ağı, elektrik sinyalleri havada uçuşuyor. Burası tam anlamıyla bir Wi-Fi merkezi gibi; sinyal güçlü, iletişim hızlı!

Lakin bir sorun var: CEO da çok hassas. Biraz susuz kalsın, hemen trip atıyor. “Başı ağrıyor”, “unutkan oldum”, “konsantre olamıyorum”, “dün ne yediğimi unuttum!” diye yakınıp duruyor.

Neyse ki ben geldim:
– “Selam patron, su getirdim.”
Beyin hücreleri (nöronlar) bir anda gözlerini açıyor:
– “Oh be! Dolaşım yavaşlamıştı, sinapslar tıkanmış gibiydi. Elektrik gidip geliyordu. Şimdi mis gibiyiz.”

Hemen sistem reboot ediyor gibi oluyor. Komutlar netleşiyor:
– “Yürüyün!”
– “Konuşun!”
– “Dengeyi koruyun!”
– “Kısa dönem hafızayı güncelleyin!”

Ben su olarak burada çok önemliyim. Nöronlar arasındaki iletişim sıvısı gibi çalışıyorum. Düşünceler akıyor, fikirler parlıyor. Bir çocuk matematik problemi çözüyor. Bir genç gitar çalıyor. Bir anne yemeğin tuzunu ayarlıyor. Her şeyin arkasında benim yani bir yudum suyun katkısı var.

Ama bakın, şunu unutmayın:

Beyin %75 su içeriyor.
Susuz kaldığında ilk tepki: baş ağrısı.
İkinci tepki: unutkanlık.
Üçüncü tepki: mood bozukluğu, agresiflik, huzursuzluk.

Yani öyle film sahnesi gibi değil ama, susuz beyin:
– “Ufff çok bunaldım!”
– “Kimse bana su getirmiyor!”
– “Düşünemiyorum artık!” diye ağlayacak neredeyse.

Ben ise orada bir damlacık olarak diyorum ki:
– “Merak etme, geldim geldim. Zihni serinletmeye, düşünceleri canlandırmaya geldim.”

Ve bir anda bulmaca çözülüyor, cümle tamamlanıyor, fikir doğuyor!

Oley, su geldi!

Hücrelere vardığımda içeriye girişim bayram gibi karşılandı.
Cilt hücresi diyor ki:
– “ Mahvetti beni KolaIce Tea Yaaa haftalardır pul pul dökülüyordum, teşekkürler!”
Kas hücresi:
– “Egzersiz yapıyorduk, su kaybı vardı. İmdat demiştik, yetiştin!”

Hücrelerin içi, adeta fabrikalar gibi çalışıyor. Enerji üretiliyor, proteinler sentezleniyor, zararlı maddeler süzülüyor. Ama su olmazsa hiçbir şey işlemiyor. Ben geldiğimde her şey şakır şakır çalışıyor.

Bazı hücreler beni ter olarak dışarı atıyor. Bazıları gözyaşı, bazıları tükürük, bazıları ise sindirime destek sıvılar olarak kullanıyor. Ama büyük kısmım hâlâ dolaşımda.

Sıvıların kraliçesi geldi!

Final noktasına geldik: Böbrekler!
Buraya geldiğinizde artık vücut diyor ki:
– “Kullanılmayan suyu ve atıkları temizleyelim.”

Böbrekler, “glomerül” denen küçük süzgeçlerle kanı süzüyor.
– “Kimler kalıyor, kimler gidiyor bakalım?”
Ben: “Artık görevimi yaptım, atık moleküllerle birlikte geldim.”
Böbrek: “O zaman seni gönderiyoruz. İdrar kanalları seni bekliyor.”

Burada üre, fazla tuz, bazı minerallerle birlikte “idrar ön maddesi” haline getiriliyorum. Bu sıvı, üreterden geçip mesaneye yönlendirilir.

VEDA

Mesanede biraz bekliyorum. Arkadaşlar geliyor, biraz daha birikiyoruz. Sonunda beyin komutu veriyor:

– “Tuvalete gitme zamanı!”
Ve vücut kapılarını açıyor. “Şııııııırr” diye veda ediyorum.

Ama giderken şunu söylüyorum:

“Ben geldim, görevimi yaptım, seni sağlıklı tuttum. Lütfen beni unutma. Günde 2-2.5 litre kadar kardeşimi daha çağır. Susuz kalma, kuru kalma. Hayat benden akar…”

Ben gidiyorum ama sen beni unutma!

Sevgili dostum,

Ben bir yudum suydum. Sana serinlik verdim, hücrelerini canlandırdım, toksinlerini temizledim, hatta cildini parlattım. Belki ter olarak çıktım, belki gözyaşı oldum, belki de idrarla veda ettim.

Ama bir şeyi unutma:
Ben her gün gelmek zorundayım.
Beni ihmal etme. Vücudun %60’ı benim. Çayla, kahveyle kandırma kendini. Gerçek temizlik, gerçek sağlık, gerçek canlılık bende.

Hadi şimdi bir yudum daha al. Ve gülümseyerek de ki:

Hoş geldin su, vücudum seni çok özlemiş.

Dr. Mustafa KEBAT

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan çocuklarımızı bilgilendirmek, okumaya, çalışmaya, doğal hayata heveslendirmek ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Su tüketiminin kilo kaybına etkisi: sistematik bir inceleme https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31657610/

⭐️⭐️ Yaşın susuzluk ve sıvı alımına etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11528342/

⭐️⭐️ Susuzluk ve Sıvı Alımının Fizyolojik Düzenlenmesi https://journals.physiology.org/doi/full/10.1152/nips.01470.2003

⭐️⭐️ Susuzluk Üretiminde Kan Hacmi ve Ozmotik Basınçtaki Değişiklikler https://www.nature.com/articles/2021341a0

⭐️⭐️ Bilişsel performans ve susuzluk https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22855911/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla