Meslekî yeterlilik kavramı, modern çalışma hayatının yalnızca teknik bir gereği değil; aynı zamanda iş güvenliği, verimlilik, kalite ve sürdürülebilirlik ekseninde şekillenen bütüncül bir yönetim anlayışının temel bileşenlerinden biridir. Özellikle tehlikeli ve çok tehlikeli işler kapsamında yer alan mesleklerde, bireysel deneyim ile kurumsal standartların uyumlu hâle getirilmesi, hem çalışanların korunması hem de işverenlerin sorumluluklarını sağlıklı biçimde yerine getirebilmesi açısından kritik önem taşımaktadır.
Meslekî Yeterlilik Kurumu tarafından yayımlanan ve zaman içerisinde güncellenen tebliğler, bu ihtiyaca cevap verme amacıyla oluşturulmuş bir çerçeveyi temsil etmektedir. 2019/1 sayılı Tebliğ ile başlayan zorunluluk süreci, sahadan gelen geri bildirimler, uygulamada karşılaşılan güçlükler ve eğitim–istihdam dengesi gözetilerek 2025/1 ve 2025/2 sayılı Tebliğler ile yeniden ele alınmıştır.
Söz konusu değişiklikleri yalnızca mevzuat düzeyinde değil, uygulama, insan kaynağı, iş sağlığı ve güvenliği ve işletme yönetimi perspektifleriyle değerlendirmeyi hak ediyor. Meslekî yeterlilik sisteminin güçlü yönlerini görünür kılarken, geliştirilmesi gereken alanları da yapıcı bir yaklaşımla tartışmaya açmaya çalışacağım
26.12.2025 Tebliğ No: 2025/1
Bu tebliğ, 3/10/2019 tarihli ve 30907 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2019/1 Tebliğ’in 3. maddesini yeniden düzenlemiştir.
Buna göre;
- Tehlikeli ve çok tehlikeli işler kapsamında MYK standardı yayımlanan ve ek listede belirtilen mesleklerde,
- MYK Meslekî Yeterlilik Belgesi olmayan kişiler, tebliğin yayımı tarihinden itibaren on iki ay sonra çalıştırılamayacaktır.
- Ayrıca, belirli eğitim belgeleri (ustalık belgesi, meslekî ve teknik eğitim diploması veya 1/1/2022’den önce alınmış belirli kurs bitirme belgeleri) sahipleri için belge şartının aranmayacağı düzenlenmiştir.
25.12.2025 Tebliğ No: 2025/2
Bu tebliğ de 09/04/2021 tarihli 2021/1 Tebliğ’in 3. maddesinde değişiklik yaparak muafiyet kapsamını genişletmiştir.
Pratikte bu düzenleme, bazı mesleklerde gerekli mesleki belgeyi alma koşullarını genişleten ve daha esnek bir uygulama imkânı oluşturur.
Değişikliklerin Kapsamı ve Amacı
Bu düzenlemeler, MYK sisteminin önceki yıllarda yayımlanan tebliğleri temel alarak:
- Mesleklerin tehlike ve risk seviyelerine göre sınıflandırılması,
- Bu mesleklerde çalışanların bilgi, beceri ve yetkinliğinin tescillenmesi,
- Belirli eğitim belgelerine sahip kişilerin istihdamında esneklik sağlanması
amacını taşımaktadır.
Olumlu Yönleri
Ulusal Mesleki Standartların Güçlendirilmesi
MYK belgeleri, ulusal mesleki standartlar çerçevesinde yeterliliklerin objektif şekilde değerlendirilmesini sağlar. Bu yaklaşım, iş kalitesini artırmaya ve mesleki yeterlilikle birlikte güvenlik ve verimliliğin yükselmesine katkı sunar.
İş Sağlığı ve Güvenliği ile Entegrasyon
Tehlike ve çok tehlikeli işler listesine giren mesleklerde belge zorunluluğu; işyerlerinde yetersiz nitelikli kişilerin çalıştırılmasını engelleyerek iş kazaları ve meslek hastalıklarına yönelik risklerin azaltılmasına katkıda bulunur. Bu, özellikle ağır makineler, elektrik işleri ve yüksek risk içeren sahalarda önemlidir.
Eğitim Geçmişine Göre Esneklik
2025/1 Tebliği ile bazı eğitim belgeleri (ustalık, diploma veya belirli kurs bitirme belgeleri) belge zorunluluğunu ortadan kaldırarak muafiyet sağlar. Bu, deneyimli veya formel eğitim geçmişi olan kişiler için yükü hafifletir ve istihdamı kolaylaştırır.
Sistematik ve Süre Bazlı Uygulama
Belge zorunluluğunun tebliğ yayım tarihinden itibaren 12 aylık bir süreyle uygulamaya girmesi, kişiler ve işverenler için bir uyum ve planlama süresi anlamına gelir. Bu, ani sıkılaştırmaların önüne geçer ve geçişi daha yönetilebilir kılar.
Zorluklar ve Olumsuz Etkileri
Belge Alma Sürecinin İş Gücü Üzerindeki Maliyet Etkisi
MYK belgesi almanın sınav, eğitim ve değerlendirme süreçleri vardır. Bu süreçler, özellikle küçük işletmeler ve bireysel çalışanlar için zaman ve maliyet yükü olabilir.
Ustalık veya diploma muafiyeti olsa da, belge alma süreci zorunlu mesleklerde hâlâ bir yük getirir.
Belgeye Erişimde Eşitsizlik
Belge alma merkezi veya sınav tarihleri bölgesel olarak farklılık gösterebilir. Özellikle kırsal veya dezavantajlı bölgelerdeki çalışanlar, belge alma sürecinde lojistik ve erişim sorunları yaşayabilir.
Sistemin Uygulama ve Denetim Yükü
Belge zorunluluğunun uygulanması ve denetimi, iş müfettişleri tarafından yapılmakta olup belge olmayan çalışanların çalıştırılması durumunda yaptırımlar söz konusudur. Bu, işveren için idari para cezası gibi uygulamalara yol açabilir.
Öğrenim ve Deneyimin Belgelendirilmesinde Zorluk
Bazı deneyimli işçiler veya ustalar resmi belgelere sahip olmayabilir. Belge alma sürecindeki standart sınav ve değerlendirmeler, pratik deneyimi olan kişiler için bile zorlayıcı olabilir.
Uygulama Boyutu ve Değerlendirme
Sektörel Perspektif
Bazı sektörlerde (örneğin inşaat, elektrik, ağır makineler) belge zorunluluğu, nitelikli iş gücüne erişimi artırabilirken kısa vadede iş gücü sıkıntısı yaratabilir. İşverenlerin planlı eğitim–sertifikasyon programları kurması, bu süreci stratejik bir avantaj haline getirebilir.
İşverenlerin Planlaması
İşverenler için en önemli adım, yeni veya değişen zorunlulukları erken planlama ve izleme süreçlerine dahil etmek; çalışanların belge edinimini edindirme programlarıyla desteklemektir. Bu, belgenin gereklilik hâline geldiği zamanlarda operasyonel aksaklıkların önüne geçilmesine yardımcı olur.
Sonuç ve Değerlendirme
Tebliğ No: 2025/1 ve 2025/2 ile yapılan düzenlemeler, Türkiye’de mesleki yeterlilik sistemini daha esnek ve kapsayıcı hale getirmeyi amaçlayan bir evrim niteliğindedir.
Bu çerçevede:
- Olumlu yönler: Standartlaşma, iş güvenliği ve iş gücü niteliği, planlı geçiş süreci
- Olumsuz yönler: Belge alma maliyeti, erişim eşitsizlikleri ve denetim yükü
olarak değerlendirilebilir.
Genel olarak sistem, çalışanların yetkinlik düzeyini artırmayı hedeflerken, değişikliklerle eğitim geçmişi ve deneyime dayalı esneklik sağlamaya çalışmaktadır.
Tebliğ No: 2025/1 ve 2025/2 ile yapılan düzenlemeler, meslekî yeterlilik sisteminin durağan değil; aksine öğrenen ve kendini güncellemeye çalışan bir yapı olduğunu göstermektedir. Getirilen muafiyetler, geçiş süreleri ve kapsam genişletmeleri; sistemin yalnızca belge odaklı değil, insan, deneyim ve eğitim geçmişi odaklı bir denge arayışında olduğunu ortaya koymaktadır.
Bununla birlikte, her düzenlemede olduğu gibi bu tebliğlerde de uygulamada karşılaşılabilecek güçlükler mevcuttur. Belgeye erişimde yaşanan bölgesel eşitsizlikler, maliyet unsurları ve denetim süreçlerinin işveren üzerindeki baskısı, göz ardı edilmemesi gereken gerçeklerdir. Bu noktada, mevzuatın başarısı yalnızca metnin kendisine değil; uygulayıcıların yaklaşımına, rehberlik mekanizmalarına ve destekleyici politikaların varlığına bağlıdır.
Uzun vadede meslekî yeterlilik belgelerinin, yalnızca bir yasal zorunluluk olarak değil; çalışan için bir değer, işveren için bir güvence ve toplum için bir kalite standardı olarak algılanması hedeflenmelidir. Bu algının oluşması ise cezai yaptırımlardan çok, doğru bilgilendirme, erişilebilir sistemler ve adil uygulamalarla mümkün olacaktır.
Sonuç olarak; 2025 yılı düzenlemeleri, eksikleriyle birlikte değerlendirildiğinde, meslekî yeterlilik sisteminin daha kapsayıcı ve uygulanabilir hâle gelmesi yönünde atılmış önemli bir adımdır. Bu adımın gerçek anlamda karşılık bulması ise mevzuatın ruhunu anlayan, sahayı tanıyan ve insan odaklı düşünen tüm paydaşların ortak sorumluluğudur.
Cemil Tanju ANAKLI
Tetkik OSGB Genel Müdür
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
Sayın okuyucu,
Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.
Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

