Dalışta İç Kulak Barotravması

Dalış Yapanlarda İç Kulak Barotravması

İç kulak barotravması, su altı dalış sırasında eşitlemenin eksik yapılması veya eşitlemenin zorlayıcı yapılması sebebi ile basınç farkları oluşması ile iç kulakta oluşan hasardır.

Oluşan hasar sebebi ile iç kulak sıvısısının sızması görülebilir de görülmeyebilir de..

İç Kulak Barotravmasının Oluşma Mekanizması

İç kulak, orta kulaktan sonra gelen bölümdür. Hem işitme hem de denge organıdır.

Orta kulak boşluğundaki basınç düzgün bir şekilde eşitlendiğinde, iç kulak barotravması riski son derece düşüktür.

Orta kulaktaki basınç iniş sırasında eşitlenmezse, kulak zarındaki su basıncı orta kulak kemikçikleri aracılığıyla içeriye doğru oval pencerelere aktarılır ve yuvarlak pencere dışarı doğru çıkıntı yapar. Basıncın kendisi hassas iç kulak yapılarına zarar verebilir. Basınç aşırıysa, oval pencere veya daha yaygın olarak yuvarlak pencere yırtılabilir ve iç kulak sıvısı (perilenf) orta kulağa sızabilir (perilenf fistülü).

Valsalva manevrası, kranial dokulardaki ve dolaşımdaki basıncı artırır ve bu basınç koklear sıvıya iletilerek yuvarlak pencerenin dışarı doğru hareket etmesine neden olabilir. Basınç dalgaları tek başına pencere yırtılması olmadan iç kulağa zarar verebilir. Yırtılma meydana gelirse, iç kulaktan sıvı kaybı işitme organının ve bazen denge organının hasarına yol açar. Sızıntı kendiliğinden iyileşme veya cerrahi onarımla kısa sürede durdurulmazsa kalıcı işitme kaybı meydana gelebilir.

İç Kulak Barotravması Sırasında Dalgıçlar

Şunları deneyimleyebilir:

  • Şiddetli vertigo
  • İşitme kaybı
  • Kulaklarda uğultu/çınlama (tinnitus)
  • İstemsiz göz hareketi (nistagmus)
  • Etkilenen kulağın dolgunluğu

İç kulak barotravması geişimi sırasında orta kulak barotravmasının belirtileri neredeyse her zaman mevcuttur. Vertigo genellikle şiddetlidir ve mide bulantısı ve kusma eşlik eder.

İşitme kaybı tam, anında ve kalıcı olabilir, ancak dalgıçlar genellikle sadece yüksek frekansları kaybederler.

Kayıp ancak birkaç saat sonra fark edilir hale gelir. İşitme testi yaptırana kadar kaybın farkında olmayabilir.

Dalış Sırasında İç Kulak Barotravması Şüphesi Olursa

Sualtında vertigo başlaması durumunda derhal dalış sonlandırılmalıdır. Budy yardımı ile yüzeye çıkış sağlanmalıdır.

Dekompresyon hastalığı şüphesi varsa yüzeye çıkar çıkmaz oksijen tedavisine başlanmalıdır.

İlk yardım sağlayıcıları tam bir nörolojik değerlendirme yapmalı ve tüm bulgular kaydedilerek sağlık kuruuşuna varıldığında hekime teslim edilmelidir.

İç Kulak Barotravması mı, İç Kulak Dekompresyon Hastalığı mı?

Bu iki durum arasında ayrım yapmak önemlidir çünkü tedavileri farklıdır.

Herhangi bir tür dekompresyon hastalığı gelişiminde rutin tedavi uygulaması hiperbarik oksijen tedavisidir. (Rekompresyon odasında)

İç kulak barotravması olasılığı varsa tedavide rekompresyon veya herhangi bir basınç değişikliği uygulanmamalıdır.

Her iki durumda da semptomlar benzer olsa da, barotravma orta kulak basıncının eşitlenmesinin başarısız olmasından önce gelir ve genellikle dalışın başında meydana gelirken, dekompresyon hastalığı dalışın sonunda dekompresyonun başarısız olmasından kaynaklanır.

Tedavi Nasıl Yapılmalıdır?

Dekompresyon hastalığını ekarte etmek için acilen bir hekim tarafından değerlendirilmelidir.

Hekim dekompresyon hastalığı olmadığına karar verirse, dalgıçları tedavi etme konusunda deneyimli bir KBB uzmanına danışınmalıdır.

Herhangi bir efordan, orta kulak dengelemesinden, irtifa veya dalış maruziyetinden, hapşırmaktan veya burun sümkürmekten kaçınılmalıdır.

  • Aspirin,
  • Nikotinik asit (vitaminler),
  • Diğer vazodilatörler
  • Antikoagülanlar kullanılmamalıdır.

Tedavinin ana hatları, oturma pozisyonunda yatak istirahatini ve intrakraniyal veya orta kulak basıncını artırabilecek herhangi bir zorlanmadan kaçınmayı içerir.

Semptomlar düzelmezse, ameliyat gerekebilir.

Yırtığın (fistül) iyileşmesi genellikle bir veya iki hafta içinde gerçekleşir. İşitme kaybı kalıcı hale gelebilir.

İç Kulak Barotravması Sonrası Dalış için Uygunluk Değerlendirmesi

Dalışa uygunluğun değerlendirilmesi, kalıcı hasarın derecesi ve tekrarlama olasılığına bağlı olarak uzman bir dalış hekimi tarafından yapılır.

İç Kulak Barotravması Sonrası Süreç

Çoğu durumda, tam iyileşme kendiliğinden gerçekleşir.

Fistül ortaya çıkarsa ve kendiliğinden kısa sürede iyileşmezse, ameliyat önerilebilir.

Bazı durumlarda, iç kulak kalıcı olarak hasar görebilir; vücut düzgün çalışmayan bir tarafa uyum sağlayabilir.

Diğer kulakta yaralanma meydana gelirse, durum ciddi olabilir ve denge sorunlarını güçsüzleştirebilir.

İç Kulak Barotravması Önlemek

Nazik ama etkili eşitleme tekniklerini öğrenilmelidir.

Valsalva manevrasını agresif bir şekilde kullanmaktan kaçınılmalıdır.

Sıkışıkken dalınmamalıdır

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

İnşaat Bölümümüze – A Sınıf İş Güvenliği Uzmanı

Tetkik OSGB bünyesinde,

Çok Tehlikeli Sınıf (inşaat) işlerde İzmir ve çevresinde sahada aktif çalışabilecek TAM ZAMANLI veya YARI ZAMANLI iş güvenliği uzmanıları arıyoruz.

Aranan özellikler

  1. Aktif araç kullanabilme ve B sınıfı sürücü belgesi sahibi olma.
  2. Başvuru anında İzmir‘de ikamet ediyor olma.
  3. Başvuru anında A Sınıfı iş güvenliği uzmanı belgesi ve İSG Katip sisteminde atama yapılabilir olma
  4. Günlük firma ziyaret bilgilendirme maili yollayabilme ve programlı çalışma yeterliliğinde olma
  5. Bilgisayar ve MS Office (Power Point, Excel, Word) uygulamalarını etkin kullanabilen
  6. Tercihen sahada aktif olarak denetim ve gözlem yapabilen ve bu konuda deneyim sahibi
  7. Tercihen daha önce bakanlık onaylı İSG yazılımı kullanmış.

Başvuru: [email protected]

Mustafa Kebat – 0 530 568 42 75

Daha Fazla

Yüksek Topuklu Ayakkabı Tercih İse Sonucu Ne?

Kadınlar genel olarak yüksek topuklu ayakkabı giymeyi seviyor gibi..

Ayakkabılarının topuklarında yükselen santimler kadınların sadece boylarını yükseltmiyor aynı zamanda daha kadınsı ve çekici görünmelerini sağlıyor. Bu benim kişisel görüşüm. Eleştirilebilir. Karşı düşünceler tabi ki beyan edilebilir. Lakin benim görüşüm bu…

Tabi ki küçük bir sosyal araştırma da yaptım

Konu hakkında kadınlardan farklı görüşler geldi. 30 yaş altı görüştüğüm kadınlardan iki farkı görüşü örnek olarak yazayım (Meslekleri burada önemli değil çalışma ortamları çok benzer);

Muhasebe çalışanı; Topuklu ayakkabı giymenin rahatsızlık verdiğini, rahatlığı ön planda tuttuğunu daha yumuşak ve daha rahat olduğu için spor ayakkabı tercih ettiğini, ayak bileğini burkma korkusu yaşamadığı için mutlu olduğunu söyledi.

İnsan Kaynakları çalışanı; Yüksek topuklu ayakkabı giydiğinde kambur durmadığını ve kendini daha emin ve özgüvenli hissettiğini söyledi.

Avcı toplayıcı yaşam biçiminden günümüze yaşam ve giyim tarzlarımız çok değişti. Yükselen topukların – tercihlerin sosyolojik ve psikolojik kök nedenlerine girmeyeceğim.

Lakin bu tercihi bilimsel olarak incelemeye alacağım;

Yapılan bir araştırmada; sürekli yüksek topuklu ayakkabı giyen 11 (onbir) kadın ve hiç yüksek topuklu ayakkabı giymeyen 9 (dokuz) kadını da kontrol grubu olarak bir süre ortopedik kontrollerde takip edildiğinde elde edilen sonuçlar;

Topuklu ayakkabı giyen kadınlarda;

  1. Gastroknemius medialis (Baldır) kasının kısaldığı,
  2. Aşil tendonu sertliğinde bir artış olduğu,
  3. Ayağı plantar fleksiyon pozisyonuna zorladığı,
  4. Ayak bileklerinin hareket açıklığında bir azalmaya yol açtığı, bulgularına ulaşılmış.

Bu bulgular ışığında topuklu ayakkabı giyme alışkanlığı olan kadınların düz ayakkabı giymeyi zor ve ağrılı bulmalarının sebebidir.

Topuklu ayakkabı giyen kadınlarda görüldüğü gibi tek sorun ağrı değil. Kronik ayak sorunlarına da yol açar.

Topuk yüksekliği 2,5 cm olduğunda ön ayağa %22 daha fazla baskı uygular.

Topuk yüksekliği 7,5 cm olduğunda ön ayağa %76 daha fazla baskı uygular.

Topuklu ayakkabı giymenin uzun vadede gelişen kronik etkileri çok daha ciddidir.

Topuklu ayakkabı giyenler daha kısa ve daha güçlü adımlarla yürüme eğilimindedir. Aynı zamanda omurga hizasında kaymaya ve vücudun ağırlık merkezi değiştiği için süreç içerisinde bacak – kalça – bel – sırt kaslarının üzerine düşen yük dengesi ve gerginlikleri değişir.

Vücudun ağırlık merkezi öne doğru kayar.

Dizlere, baldırlara, ayaklara ve alt sırta uygulanan kuvvet artar.

Diz eklemine yüklenen kuvvet ve fazladan basınç osteoartrit’ e yol açabilir.

Topuğa uygulanan ekstra kuvvet eklem ağısına yol açar.

Ayak parmakları ve tarak kemiklerine vücudun ağırlığının daha çok ve açılı olarak binmesi de deformasyonlara yol açabilir.

Yüksek topuklu ayakkabıların sürekli kullanımı bacaklardaki toplar damarlarda basıncı arttırır.

7 (yedi) cm’lik yüksek topuklu ayakkabı kullanan sağlıklı genç kadınlarda vücudun statik dengesi değişirken, basınç merkezinin salınımını artmakta ve düşme ihtimali artmaktadır.

Yukarıda yüksek topuklu ayakkabı kullanımı ile birlikte ayak tabanına yerleştirilebilecek yumuşatıcı petler şekil (a) da verilmiştir. Bu çözüm yolu topuk yüksekliği, kullanıcının kilosu ile yakın ilişkilidir. Bunun yanı sıra kullanılan ayakkabının topukta ve tabanda zemine temas alanları da kişide oluşturacağı olumsuz etkilerle ilgilidir.

Ayakkabı ve topuğun zemine temas alanı azaldıkça, ayakkabıyı kullanan kadının ağırlık merkezi ve denge noktasına olumsuz etkisi artmaktadır.

Yine yapılan araştırmaların sonucu 5 cm i geçen topuk yüksekliğinde olumsuz etkiler her cm de çok daha fazla artmaktadır.

Topuklu ayakkabı tercihinden vaz geçmek istemeyen kadınlar için çözüm ne olabilir?

Baldırları esnetmek – Gastroknemius medialis (Baldır) kasının rahatlamasını,

Ayak bileklerini dairesel olarak döndürmek de gerginleşen Aşil Tendonu rahatlamasını sağlar.

Ayrıca topuklu ayakkabı ile geçirillen sürelerin en aza indirilmesi

Topuk yüksekliğinin 5 cm i geçmemesine özen gösterilmesi de ayak – beden sağlığı için önemlidir.

Doğal Yaşayın – Doğal Beslenin – Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ KADINLARDA YÜKSEK TOPUKLU AYAKKABI KULLANIMININ KAS İSKELET SİSTEMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI. https://www.ocf.berkeley.edu/~sather/heel-to-heal/

⭐️⭐️ Standart yastıklı ayakkabıların orta taban sertliğinin koşu ile ilgili yaralanma riskine etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24043665/

⭐️⭐️ Birçok kadının tercihi olan stiletto topuklu ayakkabılar denge ve fonksiyonel becerileri nasıl etkiliyor? https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32543307/

⭐️⭐️ Genç kadınlarda yüksek topuklu ayakkabıların statik dengeye müdahalesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22742722/

⭐️⭐️ Yüksek ve alçak topuklu ayakkabıların genç kadınlarda dengeye etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/27840442/

⭐️⭐️ Yüksek topuklu ayakkabıların uzun süreli kullanımı insan yürüyüşünün nöromekaniğini değiştiriyor https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22241055/

⭐️⭐️ Yüksek topuklu ayakkabılarla yürümenin alt ekstremite mekaniği ve enerji maliyeti https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8173565/

⭐️⭐️ Topuk yüksekliğinin yürüme sırasında kullanılan sürtünme katsayısına etkisi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21536444/

⭐️⭐️ Genç ve Sağlıklı Kadınlarda Tek Bir Yüksek Topuklu Ayakkabı Dans Etme, Kas Dokusu Bozulmasının Dolaşımdaki Belirteçlerinde ve MMP-3’te Artışlara Neden Oluyor https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38654916/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

K Vitamini

K vitamini kanın pıhtılaşması, kemik sağlığı ve kardiyovasküler fonksiyon için gerekli olan, yağda çözünen bir vitamindir.

K vitamini tek bir vitamin olmadığı gibi sadece pıhtılaşma faktörü olarak rol almaz.

K vitamininin iki ana formda bulunur

  • K1 yeşil yapraklı sebzelerde bulur çünkü doğrudan fotosentezde yer alır. (Filokinon) pıhtılaşma sisteminin önemli faktörlerinden biridir.

  • K2 hayvansal ürünlerde ve fermente gıdalarda bulunur ayrıca bağırsak florası K1 vitaminini K2 vitaminine (menakinon) dönüştürür. (Menakinonlar) kandaki kalsiyumun kemiklerde ve dişlerde kalsiyum birikmesini sağlayarak bu dokuların güçlenmesini sağlar.

K2 Vitamini kalsiyum metabolizması için gereklidir ve kemik ve kardiyovasküler sağlığı önemli ölçüde etkiler.

K2 Vitamini, kemik sağlığını geliştirmek ve osteoporoz riskini azaltmak için D vitamini ile sinerjik olarak çalışır. Bu kombinasyon, kalsiyumun arterlerde birikmesi yerine uygun şekilde kullanılmasını ve kemiklerde birikmesini sağlar.

K2 Vitamini, kemiklerde ve arterlerde kalsiyum birikimini düzenleyen osteokalsin ve matriks Gla proteini gibi proteinlerin aktive edilmesinde rol oynar. Bu aktivasyon arteriyel kalsifikasyonun önlenmesine yardımcı olur ve kemik gücünü arttırır.

K2 vitamini, atardamarlardaki plak birikimini sadece önleyebilen değil , aynı zamanda tersine çevirebilen bilinen tek besindir 
Bu, bol miktarda D vitamini ve kalsiyum aldığınız takdirde, onu kalp sağlığına uygun bir diyet ve takviye planının son derece önemli bir parçası haline getirir.

K Vitamini İçin Bitkisel Gıda Tavsiyelerim

  • Kara lahana
  • Ispanak
  • Brokoli
  • Lahana
  • Zeytinyağı

K Vitamini İçin Hayvansal Gıda Tavsiyelerim

  • Kırmızı Et
  • Beyaz Et
  • Ciğer
  • Böbrek
  • Yumurta
  • Süt ürünleri

Hem sebze hem et ve et ürünleri yemek şart!

K vitamininden bahsedip de keşfinin öncüsünden bahsetmeden olmaz.

ABD, Cleveland’lı ünlü bir diş hekimi olan Dr.Weston A. Price (1870-1948),  İsviçre’deki izole köyler, Dış Hebridler’deki Gael toplulukları, Kuzey Amerika’daki Eskimolar ve Kızılderililer, Melanezyalı ve Polinezyalı Güney Denizi Adalıları, Afrika kabileleri, Avustralyalı Aborjinler, Yeni Zelanda Maorileri ve Güney Amerika’daki Kızılderililer dahil olmak üzere izole insan gruplarında uzun yaşam süreleri, çok az hastalık oluşumu ve çok az çürük veya diş eti hastalığı yaşayanları incelemek için dünyayı dolaştı. 

Bu kültürler genellikle Price’ın adını bilmediği bir bileşiğin yüksek oranda bulunduğu yiyecekleri yiyorlardı ve bu da Price’ın buna “aktivatör X” adını vermesine yol açtı.

Price, aktivatör X’in diş sağlığı üzerindeki etkisini fark ettiğinde, neredeyse tüm geleneksel diş prosedürlerini bir diyet önerileri sistemi lehine terk etti. Ve bu önerilerin çoğu durumda düz, sağlıklı, çürüksüz dişlere yol açtığını buldu.

Activator X’in ne olduğundan emin olmasak da, bilim camiasının en iyi tahmini Price’ın genel olarak K2 vitamininden bahsettiği yönünde. (Daha spesifik olarak, bilim K2’nin A ve D3 vitaminleriyle sinerjik olarak çalıştığında en güçlü olduğu gerçeğine yöneliyor.)

1939 yılında önleyici diş bakımının geleceği için bir temel oluşturan ve aslında genel olarak optimum sağlık için bir rehber olan bir araştırma yayınladı.

K2 vitaminini K1 vitamininden farklı kılan nedir?

K2 vitamininin aynı faydalara sahip K1 vitamininin farklı bir versiyonu olmadığını ancak 1975’te Harvard Üniversitesinde tespit edilebildi. Araştırmaların devamında K2 vitamini ile aktive olan osteokalsin proteinini keşfettiler.

Osteokalsinin aktivasyonu ile kalsiyum kan dolaşımından kemiklere ve dişlere çekilir. Bu sayede kemikler ve dişleri güçlü ve hastalıklardan uzak tutar. K1 vitamini bu süreci aktive etme yeteneğine sahip değildir.

2007’de, Price’ın Activator X‘in inanılmaz faydalarını yayınlamasından 68 yıl sonra, araştırmacılar nihayet modern toplumdaki insanların çoğunun K2 Vitamini eksikliği yaşadığını fark ettiler.

Araştırmacılar elde edilen sonuçlara dayanarak K2 vitamininin kalp hastalığı ve diyabete bağlı doku zararlarını tersine çevirme potansiyeline sahip olabileceğine inanıyor.

Ve tabii ki bilmelisiniz ki ağız ve diş sağlığınızın ideale ulaşması için K2 vitamini olmazsa olmazdır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

K2 Vitamininin Diş Sağlığına Faydaları https://askthedentist.com/vitamin-k2-benefits/

K vitaminiK vitamini https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK551578/

The Weston A. Price Foundation https://www.google.com/search?q=%C3%9Cnl%C3%BC+di%C5%9F+hekimi+Weston+A.+Price%2C&oq=%C3%9Cnl%C3%BC+di%C5%9F+hekimi+Weston+A.+Price%2C&gs_lcrp=EgZjaHJvbWUyBggAEEUYOTIGCAEQRRg7MggIAhBFGCcYOzIGCAMQRRg7MgoIBBAAGIAEGKIEMgcIBRAAGO8FMgcIBhAAGO8F0gEIMTEzMGowajeoAgCwAgA&sourceid=chrome&ie=UTF-8

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Yalnızlığınızın Kanınızdaki İzi

Kanınızdaki yalnızlığın izini merak ettiniz değil mi?

Aslında bir de sosyal izolasyon var ve o da kanınızda iz bırakıyor.

Aklıma gelmişken paylaşayım..

Anladım sonu yok yalnızlığın, Her gün çoğalacak, Her zaman böyle miydi bilmiyorum, Sanki dokunulmazdı çocukken ağlamak, Alışır her insan alışır zamanla, Kırılıp incinmeye, Çünkü olağan yıkılıp yıkılıp, Yeniden ayağa kalkmak, Yalnızlığım yollarıma, Pusu kurmuş beklemekte, Acılar gözlerini dikmiş üstüme nöbette, Bekliyorum bekliyorum, Hadi gelin üstüme korkmuyorum, Bulutlar yüklü, Ha yağdı ha yağacak üstümüze hasret, Yokluğunla ben başbaşayız nihayet

Bu sözleri hatırladınız değil mi? Evet… “Yalnızlık Senfonisi” Sezen Aksu’dan…

Yalnızlık, günümüz yaşamının gerçeği…

Şehirler kalabalıklaşırken insanlar yalnızlaşıyor.. Ve tabi ki bir de sosyal izolasyon var.

Yalnızlık ve Sosyal İzolasyon nedir bunlar? Anlamları aynı mı farklı mı?

İnceleyelim…

Nedir Sosyal İzolasyon?

İnsanların bir kısmı diğer insanlara göre daha çekingendir. Sosyal ortamlara karışmaktan ve farklı insanlarla iletişim kurmaktan kaçınabilirler. Kendilerini topluluklara ait hissetmeyebilirler. Kalabalıklardan kaçınma, yalnızlığı seçme, sosyal ortamlardan uzaklaşma yani kendilerini izole etme tercihi gösteren davranışlarına Sosyal İzolasyon denir.

Sosyal İzolasyonu Nasıl Anlarız?

  • Sevilmeme hissiyatı
  • Değersizlik hissetme
  • Karar verme korkusu
  • İnsanları hak etmediği düşüncesi
  • İlişkilerde güvensiz ve şüpheli olma

Yalnızlık Nedir?

Yalnızlık, kişinin diğer insanlarla olan ilişkilerinin sosyal ihtiyaçlarını karşılamaması sonucunda yaşadığı oumsuz duygulanımdır.

Yalnızlık, kişinin tanıdığı insan sayısı, sahip olduğu arkadaş sayısı veya sosyal ortamlarda çevrsindeki kişiler değidir. Diğer insanlarla olan iletişiminin ve ilişkilerinin haz – tatmin duyabileceği düzeyde – kalitede olmaması durumudur.

Yalnızlığı Nasıl Anlarız?

  • Kişinin stres seviyesi yükselmiştir
  • Kişinin yorguluk hissi artmıştır
  • İçine kapanma vardır
  • Enerjisiz hissetme mevcuttur

Yalnızlık ve sosyal izolasyonun kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, kanser ve erken ölüm gibi olumsuz sağlık sonuçları ile ilişkili olduğu bağlantılı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Lakin altta yatan biyolojik süreçler halen netleşmemiştir.

Eveeett gelelim kanınızdaki yalnızlığın izini bulmaya geldik..!!

Sosyal İzolasyonun Vücudunuzdaki Moleküler İzleri

Cambridge Üniversitesi ve Şanghay’daki Fudan Üniversitesi araştırmacıları,  İngiltere Biyobankasındaki veritabanındaki 2.920 plazma proteinindeki 42.062 katılımcının verilerini kullanarak yalnızlık ve sosyal izolasyonun kan düzeyindeki proteinlerle ilişkili olduğunu ortaya koydu.

Çalışma 3 Ocak 2025’te Nature Human Behavior dergisinde yayımlandı. (Mavi yazıları tıklayarak çalışmaya ulaşabilirsiniz.)

Çalışmada Yer Alan Katılımcılar Hakkında Veriler

  • %9’u sosyal olarak izole olduğunu bildirmiş.
  • %6’sı kendisini yalnız hissettiğini bildirmiş.

Katılımcıların Ortalama 14 Yıllık Takibinde

  • 892 kişi demansa yakalanmış
  • 1521 kişi depresyon geçirmiş
  • 1703 kişide Tip 2 diyabet teşhis edilmiş
  • 2695 kişi kardiyovasküler hastalık teşhisi konmuş
  • 983 kişi felç geçirmiş
  • 4255 kişi hayatını kaybetmiş

Kanınızda Yalnızlık ve Sosyal İzolasyon İle İlişkili Proteinler Tespit Edildi

  • Sosyal izolasyonla ilişkilendirilen 175 protein tespit edilmiş.
  • Yalnızlıkla ilişkilendirilen 26 protein tespit edilmiş.
  • Yalnızlık ile sosyal izolasyonun biyolojik mekanizmaları %85 oranında birbiri ile aynı bulunmuş.
  • Tespit edilen proteinlerin büyük çoğunluğu vücuttaki iltihaplanma, anti viral savunma ve bağışıklık tepkilerinde de yer alıyorlarmış.

Yalnızlık ile İgili Beyin Kaynaklı Proteinler

  • GFRA1
  • ADM
  • FABP4
  • TNFRSF10A
  • ASGR1 proteinlerinin düzeylerinin yükseldiği gözlemlendi.

Bu proteinler, beynin duygusal ve sosyal işlevleri yöneten bölgelerindeki değişimlerle bağlantılı bulundu.

Araştırmanın yazarlarından Prof. Barbara Sahakian,

Beyinden Esinlenen Zeka Bilim ve Teknoloji Enstitüsü, Fudan Üniversitesi, Şanghay, Çin

Psikiyatri Bölümü, Cambridge Üniversitesi, Cambridge, İngiltere

Davranışsal ve Klinik Sinirbilim Enstitüsü, Cambridge Üniversitesi, Cambridge, İngiltere”

yalnızlıkla mücadelede “sosyal reçete” kavramına dikkat çekiyor:

  • Doktorlar, yalnızlık hisseden hastaları yerel sosyal etkinliklere, spor gruplarına ya da gönüllü organizasyonlara yönlendirebilir.
  • Grup aktivitelerine katılmak hem sosyal destek sistemini güçlendirir hem de stresi azaltır.

Hekimler Yalnızlık ve Sosyal İzolasyon İçin de Reçete Yazmalı mı?

Yalnızlık ve sosyal izolasyonun insan sağlığı üzerindeki etkilerini biyolojik düzeyde inceleyen ve açıklayan ilk geniş kapsamlı araştırmadan öğrendiğimiz, hekimlerin reçetelerine hastaları için sosyalleşmeyi de eklemeleri gerektiği…

Tabi ki uzun bir süreç var önümüzde hazmetmek için…Lakin erken davranan hekimlerin hastalarına daha faydalı olacağını söyleyebilirim.

Sonuç

Hastaya – insana bütüncül yaklaşım gerektiğini gösteren yeni bir kanıt daha..

Günümüz tıp uygulamalarının giderek artan popülaritesi olan uzmanlığın da uzmanlığı bilimsel araştırmalar ve üçüncü basamak sağlık hizmetler için elbette önemli lakin hekimliğin, halk sağlığının ilk ve ana hedefinin hastalanmayı önlemek olduğunu da unutmamak kaydı ile…

Doğal Yaşayın – Doğal Beslenin – Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

Sosyal İzolasyon ve Yalnızlıkla İlişkili Proteinlerlerin Şeması

Sonuç olarak sosyal izolasyon veya yalnızlığı kullanarak, 2.920 plazma proteinini içeren PWAS’lar için lojistik regresyon gerçekleştirilmiş.

Yaş, cinsiyet, bölge, teknik faktörler ve ilk 20 genetik temel bileşeni (PC) yardımcı değişkenler olarak içeren basit modellerde, sosyal izolasyonla önemli ölçüde ilişkili 776 protein ve yalnızlıkla ilişkili 519 protein bulumuş. ( P  < 0,05/(2.920 × 2) = 8,6 × 10 −6 )

Etnik köken, eğitim düzeyi, hane geliri, sigara kullanımı, alkol tüketimi ve vücut kitle indeksi (VKİ) için ek ayarlamalar yapıldıktan sonra, sosyal izolasyonla ilişkili 175 protein (Aşağıdaki Şekil 1a ) ve yalnızlıkla ilişkili 26 protein (Aşağıdaki Şekil 1b  ) Bonferroni düzeltilmiş eşikte anlamlılığını korumuş.

Analiz edilen 2.920 protein için ortalama örneklem büyüklüğü 30.778 ile 41.396 arasında değişen 37.704’tür.
Bonferroni düzeltmesinden sonra sosyal izolasyon ve yalnızlıkla önemli ölçüde ilişkili olan proteinler için örneklem büyüklükleri ( P  < 0,05/(2.920 × 2) = 8,6 × 10 -6 ) Lojistik regresyon modelleri yaş, cinsiyet, yer, parti, kan toplama ve protein ölçümü arasındaki zaman aralığı, etnik köken, eğitim düzeyi, hane geliri, sigara içme, alkol tüketimi, BMI ve ilk 20 genetik PC için ayarlandı. Tüm istatistiksel testler iki taraflıydı. 

a , Protein bolluğunun sosyal izolasyonla korelasyonunu gösteren bir volkan grafiği. 
X ekseni OR’leri ve y ekseni −log 10’u ( P değerleri) temsil eder. Kesikli çizgiler, sosyal izolasyon ve yalnızlık aynı anda dikkate alındığında Bonferroni ve FDR düzeltmeleri için eşikleri (q < 0,05) göstermektedir. Pasta grafikleri, dört ayrı panelde tanımlanan proteinlerin oranlarını göstermektedir. 

b , Protein bolluğunun yalnızlıkla ilişkisini gösteren bir volkan grafiği. 

c , Bonferroni düzeltmesinden sonra önemli olan 179 proteini görselleştiren bir saçılma grafiği. 
x ekseni, sosyal izolasyon için PWAS’tan gelen OR’leri ve y ekseni, yalnızlık için PWAS’tan gelen OR’leri temsil etmektedir. Venn diyagramı, sosyal izolasyon veya yalnızlıkla ilişkili proteinlerin örtüşmesini göstermektedir. 

d , 179 tanımlanmış protein için bir PPI ağı. Düğüm boyutu, MCC yöntemi ile tahmin edilen modülerlik düzeyini yansıtır ve çizgi kalınlığı etkileşim puanını temsil eder. 

e , Sosyal izolasyon ve yalnızlıkla ilişkili proteinler için en zenginleştirilmiş beş GO biyolojik süreci (BP) ve moleküler işlevi (MF). X ekseni, -log 10’u (FDR q değerleri) temsil eder. Diğer yapı ile ilişkili proteinlerle de ilişkili olan işlevsel zenginleştirmeler işaretlenmiştir. 

f , Sosyal izolasyon ve yalnızlıkla ilişkili proteinler için en iyi beş zenginleştirilmiş KEGG yolu. PPAR, peroksisom proliferatör aktiveli reseptör.

⭐️⭐️ Morbidite ve mortalite ile ilişkili sosyal izolasyon ve yalnızlığın plazma proteomik imzaları https://www.nature.com/articles/s41562-024-02078-1

⭐️⭐️ Yaşlılarda Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık: Sağlık Sistemi İçin Fırsatlar 1-Giriş https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557969/

⭐️⭐️ Yaşlılarda Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık: Sağlık Sistemi İçin Fırsatlar 2-Sosyal İzolasyon, Yalnızlık ve Sosyal Bağlantının Diğer Yönlerinin Ölüm Oranı Üzerindeki Etkilerine İlişkin Kanıtların Değerlendirilmesi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557977/

⭐️⭐️ Yaşlılarda Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık: Sağlık Sistemi İçin Fırsatlar 3-Sosyal İzolasyon ve Yalnızlığın Morbidite ve Yaşam Kalitesi Üzerindeki Sağlık Etkisi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557983/

⭐️⭐️ Yaşlılarda Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık: Sağlık Sistemi İçin Fırsatlar 4-Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık İçin Risk ve Koruyucu Faktör https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557971/

⭐️⭐️ Yaşlılarda Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık: Sağlık Sistemi İçin Fırsatlar 5-Arabulucu ve Moderatör https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557965/

⭐️⭐️ Yaşlılarda Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık: Sağlık Sistemi İçin Fırsatlar 6-Araştırmada Sosyal İzolasyon ve Yalnızlığın Değerlendirilmesi https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557967/

⭐️⭐️ Yaşlılarda Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık: Sağlık Sistemi İçin Fırsatlar 7-Sağlık Bakım Sisteminin Rolü https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557964/

⭐️⭐️ Yaşlılarda Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık: Sağlık Sistemi İçin Fırsatlar 8-Eğitim ve Öğretim https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557980/

⭐️⭐️ Yaşlılarda Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık: Sağlık Sistemi İçin Fırsatlar 9-Müdahale https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557966/

⭐️⭐️ Yaşlılarda Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık: Sağlık Sistemi İçin Fırsatlar 10-Yaygınlaştırma ve Uygulama https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557982/

⭐️⭐️ Yalnızlık Önemlidir: Sonuçlar ve Mekanizmaların Teorik ve Ampirik İncelemesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3874845/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Mitokondrilerinize İyi Bakın

Mitokondriler hem sağlıkta hem de hastalıkta önemli bir rol oynar.

Mitokondrinin çok eskiden, bugünden farklı olarak doğada “serbest bir şekilde takılırken”, neden olduğu henüz bilinmeyen bir neden ile ortamdaki hücreler ile birleştiği düşünülmektedir.

Peki neden böyle düşünülmektedir?

Çünkü; Mitokondrinin, hücrenin DNA’sı dışında kendine ait mtDNA denilen bir DNA’sı vardır. Diğer hücre bileşenleri arasında sadece mitokondriler için mevcut olan bu durum “Ayrı iken bir araya gelme” düşüncesinin sebebidir.

Mitokondrilerin işlevleri enerji üretimiyle sınırlı değildir, demir ve kalsiyum dengesinden melatonin gibi hormon ve nörotransmitter üretimine kadar değişen birden fazla mekanizmaya hizmet eder.

Mitokondrilerin anormal dağılımı, organlardan organlara değişebildiği gibi hücrelerin içindeki mitokondrilerin çoğalması ile de değişebilir.

Mitokondriyel hastalıklar, bozuk mitokondri sayısı hücre içinde belirli bir sınırı aştığında organın fonksiyonlarının bozulması ile birlikte klinik olarak ortaya çıkar. Genetik hastalıkların geneli hem anne hem de baba kaynaklı iken, mitokondrinin DNA’sı (mtDNA) yalnızca yumurta hücresinden aktarılır. Yani mitokondriyel hastalıklar anneden kalıtsal olarak geçer.

Diğer hücre içi organellerle, çekirdekle ve dış çevreyle etkileşim yoluyla tüm fiziksel düzeylerde iletişimi sağlar ve etkiler.

Literatür, mitokondri ile sirkadiyen saatler, bağırsak mikrobiyotası ve bağışıklık sistemi arasında çapraz iletişim mekanizmaları olduğunu öne sürmektedir. Hatta tüm bu alanlardaki aktiviteyi destekleyen ve bütünleştiren merkez bile olabilirler.

Mitokondri Ne İşe Yarar

  • Amino asit metabolizması ve homeostasi
  • Bağışıklık sistemi görevleri
  • Apoptosis ve otofaj düzenlemesi
  • Demir metabolizması ve heme sentezi
  • Nörotransmitter sinyalleri düzenleyicisi
  • Kalsiyum dengesi
  • Lipid metabolizması
  • Sinyal molekülleri (ROS ve H2O2)
  • Steroid sentezi
  • Termogenesis

Tüm bu işlevleri gerçekleştirmek ama en başta da oksijenli solunum kapsamında vücudumuzun temel yakıtı adenozin trifosfat (ATP) üretmek (sentezlemek) için her hücrede en az bir mitokondri bulunmaktadır.

Bununla birlikte kas hücreleri ve kalp hücrelerimizin ise daha çok ATP’ye gereksinim duymaları nedeniyle birden çok mitokondriye sahip olduğunu bilinmektedir.

Mitokondri İşlevi Bozulduğunda

  • Kanser
  • Yaşlanma
  • Obezite
  • Alzeheimer
  • Bunalım
  • Diyabet
  • Fibromiyalji
  • İnsülin direnci
  • Karaciğer Yağlanması
  • Kardiovasküler rahatsızlıklar 
  • Kronik yorgunluk
  • Kronik böbrek rahatsızlığı
  • Bipolar bozukluk
  • Parkinson
  • Psikiyatrik sorunlar
  • Üreme sistemi sorunları
  • Nörodejeneratif rahatsızlıklar

Gibi rahatsızlıklar ve sorunlar gelişir.

Mitokondrilerilerin İyiliği İçin Ne Yapalım?

Mitokondrilerin sağlığını ve onlara bağlı olarak da insanın sağlığını korumak için öncelikli olarak sigara, tütün mamülleri ve hava kirliliği olmak üzere toksik ve kimyasal maddelere maruziyeti ve yüksek stresi engellemek gerekir.

Nabzı yükseltecek, özellikle güç ve kas kitlesini arttırıcı egzersizler, yaş ve sağlık durumuna uuygun yüksek şiddetli aralıklı antrenmanlar hücrelerdeki mitokondrilerin sağlığını ve sayılarını arttırır.

Ayrıca aralıklı oruç ve ketojenik beslenme de mitokondri sağlığını arttırmaktadır.

Mitokondri Sağlığı İçin Ne Yiyelim?

Mitokondri sağlığı için en önemli etken gıda tercihidir.

Özellikle şekerli yiyecekler, unlu gıdalar ve işlenmiş gıdalar gibi besinler yüksek enerji içerikli ve düşük kalitelidir.

Bu tür gıda tercihleri antioksidan, yararlı yağlar, proteinler, lifler ve fitokimyasal gibi yararlı bileşenlerden zayıf olduğu gibi hızlı sindirilmeleri sebebiyle yararlı besin ögelerinden önce mitokondrilerden ATP üretimine neden olur. Hücreye ve dolasıyla bedene “çöp enerji” elde edilmesine neden olur

Besin değeri yüksek yiyecekleri tercih etmek mitokondri sağlığı için çok önemlidir. Antioksidanları yeterli miktarda alabilmek için, yeşil (brokoli, ıspanak v.b.) ve açık renkli (havuç, pancar v.b.) sebzeler ve sülfür açısından zengin (karnabahar, lahana v.b.) sebzelerin tüketilmesi önemlidir.

Yemle değil doğal otlarla beslenmiş hayvanlardan elde edilen etler, çiftlik değil olta balıkları, avokado, bitki tohumları, fındık, badem ve ceviz gibi kuruyemişler ise yağ asitleri açısından zengindir ve mitokondrilerin sağlığı için gereklidir.

Yeterli miktarda

  • B1 vitamini (thiamin)
  • B2 vitamini (riboflavin) 
  • B3 vitamini (niacin)
  • B5 vitamini (pantothenic acid) 
  • B6 vitamini (pyridoxine)
  • B7 vitamini (biotin)
  • B9 vitamini (folate)
  • B12 vitamini (cobalamin)
  • Karnitin (L-karnitin veya asetil-L-karnitin)
  • CoQ10
  • Kreatin

Antioksidan olarak da,

  • ALA (Alfa Lipoik Asit)
  • Karotenler (özellikle Likopen)
  • Epigallocatechin gallate (EGCG)
  • Glutatyon
  • Melatonin
  • Polifenoller
  • Proantosiyanitler
  • Selenyum
  • C vitamini
  • E vitamini
  • Bakır

Alınması gerekmektedir.

Sonuç olarak

Mitokondrinin önemi ve görevleri bu kısa yazıya sığmayacak kadar çok…

Siz siz olun mitokondrilerinize iyi bakın.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Sağlık ve Hastalıklarda Mitokondri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32397376/

⭐️⭐️ Mitokondri https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12933917/

⭐️⭐️ Mitokondriyal disfonksiyon: mekanizmalar ve tedavideki gelişmeler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38744846/

⭐️⭐️ Mitokondriyal Havva diye bir şey var mıdır? https://www.talkorigins.org/faqs/homs/mitoeve.html

⭐️⭐️ İNSAN HASTALIKLARINDA MİTOKONDRİAL DNA MUTASYONLARI https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC1762815/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Yanlış Ölçümle Tansiyon Hastası Olursunuz

Koş koş çabucak ölçelim tansiyonunu işimiz çok…

İçim bir hoş oldu ölçüver hemen şu tansiyonumu..

İstediğiniz zaman istediğiniz pozisyonda tansiyonunuzu ölçtürüp yüksek çıkınca da ben de tansiyon hastası oldum diye düşünmeyin… Hatta bu sebeple ilaç kullanmaya kalkmayın sakın.

Çünkü çoğunlukla tansiyonlarınızı doğru ölçmüyor – ölçtürmüyorsunuz. Ölçüm sırasında kolunuz doğru pozisyonda değilse tansiyon olduğundan fazla çıkar.

Nasıl mı?

Yapılan bir araştırma Jama Network de 07.10.2024 de yayınlandı. Bir göz atalım;

133 yetişkinin katıldığı çalışmada, kolu kucakta durması büyük tansiyonu 3,9 ve küçük tansiyonu 4,0 mm Hg kadar fazla gösterdiği tespit edimiş.

Göğsün yan tarafında desteklenmeyen kolda yapılan ölçümlerde büyük tansiyon 6,5 mm Hg ve küçük tansiyon 4,4 mm Hg fazla çıktı ve alt gruplar arasında tutarlı sonuçlar elde edildi.

Peki tamam… Doğru ölçmek için ne yapmalısınız?

Orta kısmı kalp hizasında olacak şekilde masa üzerinde kol desteği sağlanmalıdır.

Tansiyon Ölçümünde Nelere Dikkat Edilmelidir?

İdeal tansiyon öçümü için 21 maddeyi daha önce ayrıntılandırmıştım.

http://Tansiyon Ölçümünde Nelere Dikkat Edilmelidir? okuyabilirsiniz.

Hipertansiyonda Son Durum

Bir süredir çok çabuk hipertansiyon teşhisi konup ilaç başlandığına şahit oluyorum. Hemen de raporrlar çıkıyor ve ömür boyu ilaç kullanması gerektiği hastalara empoze ediliyor.

Lakin bir soluklanalım…

Teşhislerin aceleye gelmesi hem hastalar hem ekonomi açısından oldukça zararlı.

Başlangıçta tansiyonun doğru ölçülmesi çok önemli. Ve tansiyon değerlerinin takibi de bir o kadar ehemmiyetlidir.

Ölçüm sırasında tansiyon aletinin manşonu kalp hizasında olmalı ki bu önemli husus gözden kaçtığında, yanısıra bir de kol desteklenmemiş ise tansiyonun yüksek çıkması çok normaldir.

Br başka husus da

Normal Tansiyon Ne Kadar Olmalı?

O kadar çelişkiler tartışmalar var ki bu hususta. Yıllar içinde değişen normlar ve değerler kafa karıştırıcı ve güven sarsıcı oluyor.

Klavuzlar değişiyor. Hangi ilaçla başlayacağız? İlaç başlamalı mıyız?

Farz edelim ki eldeki son klavuza göre tansiyonunuz yüksek çıktı.. Niye hemen ilaç başlayalım ?

Sebebi araştıralım? Kişinin yaşam tarzını, beslenme alışkanlıklarını sorgulayalım

Tansiyon yüksekliğine sebep olabilecek;

  1. Beslenme hataları
  2. Hareketsizlik
  3. Uykusuzluk
  4. Stres
  5. Sigara-alkol kullanımı gibi hayat tarzı yanlışları öncelikle düzeltilmelidir.

İlaç başlanan kişilerin yanlış alışkanlıklarını değiştirmelerini beklemek hayalcilik olur.

Hastanın takibi ile ilaçsız tansiyon değerleri düşebileceği gibi, ilaç kullananlarda ilacın sayısı ve dozu da düşürülebilmektedir.

İleri seviyede tansiyon yüksekliği olan hastalarımız pek tabiki yaşam alışkanlıklarını idealize etmelerine rağmen ilaç kullanmaları gerekebilmektedir. Lakin bu grup hastaların sayısı çok azdır.

Öneriler

Tansiyonunuz mu yükseliyor?

Şikayetiniz veya şüpheniz olduğu her durumda hekiminize danışın..!!

Tansiyon Ölçümünde Nelere Dikkat Edilmelidir? yazısını dikkatle okuyarak kendi tansiyon takibinizi yapın.

7-10 günlük takibinizi yapıp listenizi hekiminize danışın.

Hayat tarzınızı – beslenme alışkanlıklarınızı doğal ve doğru hale getirin

Sporu hayatınızın doğal bir parçası haline getirin.

Uyku düzeninizi güneşe göre ayarlayın.

Kendinizi topraklayın

Doğal yaşayın Aklınıza Mukayyet Olun

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Kol Pozisyonu ve Kan Basıncı Ölçümleri ARMS Çapraz Rastgele Klinik Denemesi https://jamanetwork.com/journals/jamainternalmedicine/article-abstract/2824754

T⭐️⭐️ ansiyon Ölçümünde Nelere Dikkat Edilmelidir? https://tetkik.com.tr/2024/08/17/tansiyon-olcumunde-nelere-dikkat-edilmelidir/

⭐️⭐️ Çalışma, yaygın olarak kullanılan kol pozisyonlarının kan basıncı ölçümlerini önemli ölçüde abartabileceğini buldu https://medicalxpress.com/news/2024-10-commonly-arm-positions-substantially-overestimate.html

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Nedir Bu İdrar Tahlili ?

Kanın, içeriğindeki organik – inorganik maddelerin ve hacminin dengelenmesini sağlamak için böbreklerde filtrelenmesiyle oluşan sıvı atığa idrar denir.

Tanıma bakılırsa idrar sadece sıvı bir atık değil..

Bilmelisiniz ki idrar kesinlikle ve kesinlikle sadece sıvı bir atık değil.

Mesela;

Birçok yerde duyduğunuz ”Günlük 3 litre su için”, ”Günlük 5 litre su için”,‘Yazın şu kadar su için, kışın bu kadar su için” , ” örnekleri uzatmak mümkün.

İşte idrarın bir özelliğini öğrenme vakti geldi.

Ne kadar su içmelisiniz sorusunun cevabını idrarınız verir.

Nasıl mı?

İdrar yaparken rengine bakın;

⭐️ Eğer idrarınız su gibi şeffaf veya çok açık sarı ise vücudunuzun suya ihtiyacı yoktur. Yeterli su içmişsiniz.

⭐️ Eğer idrarınız sarı renkli ise vücudunuzun suya ihtiyacı vardır. Hemen bir büyük bardak su için ve bir saat sonra tekrar bir büyük bardak su için. Yeterli olup olmadığını ilk idrarınızda göreceksiniz.

⭐️ Eğer idrarınız koyu sarı renkli ise vücudunuzun suya çok ihtiyacı vardır ve vücudunuza eziyet ediyorsunuz demektir. Hemen bir büyük bardak su için, yarımşar saat ara ile birer büyük bardak su daha için. Yeterli olup olmadığını ilk idrarınızda göreceksiniz.

Kendi kendinize değerlendirmenizi idrarınıza bakarak yaptınız… Süpersiniz.

⭐️ Tuvalete gittiniz.

İdrar yaparken meyve kokusu yada Aseton kokusu geldi. Ohhh mis gibi demeyeceksiniz tabi ki..

Aklınıza ilk gelen Şeker Hastalığı (Diabetes Mellitus) olmalı…

Kesin mi ? Değil tabi ki lakin ihtimal büyük.

⭐️ Tuvalete gittiniz.

İdrar yaparken yada tuvalette terli ayak kokusu aldınız… Neler olabilir.. Hadi biliyorsunuz düşünün..!!

Eveet bildiniz… İzovalerik Asidemi “terli ayak sendromu” veya Glutarik Asidemi düşünülmeli. İç Hastalıkları uzmanından randevu almayı unutmayın.

⭐️ Bebeğinizin bezini açtınız.

Buram buram Akçaağaç Şurubu kokusu (Çemen Kokusu) geldi. Dallı zincirli amino asitleri (Lösin, İzolösin ve Valin) ve zincirli bir-α-keto asit işiyor muhtemelen. Metabolik bir sorunu olabilir. Çocuk Hastalıkları uzmanından randevu almayı unutmayın.

Şu kokuları ve olası hastalıkları şöyle bir listeleyelim

Küf – fare idrarı kokusu — Fenilketonüri

İdrarda lahana kokusu — Herediter Tirozinemi

İdrarda kedi idrarı kokusu — 3-metilkrotonilglisinüri

İdrarda Yüzme Havuzu Kokusu — Hawkinsinüri

İdrarda kokmuş balık kokusu — Trimetilaminüri

Kaynamış Lahana Kokusu — Hipermetiyonemi

Dikkatinizden kaçmamıştır.

Metabolik hastalıkların idrarda hem de koku vasıtası ile belirtilleri mevcut.

Lakin dahası da var.

Yedikleriniz içtikleriniz ile de koku ve renginde değişiklikler olmakta.

Daha analiz bile yapmadık… Baktık..! Kokladık..!

Biraz da eskilere gidelim mi?

Hadi gidelim..

Lancelot Hogben isimli ingiliz biyolog 1930 yılında başladığı çalışmaları 1940 a geldiğinde genel kullanıma girmişti. Neydi bu ?

Gebelik şüphesi olan kadından alınan idrarı dişi kurbağanın (Xenopus cinsi) cilt altına enjekte edildikten sonra kurbağa 12 – 24 saat içerisinde yumurtlarsa kadının gebe olduğunu gösteriyordu.

Çok çok geriye gidelim…İdrar nelere neden olmuş.

Tarihin bir döneminde idrar vergisi çıkarılmış…!!

İdrar vergisi sebebi ile de tüm dünyada çokça söylenen söz ilk kez söylenmiş… “Pecunia non olet..!

Romalı tarihçi Gaius Suetonius Tranquillus, On iki Sezar’ın Hayatı adını taşıyan eserinde;

Roma İmparatoru Nero’ndan sonra tahta geçen imparator Vitellius’un halefi Vespasian; Roma çamaşırhanelerinde amonyak kaynağı kullanılan idrarı, tuvaletlerden ve lağım sistemlerinden toplayıp satanlara vergi koyar.

Vespasian’ ın oğlu Titus, pis kokulu idrardan vergi alınmasının tiksindirici / iğrenç olduğunu düşündüğü için babasını eleştirir.

Bunun üzerine Vespasian lağım odalarından idrar toplayan tüccarların önündeki altın sikkelerden birisini alır ve oğlu Titus’un burnuna yaklaştırarak “bak bakalım oğlum, kötü kokuyor mu?” diye sorar.

Titus, akıllıca ve muzip bir bakışla halen kullanılan çok bilindik cümleyle cevap verir.

Pecunia non olet..!

İşte o günden bu yana bu söz “para kokmaz..!” ya da “paranın kokusu olmaz..!” dillere pelesenk olmuştur.

Daha bitmedi… İdrarın tarih boyunca çok uzun bir serüveni var..

Sibirya’da deriler idrara batırılarak dayanıklı kılınıyordu.

Antik Yunan ve Roma devrinde demirciler kızdırılmış çeliği sertleştirmek için üzerine idrar da döktüler.

Romalılar, Orta Amerika Kızılderilileri ve Afgan halkı yünlü eşyanın rengini korumak ve temizlemek için idrar kullandılar

Himalayalar’da inek idrarı dini törenlerde günahlardan arınmak için kullanılır

Ortaçağ Avrupasın’da fırıncılar mayalanması için hamura idrar kattıkları bilinir.

Antik Mısır’da kadın idrarına yatırılarak yumuşatılan tütünler tercih edilirdi

Kuzey Afrika ülkeleri ve Afganistan’da, halen halıların renklerinin daha parlak olmasını sağlamak için deve idrarı ile yıkanmaktadır

Daha neler var neler. Lakin biz idrar tahlili diyorduk.. Devam edeyim

Yukarıda da kısmen okuduğunuz gibi idrar hastalıkların teşhisinde hem kişinin kendisine hem de hekime yol gösteren önemli bulgular içeriyor.

Kan içeriğinin böbreklerde filtre edilip idrar vasıtası ile atılan her türlü maddeyi laboratuvar testleri yoluyla tespit edebilmekteyiz.

Şimdi genel olarak bir bakalım.

Neden İdrar Tahlili Taparız?

  • Genel sağlık taraması amacı ile yapılan idrar tahlilleri: Bilinen bir hastalığı olmadan rutin muayene veya genel kontrol (Check – Up) sırasında yapılır. Bu sayede birçok hastalığa ilk kez tanı konmasında, cerrahi bir işlem öncesi ve sonrası takiplerde, gebelik kadınların sağlığının takip edimesinde, spora vee okula başlamadan önceki genel muayenelerle birlikte ve benzeri birçok durumda genel sağlık durumunu gösteren önemli bir testtir.

  • Hastalık tanısı için yapılan idrar tahlilleri: Öncelikle böbrek ve idrar yolu hastalıkları – enfeksiyonları gibi hastalıkların teşhis edilmesinde idrar tahlili önemli role sahiptir.

  • Hastalıkların takibi, tedavinin takibi amacıyla: diyabet, böbrek hastalıkları, cerrahi girişim sonrası, metabolik hastalıklar, kronik hastalıklar vb gibi hastalıklarda tedaviye verilen cevabı görmek için idrar tahlili istenir. Yine gebelik testi, uyuşturucu testi gibi durum tespiti yapılması gereken süreçlerde idrarda bakılır.

Son demiyorum. Çünkü basit gibi görünen idrar, üzerine kafa yorulması ve dikkate alınması gereken çok önemli atığımız. Anlayacağınız idrar konulu yazılar bitmedi.

Doğal yaşayın Aklınıza Mukayyet Olun

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Astımlılar Nasıl Dalış Yapmalı ?

Astım, küçük bronşların ve bronşiollerin, çeşitli uyaranlara aşırı tepki vermesinin sonucu ortaya çıkan, solunum yolu daralmasına sebep olan kronik bir rahatsızlıktır. 

Yakın zamana kadar astım hastalığı olanların dalış yapmaları uygun bulunmuyordu.

Halen farklı görüşler ve uygulamalar olsa da artık dalışlara daha çok katılabiliyorlar.

Astım Hastalığı ve Astım Atağı Belirtileri

Astım hastalarında oluşan bronşiyal daralma iki (2) etki meydana getirir.

  1. Akciğerlere girip çıkabilen hava miktarında azalması ile egzersiz kapasitesini azalabilir. Scuba dalışlarında tüp – regülatör direnci ve derine inildikçe yükselen solunum gazı yoğunluğu sebebiyle artan iç direnç, azalmış solunum kapasitesi olan bir dalgıç için zorlanma ve bronşiyal daralma sebebidir.
  2. Dalgıcın daralan hava yolları, yüzeye çıkış esnasında akciğerlerde gaz sıkışmasına neden olabilir. Sıkışan gaz, eğer daralmış hava yollarından dışarı verilebilenden daha hızlı genişlerse, akciğerlerde yırtılma meydana gelebilir. Bu ise potansiyel olarak arteriyel gaz embolisi veya pnömotoraks’ a (akciğer çökmesi) yol açabilir.

Dalış yapan astımlı kişilerde tek risk gaz sıkışması değildir. Eş zamanlı olarak astım sebebi ile azalmış egzersiz kapasitesi de önemli bir risk oluşturur. Bu riskler kişinin doğal yaşamında egzersiz yaparken meydana geldiğinde durabilir, dinlenebilir ve nefes alış verişini dengeleyebilir. Scuba dalış sırasında hem sakinliğini koruyamayabilir hem de su altı ortamı sebebi ile fiziksel olarak nefes alış verişini dengeleyemeyebilir.

Astımlı dalgıcın akut bronkospazm riskine yol açabilecek mekanizmalar;

  • Dalış boyunca soğuk ve kuru hava solumak.
  • Tuzlu deniz suyunun aspirasyonu.
  • Arızalı regülatörlerden kaynaklanan aerosolize hipertonik tuzlu suyun solunması.
  • Özellikle eğitimsiz bir dalgıçta dalış sırasında aşırı efor sarf etmek.
  • Dalgıcın alerjik olabileceği polenler içeren filtrelenmemiş havanın kullanımıyla hava tankının kirlenmesi. 

Astım Hastalığı

Astımı kişide meydana getirdiği etkiye göre ayırarak incelediğimizde;

  • Hafif Aralıklı Astım: 
    • Hafif aralıklı astım, haftada 2 günden az aralıklı hırıltılı solunum, kısa alevlenmeler ve semptomsuz dönemler olarak tanımlanır.
    • Bu kişilerde pik akışta (nefesin ciğerlerden dışarı çıkışı sırasındaki maksimum hava akış hızı) %20’nin altında bir azalma mevcuttur.
    • Semptomları – alevlenme dönemleri birkaç saatten birkaç güne kadar süren kısa sürer.
    • Gece semptomları – alevlenme dönemleri ayda iki kereden az görülür
    • Akut ataklar arasında kişi normal akciğer fonksiyonuyla asemptomatiktir.
    • Tedavisi sadece ihtiyaç duyulduğunda kısa etkili bronkodilatör kullanımı şeklindedir.

  • Hafif Kalıcı Astım: 
    • Pik akış (nefesin ciğerlerden dışarı çıkışı sırasındaki maksimum hava akış hızı) %20’den az varyasyonla normale yakındır
    • Semptomlar – alevlenme dönemleri haftada birden fazla görülür.
    • Alevlenme uykuyu etkiler, gece semptomları – alevlenme dönemleri genellikle ayda ikiden fazla görülür.
    • Tedavisi gündüz kısa etkili bronkodilatör, gece uzun etkili bronkodilatör kullanımı şeklindedir.

  • Orta Şiddette Kalıcı Astım: 
    • Öksürüğü de içerebilen semptomlar – alevlenme dönemleri günlük görülebilir. Sıklıkla fizik aktiviteleri veya uykuları etkilenir.
    • Düzenli kısa etkili bir bronkodilatör kullanmaları gerekebilir.
    • Pik akımarı (nefesin ciğerlerden dışarı çıkışı sırasındaki maksimum hava akış hızı) genellikle normal değerlerin %60 – %80’i arasındadır.
    • Bu safha astımın klasik göstergesi egzersiz sırasında veya geceleri öksürmektir.
    • Genellikle günlük inhalasyonla alınan steroidler kullanırlar.
    • Akut ataklar için kısa etkili bronkodilatörler gerekebilir.
    • Bu safhadakilerin önemli bir kısmı astımları olduğunu kabul etmezler.

  • Şiddetli Kalıcı Astım: 
    • Süreklilik arz eden semptomlar – alevlenme dönemleri görülür.
    • Normalin %60’ı ve daha az olan pik akım (nefesin ciğerlerden dışarı çıkışı sırasındaki maksimum hava akış hızı) görülür.
    • Semptom – alevlenme dönemleri şiddetinde artışlar sıktır. Bu sebepe fiziksel aktivite sınırlanır ve gece semptomları sıklıkla görülür.
    • Uzun etkili bronkodilatörlerin ve oral steroidlerin düzenli kullanımı vardır.
    • Akut ataklarda kısa etkili bronkodilatör kullanmaları gerekir.

Özellikle egzersizden sonraki akciğer fonksiyon test sonuçları normal çıkması durumunda, dalış sırasında zorlu egzersizi yapabilecekleri için, astımlı kişilere dalış için uygunluk verilebilir.

Astım Hastalarında Amatör Dalış

Dalış sırasında astımlı dalgıç, bronkospazm ve akut astım atağı gelişme riskini artırabilecek çeşitli çevresel faktörlere maruz kalabilir. Akut astım atağı paniğe ve boğulmaya yol açabilir. 

İngiltere Spor Dalış Tıbbi Komitesi, şu anda iyi kontrol edilen ve normal akciğer fonksiyon testleri olan astımlı bireylerin negatif egzersiz testleri varsa dalış yapabileceklerini önermektedir.

Birleşik Krallık‘ta, astımı iyi kontrol edilen kişiler, 48 saat içinde bronkodilatöre ihtiyaç duymadıkları ve soğuk, egzersiz veya duygu kaynaklı astımları olmadığı sürece dalış yapabilirler.

ABD’deki Denizaltı ve Hiperbarik Tıp Derneği, kurtarma ilacı gerektiren astımlıların dalış yapmamasını önermektedir. Bir hastanın normal tarama spirometrisi ile hafif ila orta derecede astımı varsa, o zaman dalış için aday olarak kabul edilebilir. Ancak, bir hasta astım krizi geçiriyorsa, spirometrideki hava yolu işlevi normale dönene kadar dalış yapmamalıdır. Bir egzersiz meydan okuma testi yapılabilir.

Avustralya ve Yeni Zelanda Torasik Derneği, son 5 yılda aktif hastalığı olan astımlı hastaların eğlence amaçlı dalışa katılmamasını önermektedir. Bu konuda en muhafazakar ülke Avustralya’dır. Tüm dalgıçlarının sertifikasyon öncesinde astımı ekarte etmek için bir spirometri (akciğer fonksiyonu testi) testinden geçmeleri zorunludur.

Görüldüğü gibi ülkelerin astımlı kişilerin dalış yapıp yapamayacağına dair görüş ayrılıkları mevcut. Her biri farklı kurallar koymaktadır.

Ülkemizde amatör dalış için belirlenmiş – uygulanan muayene kriterleri bulunmamaktadır.

Bu sebeple; astım hastası olan amatör dalgıç adayları hem akciğer fonksiyonlarının değerlendirilmesi hem de astım şiddetinin ölçülmesi için egzersiz testinden geçmeli ve dalış ve astım konusunda yetkin bir uzman hekim tarafından değerlendirilmesi sağlanmalıdır.

Astım hastasıysanız ve dalış muayenesinde onay aldıysanız bile dalış günü inhalerinizi ve varsa diğer tüm ilaçlarınızı kullanıma hazır bir şekilde yanınızda bulundurmalısınız. Dalışta birlikte olacağınız bady’nizi ve dalış amirini astım hastalığınız, kullandığınız ilaçlar ve olası komplikasyonlar konusunda bilgilendirmelisiniz. Mümkünse dalış yaptığınız teknede hekim veya ilk yardım eğitimi almış birinin olmasını sağlamalısınız.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Astımlılar dalış yapabilir mi? https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9487249/

⭐️⭐️ Hafif Aralıklı Astım https://www.sciencedirect.com/topics/medicine-and-dentistry/mild-intermittent-asthma

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Kansızlık…!

Bir düşünün…

Anemi (kansızlık) tanısı ile size ilaç yazılmış.

Evet…Ruhsatlı bir ilaç. Hekiminiz reçeteye yazmış ve gidip eczaneden almışsınız..

Eve geliyorsunuz ilacın Bilgi Formunu (Prospektüsü) okuyorsunuz.

Yardımcı maddeler: Askorbik asit, mikrokristalin selüloz (Avisel PH 102), metilhidroksipropil selüloz (Metosel 50), hidroksipropil selüloz (Klucel LF), metakrilik asit kopolimer (Eudragit L 30 D), O-asetiltrietilsitrat (Citroflex A-2), talk, eritrosin, kinolin sarısı, titanyum dioksit, indigo karmin, jelatin (sığır jelatini).

Yazıyor..

Eveeettt... dikkatinizi kırmızı olanlar çekti sanırım. (Prospektüste renk ayrımı yok.)

Şimdi isterseniz yazının devamını okuyun isterseniz googleda o kırmızı kelimeleri araştırın. Tercih sizin.

Lakin bu 4 (dört) yardımcı madde de kanserojen…!!!

  1. Titanyum dioksit (E171)
  2. Eritrosin (E127)
  3. Talk (E553B)
  4. Kinolin sarısı – Tartrazin (E102)

Ne oluyor? Neden oluyor? Niye oluyor?

Bunların cevaplarını vermeyeceğim, yorumlamaya da girmeyeceğim.

Okuyan herkesin anlayacağı ve kendi kararını verebileceği bir konu.

Bu yazıyı muhakkak okumalısınız..Hiperaktif Değil Gıda Boyalı Çocuklar. https://tetkik.com.tr/2024/12/19/hiperaktif-degil-gida-boyali-cocuklar/

Tartrazin – Kinolin sarısı

Titanyum dioksit (E171) Hakkında: Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi, E171’in genotoksik olma olasılığı nedeniyle artık bir gıda katkı maddesi olarak güvenli olarak kabul edilemeyeceğini ve E171 uygulamasının fare modellerinde kolon tümörü oluşumunu şiddetlendirdiğine dair kanıtlar olduğunu belirtti.

Talk, IARC tarafından “insanlar için muhtemelen kanserojen” olarak sınıflandırılmıştır

TALK, 4 yıl, 16 bin 800 kanser davası… Johnson & Johnson havlu attı, ABD ve Kanada’da bebek pudrası satışlarını durduruyor https://www.indyturk.com/node/182751/ekonomi%CC%87/4-y%C4%B1l-16-bin-800-kanser-davas%C4%B1%E2%80%A6-johnson-johnson-havlu-att%C4%B1-abd-ve-kanada%E2%80%99da

Eritrosin, gıda ve yem katkılarında kullanılan bir boyadır. ABD ve Norveç’te yasaklanmıştır. FD&C Kırmızı No. 3 https://www.fda.gov/industry/color-additives/fdc-red-no-3#:~:text=The%20FDA%20determined%20that%20the,that%20occurs%20in%20male%20rats

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirle

⭐️⭐️ Titanyum Dioksit: Yapı, Etki ve Toksisite https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9104107/

⭐️⭐️ Gıda sınıfı titanyum dioksit birikimi, 24 saatlik maruziyetin kaldırılmasından sonra kolon hücrelerinde hücresel değişikliklere yol açar https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/35973603/

⭐️⭐️ Ksanten gıda boyası olan eritrosin B’nin HepG2 hücreleri üzerindeki genotoksik ve mutajenik etkileri. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22847138/https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22847138/

⭐️⭐️ Tartrazinin (E102) oral yoldan uygulanması, sıçanlarda 7,12-dimetilbenz(a) antrasen (DMBA) kaynaklı meme kanserinin oluşumunu ve gelişimini hızlandırır. https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8720219/

⭐️⭐️ Tartrazin DNMT ve HDAC Genlerinin Aktivitesini Değiştiriyor – Bu Kanser ve Nörolojik Bozukluklar Arasındaki Bir Bağlantı mı? https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10346749/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Daha Fazla