Hedefli Bireysel Şiddet ve Grup Çatışması Riski

İş sağlığı ve güvenliği hukuku, yalnızca fiziksel çevresel tehlikeleri değil, aynı zamanda sosyal ve psikososyal riskleri de kapsayan bütüncül bir koruma sistemini amaç edinmiştir.

Bu bağlamda, özellikle ülkemizin belirli sosyo-kültürel bölgelerinde etkili olan kan davası, aile veya aşiret temelli husumetler, örgütlü yapıların tehdit unsurları, bireyleri hedef alabilecek nitelikte ciddi işyeri güvenliği riskleri doğurmaktadır. Yine aynı şekilde, gruplar arası anlaşmazlıklar, bölgesel kutuplaşmalar ya da etnik, mezhepsel ya da ideolojik sürtüşmeler, bireysel saldırılardan toplu çatışmalara uzanabilecek nitelikte tehditler oluşturabilir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu kanuna bağlı ikincil düzenlemeler, işverenlere sadece teknik önlemler alma değil, aynı zamanda çalışanları sosyal ve psikolojik risk faktörlerinden koruma yükümlülüğü de yüklemektedir.

Özellikle “tehlikenin kaynağında yok edilmesi” ilkesi gereği, hedefli bireysel tehdit veya grup çatışması riski taşıyan durumlarda, işverenin tehlikenin varlığından haberdar olduğu andan itibaren gerekli önlemleri almaması, ciddi hukuki ve cezai sorumluluk doğurabilecek bir ihmali temsil etmektedir.

Her ölçekteki işletmeler özellikle de bölgesel risklerin yoğun olduğu yerlerde, Hedefli bireysel şiddet vakaları, kan davası gibi süreğen tehdit zincirleri ve gruplar arası husumetin oluşturabileceği şiddet olasılıklarının işyerine yansıma biçimlerini, işverenin koruma yükümlülüğü çerçevesinde ne gibi önleyici ve destekleyici mekanizmalar kurması gerektiğini, güncel hukuk uygulamaları eşliğinde iş sağlığı ve güvenliği kurulunda teknik bir bakış açısı ile değerlendirmelidir.

Her ölçekteki işletmenin, sadece işyeri içi değil, aynı zamanda işyeri dışı kaynaklı tehditlere karşı da koruma stratejileri geliştirmesi günümüz İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

Bu çerçevede, çalışma barışının ve yaşam hakkının korunabilmesi adına hedefli şiddet riskine karşı oluşturulacak özel politika, plan ve acil durum senaryoları, artık birer tercihten ziyade, hukuken zorunlu bir güvenlik yaklaşımının parçası olarak görülmelidir.

Hedefli Bireysel Şiddet

Tanım: Hedefli bireysel şiddet, bir kişinin kasıtlı ve bilinçli şekilde belirli bir çalışana yönelik tehdit, saldırı, taciz veya şiddet uygulamasıyla ortaya çıkan durumdur. Bu kişi genellikle mağdurun aile üyesi, eski eşi/sevgilisi, husumetli bir şahıs veya suç geçmişi olan birey olabilir.

Kaynakları

  • Ailevi husumet (boşanma, miras davası, nafaka çekişmesi)
  • Kan davası veya aşiret temelli gerginlikler
  • Romantik reddedilme, ayrılık, kıskançlık temelli öfke
  • Sosyal medya üzerinden başlayan tehdit ve takipleşmeler
  • İşyeri dışında başlayan ama işyeri adresine kadar uzanan bireysel düşmanlıklar

Örnek Durum: Bir işçinin kardeşi başka bir aileyle kan davası içindedir. Saldırgan taraf, işçiyi kolay bulunabilir bir hedef olarak görüp işyerinde saldırı planı yapar. Bu durum, çalışanla ilgisi olmayan diğer kişileri de tehlikeye atar.

Olası Sonuçlar

  • Fiziksel yaralanma veya ölüm
  • Travma sonrası stres bozukluğu
  • Personel devrinde artış
  • Üretimde aksama, iş bırakma
  • İşveren aleyhine ceza veya tazminat davaları

Grup Çatışması Riski

Tanım: Grup çatışması riski, aynı işyerinde veya aynı bölgede çalışan fakat geçmişten gelen etnik, mezhepsel, ailevi, siyasi veya sosyo-kültürel nedenlerle aralarında husumet olan grupların fiziksel veya psikolojik çatışma içine girme tehlikesidir.

Kaynakları

  • Aynı köy, mahalle veya bölgeden gelen ailelerin geçmişe dayalı düşmanlığı
  • Etnik veya mezhepsel ayrım ve kutuplaşmalar
  • Sendikal ayrışmalar, siyasi görüş temelli gerginlikler
  • Aşiret yapısı olan bölgelerde kabile çatışmaları
  • Grup liderlerinin dışarda süren davasının işyerine taşınması

Örnek Durum: Aynı fabrika içinde çalışan iki işçi grubu, geçmişte bir düğünde çıkan kavga nedeniyle yıllardır anlaşamamaktadır. Aralarındaki düşmanlık işyerinde küfürleşme, fiziksel mesafe talebi ve sonunda bir yemekhanede toplu kavgaya dönüşür.

Olası Sonuçlar

  • Toplu kavgalar, darp olayları
  • Saha ekipmanlarının saldırı için kullanılması
  • Güvenlik personelinin yetersiz kalması
  • İşyerinin adli olaya dönüşmesi ve üretimin durması
  • Disiplin süreçlerinin yetersiz kalması nedeniyle işyeri bütünlüğünün bozulması

⚖️ ⚖️ ⚖️

Hukuki Dayanaklar

  1. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
    • Md. 4: İşverenin çalışanları “her türlü tehlikeden koruma yükümlülüğü”
    • Md. 10: Psikososyal ve fiziksel tehditlerin dahil edildiği risk değerlendirmesi zorunluluğu
  2. 4857 Sayılı İş Kanunu
    • Md. 77: İşverenin iş güvenliği önlemlerini alma zorunluluğu
    • Md. 25: Güvenliği tehlikeye atan davranışlarda işverenin fesih hakkı
  3. İş Kazası Niteliği (Yargıtay Kararları)
    • Husumetli kişinin işyerinde gerçekleştirdiği saldırılar, iş kazası olarak değerlendirilmekte ve işverenin sorumluluğu doğmaktadır.
  4. ILO 190 No’lu Sözleşme (İşyeri şiddeti ve taciziyle mücadele)
    • Şiddetin yalnızca fiziksel değil, psikolojik ve sosyal kökenli olabileceği vurgulanır.

🛡️ 🛡️ 🛡️

İşverenin Alması Gereken Önlemler

İşyeri Risk Değerlendirmesine Dahil Etme

  • Psikososyal tehlikeler ve hedefli şiddet vakaları özel başlık olarak analiz edilmeli
  • “Yüksek riskli çalışanlar” profili oluşturulmalı (eski mahkûm, koruma talebi olan, ailesiyle husumeti olan vb.)

Bildirim Kanalları ve Güvenli İletişim

  • Tehdit alan çalışanlar için anonim bildirim hattı
  • İşyerinde “şiddet riski bildirimi” prosedürü
  • Hukuki yardım veya sosyal hizmet yönlendirmesi

Fiziksel Güvenlik Önlemleri

  • Güvenlik kameraları ve kontrollü giriş-çıkış sistemi
  • Vardiya değişimi veya geçici görev yeri değişikliği
  • Tehdit altındaki çalışana kişisel güvenlik danışmanlığı (gizli isim, maskelenmiş bordro vs.)

Eğitim ve Farkındalık

  • Tüm personelin yılda en az bir kez şiddet riski eğitimi alması
  • Müdahale etmeme – yetkililere haber verme eğitimi
  • İSG Kurulunda şiddet risklerinin düzenli gündeme alınması
✅ ✅ ✅

Risklerin Göz Ardı Edilmesinin Sonuçları

Hedefli bireysel şiddet ve grup çatışması riski, kimi zaman görünmez ve “kişisel mesele” gibi algılansa da; bu tür tehditlerin işyerine yansıyan etkileri hem iş sağlığı ve güvenliği hem de iş hukuku bakımından doğrudan işveren sorumluluğu doğurabilecek niteliktedir. Özellikle işverenin özen borcu kapsamında, çalışanlarını her türlü fiziksel, ruhsal ve sosyal tehlikeye karşı koruma yükümlülüğü, yalnızca teorik bir görev değil; yasal olarak bağlayıcı bir zorunluluktur.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesi, işverenin tüm çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu açıkça belirtmektedir. Aynı maddede, “işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını denetlemek” de işverenin asli yükümlülükleri arasında sayılmıştır. Bu bağlamda, işverenin çalışanlardan herhangi birinin geçmişte kan davasına konu olmuş, tehdit altında ya da husumet içeren bir sosyal çatışmanın tarafı olduğunu bildiği hâlde, bu duruma karşı herhangi bir risk değerlendirmesi yapmaması ve gerekli önleyici önlemleri almaması, doğrudan kusurlu davranış olarak kabul edilmektedir.

İş Kanunu’nun 77. maddesi de işverenin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemelere uygun hareket etmesi gerektiğini hükme bağlamaktadır. Söz konusu maddenin devamında yer alan sorumluluklar; işyerinde barış ortamının tesis edilmesini, tehdit algısının bertaraf edilmesini ve çalışanlar arasında güvene dayalı bir iş ortamının oluşturulmasını da içerecek biçimde yorumlanmaktadır.

Bu tür sosyal şiddet kaynaklarının göz ardı edilmesi veya risk analizine dahil edilmemesi durumunda;

  • Çalışanların psikolojik sağlığı ve motivasyonu zarar görür,
  • Kavga, darp veya silahlı saldırı gibi telafisi zor olaylar meydana gelebilir,
  • İşveren, hem adli hem de idari yönden sorumlu tutulabilir,
  • Tazminat yükümlülüğü ve iş kazası hükümleri kapsamında mali riskler doğabilir.

Yargıtay içtihatlarında da bu yönde net bir eğilim mevcuttur. Özellikle çalışanı hedef alan bireysel tehditlerin bilindiği, hatta geçmişte benzer olayların yaşandığı ortamlarda işverenin bu riski görmezden gelmesi veya hafife alması, “kaçınılabilir zararın doğmasına neden olmak” suretiyle ağır kusur kapsamında değerlendirilmekte ve işverenin tazminatla sorumlu tutulmasına yol açmaktadır.

Ayrıca, iş kazası sonucu yaralanma veya ölüm gerçekleşmesi hâlinde, olayın adli boyutu ağır ceza davasına dönüşebilir. Türk Ceza Kanunu bakımından da bu durumda işverenin “bilinçli taksir” ile cezai sorumluluğu doğabilir. Çünkü artık risk, soyut olmaktan çıkmış; öngörülebilir ve önlenebilir nitelikte bir tehlike hâlini almıştır.

Sonuç olarak; hedefli bireysel şiddet ve grup çatışması riski, özellikle belirli sektörlerde ve sosyo-kültürel alanlarda göz ardı edilmemesi gereken, işyerinin huzurunu ve çalışanların güvenliğini doğrudan tehdit eden bir unsurdur. Bu riskin iş sağlığı ve güvenliği risk analizine eksiksiz ve doğru biçimde dahil edilmemesi; hem çalışanların yaşam hakkı ve kişilik haklarının ihlali, hem de işverenin hukuki, cezai ve mali sorumluluk altına girmesi anlamına gelmektedir.

Bu nedenle, her işveren; bu tür riskleri belgeleme, analiz etme, önlem alma, eğitim sağlama ve periyodik kontrol etme yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmelidir. Söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda doğacak sonuçlar sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani ve toplumsal sorumluluğu da beraberinde getirir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Değerli İş Güvenliği Camiası üyesi,

İş Sağlığı ve Güvenliği konusundaki makalelerimiz ve teknik yazılarımızda eksiklerimiz olabilir. Bizlere her zaman ulaşılabilirsiniz.

Bizlerle nilgi ve tecrübelerinizi paylaşmanız, vereceğiniz katkılar ile web sitemizi ve içindeki yazıları iş güvenliği camiasının daima yararlanacağı büyük ve ayrıntılı bir veri bankası haline getirebiliriz.

Dr. Mustafa KEBAT – 0 530 568 42 75

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

İşyerinde Şiddet Riski Bildirimi Prosedürü

1. Neden İşyerinde Şiddet Riski Bildirimi Prosedürü olmalı?

Günümüzde işyerleri yalnızca üretim ve hizmet merkezleri değil, aynı zamanda çalışanların fiziksel, ruhsal ve sosyal güvenliğinin sağlandığı mekânlar olmalıdır.

“Hedefli bireysel şiddet” ve “grup çatışması riski” gibi tehditler, yalnızca bireyleri değil tüm işyeri ortamını etkileyen, kimi zaman ciddi yaralanmalara ve hatta ölümlere varan sonuçlar doğurabilen gerçek ve göz ardı edilemez tehlikelerdir.

Risklerin kaynağında genellikle fark edilmeyen veya bildirilmeyen tehdit unsurları yer almaktadır. Bu nedenle, çalışanların maruz kalabileceği veya tanıklık edebileceği şiddet potansiyelinin sistematik biçimde raporlanması, değerlendirilmesi ve önlenmesi amacıyla her işyerinde uygulanabilir, şeffaf ve erişilebilir bir “Şiddet Riski Bildirimi Prosedürü“nün oluşturulması, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında bir zorunluluk olduğu kadar, işverenin özen yükümlülüğünün de asli parçasıdır.

2. İşyerinde Şiddet Riski Bildirimi Prosedürünün Hukuki Dayanakları

İşyerlerinde şiddet riskine karşı önlemler alınması yükümlülüğü, aşağıdaki mevzuat hükümlerine dayanmaktadır:

  • 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
    • Madde 4: İşverenin genel yükümlülüğü
    • Madde 10: Risk değerlendirmesi, kontrol, ölçüm ve araştırma
    • Madde 11: Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım
  • 4857 sayılı İş Kanunu
    • Madde 77: İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülük
    • Madde 24 ve 25: Derhal fesih halleri (şiddet davranışları gerekçe olabilir)
  • Türk Ceza Kanunu
    • Madde 96: Eziyet
    • Madde 106: Tehdit
    • Madde 117: İş ve çalışma hürriyetinin ihlali
  • İşyerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi Genelgesi (2011)

3. İşyerinde Şiddet Riski Bildirimi Prosedüründeki Tanımlar

İşyeri şiddeti: Çalışanlara yönelik olarak gerçekleşen, fiziksel saldırı, tehdit, hakaret, yıldırma (mobbing), sözlü taciz, psikolojik baskı, grup içi çatışma ve benzeri davranışların tümünü ifade eder.

Şiddet riski: Henüz gerçekleşmemiş, ancak ihmal edildiğinde potansiyel olarak çalışanlara zarar verebilecek şiddet eğilimli olayların ihtimali.

Şiddet riski bildirimi: Bir çalışanın, kendisine ya da diğer çalışanlara yönelik oluşabilecek bir şiddet tehdidini işverene veya yetkili birime yazılı ya da sözlü olarak iletmesi.

4. İşyerinde Şiddet Riski Bildirimi Prosedürü Temel Aşamaları

4.1. Riskin Fark Edilmesi

Çalışan ya da gözlemci kişi aşağıdaki örnek durumlarla karşılaştığında şiddet riski algısı oluşabilir:

  • Sürekli olarak tehdit, hakaret veya fiziksel sataşmaya maruz kalmak
  • Aile bireylerinden, eski eşlerden, grup üyelerinden tehdit almak
  • Kan davası, husumet gibi nedenlerle kişisel güvenliğin tehdit altında olması
  • Mesai arkadaşları arasında artan gerilim, sosyal dışlama, sözlü saldırılar
  • Müşteri ya da ziyaretçiden gelen tehdit içerikli mesajlar

4.2. İlk Bildirim

Bildirim şekilleri:

  • Yazılı bildirim (Dilekçe, elektronik form, mail)
  • Sözlü bildirim (İK’ya, amire, İG uzmanına)
  • Anonim kutular veya mobil uygulamalar üzerinden

İçerik:

  • Şiddet riski algısının kim tarafından, ne zaman, nasıl fark edildiği
  • İlgili kişilerin kimlik bilgileri
  • Şiddet tehdidinin içeriği (fiziksel, sözlü, psikolojik vb.)
  • Önceki benzer olaylar varsa bunların özeti

4.3. Değerlendirme Süreci

Bildirim üzerine görevlendirilen birim (İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu, İK birimi, Rehberlik servisi veya Şiddet Önleme Komisyonu) aşağıdaki adımları izler:

  1. Bildirimi kayda alır (KVKK kapsamında gizlilik sağlanarak)
  2. Şiddet riskinin seviyesini belirler:
    • Düşük: Anlık öfke, sözlü gerginlik
    • Orta: Sürekli tehdit, husumet geçmişi
    • Yüksek: Silahlı tehdit, fiili saldırı ihtimali
  3. Taraflar ayrı ayrı dinlenir
  4. Tanık ifadeleri toplanabilir
  5. Gerekirse kolluk kuvvetlerine ön bildirimde bulunulur

5. İşyerinde Şiddet Riski Bildirimi Sonrası Müdahale ve Önlem Planı

Riskin seviyesi tespit edildikten sonra işveren aşağıdaki önlemleri almalıdır:

5.1. Fiziksel Önlemler

  • Kamera sistemlerinin etkinliği artırılır
  • Giriş-çıkışlar kontrol altına alınır
  • Tehlike altındaki çalışan geçici süreyle başka birime alınabilir
  • Gerekirse özel güvenlik desteği sağlanır

5.2. Organizasyonel Önlemler

  • Husumet tarafları fiziksel olarak ayrı birimlerde konumlandırılır
  • Vardiya planlaması yapılır (aynı anda bulunmamaları sağlanır)
  • Şiddet tehdidi olan kişi hakkında disiplin süreci başlatılır
  • Gerekirse iş akdi sona erdirilir (4857/25. madde gereği)

5.3. Psikososyal Destek

  • Taraflara işyeri rehberlik birimi ya da dış destekle psikolojik danışmanlık sağlanır
  • Mobbing veya tehdit sonrası travma etkileri için psikolog/psikiyatrist yönlendirmesi yapılabilir

6. İşyerinde Şiddet Riski Bildirim Gizliliği ve Koruma İlkeleri

Şiddet riski bildiriminde bulunan kişi:

  • Kesinlikle işten çıkarılamaz veya cezalandırılamaz
  • Diğer çalışanlarca dışlanamaz
  • Bildirimi değerlendiren tüm yetkililer gizlilik kuralına uymakla yükümlüdür

Aksi uygulamalar 4857 sayılı Kanun’un 5. maddesi kapsamında “eşit davranma ilkesine aykırılık” teşkil eder.

7. İşyerinde Şiddet Riski Bildirimi Prosedürü İzleme ve Raporlama

Şiddet vakalarıyla ilgili olarak:

  • Olay sonrası raporlar tutulur
  • Risk değerlendirmesi güncellenir
  • Yılda en az bir kez “şiddet olayları değerlendirme toplantısı” yapılır
  • Eğitim ve farkındalık çalışmaları planlanır

8. İşyerinde Şiddet Riski Bildirimi Hakkında Eğitim ve Farkındalık

İşyerinde şiddetin önlenmesine dair yılda en az bir defa şu içerikte eğitimler düzenlenmelidir:

  • Şiddet türleri ve belirtileri
  • Bildirim süreci ve haklar
  • Kriz anında doğru tepki
  • Şiddet mağdurlarının korunması
  • Kurumsal destek mekanizmaları

9. İşyerinde Şiddet Riski Bildirimi Prosedürü Sonuç ve Sorumlulukları

Şiddet riski bildirimi prosedürü;

  • Çalışanların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar
  • İşverenin hukuki sorumluluklarını yerine getirmesine yardımcı olur
  • Şiddet olaylarını önceden tespit ederek, zararların önlenmesini mümkün kılar

10. İşyerinde Şiddet Riski Bildirimi Prosedürü Oluşumu Sonrası

İşyerlerinde hedefli bireysel şiddet ve grup çatışması gibi öngörülebilir şiddet riskleri karşısında sessiz kalmak veya bu tehditleri “olağan” kabul ederek görmezden gelmek, yalnızca çalışan güvenliğini değil, işverenin hukuki sorumluluğunu da doğrudan etkileyen ciddi bir ihmaldir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür.

Bu kapsamda risk değerlendirmesine tüm olası tehditlerin –şiddet dahil– açıkça ve somut biçimde dâhil edilmesi, irdelenmesi ve sonuçlarının önlenmesine yönelik tedbirlerin alınması esastır.

Birçok Yargıtay kararında da görüldüğü üzere, işverenin çalışanının maruz kalacağı saldırı riskini önceden bildiği ya da bilebilecek durumda olduğu hâllerde, gerekli önlemleri almaması doğrudan sorumluluğuna neden olmaktadır.

Bu bağlamda, “Şiddet Riski Bildirimi Prosedürü” yalnızca bir evrak düzeni değil; çalışanların maruz kalabileceği tehditlerin erken tanılanması, risklerin kontrol altına alınması ve toplu güvenliğin sağlanması adına hayati bir iş sağlığı ve güvenliği mekanizmasıdır.

Etkin bir bildirim kültürü oluşturmak, hem çalışan haklarına duyulan saygının hem de işverenin özen yükümlülüğünün en somut göstergelerindendir.

Her işyerinde bu prosedür; İSG Kurulu kararı ile yazılı hale getirilmeli, tüm çalışanlara duyurulmalı ve uygulanması titizlikle izlenmelidir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Değerli İş Güvenliği Camiası üyesi,

İş Sağlığı ve Güvenliği konusundaki makalelerimiz ve teknik yazılarımızda eksiklerimiz olabilir. Bizlere her zaman ulaşılabilirsiniz.

Bizlerle nilgi ve tecrübelerinizi paylaşmanız, vereceğiniz katkılar ile web sitemizi ve içindeki yazıları iş güvenliği camiasının daima yararlanacağı büyük ve ayrıntılı bir veri bankası haline getirebiliriz.

Dr. Mustafa KEBAT – 0 530 568 42 75

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Düşmanlık İş Yerine Sızarsa – Kan Davası ve Grup Husumetine Karşı İSG Önlemleri

İş yerleri, sadece üretimin ya da hizmetin sürdüğü alanlar değil, aynı zamanda insanların günlük yaşamlarının önemli bir parçasını geçirdikleri sosyal ortamlardır. Ancak, toplumsal ve bireysel sorunların iş yaşamına taşınması, bu güvenli ortamı tehdit edebilir. Özellikle kan davası, ailevi husumetler, yerel çatışmalar ve grup kavgaları gibi sosyal temelli şiddet riskleri, ülkemizde bazı bölgelerde hâlâ önemli bir tehdit unsuru olarak varlığını sürdürmektedir.

Bu tür risklerin işyerine yansıması durumunda sadece hedef alınan kişi değil, tüm çalışanlar; fiziksel ve psikolojik açıdan zarar görebilir. Dolayısıyla işverenler, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında, çalışanlarını bu tür olağandışı ancak ciddi tehlikelere karşı da korumakla yükümlüdür.

Hatırlatmak – dikkat çekmek maksadı ile hazırladığım bu yazı ile firmalarınızda kan davası veya benzeri bireysel/ailesel husumet kaynaklı şiddet risklerine karşı nasıl hazırlıklı olması gerektiğini, alınabilecek İş Sağlığı ve Güvenliği tedbirlerini, personel yönetim stratejilerini ve acil durum planlamasını ayrıntılandırmaya çalışacağım.

İş Sağlığı ve Güvenliği alanında çalışan bizlerin amacı; kanunlara uygun, çalışanların sağlığını ve güvenliğini koruyan, huzurlu bir çalışma ortamının sürekliliğini sağlamak için olasılıkları öngörmek, çözüm önerileri sunmak ve yakın takip – gözlem ile devamlılığın sağlanmasına destek olmaktır.

Hatırlatma – bilgi paylaşımı maksatlı yazımın çalışan İş Sağlığı ve Güvenliği profesyonellerine, işverenlere ve insan kaynakları yöneticilerine faydalı olması dileğiyle…

Dr. Mustafa KEBAT
⚠️ ⚠️ ⚠️

Temel Tehlikeler

  • Hedefli bireysel şiddet (kan davası mağduru veya faili kişinin işyerinde hedef alınması)
  • Toplu kavga riski (aile veya grup üyelerinin işyeri çevresinde karşılaşması)
  • Silahlı saldırı riski
  • Diğer çalışanların psikolojik olarak etkilenmesi, iş bırakma ve panik durumu
🛡️ 🛡️ 🛡️

İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından Alınması Gereken Tedbirler

1. Risk Değerlendirmesi Güncellemesi

  • İşyerinde görevli çalışanların kişisel risk faktörleri (kan davası, aile husumeti vb.) tespit edilmeli.
  • Bu bilgiler gizli ve etik kurallar çerçevesinde, İSG profesyonelleri ve işveren tarafından KVKK öncelikle gözetilerek değerlendirilmelidir.
  • Risk değerlendirme raporuna “hedefli bireysel şiddet – grup çatışması riski” başlığı eklenmeli. (Bu başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz)

2. Güvenlik Önlemleri

  • Güvenlik kameraları (360° kapsayan, kayıt yapan)
  • Giriş kontrol sistemleri (kimlikli geçiş, turnike vb.)
  • Silah dedektörü ve/veya el dedektörü kullanımı (özellikle giriş kapılarında)
  • Özel güvenlik personeli (varsa sayısı ve konumlandırması artırılmalı)
  • Ziyaretçi kontrolü (ziyaret saati ve kişi sınırlaması)

3. Personel Bilgilendirme ve Eğitim

  • Tüm çalışanlara şiddete karşı davranış ve iletişim eğitimi verilmeli.
  • Özellikle çalışma arkadaşlarının psikolojik destek alabileceği mekanizmalar tanıtılmalı.
  • Gizli husumet varsa bildir” gibi bir uyarı ve önlem kültürü oluşturulmalı.

4. İşyerinde Tehdit Altındaki Personelin Yönetimi

  • Tehlike altında olduğu düşünülen personel, geçici olarak farklı lokasyonlarda görevlendirilmeli.
  • Gerekiyorsa, ücretli izin veya uzaktan çalışma planları devreye alınmalı.
  • Çalışana ait bilgiler (çalışma saati, görev yeri) sadece yetkili personel tarafından erişilebilir olmalı.

5. Polis – Jandarma ile Koordinasyon

  • İşveren, durumun ciddiyetine göre yerel kolluk kuvvetlerini bilgilendirmeli. (KVKK öncelikle gözetilerek)
  • Yakın tehdit algısı varsa, belirli saatlerde devriye desteği veya acil çağrı protokolü hazırlanmalı.

6. Acil Durum Planı Güncellemesi

  • Olası silahlı saldırı veya kavga anında uygulanacak acil durum tahliye planı hazırlanmalı.
  • Bu plana göre:
    • Güvenli alanlar belirlenmeli (gizlenme ve korunma imkanı olan bölümler)
    • Panik butonları konumlandırılmalı (güvenliğe veya kolluk kuvvetine haber verecek sistem)
    • Tüm personele acil durum tatbikatı yaptırılmalı (silahlı saldırı senaryolu)

7. Psikososyal Destek ve Rehberlik

  • Husumet yaşayan ya da hedef alınma ihtimali olan çalışana psikolojik destek sağlanmalı.
  • Diğer çalışanların da endişe ve korkularını gidermek için bilgilendirme toplantıları yapılmalı.

8. İş Hukuku ve Disiplin Süreci

  • İşyerinde tehdit oluşturan ya da kavgaya karışan kişilerle ilgili, 6331 sayılı Kanun ve 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında gerekli disiplin işlemleri başlatılmalı.
  • Diğer çalışanların güvenliği riske atılamaz.

🎯 🎯 🎯

İşyerlerinde meydana gelebilecek şiddet vakaları, yalnızca fiziksel zararlarla sınırlı kalmayıp; psikolojik travmalar, üretim kayıpları, iş barışının bozulması ve işletme itibarının zedelenmesi gibi zincirleme etkiler doğurabilmektedir. Özellikle kan davası, ailevi husumetler veya grup çatışmaları gibi sosyokültürel temelli şiddet riskleri, iş sağlığı ve güvenliği yönetimi açısından istisnai değil, sistematik olarak ele alınması gereken tehdit başlıklarındandır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülük, risklerden korunmayı ve risklerin kaynağında yok edilmesini esas alır. Aynı kanunun 10. maddesi gereği, işverenin işyerine özgü riskleri tespit ederek risk değerlendirmesi yapması zorunludur.

Kan davası gibi olaylar, çoğu zaman işyeri dışında başlayıp işyerine sirayet edebileceğinden, bu tür risklerin göz ardı edilmesi, işverenin asli yükümlülüklerinden kaçınması anlamına gelir. Zira bu durum, iş kazası veya işyerinde şiddet olayları ile sonuçlandığında, hem hukuki hem cezai sorumluluk doğurabilir.

Uluslararası mevzuat açısından da değerlendirildiğinde, ILO’nun 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi, işyerinde her türlü şiddet biçiminin önlenmesi için işverenlere aktif yükümlülükler yüklemektedir. Bu çerçevede, çalışanı tehdit eden kişi işyeri dışından biri olsa dahi, şiddet riski çalışma ortamını etkiliyorsa, işverenin buna karşı tedbir alma zorunluluğu doğar.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 77. maddesi ise 6331 sayılı Kanun’a paralel olarak, işverenin işyerinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alma yükümlülüğünü tekrar eder. Aynı Kanun’un 25. maddesi ise, işyerinde kavgaya sebebiyet veren veya güvenliği tehlikeye atan davranışların işveren açısından haklı fesih nedeni oluşturduğunu ortaya koyar. Bu bağlamda, çalışanların birbirleriyle ya da dış tehdit unsurlarıyla yaşadıkları çatışmaların yönetimi, sadece güvenlik değil, aynı zamanda personel yönetimi ve insan kaynakları disiplini açısından da büyük önem taşır.

Kan davası riski gibi sosyal kökenli tehditlerin iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemlerine entegrasyonu, yalnızca bireysel vaka bazlı değil; kurumsal düzeyde proaktif bir yaklaşımla gerçekleştirilmelidir. Bu doğrultuda:

  • Psikososyal risk değerlendirmesi yapılmalı,
  • Şiddet riski yönetim protokolleri oluşturulmalı,
  • Çalışanlara yönelik gizlilik esaslı bildirim mekanizmaları kurulmalı,
  • Acil durum planları söz konusu şiddet senaryolarını da kapsayacak şekilde revize edilmelidir.

Ayrıca ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Standardı, çalışanların sağlık ve güvenliğini etkileyebilecek tüm iç ve dış konuların değerlendirilmesini önermektedir. Bu bağlamda, kan davası gibi yerel ve kültürel unsurlar içeren tehditler de işverenin “bağlam analizi” kapsamında değerlendirmesi gereken dışsal faktörlerdendir.

Bazı büyük ölçekli firmalar, çalışanlarının karşılaşabileceği bireysel şiddet tehditlerine karşı “Gizli Tehdit Bildirimi” ve “Personel Güvenlik Protokolü” başlığı altında prosedürler geliştirmiştir.

Örneğin, tehdit altındaki personelin geçici olarak vardiya dışına çıkarılması, kimlik bilgilerinin erişim sınırlandırmasıyla korunması ve çalışan destek programları yoluyla psikolojik destek sağlanması gibi uygulamalar, bu tür şiddet risklerinin yönetiminde başarılı örnekler olarak dikkat çekmektedir.

Ayrıca, yerel kolluk kuvvetleri ile işbirliği yapılması, gerektiğinde polis/jandarma desteğiyle güvenlik takviyesi alınması da hukuki ve idari açıdan doğru yaklaşımlar arasında yer alır.

Kan davası veya husumet temelli tehditler; sıradan güvenlik olayları değil, çok yönlü ele alınması gereken, sosyal ve hukuki boyutları olan karmaşık risklerdir. Bu nedenle, işverenlerin bu tür riskleri görmezden gelmesi, hem çalışanların yaşam hakkını tehlikeye atar hem de ciddi hukuki yaptırımlar doğurur.

Bu çerçevede, firmaların:

  • İG uzmanları, işyeri hekimi, insan kaynakları ve hukuk birimleriyle koordineli,
  • Proaktif, etik ve çalışanı merkeze alan bir yaklaşımla,
  • Ulusal ve uluslararası standartlara uygun çözümler üretmeleri büyük önem arz etmektedir.

Unutulmamalıdır ki; iş sağlığı ve güvenliği yalnızca kask, baret ve tabela ile değil; insan hayatını tehdit eden her unsurun farkında olmakla başlar.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Değerli İş Güvenliği Camiası üyesi,

İş Sağlığı ve Güvenliği konusundaki makalelerimiz ve teknik yazılarımızda eksiklerimiz olabilir. Bizlere her zaman ulaşılabilirsiniz.

Bizlerle nilgi ve tecrübelerinizi paylaşmanız, vereceğiniz katkılar ile web sitemizi ve içindeki yazıları iş güvenliği camiasının daima yararlanacağı büyük ve ayrıntılı bir veri bankası haline getirebiliriz.

Dr. Mustafa KEBAT – 0 530 568 42 75

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla