Mobbing ve Rol Çatışmasının Çalışan Ruh Sağlığına Etkileri

Mobbing ve Rol Çatışmasının Psikososyal Risk Boyutları Çalışan Ruh Sağlığına Etkileri

Gelişen iş dünyası, teknolojik ilerlemeler ve çok disiplinli çalışma ortamları beraberinde çalışanlar üzerinde farklı düzeylerde psikososyal riskleri de getirmektedir. İş sağlığı ve güvenliği kavramı, sadece fiziksel tehlikelerin azaltılmasıyla sınırlı kalmayıp; bireylerin ruhsal ve sosyal iyilik hallerinin korunmasını da içermektedir.

Bu bağlamda öne çıkan en kritik sorunlardan ikisi “mobbing” ve “rol çatışması”dır. Her iki durum da uzun vadede çalışanların ruh sağlığını derinden etkilemekte, bireysel verimliliği düşürmekte ve kurum içi dengenin bozulmasına yol açmaktadır.

Özgüven ve Uyum Yeteneğinin Azalması

Mobbing, sistematik ve sürekli bir psikolojik yıldırma biçimi olarak, hedef alınan çalışanın kendine olan güvenini zamanla aşar. Bu güvensizlik duygusu, sadece mesleki yetersizlik hissi yaratmakla kalmaz, aynı zamanda bireyin sosyal işlevselliğini de bozar. Örneğin, bir çalışanın sürekli olarak fikirleri göz ardı ediliyor, görevleri sınırlanıyor ya da hataları abartılıyorsa, bu birey zaman içinde iş ortamına uyum sağlamakta zorlanabilir ve sosyal geri çekilme davranışları sergileyebilir.

Stres, Anksiyete ve Depresyon

Mobbing‘e maruz kalan bireylerde en sık görülen psikolojik tepkilerden biri kronik strestir. Bu stres zamanla anksiyeteye (kaygı bozukluğu) ve depresyona evrilerek bireyin genel yaşam kalitesini düşürür. Küçük düşürülen, görmezden gelinen ya da alay edilen çalışan, kendini hem iş yerinde hem sosyal çevresinde yalnız hissedebilir. Bu ruhsal çöküntü hali, işe devamlılıkta düşüşe ve iş kazası risklerinde artışa yol açabilir.

Motivasyon ve İş Tatmininde Azalma

Motivasyon, bir bireyin bir işi yapmaya olan isteği ve enerjisini ifade eder. Ancak mobbing ya da rol belirsizliği yaşayan çalışanlar için bu motivasyon kaynağı tükenir. Örneğin, bir hemşire, her vardiyada farklı beklentilerle karşılaşıp hangi yöneticiye yanıt vereceğini bilemiyorsa, zamanla sorumluluktan kaçma, kendini geri çekme ve işinden soğuma davranışları sergileyebilir. Bu da iş devamsızlığı, çıkışlar ve kurum içi üretkenlik kaybı anlamına gelir.

Rol Çatışmasının Yol Açtığı Psikolojik Yük

Çalışanlar bazen birden fazla yöneticiye raporlama yapmak ya da aynı anda birbirine ters düşen iş rollerini yürütmek durumunda kalabilir. Bu durumda “rol çatışması” ortaya çıkar. Kimi zaman bir projede liderlik etmesi beklenen bir personel, aynı anda başka bir üst düzey yönetici tarafından sadece teknik destek sağlaması konusunda uyarılabilir. Bu karışıklıklar zamanla kararsızlığa, yetersizlik hissine ve zihinsel yorgunluğa neden olur.

Rol Belirsizliği ve Kaygı

Bir çalışanın görevi, yetkisi ve sorumluluğu net tanımlanmadığında rol belirsizliği baş gösterir. Rol belirsizliği, çalışanın neyin beklendiğini bilememesi ve yaptığının yeterli olup olmadığı konusunda sürekli kaygı duymasına neden olur. Bu durum da verimliliği düşürürken, kişinin öznel iyi olma halini de zedeler. Kurum içi şefaflığın olmaması, beklentilerin yazılı olmaktan çok sözel talimatlarla belirlenmesi bu süreci tetikler.

Sosyal İzolasyon ve İş Yerinde Dışlanma

Mobbing süreci sadece yönetici kaynaklı olmayabilir; çoğu zaman ekip içi ilişkilerde de sosyal dışlanma biçiminde kendini gösterir. Çalışanlar grup içi sohbetlere dahil edilmemek, toplantılarda fikirlerinin dikkate alınmaması, sosyo-kültürel etkinliklere davet edilmemek gibi uygulamalarla yalnızlaştırılabilir. Bu sosyal izolasyon, insanın en temel psikolojik ihtiyaçlarından biri olan ait olma hissini zedeler ve depresif belirtileri artırabilir.

Fiziksel ve Ruhsal Sağlık Sorunları

Psikososyal riskler zaman içinde sadece ruhsal değil fiziksel sağlığı da etkiler. Uzun süreli stres ve mobbing, uykusuzluk, mide rahatsızlıkları, tansiyon problemleri ve kas ağrıları gibi psikosomatik belirtilerle kendini gösterir. Daha ileri düzeyde ise, bireyde tükenmişlik sendromu, panik atak ya da intihar düşünceleri gelişebilir. Yapılan çalışmalar, mobbing’e maruz kalan bireylerin iş göremezlik oranlarının daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.

Örgütsel Verimlilikte Düşüş

Tüm bu bireysel etkiler doğrudan kurum performansına da yansır. Yüksek personel devir hızı, iş kazalarında artış, yaratıcılıkta azalma ve kurumsal sadakatte düşüş; mobbing ve rol çatışmasının doğrudan sonucudur. Ayrıca bu tip olumsuz çalışma iklimleri, şirket itibarını zedeler ve yetenekli çalışanları elde tutmayı zorlaştırır.

Sonuç ve Öneriler

Mobbing ve rol çatışması gibi psikososyal riskler, sadece bireysel değil, sistemsel önlemlerle ele alınması gereken karmaşık sorunlardır. Kurumların bu riskleri tanıması, önleme politikaları geliştirmesi ve çalışanlarına destek mekanizmaları sunması hayati önem taşır. Psikolojik destek hizmetlerinin yaygınlaştırılması, açık iletisim kanallarının kurulması ve yönetici eğitimlerinin arttırılması bu sürecin yönetilmesinde temel unsurlardır. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir iş yeri ortamı, ancak fiziksel kadar ruhsal sağlığı da gözeten bir anlayışla mümkündür.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Zorbalık Davranışının 4 Sonucu https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK390414/

⭐️⭐️ Çalışanlarda psikolojik zarar kaynağı olarak mobbing https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10124815/

⭐️⭐️ İşyerinde Mobbing – Psikolojik Travma ve Psikiyatrik Semptomların Belgelenmesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30911239/

⭐️⭐️ Çalışanlarda psikolojik zarar kaynağı olarak mobbing https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/37101437/

⭐️⭐️ İnsan hatası https://oshwiki.osha.europa.eu/tr/themes/human-error

⭐️⭐️ İnsan hatası https://www.sciencedirect.com/topics/social-sciences/human-error

⭐️⭐️ Sağlık hizmetlerinde insan hataları ve önlenmesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8562433/

⭐️⭐️ İnsan Hatası ve Hasta Güvenliği https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK585626/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

Sıfır Hata Mümkün mü? İşyerlerinde Psikolojik Sınır Gerçeği

“Sıfır Hata” Bir Tehdit mi, Hedef mi?

Günümüz iş dünyasında “Sıfır İnsan Hatası” hedefi, neredeyse kutsal bir mantra hâline gelmiş durumda. Panolarda yazıyor, yöneticilerin ağzından düşmüyor, denetimlerde sıkça dile getiriliyor. Ancak asıl soru şu:
Bu hedefi gerçekten anladık mı? Yoksa yanlış anlayarak çalışanı mı zorluyoruz, sistemi mi kandırıyoruz?

Ne yazık ki pek çok işyerinde, “sıfır hata” hedefi; sıfır tolerans, maksimum baskı ve tam gözetim anlamına geliyor. Bu durum da çalışanlar için bir gelişim rotası değil, bir cezalandırma yoluna dönüşüyor.
“İnsan makine değildir.” cümlesi ise yöneticilerin eğitimlerde kullandığı ama pratiğe asla yansımayan boş bir slogan olarak kalıyor.

Şirket panolarında “Hatasız Gün: 43” yazarken, çalışanların zihinlerinde “Tükeniş Günü: 42” yazıyor olabilir.

İşte bu noktada gözden kaçan en büyük gerçek devreye giriyor:
👉 Her insanın bir psikolojik sınırı vardır.
Yorgunlukla, stresle, kaygıyla, belirsizlikle, iletişim eksikliğiyle bu sınır aşılırsa; hata artık bir “ihmal” değil, “kaçınılmaz bir sonuç” hâline gelir.

Ancak sorun burada bitmiyor.
İşverenler, bazen hatayı sistemsel eksiklerde değil, kişisel zayıflıkta arar.
İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri, sahadaki gerçekleri gözlemlemeden sadece prosedürler üzerinden kararlar alabilir.
Ve çalışanlar, kendi sınırlarını inkâr ederek daha fazlasını yapmaya çalıştıkça, bir gün o sınırın bedensel ya da zihinsel çöküşle sonuçlandığını fark ederler — ama çoğu zaman çok geç olur.


Sıfır hata hedefinin gerçekten ne olduğu, ne olabileceği ve ne olmaması gerektiği, insanın zihinsel kapasitesi ve duygusal dayanıklılığı üzerinden tartışılıyor.
Birilerini suçlamak için değil, sistemi hep birlikte iyileştirmek için…

Çünkü hatasız iş, hatasız insanlarla değil, insanı anlayan sistemlerle mümkün olabilir.

Gelin yanılgılarımıza ayna tutalım…

İşyerlerinde “Sıfır İnsan Hatası” hedefi için bilinmesi gereken ”Psikolojik Sınır” ile başlayalım.

🔍 🔍 🔍

Psikolojik Sınır Nedir?

Psikolojik sınır, bir çalışanın zihinsel ve duygusal kapasitesinin, dikkatinin, yorgunluk toleransının, stres yönetiminin ve motivasyonunun toplamını ifade eder.

Bu sınır:

  • Algılama,
  • Odaklanma,
  • Karar verme yetisi,
  • Risk farkındalığı gibi birçok faktörü kapsar.

Bu sınır aşıldığında, insan hatası yapma ihtimali istatistiksel olarak hızla artar.

🎯 🎯 🎯

Sıfır İnsan Hatası Hedefinde Psikolojik Sınırın Oluşumu

Psikolojik Sınırı Belirleyen Başlıca Etkenler

EtkenlerAçıklama
Zihinsel yükAynı anda çok görev yapma, karmaşık süreçlerle uğraşma
Fiziksel yorgunlukUzun çalışma saatleri, ağır işler, vardiya sistemi
Duygusal durumKorku, kaygı, öfke, tatminsizlik gibi duygular
İletişim kalitesiAnlaşılır talimat eksikliği, bilgi kirliliği
İşyerinin kültürüHata yapmaya tolerans gösterilip gösterilmemesi
Geri bildirimPozitif/negatif geribildirim sıklığı ve biçimi

📈 📈 📈

Psikolojik Sınırın Yükselmesi (Dayanıklılığın Artması)

Katkı SahibiPozitif Katkılar
Çalışanlar– Kendi sınırlarını tanıma
– Dinlenme ve dikkat tekniklerini uygulama
– Takım içi destek oluşturma
İşveren– Dinlenme ve mola politikaları
– Açık iletişim ve geri bildirim sistemleri kurma
– İş yükünü adil dağıtma
İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri– Ergonomik düzenlemeler
– Psikososyal risk değerlendirmeleri yapma
– Çalışanları stres yönetimi konusunda eğitme

🌱 Sonuç: Psikolojik sınır genişledikçe, birey daha yüksek tempoda, daha kompleks işlerde bile hata yapmadan çalışabilir hale gelir.

📉 📉 📉

Psikolojik Sınırın Düşmesi (Hata Riskinin Artması)

Katkı SahibiNegatif Katkılar
Çalışanlar– Aşırı özveri (molaları atlama, fazla mesaiyi kabullenme)
– Yardım istememe
– Sorunları bastırma
İşveren– Performansa aşırı odaklanma
– Sürekli denetim ve baskı ortamı
– Yetersiz kadro ve aşırı iş yükü
İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri– Sahaya inmeden masa başı analizlerle riskleri değerlendirme
– İnsan psikolojisini göz ardı eden teknik yaklaşımlar

💥 Sonuç: Psikolojik sınırın aşılmasıyla dikkat dağılır, karar mekanizmaları zayıflar ve hata kaçınılmaz olur.

⚖️ ⚖️ ⚖️

Psikolojik Sınır ve “Sıfır Hata” Arasındaki Denge

  • “Sıfır hata” hedefi ancak insan doğasını ve psikolojik sınırları gözeten bir sistem içinde sürdürülebilir.
  • Bu hedef, cezalandırıcı bir yaklaşım yerine, öğrenen bir organizasyon kültürü ile desteklenmelidir.

“Hata”yı Yok Etmek Değil, “Anlamak” Gerekir

İşyerlerinde “Sıfır İnsan Hatası” hedefi, doğru şekilde kurgulandığında bir ütopya değil, bir rehber ilke olabilir. Ama bu hedefe ulaşmanın yolu, insanı zorlamaktan değil, sistemi insanın sınırlarına göre akıllıca ve duyarlı bir biçimde tasarlamaktan geçer.

🌐 🌐 🌐

Gerçekçi İdealler Neler Olmalı?

  1. Hatanın değil, nedeninin sorgulandığı bir kültür:
    • Japonya’da bir otomobil fabrikasında çalışan bir işçi, her hatada üretim hattını durdurabilme yetkisine sahiptir. Çünkü sistem bilir ki hata, bireyin değil, süreçlerin eksiğidir. Bu yüzden hata durdurulmaz, düzeltilir ve öğretilir.
  2. İnsanı bir “kaynak” değil, bir “özne” olarak kabul eden yönetim tarzı:
    • İsveç’teki bir nükleer santralde, çalışanlara her üç ayda bir psikososyal değerlendirme yapılır. Gerekirse rotasyon uygulanır. Çünkü o santralde bilinir ki, mental yorgunluk nükleer kazadan önce gelir.
  3. Ceza değil, destekle iyileşen güvenlik anlayışı:
    • Hollanda’da bir inşaat firmasında, çalışan bir çekiç düşürdüğünde tutanak tutulmaz; bunun yerine ekip olarak “neden düştü, tekrar olur mu?” sorusu tartışılır. Sonuç? 3 yılda %87 oranında ekipman kazası düşüşü sağlanmıştır.
      Çünkü insanı korkutarak değil, güçlendirerek güvenliğe ulaşılır.
🔄 🔄 🔄

İdeal Uygulamalarda Sistem Nasıl Davranmalı?

Uygulama PrensibiAçıklama
Öğrenen sistem kurmakHer hata bir veri olarak ele alınmalı, sistem kendini bu verilerle yeniden tasarlamalı.
Dinamik risk değerlendirmesiÇalışanın ruhsal ve zihinsel durumunun da günlük değerlendirmelere yansıması sağlanmalı.
Psikolojik ilk yardım protokolüTıpkı iş kazasındaki fiziksel müdahale gibi, psikolojik zorlanma durumlarında da müdahale yöntemi olmalı.
İnsan merkezli vardiya planlamasıDikkat düşüşü, bioritim, yaş, görev geçmişi gibi parametrelerle uyumlu sistemler kurulmalı.

🧠 🧠 🧠

Psikolojik Sınırı Yönetmek İçin Kurumlara Öneriler

  1. Psikolojik güvenlik ortamı oluşturun: Hata yapanın cezalandırılmadığı, sorunların açıkça konuşulabildiği bir atmosfer yaratın.
  2. Çevik iş yükü yönetimi uygulayın: Yorgunluk verilerini analiz ederek görev dağılımını optimize edin.
  3. Mola alanlarını ergonomik hale getirin: Gerçek dinlenme sağlayan fiziksel alanlar sunun.
  4. Dönemsel ruhsal taramalar yapın: Anksiyete, tükenmişlik gibi sınır aşımı göstergelerini erken saptayın.
  5. İş Sağlığı ve Güvenliği kültürünü sadece kurallar değil, empati ile inşa edin.
🧠 🧠 🧠

Ve Son Bir Gerçek: İnsan Asla Hatasız Değildir… Lakin

…insan, doğru sistem içinde daha az hata yapan, hatasından öğrenebilen ve gelişebilen bir varlıktır.
Onu baskıyla değil, anlayış ve veriyle yönettiğimizde; insan en büyük risk olmaktan çıkar, en değerli güvenlik faktörüne dönüşür.

📌 📌 📌

Unutmayın:

  • Bir çalışanın hata yapma hakkı yoksa, onun öğrenme hakkı da yoktur.
  • Hataları örtmeye zorlanan sistemler, kazaları kaçınılmaz hale getirir.
  • Psikolojik sınırlar tanınmadığında, fiziksel sınırlar ihlal olur.
📌 📌 📌

İnsana uygun işler, insana uygun sistemler ve insana uygun beklentiler.
Ve bu, yalnızca bir politika değil; ahlaki bir sorumluluktur.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ İnsan hatası https://oshwiki.osha.europa.eu/tr/themes/human-error

⭐️⭐️ İnsan hatası https://www.sciencedirect.com/topics/social-sciences/human-error

⭐️⭐️ Sağlık hizmetlerinde insan hataları ve önlenmesi https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8562433/

⭐️⭐️ İnsan Hatası ve Hasta Güvenliği https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK585626/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir.

Ayrıca, sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir iş güvenliği uzmanının, ilgili mühendisin ya da teknik ekibin yetki ve kararlarının yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, çalışma sahanız içerisindeki tehlike – risk belirlemesi ya da mevcut işleyişin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla firmanızın işleyişine müdahil olma ya da sorumlularınızın vereceği kararların yerine tutması olarak değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

⭐️⭐️⭐️⭐️

Daha Fazla

İş Yerinde Psikolojik ve Nörolojik Güvenlik

İş yerinde psikolojik ve nörolojik güvenlik, çalışanların zihinsel sağlığını korumayı ve nörolojik rahatsızlıkların iş güvenliğine olan etkilerini yönetmeyi amaçlar.

İş yerinde güvenlik kültürünü geliştirmek, çalışanların güvenliğe verdiği önemi artırmak ve riskli davranışları azaltmak için kritik öneme sahiptir. 

Zihinsel sağlık risk yönetimi, stres, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik sorunların iş yerindeki yaygınlığını azaltmak için çeşitli stratejiler içerir.

Nöroergonomik eğitim stratejileri, çalışanların güvenlik bilincini artırmak ve doğru kararlar vermelerini sağlamak için bilişsel yaklaşımlar kullanır.

Bu eğitimler, çalışanların tehlikeleri daha iyi anlamalarını ve önleyici tedbirler almalarını teşvik eder.

Eğitim stratejileri arasında farkındalık eğitimleri, danışmanlık hizmetleri ve destek grupları bulunur.

Zihinsel Sağlık Farkındalık Eğitimleri

Farkındalık eğitimleri, çalışanların zihinsel sağlık sorunları hakkında bilinçlenmesini sağlar ve erken belirtileri tanımalarına yardımcı olur.

Nöroergonomik eğitimler, çalışanların dikkatini çekmek ve bilgileri daha iyi hatırlamalarını sağlamak için interaktif ve ilgi çekici materyaller kullanır.

Örneğin, sanal gerçeklik (VR) tabanlı simülasyonlar, çalışanların tehlikeli durumlarla güvenli bir ortamda karşılaşmalarını ve pratik yapmalarını sağlar. Bu tür eğitimler, çalışanların öğrenme süreçlerini optimize eder ve güvenlik bilincini artırır.

  • Nöroergonomik eğitimlerin önemi
  • Bilişsel davranışçı terapi (CBT) teknikleri
  • Sanal gerçeklik (VR) tabanlı simülasyonlar
  • Güvenlik mesajlarının sık sık tekrarlanması

Zihinsel Sağlık Danışmanlık Hizmetleri

Danışmanlık hizmetleri, çalışanların kişisel veya işle ilgili sorunlarla başa çıkmasına yardımcı olur.

Davranış değişikliği için bilişsel yaklaşımlar, çalışanların alışkanlıklarını değiştirmek ve daha güvenli davranışlar sergilemelerini sağlamak için kullanılır.

Örneğin, bilişsel davranışçı terapi (CBT) teknikleri, çalışanların riskli davranışlarının altında yatan düşünceleri ve duyguları anlamalarına yardımcı olur ve daha güvenli alternatifler geliştirmelerini sağlar.

Zihinsel Sağlık Destek Grupları

Destek grupları ise çalışanların birbirleriyle deneyimlerini paylaşmasını ve desteklemesini sağlar.

Güvenlik bilincini artırma teknikleri, çalışanların sürekli olarak güvenliği hatırlamasını ve önemsemesini sağlamak için kullanılır.

Bu teknikler, güvenlik mesajlarının sık sık tekrarlanmasını, görsel uyarıların kullanılmasını ve güvenlik performansının düzenli olarak değerlendirilmesini içerir. Ayrıca, çalışanların güvenlik önerileri sunmaları ve iyileştirme fikirleri paylaşmaları teşvik edilmelidir.

Stres azaltma programları, çalışanların stres seviyelerini düşürmek ve stresle başa çıkma becerilerini geliştirmek için uygulanır.

Bu programlar arasında yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi teknikler bulunur. Yoga ve meditasyon, çalışanların zihinsel ve fiziksel olarak rahatlamasını sağlayarak stres seviyelerini düşürür.

Nefes egzersizleri ise, çalışanların anlık stres durumlarıyla başa çıkmasına yardımcı olur.

Nörolojik rahatsızlıkların iş güvenliğine etkisi, epilepsi, travmatik beyin hasarı ve demans gibi durumların çalışanların bilişsel ve fiziksel yeteneklerini nasıl etkilediğini anlamayı içerir.

Bu rahatsızlıkların iş güvenliğine olan etkilerini yönetmek için, çalışanların bireysel ihtiyaçlarına uygun düzenlemeler yapılmalı ve destek sağlanmalıdır.

İş yerinde psikolojik ve nörolojik güvenliğin sağlanması, çalışanların genel sağlığını ve refahını artırarak iş güvenliğini iyileştirir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Doğal Yaşayın

Doğal Beslenin

Aklınıza Mukayet Olun

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Sayın okuyucu,

Aşağıdaki linkten yazımızda yer alan konu hakkında sorularınızı ve görüşlerinizi, merak ettiğiniz ve yazılarımıza konu olmasını istediğiniz hususları iletebilirsiniz.

Bilginin paylaştıkça çoğalacağı düşüncesi ve sizlere daha iyi hizmet verme azmi ile her gün daha da iyiye ilerlemede bizlere yorumlarınız ve katkılarınız ile yardımcı olursanız çok seviniriz. https://g.page/r/CTHRtqI0z0gjEAE/review

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Çalışanların Psikolojik Güvenlik Algısı ve Politik Taktik Davranışları http://chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1193579?utm_source=chatgpt.com

⭐️⭐️ Acil durum ve güvenlik yönetiminde nöroteknolojinin kullanımıyla daha güvenli bir çalışma ortamı yaratmak https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/37270412/

⭐️⭐️ Beyinden işyerine: fNIRS’in bilişsel çalışmalarda ve işçi güvenliğindeki rolü https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10634210/

⭐️⭐️ Nörogüvenlik bilimi: Güvenlik sorunlarının sinirsel mekanizmalarını ortaya çıkarmak için ortaya çıkan yeni bir disiplin https://www.frontiersin.org/journals/neuroscience/articles/10.3389/fnins.2023.1190995/full

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:

Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hukuki tavsiye yerini alamaz. Web sitemizdeki yayınlardan yola çıkarak, işlerinizin yürütülmesi, belgelerinizin düzenlenmesi ya da mevcut işleyişinizin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriğinde yer alan bilgilere istinaden profesyonel hukuki yardım almadan hareket edilmesi durumunda meydana gelebilecek zararlardan firmamız sorumlu değildir. Sitemizde kanunların içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.

Ayrıca;
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla

Çocuklarda Dalış Öncesi Muayene ve Seçim Kriterleri

Ülkemizde, Türkiye Su Altı Sporları Federasyonu (TSSF) kuralları gereği yasal dalış yaş sınırı 14‘dür.

Güney Pasifik Sualtı Tıbbı Derneği (SPUMS) Rekreasyonel Dalış için Tıbbi Standartlar Komitesi, 1990 yılında tüplü dalış eğitimi için asgari yaşın 16 olması gerektiğini önermiştir ve bu tavsiye tamamen güvenlik faktörlerine dayanmaktadır. 2010 SPUMS kılavuzu, 14 yaşın altındaki çocuklar için dalışı önermemektedir.

Profesyonel Dalış Eğitmenleri Derneği (PADI), aynı zaman diliminde 12 yaşından küçük çocuklara 30 yıllık eğitim vererek elde ettiği verileri Confédération Mondiale des Activités Subaquatiques (CMAS) gibi diğer kuruluşlardan elde edilen verilerle birleştirerek asgari yaş sınırını 10 olarak belirlemiştir.

Confédération Mondiale des Activités Subaquatiques (CMAS)’ın asgari yaş sınırı 8 olan bir gençlik programı bulunmaktadır.

Amerikan tüplü dalış eğitim kurumları 8-12 yaş arasında yaş sınırları konusunda anlaşmış durumdalar.

2003 yılında Hollanda Dalış ve Hiperbarik Tıp Derneği (DSDHM), tüplü dalış için asgari yaşın 14 olarak belirlendiği ulusal bir kılavuz yayınlamıştır.

Görüldüğü gibi resmi su altı dalış organizasyonları dünya genelinde dalış sporu için çocuk yaşı konusunda ortak bir sınır belirleyememiş durumdalar.

18 yaş altına inildikçe dalış öncesi muayenesinde erişkinlere göre çok daha titiz olmak gerekmektedir.

Çünkü;

– Sekiz yaşına kadar akciğer gelişiminin yeterli olmaması
– Daha yüksek pulmoner kapanma hacmi olması
– Akciğer uyumluluğunun azalması (barotravma riskinin artması)
– Daha fazla sayıda solunum yolu enfeksiyonu geçirmeleri
– Östaki borusunun açılma mekanizmasının işlevsel olarak olgunlaşmamış olması
– Vücut yüzeyi:ağırlık oranının uygun olmaması (hipotermi riski)
– Kemik gelişiminin tamamlanmamış olması
– Matematiksel ve fiziksel yasaları anlama yeteneklerinin sınırlı olması
– Duygusal dengesizlikleri
– Kendine ve başkalarına bakım yapma konusunda sınırlı yetenekleri

Gibi farklılıklarının olduğu bilinci içerisinde değerlendirmelerinin yapılması gerekir.

Kulak Burun Boğaz Muayenesinde Farklı Bulgular

İniş sırasında dalgıç, timpanik membran üzerindeki basınç arttıkça iç kulaklarında ağrı hissedecektir. Bu basınç farkını dengelemek için, nazofarenks yoluyla iç kulağa hava zorlayarak “telafi edebilmelidir”.

İç kulaklardaki basıncı dengelemek için en yaygın teknik, üst hava yolları, östaki boruları ve orta kulak içindeki basıncı artırmak ve dengelemek için ağız ve burun deliklerini kapatırken nefes vermeye çalışılarak gerçekleştirilen Valsalva manevrasıdır.

Çocuklarda en önemli risk faktörü östaki borularının işlev bozukluğudur. Çocukların yetişkinlere kıyasla daha kısa, daha dar, daha yatay boruları, olgunlaşmamış gevşek elastik kıkırdakları ve daha büyük geniz etleri vardır.  Sekiz yaşına kadar olan çocuklarda eşitleme yeteneğini etkiler. Aynı sebeple çocukluk çağında orta kulak hastalıkları daha sık görülür.

Çocuklarda daha önceki timpanik membran ameliyatı, sık kulak enfeksiyonları ve atopik bir kulak yapısı sinüzit, akut ve kronik orta kulak iltihabı ve akut tüp ventilasyon bozuklukları olması durumunda tüplü dalışına izin verilmez.

Akciğer Muayenesinde Farklı Bulgular

Akciğerlerde alveol sayısı sekiz yaşına gelindiğinde maksimuma ulaşır. Lakin nispeten düşük akciğer elastikiyeti ve hava yolu çapı, yetişkinlere kıyasla daha yüksek bir solunum çabasına ve akciğerlerdeki havanın dışarı boşalmasının (ekspirasyon) sonunda artan hava yolu çöküşüne yol açar. Bu, küçük çocukları teoride hava hapsine ve akciğer barotravmasına karşı daha savunmasız hale getirir. Sonraki ergenlik döneminde, alveoller ve hava yolları yaklaşık 16 yaşında yetişkin boyutuna ulaşana kadar büyür.

Çocuklarda, hava yollarının daha küçük nispi çapı ve daha fazla uyum nedeniyle dalış sırasında solunum çabası daha da fazladır. Bu da küçük hava yollarının çökmesine ve gaz değişiminin bozulmasına yatkın hale getirir. Ayrıca, çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları sık görülür ve bu da hava yolu tıkanıklığı riskini artırır.

  • Kistik adenomatoid malformasyonlar
  • Pulmoner büller

Pnömotoraks riskinin yüksek olması nedeniyle dalışa onay verilmez.

  • Yakın zamanda geçirilmiş plevra hastalıklarında uzman hekim onayı alınmadan dalış onayı verilmemelidir.
  • Kistik fibrozis, bronşiolitis obliterans ve malaziler tanısı olanlara dalışa onay verilmez.
  • Spontan pnömotoraks geçirmiş olanlarda dalışa onay verilmez.
  • Plevral drenaj öyküsü varsa, en az altı hafta dalışa izin verilmez.

Hafif – İyi Kontrol Edilen Astım ve Çocuklarda Dalış

Yetişkinlerde sağlık takibi yapılarak ve önlemler alınarak güvenli bir şekilde dalış yapabilirler.

Lakin, çocuklarda soğuk kuru hava akciğerlerdeki hava yollarının çevresindeki düz kasların kasılması sonucu daralmasına (bronkokonstriktif) yol açan uyaranlara karşı daha duyarlı oldukları için astım mevcudiyeti durumunda ve bronşiyal hiperreaktivite belirtileri (ilaçlı veya ilaçsız) olması durumunda tüplü dalışına izin verilmez.

British Thoracic Society‘ye göre  dalış, semptomları olmadığı, normal bazal spirometri değerlerine (FEV1) sahip olduğu sürece 12 yaş üstü astımlı yetişkinlerde ve çocuklarda izin verilmektedir.

Kardiyovasküler Muayenesinde Farklı Bulgular

  • Atriyal septal defekt (ASD)
  • Ventriküler septal defekt (VSD)
  • Pulmoner stenoz (PS)
  • Aort koarktasyonu (CoA)
  • Fallot tetralojisi (ToF)
  • Büyük arterlerin transpozisyonu (TGA)

Bu hastalıklara benzeri doğuştan kalp hastalığı olan çocuklar erken yaşlarda opere edilirler. Komplikasyon olmayan durumlarda iyileşme dönemleri sonrasında tüplü dalış konusunda uzman bir kardiyolog tarafından değerlendirildikten sonra onay vermesi şartı ile dalış yapabilirler.

Pulmoner hipertansiyonu ve/veya rezidüel atriyal veya ventriküler septum defektleri (sağdan sola şantları) olan doğuştan kalp rahatsızlığı olan çocukların tüplü dalışına izin verilmez.

Kas İskelet (lokomotor) Sistemi Muayenesinde Farklı Bulgular

Tüplü dalışa girişen çocukların kullandığı dalış ekipmanlarının maksimum ağırlığına ilişkin uluslararası bir kılavuz bulunmamaktadır.

Amerikan Mesleki Terapi Derneği (AOTA), sırt çantalarının öğrencinin vücut ağırlığının %10’undan daha ağır olmamasını önermektedir. 

Tam dalış ekipmanının ağırlığı, ıslak elbisenin kalınlığına, tüp ve denge yeleği (BC) boyutuna ve ağırlık kemeri gereksinimlerine göre değişmektedir. Ortalama olarak bir çocuk yaklaşık 15 kg taşıyacaktır. 

Bu bilgiler eşliğinde çocuk yaş grubunda dalış elbisesi ve ekleri harici malzemelerin suya giriş sonrası kuşanılması kas iskelet sistemlerine binecek yükü eksiltecek ve riski azaltacaktır.

Termoregülasyon (Isı) Regülasyonu Sistemleri – Hipotermi Riski – Metabolizma

Çocuklar genellikle vücut ağırlığına göre daha yüksek bir yüzey alanına, daha düşük vücut kitle indeksine ve kiloya ve nispeten daha az deri altı yağ dokusuna sahiptir. Bu, daha fazla ısı rezervine sahip olan yetişkinlerden daha hızlı bir ısı kaybına neden olur.

Hipotermi riski genellikle 25°C’den daha soğuk suda başlar.

Çocuklarda (yetişkinlerde olduğu gibi) hipotermi yalnızca bronkomotor tonusu değil aynı zamanda kas iskelet sistemi (lokomotor) ve bilişsel yetenekleri de etkiler. 

Çocuk yaş grubunda hipotermi riskini azaltmak için soğuk suda dalışlardan kaçınılmalı yada dalış kıyafetlerinin kalınlığı ve tipi dalış yapılacak suyun ısısına göre doğru tercih edilmelidir.

Diyabet ve Çocuklarda Dalış

Yetişkin diyabet hastaları gerekli önlemler ve kısıtlamalarla dalış yapabilirler. Lakin Uluslararası tıbbi yaklaşımlar, 18 yaşından küçük diyabet hastalarının dalış yapmasına izin verilmemesi yönündedir.

Yetişkinler için geliştirilmiş olan öz beyan formu genel olarak dalış organizasyonları tarafından yeterli ve geçerli kabul etmektedir.

Epilepsi Hastalığı ve Çocuklarda Dalış

Bir kısım Çocuk Nöroloji Uzmanının görüşüne göre; dalış, çocuğun dört yıldan uzun süredir stabil ilaç tedavisiyle nöbet geçirmemiş olması, sakinleştirici ilaç kullanılmaması ve risklerin yeterince anlaşılması durumunda yapılmalıdır. 

Psikolojik Durum Değerlendirme ve Çocuk Dalışı

Bir çocuğun dalış yeteneğini değerlendirmek için özel bir psikoteknik test yoktur. Çocuklarda psikolojik değerlendirme her zaman kapsamlı ve bireyselleştirilmiş olmalı ve aşağıdaki faktörler dikkate alınmalıdır:

  • Dikkat yeteneğindeki tipik azalma, hiperaktivite ve dürtüsellik bu bozukluğu dalışla bağdaşmaz hale getirir.
  • Çocuklar yetişkinlere göre daha kolay dikkati dağılır ve dikkatlerini çeken bir şey olduğunda derinliklerini değiştirme olasılıkları daha yüksektir.
  • Macera duygusu yüksektir. Hastalık ve riskler konusunda farkındalıkları düşüktür veya yoktur. Davranışlarını tahmin etmek daha zordur.
  • Çocuklar somut düşünmeyi kullanırlar ve öğrendiklerinden farklı durumlarda yeterli tepki verme yetenekleri daha azdır.
  • Her eğitim aşamasında psikolojik bir değerlendirme yapılmalıdır. 
  • Çocuğun dalmak istediğinin ve bunu ebeveyn veya akran baskısı nedeniyle yapmadığının belirlenmesi önemlidir.

18 yaş altı çocuklar için;

Tüplü dalış için gerekli ve yeterli düzeyde yönetici işlevine sahip oldukları, kontrol yeterliliklerinin yeterli olduğu, sürekli dikkat ve bilişsel esnekliğe sahip oldukları, kanaatına varılmadan dalışına onay verilmemelidir.

Çocuğun Dalışa Kabul Edilmesi

1. Çocuk dalışa gitmek istiyor mu? (yoksa ebeveynleri veya akranları mı istiyor)
2. Çocuk tıbbi gereklilikleri karşılıyor mu?
3. Çocuk yüzme biliyor mu? (en az 25m ekipmansız)
4. Çocuk dinleme ve anlama becerisine sahip mi?
5. Çocuk kurallara uyma becerisine sahip mi?
6. Çocuk korkuyu tanımlayıp yorumlama becerisine sahip mi?
7. Çocuk varsayımsal durumları yorumlama becerisine sahip mi?
8. Çocuk stresli, korkmuş veya sinirli olduğunda yeterli tepki verme yeteneğine sahip mi?
9. Çocuk sorunlarını iletebilme, yardım isteme ve yardım teklif etme becerisine sahip mi?
10. Çocuk sorumluluk sahibi midir?

Sorularının cevaplarının olumlu olması gerekir.

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bilimsel Yazı Sevenler Devam Edebilirler

⭐️⭐️ Çocukların tüplü dalışa uygunluğunun değerlendirilmesi https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12057003/https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12057003/

⭐️⭐️ Çocuklarda tüplü dalış: Fizyoloji, riskler ve öneriler https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/26022420/

⭐️⭐️ Güney Pasifik Sualtı Tıbbı Derneği’nin (SPUMS) çocuk ve ergen dalışına ilişkin pozisyon beyanı https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/39675742/https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/39675742/

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Dr Mustafa KEBAT

Tetkik OSGB İş Sağlığı ve Eğitim Koordinatörü

Sınırlı Sorumluluk Beyanı:
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır
.

Daha Fazla