İnsan Arazisi Yakınsaması ve İş Güvenliğinin Yeni Okuma Biçimi

Değerli iş güvenliği uzmanları,
saygıdeğer işyeri hekimleri,

Sahaya çıktığınızda ilk baktığınız şey nedir?
Makine koruyucuları mı?
Talimat panoları mı?
KKD kullanımı mı?
Risk değerlendirme formunun son revizyon tarihi mi?

Peki şunu hiç düşündünüz mü:
Aynı makine, aynı talimat, aynı eğitim, aynı ortam…
Ama bir işyerinde kaza olurken, diğerinde olmuyor.

İşte tam bu noktada, klasik İSG yaklaşımının yetmediği ve görünmeyen bir arazinin devreye girdiği yere geliyoruz. Bu arazi, beton değil; çelik değil; yönetmelik hiç değil.

Bu arazi insanın kendisidir.

Ben bugün size, istihbarat literatüründe kullanılan ama aslında İSG’nin tam kalbine oturan bir kavramdan bahsedeceğim:

İnsan Arazisi Yakınsaması

Ve bunu, teorik bir süs olarak değil;
sahada iş kazasını gerçekten azaltacak bir bakış açısı olarak ele alacağım.

Klasik İSG Neden Yetmiyor?

Hepimiz aynı çerçevenin içinden geldik:

  • Risk değerlendirmesi
  • Eğitimler
  • Talimatlar
  • Denetimler
  • Uygunsuzluk–düzeltici faaliyet döngüsü

Bunlar gerekli mi? Kesinlikle evet.
Yeterli mi? Artık hayır.

Çünkü bugün iş kazalarının büyük çoğunluğu:

  • Bilgi eksikliğinden değil,
  • Talimat yokluğundan değil,
  • KKD bulunmadığından değil,

insan davranışından kaynaklanıyor.

Ama dikkat edin:
“İnsan hatası” dediğimizde aslında hiçbir şey açıklamıyoruz.
Sadece suçu insana yüklüyoruz.

İstihbarat dünyası, bu hatayı yıllar önce fark etti.
Ve “insan hatası” demek yerine şunu sordu:

“Bu insan, bu davranışı neden seçti?”

İSG’nin de artık bu soruyu sorması gerekiyor.

İnsan Arazisi Nedir?

İstihbarat literatüründe insan arazisi, bir coğrafyada yaşayan insanların:

  • İnançları
  • Alışkanlıkları
  • Korkuları
  • Motivasyonları
  • Güç ilişkileri
  • Yazılı olmayan kuralları

ile oluşan davranışsal zemini ifade eder.

Bizim coğrafyamız neresi?
İşyeri.

Bizim insan arazimiz ne?

  • Usta–çırak ilişkisi
  • “Bana bir şey olmaz” kültürü
  • Amir baskısı
  • Üretim hedefi stresi
  • Prim sistemi
  • Vardiya yorgunluğu
  • Sessizlik ve görmezden gelme

Yani iş kazasının zemini, çoğu zaman makineden önce insanın içinde oluşur.

Yakınsama Ne Demektir?

Yakınsama, farklı veri ve etkenlerin tek bir davranışta birleşmesi demektir.

İstihbaratçı şuna bakar:

  • Kişinin psikolojisi
  • Sosyal çevresi
  • Ekonomik baskısı
  • Algısı
  • Dijital davranışları

Ve sorar:
“Bu kişi hangi koşulda ne yapar?”

İSG açısından soruyu şöyle çevirelim:

“Bu çalışan, hangi koşulda risk alır?”

İşte insan arazisi yakınsaması, bu sorunun cevabını çok katmanlı biçimde verir.

İSG’de İnsan Arazisinin Katmanları
Bireysel Katman

Her çalışan aynı değildir.

  • Yaş
  • Tecrübe
  • Mesleki özgüven
  • Daha önce yaşadığı kazalar
  • Sağlık durumu
  • Ailevi baskılar

Bunlar risk algısını doğrudan etkiler.

Örnek:
Yeni işe başlayan biri, bilmediği için risk alır.
20 yıllık usta ise “bildiğini sandığı” için risk alır.

İkisi de aynı makinede, aynı kazayı yapabilir.
Sebep farklıdır.

Sosyal Katman

İşyeri, sadece bir üretim alanı değil; sosyal bir ekosistemdir.

  • Usta–çırak hiyerarşisi
  • “Abi böyle yapıyor” etkisi
  • Dışlanma korkusu
  • Takım içi normlar

Bir işçi, talimata değil; grubun normuna uyar.

İstihbarat bunu bilir.
İSG ise çoğu zaman görmezden gelir.

Kurumsal Katman

Şimdi dürüst olalım.

  • Üretim baskısı var mı?
  • “Bugün de kazasız atlattık” dili kullanılıyor mu?
  • Kaza bildiren ödüllendiriliyor mu, cezalandırılıyor mu?

Eğer bir işyerinde sessizlik ödüllendiriliyorsa,
orada risk görünmez olur.

Bu, kurumsal bir Omertà’dır.
Ve iş kazalarının sessiz zeminidir.

Algısal Katman

Algı, gerçeklikten daha güçlüdür.

  • “Bizim iş tehlikeli değil”
  • “Bu kaza bana olmaz”
  • “Bunu yıllardır böyle yapıyoruz”

Bu cümleler, istihbarat literatüründe algısal zırh olarak tanımlanır.

Algıyı kırmadan davranışı değiştiremezsiniz.

Fiziksel–Zamansal Katman
  • Gece vardiyası
  • Uzayan mesailer
  • Yetersiz dinlenme
  • Düşük kan şekeri
  • Sıcak–soğuk stresleri

Bunlar, insan arazisinin jeolojik fay hatlarıdır.

Kazalar çoğu zaman bu fayların kesiştiği anda olur.

İnsan Arazisi Yakınsaması = Kaza Öncesi Erken Uyarı

İnsan arazisi yakınsaması bize şunu söyler:

Kaza aniden olmaz.
Kaza, davranışsal olarak önceden birikir.

  • Söylem değişir
  • Kurallar esnemeye başlar
  • Küçük ihlaller normalleşir
  • Sessizlik artar

İstihbarat buna ön belirti analizi der.
Biz İSG’de buna çoğu zaman “şans” deriz.

Oysa şans yoktur; okunamayan insan arazisi vardır.

İSG Uzmanı ve İşyeri Hekimi Ne Yapmalı?

Artık sahada sadece şunları sormak yetmez:

  • “Talimat var mı?”
  • “Eğitim aldın mı?”

Şu soruları da sormalıyız:

  • Bu işi neden böyle yapıyorsun?
  • Burada risk almaya iten ne?
  • Kime hayır diyemiyorsun?
  • Hangi durumda kuralları esnetiyorsun?

İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi, bu noktada:

  • Denetçi değil, analist
  • Talimat anlatıcısı değil, davranış çözücü
  • Evrak takipçisi değil, insan arazisi okuyucusu olmak zorundadır.
Eğitimler Neden Etkisiz Kalıyor?

Çünkü çoğu eğitim:

  • Bilgi aktarır
  • Ama algıya dokunmaz
  • Davranışa temas etmez

İstihbarat, eğitimi değil; iknayı hedefler.

İSG eğitimleri de artık:

  • “Ne yapmalısın?”dan çok
  • “Neden yapmıyorsun?” sorusuna odaklanmalıdır.
İnsan Arazisini Okuyabilen İSG, Oyunu Değiştirir

Bir işyerinde:

  • Risk değerlendirmesi yapılabilir,
  • Ama risk yaşanır.

İnsan arazisi yakınsamasını anlayan İSG profesyoneli şunu bilir:

Asıl risk, formlarda değil;
insanların zihinlerinde dolaşır.

Bu bakış açısıyla:

  • Kaza oranları düşer
  • Meslek hastalıkları erken yakalanır
  • Güvenlik kültürü kağıttan çıkar, hayata girer

Değerli meslektaşlar,

İş güvenliği artık sadece mevzuat bilgisiyle yürütülecek bir alan değil.
Bu iş, insanı anlamadan yapılamaz.

İstihbarat dünyası bize şunu öğretti:
Araziyi tanımadan savaş kazanılmaz.

Bizim arazimiz insandır.
Ve bu arazi, haritalarda yoktur.

İnsan arazisi yakınsaması, İSG’nin geleceğidir.
Bu geleceği erken okuyanlar, sadece kazaları değil;
sessizce riskleri de ortadan kaldıracaktır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT
0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Ayrıca;
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Binek Araç Kullanan Çalışanlar İçin Günlük Propriyosepsiyon Uygunluk & İşbaşı İzin Formu

Değerli Sürücümüz,

Bu form, her gün işe başlamadan önce bedeninizin, duyularınızın ve zihinsel farkındalığınızın araç kullanmaya uygun olup olmadığını kısa sürede anlamanızı sağlamak için hazırlanmıştır.
Formun temelini propriyosepsiyon kavramı oluşturur — yani, bedeninizin uzayda nerede olduğunu, dengenizi, kaslarınızın ve eklemlerinizin ne kadar hazır olduğunu fark etme yetinizdir. Bu yeti, güvenli sürüşün en sessiz ama en güçlü garantisidir.

Uzun süreli araç kullanımı; yorgunluk, dikkat dağınıklığı, görme bozukluğu, stres ve kas kontrolü azalmasıyla birlikte ciddi riskler doğurabilir.
Bu nedenle, formu her gün dikkatle ve dürüstçe doldurmanız hem sizin hem de çevrenizdekilerin güvenliği açısından büyük önem taşır.

Form, tıbbi bir teşhis aracı değildir; ancak İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) kapsamında erken uyarı sistemi işlevi görür.
Kendinizi uygun hissetmediğinizde bunu dürüstçe belirtmeniz, profesyonel bir zayıflık değil, bilinçli bir güvenlik davranışıdır.

Unutmayın:
Güvenlik, önce farkındalıkla başlar.

Talimat: Form işe başlamadan önce sürücü tarafından doldurulur; ardından amir/İSG görevlisi tarafından gözlemsel testler uygulanır ve son değerlendirme yapılır. Cevaplar dürüstçe verilmeli — güvenlik birinci önceliktir.

1) Temel Bilgiler
  • Adı Soyadı: ……………………………………….
  • Çalıştığı Birim / Araç Plakası: ………………………
  • Tarih / Vardiya: ………………………………….
  • Yaş Grubu: ☐ 18–35 ☐ 36–55 ☐ 56+
  • Telefon / Acil İrtibat: ……………………………

2) Sürücünün Kendi Bildirimi — ÖZ-DEĞERLENDİRME (Her madde 0–5 arası puan; 0 = tamamen katılmıyorum / uygunsuz, 5 = tamamen katılıyorum / tamamen uygun)

A. Fiziksel ve Duyusal Durum (maks. 40 puan)

  1. Uyuduğum süre yeterli (≥7 saat). (0–5)
  2. Uyanıklığım/enerjim yolculuk için yeterli. (0–5)
  3. Baş dönmesi, kulak çınlaması, denge kayması hissi yok. (0–5)
  4. Boyun/omuz/kol/elbilek/alt ekstremite ağrısı veya uyuşukluk yok. (0–5)
  5. Görme net (gözlük/numara güncel). (0–5)
  6. İlaç kullanıyorum ve/veya sürüşü etkileyebilecek bir madde almadım (sedatif, uyku ilacı, ağır ağrı kesici vb.). (0–5)
  7. Son 24 saatte alkol almadım. (0–5)
  8. Son 12 saat içinde hipoglisemi/şeker sorunu yaşamadım (diyabet hastaları için). (0–5)

B. Psikososyal / Kognitif Durum (maks. 10 puan)
9. Bugün kendimi stresli ya da kaygılı hissetmiyorum (0–5).
10. Dikkatimi sürdürebileceğimi düşünüyorum (0–5).

Öz-değerlendirme Toplamı = (A toplam) + (B toplam). Maksimum = 50 puan.

3) Hızlı Gözlemsel & Pratik Testler — AMİR / İSG GÖREVLİSİ UYGULAYACAK

(Aşağıdaki testler kısa ve güvenli; uygulama öncesi sürücüye kısaca açıklanır.)

Uyarı: Testlerin uygulanması 1–2 dakika sürer; test sırasında güvenlik için destek sağlanır.

A. Gözlem & Basit Motor Testler (her biri Normal = 2, Hafif sapma = 1, Uygunsuz = 0)
  1. Romberg (gözler açık kapalı değilse sadece göz açık 20 sn): ayakta sallanma/denge kaybı.
  2. Tek ayak (desteksiz, göz açık) 10 sn tutma: sağ / sol.
  3. Parmak–burun testi (gözler kapalı, 3 tekrar): hedefi tutturma.
  4. Kısa reaksiyon testi (ışık veya ses uyarısı; butona basma veya el kaldırma): 3 tekrar, ortalama tepki.
  5. Basit dikkat kontrolü (ayrıca 3 öğeyi geriye doğru söyleme veya 7’den geriye sayma gibi kısa test): dikkat ve işlem hızı.

Gözlem Puanı Toplamı = 0–10 (her test 0–2 puan)

4) Değerlendirme ve Karar Kuralları — YAŞ GRUBU ÖZEL EŞİKLERİ
A. Genel skor hesaplama
  • Öz-değerlendirme (max 50) + Gözlem Puanı (max 10) = Toplam Maksimum 60 puan.

B. Yaş grubu bazlı karar eşikleri (örnek uygulama)
  • 18–35 yaş:
    • ≥45 → İşe başlayabilir
    • 35–44 → Sınırlı uygunluk (kısa mesafe, gözetim, mola önerisi)
    • <35 → Uygun değil (İSG/sağlık değerlendirmesi)
  • 36–55 yaş: (daha konservatif)
    • ≥47 → İşe başlayabilir
    • 38–46 → Sınırlı uygunluk (gün içinde 2 saatte bir ara, fazla stres varsa izin)
    • <38 → Uygun değil (hekim/İSG incelemesi)
  • 56+ yaş: (en yüksek güvenlik eşiği)
    • ≥50 → İşe başlayabilir
    • 42–49 → Sınırlı uygunluk (kısa rotalar, gündüz, gözetim)
    • <42 → Uygun değil (medikal değerlendirme, uyku, göz kontrolü)

Not: Yukarıdaki eşikler şirket politikasına göre ayarlanabilir; burada örnek, yaşa göre daha sıkı güvenlik yaklaşımını gösterir.

5) Acil Red Bayrakları — HEMEN İŞE BAŞLAMAYIN / İGT UYGULANIR

Eğer sürücü bu maddelerden herhangi birini işaretlediyse (EVET / HAYIR):

  • Ani baş dönmesi veya bayılma hissi: ☐ Evet → Uygun değil
  • Gözde çift görme / ani görme kaybı: ☐ Evet → Uygun değil
  • Yeni başlayan ciddi göğüs ağrısı / nefes darlığı: ☐ Evet → Uygun değil
  • Alkol kokusu veya pozitif alkol bildirimi: ☐ Evet → Uygun değil (şirket alkol prosedürüne göre işlem)
  • Uyuşukluk, ağır sedasyon yapan ilaç alımı: ☐ Evet → Uygun değil

Bu durumlarda sürücü derhal görevden alınır, doktor/ambulans çağrısı gerekebilir.

6) Müdahale / Yönetici Talimatları (Sınırda / Uygun Değil Durumlarda)
  • Sınırda (borderline) çıkan sürücüler için: 10–15 dk dinlenme + su + hafif atıştırma (şeker/karbonhidrat) → yeniden hızlı değerlendirme.
  • Uygun Değil kararının ardından: sürücü araca alınmaz; İSG ve sağlık birimine haber verilir; mümkünse yedek sürücü görevlendirilir.
  • Görme sorunlarında: gözlük numarası güncel değilse veya bulanıklık varsa hemen göz muayenesi/optik kullanıcı belgesi istenir.
  • İlaç bildirimi varsa: İlaç prospektüsüne göre sürüş yasaklandıysa doktor raporu istenir.

7) Kayıt / İmza Bölümü
  • Sürücü Beyanı: “Verilen bilgileri doğru bildiğimi beyan ederim. Bugün araç kullanacak bedensel ve zihinsel uygunluğa sahip olduğumu beyan ediyorum.”
    • İsim / İmza: ………………………… Tarih: ………. Saat: …….
  • Amir / İSG Onayı: (Gözlem yapan) — Değerlendirme: ☐ Uygun ☐ Sınırda ☐ Uygun Değil
    • İsim / İmza: ………………………… Tarih: ………. Saat: …….

8) Günlük Yönetim Özeti (Amir için kısa rapor alanı)
  • Gün içinde uygunsuz çıkan sürücü sayısı: ____
  • En sık bildirilen sorunlar: (uyku/baş dönmesi/görme/ilaç) ________
  • Önerilen önlemler (eğitim, mola düzeni, medikal tarama): ____________

9) Uygulama Notları & Eğitim İçeriği (İSG İçin)
  • Bu formun kullanımı tüm sürücülere eğitimle öğretilmelidir; doğru yanıt verme ve test uygulama yöntemi pratik gerektirir.
  • Form günlük toplanıp anonim istatistik halinde haftalık/aylık analiz ile kaza riskleriyle ilişkilendirilmeli.
  • Özellikle 56+ yaş grubunda düzenli (6 ayda bir) medikal muayene, göz-kognitif testleri önerilir.
  • Elektronik uygulama önerilir (mobil form) — otomatik skor hesaplama ve uyarı (örneğin sınır altıysa yöneticiyi SMS ile bilgilendirme).

ÖRNEK Hızlı Hesaplama (kullanım örneği)
  • Sürücü A (yaş 42): Öz-değerlendirme = 40/50, Gözlem Puanı = 8/10 → Toplam = 48/60 → Yaş 36–55 için sınırda (38–46) → sınırlı uygunluk; plan: kısa rota, 2 saatte bir mola.

Son Söz — Güvenlik Hatırlatması

Sevgili Çalışan,

Bu formu doldurmakla yalnızca kurumsal bir prosedürü yerine getirmiyorsunuz; aynı zamanda kendi güvenliğinize, ailenize ve trafikteki diğer insanların yaşamına değer veriyorsunuz.

Araç kullanımı, yalnızca mekanik bir eylem değil, beden-zihin koordinasyonunun mükemmel bir örneğidir.
Bugün bedeninizin dengesini, zihninizin açıklığını ve duyularınızın bütünlüğünü değerlendirerek; yorgunluk, stres veya farkında olmadan gelişen refleks zayıflıklarının önüne geçtiniz.
Bu, profesyonel bir sürücünün göstergesidir.

Formu doldurduktan sonra “uygun değil” veya “sınırda” çıktığınızda bunu bir eksiklik olarak değil, bedeninizin sizi koruyan doğal sinyali olarak görün. Gerektiğinde dinlenmek, destek istemek veya doktor kontrolüne yönelmek, güvenlik kültürünün bir parçasıdır.

Şirketimiz, her sürücünün fiziksel ve zihinsel sağlığını korumayı öncelik kabul eder.
Bu formu düzenli doldurmak, sadece yasal bir gereklilik değil; aynı zamanda yaşam kalitesini ve iş güvenliğini birlikte koruyan bir bilinç göstergesidir.

“Dikkatli sürücü, bedeniyle de direksiyondadır.”

Güvenli yolculuklar dileriz.
İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi

Bu form, çalışanların ve toplumun güvenliğini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Sürücünün dürüst beyanı ve amir/İSG gözlemi ekip güvenliğinin temelidir. Şirket politikası, yerel mevzuat ve tıbbi gereklilikler doğrultusunda form ve eşikler güncellenebilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Propriyosepsiyon, Interosepsiyon, Nörosepsiyon Eğitim Almak İçin Bizi Arayın

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü Dr Mustafa KEBAT yönetiminde deneyimli ekibimizle, firmanız beyaz yaka çalışanlarına özel – Yüksekte Çalışanlara Denge – Propriyoseptif Egzersizler Eğitimini Türkiyenin her yerinde planlayalım.

Eğitim Başvurusu

Dr Mustafa KEBAT – 0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

  • Yeşillik Cad. No:230 Kat:4/424, Selgeçen Modeko İş Merkezi – Karabağlar/İZMİR
  • +90 232 265 20 65
  • [email protected]

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Proprioseptif ve Vestibüler Duyu Sistemlerinin Harekete Göreli Katkısı: Moleküler Bilim Çağında Keşif Fırsatları https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7867206/

⭐️⭐️ Propriosepsiyonun değerlendirilmesi: Yöntemlerin eleştirel bir incelemesi https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2095254615000058

⭐️⭐️ Mekanoreseptör https://www.sciencedirect.com/topics/immunology-and-microbiology/mechanoreceptor

⭐️⭐️ Sensörimotor Sistemi, Bölüm I: Fonksiyonel Eklem Stabilitesinin Fizyolojik Temeli. https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC164311/

⭐️⭐️ Propriosepsiyonun değerlendirilmesi: Yöntemlerin eleştirel bir incelemesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC6191985/

⭐️⭐️ PNF Kavramının Temel Unsurları, Bir Eğitim Anlatısı https://www.scientificarchives.com/article/the-essential-elements-of-the-pnf-concept-an-educational-narrative

⭐️⭐️ Motor fonksiyonu iyileştirmede proprioseptif eğitimin etkinliği: sistematik bir inceleme https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4309156/

⭐️⭐️ Yaşlı yetişkinlerde denge ve gücün geliştirilmesinde geleneksel ve güncel yaklaşımların karşılaştırılması https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21510715/

⭐️⭐️ Yapı İşlerinde Yüksekte Çalışmalarda İSG Uygulama Rehberi. http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.csgb.gov.tr/Media/0b3hcam2/yapiisleriyuksektecalismauygrehberi-in%C5%9Ft%C5%9Fb_revize.pdf

⭐️⭐️ Yaşlılarda Denge, Fonksiyonel Performans ve Düşme Önleme İçin Gövde Kas Gücünün Önemi: Sistematik Bir İnceleme https://www.researchgate.net/publication/236139834_The_Importance_of_Trunk_Muscle_Strength_for_Balance_Functional_Performance_and_Fall_Prevention_in_Seniors_A_Systematic_Review

⭐️⭐️ Dengesiz yüzeyler ve rehabilitasyon cihazları kullanılarak yapılan direnç antrenmanının etkinliği https://www.researchgate.net/publication/224822339_The_effectiveness_of_resistance_training_using_unstable_surfaces_and_devices_for_rehabilitation

⭐️⭐️ Futbolda duruş kontrolüne uzmanlık ve görsel katkının etkisi https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1600-0838.2005.00502.x

⭐️⭐️ Spor veya günlük yaşamdaki fiziksel aktiviteler ile dik duruştaki duruş bozukluğu arasındaki ilişkinin sistematik bir incelemesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23955562/

⭐️⭐️ NSC Çalışma İstatistikleri Bürosu’nun 2021 Raporu Hakkındaki Açıklaması https://www.nsc.org/newsroom/nsc-statement-bls-report-2021#:~:text=In%202020%2C%20there%20were%204%2C764,highest%20annual%20rate%20since%202016.

⭐️⭐️ Hall, C. M., & Brody, L. T. (2005). Therapeutic Exercise: Moving Toward Function. Lippincott Williams & Wilkins. http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://students.aiu.edu/submissions/profiles/resources/onlineBook/Q4X4S2_Therapeutic_Exercise_Moving_Toward_Function_3.pdf

⭐️⭐️ Motor Kontrolü: Araştırmayı Klinik Uygulamaya Dönüştürmek https://www.researchgate.net/publication/228118305_Motor_Control_Translating_Research_Into_Clinical_Practice

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Ayrıca;
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

#propriyosepsiyon #binekaraç #işbaşıuygunlukformu #işgüvenliği #uzman #tetkikosgb #kebat

Daha Fazla

Yüksek Sıcaklıkta Solvent Buharı İçeren Ortamlarda İnsan Davranışlarının Sistem Güvenliği Üzerindeki Etkisi

Yüksek sıcaklıkta solvent buharı, parlama noktası genellikle düşük (<60 °C) olan organik çözücülerin (örneğin; toluen, etil asetat, aseton, metanol, n-heksan vb.) ortam sıcaklığının artmasıyla birlikte hızlıca gaz fazına geçerek ortamda yanıcı ve/veya patlayıcı atmosfer oluşturan uçucu maddeleridir.

ÖzellikAçıklama
Uçuculuk (Volatilite)Sıcaklık arttıkça buharlaşma hızı yükselir, bu da havadaki solvent buharı konsantrasyonunu artırır.
Parlama Noktası (Flash Point)Solventlerin çoğu 21–55 °C aralığında parlayabilir; sıcaklık bu sınırı geçtiğinde ortamda yanıcı atmosfer oluşabilir.
Alt Patlama Sınırı (LEL)Solvent buharı havada belirli bir yoğunluğu aştığında (örneğin %1.2 – %3.0) patlama riski doğar.
Gaz yoğunluğuSolvent buharları havadan ağırdır, zemin seviyesinde birikme eğilimindedir (özellikle yetersiz havalandırma varsa).
Elektrostatik hassasiyetBuharlaşma sırasında elektrostatik yük birikebilir, kıvılcım oluşturduğunda patlamaya yol açabilir.

Neden Tehlikelidir?
  1. Patlayıcı atmosfer oluşturur (ATEX Zone 0–1–2)
  2. Yanıcı ve parlayıcıdır
  3. Solunum yoluyla toksik etki yapabilir (ör. baş dönmesi, bilinç kaybı, solunum yetmezliği)
  4. Statik elektriğe karşı hassastır
  5. Elektrikli ekipmanlarla temas ettiğinde alevlenebilir

Görüldüğü Ortamlar
  • Boya ve vernik üretim tesisleri
  • Petrokimya tesisleri
  • Mürekkep dolum atölyeleri
  • Farmasötik çözücü hazırlama odaları
  • Solvent bazlı temizlik işlemleri yapılan alanlar
  • Kimyasal depolama tanklarının dolum–boşaltım alanları
💡 💡 💡
Örnek:

38 °C ortam sıcaklığında toluen buharı, zemine yakın bir bölgede birikmeye başlar. Bu sırada, ex-proof olmayan bir el feneri kıvılcım çıkardığında, ortam aniden alev alabilir.

Yüksek sıcaklıkta solvent buharlarının mevcut olduğu proses ortamları, patlayıcı atmosfer riski barındırmaları nedeniyle “yüksek tehlikeli endüstriyel sahalar” sınıfında yer alır.

Kimyasal üretim, petrokimya, boya, mürekkep, tıbbi çözücü dolum tesisleri gibi alanlarda sıklıkla karşılaşılan bu ortamlar, hem proses değişkenlerinin hem de insan faktörlerinin eş zamanlı olarak kontrol altında tutulmasını gerektirir.

Solventler genellikle düşük parlama noktalarına sahip olduklarından, sıcaklıkla birlikte volatilite (uçuculuk) artar ve bu da ortamın alevlenme–patlama riskini ciddi şekilde yükseltir. Bu bağlamda, sadece mekanik ekipmanların “ex-proof” özellikte olması yeterli değildir; çalışanların davranışları, prosedürlere uyumu, eğitim düzeyi ve güvenlik kültürü de sistem güvenliğinde belirleyici hale gelir.

Bu yazıda, yüksek sıcaklıkta solvent buharı içeren ortamlarda insan davranışlarının sistem güvenliği üzerindeki etkileri teknik parametreler, davranışsal risk türleri, organizasyonel zafiyetler ve kontrol sistemleri açısından detaylı biçimde incelenecektir.

Solvent Ortamlarının Fiziksel Özellikleri ve Risk Dinamikleri

Solventlerin sistematik olarak yüksek sıcaklıkla bir arada bulunduğu ortamlarda genellikle aşağıdaki fiziksel özellikler mevcuttur:

  • Düşük parlama noktası (<37.8°C)
  • Yüksek buhar basıncı
  • Düşük alt patlama sınırı (LEL – Lower Explosive Limit)
  • Yüksek uçuculuk ve gaz yayılımı
  • Yanıcı–parlayıcı gazların hızlı dispersiyonu

Bu özellikler nedeniyle solvent buharı, özellikle kapalı ortamlarda veya sıcak yüzeylerle temas eden yerlerde birikerek potansiyel bir patlama atmosferi (ATEX Zone 0–1–2) oluşturur.

İnsan Davranışlarının Tehlike Tetikleyicisi Olarak Rolü

İnsan davranışları, yüksek sıcaklıkta solvent buharı içeren ortamlarda sistem güvenliği üzerinde doğrudan veya dolaylı etkiler gösterir. Bu davranışlar beş temel başlık altında incelenebilir:

Prosedür İhlalleri (Procedural Deviations)
  • İş talimatlarına aykırı olarak alanlarda kıvılcım çıkaran aletlerin kullanılması
  • Belirli ventilasyon süresi beklenmeden alanlara giriş yapılması
  • LOTO (Lockout-Tagout) prosedürlerinin atlanması
  • Yangın ve patlama alanı sınıflandırmasına uymadan ekipman seçimi

Kasıtsız Hatalar (Unintentional Errors)
  • Eğitim yetersizliği nedeniyle proses koşullarının yanlış okunması
  • Ex-proof olmayan ekipmanların yanlışlıkla kullanılması
  • ESD (Electrostatic Discharge) uyarılarının fark edilmemesi

Davranışsal Atalet (Behavioral Inertia)
  • “Şimdiye kadar bir şey olmadı” algısıyla risklerin hafife alınması
  • Güvenlik prosedürlerinin zamanla ‘göz ardı’ edilmesi (drift into failure)
  • “Kestirme yöntem” alışkanlığı (shortcut culture)

Dikkat Dağınıklığı ve Bilişsel Yük
  • Yüksek sıcaklık nedeniyle dikkat kaybı ve refleks zayıflaması
  • Çok vardiyalı sistemlerde uykusuzluk ve bilişsel performans düşüklüğü
  • Giyilen KKD’nin (kişisel koruyucu donanım) ısı stresi yaratması

Organizasyonel Faktörler
  • Eğitim programlarının yetersizliği veya tekrarsızlığı
  • Güvensiz davranışlara karşı yetersiz denetim ve geribildirim
  • Yönetim kaynaklı zaman baskısı (işin erken bitirilme zorunluluğu)

Sistem Güvenliğinde İnsan–Makine–Çevre Entegrasyonu

Sistem güvenliği sadece bireysel önlemlerle sağlanamaz. Özellikle solvent buharlarının etkili olduğu sıcak ortamlarda şu entegrasyonlar büyük önem taşır:

İnsan–Makine Etkileşimi
  • Operatör panellerinin anlaşılır ve ergonomik tasarımı
  • Otomatik sıcaklık ve buhar sensörlerinin davranış bazlı uyarı sistemlerine entegre edilmesi (alarm management)
  • Operatör geri bildirim mekanizmaları (feedback loops)

Makine–Çevre Etkileşimi
  • Otomatik havalandırma sistemleriyle solvent yoğunluğunun algılanması ve boşaltılması
  • İyonlaştırıcı nozul sistemleriyle statik elektrik birikiminin önlenmesi

İnsan–Çevre Etkileşimi
  • Yeterli aydınlatma, iklimlendirme, uyarı levhaları ve sinyalizasyon
  • Termal stresin azaltılması için görev sürelerinin kısaltılması (mikro vardiya planlaması)
  • Maruziyet limitlerinin tanımlanması ve düzenli kontrolü (TVL, OEL değerleri)

Kontrol Sistemleri ve Önleyici Stratejiler
Eğitim ve Davranış Geliştirme
  • İşe girişte ve periyodik olarak davranış odaklı eğitimler
  • ATEX alan bilinci, patlama riskleri ve ex ekipman kullanımı
  • Proses senaryosu üzerinden uygulamalı acil durum tatbikatları

Davranışsal Güvenlik Gözlemleri (BBS – Behavior Based Safety)
  • Gözlemlerle çalışan davranışlarının analiz edilmesi
  • Güvenli olmayan davranışların kök neden analiziyle ortadan kaldırılması
  • Ödül-ceza sistemleri yerine geribildirim kültürü oluşturulması

İzleme ve Alarm Sistemleri
  • VOC (volatile organic compound) dedektörleri ile sürekli ortam analizi
  • SCADA sistemleri üzerinden davranış sapmalarına yönelik algoritmaların entegrasyonu (örneğin: izin alınmadan yapılan sıcak çalışma uyarısı)

Organizasyonel İyileştirmeler
  • Hata yapan personelin cezalandırılmasından ziyade sistem iyileştirmelerine odaklanma
  • Yönetici kademesinin davranışsal örnek teşkil etmesi
  • İş yükü–personel sayısı oranının dengede tutulması

Davranışsal Risk Senaryoları ve Gerçekleşen Kazalar
Örnek 1: Sıcak Yüzeye Dökülen Solvent

Bir boya üretim tesisinde, operatör sızdıran bir boruyu geçici olarak conta ile kapatmaya çalışırken sıcaklık 40°C’nin üzerine çıkmış ve dökülen solvent sıcak yüzeye temas etmiştir. Operatör, dökülen maddeyi temizlemek yerine alanı terk etmiş, havalandırma sisteminin otomatik çalışmaması sonucu patlama meydana gelmiştir. Sonuç: 2 ölü, 6 yaralı.

İnsan kaynaklı faktörler:

  • Eğitim eksikliği
  • Acil duruma hazırlıksızlık
  • “Ben yaparım” kültürü

Örnek 2: Yanlış Etiketlenmiş Cihaz Kullanımı

Exproof etiketlemesi eksik olan bir el feneri Zone 1 alanda kullanılmış; cihaz içinden çıkan kıvılcım, ortamdaki solvent buharını tutuşturmuştur.

İnsan kaynaklı faktörler:

  • Etiket kontrol prosedürlerinin atlanması
  • İzin sisteminin yetersizliği
  • Alan sınıflandırması konusunda farkındalık eksikliği

Sonuç ve Öneriler

Yüksek sıcaklıkta solvent buharı içeren ortamlarda güvenlik yönetimi yalnızca teknik önlemlerle değil, insan davranışlarının doğru biçimde modellenmesi ve yönlendirilmesiyle mümkündür. Güvenli olmayan davranışların çoğu zaman sistematik nedenlerle ortaya çıktığı, bireysel hataların arkasında organizasyonel ve kültürel faktörlerin yattığı unutulmamalıdır.

Temel öneriler:

  • Sıfır insan hatası” hedefi yerine “hata gerçekleştiğinde sistem bunu tolere etmeli” prensibi benimsenmelidir.
  • Her davranışsal sapma, bir sistem alarmı olarak değerlendirilmelidir.
  • Sürekli izleme ve davranışsal geri bildirim süreçleri kültür haline getirilmelidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Tıbbi Oksijen Tüplerinin Kullanıldığı Yerlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Teknik Değerlendirme

Tıbbi oksijen, sağlık hizmetlerinde yaşam desteği, acil müdahale ve tedavi süreçlerinin en kritik unsurlarından biridir. Ancak oksijenin yüksek yanıcılık özelliği, basınçlı tüplerde depolanması ve taşınması sırasında ortaya çıkabilecek fiziksel, kimyasal ve iş sağlığı riskleri; çalışanlar, hastalar ve çevre açısından ciddi tehlikeler yaratabilmektedir. Bu nedenle, tıbbi oksijen tüplerinin kullanıldığı tüm alanlarda iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin sistematik, mevzuata uygun ve sürekli iyileştirmeyi hedefleyen bir yaklaşımla uygulanması hayati önem taşır.

Bu doküman, tıbbi oksijen tüplerinin güvenli kullanımına ilişkin riskleri teknik açıdan değerlendirmek, çalışanların maruz kalabileceği tehlikeleri tanımlamak ve alınması gereken kontrol önlemlerini prosedürel bir çerçeve içinde ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır. Sağlık kuruluşları, acil müdahale birimleri ve endüstriyel alanlarda güvenlik kültürünün geliştirilmesine katkı sağlamak hedeflenmektedir.

Risk Analizi Tablosu
Potansiyel TehlikeOlasılıkŞiddetRisk DüzeyiKontrol Önlemleri
Basınç patlaması (düşme, çarpma, darbe)OrtaÇok YüksekYüksekTüpler zincir, kelepçe veya tüp sehpalarıyla sabitlenmeli. Taşıma arabası kullanılmalı.
Yangın / patlama (oksijenin yanıcı ortamı artırması)OrtaÇok YüksekYüksekTüp yakınında yağlı eldiven, gres yağı, solvent bulunmamalı. Sigara ve açık alev kesinlikle yasak.
Kaçak – boğulma / basınçlı gaz temasıDüşükOrtaOrtaDüzenli sızdırmazlık kontrolü yapılmalı. Ventil yavaş açılmalı, sabun köpüğü testi uygulanmalı.
Yanlış gaz kullanımı (etiketleme hatası)DüşükYüksekOrtaTüpler açık ve okunur şekilde renklendirilmeli, etiketlenmeli. Tüp değişim prosedürü standardize edilmeli.
Taşıma sırasında yaralanma (ezilme, düşme)OrtaOrtaOrtaTüpler mutlaka dik taşınmalı, tüp taşıma arabası kullanılmalı. Tek başına taşınmamalı.
Fiziksel zorlanma (ağır kaldırma)YüksekOrtaYüksekErgonomik taşıma ekipmanları kullanılmalı. Çalışanlar eğitimli olmalı.
Gürültü / patlama sesi travmasıDüşükYüksekOrtaVentil açma işlemleri kontrollü yapılmalı. Kulak koruyucular bulundurulmalı.

Kontrol Önlemleri (Teknik Format)
Mekânsal Önlemler
  • Tüpler dik konumda, sabitlenmiş şekilde depolanmalı.
  • Depo alanı iyi havalandırılmış, doğrudan güneş almayan, 10–35 °C aralığında olmalı.
  • Tüp alanında yanıcı madde (çözücü, yağ, alkol, boya) bulundurulmamalı.
  • Depolama alanında “Sigara İçilmez – Yanıcı Madde ile Yaklaşmayınız” uyarı levhaları bulunmalı.

İşletme Önlemleri
  • Tüpler yalnızca yetkilendirilmiş ve eğitimli personel tarafından kullanılmalı.
  • Ventiller yavaşça açılmalı, ani basınç artışından kaçınılmalı.
  • Her tüp değişiminde kaçak testi yapılmalı.
  • Kullanılmayan tüplerin ventilleri kapalı, kapakları takılı olmalı.

Kişisel Önlemler
  • Tüp taşırken çelik burunlu ayakkabı, eldiven kullanılmalı.
  • Çalışanlar oksijenin yanıcılığı, basınçlı kap tehlikeleri ve acil durum prosedürleri konusunda eğitilmeli.
  • Oksijen tüplerine yağlı el ve kıyafetle dokunulmamalı.

Acil Durum Önlemleri
  • Tüp deposu yakınında uygun tip yangın söndürme cihazı (CO₂, kuru kimyevi toz) bulundurulmalı.
  • Kaçak veya yangın halinde acil tahliye planı uygulanmalı.
  • Tüp patlaması riskine karşı personel acil durumda güvenli mesafeye çekilmeli.

Periyodik Kontroller
  • Tüplerin hidrostatik testleri 5 yılda bir yapılmalı.
  • Ventil ve manometreler periyodik olarak kalibre edilmeli.
  • Depo ve kullanım alanları aylık İSG denetimine tabi tutulmalı.

Eğitim İçeriği (Çalışanlar için)
  • Basınçlı kapların temel özellikleri
  • Oksijenin yanıcılık etkisi
  • Tüp taşıma ve depolama yöntemleri
  • Acil durum ve yangın prosedürleri
  • Kişisel koruyucu donanım kullanımı

Tıbbi oksijen tüplerinin bulunduğu alanlarda iş sağlığı ve güvenliği önlemleri, yalnızca yangın ve patlama riski değil, aynı zamanda ergonomi, etiketleme, eğitim gibi detaylarla bütünsel bir yaklaşım gerektirir. Düzenli kontrol, eğitim ve denetimle bu riskler en aza indirilebilir.

İş sağlığı ve güvenliği, yalnızca yasal bir zorunluluk değil; aynı zamanda insan hayatının korunmasına yönelik etik bir sorumluluktur. Tıbbi oksijen tüplerinin güvenli yönetimi, basit görünen ama uygulamada ciddi riskler barındıran süreçler içerir. Bu nedenle, hazırlanan bu teknik değerlendirme ve prosedürler, yalnızca risklerin azaltılmasını değil, aynı zamanda güvenlik kültürünün sürekliliğini de desteklemeyi amaçlamaktadır.

Her bir çalışan, yönetici ve sağlık profesyoneli; bu dokümanda yer alan önlemleri uygulayarak hem kendi sağlığını hem de hizmet verdiği kişilerin güvenliğini koruma görevini üstlenmiş olur. Unutulmamalıdır ki, tıbbi oksijen tüplerinde güvenlik ihmali telafisi olmayan sonuçlar doğurabilir. Güvenlik kültürü, yalnızca kurallara uymakla değil, kuralları içselleştirmekle sağlanır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Bağışıklık Sisteminizi Lokma Lokma Zehirliyorlar

Tabağınızdaki Şer

Market raflarında rengarenk ambalajlarıyla dikkat çeken ürünler, modern hayatın koşuşturmasında bize büyük kolaylıklar sunuyor gibi görünüyor. Ancak hiç düşündünüz mü, bu “pratiklik” aslında sağlığımıza nasıl bir bedel ödettiriyor?

Gıda kimyasalları sadece vücudumuza girip sindirilmekle kalmıyor; aynı zamanda bağışıklık sistemimizi doğrudan etkileyerek onu zayıflatıyor, hatta bazen kendi bedenimize karşı savaş açmasına neden olabiliyor.

Bu yazıda, gıda endüstrisinde yaygın şekilde kullanılan katkı maddeleri, tarım ilaçları, ambalajdan kaynaklanan kimyasallar ve işlenmiş gıdaların bağışıklık sistemimiz üzerinde oluşturduğu kalıcı ve yıkıcı etkileri sizlerle paylaşmayı amaçlıyorum. Sağlığınızı korumak için bilinçli seçimler yapmanın önemini birlikte keşfedelim.

I. Gıda Kimyasalları: Bağışıklığın Gizli Yıpratıcıları
1. Katkı Maddeleri (E kodları) – Bağışıklık Tetikleyicileri

Gıdalarda renk verici, tat artırıcı, raf ömrü uzatıcı olarak kullanılan katkı maddeleri (özellikle E kodlarıyla bilinenler), bağışıklık sisteminde alerjik reaksiyonlar, iltihaplanma (inflamasyon) ve hatta otoimmün bozuklukları tetikleyebilir.

Örneğin:

  • E621 (Monosodyum glutamat – MSG): Sinir sistemine etki eder, bazı bireylerde aşırı bağışıklık cevabına neden olabilir.
  • E250 (Sodyum nitrit): Nitrosaminlere dönüşerek kanserojen etki gösterirken, lenfosit üretimini baskılayabilir.
  • Tartrazin (E102): Bağışıklık sisteminde mast hücrelerini uyararak alerjik tepkiler yaratır.

👉 Sonuç: Katkı maddeleri, vücudu “sürekli alarmda” tutarak bağışıklık sistemini yorar ve bağışıklık dengesini bozar.

2. Pestisit Kalıntıları – Tabağınızda Kimyasal Savaş

Tarım ürünlerinde yaygın olarak kullanılan pestisitler, çoğu zaman yıkanarak temizlenemez ve vücutta birikir. Özellikle organofosfat grubu pestisitler, immünsüpresyon (bağışıklık baskılanması) yapabilir.

  • Araştırma (Environmental Health, 2020): Pestisit kalıntıları taşıyan gıdaları tüketen bireylerde T hücresi aktivitesinde düşüş gözlemlenmiştir.
  • Çocuklarda pestisit maruziyeti, alerjik astım, egzama gibi immünolojik hastalıklarla ilişkilendirilmiştir.

👉 Sonuç: Pestisitler bağışıklık hücrelerini doğrudan etkiler; enfeksiyonlara karşı zayıf hale getirir.

3. Ambalaj Kimyasalları – Yemeğinizi Değil, Direncinizi Paketliyor

Plastik ambalajlarda bulunan kimyasallar, özellikle ısıya veya asitliğe maruz kaldığında gıdaya geçebilir.

  • Bisfenol A (BPA): Sentetik östrojen gibi davranır, bağışıklık sisteminde hücresel sinyalleşmeyi bozar.
  • Ftalatlar: Doğrudan bağışıklık sisteminin düzenlenmesini engeller; bağışıklık hücrelerinin “yanlış hedeflere” saldırmasına neden olabilir.

👉 Sonuç: Ambalajlar görünmez tehditleri sofraya taşır; bağışıklık sistemi hormon dengesiyle birlikte çökertilir.

II. Kronik Bağışıklık Baskılanması: Modern Hastalıkların Sessiz Ortağı

Bağışıklık sistemi, yalnızca grip virüslerine karşı değil; aynı zamanda kanser hücrelerinin tespiti, iltihap kontrolü ve doku yenilenmesi gibi yaşamsal görevlerde aktiftir. Ancak bu sistemin sürekli kimyasal saldırılara maruz kalmasıyla ne olur?

1. Otoimmün Hastalıklar ve Gıda Kimyasalları
  • Romatoid artrit, Hashimoto tiroiditi, lupus gibi otoimmün hastalıklar, bağışıklık sisteminin kendi dokularını hedef almasıyla ortaya çıkar.
  • Araştırmalar, yüksek işlenmiş gıda tüketiminin bu hastalıkların görülme sıklığını artırdığını göstermektedir.

2. Kanser Riski
  • Kronik inflamasyon, DNA hasarı, bağışıklık sisteminin tümör hücrelerini fark edememesi → onkojenez (kanser oluşumu) için ideal ortam.
  • Nitrat, nitrit, işlenmiş etlerdeki kimyasallar → kolon kanseri, mide kanseri ile ilişkilendirilmiştir.

III. İş Hayatı ve Bağışıklık Hasarı: Kimyasallarla Zayıflayan Performans

Bağışıklık sisteminin zayıflaması sadece hastalığa yakalanma riskini artırmaz; aynı zamanda iş gücü performansı, dikkat, dayanıklılık ve iyileşme kapasitesi gibi birçok alanda düşüşe neden olur.

Aşağıdaki durumlar gözlenmiştir:
  • Sık hastalanma ve devamsızlık
  • Geç iyileşen yaralanmalar, enfeksiyonlar
  • Kronik yorgunluk, iş veriminde düşüş
  • İlaç kullanım oranında artış

Bu durumlar işletmelerde iş güvenliği risklerini de artırır; özellikle dikkat dağınıklığı, koordinasyon bozukluğu ve hatalı kararlar, iş kazalarını tetikler.

IV. Bağışıklık Sistemi Tükenmeden Ne Yapılabilir?
  1. Katkı maddelerinden uzak doğal beslenme
    • Etiket okuma alışkanlığı kazanın
    • Renkli, kokulu, raf ömrü uzun ürünlerden kaçının
  2. Organik ve mevsimsel gıda tüketimi
    • Pestisit kalıntılarından uzak, yerel ürünler tercih edin
  3. Ambalaj farkındalığı
    • Plastik yerine cam/karton ambalajlı ürünler alın
    • Mikrodalgada plastik kap kullanmayın
  4. Bağışıklık dostu besinler
    • Kefir, yoğurt, zerdeçal, zencefil, omega-3 kaynakları, C vitamini açısından zengin meyveler
  5. Kurumsal farkındalık
    • İşyerlerinde sağlıklı yemek politikaları oluşturulmalı
    • İşyeri hekimleri gıda takviyeleri ve bağışıklık taramaları ile yönlendirme yapmalı

Sessiz Tahribatı Görünür Kılmak

Modern beslenme düzeni, bizi sadece şeker, tuz ve yağla değil; görünmez gıda kimyasallarıyla da zehirliyor. Bağışıklık sistemi, bu saldırılar karşısında sessizce yıpranıyor ve bir gün artık savunamayacak hale geliyor.

Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir toplum güçlü bir bağışıklık sistemine sahip bireylerle mümkündür. Ve bu savunma sistemi, sadece aşılarla değil; doğru gıda seçimleri, bilinçli tüketim ve gıda endüstrisinin daha etik olmasıyla korunabilir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Böbreklerimiz Neden İki Tane? – Küçük Gençlere

Hatice öğretmen o gün sınıfa her zamankinden biraz daha heyecanlı girmişti. Elinde ne kitap vardı ne de defter. Sadece yüzünde gizemli bir gülümseme…

Sınıfa girer girmez tahtaya büyük harflerle tek bir kelime yazdı:

“SAĞLIK”

Tibet hemen parmak kaldırdı.
“Bugün sınav mı var öğretmenim?”

Sınıf hafifçe güldü.

Hatice öğretmen başını iki yana salladı.
— “Hayır Tibet, bugün sınav yok. Ama belki de şimdiye kadar yaptığımız en ilginç derse başlayacağız.”

Elif öne doğru eğildi.
“Deney mi yapacağız?”

— “Deneyden de öte,” dedi Hatice öğretmen. “Bir yolculuk yapacağız.”

Asya kaşlarını çattı.
“Otobüsle mi?”

— “Hayır,” dedi Hatice öğretmen gülerek. “Kendi vücudumuzun içine.”

Sınıf bir anda sessizleşti.

Defne Ebrar fısıldadı:
“Nasıl yani… küçülecek miyiz?”

Hatice öğretmen cevap vermeden önce sınıfın arka sıralarından bir el havaya kalktı. Nilda’ydı.

“Öğretmenim, ben dün belgeselde bir şey izledim. İnsanların iki böbreği varmış. Ama tek böbrekle yaşayanlar da varmış. Bu nasıl oluyor?”

İşte o anda Hatice öğretmenin beklediği soru gelmişti.

— “Harika bir soru Nilda,” dedi. “Aslında ben de bugün tam bunu konuşmak istiyordum.”

Mercan hemen atıldı:
“İki tane varsa biri yedek mi?”

Çınar güldü.
“Telefon gibi mi yani?”

Mehmet Atlas ciddi bir sesle sordu:
“Tek böbreği olanlar daha çabuk yorulur mu?”

Eylül parmak kaldırdı.
“Ya biri zarar görürse ne oluyor?”

Sorular arka arkaya geliyordu.

Mila:
“Böbrekler ne işe yarıyor ki?”

Kıvanç:
“İdrarla mı ilgili?”

Yaman:
“Spor yapanların böbreği daha mı güçlü?”

Defne Yaz merakla sordu:
“Böbreklerimizi hissedebilir miyiz?”

Ela K:
“Onlar kalbe yakın mı?”

Ela Y:
“Bir böbrek diğerinden daha mı önemli?”

Aziz elini kaldırdı:
“Hayvanların da böbreği var mı?”

Can gülümsedi:
“Robotların böbreği olsaydı ne yapardı?”

Atlas:
“Böbrek bağışı nasıl oluyor?”

Ali:
“Benim böbreğim küçük mü büyük mü?”

Zehra:
“Böbreklerimiz kirlenir mi?”

Ege en sona sakladığı soruyu patlattı:
“Böbreklerimiz konuşabilse bize ne derdi?”

Sınıf kahkahaya boğuldu.

Hatice öğretmen ellerini kaldırarak sessizliği sağladı.
— “Gördüğüm kadarıyla bugün sadece anlatmam yetmeyecek.”

Tahtaya doğru yürüdü ve çantasından küçük, eski görünümlü bir düdük çıkardı.

— “Size birini çağıracağım.”

Tibet şaşkınlıkla fısıldadı:
“Gerçekten biri mi?”

— “Evet,” dedi Hatice öğretmen. “Onu eskiden beri tanırım.”

Düdüğü dudaklarına götürdü ve tek bir kez üfledi.

FİİİŞŞŞ…

Sınıfta önce hafif bir rüzgâr esti. Sonra ışıklar titredi. Tahtanın önünde minik bir parlak nokta belirdi.

Nilda’nın gözleri büyüdü.
“Öğretmenim… bu normal mi?”

Parlak nokta giderek büyüdü, döndü, döndü ve sonunda bir insan şekline dönüştü.

Mor bir cübbe, yıldızlı bir şapka, burnunun ucunda yuvarlak gözlükler…

— “Merhaba genç bilim gezginleri!” dedi adam. “Ben Sihirli Profesör Vitalius.”

Sınıf aynı anda:
“VAAAUU!”

Mercan yerinden fırladı.
“Gerçek mi bu?”

Profesör göz kırptı.
— “Gerçekten daha gerçek.”

Hatice öğretmen gülümsedi.
— “Profesör, öğrencilerim böbreklerimiz hakkında çok meraklı.”

Profesör ellerini ovuşturdu.
— “O halde onları doğrudan böbreklerin yanına götürelim.”

Çınar yutkundu.
“Ama… içimize girecek miyiz?”

— “Minicik olacağız,” dedi profesör. “Bir kan hücresi kadar.”

Mila heyecanla sordu:
“Acır mı?”

— “Hayır,” dedi profesör. “Sadece şaşırtır.”

Sihirli Profesör asasını yere vurdu.

TİNG!

Bir anda sınıf dönmeye başladı. Duvarlar uzaklaştı. Masalar büyüdü. Öğrenciler küçüldükçe küçüldü.

Eylül bağırdı:
“Ben kalemimden daha küçüğüm!”

Kıvanç gülüyordu.
“Ayakkabım dağ gibi!”

Ve bir anda kendilerini sıcak, kırmızımsı bir tünelin içinde buldular.

— “Hoş geldiniz,” dedi profesör. “Burası bir damar.”

Zehra merakla etrafına baktı.
“Burası sürekli mi hareket ediyor?”

— “Evet,” dedi profesör. “Kan durmaz.”

Ali bir hücreye dokundu.
“Bu canlı mı?”

— “Canlı ve çok çalışkan,” dedi profesör.

Atlas sordu:
“Peki böbrekler nerede?”

Profesör gülümsedi.
— “Az kaldı. Ama önce bir şey fark etmenizi istiyorum.”

Ege düşündü.
“Her şey düzenli… kimse çarpmıyor.”

— “Çünkü vücut bir şehir gibidir,” dedi profesör. “Ve böbrekler… bu şehrin temizlik tesisleridir.”

Nilda heyecanlandı.
“Yani çöpleri mi topluyorlar?”

— “Aynen öyle,” dedi profesör.

Ve o anda karşılarında iki büyük, fasulye şeklinde yapı belirdi.

Tibet hayranlıkla fısıldadı:
“İşte… böbrekler.”

Profesör konuştu:
— “Neden iki tane olduklarını öğrenmek üzeresiniz.”

Bölüm burada yavaşça sona ererken, öğrencilerin hepsi aynı anda düşündü:

“Ya biri olmasaydı?

İki büyük, fasulye şeklindeki yapı tüm ihtişamıyla karşılarında duruyordu.

Mercan ilk konuşan oldu.
“Ama bunlar hiç fasulyeye benzemiyor ki.”

Profesör Vitalius gülümsedi.
— “Dışarıdan bakınca benzer derler ama yakından bakınca her böbrek, milyonlarca küçük fabrikanın birleşimidir.”

Çınar öne doğru eğildi.
“Fabrika mı?”

— “Evet,” dedi profesör. “Ve her fabrikanın adı nefron.”

Ela K hemen sordu:
“Nefron kaç tane?”

Profesör asasını havada döndürdü, rakamlar belirdi.
— “Her böbrekte yaklaşık bir milyon tane.”

Sınıf aynı anda:
“BİR MİLYON?!”

Mehmet Atlas kaşlarını kaldırdı.
“İki böbrekte iki milyon mu?”

— “Aynen öyle,” dedi profesör. “İşte bu yüzden böbrekler bir ekip gibidir.”

Nilda merakla yaklaştı.
“Peki ne yapıyor bu nefronlar?”

Profesör parmağını şıklattı ve aniden kendilerini dev bir nefronun içinde buldular.

— “Hoş geldiniz,” dedi. “Burası bir kan süzme hattı.”

Zehra etrafa bakındı.
“Her yer kırmızı!”

— “Çünkü kan buradan geçer,” dedi profesör. “Ve böbrekler, kanı temizler.”

Ali hemen sordu:
“Kirli kan mı oluyor yani?”

— “Evet,” dedi profesör. “Ama çamur gibi değil. Fazla su, fazla tuz, atık maddeler…”

Ege düşünceli bir sesle konuştu:
“Yani vücut çöplerini ayırıyor.”

— “Bravo,” dedi profesör. “Ayrıca işe yarayanları geri gönderiyor.”

Atlas şaşırdı.
“Geri mi gönderiyor?”

— “Tabii,” dedi profesör. “İyi şeyleri çöpe atmak olmaz.”

Mila gülerek:
“Annem gibi!”

Sınıf güldü.

Kıvanç bir sıvının akışını izliyordu.
“Peki bu atıklar nereye gidiyor?”

— “İdrara dönüşür,” dedi profesör.

Defne Yaz kaşlarını çattı.
“Yani idrar… çöptür?”

— “Atıktır,” dedi profesör nazikçe. “Ama utanılacak bir şey değil. Temizliktir.”

Ela Y hemen ekledi:
“O yüzden su içmek önemli, değil mi?”

— “Çok önemli,” dedi profesör. “Su olmazsa temizlik zorlaşır.”

Aziz söz aldı:
“Peki neden iki böbrek var?”

Profesör ciddileşti.
— “İşte asıl soru bu.”

Asasını yere vurdu.

Bir anda görüntü değişti. Öğrenciler kendilerini bir fabrika kontrol odasında buldu.

— “Şimdi düşünün,” dedi profesör. “Bu şehirde temizlik hiç durmamalı. Gece, gündüz, spor yaparken, uyurken…”

Can araya girdi:
“Tek fabrika yetmez mi?”

— “Bazen yetmez,” dedi profesör. “Çünkü vücut sürprizlerle doludur.”

Yaman hemen sordu:
“Mesela?”

— “Hastalık,” dedi profesör. “Kaza. Doğuştan farklılıklar.”

Tibet heyecanla:
“Yani biri bozulursa diğeri çalışmaya devam ediyor!”

— “Evet,” dedi profesör. “Ama önemli bir nokta var.”

Nilda dikkatle dinliyordu.
“Nedir?”

— “İki böbrek demek, iki kat rahatlık demektir. Ama tek böbrek, tek başına da işin büyük kısmını yapabilir.”

Sınıf şaşkınlıkla birbirine baktı.

Eylül sordu:
“Nasıl yani? Yorulmaz mı?”

— “Başta biraz zorlanır,” dedi profesör. “Ama sonra güçlenir.”

Mercan heyecanlandı.
“Kas gibi mi?”

— “Aynen öyle,” dedi profesör. “Tek böbrek zamanla büyür ve daha fazla çalışır.”

Atlas düşünceliydi.
“Yani tek böbreği olan biri normal yaşayabilir mi?”

— “Kesinlikle,” dedi profesör. “Spor yapabilir, okula gidebilir, oyun oynayabilir.”

Mehmet Atlas rahatladı.
“Oh!”

Zehra çekinerek sordu:
“Peki dikkat etmesi gereken şeyler var mı?”

— “Var,” dedi profesör. “Ama bu herkes için geçerli.”

Ela K hemen sıraladı:
“Su içmek!”

Ela Y:
“Sağlıklı beslenmek!”

Aziz:
“Zararlı şeylerden uzak durmak!”

Profesör alkışladı.
— “Mükemmel.”

Ege kafasını kaşıdı.
“Peki insanlar neden böbrek bağışlıyor?”

Profesör derin bir nefes aldı.
— “Çünkü bazen bir böbrek çalışamaz. İşte o zaman başka birinin yardımı gerekir.”

Sınıf sessizleşti.

Mila fısıldadı:
“Bir parçamı başkasına vermek…”

— “Çok büyük bir iyilik,” dedi profesör. “Ve mümkün.”

Ali şaşkındı.
“Canım acır mı?”

— “Doktorlar çok dikkatli çalışır,” dedi profesör. “Ama en önemlisi, bu bir gönül işidir.”

Çınar ciddi bir sesle:
“Yani iki böbrek, paylaşmak için de var.”

Profesör gülümsedi.
— “Ne güzel söyledin.”

Tam o anda bir alarm sesi duyuldu.

DİİİT! DİİİT!

— “Ne oluyor?” diye bağırdı Defne Ebrar.

Profesör kaşlarını çattı.
— “Bir nefron aşırı çalışıyor.”

Tibet heyecanlandı.
“Yardım edebilir miyiz?”

— “Elbette,” dedi profesör. “Ama önce şunu anlamalısınız.”

Asasını kaldırdı.

— “Böbrekler sadece temizlik yapmaz. Dengeyi sağlar.

Eylül merakla:
“Hangi denge?”

— “Su dengesi, tuz dengesi, hatta kan basıncı.”

Kıvanç şaşırdı.
“Böbrekler tansiyonu mu etkiliyor?”

— “Evet,” dedi profesör. “Sessiz ama güçlüdürler.”

Yaman gülümsedi.
“Süper kahraman gibi.”

— “Aynen,” dedi profesör. “Ama pelerinleri yok.”

Sınıf güldü.

Alarm sustu. Her şey normale döndü.

Profesör öğrencilere baktı.
— “Şimdi söyleyin bakalım. Böbrekler neden iki tane?”

Tibet:
“Yedek olsun diye.”

Nilda:
“Ama aynı zamanda takım oldukları için.”

Mercan:
“Biri yorulunca diğeri destek olsun diye.”

Ege:
“Paylaşmak için.”

Profesör başını salladı.
— “Hepsi doğru.”

Asasını indirdi.
— “Ama daha bitmedi.”

Bir anda ortam karardı.

— “Şimdi,” dedi profesör, “böbrekler iyi çalışmazsa ne olur, onu göreceğiz.”

Sınıf heyecanla birbirine baktı.

Ortam bir anda karardı.

Ama bu karanlık gece gibi değildi. Daha çok… bulanık, dengesiz ve huzursuzdu.

Eylül ürpererek konuştu:
“Burası neden böyle?”

Profesör Vitalius’ın sesi yankılandı.
— “Çünkü denge bozulduğunda vücut kendini iyi hissetmez.”

Bir anda etraflarında akan sıvılar hızlandı. Bazıları taşmış, bazılarıysa neredeyse durmuştu.

Zehra telaşlandı.
“Her şey çok karışık!”

— “Evet,” dedi profesör. “Şu an böbrekler görevini tam yapamıyor.”

Tibet hemen sordu:
“Neden yapamıyorlar?”

Profesör asasını kaldırdı ve havada üç kelime belirdi:

AZ SU – FAZLA TUZ – DİKKATSİZLİK

Mercan gözlerini büyüttü.
“Yani… yeterince su içmezsek mi?”

— “Sadece o değil,” dedi profesör. “Ama en önemlilerinden biri.”

Bir alarm sesi daha duyuldu.

DİNNN! DİNNN!

Bu sefer ses daha derindi.

Ela K kulaklarını kapattı.
“Bu alarm çok rahatsız edici!”

— “Aynen,” dedi profesör. “Vücut da böyle hisseder.”

Birden bire kendilerini bir kontrol panelinin önünde buldular. Panelde göstergeler vardı:

  • Su seviyesi
  • Tuz oranı
  • Atık miktarı

Hepsi ya çok yukarıda ya da çok aşağıdaydı.

Ali parmağıyla işaret etti.
“Bu su göstergesi neredeyse sıfır!”

— “Çünkü bu vücut yeterince su almamış,” dedi profesör.

Ege düşündü.
“Yani kişi susadığını hissetse bile geç mi kalmış olabilir?”

Profesör başını salladı.
— “Bazen evet.”

Nilda endişeyle sordu:
“Peki böbrekler ne yapıyor böyle durumlarda?”

— “Ellerinden geleni,” dedi profesör. “Ama yalnız kalınca zorlanırlar.”

Tam o anda bir böbreğin içinden gelen yorgun bir ses duydular.

“Biraz… destek?”

Mila irkildi.
“Böbrek mi konuştu?”

— “Simgesel olarak,” dedi profesör gülümseyerek. “Ama anlattığı şey gerçek.”

Kıvanç ileri atıldı.
“Ne istiyor?”

— “Su,” dedi profesör. “Denge.”

Yaman kaşlarını çattı.
“Peki ya hiç gelmezse?”

Profesör sessizleşti.
— “O zaman sorunlar başlar.”

Asasını salladı.

Bir sahne değişti.

Şimdi kendilerini yorgun bir vücudun içinde bulmuşlardı. Her şey ağır ilerliyordu.

Defne Yaz etrafına baktı.
“Herkes yavaş.”

— “Çünkü kan temizlenemiyor,” dedi profesör.

Mehmet Atlas fark etti:
“Atıklar hâlâ dolaşıyor.”

— “Evet,” dedi profesör. “Ve bu da baş ağrısı, halsizlik, mide bulantısı yapabilir.”

Zehra ürperdi.
“Yani hasta gibi hissettirir.”

— “Aynen öyle.”

Ela Y merakla sordu:
“Bu hemen mi olur?”

— “Hayır,” dedi profesör. “Vücut sabırlıdır. Önce uyarır.”

Tam o anda küçük sarı ışıklar yanıp sönmeye başladı.

— “İşte uyarılar,” dedi profesör.
— “Susuzluk, koyu renk idrar, yorgunluk…”

Aziz başını salladı.
“Ben bazen okulda su içmeyi unutuyorum.”

Can hemen ekledi:
“Ben de oyuna dalınca.”

Profesör onları dikkatle süzdü.
— “İşte böbrekleriniz de o zaman der ki: ‘Hey! Buradayız!’”

Atlas sordu:
“Peki tuz?”

Bir anda panelde tuz göstergesi kırmızıya döndü.

— “Fazla tuz,” dedi profesör, “böbrekleri daha çok çalıştırır.”

Eylül şaşırdı.
“Ama tuzsuz da tatsız.”

Profesör güldü.
— “Denge dedik ya.”

Birden ortam sallandı.

Mercan bağırdı:
“Ne oluyor?”

— “Kan basıncı yükseliyor,” dedi profesör.

Kıvanç gözlerini büyüttü.
“Tansiyon!”

— “Evet,” dedi profesör. “Böbrekler bunu da kontrol eder.”

Tibet düşünceliydi.
“Yani böbrekler sadece temizlikçi değil.”

— “Doğru,” dedi profesör. “Aynı zamanda denge bekçisi.”

Mila yavaşça sordu:
“Tek böbreği olan biri için bu daha mı zor?”

Profesör durdu, onlara döndü.
— “Daha dikkatli olmak gerekir. Ama imkânsız değil.”

Ali rahatladı.
“Yani tek böbrekli biri de sağlıklı olabilir.”

— “Evet,” dedi profesör. “Ama vücudunu dinlemeyi öğrenmelidir.”

Tam o anda küçük bir nefron yanlarına yaklaştı. Yorgun görünüyordu.

“Biz çalışırız,” dedi, “ama destek isteriz.”

Defne Ebrar duygulandı.
“Çok çalışıyorlar.”

— “Hem de hiç durmadan,” dedi profesör.

Ege gülümsedi.
“Uyurken bile.”

— “Evet,” dedi profesör. “Böbreklerin tatili yok.”

Yaman ciddi bir sesle sordu:
“Peki böbrekler tamamen durursa?”

Sınıf sessizleşti.

Profesör yavaşça konuştu.
— “O zaman dışarıdan yardım gerekir.”

Zehra fısıldadı:
“Diyaliz.”

Profesör başını salladı.
— “Evet. Bir makine böbreğin yaptığı işi yapmaya çalışır.”

Ela K düşündü.
“Ama gerçek böbrek gibi olamaz.”

— “Henüz değil,” dedi profesör. “O yüzden onları korumak çok önemli.”

Birden ortam tekrar aydınlandı. Alarmlar sustu. Göstergeler yavaş yavaş normale döndü.

— “Ne oldu?” diye sordu Can.

Profesör gülümsedi.
— “Bir bardak su içildi.”

Sınıf güldü.

Mercan ellerini çırptı.
“Bu kadar etkili mi?”

— “Bazen evet,” dedi profesör. “Küçük alışkanlıklar büyük fark yaratır.”

Tibet kararlı bir sesle:
“Ben artık çantama su koyacağım.”

Nilda ekledi:
“Ben de hatırlatacağım.”

Atlas:
“Takım olacağız.”

Profesör gözlüklerinin üzerinden baktı.
— “İşte vücudun istediği de bu.”

Asasını kaldırdı.

— “Ama yolculuğumuz bitmedi.”

Bir kapı belirdi. Kapının üzerinde yazıyordu:

“BİRLİKTE ÇALIŞAN ORGANLAR”

Eylül heyecanlandı.
“Başka kimler var?”

Profesör kapıyı araladı.
— “Kalp, akciğer, karaciğer… Hepsi böbreklerle konuşur.”

Mila hayranlıkla:
“Vücut kocaman bir ekip.”

— “Ve herkesin rolü var,” dedi profesör.

Kapı açıldı.

— “Hazır mısınız?” diye sordu.

Sınıf hep bir ağızdan bağırdı:
“HAZIRIZ!”

Organlar Konseyi – Vücut Nasıl Takım Olur?**

Kapı yavaşça açıldı.

İçeriden sıcak, ritmik bir “dup–dup, dup–dup” sesi geliyordu.

Eylül elini göğsüne koydu.
“Bu… kalp sesi!”

Profesör Vitalius başını salladı.
— “Evet. Organlar Konseyi’ne hoş geldiniz.”

Öğrenciler devasa, yuvarlak bir salona girdiler. Salonun ortasında büyük bir masa vardı. Masanın etrafında… organlar oturuyordu.

Kalp, güçlü ve düzenli atıyordu.
Akciğerler yumuşakça şişip iniyordu.
Karaciğer sakin ve ağırbaşlıydı.
Mide hafif gurulduyordu.
Ve köşede… böbrekler, sessiz ama dikkatliydi.

Mila hayranlıkla fısıldadı:
“Hepsi burada…”

Kalp konuştu. Sesi tok ve kararlıydı.
“Toplantıyı açıyorum.”

Sınıf aynı anda:
“VAAAU!”

Çınar elini kaldırdı.
“Kalp gerçekten konuşuyor mu?”

Profesör gülümsedi.
— “Bu bir anlatım. Ama söyledikleri tamamen gerçek.”

Kalp devam etti:
“Bugün denge konusu var.”

Böbreklerden biri söze girdi.
“Su ve tuz dengesi yine zorlandı.”

Akciğerler hafifçe iç çekti.
“O sırada nefes de hızlandı.”

Defne Ebrar şaşkındı.
“Yani birbirinizi mi haberdar ediyorsunuz?”

Karaciğer ağır bir sesle konuştu.
“Her zaman.”

Ege merakla sordu:
“Peki biri sorun yaşarsa ne oluyor?”

Kalp cevapladı.
“Hepimiz etkileniyoruz.”

Tibet hemen atıldı.
“Mesela böbrekler yavaşlarsa?”

Kalp ciddi bir tonla:
“Ben daha hızlı çalışmak zorunda kalırım.”

Kıvanç şaşırdı.
“Neden?”

“Çünkü kanın temizlenmesi gecikir,” dedi kalp.
“Ben de daha çok pompalamak zorunda kalırım.”

Zehra kaşlarını çattı.
“Yani yorulursun.”

Kalp başını salladı.
“Evet.”

Akciğerler söze girdi.
“Biz de daha çok nefes alıp vermek zorunda kalırız.”

Yaman düşündü.
“Hepsi zincir gibi.”

“Bravo,” dedi profesör.
— “Vücut bir zincirdir. Bir halka zayıflarsa, hepsi hisseder.”

Ela Y çekinerek sordu:
“Peki böbrekler kalpten ne ister?”

Böbrekler konuştu.
“Dengeli kan basıncı.”

Ela K hemen sordu:
“Kalp ne ister?”

Kalp cevapladı.
“Temiz kan.”

Mila gülümsedi.
“Karşılıklı.”

Karaciğer söze girdi.
“Ben de zararlı maddeleri parçalarım ama atıkları böbreklere gönderirim.”

Can şaşkındı.
“Yani böbrekler herkesin işini tamamlıyor.”

“Evet,” dedi profesör.
— “Sessiz ama vazgeçilmez.”

Atlas parmak kaldırdı.
“Tek böbreği olan birinde bu konsey nasıl çalışıyor?”

Salon sessizleşti.

Böbreklerden biri cevapladı.
“Daha dikkatli.”

Diğeri ekledi.
“Ama çalışır.”

Nilda rahatladı.
“Yani diğer organlar da destek olur.”

“Kesinlikle,” dedi kalp.
“Biz takımız.”

Defne Yaz merakla sordu:
“Peki çocuklar bu takıma nasıl yardım eder?”

Profesör gülümsedi.
— “Güzel soru.”

Kalp saymaya başladı:
“Su içerek.”

Akciğerler:
“Temiz hava alarak.”

Karaciğer:
“Zararlı şeylerden uzak durarak.”

Mide guruldadı.
“Dengeli beslenerek.”

Böbrekler birlikte konuştu:
“Ve bizi dinleyerek.”

Aziz başını salladı.
“Yani vücudu önemseyerek.”

— “Aynen,” dedi profesör.

Ege gülümsedi.
“Vücutla arkadaş olmak gibi.”

Kalp güçlü bir şekilde attı.
“Toplantı bitmiştir.”

Bir gong sesi duyuldu.

Organlar tek tek ışığa dönüştü.

Mila biraz hüzünlüydü.
“Gitmelerini istemedim.”

Profesör elini omzuna koydu.
— “Onlar hep sizinle.”

Bir kapı daha belirdi.

Kapının üzerinde yazıyordu:

“SEÇİMLER VE SONUÇLAR”

Tibet heyecanlandı.
“Bu biraz ciddi duruyor.”

Profesör gülümsedi.
— “Evet. Ama çok önemli.”

Kapı açıldı.

İçeride iki yol vardı.
Biri parlak ve düzenliydi.
Diğeri karışık ve karanlıktı.

Zehra fısıldadı:
“Hangisi?”

Profesör döndü.
— “Hangisi olacağını siz belirlersiniz.”

Öğrenciler birbirine baktı.

— “Bir sonraki bölümde,” dedi profesör,
— “seçimlerin vücutta neler yarattığını yaşayacaksınız.”

Sınıf aynı anda yutkundu.

İki yolun önünde durmuşlardı.

Biri aydınlık, tertipli ve sakin görünüyordu.
Diğeri karmaşık, gürültülü ve biraz da yorucuydu.

Ela K fısıldadı:
“İkisi de gerçek mi?”

Profesör Vitalius başını salladı.
— “İkisi de birer olasılık.”

Tibet kaşlarını kaldırdı.
“Yani aynı kişinin iki farklı günü mü?”

— “Aynen öyle,” dedi profesör.

Eylül heyecanlandı.
“Hangisini seçeceğiz?”

Profesör gülümsedi.
— “İkisini de yaşayacağız.”

Asasını yere vurdu.

TİNG!

Öğrenciler bir anda ikiye ayrıldı. Ama garip olan şuydu:
Herkes kendinin iki kopyasını gördü.

Mila gözlerini kocaman açtı.
“Ben… ben varım!”

Can gülmeye başladı.
“İkizlendik!”

Profesör konuştu:
— “Şimdi bir gün boyunca seçimlerin vücutta neler yaptığını göreceğiz.”

1. YOL: DİKKATLİ GÜN

Bu yoldaki grup güne yavaş ve huzurlu başladı.

Ege esnedi.
“Uyandım ama kendimi iyi hissediyorum.”

Böbrekler fısıldadı:
“Güzel bir başlangıç.”

Ali bir bardak su içti.

Panelde su göstergesi yeşile döndü.

Zehra gülümsedi.
“Bu kadar basit mi?”

— “Bazen evet,” dedi profesör.

Kahvaltı geldi.
Dengeli, renkli ve yeterliydi.

Mide mutlu bir ses çıkardı.
“Teşekkürler.”

Böbrekler rahatladı.
“Tuz dengesi yerinde.”

Okul zamanı geldi.

Mila defterine odaklandı.
“Kafam açık.”

Kalp düzenli atıyordu.
Akciğerler sakin nefes alıyordu.

2. YOL: DİKKATSİZ GÜN

Diğer yolda işler pek öyle değildi.

Tibet uykulu uyandı.
“Geç yattım…”

Su içilmedi.

Panelde su göstergesi sarıya döndü.

Böbrekler endişelendi.
“Biraz kuruyuz.”

Kahvaltı hızlı geçti.
Tuzlu, hazır ve aceleydi.

Karaciğer homurdandı.
“Bu biraz ağır.”

Böbrekler daha hızlı çalışmaya başladı.

Eylül huzursuzdu.
“Nedense başım ağrıyor.”

ÖĞLE VAKTİ

Dikkatli günde çocuklar su içti.

Mercan şişesini kaldırdı.
“Hatırlatıcı işe yarıyor.”

Böbrekler sevinçle konuştu.
“Oh!”

Dikkatsiz günde ise oyun ağır bastı.

Aziz:
“Sonra içerim.”

Ama sonra gelmedi.

Panelde alarm yandı.

DİİT!

“Bu alarm ne?” diye sordu Defne Yaz.

— “Yorgunluk,” dedi profesör.

AKŞAM SAATLERİ

Dikkatli günde çocuklar hareket etti.
Yürüyüş, oyun, kahkaha…

Kalp güçlüydü.
“Ritim güzel.”

Dikkatsiz günde ekran süresi uzadı.

Akciğerler iç çekti.
“Hareket az.”

Böbrekler yoruldu.
“Atık birikiyor.”

Mila iki kendisine birden baktı.
“Aradaki fark çok belli.”

GECE

Dikkatli günde erken uyku vardı.

Vücut fısıldadı:
“Onarım zamanı.”

Böbrekler sakinleşti.
“Temizliğe devam.”

Dikkatsiz günde geç saatlere kadar uyanıklık sürdü.

Kalp hızlandı.
Akciğerler düzensiz nefes aldı.

Böbrekler zorlandı.
“Dinlenemedik.”

SABAH KARŞILAŞMASI

İki gün bitti.

İki grup tekrar birleşti.

Tibet düşündü.
“Aynı kişi, ama çok farklı his.”

Nilda ekledi.
“Ve hepsi küçük seçimler.”

Profesör gülümsedi.
— “İşte asıl ders bu.”

Zehra kararlıydı.
“Ben dikkatli günü seçerim.”

Can güldü.
“Ben de.”

Ege ekledi.
“Böbrekler için.”

Böbrekler birlikte konuştu.
“Teşekkür ederiz.”

Bir kapı daha belirdi.

Kapının üzerinde yazıyordu:

“SORU ZAMANI”

Ela Y heyecanlandı.
“Sorularımız var!”

Profesör güldü.
— “Biliyorum.”

Kapı açıldı.

— “Şimdi,” dedi profesör,
— “en merak ettiklerinizi soracaksınız.”

Öğrenciler birbirine baktı.

Parmaklar havaya kalktı.

Kapı tamamen açıldığında içerisi sessizdi.

Ama bu sessizlik boş değildi.
Dikkatli, bekleyen bir sessizlikti.

Ortada yuvarlak bir platform vardı. Platformun üzerinde iki böbrek duruyordu.
Işıklar yumuşaktı. Ortam güven vericiydi.

Profesör Vitalius elini kaldırdı.
— “Şimdi söz sizde.”

Bir anda eller havaya fırladı.

İlk soru: Tibet

Tibet biraz çekinerek konuştu:
“Böbrekler… siz hiç yoruluyor musunuz?”

Böbreklerden biri gülümsedi.
“Evet.”

Sınıf bir an durdu.

“Ama şikâyet etmeyiz,” diye devam etti.
“Çünkü bu bizim işimiz.”

Mehmet Atlas araya girdi:
“Peki yorulduğunuzu nasıl anlarız?”

“Bizi dinlerseniz,” dedi diğer böbrek.
“Susuzluk, halsizlik, koyu renk idrar… Bunlar bizim mesajlarımızdır.”

Nilda başını salladı.
“Yani bağırmıyorsunuz, fısıldıyorsunuz.”

“Harika söyledin,” dediler böbrekler birlikte.

Elif’in Sorusu

Elif kaşlarını çattı.
“Böbrekler ağrır mı?”

Bir anlık sessizlik oldu.

“Bazen,” dedi böbreklerden biri.
“Ama çoğu zaman geç fark edilir.”

Zehra endişelendi.
“Neden?”

“Çünkü biz sabırlıyız,” dedi böbrek.
“Sorunlar büyüyene kadar sessiz kalırız.”

Profesör araya girdi.
— “Bu yüzden küçük işaretler çok önemlidir.”

Asya merakla sordu

“Herkesin böbreği aynı mı?”

“Hayır,” dedi böbrekler.
“Tıpkı parmak izi gibi.”

Mercan şaşırdı.
“Ama ders kitaplarında hep aynı çiziliyor.”

“Kolay anlatmak için,” dediler.
“Gerçekte herkesin vücudu kendine özgüdür.”

Defne Ebrar’ın Sorusu

“Peki neden bazı insanlar böbrek hastası oluyor?”

Böbrekler ciddileşti.
“Bazen doğuştan.”
“Bazen yanlış alışkanlıklar yüzünden.”
“Bazen de kontrol edilmeden geçen yıllar yüzünden.”

Can hemen sordu:
“Yani biz şimdi dikkat edersek ileride sorun yaşamaz mıyız?”

“Büyük ölçüde evet,” dediler.

Nilda’nın Merakı

“Tek böbreği olan biri bizi üzer mi?”

Böbrekler yumuşak bir sesle cevap verdi.
“Hayır.”

“Aksine,” dedi diğeri.
“Biz o zaman daha da dikkatli çalışırız.”

Mila rahatladı.
“Yani tek başınıza da güçlü olabiliyorsunuz.”

“Evet,” dediler.
“Ama destek görünce daha mutlu oluruz.”

Çınar soruyor

“En çok neye kızarsınız?”

Böbrekler birbirine baktı.

“Unutulmaya,” dediler.
“Su içmenin unutulmasına.”

Sınıf gülümsedi.

Ege şişesini kaldırdı.
“Mesaj alındı.”

Mehmet Atlas’ın Ciddi Sorusu

“Ne zaman gerçekten tehlike olur?”

Böbrekler ciddileşti.
“Uzun süreli ihmalde.”
“Sürekli susuzlukta.”
“Aşırı tuzda.”
“Ve belirtiler görmezden gelindiğinde.”

Ela K fısıldadı:
“Yani vücut bize haber veriyor.”

“Her zaman,” dediler böbrekler.

Eylül’ün Merakı

“Bize en çok ne yardımcı olur?”

Böbrekler sıraladı:

“Su.”
“Hareket.”
“Dengeli beslenme.”
“Ve sevgi.”

Sınıf güldü.

Ela Y şaşkındı.
“Sevgi mi?”

“Evet,” dediler.
“Vücudunu önemsemek demek.”

Aziz’in Sorusu

“Hayvanların böbrekleri de bizi dinler mi?”

Profesör güldü.
— “Onlar da aynı kurallara uyar.”

Böbrekler ekledi:
“Temizlik evrenseldir.”

Ali çekinerek sordu

“Biz size zarar verir miyiz?”

Böbrekler yumuşakça cevapladı.
“Bilmeden bazen.”

“Ama öğrenerek bunu değiştirebilirsiniz.”

Ali başını salladı.
“O zaman dikkat edeceğim.”

Zehra’nın Son Sorusu

“Bize bir cümleyle ne söylemek istersiniz?”

Böbrekler durdu.
Sonra birlikte konuştular:

“Bizi her gün düşünmenize gerek yok.”
“Ama bizi hiç unutmayın.”

Sınıfta derin bir sessizlik oldu.

Profesör Vitalius öne çıktı.
— “Sorular bitti.”

— “Ama yolculuk bitmedi.”

Bir kapı daha belirdi.

Kapının üzerinde yazıyordu:

“PAYLAŞMA VE UMUT”

Atlas heyecanlandı.
“Bu bağış meselesi mi?”

Profesör başını salladı.
— “Evet.”

— “Bir sonraki bölümde,” dedi,
— “iyiliğin vücutta nasıl hayat verdiğini göreceksiniz.”

Sınıf hep bir ağızdan:
“Hazırız!”

Kapı açıldığında içeriye yumuşak bir ışık yayıldı.

Bu ışık ne hastane lambası gibiydi ne de masal diyarı ışığı…
İkisinin tam ortasındaydı.

Sıcak. Güvenli. Umut dolu.

Mila fısıldadı:
“Burası biraz farklı…”

Profesör Vitalius başını salladı.
— “Çünkü burası bilginin değil, iyiliğin merkezi.”

İlerlediklerinde iki ayrı alan gördüler.

Bir tarafta yorgun ama umutlu bir vücut…
Diğer tarafta sağlıklı, güçlü bir vücut…

Ortalarında ise parlak bir köprü vardı.

Eylül yavaşça sordu:
“Bu köprü… bağış mı?”

— “Evet,” dedi profesör.

Profesör elini kaldırdı ve görüntüler canlandı.

Yorgun vücudun içinden bir ses geldi.
“Böbreklerim artık çok yoruldu.”

Zehra’nın gözleri doldu.
“Çok üzgün…”

— “Ama dinleyin,” dedi profesör.

Sağlıklı vücut konuştu:
“Benim iki böbreğim var.”

“Biriyle de yaşayabilirim.”

Sınıf sessizleşti.

Tibet yutkundu.
“Bu çok büyük bir karar.”

— “Evet,” dedi profesör.
— “Ve kimse zorlanmaz. Bu tamamen gönüllü bir iyilik.”

Işık köprüsü yavaşça parladı.

Bir böbrek, sevgiyle uğurlanıyordu.

Mercan heyecanla sordu:
“Korkmuyor mu?”

Böbrek gülümsedi.
“Hayır.”

“Çünkü biliyorum ki işe yarayacağım.”

Can şaşkındı.
“Başka bir bedende çalışmak zor değil mi?”

Profesör cevapladı.
— “İlk başta alışma süreci olur.”

— “Ama vücutlar birbirine uyum sağlamayı bilir.”

Böbrek yeni vücuda yerleşti.

Kalp hemen konuştu:
“Hoş geldin.”

Akciğerler nefes aldı:
“Birlikte çalışacağız.”

Karaciğer ekledi:
“Yükü paylaşacağız.”

Böbrek duygulandı.
“Hazırım.”

Bir anda göstergeler değişmeye başladı.

Atıklar azaldı.
Enerji yükseldi.
Renkler canlandı.

Nilda gülümsedi.
“İşe yarıyor!”

— “Evet,” dedi profesör.
— “Bir böbrek, bir hayatı değiştirdi.”

Ama hikâye burada bitmedi.

Sağlıklı vücut da izleniyordu.

Ela K endişelendi.
“Peki veren kişi?”

Profesör hemen cevapladı.
— “O da izlenir, korunur.”

— “Tek böbrek, daha dikkatli ama güçlü şekilde çalışır.”

Böbrek oradan seslendi:
“Ben iyiyim.”

“Birlikte başardık.”

Mila gülümsedi.
“İki taraf da kazanıyor.”

— “Evet,” dedi profesör.
— “İşte buna gerçek paylaşım denir.”

Atlas elini kaldırdı.
“Herkes bağış yapabilir mi?”

— “Hayır,” dedi profesör.
— “Doktorlar çok dikkatli inceler.”

Mehmet Atlas sordu:
“Zorunlu mu?”

— “Asla,” dedi profesör.
— “Bu bir tercih.”

Defne Yaz çekinerek:
“Korkutucu değil mi?”

— “Korku olabilir,” dedi profesör.
— “Ama bilgi korkuyu azaltır.”

Ege düşündü.
“Bir parçam başkasında yaşamak…”

Profesör gülümsedi.
— “Bu, insanlığın en güzel taraflarından biri.”

Zehra fısıldadı:
“Birine görünmeden yardım etmek.”

— “Evet,” dedi profesör.
— “İyilik sessizdir.”

Yeni böbrek son kez konuştu:

“Ben bir organım.”
“Ama bir umut taşıyorum.”
“Beni koruyun, bilin, anlatın.”

Sınıfta gözler parladı.

Tibet kararlıydı.
“Büyüyünce ben de insanlara anlatacağım.”

Nilda ekledi:
“Korkmamaları için.”

Mercan:
“Bilgi iyiliktir.”

Profesör başını salladı.
— “İşte bu yüzden buradayız.”

Bir kapı daha belirdi.

Üzerinde yazıyordu:

“GERİ DÖNÜŞ VE HATIRLAMA”

Eylül heyecanlandı.
“Sınıfa mı dönüyoruz?”

— “Evet,” dedi profesör.
— “Ama artık eskisi gibi değil.”

— “Çünkü siz değişerek dönüyorsunuz.”

Işıklar parladı.

Sınıf bir kez daha döndü.

Bir anda her şey durdu.

Işıklar söndü.
Renkler silindi.
Ve… zil sesi.

Dııırrrnn!

Eylül irkildi.
“Zil mi?”

Tibet etrafına baktı.
“Biz… sınıftayız.”

Gerçekten de öyleydi.

Sıralar yerli yerindeydi.
Tahta karşılarındaydı.
Pencerenin önünden sonbahar ışığı süzülüyordu.

Ama bir şey farklıydı.

Herkes sessizdi.

Hatice öğretmen kürsünün önünde duruyordu.
Yanında ise… Sihirli Profesör Vitalius.

Profesör artık daha sade görünüyordu.
Şapkası yoktu.
Asası yoktu.

Ama gözlerindeki bilgelik hâlâ oradaydı.

Hatice öğretmen yumuşak bir sesle konuştu:
— “Hoş geldiniz çocuklar.”

Sınıf aynı anda derin bir nefes aldı.

— “Şimdi,” dedi Hatice öğretmen,
— “bir yolculuk yaptınız.”

— “Ve bu yolculukta sadece böbrekleri değil…”
— “kendinizi de tanıdınız.”

Profesör başını salladı.
— “Ama öğrenmenin en güzel kısmı, onu anlatabilmektir.”

— “O yüzden,” dedi Hatice öğretmen gülümseyerek,
— “şimdi küçük bir tekrar yapacağız.”

— “Ama sınav gibi değil.”

— “Sohbet gibi.”

Sınıfta hafif bir rahatlama oldu.

Tibet ile Başlıyoruz

Hatice öğretmen Tibet’e döndü.
— “Tibet, ilk soruyu sana sorayım.”

— “Böbrekler neden iki tane?”

Tibet düşünmeden cevapladı:
“Yedek olsun diye değil sadece.”

“Birlikte çalışıp vücudu daha rahat dengede tutsunlar diye.”

Profesör hemen ekledi:
— “Harika.”

— “Bilmediğiniz bir bilgi ekleyeyim:
İki böbreği olan bir insanın böbrek kapasitesinin neredeyse yarısını bile günlük hayatta kullanmadığını biliyor muydunuz?”

Sınıf şaşkınlıkla baktı.

— “Yani böbrekleriniz,” dedi profesör,
— “size hep fazladan güç bırakır.”

Elif’in Sırası

Hatice öğretmen Elif’e döndü.
— “Elif, böbrekler ağrı konusunda bize ne anlatmıştı?”

Elif ciddiyetle konuştu:
“Böbrekler genelde hemen ağrımaz.”
“O yüzden küçük belirtiler önemli.”

Hatice öğretmen başını salladı.
— “Çok doğru.”

Profesör ekledi:
— “İlginç bir bilgi:
Böbreklerde ağrı sinirleri azdır.
Bu yüzden sorunlar bazen geç fark edilir.”

— “Bu da demek oluyor ki,”
— “bedeni dinlemek çok değerlidir.”

Asya Konuşuyor

— “Asya,” dedi Hatice öğretmen,
— “denge dediğimizde neyi kastediyoruz?”

Asya parmaklarını birleştirerek anlattı:
“Su, tuz ve atıkların doğru oranda olması.”

“Azı da kötü, fazlası da.”

Profesör gülümsedi.
— “Şunu ekleyeyim:
Böbrekler, vücuttaki kanın tamamını günde yaklaşık 40 kez süzer.”

Sınıftan bir “Vaaav” sesi yükseldi.

Defne Ebrar’ın Yorumu

— “Defne Ebrar,” dedi Hatice öğretmen,
— “böbrekler yorulursa vücutta ne olur?”

Defne Ebrar düşünerek cevapladı:
“Halsizlik, baş ağrısı, denge bozukluğu…”

“Ve vücut alarm verir.”

Profesör ekledi:
— “Böbrekler yorulduğunda sadece kendileri değil,
kalp ve beyin de etkilenir.”

— “Çünkü temiz kan herkesin ihtiyacıdır.”

Nilda ve Büyük Farkındalık

Hatice öğretmen Nilda’ya döndü.
— “Nilda, seni en çok etkileyen neydi?”

Nilda biraz durdu.
“Böbreklerin sessiz olması.”

“Çok çalışıp hiç şikâyet etmemeleri.”

Profesör yumuşak bir sesle ekledi:
— “İnsan vücudunda en sessiz çalışan organlar,
genelde en hayati olanlardır.”

Sınıfta kısa bir sessizlik oldu.

Mercan’ın Sözleri

— “Mercan,” dedi Hatice öğretmen,
— “alışkanlıkların etkisini nasıl anlatırsın?”

Mercan gülümsedi:
“Küçük seçimler, büyük fark yaratıyor.”

“Bir bardak su bile.”

Profesör hemen ekledi:
— “Evet.
Araştırmalar gösteriyor ki,
yeterli su içen çocukların dikkat süresi daha uzun oluyor.”

Mila şaşkınlıkla baktı.
“Gerçekten mi?”

— “Evet,” dedi profesör.
— “Beyin de temiz kan ister.”

Çınar ve Sorumluluk

Hatice öğretmen Çınar’a döndü.
— “Çınar, böbrekleri korumak kimin sorumluluğu?”

Çınar netti:
“Bizim.”

“Doktorlar yardım eder ama ilk iş bizde.”

Profesör onayladı.
— “Doğru.”

— “Doktorlar tamir eder,”
— “ama korumak günlük bir görevdir.”

Mehmet Atlas’ın Ciddi Cevabı

— “Mehmet Atlas,” dedi Hatice öğretmen,
— “tek böbrekle yaşam mümkün mü?”

“Evet,” dedi Mehmet Atlas.
“Ama dikkatli olmak şart.”

Profesör ekledi:
— “Dünyada milyonlarca insan tek böbrekle
uzun ve sağlıklı bir hayat sürüyor.”

— “Çünkü vücut uyum sağlamayı bilir.”

Eylül’ün Duygusal Yorumu

— “Eylül,” dedi Hatice öğretmen,
— “bu yolculuk sana ne hissettirdi?”

Eylül içtenlikle konuştu:
“Vücudumla daha çok arkadaş olmak istedim.”

Profesör gülümsedi.
— “Bu, duyabileceğimiz en güzel cümlelerden biri.”

Mila ve Merak

— “Mila,” dedi Hatice öğretmen,
— “en ilginç bilgi neydi sence?”

“Böbreklerin geceleri de çalışması.”

Profesör başını salladı.
— “Evet.”

— “Uyurken böbrekler,
gündüzden bile daha dikkatli süzer.”

— “Çünkü vücut kendini onarır.”

Burada Hatice öğretmen sınıfa baktı.

— “Ama henüz herkes konuşmadı.”

Profesör hafifçe gülümsedi:
— “Devamı var.”

Hatice öğretmen sınıfı süzdü.

— “Şimdi,” dedi yumuşak ama net bir sesle,
— “kalan arkadaşlarımızdan da dinleyelim.”

Profesör Vitalius arka sıraya doğru döndü.
— “Çünkü bu hikâye, hepinizin hikâyesi.”

Kıvanç’ın Fark Edişi

Hatice öğretmen Kıvanç’a baktı.
— “Kıvanç, böbreklerle ilgili seni en çok şaşırtan şey neydi?”

Kıvanç biraz düşündü, sonra konuştu:
“Böbreklerin tansiyonla ilgili olması.”

“Ben hep kalple alakalı sanıyordum.”

Profesör hemen devreye girdi:
— “Çok kişi öyle sanır.”

— “Ama böbrekler, kanın ne kadar sıvı taşıyacağını ayarlayarak
kalbin işini kolaylaştırır.”

— “Yani kalp güçlü olabilir ama böbrekler dengeyi bozarsa
kalp zorlanır.”

Kıvanç başını salladı.
“Demek ki görünmeyen işler çok önemli.”

Yaman’ın Güçlü Yorumu

Hatice öğretmen Yaman’a döndü.
— “Yaman, böbrekleri bir kelimeyle anlat desek?”

Yaman hiç düşünmedi:
“Dayanıklı.”

“Çünkü hiç durmadan çalışıyorlar.”

Profesör gülümsedi.
— “Harika bir kelime.”

— “Şunu ekleyeyim:
Böbrekler, doğduğunuz günden itibaren
tek bir gün bile tatil yapmaz.”

Sınıfta hafif bir hayranlık sessizliği oldu.

— “Bu yüzden,” dedi profesör,
— “onları yoran değil, destekleyen alışkanlıklar seçmek çok kıymetlidir.”

Defne Yaz ve Denge Kavramı

Hatice öğretmen Defne Yaz’a yöneldi.
— “Defne Yaz, ‘denge’ kelimesi senin için artık ne ifade ediyor?”

Defne Yaz sakin bir sesle konuştu:
“Her şeyin ortası.”

“Çok su da değil, hiç su da değil.”

“Çok tuz da değil, tamamen tuzsuz da değil.”

Hatice öğretmen memnuniyetle gülümsedi.
— “Hayat bilgisi tam olarak budur.”

Profesör ekledi:
— “İlginç bir bilgi daha:
Böbrekler, kandaki mineralleri ayarlarken
kemik sağlığını bile etkiler.”

Ela K şaşırdı.
“Kemikleri mi?”

— “Evet,” dedi profesör.
— “Çünkü kalsiyum dengesinde de söz sahibidirler.”

Ela K ve Günlük Alışkanlıklar

Hatice öğretmen Ela K’ya döndü.
— “Ela, bugün öğrendiklerinden sonra
yarın sabah farklı yapacağın bir şey var mı?”

Ela K gülümsedi.
“Uyanır uyanmaz su içmek.”

Sınıftan onaylayan sesler yükseldi.

Profesör ekledi:
— “Gece boyunca böbrekler çalışır ama
vücut susuz kalır.”

— “Sabah içilen ilk su,
böbreklere ‘günaydın’ demek gibidir.”

Ela Y ve Farkındalık

— “Ela Y,” dedi Hatice öğretmen,
— “vücudumuzu dinlemek neden önemli?”

Ela Y düşündü.
“Çünkü vücut konuşuyor ama bağırmıyor.”

Profesör başını salladı.
— “Evet.”

— “Vücut genelde önce nazikçe uyarır.”

— “Dinlemezsek, sesi yükselir.”

Sınıfta bu cümle uzun süre yankılandı.

Aziz ve Sorumluluk

Hatice öğretmen Aziz’e baktı.
— “Aziz, böbrekler bize ne öğretmiş olabilir?”

Aziz net konuştu:
“Sorumluluk.”

“Kimse benim yerime su içemez.”

Profesör gülümsedi.
— “Çok doğru.”

— “Sağlık, başkasına devredilebilen bir şey değildir.”

Can ve Merak

Hatice öğretmen Can’a döndü.
— “Can, en çok hangi sorunun cevabı seni şaşırttı?”

Can biraz gülerek cevapladı:
“Böbreklerin bizi unutmamıza kızması.”

Sınıf güldü.

Profesör ekledi:
— “Böbrekler duygulanmaz ama
ihmalden etkilenir.”

— “Bu yüzden hatırlanmak isterler.”

Atlas ve Büyük Resim

— “Atlas,” dedi Hatice öğretmen,
— “bu hikâyeden genel olarak ne çıkardın?”

Atlas düşünerek konuştu:
“Vücut tek tek parçalardan değil,
birlikte çalışan bir sistemden oluşuyor.”

Profesör onayladı.
— “İşte bilimsel bakış açısı.”

— “Bir organı anlamak için
diğerlerini de düşünmek gerekir.”

Ali ve Cesaret

Hatice öğretmen Ali’ye döndü.
— “Ali, başta biraz çekinmiştin.
Şimdi ne hissediyorsun?”

Ali gülümsedi.
“Daha az korkuyorum.”

“Çünkü artık neyin neden olduğunu biliyorum.”

Profesör yumuşak bir sesle ekledi:
— “Bilgi, korkunun en güçlü ilacıdır.”

Zehra ve Şefkat

— “Zehra,” dedi Hatice öğretmen,
— “böbrek bağışı bölümünde ne hissettin?”

Zehra gözlerini indirdi.
“Birine yardım etmenin ne kadar büyük olduğunu.”

“Ama bunun zorunlu olmadığını da.”

Profesör başını salladı.
— “Evet.”

— “Gerçek iyilik,
özgür iradeyle yapılan iyiliktir.”

Ege ve Sonuç

Hatice öğretmen Ege’ye döndü.
— “Ege, bu dersten sonra çevrene ne anlatırsın?”

Ege kararlıydı.
“Böbreklerimizi sadece hasta olunca hatırlamamamız gerektiğini.”

“Her gün.”

Sınıfta derin bir sessizlik oldu.

Hatice Öğretmen’in Altın Kuralları

Hatice öğretmen tahtaya yaklaştı ve yazdı:

BÖBREKLER İÇİN 5 ALTIN KURAL

  1. Su içmeyi erteleme
  2. Tuzu abartma
  3. Hareket et
  4. Vücudunu dinle
  5. Bilgiyi paylaş

— “Bunlar sadece böbrekler için değil,” dedi,
— “hayat için.”

Profesörün Son Sürprizi

Profesör Vitalius sınıfın ortasına geçti.

— “Size son bir bilgi bırakıyorum,” dedi.

— “İnsan vücudu, kendine iyi bakıldığında
şaşırtıcı bir iyileşme ve uyum gücüne sahiptir.”

— “Ama bunun için bilgi + alışkanlık + farkındalık gerekir.”

Sonra çocuklara baktı.

— “Bugün siz bunların hepsini kazandınız.”

Işıklar hafifçe parladı.

Profesör geri çekilirken sesi yankılandı:
— “Unutmayın…”

— “Böbrekleriniz konuşmaz.”

— “Ama siz dinlerseniz, her şeyi anlatırlar.”

Ve sonra… yok oldu.

Zil çaldı.

Ama bu sefer kimse hemen kalkmadı.

Herkes biraz düşündü.

Tibet çantasına su şişesini koydu.
Mila arkadaşına gülümsedi.
Nilda defterine bir not düştü:
“Vücudunla arkadaş ol.”

Hatice öğretmen sınıfa baktı.

— “İşte,” dedi,
— “gerçek öğrenme böyle bir şey.”

Ve hikâye burada bitti.

Lakin çocukların yolculuğu… Yeni başlıyordu. 🌱✨

Dr. Mustafa KEBAT

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Yukarıda yer alan hikaye firmalarımız Tetkik OSGB – Tetkik Danışmanlık tarafından sosyal sorumluluğumuz olan çocuklarımızı bilgilendirmek, okumaya, çalışmaya, doğal hayata heveslendirmek ülkemize ve geleceğimize yararlı bireyler olabilmelerine katkı sağlamak maksadı ile yayınlanmıştır.

Dr Mustafa KEBAT

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz. Varsa hatalarımızı bildirmeniz daha faydalı olmamıza desteğiniz bizim için çok değerli.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Doğal Uyku Desteği Mini Kılavuzu

🌙 “Derin uykuya, doğal bir yolculuk…”
🧠 🧠 🧠
Uyku Nedir ve Neden Bu Kadar Önemlidir?

Uyku, vücudun sadece dinlendiği değil, aynı zamanda yenilendiği, bilgileri işlediği, bağışıklık sisteminin güçlendiği bir hayati süreçtir. Kaliteli bir uyku;

  • Hafızayı güçlendirir
  • Hormon dengesini düzenler
  • Kas ve doku onarımını sağlar
  • Ruh halini dengeler
  • Kalp ve damar sağlığını destekler

Uykusuzluk (insomnia), yalnızca halsizlik değil, obezite, diyabet, depresyon, hipertansiyon, bağışıklık zayıflığı gibi ciddi sorunlara zemin hazırlar.

⏳ ⏳ ⏳
Uykuya Geçişi Engelleyen Yaygın Nedenler
  • Geç saatlere kadar ekran maruziyeti (telefon, TV, bilgisayar)
  • Aşırı kafein/alkol tüketimi
  • Düzensiz uyku saatleri
  • Yetersiz fiziksel aktivite
  • Anksiyete ve zihinsel gürültü
  • Işık ve gürültü kirliliği
  • Melatonin üretimini bozan gece aktiviteleri
🌿 🌿 🌿
Doğal Bitkisel Destekler ve Etki Mekanizmaları
🌸 Çarkıfelek Çiçeği (Passiflora incarnata)
  • Etki: GABA aktivitesini artırarak zihinsel sakinlik sağlar.
  • Kullanım: 1 tatlı kaşığı kurutulmuş çiçek → 5-7 dk sıcak suda demlenip yatmadan önce içilir.

🌾 Melisa (Oğulotu)
  • Etki: Sinir sistemini yatıştırır, mide-kas spazmlarını hafifletir.
  • Kullanım: Günde 1-2 fincan. Lavanta veya çarkıfelek ile karıştırılabilir.

🌺 Lavanta
  • Etki: Kortizolü azaltır, GABA’ı destekler. Rahatlatıcı kokusuyla beyni yatıştırır.
  • Kullanım: Kurutulmuş çiçek → 5 dk sıcak suda demlenerek içilir.
  • Ek: Yastığa 1-2 damla lavanta yağı damlatılabilir.

🍒 Vişne Suyu
  • Etki: Melatonin içerir. Uyku süresini artırır.
  • Kullanım: Yatmadan 1 saat önce ½ – 1 bardak şekersiz vişne suyu içilir.

🌿 Şerbetçiotu (Humulus lupulus)
  • Etki: Sedatif (sakinleştirici) özellikte. Menopoz uykusuzluğunda etkilidir.
  • Kullanım: 1 çay kaşığı kurutulmuş şerbetçiotu → 7 dk demleme

🍃 Kediotu (Valerian)
  • Etki: Uyumakta zorlananlar için idealdir. REM uykusunu destekler.
  • Kullanım: Kökleri kaynatılıp çayı yapılır ya da kapsül formda alınır. Kokuya duyarlı olanlar için alternatif olabilir.
☕ ☕ ☕
Bitki Çayı Karışımı Tarifleri
🌙 Uyku Öncesi Çay Karışımı – “Gece Harmanı”
  • 1 tatlı kaşığı melisa
  • 1 çay kaşığı çarkıfelek çiçeği
  • ½ çay kaşığı lavanta

Hazırlık:
Karışımı 1 büyük kupa sıcak suda 5-6 dakika demleyin. Ilık olarak, tercihen loş ışıkta ve sessiz ortamda tüketin.

🔄 🔄 🔄
Uyku Döngüsünü Destekleyen Günlük Alışkanlıklar
🌞 Gündüz
  • Sabah mümkünse güneş ışığına çıkın (melatonin dengesi için önemlidir)
  • Kafeini 14.00’ten sonra kesin.
  • Öğleden sonra 20 dakikayı geçmeyecek şekilde şekerleme yapılabilir.

🌆 Akşam
  • Hafif egzersiz ya da yürüyüş yapın (uykudan 3 saat önceye kadar).
  • Akşam yemeğini uyku saatinden en az 3 saat önce yiyin.

🌙 Gece (Uyumadan 1-2 Saat Önce)
  • Mavi ışığı azaltın (telefon, ekran filtresi veya mavi ışık gözlüğü).
  • Yatmadan 1 saat önce sıcak bir duş alın.
  • Uyumadan önce hafif bir gevşeme egzersizi yapın (aşağıda).
  • Bitki çayınızı bu rutin sırasında yudumlayın.
🧘‍♀️ 🧘‍♀️ 🧘‍♀️
Uykuya Geçiş İçin Egzersiz ve Ritüeller
🌀 4-7-8 Nefes Tekniği

Derin nefesle sinir sisteminizi rahatlatır.

Nasıl yapılır?

  • 4 saniye boyunca burnunuzdan nefes alın
  • 7 saniye boyunca nefesi tutun
  • 8 saniyede yavaşça ağızdan verin
  • 4-5 tekrar yapın

✋ Kas Gevşetme Tekniği (Progresif Gevşeme)

Bedeni sırayla gevşetmek, uykuya geçişi kolaylaştırır.

  • Ayak parmaklarınızı 5 saniye sıkın, bırakın
  • Baldırlar → kalçalar → karın → eller → omuzlar → yüz (her bölge için 5 saniye sık, 10 saniye bırak)
  • Tüm vücudunuz gevşeyene kadar devam edin

🧠 Zihinsel Sıfırlama Egzersizi

Zihni susturmak için iç sesinizi yönetin.

  • Kendinize “Şimdi uykuya hazırlanıyorum. Yarın düşünürüm.” deyin
  • Zihninizde bir göl kenarı, orman yürüyüşü gibi huzurlu yerler hayal edin
  • O anları tüm duyularınızla deneyimlemeye çalışın
🛌 🛌 🛌
Uyku Hijyeni: Mekan ve Ortam Düzenlemesi
  • Yatak sadece uyumak ve cinsellik için kullanılmalı
  • Yatak odası sıcaklığı 18-21°C arası olmalı
  • Yatak ve yastık konforlu, sırt ve boynu desteklemeli
  • Loş ışık (mavi ışık yok)
  • Uyku öncesi 1 saat telefon/tablet kapatılmalı
  • Gürültü varsa beyaz gürültü cihazı veya kulak tıkacı kullanılabilir
  • Aromaterapi: Lavanta yağı difüzörde 15 dakika çalıştırılabilir
📆 📆 📆
Uyumaya Hazırlık Ritüel Planı (Yatmadan 1 Saat Önce)
ZamanAktivite
21:30Ekranları kapat, ılık duş al
21:45Bitki çayını hazırla ve yavaşça iç
22:00Loş ışıkta nefes ve gevşeme egzersizi
22:15Lavanta yağı, loş ortam, yatışa geçiş
22:30Uyumaya hazır ol, zihinsel sıfırlama
⚠️ ⚠️ ⚠️
Ne Zaman Doktora Görünmeli?

Doğal destekler faydalı olsa da aşağıdaki durumlarda bir uzmana başvurulmalıdır:

  • Haftada 3 geceyi aşan uykuya dalamama
  • Uyandığında yorgun kalkma
  • Gün içinde sürekli uykululuk hali
  • Horlama, nefes kesilmesi (uyku apnesi şüphesi)
  • 3 haftadan uzun süren kronik uykusuzluk
🧾 🧾 🧾
Uyku, Lüks Değil, Bir Haktır

Uyku; bir tembellik değil, sağlıklı bir yaşamın temelidir. Onu düzenlemek; yalnızca bitki çayı içmekle değil, tüm yaşam tarzını gözden geçirmekle mümkündür. Bitkisel destekler bu yolculukta harika yardımcılar olabilir, ama en büyük ilaç düzen ve bilinçtir.

Unutma: Derin uyku, bedenin değil, zihnin izin verdiği bir süreçtir. Zihnine huzur ver, uyku sana gelir.

Dr Mustafa KEBAT
Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Bir Kan Tahlili, Bin Soru

Bir hastane koridorunda ya da acil serviste en çok duyulan cümlelerden biri şudur:
“Troponininiz yüksek çıkmış.”

Bu tek cümle, çoğu kişi için kalp krizi korkusunu, belirsizliği ve yoğun bir endişeyi beraberinde getirir. Oysa troponin, tek başına bir “felaket habercisi” değildir. Tıpkı ateş gibi… Ateş bir hastalık değil, vücudun verdiği bir tepkidir. Troponin de kalp kasının “bir şeyler yolunda değil” deme biçimidir.

Ne var ki toplumda ve hatta zaman zaman sağlık çalışanları arasında bile “troponin yüksekliği = kesin kalp krizi” gibi yanlış ve dar bir algı bulunmaktadır. Bu algı, gereksiz korkuya, bazen de yanlış yönlendirmelere neden olabilmektedir.

Oysa günümüzde biliyoruz ki;

  • Ağır bir enfeksiyon,
  • Akciğer embolisi,
  • Böbrek yetmezliği,
  • Yoğun stres,
  • Hatta uzun süreli uykusuzluk ve ağır efor bile
    troponin düzeylerini yükseltebilir.

Amacım bu yazı ile sizler için, troponini bir “korku kelimesi” olmaktan çıkarıp, anlaşılır bir biyolojik gösterge hâline getirmek olacak. Kalp kasının ne zaman gerçekten zarar gördüğünü, ne zaman sadece “zorlandığını” ve hangi durumlarda alarm çanlarının çalması gerektiğini kolaylıkla görebileceksiniz.

Bu yazıyı okuduktan sonra şunu söyleyebilmenizi istiyorum:

“Troponin yüksekliğini duyduğumda paniklemiyorum; ne anlama gelebileceğini biliyorum.”

⭐⭐
Troponin Nedir?

Troponin, kalp kası hücrelerinin içinde bulunan bir protein grubudur. Kalbin kasılıp gevşemesini düzenler. Normal şartlarda bu protein kanda yok denecek kadar azdır.

Ancak kalp kası hücreleri zarar gördüğünde, strese girdiğinde ya da oksijensiz kaldığında troponin kana karışır. Yani troponin, kalbin “yardım çağrısıdır.”

⭐⭐⭐
KALP KRİZİ (AKUT MİYOKARD ENFARKTÜSÜ)

Troponin yüksekliğinin en bilinen ve en ciddi nedeni kalp krizidir.

Nasıl olur?
  • Kalbi besleyen damarlardan biri ani şekilde tıkanır
  • Kalp kası oksijensiz kalır
  • Hücreler ölür
  • Troponin kana karışır
Günlük hayattan örnek:

Bir bahçe hortumunu düşünün. Hortum aniden kıvrılırsa su akışı durur. Kalp kası da susuz (oksijensiz) kalırsa zarar görür.

Özellik:
  • Troponin yüksek ve yükselmeye devam eder
  • Göğüs ağrısı, terleme, mide bulantısı sık eşlik eder
KALP KRİZİ OLMADAN TROPONİN YÜKSEKLİĞİ (NON-KORONER NEDENLER)

Bu bölüm en çok yanlış anlaşılan kısımdır.

⭐⭐⭐
KALP YETMEZLİĞİ

Kalp yeterince güçlü kasılamadığında, hücreler sürekli stres altındadır.

  • Kalp krizi yoktur
  • Ama kalp yorulmuştur
  • Troponin hafif–orta düzeyde yükselebilir

Örnek:
Yokuş yukarı sürekli yük taşıyan bir kamyon… Motor yanmamıştır ama zorlanıyordur.

ŞİDDETLİ ENFEKSİYON (SEPSİS)

Vücut genel bir enfeksiyonla savaştığında:

  • Tansiyon düşer
  • Kalp daha hızlı çalışmak zorunda kalır
  • Oksijen dengesi bozulur

Sonuç: Troponin yükselir.

Önemli:
Bu durum kalp krizi değildir ama hayati önemdedir.

⭐ ⭐
AKCİĞER EMBOLİSİ

Akciğer damarlarına pıhtı gitmesi:

  • Kalbin sağ tarafını zorlar
  • Basınç artar
  • Kalp kası strese girer

Troponin yükselir çünkü kalp “sıkışmıştır”.

BÖBREK YETMEZLİĞİ

Böbrekler troponini yeterince temizleyemez.

  • Üretim artmamış olabilir
  • Ama kanda birikir

Bu nedenle böbrek hastalarında kronik troponin yüksekliği görülebilir.

KALP KASI İLTİHABI (MİYOKARDİT)

Özellikle gençlerde ve viral enfeksiyonlardan sonra görülür.

  • Göğüs ağrısı olabilir
  • Kalp krizi gibi taklit eder
  • Troponin yüksektir
  • Ama damarlar temizdir

Örnek:
Bir binanın kolonları sağlamdır ama duvarlar iltihaplıdır.

AŞIRI FİZİKSEL EFOR

Maraton koşucuları, ağır spor yapanlar:

  • Kalbi geçici olarak zorlar
  • Hücre zarları geçirgenleşir
  • Troponin geçici yükselir

24–48 saat içinde normale döner.

STRES, TRAVMA VE CERRAHİ
  • Trafik kazaları
  • Büyük ameliyatlar
  • Yoğun psikolojik stres

Kalp kası bu durumlarda da etkilenebilir.

TANSİYON KRİZLERİ VE RİTİM BOZUKLUKLARI

Kalp çok hızlı ya da düzensiz çalışırsa:

  • Oksijen ihtiyacı artar
  • Ama karşılanamaz
  • Troponin yükselir
Troponin Yüksekliği Nasıl Yorumlanmalı?

Troponin tek başına asla yeterli değildir.

Mutlaka birlikte değerlendirilmelidir:

  • Şikâyetler
  • EKG
  • Ekokardiyografi
  • Troponinin artış–azalış paterni

Altın cümle:

“Troponin sayısı değil, hikâyesi önemlidir.”

“Rakam Değil, Hikâye”

Modern tıpta en büyük hatalardan biri, laboratuvar sonuçlarını insandan koparmaktır. Troponin de bu hataya en sık kurban edilen parametrelerden biridir. Oysa hiçbir kan değeri, kişinin hikâyesinden bağımsız anlam taşımaz.

Troponin yüksekliği bazen gerçekten bir alarmdır; hızlı müdahale hayat kurtarır. Bazen ise kalbin geçici bir zorlanmasının sessiz bir kaydıdır. Bu iki durumu ayırt etmek, panik ile ihmali birbirinden ayırır.

Toplumda troponinin yalnızca “kalp krizi testi” olarak bilinmesi, gereksiz korkulara yol açmaktadır. Oysa troponin, kalbin dürüst bir habercisidir; yalan söylemez ama her zaman aynı şeyi de söylemez. Onu doğru dinlemek gerekir.

Hekim için troponin;

  • Sorgulayan,
  • Araştıran,
  • Bütüncül düşünen
    bir yaklaşımı zorunlu kılar.

Hasta için ise troponin;

  • Bilgiyle desteklenmesi gereken
  • Panikle değil, anlayışla karşılanması gereken
    bir bulgudur.

Unutulmamalıdır ki tıpta asıl olan insandır, rakamlar değil. Troponin yükselmiş olabilir; ama asıl soru şudur:

“Bu yükseliş, bu kişide, bu koşullarda ne anlatıyor?”

Bu soruya doğru cevap verildiğinde, troponin korkutucu bir kelime olmaktan çıkar; yol gösterici bir işaret hâline gelir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Falsely Elevated Troponin in Multiple Myeloma Case

Başlık: False Elevation of Troponin in a Case of Multiple Myeloma
Bu olgu raporunda, troponin yüksekliğinin kalp krizi ile ilişkili olmadığı; bunun yerine makrotroponin (immunoglobülin–troponin kompleksi) nedeniyle yanlış pozitif sonuç verdiği bildirilmiştir. Bu, özellikle bağışıklık sistemi hastalıklarında görülebilir. PubMed
PubMed linki:
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/36843687/ PubMed

⭐️⭐️ Troponin Yüksekliği ile Kardiyak Sarkoidoz

Başlık: Cardiac Sarcoidosis With Elevated Cardiac Troponin Mimicking Acute Myocardial Ischemia
Bu vaka raporunda, troponin yüksekliği akut iskemi (kalp krizi) düşüncesi oluşturmuş ancak hastanın temelinde kalp sarkoidozu olduğu gösterilmiştir. Böylece troponin yüksekliği başka sistemik hastalıklarda da görülebilir. PubMed
PubMed linki: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/37038571/ PubMed

⭐️⭐️ Myoperikardit Olgu Sunumu

Başlık: A Young Male Presenting With Chest Pain, Elevated Troponin Levels, and a Clinical Dilemma: A Case Report
24 yaşındaki hastada göğüs ağrısı ve çok yüksek troponin seviyeleri gözlenmiş, ancak koroner tıkanıklık saptanmamış; tanı myoperikardit (kalp kası ve çevresi iltihabı) olarak yapılmıştır. PubMed
PubMed linki: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38213369/ PubMed

⭐️⭐️ Persistent High Troponin T in End-Stage Renal Disease

Başlık: A colossal, enigmatic, and long-lasting high-sensitivity cardiac troponin T elevation
Bu vaka, aşırı yüksek troponin T seviyesinin son dönemde böbrek yetmezliği olan bir hastada izlenmesi ile ilgilidir. Kalp hasarı bulunmamasına rağmen troponin düzeylerinin çok yüksek olması laboratuvar ve non-kardiyak nedenleri düşündürür. PubMed
PubMed linki: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/34126066/ PubMed

⭐️⭐️ Troponin Elevation in Dermatomyositis (İnflamatuar Kas Hastalığı)

Başlık: Elevated Troponin T (TnT) in Non-acute Coronary Syndrome Due to Dermatomyositis
Bu makale, troponin seviyelerinin akut koroner sendrom dışı nedenlerle, özellikle dermatomiyozit gibi inflamatuar kas hastalıklarında da yükselebileceğini gösterir. PubMed
PubMed linki: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/39807469/ PubMed

⭐️⭐️ Pediyatrik Olgu: Macrotroponin ile Sürekli Troponin Yüksekliği

Başlık: Persistent Elevation of Troponin I in a Pediatric Patient Resulting From Macrotroponin Complex
16 yaşında genç bir sporcu hastada uzun süreli yüksek troponin I seviyesi saptanmış; incelemede macrotroponin kompleksi tespit edilmiştir. Bu durum troponinin yanlış yüksek olmasına neden olabilmektedir. PubMed
PubMed linki: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/36799035/ PubMed

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT
0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Ayrıca;
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Biyosidal Ürünlerle Çalışan Personelin Sağlık Gözetimi

Biyosidal ürünler, halk sağlığını ve çevreyi korumak amacıyla zararlı organizmalarla mücadelede kullanılan kimyasal maddeleri içerir. Bu ürünler, hem içerikleri hem de etkileri açısından kimyasal risk barındırdıkları için, uygulama faaliyetlerinde görevli çalışanların sağlık ve güvenliklerinin korunması kritik önemdedir. Türkiye’de biyosidal ürünlerin saha uygulamalarına ilişkin usul ve esaslar, Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ile düzenlenmiştir. Bu çerçevede Madde 18, çalışanların sağlık kontrollerinin yapılmasını zorunlu kılar. Bu zorunluluklar İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatı ile doğrudan bağlantılıdır ve etkin bir sağlık gözetimi sistemi kurulmasını şart koşar.

Bu madde kapsamında belirlenen yükümlülükleri, ilgili İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatıyla ilişkisini, yapılması gereken tetkikleri ve olası risk sonuçlarını ayrıntılarıyla ele alacağım.

Madde 18’in Yasal Çerçevesi ve İlkeleri

“Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” Madde 18 uyarınca; hazırlama ve uygulama işlerinde fiilen çalışacak personelin işe başlamadan önce sağlık raporu alması zorunludur. Raporda:

  • ASTIM, KOAH veya benzeri kronik solunum yolu hastalıkları,
  • Alerjik hastalıklar,
  • Cilt hastalıkları,
  • Nörolojik bozukluklar,
  • Kanda cholinesterase düzeyinin ölçümü,

gibi sağlık göstergelerinin değerlendirilmesi ve bu işi yapmaya uygunluk tespitinin yer alması gereklidir. Ayrıca; bu çalışanlar 12 ayda bir periyodik sağlık kontrolünden geçirilir ve aynı tetkikler tekrarlanır. Yapılan muayene ve ölçümler sonucunda sağlık durumu uygun olmayan veya bozulma eğilimi gösterenler, gerekli tedavi sağlanıncaya kadar bu işlerde çalıştırılamaz. (Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik – https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=32642&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5)

Bu madde, biyosidal ürün uygulayıcılarının hem mesleki risklere karşı korunmasını hem de özellikle kimyasal maruziyetten kaynaklanabilecek sağlık etkilerinin önceden saptanmasını hedefler.

Madde 18 ve İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı Arasındaki İlişki
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (İSG Kanunu)

6331 sayılı İSG Kanunu’nun Madde 15 “Sağlık Gözetimi” başlıklı hükmü, işverenin risk değerlendirmesi sonucunda sağlık açısından risk altında olduğu tespit edilen çalışanları uygun sağlık gözetimine tabi tutma yükümlülüğünü ifade eder. Bu kapsamda özellikle zararlı kimyasallar ile çalışılan işlerde, çalışanların düzenli aralıklarla sağlık kontrollerinden geçirilmesi gerekmektedir. Tetkik OSGB

Biyosidal ürünlerle çalışma doğası itibarıyla kimyasal maruziyet riski içerdiğinden (özellikle solunum ve deri teması), 6331 sayılı Kanun ile Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik’in gerektirdiği sağlık gözetimi yükümlülükleri doğrudan devreye girer. Bu mevzuatlar, biyosidal uygulamalarla çalışan personelin sağlık izleminin çalışma yaşamının ayrılmaz bir parçası olduğunu ortaya koyar.

Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Yönetmeliği

Bu yönetmelik, kimyasal maddelerle çalışan personelin maruziyetlerini değerlendirmeyi, uygun sağlık gözetimini belirlemeyi, gerekli koruyucu tedbirleri uygulamayı zorunlu kılar. Sağlık gözetimi, sadece risk varlığında değil, risk belirlenmesinden sonra tedbirlerin etkinliğinin izlenmesi amacıyla da yapılmalıdır. Bu kapsamda biyosidal ürünler gibi aktif kimyasal karışımlarla çalışacak personelin periyodik kontrolleri, risk değerlendirmesinin somut bir uygulaması olarak görülür. Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik

Sağlık Kontrolleri İçin Yapılması Gereken Tetkik ve Tahliller

Madde 18 kapsamında çalışanlara uygulanması gereken sağlık kontrolleri, biyosidal ürünlerin maruziyet etkileri temel alınarak belirlenmiştir.

Uygulanacak tetkikler ve gerekçeleri aşağıdaki gibidir:

Nörolojik Muayene

Gerekçe: Biyosidal ürünler arasında bazı aktif maddeler, organik fosfat ve karbamat sınıfı bileşikler içerir. Bu bileşikler, sinir sistemi üzerinde inhibitör etki yapabilen cholinesterase enzimini baskılayabilir. Bu durum nörolojik belirtiler, refleks değişiklikleri veya periferik sinir sistemi bozukluklarına yol açabilir.

Yapılacak: İşe başlamadan önce ve periyodik olarak nörolojik muayene yapılmalıdır. Bu muayene; refleks testi, koordinasyon değerlendirmesi ve nörolojik semptom sorgulamasını kapsamalıdır.

Cholinesterase Enzim Seviyesi Ölçümü

Gerekçe: Cholinesterase, özellikle organik fosfat etken maddelerine maruziyette önemli bir biyomarkerdir. Düşük seviyeler, sinir impuls iletiminde bozulmayı ve ciddi toksik etkileri işaret edebilir. Bu nedenle hem başlangıçta hem periyodik olarak ölçüm yapılması zaruridir.

Yapılacak: Kan örneği alınarak cholinesterase aktivitesi belirlenmeli, normal referans aralıkları ile karşılaştırılmalıdır. Normal seviyenin altında değerler görüldüğünde; çalışan bu işlerde çalıştırılmamalı ve tıbbi gözetim sağlanmalıdır.

Solunum Fonksiyon Testleri

Gerekçe: Biyosidal ürünlerin püskürtülmesi, aerosoller ve partiküller oluşturabilir. Bu durum solunum yolları ile ilgili riskleri artırır. Astım, KOAH veya diğer kronik solunum yolu hastalıklarının varlığı; bu sektörde çalışmayı daha riskli hale getirir.

Yapılacak: Spirometri gibi solunum fonksiyon testleri ile akciğer kapasitesi ve havayolu performansı değerlendirilmelidir. Riskli bireyler tanımlanmalı, gerekirse alternatif görevler düşünülmelidir.

Deri ve Alerji Testleri

Gerekçe: Biyosidal ürünlerle temas, cilt bariyerini aşabilir ve dermatit, ekzema gibi cilt reaksiyonlarına yol açabilir. Ayrıca alerjik reaksiyon potansiyeli söz konusu olabilir.

Yapılacak: Cilt muayenesi, alerjen panel testleri ve gerekirse dermatolojik tetkik uygulanmalıdır. Cilt bütünlüğü bozuk veya alerjik reaksiyonu olan personel, risk değerlendirilmesine tabi tutulmalıdır.

Genel Sağlık Tarama Testleri

Gerekçe: Genel sağlık durumu, maruziyetin etkilerini daha geniş perspektifte değerlendirmek açısından gereklidir. Kan biyokimyası, böbrek ve karaciğer fonksiyonları gibi parametreler, maruziyetin sistemik etkilerini izlemek için önemlidir.

Yapılacak: Tam kan sayımı, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, elektrolit paneli gibi tetkikler yapılmalıdır.

Sağlık Gözetimi Sürecinin Uygulanması ve Takibi
İşe Başlamadan Önce Sağlık Gözetimi

Çalışanın biyosidal ürün hazırlama ve uygulama işlerinde çalışmasına karar verilmeden önce, yukarıda belirtilen tetkiklerin tamamı yapılır.

Bu aşama;

  • Çalışanın risklere uygunluğunu belirler,
  • Mevcut sağlık sorunlarının tanımlanmasını sağlar,
  • İşe uygunluk belgesi çıkarılmasına dayanak oluşturur.

Sağlık raporu bir yılllığına geçerlidir ve bu süre içinde aynı iş yerindeki iş değişikliklerinde rapor geçerliliğini korur.

Periyodik Sağlık Kontrolleri

Hem Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ve İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu gereği bu kontroller yılda bir kez tekrarlanmalıdır. Bu tekrar, kronik problemlerin gözlemlenmesi, maruziyet etkilerinin izlenmesi ve yeni sağlık gelişmelerinin değerlendirilmesini sağlar.

Periyodik kontrollerde aşağıdakiler yapılmalıdır:

  • Nörolojik değerlendirme,
  • Cholinesterase ölçümü,
  • Solunum fonksiyon testleri,
  • Cilt ve alerji değerlendirmeleri,
  • Genel sağlık taraması.

Muayene Sonuçlarına Göre İşe Devam ve Çalıştırmama Kararları
Normal Sonuçlar

Çalışanın tüm test ve muayeneleri normal referans aralıkta ise ve belirgin bir risk faktörü bulunmuyorsa, kişi biyosidal ürünlerle ilgili işlerde çalışabilir. Ancak bu durum, işverenin risk değerlendirmesini sürekli güncellemesi ve çalışanı eğitmesi yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Anormal veya Bozulma Eğilimi Gösteren Sonuçlar

Aşağıdaki durumlarda çalışan biyosidal ürün hazırlama ve uygulama işlerinde çalıştırılmamalıdır:

  • Cholinesterase düzeylerinde anlamlı düşüş,
  • Belirti veren nörolojik semptomlar,
  • Solunum fonksiyonlarında bozulma,
  • Cilt tahrişi, atopik reaksiyonlar,
  • Diğer sistemik anormallikler.

Bu durumda;

  1. Çalışan uzman tedavisine yönlendirilir,
  2. Sağlığı normale dönene kadar işe devam edilmez,
  3. Sağlık raporu yenilenmeden kişiye bu görev verilmez.

Periyodik İzleme, Eğitim ve Belgelendirme
Eğitim ve Farkındalık

İşveren ayrıca, çalışanlara biyosidal ürünlerin riskleri, uygun KKD kullanımı, ilk yardım ve acil durum prosedürleri konusunda eğitim vermelidir. Bu eğitimler İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu ve Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik kapsamında zorunludur.

Kayıt Tutma ve Denetim

Her bir çalışan için sağlık raporları, periyodik kontrol sonuçları ve izleme raporları iş yerinde tarih sırasına göre saklanmalı ve denetim elemanlarının incelemesine açık tutulmalıdır. Bu, hem mevzuata uyum hem de çalışan güvenliği açısından kritik bir gerekliliktir.

Biyosidal ürünlerle sahada çalışan personelin sağlık gözetimi, yalnızca bir yasal zorunluluk değil; aynı zamanda çalışanların uzun vadeli sağlığını korumak, meslek hastalıklarını önlemek ve işletmenin sürdürülebilir faaliyet göstermesi için temel bir uygulamadır. Madde 18, başlangıçta ve periyodik olarak yapılan sağlık kontrolleri ile personelin fizyolojik ve nörolojik durumunun izlenmesini şart koşarak bu çerçevenin somut uygulanmasını sağlar.

Bu kapsamda;

  • Cholinesterase gibi biyobelirteçlerin ölçümü,
  • Solunum ve deri tetkikleri,
  • Genel sağlık kontrolleri,

gibi uygulamalar hayati önem taşır. Ayrıca, bu tetkikler sadece bir uyum aracı değil; çalışanların iş güvenliği yönünden erken uyarı sistemi olarak da değerlendirilmelidir.

Sonuç olarak, biyosidal ürün uygulama faaliyetlerinde yer alan tüm çalışanlar için önleyici sağlık gözetimi, periyodik takip, uygun eğitim ve kayıt sistemleri kurulması; işverenler için hem mevzuata uyum hem de çalışan sağlığının korunması açısından birincil yükümlülüktür.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Kanunun ve Yönetmelikleri Okumayı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Biyosidal Ürünler Yönetmeliği – https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=13672&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

⭐️⭐️ Biyosidal Ürünlerin Kullanım Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik – https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=32642&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

⭐️⭐️ Aktif Madde İçermeyen Biyosidal Ürünler Tebliği – https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/08/20130802-19.htm

⭐️⭐️ Biyosidal Ürünle İşlenmiş Eşyalar Tebliği – https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/05/20180513-14.htm

⭐️⭐️ Biyosidal Ürünlerin Etiketlenmesi Hakkında – 08.07.2025 – T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT
0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Ayrıca;
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Teknik Dil mi, Hayat Kurtaran Dil mi?

İş güvenliği uzmanının saha çalışmaları ve eğitimlerde kullandığı dil, yalnızca bilginin doğruluğunu değil, anlaşılırlığını ve uygulanabilirliğini de belirliyor. Teknik olarak kusursuz bir içerik, eğer çalışan tarafından anlaşılmıyorsa, pratikte hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu nedenle iletişimde kullanılan kelimeler, en az önlem kadar hayati öneme sahiptir.

İş güvenliği uzmanının saha çalışmaları sırasında karşısında çoğu zaman mühendis, hekim, akademisyen değil; ustalar, operatörler, teknisyenler, şoförler, bakımcılar ve yardımcı personeller vardır. Bu insanların büyük bölümü risk algısını teknik terimlerle değil, gündelik deneyimleri ve kullandıkları pratik dil üzerinden oluşturur.

Örneğin “statik elektrik riski” dendiğinde bazı çalışanlar bunu soyut bir fizik konusu olarak algılarken, “makine üzerindeki elektrik birikmesi çarpabilir” ifadesi çok daha somut bir anlam taşır. Aynı gerçek, farklı ifade düzeylerinde bambaşka etkilere yol açar.

Bu nedenle iş güvenliği uzmanı, saha uygulamalarında ve eğitim anlatımlarında mümkün olduğunca:

  • Genelleşmiş halk dilini
  • Meslek gruplarının kendi arasında kullandığı terimleri
  • Yöresel ve yerel ifadeleri
  • Günlük hayattan örnekleri

kullanmalıdır.

Bu, bilimsellikten ödün vermek değil; aksine bilimin sahaya inmesini sağlamaktır. Çünkü bugünkü amacımız, teknik olarak doğru konuşmak değil, doğru davranışın oluşmasını sağlamaktır. İş güvenliği felsefesi yerleştiğinde tabi ki teknik terminolojiyi kullanmak ve ortak dil olmasını sağlamak o günün sorumluluğu olacaktır.

Örneğin:

  • “Kişisel koruyucu donanım” yerine önce “iş ekipmanın” veya “koruyucu malzemen” denmesi
  • “Yüksekte çalışma” yerine “başının üstünde, düşme ihtimali olan iş” ifadesinin kullanılması
  • “Konfined alan” yerine “hava almayan kapalı alan” ifadesi
  • “Respiratör” yerine “toz maskesi (respiratör)” ifadesi

sahada karşılık bulan, anlaşılan ve hafızada kalan anlatımlardır. İnsanlar bildikleri kelimelerle düşünür; düşünemediği şeyi ise uygulayamaz.

Ancak burada çok önemli bir ayrım vardır:
Sözlü anlatım dili ile resmi yazım dili aynı olmak zorunda değildir.

İş güvenliği uzmanı, sözlü iletişimde sade, anlaşılır ve yerel bir dil kullanırken; resmi belgelerde, raporlarda, talimatlarda, risk analizlerinde ve prosedürlerde mutlaka teknik ve hukuki terminolojiye bağlı kalmalıdır. Çünkü bu belgeler denetim, soruşturma, mahkeme ve resmi değerlendirme süreçlerine girebilir. Bu yazılı belgelerde kullanılacak her kelimenin:

  • Mevzuatta karşılığı olmalı
  • Bilimsel terminoloji ile uyumlu olmalı
  • Meslek standartlarına uygun olması gerekir

Buradaki ideal yöntem şudur:
Eğer hazırlanan belge çalışanların da okuyup anlayacağı bir doküman (örneğin: talimat, uyarı, saha panosu, eğitim broşürü, cep rehberi vb.) ise teknik terimin hemen yanında, parantez içinde halk arasında kullanılan karşılığı da verilmelidir.

Örnek kullanım:

  • Kişisel Koruyucu Donanım (KKD – koruyucu ekipman)
  • Konfined Alan (hava almayan kapalı alan)
  • LOTO – Kilitleme/Etiketleme (makineyi kilitleyip etiket asma)
  • Statik Elektrik (durgun elektrik birikmesi)
  • Ergonomi (vücuda uygun çalışma düzeni)
  • Asfiksi (boğulma / oksijensiz kalma)

Bu yöntemle iki önemli kazanım elde edilir:

  1. Resmi doğruluk korunur
  2. Pratik anlaşılırlık sağlanır

Bu yaklaşımı benimsemeyen, sadece teknik terimlerle konuşan ve çalışanların “anlamasını onları ilgilendirmeyen bir detay” olarak gören kişiler ise aslında iş güvenliğinin ruhunu anlamamıştır. Çünkü iş güvenliği, raportörlük ya da ezbere mevzuat aktarımı değildir. İş güvenliği, davranış değiştirme sanatıdır. Bunun yolu da doğru kelimeleri, doğru insana, doğru biçimde söylemekten geçer.

Daha da önemlisi şudur: Çalışanın anlamaması bir “cehalet” problemi değil, bir “iletişim sorunu”dur. Eğer çalışan anlamıyorsa, anlatan kişi görevini tam yapmamış demektir. Bu noktada sorumluluk, terimi bilmeyene değil; bildiği hâlde sadeleştirmeyenedir.

Kendisi anlamadığı için değil, anlatmaya emek vermediği için teknik dil eleştirisi yapan ama çalışanları bilinçlendirmek gibi bir çaba da göstermeyen kişiler, eleştirinin arkasına saklanan konfor alanında kalırlar. Oysa gerçek iş güvenliği uzmanı şikâyet eden değil, anlatma yöntemi geliştiren kişidir.

Sonuç olarak:

  • Sahada: Halkın, çalışanın dili konuşulmalıdır.
  • Belgede: Bilimin ve mevzuatın dili korunmalıdır.
  • Çalışan odaklı dokümanda: Teknik terim + parantez içinde günlük karşılık birlikte kullanılmalıdır.

Amaç: Bilgi gösterisi değil, bilginin kabul edilebilir yoldan aktarılması ve uygulanasının sağlaması olmalıdır

Çünkü en gelişmiş terminoloji bile, eğer insanın zihnine ve davranışına ulaşmıyorsa, sadece süslü kelimeler yığınıdır. İş güvenliği uzmanının asıl ustalığı kelime sayısında değil, anlaşılır olmasıdır.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT
0 530 568 42 75

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Bu sitede yer alan içerikler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşır. Paylaşılan bilgiler, bir hekim muayenesinin, tedavisinin veya profesyonel danışmanlığın yerini tutmaz. Buradaki bilgiler esas alınarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması, mevcut tedavinin değiştirilmesi ya da bırakılması uygun değildir.

Aynı şekilde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili içerikler, bir iş güvenliği uzmanı, mühendis veya teknik ekip tarafından yapılması gereken değerlendirme ve kararların yerine geçemez. Bu bilgiler temel alınarak saha risk değerlendirmesi yapılması ya da mevcut sistemin değiştirilmesi önerilmez.

Sitede herhangi bir yasa dışı ilan ya da yönlendirme yapılması amacı bulunmamaktadır. İçerikler, sadece farkındalık yaratmak ve bilinçlendirme sağlamak amacıyla sunulmuştur.

⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla