Alıç Sirkesi Kolesterole Karşı

Hiçbir ses çıkarmaz, reklamlarda görünmez, market raflarında popüler ürünlerin arkasında saklanır…
Ama damarlarınızda neler yaptığını öğrendiğinizde “Neden bugüne kadar bilmiyordum?” diyeceksiniz.

Alıç Sirkesi

Ana görev: Kolesterolü dengelemek, kalp sağlığını desteklemek.

🌿 🌿 🌿
Alıç Nedir?

Latince adı Crataegus olan Alıç, gülgiller familyasından, doğada serbestçe yetişen dikenli bir ağaçtır.
Kırmızı veya sarı meyveleri vardır. Anadolu’nun dağlarında, taşların kenarında, sanki kalplerimizi korumak için büyür gibi…

🍷 🍷 🍷
Alıç Sirkesi Nedir?

Alıç meyvesinin doğal fermantasyonla sirkeye dönüşmesiyle elde edilir.
Ama sıradan bir sirke değildir; her damlasında doğanın bilimle buluşmuş hali vardır.

🍷 🍷 🍷

İçeriğinde neler mi var?

  • C Vitamini (Askorbik Asit)
  • Antioksidanlar (Antosiyanin, Flavonoid)
  • Pektin (çözünür lif)
  • Potasyum, Magnezyum, Demir, Çinko ve Kalsiyum gibi mineraller

❤️ ❤️ ❤️
Kolesterol Düşmanı Nasıl Olur?

İşte alıç sirkesini özel kılan biyolojik süreci anlaşılır bir dille anlatalım:

🍷 🍷 🍷
🧪 1. HDL’yi Yükseltir, LDL’yi Dizginler
  • Alıç sirkesi, VLDL adı verilen kolesterol tipini parçalamaya yardımcı olur.
  • Bu sayede HDL (kolesterol) aşırı çalışmak zorunda kalmaz ve kandaki seviyesi artmaya başlar.
🍷 🍷 🍷
🍽️ 2. Bağırsakta Kolesterolü Tutmaz
  • İçerdiği pektin adlı lif, kolesterol yapıcı moleküllerin bağırsaktan dengeli olarak emilimini engeller.
  • Yani kolesterol sindirim sisteminden dışarı atılır, vücutta birikmez.
🍷 🍷 🍷
🔥 3. Enflamasyonu Azaltır
  • Vücutta gizli gizli süren kronik iltihaplar, damar sertliğine (ateroskleroz) neden olabilir.
  • Alıç sirkesindeki antiinflamatuar maddeler bu iltihapları yatıştırır.
🧫 🧫 🧫
Bilim Ne Diyor?

Bir klinik çalışmada, karotis arter (boyun damarı) daralması olan 64 hastaya 6 ay boyunca alıç ekstresi verilmiş.

🍷 🍷 🍷

Sonuç mu?

“LDL kolesterol seviyelerinde anlamlı düşüş ve damar plaklarının stabil hale geldiği gözlemlenmiş.”
Kaynak: [Polygoni cuspidati rhizoma et radix ve crataegi fructus’un ekstraksiyonu ile karotis aterosklerozunun tedavisine ilişkin klinik çalışma]

🥄 🥄 🥄
Peki Nasıl Tüketmeli?

Çok basit:

  1. 1 bardak içme suyuna, 1-2 yemek kaşığı organik alıç sirkesi ekleyin.
  2. Tok karnına, tercihen kahvaltıdan 2 saat sonra için.

⚠️ Hekiminiz Önermedikçe Kolesterol Düşürücü Etki İçin Aç karnına içmeyin..

🧬 🧬 🧬
Ne Zaman Etki Eder?

Sabırlı olun.
3 ay boyunca her gün düzenli kullanın.
Başlamadan önce ve sonra kan lipidlerinizi ölçtürün. Farkı kendiniz görün.

⚠️ ⚠️ ⚠️
Dikkat! – Her Sirke Değil

Market raflarındaki endüstriyel sirkeler değil, ev yapımı veya güvenilir üreticilerden alınan organik sirke kullanılmalı.

🧠 🧠 🧠
Ekstra Bilgi – Alıç Sirkesi ve Beyin-Damar Sağlığı
  • Alıç sirkesi, yalnızca kolesterol değil; hipertansiyon, anksiyete ve beyin damar sağlığı için de fayda sağlayabilir.
  • Dolaşımı rahatlatarak zihinsel berraklık sağlar.
  • Bu yüzden “kalbe dost, zihne ferahlık” veren doğal bir yardımcıdır.

Her gün yediğimiz şeyler, damarlarımızda iz bırakır.
Ve kalp sağlığı, yalnızca ilaca değil; doğanın şefkatine de kulak vermek ister.

Alıç sirkesi, modern yaşamın hızında unuttuğumuz sade ama güçlü bir destektir.
Ama unutmayın:
🩺 Her bünyenin yanıtı farklıdır.
Bu nedenle düzenli tahlil yaptırarak, uzman önerisiyle kullanmak en doğrusudur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Bağışıklık Tepkilerine Odaklanarak Sağlıkta Alıç Sirkesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38931223/

⭐️⭐️ Yeni Bir Alternatif Besin Kaynağı Alıç Sirkesi: Protein, Glikoz ve GLP-1 ile Nasıl Etkileşime Girer https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC11243100/

⭐️⭐️ Bağışıklık Tepkilerine Odaklanarak Sağlıkta Alıç Sirkesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC11206889/

⭐️⭐️ Alıç ve Ekstraktlarının Ateroskleroz Üzerindeki Rolü ve Mekanizmaları: Bir İnceleme https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7047282/

⭐️⭐️ ALIÇ SİRKESİNİN BİYOAKTİF ÖZELLİKLERİNİN VE METABOLİK ETKİLERİNİN İNCELENMESİ ZEHRA KADAŞ http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://acikbilim.yok.gov.tr/bitstream/handle/20.500.12812/583045/yokAcikBilim_447216.pdf?sequence=1&isAllowed=y

⭐️⭐️ Bağışıklık Tepkilerine Odaklanarak Sağlıkta Alıç Sirkesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38931223/

⭐️⭐️ Kalp ve Damar Hastalıklarının Önlenmesi ve Tedavisi İçin Meyveler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28608832/

⭐️⭐️ Seçilmiş Beslenmeyle Aterosklerozla Mücadele https://www.mdpi.com/1422-0067/23/15/8233

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Paraşüt Tipi Emniyet Kemerinin Yardımcı Aparatı – Düşüş Durdurucular (Fall Arrest Devices) Teknik Arıza Dosyası

Düşüş Durdurucular (Fall Arrest Devices)
Teknik Arıza
1. Düşüş Durdurucunun Hareket Etmemesi
  • Açıklama: Düşüş durdurucusu, düşüş başladığında çalışmamakta ve emniyetli bir duruş sağlayamamaktadır.
  • Oluşma Nedeni:
    • Düşüş durdurucusunun düzgün montaj edilmemesi veya yanlış yerleştirilmesi.
    • Yağlanma, kirlenme veya yabancı cisimlerin mekanizmada birikmesi.
  • Belirtiler:
    • Düşüş esnasında cihazın hareket etmemesi veya geç tepki vermesi.
    • Düşüş durdurucusunun, yükü taşımama durumu.

2. Düşüş Durdurucusunun Takılma veya Engellenme
  • Açıklama: Düşüş durdurucusunun bağlantı noktalarındaki takılmalar veya engellenmeler nedeniyle düzgün çalışmaması.
  • Oluşma Nedeni:
    • Halat veya bağlantı aparatlarının yanlış yerleştirilmesi.
    • Düşüş durdurucusunun, bağlı olduğu noktalara takılması veya sıkışması.
  • Belirtiler:
    • Düşüş durdurucusunun işlevini yerine getiremeyip, güvenli duruş sağlamaması.
    • Takılmalar veya engellemeler nedeniyle düşüşün durdurulamaması.

3. Yavaş Tepki Süresi
  • Açıklama: Düşüş durdurucu, düşüşü çok geç tepki vererek engeller.
  • Oluşma Nedeni:
    • Düşüş durdurucusunun iç mekanizmasındaki aşınma veya yağlama eksikliği.
    • Cihazın kullanım ömrünün tamamlanmış olması.
  • Belirtiler:
    • Düşüş başladığında cihazın çok geç tepki vererek, güvenliği sağlamaması.
    • Yavaş bir şekilde durma ya da düşüşü engellemeyen cihaz.

4. Düşüş Durdurucusunun Enerji Absorpsiyonunun Yetersizliği
  • Açıklama: Düşüş durdurucusunun, düşüş sırasında enerjiyi yeterince emememesi nedeniyle çalışan kişinin aşırı şekilde sarsılması.
  • Oluşma Nedeni:
    • Düşüş durdurucusunun şok emici mekanizmalarının bozulması veya tıkanması.
    • Düşüş durdurucusunun kapasitesinin aşılması.
  • Belirtiler:
    • Çalışanın yere çarpma esnasında aşırı şok ve sarsıntı yaşaması.
    • Düşüş sırasında enerjinin yeterince emilmemesi sonucu vücutta büyük travmalar.

5. Düşüş Durdurucusunun Yetersiz Güvenlik Testi
  • Açıklama: Düşüş durdurucusunun yeterli güvenlik testlerinden geçmemesi veya testlerin düzgün yapılmaması.
  • Oluşma Nedeni:
    • Üretici veya kullanıcı tarafından yapılan yanlış testler veya testlerin eksik yapılması.
    • Düşüş durdurucusunun uygun olmayan koşullarda test edilmesi.
  • Belirtiler:
    • Test edilmemiş veya eksik test edilmiş düşüş durdurucusunun güvenli bir şekilde çalışmaması.
    • Cihazın beklenen şekilde tepki vermemesi veya bozulması.

Sonuçlar
  1. Yetersiz Güvenlik ve Yaralanmalar:
    • Düşüş durdurucusunun çalışmaması veya geç tepki vermesi durumunda, çalışan güvenliği ciddi şekilde tehlikeye girer. Düşüşün durdurulamaması veya geç durdurulması, ciddi yaralanmalara veya ölüme yol açabilir.
  2. Travmalar ve Sarsılmalar:
    • Yavaş tepki veya enerji emicinin yetersizliği, çalışanı ciddi şekilde sarsabilir, omurga, eklem ve iç organlarda travmalara neden olabilir.
  3. Ekipman Arızası ve Kaybı:
    • Düşüş durdurucusunun düzgün çalışmaması, ekipmanın bozulmasına veya kaybolmasına yol açabilir. Bu, işin devamlılığını olumsuz etkiler ve ek güvenlik önlemleri almayı zorlaştırır.
  4. İş Sürekliliğinde Aksamalar:
    • Düşüş durdurucusunun arızalanması veya düzgün çalışmaması, işin durmasına veya iş yerinde güvenlik problemleri yaratır. Bu da üretim kayıplarına yol açabilir.

Çözümler
1. Düşüş Durdurucusunun Düzenli Bakımı ve Kontrolü:
  • Açıklama: Düşüş durdurucusu, düzenli aralıklarla kontrol edilmeli ve bakımı yapılmalıdır.
  • Eylem Adımları:
    • Her kullanımdan önce düşüş durdurucusu dikkatlice incelenmeli.
    • Cihazdaki aşınma, yıpranma ve herhangi bir engellenme durumu kontrol edilmelidir.
    • Takılma, aşınma ve kopma gibi belirtiler tespit edilirse cihaz derhal değiştirilmelidir.
  • Eğitim: Çalışanlar, düşüş durdurucusunun nasıl kontrol edileceği ve hangi durumlarda değiştirileceği konusunda bilgilendirilmelidir.

2. Düşüş Durdurucusunun Yük Kapasitesine Göre Seçimi:
  • Açıklama: Düşüş durdurucusunun seçimi, çalışanların ağırlığı ve görev tipi ile uyumlu olmalıdır.
  • Eylem Adımları:
    • Kullanıcıya uygun olan düşüş durdurucu cihazları seçilmelidir.
    • Yük kapasitesinin aşılmaması için personel ağırlıkları düzenli olarak izlenmelidir.
  • Eğitim: Çalışanlar, kullandıkları ekipmanların kapasitesini ve doğru cihaz seçim kriterlerini öğrenmelidir.

3. Şok Emici Mekanizmanın Test Edilmesi:
  • Açıklama: Düşüş durdurucusundaki şok emici mekanizma düzenli olarak test edilmelidir.
  • Eylem Adımları:
    • Düşüş durdurucusunun şok emici özelliği her kullanım öncesinde test edilmelidir.
    • Testlerde, düşüşün durdurulma süresi ve şok emme kapasitesi değerlendirilmelidir.
  • Eğitim: Çalışanlar, şok emici cihazların doğru şekilde çalışıp çalışmadığını anlamaları için eğitim almalıdır.

4. Güvenlik Testlerinin Doğru Yapılması:
  • Açıklama: Düşüş durdurucularının, üretici talimatlarına uygun olarak güvenlik testlerinden geçirilmesi gerekmektedir.
  • Eylem Adımları:
    • Üretici veya yetkili kişiler tarafından düzenli aralıklarla güvenlik testleri yapılmalıdır.
    • Testler sırasında, cihazın normal çalışma koşullarında nasıl performans gösterdiği incelenmelidir.
  • Eğitim: Çalışanlar, ekipmanlarının güvenli testlere tabi tutulduğundan ve cihazın sağlam olduğundan emin olmalıdır.

5. Ekipman Kayıt Sistemi:
  • Açıklama: Düşüş durdurucusunun geçmişi ve test sonuçları kaydedilmelidir.
  • Eylem Adımları:
    • Kullanılan düşüş durdurucularının bakım, onarım ve test tarihleri kaydedilmelidir.
    • Arızalı ekipmanlar hemen raporlanmalı ve değiştirileceği zaman belirlenmelidir.
  • Eğitim: Çalışanlar, ekipman kayıtlarının doğru tutulması ve düzenli olarak güncellenmesi gerektiğini öğrenmelidir.

Sonuç Olarak
Düşüş durdurucular, paraşüt tipi emniyet kemerlerinde güvenliği sağlayan kritik bileşenlerdir. Arızalı bir düşüş durdurucu, ciddi kazalara yol açabilir. Bu nedenle düzenli bakım, doğru kullanım ve güvenlik testleri hayati öneme sahiptir. Eğitim, ekipman kontrolü ve uygun testler ile olası arızalar önlenebilir ve çalışanların güvenliği sağlanabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Sadece Bir Baş Ağrısı Sanmıştı… — Bir Solvent Hikâyesi

Ali, 42 yaşında, iki çocuk babası bir oto boya ustasıydı. 17 yaşından beri bu işi yapıyordu. Elinde fırça, kafasında maske… Ama o maske çoğu zaman ya çenesindeydi ya da cebindeydi. “Usta, kokuya alıştım ben artık,” derdi, gururla.

Boya atölyesinde günlük işleyiş rutin gibiydi. Araba gelir, sökülür, zımparalanır, boyanır. Atölye dar, kapalıydı. Duvarda eski bir vantilatör döner ama pek işe yaramazdı. Herkes solvent kokusuna alışmıştı zaten. Gözler yanar, biraz baş döner, ama kimse aldırmazdı.Ali de öyleydi. Sanayide öksüren de çoktu o da öksürüyordu. Anlayacağınız ”Turp gibiydi”…

İlk sinyal 6 ay önce geldi. Akşamları eve gittiğinde sürekli başı ağrıyordu. Eşi, “Yine mi migren?” derdi. Oysa Ali’nin migreni yoktu. Lakin yine de farklı farklı ağrı kesicilerden çağre bulmaya çalışırdı. Zamanla midesi de bulanır oldu. “Herhalde akşam yemeğinden,” deyip geçiştirirdi. Ara sıra da bulantı için hap eklemeye başladı ağrı kesicilerin yanına..

Arada sağlık ocağına giderdi. Hekim sorduğunda şikayetlerini söylemez ”sadece ilaç yazdıracağım” diyerek geçiştirirdi.. Nede olsa arkadaşları hangi ilaçları kullanması gerektiğini söylüyorlardı. Gerçi her kafadan farklı ilaç adı geliyor ve hiç birinin de faydası olmuyordu da… Kimin umurunda… ilaç kullanmak yetiyordu ona.

Derken bir gün…

Boya kabininden çıktığında ayakta duramadı. Dizlerinin bağı çözüldü. Sedyeyle hastaneye götürüldü. Acilde oksijen verdiler. Doktor muayene ettikten sonra can alıcı soruyu sordu:

“İşyerinde hangi kimyasallarla çalışıyorsunuz?”

Cevap netti: Tiner, selülozik boya, asetat, çözücü maddeler…

Kan testinde solvent metabolitleri tespit edildi. Beyninde bazı sinir yolları hasar görmüştü. Karaciğer fonksiyon testleri normalin dışına taşmıştı.

Ali, taburcu olurken doktor şunu dedi:

“Bu kimyasallarla yıllarca önlem almadan çalışmak, vücudunu içeriden kemirmiş. Geri dönüşü olmayan bir sinir sistemi hasarın olabilir. Bundan sonra dikkatli olman yetmez, ortamın da düzelmesi şart.”

Atölyeye döndüğünde ilk iş maske takmak oldu lakin artık geç kalmıştı. Hafızasında boşluklar artmaya başladı. Öksürük desen geldi mi nefesini kesiyordu Cümle kurarken kelimeleri unutuyordu. Ayakta uzun süre duramıyor, sürekli halsiz hissediyordu.

Ali, sonunda işi bıraktı. Şimdi evde, düşük ışıklı bir odada günlerini geçiriyor. Çocukları büyürken onlarla oynamak istiyor ama bazen basit şeyleri bile hatırlayamıyor. Boyadığı arabaları hatırlıyor, ama oğlunun öğretmeninin adını unutuyor.

Ders Aldık mı?
  • Ali’nin işyerinde hiç ortam ölçümü yapılmamıştı.
  • Doğru havalandırma yoktu.
  • Maske takması teşvik edilmemişti.
  • Yıllık sağlık kontrolleri yapılmamıştı.

Bu çalışanı – Ali’yi yavaş yavaş, yıllar içinde sağlığından eden şey… Ne büyük bir kaza, ne bir patlama, ne de büyük bir ihmaldi.

Sadece… görünmeyen, sessiz bir düşman: Solvent buharı.

Ali gibi nice emekçi, solventlerle her gün burun buruna çalışıyor. Bu hikâye, bir kişinin değil, binlerce çalışanın ortak sessiz çığlığı olabilir. İşte bu yüzden önlem almak, ölçüm yapmak, eğitmek ve korumak lüks değil, bir insan hakkıdır.

İşyerinde görünmeyeni görmek, geleceği korumaktır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan insanlarımızı – çalışanlarımızı bilgilendirmek, sağlıklı ve bilinçli olarak ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Denizde ve Gemide Güvenli Çalışma Eğitimi – I ”Deniz Ortamında Çalışmanın Temel Riskleri”

Deniz Ortamında Çalışmanın Temel Riskleri

Orkinos Çiftliğinde Denizde ve Gemide Güvenli Çalışma Eğitimimizin Ana Başlıklarından ilki olan Deniz Ortamında Çalışmanın Temel Riskleri konusunda verdiğimiz eğitimde değindiğimiz hususların genelini bu yazımızda okuyacaksınız.

Denizde çalışma, karasal iş ortamlarına göre kendine özgü fiziksel, kimyasal, biyolojik ve organizasyonel riskleri barındırır. Bu ortamlarda çalışan dalgıçlar, gemi personeli, yemciler ve teknik destek ekipleri; suyun, rüzgarın, makine ve ekipmanın oluşturduğu çok boyutlu risklerle karşı karşıyadır. Orkinos çiftlikleri gibi açık deniz tesislerinde bu risklerin bazıları doğrudan doğa koşullarından, bazıları ise gemi gibi hareketli platformlardan kaynaklanır. Bu bölümde deniz ortamına özgü temel riskleri inceleyeceğiz.

Açık Deniz – Hava Koşulları Riski – Fırtına, Ani Rüzgar ve Görüş Düşüklüğü

Açık denizlerde çalışmanın en belirgin riski, hızla değişen ve çoğu zaman öngörülemeyen hava koşullarıdır. Kuvvetli fırtınalar, ani çıkan rüzgarlar ve yoğun sis gibi durumlar hem operasyonların güvenliğini tehlikeye atar hem de kurtarma/kaçış planlarının uygulanmasını zorlaştırır. Görüş mesafesinin düşmesi, iskeleye yanaşma ve personel transferi gibi hassas işlemlerde kaza riskini artırır.

Önlemler:

  • Güncel meteorolojik verilerin anlık takibi,
  • Belirli rüzgar/sürat limitlerinin üzerine çıkıldığında operasyonların durdurulması,
  • Sisli havalarda sesli/ışıklı ikaz sistemlerinin aktif kullanımı,
  • Acil durum barınak noktalarının önceden belirlenmesi.

Deniz Taşıtlarının Hareketli Zemin Olması – Kayma, Düşme ve Çarpma Tehlikeleri
Düşme ve Kayma Tehlikeleri

Gemi güvertesi ve kafes sistemlerinin üzeri sürekli ıslaktır. Deniz suyu, yosun, balık artıkları ve yağlı yüzeyler kayganlığı artırır. Ayrıca halatların yerde dağınık bırakılması, kapakların açık kalması gibi düzensizlikler de düşme riskini artırır. Yüksekten düşmeler ise özellikle kafes kenarlarında, platformlarda ya da iskelelerde çalışanlar için hayati risk taşır.

Gemiler, şamandıralar ve kafes platformları; deniz dalgalarının etkisiyle sürekli hareket halindedir. Bu hareketlilik, çalışanların denge kaybı yaşamasına, savrulmasına ya da kayarak düşmesine neden olabilir. Ayrıca deniz araçlarının birbirine temas ettiği anlarda ya da gemi yanaşırken yaşanan sarsıntılar, sıkışma ve çarpma riskini doğurur.

Önlemler:

  • Kaymaz tabanlı deniz tipi güvenlik ayakkabılarının kullanımı,
  • Güverte temizlik planlarının takibi,
  • Geçiş köprülerinde ve güvertelerde sağlam korkuluk sistemleri,
  • Üç temas kuralı (iki el bir ayak veya iki ayak bir el temaslı) ile hareket etme eğitimi,
  • Kişisel düşüş önleyici sistemler (emniyet kemeri, halat sistemleri),
  • Personel transferi sırasında gemi sabitleme prosedürlerinin uygulanması.

Serbest Düşen ve Savrulan Cisimler

Halat tamburları, vinç kolları, kreyn sapanları veya dengesizce istiflenmiş konteynerler; ani hareketlerle savrularak ciddi yaralanmalara neden olabilir. Özellikle yükleme ve boşaltma sırasında geminin yalpa yapması bu riski artırır.

Çözüm Önerileri:

  • Kask kullanımı,
  • Vinç operatörlerinin yeterlilik belgesi alması,
  • Yük altından geçmeme kuralına kesin uyum,
  • Halatların gerginlik durumlarının sürekli izlenmesi.

Yük Operasyonları ve Ekipman Kullanımı

Yem torbaları, kafes panelleri ve motorlu taşıma sistemleriyle yapılan işlemler sırasında sıkışma, ezilme ve ezilme riski yüksektir.

Çözüm Önerileri:

  • Yük kaldırma teknik eğitimi,
  • El sıkışmalarını önleyen güvenlik mesafeleri,
  • İşaretçi (flagman) personel görevlendirilmesi.

Tuzlu Suyun Metal Ekipman Üzerindeki Aşındırıcı Etkisi

Tuzlu suyun sürekli teması, metal yüzeylerde oksidasyon ve korozyona yol açar. Bu durum halat makaraları, iskele bağlantı noktaları, vinç bileşenleri ve merdiven bağlantıları gibi kritik yapısal parçalarda zamanla zayıflamalara ve kırılmalara neden olabilir.

Önlemler:

  • Deniz suyuna dayanıklı paslanmaz alaşımların kullanımı,
  • Ekipmanların belirli periyotlarla korozyon kontrolünden geçirilmesi,
  • Koruyucu boya ve galvaniz kaplama uygulamaları,
  • Kritik taşıyıcı bağlantılarda tork kontrol ve yedekli sabitleme uygulamaları.

Islak Yüzeylerde Elektrikli Ekipman Kullanımı Riskleri

Deniz ortamında nem, yoğun yoğuşma ve doğrudan su teması nedeniyle elektrikli sistemler, yalıtım zayıflığı ve kısa devre riskine daha açıktır. Bu durum, sadece cihazların bozulmasına değil, çalışanların elektrik çarpmasına maruz kalmasına da neden olabilir.

Önlemler:

  • IP65 ve üzeri koruma sınıfına sahip ekipmanların tercih edilmesi,
  • Elektrikli sistemlerin düzenli izolasyon testi ile kontrolü,
  • Priz, fiş ve pano gibi bileşenlerin su sızdırmaz muhafazalarda tutulması,
  • Çalışanlara temel elektrik güvenliği eğitimi verilmesi.

Biyo-tehlikeler – Deniz Canlılarıyla Temas, Deniz Suyu Yutulması ve Enfeksiyon Riski

Deniz ortamı, çeşitli mikroorganizmalara ve toksik organizmalara ev sahipliği yapar. Özellikle orkinos gibi büyük balıklarla çalışan personel; iğne gibi keskin yüzgeç darbelerine, balık dışkısına ya da parazit içeren sıvılara maruz kalabilir. Ayrıca dalgıçların ya da yemcilerin istemsiz olarak deniz suyu yutması, midede enfeksiyona veya kulak-burun-boğaz enfeksiyonlarına yol açabilir.

Önlemler:

  • Suya doğrudan temas eden personelin eldiven ve gözlük kullanması,
  • Açık yara ile çalışmanın yasaklanması ve su geçirmez bandaj kullanımı,
  • Temizlik ve hijyen protokollerinin sıkı tutulması,
  • Enfeksiyon durumlarına karşı sağlık birimiyle iş birliği içinde izleme yapılması.

Bu alt başlıklar, deniz ortamında çalışmanın neden yüksek düzeyde kontrol, planlama ve eğitim gerektirdiğini açık biçimde ortaya koymaktadır. Orkinos çiftliklerinde güvenli çalışma kültürü, yalnızca fiziksel ekipman güvenliğiyle değil; doğayı anlamak, öngörmek ve saygıyla çalışmakla da yakından ilişkilidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ BALIKÇI GEMİLERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALARDA SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=18741&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

⭐️⭐️ BALIKÇI GEMİLERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.csgb.gov.tr/Media/wxtnvm2v/gururtantoglu.pdf

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Bilgisayar Oyunları Bizi Nasıl Trol’lüyor? – Küçük Gençlere

Sınıfta sessizlik vardı. Hatice öğretmen masasında gelecek dersin hazırlığını yapıyordu. Teneffüs bitmek üzereydi. Aziz ve Tibet, sıralarında heyecanla bir şeyler konuşuyorlardı. Sesleri biraz yükselince Hatice öğretmen başını kaldırdı.

“Aziz, Tibet… Bu kadar hararetle ne konuşuyorsunuz bakalım?” dedi gülümseyerek.

İkili birbirlerinin yüzüne baktı, sonra hafifçe başlarını öne eğdiler. Ardından bir ağızdan:

“Hatice öğretmenim… Bilgisayar oyunları beynimiz için neden zararlı?”

Tam o sırada zil çaldı. Teneffüste dışarıda olan öğrenciler sınıfa girmeye başladı. Hatice öğretmen ayağa kalktı, sınıfa döndü ve gülümsedi.

“Bu sorunun cevabını birlikte bulalım,” dedi. Sonra ellerini üç kez birbirine vurdu: şap! şap! şap!

Birden sınıf tahtasının önünde bir ışık parladı. Ardından sanki bir bulut gibi bir sis kapladı ortalığı. Öğrenciler şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Sis hızla dağılırken, kahkahalar atan bir adam belirdi. Üzerinde rengârenk bir cübbe, başında parlayan bir gözlük vardı. Elinde bir baston tutuyordu. Bastonun ucundan minik yıldızlar çıkıyordu.

“Merhaba çocuklar!” dedi neşeyle. “Ben Profesör Deha! Beyin bilimcisi, hayal gezgini ve oyun dedektifi!”

Sınıf bir anda neşeyle doldu. Öğrenciler hem şaşkın hem meraklıydı.

“Profesör Deha!” dedi Hatice öğretmen. “Aziz ve Tibet’in çok güzel bir sorusu var. Bilgisayar oyunları beynimize zarar verir mi?”

Profesör bastonunu yere vurdu. “Harika bir soru! Ama cevabı anlatmak yetmez… Göstermek gerek!”

Sonra bastonunu havaya kaldırdı. “Hazır mısınız çocuklar? Beynin içine sihirli bir yolculuğa çıkıyoruz!”

Sınıf bir anda alkışlarla doldu. Öğrenciler sırayla ayağa kalktı. Profesör bastonunu salladı ve bir ışık hüzmesi tüm sınıfı sardı. Gözlerini açtıklarında kendilerini dev bir beyin odasında buldular. Her yer kıvrımlı, yumuşak ve hafifçe parlıyordu. Küçük elektrik kıvılcımları oradan oraya zıplıyordu.

“Vay canına!” dedi Tibet. “Burası… beynin içi mi?”

“Evet!” dedi Profesör. “Şu anda beynin içinde dolaşıyoruz. Burası düşünme, öğrenme, karar verme ve hayal kurma merkeziniz!”

Dikkat Merkezi – Prefrontal Korteks

Profesör bastonunu salladı. Bir anda sınıf, parlak bir bölgeye ışınlandı. Burada minik kıvılcımlar zıplıyor, renkli ışıklar yanıp sönüyordu.

“Burası prefrontal korteks,” dedi Profesör. “Yani beynin dikkat, karar verme ve plan yapma merkezi.”

Aziz parmağıyla bir bölgeyi gösterdi. “Orada bir şeyler zıplıyor!”

“Harika gözlem!” dedi Profesör. “Bu bölge, ders dinlerken, matematik problemi çözerken ya da bir arkadaşımızı dinlerken çalışır. Ama bilgisayar oyunları bu bölgeyi çok farklı şekilde etkiler.”

“Nasıl yani?” dedi Defne, merakla.

Profesör bastonunu salladı. Bir ekran belirdi. Ekranda bir çocuk bilgisayar başında oyun oynuyordu. Yanında bir saat vardı. Saatin ibresi hızla dönüyordu.

“Bakın,” dedi Profesör. “Bu çocuk günde 4 saat oyun oynuyor. Beyni sürekli hızlı kararlar vermeye, ani tepkiler göstermeye alışıyor. Ama okulda dikkatli dinlemesi, sabırlı olması gerekiyor. İşte bu yüzden oyunlar dikkat merkezini yorabiliyor.”

“Yani oyun oynayınca dikkatimiz azalıyor mu?” dedi Tibet.

“Eğer uzun süre oynarsanız evet,” dedi Profesör. “Ama kısa süreli, aralarda oynanan oyunlar zararlı değil. Sorun, beynin dinlenmeye ve farklı şeyler öğrenmeye zaman bulamaması.”

Aziz düşündü. “Yani oyun oynarken beynimiz bazı bölgeleri çok çalıştırıyor ama diğerleri dinlenemiyor mu?”

“Bravo!” dedi Profesör. “İşte tam olarak bu. Beyin bir orkestra gibidir. Her bölge birlikte çalışmalı. Ama bazı oyunlar sadece birkaç bölgeyi aşırı çalıştırır. Bu da dengeyi bozar.”

Hatice öğretmen gülümsedi. “Çocuklar, şimdi ne öğrendik?”

Defne parmağını kaldırdı. “Oyunlar dikkatimizi azaltabilir.”

Tibet ekledi: “Beynimizin bazı bölgelerini çok çalıştırır, bazılarını ihmal eder.”

Aziz: “Ama oyunlar tamamen kötü değil. Dengeli olursa sorun olmaz!”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Harika özet! Şimdi bir sonraki durağımıza gidiyoruz: Hafıza merkezi!”

Hafıza Merkezi – Hipokampus

Profesör bastonunu yere vurdu. Bir anda sınıf, kıvrımlı ve spiral gibi dönen bir bölgeye ışınlandı. Duvarlar kitap sayfaları gibi kıvrılıyor, havada minik bilgi parçacıkları uçuşuyordu.

“Burası hipokampus,” dedi Profesör Deha. “Beynin öğrenme ve hafıza merkezi. Yeni bilgileri burada saklarız, eski bilgileri buradan hatırlarız.”

Zehra şaşkınlıkla etrafa baktı. “Burası sanki bir kütüphane gibi!”

“Çok doğru,” dedi Profesör. “Ama bu kütüphane sessizliğe ve düzene ihtiyaç duyar. Eğer çok fazla gürültü, çok fazla uyarı olursa, kitaplar karışır, bilgiler unutulur.”

Tibet elini kaldırdı. “Ben bazen ders çalıştıktan sonra hemen oyun oynuyorum. Sonra öğrendiklerimi unutuyorum.”

“İşte bu tam da burada olan bir şey,” dedi Profesör. “Oyunlar çok hızlı, çok renkli ve çok uyarıcıdır. Beyin, yeni bilgileri saklamaya çalışırken birden oyun bombardımanına uğrar.

Sonuç: bilgiler kaybolur.”

Aziz düşündü. “Yani oyunlar hafızamızı silmiyor ama saklamamızı zorlaştırıyor mu?”

“Bravo!” dedi Profesör. “Aynen öyle. Özellikle uzun süreli oyunlar, beynin bilgi depolama sistemini yorar. Bu yüzden ders çalıştıktan sonra biraz dinlenmek, yürümek ya da kitap okumak hafızayı güçlendirir.”

Defne parmağını kaldırdı. “Peki oyun oynarken hiç öğrenemiyor muyuz?”

“Bazı oyunlar öğretici olabilir,” dedi Profesör. “Ama dikkatli seçilmeli. Zeka geliştirici, strateji içeren oyunlar hafızayı destekleyebilir. Ama aşırı hızlı, şiddetli ve sürekli tekrar eden oyunlar hafızayı zayıflatabilir.”

Hatice öğretmen gülümsedi. “Çocuklar, şimdi ne öğrendik?”

Zehra: “Hafıza sessizliği sever.”

Tibet: “Oyunlar çok uyarıcı olursa bilgiler karışır.”

Aziz: “Ders sonrası oyun yerine dinlenmek daha iyi.”

Defne: “Bazı oyunlar faydalı olabilir ama dikkatli seçilmeli.”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Harika! Şimdi sırada duyguların merkezi var: Amigdala!”

Duyguların Merkezi – Amigdala

Profesör Deha bastonunu yere vurdu. Bir anda sınıf, sıcak ve kıpır kıpır bir bölgeye ışınlandı. Burası daha karanlık, daha yoğun bir alandı. Duvarlar hafifçe titreşiyor, havada renkli dalgalar dolaşıyordu.

“Burası amigdala,” dedi Profesör. “Beynin duygularla ilgilenen bölgesi. Korktuğumuzda, sinirlendiğimizde, heyecanlandığımızda burası çalışır.”

Tibet etrafa bakındı. “Burası biraz gergin gibi…”

“Çünkü burası duyguların kalbi,” dedi Profesör. “Bilgisayar oyunları özellikle bu bölgeyi çok etkiler. Özellikle şiddet içeren, hızlı ve rekabetçi oyunlar.”

Aziz merakla sordu: “Nasıl etkiliyor peki?”

Profesör bastonunu salladı. Bir ekran belirdi. Ekranda bir çocuk, korku dolu bir oyun oynuyordu. Oyunda canavarlar, patlamalar, karanlık tüneller vardı. Çocuğun kalbi hızlı atıyor, gözleri büyümüş, nefesi hızlanmıştı.

“Bu çocuk şu anda çok heyecanlı,” dedi Profesör. “Ama aynı zamanda gergin. Amigdala aşırı çalışıyor. Bu durum sık sık olursa, çocuk gerçek hayatta da daha sinirli, daha sabırsız olabilir.”

Zehra düşündü. “Ben bazen oyun oynadıktan sonra kardeşime bağırıyorum. Sonra neden sinirlendiğimi bile bilmiyorum.”

“İşte bu tam da amigdalanın etkisi,” dedi Profesör. “Oyun sırasında yaşanan duygular, oyun bittikten sonra da devam edebilir. Beyin, gerçek ile sanalı ayırt etmekte zorlanabilir.”

Defne elini kaldırdı. “Ama bazı oyunlar çok eğlenceli. Gülüyoruz, eğleniyoruz. O zaman ne oluyor?”

“Eğlenceli oyunlar da amigdalayı çalıştırır,” dedi Profesör. “Ama olumlu duygularla. Yani korku yerine neşe, öfke yerine kahkaha. Bu yüzden oyun seçimi çok önemli.”

Aziz sordu: “Peki ne kadar oynamalıyız ki amigdala yorulmasın?”

Profesör gülümsedi. “Günde yarım saatten fazla oynarsanız, amigdala çok fazla uyarılır. Özellikle yatmadan önce oyun oynamak, duyguların sakinleşmesini zorlaştırır.”

Hatice öğretmen araya girdi. “Çocuklar, şimdi ne öğrendik?”

Tibet: “Oyunlar duygularımızı etkiler.”

Zehra: “Korku ve öfke oyunlardan sonra da kalabilir.”

Defne: “Eğlenceli oyunlar daha iyi ama yine de dikkatli olmalıyız.”

Aziz: “Yatmadan önce oyun oynamak iyi değil.”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Harika! Şimdi sırada hareket merkezi var: Motor korteks!”

Hareket Merkezi – Motor Korteks

Profesör Deha bastonunu yere vurdu. Bir anda sınıf, geniş ve kıpır kıpır bir alana ışınlandı. Duvarlar sanki kas lifleri gibi dalgalanıyor, yerden minik titreşimler yükseliyordu. Her yerde hareket vardı: zıplayan sinyaller, koşan ışıklar, dönen daireler…

“Burası motor korteks,” dedi Profesör. “Yani beynin hareketleri yöneten bölgesi. Koşmak, yazmak, zıplamak, hatta gülmek bile buradan yönetilir.”

Tibet şaşkınlıkla etrafa baktı. “Burası çok canlı!”

“Çünkü bedenimiz sürekli hareket ediyor,” dedi Profesör. “Ama bilgisayar oyunları sırasında bedenimiz genellikle hareketsiz kalır. Beyin hareket sinyalleri göndermez çünkü kaslar kullanılmaz.”

Aziz düşündü. “Ama parmaklarımızla tuşlara basıyoruz. Bu da hareket değil mi?”

“Evet,” dedi Profesör. “Ama çok sınırlı bir hareket. Motor korteks, büyük kas gruplarını çalıştırmayı sever. Koşmak, zıplamak, yazmak gibi. Sadece parmaklarla oynamak, bu bölgeyi tembelleştirebilir.”

Zehra elini kaldırdı. “Ben bazen uzun süre oyun oynadıktan sonra kalkınca bacaklarım uyuşmuş oluyor.”

“İşte bu tam da burada yaşanan bir şey,” dedi Profesör. “Motor korteks yeterince sinyal göndermezse, kaslar zayıflar, koordinasyon bozulur. Uzun süre oturmak, bedenin doğal hareket ritmini bozar.”

Defne sordu: “Peki oyun oynarken hareket eden oyunlar var. Dans oyunları mesela. Onlar iyi mi?”

“Harika bir örnek!” dedi Profesör. “Dans, spor ve hareket gerektiren oyunlar motor korteksi çalıştırır. Bu tür oyunlar faydalı olabilir. Ama yine de denge önemli. Gerçek hareket, oyun hareketinden farklıdır.”

Hatice öğretmen gülümsedi. “Çocuklar, şimdi ne öğrendik?”

Tibet: “Motor korteks hareketleri yönetir.”

Aziz: “Oyun oynarken bedenimiz çok az hareket eder.”

Zehra: “Uzun süre oturmak kasları tembelleştirir.”

Defne: “Hareketli oyunlar daha iyi ama gerçek hareket daha önemlidir.”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Harika! Şimdi sırada beynin en gizemli bölgesi var: Ödül sistemi!”

Ödül Sistemi – Nucleus Accumbens

Profesör Deha bastonunu yere vurdu. Bir anda sınıf, rengârenk ışıklarla dolu bir bölgeye ışınlandı. Her yerde parlayan yıldızlar, zıplayan baloncuklar ve neşeyle dönen çarklar vardı. Ortam sanki bir lunapark gibiydi.

“Vay canına!” dedi Defne. “Burası çok eğlenceli!”

“Burası nucleus accumbens,” dedi Profesör. “Beynin ödül merkezi. Mutlu olduğumuzda, bir şeyi başardığımızda, bir sürprizle karşılaştığımızda burası çalışır.”

Tibet şaşkınlıkla etrafa baktı. “Ama burası oyun gibi!”

“Çünkü oyunlar tam da bu bölgeyi hedef alır,” dedi Profesör. “Her seviye geçildiğinde, her puan kazanıldığında, her ödül alındığında nucleus accumbens dopamin salgılar. Dopamin, ‘mutluluk kimyasalı’ olarak bilinir.”

Aziz merakla sordu: “Yani oyun oynarken mutlu oluyoruz çünkü dopamin salgılanıyor mu?”

“Kesinlikle!” dedi Profesör. “Ama dikkat! Eğer bu bölge çok sık uyarılırsa, beyin gerçek hayattaki ödülleri sıkıcı bulmaya başlar. Ödev bitirmek, kitap okumak, arkadaşla sohbet etmek… bunlar artık yeterince ‘eğlenceli’ gelmez.”

Zehra düşündü. “Ben bazen oyun oynamadığımda hiçbir şey yapmak istemiyorum. Her şey sıkıcı geliyor.”

“İşte bu nucleus accumbens’in aşırı uyarılmasıdır,” dedi Profesör. “Beyin sürekli yüksek dopamin ister. Bu da ‘bir tur daha oynayayım’ isteğini doğurur. Zamanla bağımlılık gelişebilir.”

Defne sordu: “Peki hiç mi oyun oynamamalıyız?”

“Hayır,” dedi Profesör. “Oyunlar eğlencelidir. Ama dengeli olmalı. Beyin, farklı ödülleri de tanımalı. Bir problemi çözmek, bir arkadaşına yardım etmek, bir hikâye yazmak… bunlar da dopamin salgılar. Ama daha doğal ve kalıcı şekilde.”

Hatice öğretmen gülümsedi. “Çocuklar, şimdi ne öğrendik?”

Tibet: “Oyunlar dopamin salgılar, bu da bizi mutlu eder.”

Aziz: “Ama çok fazla olursa gerçek hayat sıkıcı gelir.”

Zehra: “Oyun bağımlılığı nucleus accumbens’le ilgilidir.”

Defne: “Farklı ödüller de mutluluk verir, sadece oyun değil.”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Harika! Şimdi sırada görsel dikkat merkezi var: Oksipital lob!”

Görsel Dikkat Merkezi – Oksipital Lob

Profesör Deha bastonunu yere vurdu. Bir anda sınıf, ışıklarla dolu bir tünelin içine ışınlandı. Duvarlar ekran gibi parlıyordu. Renkler sürekli değişiyor, şekiller dönüyor, bazıları hızla kayboluyordu.

“Burası oksipital lob,” dedi Profesör. “Beynin görsel dikkat merkezi. Gördüğümüz her şey burada işlenir: renkler, şekiller, hareketler, yazılar…”

Aziz gözlerini kısarak etrafa baktı. “Burası biraz yorucu gibi…”

“Çünkü çok fazla görsel uyarı var,” dedi Profesör. “Bilgisayar oyunları özellikle bu bölgeyi çok çalıştırır. Sürekli değişen sahneler, parlayan efektler, hızlı geçişler… Oksipital lob hiç durmadan çalışır.”

Tibet sordu: “Bu kötü mü peki?”

“Fazlası zararlı olabilir,” dedi Profesör. “Bu bölge çok yorulursa, dikkat süresi kısalır. Gözler çabuk yorulur. Gerçek hayattaki daha yavaş görüntüler sıkıcı gelmeye başlar.”

Zehra düşündü. “Ben bazen ders kitabına bakarken hemen sıkılıyorum. Ama oyunda saatlerce ekrana bakabiliyorum.”

“İşte bu tam da burada yaşanan bir durum,” dedi Profesör. “Oyunlar çok hızlı ve parlak olduğu için beyin buna alışır. Sonra kitap sayfası ona ‘yavaş’ gelir. Bu da odaklanmayı zorlaştırır.”

Defne elini kaldırdı. “Peki gözlerimiz zarar görür mü?”

“Evet,” dedi Profesör. “Uzun süre ekrana bakmak göz kuruluğuna, baş ağrısına ve görsel yorgunluğa neden olabilir. Özellikle karanlıkta oyun oynamak daha da zararlıdır.”

Aziz sordu: “Ne yapmalıyız peki?”

“Her 30 dakikada bir 5 dakika ara vermek iyi bir başlangıç,” dedi Profesör. “Gözleri dinlendirmek, uzağa bakmak, biraz yürümek… Oksipital lobun nefes almasını sağlar.”

Hatice öğretmen gülümsedi. “Çocuklar, şimdi ne öğrendik?”

Tibet: “Oyunlar görsel dikkat merkezini çok çalıştırır.”

Zehra: “Kitaplar sıkıcı gelmeye başlayabilir.”

Defne: “Gözlerimiz yorulabilir, başımız ağrıyabilir.”

Aziz: “Ara vermek ve uzağa bakmak iyi gelir.”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Harika! Şimdi son durağımıza gidiyoruz: Uyku düzeni merkezi – Pineal bez!”

Uyku Düzeni – Pineal Bez

Profesör Deha bastonunu yere vurdu. Bir anda sınıf, loş ve huzurlu bir ortama ışınlandı. Duvarlar yumuşak mor ışıklarla parlıyor, havada minik yıldızlar süzülüyordu. Ortam sessizdi, sanki herkes uyuyormuş gibi…

“Burası pineal bez,” dedi Profesör. “Beynin uyku düzenini kontrol eden bölgesi. Melatonin adlı bir hormon salgılar. Bu hormon, gece geldiğinde bizi uykulu yapar.”

Zehra gözlerini ovuşturdu. “Burası beni uykulu yaptı bile…”

“Çünkü burası geceyi sever,” dedi Profesör. “Ama bilgisayar oyunları, özellikle gece oynandığında bu bölgeyi şaşırtır.”

Tibet sordu: “Nasıl yani?”

Profesör bastonunu salladı. Bir ekran belirdi. Ekranda bir çocuk gece yatağında, elinde tabletle oyun oynuyordu. Ekran çok parlaktı. Çocuğun gözleri açık, ama vücudu yorgundu.

“Bakın,” dedi Profesör. “Ekran ışığı pineal beze ‘gündüz’ sinyali gönderir. Melatonin salgılanmaz. Sonuç: uykuya geç kalma, sabah yorgun kalkma, gün boyu dikkat eksikliği.”

Aziz düşündü. “Ben bazen gece oyun oynuyorum. Sonra sabah kalkmak çok zor oluyor.”

“İşte bu tam da burada yaşanan bir şey,” dedi Profesör. “Pineal bez karanlık ister. Ekran ışığı onu kandırır. Bu yüzden yatmadan en az 1 saat önce ekranlardan uzak durmak gerekir.”

Defne sordu: “Peki oyun oynarsak hiç mi melatonin salgılanmaz?”

“Hayır,” dedi Profesör. “Ama gecikmeli olur. Uykuya geç kalırsınız, uyku kalitesi düşer. Beyin tam dinlenemez. Bu da hafıza, dikkat ve duygular üzerinde olumsuz etki yapar.”

Hatice öğretmen gülümsedi. “Çocuklar, şimdi ne öğrendik?”

Zehra: “Melatonin gece salgılanır, ekran ışığı bunu engeller.”

Aziz: “Gece oyun oynarsak sabah yorgun kalkarız.”

Defne: “Yatmadan önce ekranlardan uzak durmalıyız.”

Tibet: “Pineal bez uyku düzenini kontrol eder.”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Harika! Şimdi son durağımıza gidiyoruz: Sınıfa dönüş ve öğrendiklerimizi paylaşma zamanı!”

Profesör Deha bastonunu havaya kaldırdı. “Hazırsanız, son durağımıza dönüyoruz: sınıfınıza!”

Bir ışık hüzmesi çocukları sardı. Gözlerini açtıklarında kendilerini yine Hatice öğretmen’in sınıfında buldular. Her şey yerli yerindeydi ama çocukların gözlerinde bir şey değişmişti: merak yerini farkındalığa bırakmıştı.

Aziz sırasına oturdu, Tibet yanına geçti. Defne ve Zehra birbirlerine baktılar, sonra gülümsediler.

Hatice öğretmen ayağa kalktı. “Peki çocuklar… Bu sihirli yolculukta neler öğrendik?”

Aziz parmağını kaldırdı. “Prefrontal korteks dikkatimizi yönetiyor. Çok oyun oynarsak dikkatimiz dağılabilir.”

Tibet ekledi: “Hipokampus hafızamızı saklıyor. Ders çalıştıktan hemen sonra oyun oynarsak bilgiler karışabilir.”

Zehra: “Amigdala duygularımızı kontrol ediyor. Şiddetli oyunlar bizi sinirli yapabilir.”

Defne: “Motor korteks hareketlerimizi yönetiyor. Uzun süre oturmak kaslarımızı tembelleştirir.”

Aziz: “Nucleus accumbens bizi mutlu eder ama çok fazla oyun oynarsak gerçek hayat sıkıcı gelebilir.”

Tibet: “Oksipital lob görsel dikkatimizi sağlar. Ekranlar gözümüzü yorabilir.”

Zehra: “Pineal bez uyku düzenimizi kontrol eder. Gece oyun oynamak bizi uykusuz yapar.”

Hatice öğretmen gözleri dolu dolu gülümsedi. “Harika özetlediniz. Peki şimdi ne yapmalıyız?”

Profesör Deha bastonunu yere vurdu. “İşte şimdi sıra sizde! Bilgisayar oyunları kötü değildir. Ama onları nasıl, ne zaman ve ne kadar oynadığınız çok önemlidir.”

Defne düşündü. “Ben artık yatmadan önce oyun oynamayacağım.”

Aziz: “Ben oyun oynadıktan sonra biraz yürüyüş yapacağım.”

Tibet: “Ben oyun süremi yarım saatle sınırlayacağım.”

Zehra: “Ben oyunlardan sonra kitap okuyacağım ki beynim dengeyi bulsun.”

Profesör Deha gülümsedi. “İşte şimdi ışığınız büyüyor. Çünkü gölgeleri tanıdınız. Beyninizin içini keşfettiniz. Artık oyunları bilinçli oynayacaksınız.”

Hatice öğretmen alkışladı. “Teşekkür ederiz Profesör Deha. Bu sınıf artık sadece bilgili değil, bilinçli bir sınıf.”

Profesör bastonunu havaya kaldırdı. “Benim görevim tamamlandı. Ama unutmayın: her kararınızda, her oyun saatinde, beyniniz sizinle konuşur. Onu dinleyin.”

Bir ışık parladı. Profesör Deha kahkahalarla kayboldu. Sınıf sessizleşti. Ama bu sessizlik, düşünceli bir sessizlikti.

Aziz, Tibet, Defne, Zehra ve diğer sınıf arkadaşları birbirlerine baktılar. Artık sadece oyun oynayan çocuklar değil; beynini tanıyan, kararlarını bilinçle veren küçük bilim insanlarıydılar.

Ve o gün, sınıfın tahtasında şu cümle yazılıydı:

“Beynimizi tanıdıkça, oyunlarımız da bize iyi gelir.”

Dr. Mustafa KEBAT

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan çocuklarımızı bilgilendirmek, okumaya, çalışmaya, doğal hayata heveslendirmek ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Gizli Yorgunluğun Sessiz Sinyali Düşük Ferritin

Demirin deposu boşsa, enerjin neden tükendiğini sorgulamak gerekir.

🚨 🚨 🚨

“Her Şey Normal Ama Yine de Halsizim” Diyorsanız Dikkat!

Sabahları yataktan zor kalkıyorsun…
Merdiven çıkmak mini bir dağa tırmanmak gibi…
Saçların tarakta bir avuç kalıyor, tırnakların kırılıyor, konsantre olmakta zorlanıyorsun…
Kan testine bakılıyor, hemoglobin iyi… Ama doktor bir satıra dikkatle eğiliyor: Ferritin düşüklüğü!

Ve işte asıl mesele burada başlıyor.

🧠 🧠 🧠

Ferritin Nedir, Ne İşe Yarar?

Ferritin, vücudumuzun demir deposudur.
Yani kanınızdaki demir değil; o demirin dolapta saklanan hali gibidir.
Ferritin düştüğünde, vücut alarm verir ama bu alarm bazen sessiz çalar:

  • Halsizlik
  • Çarpıntı
  • Saç dökülmesi
  • Soğuk eller/ayaklar
  • Sürekli uyuma isteği
  • Hafıza bulanıklığı
  • Egzersiz yaparken aşırı yorulma

Bu semptomlar gelip geçici değilse, büyük ihtimalle enerji bataryanız boşalmış demektir.

🍽️ 🍽️ 🍽️

Ferritin Düşüklüğü ile Savaş Sofradan Başlar

İyi haber şu: Ferritin düşüklüğü, genellikle doğru beslenmeyle düzelebilir.
Ama iş sadece “demir ye geçer” demek kadar basit değil.

Kırmızı Et Sofranızda Olmalı

En kolay emilen demir, hayvansal kaynaklı olandır.

Özellikle:

  • Kuzu ciğeri
  • Dana ciğeri
  • Kırmızı et (ızgara, haşlama tercih edilmeli)
  • Tavuk göğsü ve balık (özellikle sardalya ve uskumru)

👉 Haftada 2–3 kez kırmızı et tüketmek, demir depolarınızı hızla doldurur.

🥬 🥬 🥬

Bitkisel Demir Kaynaklarını Bilin, Ama Tek Başına Yetmez

  • Ispanak
  • Pazı
  • Nohut
  • Mercimek
  • Kuru üzüm
  • Pekmez (özellikle keçiboynuzu ve dut pekmezi)

Ama dikkat! Bitkisel demir kaynakları, vücut tarafından daha zor emilir.
Bu yüzden…

🍋 🍋 🍋

Demir + C Vitamini = Mükemmel İkili!

Demiri etkili kullanmak istiyorsanız, her demir öğününüzle C vitamini alın.
Bu emilimi kat kat artırır.

Örneğin:

  • Mercimek çorbası + limon
  • Izgara et + roka + bol limon
  • Pekmez + portakal suyu
  • Nohut yemeği + domatesli salata (Salatalık turşusu yerine)

👉 Turşu, yoğurt gibi kalsiyum ağırlıklı yiyecekleri demirle aynı öğünde tüketmeyin.
Çünkü kalsiyum, demir emilimini baskılar.

🚫 🚫 🚫

Ferritin Düşmanı Alışkanlıklar

Aşırı Çay ve Kahve Tüketimi

  • Çayın içindeki tanen maddesi, demir emilimini engeller.
  • Kahvedeki polifenoller de benzer şekilde etkiler.

👉 Demir içeren öğünlerden en az 1 saat sonra çay/kahve içmelisiniz.

Sık Adet Görmek

Kadınlarda ferritin düşüklüğünün en yaygın nedeni aşırı kan kaybıdır.
Bu nedenle adet dönemi uzun ve yoğun geçen kadınların ekstra demire ihtiyacı vardır.

Gereksiz Diyetler

“Detoks yapıyorum”, “ekmek yemiyorum”, “et yemem” diyenler…
Vücut, gerekli demiri bulamazsa yavaş yavaş depoları boşaltır.
Kilo verirken enerji de gidiyorsa, suçlu ferritin olabilir!

💊 💊 💊

Takviye Gerekir mi?

Eğer beslenmeyle toparlanamayan bir ferritin düşüklüğünüz varsa, doktorunuz demir takviyesi önerebilir.
Ama bu haplar herkes için aynı değildir:

  • Boş mideye içilmesi önerilir, ancak mide bulantısı yapabilir.
  • Kabızlık, mide ağrısı gibi yan etkiler olabilir.
  • Çay, süt, kalsiyum içeren takviyelerle birlikte alınmamalıdır.

Takviye alırken doktor kontrolü şarttır. Rastgele ilaç kullanmak tehlikeli olabilir!

🔁 🔁 🔁

Kaç Günde Toparlanırsınız?

Ferritin seviyesini yükseltmek zaman ister.

  • Haftalık değil, aylık bir süreçtir.
  • Uygun beslenme ve takviyeyle birlikte, 3–6 ayda normale dönmesi beklenir.
👩‍⚕️ 👩‍⚕️ 👩‍⚕️

Gerçek Hayattan Örnek “Yorgunlukla Mücadele”

Ayşe Hanım, 35 yaşında bir öğretmen. Sabahları zor uyanıyor, öğlen başı dönüyor, saçları dökülüyor. Kan testi: Hemoglobin 12.7 – normal. Ama ferritin? Sadece 8!

Doktoru şöyle dedi:
“Enerjin yok çünkü benzin depon boş! Hadi, kırmızı et, limonlu yeşillik ve pekmezle başlayalım.”

4 ay sonra Ayşe Hanım, sabahları koşar adım uyanıyor, saç dökülmesi durdu, derse girmesi keyifli hale geldi. Ferritin artık 40!

💬 💬 💬

Vücudunuz Daima Fısıldar – Kulak Verin

Ferritin düşüklüğü, “kanım normal” diyerek geçiştirilecek bir şey değildir.
Enerjiniz düşükse, saçınız dökülüyorsa, dikkatiniz dağınıksa — belki de sadece vücudunuzun “yardım et, depom boş” demesidir.

✅ Doğru beslenin
✅ C vitaminiyle destekleyin
✅ Takviye gerekiyorsa bilinçli kullanın
✅ Ve asla ama asla bu sessiz sinyalleri küçümsemeyin.

Çünkü sağlıklı bir hayat, dolu bir enerji deposuyla başlar.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Dış Saha Konteynerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Denetim Kontrol Listesi

Dış Saha Konteynerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Riskleri Görünenden Fazlası

Günümüzde dış saha faaliyetlerinde (şantiye, bakım alanı, geçici tesis vb.) konteyner yapıların kullanımı, hem operasyonel esneklik hem de lojistik pratiklik bakımından oldukça yaygındır. Ancak bu yapıların geçici ve taşınabilir doğası, çoğu zaman onları kalıcı yapılar kadar detaylı bir risk değerlendirmesine tabi tutmaktan uzaklaştırmaktadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) açısından konteynerler; yapı stabilitesi, elektriksel altyapı, yangın riski, iç ortam hava kalitesi, ergonomik koşullar, tahliye düzeni, acil durum hazırlıkları ve kimyasal depolama gibi birçok alt başlıkta çok yönlü tehditler barındırır. Bu tehditler, hem mavi yaka (saha personeli) hem de beyaz yaka (idari çalışan) gruplarını eş zamanlı olarak etkileyebileceğinden, çapraz risklerin ve davranışsal etkileşimlerin de denetim planlarına entegre edilmesi gereklidir.

Bu nedenle hazırladığım bu denetim listesi (checklist), konteynerlerin bulunduğu tüm dış saha alanlarında İSG kültürünün yapısal, çevresel, davranışsal ve operasyonel yönleriyle bütüncül olarak değerlendirilmesini hedeflemektedir. Denetim maddelerini; ilgili ulusal/uluslararası standartlara, en iyi uygulamalara ve sahada karşılaşılan yaygın eksikliklerine göre şekillendirmeye çalıştım.

Kontrol listesini, İş Güvenliği uzmanlarının sahada sistematik kontrol sağlamasını, eksikliklerin dokümante edilmesini ve iyileştirme planlarının sahaya yansıtılmasını kolaylaştıracak şekilde teknik ve uygulanabilir formatta sunmaya çalıştım. Sizlerden gelecek katkı ve görüşleri de bu listeye ekleyerek kullanaıcılariçinn önemli bir başvuru kaynağı olmasını hedefliyorum.

📋 📋 📋
Dış Saha Konteynerleri İSG Denetim Kontrol Listesi
Kontrol BaşlığıKontrol Maddesi✅ Evet❌ Hayır📝 Açıklama
Yapısal StabiliteKonteyner düzgün zemin üzerine yerleştirilmiş mi?
Yapısal StabiliteRüzgar, eğim, kar yükü gibi dış koşullara karşı sabitleme (ankraj, kelepçe) yapılmış mı?
Yapısal StabiliteÇok katlı konteynerler çelik karkasla desteklenmiş mi?
Elektriksel GüvenlikElektrik tesisatı IP koruma sınıfına uygun mu (≥IP44 dış ortam için)?
Elektriksel GüvenlikTüm priz, lamba, klima vb. ekipmanlar sabit ve sağlam bağlantılı mı?
Elektriksel GüvenlikTopraklama ve kaçak akım rölesi (RCD) aktif mi?
Elektriksel GüvenlikUzatma kabloları sabitlenmiş ve hasardan korunmuş mu?
Yangın GüvenliğiYangın tüpü mevcut mu (min. 6 kg, ABC tipi)?
Yangın GüvenliğiYangın tüpü son kontrol tarihi güncel mi (<1 yıl)?
Yangın GüvenliğiKonteynerde alev kaynağı (ısıtıcı, soba vs.) varsa kullanım talimatı var mı?
Yangın GüvenliğiAcil çıkış kapısı var mı ve dışa açılır durumda mı?
Havalandırma & Ortam KoşullarıDoğal veya mekanik havalandırma sağlanıyor mu?
Havalandırma & Ortam KoşullarıKlima filtreleri temizlenmiş mi (aylık)?
Havalandırma & Ortam KoşullarıHava kalitesi izleniyor mu (örn. CO₂ sensörü varsa <1000 ppm)?
Havalandırma & Ortam KoşullarıNem, küf, koku problemi gözlemleniyor mu?
Hijyen & ZonlamaMavi – beyaz yaka ayrımı fiziksel olarak yapılmış mı (bölme, ayrı konteyner)?
Hijyen & ZonlamaTemiz – kirli koridor ve hijyen noktaları mevcut mu (galoş, dezenfektan vb.)?
Hijyen & ZonlamaTuvalet / duş / soyunma gibi alanlar yeterli sayıda ve hijyenik mi?
Kimyasal / Biyolojik RisklerKimyasal/tehlikeli madde bulunan konteyner işaretlenmiş mi (uyarı levhası)?
Kimyasal / Biyolojik RisklerHavalandırma, dökülme haznesi ve göz yıkama istasyonu mevcut mu?
Kimyasal / Biyolojik RisklerMSDS dökümanları konteyner içinde mevcut ve erişilebilir mi?
Acil Durum ve TahliyeKonteyner içinde tahliye planı ve yönlendirme levhaları asılmış mı?
Acil Durum ve TahliyeAcil durumda içerde bulunan kişi sayısı takibi yapılıyor mu (yoklama, turnike)?
Acil Durum ve TahliyeKonteyner kapıları önünde malzeme istiflenmemiş mi (kaçış engeli yok)?
Acil Durum ve TahliyeGece çalışmalarında dış ortam aydınlatması yeterli mi (projektör, acil aydınlatma)?
📝 📝 📝
Kullanım Talimatı
  • Denetim sırasında her madde tek tek kontrol edilir.
  • “Evet” kutucuğu işaretlenir ve uygunsa geçilir.
  • “Hayır” varsa mutlaka açıklama bölümüne detay yazılır.
  • “Kritik” risk barındıran eksiklikler kırmızı renk ile ayrıca işaretlenir ve acil aksiyon planına alınır.
  • Denetim en az ayda 1 kez, hava koşulları değiştikçe ve konteyner sayısı arttıkça daha sık yapılmalıdır.
🧭 🧭 🧭
Geçici Yapılar, Kalıcı Önlemler Gerektirir

Konteyner yapılar geçicidir, ancak içlerinde çalışan insanların sağlığı ve güvenliği kalıcı sorumluluklar doğurur. Bu yapılarda ihmal edilen her risk unsuru; sadece bir iş kazası değil, aynı zamanda kurumsal hafızada geri döndürülemez bir iz bırakabilir.

İSG uygulamalarının konteyner yapılarına özel olarak ele alınması, risk yönetimi perspektifinden bakıldığında taşınabilirlikten kaynaklı sistemsizlik riskini ortadan kaldırır. Enerji altyapısının korunması, yangın güvenliğinin sağlanması, iç ortam kalitesinin sürdürülebilirliği ve davranışsal etkileşimlerin kontrol altına alınması; bu yapıların sadece geçici çözüm değil, güvenli yaşam ve çalışma alanları olarak değerlendirilmesini sağlar.

Bu denetim listesin ile; yalnızca eksikleri tespit etmeyi değil, aynı zamanda güvenlik kültürünü sahaya yaymayı ve iyileştirme adımlarını sistematikleştirmeyi amaçladım. Her kontrol maddesi, bir kazayı önleyebilecek, bir hayatı koruyabilecek potansiyele sahiptir.

Unutulmamalıdır ki:

İnşa edilen her konteyner, kontrol edilmeden emniyetli sayılmaz.
Kontrol edilmeyen her konteyner, aslında denetlenmeyen bir risktir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Standartları Merak Edenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ TS EN 1991-1-4/D2 Yapılar üzerindeki etkiler – Bölüm 1-4: Genel etkiler – rüzgâr etkileri (eurocode 1) https://intweb.tse.org.tr/Standard/Standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073098100120113104103119068085105106https://intweb.tse.org.tr/Standard/Standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073098100120113104103119068085105106

⭐️⭐️ TS EN 1991-1-3 2025 Eurocode 1: Yapılara olan etkiler – Bölüm 1-3: Kar yükleri https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073088108082085071084112102100089048

⭐️⭐️ TS EN 1090-1+A1 Çelik ve alüminyum yapı uygulamaları – Bölüm 1: Taşıyıcı elemanların uygunluk değerlendirme gerekleri https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073081051114066068116078076051050077

⭐️⭐️ IEC 61439-4 Alçak gerilim anahtarlama düzeni ve kontrol düzeni panoları – Bölüm 4: Şantiyelerde kullanılan panolarla (ACS) ilgili özel kurallar (IEC 61439-4:2012)https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073084110111054056070049051069049072https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073084110111054056070049051069049072

⭐️⭐️ TS EN IEC 60079-17 2024 Patlayıcı ortamlar – Bölüm 17: Elektrik tesisatlarının muayenesi ve bakım https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073087053078107083106071097066070084

⭐️⭐️ EN 13501-1 2019 Yapı mamulleri ve yapı elemanları, yangın sınıflandırması bölüm 1: Yangın karşısındaki davranış deneylerinden elde edilen veriler kullanılarak sınıflandırma https://intweb.tse.org.tr/standard/standard/Standard.aspx?081118051115108051104119110104055047105102120088111043113104073100083051120056076052114116106066

⭐️⭐️ ISO 23601 – 2020 https://www.iso.org/standard/80678.html

⭐️⭐️ ASR A3.6 (Germany – Indoor Climate in Workplaces) standardı https://shop.standards.ie/en-ie/standards/asr-a3-6-2012-139114_saig_asr_asr_298677/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Gölgemizi Tanıdıkça Işığımız Büyür

Kendini Tanımanın Derinliği, Gölgenin Gücü ve Işığın Dönüştürücü Potansiyeli

İnsan kendini tanıdıkça büyür. Lakin bu büyüme yalnızca güçlü yanlarını keşfetmekle değil; bastırılmış, inkâr edilmiş ya da karanlıkta bırakılmış yönleriyle yüzleşmekle mümkündür. Jung’un “gölge” arketipi, insanın bu içsel karanlık tarafını tanımlamak için kullandığı en çarpıcı metaforlardan biridir. Gölge, yalnızca toplumun kabul etmediği dürtülerden ibaret değildir; aynı zamanda kişinin bastırdığı yaratıcılığı, cesareti, tutkusu ve canlılığını da içinde barındırır. Kısacası gölge, görmezden gelinen bir yük olduğu kadar, henüz fark edilmemiş bir hazine de olabilir.

Gölgeyi tanımadan aydınlanma mümkün değildir. Jung’un söylediği gibi: “Aydınlanma, ışıklı imgeler hayal etmekle değil, karanlığı bilinçli hale getirmekle olur.” İşte bu yüzden, gölgeyle yüzleşmek hem kişisel gelişimin hem de psikoterapinin en temel yapı taşlarından biridir.

İşte tam da burada propriyoseptif egzersizler devreye girer. Bu egzersizler, kişinin bedeninin hareketlerini ve konumunu fark etmesini sağlayarak gölgenin bedendeki izlerini açığa çıkarır. Böylece gölgeyle yalnızca zihinsel değil, bedensel düzeyde de temas kurmak mümkün olur.

Bireyin gölgesi çocuklukta, aile normları, toplumsal kurallar ve kişisel deneyimler aracılığıyla şekillenir. Ağlayan bir çocuğa “güçlü ol” denildiğinde üzüntü gömülür. Neşesi fazla görülen bir çocuğa “abartma” denildiğinde coşku saklanır. Yine çocuğun öfkesini ifade etmesine izin verilmezse, öfke gölgeye itilir. Yaratıcılığı küçümsenirse, hayal gücü gölgede kalır. Hırsı ayıplanırsa, başarı arzusu karanlığa gömülür. Ancak bu bastırılan yönler kaybolmaz; bilinç dışında birikir ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde beklenmedik anlarda yüzeye çıkar. Bir iş toplantısında aniden öfke patlaması yaşamak, ilişkide aşırı kıskançlık göstermek ya da bir başkasının başarısını küçümsemek—bunların tümü gölgenin davranışlarımızı dolaylı biçimde yönettiğinin işaretleridir.

Psikoterapide görülen birçok beden sinyali aslında gölgenin ipuçlarıdır:

  • Çene sıkmak, dile getirilmeyen öfkeyi işaret eder.
  • Omuz ve sırt ağrıları, taşınan sorumlulukları ya da bastırılmış yükleri anlatır.
  • Yüzeysel nefes, duygularla temastan kaçınmayı gösterir.
  • Denge bozukluğu, içsel kararsızlığın bedendeki izdüşümüdür.

İşte bu noktada propriyoseptif farkındalık, gölgenin bedensel izlerini görünür kılar. Bu denge egzersizinde gözler kapandığında, kişi yalnızca ayakta durmaya çalışmaz; aynı zamanda içsel güvensizlikleriyle de yüzleşir. Bir uzanma hareketinde yalnızca kaslar açılmaz; aynı zamanda “ulaşmaktan korkulan arzular” bedensel düzeyde hissedilir.

Psikoterapide gölgeyle yüzleşmeyi güvenli bir alanda mümkün kılıp, bireyin savunma mekanizmalarının ardında sakladığı duygulara ayna tutarken, propriyoseptif egzersizler, bireye “şimdi ve burada” kalma imkânı verir.

Propriyoseptif Egzersizlerde:

Gözler kapalı yürüme çalışmaları, bilinmeyene güvenmeyi ve gölgeyle adım adım ilerlemeyi sembolize eder.

Nefes ve postür çalışmaları, kişinin gölgeden gelen ani tepkilerini yumuşatır.

Yavaş denge egzersizleri, tetikleyici anlarda bedeni sakinleştirerek bilinçli tepki vermeyi kolaylaştırır.

Mesela iş yerinde sürekli kontrolcü davranan bir kişi, terapide aslında kontrolü kaybetmekten duyduğu derin korkusunu fark eder. Yine, ilişkilerinde kıskançlık krizleri yaşayan bir başka kişi, bu duygunun ardında yatan değersizlik inancıyla yüzleşir.

Terapide gölgeyle kurulan bu temas, yalnızca bireyin kendisini daha iyi tanımasını değil, aynı zamanda iş yaşamında ve ilişkilerinde daha olgun, daha otantik bir duruş sergilemesini sağlar.

Mitoloji ve edebiyat da gölgenin bu kaçınılmaz yüzleşmesini dramatik biçimlerde anlatır. Perseus’un Medusa’yla yüzleşmesi, Dr. Jekyll’in Mr. Hyde’a dönüşmesi ya da Frodo’nun Gollum’la karşılaşması hep aynı gerçeği dile getirir: insan kendi gölgesini tanımadan bütüne ulaşamaz. Bu anlatıların iş yaşamı ve ilişkiler bağlamında da karşılıkları vardır. Bir yönetici, ekip arkadaşının eleştirilerini sürekli reddediyorsa, aslında kendi yetersizlik korkusuyla yüzleşmekten kaçıyordur. Bir eş, partnerinin özgür ruhundan rahatsızlık duyuyorsa, bu çoğu zaman kendi bastırılmış özgürlük arzusunun yansımasıdır. Dolayısıyla gölge yalnızca bireysel bir mesele değil, kolektif ilişkilerin görünmeyen aktörüdür.

İş yaşamında gölge özellikle güç ilişkilerinde belirginleşir. Bir çalışan sürekli başkalarının hatalarını vurguluyorsa, bu onun kendi hatalarını kabul edemediğinin işaretidir. Bir yönetici, astlarının başarılarını küçümsüyorsa, aslında kendi değersizlik duygusuyla mücadele ediyordur. Psikoterapi sürecinde bu farkındalık geliştirildiğinde, iş dünyasında daha adil, daha empatik ve daha işbirlikçi ilişkiler kurulabilir. Aynı şekilde, yakın ilişkilerde gölgeyle yüzleşmek, tarafların birbirini suçlamak yerine kendi bastırılmış yönlerini görmesini sağlar. “Partnerim çok bencil” diyen bir kişi, belki de kendi ihtiyaçlarını ifade etmeyi öğrenmemiştir; bencillik diye gördüğü şey, kendi içsel yoksunluğunun bir yansımasıdır.

Psikoterapide bu farkındalık kazandırıldığında birey, iş ilişkilerinde daha gerçekçi olur.

Buna beden de eşlik eder:

  • Propriyoseptif egzersizlerle yapılan grup çalışmaları, ekip üyelerinin güven duygusunu artırır.
  • Eşli denge çalışmaları, liderlerin kontrolü bırakma pratiği yapmalarını sağlar.
  • Beden farkındalığıyla stres regülasyonu, gölge kaynaklı öfke patlamalarını azaltır.

Sonuç olarak, iş yaşamında gölgeyi tanıyan birey daha adil bir lider, daha işbirlikçi bir çalışan olur. Beden üzerinden yapılan çalışmalar da bu dönüşümü somutlaştırır.

Gölgeyle çalışmanın yollarından biri, günlük yaşamda tetikleyicilere dikkat etmektir. İnsan en çok kimden rahatsız oluyorsa, gölgesini en çok onda görür. Bu rahatsızlık, gölgenin varlığını haber verir. Bir başka yöntem ise gölge günlüğüdür: her gün bireyin kendisini utandıran, öfkelendiren ya da reddetmek istediği bir duyguyu yazması, onun bilinçle temas etmesini sağlar. Bedensel farkındalık çalışmaları da gölgeyle yüzleşmeyi destekler.

Propriyoseptif egzersizler—örneğin gözler kapalı yapılan basit denge hareketleri—kişinin bedeninde taşıdığı bastırılmış duyguları açığa çıkarabilir.

Propriyoseptif egzersizler burada ilişkilere destek sunar:

  • Eşli nefes uyumlama çalışmaları, gölge kaynaklı mesafeyi azaltır.
  • Temas ve mesafe egzersizleri, çiftlerin kendi sınırlarını ve bastırılmış ihtiyaçlarını fark etmesine yardım eder.
  • Duruş farkındalığı, “geride duran” ya da “fazla öne çıkan” rollerin bilinçlenmesini sağlar.

Zihin neyi unutmaya çalışırsa çalışsın, beden onu hafızasında taşır. Bu nedenle gölgeyle yüzleşmek yalnızca zihinsel değil, aynı zamanda bedensel bir deneyimdir.

Gölgeyi tanımak cesaret ister. Çünkü karşımıza yalnızca öfkemiz, kıskançlığımız ya da korkularımız çıkmaz; aynı zamanda uzun yıllar bastırdığımız yaratıcılığımız, tutkularımız ve potansiyelimiz de belirir. Bu yüzden gölgeyle yüzleşmek, aynı anda hem korkutucu hem de özgürleştirici bir yolculuktur.

Gölgeyle yüzleşmek soyut bir fikir olmaktan çıkarılıp günlük yaşama entegre edilebilir:

Gölge Günlüğü: Gün içinde en çok rahatsız olduğun anı yaz. Ardından kısa bir beden taraması yap: O sırada bedeninde nerede kasılma vardı? Göğsünde mi, boğazında mı, midende mi?

Yansıtma Farkındalığı: Seni en çok tetikleyen kişiyi düşün. Onun hangi davranışı sende yankı uyandırıyor? Bu sırada bedeninde ne oluyor? Ellerin terliyor mu, omuzların geriliyor mu?

Propriyoseptif Gölge Çalışması: Gözlerin kapalı şekilde 2 dakika tek ayak üzerinde durmayı dene. Düşme korkusu, dengesizlik ve içsel huzursuzluk… İşte bunlar gölgenin bedensel temsilleri. Bu sırada aklına hangi düşünceler geliyor?

Eşli Denge Egzersizleri: Bir partnerle sırt sırta verip birbirinizi dengeleyin. Kontrolü kaybetme korkusu, başkasına yaslanabilme yetisi, bağımlılık ve özerklik gölge temaları burada açığa çıkar.

İş yaşamında gölgesini tanıyan bir yönetici, daha adil ve yapıcı bir lider olabilir. İlişkilerinde gölgesini gören bir birey, partnerine daha açık ve şefkatli yaklaşabilir. Ve en önemlisi, gölgesiyle barışan bir insan, kendine daha dürüst, daha bütün ve daha gerçekçi hale gelir.

Gölgemizi tanıdıkça ışığımız gerçekten büyür. Çünkü artık ışığımızı karanlığı bastırmak için değil, onunla birlikte var olmak için kullanırız. Gölgeyle barışmak, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün de kapısını aralar. İş yerinde, evde, dostluklarda… her yerde daha açık, daha empatik, daha anlayışlı ilişkiler kurmamızı sağlar.

Sonuçta, gölge kaçılacak bir düşman değil; içimizde saklanan bir rehberdir. Onu tanıdıkça, yalnızca kim olduğumuzu değil, kim olabileceğimizi de keşfederiz.

Dr. Mustafa KEBAT
⭐️⭐️⭐️⭐️

Eğitim Almak İçin Bizi Arayın

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü Dr Mustafa KEBAT yönetiminde deneyimli ekibimizle, firmanız yöneticilerine Gölge İle Barışma – Propriyoseptif Egzersizler Eğitimini Türkiyenin her yerinde planlayalım.

Eğitim Başvurusu

Dr Mustafa KEBAT – 0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

  • Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR
  • +90 232 265 20 65
  • [email protected]
⭐️⭐️⭐️⭐️

BİLGİ NOTU: Carl Gustav Jung, gölge arketipini Almanca yazdığı eserlerinde genellikle “der Schatten” kelimesiyle ifade etmiştir. Bu kelime doğrudan “gölge” anlamına gelir ve Jung’un analitik psikolojisinde bireyin bilinçdışı yönlerini, bastırılmış dürtülerini ve kabul görmeyen kişilik parçalarını temsil eder.

Jung’un özellikle Aion: Researches into the Phenomenology of the Self adlı eserinde “Schatten” terimi sıkça geçer. Burada gölge, benliğin (das Ich) karşıtı olarak konumlandırılır ve bireyleşme sürecinde (Individuation) yüzleşilmesi gereken temel bir arketip olarak ele alınır.

Kısaca:

  • Almanca: der Schatten
  • İngilizce: the Shadow
  • Türkçe: gölge

Bu terim, Jung’un kolektif bilinçdışı kuramı içinde yer alan en güçlü arketiplerden biridir ve hem kişisel hem kültürel düzeyde dönüşümün kapısını aralar.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Önümüzdeki yedi hafta pazar günleri; Jung’un gölge arketipiyle yüzleşme ve beden farkındalığını artıran propriyoseptif (yani zihin–beden bütünlüğünüz üzerinden gölgenizle çalışmanızı sağlayacak) egzersizleri yazılarımı okuyabilirsiniz.

Gölgemizi Tanıdıkça Işığımız Büyür yazı dizisinin devamında yer alan Propriyoseptif Egzersiz Programı – Gölgeyle Çalışmanın konu başlıkları ve yayın tarihlerini aşağıda okuyabilirsiniz.

7 Haftalık Propriyoseptif Egzersiz Programı – Gölgeyle Çalışma

Amaç: Bireyin hem zihinsel hem de bedensel farkındalığını artırarak gölge arketipiyle yüzleşmesini, iş yaşamı ve ilişkilerde gölgenin etkilerini dönüştürmesini sağlamak.

🗓 07 Eylül 2025 – Gölgemizi Tanıdıkça Işığımız Büyür
🗓 14 Eylül 2025 – “Bedenin Gölgesiyle Tanışma”
  • Jung’un gölge kavramı: Psikoterapik açıklama.
  • Propriyosepsiyon nedir? Bedende saklanan bilinçdışı ipuçları.
  • Egzersiz: Gözler kapalı ayakta durma – dengeyi kaybetmeden kendini gözlemleme.
  • Psikolojik eşlik: “Hangi korkularım dengeyi kaybettiriyor?” günlük çalışması.
🗓 21 Eylül 2025 – “Tetikleyici Anlar”
  • İş ve ilişkilerde gölgenin nasıl tetiklendiği.
  • Egzersiz: Yavaş yürüyüş (mindful walking) – her adımı sayarak yürümek.
  • Farkındalık sorusu: “Her adımda hangi duygu tetikleniyor?”
  • Günlük: Gün içinde öfkelendiğin 3 anı yaz, beden duyumlarıyla eşleştir.
🗓 28 Eylül 2025 – “Bedenin Aynası”
  • Gölgede bastırılan duyguların kaslarda ve postürde yansıması.
  • Egzersiz: Duvarda denge testi – sırtı duvara yaslayıp ayakları kapatarak 2 dk kalmak.
  • Derinleştirme: “Hangi kaslarım daha fazla direnç gösteriyor?”
  • Günlük: Çocuklukta bu gerginliği hangi durumda yaşamıştım?
🗓 5 Ekim 2025 – “İş Yaşamında Gölgeyle Dans”
  • Patron, ekip, iş arkadaşlarıyla ilişkilerde gölge projeksiyonları.
  • Egzersiz: Eller kapalı nesne tanıma – duyuları zorlamak, belirsizlikle yüzleşmek.
  • Psikolojik bağlantı: Kontrol ihtiyacı ve gölge.
  • Günlük: İş hayatında en çok zorlandığım kişi bana ne öğretiyor?
🗓 12. Ekim 2025 – “İlişkilerde Gölge”
  • Romantik ve aile ilişkilerinde gölge.
  • Egzersiz: Partner/prova eş ile gözler kapalı yürüyüş – güven testi.
  • Psikolojik bağlantı: Güven–kontrol–teslimiyet ilişkisi.
  • Günlük: “Yakın ilişkide en çok sakladığım gölge özelliğim nedir?”
🗓 19 Ekim 2025 – “Gölgede Cesaret”
  • Bastırılan korkularla yüzleşme.
  • Egzersiz: Kapalı gözle engel parkuru (odada küçük objeler) – riskle temas.
  • Psikolojik bağlantı: Belirsizliğe tahammül.
  • Günlük: Hangi riskten kaçıyorum, aslında bana neyi öğretiyor?
🗓 26 Ekim 2025 – “Gölgeyle Bütünleşme
  • Jung’un gölgenin entegrasyonu fikri.
  • Egzersiz: Tüm haftanın propriyoseptif egzersizlerinden kişisel bir akış oluşturmak.
  • Psikolojik bağlantı: Zihin–beden–gölge uyumu.
  • Günlük: “Artık gölgem bana nasıl güç veriyor?”

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Sıfır İnsan Hatası Hedefinin Çalışanlar Üzerindeki Psikolojik Etkileri

Modern iş dünyasında verimliliği artırma ve hata oranlarını azaltma amacıyla benimsenen “sıfır insan hatası” hedefi, başlangıçta oldukça cazip ve mantıklı görünmektedir. Ancak bu hedefin insan psikolojisi üzerindeki etkileri çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Çalışanların, hata yapma ihtimali tamamen yok sayılarak yönetildiği sistemlerde; baskı, stres ve kaygı kronikleşebilir, üretkenlik yerini duygusal tükenmişliğe bırakabilir.

Bu yazıda, “sıfır hata” anlayışının çalışanlar üzerindeki psikolojik baskılarını detaylı bir şekilde inceleyerek, her başlık altında gerçek hayatla örtüşen örneklerle durumu görünür kılmayı amaçlıyorum.

Amaç; hatasızlık değil, sağlıklı ve sürdürülebilir çalışma ortamlarının nasıl inşa edileceğini birlikte düşünmek olmalıdır.

“Sıfır insan hatası” hedefinin çalışanlar üzerindeki potansiyel psikolojik etkileri şunlardır:

Artan Stres ve Kaygı

Mükemmeliyetçi bir yaklaşım, çalışanlar üzerinde sürekli hata yapma korkusu yaratarak stres ve kaygı düzeylerini yükseltebilir. Gerçekçi olmayan beklentiler ve yoğun iş temposu stresi artırabilir.

Örnek: Bir kalite kontrol teknisyeni, bir ürünün paketlemesinde ufak bir sapma tespit ettiğinde amirinden aldığı sert uyarı sonrası, her vardiya öncesi mide bulantısı yaşamaya başlamış ve iş öncesi ilaç kullanmak zorunda kalmıştır.

Tükenmişlik Sendromu

Sürekli baskı altında çalışmak, enerji tükenmesine, motivasyon kaybına ve işe yabancılaşmaya yol açabilir.

Örnek:Bir banka çağrı merkezi çalışanı, ay boyunca tek bir işlem hatası yapmamak adına tüm öğle tatillerinde dahi masa başında kalmış, sonunda hem sesi kısılmış hem de işten ayrılma isteği duymaya başlamıştır.

Performans Kaygısı

Çalışanlar, hata yapmaktan kaçınmak için aşırı çaba gösterebilirler, bu da verimliliklerini düşürebilir ve iş kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Örnek: Bir mühendis, “yanlış hesaplama yaparsam iş güvenliği riske girer” kaygısıyla basit bir çizimi dahi birkaç kez kontrol etmek zorunda kaldı, bu da proje teslim süresini aşmasına neden oldu.

Duygusal Tükenme

Yüksek beklentiler ve sürekli tetikte olma hali, duygusal kaynakların tükenmesine ve çalışanların kendilerini yorgun, bitkin hissetmelerine neden olabilir.

Örnek: Bir hemşire, hastaya ilaç dozu verirken hata yapmaktan öylesine korkuyordu ki, vardiya sonlarında sıklıkla ağlamaya başlamış ve kendi duygularını yönetemediğini fark ederek psikolojik destek almak zorunda kalmıştır.

İş-Aile Çatışması

İş hayatındaki stres ve baskı, aile yaşamına yansıyarak iş-aile çatışmasına yol açabilir. Bu durum, hem iş hem de özel yaşamda memnuniyetsizliğe neden olabilir.

Örnek: Bir üretim sorumlusu, vardiya sonrası eşinin anlattıklarına odaklanamayacak kadar zihinsel yorgunluk yaşıyor ve çocuklarının okul etkinliklerine katılamadığı için evde huzursuzluk oluşuyordu.

Azalan Motivasyon ve Yaratıcılık 

Sürekli hata yapma korkusu, çalışanların yeni fikirler üretme ve risk alma konusunda çekingen davranmalarına neden olabilir.

Örnek: Bir tasarımcı, yeni bir ürün fikrini sunmak üzereyken “ya eleştirilirsem?” endişesiyle kendini geri çekti. Proje sonunda benzer bir fikrin dışarıdan bir danışmanla hayata geçirilmesi onu daha da demotive etti.

Sağlık Sorunları

Kronik stres, bağışıklık sistemini zayıflatarak baş ağrısı, mide problemleri, kas ağrıları ve hipertansiyon gibi fiziksel sağlık sorunlarını tetikleyebilir.

Örnek: Bir depo çalışanı, hata yapmamak adına fiziksel gücünün üstünde performans sergilediği için bel fıtığı geçirdi ve üç ay rapor almak zorunda kaldı. Doktoru, stresin kas gerginliğini artırdığını özellikle vurguladı.

Özgüven Eksikliği

Sürekli hata yapma korkusu ve yetersizlik hissi, çalışanların özgüvenini zedeleyebilir ve kendilerini değersiz hissetmelerine neden olabilir.

Örnek: Yeni işe başlayan bir yazılımcı, kodlama sırasında bir satırlık küçük bir hata yaptığı için ekip liderinden uyarı aldı. Bu olaydan sonra hiçbir toplantıda fikir sunmamaya başladı ve zamanla “Ben bu işi yapamıyorum” demeye başladı.

İletişim Problemleri

Hata yapmaktan çekinen çalışanlar, sorunları gizlemeye veya başkalarını suçlamaya yönelebilirler, bu da iş yerinde iletişimin bozulmasına ve güvensizlik ortamının oluşmasına neden olabilir.

Örnek: Bir bakım teknisyeni, yaptığı küçük bir uygulama hatasını bildirmek yerine sessiz kaldı. Günler sonra bu hata daha büyük bir arızaya neden oldu ve herkes birbirini suçlamaya başladı.

Çalışma Ortamında Güvensizlik

Belirsizlik veya rol çatışması ve yetersiz iletişim gibi durumlar, çalışanların kendilerini değersiz hissetmesine neden olabilir.

Örnek:

Bir çağrı merkezi çalışanı, her ay değişen performans kriterleri nedeniyle neye göre değerlendirildiğini anlayamıyor ve “Her şey patronun keyfine bağlı” diyerek kendisini kurumdan kopuk hissetmeye başlıyordu.

Unutulmamalıdır ki, insanın olduğu her sistemde hata potansiyeli doğal bir gerçektir. Ancak bu hatalar doğru yönetildiğinde öğrenme fırsatlarına dönüşebilir. “Sıfır insan hatası” gibi mutlak hedefler, çalışanların gelişimini desteklemek yerine psikolojik bir baskıya dönüşürse, sistemlerin kendisi zarar görmeye başlar.

Bu nedenle kurumların, hataları bastırmak yerine anlamaya, cezalandırmak yerine geliştirmeye yönelmesi elzemdir. Sağlıklı bir iş ortamı, sadece başarıların değil, öğrenilen hataların da paylaşılabildiği ortamlarda mümkündür. Gerçek başarı, sıfır hataya ulaşmakta değil, hata yapıldığında bile insana değer veren sistemler kurabilmektedir.

Bu etkileri azaltmak için, işverenlerin gerçekçi hedefler belirlemesi, çalışanlara destekleyici bir ortam sunması, hatalardan öğrenmeyi teşvik etmesi ve psikososyal riskleri yönetmeye yönelik önlemler alması önemlidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ İnsan hatası https://oshwiki.osha.europa.eu/tr/themes/human-error

⭐️⭐️ İnsan hatası https://www.sciencedirect.com/topics/social-sciences/human-error

⭐️⭐️ Sağlık hizmetlerinde insan hataları ve önlenmesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8562433/

⭐️⭐️ İnsan Hatası ve Hasta Güvenliği https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK585626/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi Riskleri Birlikte Değerlendirmeli

Risk değerlendirmesi; iş güvenliği ve işyeri sağlığı uygulamalarının temel taşıdır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin işveren tarafından düzenlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu süreçte; İş Güvenliği Uzmanı (İGU) ve İşyeri Hekimi (İH) birlikte yer alarak, risk değerlendirmesinin hem güvenlik hem de sağlık boyutlarını kapsamlı şekilde ele alır. İkili arasındaki uyum, çalışanların korunmasında kritik öneme sahiptir.

1. Yasal Düzenlemelerin Dayanakları
  • 6331 Sayılı Kanun, Ek-3/D Madde: “İSG profesyonellerinin görevleri ve birlikte çalışması”
  • Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği: İş Güvenliği Uzmanı (İGU) ve İşyeri Hekimi (İH)’nin işbirliği yapmasını zorunlu kılıyor.
  • İşyeri Hekimliği ve Diğer Sağlık Personeli Hizmetleri Yönetmeliği: “Çalışan sağlığına yönelik tıbbi gözetim ve değerlendirme” vurgusu.
  • İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği: Hizmetlerin, ILO’nun 161 sayılı sözleşmesi doğrultusunda yapılandırılması öngörülüyor.

Bu mevzuatlar, sistemin tek başına uzmanlıkla değil, çok disiplinli yaklaşımla yürümesini emrediyor.

2. İki Disiplin, Tek Hedef: Entegre Risk Yönetimi
2.1. Farklı Ustalar, Tek Veri Havuzu
  • İş Güvenliği Uzmanı (İGU): Fiziksel (gürültü, mekanik), kimyasal, ergonomik risklerin tanımlanması hususlarında daha eğitimliyken,
  • İşyeri Hekimi (İH): Sağlık gözetimi, biyolojik etkenler, kişisel sağlık durumu gibi parametrelerde daha eğitimlidir.

Birlikte çalıştıklarında, hem ortam hem çalışan bazlı riskler senkronize analiz edilir.

2.2. Örnek: Solvent Kullanımı Olan Bir Atölye
  • İş Güvenliği Uzmanı (İGU) : Solvent buharı, aydınlatma, havalandırma düzeylerini değerlendirir.
  • İşyeri Hekimi (İH) : Çalışanlarda bulanık görüş, baş ağrısı gibi erken semptomları izler.
  • Ek koordinasyon: Solvent maruziyeti değerlendirilirken, İş Güvenliği Uzmanı (İGU) ortam ölçümleri yaparken, İşyeri Hekimi (İH) belirti takibi için periyodik muayene planlar.

Bu iki aşamalı model, sadece tehlikeyi değil, etkilerini de düzenli izler.

3. Sahadan Somut Örnekler
3.1. Gürültü ve Tansiyon
  • İş Güvenliği Uzmanı (İGU), makinadan kaynaklanan sürekli gürültüyü 85 dB üstünde tespit ederse;
  • İşyeri Hekimi (İH), işitmenin durumu ve süreciyle birlikte, kardiyovasküler risk takibi yapar, kan basıncı ölçümleriyle veri sağlar.
  • Birlikte: Gürültü izolasyonu ya da kulak koruyucu ekipman önerilerinin sağlık takibiyle desteklenmesi.

3.2. Kırıcı-Delici Tozlar ve Akciğer Sağlığı
  • İş Güvenliği Uzmanı (İGU): Toz konsantrasyonlarını analiz eder.
  • İşyeri Hekimi (İH) : Solunum fonksiyon testleri ile çalışanlara yönelik potansiyel etkileri tarar.
  • Sonuç: Toz seviyesi yüksek ilaç makineleri için filtre sistemleri ve işyeri hekimi takibiyle koordineli karar haline gelir.

Bu işbirliği olmadan ya ortam iyileştirilir ama sağlık yetersiz izlenir ya da çalışan sağlığı izlenir ama ortam rehavetle bırakılır.

4. Planlama, Eğitim ve İyileştirme Süreçlerinde İşbirliği
4.1. Ortak Eğitim Planı
  • İş Güvenliği Uzmanı (İGU): Fiziksel tehlikelere yönelik teknik eğitim tasarlar (kaps, baret, kesik koruma).
  • İşyeri Hekimi (İH): Kimyasal maruziyet, göz hijyeni, solunum maskesi vb. sağlık esaslı eğitimler verir.
    Bu ikili eğitimle çalışanlar hem teknik hem sağlık bazlı bilgiyle donanır.

4.2. Tatbikat ve Acil Durum Hazırlığı
  • İş Güvenliği Uzmanı (İGU): Yangın tahliye, acil duruş prosedürleri.
  • İşyeri Hekimi (İH) : Kalp hastasına tahliye senaryolarında özel önlemler, ilk yardım dâhilinde kriz yönetimi.
    Bu şemsiye senaryolar, iş kazalarına değil sağlık krizlerine de duyarlı hale gelir.

5. Belirli Saha Uygulamaları
Saha/KonuİGU RolüİH RolüBirlikte Eylem
Kimyasal risk bölgesiTehlike işaretleme, yoğunluk ölçümleriSolunum testi, kimyasal duyarlılık kontrolüSolvent kullanımına göre işyeri koruma planı
Milanman makineleriVibrasyon ölçüm ve analizKas-iskelet sistem taramalarıVibrasyondan kaynaklanan risklerin en aza giderilmesi
Ağır yük taşımacılığıYük kaynaklı ergonomik risk analiziKas-iskelet sistemi işlev testiKaldırma teknikleri ve görev değişimi düzenlemesi
Ofis tipi ortamlarAydınlatma, ısı, ergonomi analiziMonotonluk ve göz yorgunluğu testleriYeni düzenli molalar, ergonomik kurulum önerileri

6. Mevzuata Etkisi ve Yükümlülükler
  • Risk değerlendirme belgesi tehlike sınıfına göre (2-4-6 yılda) veya değişiklikte güncellenmelidir (İSGH Yönetmeliği).
  • Bu belgede İş Güvenliği Uzmanı (İGU) ve İşyeri Hekimi (İH)’nin imzası, tarih ve görev tanımları yer almalı.
  • Vardiyalı çalışma, fazla mesai, kimyasal maruziyet gibi konular İşyeri Hekimi (İH) tarafından periyodik kontrole, İş Güvenliği Uzmanı (İGU) tarafından ortam ve ekipmanlara yönelik revizyona tabi tutulmalıdır.
  • Çalışan sağlık karnesi, risk bildirimi, acil durum planı belgelerinde hem iki İşyeri Hekimi (İH) hem de İş Güvenliği Uzmanı (İGU) ortak sorumluluğu vardır.

7. Entegrasyonsuzluğun Maliyeti
  • Sadece İş Güvenliği Uzmanı (İGU) varsa: Ortam standartlara uygun olsa bile sağlık etkileri göz ardı olabilir.
  • Sadece İşyeri Hekimi (İH) varsa: Ortam iyileştirilebilir ama profesyonel risk yönetimi eksik kalabilir.
    Neticede: Kanama durmayan bir kazada ilk yardım yapılmış olur, ama kuruma başka bir kaza için sistem kurulmamış olur.

Bu ayrışma halinde, işveren yasal risk, çalışan fiziksel/sağlık riski, kurum itibar ve sürdürülebilirlik riski yaşar.

8. Güvenlik Kültürü – İkili Yaklaşım

Bir işletmenin “Risk Alma ve Bilinçli Önlem Alma Kapasitesi”, İş Güvenliği Uzmanı (İGU) ve İşyeri Hekimi (İH)’nin birlikte kurduğu bilgi tabanına bağlıdır. Sahada nötr ortamlar yerini karar odaklı, veri üreten, planlı hareket eden bir sisteme bırakır.

  • İş Güvenliği Uzmanı (İGU): Ölçüm – Tedbir – Revizyon
  • İşyeri Hekimi (İH) : Semptom – Tarama – Sağlık
    Bu iki döngü, **“sürekli iyileştirme kültürü”**nü işletmede doğurur. Çalışan da yalnız bırakılmaz; hem ortam hem sağlık süreci izlenir.

9. Teknik Yaklaşımla Entegre Risk Değerlendirme
  1. Veri Setleri Tanımlanır: Ortam, sağlık, algı, şikâyet.
  2. Risk Matrisi Oluşturulur: Hem fiziksel hem sağlık etkileri baz dâhil edilir.
  3. Tedavi Edici Tedbir Matrisleri: Ortam modifikasyonu (İş Güvenliği Uzmanı (İGU)), sağlık taraması İşyeri Hekimi (İH), eğitsel önlem (her iki taraf).
  4. Dokümantasyon & Güncelleme: Ortam verisi + sağlık raporları + eğitim kayıtları.
  5. Uygulama & İzleme: Ölçüm sonrası düzeltme + sağlık izlem düzeltme.

Bu yaklaşım, “Risk Değerlendirme”yi sadece kağıda değil sahaya taşıyan, ilgili veri sistemlerini birleştiren, önlem ve izleme mekanizmalarını birbirine bağlayan gerçek bir modeldir.

Sonuç

İş Güvenliği Uzmanı (İGU) ve İşyeri Hekimi (İH), risk değerlendirmesinin iki farklı boyutudur.

Yalnız çalışıldığında;

  • İş Güvenliği Uzmanı (İGU), ortamı iyileştirir ama sağlık verisi toplayamaz.
  • İşyeri Hekimi (İH), sağlık taraması yapar ama ortam tehlikesini minimize etmekte yetersiz kalabilir.

Birlikte çalıştıklarında;

  • Ortak değerlendirmeli risk matrisi oluşturulur.
  • Ergonomik, kimyasal, biyolojik ve psikososyal riskler bir bütünde ele alınır.
  • Proaktif sistem yaklaşımı hayata geçirilir (Planla – Uygula – İzle – Düzenle).
  • Hem kurumun yasal uyumu sağlanır, hem de çalışan sağlığı sistematik izlenir.

Bu işbirliği; bilgi paylaşımı, karar bütünlüğü, uyumlu tedbir sistemi ve etkin değerlendirme mekanizması sunarak; iş güvenliği ve işyeri sağlığı kültürünü disiplinlerarası zemin üzerinde yeniden kurar.

İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi’nin ENTEGRE ÇALIŞMASI, sadece mevzuata uygunluk değil; insan merkezli, sürdürülebilir ve veri temelli İSG yönetiminin olmazsa olmaz temelidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla