Hedefli Bireysel Şiddet ve Grup Çatışması Riski

İş sağlığı ve güvenliği hukuku, yalnızca fiziksel çevresel tehlikeleri değil, aynı zamanda sosyal ve psikososyal riskleri de kapsayan bütüncül bir koruma sistemini amaç edinmiştir.

Bu bağlamda, özellikle ülkemizin belirli sosyo-kültürel bölgelerinde etkili olan kan davası, aile veya aşiret temelli husumetler, örgütlü yapıların tehdit unsurları, bireyleri hedef alabilecek nitelikte ciddi işyeri güvenliği riskleri doğurmaktadır. Yine aynı şekilde, gruplar arası anlaşmazlıklar, bölgesel kutuplaşmalar ya da etnik, mezhepsel ya da ideolojik sürtüşmeler, bireysel saldırılardan toplu çatışmalara uzanabilecek nitelikte tehditler oluşturabilir.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu kanuna bağlı ikincil düzenlemeler, işverenlere sadece teknik önlemler alma değil, aynı zamanda çalışanları sosyal ve psikolojik risk faktörlerinden koruma yükümlülüğü de yüklemektedir.

Özellikle “tehlikenin kaynağında yok edilmesi” ilkesi gereği, hedefli bireysel tehdit veya grup çatışması riski taşıyan durumlarda, işverenin tehlikenin varlığından haberdar olduğu andan itibaren gerekli önlemleri almaması, ciddi hukuki ve cezai sorumluluk doğurabilecek bir ihmali temsil etmektedir.

Her ölçekteki işletmeler özellikle de bölgesel risklerin yoğun olduğu yerlerde, Hedefli bireysel şiddet vakaları, kan davası gibi süreğen tehdit zincirleri ve gruplar arası husumetin oluşturabileceği şiddet olasılıklarının işyerine yansıma biçimlerini, işverenin koruma yükümlülüğü çerçevesinde ne gibi önleyici ve destekleyici mekanizmalar kurması gerektiğini, güncel hukuk uygulamaları eşliğinde iş sağlığı ve güvenliği kurulunda teknik bir bakış açısı ile değerlendirmelidir.

Her ölçekteki işletmenin, sadece işyeri içi değil, aynı zamanda işyeri dışı kaynaklı tehditlere karşı da koruma stratejileri geliştirmesi günümüz İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.

Bu çerçevede, çalışma barışının ve yaşam hakkının korunabilmesi adına hedefli şiddet riskine karşı oluşturulacak özel politika, plan ve acil durum senaryoları, artık birer tercihten ziyade, hukuken zorunlu bir güvenlik yaklaşımının parçası olarak görülmelidir.

Hedefli Bireysel Şiddet

Tanım: Hedefli bireysel şiddet, bir kişinin kasıtlı ve bilinçli şekilde belirli bir çalışana yönelik tehdit, saldırı, taciz veya şiddet uygulamasıyla ortaya çıkan durumdur. Bu kişi genellikle mağdurun aile üyesi, eski eşi/sevgilisi, husumetli bir şahıs veya suç geçmişi olan birey olabilir.

Kaynakları

  • Ailevi husumet (boşanma, miras davası, nafaka çekişmesi)
  • Kan davası veya aşiret temelli gerginlikler
  • Romantik reddedilme, ayrılık, kıskançlık temelli öfke
  • Sosyal medya üzerinden başlayan tehdit ve takipleşmeler
  • İşyeri dışında başlayan ama işyeri adresine kadar uzanan bireysel düşmanlıklar

Örnek Durum: Bir işçinin kardeşi başka bir aileyle kan davası içindedir. Saldırgan taraf, işçiyi kolay bulunabilir bir hedef olarak görüp işyerinde saldırı planı yapar. Bu durum, çalışanla ilgisi olmayan diğer kişileri de tehlikeye atar.

Olası Sonuçlar

  • Fiziksel yaralanma veya ölüm
  • Travma sonrası stres bozukluğu
  • Personel devrinde artış
  • Üretimde aksama, iş bırakma
  • İşveren aleyhine ceza veya tazminat davaları

Grup Çatışması Riski

Tanım: Grup çatışması riski, aynı işyerinde veya aynı bölgede çalışan fakat geçmişten gelen etnik, mezhepsel, ailevi, siyasi veya sosyo-kültürel nedenlerle aralarında husumet olan grupların fiziksel veya psikolojik çatışma içine girme tehlikesidir.

Kaynakları

  • Aynı köy, mahalle veya bölgeden gelen ailelerin geçmişe dayalı düşmanlığı
  • Etnik veya mezhepsel ayrım ve kutuplaşmalar
  • Sendikal ayrışmalar, siyasi görüş temelli gerginlikler
  • Aşiret yapısı olan bölgelerde kabile çatışmaları
  • Grup liderlerinin dışarda süren davasının işyerine taşınması

Örnek Durum: Aynı fabrika içinde çalışan iki işçi grubu, geçmişte bir düğünde çıkan kavga nedeniyle yıllardır anlaşamamaktadır. Aralarındaki düşmanlık işyerinde küfürleşme, fiziksel mesafe talebi ve sonunda bir yemekhanede toplu kavgaya dönüşür.

Olası Sonuçlar

  • Toplu kavgalar, darp olayları
  • Saha ekipmanlarının saldırı için kullanılması
  • Güvenlik personelinin yetersiz kalması
  • İşyerinin adli olaya dönüşmesi ve üretimin durması
  • Disiplin süreçlerinin yetersiz kalması nedeniyle işyeri bütünlüğünün bozulması

⚖️ ⚖️ ⚖️

Hukuki Dayanaklar

  1. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
    • Md. 4: İşverenin çalışanları “her türlü tehlikeden koruma yükümlülüğü”
    • Md. 10: Psikososyal ve fiziksel tehditlerin dahil edildiği risk değerlendirmesi zorunluluğu
  2. 4857 Sayılı İş Kanunu
    • Md. 77: İşverenin iş güvenliği önlemlerini alma zorunluluğu
    • Md. 25: Güvenliği tehlikeye atan davranışlarda işverenin fesih hakkı
  3. İş Kazası Niteliği (Yargıtay Kararları)
    • Husumetli kişinin işyerinde gerçekleştirdiği saldırılar, iş kazası olarak değerlendirilmekte ve işverenin sorumluluğu doğmaktadır.
  4. ILO 190 No’lu Sözleşme (İşyeri şiddeti ve taciziyle mücadele)
    • Şiddetin yalnızca fiziksel değil, psikolojik ve sosyal kökenli olabileceği vurgulanır.

🛡️ 🛡️ 🛡️

İşverenin Alması Gereken Önlemler

İşyeri Risk Değerlendirmesine Dahil Etme

  • Psikososyal tehlikeler ve hedefli şiddet vakaları özel başlık olarak analiz edilmeli
  • “Yüksek riskli çalışanlar” profili oluşturulmalı (eski mahkûm, koruma talebi olan, ailesiyle husumeti olan vb.)

Bildirim Kanalları ve Güvenli İletişim

  • Tehdit alan çalışanlar için anonim bildirim hattı
  • İşyerinde “şiddet riski bildirimi” prosedürü
  • Hukuki yardım veya sosyal hizmet yönlendirmesi

Fiziksel Güvenlik Önlemleri

  • Güvenlik kameraları ve kontrollü giriş-çıkış sistemi
  • Vardiya değişimi veya geçici görev yeri değişikliği
  • Tehdit altındaki çalışana kişisel güvenlik danışmanlığı (gizli isim, maskelenmiş bordro vs.)

Eğitim ve Farkındalık

  • Tüm personelin yılda en az bir kez şiddet riski eğitimi alması
  • Müdahale etmeme – yetkililere haber verme eğitimi
  • İSG Kurulunda şiddet risklerinin düzenli gündeme alınması
✅ ✅ ✅

Risklerin Göz Ardı Edilmesinin Sonuçları

Hedefli bireysel şiddet ve grup çatışması riski, kimi zaman görünmez ve “kişisel mesele” gibi algılansa da; bu tür tehditlerin işyerine yansıyan etkileri hem iş sağlığı ve güvenliği hem de iş hukuku bakımından doğrudan işveren sorumluluğu doğurabilecek niteliktedir. Özellikle işverenin özen borcu kapsamında, çalışanlarını her türlü fiziksel, ruhsal ve sosyal tehlikeye karşı koruma yükümlülüğü, yalnızca teorik bir görev değil; yasal olarak bağlayıcı bir zorunluluktur.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesi, işverenin tüm çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu açıkça belirtmektedir. Aynı maddede, “işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını denetlemek” de işverenin asli yükümlülükleri arasında sayılmıştır. Bu bağlamda, işverenin çalışanlardan herhangi birinin geçmişte kan davasına konu olmuş, tehdit altında ya da husumet içeren bir sosyal çatışmanın tarafı olduğunu bildiği hâlde, bu duruma karşı herhangi bir risk değerlendirmesi yapmaması ve gerekli önleyici önlemleri almaması, doğrudan kusurlu davranış olarak kabul edilmektedir.

İş Kanunu’nun 77. maddesi de işverenin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemelere uygun hareket etmesi gerektiğini hükme bağlamaktadır. Söz konusu maddenin devamında yer alan sorumluluklar; işyerinde barış ortamının tesis edilmesini, tehdit algısının bertaraf edilmesini ve çalışanlar arasında güvene dayalı bir iş ortamının oluşturulmasını da içerecek biçimde yorumlanmaktadır.

Bu tür sosyal şiddet kaynaklarının göz ardı edilmesi veya risk analizine dahil edilmemesi durumunda;

  • Çalışanların psikolojik sağlığı ve motivasyonu zarar görür,
  • Kavga, darp veya silahlı saldırı gibi telafisi zor olaylar meydana gelebilir,
  • İşveren, hem adli hem de idari yönden sorumlu tutulabilir,
  • Tazminat yükümlülüğü ve iş kazası hükümleri kapsamında mali riskler doğabilir.

Yargıtay içtihatlarında da bu yönde net bir eğilim mevcuttur. Özellikle çalışanı hedef alan bireysel tehditlerin bilindiği, hatta geçmişte benzer olayların yaşandığı ortamlarda işverenin bu riski görmezden gelmesi veya hafife alması, “kaçınılabilir zararın doğmasına neden olmak” suretiyle ağır kusur kapsamında değerlendirilmekte ve işverenin tazminatla sorumlu tutulmasına yol açmaktadır.

Ayrıca, iş kazası sonucu yaralanma veya ölüm gerçekleşmesi hâlinde, olayın adli boyutu ağır ceza davasına dönüşebilir. Türk Ceza Kanunu bakımından da bu durumda işverenin “bilinçli taksir” ile cezai sorumluluğu doğabilir. Çünkü artık risk, soyut olmaktan çıkmış; öngörülebilir ve önlenebilir nitelikte bir tehlike hâlini almıştır.

Sonuç olarak; hedefli bireysel şiddet ve grup çatışması riski, özellikle belirli sektörlerde ve sosyo-kültürel alanlarda göz ardı edilmemesi gereken, işyerinin huzurunu ve çalışanların güvenliğini doğrudan tehdit eden bir unsurdur. Bu riskin iş sağlığı ve güvenliği risk analizine eksiksiz ve doğru biçimde dahil edilmemesi; hem çalışanların yaşam hakkı ve kişilik haklarının ihlali, hem de işverenin hukuki, cezai ve mali sorumluluk altına girmesi anlamına gelmektedir.

Bu nedenle, her işveren; bu tür riskleri belgeleme, analiz etme, önlem alma, eğitim sağlama ve periyodik kontrol etme yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmelidir. Söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda doğacak sonuçlar sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani ve toplumsal sorumluluğu da beraberinde getirir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Değerli İş Güvenliği Camiası üyesi,

İş Sağlığı ve Güvenliği konusundaki makalelerimiz ve teknik yazılarımızda eksiklerimiz olabilir. Bizlere her zaman ulaşılabilirsiniz.

Bizlerle nilgi ve tecrübelerinizi paylaşmanız, vereceğiniz katkılar ile web sitemizi ve içindeki yazıları iş güvenliği camiasının daima yararlanacağı büyük ve ayrıntılı bir veri bankası haline getirebiliriz.

Dr. Mustafa KEBAT – 0 530 568 42 75

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Tetkik OSGB – B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Arıyor!

📍 Çalışma Yeri: İzmir ve sınır komşusu iller
Çalışma Şekli: Tam Zamanlı
👤 Pozisyon: B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
📌 İşveren: Tetkik OSGB – Ortak Sağlık Güvenlik Birimi

Sorumluluk Almayı Seven, Mesleki Gelişime Açık Bir Uzmansan, Aramıza Bekliyoruz

Tetkik OSGB olarak, farklı sektörlerde faaliyet gösteren işyerlerine profesyonel ve etkin iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sunuyoruz. Genişleyen saha çalışmalarımız kapsamında, B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı arıyoruz. Eğer sen de mesleğini ciddiyetle icra eden, ekip çalışmasına yatkın ve sahaya hâkim bir uzman isen, seni aramıza bekliyoruz.

Görev Tanımı:
  • İşyerlerinde yürütülen faaliyetlerin mevzuata uygunluğunu kontrol etmek,
  • Risk değerlendirme süreçlerini yürütmek ve güncel tutmak,
  • Acil durum planları hazırlamak ve tatbikatları organize etmek,
  • Çalışanlara yönelik İSG eğitimlerini planlamak ve uygulamak,
  • İş kazalarını analiz etmek, kök neden analizlerini raporlamak,
  • Periyodik saha denetimleri gerçekleştirmek, uygunsuzlukları raporlamak,
  • İSG Kurul çalışmalarına aktif katılmak, kararları takip etmek,
  • İSG yazılı belgelerini hazırlamak, arşivlemek ve güncellemek,
  • Müşteri firmalara mevzuat değişiklikleri ve yükümlülükler hakkında rehberlik etmek,
  • Tetkik OSGB ekibiyle koordineli çalışmak ve kaliteli hizmet standardını sürdürmek.

Aranan Nitelikler
  • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı onaylı B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı belgesine sahip olmak,
  • Tercihen en az B sınıfı uzmanlıkta 1 yıl saha deneyimi (endüstriyel tesis, şantiye, üretim vb.),
  • MS Office programlarına hâkim, raporlama becerisi gelişmiş,
  • İletişim gücü yüksek, çözüm odaklı, ekip çalışmasına yatkın,
  • Seyahat engeli olmayan, sahada aktif çalışabilecek,
  • Erkek adaylar için tercihen askerlik görevini tamamlamış olmak,
  • Başvuru anında İzmirde ikamet ediyor olmak,
  • Sürücü belgesi sahibi olmak ve aktif manuel – otomatik araç kullanabiliyor olmak,
  • İSG mevzuatına hâkim ve güncel uygulamaları takip edebilen.

Seni Neler Bekliyor?
  • Farklı sektörlerde kendini geliştirebileceğin saha deneyimi,
  • Tetkik OSGB’nin kurumsal vizyonuna uygun sürekli gelişim olanakları,
  • Dürüstlük, şeffaflık ve kalite odaklı bir çalışma ortamı,
  • İş güvenliği kültürünü önemseyen bir yönetim anlayışı,
  • Adil ve performansa dayalı ücretlendirme politikası,
  • Teknik ekip desteği, dijital altyapı ve rehberlik sistemi,
  • İşinde fark yaratma fırsatı ve gerçek bir katkı hissi.

Başvuru İçin:

📧 Başvurularınızı detaylı özgeçmişinizle birlikte şu adrese gönderiniz: [email protected]

📞 İş Görüşmesi Randevusu – Bilgi için: +90 232 265 20 65

Tüm başvurular gizlilik içinde değerlendirilecek olup yalnızca uygun adaylarla iletişime geçilecektir.

İş güvenliği bir zorunluluk değil, yaşama verilen değerdir. Bu değeri birlikte büyütmek için seni aramızda görmek istiyoruz!

Daha Fazla

Aile İçi Sorunların Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Kurallarına Uyumuna Etkisi

İş sağlığı ve güvenliği (İSG), çalışanların fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü korumayı amaçlayan bir disiplindir. Ancak, çalışanların iş yerindeki davranışları sadece iş ortamıyla sınırlı değildir; aile yaşamındaki sorunlar da iş performansını ve güvenlik davranışlarını etkileyebilir.

Aile İçi Sorunlar ve Psikososyal Risk Etkenleri

Aile içi sorunlar, özellikle karı-koca arasındaki anlaşmazlıklar; bireyin ruhsal, zihinsel ve duygusal dengesini doğrudan etkileyen temel psikososyal risk faktörleri arasında yer alır.

Modern iş sağlığı ve güvenliği anlayışı, çalışanların yalnızca fiziksel güvenliğini değil aynı zamanda ruhsal bütünlüğünü de koruma altına almayı amaçlar.

Aile içi tartışmalar, boşanma süreçleri, geçimsizlik, ekonomik baskılar ve iletişim sorunları; bireyde stres, kaygı, depresyon ve dikkat eksikliğine neden olabilir.

Bilimsel araştırmalara göre, aile içi huzursuzluk yaşayan çalışanların stres hormonları olan kortizol düzeylerinde belirgin bir artış gözlenmiştir. Bu da çalışanların iş yerindeki dikkat, reaksiyon süresi ve karar verme becerilerini doğrudan olumsuz etkileyerek iş kazası riskini artırır.

Örneğin, 2021 yılında yayınlanan bir çalışma (Çalışma Psikolojisi Dergisi, Cilt 45) aile içi problemler yaşayan bireylerde %34 oranında daha fazla iş kazası bildirimi olduğunu ortaya koymuştur.

Erkek Çalışanlar Üzerindeki Etkiler

Toplumsal rollerin erkeklere yüklediği “ailenin geçimini sağlama” beklentisi, aile içi sorunlar karşısında erkeklerin daha fazla stres yaşamasına neden olabilir. Bu durum, iş yerinde daha saldırgan davranışlara, öfke kontrol bozukluklarına ve iş arkadaşlarıyla iletişim sorunlarına yol açar. İş güvenliği açısından bu, riskli ekipman kullanımı sırasında dikkatsizlik veya kural dışı davranışlar gibi tehlikeli durumları doğurabilir.

Ayrıca erkek çalışanlar, duygusal problemlerini açıkça ifade etme veya destek arama konusunda daha çekingen olabilirler. Bu da psikososyal destek mekanizmalarının devre dışı kalmasına yol açar. İş kazalarının çoğu zaman “kişisel hata” olarak görülmesinin altında yatan nedenlerden biri de budur: Oysa hata, çoğu zaman bastırılmış stresin dışavurumudur.

Kadın Çalışanlar Üzerindeki Etkiler

Kadın çalışanlar, aile içi sorunlardan etkilendiklerinde hem işyerinde hem de evde “çifte yük” altına girerler. Özellikle çocuk bakımı, yaşlı bakımı gibi ek sorumluluklar, zihinsel yorgunluğu artırır. Kadınların daha fazla tükenmişlik ve depresyon belirtisi gösterdiği çalışmalarla ortaya konmuştur (Sağlık Psikolojisi Araştırmaları, 2019). Bu durum, işe geç kalma, görev unutma, tehlike işaretlerini fark edememe gibi davranışlara yol açabilir.

Kadın çalışanlar, duygusal travmalar sonucunda fiziksel belirtiler de yaşayabilirler. Migren, mide problemleri, kas gerginlikleri gibi stres kaynaklı fizyolojik etkiler, iş sırasında dikkat dağınıklığına neden olabilir. Bu tür semptomlar çoğu zaman göz ardı edilir; ancak iş güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluştururlar.

İş Kazası Riski Açısından Değerlendirme

Aile içi sorunların çalışan üzerindeki etkileri genellikle dolaylıdır; fakat sonuçları çok doğrudan ve dramatik olabilir.

Psikososyal yük altındaki çalışanlar:

  • Kişisel koruyucu donanımı takmayı unutabilir.
  • Talimatlara uymakta isteksiz davranabilir.
  • Yetersiz dikkat ve odaklanma nedeniyle makine kullanımı sırasında hata yapabilir.
  • Tehlikeli alanlarda bulunma riskini göz ardı edebilir.

İş Güvenliği uzmanları tarafından yürütülen sahada gözlem temelli çalışmalarda, kazaların yaklaşık %20’sinin “kişisel sorunlara bağlı dikkat eksikliği” ile ilişkilendirildiği görülmüştür. Bu oran, deprem ya da yangın gibi olağanüstü durumların neden olduğu kazalardan bile yüksektir.

İş Performansına Etkileri

Aile içi sorunlar yaşayan çalışanlar, iş yerinde performans düşüklüğü, verimsizlik, motivasyon eksikliği ve işe devamsızlık gibi belirtiler gösterebilirler. İşten sık izin alma, hasta raporu kullanımı, kısa süreli ayrılmalar; iş akışını bozmakta, iş bölümü ve üretim verimliliğini olumsuz etkilemektedir.

Bu durum, yalnızca bireysel değil ekip düzeyinde de verimsizliğe yol açar. Özellikle montaj, bakım, üretim gibi ekip çalışmasına dayalı işlerde bir kişinin düşük performansı zincirleme şekilde tüm hattı etkileyebilir. Sonuçta hem üretim süresi uzamakta hem de hata oranı artmaktadır.

İşyeri Ortamında Oluşabilecek Etkiler

Aile içi sıkıntıların iş yerine yansıması sadece bireyin performansıyla sınırlı kalmaz. Bu durum, iş arkadaşlarıyla ilişkilerde bozulmaya, ekip içi çatışmalara, mobbing şüphelerine ve hatta işyeri içi şiddete kadar varabilir.

Çalışma ortamında moral bozukluğu, olumsuz enerji ve iletişim sorunları, diğer çalışanları da dolaylı olarak etkiler. Bu nedenle İş Sağlığı ve Güvenliği profesyonelleri, sadece fiziksel değil aynı zamanda psikososyal ortamı da göz önünde bulundurmalıdır. Yasal mevzuatta yer alan “çalışanların ruhsal ve sosyal iyilik hali” hedefi, bu çerçevede değerlendirilmelidir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Politikaları Açısından Geliştirilebilecek Önlemler

  1. Psikososyal Risk Değerlendirmesi
    İşletmeler, yılda en az bir kez psikososyal risk değerlendirmesi yapmalı; çalışanların ailevi sorunları olup olmadığını anonim yöntemlerle öğrenebilecek anketler ve görüşme sistemleri kurmalıdır.
  2. Kurumsal Destek Mekanizmaları
    İşyerinde psikolog, rehberlik servisi ya da sosyal hizmet uzmanı istihdam edilerek bireysel destek sağlanmalıdır. Evlilik danışmanlığı, stres yönetimi ve öfke kontrolü gibi hizmetler sunulabilir.
  3. Esnek Çalışma Saatleri ve İzin Politikaları
    Ailevi sorun yaşayan çalışanlar için esnek saat uygulamaları, evden çalışma olanakları ya da kısa süreli özel izin politikaları geliştirilmelidir.
  4. Eğitim Programları
    “Aile ve İş Dengesini Koruma”, “İşyerinde Stresle Başa Çıkma” gibi başlıklarla periyodik eğitimler düzenlenmelidir.
  5. Yöneticilere Farkındalık Eğitimi
    Orta ve üst düzey yöneticilere, çalışan davranışlarındaki değişimlerin ardındaki psikososyal nedenleri ayırt edebilme ve destek olabilme becerisi kazandırılmalıdır.

Sonuç ve Öneriler

İş kazalarının, meslek hastalıklarının ve iş gücü kayıplarının önlenmesinde, ailevi sorunlar gibi “görünmeyen ama etkili” risk faktörlerinin değerlendirilmesi elzemdir.

Türkiye’deki İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da (6331 sayılı kanun) kapsamlı bir risk değerlendirmesi yapılmasını ve çalışanların ruhsal durumlarının gözetilmesini şart koşmaktadır. Buna rağmen uygulamada psikososyal risklere gereken önem verilmemektedir.

İşletmelerin sadece teknik güvenlik tedbirlerine değil; çalışanlarının hayat kalitesine, aile ortamına, ruhsal dengelerine de yatırım yapması gerekmektedir. Çünkü sağlıklı bir çalışan, yalnızca kazaları önlemez; aynı zamanda verimli, motive ve işine sadık olur.

Aile içi huzur ile işyeri güvenliği arasındaki bağ, düşündüğümüzden çok daha kuvvetlidir. Bu nedenle iş sağlığı kültürü, sadece işyerinde değil, evde de başlamalıdır.

Daha Fazla

İş Güvenliğinde Nöroergonomik Değerlendirme Yöntemleri

Nöroergonomi, iş güvenliği alanında çeşitli teknolojik çözümler ve araçlar sunabilmek için değerlendirme yöntemleri, çalışanların zihinsel durumunu ve bilişsel performansını objektif olarak ölçmek için kullanılır.

Bu yöntemler, beyin görüntüleme teknolojileri, performans ölçüm araçları ve çalışan zihinsel durumunun izlenmesini içerir.

Beyin görüntüleme (aktivite izleme) teknolojileri, elektroensefalografi (EEG) ve fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) gibi yöntemlerle beyin aktivitesini doğrudan ölçmeyi çalışanların nörolojik durumlarını gerçek zamanlı olarak izlemeyi mümkün kılar. (Çalışanların dikkatini, yorgunluğunu ve stres seviyelerini ölçmek için kullanılır.)

  • EEG: Beyin dalgalarını izleyerek dikkat, yorgunluk ve stres seviyelerini ölçer.
  • fNIRS: (fMRI – fonksiyonel yakın kızılötesi spektroskopisi) Beyindeki kan akışını izleyerek bilişsel aktiviteyi değerlendirir.
  • Yapay Zeka Destekli Güvenlik Sistemleri: Riskleri otomatik olarak tespit eder ve çalışanları uyarır.
  • Nörogeri Bildirim (Neurofeedback): Beyin aktivitelerini düzenleyerek dikkat ve performansı artırır.

Performans ölçüm araçları, çalışanların tepki süreleri, doğruluk oranları ve hata sayıları gibi parametreleri değerlendirerek bilişsel performansı analiz eder. Bu araçlar, özellikle dikkat ve karar verme yeteneklerini ölçmek için kullanılır.

Çalışan zihinsel durumunun izlenmesi, anketler, göz takip sistemleri ve fizyolojik ölçümler gibi çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilir.

Anketler, çalışanların subjektif deneyimlerini ve duygusal durumlarını değerlendirmek için kullanılırken, göz takip sistemleri, çalışanların dikkatini nereye odakladığını ve görsel arama stratejilerini analiz eder.

Fizyolojik ölçümler ise, kalp atış hızı, terleme ve kas gerginliği gibi parametreleri ölçerek stres ve yorgunluk seviyelerini belirler.

Bu değerlendirme yöntemlerinin kombinasyonu, çalışanların zihinsel durumunu kapsamlı bir şekilde anlamamıza ve iş yerindeki bilişsel risk faktörlerini belirlememize yardımcı olur.

Çalışan performansını artıran nöro-teknolojik çözümler, iş yerinde daha verimli ve güvenli bir çalışma ortamı sağlamayı amaçlar.

Nörogeri bildirim (neurofeedback) ve transkranial doğru akım uyarımı (tDCS) gibi yöntemler, çalışanların bilişsel yeteneklerini geliştirmek ve performansını artırmak için kullanılır.

Bu teknolojiler, özellikle dikkat gerektiren ve karmaşık görevlerde çalışanlar için faydalıdır.

Yapay zeka (AI) destekli güvenlik sistemleri, iş yerindeki riskleri otomatik olarak tespit etmek ve çalışanları uyarmak için kullanılır.

Bu sistemler, kameralar, sensörler ve diğer veri kaynaklarından elde edilen bilgileri analiz ederek tehlikeli durumları belirler ve önleyici tedbirler alır.

Örneğin, bir yapay zeka sistemi, bir inşaat alanında güvenlik ekipmanı kullanmayan bir işçiyi tespit edebilir ve hemen uyarı gönderebilir.

Nöroergonomik araçlar, çalışanların iş yükünü optimize etmek ve yorgunluğu azaltmak için de kullanılabilir.

Örneğin, akıllı çalışma alanları, çalışanların nörolojik durumlarına göre otomatik olarak ayarlanabilir. Bu alanlar, aydınlatmayı, sıcaklığı ve gürültü seviyesini optimize ederek çalışanların daha rahat ve odaklanmış bir şekilde çalışmasını sağlar.

Nöroergonomik değerlendirme yöntemleri, iş yerlerinde daha güvenli ve verimli çalışma ortamları yaratmak için bilimsel bir temel sağlar.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️

⭐️⭐️

⭐️⭐️

⭐️⭐️

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Ayrıca;
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla